#türk ordusu
Explore tagged Tumblr posts
nevzatboyraz44 · 1 year ago
Text
Allah'u Ekber ☝️
21 notes · View notes
61oflu2 · 2 years ago
Text
TSK,Irak'ın kuzeyine ve Suriye'nin kuzeyine pençe kılıç hava harekatı düzenledi.
Allah ordumuzu korusun.Askerimizin ayağına taş değmesin. 🇹🇷🇹🇷🇹🇷
Tumblr media
#Tsk #Türk ordusu #Pençe kılıç
8 notes · View notes
aybarskagan · 1 year ago
Text
Biri ermeni çetelerinin ateşiyle Karabağ’da şehit düştü.Diğeri pkk’nın hain saldırısı sonucu Zap’ta.Muhammet Karayev, Muhammet Küçük.Ruhlarınız buluşur elbet Tanrı dağında.🇹🇷🇦🇿
Tumblr media Tumblr media
6 notes · View notes
hanikurumsaldik · 2 years ago
Photo
Tumblr media
#23NisanKutluOlsun
23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı Kutlu Olsun 👑
4 notes · View notes
tr1283 · 2 years ago
Text
Güneş Harekatında şehit olan Piyade Komando Binbaşı Zafer Kılıç
Aziz ruhunuz şad olsun komutanım 🥀
2008
Tumblr media
4 notes · View notes
rayhaber · 22 days ago
Text
Mustafa Destici'den Vergi Düzenlemesine Destek ve Bankalara Çağrı
Mustafa Destici’den Vergi Düzenlemesine Savunma BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, milyonlarca vatandaşın tepkisini çeken yeni vergi düzenlemesini savunmak adına Cumhur İttifakı’ndaki ortaklarının önüne geçme çabasını sürdürmekte. Kredi kartı limitlerinden savunma sanayii için alınacak vergilere karşı çıkanlar için Destici, “Vergiye tepki gösteren gitsin, o 750 lirayla bir büyük rakı alsın”…
0 notes
turkudostu61 · 2 years ago
Text
0 notes
cemakkilic · 2 years ago
Text
Tumblr media
Bence Kemal bey iktidara geldiğinde ilk önce ordu'nun liyakatsizlerini temizlemeli. Onbaşı olamayacak tipler general yapılmış dingobaz iktidar döneminde.
0 notes
yesilin25tonuu · 11 months ago
Text
11 notes · View notes
sozunbittigiyerr · 5 months ago
Text
Türk Ordusu Gazze'ye Girecek Mi? İ$rail Ne Zaman Yıkılacak?
youtube
93 notes · View notes
ozkankaya28 · 1 year ago
Text
Kadim Türk toprağına, Hankendi şehrine giren kahraman TÜRK ordusu.. 🇦🇿🇹🇷 Tanrı TÜRK'e yar olsun...🇹🇷🇦🇿
56 notes · View notes
1worldiklim · 1 year ago
Text
Tumblr media
BİR FOTOGRAFIN HİKAYESİ
Büyük Taarruz'da düşman yenilmişti fakat hala tam olarak kaybetmiş değildi. Yunan ordu komutanı Trikupis ordusunun başındaydı ve geriye çekilip yeni bir savunma hattı kurmanın peşindeydi. Başarması halinde düşmanı Anadolu'dan atma fırsatı kaçacaktı.
Atatürk bu nedenle Yunan ordusunun kalanını imha etmek istiyordu. Böylece düşman tamamen dağılacak ve denize dökülecekti.
29/30 Ağustos gecesi saat 2 sularında Atatürk'ün kapısı çaldı.
3* Kapıyı çalan Tevfik Bey'in elinde bazı raporlar vardı. Atatürk uyanır uyanmaz Tevfik Bey'i içeri aldı. Raporlara göz attı. Rapordaki haritayı görür görmez yataktan fırladı.
Derhal üniformasını giydi ve İsmet Paşa ile Fevzi Paşa'yı çağırdı. Karargah karışmıştı.
Rapordaki haritaya göre bir Yunan birliği farkında olmadan Türk ordusuna doğru yaklaşıyordu. Atatürk bu birliğin çevrilip imha edilmesi için bazı emirler yazdırdı. Fakat aklını kurcalayan bir durum vardı.
Emirleri yazdırdıktan sonra fikrini değiştirip bizzat cepheye gitmeye karar verdi. Kafasını kurcalayan konuyu bizzat çözecekti. Fevzi Paşa kuzeydeki birliklerin başına geçecek, İsmet Paşa da merkezde kalıp genel durumu yönetecekti.
Gece vakti yola çıkan Atatürk, sabahın ilk ışıklarıyla birinci ordu merkezine vardı. Ordu komutanına yaklaşan Yunan birliği hakkında bilgi verdi. Daha sonra esir Yunan askerlerinin getirilmesini istedi.
Başkomutan sabahın köründe cephede esir askerleri sorguluyordu.
Atatürk esirlere bazı sorular soruyor ve kafasını kurcalayan konuyla ilgili cevap arıyordu. Bir kaç esir sorgulandıktan sonra sıra bir kurmay subaya geldi. Onun verdiği bir cevap sayesinde Atatürk'ün kafasındaki taşlar yerine oturdu. Şüpheleri boşuna değildi.
Haritada tespit edilen Yunan birliğinin başında Yunan ordu komutanı Trikupis ve İkinci Kolordu Komutanı Digenis vardı. Atatürk, aklını kurcalayan sorunun cevabını almış, Yunan subay istemeyerek de olsa büyük bir sırrı ifşa etmişti.
Atatürk istediği bilgiyi alır almaz emirler vermeye başladı. Yunan ordusu çevrilecek, imha edilecek ve Trikupis ile Digenis esir alınacaktı. Böylece Yunan ordusu tamamen çökertilecek, düşman denize dökülecekti.
Yunan subay olan biteni anladığında oracıkta bayıldı.
Atatürk, bu kritik muharebeyi uzaktan takip edemezdi. Derhal savaşın yaşanacağı bölgeye doğru hareket etti. Hakim bir tepeye yerleşerek takip etmeye başladı. Yunan ordusu çembere alınıyor, imha taarruzu için şartlar oluşuyordu.
Fakat Atatürk, bulunduğu tepeden savaşı tam olarak gözlemleyemeyeceğini anladı. Ateş hattına girmeye karar verdi. Nurettin Paşa bunun riskli olacağını söyledi. Fakat Atatürk kabul etmedi. İsterse kendisinin burada kalabileceğini söyleyerek yola koyuldu.
Nurettin Paşa haksız sayılmazdı. Bir başkomutanın bu şekilde ateş hattına girmesi kolay görülecek iş değildi. Oldukça riskliydi. Öyle ki, Atatürk ateş hattında ilerlerken düşman mermileri sağa sola düşüyordu.
Atatürk o kadar ilerlemişti ki düşmanla çarpışan avcı hattının bölgesine girmişti. 11. Tümen Komutanı Derviş Bey durumu öğrenince bir askerle haber gönderdi ve geri dönmelerini istedi. Atatürk "Sen bu atı ona götür, binsin de o buraya gelsin" diye emir verdi.
Derviş Bey kısa süre sonra bölgeye geldi. Atatürk "Biz buradayken topçuların geride kalması olmaz, onları bizim önümüze geçirmek lazım" dedi.
Fakat bu durumda avcı hattı ile topçu hattı bir araya gelecekti ki bu askeri açıdan riskli bir durumdu.
Derviş Bey "Paşam, şimdi de avcı hattı ile topçu hattı bir araya geldi. Bu oldu mu?" diye sordu. Atatürk'ün yapmaya çalıştığı şeyi anladı. Emri vermesini beklemeden kendisi söyledi:
"Paşam, emrederseniz, avcı hattını da ileri sürelim".
Atatürk güldü ve "Derhal" dedi.
Avcı hattına ileri emrini verecek telefon bağlantısı yoktu. Bu nedenle Derviş Bey atına atlayıp yola koyulmak istedi. Atatürk'ün yanında bulunan yaveri Salih Bey, bunun bir komutan için tehlikeli olacağını söyledi. Derviş Bey "Baksana emri kim veriyor" diyerek yola koyuldu.
Gün boyu yapılan taarruzla düşman iyiden iyiye köşeye sıkışmıştı. Atatürk de hemen bölgede harekatı izliyordu. Öğleden sonra düşman bir tepenin önünde sıkıştı.
Yunan ordusu bulunduğu yerden neyi var neyi yoksa Türk ordusunun üzerine yağdırıyordu.
Atatürk artık yapılacak şeyin göğüs göğüse çarpışma olduğunu anlamıştı. Bunun için Türk askerinin süngü hücumuna kalkması gerekiyordu. Fakat Yunan ordusunda makineli tüfekler vardı.
Yani mehmetçik makineli tüfeklere doğru süngüyle koşmak zorundaydı.
Atatürk doğru anın gün batımı olduğunu saptadı. Gökyüzünün karardığı bir dakikada taarruz emrini verdi ve Türk süngüleri düşman dolu sırtlara saldırmaya başladı. Batan güneşin son ışıklarının yansıdığı süngüler adeta bir alev gibi Yunan mevzilerine yağmaya başladı.
Kısa süre sonra Türk ordusu Yunan birliklerinin arasına daldı. Kanlı bir çarpışmadan sonra Yunan ordusu dağıldı. Artık bir ordu kalmamıştı. Bozgun halinde kaçışan bir sürüyü andırıyorlardı.
Artık sıra Fevzi Paşa'nın süvarilerindeydi. Kaçanlar süvarilere yem oluyordu.
Atatürk sabah olduğunda Fevzi Paşa ve İsmet Paşa ile savaşın yaşandığı yerin yakınında bir araya gelip konuştu. Yapılacak iş belliydi. Dağılan Yunan ordusu İzmir'e kadar aralıksız takip edilecekti.
"Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri" emri verildi.
Yunan ordusu tüm gücüyle kaçıyor, Türk askeri kovalıyordu. Kısa süre sonra Trikupis ve Digenis esir düştü. Yunan Başkomutan Hacıanesti, olaydan habersiz şekilde Trikupis'i başkomutan vekili tayin etmişti.
Tayin haberini Trikupis'e esir çadırında bizzat Atatürk verdi.
Atatürk'ün emri doğrultusunda düşmanı kovalayan Türk askeri, Yunan ordusuna toparlanma imkanı tanımadı. Kovalamaca 9 Eylül'e kadar sürdü. O gün, dağılan Yunan ordusu İzmir'de denize döküldü.
İşgal bitmişti. Türkler kazanmıştı.
Bu büyük zaferden iki yıl sonra, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, Dumlupınar'a gitti. Savaş alanını gezdi. Bu esnada Esat Nedim Tengizman deklanşöre basıp o anı ölümsüzleştirdi.
Atatürk'ün gözlerine, süngü taarruzuna kalkıp şehit düşen askerlerin hüznü çökmüştü.
"Birçok zaferler kazandım. Fakat, bunların en büyüğünden sonra bile her akşam, savaş alanlarında ölen bütün askerleri düşünerek içimde derin bir keder duyuyorum."
42 notes · View notes
doriangray1789 · 1 day ago
Text
Tarihin gördüğü en garip savaş.
Osmanli - Avusturya kuvvetleri.
Karánşebeş (Şebeş) muharebesi, 17 Eylül 1788 akşamı Osmanlı kuvvetlerini arayan Avusturya öncü birlikleri arasında gerçekleşir. Yaklaşık 100.000 kişilik Avusturya kuvvetleri Osmanlılarla savaşmak için Karánsebes kasabası (Günümüz Romanyasında Caransebeş) yakınlarında kamp kurar.
Hussar birliği (hafif süvari birliği) keşif için Timiş nehrinin karşı yakasına geçer, Osmanlılardan hiçbir iz bulamaz. Hussar birliğinin yolda karşılaştığı çingene konvoyu muzaffer Avusturya askerlerine kendilerinden schnapps (alkollü likör, bir tür cin) satın almalarını teklif eder. Tekliften memnun kalan Hussarlar içki fıçılarını satın alırlar. Sonradan nehri geçen bir başka Avusturya piyade kolu, Hussarların bu içki partisine katılmak ister. Lakin Hussarlar içki fıçılarını piyadelerle paylaşmak istemez. İçki fıçılarının etrafını sarıp koruma altına alır, tartışma sürerken bir asker ateş eder. Böylece Hussarlar ve piyadeler arasında çatışma başlamış olur.
Çatışma sırasında bazı piyadeler, Hussarları korkutma amaçlı Turciii! Turciii! diye haykırır.(Romence: Türkleeer!). Bunu duyan Hussarlar Türkler geldi zannedip kaçar, Hussarların kaçtığını gören piyadelerde kaçışmaya başlar. Zira Avusturya Ordusu Lombardlı İtalyanlardan, Balkan Slavlarından, Avusturyalılardan ve çeşitli azınlıklardan oluşan karma bir ordudur. Bu sebeple askerler birbirlerini anlamakta zorlanmaktadır. Durumu düzeltmeye çalışan Avusturyalı subaylar Halt ! (Almanca:Durun!) Halt ! (Durun!) diye bağırır, fakat Almanca bilmeyen askerler bu kelimeleri Allah ! Allah ! diye anlayınca işler daha da kötüleşir.
Süvarilerin kampa doğru dörtnala geldiğini gören bir birlik kumandanı, Osmanlı akıncılarının saldırısına uğradıklarını zannedip,topçulara ateş emri verir. Bu sırada, çatışma sesini duyan askerler ne olduğunu anlayamadan kaçmaya başlar. Birlikler her gördüğü gölgeyi Türk zannedip vurmaya başlar, aslında ateş ettikleri kendi askerleridir. Bu kargaşa sonucu tüm ordu geri çekilir, İmparator II. Joseph atını küçük bir çaya sürerken attan düşüp sakatlanır.
İki gün sonra olay yerine ulaşan Osmanlı ordusu 10.000 kadar ölü ve yaralıyla karşılaşır ve Karanşebeş şehrini rahatça ele geçirir.
3 notes · View notes
tr1283 · 2 years ago
Text
🇹🇷🇦🇿
2 notes · View notes
rayhaber · 22 days ago
Text
Kurtuluş Savaşı'nın Son Günleri ve İzmir'in Kurtuluşu
Kurtuluş Savaşı’nın Son Günleri Gazi’nin sınıf arkadaşı Orgeneral Asım Gündüz, Kurtuluş Savaşı’nın son günlerini anılarıyla gözler önüne seriyor. 1922 baharında Yunan Genel Kurmay Başkanı Hacı Anesti, tüm hazırlıklarını tamamlayarak cepheyi gezmeye başlamıştı. Yanında sürekli olarak yabancı gazeteciler ve fotoğrafçılar, papazlar ve sık sık davet ettiği diğer kişilerle beraber, mağrur ve küstah…
0 notes
saidaslan1 · 1 year ago
Text
Musul'u 500 bin sterline İngiliz'e satanlar, Filistinliler toprak sattı diyor,
Batum'u 4.5 milyon rubleye Ruslar'a satanlar, Filistinliler toprak sattı diyor,
12 Adayı Yunan'a beleş verenler Filistinliler toprak sattı diyor,
470 ton altın savaş tazminatını Yunan'a bağışlayıp, karısını Yunan'ın koluna takanlar, Filistinliler toprak sattı diyor,
Petrol zengini Musul'u, Kerkük'ü, İngiliz'e hediye edenler, Filistinliler toprak sattı diyor,
Türk ordusu Musul'a girmişken İngilizlerin tek telgrafıyla Muşum'dan kaçanlar, Süleyman Şah türbesi diyor,
Mısır'ı, Sudan'ı, Batı Trakya'yı Yunan'a hediye edenler, Filistinliler toprak sattı diyor,
Filistinden pijamayla Adana'ya kadar kaçanlar, Süleyman Şah türbesi diyor,
Çanakkale boğazını kontrol eden Limni adasını Lozan'da "masada unutanlar" Filistinliler toprak sattı diyor,
Lozan imzalandıktan sonra kendi boğazlarımıza Türk askeri sokmayanlar, Süleyman Şah türbesi diyor,
Uyarıyorum!
Bugün Türkiye sınırları içerisinde ingiliz toprakları olduğunu kaçınız biliyor? Hem de Çanakkalede. Bugün Arıburnu ingiliz toprağıdır.
Lozan: Madde 129
Tumblr media
24 notes · View notes