#uzaya dönüş
Explore tagged Tumblr posts
Text
Hz. Musa ve Hızır Kıssası aslında bir Flashback mi?
Bu gece, Kuran-ı Kerim'deki Musa ve Hızır Kıssası'nda anlatılanların aslında bir flashback (geçmişe dönüş) olabileceği teorisi üzerinde duracağım.
Bu gece, Kuran-ı Kerim’deki Musa ve Hızır Kıssası’nda anlatılanların aslında bir flashback (geçmişe dönüş) olabileceği teorisi üzerinde duracağım. Ramazan, bereketiyle devam ediyor elhamdülillah. Kuran’ı anlama yolculuğunda Taha Suresi’ne ulaşınca yine başka bir kapı aralanıverdi kavrayışa aç zihnimin içinde. Çünkü Hud Suresi 1. ayetinde ifade edilen metoda göre Allah bir ayeti indiriyor sonra…
View On WordPress
#Duvar#Flashback#Geçmişe Dönüş#Gemi#Hızır Kıssası#Hud Suresi#Hz#Hz Musa#İskender Türe#Kasas Suresi#Kehf Suresi#Kuran#Kuran-ı Kerim#Kuranda Uzaya Seyahati Anlatılan İnsan#Öldürme#Ramazan#Sandık#Sepet#Şuayb#Taha Suresi#Zülkarneyn
2 notes
·
View notes
Text
Babam 1970 yılında Kayseri'den Almanya'nın Mannheim şehrine gelmiş. ❗️👇
Ben 1980'de Mannheim'da doğmuşum. Babamın bir tek kızıyım ve 2 ağabeyim var. Mannheim'da mesleki egitimimi tamamladım ve mesleğim üzere çalışmaya başladım.
Her yıl babam arabanın bagajını tıka basa doldurur ve bizi Kayseri'ye izine götürürdü. Benim Türkiye'deki hayat çok hoşuma giderdi. Bu bağlamda 2019'da temelli Kayseri'ye dönme kararı aldım.
Almanya'daki arkadaşlarım böyle bir adımı atmaya nasıl cesaret ettigimi çok merak ettiler, şaşıranlar oldu. Ben ise Almanya'dan Türkiye'ye kesin dönüş yapan annem ve babama daha yakın olmak için ve memleket sevdalısı olduğumdan bu adımı attığımı belirttim.
Annemle babam Kayseri'ye 50 km uzaklıkta bulunan köyümüzde ikamet ediyorlar. Ben köy hayatı yerine, şehirde yaşamayı tercih ettiğimden, kendime Kayseri'de şehir merkezine yakın, 3 odalı bir daire kiraladım.
Şimdi aradan hemen hemen 2,5 sene geçti ve halen Kayseri'deyim. Kendi çapımda tercüme işleriyle ilgileniyorum.
Şu 2,5 sene içinde memleketde neler gördüm, neler yaşadım, Almanya'da ben bunları 39 yılda ne gördüm ne de yaşadım. Benim için anormal ama Türkiye'deki insanımız için gayet normal olan şeylerdi bunlar.
Yine bu süre içinde edindiğim tecrübeye göre Türkiye'nin sorunu sadece enflasyon, pahalılık, düşük asgari üçret değil. Aynı zamanda, ahlakını vijdanını yitirmiş, kendi çıkarından başka hiçbir şeyi dert edinmeyen insanımız.
Amca oğluma ev tutmaya yardımcı ol dedim. Sonra öğrendimki, canım, ciyerim akraba olduğumuz için değil, ev şirketinden komisyon aldığı için bana yardımcı olmuş.
Yine, teyze kızıma, taşındığım daireye perde diktirmek için bir perdeci bulmasını rica ettim, baktımki o da benim için değil de komisyon için yapmış.
Tercüme ettiğim şirketlerin hemen hemen hepsi, dincisi, dinsizi, sağcısı, solcusu, AKP'lisi, CHP'lisi, asgari ücretle çalışan işçilerini haftanın 6 günününde de 10'ar 12'şer saat çalıştırıyor ve mesailerini ödemiyor.
Kul hakkı kalmamış bu memlekette. Herkes herkesin sırtından en kolay şekilde çıkar elde etme derdinde. Akrabalıklar, kardeşlikler, arkadaşlıklar dahi çıkar için kurulu burada.
İnsanlarımızın bazıları ticaret yaparken söyledikleri yalanı delikanlılık zannediyor. Zengin olan zenginliğe doymuyor, fakir ise fakirliğinin Allah vergisi olduğunu düşünüyor. Her yerde kişilere göre muamele, kişilere göre fiyat uygulanıyor.
İnsanımız sadece kendi evinin içini temiz tutarken, evin dışı, sokak, cadde olduğunda eline geçen herşeyi yola bele atıyor. Hele birde şu çit çit çekirdek çitleyenler!
Maalesef ülkemizde yine, eğer bir mevkiye gelebilmişsen adamsın, ya bir mevkin merteben yoksa, seni kimse adamdan saymıyor.
Hele hele 'ben üniversiteliyim, ben mühendisim, ben doktorum, avukatım' gibi insanımızın kendilerini başkalarından üstün görmeleri, çok cahilce ve çok kabul edilmez bir durum. Uzaya çıksak ne olacak, insanımız zır cahil olduktan sonra.
Avrupa'nın birçok ülkesinde olmayan hastaneler yapılmış ama doktor, hemşire, hasta bakıcı görevinin başında olmazsa vatandaşa gereken muameleyi yapmazsa neye yarar. Hasta ve hasta yakınları, kural tanımaz, kanun tanımaz, hemşire doktor döverse ne anlamı kalır o hastanenin, sağlık merkezinin.
Trafikte desen yaya geçidini takan yok! Arabanı devletin yoluna park ettiğin için, dükkan sahipleriyle kavga edersin, dükkan önü olduğu için polisimiz seyreder, seni korumaz işlem yapmaz.
Birde koca Kayseri'de trafik polisi, yok denecek kadar az. Kimsenin kurallara uyduğu falan yok. Vatandaşımız, cezalar caydırıcı değil diye devleti suçlu bulurlar, kendilerine benzeri bir ceza verildiğinde, bu sefer devlete söverler.
Yine bu 2,5 yıl içinde şunu anladım ki, insanımızın zihniyeti değismedikce, bu memleketin başına kim gelirse gelsin, iki yakamız bir araya gelmez.
Ben yine de Almanya'ya geri dönme düşüncesinde değilim. Kendimce doğruları yaşıyorum, yanlışlardan uzak duruyorum.
Kayseri'den saygılar ve sevgiler
Aysegül K.
———————————————
#almancı #gurbet #sılayolu #kayseri
4 notes
·
View notes
Text
Voyager 1 uzay sondası, beş ay sonra ilk kez Dünya'ya okunabilir veriler gönderdi.
NASA'nın Voyager 1 uzay sondası, son beş ay içinde ilk kez Dünya'ya tamamen okunabilir bir rapor gönderdi. 20 Nisan'da görev ekibi cihazdan sistemlerinin durumuyla ilgili verileri içeren bir mesaj aldı. Her ne kadar sonda hala okunabilir bilimsel verileri geri gönderemese de, görev ekibi en azından Voyager 1'e tam olarak ne olduğunu anlıyor ve şimdi onu onarma fırsatına sahip. Voyager 1, 1977'de fırlatılmasından otuz beş yıl sonra güneş sistemini terk edip yıldızlararası uzaya giren ilk insan yapımı nesne oldu. Bu olaydan altı yıl sonra, 2018 yılında ikiz kardeşi Voyager 2 bu başarısını tekrarladı. Neyse ki Voyager 2 hâlâ çalışıyor ve Dünya'ya veri gönderiyor. Her iki cihaz da Güneş'in etkisinin ötesinde uzayı araştıran insan yapımı nesnelerdir. Bununla birlikte, 11 yıl boyunca yıldızlararası uzayı keşfettikten ve Dünya'dan 24 milyar km uzakta olduktan sonra, 14 Kasım 2023'te Voyager 1, dünyaya anlaşılmaz bir ikili kod göndermeye başladı. Cihazlar Dünya ile ikili kod kullanarak iletişim kuruyor.Voyager 1 tamamen okunamayan veriler göndermişti. Mart ayında, NASA mühendisleri Voyager 1'e özel bir komut göndermeyi başardılar ; bu komut, sondayı, yerleşik belleğinin (FDS) tamamının Dünya'ya geri dönmesine zorladı. Bu veriler, cihazın okunabilir bilgilerin aktarımındaki bir hatanın, toplam FDS belleğinin %3'ünü temsil eden bellek yongalarından birinin bozulması sonucu ortaya çıktığını gösterdi. Ne yazık ki çip, Voyager 1'in bilim ve telemetri verilerini kullanılamaz hale getiren yazılım kodunu içeriyordu. Açıkçası, NASA mühendisleri hasarlı Voyager 1 bellek yongasını değiştiremez. Ancak bozuk kodu uzaktan FSD belleğinin başka bir kısmına aktarabilirler. Sondanın hafıza bölümlerinin hiçbiri kodun tamamını depolayacak kadar büyük olmadığından, görev mühendislerinin kodu parçalara ayırması ve bunları birbirinden ayrı olarak saklaması gerekiyor. Ayrıca, bozuk kod eklemenin bu bellek alanlarının ayrı ayrı çalışmasının durmasına neden olmaması ve kodun bir bütün olarak çalıştırılmaması için depolamanın ilgili bölümlerini yapılandırmak da gereklidir. Ayrıca NASA'nın bozuk kodun yeni konumuna ilişkin tüm referansları güncellemesi gerekecektir. 18 Nisan'da NASA ekibi bozuk kodu FDS belleğinde başka bir konuma taşımaya başladı. Radyo sinyalinin sondaya iletilmesi 22,5 saat sürdüğünden ve cihazdan geri dönüş sinyalinin alınması için başka bir 22,5 saat gerektiğinden sürecin çok yavaş olduğu ortaya çıktı. Ancak 20 Nisan'da görev uzmanları Voyager 1'in hafıza modifikasyonunun başarılı olduğunu doğruladı. Bilim insanları, beş aydan bu yana ilk kez sondayla bir iletişim kanalı kurarak, sondanın durumuyla ilgili en son verileri elde edebildi. Önümüzdeki haftalarda mühendisler, FDS bellek yazılımının geri kalanına ince ayar yapmak için çalışacak ve sistemin güneş sistemi dışında toplanan paha biçilmez bilimsel verilerin derlenmesinden ve gönderilmesinden sorumlu olan bölgelerini geri yüklemeyi umuyorlar. Read the full article
0 notes
Link
Ancak bundan önce, yeniden markalanan On Dördüncü Doktor yarın (24 Kasım Cuma) CBeebies'de Eve Dönüş Yolu'nu okuyacak.Doctor Who'nun yıldızı David Tennant, CBeebies'in Uyku Zamanı Hikayesini okuyor Alistair Yığın/BBCHikaye kesinlikle uzayda koşan bir maceracıya layık. Dolabında bir uçak keşfeden ve onu uzaya uçurmaya karar veren bir çocuğun, eve dönmeden önce birkaç arkadaş edinmesi ve birkaç başka dünya macerasına atılması gerektiğini anlatıyor.Eve Dönüş Yolu, aynı zamanda çok satan çocuk kitapları Stuck, This Moose Belongs to Me, The Day the Crayons Quit ve Lost and Found'un da yazarı olan ve animasyona dönüştürülen ve 2008 Noel Arifesinde Kanal 4'te yayınlanan Oliver Jeffers tarafından yazılmıştır. .Devamını oku:Daha önce Gökyüzü Ne Kadar Yüksek?, Miki ve Noel Ayı hikayelerini anlattığı için Tennant'ın ülkeye bir Uyku Zamanı Hikayesi okuması ilk kez değil.Tennant'ı tekrar ekranlarımızda görmek için bizi uykuya yatırdıktan sonra çok beklememize gerek kalmayacak; The Star Beast bu cumartesi ekrana geliyor ve karakterinin Catherine Tate'in Donna Noble'ıyla merakla beklenen yeniden buluşmasını sunuyor.Bilgilerinizi girerek şunları kabul etmiş olursunuz: Şartlar ve koşullar Ve Gizlilik Politikası. Aboneliğinizi istediğiniz zaman iptal edebilirsiniz.Geçenlerde söyledi Radyo Times dergisi Beklenmedik geri dönüş nasıl gerçekleşti?"Bu konuda yaptığımız ilk konuşma oldukça sıradandı" dedi. "Russell ve Catherine şu fikirden bahsediyorlardı: 'Ya grubu son bir özel etkinlik için tekrar bir araya getirsek? Ama David bunu asla yapmaz.' Ben de şöyle dedim: 'Ne demek asla yapmam? Bir çırpıda yapardım.' Ve sonra birdenbire arka arkaya üç kez geri döndük."David Tennant'ın CBeebies Bedtime Story'si 24 Kasım Cuma günü saat 18:50'de CBeebies ve BBC iPlayer'da yayınlanacak.Doctor Who'nun ilk 60. yıl dönümü özel programı The Star Beast, 25 Kasım Cumartesi günü saat 18.30'da BBC One ve BBC iPlayer'da yayınlanacak. Klasik bölümler BritBox'ta mevcut; 7 günlük ücretsiz denemeye buradan kaydolabilirsiniz.Daha fazla Bilim Kurgu kapsamımıza göz atın veya neler olduğunu öğrenmek için TV Rehberimizi ve Yayın Rehberimizi ziyaret edin.Radio Times dergisini bugün deneyin ve yalnızca 10 £ karşılığında 10 sayı edinin; şimdi abone olun. TV'nin en büyük yıldızlarından daha fazlası için The Radio Times Podcast'ini dinleyin.
0 notes
Link
Ancak bundan önce, yeniden markalanan On Dördüncü Doktor yarın (24 Kasım Cuma) CBeebies'de Eve Dönüş Yolu'nu okuyacak.Doctor Who'nun yıldızı David Tennant, CBeebies'in Uyku Zamanı Hikayesini okuyor Alistair Yığın/BBCHikaye kesinlikle uzayda koşan bir maceracıya layık. Dolabında bir uçak keşfeden ve onu uzaya uçurmaya karar veren bir çocuğun, eve dönmeden önce birkaç arkadaş edinmesi ve birkaç başka dünya macerasına atılması gerektiğini anlatıyor.Eve Dönüş Yolu, aynı zamanda çok satan çocuk kitapları Stuck, This Moose Belongs to Me, The Day the Crayons Quit ve Lost and Found'un da yazarı olan ve animasyona dönüştürülen ve 2008 Noel Arifesinde Kanal 4'te yayınlanan Oliver Jeffers tarafından yazılmıştır. .Devamını oku:Daha önce Gökyüzü Ne Kadar Yüksek?, Miki ve Noel Ayı hikayelerini anlattığı için Tennant'ın ülkeye bir Uyku Zamanı Hikayesi okuması ilk kez değil.Tennant'ı tekrar ekranlarımızda görmek için bizi uykuya yatırdıktan sonra çok beklememize gerek kalmayacak; The Star Beast bu cumartesi ekrana geliyor ve karakterinin Catherine Tate'in Donna Noble'ıyla merakla beklenen yeniden buluşmasını sunuyor.Bilgilerinizi girerek şunları kabul etmiş olursunuz: Şartlar ve koşullar Ve Gizlilik Politikası. Aboneliğinizi istediğiniz zaman iptal edebilirsiniz.Geçenlerde söyledi Radyo Times dergisi Beklenmedik geri dönüş nasıl gerçekleşti?"Bu konuda yaptığımız ilk konuşma oldukça sıradandı" dedi. "Russell ve Catherine şu fikirden bahsediyorlardı: 'Ya grubu son bir özel etkinlik için tekrar bir araya getirsek? Ama David bunu asla yapmaz.' Ben de şöyle dedim: 'Ne demek asla yapmam? Bir çırpıda yapardım.' Ve sonra birdenbire arka arkaya üç kez geri döndük."David Tennant'ın CBeebies Bedtime Story'si 24 Kasım Cuma günü saat 18:50'de CBeebies ve BBC iPlayer'da yayınlanacak.Doctor Who'nun ilk 60. yıl dönümü özel programı The Star Beast, 25 Kasım Cumartesi günü saat 18.30'da BBC One ve BBC iPlayer'da yayınlanacak. Klasik bölümler BritBox'ta mevcut; 7 günlük ücretsiz denemeye buradan kaydolabilirsiniz.Daha fazla Bilim Kurgu kapsamımıza göz atın veya neler olduğunu öğrenmek için TV Rehberimizi ve Yayın Rehberimizi ziyaret edin.Radio Times dergisini bugün deneyin ve yalnızca 10 £ karşılığında 10 sayı edinin; şimdi abone olun. TV'nin en büyük yıldızlarından daha fazlası için The Radio Times Podcast'ini dinleyin.
0 notes
Text
Elon Musk’ın dünya dışına iltica hayalleri ve ilk Türk astronotumuzu aya yollama planları gündemimize iyiden iyiye yerleşmişken bugün gelinen noktada uzaya yolculuk yapabilmek için artık astronot olmamıza bile gerek kalmadı. Yeterince yüklü miktarda paranız varsa turistik amaçlı uzay yolculuğu yapabilirsiniz.
Uzay yolculuğunun sinir sistemimiz üzerindeki etkileri tam olarak bilinmese de bugüne kadar öğrendiklerimizi 2022 haziran ayında yayınlanan bir makaleyi kaynak olarak kullanarak size aktaracağım.
Astronotların maruz kaldığı azalmış yer çekimi (mikrogravite) üzerinde en çok çalışma olan stres faktörü. Mikrogravite, göz ve denge ile ilintili iç kulak yapılarına zarar verir.
Dünyada; görme, vücut poziyonunu anlayan somatosensoryel sistem, ve hareketi algılayan propriyoseptif sistem sayesinde oturduğumuz koltuktan kalktığımızı algılarız. Mutfağa gideceksek önümüzdeki mesafeyi ve yönümüzü belirleriz. Yolumuzun üstündeki orta sehpanın yanından bu sayede dolanırız ve mutfak kapısına çarpmadan içeri girebiliriz. Yani uzaysal bir oryantasyonumuz vardır.
Uzayda geçirdikleri süre astronotların, denge ile ilintili iç kulak yapılarında ve beyinde anatomik ve fonksiyonel değişimler yaratır. İç kulak yapıları bizim yerçekimine karşı vücudumuzun pozisyonunu algılar. Bu sistem uzaya çıkınca hangi yöne hareket ettiğimiz algılama yetisini kaybeder. Bizde bu kaybı görme ve perferik duysal sinir sistemimiz ile algıladığımız ipuçları ile telafi etmeye çalışırız. Bunun sonucu olarak araç tutması ile benzer uzay hareket hastalığı ve uzaysal disoryantasyon ortaya çıkar.
Uzayda geçen süre uzadıkça astronotların geliştirdiği adaptasyon sayesinde bu rahatsızlıklar geriler ancak bu seferde geri dönüşte dünyaya adapte olmak bir o kadar zorlaşır. Özellikle baş hareketleri ile tetiklenen baş dönmesi, sersemlik, ayakta durmakta güçlük geri dönüş yolunda görevlerini yapmalarını engelleyebilir ve iniş esnasında yanlış kararlar almalarına sebep olabilir. Tüm bunlar güvenli bir iniş yapabilmelerini riske atar .
2016da yapılan bir fonksiyonel MR çalışmasında 70 günü aşan uzay yolculuklarının beyinde somatosensöryel sistem ve iç kulak denge sistemi ile ilintili beyin bölgelerinde değişimlerin meydana geldiği gösterildi.
Yerçekimi, vücudumuzdaki sıvıların ayaklara doğru yoğunlaşmasını sağlar bu da kafa içi ve göz içi basıncımızı belirli bir seviyede kalması demektir. Uzayda yerçekimi ortadan kalktığında göz ve kafa içi basınç artar. Bunun sebep olduğu fonksiyonel ve anatomik değişimlere uzay yolculuğu ile ilintili nöro-okuler sendrom denilmektedir. Astronotların yakın görmesi uzayda bozulur. Dünyaya döndükten belli bir süre sonra bu görme bozukluğu düzelse de göz küresinde meydana gelen anatomik değişiklikler yıllarca devam edebilir.
Kafa içi artan basınç gri cevher ve ventrikül hacimlerini arttırır. Genişleyen kılcal damarların beyaz cevherde yarattığı hiperintensite, beyin omurilik sıvısındaki değisime bağlı beyindeki protein metabolizmasının bozulması dünya koşullarında demans gelişme riskinde artış ile ilişkilidir. Bu sebeple uzun süreli uzay yolculukları erken gelişen bellek bozukluğu geliştirme riski taşır.
Dünyanın manyetik alanı bizi yüksek radyasyondan korur ancak uzaydaki astronotlar bu korunma kalkanı olmadığı için bu yüksek enerjili radyasyona karşı korunmasızdır. Uzayda geçirilebilen sürenin artışı ile bu radyasyonun yan etkileri kayda değer olmaya başlamıştır. Güneşten yayılan galaktik kozmik ışınlar uzay mekiğinden geçerek astronotların vücuduna, hücre içine nüfuz ederek DNA’larına hasar verir. Radyasyonun olası etkisi de kanser riskinde artış ve Alzheimer, Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıklardır.
Astronotların, uzayda geçen süre uzadıkça ve ailelerinden uzak kaldıkça İzolasyon ve kapalı bir alanda yaşamanın getirdiği zor koşullara bağlı psikolojik zorlanmaları artar. Mars yolculuğunun 3 sene süreceğinin öngörüldüğünü düşünürsek astronotların psikolojik kondisyonları daha da önem kazanmaktadır. Araştırmacılar benzer koşullarda görev yapan kişileri değerlendirmek için Antartika’da araştırma görevi olan grupları incelemişler her ne kadar mikrogravite ve radyasyon gibi koşullar olmasa da sosyal açıdan çalışma koşulları benzer olan gruplardan bilgi edinmeyi amaçlamışlar. Bu değerlendirmede mod düşüklüğü streste artış, kişiler arası gerilim, azalmış uyku, dikkat ve hafıza problemleri gözlenmiş. Ancak astronotların seçilmek için yüksek eğitimli ve fiziksel kondisyonlarının yüksek oluşunun yanı sıra görev öncesi fiziksel ve zihinsel eğitimleri onları nörodejenerasyondan ve psikolojik etkilerden kısmen korumakta. Psikolojik olarak pozitif etkilerine baktığımızda kişisel hedefine varmanın tatmini, stresli ve travmatik durumlarla başarılı bir şekilde baş etmenin getirdiği kişisel gelişim ve farkındalık ,astronotları olumlu etkilemekte. Yaşamı takdir etmek, yeniliklere açık olmak, ruhsal ve kişisel olarak güçlenme bu yolculukların onlara getirdikleri.
Kaynak: The neurology of spice flight;How does space flight effect human nervous system.
Udit Gupta,Life Sciences in Space research, https://doi.org/10.1016/j.lssr.2022.09.03
0 notes
Text
Return to Space – SpaceX Belgeseli
Return to Space – SpaceX Belgeseline konu olan Demo-2 görevi, SpaceX uzay şirketinin belki de en önemli görevlerinden bir tanesi. Bu önemli görevin bir belgesel haline getirilmesinde de Elon Musk’ın kısa sürede inanılmaz başarısının önemi büyük. Çünkü belgeselde yalnızca uzay görevi değil aynı zamanda SpaceX şirketinin kuruluşundan günümüze geçen süreci de ele alınmış durumda. Netflix yapımı olan ve ilk fragmanı yayınlanan Return to Space isimli belgesel, 7 Nisan 2022 tarihinde seyirci ile buluşacak.
Return to Space İlk Fragman Netflix
Belgeselin, kısa sürede 240bin izlenme sayısına ulaşan ilk fragmanı yayınlandı.
youtube
Uzaya Dönüş
Tür: Belgesel
Oyuncu: Elon Musk
Yönetmen: Jimmy Chin, Elizabeth Chai Vasarhelyi
Süre: 2 sa. 8 dk.
Yayın Yılı: 7 Nisan 2022
Mayıs 2020 yılında, SpaceX’in başarılı uzay araştırması faaliyetleri şirketin adının duyulmasına yetti. Ancak belirtmek gerekir ki şirket yalnızca uzay araştırması olarak değil Elon Musk’ın da sahibi olması nedeniyle tanınıyor. Popüler kültürün de etkilerinin görüldüğü belgeselin yönetmen koltuğu bir hayli iddialı. Belgeselin yönetmen koltuğunu, iki Oscar ödüllü yönetmen Jimmy Chin ve Elizabeth Chai Vasarhelyi paylaşıyor.
Return to Space Belgeselinin Konusu
Return to Space diğer adı ile Uzaya Dönüş, SpaceX uzay araştırmaları şirketinin batma aşamasından zirveye tırmanışını anlatan ve Elon Musk’ın bu uğurda sarf ettiği 20 yıllık emeği anlatan bir belgesel. Space Shuttle 2011 yılında emekli olduktan sonra Amerika Birleşik Devletleri üzerinde başlatılmış olan ilk mürettebatlı görevi konu alan belgesel, bu görev için seçilen teknik mühendislerin ve astronatların yaşadıkları deneyimleri ayrıntılı ve bir o kadar da sanatsal bir şekilde izleyiciye sunuyor.
Return to Space, daha çok NASA’da görevli ve SpaceX’in Demo-2 projesinde görevli astronaltlar Bob Behnken ile Doug Hurley ve onların aileleri etrafında şekillenmiş durumda. Belgesel, hem bu denli sıcak bir portre çizerken hem de izleyiciyi uzay prejesinin heyacanlı akışı içerisine çekmeyi amaçlar nitelikte.
Return to Space Ne Zaman Yayınlanacak?
NASA’da görevli iki astronot Doug Hurley ve Bob Behnken’in, özel bir uzay ve havacılık şirketi olan SpaceX ile gerçekleştirdikleri Demo-2 kod adlı uzay görevini anlatan belgesel, 7 Nisan 2022 tarihinde Netflix’te izleyicisi ile buluşacak. Return to Space, şuandan bile hem uzay meraklılarını hem de Elon Musk’ın hayranlarını heyecanlandırmış görünüyor.
Kaynak: https://www.filmdiziyorumlari.com/return-to-space-spacex-belgeseli/
0 notes
Photo
Bebek Magnetarın Güçlü Gürültülü Bağırışı
Evrendeki en güçlü mıknatıslar magnetarlar, yani dev yıldızların, onlara güç veren nükleer yakıt tükenip yıldızın merkezinin aşırı yüksek yoğunluklara (yaklaşık vücudunuzdaki atom çekirdeği yoğunluğu kadar) çökmesi, bu sırada (neredeyse aynı anda) yıldızın geri kalanının bir süpernova olarak dışarı patlamasından sonra geriye kalan ezilmiş kalıntılarıdır. Dev yıldızlar genelde çok zayıf manyetik alanlara sahip olsalar da çekirdeğin sıkışması sırasında manyetik alan kuvvetlenir, Dünya yüzeyindeki manyetik alandan yaklaşık bir trilyon kat daha güçlü hale gelir. Magnetarlar ekstrem türde nötron yıldızlarıdır, ama sıradan bir nötron yıldızının manyetik alanının yaklaşık 1000 katı güçte manyetik alanları vardır ve genelde yalnızca X-ışın ve gama-ışın emisyonlarından tespit edilirler (sıradan nötron yıldızları ise genellikle güçlü radyo yayıncılarıdır). Sadece birkaç düzine magnetar biliniyor. Yukarıdaki görsel, mevcut en iyi bilimsel verilere dayanarak, bir magnetarın yüzeyinin sanatçı tasvirini gösteriyor. Görsel, magnetarın yüzeyini neredeyse kusursuz biçimde küresel olarak ve manyetik alanının karmaşık uzantılarını uzaya doğru uzar şekilde gösteriyor. Nötron yıldızları gibi magnetarlar da dönerler, ama bu genelde sıradan bir nötron yıldızından çok daha düşük bir hızda olur. 2020’nin başlarında Swift gözlemevi, daha önce bilinmeyen bir kaynaktan gelen, yarım milyon Güneş’i gölgede bırakacak kadar güçlü bir yüksek enerji emisyonu patlaması tespit etti. Swift, XMM-Newton X-ışın gözlemevi, NuSTAR sert X-ışın gözlemeviyle yapılan devam gözlemleri ve de Sardinia Radyo Teleskobu’nun kullanıldığı radyo gözlemleri, bu cismin yaklaşık 240 yaşında, şaşılacak derecede genç bir magnetar olduğunu gösteriyor. Şimdiye kadar keşfedilen en genç magnetar. Magnetar, yaklaşık 16.000 ışık yılı uzakta yer alıyor, yani magnetarın aktivitesi aslında 16.000 yıl kadar önce gerçekleşti. Tuhaf şekilde, magnetar aynı zamanda sıra dışı derecede parlak, periyodik bir radyo emisyonu da gösterdi. Bu gözlemler, cismin (dönüş enerjisinin radyasyona çevrimiyle parlayan) daha yaşlı nötron yıldızlarıyla (manyetik enerjinin radyasyona çevirimiyle parlayan) genç magnetarlar arasında olağan dışı bir köprü olabileceğini gösteriyor.
Görsel: ESA; P. Esposito et al. (2021)
Bebek Magnetarın Güçlü Gürültülü Bağırışı yazısı ilk önce Haftanın Yüksek Enerji Astrofizik Görseli üzerinde ortaya çıktı.
10 notes
·
View notes
Text
Laika: Uzayda Küçük, Yalnız Bir Dünyalı
1950’ler Rusya’sındayız. Moskova’nın soğuk sokaklarında, bir köpek yalnız başına dolaşıyor. Muhtemelen karnı aç, muhtemelen susuz, ve kesinlikle üşüyor. Sonra yanına birkaç adam geliyor; köpeği biraz inceliyorlar, ve “olur” diyorlar.
Köpeği bir kafese koyuyorlar ve yeni hayatına başlayacağı laboratuvara götürüyorlar. Köpek tabi ki uzay araştırmalarında bir denek olarak kullanılacağını, ya da onu bekleyen günlerin ne kadar acı verici olacağını bilmiyor.
O dönemde Sovyetler Birliği, Amerika ile büyük bir yarış içinde. SB, uzaya gönderdikleri ve yörüngeye oturan ilk roketin(Sputnik) topladığı büyük ilgiden sonra, bir sonraki aşamaya geçmek için hiç vakit kaybetmiyor. Bir sonraki aşama; uzaya, yörüngede dönecek bir canlı göndermek.
Sputnik 2, yani uzaya bir canlı götürecek olan roket için çalışmalara zaten başlanmıştı. Şimdi uzaya gidecek olan canlılar üzerinde çalışmalara başlanacaktı. Sokaktan yeni aldıkları köpeğe Laika adı verildi, ve diğer 2 köpekle birlikte eğitilmeye başlandı.
Bu eğitimler, sıradan köpek eğitimleri değildi tabi ki. Basit komutları kısa zamanda öğrendikten sonra, bu göreve uygun hale getirilmeleri için çok yoğun bir eğitime tabi tutulacaklardı. Bu 3 köpek, yani Laika, Albina ve Mushka, artık sıradan sokak köpekleri değillerdi.
Uzaya gönderilecekleri rokette köpeklere ayrılan alan çok küçüktü. Onları bu oldukça dar alanda sakin kalmaya alıştırmak için haftalarca, git gide küçülen kafeslerde tuttular. En sonunda, artık neredeyse kendi boyutlarında olan bir kafesin içinde, haftalarca bekletildiler.
Köpekler artık daha önce dışarıda bulunduklarını, hatta “dışarı” diye bir şeyin var olduğunu dahi unutunca, bu eğitim tamamlanmıştı. Sıradaki eğitim ses ile ilgiliydi. Köpekleri uzaya gönderecek olan roket çok gürültülüydü, ve köpeklerin bu gürültüye alışmaları gerekiyordu.
Onları kafeslere kapatıp günlerce roket gürültüsü dinlettiler. Köpeklerin çırpınması, çığlıklar atması ya da ağlaması kimsenin umurunda değildi. Bu aşama da tamamlanınca, sıra köpeklerin fiziksel özellikleriyle oynamaya geldi. Farklı ameliyatlar geçirdiler.
Sonra, birden işlemleri hızlandırma kararı aldılar. Sputnik 2’nin özel bir güne yetiştirilmesi gerekiyordu. Bilim adamları, çözümü roketi sadeleştirmekte buldular. Görüyorsunuz ya, orijinal planda uzaya gönderilecek olan köpeğin geri dönüşü de planlanmıştı.
Fakat süre kısıtlanınca, geri dönüş iptal edildi. Artık bu, tek yönlü bir yolculuk olacaktı. Bilim adamlarından biri “Bilinen birçok roket teknolojisi çıkartılmıştı. Bu 2. roket, ön tasarım, ya da herhangi bir tasarımdan yoksun hazırlanmıştı” dedi.
Uzaya göndermek için, eğitimlerinde gösterdiği başarı ve itaatten dolayı Laika’yı seçtiler. Çalışanlar Laika’yı seviyordu. Geri dönüşü iptal edilince üzülmüşlerdi. Ona Laika ismi verilmeden önce birçok isim takmışlardı. Bunlardan biri, küçük limon anlamına gelen Limonchik’di.
Laika’nın eğitmenlerinden biri, Laika’yı fırlatma gününden 1 gün önce kendi evine götürdü. “Onun için güzel bir şey yapmak istedim. Çok az zamanı kalmıştı”. Laika gittiği evdeki çocuklarla vakit geçirdi, oyunlar oynadı. Sabaha karşı bu mutluluktan koparılacaktı.
Hazırlıklar tamamlandı, Laika kapsüle yerleştirildi, sadece oturup kalkmasına izin verilecek şekilde zincirlendi, ama fırlatılmadı. Birkaç arıza ortaya çıktı ve onların onarılması neredeyse 3 gün aldı. Laika o soğuk kapsülde 3 gün boyunca fırlatılmayı bekledi.
Fırlatma günü gelmişti. Herkes çok heyecanlı, Laika bir o kadar da korkuluydu. Yemeye eğitildiği jel mama ile birlikte, ısınmayı engellemek için bir fan, kapsüle yerleştirildi. Vücuduna bağlanan kablolar aracılığı ile nabzını görebiliyorlardı.
Fırlatma gerçekleşti. Motor gürültüsü, sarsıntı, ve ısınma. Laika, bu koca dünyada bir tane köpekti sadece. Şu an yaşadıklarını anlaması imkansızdı. Korkuyordu; git gide sıcaklıyordu; kalbi olması gerekenin 4 katı hızla atıyordu.
Sonrasında işler biraz karışıyor. Yapılan ilk açıklamada Laika’nın yörüngede 1 hafta hayatta kaldığı, sonra planlandığı şekilde öldüğü söylenmişti. Yıllar geçtikçe yapılan açıklamalarda farklı iddialar var.
Bir açıklamada; bilinçli olarak zehirlenen yemekle 1 hafta sonra acısız olarak öldüğü söylenmişti. Sonraları yapılan başka bir açıklamada; 1 hafta yörüngede döndükten sonra oksijensizlikten öldüğü söylenmişti.
Fakat 46 yıl sonra gerçek, sonunda ortaya çıkmıştı. Laika uzaya gönderilirken, soğutma sistemlerinde arıza çıkmıştı. Kapsül ısısının 40 dereceyi geçtiği söyleniyor. Laika da bu yüksek sıcaklıktan ve girdiği stresten dolayı, fırlatılışından yaklaşık 6 saat sonra ölmüştü.
Laika’nın ölü bedeninin içinde bulunduğu roket, dünyanın etrafında 2.570 kez döndükten sonra atmosfere girip yanarak yok olmuştu. Laika’nın ölü bedeni, 5 ay boyunca etrafımızda dönmüştü. 5 ay boyunca hayal kırıklığı ile baktı bize yukarıdan.
Bilimadamlarından biri, “Zaman geçtikçe daha çok üzülüyorum” demiş. “Yapmamalıydık. Görevden, bir köpeğin ölümünü meşrulaştıracak kadar bilgi edinemedik.” Bu görev bilimsel olmaktan çok, sembolikti. “Bir canlı, yörüngede hayatta kalabilir, ve bunu ilk Ruslar yapmalıdır.”
Bu görevden kısa süre sonra Laika’nın arkadaşı Mushka da, birkaç farklı hayvan ve bitki ile birlikte uzaya fırlatıldı. Tek farkla; Mushka’nın geri dönüşü için plan ve hazırlıklar yapılmıştı. Geri dönüyordu da; yaşayacaktı. Fakat roket geri dönüşte istenilen rotayı izlemiyordu.
Ruslar roketin nereye ineceğini öngöremiyordu. Rakipleri olan Amerika’nın bu roketi ele geçirmesi riskini göze alamadılar, ve roketi uzaktan kontrol ile patlattılar. Bazı kaynaklara göre Sovyetler Birliği 1951 ile 1966 yılları arasında uzaya 71 kez köpek gönderdi.
Bu 71 uçuşun 70’inde, köpeklerin hayatta kalma ve dünyaya dönme ihtimalleri vardı.70 köpekten 16’sı öldü. 71. uçuş ise Laika’nın uçuşuydu. Geri dönüş ihtimali yoktu. Geri dönmesi için hiçbir şey yapılmamıştı ki. Laika, küçük bir kutunun içinde, ölmek için gönderilmişti, öldü.
28 notes
·
View notes
Text
Uzaya Dönüş - Return to Space
Uzaya Dönüş – Return to Space
View On WordPress
0 notes
Text
Memleketler arası Uzay İstasyonu mürettebatına, Boeing'in Starliner'ından "küçük" bir sürpriz geldi
Göksoy Medya
Memleketler arası Uzay İstasyonu mürettebatına, Boeing'in Starliner'ından "küçük" bir sürpriz geldi
İki buçuk yıllık gecikmenin akabinde Boeing’in Starliner kapsülü, Memleketler arası Uzay İstasyonu’na muvaffakiyetle bağlandı. SpaceX’e yetişmek için uğraş ettiği düşünülen şirket için bu çok kıymetli bir adımdı. Tahminen de bu yüzden, Boeing’in bu başarılı vazifesi kutlama formülü epey sıra dışı oldu.
UUİ mürettebatı, Starliner’ın kapağını açtığında, uzay aracının içinde bir sürprizle karşılaştı. Orbital Flight Test-2’nin oturmuş test modelinin yanında yüzen, Kerbal Uzay Programında yer alan dört özgün “Kerbonaut”tan biri olan Jebediah Kerman’ı temsil eden peluş bir oyuncak onları bekliyordu.
KSP topluluğu tarafından tanındığı ismiyle Jeb, uçuşun sıfır g göstergesi olarak misyon yaptı. Rus kozmonot Yuri Gagarin birinci beşerli uzay uçuşunda yanına küçük bir oyuncak bebek almıştı ve o vakitten beri birçok uzay takımının mikro yerçekimi ortamına girdiklerinde bunu anlamaları için yanlarında peluş oyuncaklar taşıması bir gelenek haline geldi.
Daha evvel Kerbal Space Program’ı oynadıysanız, Boeing’in Jeb’i uzaya göndermesinin neden bu kadar uygun olduğunu varsayım edebilirsiniz. KSP’de Kerbonaut’larınızı yörüngeye ve ötesine taşıyacak uzay aracı tasarlamak kolay bir iş değil. Ekseriyetle birinci tasarımlarınız Kerbin’in yerçekiminden kurtulmaya çalışırken düşer ve yok olur. Lakin çizim tahtasına geri dönersiniz ve işe yarayan bir tasarım bulana kadar değişikliklere devam edersiniz. Boeing mühendislerinin de Starliner’ın 2019’daki birinci test uçuşunun bir yazılım sorunu nedeniyle başarısız olmasının ve beklenmeyen bir valf probleminin akabinde ikincisinin ertelenmesinin akabinde tam olarak yapmak zorunda kaldıkları şey bir açıdan buydu.
Boeing, uzay aracı UUİ’ye yanaşana kadar Jeb’in OFT-2’deki varlığını bâtın tuttu. Şirketin bir sözcüsü collectionSPACE’e, Starliner’ın mühendislik grubunun maskotu kısmen KSP’nin oyunculara öğrettiği bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik dersleri nedeniyle seçtiğini söyledi. Jeb, Dünya’ya dönüş seyahati için uzay aracına geri yerleşmeden evvel önümüzdeki birkaç günü UUİ grubuyla geçirecek.
0 notes
Text
Çin'in uzay istasyonundaki ekibi Dünya'ya dönüyor
Çin, ABD'nin uzay araştırmaları alanında iş birliğini yasaklaması ve Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) programına katılımını engellemesi nedeniyle kendi uzay istasyonunu kurmak için çalışmalar yürütüyor.
Çin, 15 yıl boyunca görev yapacak uzay istasyonunun çekirdek modülünü geçtiğimiz aylarda uzaya fırlatmıştı.
Ardından kargo ikmal uzay aracı Tianzhou-2'yi fırlatarak çekirdek modüle entegre eden Çin, ardından Shenzhou-12 ve 13 uzay araçlarıyla taykonotları istasyona göndermişti.
Taykonotlar dönüyor
AA'da yer alan habere göre; Taykonotlar Cai Cigang, Vang Yaping ve Yı Guangfu'dan oluşan ekibin, 6 aylık görevin tamamlanmasının ardından Dünya'ya dönmesi bekleniyor.
Daha önce nisan ortası olarak açıklanan dönüş yolculuğunun, uzay istasyonun Gobi Çölü'ndeki Donfıng iniş alanının üzerinden geçeği 16 Nisan'da yapılabileceği değerlendiriliyor.
Taykonotları taşıyacak Şıncou 13 mekiğine eklenen yeni donanımlar sayesinde dönüş güzergahının kısalacağı, 20 saatlik yolculuğun 8 saate ineceği öngörülüyor.
Bir çekirdek modül, iki laboratuvar modülü ve bir uzay teleskobundan oluşacak istasyon, Çin'in uzaydaki en büyük kozlarından biri olacak.
Uluslararası Uzay İstasyonu’nun görevinin 2024’te sona ermesiyle Çin Uzay İstasyonu, yörüngedeki tek uzay istasyonu olacak.
Ana iskelet kurulduktan sonra "Şüntien" (Gökleri Dolaşmak) adı verilen uzay teleskobu, ayrı bir modül olarak istasyona eklenecek.
1 note
·
View note
Text
Günün Kitap Önerisi: Uzay Baronları
Günün Kitap Önerisi: Uzay Baronları
Günün Kitap Önerisi: Uzay Baronları Elon Musk’tan Jeff Bezos’a Evreni Kolonileştirme Serüveni Yazar: Christian Davenport Çeviren: Orçun Demir Günün Kitap Önerisi: Uzay Baronları Elon Musk’tan Jeff Bezos’a Evreni Kolonileştirme Serüveni Uzaya turistik seyahatler, Mars’ta kurulacak koloniler ve Ay’a gidiş-dönüş seferleri artık hayal değil! NASA’ya kafa tutup şehrin göbeğine bir roket park eden,…
View On WordPress
#bilim kitabı#bilimsel kitap#bilimsel kitap önerisi#Elon Musk&039;tan Jeff Bezos&039;a Evreni Kolonileştirme Serüveni#günün bilim kitabı#Günün kitabı#Günün Kitap Önerisi#Günün Kitap Önerisi: Uzay Baronları#Günün Kitap Önerisi: Uzay Baronları Elon Musk&039;tan Jeff Bezos&039;a Evreni Kolonileştirme Serüveni#kitap#popüler bilim kitabı#Uzay Baronları#Uzay Baronları Elon Musk&039;tan Jeff Bezos&039;a Evreni Kolonileştirme Serüveni
0 notes
Video
instagram
Eğer Dünya Dönmeyi Bırakırsa Ne Olur? Şu anda uzayda bizlerin uzaya savrulmasının hiçbir yolu yoktur. Çünkü Dünya’nın yer çekimi, dönme hızına kıyasla daha fazladır. (Son harekete merkezcil ivme denir.) Ekvatorda gerçekleşen en güçlü noktasında bu merkezcil ivme, Dünya’nın yerçekimine sadece yaklaşık yüzde 0.3 oranında karşı koyabilmektedir. Diğer bir deyişle, kutup bölgelerinde ekvatora göre daha ağır olursunuz ancak bunu fark etmezsiniz bile. Ancak Dünya birden bire durursa bunun etkileri korkunç olabilir. Çünkü atmosfer, Dünya’nın orijinal dönüş hızı ile Dünya’nın çevresinde dönmeye devam edecek. Bu da karada bulunan insanlar, binalar ve hatta ağaçlar, yüzey toprağı ve kayalar dahil her şeyin süpürülüp gitmesi anlamına gelmektedir. Peki ya bu süreç, yani ge aşamalı olarak gerçekleşirse ne olur? Bu durum insanlara, hayvanlara ve bitkilere değişmek için biraz zaman tanımaktadır. Fizik kurallarına göre Dünya’nın en yavaş halindeki hızı, her 365 günde 1 kere dönecek şekilde olacaktır. Buna “kütle çekim kilidi” (tidal locking)” denir ve bu durum gezegenimizin bir yüzünün sürekli Güneşi görmesine diğer yüzünün ise sürekli karanlıkta kalmasına neden olur. Karşılaştıracak olursak bizim uydumuz Ay da Dünya senkronlu bir dönüş sergiler ve ayın bir yüzü her zaman bize baktığı gibi diğer yüzünü hiç görmeyiz. Ancak ikinci dönüş olmayan senaryoya geri dönersek: eğer Dünya dönmeyi tamamen bırakırsa bunun Dünya üzerinde başka tuhaf etkileri de olabilir. Mesela Dünya’nın dönmesinden kaynaklandığı düşünülen manyetik alan muhtemelen kaybolacak. Bu sebepten dolayı da o güzel aurolarımızı, Dünya’yı kuşatan Van Allen radyasyon kuşaklarını kaybederiz. Daha sonra ise Dünyamız, Güneş’in hiddetine açık bir hale gelecektir. Ne zaman taç küre kütle atımı gerçekleştirip Dünya’ya yüklü parçacıklar gönderirse, bunlar Dünya’nın yüzeyini vuracak ve her yeri radyasyona boğacaktır ki bu da önemli bir biyolojik tehlikedir. https://www.instagram.com/p/CFU8gHCJ_yC/?igshid=1imxj6mls806w
0 notes
Photo
Uzaya roket göndermek hiç de kolay değil. Bazı lansmanların başarısız olması olabilir. Rocket Lab ve Electron roketinde durum kısa süre önce böyleydi. Bugün, hizmete tekrar döndü: başarılı fırlatma... 🚀 Rocket Lab, geçen ay talihsiz bir başarısızlıktan sonra Uzay paketi teslimatı işine mükemmel bir geri dönüş yaptı. Havacılık uzmanının Electron Roketi, böylece Dünya gözlemi için tasarlanmış 100 kg'lık bir uyduyu yörüngeye koymayı başardı. Fırlatma, Yeni Zelanda'nın Kuzey Adası'nın doğu kıyısındaki Mahia Yarımadası'ndaki özel merkezden gerçekleştirildi. 🚀 Söz konusu arıza, yakındaki birkaç bileşeni eriten ve sonuçta ana motorun roketin ikinci aşamasını ateşledikten birkaç dakika sonra kapanmasına neden olan hatalı bir elektrik bağlantısından kaynaklanıyordu. Böyle bir olaydan sonra Rocket Lab araştırdı, sorunu çözdü. 🚀 #uzay #rocket #astronomi #uzayaracı #keşif #Dünya #astronot #NASA #gezegen #bilim #Samanyolu #Electron #Güneş #galaksi #teknoloji #evren #yörünge #kozmos #Ay #gökyüzü #yıldız #Uzayİstasyonu #atmosfer #Rocketlab #uydu #Mars #roket #gözlemevi #teleskop #uluslararasıuzayistasyonu https://www.instagram.com/p/CEjPfrxgn5I/?igshid=dnqiifa20uon
#uzay#rocket#astronomi#uzayaracı#keşif#dünya#astronot#nasa#gezegen#bilim#samanyolu#electron#güneş#galaksi#teknoloji#evren#yörünge#kozmos#ay#gökyüzü#yıldız#uzayi̇stasyonu#atmosfer#rocketlab#uydu#mars#roket#gözlemevi#teleskop#uluslararasıuzayistasyonu
0 notes
Photo
Yıldız Gemileri Arasında Yükselen Ay
Günün Astronomi Görseli 22 Şubat 2021
Görsel & Telif: John Kraus
Ay’ın iki yanındakiler nedir? Yıldız Gemileri. Bunlar, SpaceX tarafından Dünya yüzeyinden uzaya kargo ve nihayetinde insanları taşımak için geliştirilen, tekrar kullanılabilir fırlatma ve geri dönüş roketleri. Görüntüdeki iki roket, geçtiğimiz ay Kurt Dolunayı’nın altında, Teksas, Boca Chica’daki fırlatma rampalarının yakınında yakalanan SN9 ve SN10 (Seri Numarası 9 ve 10). Yıldız Gemileri, sağlam paslanmaz çelik gövdelerinin içinde sıvı metan motorlarına ev sahipliği yapıyorlar. SN9, bu ayın başlarında fırlatılan bir testti ve tahrikli iniş sırasında tekrar ateşlemesi başarısız olan bir iç roket hariç epey iyi geçti. SN10 yer testlerinden geçirilmeye devam ediyor ve belki bu ayın sonlarında test için fırlatılabilir.
Görsel & Telif: John Kraus
Yazarlar & Editörler: Robert Nemiroff (MTU) & Jerry Bonnell (UMCP) NASA yetkilisi: Phillip Newman Özel haklara tabidir. NASA Web Gizlilik Politikası ve Önemli Bildirimler Bir ASD at NASA / GSFC & Michigan Tech. U. hizmetidir.
Yıldız Gemileri Arasında Yükselen Ay yazısı ilk olarak Uzaydan Haberler sayfasında göründü.
3 notes
·
View notes