#Şuayb

[sustun]

Hz. Musa ve Hızır Kıssası aslında bir Flashback mi?

Bu gece, Kuran-ı Kerim'deki Musa ve Hızır Kıssası'nda anlatılanların aslında bir flashback (geçmişe dönüş) olabileceği teorisi üzerinde duracağım.

Bu gece, Kuran-ı Kerim’deki Musa ve Hızır Kıssası’nda anlatılanların aslında bir flashback (geçmişe dönüş) olabileceği teorisi üzerinde duracağım. Ramazan, bereketiyle devam ediyor elhamdülillah. Kuran’ı anlama yolculuğunda Taha Suresi’ne ulaşınca yine başka bir kapı aralanıverdi kavrayışa aç zihnimin içinde. Çünkü Hud Suresi 1. ayetinde ifade edilen metoda göre Allah bir ayeti indiriyor sonra…

[enfes-kanal]

#enfeskanal 💖

Medyen ve Eyke Kavimleri.. Beğenilerle, yorumlarla kanalıma destek olun. Kalıcı tâkip lütfen 🙏💖 https://youtu.be/681-7ZQ2-II?feature=shared

[acizzblog]

2 saat 40 dakika boyunca tefsir yaptık.. elhamdülillah 🥹 @sevriviran

Gerçekten meâl üzerinden birşey anladığını zanneden, mana vermeye çalışan insanlara bu saatler içinde daha çok şaşkınlığa uğramış oldukk.

Yahu ayettler o kadar mâna barınıyor ki..

Rasullulahı yaşlandıran Hud suresi..

Nuh, Hud, Salih, Lut, şuayb aleyhisselamın kavimlerinin helakları.. İbrahim Aleyhisselamın mübarek zevcesine meleklerin teşrifi yaşlılık vakitlerinde İshak aleyhisselamı müjdelemeleri, ayrıyetten İshak aleyhisselamın oğlu Yakup aleyhisselamı müjdelemeleri.. Sâra annemizin ben bunak bir kadınım, kocam İbrahim ihtiyardır ben çocuk mu doğuracağım diye şaşırması.. Tüm kavimlere gönderilen peygamberlerin onca emekleri, kavimlerini doğruya sevk etmeleri, delliler getirmeleri halinde dahi onların bazılarının uyanmayıp helakları.. Ve daha nice şeyler..

Rasullulah bunları öğrendi, ümmetine de öğretti anlattı.. Şu zamana bakarsak, ölçüde haksızlık, eş cinsellik, ileri gitme, Allah'a imanet etmeme. Rasullahın ümmeti hepsini yapıyor... Vallahi helak olmuyorsak Allah'ın Resullaha sözünden dolayıdır.

Bunlar meal ile öğrenilmez mübarekler. Arapça,Tefsir nimet..

Ey Rabbim ilmimi artır..🤲🏻🩷

[reyliika]

Abdest alırken sünnete riayet:

Sünnette sabit olan Amr bin Şuayb hadisi şerifi gibi, ellerin yüz ve kolların 3 kere yıkanması ile ilgili hadis-i şerifte fakihler yıkamanın üçlü olmasını sünnet olduğunda ittifak etmişlerdir.

3 kere yıkamak vacip değildir.

Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) birer birer abdest almış ve "bu allahü Teala'nın ameli ancak onunla kabul ettiğidir" demiştir.

İkişer ikişer abdest almış ve " bu Allahü Teala'nın ecri iki kere katladığıdır" demiştir.

Üçer üçer abdest alınca da " bu benim ve benden önceki peygamberlerin abdestidir" buyurmuştur.

[etaali]

💥El-Menar muhabiri Ali Şuayb, Hıyam'daki efsanevi direnişi anlatıyor:

▪️ Savaş uçaklarının sürekli hava saldırıları

▪️ Helikopterlerin müdahalesi ve saldırılara katılması

▪️ Sürekli ağır topçu ateşi

▪️ Fosforlu bombardıman

▪️ Tanklarla bombardıman

▪️ Güdümlü füzeler

▪️ Her türlü makineli tüfek kullanımı

▪️ İHA'larla tam bir baskı

Ve Hıyam şehri sağlam duruyor, direniyor...

[naftalin2027]

86-"Eğer Mü'min kimseler iseniz Allah'ın bıraktığı (helal kazanç) sizin için daha hayırlıdır.

Ben sizin üzerinizde bir gözetleyici değilim."

87-Dediler ki: "Ey Şuayb! Atalarımızın tapmakta oldukları şeyleri veya mallarımız hakkında dilediğimizi yapmayı terk etmemizi sana namazın mı emrediyor?

Gerçekten sen yumuşak huylu ve aklı başında birisin."

88-(Şuayb) dedi ki: "Ey kavmim! Ne dersiniz? Eğer ben, Rabbimden bir beyyine/apaçık bir delil üzerinde isem ve beni katından güzel bir rızıkla rızıklandırmışsa? Ben sizi kendisinden men ettiğim şeyler hususunda size muhalefet etmeyi istemiyorum.

Ben, gücümün yettiği kadar ancak islah etmek istiyorum.

Benim muvaffakiyetim/başarım ancak Allah(ın yardımi) iledir. Ben yalnız O'na tevekkül ettim ve sadece O'na yönelirim."

hud süresi

[ah-val]

"BEYAZID BESTAMİ HZ" BİR KISSA:

Beyazıdı Bestami Hz. 40.kez haccını eda ediyordu. Bir bayram akşamı Arafat'ta beklerken nefsi fısıldadı -"Ey Beyazıd, şu mahşeri kalabalığa bak. Kim senin gibi 40 kez hacca gelmiş...

Gönlünden bu geçince ayağa kalktı ve yüksek bir sesle dediki: "-Ey ahali ben kırk kez hac farizasını yerine getirdim! Bu kırk haccımın sevabını iki ekmeğe satıyorum, alan var mı?" diye seslendi.

Biri ayağa kalkıp: -"Ben alıyorum" dedi -"öyleyse Ver iki ekmek" dedi.

Adam iki ekmek verince ekmekleri bir köpeğin önüne yemesi için koydu . Sonra nefsine dönerek.. -"Artık övünceğin bir şey kaldı mı?" diye onu kınadı.

Sonra Hac vazifesi bitince kafileden ayrılarak. Rum ellerine doğru gitti. Mola vermek için durduğunda bir Hıristiyan rahip ondaki değişikliği fark edip evine davet etti. Evinde rahat ibadet etmesi için ona uygun ortam oluşturdu. Rahip ondaki değişik halleri müşahade edince onu ağırlamakla iyi ettiğini düşünerek memnun oldu.

Bir süre sonra Beyazıd hazretleri rahibin konukseverliğine teşekkür ederek oradan ayrılmak istedi.

Ancak rahip biraz daha kalmasını ısrarla rica etti ve: "Yalvarırım birkaç gün daha burada kalın. Çünkü birkaç gün sonra bizim bir bayramımız var. Bu bayramda bütün rahipler ve din büyüklerimiz gelir, halkla birlikte bu bayramı kutlarız. Hem büyük rahibimiz de gelip ayine katılır. Sanırım Büyük rahibimizle görüşüp konuşmanda fayda var."dedi

Beyazıd hz. bu işte bir hikmet var diyerek teklifi kabul etti ve birkaç gün daha kalmaya karar verdi. Bayram günü gelince herkes kiliseye bayram ayinine katılmaya gitti. Beyazıd hazretleri de yerel bir elbise giyerek ev sahibi rahip ile birlikte kiliseye gidip oturdu.

Biraz sonra baş rahip ayin için kürsüye çıktı.

Ama hiçbir şey konuşmadı.

Biraz böyle bekleyince rahipler:

-"Niçin susuyorsunuz?" diye sordu. O da:

-"Nasıl konuşayım ki aramızda bir

MUHAMMED'i var!" dedi.

Halk birden galeyana geldi. Bayramı sabote ettiğini düşünerek:

-"Göster onu bize parçalayalım!

Diye haykırmaya başladılar.

Baş rahip:

-"Böyle taşkınlık yaparsanız onu size göstermem.

Ama ona dokunmayacağınıza söz verirseniz

onu size gösteririm."

Deyince halk ona dokunmayacağına söz verdi.

Bunun üzerine Baş Rahip:

"Ey MUHAMMED'I ALLAH için ayağa kalk" dedi.

Bunu diyince Beyazıd hazretleri ayağa kalktı.

Baş Rahip ona:

-"Adın ne?

-"Beyazıd"

-"Tahsilin varmı?

-"Rabbimin öğrettiği kadar" "O zaman sana kırk sorum olacak bakalım bile bilecekmisin". Beyazıd Hazretleri:

-"Buyrun sorun" dedi. Baş Rahip:

-"O halde bana ikincisi olmayan biri, üçüncüsü olmayan ikiyi, dördüncüsü olmayan üçü, beşincisi olmayan dördü, altıncısı olmayan beşi, yedincisi olmayan altıyı, sekizincisi olmayan yediyi, dokuzuncusu olmayan sekizi, onuncusu olmayan dokuzu, on birincisi olmayan onu, on ikincisi olmayan on biri, on ücü olmavan on ikivi sövle." Dedi

Beyazıd hazretleri:

-"ikincisi olmayan bir eşi ortağı, dengi-benzeri olmayan ALLAH tir.

- Üçüncüsü olmayan iki GECE İLE GÜNDÜZDÜR.

- Dördüncüsü olmayan üç TALAK,TIR. Beşincisi olmayan dört TEVRAT, ZEBUR, İNCİL VE KURANI KERİM'dir.

- Altıncısı olmayan beş BEŞ VAKİT NAMAZDIR.

- Yedincisi olmayan altı GÖKLERİN VE YERİN YARATILDIĞI GÜN SAYISIDIR.

- Sekizincisi olmayan yedi, YEDİ KAT GÖKTÜR.

- Dokuzuncusu olmayan sekiz KIYAMET GÜNÜ ARŞI TAŞIYACAK MELEKLERİN SAYISIDIR.

- Onuncusu olmayan dokuz, HAMİLELİK MÜDDETİDİR.

- On birincisi olmayan on, MUSA a.s ŞUAYB PEYGAMBERE ÇOBANLIK ETTİĞİ YILLARDIR.

- Onikincisi olmayan on bir YUSUF PEYGAMBERİN KARDEŞLERİDİR. - On üçüncüsü olmayan on iki SENENİN YILLARIDIR." Baş Rahip:

-"Doğru dedin Peki söyle bakayım Havadan ne yaratıldı, havada ne muhafaza olundu

ve hava ile kim helak edildi?"

Beyazıd Hazretleri:

-"İsa a.s Hava'dan yaratıldı, havada muhafaza edildi.

-"Ad kavmi Hava ile helak edildi.." Baş rahip:

-"Peki ne ağaçtan yaratıldı, Ağaçta kim korundu ve ağaç ile kim helak oldu?"

Beyazıd Hazretleri:

-"Musa a.s'ın asası Ağaçtan yaratıldı. Nuh a.s ağaç içinde gemide korundu. Zekeriya a.s ise ağaç içinde testere ile biçildi." Baş Rahip:

-"Pes doğrusu, peki ateşten kim yaratıldı, ateşten kim korundu ve kim ateş ile helak oldu?"

"-İblis ateşten yaratıldı. İbrahim a.s ateşten korundu. Ebu Cehil ateş ile helak oldu."

-"Ya taştan kim yaratıldı, taş içinde kim korundu ve taş ile kim helak oldu?"

-"Salih a.s'ın devesi taştan yaratıldı.

- Ashabı Kehf taşta korundu.

- Ebrehe ve ordusu taş ile helak edildi."

Baş Rahip:

-"Hepsi doğru" dedi. Ve sormaya devam etti:

-"Bir ağaç düşünki on iki dalı her dalında otuz yaprağı ve her yaprağında beş çiçek bulunsun. Bu çiçeklerden ikisi güneşe, üçü karanlığa baksın?"

-"Bu ağaç bir yılı temsil eder. On iki dalı on iki aya, Otuz yaprağı otuz güne, Beş yaprak beş vakit namaza, güneşe bakan iki yaprak öğle ve ikindi, geceye bakan üç yaprak ise akşam, yatsı ve sabah namazını temsil eder." Baş Rahip her cevapta:

-"Doğru diyorsun" diye itiraf etmekten

kendini alamadı ve devam etti:

-"Söylermisin bana:" Alimleriniz derki 'Cennette dört nehir vardır:

Biri baldan, Biri sütten, Biri sudan, Biri de şerbettendir' diyorlar. Aynı kaynaktan beslenen dört nehir nasıl farklı farklı akabilir ki?" Beyazid hazretleri cevap verdi:

-"İnsanın kafasından dört küçük nehir akar. Kulak yağı acı, Göz yaşı tuzlu, Burun salgısı iğrenç, Ağız suyu leziz değil midir?" Buna ne dersin? Baş rahip:

-"Birde şu var sizin alimleriniz 'Cennet ehli yer içer fakat abdest bozmaz, su dökmez' diyorlar." Hazret cevap verir

-"Ana rahmindeki cenin de öyle değil midir?"

-"Peki hacca giden tavaf eden ama canı

ruhu olmayan bir şey ne olabilir?"

Beyazıd Hazretleri: -"Nuh a.s'ın gemisidir. Tufanda Kabe'yi tavaf etmiştir." dedikten sonra Baş Rahibe

döndü ve

-"Sanırım bu kadar soruya cevap verdikten sonra bana da soru sorma hakkı doğdu" dedi.

-"Buyurun sizi dinliyorum." -"Cennet Kapılarının üzerinde ne yazar?" Baş Rahip konuşmadı. Etrafındakiler

rahatsız oldu ve Ey Büyüğümüz Cevabını ver ve bizi mahcup etme!" diye yalvarmaya başladılar. Bunun üzerine Baş Rahip: -Doğrusunu sorarsanız bu sorunun cevabını biliyorum. Ama........."

-"Ama ne?"

-"Siz bu cevabı kaldıramazsınız."

-Söz veriyoruz katlanacağız, Bedeli ne olursa olsun ödemeye hazırız."

Bunun üzerine Baş Rahip:

-"O halde beni iyi dinleyin."

-"Cennetin anahtarı ve cennet kapılarının üzerinde yazılan şey aynı şeydir. O da

LA ILAHE ILLALLAH MUHAMMEDÜRRASULULLAH Cennet kapılarının üzerinde bu ibare yazılıdır. Bunu deyince oradaki herkes kelime i şahadet getirerek Müslüman oldu. Sonra baş Rahip Beyazıd hazretlerine dönerek:

-"Ben çoktan Müslüman olmuştum ama beni öldürürler diye bunu herkesten saklıyordum.

[sadrusseria]

‏قال شعيب بن حرب رحمه الله:

لا تجلس إلا مع أحد رجلين:

رجل جلست إليه يعلمك خيرا فتقبل منه

أو رجل تعلمه خيرا فيقبل منك،

والثالث أهرب منه.

العزلة والانفراد لابن أبي الدنيا 35]

Şuayb b. Harb rahimehullah dedi ki:

Sadece şu iki adamdan biriyle otur:

Onunla oturduğun zaman sana iyi bir şey öğrettiğinde bu iyi şeyi ondan kabul edeceğin adamla,

Ve ya onunla oturduğunda ona iyi bir şey öğrettiğin zaman bu iyi şeyi senden kabul eden adamla otur.

Üçüncüsünden ise kaç.

[313-silistrevi]

Cenab-ı Hak kullarına şöyle buyurmuştur:

_Umutsuzluğa kapılmayın.

_Yakup oğullarına, "Umutsuzluğa kapılmayın" dedi.

_Hz.Yusuf da kardeşine şöyle dedi: "Umutsuzluğa kapılma "

_Hz. Şuayb Hz.Musa'ya, "Korkma" dedi.

_Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Ebû Bekir'e, "Üzülme" dedi.

Kaygılı saatlerde ruhlara güvence yaymak ilahi ve peygamberlik bir yaklaşımdır, bu nedenle güvenceyi ve Cenab-ı Allah'ıa güveni yayın...

"قال الله جل جلاله لعباده : " لا تقنطوا "وقال يعقوب لأولاده " لاتيأسوا "وقال يوسف لأخيه "لا تبتئس "وقال شعيب لموسى " لا تخف "وقال نبينا صلى الله عليه وسلم لأبي بكر " لا تحزن . نشر الطمأنينة في النفوس في ساعات القلق منهج إلهي نبوي، فانشروا الطمأنينة والثقة بالله فلا بد من فرج قريب ✿⚘✿

[iyilikicin]

Sâffât, 181. #Ayet: #Gönderilmiş ( #peygamber )lere #selam olsun. #peygamber #elçi #resul #nebi #şuayb https://www.instagram.com/p/BxhP74UA-jJ/?igshid=135rdftr132le

[sustun]

Kuranı Kerim’de Geçen Peygamber Duaları ve Dua Ayetleri

Kuran’da geçen, Allah'ın bize etmemizi tavsiye ettiği dualar olmak üzere meleklerin, peygamberlerin yaptıkları duaları derleyip toparladım.

Bugün sizlerle üzerinde çok emek harcadığım başka bir çalışmamı paylaşacağım. Yüce yaratıcının Peygamberimiz Hz. Muhammed aracılığıyla bizlere gönderdiğine inandığımız Kuran-ı Kerim’de geçen; başta Allah-u Teâla’nın bize etmemizi tavsiye ettiği dualar olmak üzere meleklerin, peygamberlerin, Kurani şahsiyetlerin ve Allah’ın örnek verdiği müminlerin yaptıkları duaları derleyip toparladım. Aslında…

[derdiderun]

Batı'nın Başarı Dini

"You can do it, / Just do it."

("Yapabilirsin, hadi! / Hadi yapsana!")

Batı'nın bu "başarı" odaklı sözleri, bugün neredeyse bir din haline geldi. Din namına bir şey kalmayınca yerini böyle saçmalıklarla dolduruyorlar.

"Başarılı insan" denince akla, mesela iyi insanlar, bağış yapan, fakirler için çalışanlar gelmiyor. Kariyerinin zirvesine ulaşan, çok para kazanan, iyi kötü meşhurlar anlaşılıyor. Yani şöhretin iyisi kötüsü yok! Oysa İngilizcede iyi şöhretliler için "famous", kötü şöhretliler içinde "infamous" derler. Fransızcada da aynı fark var. Dilimizde maalesef bu farkı tek kelimeyle ifade edemiyoruz. Ama biz de "şöhret" dediğimize daha çok kötü şöhretliler önde.

Oysa başarmak, Allah Tealâ'nın izniyle, takdiriyle, lütfuyla olur. Hûd suresinde Hazreti Şuayb aleyhisselâm dilinden olan o duayı öğrenelim ve sık sık söyleyelim: "Ve mâ tevkifi illâ billâh. Aleyhi tevekkeltü ve ileyhi ünib." Bunu bazı mealler "Başarım ancak Allah'tandır. O'na güvendim, O'na yöneliyorum." diye tercüme etmişler. Elmalı Hamdi Yazır merhum bunu elbette daha güzel bir Türkçe ile dile getirmiş: "Muvaffakıyyetim de Allah iledir, ben yalnız O'na dayandım ve ancak O'na yüz tutarım."

| Semerkand Dergisi - Atilla Pamirli

[oyunabirazara]

Benim gözlerim en çok nelerden dolayı dolu dolu oluyor? Gözyaşlarımı neler için heba ediyorum?

[gunciuzlet]

Hazret-i Pîr Seyyid Ahmed er-Rıfâî Kuddise Sırruh Hazretleri buyurmuşlardır ki :

Bilmiş ol ki, gaflet ehli güldüğü zaman ma'rifet ehli ağlar. Ehl-i gurûr ferahlandığı zaman ehl-i ma'rifet hüzünlenir. Allahu Teâlâ, Sûre-i Kıyâme'de "وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَاضِرَةٌۙ" ve "وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ بَاسِرَةٌۙ" buyurmuşdur. (Yani o gün öyle yüzler vardır ki ışıl ışıl parlar ve öyle yüzler de vardır ki somurtup asılır).

Allahu Teâlâ, çok ağlamayı ve gözyaşı dökmeyi ma'rifetin delîllerinden ve 'âriflerin 'alâmetlerinden biri olarak zikretmişdir. Nitekim, Sûre-i İsrâ'da "وَيَخِرُّونَ لِلْاَذْقَانِ يَبْكُونَ ve yahirrûne lil ezkâni yebkûn" buyrulmuşdur. (Yani onlar ağlayarak yüzüstü yere kapanırlar). Allahu Teâla, "Şimdi siz bu söze mi şaşırıyorsunuz" buyurarak gaflet ehlinin ağlamayı terk ederek gülmelerini zemmetmişdir.

Bilmiş ol ki, ağlama, gözün, kalbin ve sırrın ağlaması şeklinde olur. Gözün ağlaması ma'rifet ehlinden Allah'a tevbe edenlerin ağlamasıdır. Kalbin ağlaması ise, ma'rifet ehlinden mürîdlerin ağlamasıdır. Sırrın ağlaması da ma'rifet ehlinden âşıkların ağlamasıdır.

Bilmiş ol ki, ehl-i ma'rifet için sırlarının altında yerleşmiş, düşüncelerinin içinde gizlenmiş bir çok kederler vardır. Ne zaman ki onların sırlarında heybetin korku rüzgarları esmeye, kalblerinde hüzün ateşleri tutuşmaya başlarsa, ma'rifet ehlinin üzerindeki gaflet ve nisyân otları yanıp kül olur.

Ağlamanın altı çeşidi vardır. Biri, hayâdan dolayı ağlamakdır, Hazret-i Âdem'in ağlaması gibi. İkincisi, günâhlar için ağlamakdır, Hazret-i Dâvûd'un ağlaması gibi. Üçüncüsü korkudan dolayı ağlamakdır, Hazret-i Yahyâ ve Hazret-i Zekeriyyâ'nın ağlaması gibi. Dördüncüsü, kaybedilen bir şeyden dolayı ağlamakdır, Ya'kûb Peygamber'in ağlaması gibi. Beşincisi heybet sebebiyle ağlamakdır, diğer enbiyânın ağlaması gibi. Bu hâl, "اِذَا تُتْلٰى عَلَيْهِمْ اٰيَاتُ الرَّحْمٰنِ خَرُّوا سُجَّدًا وَبُكِيًّا " (Onlara Allah'ın âyetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlar) âyetinde beyân edilmişdir. Altıncı bir çeşit ağlama daha vardır. Bu ağlama Hazret-i Şuayb'ın ağlaması gibidir. Bu ağlama, şevk ve muhabbet ağlamasıdır. Şuayb aleyhisselâm çok ağladı. Öyle ki ağlamakdan gözlerini kaybetdi. Allahu Teâla ona "Eğer ağlaman cehennem korkusundan ise seni cehennemden emîn kıldım. Yok eğer ağlaman cennete olan iştiyâkından ise, cenneti sana vâcib kıldım" diye vahy edince, Şuayb aleyhisselâm "Hayır yâ Rabbi, seni görmeye olan iştiyakımdan dolayı ağlıyorum" dedi. Allahu Teâla ona tekrar vahy ederek şöyle buyurdu : "Ey Şuayb! Eğer gerçekden beni görmeye olan iştiyâkından dolayı ağlıyorsan, muhakkak ki bana kavuşmanın dışında bu derde devâ olacak bir şey yokdur".

Ağla! Ağlayamıyorsan niye ağlayamıyorum diye ağla!

Hazret-i Aşkî

[mantikutayr]

subut, ayan-ı sabite, kurb-ı feraiz, kurb-ı nevafil, umuru amme, mariftül nefs, kevn-i camii, nübüvvet, bilfiil - bilkuvve, tenzih - teşbih, suver-i ilmiyye, ilah-ı mutekad, vech-i has, ilah - meluh, ferdiyet-i selase, feyz-i akdes, feyz-i mukaddes, ferdiyet-i selase, cevamiü’l-kelim ..

‘’fususu’l-hikem bir rüyanın kitabıdır: hz. peygamber elindeki bir kitabı ibnü’l-arabi’ye uzatır ve ‘bu fususu’l-hikem kitabıdır, onu al, insanlara ulaştır’ der.‘’

muhyiddin İbnü'l-arabi’nin velayetin son temsilcisi olarak kabul edildiğinden şeyhü'l ekber ünvanını aldığını düşünüyorum, o böyle bir iddiada açık açık bulunmamaıştır ama işaretleri bu yönde. bütün fikirlerinin özeti sayılan eserin tam adı ise fuṣûṣü’l-ḥikem ve ḫuṣûṣü’l-kilem’dir. fususu’l-hikem tamlaması yüzük kaşı (yuvası), göz bebeği gibi manalara geliyor ve fassın çoğulu olan fusus ile hikmetin çoğulu hikem kelimelerinden meydana gelmiştir.

adem fassı ve yaradılış: varlığın maksadı olarak insan

şit fassı: istidat ve hibeler

nuh fass’ında tenzih ve teşbih

idris fassı: yüksekliğin anlamı, bir ve çok

ibrahim fassı’nda ilahi sevgi

ishak fassı: misal alemi, hayal alemi

ismail fassı: bir allah tasavvuru olarak ilah-ı mutekad

yakup fassı ruhanilik hikmeti

yusuf fassı: arabi’ye göre dinin kaynağı ve anlamı

hud fassı: mümkünlerin hakikati ve ilahi isim olarak a’yan-ı sabite

salih fassı: yaratmanın ilkesi: üçün birliği

şuayb fassı: kalp hikmeti

lut fassı’ında güç: himmet gücüyle etki

üzeyr fass’nda kader

isa fassı: isevilik

sülayman fass’nda rahmet

davud fass’ında varlık

yusuf fassı: insan: esşref-i mahlukat

eyyub fass’ında bilinmezlik

yahya fass’ında celal

zakeriya fass’ında sahiplik / yanıklılık

ilyas fass’ında ünsiyet

lokman fass’ında ihsan

harun fass��: önderlik hikmeti

musa fass’ında yücelik

halid fassı: temenni ödülü

muhammed fass’ında teklik / varlığın gayesi olarak insan: birlik, tümellik ve kuşatıcılık

[etaali]

❓Emanettar insanın nişanesini nedir?

✨İmam Ali (as) buyurdu ki: Hz. Şuayb'in (as) kızları babalarının yanına döndükleri zaman, Hz. Şuayb onlara sordu:

 - Çabuk dönmenizin sebebi nedir?

💬 Onlar Hz. Musa'nın (as) ahvalatını anlattılar, lakin onu tanımıyordular. Şuayb (as) kızlarından birine dedi: - Onun yanına git. Buraya çağır ve koyunlara su verdiği için ona hediye vermek istediğimi söyle.

✨Hz. Şuayb'in (as) kızı Musa'nın (as) yanına gitti. Allah Kuranı-Kerimde bu konu hakkında buyuruyor: "Haya ile yol gitti" ve dedi: - Babam seni çağırıyor ve koyunlara su verdiğin için sana hediye vermek istiyor.

✨Musa (as) kızla birlikte gitmek için ayağa kalktı. Kız önde yürüyordu ve rüzgâr elbisesinin eteğini kaldırıyordu.

💬 Musa (as) ona dedi ki: - Sen benim arkamdan gel, (yolu göstermek için gerektiği zaman) yerdeki kumu gitmemiz gereken yöne atarak bana yol göster. Biz kadınların arkasından bakmayan bir cemaatiz.

✨Musa (as) Şuayb'in (as) yanına geldi. Kendi durumunu ona danıştı. Şuayb (as) ona dedi ki: - Korkma! Zalimlerin elinden kurtuldun.

💭 Kızlarından biri dedi: - Babacım! Onu ücretli işçi olarak al, çünkü o güçlü, itibarlı bir adam ve şimdiye kadar tuttuğun işçilerin en eminidir. (Kasas  suresi, 25-26)

💬 Şuayb (as) kızına: - Güçlü olmasını kuyudan tek başına su çekmesinden bildin, peki emanettar olduğunu nereden biliyorsun?

💭 Kızı: - Bana "Benim arkamdan gel ve öyle yol göster. Biz kadınların arkasından bakmayan bir cemaatiz", dediğinde anladım ki o, kadınların arkasından bakmayan kişilerdendir. Bu, emanete sadakatin nişanesidir.🌟

📚Tefsirul-Kummi", c 2, syf. 138