#9 Eylül 1922
Explore tagged Tumblr posts
cinaraslan · 1 year ago
Text
9 Eylül İzmir'in Yunanlılar'dan kurtuluşunun 101.yılın da başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere cepheler de savaşan Şehitlerimizi sevgi ve saygıyla anıyorum.
Atatürk İzmir'e geldiğinde konaklaması için Karşıyaka'daki İplikçizade Köşkü ayrılmıştı. Karşıyakalılar Ata'mızı buraya davet ediyorlardı. İşgal döneminde Yunan Kralı da burada kalmıştı.Atatürk köşke geldiğinde yerde Yunan bayrağı görür ve efsane olan o tarihi konuşma yaşanır.
Her tarafı çiçeklerle bezenmiş bir otomobil ile Karşıyaka ‘ya gidip köşke girmiş. Bir de ne görsün! Mermer merdivenlerde yere serilmiş kocaman bir Yunan bayrağı…
Gazi sormuş:
– Nedir bu?
Halk anlatmış :
– Yunan Kralı bu eve girerken bu basamaklarda Türk bayrağını çiğnemişti, Paşam! …
Gazi kaşlarını çatmış ve demiş ki:
– Hata etmiş!… Ben bu hatayı tekrar edemem. Bayrak bir milletin şerefidir, ne olursa olsun yerlere serilmez ve çiğnenmez, kaldırınız!
#atatürk #9eylül #izmirinkurtuluşu #yunanişgali #türkzaferi #başkomutan #muharebe #uluöndermustafakemalatatürk #seyitonbaşı #15liler #şehit #askerler #türkaskeri #izmir #istanbul #tarih
11 notes · View notes
aybarskagan · 1 year ago
Text
İzmir’in kurtuluşunun 101. yılında başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm kahramanlarımızı saygı,sevgi ve rahmetle anıyoruz.Ruhları şad olsun.🇹🇷
Tumblr media
8 notes · View notes
rayhaber · 4 months ago
Text
Kurtuluş Savaşı'nın Son Günleri ve İzmir'in Kurtuluşu
Kurtuluş Savaşı’nın Son Günleri Gazi’nin sınıf arkadaşı Orgeneral Asım Gündüz, Kurtuluş Savaşı’nın son günlerini anılarıyla gözler önüne seriyor. 1922 baharında Yunan Genel Kurmay Başkanı Hacı Anesti, tüm hazırlıklarını tamamlayarak cepheyi gezmeye başlamıştı. Yanında sürekli olarak yabancı gazeteciler ve fotoğrafçılar, papazlar ve sık sık davet ettiği diğer kişilerle beraber, mağrur ve küstah…
0 notes
elestirenadam · 6 months ago
Text
Tumblr media
(Fotoğraf: Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa ve Sovyet Büyükelçi Aralov Büyük Taarruz öncesi Ilgın Manevralarında. 1 Nisan 1922)
30 Ağustos Zaferi’mizin 102’nci yılı kutlu olsun.
Türk Milletinin ve Ordusunun yarattığı Büyük Zafer, büyük bir stratejiyle kazanıldı. Bütün mazlûm milletlere cesaret verdi. Her aşaması bugünlere derslerle dolu: Millete dayanma, millî ordunun önemi, doğru müttefiklerle dayanaklar oluşturarak güç toplamak…
1. Devrimci program:
Büyük devrimci Mustafa Kemal Paşa, imparatorlukların çözülmeye başladığını ve her milletin kendi devletini kurmaya gittiğini gördü. Onun amacı ekonomik ve siyasi bağımsızlık temelinde bir millî devlet kurmaktı. Cihan Harbi’nin sonunda İstanbul’a geldiğinde Meclis’te bakan olmayı başaramayınca Samsun’a gitti ve Millî Mücadeleyi başlattı. Ankara’da bir Millî Hükûmet kurdu.
2. Millete dayanan strateji:
Amasya Tamimi, Erzurum Kongresi, Sivas Kongresi ve 23 Nisan 1920 Ankara’da TBMM açıldı. İnönü, Sakarya ve Büyük Taarruz hazırlıklarında halk seferber edildi ve onun evlatları orduya katıldı. Halkın birliği ve beraberliğine önem verildi. Türkler, Kürtlerle birleşti. Millete dayanma stratejisi TBMM’de en güzel örneğini zafere kadar verdi.
3. Ankara’da Millî Karargâh, Millî Ordu kuruldu:
Vatanın kurtuluşu yerel güçlerle değil Millî Ordu’yla kazanılacağı kabul edildi. Başlangıçta kurulan Kuvayı Milliyeler, Millaî Ordu’da birleştirildi. Türk Ordu geleneği devlet kurucusuydu. Bu savaşta da kendisini gösterdi. Dünya Savaşı’nda onlarca cephede sınanan Türk Ordusu yeniden ayağa kalktı. Türk zaferini devrimci ordumuz kazandı!
4. Doğru müttefikler seçildi:
Sovyet Rusya ve mazlum milletler dost olundu. Rusya, 11 milyon ruble altın para yardımı yaptı. Bu para 1921-1922 yılı bütçesinin yüzde 70’ine tekabül etti. Yunan ordusunun üzerine attığımız 400 bin top mermisinin 147 binini Ruslar deniz yoluyla gönderdi. 49 bin tüfek ve milyonlarca mermi… Sovyetler siyasî olarak da bize destek verdi.
BUGÜNÜN 30 AĞUSTOS’U
30 Ağustos, balon sallamak, meşale taşımak, Atatürk tişörtüyle poz vermek değildir. Doğru ve kararlı mevzide olmaktır. 30 Ağustos, gösteriş mesajlarıyla değil, eylemli olarak kutlanabilir. Günümüzün 30 Ağustos gereği, kardeş Suriye Devleti ile derhal silahlı işbirliği yapılmalıdır. Suriye'nin kuzeyindeki PKK/YPG terör örgütünü ve DEAŞ türünden sahte İslamcı terör örgütlerini temizlenmelidir. Bu mevzide, 30 Ağustos 1922'de olduğu gibi, Rusya vardır ve kardeş Irak ile İran vardır. Filistin ile dayanışmanın gereği de bölgemizdeki ABD ve İsrail güdümlü terör örgütleri Suriye, Irak, İran ve Rusya ile birlikte temizlenebilir.
23 notes · View notes
kaan-bora07-turk · 26 days ago
Text
🐺 İzmir'i neden çok seviyorum cevabı geçen yıldan kalma videomun Altında. 🤘👇
💙 Belkahve Ata Anı Evi ❤️ 9 Eylül 1922’de Atatürk’ün İzmir’i seyredip kahve içtiği noktada yer alan Ata Anı Evi .
22 notes · View notes
cokfazlayoruldum · 1 year ago
Text
Neden 30 değil de 29 Ekim ?
Atatürk Cumhuriyetin ilanı için, neden 29 Ekim’i seçti?
İlandan 2 yıl sonra Ekim 1925’te, Fahrettin Altay Paşa Atatürk’ün misafiridir. Zihnini hep meşgul eden bir soru sorar ulu öndere. “Paşam benim dikkatimi çekti…Cumhuriyetimizin ilanının 29 Ekim gecesine denk gelmesi acaba bir tesadüfmüdür? Üç gün evvel, beş gün sonra da olabilirdi” Bunun üzerine Atatürk ona şöyle bir cevap verir. “Fahrettin, mütarekenin ilk günlerini hatırlarmısın?.. Saray ve hükümet, teslimiyeti kabul etmişti. Hükümet sarayın, saray da itilaf devletlerinin elinin altına girmişti. Saray bu halden memnundu. Fakat ben bunu kabul edemezdim. Buna karşı koymakla bir çıkış yolunu temin ederek, bu mazlum milleti tarih sahnesinden silmek isteyenlere karşı harekete geçmek için kendimi vazifeli saymıştım. Dünyada tek başımıza idik.Fakat benim inandığım ideale, benimle beraber olanlar da bağlandılar ve netice hasıl oldu. Mütareke 30 Ekim 1918’de imzalanmıştı. Vatan parçalanmış, istilaya uğramıştı. Peki 30 Ekim 1918’den bizim İzmir’e girdiğimiz tarih olan 9 Eylül 1922’ye kadar kaç yıl geçti?
Dört yıl.
29 Ekim 1923 de Cumhuriyeti ilan ettik. İşte 5 yıla sığdırdığımız büyük inkilap, bizim yaşadığımız şartlara duçar olmuş, hangi milletin tarihinde vardır? Bu mazlum millet, kendisinin hakkı olan yere ulaşmıştır. Çektiğimiz acıların, sıkıntıların en büyük mükafatı işte budur. Bütün Dünya buna şahit olmuştur. Daha da şahit olacakları vardır. Beni en çok mesut eden hadise, bu mazlum milletin hak ettiği bu yere gelmesidir. Sen benim 30 Ekim 1918 sonrası çektiğim azabı bilirsin, yanımdaydın.
Mondros 30 Ekim’dir, Cumhuriyet 29 Ekim.
İşte bu da mazlum bir milletin ahıdır. Sanırım ki o zamanki devletler bunu anlamışlardır”
Atatürk burada bir an durur, elini masanın üzerine koyar ve; ”Deyiniz ki bu, tarihten silinmek istenen bir milletin öcüdür” Fahrettin Altay “Ama paşam bundan niye hiç söz etmediniz?” diye sorar. Atatürk cevap verir “Şahsen övünmek olurdu. Oysa esas övünmek benimle beraber mefkureye inananların, milletin ve ordunun hakkıdır” Atatürk’ün Cumhuriyet ilanı için 29 Ekim tarihini seçmesinin özel nedeni, bu cümlelerden de anlaşılıyor.
Ulu önder 30 Ekim 1918’de imzalanan “Mondros Mütarekesi” ile her anlamda teslimiyet içine girmiş, kendi tabiri ile esarete uğramış milletinin, kaç yıl bu esaret altında kaldığı sorusuna tam 5 yıl cevap vermek istemedi. O nedenle 4 yıl 364 gün sonra Cumhuriyeti ilan ederek bir ifadeyi kesinleştirmek istemiştir. Esaretten 1 gün önce Cumhuriyeti ilan ederek bir anlamda öc almak istemiştir. Türk Milleti 5 yıldır esaret altındadır demek ona zor geldiğinden Türk Milleti 4 yıldır esaret altında kalmıştır diyebilmek için 30 Ekim’e bir gün kala cumhuriyetin ilan edilmesini istemiştir. Mustafa Kemal Atatürk, Mağrur ve galip olarak, batılı devletlere “Ben 30 Ekim’i tanımıyorum.. Sizden bir gün öndeyim..Siz 29 Ekim’i tanıyacaksınız.” demiştir..
#CumhuriyetYüzYaşında
15 notes · View notes
hepeksikk · 1 year ago
Text
Tumblr media
"25 Ağustos 1922 gecesi. Yani Büyük Taarruz'un başlamasına saatler var. Son değerlendirmeler yapılmış ve birazdan cepheye hareket edilecek. Kurmaylarıyla tüm hazırlıklarını tamamlamış olan Mustafa Kemal Paşa, Keçiören'de bir evde, yorgun gözlerle onların yüzüne bakar ve şöyle der: “Düşmana hücum haberini aldığınız zamandan itibaren hesap ediniz. 15. gün İzmir'deyiz!” O esnada herkes şaşkın bir şekilde birbirlerine bakar. Hatta pek çok kimse galiba çok yorgun diye içinden geçirir ve 15 güne ihtimal vermez.
26 Ağustos günü Mehmetçik, BAŞKOMUTAN MUSTAFA KEMAL PAŞA'nın emriyle 6 ayda aşılamaz denilen Yunan tahkimatlarını 6 saatte aşar ve önüne kattığı Yunan ordusunu İzmir'e kadar kovalar. Sonuçta Türk ordusu 9 Eylül 1922 tarihinde yani taarruzun başlamasından 14 gün sonra İzmir'e girer.
Mustafa Kemal Paşa yanılmıştır. Hatta Keçiören'deki evde yanında bulunanlara imalı şekilde yanıldığını ifade eder ve “Sadece bir gün yanılmışım ama bu kusur bende değil düşmanda” diye söyler..."
15 notes · View notes
nefretim-kazand · 1 year ago
Text
Tumblr media
Başkomutanlık Meydan Muharebesi ya da Dumlupınar Meydan Muharebesi Kütahya ya bağlı Dumlupınar yakınında 30 Ağustos 1922'de Türk ve Yunan orduları arasında meydana gelen savaştır 30 Ağustos Zafer Bayramı 1922 yılında kazanılan Başkomutanlık Meydan Muharebesi yani Büyük Taarruz u anmak için kutlanır.Başkomutan Mustafa Kemal Paşa tarafından şahsen yönetildiği için Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak anılır
Yunan ordusunun büyük bir kısmı bu savaşta imha edildiği için Yunan ordusunun yeni bir savunma hattı oluşturması önlenmiştir Mustafa Kemal Paşa Türk birliklerine Ordular ilk hedefi­niz Akdeniz dir emrini vermiştir Yunan ordusu 9 Eylül sabahında İzmir i boşaltmıştır 18 Eylül de ise Batı Anadolu tamamen Yunan kuvvetlerinden temizlenmiştir
Başkomutan Mustafa Kemâl Paşamızı silah arkadaşlarını ve vatana canını feda eden tüm şehitlerimizi şükrân minnet ve rahmetle anıyoruz Ruhları şâd olsun Amin
16 notes · View notes
alacaliyapboz · 1 year ago
Text
Neden 30 değil de
29 Ekim ?
Atatürk Cumhuriyetin ilanı için, neden 29 Ekim’i seçti?
İlandan 2 yıl sonra Ekim 1925’te, Fahrettin Altay Paşa Atatürk’ün misafiridir.
Zihnini hep meşgul eden bir soru sorar ulu öndere.
“Paşam benim dikkatimi çekti…Cumhuriyetimizin ilanının 29 Ekim gecesine denk gelmesi acaba bir tesadüfmüdür? Üç gün evvel, beş gün sonra da olabilirdi”
Bunun üzerine Atatürk ona şöyle bir cevap verir.
“Fahrettin, mütarekenin ilk günlerini hatırlarmısın?..Saray ve hükümet, teslimiyeti kabul etmişti. Hükümet sarayın, saray da itilaf devletlerinin elinin altına girmişti.Saray bu halden memnundu.
Fakat ben bunu kabul edemezdim.
Buna karşı koymakla bir çıkış yolunu temin ederek, bu mazlum milleti tarih sahnesinden silmek isteyenlere karşı harekete geçmek için kendimi vazifeli saymıştım.
Dünyada tek başımıza idik.
Fakat benim inandığım ideale, benimle beraber olanlar da bağlandılar ve netice hasıl oldu.
Mütareke 30 Ekim 1918’de imzalanmıştı.
Vatan parçalanmış, istilaya uğramıştı.
Peki 30 Ekim 1918’den bizim İzmir’e girdiğimiz tarih olan 9 Eylül 1922’ye kadar kaç yıl geçti?
Dört yıl.
29 Ekim 1923 de Cumhuriyeti ilan ettik.
İşte 5 yıla sığdırdığımız büyük inkilap, bizim yaşadığımız şartlara duçar olmuş, hangi milletin tarihinde vardır?
Bu mazlum millet, kendisinin hakkı olan yere ulaşmıştır. Çektiğimiz acıların, sıkıntıların en büyük mükafatı işte budur.
Bütün Dünya buna şahit olmuştur.
Daha da şahit olacakları vardır.
Beni en çok mesut eden hadise, bu mazlum milletin hak ettiği bu yere gelmesidir.
Sen benim 30 Ekim 1918 sonrası çektiğim azabı bilirsin, yanımdaydın.
Mondros 30 Ekim’dir, Cumhuriyet 29 Ekim.
İşte bu da mazlum bir milletin ahıdır.
Sanırım ki o zamanki devletler bunu anlamışlardır”
Atatürk burada bir an durur, elini masanın üzerine koyar ve;
”Deyiniz ki bu, tarihten silinmek istenen bir milletin öcüdür”
Fahrettin Altay “Ama paşam bundan niye hiç söz etmediniz?” diye sorar.
Atatürk cevap verir “Şahsen övünmek olurdu. Oysa esas övünmek benimle beraber mefkureye inananların, milletin ve ordunun hakkıdır”
Atatürk’ün Cumhuriyet ilanı için 29 Ekim tarihini seçmesinin özel nedeni, bu cümlelerden de anlaşılıyor.
Ulu önder 30 Ekim 1918’de imzalanan “Mondros Mütarekesi” ile her anlamda teslimiyet içine girmiş, kendi tabiri ile esarete uğramış milletinin, kaç yıl bu esaret altında kaldığı sorusuna tam 5 yıl cevap vermek istemedi.
O nedenle 4 yıl 364 gün sonra Cumhuriyeti ilan ederek bir ifadeyi kesinleştirmek istemiştir.
Esaretten 1 gün önce Cumhuriyeti ilan ederek bir anlamda öc almak istemiştir.
Türk Milleti 5 yıldır esaret altındadır demek ona zor geldiğinden Türk Milleti 4 yıldır esaret altında kalmıştır diyebilmek için 30 Ekim’e bir gün kala cumhuriyetin ilan edilmesini istemiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, Mağrur ve galip olarak, batılı devletlere “Ben 30 Ekim’i tanımıyorum.. Sizden bir gün öndeyim..
Siz 29 Ekim’i tanıyacaksınız.” demiştir..
4 notes · View notes
gundembuca · 3 days ago
Text
İzmir Buca 'nın Kimliği
Tumblr media
İzmir’in en köklü semtlerinden biri olan Buca, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve Türkiye'nin modernleşme sürecinde önemli roller üstlenmiştir. Buca’nın kökleri Osmanlı dönemine uzansa da, resmi olarak 1928 yılında ilçe statüsü kazanmıştır. Osmanlı döneminde Levantenlerin gözde yaşam merkezlerinden biri olan bu bölge, muhteşem köşkleriyle adeta bir Avrupa kasabasını andırıyordu. Tarihi Levanten köşkleri, zaman içinde modernleşme dalgasına rağmen hâlâ zarafetlerini koruyarak geçmişe ışık tutmaktadır. 1928 yılında kurulan Bucaspor, sarı-lacivert renkleriyle ilçe kimliğini yansıtan en önemli spor kulüplerinden biri olmuştur. İlçe halkı için büyük bir gurur kaynağı olan Bucaspor, yıllar içinde Türk futbolunda önemli bir yer edinmiştir. Buca'nın tarihindeki en önemli anlardan biri, Mustafa Kemal Atatürk’ün burayı ziyareti olmuştur. Atatürk, Hasan Ağa Bahçesi’nde dinlenmiş ve ardından tarihi Forbas Köşkü'nde bir gece konaklamıştır. Bu ziyaret, bölge halkı için büyük bir gurur kaynağı olmuş, o günlerin hatırası günümüze kadar taşınmıştır. Tarihi kara tren istasyonu ve Türkiye'nin ilk banliyö hattı olan Buca-Alsancak hattı, ilçeyi İzmir'in diğer bölgelerine bağlayan en önemli ulaşım ağlarından biri olmuştur. Bugün bile bu istasyon, demiryolu nostaljisini yaşamak isteyenler için önemli bir simge olarak varlığını sürdürmektedir. Cumhuriyet tarihinin sembollerinden biri haline gelen Atatürk maskı, Türkiye’nin en büyük Atatürk rölyefi olarak Buca sırtlarında yükselmektedir. Bu devasa eser, uzaktan bile kente hâkim bir duruş sergileyerek Atatürk’ün manevi varlığını hissettirmektedir. Aynı şekilde, ilçedeki Mevlana Heykeli de hoşgörünün ve barışın simgesi olarak yerini almıştır. Eğitim alanında da önemli bir merkez olan Buca, 9 Eylül Eğitim Fakültesi’ne ev sahipliği yapmaktadır. Fakülte, yıllardır Türkiye'nin dört bir yanına öğretmenler yetiştirerek ülkenin eğitim alanındaki gelişimine katkı sağlamaktadır. Türkiye’nin ilk hipodromlarından biri de Buca’da yer almaktadır. At yarışlarının ilk modern merkezlerinden biri olarak inşa edilen hipodrom, sporseverler için yıllardır heyecan dolu anlara sahne olmuştur. Tarihi su kemerleri, geçmişin mühendislik harikalarından biri olarak hâlâ ayakta durmaktadır. Bu kemerler, Osmanlı döneminde bölgeye su taşınmasını sağlarken günümüzde tarihi birer anıt olarak varlıklarını sürdürmektedir. Buca’nın en önemli tarihî geçitlerinden biri de Buca Köprüsü’dür. Geçmişte orduların ve tüccarların İzmir'e ulaşmasını sağlayan bu köprü, 9 Eylül 1922’de Türk Ordusu'nun zafer yürüyüşüne tanıklık etmiştir. Bugün fiziken var olmasa da hafızalarda ve tarih kitaplarında bu önemli rolünü korumaktadır. Tarihi, doğası, sanatı ve eğitim kurumlarıyla Buca, İzmir’in gözbebeği olmaya devam etmekte; geçmişle geleceği birleştiren özel bir ilçe olarak varlığını sürdürmektedir. https://www.youtube.com/watch?v=30nyJj1PL9s&list=PLd_PqdoHX47kD4FwaWqTYuM-RhMzVsS3Z&index=4 https://www.youtube.com/watch?v=b9Rxk3IIVC0&list=PLd_PqdoHX47kD4FwaWqTYuM-RhMzVsS3Z&index=1 https://www.youtube.com/watch?v=4WC-p7jCQPI&list=PLd_PqdoHX47kD4FwaWqTYuM-RhMzVsS3Z&index=5 https://www.youtube.com/watch?v=7Ct9FPFwSq4&list=PLd_PqdoHX47kD4FwaWqTYuM-RhMzVsS3Z&index=7 https://www.youtube.com/watch?v=qfSTactBSKc&list=PLd_PqdoHX47kD4FwaWqTYuM-RhMzVsS3Z&index=8 https://www.youtube.com/watch?v=cjf_9YtD1-I&t=24s Read the full article
0 notes
pazaryerigundem · 3 months ago
Text
Manisa'da Kurtuluş Gazisi Ali Bey unutulmadı
https://pazaryerigundem.com/haber/193023/manisada-kurtulus-gazisi-ali-bey-unutulmadi/
Manisa'da Kurtuluş Gazisi Ali Bey unutulmadı
Manisa’da Şehzadeler Kaymakamlığı ve Manisa Çukurovalılar Derneği işbirliğinde Şehzadeler Belediyesi Bedesten Nikâh ve Konferans Salonu’nda Atatürk’ün silah arkadaşı ve İstiklal Savaşı Gazisi Manisalı Ali Bey’in anlatıldığı konferans düzenlendi.
MANİSA (İGFA) – Şehzadeler Kaymakamlığı ve Manisa Çukurovalılar Derneği işbirliğinde Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Manisalı Ali Bey’in yaşam öyküsünün ve hatıralarının anlatıldığı konferans gerçekleştirildi.
Bedesten Nikah ve Konferans Salonu’ndaki programa İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral İlhan Şen, Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Burak Deste, MASKİ Genel Müdürü Talat Postacı, Şehzadeler Kaymakamı Fatih Genel, Kula Kaymakamı Ömer Ahmet Özdemir, İl Emniyet Müdürü Fahri Aktaş, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Sudak, Şehzadeler İlçe Milli Eğitim Müdürü Metin Gençay, Manisa Çukurovalılar Derneği Başkanı İrfan Doruk, protokol üyeleri, Manisalı Ali Bey’in torunları ve yurttaşlar katıldı.
Araştırmacı-yazar Yusuf Delikoca, konferansta yaptığı sunumla Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün silah arkadaşı ve Atatürk’le aynı yıl doğup aynı yıl vefat eden Manisalı Ali Bey hakkında katılımcılara bilgiler verdi. Manisa Ali Bey kitabının yazarı Delikoca, konferansta Manisalı Ali Bey’in Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından iki defa İstiklal Madalyası ile ödüllendirildiğini ve Milli Mücadele döneminde Kilikya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin ilk üyelerinden biri olduğunu söyledi. Ayrıca, Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasının ardından Suriye Cephesi’nden 31 Ekim 1918 tarihinde Adana’ya gelerek Yıldırım Orduları Komutanlığı görevini devralan Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle Adana’da düşman işgaline karşı ilk direnişe geçen vatanseverlerden biri olduğunu belirtti. Karaisalı, Pozantı ve Tarsus cephelerinde müfreze lideri olarak düşman birlikleriyle savaşan Manisalı Ali Bey’in, Sakarya Savaşı ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde Süvari Alayı’nda görevliyken, 9 Eylül 1922’de İzmir’e giren kahraman askerler arasında yer aldığı da ifade edildi.
Kahramanlığı ve mücadelesiyle Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinde önemli bir yere sahip olan Manisalı Ali Bey’in hatırası Tarihi Bedesten Konferans Salonu’ndaki programla bir kez daha yad edildi.
Programın sonunda Şehzadeler Kaymakamı Fatih Genel tarafından yazar Yusuf Delikoca’ya ve Manisalı Ali Bey’in torunları Ali İhsan Manisalı, Mehmet Tufan Gökbuket ve Mehmet Hakan Tahiroğlu’na hediye takdimi yapıldı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
musispoedturnuvaarsiv · 9 months ago
Text
TFF 3. Lig 2023-24 raporu
-----1. Grup-----
Puan Durumu
1.Kepezspor 70
2.Aliağa Futbol 66 (PO 3. Tur)
3.Ayvalıkgücü Belediyespor 52 (PO 1. Tur)
4.52 Orduspor Futbol Kulübü 49 (PO 1. Tur)
5.İnegöl Kafkasspor 47 (PO 1. Tur)
6.Edirnespor 44 (PO 1. Tur)
7.Mardin 1969spor 41
8.Küçükçekmece Sinopspor 38
9.Karabük İdman Yurdu 35
10.Artvin Hopaspor 34
11.Talasgücü Belediyespor 34
12.Kırıkkalegücü Futbolspor 29
13.Gümüşhanespor 22
14.Malatya Arguvanspor 13
15.Tarsus İdman Yurdu 10
*Kepezspor (ilk kez) TFF 2. Lig'e yükseldi.
*Gümüşhanespor (ilk kez), Malatya Arguvanspor (2 yıl sonra) ve Tarsus İdman Yurdu (ilk kez) Bölgesel Amatör Lig'e düştü.
*Kepezspor'dan Emre Gemici 16 golle grubun en golcü ismi oldu.
--
-----2. Grup-----
Puan Durumu
1.Batman Petrolspor 60
2.Çimentaş Elazığspor 58 (PO 3. Tur)
3.Karşıyaka 55 (PO 1. Tur)
4.Turgutluspor 47 (PO 1. Tur)
5.Efeler 09spor 47 (PO 1. Tur)
6.Anadolu Üniversitesi 39 (PO 1. Tur)
7.Silifke Belediyespor 34
8.Pazarspor 33
9.Amasyaspor Futbol Kulübü 33
10.Kemerkent Bulvarspor 33
11.Ergene Velimeşespor 32
12.Kelkit Hürriyetspor 31
13.Hacettepe 1945spor 29
14.Amber Çay Eynesil Belediyespor 24
15.Sapanca Gençlikspor 20
Puan silme;
Amber Çay Eynesil Belediyespor: 3
Sapanca Gençlikspor: 3
*Batman Petrolspor (1 yıl sonra) TFF 2. Lig'e çıktı.
*Hacettepe 1945spor (7 yıl sonra), Amber Çay Eynesil Belediyespor (2 yıl sonra) ve Sapanca Gençlikspor (2 yıl sonra) Bölgesel Amatör Lig'e düştü.
*Batman Petrolspor oyuncusu Tunç Murat Behram kaydettiği 15 golle grubun zirvesinde yer buldu.
--
-----3. Grup-----
Puan Durumu
1.Karaköprü Belediyespor 60
2.Merkür Jet Erbaaspor 57 (PO 3. Tur)
3.Silivrispor 51 (PO 1. Tur)
4.Bornova 1877 Sportif Yatırımlar 50 (PO 1. Tur)
5.Kuşadasıspor 45 (PO 1. Tur)
6.Belediye Kütahyaspor 44 (PO 1. Tur)
7.Büyükçekmece Tepecikspor 39
8.Onvo Ağrı 1970spor 39
9.Fatsa Belediyespor 37
10.Osmaniyespor Futbol Kulübü 29
11.Karatay Termal 1922 Konyaspor 28
12.Bayburt Özel İdarespor 28
13.Darıca Gençlerbirliği 25
14.Akhisarspor 19
15.Sivas Dört Eylül Futbol 17
Puan silme;
Sivas Dört Eylül Futbol: 3
*Karaköprü Belediyespor (ilk kez) TFF 2. Lig'e yükseldi.
*Darıca Gençlerbirliği (ilk kez), Akhisarspor (ilk kez) ve Sivas Dört Eylül Futbol (ilk kez) Bölgesel Amatör Lig'e düştü.
*Belediye Kütahyaspor'dan Can Muhammet Vural attığı 19 golle grubun en golcüsü oldu.
--
-----4. Grup-----
Puan Durumu
1.Bitexen Adana 1954 Futbol Kulübü 63
2.Sebat Gençlikspor 50 (PO 3. Tur)
3.Muş 1984 Muşspor 47 (PO 1. Tur)
4.Tokat Belediye Plevnespor 45 (PO 1. Tur)
5.Armoni Alanya Kestelspor 43 (PO 1. Tur)
6.Bursa Yıldırımspor 42 (PO 1. Tur)
7.Orduspor 1967 41
8.Balıkesirspor 33
9.Bergama Sportif Faaliyetler 31
10.Güneş Holding Çankayaspor 31
11.23 Elazığ Futbol Kulübü 31
12.Nevşehir Belediyespor 30
13.Siirt İl Özel İdaresispor 29
14.İdaş Çatalcaspor 26
15.Sultanbeyli Belediyespor 25
*Bitexen Adana 1954 Futbol Kulübü (ilk kez) TFF 2. Lig'e çıktı.
*Siirt İl Özel İdaresispor (4 yıl sonra), İdaş Çatalcaspor (10 yıl sonra) ve Sultanbeyli Belediyespor (1 yıl sonra) Bölgesel Amatör Lig'e düştü.
*Bitexen Adana 1954 Futbol Kulübü oyuncusu İshak Kurt 22 golle hem grubun hem de 3. Lig'in en golcü ismi olarak kayda geçti.
--
-----Play-Off-----
---1.Tur---
Ayvalıkgücü Belediyespor 1 - 1 Edirnespor (Pen: 4-3)
Turgutluspor 1 - 4 Efeler 09spor
Silivrispor 1 - 1 Belediye Kütahyaspor (Pen: 3-4)
Muş 1984 Muşspor 4 - 0 Bursa Yıldırımspor
Tokat Belediye Plevnespor 1 - 0 Armoni Alanya Kestelspor
52 Orduspor Futbol Kulübü 2 - 2 İnegöl Kafkasspor (Pen: 4-3)
Karşıyaka 0 - 1 Anadolu Üniversitesi
Bornova 1877 Sportif Yatırımlar 1 - 2 Kuşadasıspor
---2.Tur---
<1. Maçlar>
Belediye Kütahyaspor 2 - 1 Kuşadasıspor
Tokat Belediye Plevnespor 0 - 1 Muş 1984 Muşspor
52 Orduspor Futbol Kulübü 1 - 1 Ayvalıkgücü Belediyespor
Anadolu Üniversitesi 1 - 2 Efeler 09spor
<2. Maçlar>
Ayvalıkgücü Belediyespor 0 - 2 52 Orduspor Futbol Kulübü
Efeler 09spor 2 - 0 Anadolu Üniversitesi
Kuşadasıspor 1 - 2 Belediye Kütahyaspor
Muş 1984 Muşspor 1 - 1 Tokat Belediye Plevnespor
---3. Tur---
<1. Maçlar>
Efeler 09spor 0 - 3 Çimentaş Elazığspor
Belediye Kütahyaspor 2 - 1 Merkür Jet Erbaaspor
Muş 1984 Muşspor 0 - 1 Sebat Gençlikspor
52 Orduspor Futbol Kulübü 1 - 0 Aliağa Futbol
<2. Maçlar>
Aliağa Futbol 1 - 0 52 Orduspor Futbol Kulübü (Pen: 1-3)
Merkür Jet Erbaaspor 1 - 0 Belediye Kütahyaspor (Pen: 6-5)
Sebat Gençlikspor 0 - 3 Muş 1984 Muşspor
Çimentaş Elazığspor 4 - 0 Efeler 09spor
---Final---
52 Orduspor Futbol Kulübü 0 - 3 Çimentaş Elazığspor
Merkür Jet Erbaaspor 1 - 1 Muş 1984 Muşspor (Pen: 5-4)
*Çimentaş Elazığspor (3 yıl sonra) ve Merkür Jet Erbaaspor (ilk kez) TFF 2. Lig'e yükseldi.
0 notes
mortallyburningchaos · 1 year ago
Text
Neden 30 değil de
29 Ekim ?
Atatürk Cumhuriyetin ilanı için, neden 29 Ekim’i seçti?
İlandan 2 yıl sonra Ekim 1925’te, Fahrettin Altay Paşa Atatürk’ün misafiridir.
Zihnini hep meşgul eden bir soru sorar ulu öndere.
“Paşam benim dikkatimi çekti…Cumhuriyetimizin ilanının 29 Ekim gecesine denk gelmesi acaba bir tesadüfmüdür? Üç gün evvel, beş gün sonra da olabilirdi”
Bunun üzerine Atatürk ona şöyle bir cevap verir.
“Fahrettin, mütarekenin ilk günlerini hatırlarmısın?..Saray ve hükümet, teslimiyeti kabul etmişti. Hükümet sarayın, saray da itilaf devletlerinin elinin altına girmişti.Saray bu halden memnundu.
Fakat ben bunu kabul edemezdim.
Buna karşı koymakla bir çıkış yolunu temin ederek, bu mazlum milleti tarih sahnesinden silmek isteyenlere karşı harekete geçmek için kendimi vazifeli saymıştım.
Dünyada tek başımıza idik.
Fakat benim inandığım ideale, benimle beraber olanlar da bağlandılar ve netice hasıl oldu.
Mütareke 30 Ekim 1918’de imzalanmıştı.
Vatan parçalanmış, istilaya uğramıştı.
Peki 30 Ekim 1918’den bizim İzmir’e girdiğimiz tarih olan 9 Eylül 1922’ye kadar kaç yıl geçti?
Dört yıl.
29 Ekim 1923 de Cumhuriyeti ilan ettik.
İşte 5 yıla sığdırdığımız büyük inkilap, bizim yaşadığımız şartlara duçar olmuş, hangi milletin tarihinde vardır?
Bu mazlum millet, kendisinin hakkı olan yere ulaşmıştır. Çektiğimiz acıların, sıkıntıların en büyük mükafatı işte budur.
Bütün Dünya buna şahit olmuştur.
Daha da şahit olacakları vardır.
Beni en çok mesut eden hadise, bu mazlum milletin hak ettiği bu yere gelmesidir.
Sen benim 30 Ekim 1918 sonrası çektiğim azabı bilirsin, yanımdaydın.
Mondros 30 Ekim’dir, Cumhuriyet 29 Ekim.
İşte bu da mazlum bir milletin ahıdır.
Sanırım ki o zamanki devletler bunu anlamışlardır”
Atatürk burada bir an durur, elini masanın üzerine koyar ve;
”Deyiniz ki bu, tarihten silinmek istenen bir milletin öcüdür”
Fahrettin Altay “Ama paşam bundan niye hiç söz etmediniz?” diye sorar.
Atatürk cevap verir “Şahsen övünmek olurdu. Oysa esas övünmek benimle beraber mefkureye inananların, milletin ve ordunun hakkıdır”
Atatürk’ün Cumhuriyet ilanı için 29 Ekim tarihini seçmesinin özel nedeni, bu cümlelerden de anlaşılıyor.
Ulu önder 30 Ekim 1918’de imzalanan “Mondros Mütarekesi” ile her anlamda teslimiyet içine girmiş, kendi tabiri ile esarete uğramış milletinin, kaç yıl bu esaret altında kaldığı sorusuna tam 5 yıl cevap vermek istemedi.
O nedenle 4 yıl 364 gün sonra Cumhuriyeti ilan ederek bir ifadeyi kesinleştirmek istemiştir.
Esaretten 1 gün önce Cumhuriyeti ilan ederek bir anlamda öc almak istemiştir.
Türk Milleti 5 yıldır esaret altındadır demek ona zor geldiğinden Türk Milleti 4 yıldır esaret altında kalmıştır diyebilmek için 30 Ekim’e bir gün kala cumhuriyetin ilan edilmesini istemiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, Mağrur ve galip olarak, batılı devletlere “Ben 30 Ekim’i tanımıyorum.. Sizden bir gün öndeyim..
Siz 29 Ekim’i tanıyacaksınız.” demiştir..
#CumhuriyetYüzYaşında
0 notes
hasanakbal19 · 1 year ago
Text
İSTİKLAL
İstiklal Harbi 9 Eylül 1922’de Yunan ordusunun İzmir’de frnize dökülmesiyle bitmedi. Ege Bölgesinde kuşatmadan kurtulan Yunan ordusu İzmir’i boşaltıp Dilek Yarımadası, Kuşadası veAyvalık üzerinden adalara çekildiler. Güney Marmara Bölgesi’ndeki Yunan kuvvetleriyse Gemlik, Mudanya, Erdek ve Bandırma üzerinden Trakya’ya taşındılar. Gemlik ve Mudanya’ya kaçan Yunan askerleri teslim…
View On WordPress
0 notes
kunyekultursanat · 1 year ago
Text
İSTİKLAL
İstiklal Harbi 9 Eylül 1922’de Yunan ordusunun İzmir’de frnize dökülmesiyle bitmedi. Ege Bölgesinde kuşatmadan kurtulan Yunan ordusu İzmir’i boşaltıp Dilek Yarımadası, Kuşadası veAyvalık üzerinden adalara çekildiler. Güney Marmara Bölgesi’ndeki Yunan kuvvetleriyse Gemlik, Mudanya, Erdek ve Bandırma üzerinden Trakya’ya taşındılar. Gemlik ve Mudanya’ya kaçan Yunan askerleri teslim…
View On WordPress
0 notes
haber71net · 1 year ago
Link
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde 9 Eylül 1923'te siyasi faaliyetlerine başlayan CHP, 100. kuruluş yıl dönümünü kutlamaya hazırlanıyor. KAYNAK: CHP Mustafa Kemal... ---------------------------- Haberin devamı haber71.net'te.
0 notes