Hiç kimse değilim ben.Kimseye kılıç çekmedim savaşta.Yankıyım, unutuşum, hiçliğim ben.
Last active 3 hours ago
Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
bilinmedik bir hüzün var içimde,
bir gariplik.
anladım ki,
ya ben fazlayım bu şehirde ya da biri eksik.
4 notes
·
View notes
Text
– işte o zaman diyorum ki –
gelişin şen olsun senin
her şey esirgesin seni
çünkü açlık çoğunluktadır
ve ezecektir gücüyle dünyayı
– ikimize bir aşk elbette yetmez
türlü şeylerin savunulduğu –
diriliğe eşitliğe tokluğa
artık ayıp olan tokluğa
çünkü açlık çoğunluktadır
açlık.
5 notes
·
View notes
Text
"ben, yani Yakup, her türlü çağrılmanın olağan şekli, daha hiç çağrılmadım. biri olsun 'Yakup' diye seslenmedi hiç, Yakup! diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayım. ve içimden durgun ve çürük bir suyu düşüreyim. ceplerimdeki eskimiş kâğıt parçalarını atayım. sonra bir güzel yıkanayım."
10 notes
·
View notes
Text
...
ey unutuş! kapat artık pencereni,
çoktan derinliğine çekmiş deniz beni;
çıkmaz artık sular altından o dünya.
bir duman yükselir gibidir kederden
macerası çoktan bitmiş o şeylerden.
amansız gecenle yayıl dört yanıma
ey unutuş! kurtar bu gamlardan beni.
5 notes
·
View notes
Text
“gün oldu tutuklu yargılandı gözyaşlarım bu ülkenin cuntasında ve puntasında bir gazetenin kilitlendi dudaklarım. açtım gözlerimi:sıkıyönetim sıkıya yönelir tim ve hürriyete vurur kurur gözlerimden düşen bir yaş masamda hiç ölmemeliyim çok yaşamasam da…”
—
21 notes
·
View notes
Text
yüzüm yüzünü terk edeli kıştı.
yeni yeni kıştı. kollarım kendi
bacaklarımı sarmıştı. fotoğrafta görünmeyen
ışıklar vardı. sandalyenin ucuna oturmuştum.
gözlerim bacaklarıma dolanan kollarıma,
sonra bacaklarıma, sonra daha uzağa, salondan
da uzağa,
o yok yere bakıyordu.
6 notes
·
View notes
Text
görüyorsun bir acıyı gidiyoruz seninle, örselenmiş söz yığınları bırakarak kırık tekerlekler gibi ardımızda. ve üstümüzde döneniyor çaylak sürüsü, doyabilmek için yaralı bir aşkla.
6 notes
·
View notes
Text
kalbim ödünç say sana ayrılan ne varsa geri vermiştin dinini dilini de unut artık aztektin yahut kürt, hüznünse kızılderili geri ver ne kalmışsa sende, umutların dahil hiçlik, o sezdiren keder buydu senin payın duyumsa sülfürün yarışını seni vur ,seni bekleme, seni tarihsiz kıl bir kartala parçalat seni kayalara zincirleyerek kurbanla kurban eden bilinmiyor tarihe bakarsan bir efsaneydi yaşamak, sende bilmiyorsun bunu medyomdu kimya bir senfoninin diliydi belki yeni cehennemler kurmuştuk bilinebilir şeylerden sözünü tut artık, seni tarihsiz kıl ve katlanma bu dünyaya ey kalbim.
6 notes
·
View notes
Text
"...
nerdeyim
kelebeklerden dokunuşlar alan bir yaprak gibi inceyim
para bozduranların az çok bildiği
adres soranların gene bildiği
bir sokakta bir aşağı bir yukarı
saatlerce dolaşanların hemen hemen bildiği
amansız bir güceniğim
...
10 notes
·
View notes
Text
çok günah işledim,
korkuyorum.
ayaklarının altına al beni anne,
cennete gitmek istiyorum.
8 notes
·
View notes
Text
hoyrattır bu akşamüstüler daima.
gün saltanatıyla gitti mi bir defa
yalnızlığımızla doldurup her yeri
bir renk çığlığı içinde bahçemizden,
bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan
lavanta çiçeği kokan kederleri;
hoyrattır bu akşamüstüler daima.
dalga dalga hücum edip pişmanlıklar
unutuşun o tunç kapısını zorlar
ve ruh, atılan oklarla delik deşik;
işte, doğduğun eski evdesin birden
yolunu gözlüyor lamba ve merdiven,
susmuş ninnilerle gıcırdıyor beşik
ve cümle yitikler, mağluplar, mahzunlar...
4 notes
·
View notes
Text
seni bir boşluğa attım
gitmek üzereydim kalktım
boşluk sesi ol..
hoşluk sesi ol..
gözlerimdeki ay ışığı
gözlerinin körlüğü içindi.
hadi benim umarsızım
ben ölmek üzereyim
yorgunluğum da öyle
sabrımın son parçasını da yedim
az önce.
7 notes
·
View notes
Text
ben topraktan sıyrılıyorum buğular ve aşiret rüzgarları kanımda. arklardan gece vakti sular kaç zaman ayaklarıma yaslı bir selam gibi dokundu kopartılmış yapraklarımdan ibaretti hüzün dedim rahmet yağar ben yürürken gece benim ardımda taşıdım kara gençliğimi dağların damarında hep döşümde yaratkan, patlayıcı bir kimya beynimde hep manalı bir uçurum.
10 notes
·
View notes
Text
ama aşkının rengine bürünüyor sözlerim.
sen sarıyorsun işte, sen dolduruyorsun hepsini.
bir sonsuz gerdanlık yapıyorum onlardan
üzümler gibi tatlı, beyaz ellerin için.
5 notes
·
View notes
Text
bir bunaltı rüzgârı sürüklüyor sözlerimi.
düş kasırgaları deviriyor ikide bir.
başka sesler duyuyorsun acılı sesimde.
eski ağızlardan ağıt, eski işkencelerden kan.
sev beni dost. bırakma beni. izle beni.
izle beni dost, şu bunaltı dalgasında.
7 notes
·
View notes
Text
ittim kapıyı girdim içeri, cesurca ya da aptalca o ve çocuklardı dünya yalnızlığım yitti karşılığında bir saksı beyaz siklamen siyah güderi eldiven, renkli camlar acıdan bir ayla ortasında açmaya korkulan mutluluklar, gizli keyifler girdi hayatıma
4 notes
·
View notes
Text
Sağ çıkıp günlük savaştan Evin yolunu tutmuşum Yemek yedik, çocuklarım uyudu İniyor üstüme yavaştan Allah’ın bembeyaz bulutu Kederlerimi unutmuşum.
9 notes
·
View notes