#zehir

[crowwowo]

Some day you'll know I was the one But tomorrow may rain, so I'll follow the sun

I'll Follow The Sun by The Beatles

--

this was just my excuse to combine a bunch of references/poses I've been wanting to use, wanted to show more of fjorester traveling through the empire + their silly deities (fjord's... THREE)

[arclundarchivist]

[Spoilers C3E99]

-

-

Thinking about who isn’t on Aeor right now.

We have Mercy and Death, Nature and Knowledge, Deceit and Destruction.

And while Etharis is notably absent, she isn’t alone. But why would the Goddess of Civilization come to witness the destruction of the last great sky city? Why would she play her hand? How could law personally create such chaos? So she sends a being… that seems to my eyes to be born of Elemental Chaos, and what *love* does it bring with it?

But there are others.

Kord is waiting in the wings. For the battle has yet to truly begin, but when it does he will be ready.

Yet Avandra. Bahamut. Moradin. Where are they?

Freedom and change doesn’t stand against Aeor’s tyranny yet, perhaps she sees the tyranny the gods themselves have wrote upon the world in their conflicts.

Justice and Honor are not here in Aeor. Does that mean he believes what they do is wrong?

And the Moonweaver? Why does the goddess of trickery not play her hand in this caper?

Moradin is a god of creation and craft, how could he take part in the dismemberment and what is more destruction of the last great edifice of the Arcanum?

And those Betrayers that ignored their kin to follow their own pursuits?

Bane *is* tyranny, is conquest. Is he too focused on forging his domain to care, or does the tyranny of Aeor empower him all the same even if they refuse to pay homage to any?

What of Tiamat? Does she simply stay away because her twin is also missing? Are they too embroiled in their own conflicts? Is there nothing for her to cover in this place? Did her envy consume her enough that she can only look upon her siblings in scorn?

And Zehir, the snake, the spy, the bloodletter, why would the god of murder not wish to wet his hands in the blood of a city so old and defiant? They wish to kill him. Does he respect that wish? Or is he simply eager to watch the pair he hates walk in *his* domain

There is so much a *want to know* but I’m not sure there will be answers.

[veradansatirlar]

Özlemin silinmiyor kalbimden bu yüzden her gece zehir ruhuma

[kaybolmusruhsposts]

Sevgi aslında bir zehirdir, hoşlantıyla kanınıza girer, aşkla öldürür..

[ruhsuzkalan]

Sana gittiğimi dahi söylemedim...Bazen gittiğim yerden dönmek istemiyorum ama sen hiçlikte yalnızsın. Biraz daha gelmezsem unutacaksın. Ben gelemiyorum, özür dilerim sevgilim. Ben bize bir öm��r gelemeyeceğim.

~Artık hiç~

[acz1kul]

Dünyanın en pahalı yemeklerinden biri ıstakoz...

Yakalanması, pişirilmesi ayrı bir vahşet.

Istakozlar, en savunmasız ve kaçma yeteneği en zayıf olan canlılardan biridir.

Bu yüzden, yakalanırken hiç karşı koymazlar.

Her canlının kendini savunma hakkı vardır.

Ama ıstakozların yok sayılır.

Öldürülüp pişirilirse, zehirli kanı etine bulaşır.

Bu yüzden canlı canlı haşlanarak kanındaki zehir yok edilir.

Normalde ses çıkaramayan ıstakozlar, kaynarken canları o kadar yanar ki kıskaçlarını şiddetle birbirine vurur.

Bu yüzden kıskaçları bağlanır veya arasına kumaş konulur...

Aslında bu dünyada hiçbirşeyden emin olamazsınız ancak ben şundan eminim ki karun kadar param olsa, hanlarım & hamamlarım, plazalarım olsa, yine de bir restorana gidip özgür irademle ve ağız tadıyla bir ıstakoz yiyemeyeceğime eminim, birazcık empati kurabilen herkesin aynı şekilde düşünmesini beklemek ise sanırım iyimserliğin en saf hali olsa gerek.

"İnsanoğlu en vahşi yaratıktır" sözü, bazı durumlarda gerçekliğin en yalın haline karşılık gelebiliyor ... ALINTI

[wehuzunngeldi]

çarpılmışım başım sersem

sevdim jilet yiyen kızı

göğsündeki kumrulara değsem

gagaları zehirli kırmızı

[berceste-i]

Hayallerim zehir de boğuldu, sardı zifir çocuk ruhumu..

[deathofthebutterfly]

Bak rüzgara, ayaz belli ediyor artık kendini,

Nerde şimdi beni ısıtan yüreğin?

Bir kibrit ateşinin bile imrendiği,

Yangın yeri yüreğin vardı senin.

Kalbin ısıtırdı beni,

Ayazda üşüyen ellerimi,

Ne sen kaldı geriye,

Ne de beni ısıtan yüreğin.

Ayazlara mahkum eyledin beni.

Şimdi anladım ki;

Kışın ayazı bile daha şifalıdır,

Senin şifa diye inandırdığın zehirli yüreğinden.

Z.D.

[saniriimoluyorumm]

Acı ve zaman...

Birbiri ile bağdaştırılan o iki kelime. Zamanla acısı hafifler. Onlara göre zaman sihirli bir tür ilaç. Zaman geçtikçe unutursun derler. Geçer derler. Ama ya bu ilaç gibi görünen zaman bir tür zehirse?

Gün geçtikçe içinizde yayılan bir zehir. Günü gelince ruhunuzda hissettiğiniz o acı. Hani bir süreden sonra ruhunuza bir acı, bir yük oturur. İşte ya o zamanın getirdiği bir yükse.

Bu kavramlar büyük bir denklemden geçer. Zaman kimisi için ilaç kimisi için ise bir zehirden ibarettir.

Peki ya senin için?

Zaman bir ilaç mı yoksa zehir mi..?

[gokyuzundekiays]

“Ölürüm sevdiğim zehirim sensin.

Evvelim sen oldun, ahirim sensin.”

Neşet Ertaş

[sakaryarasaa]

Delibalın fazlası zehir.

[dilhunbiri]

şâirin "göğnümün şifâlı zehri" diyerek, iç çektiği.

[moonliht1903]

"Bazen sadece bir çocuk olmak istiyorum evet, o küçük kız çocuğu..."

'Z'💐.🌚

[yurekbali]

İnatçı bir ağaçtır. Dişlidir, kolay kolay pes etmez. Biz ona zakkum deriz. Ağu ağacıdır, zehirlidir. Yapraklarını keçiler bile yemez. Ege ve Akdeniz kıyılarında, Gökçeada’dan Antakya’ya kadar her yerde rastlarsınız ona. Kurumuş dere yataklarında, Toros Dağları’nın eteklerinde boy gösterir. İşte bakın, bir zakkum Antalya’da da çiçeğe durmuş. Biz birine kızdığımızda bazen “Zıkkımın kökünü̈ ye!” deriz bu zehirli ağacın adını anarak. Oysa Antalya’ya gelip onu gören bir Japon için nasıl bir mutluluk kaynağıdır bu zakkum ağacı. Öyledir, çünkü̈ atom bombasıyla yerle bir olan ve en az 200 bin kişinin öldüğü Japonya’nın Hiroşima kentinde umut anlamına gelir zakkum. Bombanın yarattığı felaketin ardından Hiroşima’da 75 yıl boyunca bitkilerin yeniden yeşermeyeceğine, ağaçların büyümeyeceğine inanılıyordu. Ama zakkumlar çok geçmeden kömürleşmiş molozların ve küllerin arasından doğarak kırmızı çiçeklerini açmıştı. Bu mucizevi geri dönüş insanların da kente geri dönmelerini ve Hiroşima’yı yeniden inşa etmelerini sağlamıştı. Çılgın bir sevinçle çiçek açmış bu zakkum ağacının zehrinden belki bir gün ilaç yapılır, adı yalnızca Hiroşima’da değil, dünyanın her yerinde umutla anılmaya başlanır...

[sadeceanlamayacalis]

-bana "delibal" diyorsun ya Delibal 'ın fazlası zehir ... Delibal zehir efsunum