#siyasi
Explore tagged Tumblr posts
Text
instagram
Katiller el kaldırsın.
Ellerindeki kan sadece kedinin, köpeğin kanı değil. Ellerindeki kan onlarca saat çalışmasına rağmen hâlâ açlık ve yoksulluk sınırının altında köle gibi çalışan milyonlarca emekçinin kanı. Ellerindeki kan son 10 yılda iş cinayetine kurban giden 700’den fazla çocuğun kanı. Ellerindeki kan affedip sokaklara saldıkları katiller tarafından öldürülen kadınların, gençlerin kanı. O kan asla temizlenmeyecek. Bir avuç asalak zenginin iktidarını korumak için her türlü pisliği yapmayı göze alanlar, üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin ellerindeki kanla anılacaklar.
#5199uYaşat #YaşamHakkı #DevletYaşatır #5199uUygula #CaydırıcıCeza #BizideUyutun #AdaletleYaşat #KomisyonuAç #YasayıGeriÇek #ÖldürmeYaşat #HayvanHakları #Adaletİstiyoruz #KatilBelediyeler #DerdimizAdalet #Çözümİstiyoruz #YasaGeçirilemez #ZulmüDurdurun #HayvanDüşmanı #BanaGözKulakOl #SessizlerinSesiyiz #YasaDeğilKatliam #YasaDeğilCinayet #Köpek #Köpekler #BarınakGerçekleri #HalkıDuyErdoğan #MassacreinTurkey #HerYerSuçMahalli #KüreselOyunuBoz #ÇözümÖlümDeğil #habertürkBOYKOT #BelediyeGerçekleri #BarınaktaÖlüyoruz #HayvanDüşmanları #KomisyonuHalkaAç #KısırlaştırAşılatYaşat #KatliamaOrtakOlma #HerYerdeKatliamVar #BarınakÖlümDemek #BaşıboşİnsanSorunu #TürkiyedeKatliamVar #GerekenCezaVerilsin #Madde6yaDokunma #KatliamıYasalaştırma #YaşatanYasaİstiyoruz #YaşamEnTemelHaktır #YaşamHakkıKutsaldır #UyutmakÖldürmektir #KatliamYasasınaHayır #HayvanaŞiddeteHayır #HayvanaŞiddetSuçtur #HayvanKatliamınaSon #BarınaklarÖlümKampı #ŞiddetiAdaletBitirecek #VicdanınSesiAnkarada #HayvanlarıÖldürmeyin #6ıncıMaddeyiKaldırma #HayvanlarİçindeAdalet #KatliamdanYasamıOlur #AykırıToplamayıDurdur #ŞimdiDeğilseNeZaman #SokaktayımYanındayım #BarınaklardaKatliamVar #5199BilimselÇözümdür #SoykırımdanYasaOlmaz #YasalarÖldürmezYaşatır #KısırlaştırÜretimiDurdur #YavruKedi #KediYavrusu #HayvanlaraDokunmayın #6ıncıMaddeyeDokunma #ÖldürenYasaİstemiyoruz #HayvanaBelediyeVahşeti #KatliamVarSusmaTürkiye #BarınakDeğilÖlümKampı #BarınaklarÖlümKampıdır #KatilBelediyeİstemiyoruz #insan #insanlar #insanlık #HayvanlarYaşamakİstiyor #HayvanHaklarıAnayasaya #KöpeklerMahalleSakinidir #KısırlaştırAşılatYerineBırak #ÖlümBarınaklarıKapatılsın #TamKadroMeclisteHayırDe #ÖlümDeğilÇözümİstiyoruz #ŞiddetinHerTürlüsüneHayır #MahalleSakinimeDokunma #HayvanKatliamıİstemiyoruz #KısırlaştırAşılatYerindeYaşat #6ıncıMaddeKırmızıÇizgimiz #KatliamYasasınıTanımıyoruz #TümBarınaklardaKatliamVar #KediKöpekKatliamınaDurDe #YavruKöpek #KöpekYavrusu #YasayıGeriÇekKatliamaHayır #YasalHayvanKatliamınaHayır #TürkiyedeHayvanKatliamıVar #SokakHayvanlarınıKoruyalım #Uyutamazsın #Öldüremezsin #YasayıGeriÇekKatliyamaHayır #SokakHayvanlarıSahipsizDeğil #ÜlkedeHayvanlaraSoykırımVar #SokaktakiCanlarıUnutmayalım #SokakHayvanlarıYalnızDeğildir #SokakKöpeği #SokakKöpekleri #SokakKöpekleriniÖldüremezsin #KöpekBahaneKirliOperasyonVar #SokakHayvanlarınıÖldüremezsin #Toplayamazsın #Hapsedemezsin #BelediyelerCezaKapsamınaAlınsın #ÖldürenDeğilYaşatanYasaİstiyoruz #Açlık #Açız #Susuzluk #Susuyoruz #BelediyelerCezaKapsamınaAlınmalı #Sevap #Günah #İbadet #DilsizKullar #Müslüman #Müslümanlar #Müslümanlık #Güçlü #Zayıf #Merhamet #Haram #Helal #Kedi #Kediler #SokakKedisi #SokakKedileri #BurasıTürkiye #TürkHalkı #Türkİnsanı #TürkMilleti
5 notes · View notes
ghosttarmy · 5 months ago
Text
Kasapların tartıştığı yerde koyunların taraf tutması koyunların kaderi değiştirmez.
4 notes · View notes
hallolmadiyunus · 2 years ago
Text
LSKXPDÖCPDMCPDMCPDND
24 notes · View notes
fikirlerim · 2 years ago
Text
SEÇİM SONUCUNU DOĞRU OKUYALIM VE EMPATİ YAPALIM
Her şeyden önce şunu söylemek isterim ki yaşanan büyük hayal kırıklığının sebebi beklentinin çok büyük olmasıdır.
Halbuki bu seçim sonucu başarısızlık değildir. Eskiye nazaran alınan oylar artmıştır. Daha önce 2.seçime kalınamamışken bu sefer kalınmış olması bir başarıdır.
O yüzden hayal kırıklığının etkisiyle yıkılmaya gerek yoktur. Desteklemeyen insanlara saldırmak ise tamamen yanlıştır. Sosyal medyada onları aptal, cahil diye nitelendirip küçümseyen yorumlar yazmak, hele hele deprem zamanı yapılan iyilikleri başa kakmak son derece ayıptır.
Kılıçdaroğluna oy vermeyen herkes cahil ya da aptal değildir. Bunun başka sebepleri vardır. Dindar insanlar cumhurbaşkanı erdoğan öncesindeki aşağılanmışlıklarını unutmamışlardır. İkinci sınıf insan muamelesi gören dindar halk,cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde kendini değerli ve güçlü hissetmiştir.
Eğer bu konu üzerine düşünülür ve onlara samimi olarak değer verilirse bu seçim olmasa bile ileriki seçimler mutlaka kazanılır…
10 notes · View notes
alone7mermaid · 2 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
7 notes · View notes
seslimeram · 9 months ago
Text
Direniş Oyunu Bozar!
Tumblr media
Hayata karşıt olup, onu her gün sınırlandıran, her an yeniden biçimini / şablonunu / şekli şemailini bozan, eğen bir ülke gerçekliğimiz artık. Seçim tahayyülü içerisinde herkeslere pay edilen vaatler, bol keseden atılan nutuklar o gerçekliğin başka bir suretle ilerletilmiş olduğunu göstere gelir. Sanılanın da ötesinde bir hızla hayat erimi çürümeye terk edilir iş bu menzilde. Belirgin olan tehdit, tahakküm, terör üçlemesi içinde kuşatan, atılan tutulan her vaadin bir bedele dönüştürülmesi var edilir. Vaat, nutuk, seslenişler birer pranganın ta kendisi kılınır. Tehdit, tahakküm ile hayatın biçimlendirilmesi aralığında gerçek ve yalın bir yıkıcılık bina edilir. Dönüşüm, devinim, yönelim ile birlikte bir müşterek yaşam idesi muhafaza etmek yerine onu topyekun çürüten bir yönelim var ettirilir. Bugünün yeni nam ülkesinin doğrultusu / benzersiz değil doğrudan sürgit yinelenen bir tahakküm veçhesinin aralıklarında dolanmaktadır. Bütünüyle baş efendinin tahayyülü doğrultusunda belirgin bir oyun parkına dönüştürülen, ketum değil basbayağı kötücüllüğün savunulduğu bir yeri bildiren garabetliklerle hayatın sınırlandırılması kesintisiz kılınır. Budur bu kadardır şu yer, bu ülkede sıradana verilen değer, hakikaten!
Ardışık kılınmış olagelen verin yetkiyi görün etkiyi seslenişinin her nasıl bir gasp pratiği olduğu daha seçime günler kala var edilmiş olagelen tehditlerden, ortaya salınmış olan ol bakanların devletin tüm imkanlarıyla saldırmalarından belirgin okunabilir. Şiddeti, ötekisi olarak anılana nefreti, kesintisiz bir kini, linci pratik olarak ele alan, bunu reva görebilme halini çoktan aşarak daha dipsiz, yalın bir karanlığın binasına düşen bir iktidar için her an, her gün yepyeni bir yıkımın tezgahta işlendiğini görebiliriz. Düzen, yeni diye anılanın var ettiği açmazlar günbegün artık gırtlağı aşan bir sorun yumağını imlerken, bütün bunların hiç yaşanmadığı intibasını var edebilmek, konuşturmamak için seçim heyulası içerisinde onlarca taklalar atılır. Hırslarından, koltuk sevdalarından, memleketi söğüşleme halinden başkasına bel bağlamayan, bir umut taşımayan aklın sunduğu her şey basbayağı o eğilip, çokça bükülüp, delik deşik kılınan bir hayat imgesidir. Buna karşı doğrudan var edilebilen her şeyle, her gün biraz daha hayattan bir şeyler eksiltilerek dönüştürülmüş olanın yeniliği artık eskisinden farksız yıkıcılığı bir örnek hayatlarımızı kuşatmanın hangi evresine geçildiğini örnekler. Bu kadar yalın bir iktidar hırsı için, yirmi bir yıllık pratiğin ardından hala en kudretli, sorunsuz, başat temsilin kendileri olduğuna dair yanılsama, zorbalık ile bir yön kazanmış menzilin asli suretini, geleceksizliğinin her nasıl biçimlendirildiğini de anlatır, görene.
Mezopotamya Ajansından aktaralım: “Kurdistan kentlerine taşınan asker ve polislerin toplu oy kullanma görüntüleri seçimlere damgasını vurdu. Hayatlarında ilk kez getirildikleri kentlerde oy kullananlara tepki yağdı.
Kurdistan kentlerinde saat 16.00'da sona erecek oy verme işlemleri devam ederken, birçok kentte yaşanan hak ihlalleri gündem oldu. Agirî, Çewlîg, Bedlîs, Amed, Colemêrg, Qers, Mêrdîn, Mûş, Sêrt, Riha, Wan, Êlih, Şirnex ve Idir kentlerine otobüslerle taşınan binlerce asker ve polis, sabahın erken saatlerinde taşındıkları okullarda toplu olarak oy kullanma görüntüleri seçimlere damgasını vurdu.
YSK Reddetmişti
DEM Parti'nin Yüksek Seçim Kurulu'nda (YSK) reddedilen Kurdistan kentlerine yapılan 55 bin sahte seçmen bugün taşındıkları kentlerde oy kullandı. Hayatlarında ilk kez gittikleri kentlerde okulların önünde ve içinde oluşan kuyruklarda görüntülenen asker ve polisler, yüzlerini kapatırken, halktan tepki yağdı. DEM Partili milletvekilleri ve adayları, birçok yerde yansıyan bu manzarayı görüntüleyerek, sanal medya hesaplarında teşhir ederken, halk da genç ve yaşlı demeden sandıklara akın etti.
'Bu Seçim Meşru Değildir'
Kürt halkının iradesini daha önce kayyımlarla gasp eden AKP-MHP iktidarı bu kez "taşımalı" asker ve polislerle halkın iradesini gasp etmek istiyor. Kayyım politikası tutmayınca "taşımalı" asker ve polisle Kurdistan kentlerinde kendini meşru kılmak isteyen iktidara, taşınan asker ve polislerin görüntüleri paylaşılarak, tepki gösterildi. Oyunu kullanmaya giden DEM Partililer ve halk, "Taşıma seçmenle seçim dönmez. Bu seçim meşru değildir" diyerek, yaşananlara tepki gösterdi.
Vekiller Yakaladı, Teşhir Etti
Agirî Milletvekili Sırrı Sakık: “Ağrı halkı iradene sahip çık. Bugün onur günüdür. İradeni binlerce sahte çemene teslim etme!”
Mêrdîn Milletvekili Beritan Güneş: “Savur’da Aziz Sancar Okulunda oy kullanan seçmenlerin listesi! Türkiye’nin her yerinden usulsüz seçmenler ilçeye getirilmiş. Bütün usulsüzlüklerinize rağmen biz kazanacağız Savur bizimdir! Stewrê ya me ye!!”
Şirnex Milletvekili Zeki İrmez: “İfşa ediyoruz! Hayatında bir kez bile Şırnak'a gelmemiş seyyar seçmenleri görüyorsunuz! ��ktidar, Şırnak'a taşıdığı binlerce asker ve polisle seçim sonuçlarını değiştirmeye çalışıyor!” “İfşa ediyoruz!! Bakın nasıl da yüzlerini saklıyorlar! İrade gaspına karşı bu hırsızlığı ve ahlaksızlığı kabul etmiyoruz!”
Sêrt Milletvekili Sabahat Erdoğan Sarıtaş: “İşte Siirt'e getirilen hırsızlar! Yüzlerini kapatıyor hepsi, çünkü suçlular, suçüstü yakalandılar. Bu halkın iradesini çalmaya gelen hırsızları tek tek teşhir ediyoruz. Size rağmen kazanacağız. Halkımız gelip oylarını kullansın bu hırsızlara geçit vermesin.”
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit: “Bütün halkımızdan bu sahiplenmeyi bekliyoruz. Kumpasa, irade gaspına karşı sandığa gidelim, irademize sahip çıkalım.”
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan: “Öfkelisiniz biliyoruz ama öfkenizi oy kullanarak sandıklara akıtın. Oy kullanın sandıklarınıza sahip çıkın ki oradan iradenizin gücü, irademizin gücü ortaya çıksın.”
Hayatın kuşatılması, eksiltilmesinin her şekilde eğri / yıkık / dökük kılınmasının her nasıl biçimlendirildiğine dair tek başına Bakur Kürdistan’ı sınırlarında var edilenler bir şeyleri tam on ikiden anlatır. Bindirilmiş kıtaların, öncesinden kestirilmiş / kesinleştirilmiş sahne oyunlarının, oy gasplarının, blok oy attırma hallerinin yekununda çürümüş bir istikamette her nasıl sendeleyerek yol arandığı görünür kılınır. Sallantıda olan ekonomi politik bir hal ve bir istikamette hezimeti gösterirken halen ısrarla yaza doğru bir Kürd kırımını “terör” kılıfı etrafında biçimlendirmek isteyen muktedirin son hamlesi aslında neye oynandığını da göstere gelir. Mehmet Şimşek gibi para tüccarlarının temsilcisi bir ismin etraflıca var ettiği yoksulluğu, bu toprakların kadim halklarından birisi olagelen Kürd halkının hakkını ve hukukunu yok ederek unutturmaya, bir kez olsun konuşturmamaya çabanın hezimetlik sureti temsili o oy verecek yığınların ta kendisinden görünür bir daha. Demokrasiyi tam kapasite bir cürme dönüştürme çabasındaki bir iktidarın eylediği her şey fecaatin eksik kalan sacayaklarını da tamamlayacaktır, bunun telaşıdır o bindirme kıtalar, maniple edile gelen seçimler.
Seçim geçer gider, daha dün bir bugün iki kayyum hamlesini var eden, rezil kepazeliği ise çoktandır aşan paşa babamız öyle istediği için Wan’da seçilen Abdullah Zeydan’ın hakkı elinden çalınıp, Akp hanesine yazılmak istenir. Mazbata alelacele bir kararla Zeydan’dan çalınıp, akp kapıkulu bir temsile koşa koşa verilmeye çalışılır. Mezopotamya Ajansından aktaralım: “DEM Parti, Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayı Abdullah Zeydan'ın memnu hakkının iadesi Adalet Bakanlığı'nın mesai bitimine 5 dakika kala yaptığı itiraz üzerine geri alındığını duyurdu. Parti, "Bu yanlış karardan derhal geri dönülmelidir" çağrısı yaptı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Wan Büyükşehir Belediyesi seçimlerine dair yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, partinin Wan'da "tarihte eşine az rastlanır bir zafer" kazandığı vurgulanarak, "Van halkı, Büyükşehir Belediyesi dahil toplamda 14 belediyenin tümünü DEM Parti’ye kazandırmış, İl Genel Meclisinde ise büyük farkla birinci parti haline getirmiştir. Van halkı iradesini net ve en güçlü şekilde sandığa yansıtmıştır. Bu güçlü irade, aynı zamanda kayyım rejimine verilen bir cevaptır" denildi.
Zeydan’ın Memnu Hakkı Kararına Dair Açıklama
Wan'da yeni bir hukuksuzluk girişiminin ortaya konduğuna dikkat çekilen açıklamada, Adalet Bakanlığı'nın itirazı üzerine Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adayı Abdullah Zeydan'ın memnu hakkının iadesi kararının hiçe sayıldığı vurgulandı. Açıklamada, konuya dair şu bilgiler paylaşıldı: "Bilindiği üzere; Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanımız Abdullah Zeydan, tüm hukuki prosedürlerini tamamlayarak Yüksek Seçim Kurulu’na başvurmuş, adaylığı yapılan incelemeler sonucu YSK tarafından kabul edilmiştir. Zeydan, Van’da halkın büyük çoğunluğunun desteğini alarak seçilmiştir.
Mahkeme Kararını Çiğnedi
Ancak 29 Mart 2024 Cuma günü mesai bitimine 5 dakika, seçime ikin gün kala Adalet Bakanlığı idari bir karar ve yazıyla, 2022 yılında memnu haklarını alan ve tüm yasal denetimlerden geçen Zeydan’ın memnu haklarına itiraz etmiştir. Yetkili savcılık, talimat niteliğindeki bu idari itiraz yazısı üzerine kesinleşmiş memnu hak kararını veren mahkemeye yeniden başvurmuştur. Mahkeme aynı gün kesinleşmiş memnu hak kararını geri almış ve memnu hak talebini reddetmiştir. Karar henüz kesinleşmeden, yani itiraz ve temyiz hakkı kullanılmadan hemen YSK'ye bildirimde bulunmuştur.
Belediye Eş Başkanımız Abdullah Zeydan’ın memnu haklarının iadesini kabul kararını veren aynı mahkeme, aldığı kararı çiğnemiş ve hukuk güvenliği hakkını yok etmiştir. Bu girişim halk iradesini yok sayan bir anlayışın ürünüdür.
Abdullah Zeydan Van halkının Büyükşehir Belediye Eş Başkanıdır. Herkesi bu gerçeğe saygı duymaya davet ediyoruz.
Alınan bu yanlış karardan derhal geri dönülmelidir. Van halkının iradesini hiçe sayan bu girişim hukuk dışıdır. Bu girişime karşı bütün demokratik kamuoyunu duyarlılığa çağırıyoruz. Demokrasileri var eden temel ilke halk iradesine saygı duymaktır. İktidarı halkın iradesine saygı duymaya davet ediyoruz!
Halkımızın iradesini gasp etmeye heves edenleri uyarıyoruz."
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Wan Şubesi açıklama yapar: "Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Sayın Abdullah Zeydan, seçilme yeterliliği uygun bir şekilde aday olarak Van halkının yüzde 55 çoğunlukla seçilmiş iradesidir. Ancak yargı, siyasi bir talimatla seçime 2 gün kala hukuksuz bir itiraz süreci işleterek Van halkının iradesini siyasi bir darbe ile gasp etmiştir. Van İl Seçim Kurulunun verdiği hukuksuz kararla mazbatanın ikinci olan partiye verilmesine karar verilmiştir. Van halkının iradesine yönelik bu hukuksuz, adaletsiz ve gaspçı uygulamalara karşı tüm üyelerimizi, meslektaşlarımızı ve demokratik kamuoyunu halkın iradesine sahip çıkmaya davet ediyoruz. Sürecin takipçisiyiz" denildi.
Hayata karşıt olup, onu her gün sınırlandıran, her an yeniden biçimini / şablonunu / şekli şemailini bozan, eğen bir ülke gerçekliğimiz nasıl oluyor işte böyle böyle. Bitip gittiğine dair beyanatların seçim arifesinde zikredildiği bir yapı öne sürülerek duraksamaksızın bir kere daha darbe yapma hevesinin daha dün bir bugün iki seçimin hemen ardından ikinci gün çıkagelmesi düşündürücü değil midir? Hayata karşıt olup, onu hemen her anlamda da sınırlandıran, Kürd ve Mezopotamya’da soluk alan tüm halkların ortak irade, beyanlarına karşıtlığı zulümle, hakkı hukuku gasp ederek var eden bir ülkede hak nedir, hukuk her ne!
Aralıksız kırk sekiz saatlik işkence ile mahpushane kılınan Wan başta olmak üzere Qers, Colemerg, Adana, Semsur, Amed gibi nice kentte ortaya çıkan devlet şiddetinin / kolluk eliyle var edilmiş kin kusma seremonilerinin paralelinde, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin Yüksek Seçim Kuruluna yaptığı başvuru karara bağlanır: “DEM Parti YSK Temsilcisi Mehmet Rüştü Tiryaki, Yüksek Seçim Kurulu'nun Van İl Seçim Kurulu'nun kararını kaldırarak mazbatanın Abdullah Zeydan'a verilmesine karar verdiğini duyurdu. Mehmet Rüşti Tiryaki "YSK itirazımızı oy çokluğuyla kabul etti. DEM Parti’den Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Abdullah Zeydan mazbatasını alacak" dedi.
DEM Parti, Van İl Seçim Kurulu'nun, oy çokluğu ile aldığı kararı YSK'ye taşımıştı.
Kurul, bugün gündem toplantısında başvuruyu ele aldı. Partinin itirazını kabul eden Kurul, mazbatanın 7 üyenin kabul, 4 üyenin ret oyu ile Abdullah Zeydan'a verilmesine hükmetti. Karara ilişkin YSK önünde açıklama yapan Tiryaki, YSK'nin oy çokluğuyla itirazlarını kabul ettiğini belirterek, "Yüksek Seçim Kurulu'nun kararları bildiğiniz gibi kesin. Herhangi bir itiraz olanağı yok. Anayasa Mahkemesi denetimine de tabii değil. Dolayısıyla başvurulacak başka bir makam olmadığı için mazbata Abdullah Zeydan'a verilecek" diye konuştu.”
Hayata karşıt olup, onu her gün sınırlandıran, her an yeniden biçimini / şablonunu / şekli şemailini bozan, eğen bir ülke gerçekliğimiz kılınıyor. Hayati Yazıcı nam akp sözcüsü ol yanlıştan dönüldüğü için Yüksek Seçim Kuruluna teşekkür ederken, bildiğini okumaya devam diyen baş efendi kolluk kuvvetinin işkencesini, aynısını İsrail’de, Frnasa’da başka, bambaşka yerlerde görüldüğünde isyana durulan o kör nefreti burada Kürd halkına yönelik olunca alkışlama seremonilerine girişir. Tümüyle küçük bir kentin iradesinin karşısında zorbalıkla ikinci olan bir zata takdim etme / hediye etme çabasına da bir son, Mezopotamya Halklarının en çok da Wan halkının onurlu direnişi sayesinde söz konusu olur. Onca yıkıcılık, çoluk çocuğun gözaltına alınırken işkence edilmesinden, sokaktaki herhangi birisinin aracını durdurup teröristsiniz siz diye gemiyi azıya alabilecek kadar hayata / yaşama edimine sonuna kadar karşıt bir kör karanlık bir kez yapılmış olan seçimin üstünden üç gün geçmeden bir kere daha mağlup olur. Bir asırdır bir örnek ve hep birbirini takip eden bir şiddet metaforuna / kötülük sağanağına karşı bir kere daha o bölge insanının vakur duruşu ile devletli geri adım atmak zorunda kalır. Batı’daki seçmen iradesi neyse Doğusundaki insanın da, ister Wan, ister Qers, ister Amed olsun herhangi bir ayrıma maruz bırakılamayacağına dair kuvvetli bir reddiye bina olunur. Hayata saldırıp duran bir cenahın yerel seçim bozgunun ötesinde bunca açıktan saldırma cüretine de bir son verilmesi için Wan / Bölge direnişi önemli bir kazanımdır, bilelim.
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: Mezopotamya Ajansı
1 note · View note
sondakikamhaber · 1 month ago
Text
Tumblr media
Siyasi Destek! Kemal Kılıçdaroğlu’nun Duruşmasında Özgür Özel’den Destek Gecikmedi https://www.sondakikam.com.tr/gundemden-haberler/siyasi-destek-kemal-kilicdaroglunun-durusmasinda-ozgur-ozelden-destek-gecikmedi/3276
0 notes
alperkizilgil · 5 months ago
Text
youtube
2025 TÜRKİYE SİYASİ KRİZ, İFLASLAR VE HİPER ENFLASYON RİSKİ
0 notes
elazigsurmanset · 8 months ago
Text
Keban AK Parti İlçe Başkanı Turgay Toprak’tan Keban EUAŞ ile alakalı açıklama geldi
Tumblr media
Geçtiğimiz günlerde Keban’da sopalı kavga haberi içinde yer alan ve sözde EUAŞ’a personel alımında Elazığ Ak Parti İl Başkanı Şerafettin Yıldırımın baskısı ile 7 kişinin alınması ile ilgili beklenen açıklama Ak Parti Keban İlçe Başkanı Turgay Toprak’tan geldi. Başkan Toprak ‘’İlçe Gençlik Kolları Başkanımız ile yaşamış olduğumuz tatsız hadise, bazı çevrelerin kasıtlı olarak yanlış bilgi taşıması sonucu cereyan etmiş, gerek teşkilat terbiyesi gerekse abi kardeş hukukunun gerektirdiği şekilde sulha bağlanmış, helalleşilmiştir. AK Parti teşkilatlarına yakışan birlik ve beraberliktir. İlçe Teşkilatımızın resmi iletişim aracı olan grubumuzdaki yazışmaları dışarıya servis eden, mahremiyet ve emanet hukukuna zeval getiren teşkilat mensubumuzu kınıyor ve tüzüğümüzün gerektirdiği süreci uyguluyoruz. Kamu Kurumlarının personel alımı ile ilgili uyguladıkları prosedür hakkında bilgi almak isteyen her vatandaşımız taleplerini ilgili kuruma yöneltme hakkına sahiptirler. Görev sürem boyunca İl Başkanımız Sn. Şerafettin YILDIRIM’ın ilçemizdeki bir personel alımı sürecinde isim belirleyici bir irade kullandığına asla tanık olmadığımızı ifade ediyor,  Partimizi ve Teşkilatlarımızı yıpratmaya yönelik bu girişimleri üzüntüyle takip ediyoruz İlçemiz kamuoyunun bilgilerine sunarım. Dedi. Read the full article
0 notes
sivasgazetesi · 1 year ago
Text
Tumblr media
1 note · View note
Text
Bütün hayvanseverler, hayvan besleyenler, yaşam hakkını savunanlar teröristmiş! Öyle buyurmuş söz bir milletvekili! Biz terörist miyiz? Hiçbir şeyden habersiz kendi halinde kuşlara yem atan, penceresinin önüne ekmek koyan sakallı yaşlı amcalar, kedilere evinde artan pilavı çorbayı getiren yaşlı teyzeler, köpeklere ekmek toplayıp veren amcalar teyzeler siz biz... Normal halkı terörist yerine koymak neyin nesidir? Kendileri gibi olmayan, kendileri gibi düşünmeyen herkesi terörist olarak yaftalıyorlar! Kedi besleyen onlarca insan darp edildi geçen hafta! Bu ne rezalettir!? Bu nasıl bir saçmalıktır?! Yahu sen ne diyorsun diyecek, bunlara bir dur diyecek aklı selim kimse yok mudur?
3 notes · View notes
janganmanindia · 1 year ago
Video
youtube
चौटाला परिवार में सबके स्वाभिमान आड़े आते हैं II 
0 notes
mansetmalatya · 2 years ago
Text
Malatya Siyasetinde Karışık Hesaplar!.. Malatyalılar Nerede?
Tumblr media
10 Nisan tarihinde açıklanacak listeler öncesi milletvekili aday adaylarının profillerine baktığımızda, Malatyalı isimlerin azlığı dikkatlerden kaçmıyor. Tüm siyasi partilerde aday adayları, listelerde kendilerine yer edinebilmek için adeta Ankara’ya akın ettiler. Deprem zamanında Malatya’da bulunmayan, sosyal medya hesaplarından bir geçmiş olsun paylaşımında dahi bulunmaktan aciz kalan bu basiretsiz isimlerin, Malatya'nın problemlerini ulusal basının gündemine dahi sokamadıktan sonra şehrimize ne katacağını hepimiz merak ediyoruz. Muhalefete şöyle bir bakınca kazandık mesajları verilirken Malatya ve Malatyalı adına tek bir yorum dâhi yapmamış, demeç vermemiş, yaşanan deprem sonrası büyük yıkımlar olan Malatya için tek bir açıklama dahi yapamamış İl Başkanlarının Genel Başkanlarına verecekleri liste benim nazarımda yok hükmündedir. Malatya’nın son dönemlerine baktığımızda eleştiri yapmak için eleştiri yapan sorunlara çözüm önerileri dahi sunamayan insanların, makam ve mevki uğruna esiri oldukları kişileri listeye sokma yarışına girmeleri Malatya için değil kendileri için çalıştıklarının göstergesi olacaktır. Gelelim İktidar partisinin vekilleri ve aday adaylarına. Milletin derdi ile kaldıkları otel odasında dertlenen, her ortamda Malatya için çok çalıştıklarını ifade edip ancak Malatya’ya bir şey katamayan değerli siyasetçi ve bürokratlarımızın Malatya’ya katacak artık neleri kalmıştır? Büyük felaketler sonrası Malatya’da her şey güllük gülistanlık gibi gösterme peşinde olanlar, keşkesi dahi olmayanlar ile Malatya nereye gidecektir? Şehir dışından gelen yardımları dahi kendi yardımları gibi gösterip en çok ihtiyaç duyulan dönemde Malatya’da olmayan kadim şehrin büyük insanlarını, Malatyalı sosyal medyadan yazılan ve silinen mesajları ile hatırlayacaktır. Malatya’ya dost gibi görünüp her ortamda Malatya’ya ihanet edenleri herkes 6 Şubat sonrası akıllarına kazıdı. Listelerde ismi konuşulan Bakanların dahi Malatya halkına büyük bir teveccühmüş gibi lanse edilmesinin örneklerini geçmiş tarihlerde bu memleket çok gördü. Artık Malatya’nın ve Malatyalıların kaybedecek 1 dakikası bile yok! Şehrin birçok noktasında enkaz kaldırma çalışmaları halen devam ediyorken, halen iş makinalarının girmediği birçok nokta varken, Malatyalı Belediyelerimizin mobil yemekhaneleri dahi yokken, konteynere yerleşemeyip çadırlarda yaşam devam ediyorken bir Malatyalılar adına sormak istediğim bir soru var. İsminiz skandallarla anılıyorken, ortağı olduğunuz firmaların sattığı evler enkaz haline dönüşüyorken, deprem olan yerde temel atıp illa burası yeni yerleşke olacak diye tutturuyorken, insanlar sizlere haklarını dahi helal etmiyorken, sizin sevdanız gerçekten de Malatya’ya mı, yoksa kendinize mi? Read the full article
0 notes
gundemege · 2 years ago
Text
10 ilde FETÖ operasyonu: 9 tutuklama
Tumblr media
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu koordinesinde yapılan operasyonda yakalanan 40 şüphelinin emniyetteki işlemleri tamamlandı.Adliyeye sevk edilen şüphelilerden 9'u tutuklandı, 16 zanlı adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakıldı. Şüphelilerden 15'i ise adliyedeki işlemlerinin tamamlanmasının ardından savcılıkça salıverildi.Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanma talebiyle ifade veren şüpheli B.Ç'nin beyanları, teşhisleri ve dijital materyallerinin incelenmesi sonucu açılan yeni soruşturma kapsamında FETÖ'nün güncel faaliyetlerine yönelik İstanbul, Ankara, Bursa, Balıkesir, Hatay, Gaziantep, Niğde, Zonguldak, Kütahya ve Van'da 44 şüphelinin yakalanması ve suç delillerinin ele geçirilmesine yönelik eş zamanlı operasyon gerçekleştirilmişti.Operasyonda 40 zanlı yakalanmış, çok sayıda dijital materyal, örgütsel doküman ve FETÖ'ye ait olduğu değerlendirilen paralar ele geçirilmişti. Read the full article
0 notes
seslimeram · 29 days ago
Text
Dehşetin Güncesi
Tumblr media
Dehşet dolu bir güncellik hasıl oluyor. Her zamanki rutine dahil edilmiş olagelen hemen her türden cerahatli imge, eylemsellikle birlikte var edilmiş nobran pratikler eliyle tüm bu sahne dehşete esir kılınıyor. Esaret halini imgeleyen, sonuna kadar gerçekliğini var ede duran bir toplamla yaşam kuşatılıyor. Toplum zaten sizlere ömür. En ufak bir ortaklaşma, en ufak bir bütünleşmeyi var edemeyip yukarıdan çıkagelen her ne varsa bunu dinamik bir biçimde sessizce kanıksayan, umursamayan, kendi etlisine sütlüsüne dokunulmadıkça da hiçbir şey için itirazı var edemeyen bir denklem / kümeleme toplum diye bildiriliyor iş bu sahnede. Yaşamın kökten çürümeye rehin edildiği zeminde olmakta olan fecaat halinin kötülük sarmalının bizatihi yeniden imaliyle o dehşet tahayyülünün gerçekliğine varılır. Bir bataklık halidir ki, yarının daha şimdiden esareti söz konusudur. Muktedir yaralar için söz var etmez. Kitlesel dönüşümü temin edebilmek daha da bataklığın ortasına çekebilme adına vatan millet sakarya türküsünü zikreder. Kesintisiz kılınan hamleler bütünüyle yeni dehşetli güncelliği var eder, gel gelelim ne dur, ne durağı söz konusu olur bu tahayyülün.
Tümden, ama’sız, fakat’sız bir halde yengileri sıradana reva gören, duraksamaksızın aleni hedef almaların sökün ettiği bir güncellik var edilir. Dehşet bugün her yerdedir. Doğrunun ya da doğrulara dair sözün esamesinin okunmadığı bir cerahat sarmalının orta yerinde bu hayat imecesini birbirinden ayrıştırarak, insanları eleyerek, sınıflandırarak, kesin ve kati bir halde hatlarla ayırarak o dehşet sahnesi var edilir. Hikaye değil yirmi üç yıllık hakikati bildirecek olan yegane şey bu bahistir. Hayat mefhum, mesel ve kapsamının alaşağı edilip derdest olunduğu, cerahatin dört bir yanı kuşatmasının hemen tüm örneklerine esir edilen bir yerin gerçekliğidir mesel. Kesin ve kati olanın yıldırı olduğu, doğru istikametin hiçbir zaman bulunamayacağı bir katran karanlığının yeni ülke diye bildirildiği zemin artık bariz hakikatimizdir. Nobran, pragmatist ve bedene / akla yönelik tehditlerin belirgin bir gerçek kılındığı zeminde normalin yerle bir edilmesi her ana yayılır. Pandemi güncesinden bu yana arasız devam eden ol yönlendirme, cerahate esir edilmiş ülke tiradının varlığı zaten pek çok şeyi başlı başına anlatacaktır. Bütünüyle hazır fırsat olarak görülen her dönemeç, her köşeye kıstırıldığında sıradan insan yeniden iktidar ve bileşenleri eliyle o çarklar döner ve oyun yeniden kurulur. Dehşete doğrudan yollanmak tam olarak budur, bu haldir.
Sözün kifayetsiz kaldığı anları var eden bir tekerrür etme istemi ile yeniden kuşatılıyor işte memleket, ondan geriye her ne kaldıysa şayet. İstanbul, Esenyrurt belediyesi ile yeni başlamış olan süreçte önce Merdin, Elih ve Riha’nın Xelfeti ilçelerine kayyım atanır. Ol aralıkta çıkagelen direnci, direniş hattını pek zayıf gördüğünden muktedir daha geçtiğimiz günlerde önce Dersim Belediyesine, arkasından da Dersim’e bağlı Ovacık belediyelerine de kayyım atanmasına hükmeder. Dolaylı yollardan darbeciliği ele alan, şiddeti kullanışlı bir aparat kılan, eyleyen muktedir ve güdümlü yargısı için bunlar tabi gelişmelerdir. Peki o seçimler ne için var edilir, oy denen şey her ne içindir. Kendi ezber ettikleri dillerinde her anlamda pelesenk olan irade, irade, irade ne yana düşecektir mesela. Ardıl sıra yine, yeni ve yeniden biçimlendirilen bu tahakküm haznesinin, eyleme dökülmüş olagelen kaybedilmiş seçimleri böyle geri almaların, iktidar lehine yazmaların yukarıda sayılan ol illerde kimse için bir karşılığı yokken, kalmamışken her neye yarayacaktır, kırılmaları daha da derinleştirmekten gayri!
Bianet’ten aktaralım: “Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Dersim ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimindeki Ovacık belediyelerine kayyım atanmasının ardından halk Dersim Belediyesi önünde toplanarak İçişleri Bakanlığının kararını protesto gösterilerine başladı.
Belediye Eş Başkanları Birsen Orhan ve Cevdet Konak, belediye binasının güvenlik güçlerince işgali sonrasında meydanda toplanan halkla birlikte kayyım uygulamasını protesto ettiler.
Pirha'nın haberine göre, halk protestolarının büyümesi üzerine kente yığılan çevik kuvvet birimleri halkı dağıtmak için TOMA'larla tazyikli su sıkarken, göstericileri hedef alarak tüfeklerle biber gazı ve plastik mermi atmaya başladı. Kent meydanından dağılanlar ara sokaklarda yeniden toplanarak protestolarını sürdürüyor.
Kente dışarıdan getirilen "binlerce" polis
Pirha'nın haberine göre, Dersim'e civar kent ve ilçelerden binlerce takviye polis getirildi. Sokaklarda toplanan halk “direniş saflarına” çağrı yaptı. Polisin toplananları dağıtmak için kuvvet kullanmaya başlaması, plastik, mermi, tazyikli su ve gaz bombaları atması üzerine göstericiler de sokaklara yayılarak barikatlar oluşturdu.
Eş Başkan Birsen Orhan: "Belediyemizi işgal ettiler"
Belediye önünde toplananlara seslenen Dersim Belediye Eş Başkanı Birsen Orhan, “Bunlar işgalci. Bunlar Dersim’i 1938’de nasıl işgal ettilerse bugün de belediyelerimizi işgal ettiler. Bunları izlemeyin. Gelin birlikte mücadele edelim." dedi.
Eş Başkan Cevdet Konak: "Kenti işgal ettiler. AKP-MHP fotoğrafı budur"
Yerine kayyım atanan Dersim Belediyesi Eş Başkanı Cevdet Konak, polislerin trafiği kapatarak kendisine [görevden alındığı] tebligatını imzalatmak istediklerini aktardı.
Konak, “Bize bu yetkiyi Dersim halkı vermiştir. Araçlarla trafiği kapatarak hem yol işgali yaptılar, en büyük yolsuzluğu yaptılar.” dedi.
Belediyen çıkarken polislerin yolları kapatarak trafiği kestiğini ve kendisine tebliğnamenin imzalatılmak istendiğini anlatan Konak “Yolu niye kapatmışsınız, işgal etmişsiniz diye sordu[ğunu]" söyledi. Kendisine "Bakanlığın tebligatı var imzala" dendiğini aktaran Konak, "Ben imzalamadım." dedi. "Kenti işgal ettiler. AKP-MHP fotoğrafı budur. İrade gaspı budur.”
"Görevimizi sömürge valilerine teslim etmeyeceğiz"
Perşembe günü, Dersim 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada "terör örgütüne üyelik" gerekçesiyle 6 yıl 3 ay cezaya çarptırıldıktan sonra, habercilerin sorularını yanıtlayan Cevdet Konak ve Birsen Orhan, "İrademize ipotek konmak istendi" demişlerdi.
“[Bu durumun] 'Dersim İttifakı' bileşenleri ve sivil toplum örgütleri[yle] [...] geri püskürtüldü[ğünü]" dile getiren Orhan, cuma günü olacakları haber vererek, "İktidar tarafından kayyıma hazırlık yapılıyor." demişti.
"Bugün bizler nöbetimizi başlattık ve halkımızla birlikte belediyemizdeyiz. Dersim halkının bize verdiği bu görev ve sorumluluğu hiçbir şekilde sömürge valilerine teslim etmeyeceğiz. Buradan AKP iktidarına sesleniyoruz yenileceksiniz. Belediyeler halkındır, gaspınıza izin vermeyeceğiz. Bizler seçimle geldik, kayyımla gitmeyeceğiz. Dersim halkını direnişimize destek olmaya bekliyoruz.”
Gelelim dehşeti var eden, hukuku fiili olarak lağveden o kayyım döngüsünde, yargı kararı diye çıka gelenin sunduğu hukuk kırımını da ayrıca Bianet’in haberinden aktarmaya çaba sarf edelim: “İçişleri Bakanlığı DEM Partili Dersim Belediye Eş Başkanı Cevdet Konak ve CHP'li Ovacık İlçe Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün Tunceli Ağır Ceza Mahkemesince "terör örgütüne üye olmak" suçundan cezalandırılmalarını gerekçe göstererek görevden uzaklaştırdı.
İçişleri Bakanlığı'nın gerekçeleri meşru mu?
Belediye başkanlarının kesinleşmemiş yargı kararları veya soruşturmalara dayanılarak görevden alınmaları, uygulamaların başladığı günlerden beri hukuksal ve anayasal ölçütler ile açıklanamayan anti-demokratik ve keyfi kararlar olarak eleştiriliyor.
▶ Hukuksal dayanakların yokluğu. Belediye başkanlarının görevden alınmasının genellikle Anayasa’nın 127. Maddesi ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 47. Maddesine dayanılarak yapıldığı ileri sürülüyor. Bu düzenlemeler, merkezi hükümete belediye başkanlarının "görevle ilişkisinin kamu yararına aykırı olduğu" veya "terörle -veya başka katalog suçlarla- bağlantılı olduğu" gerekçeleriyle geçici olarak görevden uzaklaştırılmalarına olanak tanır. Ancak İçişleri Bakanlığı'nın 2024 yerel seçimleri sonrasında görevdeki belediye başkanlarına yönelik olarak başvurduğu "görevden uzaklaştırma" yetkisi tüm örneklerde kesinleşmemiş yargı kararlarına ya da devam eden soruşturmalara dayandırıldı. Oysa, belediye başkanlarının hukuksal statüsü, kesinleşmemiş, yargılama süreci tamamlanmamış kararlardan önce ne idiyse kararlardan sonra da süreç tamamlanıncaya kadar aynı kalmaya devam ediyor. Dolayısıyla İçişleri Bakanlığı'nın kararlarının hukuksal dayanağı yok.
▶ Masumiyet Karinesi. Anayasa’nın 38. Maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. Maddesi kişinin hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı olmaksızın suçlu ilan edilemeyeceğini emreder. Kesinleşmemiş yargı kararları ya da iddialar üzerine gerçekleştirilen görevden alma işlemleri, masumiyet karinesinin ve uluslararası insan hakları normlarının bu arada Türkiye'nin tarafı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin açık ihlali olduğundan gerçekte merkezi idare açısından bir suç karinesi oluşturur.
▶ Demokratik Meşruiyet. Her durumda, seçilmiş belediye başkanları halk iradesini temsil ettiklerinden, normlar hiyerarşisi bakımından belediye başkanını görevden almanın biçimsel koşullarının belirmiş olması halinde dahi merkezi idarenin seçimle gelen bir yöneticiyi yargı süreci tamamlanmadan görevden alması, onu seçenlerin haklarının ve seçmen iradesinin demokratik meşruiyetini çiğnemesi anlamına gelecektir.
▶ Geçici tedbirin cezalandırmaya dönüşmesi. Görevden uzaklaştırma işlemi, bir geçici idari bir tedbir çerçevelenmiş olsa da, görevden alınanın kişisel itibarının geri dönülmezce zedelenmesi ve hukuksal sürecin sonraki aşamalarını olumsuzca etkilenmesi sonucuna da yol açabilir.
▶ Alternatif Yaklaşımlar. Belediye Başkanı'nın kesinleşmiş bir yargı kararıyla da olsa mevcut mevzuat kapsamında görevinden alınmasını mümkün kılan koşulların oluşması halinde dahi, yerine o belediye başkanına karşı oy kullanmış olanlarca göreve getirilmiş bir hükümetin memurunun atanması, seçimde ortaya çıkan halk iradesinin zorla tersine çevrilmesi anlamına gelecektir. Demokratik teamül bu durumda görevlendirmenin belediye meclisi tarafından yapılması doğrultusundadır.”
Dehşetin her nasıl güncellendiği, hakkın da hukukun da salt iktidar lehine çalıştırılan bir mefhuma dönüştüğü zeminde taşlar yerine oturmaktadır. Devlet Bahçeli’nin çıkarta geldiği dolaylı açılım, doğrudan sulh cümlelerinin de boşa düştüğü, bir ihtimal sadece bunun tahayyülü için çalışıldığını ortaya seren bir görünüm karşımıza çıkartılır. Bir asrın üstüne eklenmiş olagelen o Kürd sorununu göz ardı etmekten, imtinayla inkara şimdilerde de onlar ve bunlar diye ayrıştırıp, dağdaki ovadakiler savıyla bölmeye de dakik bir biçimde hak gasplarını daim kılmaya süregiden bir hengame var edilir. Dehşet, barışıyor bir memleket diye söz başlarken, iktidarın ta kendisinden çıkagelen o halkın haklarını hiçe yazmak, seçtiğini yok saymak, sözünü, kelamı ve eylemselliğini dümdüz etmek, bir zamanların kenan paşası gibi darbecilikle aynen yola devam demektir. Tümüyle ezberlerin konuşulduğu bir zeminde direnişiyle, müştereken itirazıyla, demokrasinin aslen her ne olduğuna dair tahayyül ve eylemleriyle bir halk ülkenin kalanına bir şeyler anlatıyor. El birliğiyle iktidar ve mahdumlarının alenen var ettikleri yıkım, gasp ve teröre karşı dehşeti daha da büyütmeye çalışanlara karşı sözü / eylemi ortaklaştırabilecek midir bu ülke? Yeterince açık ve doğrudan ülkenin kalanındaki herhangi bir muhalif için de aynı, bir örnek yolların denenip / var edilebileceğinin ortaya saçıldığı bir zeminde hakkaniyet için mücadeleye dahil olmak ne zamandır? Dehşetin kıvrımlı yollarından ibaret bir zeminde geleceksiz, yarınsız, sözsüz ve sessiz teslim olmuş yığınlar dışında insanın varlığının nedeninin hakkını arayabilmek olduğunu ne zaman hatırlayacaktır Türkiyeli! Ne zaman?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel İçin Zorunlu Kaynakça: Yeni Yaşam Gazetesi
Meramda Paylaşılan Haberler
Dersim Belediye Eş Başkanları: "Seçimle Geldik, Kayyımla Gitmiyoruz" - Bianet https://bianet.org/haber/dersim-belediye-es-baskanlari-secimle-geldik-kayyimla-gitmiyoruz-302105
Dersim ve Ovacık'a Da Kayyım - Bianet https://bianet.org/haber/dersim-ve-ovacik-a-da-kayyim-302098
0 notes
nleour · 2 years ago
Text
Tumblr media
102 notes · View notes