#olay bu yani
Explore tagged Tumblr posts
Text
biz o hikayeyi kurttan da dinledik kırmızı baslıklı kız babaannesine grandma who do you have a big nose and sharp teeth diye sormus zavallı babaanne de yapıstırmıs cevabı benim nerem dogru ki demis
2 notes
·
View notes
Text
ya bi şey söylicem
#mesela#sanırım tanıdığım biri var burda#eminim de nys#işte mesela o biriyle takipleşiyo#AMA DÜNYANIN EN GARİP ŞEYİ#yemin ediyorum omaygat diyrbiliyorum sadece#çok tuhaf hissettiriyo düşündüğümde#yani dünya böyle bi yer mi#vaybe#bu sadece nopnormal bi olay yani ama benim için öyle değil#ondan
4 notes
·
View notes
Text
Biri benim yerime hayatimi yasayabilir mi ben yapamiyorum da
#bi olay oldu#annemin arkadaslarindan biri beni aradi#kadin muhasebeci#iste yanina isi ogretecegi stajer gibi bi sey alicakmis#isi ohrendikten sonrada yaninda calisicakmis#birini ariyordum sonra aklima sen geldin hem tanidiksin diye sana sorayim dedi#ne ogrenecegimi falan anlatti sonra sen annelere de sor ve biraz dusun bana ona gore haber ver dedi#neyse iste bu benim aklima cok yatti ablamda bence git dedi#sigorta girisi yapacaklar e maasim da olucak ve iletleyen zamanlarda fabrikada muhasebeci olarak kalicam#cok guzel hatta uni mezunu da olmak zorunda degilmissin#yani iyi ama eger ben buna tamam dersem uni okuma hayallerim biticek#yine okurum ama aciktan ve aciktan okumak istemiyorum#ybs hayalim var ama bu firsatta bi daha ayagima gelmez#yani off ne yapicagimi bilmiyorum
32 notes
·
View notes
Text
Bu nasıl bi gündü ben anlamadım
#aşırı kalabalık#herkes üstüme üstüme geliyor gibiydi#çok soğuktu üç saat falan gerçekten dondum yani#çok da tedirgin ettiğim gibi geçmedi aslında#bu kadar kalabalık olacağını düşünmemiştim sadece ama bu üç gün böyle olması normalmiş#bu hafta böyle saçma sapan geçecek ama haftaya güzel olacakmış gibi hissediyorum#en azından sınıftakilerle aşinalığım oldu#sınıfımızın 15 kişi olması biraz üzücü#arkadaşıma bu kadar az olması normal mi dedim yani ne kadar çok insan o kadar çok olay dedi#ve düşününce bunun gereksiz olduğuna kanaat getirdim#az insan daha az samimiyet demek ve herkesi tanıyabilecek olmak da iyi bir şey#ve bu sene okulun tadını çıkarmaya karar verdim#her türlü diğer senelerim çok zor olacak#bari bu sene biraz kendime zaman ayırayım
7 notes
·
View notes
Text
Cok sacma bir sekilde izmitteki denizde flamingolar var
5 notes
·
View notes
Text
ya bu motivasyon videoları iyice saçmalamaya mı başladı bana mı öyle geliyor????
#bi video izledim diyo ki hayır demesini bilin.#duygularınızı açıkça ifade edebilin.#yani benim anlam veremediğim şey hani hayır diyebilmek neden bu kadar olay olmuş durumda ve güçlülük olarak görülüyor bu#normal bir şey değil mi zaten neden büyütülüyor bu kadar#ya da duygularını açıkça ifade edebilmek bunu yapmazsan zaten karşı tarafla sağlıklı bir iletişim kuramazsın ki kurabilir misin?#bilmiyorum ya insanlar çok tuhaf ve ben anlayamıyorum sanırım artık
1 note
·
View note
Text
adam diyecek ki şimdi konumuzla ne alakası var işte ben seni tumblr daki yabancı bloglara bile anlattım sen öyle bir mevzuydun yazıklar olsun sana püüü çabasızlığını sikeyim neyse
#aslında umrumda değil üstünden yıllar geçti de işte hep anlatıyorum mal gibi#bu travmayı anlatmayacaksam neden yaşadım yani olay o
0 notes
Text
Merhaba Hasan bizler İzmir Kemalpaşa dan Tayfur ve Gülce.21 yıllık evli sekste sınır tanımayan bir çiftiz. Eşim gülce 45 yaşında ben 39 yaşındayım Gülce Almanya Köln de doğup büyüyen orada evlenmiş boşanmış boşandıktan sonra Türkiye'ye yerleşmiş biri . 2003 yılında çalıştığım otele tatil için gelmiş orada tanıştık aramızda elektriklenme oldu 2 hafta içinde birlikte olmaya başladık Gülce Almanya da büyüdüğü için küçük yaşlarda seks ile tanışmış 13 - 14 yaşındayken arkadaşlarına kendini siktirmeye başlamış hatta daha 17 yaşında grup seks yapmış .
Anlatacağım hikaye bizim için dönüm noktası olan olay.
Aradan 2 yıl geçmişti annesi İzmir Alaçatı da bulunan yazlığını Gülce ye devretti bizde annesi gidince yazlığa geçmeye karar verdik yazlıkta herşey vardı sırt sırta 2 villa yanımızda oturanlar 35 40 yaşında çocuksuz bir çifti gezinti yaparken karşılaşırdık eşim bir gece seks yaparken Hülya yı sikmek istermisin diye sordu nasıl yani dedim o seni her gördüğünde baştan aşağı süzüyor belli ki seni istiyor dedi , bende sen ne dersin sende levent imi istiyorsun diye sordum aslında çok güzel olur bende özlemiştim grup seks yapmayı dedi birlikte plan yaptık sabah planı devreye soktuk ilk musluğu kırdım levent i çağırdım eşim çırılçıplak havuzda yüzüyordu levent eve girip çıkarken gözlerini Gülce den alamadı sikinin kalktığını bende görüyordum dış kapı da akşam yemeği için plan yapmadıysanız birlikte yapalım dedim planı yokmuş eşine sorup cevap veririm dedi ve gitti saat 3 gibi haber verdi akşam yemeğinde buluşabiliriz diye mükellef bir sofra kurduk 90 yıllık kırmızı şarap ve rakı aldım akşam saatlerinde geldiler biraz hoş sohbetten sonra masaya geçtik.
İlerleyen saatlerde eşim sanki sarhoş olmuş gibi soyunup çırılçıplak havuza atladı Hülya yı çağırdı Hülya da eşim gibi soyundu biz onları izleyerek birbirimize bakıyorduk Gülce levent i çağırdı Hülya da beni , bizde soyunup havuza atladık .
Hülya bana sarıldı öpmeye başladı bende karşılık verdim bir ara gözüm Gülce ye takıldı levent in sikini ağzına almış sakso çekiyor bende havuzun kenarında bulunan merdivenin üst basamağına oturup Hülya yı yanıma çağırdım suyun içinde sevişmek ayrıca çok güzelmiş. Birbirimizi emiyorduk eşim domalmış levent sokmuştu yarağını Gülce nin amına bizde aynı pozisyonu aldık sokmaya başladım ben soktukça Hülya inliyor arada bir elimi tutup daha sert sikmemi söylüyordu havuzda bu kadar gel yatakta devam edelim dedim eşime biz yatak odasına gidiyoruz dedim.
Yatak odasına girince 69 pozisyonuna geçtik o sırada levent ve Gülce geldi yanımıza uzandılar hiç beklemeden levent Gülce ye soktu sert bir şekilde girip çıkıyordu eşim orgazm oluyordu bende Hülya yı üzerime çıkarttım sikimi tutup amına yerleştirdi zıplamaya başladı birlikte boşalana kadar o şekilde sekse devam ettik. O gece sabaha kadar seks yaptık eşlerimizi değişerek . Meğerse taaa Almanya da yaşarken eski kocasıyla birlikte levent ve Hülya ile seks yapmış Gülce . Daha sonra levent bize 2 3 çift ile tanıştırdı o zamana kadar hiç götten sikmediğim eşimi başkalarının götünden sikmesini izledim. Halen İzmir de seks yapmaya devam ediyoruz.
49 notes
·
View notes
Text
Teyze Kızının Eltisi! (5) (Murat 45 Y., Aydın)
Dilek ile birşeyler atıştırdık. Birer neskafe yaptım. "Arkadaşın nerede?" dedi. "Almanya'da, 15 günlüğüne gitti!" dedim. Lavaboyu sordu, gösterdim. Döndüğünde, "Arkadaşın bayan herhalde, heryer kozmetik, kadın ayakkabıları, kıyafetleri, birkaç tane erkek kıyafeti var?" dedi. (Onlar da benimdi). "Yok, ama biriyle birlikte yaşıyor, Almanya'daki ailesiyle tanıştırmaya götürdü kız arkadaşını!" dedim. Bir de Meleği anlatıp kadını temelli şok etmek istemedim.
Düğünden itibaren Hale ile Face olayını, sonra ilk buluşmayı anlattım. Önce, "Facede neden yazdın?" dedi. Durumumu anlattım, "Karımla yatak odamız pek iyi değil!" dedim. "Bilmiyordum!" dedi. Sonra, "Buluşmayı nasıl, yani konuşmaya başladığınızın 3. günü mü buluştunuz?" dedi. "Evet!" dedim. "Seviştiniz mi?" dedi yutkunup. "Evet, ama birleşme olmadı!" dedim. Neden bu detaylara giriyorsak diye düşündüm. Ama sanki kaçırdığı herşeyi öğrenip, kendini biraz olsun hafifletmek ister gibi soruyordu. "Ayrıntılı anlat, bu benim tanıdığım Hale değil!" dedi.
Diğer çifte kadar, hatta çobana kadar hepsini ayrıntılı anlattım. Kelime seçimime dikkat ederek. O arada yazışmalar ve telefon konuşmaları da dahil. "Hatta, çok zaman sen karşısında otururken, hatta hep beraber rakı içtiğiniz Cumartesi akşamlarında, ya da Ayhan yatakta uyurken yataktan bile yazardı!" dedim. "Ne gibi şeyler yazardı?" dedi. Hatırladığım bir mesajını anlattım, "Çok üzülüyorum, teyze kızın ikinci kadehte abim aklına geldi yine sanırım, ağlamaya başladı diye yazmıştı!" dedim.
Dilek dişlerini gıcırdattı. "Madem o kadar istedin, neden sikmedin ilk buluşmada?" dedi. İlk ağzını bozan oydu, bana ne! "Bilmiyorum, ama orda arabada iki büklüm sikmek istemedim!" dedim. "Tamam anladım, anlat, sonra?" dedi. Günlük evi anlattım, ordaki sikişmelerimizi, hatta perde meselesini de anlattım. Dilek, "Son yıllarda, giderek artan bir kendini beğendirme çabası vardı. Gittiğimiz yerlerde oturup kalkışına hiç dikkat etmezdi, ben öyle düşünürdüm, kızar söylenirdim. Demek ki dikkat etmemek değil, göstermekten hoşlanıyormuş!" dedi. "Evet, teşhirciliği seviyordu! Ayrıca, birkaç yıl önce götten almayı çok sevdiğini anlatmışsın ballandıra ballandıra, o da Ayhan'a zorlaya zorlaya götten yaptırmış, amından daha çok hötten almayı seviyordu. Bu da bizi bu günlere getirdi!" dedim. Dilek kıpkırmızı olmuştu. "Utanmadan onu da mı anlattı?" dedi.
Sanırım bir öğleden sonra bizim evde TV izlerken, TV'de sirk gibi bir şey vardı ve trapezci kadınlar dansöz kıyafetine benzer giyinmişler, atlıyor, zıplıyorlardı. "Ufff, göğüslere bak!" demiştim. Kamışa yeni yeni su gelmiş, her gün 31 çeker haldeydim. Dilek kıkırdayıp, "Benim göğüslerim daha güzel!" demiş, olay da orada başlamıştı. "Görmedim, dokunsam ya, bakayım?" diye çocukça başlayan süreç, önce kazak üstünden dokunma, sonra fanila üzerinden, en son da çıplak göğüsleri avuçlama ile devam etmiş, sonraki günlerde ya bizde ya onlarda yalnız kalmaya çabalayarak (dersimiz var deyip evde kalır annelerimiz pazara veya gezmeğe gittiğinde sevişmeye başlardık, sevişmek denirse tabii) benim onu parmaklamalarım, onun da bana 31 çektirerek boşaltmasıyla sürer olmuştu. Hatta bir seferinde amına sokmaya çalışmıştım, ama becerememiş, sürtünme ile yetinmiştik. O zamanlar kadının orgazm olmasının ne demek olduğunu bilmiyorduk, ama Dilek her seferinde, "İçim bir hoş oldu!" derdi. Dilek okumadı, ben de okuldan sevgili yaptım, zaten onu da o yıl görücü usulu evlendirdiler. Hatta gerdek gecelerinde ya bozduysam diye çok korkmuştum.
O an götten sikişmeyi sevdiğini bildiğimi söyledikten sonraki suskunlukta bunlar aklıma geldi. Zaten anlattıklarım, bir de üzerine o anları hatırlamak, bir de öğlen okuduğum whatsap yazışmaları yarağımı kaldırmaya yetti. Melek 10 gündür yoktu, anlayacağınız azdım bir anda. Dilek te düşünceliydi, ama yanakları kızarmıştı. Biraz hazmetsin anlattıklarımı diye kalkıp çay demledim. Tuvalette ve mutfakta oyalanıp yarağımın inmesini bekledim, ama tam olarak inmedi. Birer fincan çay götürdüm. Elleri titriyordu. Sinirdendir diye düşündüm.
"Benim götten sevmemin bugünlere getirdiğini söyledin, o ne demekti?" dedi. "Eltin sikişmeyi seviyordu neresinden olursa, ama benle başladıktan sonra ilk gün, sonra evde perde açma olayı,ondan hariç daha bir sürü olay oldu, hepsi giderek birilerinin bizi seyretmesi fikrini, sonra da iki taraflı sikilmesi fikrini doğurdu, konuşmalar fantaziler o yöne kaydı. Birbirimize internetten bulduğumuz amatör grup sikiş videolarını, eş değiştirme ve Swinger hikayelerini yollar, sonra da yorum yapardık, bu çok güzeldi, bu fenaydı, bak aşkım yine suyumu akıttın diye yazardı foto yollayıp, anlayacağın grup sikişi için yanıp tutuşuyordu." dedim.
O an farkettim ki, sikiş vs. diye bastıra bastıra anlatmam teyze kızına fena zevk veriyordu. Dilek çaydan bir yudum daha almak için uzandı, ama elleri çok fena titriyordu, vazgeçti. Sonra yutkunup, "Ben bir su içeyim!" diye mutfağa gitti. Sonra geldi çantasını alıp tuvalete gitti. Anlamadım çantasını niye aldı ki dedim kendimce. Geldiğinde biraz daha sakindi, ama yine de kafayı kaldırmadan bir sigara yakıp, titreyen elleriyle, "Yaptınız mı?" dedi. anlamamazlıktan gelip, "Neyi?" dedim. "Grup sikişmesini be işte!" dedi utangaç bir gülümseme ile. O an teyze kızı değil de, o okulda oynaştığım kız oturuyordu sanki karşımda. Açık mavi bir kot pantolon (hani şu biraz yıpranmışlar var ya onlardan), açık mavi bir tişört, sapsarı omuzlarında saçlar, yemyeşil gözler. Gerçi ben de öyleydim, bu muhacir annanemizden geçen genetik özelliğimizdi, yaşlanmayan bir sülalemiz vardı.
O an kalkıp saldırasım geldi. Dalmışım sanırım, "Eeee?" diyen sesi ile kendime geldim. "Ne eeesi?" dedim. "Şu grup sikişini yaptınız mı?" dedi. Ona ne kadar anlatsam diye düşündüm ve "Gerçek anlamda yapmadık ama!" dedim. "Nasıl yaptınız ya?" dedi. "O dosyada yazan seks oyuncağı var ya, onunla yaptık!" dedim. "Vibratörle mi?" dedi. Vibratör ve az önce Swinger dediğimde o ne dememişti, teyze kızına bak sen! "Yani yazlıktaydın o zaman?" dedi. "Evet, olaydan 3 gün önce ilk ve son kez yazlıktaydım!" dedim.
Bu arada terlediğini farkettim. Sürekli tişörtünün yakasını çekiştiriyor, koltukta kıpırdanıyordu. Saat 18:00 olmuştu. İçeri gittim, Meleğin en sevdiği şortlarından (ben de bayılırım) biraz kalçaları açıkta bırakan, bir de askılı bir tişört çıkardım, yatağa bırakıp, odaya yanına döndüm. Mutfaktan su içip yüzünü yıkamıştı. "Bak, bu saatten sonra Aydın'a dönemezsin, bu gece kal burda, zaten anlatacaklarım da bitmedi!" dedim. "Yanımda bir şey getirmedim, ayrıca Arda (oğlu) var, gerçi Arda ablasında zaten ama!" dedi. "Ben sana birşeyler çıkardım arkadaşımın nişanlısını kıyafetlerinden, git içerde değiş üzerini. Ne yersin, ne söyleyeyim?" dedim. "Ne söylersen söyle!" dedi. "İstersen dışarı da çıkabiliriz?" dedim. "Yok yok, bu halde istemem!" dedi. Dilek üzerini değişmeye gidince karımı aradım, "Yeni aldığım işte sorun çıktı, Aliağaya gidiyorum, eğer biterse gelirim, bitmezse sabah!" diye söyledim.
Dilek de fizik olarak Melek'ten aşağı kalır değildi, odaya geldi, "Bula bula bunları mı buldun, heryerim açıkta!" dedi. Ellerimi yana açıp, "Elimden gelen bu!" dedim. Sonra da, "Sen biraz dinlen, ben geliyorum!" dedim. Melek ile çok kullandığımız mezeciyi aradım. Birkaç birşey söyledim. Balık pişiricisinden de balık ısmarladım. Rakı bira vardı zaten dolapta. Duş alıp, üzerimi değiştirdim, şortumla tişörtümü giydim. Yanına geldiğimde, "İlginç, bu evde oturanlar da tam bizim fiziğimizdeymiş. Sen de kalacaksın değil mi? Elalemin evinde tek başıma kalamam!" dedi. "Kalacağım!" dedim.
O ara ardı ardına siparişler geldi. Masayı kurdum, "Hadi gel!" dedim. Rakıyı aldım, 4 de bardak. "O ne, rakı mı içeceğiz?" dedi. "Balık var, rakısız yiyemem, ama ben içmem dersen..." dedim. "Az ama, bir kadeh!" dedi. Ona tek, kendime duble yaptım. "Peki, bu Mustafa nerden çıktı?" dedi. "O sadece fantazi olarak başladı..." dedim, o tül perde arkasında yazlıktaki ilk sikişme anından Mustafa'nın geçişlerine, olayın başlangıcına, hediye aldığım vibratörle, sikişin detaylarına kadar, hatta biraz daha detaylı, aynı anda yaşar gibi anlatıyordum.
Dilek birinci kadehi bitirip bardağı uzatmıştı bile. Bir tık daha sert koydum ikinci kadehi. "Sonra?" dedi. Ekmek almaktan dönen Mustafa ile cilveleşmelerini, sonra da çamaşır asışını anlattım. "Eltim beklediğimden daha iyi orospu olmuş!" dedi, ama bunu kızmak yerine sanki takdirle söylemişti.
Bir saatin sonunda yemek faslı bitip koltuklara geçmiştik. Ben ikinci kadeh rakıma devam ederken, o bitirmişti. Rakıyı uzattım, istemedi. "Peki Mustafa ile başka bir şey oldu mu?" dedi. "Dur, ben bira ile devam edeceğim, içer misin, Almanya'dan geliyor özel bira!" dedim. "Tadına bakayım bari!" dedi. Hale'nin telefon açık Mustafa'ya yemek götürüşünü, sonra yarım saatten fazla kalışını, telefonda duyduklarımı anlattım. "O akşam kaldın mı?" diye sordu. "Kaldım!" dedim. "Yani o mesajları senin yanından mı attı Mustafa'ya?" dedi. "Evet!" dedim. "Peki ama, sabahtan akşama kadar kaç kez amdan götten sikmişsin, anlattığın kadar sikilsem ben yerimden kalkamam, bu başka erkeğe gel sik yazıyormuş daha!" dediğinde ikimiz de gülüyorduk kahkahayla.
Alkol gözünü seveyim, neler yapıyorsun teyze kızına! "Yok be, eminim sen de dayanırsın o kadar!" dedim. "Ya dayanırım da, bu aç gözlülük ne, millet birini bulamaz, eltim vibratörle beraber aynı gün üç tane bulmuş!" dedi bira şişesinin boşaldığını sallayıp göstererek. Yeni biraları getirdiğimde koltukta ayaklarını toplayıp götünü yan devirmiş oturuyordu. Birayı verirken götü ortada, göğüsleri de çatalına kadar görünüyordu. Az sonra teyze kızını sikecektim onca yıl aradan sonra!
O ana dek Melek kısmını anlatmamıştım. Dilek daha da azsın diye, "Başka birşey daha oldu!" dedim. "Daha ne olacak, eşeğin sikini de aldı deme!" dedi kahkahayla. İlk perde arkası sikiş dahil Melek olayını anlatmaya başladım. Dilek artık yerinde duramıyordu, sürekli kıpırdıyor, bacaklarını sıkıyor, uzatıyor, topluyor koltuğun arka kısmına amını götünü dayıyor, çekiyordu. Benim şortun önü zaten dikilitaş! Dileğin dudaklarından beklediğim sözler döküldü ve "İçim bir hoş oldu!" dedi. "Boşaldın mı kız?" dedim. "Utandırmasan olmaz, o zaman da böyle yapardın!" dedi gülerek.
Yanına gittim, kaldırıp dudaklarına yapıştım. Deli gibi öpüşüyorduk. Yaklaşık 10 saattir seks konuşuyorduk ve ikimiz de kudurmuştuk. "Eltim gibi orospun mu yapacaksın beni de?" dedi. "Evet ama seni vuracak kocan olmadığı için ömür boyu orospum olacaksın!" dedim. "Eskiden yaptığın gibi sikip bırakmazsın değil mi?" dedi. "Bundan sonra hiç!" dedim. Üstümdekileri yırtarak çıkardı. Ben de onunkileri yırtmak istedim, ama Melek.
Dudaklarımdan boynuma ordan göbeğime, ordan da saatlerdir kazık gibi duran yarağıma indi. "Tadını hep merak ettim, o zamanlar sadece elimle boşaltırdım, evlendikten sonra öğrendim, oral seks hep de aklımda kaldı!" dedi. Yalıyor, öpüyor, somuruyor, eliyle çekiştiriyordu. "Dur, boşalacağım, yeter!" deyip, tuttum yatağa götürdüm. Dudaklarını dudaklarıma hapsettim, parmaklarımı amında dolaştırmaya başladım. "O günlerdeki gibi ha?" dedi. "Evet, ama ben de yalamayı bilmezdim, hep merak ettim sularını!" deyip amını dillemeye başladım. Başımı sımsıkı tutmuş amına bastırırken, dilimle sikiyor, onca yıl sonra o muhteşem amcığın tadını zihnime kazıyordum. Halen ilk parmakladığım günkü kadar güzeldi...
Yaladım, yaladım, yaladım, dilimin ucunda defalarca boşalmasını sularını içerek seyrederek, o titremelerini dilimde dudaklarımda hissederek yaladım. "Gel!" dedi, başımdan tutup, "Bana hep beklediğim gerdek gecemizi yaşat!" dedi. Yarağım içine girdiğinde, "Kaç yıllık hasret bu biliyor musun? Ama lütfen... tadını çıkarmama izin ver!" dedi kulağıma. İçine girdiğimde yavaş hareketlerle kalçalarını oynatıyor, amını sıkıp bırakarak yarağımı sağıyordu. En az yirmi dakika bu şekilde yavaş hareketlerle sikişip öpüştükten sonra, ikimiz de nefes nefese boşaldık. Göğsüme dayadığı o güzel saçlarını kokluyordum, elim vücudunda, o da göğüs kıllarımla oynuyordu.
"Bilmediğin şeyler anlatmalıyım sana..." dedi. "Anlat birtanem!" dedim. Birtanem lafım biter bitmez dudaklarımdaydı dudakları. "Ben sana aşıktım ve hep aşık kaldım. O oynaştığımız günlerde sen azgın, bense aşık olduğum için oynaşırdım, anlamadın bile, o sirk kadınlarının göğüslerine bakıp iç geçirdiğinde kıskançlıktan çatladım. Sonra liseye gidip o kızı bulduğunda anladım ki aşkımın farkında bile değilsin. Sırf o yüzden ilk isteyen adamla evlendim, hem de 10 yaş büyük biriyle. Ha kötü değildi kocam, ama hep sen vardın aklımda fikrimde... Seni görür, eve gelir ağlardım gizli gizli... Sonra liseyi bitirip beni bırakıp İzmir'e geldin... Haftalarca ağladım, artık göremeyeceğim diye... Bayramlarda ya da geldiğin zamanlarda, ilk önce teyzemlere gidelim derdim kocama, kendi annemden önce teyzemlere gidelim dememe anlam veremezdi kocam... Amcığıma ilk sen dokunmuştun, o yüzden orası senindi, sırf kocam oraya soktuğunda sen olmalıydın hayalim var diye götümden sikilmeyi çok sevdiğimi söyleyip amıma dokunmamasını sağlıyordum... Sonra 2 yıl önce o ölünce yüzlerce kez telefonu elime alıp aramak istedim seni, bazen aradım da biliyorsun, ama bişey diyemedim... Facede fotolarına bakıp uyudum her gece... Aylardır o dava dosyasında telefon listesinde adını gördüğümden beri ise küstüm sana, neden eltim de ben değil diye... Onlarca kavga verdim kendimle, bugün buraya geldim, ya itiraf edecek ya da senden dinlediklerime göre karar verip onca yıldır sökemediğim kalbimi söküp atacaktım..." dedi.
Duyduklarım inanılmazdı. Evet, onu hep çok beğenmiştim, ama aşk mıydı bilmiyordum. "Ben kimseye aşık olmadım, nasıl bir duygu bilmiyorum, ama sana her zaman ilgim vardı. 2 yıldır ben de aramak istedim binlerce kez, ama dul kadındın ve çevren hep doluydu, eltin, kızın, damadın, görümcen, ne diyeceğimi bilemedim. Hale'ye belki o yüzden yaklaştım, senden haber almak için, bilmiyorum sanırım bilinçaltım öyle hükmetti..." dedim.
Elimi yine amına attım. "İstiyor musun?" dedi gözleri gözlerimde. "Bunca yıllık hasret söner mi sanıyorsun?" dedim. "Seni seviyorum!" dedi ilk kez ve "Bunca yıldır bunu söylemeyi hayal ettim!" diye ekledi. "Ben de bunu duymayı hayal ettim, ben de seni seviyorum!" dedim. O gece ve ertesi gün öğlene dek dinlene dinlene seviştik.
Arabamla Aydın'a götürdüm. Yolda planımızı yaptık. Bu ev bana ölümü hatırlatıyor deyip mirası görümcesine teklif edecekti. Kızı ve damadı zaten İzmir'e yerleşmek istiyorlarmış. "Ben de gelir burdan bir ev alırım hem kendime hem kıza, millete de Arda'nın daha iyi eğitim alması için derim!" dedi.
İki gün önce teklifi yapmış, sonucu bekliyoruz.
103 notes
·
View notes
Text
birkaç saat önce yaşadığım iki tane korkunç şeyi yazmak istiyorum. akim misafirler vardı. evlerine götürüp evime geri dönerken çevre yolunda bir kamyonu sollamaya çalışırken sollu sollu bariyerlere doğru gözümün önünde girdi. birkaç saniyelik olaydı. az hızlı olsam arada kalıp bende girecektim onunla beraber. onun etkisini atlatmadan sonrasında köy yoluna girdiğimde ise tam bizim köye yaklaşırken bir hayvan barınağı var. barınak ama bütün sokak köpekleri dışarıda orada. gariptir. yolda zaten aydınlatma yok. birkaç saniyelik olay bu da. bir yavru köpekle annesi birden bire önümde belirdi. gerçekten birden bire diyorum çünkü anlık oldu. zaten ışık falanda olmayınca görmem anlıktı. sağımda araba vardı solumda bariyer. bunlarda tam ortadaydı. yolun ortasında oturmuşlardı. gördüm görmesine ama çok geçti. orada fren yapsam kesin takla atardım. sağa geçsem diğer arabaya girerdim. sola kaçsam zaten bariyer. sola kurabildiğim kadar kırdım ama nafile. kafamın içinde bi patlama oldu. ileride durdum. geri geri geldim. indim arabadan. hiçbir şey yok. yolda kan. herhangi bir hayvan inleme sesi hiçbir şey yok. köpekler yoktu yani. bi anlık dedim ki rüya mı görüyorum. sonra gittim arabaya baktım. plakalık yok sağ taraf komple gitmiş. indim arabanın yönünü değiştirdim bana ışık olsun diye ileriye doğru gittim hiçbir şey yok. sanki buharlaşıp uçtu bu hayvanlar. bindim arabaya eve geldim. büyük aydınlatma aldım tekrar gittim oraya. dolaştım yarım saat hiçbir şey yok. bu nasıl oldu bilmiyorum. çarptım çarpmasına ama herhangi bir iz yok. derken yolun ortasından küçük yavru bi köpek yavaş yavaş gelmeye başladı. kucakladım baktım yara bere yok. sonra abaya koydum. tekrar aradım annesini yok. nasıl böyle bir şey oldu bilmiyorum. araba bi şekilde hal olur ama. yanlışlıkla dahi olsa bir canın ölümüne neden olmamış olurum inşallah. tek temellim bu. sadece hayatımız pamuk ipliklerine bağlı ve ölüm gibi koskocaman bir gerçek var tam önümüzde duran. inşallah iyidir o yavrucakta. sabah 6 da kalkıp tekrar gideceğim oraya. yazıyı görürsen eğer dua edin bulayım. yaralı bile olsa bir şekilde sağlığına kavuşmasını sağlamak nasip olur inşallah. bu kadar elim ayağımın titrediği bir gece olmamıştı. çok kötü bir duygu bu. çok. dua edin sadece. hoşça.
110 notes
·
View notes
Text
10 Ocak | Cuma | 25
Kahve yaptım dua etti. Uzun zamandır sen yoksun kahve yapan yok içmiyorum özledim dedi. Telvesini de yemeyi sever. Biraz yedi bıraktı. Balkon camlı ve sıcak orda oturuyoruz. Bir yandan tarhana yiyoruz. Farkında olmadan fotoğrafını çekerim. Rahmetli dedemin de fotoğrafını çekerdim. Geriye dönünce ânı kalıyor. En küçük dayım ile konuşuyor o sıra ona laf soktu. Güldüm. İkinci bakış da gayet vurduğu lafta mutlu olduğunu gösteriyor. :D En muazzam olay ise yaklaşık 50-60 yaşına gelmiş her bir evladına istediği gibi laf vuruyor. Haha yani onun karşısında annesi oldukları için ses çıkarmıyorlar. İnsan kaç yaşına gelirse gelsin annenin gözünün önünde duruşu aynı dövse dövemez,vursa vuramaz ama manevi olarak güçlü yanı hâlâ var. Dayımgil kablo işiyle uğraştılar babam diğer odadan ucunu çekiyor dayım ittiriyor. O kadar garip bir hâl. Ay bunu nasıl öğrendiniz oldum. Ben yapamam vallahi. Onlar onunla uğraşırken irmik helvası yaptım. Onlar da irmik helvası yapamaz. Babama da ceviz görevini verdim. Cevizi içinde seviyorum ben öyle sevdiğim için de herkes buna uyuyor maalesef :D en son helvamız ve çayımız ile gelin dizisi seyrediyoruz. Anneannem bana bu dizinin güzelliğini anlatıyor. Her gün oynuyormuş. Dizi hakkında yorum yapıyoruz gülüyoruz. Ben ilk defa izlediğim için karakterleri bana "bak Bennuse" diyerek anlatıyor. Ben bulaşık yıkamaya gidecek olursam boşver sonra yaparsın laf veriyok diyor :D laf vermeyi özlemiş bazen bir şey diyorum gülüyor kfkfkfkf
27 notes
·
View notes
Text
Hayatımın Sikişini Çek Cumhuriyetinde Yaşadım
Merhabalar, adım Behzat. İşyerimin talimati ile Çek Cumhuriyetine gitmek zorundaydık, orda kurulu olan fabrikaları denetleme amacı ile. Alman iş arkadaşım Joachim ile birlikte araba ile gümrük kapısına yaklaştık. Kapıya geldiğimizde, gümrük memuru bir bayan, bizden, önce passportlarımızı istedi, daha sonra arabadan inmemizi ve bagajı görmek istediğini söyledi. Aynen uyguladık. Bu arada şunu belirteyim: iş seyahati birkaç gün süreceği için, tedarikli gidiyorduk, yani takım elbiseler ve çamaşırlarımız çoktu.
Gümrük memuru bayan bu yoğun bagajı görünce doğal olarak, “Bu kadar eşya sizin mi?” diye sordu. Ben olayı olduğu gibi anlattım. Nereleri denetleyeceğimizi sordu. Ben de biraz ürkerek’te olsa, planladığımız şekli anlattım. Gümrük memuru bayan da okadar güzelki, sanırsın manken. Size anlatmaya çalışayım. Kumral saçlı, tahminen 1.75 boyunda, ince belli, o üniformasında bile seksi görünen, tatlı bir kadın. Üniformanın altında dekoltesi bayağı açık bir bluz giymiş, dudaklarda fazla olmasada biraz ruj, tırnaklarında French, fazla yüksek olmayan topuklu bir ayakkabı giymiş. Gerçekten o duruşuyla beni etkilemedi desem, yalan olur.
Bizim tam olarak ne iş yaptığımızı öğrenmek istedi. Arkadaşım Joachim girdi söze ve onun sorularını cevaplamaya başladı. Joachim de 1,80 boyunda, iri yapili, iyi görünebilmek için kendine çok özen gösteren bir kişidir. Aynı zamanda benim görüşümle yakışıklı bir arkadaşımdır. Bunu gümrük memuru bayan da fark etmiş olmalı ki, onların muhabbeti gittikçe başka konulara kaymaya başladı. Lafa ben de girdim, “Acaba yakınlarda WC varmı?” diyerekten. Hem çok sıkışmıştım, hemde o kadar yoldan sonra kendime çeki düzen vermek istedim. Gümrükcü bayan kolumdan tutup beni 5 metre ileri götürerek WC’nin yerini tarif etmeye başladı. Bana yakınlaşınca o güzel kokusundan derin bir nefes aldım. Bunu o da fark etti ve gülümsedi. Kadının bakışları ‘Seks istiyorum, sikişmek istiyorum!’ diye bağırıyordu sanki. Neyse işimi görüp tekrar arabanın yanına geldiğimde, gümrükcü bayanla arkadaşım Joachim samimiyeti artırmış, birlikte gülüşüyorlardı.
‘Hayırdır, neler oluyor?’ şeklinde arkadaşıma bir göz hareketi çektim. O da bana omuzlarını kaldırarak ‘Bilmiyorum.’ gibisine cevap verdi. Daha sonra anladığımıza göre gümrük memuru bayan bize takmış meğer. “Lütfen benimle gelin!” dedi, eline benim eşya çantalarından birini aldı yürüdü. Gümrük binasına girdik ve merdivenlerden aşağıya inerken, başka bir gümrük memuru bayan karşıdan bizimkine herhalde, “Ne oldu?” şeklinde Çek’ce bir soru sordu. Bizimki de ona artık ne dediyse, kalktı ve gitti. Tahminimce ‘nöbet değiştirelim’ der gibi bir olay oldu. Bir odaya girdik, bizden sandalyelere oturmamızı istedi. Daha sonra kapıya doğru gidip, kapıyı kilitledi.
Ben sanki kadının ne istediğini tam o vakit anladım, ama emin olmak için biraz daha bekledim. Arkadaşım Joachim şaşkınlık içinde bir soru soracaktı, kadın Joachim’in dudaklarına uzun bir öpücük kondurdu. İkimiz de şok olduk. İşe bak! Gümrük binasına kilitlendik ve gümrük memuru bizimle seks yapmak istiyordu. Kaçışımız yok gibi gözüküyordu. Kadın soyunmaya başladı ve bizimde aynen soyunmamızı istedi. Biz tabiki ne kadar tereddütlüde olsak okadar da istekli idik. Dediğini yaptık soyunduk, ayaklarımızda sadece çoraplarımız kaldı.
Kendisi de tamamen soyununca, vücudunun o güzelliğinden kendimizi alamıyorduk. Memeleri irice ve dimdik duruyordu, beli çok ince ve kalçaları bir erkeği baştan çıkaracak cinstendi. Amını tamamen traş etmişti, küçük amcık dili pembe pembe görünüyordu. Yanımıza gelip, bizim kalkmak üzere olan siklerimizi sıvazldı. Bir benimle öpüşüyor, bir arkadaşımla. Arkadaşımın siki, kendisi Alman olduğu için sünnetli değildi. Bunu farkeden gümrükcü kadın bana sordu, “Senin sikin neden böyle?” dedi. Sünnetli yarak görmemişti o vakte kadar. Ben de durumu kısa yoldan anlattım tabiki, çünkü daha önemli işimiz vardı.
Kadın dizlerinin üstüne çömelip arkadaşımın sikini ağzına almaya başladı. Öteki eli ile benim sikimi okşamaya devam ediyordu. Arada bir banada saksofon çekmeyi ihmal etmiyordu. Arkadaşım herhalde fazla dayanamadı ve kadının ağzına boşaldı. Birden çok döl gelince ürken gümrükcü kadın, hemen gidip ağzını yüzünü temizleyip geldi. Benim sikim halen kalkık vaziyette bekliyordu. Arkadaşım sikini tekrar kaldırmaya uğraşırken, kadın benim yarakla ilgilenmeye başladı. Ben de bu arada boş durmuyordum, kadının iri göğüslerini kabaca sıkıyordum. O anda Kadının ismini sormayı unutuğumuz aklıma geldi ve hemen sordum. İsmi Mita imiş. “Mita masanın üzerine uzan!” dedim. Masanın üzerine oturdu ve kendini geriye bıraktı. Bacaklarını ayırıp, o mis kokan amcığını yalamaya başladım. Amına dilimi sokup sokup çıkarıyordum.
Zevkten dörtköşe olan Mita inlemeye başladı. Joachim bize yaklaşıp, yarı kalkmış sikini tekrar Mita’nın ağzına vermeye çalışıyordu. Mita Joachim’e sakso çekiyor, ben de Mita’nın amını (kedi süt içer gibi) yalıyordum. Bir müddet sonra dayanamayıp sikimi Mita’nın ıslak amına dayadım, “Mita sikişe hazırmısın?” dedim. Kafa sallayıp ‘Evet’ demeye getirdi. Var gücümle sikimi köküne kadar birden soktum. Mita’nin gözleri birden açıldı ve artık inlemeyi bırakıp bağırmaya başladı. “Dur! Yavaş!” diye yalvarıyordu. Ben dururmuyum, öyle bir pompalıyordum ki, Mita’nin söylediklerini o hızla zevk sesleri zannediyordum. Oysa Mita canı yandığından bağırıyormuş. Sikimi götüne sokmuşum. Ben de ne kadar güzel daracık bir amcık diye kendi kendime seviniyordum.
Joachim Mita’yi biraz rahatlattı, aynı zamanda Mita’nın amını parmaklıyordu. Tekrar zevke gelen Mita kendini masanın üzerinde iyice bırakmıştı. Arkadaşım Joachim de benim gibi götçüymüş, Mita’ya, “Götünü ben de sikmek istiyorum.” deyince, Mita ürküp, “Hayır! Arkadaşın mahvetti götümü, üstelik daha önce götten hiç yaptırmamıştım.” dedi. İkna etmeye çalıştık onu, “Krem var mı?” diye sorduk. “Sadece nemlendirici el kremi var.” dedi, çantasından çıkardı. Kremi aldım ve az önce siktiğim götünü kremledim. Arada bir parmağımı götüne sokup alıştırmaya bakıyordum. Joachim ise Mita’yı ikna etme çalışmalarına devam ediyor, kendisini bırakırsa ne kadar zevkli olabileceğini anlatıyordu.
Ben kremi bolca sürdükten sonra, Joachim gelip Mita’nın göt deliğine dayadı sünnetsiz sikini. Ağır ağır sokuyordu sikini. Bana dönüp “İşte göt böyle sikilir.” dercesine bakıyordu. Hafif formundan düşmüş olan sikimi Mita’nın ağzına verdim. Temizlememiştim, olduğu gibi yalayarak temizledi sikimi. Aynı anda çıldırmış gibi emiyordu sikimi. “Amımı da sikin, artık dayanamıyorum.” diye inliyordu. Masadan ikisinin de inmesini istedim. Kendim yattım masaya, Mita’yı üzerime bindirdim. Sikim amına kendiliğinden giriyordu. Joachim’e işaret ederek, götünü sikmeye devam etmesini istedim. Sandviç halinde pompalıyorduk Mitanın amını ve götünü. Zevkten çığlıklar atıyordu. Ben bir elimle memelerini sıkıyor, bir elimle ağzını kapatmaya çalışıyordum bağırmasın diye. O anda kapı çalındı, hepimiz birden durduk. Az önce gördüğümüz gümrükcü bayan arkadaşı, bir sorun olup olmadığını soruyormuş.
Mita kalktı, o çıplak haliyle kapıyı açtı, bayan arkadaşı da içeriye girdi. Arkadaşı da hani şöyle alıcı gözüyle bakınca, gerçekten güzel bir bayandı. Biz yine hemen çaktık davayı, Mita arkadaşına daha önce nöbet degişmesi ile ilgili değil de, az sonra sende gel komutu vermiş aslında. Kadın bizi öyle kalkık siklerimizle görünce, gözleri açıldı. Mita ona saati gösterip, ‘artık git’ gibi Çek’ce bir şeyler emrettiyse de, o dinlemeden hemen hızlı bir şekilde soyunmaya başladı. Kadının adını sordum ve soyunmasına yardımcı oldum. “Adım Katja, ya sen?” dedi, “Ben Behzat, bu da Joachim.” dedim.
Sütyenini çıkarınca iki adet küçücük meme fırladı karşıma. Memeleri okadar küçüktü ki, elma kadar bile yoktu. Külotunu da sıyırıp çıkarınca, traşlı fakat çok az kıllı olan amcığı da ortadaydı. Amcığına sadece bakmak bile acaip zevk veriyordu. Ben tamamen kendimi Katja’ya verdim, arkadaşım Mita ile ilgileniyordu. Katja’yı koltuğa oturttum, bacaklarını ayırdım ve direk amcığını yalamaya başladım. Katja’da buna hasret kalmış gibi oh çekiyordu. Başımı elleriyle amına doğru bastırıyordu. Katja’yı koltuğa uzatıp ben de ters döndüm üzerine çıktım ve sikimi ağzına yönelttim, 69 olduk. Sikimi tamamı ile yuttu Katja. Ben de dilimi amına girdiğince sokuyordum. Öylesine güzel tamamlıyorduk birbirimizi ki, anlatamam.
Amını yalamaktan dilimin uyuştuğunu farkedince, koltuğa oturup, Katja’yı da üzerime oturttum. Yavaşca kaydı sikim amının içine. Ben fazla uğraşmıyordum, Katja sikimin üzerimde kalçalarını delicesine oynatıyordu. Amı sikimi öylesine bir emiyordu ki çıldırtıyordu beni. “Götünü de sikebilirmiyim?” diye sordum Katja’ya. “Evet! Her deliğimi sikmeni istiyorum zaten!” diye zevkle inliyordu. Amını sikerken parmaklarımı tükürükleyip bir yandan göt deliğini hazırlıyordum. Katja fazla dayanamadı boşaldı. Bu arada çığlıklar inlemeler alabildiğince… Yavaşca sikimi amından çıkardim, göt deliğine dayadım. Katja’nın götü de küçüktü, acıtırım diye korktum ve “Katja istersen sen kendin rahatça yerleştir ve sok!” dedim. “Olur.” dedi ve birden sikimi köküne kadar soktu götüne.
Joachim bile şaştı kaldı bu işe. Mita ile sikişirken bizi izliyorlarmış daha fazla tahrik olmak için. Joachime, “Bak! Göt böyle sikilir işte!” dedim ve durmadan alttan vuruyordum hem sikimi hemde taşaklarımı Katja’nın götüne. Mita Joachimin yanından kalkıp bizim yanımıza geldi. Katja ile sikişirken, önce taşaklarımı okşamaya başladı, sonra da yalıyordu. Ne zevkti o öyle. Bir yandan göt sikmek, bir yandan başka bir kadın taşaklarını yalıyor. Joachim de arkamdan sandalye üzerine çıkmış, sikini Katja’nın ağzına vermeye çalışıyormuş. Katja Joachim’in benimkinden daha küçük sikini ağzında kaybedince, Joachim bir kez daha şaşırdı kaldı.
Dördümüz yaklaşık bir saat kadar değişik pozisyonlarda sikiştik. Boşalıp, tekrar küçük bir moladan sonra yine sikişmeye devam ediyorduk. Ben o zamana kadar tüm arzuladığım fantazilerimi yaşıyordum. Kadınları üstüste yatırıp, sikimi Mita’nın amından çıkarıp Katja’nın götüne sokuyordum. Ardından tekrar Mita’ya yalatıyordum. Daha sonra ikisini 69 haline getirip, birinin götünü sikerken diğerine arada bir sikimi yalattırıyordum. Boş kalan amı veya götü de hep Joachim sikiyordu. Çıldırıyorduk hepimiz zevkten. Saatin ilerlemesini unuttuk tabiki, kadınların mesaisi bitmişti. Bizi evlerine davet ettiler, orda devam ederiz dercesine. Bir yandan akşama doğru ilk fabrikada olmamız lazım iken, öte yandan kadınlarin evli olup olmadıklarını düşünüyordum.
“Evlimisiniz?” diye sordum ortaya. Mita, “Ben ayrıldım, şu an yalnızım ve kendime ait bir dairede kalıyorum.” diye cevapladı. Katja da, “Ben bekarım, ailemle yaşıyorum.” diye ardından ekledi. “Kızlar, biz işimizi halletsek, zaten birkaç gün sonra geri dönerken yine burdan geçeceğiz.” dediysek te, bizi ısrarları ile zorluyorlardı. Yapacak bir şey yoktu, fabrikada buluşacağımız şahısa telefon açıp bir yalan uydurmalıydık. Joachime, “Sen çöz bu olayı artık!” dedim. Joachim telefon edip, gümrükte alıkoyulduğumuzu anlattı, artık işlerimiz nezaman biterse tekrar fabrikayı arayacağımızı söyledi.
Koyulduk yola, kadınlar kendi arabaları ile önde, biz de arkalarında, yaklaşık on dakikalık yoldan sonra geldik Mita’nın evine. Havanın da sıcak olması nedeni ile, kapıdan içeri giren soyundu. Mita bize içecek hazırlamaya mutfağa girdi. Ben Katja’yı küçük öpücüklerimle başladım azdırmaya. Katja, “Bir dakika.” dedi ve Mita’nın yanına gitti. Joachim bana bakıp gülüyor, ben ise, “Bu fırsatı iyice, hatta gittiği yere kadar değerlendirelim.” dedim. Kadınlar ellerinde içeceklerle geldiler ve “Biz banyoya, duşa giriyoruz, hemen çıkarız.” dediler.
Duştan çıplak geri döneceklerini düşünerek bizde Joachim’le üzerimizde ne kaldıysa artık soyunduk. Aradan 10 dakika geçti, kızlar halen gelmeyince, Joachim’e, “Şunlara bir bakalım.” dedim. İkimizde çırılçıplak banyonun kapısını çaldık. “Gelin içeriye, çekinmeyin!” dediler. Bizde zaten çekinme diye birşey kalmamıştı. Bir de baktık ki, Mita Katja’nın şampuanlar içindeki amını yalıyor, o da inlemeye başlamıştı bile. Dördümüz birden banyoya sığmadığımızdan, ben Katja’ya, “Yıkan çabuk gel, seni sikmeye devam etmek istiyorum!” dedim. Katja, “Acelen ne? Rahatça yıkanıyoruz burda.” diye şikayette bulundu. Ben de, “Oh gel keyfim gel, bizi düşündüğünüz yok ki!” dedim. Bunun üzerine Mita çıktı hemen ve benimle salona geldi. Katja’nın sırtını keseleyen Joachim onunla banyoda kaldı.
Mis gibi kokan Mita’yı aldım yumuldum amına hemen. Banyonun ıslaklığı ile amının ıslaklığı karıştı birbirine. İnlemeye başladı ve kafamı geri itip önümde domaldı. Sikim direk gibi olmuş inmek bilmiyor zaten. “Amını mı, yoksa götünü mü?” diye sordum Mitaya. “Götümün kızlığını sen bozdun, erkeğim sensin, tercihi sana bırakıyorum.” dedi. Götünü hazırlamadan Mita’yı tekrar üzmek istemedim, ıslak amına soktum sikimi. Bir süre köpekleme pozisyonunda siktikten sonra bunu kaldırdım, duvara dayadım, ayakta arkadan sikiyorum amını. Ellerim o sıkı memelerini sarmış, nefesi gitgide hızlanıyordu. Elimin biri ile amının klitoris bölgesine inip, zevk dügmesi ile oynamaya başladım. Artarak hızlanan nefesini hissediyordum. Kafasını çevirdi kulağımın memesini ısırıyordu. Bir an durdum, “Hiç kımıldama, boşalmak üzereyim, daha henüz bitsin istemiyorum!” dedim. Sikim amının içinde küçük adımlarla banyoya ilerledik.
Banyoda Joachim Katja’ya saksofon çektiriyordu. Mita’yı serbest bırakınca o da Katja’ya katılıp Joachim’in sünnetsiz yarağına sarıldı. Yakın bir rafta duran krem gördüm. Uzanıp aldıktan sonra, başladım Mita’nın götüne sürmeye. Arada bir parmağımı götüne sokuyordum. Daha sonra iki – üç parmak, derken götünü dört parmağım ile iyice aıştırdım. Bayağı açıldı götünün deliği. “Sıkı dur Mita, kökleyeceğim!” dedim. Mita Joachim’in yarağını yalamayı bıraktı ve tutunacak iyi bir destek arıyordu. Küvetin kenarına tutundu. Birden soktum sikimi götüne ve tamamını yerleştirdim, öylece içinde kaldım. Zevk kıvamım tam yerinde idi. Sert sert pompalarken “Artık dayanamıyorum!” deyip götünün derinliklerine boşaldim. Sikim biraz rahatladıktan sonra götünden çıkarıp suyla temizledim ufak Behzat’ı.
Sonra mutfaktan kendime bir su aldım ve salona geçip koltuğun üzerine uzandım. Tabiki onların seslerinden ben rahat duramadım ve tekrar banyoya gittim. Bu arada Joachim Mita’nın amına sokmuş sikini ve Katja’yı yalıyor. Yalarken bir yandan da Katja’nın götünü parmaklıyor. Mita boşalmak üzereydi, bir çığlıkla boşalıp saldı kendini. Joachim sikini Mita’nın amından çıkarır çıkarmaz Katja’nın götüne ağır ağır sokmaya çalışıyordu. “Öyle yavaş olmaz oğlum, hepsini birden sok! Katja alışmış götten vermeye zaten!” dedim. Joachim sözümü dinledi, sikinin ucunu göt deliğine dayadı ve hepsini birden soktu Katja’nın daracık götüne. İki üç git gelden sonra dayanamadı ve boşaldı. Hepimiz sırayla temizlenip salona geçtik.
Salonda Katja “Hepiniz egoist’siniz, siz zevkinizi aldınız ben daha alamadım!” deyince, Mita Katja’nın yanına gidip amına yumulmak istedi. Katja, “Hayır, sikilmek istiyorum ben, hemde çok sert bir sekilde! Hem amımdan hemde götümden sikilmek istiyorum!” dedi. Bu tahrik edici sözlerden benim sikim tekrar uyandı. Joachim, “Benim pilim bitti! Biraz istirahat etsek?” dedi. Ben, “Yorulan dinlensin!” diyerekten kalktım ayağa. Katja’nın ağzına verdim sikimi, “Ben seni şimdi çok kötü sikeceğim, bekle 2 dakika daha!” dedim. Katja sikimi çivi gibi yapmaya başladı bile. Kafasını ileri geri yapıp emmesi ile birlikte, sanki onun o dar amını sikiyormuşum gibi oluyordum. Zaten sikimin tamamını alıyordu ağzı.
Değişiklik olsun diye ayaktayken Katja’yı kucağıma aldım ve sikimin ucunu götüne soktum biraz. Katja götten zevk almasını bilen bir kadındı. Kucağımda yarrağım götüne kaydıkça ince ince inliyordu, ben de onun o erikten biraz büyük memelerini ısırıyordum. Gaddarlaşmaya başladım, o da bunu hissetti ve sırtımı tırmalıyordu. Bir de baktım Mita gelmiş, alttan Katja’nın götüne giren sikimi ve taşaklarımı yalıyor. Dünyada çok erkeğin bu duyguyu tattığını zannetmiyorum. O kadar güzeldi. Yorulduğmu hissettim, Katja yine nerden baksanız 50 kilo vardı. Katja ile yatakodasına gittik ve onu yatağa sırtüstü yatırdım. Götünden sikmeyi bırakıp amına soktum ve pompalamaya başladım. Var gücümle durmadan sikiyordum amını. Aradan garanti 15 dakika geçti, kan ter içinde kaldık. Katja’ya, “Boşalırken birlikte boşalalım.” dedim. “Tamam!” dedi. Zaten fazla sürmeden, “Ben geliyorum!��� diye inlemeye başladı. Ben daha da hızlandım. Sikimin Katja’nın amının ta dibine kadar değdiğini hissediyordum. Katja tam boşalırken ben de patladım. Bu boşalma bize bir saat gibi geldi, zevkimiz hiç bitmiyordu sanki.
Sarıldık birbirimize, yatakta uykuya dalmışız. Mita da Joachim’in kucağında uyumuş kalmış. Ertesi gün uyandığımda hemen saate baktım ve “Eyvah!” dedim. Joachim’i uyandırdım ve “Oğlum yandık, geç kaldık!” diye cümleme başlarken, Joachim sözümü keserek, “Telaşlanma, ben o işi hallettim bile!” diyerek gülümsüyordu. Fabrikada bizi bekleyene arabamızın gümrükten sonra arızalandığını söylemiş. Ardından işyerini arayıp oraya da aynı yalanı uydurmuş. “Ne zaman hallettin bu işi?” diye sordum. “Sen Katja’yı becerirken, biz Mita ile bu planı yaptık ve gereken yerlere telefon açtık.” dedi. Mita’da o gün için Katja ile kendisine izin yazdırmış işyerinden. “Anlaşıldı bugünde sikimiz bayram edecek!” dedim. Katja ve Mita’yı uyandırdık. Kahvaltımız bile sikişerek geçti. Mita’nın amına bal döküp hepimiz yaladık. Katja’nın götüne salam soktuk ve Mita’ya yedirdik. Kahvaltıdan sonra oradaki alışveriş merkezine gidip soyunma odalarında sikiştik. Cafenin tuvaletinde dörtlü sikiştik. Arabanın motor kaputu üzerinde bile sikiştik.
Diyebilirim ki, hayatımın sikişini Çek Cumhuriyetinde yaşadım. Tabiki bu olaydan Joachim ile benden başkasının haberi yok. İlk fırsatta yine Çek Cumhuriyeti’ne gitmeyi planlıyoruz.
184 notes
·
View notes
Text
“Herhangi bir şeyi değiştiremezsiniz, ona olan bakış açınızı değiştirirseniz, o şey değişir.”
– Wayne Dyer
Herkese Merhabalar ☀️ Bakış açısı o kadar önemlidir ki, sıradan olan bir olayı olumlu, olumsuz veya bambaşka türlü yorumlamamıza neden olur. Aslında olay kadar olayı algılama şekli de önemlidir yani. İşte tam da bu nedenle psikolojik yardım almak sizin fark edemediğiniz algılarınıza farklı bakış açıları ekleyerek hayatı birçok yönden görmenizi sağlar.
Herkese iyi akşamlar diliyorum.🌼
30 notes
·
View notes
Text
Yine bi kaç orospu çocuğu yüzünden tüm erkeklere gömen kız doldu site. Şunu anlamak istemiyorsunuz değil mi ? Kötü insanın cinsiyeti yoktur. Lafa gelince eşitlik dersiniz böyle konularda tüm erkekleri gömersiniz. Bu zihniyet yüzünden bu ülkede hiçbir şey düzelmez. Hayatım boyunca başkalarının hatası yüzünden kızlar tarafından güvensiz hissettim. Artık sokakta olay görsek karışmayacak hâle geldik. Çünkü biz ne yaparsak yapalım başkalarının yaptığı hatalar yüzünden yaftalanan bir cinsiyetiz. Kadın olmak bu ülkede gerçekten zor onu kabul ediyoruz ama masum erkek olmak da aynı derece de zor. Ben niye bazı orospu çocuklarının yaptığı şeyler yüzünden sırf erkeğim diye güvenilmez oluyorum ? Niye potansiyel sapık oluyorum ? Sırf bu yüzden yanlış anlarlar diye ben kimseye mesaj atmıyorum. En son bi kıza kendim yazdığımda Facebook kullanıyordum. Tüm erkekler masum değil ama tüm erkekler kötü de değil. Tıpkı tüm kadınların iyi olmadığı gibi. Bu genelleme yapılmaması gereken bir konu ve cinsiyet değil kişisel bir mesele. Masum erkeklerin saf, salak görüldüğü, sadece işleri düştüğünde kızlar tarafından hatırlanan bir ülkeyiz biz. Piskopatlar daha değer görüyor malesef. Bu benim teorim değil bu kanıtlı gerçek bir olay. Yani sistem kökten çürük. O yüzden erkekleri gömerek bu konuda çözüm bulamazsınız.
25 notes
·
View notes
Text
Cok sacma bir sekilde izmitteki denizde flamingolar var
0 notes
Text
Ghostlanan mailler, En iyi bulaşık deterjanları, Indüksiyonlu Ocaklar, Tayl*r Sw*ft Konserleri, Kapıda Unutulan Anahtar, Kabuslar ve Tuhaf Hobiler Gün boyu önemli bi mail bekledim, başka işlere ve derse odaklanamadım hiç. Android telefona bi kez daha sinirlendim çünkü telefonun tuş kilidini açınca mail bildirimlerini gösteriyor, yüzde doksan böyle. E ne anladım ben bu işten? Eski iPhone’umu sırf bildirimleri için yedekte kullanıyorum. Artık mail de gelmez zaten. Günümü boşa geçirdiğimle kaldım. Brain dumping, oversharing, binge watching… Hangisini yapıcam acaba derken yavaştan dumpingi başlatıyorum sanırım.
Ben o maili beklerken New York Times’ın en iyi bulaşık makinesi deterjanıyla beni heyecanlandırması(!!) peki… Çamaşır deterjanı haberi olsaydı ilgimi çekerdi çünkü yeni bi marka arıyorum.
Yeni başlayan guiltyi pleasure’ım masterchef izlemek. Sanırım en son 5 sene önce falan ilk batch’i izlemiştim. Ama kurduğum set-up çok güzel. Arkada bana eşlik ediyor aslında, daha doğrusu önde. Danilo’nun Türkçesi ilerlemiş."Hahahah minik fare” gibi tepkiler veriyorum, Türkçe konuşan yabancıları havuç yiyen tavşanlar kadar tatlı bulurum. Ama o kadar sene burada kalıp da “eveddd-ı bu etapda birincisi” demesi ne olacak? Tamlayan eklerinin gözü yaşlı.
En yakın arkadaşlarımdan birisi bu ayın başında Amerika’dan Polonya’ya ******affedersiniz****** “Tayl*r Sw*ft” konseri için geleceğim dedi. Bileti falan da aldı. Arada bir yerde buluşuruz, ben oradan Hollanda’ya gelirim, yeter ki görüşelim dedi. Ben de bu yüzden alumnasında olduğum programın İsveç’teki General Assembly’sine kaydolmadım. Sonra arkadaşım vizesiyle ilgili bir sorun çıktığını ve amerikada kalması gerektiğini söyledi, bileti sattı ve gelmedi. Ve hayatımın seneler sonra en boş ve mümkün ağustosunu yaşarken GA’ya gidemedim. Seneye Kasım’da Mısır’da olacakmış ama Mısırlıların organizyonel yönlerine o kadar güvenmiyorum ki… Ölmeden önce bir GA’a katılmak bucket listemde. Çok first world problems gibi oldu. Derdimiz bu olsun, zaten ağustosu hiç verimli geçiremedim akademik anlamda, işler nasıl yetişecek bilmiyorum ama bi şekilde yetişeceğine inancım tam nedensefkffkfl.
Bu arada bu Taylor Swift olayı neymiş arkadaş. Konser turunun İngiltere’ye katkısı 500 milyon pound olacağı için hükümet bazı finansal açıklamaları yapmayı konser turu sonrasına erteliyor diye bir şeyler okudum, nerede okuduğumu hatırlamıyorum ama kafamdaki kaynaklar sıralamasında çok da güvenilir olmayan bir kaynak diye yer etmiş.
Kalkıp yemek yapmam lazım, buzluktan tavuk çıkarmıştım onu marine edeceğim. Sonra da fırına. Çünkü indüksiyonlu ocak pişmanlıktır. Çok kötü çok.. Soğanlar ölmüyor mesela, burada soğanı öldürmek diye bir konsept yok, diri diri kalıyor ya da yanıyor. Zaten üç soğanı iki ay kullanıyordum artık hiç kullananıyorum.
Geçen gün dersten sonra ormana yürüyüşe gittik ve bir arkadaşım indüksiyonlu ocağın çalışmasındaki fizik kurallarını anlattı. Böyle anlarda çok mutlu oluyorum, dersten sonra ormanda yürüyelim mi diyen ve yürüyüşte de böyle şeyler anlatan arkadaşlarım olduğu için yani. Diğer bi arkadaşımın da maymuncuk kilidi açmak gibi bir hobisi var, bir gün tren beklerken şak diye kocaman bir kilit ve çeşitli aletler çıkartıp bana öğretmeye başladı hahaha harikaydıdjdkdkd. Herkes kapısına bacasına dikkat etsin.
Gece rüyamda birisi evimin kapısını açmaya çalışıyordu ve ben de arkadan kapatmaya çalışıyordum. Çok korkarak uyandım. Her şeyin olduğu gibi bunun da bi sebebi var. Artık ben de mantıklı, makul ve rasyonel bir insan olmanın kırıntısı kalmadığı için geçen gece eve dönüp anahtarı kapıda unutmuşum. Ve ben duştayken kapı deli gibi çalmaya ve yumruklanmaya başladı. Saat 12’ye geliyor. Ben kapıyı açacak hale gelene kadar susmadılar. Aklım çıktı tabii ki. Ama sağolsunlar, öyle uyumak istemezdim. Tabii Dutch değillerdi, Güney Avrupalılardı sanırım. Beni etkilemiş işte bu olay bi şekilde. Yaptığım diğer leylalıkları bi anlatsam… Neyse olur böyle şeyler diyip omuzlarımdan öpüyorum kendimi. Pazar günü çok gitmek istediğim bi şehre ve etkinliğe gideceğiz. Ama sonra dizimi kırıp oturmam ve çalışmam lazım artık. Her şey çok karışık ve giderek daha da karışık hale geliyor. Evet, dumping ve oversharing bittiğine göre sırada yemek hazırlarken overthinking var. Sonra da cycling, çünkü biliyorsunuz yağmurda, çamurda, karda ve de fırtınada o bisikleti her gün sürmezsem bu ülkede yaşıyor olmanın hakkını veremem.
-the.end.-
29 notes
·
View notes