#saygın vatandaş
Explore tagged Tumblr posts
Text
“Eskişehir’den yükselen sanat ateşi bütün ülkeyi sarsın”
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen “Sanat Sokağı ve Avlu Eskişehir Sanat Kompleksi” muhteşem bir törenle açıldı. Eskişehir’in tarihi dokusunu sanatsal bir yaşam alanına dönüştüren kompleksin açılış töreninde konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, “Eskişehir’den yükselen bu sanat ateşi bütün ülkeyi sarsın.” dedi. Yıllardır gerçekleştirdiği çalışmalarla Eskişehir’in k��ltür sanat şehri olarak anılmasını sağlayan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi önemli bir projeyi daha hayata geçirdi. Büyükşehir Belediyesi tarafından Tarihi Odunpazarı Bölgesi’nde “Sanat Sokağı ve Avlu Eskişehir Sanat Kompleksi” düzenlenen görkemli bir törenle kapılarını sanatseverlere açtı. Açılış törenine Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, önceki dönem Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, CHP Milletvekilleri Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü, İbrahim Arslan, CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, belediye bürokratları, meclis üyeleri, sanatçılar, sanatseverler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Törende bir konuşma yapanAnadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi Burçak Baysal, bir sanatçı adayı olarak açılışta bulunmaktan büyük gurur duyduğunu ifade ederek, “Sanat sadece estetik bir olgu değil, toplumun aynası, halkın sesidir. Sanat toplumsal değerlerin, adaletin, özgürlüğün, eşitliğin, sevginin ve barışın savunma dilidir. Bir toplum ne kadar sanatla iç içe olursa o toplum o kadar güçlü ve yaratıcı olur.” ifadelerini kullandı. Eskişehir’in tüm Türkiye’ye örnek olduğunu söyleyen Uluslararası Çağdaş Seramik Sanatları Müzesi Genel Koordinatörü Zehra Çobanlı, “Ülkemizin önemli bir seramik bölgesi olan Eskişehir’imizde çağdaş Türk seramik sanatının belleğinin de sergilendiği ilk ve tek olma özelliği de taşıyan Uluslararası Çağdaş Seramik Sanatları Müzesi’nin oluşması için eserlerini müzeye bağışlayan çok kıymetli sanatçılarımıza saygı ve şükranlarımı sunuyorum.” dedi. Önceki dönem Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, “Zamanımızın veimkanlarımızın yettiğince, demokrasimizin el verdiğince yapabildiğimiz, yaratabildiğimiz bu yenilikleri, güzellikleri sizler çocuklarınızla, torunlarınızla, yeni kuşakların eserleri olarak görmeye devam edeceksiniz. Yenilik yenilikleri doğuracak. Türkiye Mustafa Kemal Atatürk’ün özlediği bir ülke olarak yüzüncü yıldan sonra ikinci yüzyılında yeniden dünyanın saygın ülkesi olacaktır. Buna yürekten inanıyorum. Çünkü bütün vatandaşlarıma inanıyorum, yetişen genç kuşaklara inanıyorum. Türkiye’de demokrasi için hak hukuk, hürriyet için uğraşan herkese inanıyorum, herkesin yanındayım. Sevgi ve saygılarımı sunuyorum.” diye konuştu. Hem ulusal hem de uluslararası sanatçı ve sanatseverlerin ilgisini çekecek komplekste Eskişehir’in kültürel zenginlikleri korunurken, tarihi dokusunun da sanatsal bir yaşam alanına dönüştürüldüğünü söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, “Sanat Sokağı ve Avlu Eskişehir Sanat Kompleksi aslında çok uzun soluklu bir hikaye. Benim genel sekreterlik dönemimde kamulaştırma çalışmaları vardı. Yılmaz Hocamla sık sık mimarların odasına gider, Sanat Sokağı ve Avlu Eskişehir nasıl çizilecek diye bakardık. Aslında çalışmalar tamamlanalı uzun zaman oldu ama böyle bir yeri açmak kolay değil. Çok acele, çok h��zlı açılışlar oluyor ama biz özellikle gerçekten sanatın, sanatçının, sanatseverlerin nefes alabileceği bir yer olsun diye bu süreci uzun tuttuk. Çalışmalarımızı Yılmaz Hocamla beraber gerçekten içimize sinecek bir şekilde sürdürdük. Yılmaz Hocamın içeride kendisine ait bölümleri var. Hem Eskişehir’in vefası hem Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin vefası olarak Sanat Sokağı’nda gösterdiği bütün emeklerinin hediyesi olarak düşündük. Eskişehir’imize hayırlı olsun ve Eskişehir’den yükselen bu sanat ateşi bütün ülkeyi sarsın. Sanat bizim görünen ve görünmeyen bütün yaralarımızı iyileştiriyor. Sanat Sokağı Eskişehir’i iyileştirsin, Türkiye’yi iyileştirsin.” dedi. Konuşmaların ardından Sanat Sokağı ve Avlu Eskişehir Kompleksi kesilen kurdeleyle açıldı. Başkan Ünlüce ve beraberindekiler kompleks alanını gezdi. Vatandaşlar Başkan Ünlüce’ye yoğun ilgi göstererek bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi. Sanat Sokağı içerisinde ülkemizdeki ilk çağdaş seramik eserlerden oluşan Uluslararası Çağdaş Seramik Sanatları Müzesi yer alırken, Karikatürler İle Yılmaz Hoca, Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’e Özel Hediyeler Galerisi, Genco Erkal Sahnesi ve yine şehir tiyatrolarımıza bağlı Kukla Tiyatrosu yer alıyor. Çeşitli atölyelerinde yer aldığı Sanat Sokağı’nda, Aura Dans Atölyesi, Kaan ÇilGlass Master, Kuda Sanat ve Tasarım Atölyesi, Camzade, Bora Uluyol Minyatür Sanat Evi ile Mutfak Sanatları Cafe bulunuyor. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin ipek dokumacılığının yaşatılması ve geliştirilmesine verdiği önem nedeniyle Sanat Sokağı içerisinde Midas İpek Evi de yer alıyor. Sanat Sokağı’nda sanatçıların yarım gün veya tam gün kiralayabilecekleri, sanat üretimi ve sanatçı yetiştirmeyi, sanatı her kesimle tanıştırmayı amaçlayan sanatçı atölyeleri de yer alıyor. Diğer yandan Sanat Sokağı’nın devamında yer alan Avlu Eskişehir Sanat Kompleksi içerisinde Zühal Yorgancıoğlu Moda Tasarım Müzesi, Ergün Başar Portre Galerisi, Sibel-Cemal Sevim Takı ve Seramik Evi, Avlu Sanat PerformansMerkezi, Model Uçak Atölyesi, Pon Art Akademi Sanat Malzemeleri ile HaffelumpCafe, Azbar Dünya Lezzetleri ve Avlu Hediyelik Eşya Mağazası bulunuyor.
Read the full article
0 notes
Text
Buca'da 10 binler CHP’li Mimar Görkem Duman ile birlikte yürüdü
Mahalli idareler seçimlerine geri sayım başlarken Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Buca İlçe Başkanlığı tarafından CHP Buca Belediye Başkan adayı Görkem Duman’a destek yürüyüşü düzenlendi. Binlerce vatandaşın katıldığı yürüyüşte, Cumhuriyet'e ve CHP'li Görkem Duman'a destek sloganları atıldı. CHP'li Duman için yapılan destek yürüyüşüne CHP İzmir Milletvekilleri Ednan Arslan, Yüksel Taşkın, İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve binlerce Bucalı vatandaş katıldı. Belediye Başkan adayı Görkem Duman, 31 Mart akşamında sandıklara sahip çıkılmasını istedi. https://www.instagram.com/reel/C5BH9KSs6H0/ Sizin inancınızı ve güveninizi boşa çıkarmayacağım Şirinyer'den başlayıp, Işılay Saygın Meydanı'nda son bulan Cumhuriyet'e destek kortejinde konuşan CHP'li Duman, “Bugün burada 31 Mart akşamındaki zaferimizin provasını yaptık. Buca ittifakı yürekten yüreğe büyüyerek sandıklara çığ gibi vurmak için saatleri sayıyor. Burada görüyorum ki sizler; Görkem Duman'ı, Cumhuriyet Halk Partisi'ni Buca'da iktidar yapmışsınız. Sizin inacınızı, güveninizi asla boşa çıkarmayacağım. Adil, şeffaf ve adaletli bir belediyecilik yapacağım. Hepinize söz veriyorum. Kıymetli Bucalılar saatler kaldı, sizden bir ricam var. Seçimlerde oylarınızı kullanıp, ardından sandıklarımıza sahip çıkmanızı istiyorum. 31 Mart akşamı bu coşkuyu daha da katlanarak kutlamak için görüşmek üzere" dedi. https://www.youtube.com/watch?v=wsiHq5WnJnI Read the full article
0 notes
Text
Ne dedik ilk önce akıl bilim eğitim ikinci olarak en güzel şekilde ülkende üretilen herkesin ulaşacağı gıda! Şimdi bunu hergün isteyelim O zaman ne olacak? Müthiş bir topluma dönüşeceğiz, ve tüm dünya bizi talep edecek. Asıl değerimiz bu bilgi toplumumuz olacak. Eğer bu döngüyü doğru oluşturabilirseniz o zaman Doğru dürüst bir topluma dönüşüp bu toplum için en doğrusunu talep etme döngüsünü yaratabilirsiniz. Ekonomiyi yeniden şekillendirecek, paradigmayı değiştirecek ürünleri ortaya çıkarabilirsiniz..Çünkü değeriniz artık aydın toplumunuzdur! Demekki Özgür bir halk olmayı talep etmeliyiz! İşte talepler ortaya çıkmaya başlıyor. Doğru talepler bizi başkalarına muhtaç etmemeli Fikrim odur ki talep etmemiz gereken en önemli konulardan biride müthiş bir doğamızın olması, evrensel mantığı önceleyerek tüm insanlığın faydasına olan iş fikirleri, ürünler icat etmek, para ekonomisini kökten değirştirecek atılımlar yapmak Bu talepler bizi iyi edebilir Bu talepler sayesinde değerlerimiz döngüsel olarak doğru oranda insanlık faydasına stoklanabilir. İşte o zaman dünyada saygın bir yerimiz olur ve rol model olabiliriz. Neyi talep ettiğimizi iyi seçmeliyiz. Emeklilikte daha çok para almak enflasyonu düşürmez! Bizim doğru taleplerimiz elimize geçenleri değerli hale getirir. Şu an dünyanın bilimi ve teknoloji ile, herkes en güzel gıdaya, en güzel barınma olanaklarına, enerjiye ve muhteşem bir eğitime ulaşırken doğayıda güzelleştirebilecek imkana sahip. Ama kimse bunu talep etmiyor Zannediyorki herkes derdimizi para çözecek! Para siz talep ettiğiniz için değerli. İnsanlar birbirlerini parayı talep etme konusunda ikna etmişler. Bu yüzden bölünüyor, savaş yapıyor, bilgisiz kalıyor gerçek değerlerin oluşması için talepte bulunmuyorlar. Para körleştirmedir! Eğer bilim, birlik, gelimiş bir toplum, doğru beslenme ve tüm bunların ülkenizde üretilmesini talep ederseniz göreceksiniz emekli olmak işçi olmak yüksek maaş almak önemini yitirecek. Çünkü herkesin standartı en üst seviyede olacak. Ülkemizde fakirlik suç sayılacak!Gençlerimiz dünyayı değişterecek fikirler üretecek, insanlığa örnek bir millet olacağız. Neyi talep ettiğinize dikkat edin! Talep ettiğiniz şey sizi yok eden şeytanları büyütüp değerli hale getirebilir. Bu yarattığınız döngüde hayatı anlamsız bir hale getirir! Son bir sır Peki zenginler? Zenginler para talep etmez! Paraya olan talebi arttırır! Parayı çalıştırır! Neoliberal sistemin yöntemi budur! Sizin para talep etmenizi sağlayanlar zengindir! Asla çalışmazlar parayı talep edenleri ve paranın kendisini çalıştırırlar! Vatandaş önce midesine inene bakar çoluk çocuğunun midesine inene bakar ama uzun zamandır mideye yediği yumrukları görmüyor daha dün EYT lilerin Aralık ayında emekli olmasıyla şimdi olması arasında 700 TL civarında kayıp yaşadıklarını emeklilerin milli gelirden aldıkları payın sıfırlanması ile 5500 TL lık emekli aylığının aslında 10 bin TL olması gerektiğini bordrolu çalışanlardan alına gelir vergisi matrahında yıllarca güncelleme yapılmamasından kaynaklı ödedikleri fazla vergiyi yazdım be bir soru sordum - kesilen bu paralar nerede kullanıldı? verdikleriniz size LÜTUF olarak MÜJDE olarak küçük bir k��smı geri veriliyor bu iş şuna benzer- YEMEK SİPARİŞİNİZİ GETİREN KURYENİN YEMEĞİ VERİRKEN AL AÇ KARNINI BİZ DOYURDUK demesi..
eyt, asgari ücret, emeklilik zamları, ekonomi ve enflasyon meselesine. Herkes zannediyorki ekonomide rakamlar büyüdükçe yaşam şartlarının doğru orantılı olarak iyileşeceğine. Bugünki ekonomik sistem çoğu yerde asimetrik çalışır. İnsanlar konuyu tam olarak kavramış olsa maaşımız artsın demekten çok önce başka talepler ortaya koyarlar. Çünkü “talep” dediğiniz şey bugünki sistemde “değeri” oluşturur. Ne kadar çok talep o kadar değerli. Ama bu değer subjektiftir! Yani yapay! Size faydası olmaz! Halkın talebi eğer yapay konular üzerine yoğunlaşmışsa oluşan yapay değer üzerinden halk yönlendirilir. Para yapay bir değerdir! Eğer para talep ederseniz paranın değeri artar. Sizin yaşam şartlarınız düzelmez! Ne kadar çok para isterseniz o kadar para değerli olur. Paranın değerinin artması enflasyonu engeller. İyi birşeymiş gibi görünür. Çünkü siz daha çok para istediğiniz devlet bu parayı üretebilir ve piyasaya arz eder. Siz parayı değerli olduğu için stoklarsınız parada değerini kaybetmez. Stok yapılan malın karaborsa olması gibiPeki TL neden bu kadar talebe rağmen değer kaybediyor o zaman. Çünkü ele geçen Tl ile stok yapılmıyor. Rezerv para değil Tl. Stok edilen başka bir para birimi örneğin Dolar. İşte para talep ettiğinizde aslında dolar, altın, euro vb değerleri stoklanıyor. Neden mi? Çünkü sizin paranızla yani Tl ile almak istediğiniz talep ettiğiniz tüm güzellikler rezerv para ile size sunuluyor. Örneğin ekmek alacaksınız ama un euro ile satılıyor, arabaya biniyorsunuz araba dolarla satılıyor. Aslında siz yaşam şartlarımız güzelleşsin derken dolara euroya altına petrole çalışıyorsunuz ve onlara olan talebi arttırıyorsunuz. Arz talep dengesi unutmayın! Şimdi gelelim çözüme, peki neyi talep edeceğiz ki paramızın değeri düşmeyecek ve yaşam şartlarımız iyileşecek? Çünkü talep ettiğiniz şey çok önemli! İlk olarak stok edilen ya da rezerv edilen değerlerin çoğunlukla yerli olmasını talep etmelisiniz! Karaborsacılık yapmayacaksınız tabiki ama enayide olmayın! Değer sizin değeriniz olmalı. Toplumun ortak değeri olmalı ve bu ortak değerin tüm dünya tarafından talep edilmesI Bu değer mümkünse maden olmamalı! Çünkü bu değerin maden olması hemen baskı altına alınmanızı sağlar. Aynı Afrika ülkeleri, Venezuella, ırak vb ülkelerde neler yaşandığını biliyorsunuz! O sebeple talep görecek değeriniz tüm dünya tarafından istenecek ama kimse saldırmayacak Çok zor gibi görünüyor değil mi? Peki bunun Maaş zammı, enflasyon ya da Eyt ile ne alakası var diyenlerinizi duyar gibiyim! Çok ama çok alakası var. Çünkü talep doğru ise üretilen değerde doğrudur! Üretilen değer doğru ise herkes zenginleşir Neyi talep edeceğimizi bilmeliyiz çünkü talep ettiğimiz değerlenecek! Ve o değer bizi zenginleştirmeli! Dünya değerinizi istemeli ama size saldırmamalı! Tam tersine sizden talep edilen değer sayesinde saygın bir yeriniz olmalı. İşte buna paradigma değişikliği diyoruz! Maden olmaması gerektiğini söyledik. Peki ne olabilir? Hizmet olabilir, yeni bir ürün olabilir, marka olabilir ya da icat ettiğiniz yeni birşey! Ama bu değer kesinlikle bu toprağın insanına ait olmalıdır. Burada talep edeceğiniz şeyin daha derinine odaklanmanızı rica edeceğim. Başlarda dedim ya, siz TL talep ediyorsunuz ama dolaylı olarak aslında dolar talep etmiş oluyorsunuz. İşte o sebeple talep ettiğiniz şey dolaylı olarak başka bir talebin oluşmasına sebep olacaksa bu talepte yerli olmalı. Ekonomiyi döngüsel düşünmesiliniz. Bu oluşturacağınız döngü hem ülkenize hemde dünyaya rol model olacak ki paradigma değişebilsin. Talep döngünüzle, oluşan değerin çoğunluğu ülkenizde kalsın! Diğer ülkelerde bu şekilde döngüyü yarttığında doğal dengelenme oluşsun! O sebeple en doğruyu talep etmeliyiz Daha derine indikçe şunu göreceğiz ilk talebimizin doğru akıl yürütmek olduğu yani aklı talep etmemiz gerektiği ortaya çıkacaktır! Akıl, bilim, matematik, eğitim bunları talep etmek insanı değerli hale getirecektir. İlk talebiniz toplumunuzun değerini arttırmalı! Toplumunuzun değeri artsın istiyorsanız, ikinci olarak doğru gıdanın ülkenizde üretilmesi ve herkesin ulaşmasını talep etmeniz gerekir.
devamı RT de
8 notes
·
View notes
Photo
Demokrasi ve mutluluk sıradan ve vasat bir edebiyata yol açar. Harika edebiyat, haksız ve güçlük yaşayan toplumlardan çıkar. Onlarda var olan boşluk yaratıcılıkla doldurulur.
Saygın Vatandaş / El Ciudadano Ilustre
#saygın vatandaş#el ciudadano ilustre#film#film replikleri#movie#movie quotes#oscar martin#dady brieva#andrea frigerio#belen chavanne#dram#drama#nobel#gaston duprat#arjantin#argentina#literature#edebiyat#ödül#prize#novelist#roman yazarı#cahil#ignorant#imdb.com#hollywoodreporter.com#sannicholasnews.com
16 notes
·
View notes
Note
Almanyadaki sosyal hizmet uzmanı iş başvurum olumlu sonuçlandı.Torpiller diyarı tcden defolup gidiyorum.Hoşçakal kpss, alan ihlalleri,siyasal islam,kadın ve hayvan cinayetleri,kayyum rektörler, homofobikler..Bir daha görüşmemek dileğiyle. nein sosyal hizmetçi ja sozialarbeiter
Yaaa şaka gibi bir tweet okudum az önce. Ben de saydığı bu şeylerden bir çok vatandaş gibi rahatsızım. Fakat yurt dışına çıkmış, kendine yeni bir hayat kurmuş olan insanların bu denli türkiye düşmanı olması beni çok üzen bir durum. Türkiye ye bu denli saydırmak ne derece ahlaklı bir davranış. Her şeyden önce burası senin doğduğun ve büyüdüğün topraklar. Kendin yurt dışına gitmiş olabilirsin fakat arkanda bıraktığın insanlar hiç mi yok bu topraklarda. Onlara bari saygın olsun. Yarın bir gün gittiğin topraklarda aynı davranışları gördüğün zaman orayada mı saydıracaksın. Bunlar yapıcı davranışlar değil. Bu şekilde bu tarz olayların önüne geçemeyiz. Bir ülkeye bu türkiye olmak zorunda değil, bu şekilde nefret dolu konuşursanız ben sizin samimiyetinizden, kadınlar günü adı altında birlik olalım cümlelerinizden tabiki de samimiyet duymam. Cidden üzüldüm.
Bu topraklarda hiç mi güzel şeyler yaşamadı bu insalar yaa. Biz gerçekten nasıl bir toplumuz ki bu denli ülkesinden nefret edip, ülkesinden utanan toplum olduk anlamıyorum. Ve bu saydığı sorunlar sanki sadece Türkiye Cumhuriyetinde olan sorunlarmış gibi konuşuyorlar. Yurt dışında yaşayan yabancı arkadaşlarım gün içinde yaşadıkları sorunları anlatmışlardı. dedim hiçte yalnız değiliz bu sorunlar her yerde. Lütfen bu coğrafya'yı kötülemek yerine, ne yapabiliriz deyip kalıcı çözümler sunalım. Ben her gün türkiye ye karşı yapılan bu denli saldırıları kaldıramıyorum. Biraz da ülkenin iyi özelliklerini sayın yaa. Herkes negatif. Çok sıkıldım bu durumdan.
İçimi döktüğüm için kusura bakmayın. Belki sizlerde bu tweeti atan kişiyle aynı düşünüyorsunuz ama ben sadece bu tweet bazında ele almadım konuyu. Bir çok tanıdığım kişi yurt dışında çalışıyor ve Türkiye ye karşı çok ahlak dışı şeyler söylüyorlar ve bu durum bugün ben de patladı. Yanlışım varsa özür dilerim....
İsterseniz kızın ama herhangi bir ülkeye karşı ne söylendiği esasında pek umurumda değil. Ülkeler, kültürler, ideolojiler ve ırklar temelinde sentetik kategoriler çünkü. Bir insanın içine düştüğü durumlara karşı bunları hissetme ve söyleme hakkı sonuna kadar, kimse vergisini fazlasıyla ödediği bir hizmet sektörüne karşı minnet duymak zorunda da değil zaten.
İsim savunuculuğu yapmaktansa bunu bir insanı diyecek noktaya neyin getirdiğini düşünmek lazım bana kalırsa, bunu bir kurum ve onun başarısızlığı olarak görmek lazım ve bu noktada denecek en kötü şey “hiç mi iyi bir şey olmadı?” sorusudur. Bir kurumun, ilgili kurumların da kuruluşuna baktığımızda temel işlevi hizmet vermektir ve bu onun hediyesi değil vazifesidir. Bunu hakkıyla yerine getirmediğini düşünen birinin bu işlevsizliği dile getirme ve hatta yargılayıcı mercilere şikayet etme hakkı hukuk çerçevesinde bulunmaktadır. Bir kurumun geçmişine saygı duyabilirsiniz, şahsen ben duyuyorum ancak bu günkü hizmet verenlerin kendinlerini bize çalışan bir memur değil bizi yöneten bir sınıf olarak gördüğü inancını da üzülerek taşıyorum ve bunu kurumu yekten eleştirmek için bir sebep olarak sayılabileceğini düşünüyorum.
Ancak o insanın eyleminde yanlış bulduğum bir nokta var ki bu hissettiği şeyleri dile getirmesi değil, sorunları gerçekten çözmek isteyen biri olmayıp onlardan sadece uzaklaşmak isteyen biri olması. Ama biz bir şeyi herkes için düzeltmedikçe, o sorun dünyanın bir yerlerinde birçok insana hala aynı şekilde devam ettikçe insanlık olarak buna maruziyeti kabul edebiliyorsak kendimizi bunun dışında tam anlamıyla tutabileceğimize inanmıyorum. Bu sebeple elbette kendini düşünüp kişi uzaklaşabilir bu da onun hakkı ama gerçek bir çözümü içtenlikle istiyorsa eğer (ki bu istek içerisinde de uzaklaşmayı tercih edip mücadelesini sürdürebilir ancak bu kişide artık umrumda değil söylevleri açık ve net) onunla mücadelesini de her daim herkese karşı sürdürmelidir. Aksi takdirde eleştirmiş olduğu, özünde ötekinin haklarını umursamayan kendi çıkarları uğruna adım atan bir zihniyetin bir türevinden başka bir şey olmaz ki? Bu TC ya da başka bir ülkeyle, coğrafyayla ideolojiyle ilgili değil, bu bir bütün olarak insanlıkla ve insanın insan olarak kendi içindeki ait olduğu, kendini kategorilendirdiği bir varoluş biçimiyle ilgili.
Hegel’in de dediği gibi özgürlük tek kişilik olmaz, özgürlük insanlığın özgürlüğüdür öbür türlü bahsi geçen sadece tiranlıktır. Eşitlik ve hakkıyla sürdürülen bir ölçüm talebi de aynı şekilde ele alınmalıdır bana göre, eşitlik onun ya da bunun olunca değil yalnız herkesin olunca eşitlik olarak ele alınabilir. Bu kişinin bunu unutarak kendisiyle bir çelişkiye düştüğüne bu ötekini unutan bakışın bizi tam da eşitsizliğe sürüklediğine inanıyorum.
5 notes
·
View notes
Text
Yılmaz Özdil
Kefen parasını yedikleri milleti, ceset torbasıyla gömüyorlar, medyamız hâlâ otogar gösteriyor!
Beyzbol şapkalı bir kemancı, sabah işe gidiş saatinde Washington metro istasyonunda Bach'tan parçalar çalıyordu.
Bahşiş toplamak için, yere, hemen önüne kemanının kılıfını açmıştı, 45 dakika boyunca altı klasik eser seslendirdi.
Önünden 1097 kişi geçti.
Sadece yedi kişi durakladı, onlar da sadece birer dakika filan, şöyle üstünkörü dinleyip, gittiler.
Bahşiş için yere serdiği keman kılıfının içinde üç beş sentlerle anca 32 dolar birikmişti.
Paraları topladı, cebine koydu, kemanını kılıfına yerleştirdi, merdivenlerden sokağa çıktı, ilk gördüğü taksiye bindi.
Washington'ın en ünlü konser salonuna gitti.
Sahneye çıktı.
Biletlerin en ucuzu 100 dolardı ama, devasa salon tıklım tıklım doluydu.
Çünkü o kemancı, Grammy ��düllü Joshua Bell'di.
Kılıfına üç beş sent atılan kemanı ise, 300 senelik, 3.5 milyon dolar değerinde Stradivarius'tu.
★
Algı, işte böyle bir şeydir.
★
Gerçek bilgi, gerçek anlamından, gerçek ortamından uzaklaştırılırsa, kitlelerin duyguları düşünceleri mantığı, hedeflenen istek doğrultusunda yönlendirilebilir.
★
Dünyanın en saygın gazetelerinden The Washington Post tarafından gerçekleştirilen bu sosyal deney… Aslında ne olduğunun değil, nasıl sunulduğunun, nasıl göründüğünün önemli olduğunu kanıtlar.
★
Hani habire mesaj atıp soruyorsunuz ya…
Gerçek vaka sayısı açıklanıyor mu?
Gerçek ölüm sayısı açıklanıyor mu?
★
Gerçek cevabı bulabilmeniz için, hadi gelin biraz “haber” okuyalım…
★
Maden faciası yaşanıyor.
Hastaneden canlı yayın yapılıyor, yaralıların durumu anlatılıyor.
Tren faciası yaşanıyor.
Hastaneden canlı yayın yapılıyor.
Deprem faciası yaşanıyor.
Hastaneden canlı yayın yapılıyor.
Terör faciası yaşanıyor.
Hastaneden canlı yayın yapılıyor.
Salgın faciası var…
Hastaneden yayın yapılıyor mu?
★
Ne gösteriyorlar size…
Habire otogardan canlı yayın yapılıyor.
Habire boş parklardan canlı yayın yapılıyor.
Habire trafik kontrolünden canlı yayın yapılıyor.
★
Hastaneden niye yayın yapılmıyor?
★
Sayın medyamız otogarda bilet almaya çalışanları merak ediyor da, hastanede nefes almaya çalışanları merak etmiyor mu?
★
Trafik kontrolünde otomobildekilerin alnına cihaz uzatıp ateşinin nasıl ölçüldüğünü istisnasız her haber bülteninde gösteriyorlar, gerçekten çok önemli, mutlaka göstersinler ama… 40 derece ateşle hastane bahçesinde öksüre öksüre kendisine test yapılmasını bekleyenleri niye göstermiyorlar?
★
Dünyada şu anda, hastane önünden yayın yapmayan tek medya, bizim medya!
★
(Pozitif çıkmış vatandaşları bile evine gönderiyorlar… Virüs taşıdığı halde, virüs taşıdığını söylemeyip, aile hekimine giden hastalar var.
E-devlet'ten kontrol ettiğinde, karşısında oturan hastanın aslında koronavirüs pozitif'li olduğunu gören aile hekimleri var.
Aile hekimlerine sadece beş adet maske gönderdiler, beş maske anca bir gün yetiyor, eldiven göndermediler, bone göndermediler, galoş göndermediler, nalburdan kaynakçı maskesi satın alıp, hasta muayene etmeye çalışan aile hekimleri var.
Bekleme salonuna çamaşır ipi gerip, naylon brandalarla korunmaya çalışan aile hekimleri var.
Sayın medyamız hâlâ otogardan yayın yapıyor.)
★
(Koronavirüs teşhisi konmuş vatandaşları, ellerine reçete tutuşturup, evine gönderiyorlar… İnsanlar eczane eczane dolaşıp, bulaştırıyor.
Hangi ilaçlar olduğunu yazmayayım, şu şu ilaçları isteyen vatandaş geldiğinde, o vatandaşın aslında koronavirüs hastası olduğunu bütün eczacılar biliyor.
Eczaneye geldiği halde, e-devlet'te “yatan hasta” olarak kayıtlı görülen vatandaş bile var!
Sayın medyamız hâlâ trafik kontrolü gösteriyor.)
★
Ekrana 24 saat profesör çıkarıyorlar, günlerdir aynı soruları soruyorlar, kendisine mikrofon uzatılan bir hasta yakını bile yok.
★
İngiltere'ye bağlanıyorlar, İtalya'ya bağlanıyorlar, ABD'ye bağlanıyorlar, oradaki son durumu merak ediyorlar, burada kendisine mikrofon uzatılan bir rahmetli yakını bile yok.
★
Almanya İngiltere İtalya Hollanda gayet şeffaf şekilde açıkladığı için, oralarda hayatını kaybeden Türk vatandaşlarının kim olduklarını haber yapıyorlar, duyuruyorlar… Peki burada hayatını kaybeden vatandaşlarımızın kim olduğunu niye merak etmiyorlar?
★
Son dakika bilgilerini almak için Merkez Bankası'nın önünden canlı yayın yapıyorlar.
Merkez Bankası'ndaki kefen parasını yedikleri milleti, ceset torbasıyla gömüyorlar, üstüne kireç atıyorlar… Kilyos'ta Beykoz'da işmakineleriyle açılan koronavirüs mezarlıklarındaki son dakika bilgilerini niye merak etmiyorlar?
★
Bilmiyorum gari…
Gerçeklerle alakalı sorunuzun cevabını verebildim mi.
★
Gerçek bilgi, gerçek anlamından, gerçek ortamından uzaklaştırılırsa, kitlelerin duyguları düşünceleri mantığı, hedeflenen istek doğrultusunda yönlendirilebilir.
★
Keman aynı keman…
Ya mekan?
122 notes
·
View notes
Link
0 notes
Photo
Hepsini versin dürzü. Bir liradan koca bir servet yapılır mı? O serveti yapana kadar kaç emekçinin kanını emmiş, kaç aileyi karın tokluğuna çalıştırmıştır. Çalarak başlamış ama sonra ahlak mı gelmiştir aklına? Hesabı tutulsun. Görülecektir ki servetinin en çok yüzde onunu hak edecektir. Ama onda bile ana sermaye sorgulansın. Gözyaşları üzerine kurulan bir saltanat! Saygın bir iş adamı olduktan sonra da başlar aforizma döktürmeye. Belki bir yerlere cami filan yapar, hayır işlerine soyunur. "Bakın ben ne kadar da eli bol bir hayırseverim." Seni gidi teşhirci narsist seni! Ha, her zenginlik böyle değildir tabii ki. Vatandaş bir meslek edinmiştir kendine, profesyonel bir doktor ya da namlı bir zeka küpüdür o ayrı. Kötü zenginlik, kan emici bir tarzda başlamış olanlardır. Emek gücünün fazlasını kâra geçiren ve üstüne çöreklenen zenginliklerden bahsediyorum. Onun her kuruşunda haramzadelik vardır. Her kuruşunda demeyelim, yüzde on olsun hadi. Onda da ana sermayeye... . #alıntıkitap #kitapbaz #kitaplarimizdan #kitapcümleleri #kitapyorum #kitapunya #biryudumkitap #kitaplayasamak #kitapalintisi #kitapönerileri #tavsiyekitap #kitaponerisi #kitaplik #kitaptansözler #kitaplar #kitapokumak #kitabevi #kitaplardankesitler #kitaplaryolda #kitapalıntıları #kitapsozleri (Sahintepe Mahallesi-Natoyolu) https://www.instagram.com/p/B2_KhIFp2r6/?igshid=m1cz7qvhnf03
#alıntıkitap#kitapbaz#kitaplarimizdan#kitapcümleleri#kitapyorum#kitapunya#biryudumkitap#kitaplayasamak#kitapalintisi#kitapönerileri#tavsiyekitap#kitaponerisi#kitaplik#kitaptansözler#kitaplar#kitapokumak#kitabevi#kitaplardankesitler#kitaplaryolda#kitapalıntıları#kitapsozleri
3 notes
·
View notes
Text
BAŞKAN SAYGIN, ELEKTRİK FATURALARINI UNUTTURMADI
BAŞKAN SAYGIN, ELEKTRİK FATURALARINI UNUTTURMADI
CHP Tekirdağ İl Başkanı Şener Zeynel Saygın, elektrik faturalarına yapılan zammı bir kez daha gündeme getirdi. Yeni yılın ardından zamlarla soğuk bir duş alan vatandaş, bilhassa konutlarına ve işletmelerine gelen elektrik faturalarıyla adeta çarpıldı. İktidar kanadından yapılan açıklamalarda düzenleme yapılacağı söylense de şubat ayında gelen faturalar, vatandaşı bir kez daha isyan ettirdi.…
View On WordPress
0 notes
Text
CHP'li Şener Zeynel Saygın Elektrik Faturalarını Unutturmadı
CHP’li Şener Zeynel Saygın Elektrik Faturalarını Unutturmadı
CHP Tekirdağ İl Başkanı Şener Zeynel Saygın, elektrik faturalarına yapılan zammı bir kez daha gündeme getirdi. Yeni yılın ardından zamlarla soğuk bir duş alan vatandaş, bilhassa konutlarına ve işletmelerine gelen elektrik faturalarıyla adeta çarpıldı. İktidar kanadından yapılan açıklamalarda düzenleme yapılacağı söylense de şubat ayında gelen faturalar, vatandaşı bir kez daha isyan ettirdi.…
View On WordPress
0 notes
Photo
İzlemeyenlere öneririm. Her sahnesi, her diyaloğu dolu dolu olan, tanıdık esprilerle dolu mizah anlayışı sayesinde bol bol güldüren “Saygın Vatandaş” hayatınızın bir yerinde mutlaka izlemeniz gereken bir film
2 notes
·
View notes
Text
CHP Genel Başkanı Özgür ÖZEL Buca'da Konuştu “CHP ’nin Buca’daki adayı belli Görkem Duman”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Buca Belediye Başkan Adayı Görkem Duman ile birlikte Buca halkıyla buluştu. Partiyİ terk edip başka partilerden aday olanlara seslen Özel" Bu partinin kurucusu belli adı belli genel başkanı belli ve Buca Belediye Başkan adayı da belli Görkem Duman kardeşim" dedi Işılay Saygın Meydanı'nda gerçekleşen Buca ittifakı buluşmasına Parti Sözcüsü Deniz Yücel, Genel Başkan Yardımcıları Murat Bakan, Gamze Taşçıer, Burhanettin Bulut, İzmir Milletvekilleri Ednan Arslan, Yüksel Taşkın, Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve binlerce Bucalı vatandaş katıldı.
“PARTİDEN İÇERİ SOKMAM” Meydanda coşkulu kalabalığa seslenen Özgür Özel "Bir gerçek var. Biz Görkem Başkan’la birlikteyiz. Ben CHP’nin son genel başkanıyım. Partinin ilk ve kurucu Genel Başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Bu partinin bayrağı belli, adı belli, logosu belli, Buca’daki adayı belli. Görkem Duman… Birileri aday adayı olacak, sonra parti bir aday belirleyecek, ‘küstüm oynamıyorum’ diyecek, Atatürk’ün partisini bırakıp başka bir yere gidecek, ondan sonra ‘Ben de CHP’liyim, gerekirse geri dönerim…’ Senin yaptığın o macerada AK Parti tehlikesi kapıdayken, sanki sosyal demokrat partilerle yarışıyoruz, partinin gidip oylarını bölmek, ondan sonra ‘Kazanırsam dönerim’… Onlar eskidendi! Atatürk’ün partisini bırakan, karşısına geçen yarışan, AK Parti’ye seçim kazandırtmak için umut olan, partiyi bölen, partiyi yoran kimseyi bir daha bu partinin kapısından içeri sokmam" dedi. https://youtu.be/wsiHq5WnJnI “İKİNCİ YÜZYILIN DEVRİMLERİ İÇİN GENÇ SİYASETÇİLER ÇOK ÖNEMLİ” Konuşmasının sonlarına doğru CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Buca’da elde edeceğimiz başarı hem Görkem’in bundan sonraki siyasi hayatı için hem de partimiz için çok önemli. Gençlerin adaylaştırılmasına Buca seçmeninin sahip çıkması, yeni siyaset için, cumhuriyetin ikinci yüzyılının yeni devrimleri için çok önemli. Ve takımın kaptanı son derece tecrübeli, ilçesinde çok başarılı, hem sakin hem kararlı Cemil Tugay Başkanının sonuna kadar hep beraber arkasındayız" dedi.
“CUMHURİYET’İN EVLATLARINA GÜÇ VERİN” Kürsüye büyük bir sevgi seli ve tezahüratlar çıkan CHP Buca Belediye Başkanı Görkem Duman “Cumhuriyetimizin kurucusu, ilk genel başkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyeti gençlere armağan etti. Genel Başkanımız da İzmir’de gençlere inandı, güvendi ve bir tanesini siz kıymetli Bucalılara emanet etti. Buca’yı birlikte yöneteceğiz. Doğduğum, büyüdüğüm ve her şeyime sahip olduğum Buca’ya borcumu ödeme vakti. Kentime hizmet etmenin onurunu ve gururunu yaşayacağım. Buca’yı sizlerle birlikte hakla, adaletle, şeffaflık, sevgiyle yöneteceğiz. Size burada söz veriyorum. Biz bu yola hiç dinlememek üzere çıktık ve asla yorulmayacağız. Bizi izleyen bir çift mavi göz var. Onun emanetini yarınlara taşımak için yaptığımız bu kutlu mücadeleye sizler şahitlik ediyorsunuz. Bizler bu mücadeleyi genç kardeşlerimiz, kadınlarımız, emeklilerimiz, çocuklarımız için yapıyoruz, biz bu mücadeleyi vatanımız için yapıyoruz. Bizler cumhuriyetin evlatlarıyız. Sizlerle beraber bu karanlığa, umutsuzluğa, yoksulluğa, cemaatlere ve tarikatlara yaşadığımız kentimizi ve ülkemizi asla teslim etmeyeceğiz. Sizlerle kurduğumuz Buca İttifakı, Türkiye İttifakı ile bunu başaracağız. Atatürk’ün yolunda yürüyen cumhuriyetin evlatlarına güç verin” dedi https://www.youtube.com/watch?v=_Rcpe8Jq9nA&t=64s https://youtu.be/wsiHq5WnJnI Read the full article
0 notes
Link
Şahsımın Anayasa önerisi
YENİDEN KURULUŞ ANAYASASIAnayasa değiştirilebilir'mi , elbette , Kur'anı Kerim hükmü değil ki , değiştirilmesin , hatta her vatandaş gibi , benim bile önerilerim var yeni Anayasa için , yazının ilerleyen bölümlerinde , Lakin ..Anayasa'da değişiklik yapmak başka şeydir . Yeni Anayasa yapmak ise çok farklı , sapla samanı karıştırmayalım AKP gurup başkan vekili Cahit Özkan, yeni anayasanın isminin ‘Yeniden Kuruluş Anayasası’ olacağını söyledi ... Hooop ... Orada bi duracaksınız beyefendi ... Bu devlet yıkıldı da , bizim mi haberimiz yok ! Mevcut anayasaya göre oluşmuş bir iktidar , ancak o anayasada bir değişiklik önerisini Meclis'e sunabilir. Ancak ; Yeni anayasayı sadece kurucu meclisler yapar. Bu gün Kurucu iktidar, hukuk boşluğunda oluşan AKP nin siyasi iradesi midir ? Örneğin ... Osmanlı devleti tüzel kişiliği fiilen ortadan kalkmış, oluşan hukuki boşlukta Türkiye Büyük Millet Meclisi kurucu iktidar olarak Anayasa yapmıştır. T.C. yıkılmadı ki "yeni anayasa" diyorsunuz! Yoksa , niyetler mi başka ! Yeni anayasa yapmak için öncekinin fiilen ve hukuken ortadan kalkmış olması lazım. Kurucu iktidarın yaptığı anayasa devletin ilk anayasasıdır. Halen yürürlükteki Anayasayı toptan geçersiz sayıp , yenisini yapmak,;Darbe, ihtilal anlamına gelir. Ya da yeni oluşmuş bir hukuki yada siyasi boşluk mu vardır ?Bizim bilmediğimiz ! Misal Eyalet , Kanton , Özerklik , federasyon Bağımsız devletlerin birleşmesi, Ya da , bir devletin birden çok bağımsız devlete ayrılması Ancak yeni bir devlet şeklinin ortaya çıkması , yada kurulması durumlarında , yeni anayasadan söz edilebilir... Anayasa maddelerini , mecliste çoğunluğunuz varsa zaten değiştirebilirsiniz Dikkat .. Yeni bir Anayasa Pandora'nın kutusunu açar ! İçinden ne çıkacağı nereye evrileceği baştan asla tahmin edilemez .Tüm büyük güçler parmağını sokar . Başkanlık Sistemi ile cumhuriyetten fiilen meşrutiyete dönüldü zatenFiillen rejim değişti. Şimdi açıkça "Yeniden Kuruluş Anayasası"denilerek fiili duruma resmiyet kazandırılmak mı isteniyor ? Yeniden Kuruluş Anayasası demek Eskiyi yıkmak demek; Rejimi mi ;Devletin şekli ve Cumhuriyetin niteliklerini mi değiştiriyoruz ? Neyi yıkıp Neyi "yeniden" kuruyoruz ki Yeniden kuruluş diyoruz ? Güçlendirilmiş , tek kişilik vesayet rejimi anayasası mı , amaçlanan ? Güçlendirilecek olan milli irade mi, Şahsi irade mi? Aslında AKP nin derdi yeni Anayasa mı ? Hiç zannetmiyorum Amaçları Millet İttifakını :Anayasa değişikliğini gündeme getirerek , çatlatmak. 1921-24 anayasalarını gündeme getirerek,Kürtleri ve İslamcıları Millet ittifakından koparmak. Değiştirebilirler İse başarı öyküsü ! Değiştiremezler ise mağdur edebiyatı ile kendileri için son seçime gitmek Bende diyorum ki Anayasanın değişikliğe ihtiyacı var ise ki , vardır . İlla ki Yeni AnayasaPeki o zaman Benim şahsımın da Anayasa önerileri var Bazı maddeler yazayım Koltuklarınıza sağlam oturunÖnerilerim sizi ayağa zıplatabilir çünkü Şahsımın Anayasa önerisi Türkiye 81 eyalet olsun .Her il vali ve emniyet md. kendi seçsinMevcut Anayasaya bağlı kalmak şartı ile güçlendirilmiş il genel meclisleri her ile özel yasalar çıkarabilsin Devlet'e yeni eyaletler ihdas etme , Cumhuriyete yeni katılma başvurusu yapanlara kabul etme yetkisi verilsin Milli eğitimde merkezi atama kalksın Öğretmenlik yapma kriterleri çok sıkı şartlara bağlansın , gelirleri iyileştirilsin , en özendirici ve saygın meslek statüsüne kavuşsun öğretmenlik Özlük hakları MEB olmak şartı ile Her okul öğretmenini kendi alsın , iş akdini kendi fesih etsin Diyanet yeniden düzenlensin Diyanete bütçeden pay ayrılması durdurulsun Gelirleri sadece gönüllü bağışlar ve İnanç vergisi altında , yeni ihdas edilecek vergi , sadece gönüllü olanların maaşlarından kesilsin Osmanlı'da ki gibi , Selahattin camileri hariç , her caminin giderlerini , imamların müezzinlerin ücretini Camii cemaati ödesin . Diyanet sadece özlük haklarının takipçisi olsun . İmam müezzin , devletin değil , dini İslâm'ın memuru olsun . İmamlar müftüleri Müftüler de , Diyanet işleri başkanını seçsin . İş ve ticaret yasası yeniden düzenlensin İşe alımlarda sadakat ve yandaşlığın değil liyakatın temel alınacağı , mülakatın kaldırılacağı , anayasada madde olarak konsun . Tercih ve davet usulü ihale yasaklansın İhaleleri yalaka ve yandaşlar değil Hak edenler alsın . Asgari ücret ve en düşük emekli aylıkları ;Milletvekili maaşlarına endekslensin . Siyasal ahlak yasası çıksın Halkı kandıran , yalan söyleyen siyasetçiler , kurulacak bir etik kurulu vasıtası ile RÜTÜK benzeri , siyasetten men edilsin . Tüm tarikatlar cemaatler ; Ve dahi tüm dernekler vakıflar mali kontrol kapsamına alınsın . Tüm para hareketleri denetlensin , vergi muafiyetleri kaldırılsın . Vergi yasası ; Alamadığımız vergileri lütfedip affederek vergi barışı getirme adı altında siyasi hokkabazlıktan vazgeçilsin Verginin vergisi olmaz Vergi oranlarını düşürün Vergi kaçıranlara hapis yolunu açın .Bir an önce , DSP tarafından çıkarılan ve AKP iktidarında öncelik ile kaldırılan nereden buldun yasası yeniden çıkarılsın Var mısınız şahsımın Anayasasına ! Ahmet Atam
0 notes
Text
Gelecek Partisi ekonomi Manifestosunu Açıkladı
YENİ HABER https://millisura.com/gelecek-partisi-ekonomi-manifestosunu-acikladi-3375/
Gelecek Partisi ekonomi Manifestosunu Açıkladı
Ekonomide Gelecek Modeli” adı verilen manifestonun tanıtımında Hz. Mevlana’nın “Şimdi yeni şeyler söylemek zamanı” sözüne atıf yapıldı.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun talimatıyla uzun süredir manifesto üzerinde çalışan partinin ekonomi kurmayları, ekonomi dünyasının yakından tanıdığı saygın isimlerden oluşuyor.
İbrahim Turan:
2008-2011 yılları arasında Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı, 2012-2015 yılları arasında Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürlüğü görevlerini yürüttü, 2015 yılında milletvekili seçilerek parlementoda İzmir Milletvekili olarak görev yaptı.
Serkan Özcan:
Merkez Bankası’nda uzman, BDDK’da Başkanlık danışmanı görevlerinde bulundu. Vakıflar Bankası’nda Baş Ekonomist, Baş Statejist olarak görev yaptı. Odea Bank’ta kurucu Genel Müdür Yardımcılığı yaptı.
Kerim Rota:
Kariyerine Finansbank’ta başladı, Akbank’ta Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. Ak Portföy Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüttü.
Mustafa Mente:
İş hayatına Bayındır Holding’de başladı. TÜSİAD’da görev yaptı. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği’nde Genel Sekreterlik görevini üstlendi. Türkiye İhracatçılar Meclisi Genel Sekreterliği, DEİK Genel Sekreterliği görevlerini yürüttü.
İŞTE GELECEK PARTİSİ EKONOMİ MANİFESTOSUNUN DETAYLARI
Ahmet Davutoğlu: Türkiye’de demokratik değerleri yok sayan veya zayıflatan, sanki güvenlik için özgürlüğün yok sayılmasını savunan bir yaklaşım var. Gelecek Partisi’nin safı, her bir vatandaşa değer veren, insan onurunu esas alan bir anlayıştır
Ahmet Davutoğlu: Türkiye gibi dinamik nüfusa sahip bir ülke dünyaya kendini kapatamaz. Son dönemde 28 Şubat ve 90’ları yansıtan bazı aktörlere karşı yaptığımız sert eleştirilerin sebebi de budur
İbrahim Turhan: Covid sonrası dönemde uygulanması gereken ekonomik politikaların önce çerçevesini, sonra uygulama ilkelerini oluşturduk
İbrahim Turhan: Demokrasi ancak fırsat eşitliğinin sağlandığı ortamlarda anlam kazanır. Özgürlükçü, adil, kapsayıcı bir toplumsal düzen oluşturmadan demokrasiden bahsedilemez
İbrahim Turhan: Geçmiş dönemlerde ismi kemer sıkma politikalarıyla acı reçetelerle anılan bazı uluslararası finans kuruluşları dahi eşit gelir dağılımı gibi konuları politika önerisi olarak yapmaya başladı
İbrahim Turhan: Bu boyutta bir travmayı devletten başka bir yapının çözemeyeceğini gördük. Ama bu devlet nasıl bir devlet olacak? Her aşamada hesap verebilir bir devlet olacak
İbrahim Turhan: Şeffaflık, kamu maliyesi ve vergi bilinci olmadan demokrasinin gerçekleşmesi mümkün değil
İbrahim Turhan: Ekonomide Gelecek Modeli’nde hedeflerimiz sürdürülebilir büyüme, tam istihdam, istikrar, mali disiplin, küresel entegrasyondur
İbrahim Turhan: Çiftçilerimiz, esnafımız, küçük ve orta ölçekli işletmelerimizin ekonomik büyümeden pay almasının sağlanmasını, refahın kalıcı ve yaygın hale getirilmesini hedefliyoruz
İbrahim Turhan: Yoksulluk umutsuzluğu, umutsuzluk da saldırganlığı, hoşgörüsüzlüğü, demokrasiden uzaklaşmayı getirir. Devletin gelir dağılımı işlerini bu çerçevede de ele almak durumundayız
İbrahim Turhan: İnsan onurunu siyaset anlayışımızın merkezine koymanın doğal sonucu olarak hiçbir insanımızın sosyal yardıma bağımlı olmasını istemiyoruz, bu demokrasiyi de zedeleyen bir unsurdur
İbrahim Turhan: Uygulanacak ticaret politikaları ekonomiyi daraltıcı değil, genişletici olmalıdır
İbrahim Turhan: Kurumlarımızın geldiği içler acısı durum beni çok üzüyor. Tahrip edilen kurumlarımızın zedelenen itibarlarının restore edimesi ekonomi açısından önemlidir
Serkan Özcan: Şu anda uygulanan ekonomik politika Türkiye’nin makroekonomik dengelerini bozacak bir politikadır
Serkan Özcan: Tüm dünyada muhtemel yeni salgınlara karşı vatandaşın mali direncini artırmak birinci öncelik olacaktır
Serkan Özcan: Vergi ve harcama politikasının gelir adaletsizliğini bulunduğu yerden daha iyi bir noktaya getirmesi gerekir
Serkan Özcan: Yolsuzlukla mücadele, şeffaflık ve hesap verebilirliği merkeze alan hukuki altyapıyı öneriyoruz
Serkan Özcan: Bir yatırım hedefe yönelik bir yatırım hale gelmemişse o yatırım kamu eliyle yapılamaz diyoruz. Kamu yatırımlarında sosyal faydaya bakmak gerekiyor. Bir köprüyü yapmak topluma ne kadar faydalı örneğin ona bakılmasını isteyeceğiz
Serkan Özcan: Kamu kaynaklarının nerelere ve nasıl harcandığı siyaseten çok büyük sorumluluktur. Bu sürecin tamamını vatandaş odaklı bir bakış açısıyla planlayacağız
Serkan Özcan: Türkiye’de onaylanan bütçe ile gerçekleşme arasındaki fark her geçen gün biraz daha arttı
Serkan Özcan: Covid salgını yerine bir doğal afet, deprem de olabilirdi. Risk analizlerinin olmadığı bir bütçe tasarısına sıcak bakmayacağız
Serkan Özcan: Vergi sisteminde çerçeve bellidir, aynı durumda olan tüm gerçek ve tüzel kişiler adalet prensibi gereği vergilendirilmelidir
Serkan Özcan: Türkiye’nin ikna edici, çerçevesi çok iyi belirlenmiş yeni bir orta vadeli ekonomik plana ihtiyacı var
Serkan Özcan: Çalışma hayatının ve istihdamın temel şartı sürdürülebilir yatırımların özel kesim öncülüğünde gerçekleştirilmesi gerekir. Türkiye’de bu sağlanamıyor işsizliğin de temel sebebi budur
Serkan Özcan: İşçi ve işveren üzerindeki yükleri radikal bir şekilde azaltacağız
Serkan Özcan: Genç işsizlik sorununu sadece bir işsizlik sorunu olarak görmüyoruz, sosyal barışı tehdit eden bir sorun olarak görüyoruz. Gençler bizim için öncelikli gruptur
Serkan Özcan: İstihdamda sürdürülebilirliğin en önemli koşullarından biri cinsiyet eşitliği. Kadınların işgücüne katılamadığı bir ülkede sürdürülebilir istihdam olmaz
Serkan Özcan: Doğrudan mali yardımları da içeren tarımda anadoluya geri dönüş projesini gerçekleştireceğiz
Serkan Özcan: İşçilerin çalıştıkları şirketlerde aynı zamanda ortak olmasını sağlayacak işçi-işveren ortaklığı projesi öneriyoruz
Kerim Rota: Yüksek enflasyon yaratmak ve buna kayıtsız kalmak dar gelirlilere uygulanacak en büyük suçtur
Kerim Rota: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden bu yana yaşanan birikimli enflasyon %29. Dar gelirlilerin 3 senesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi tarafından çalınmış durumda
Kerim Rota: Türkiye son 3 yıllık gelişmelerin ardından yoksullukla mücadeledeki son 15 senesinin kazanımlarını kaybetti
Kerim Rota: Asgari ücretle çalışanların brüt ücretlerinin net olarak ödenmesi, sosyal güvenlik ve vergi yüklerinin azaltılması gerekiyor
Kerim Rota: Türkiye’de neredeyse iki çalışanımızdan birisi asgari ücretle çalışıyor. Türkiye’de yüzde 43 olan bu oran AB ülkelerinde yüzde 7 seviyesinde
Kerim Rota: EYT mağdurları yoksulluk sorununun önemli bir parçası. EYT mağdurlarına sosyal adaleti sağlarken insan onuruna yaraşır bir çözüm de hazırladık
Kerim Rota: 5 milyon 600 bin “Ev genci” olarak adlandırdığımız gencimiz var. Bunların büyük kısmı ne eğitimde ne de istihdamda yer almıyor. Bu gençlerimizin üreten iş gücüne katılmasını sağlamamız gerekiyor
Mustafa Mente: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile beraber Ticaret Bakanlığı ithalatı küçültme yaklaşımına girdi. Türkiye böyle büyüyemez
Mustafa Mente: Türk lirasının değerinden bağımsız, sürdürülebilir bir ihracat artışını destekleyecek ve kamunun verdiği bütün destekleri gözden geçireceğiz
Mustafa Mente: Markalı ihracatı destekleyeceğiz
Mustafa Mente: Ara malı ithalatını yüksek vergi ile caydırmaya çalışan ilkel bir politika uygulanıyor şu anda. Ara malı içeride üretecek bir stratejiyi geliştirmek gerekiyor
Mustafa Mente: 2015 yılında Türkiye 19 milyar dolardan fazla bir yabancı sermaye çekti. Bu geçen sene 8 milyar dolara indi
Mustafa Mente: Gelen yabancı sermayenin kalitesi düştü, bunların yarısı konut satın almaya geldi. Türkiye ancak Türk Vatandaşlığı satarak yabancı sermaye çekecek bir hale geldi
Mustafa Mente: Covid sonrası bir kez daha tarımın önemini gördük. Türkiye sanayide olduğu gibi tarımda da rekabet gücünü kazanmak zorunda
Mustafa Mente: Hayatın her alanında olduğu gibi tarımda da dijital pazarlamayı en küçük birimlere kadar ulaştıracağız
Mustafa Mente: Tarımsal üretiminde ortak makine ve ekipman sistemini kurgulayacağız
#Ahmet Davutoğlu#Ekonomi Haberleri#Gelecek Partisi manifesto#İbrahim Turhan#Kerim Rota#Mustafa Mente#Serkan Özcan
0 notes
Text
Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a: Sözde dünya lideriydi, baktık ki şamar oğlanına dönmüş
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu CHP Grup Toplantısı'nda gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ABD ziyaretiyle ilgili çok sert göndermelerde bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle: Sanat bir ülkenin entelektüel düzeyini gösterir. 21. yyda sanat alanında güçlü olan ülkeler diğer ülkelere göre daha güçlü olurlar. Dizilerimiz sinemalarımızın da böyle gücü var. Sanatçılarımızı baş tacı yapmak hepimizin görevidir. YILDIZ KENTER Yıldız Kenter bu bağlamda hayatını kaybeden değerli bir sanatçımızdır. Kendisini yanlış hatırlamıyorsam 2 hafta önce evinde ziyaret ettim. Sorunlu bir sağlık ortamındaydı. Kısa bir görüşmemiz oldu kendisini yormak istemedim. Yıldız Kenter gerçekten de hayatını sanata adayan bir sanatçıydı. Onun şöyle bir cümlesi var: Sahneye baktığım zaman bütün Türkiyeyi kocaklıyormuşum gibi geliyor diyordu. Şimdi bütün Türkiye onu kucaklıyor. Onu asla unutmayağız. BAŞÖRTÜLÜ İKİ KADINA SALDIRI Başörtülü iki kızımıza saldırı yapıldı. Kendilerini aradım morallerini bozulmamasını söyledim. Bu ülkenin güzel insanları hep yanınızda olacaktır dedim. Moralinizi bozmayacaksınız. Ama hiçkimse unutmasın. Kimsenin yaşam tarzına müdahale edilmesini kesinlikle kabul etmiyoruz. ERDOĞAN'A TANK PALET YANITI Erdoğan az önce grup toplantısında Tank Palet Fabrikası satılmadı diyor. Satılmadı zaten peşkeş çekildi. Satılsa para alırsın. 25 yıllığına bedava verildi. Madem herkes her şeyi biliyor niye gizli kararname çıkarıyorsunuz? Demek ki bu milletten birşeyler gizliyorsun. Ne Kılıçdaroğlu, ne CHP ne 82 milyon bu konuda geri adım atmayacak Bunlar aynı zamanda devletin malının nasıl birilerine peşkeş çekildiğini gösteriyor. Kendisine bir ülke gösterin dedim. Kendi silah fabrikasını yabancı ülkeye 25 yıllığına kiralasın. Dünyada böyle bir örnek yok. Üstelik bedava. İşçiler orada çalışacak. TC Devletinin en büyük silah fabrikasının peşkeş çekilmesini ben kabul etmiyorum . Milliyetçilik anlayışım da kabul etmez bunu. KAYYUM TEPKİSİ Seçim yapıyoruz, gidiyor vatandaş ben belediye başkanı olacağım diyor. Savcıya başvuruyor bu kişi, benim engelim var mı diyor. Savcı engel yok derse YSK’ya başvuruyorum. Dosyaya bakıyor onlar da. Sonra seçim yapılıyor. Seçimi kazanıyor o kişi 31’inde, sonra ayın 1’inde vali bu belediye başkanı görevden alınmalı diye yazı yazıyor. Benim seçime girmemde bir sıkıntı varsa bunu baştan yaparsın. Eğer yasal gerek varsa alınabilir, haklı bir gerekçe varsa alınabilir ama ne yaparsınız? Belediye meclis üyesi var, orada seçim yapılır, yeni aday seçilir. Diyorsunuz ki şimdi, seçimi kazandığın için seni cezalandırıyorum, oraya bir memur tayin ediyorum, ayrıca senin belediye meclisini de saymıyorum.’ Dünya Türkiye'de demokrasi yoktur diye biliyor . Doğru. Bu demokrasi midir? Benim gibi düşünmeyenlerin de hakları vardır. Bu ne demek? Ben sana oy veren bütün seçmenlerin iradesini kabul etmiyorum. Sandığa atılan oylar geçersizdir demek. Bu yanlıştır. Demokrasi konusunda duyarlı olmamız lazım. Bütün İslam Dünyası'na örnek olmamız lazım. Osman Kavala hala hapiste. Ahmet Altan kararı yanlıştır. Yanlışa doğru diyemeyiz. Kim olursa olsun. Belki hayatında hiç CHP'ye oy vermedi. Adaleti herkes için geçerli bir kavram olarak biliyoruz. Sözcü gazetesi Türkiye'nin yeni amiral gazetesidir. Sözcü fetö terör örgütüne destek vermekten suçlanıyor. Bütün hayatı fetöyle mücadele ile geçti bu gazetenin. Bir daha söyleyeyim herkes duysun. Türkiyenin hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Adalet dedim de elbette haksız yere yatanlar var içeride.Serbest bırakılan ve birilerinin emriyle tekrar hapse atılanlar var. ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ'NE GELEN İCRAYA TEPKİ Şehir Üniversite, bir yer verildi kendisine. Orayı gayet güzel donattılar. Mimari bütün özellikleri korudular. Büyük binalar yapmadılar. 2019 üniversite memnuniyet araştırmasında 14. sırada. Şimdi, banka haciz uyguluyor. Oradaki akademisyenler aylıklarını alamıyorlar. Öğrenciler var orada, başarılı bir üniversite. Her siyasal görüşten de akademisyen var. Normaldir zaten bu. İki arkadaşımı görevlendirdim, gidip bakın bu üniversitenin durumu diye. Banka aracılığıyla üniversiteyi susturmak, ele geçirmek istiyorlar. Sıradan bir üniversite bile kapatılmaz ki bu üniversite saygın bir üniversite. YÖK burayı başka birilerine tahsis etsin diye! Şimdi diyorlar ki kimse dava açmasın böyle bir kanun getirmeye çalışıyorlar vatandaşı değil vatandaşı hortumlayanlara kanun getiriyorlar. ERDOĞAN'A TEPKİ (MEKTUP MESELESİ) Mektubu aynen iade et dedik. Bu mektup doğru değildir bile demedi. Ne yaptı Trump'a mektubu takdim edeceğim dedi. Bu kadar ağır bir hakareti Türkiye Cumhuriyeti yaşamamıştı. Sen mektupçu başı mısın? Postacı mısın sen? Sözde dünya lideriydi. Bir baktık ki egemen güçlerin şamar oğlanına dönmüş. Siyasi rakibim doğru ama benim ağrıma gidiyor. Siyasi rakibim dolu ama TC'nin en şerefli makamında oturuyor. Gitti orada S-400 pazarlığı yaptı. Arkasından mektubu takdim etti dedi. Niçin? Kendisini ikinci sınıf olarak görüyor. Aynı şeyi Mike Pence geldiğinde de yan yana oturmuştu. Oysa onun oturacağı yer cumhurbaşkanı yardımcısının karşısı. Egemenliğin eşitliği kavramına aykırı davranıyor. Ben eşit değilim, TC devleti ve onun cumhurbaşkanı ikinci sınıftır ve Amerika'nın egemenliği esastır mesajı veriyor." "Papaz'ı vermişti. Şimdi Trump bununla yetinmiyor NASA çalışanımız var, onu da serbest bırak dedi. Emredersiniz dedi. Trump ne dedi; Türk yargısına değil, Erdoğan'a teşekkür ederim' dedi. Erdoğan gözünün önünde YPG ile çalışmaya devam edeceğiz dedi. Ses çıkaramadı. Gülen'in iadesini istedi ama Reza Zarrab'ın iadesini isteyemiyor. Reza Zarrab için içi kere nota verdi ama Türkiye'yi aşağılayan mektup için veremedi. SURİYE MESELESİ CHP İktidar olduğunda Suriyeli kardeşlerimizi Suriyeyi göndereceğiz. Egemen güçlerin Türkiye'deki temsilcisisin sen. Türkiye'nin hangi çıkarını korudun. Sonra sıkışınca bizi zor durumda bıraktılar dedin . Suriyeyi onaracağız. Parayı Esad'dan alacağız. Ben boşuna mı söylüyorum Beşar Esad'la konuşacaksın diye. Şimdi elin mahkum konuşacaksın. İŞSİZLİK İşsizlik bunların umrunda değil. Sadece laf üretiyorlar. 8 milyonu aşkın işsiz var bırakın istihdam yaratmayı bizim işsiz sayımız 8 milyonu aştı. Bu paralar nereye gidiyor? EMEKLİLER Erdoğan senin hayat koşulların İsviçre seviyesinde garibanın emekli maaşıyla uğraşıyorsun. Bay Kemal'e 5 koyun teslim edin kaybeder diyor. Bay Kemal olmak kolay değildir. Bay Kemal olmak için egemen güçlerin karşısında duracaksın. Bay Kemal olmak için tüyü bitmemiş yetimin hakkkını yemeyeceksin. Mal varlığının hesabını bütün dünyanın önünde vereceksin. Her CHP'li bir bay Kemaldir. Read the full article
0 notes