#kafa ne bu
Explore tagged Tumblr posts
Text
Birilerinin cahilliginden ben kahroluyorum kahroluyorum kahroluyorummmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm
#dar kafalaı desen degil#bok kafalı değiiiilll#ne bu#bu ne buuu#bu ne buuu kafane bu ne kafa#kafa ne bu#bu nasil bi kafa buuuuu
0 notes
Text
muhtarda kimseye vermedim diyorum, tam senlik hareket diyor fildirofil
#anarşistliğimden değil bu sefer#kafam durdu atamadım#evet basacak mıydık#sadece kağıdı mı koyacaktık#ne bileyim ya#şimdi öbür oylarımı geçersiz falan kılmasın dedim#şu amcam yarın hayırlısıyla hastahaneden çıksaydı#kafa beyin kalmadı#dua edin nolur#yemek yemiyormuş#yemezse ilaçları atamıyor#diyalize alıyorlar#Rabbim bütün hastalara kalıcı şifa versin
10 notes
·
View notes
Text
Pişmiş soğan sen Allah'ın bir lütfusun gözlerimin nurusun ✍🏻 yazan Sillagen Gündeş
#aslında bu şarkının sözü sıla'ya aitt şu kafa nereye biz oraya diyene#şimdi ne alaka yaw demeyin diye Ebru dedim#açıklama yapmak zorunda kaldığım hayat beni yordu
24 notes
·
View notes
Text
bizim teslim seçim 2 electric boogaloo haftasında olacak ama konuşsak değiştirirler herhalde. şu an hiçbir şeyi o kadar takamıyorum ki ne projesi ya
#kafa dağıtmak için oturup sims oynadim biraz saçma bi şekilde#yoksa boş boş oturma spiraline giriyorum ve şimdi girdim yine lol#dün uyumamış olmama rağmen bugün de uyumayacağım çünkü neden olmasin canim istemiyor#kahve içeyim ama önce yemek yemem lazim aa saat ne ara bu kadar geç oldu.#tr times#🗒
1 note
·
View note
Text
Artık ne uyuyarak kafa dağıtabiliyorum ne müzik dinleyerek bu kafa dağılmıyor artık
554 notes
·
View notes
Text
Valla Sesli güldüm.
😁😂😄🤣😍😁
Günün sözü şu olsun 😁🤣
Benden orospu gibi adamlara😁
Sözlerim sevenlerime değil.
Hee üzerine alan kim olursa olsun.
Umrumda değil.
Bu tür düşünenler sayfamdan etrafimdan.
Siktirip toz olsun.
Siz içinizde ki orospuyu terbiye edin.kadinlara B*k salça atmayın.
Kadınlar namusuna sahip çıkar👍
Tüm bayanları çok seviyorum 😁🤣
Kısa bir tavsiye
Namuslu kadın arıyorum diyerek.
Klavye de parmak orospuluğu yapanlar.
Gün gelecek eşiniz kızınız en büyük.
Sınavınız olacak.
Çalma elin kapısını çalarlar namus kapını.
Şerefini anağtar deliğinden izlersin.
Anlayan anladı koçum benim.
Ne demişler NATO memet NATO kafa.
Anlamaz orospu çocukları.
😏🤘😄👌😁✌️🤣👍🙃
PRENSES 👰👑🫂
Derin 🌿Karaca 👍
231 notes
·
View notes
Text
CocaColonizasyon: Yeni-paganizm'in ayartıcı misyoneri!
Bazı marketler terör havası estiriyor ülkede:
Zam üstüne zam yapıyorlar her şeye her fırsatta:
Hükümetle kedi fare oyunu oynar gibi oynuyorlar! İnanılır gibi değil! Oysa tam tersi olması gerekir:
Keyfî zamlarla milletin burnundan getiren, adeta devlete savaş açan bu tür marketlerle hükümetin kedi fare oyunu oynar gibi oynaması beklenirdi! Şimdi, Filistin'de Gazze'de soykırım yapıyor İsrail terör örgütü!
Çoğu çocuklardan ve kadınlardan olu��an 40 bin civarında masum insanı katletti dünyanın gözünün içine baka baka!
Allah sizin belanızı versin ey İsrail'in aşağılık yöneticileri! Allah sizin de belanızı versin İsrail'in bütün insanlığın gözü önünde insanlık suçu işlemesine sadece seyirci kalmakla yetinmeyip açık açık destek veren bütün emperyalist haydut devletler!
Allah sizi de perperişan etsin, kahretsin!
BAZI MARKETLERİ KINIYORUM!
Bütün bu aşağılık işler olurken Türkiye'de bazı marketler, İsrail'i açık açık destekleyen CocaCola'yı inadına satmaya ve reklamını yapmaya devam ediyorlar!
Ne kadar aşağılık mahlûkât var bu ülkede! Yine ayartıcı bir reklamla ve meydan okuyarak üstelik!
Millet bu aşağılık marketleri şiddetle protesto etmeli, iflasın eşiğine sürüklemeli!
Bugünkü yazımda 10 yıl önce bu sütunda, CocaCola'nın tastamam pornografik, ayartıcı reklamı dolayısıyla yazdığım bir yazımı, benzer bir reklamın yeniden döndürüldüğünü görünce yeniden yayımlama ihtiyacı hissettim.
Karşımızda sadece bir reklam yok; bir meydan okuma var; kitleleri aptal yerine koyarak ayartma, narkoz etkisi oluşturma var;
en önemlisi de Gazze'de çocuk, kadın demeden masumların gözümüzün içine baka baka katledildiği bir zaman diliminde böyle bir reklamı dolaşıma sokma ve bu marketlerin de emperyalizmin yeni silahı bu pespaye ürünü inanıdına market raflarına koyma savaşı var.
İnanılır gibi değil!
İrlanda'da, İspanya’da, dünyanın dört bir köşesinde marketlerde İsrail'i destekleyen ürünler marketlerden indirilirken bizde inadına marketlere konulması yüzkarası, lanetli bir davranış!
Allah kahretsin hepsini de!
HER KURUŞ, BİR KURŞUN!
Televizyonlarda CocaCola'nın yeni bir reklamı yayınlanmaya başladı:
Düpedüz pornografik bir reklam.
Bütün değerlerimizi, ahlâkı, haya'yı yerle bir eden pespaye bir reklam bu!
Dekadans'ın / tefessüh'ün böylesi görülmedi!
Toplum tepki vermeli, hem Coca Cola şirketini hem reklamı yayınlayan televizyonları hem de sessiz kalan RTÜK'ü protesto etmeli.
Mesele, sadece basit bir CocaCola meselesi değil. Coca Cola'nın da sadece bir içecek olmadığını bilelim ayrıca.
Mesele, sanıldığından da karmaşık ve hayatî.
Birkaç boyutu var meselenin.
Öncelikli olarak, CocaCola şirketinin İsrail'e gözardı edilemeyecek miktarlarda yardım yaptığı biliniyor. Bunun ne demek olduğunu söylemek bile gerekmiyor:
Ödediğimiz her kuruş, masum çocukları vuran bir kurşuna dönüşüyor!
Bu, basit bir şey değil.
Bunu küçümseyenleri gördüm a-sosyal medyada!
İnsaf, vicdan ve merhamet, diyorum sadece!
Masum çocukların öldürülmesinde şu ya da bu şekilde de olsa suç ortağı olmak demek bu!
ÇAĞIN DİNİ: YENİ-PAGANİZM
Doğrusunu söylemek gerekirse, bu, CocaCola reklamı, oluşturduğu CocaColanizasyon endüstrisi, yeni kolonyalizm biçimi, en önemlisi de yeni-paganizm olgusu, bütün insanlığı ilgilendiren varoluşsal bir mesele.
Asıl üzerinde kafa patlatılması gereken mesele bu:
Yeni-paganizm, çağın dininin adıdır.
Din-dışı kutsallıklar icadıdır yeni-paganizm.
Yeni-paganizm'i sadece CocaCola ile sınırlayamayız elbette.
Ama CocaCola ve CocaColanizasyon süreci, hem kolonyalizmin yerini aldı;
hem de yeni-paganizm biçimlerini ürpertici boyutlarda yaygınlaştırıyor.
Coca Cola ve benzeri ürünlerin reklamlarıyla, hızı, hazzı kutsayan pagan bir kültür ve hayat tarzı icat ediyorlar!
Çağın dini: Yeni-paganizm.
Tanrıları: Para ve hazcılık, kariyerizm ve egoizm.
Tapınakları: Bankalar, AVM'ler, stadyumlar ve medyalar.
Kurbanları: İnsan, Hayat ve Hakikat.
KÖKSÜZ GENÇ KUŞAKLAR: GÖNÜLLÜ “ÖZGÜR KÖLELER”!
Dünyayı, özellikle de genç kuşakları, Batı'nın sefih, bütün değerleri çözücü, yoz, yozlaştırıcı, pespaye hedonist kültürünün gönüllü kölesi hâline getiriyorlar!
Silahlarla değil, reklamlarla vuruyorlar!
Önce bu yoz pagan kültürle uyuşturuyorlar, genç kuşakları kendi kültürlerinden koparıyorlar!
Sonra da köksüz, duyarsız, ruhsuz, hazcı ve bencil kuşaklar icat ediyorlar!
KİTLELERİN AFYONU: MEDYA
Tekrar ediyorum:
CocaCola meselesi, basit bir içecek meselesi değildir.
Dekadant/tefessüh ettirici, hedonist reklamlarıyla bütün değerleri, bütün kutsalları yerle bir ediyorlar!
Cinselliği, hazcılığı, bencilliği kutsayan din-dışı kutsallara dayanan yeni-paganizm biçimleri icat ediyorlar.
Ve iğrenç reklamlarla yeni-paganizm biçimlerini, küre ölçeğinde tek hayat tarzı, tek kültür ve tek “din” olarak yaygınlaştırıyorlar.
Çarmıh'ın adı değişti:
Medya, Kitlelerin afyonu artık!
Uyuşturuyor, ayartıyor, zihni körleştiriyor, canlı cenazelere dönüşen gönüllü “özgür köleler” icat ediyor!
Ve acıtmadan öldürüyor!
YENİ-PAGANİZM: DEMOKRASİ'NİN BİTİŞİ, DROMOKRASİ'NİN ZAFERİ
CocaCola, sadece CocaCola'dan ibaret değil.
Yeni kolonizasyonun, yeni-paganizm biçimlerinin misyoneri'dir CocaCola!
0 yüzden şunu söyleyebiliriz rahatlıkla:
Modernliğin siyasî haklar rejimi Demokrasi bitti artık!
Yerine başka bir şey yerleşti:
Zihni öldüren, hayatı çölleştiren, din-dışı kutsallıklar icat eden postmodernliğin hız ve haz rejimi Dromokrasi zaferini ilan etti!
Dünyanın en büyük varoluşsal meselesi bu!
Sadece bizim değil, bütün dünyanın en büyük meselesi.
CocaCola'yla, pagan reklamlarıyla, CocaColanizasyon süreciyle, tektipleştirici pagan bir kültür, pagan bir hayat tarzı ve pagan, sahte bir din icat etmek, kısacası dünyayı paganlaştırmak istiyorlar!
Eğer bunu göremiyorsak, zaten “işimiz” bitmiş, yeni-paganizm zaferini ilan etmiş demektir.
Vesselâm.
Yusuf Kaplan
14/06/2024 Cuma
#boykot#market#Yusuf Kaplan#türkiye#doğa#travel photography#travel destinations#travel#manzara#view#natural#europe#africa
157 notes
·
View notes
Text
Çirkin Baldız! (Cezmi 33 Y., İstanbul)
Tatile karımın ablası da bizimle beraber gelmişti. Karımın ablası evlenmemiş, en son sevgilisinden ayrılalı 10 yıl kadar olmuştu. Benimle yaşıt, zayıf, küçük memeli, küçük popolu, çokta güzel olmayan biri idi. Biraz huysuzluğu olduğu için sevgili işini de beceremiyordu. Aramız fena değildi. Tatilin 3. günü karımı işyerinden çağırdılar. "Biz de gelelim!" dedik, ama karım, "Gerek yok, bari siz tatil yapın, o kadar para verdik!" dedi. Biz de çok ısrar etmedik, karım İstanbul'a döndü. Baldızımla ilk gün standart rutinde geçti. Sabah, deniz, güneşlenme, akşam yemek, sonra ayrı odalara gidip yattık.
Ertesi gün tekrar denize gittik. Öğlen yemeğe giderken resepsiyondan görevli seslendi, "Eşiniz gitti galiba? Sizi aynı odaya alsak, öbür odayı başka aileye versek, size de odanın ücretini iade etsek, olur mu?" dedi. Hem otel hem biz karlı çıkacağımız için kabul ettik. Karım zaten geri gelemeyecekti. Ben baldızın odaya taşındım. Orada iki yatak vardı. Akşam yemek sonrası oteldeki diskoya gittik. Bir yandan içiyor, arada dans ediyorduk. Danslar başta ayrık olsa da yavaş yavaş temaslarımız oluyordu. Ama abartmıyorduk. Etraftaki dans eden, öpüşen, sevişen Rus turistler ikimizin de dikkatini çekiyor, birbirimize gösteriyorduk. Bayağı sarhoş olmuştuk. Odaya geçtik.
Cila için mini bardan Tekila çıkardığımda baldız gülüyordu. Fakat ikinci Shot Tekiladan sonra ağlamaya başladı. "Ben çok çirkinim!" diye ağlıyordu. "Yok değilsin!" falan desem de, "Çok çirkinim, 10 yıldır sevgilim yok, herkes evlendi ben kaldım!" diye ağlıyordu. Ben, "Olur mu! Tamam, çok güzel olmasan da çirkin değilsin. En azından kuzenin gibi şişko değilsin mesela!" deyip elinden tutup ayağa kaldırdım. "Bak burada nasıl giyiniyorsun, mini etek, askılı dekolte. İlgi çekebilecek şekilde. Ama İstanbul'da Kezban gibi. Piyasanı daraltıyorsun. Birçok erkek bunu sever. Şişman değilsin. Bcakların da güzel. Göğüslerin küçük, ama dik gibi, sutyenden belli değil!" dedim.
Baldız, "Cidden öyle mi?" dedi. "Tabi öyle! Sen kendine güvenmiyorsun. Etrafa bak, koca burunlu, koca kaşlı kızların sevgilisi niye var?" dedim. Baldız, "Niye?" diye sordu. "Kezban değiller çünkü!" dedim. Baldız, "Ne yani, ben de yollu mu olayım?" dedi. "Yollu değil, sexy. Bara gidince sutyen takma mesela. Gördün Rusları, hangisinde sutyen vardı? Hadi çıkar sutyeni, nasıl görünecek bakalım!" dedim, attım oltayı.
Baldız Tekiladan bir shot aldı. Arkasını dönüp sutyeni çıkarttı. Üstünde ince triko bir askılı vardı, meme uçları hafif belli oluyordu. Meme çatalı üstünde düğmesi vardı. Onları da ben açtım, dekoltesi ortaya çıktı. "Hah şöyle! Arada frikik vereceksin ki, erkeklerden ilgi göresin. Bak memelerin de dik imiş, ne güzel!" dedim. Baldız güldü, shot için eğildi. Eğilirken eli ile memesini kapatınca, "Olmadı! Özellikle memelerin görünsün!" dedim. Bu sefer elini koymadan eğildi. Memelerin tamamı ortaya çıktı. "Hah şöyle!" dedim, ama memeleri görünce benim yarak da kalkmıştı.
Bunu baldız da fark etmişti, "Ne iş, kalkmış seninki!" dedi. "Kalkar tabi, güzel memeleri gördü, hoşuna gitti!" deyince güldü. Baldıza, "En son en zaman gördün?" dedim, "Ohoo, çok oldu!" dedi. "Görmek ister misin benim aleti?" dedim, evet anlamında kafa salladı. Şortumu indirip çıkardım yarağımı. Baldız, "Hmmm, kızkardeşimin söylediği kadar varmış!" dedi. Ben şaşırmıştım, "Sana sikimi mi anlattı?" diye sordum. Baldız, "Biz konşuruz böyle şeyleri, hem de taaa ilk günden beri! Senin isteklerinin hepsini biliyorum! Dokunabilir miyim?" dedi. "Tabii!" dedim. Uzandı, yarağımı okşamaya başladı. Elleri sıcaktı.
Biraz okşadıktan sonra, "Kızkardeşim emiyormuş?" dedi. "Evet! Sen?" dedim. Baldız, "Ben hiç emmedim. Denedim, ama iğrenç geldi. İkinci sevgilim istedi, ama hoşlanmadım!" dedi. Ben de, "Boşa Kezban demiyorum. Sen emmeyince sevgilin başkasına gitti değil mi?" dedim. "Evet, aynen öyle oldu!" dedi. "Em hadi, öğren!" deyip, elimi ensesine koyup yarağıma doğru bastırdım. Önce yarağımın başını yaladı, sonra ağzına aldı. Baldız yavaş yavaş emerken ben de ensesini bastırıyordum. Acemice başaldı, ama devam ettikçe daha çok zevk verdi. Ayağa kalktım ve "Şimdi kendini bana bırak, ne dersem yap!" dedim. Baldız, "Tamam!" dedi. "Ağzını kocaman aç ve dilini çıkar!" dedim. Dediğimi yapınca yarağımı ağzına soktum. İki elimle kafasını tutup, ağzını am siker gibi sikmeye başladım. Baldız arada böğürüyordu sadece. "Ağzım yoruldu!" deyince bıraktım.
Baldız yatağa uzandı ve "Amımı yalar mısın? Hiç amım yalanmadı. Kızkardeşim anlattı, hep yalıyormuşsun!" diyerek, mini eteğini ve külotunu çıkardı. Denize girerken bikini giydiği için amını temizlemişti. Çok sikilmememişti amı, am dudakları hiç sarkmamıştı. Eğildim amını yalamaya başladım. Yaladıkça baldız titriyor, "Çok güzel, çok güzel!" diye inliyordu. Amını yalarken elimi tişörtün içine sokup memelerini okşadım. Baldız kudurmuş halde idi. Amı sırılsıklam olup orgazm olunca yalamayı nırakıp, üstüne doğru kaydım, memelerine yumuldum. Küçük, fakat sert, dik memeleri vardı. Kızkardeşinin memeleri iri ama biraz sarkıktı.
Boşalmam gerekiyordu. Göğsüne oturup yarağımı ağzına dayadım. Ağzına boşalacağımın farkına vardı ve "Sen uzan, ben boşaltayım. İlk olacak!" dedi. "Tamam!" deyip uzandım. Karşıma geçti, yarağımı kavradı, önce boydan yaladı, sonra emmeye başladı, yavaş yavaş emiyordu. Boşalırken kafasını tuttum ve "Yut!" dedim. Ben boşaldıkça yutkundu. Beni boşalttı, ama suratı kötü idi, ağzında kalan döllerimi banyoya koşarak tükürdü. Ağzını yıkayıp geldi ve "Kötü imiş tadı, kızkardeşim niye seviyor ki?" dedi. Ben de, "Alışırsın. İlkin o da öyle idi!" dedim.
Bir bira açtık, beraber aynı şişeden içmeye başladık. Arda baldızın memelerini elliyordum. Bira bitince, "Hadi duşa girelim!" dedim. Güldü ve "Tamam!" dedi. Zaten çıplaktık, geçtik sarhoş sarhoş duşa. Bir güzel okşaya okşaya yıkadım baldızı. Amını parmakladım. Götünü de parmaklayıp, "Hiç götten siktirmedin değil mi?" dedim. "Hayır, denedik ama çok acıdı, vazgeçtik!" dedi. "Onu da yarın sikerim. O dar götün sikilecek, hiç kaçarın yok!" dedim. Güldü ve, "Ne istersen yap!" dedi. Çevirdim arkasını, domalttım. Yarağımı amına geçirdim. 10 yıldır yarak yemeyen am daracıktı. Baldız derin bir, "Oohhh!" çekti. Yavaş git-geller ile sikmeye başladım. Baldız zevkten kudurmuş halde idi, enik gibi inliyordu.
Duş dardı, zor oluyordu. Duştan çıktık. Kurulandık. Yatağa uzandım, üstüme çıktı. Yarağımı amına yerleştirdi ve kendini siktirmeye başladı. Küçük memeler hafif hafif sallanıyordu. Bir süre sonra üstümden devirdim alta aldım. Bacaklarını belime sardı. Kökledim yarağı. Küçük memelerine yumulup siktim. Arada çevirip köpek pozisyonunda amını uzunca süre siktim. Baldız iki kez orgazm olmuştu. Benim de boşalmam gerekiyordu. "Korunuyor musun?" diye sordum. "Hayır!" deyince çıktım amından. Memelerine doğru oturdum, yrağımı sıvazlayarak memelerine ve yüzüne attırdım. Sonra ağzına verip bir süre emdirdim. Yorgun ve sarhoş olarak uzandım. Baldız da temizlenip geldi. Çıplak yattık.
Sabah yüzü gülüyordu. Baldıza, "Sabah saksosu yok mu?" dedim. "O ne?" dedi. "Al ağzına boşalt beni!" dedim. Eğildi, emmeye başladı. Ben de amını götünü parmakladım. Sonunda ağzına bir güzel boşaldım. Duştan sonra hazırlanıp önce kahvaltıya, sonra denize gittik. İki sevgili gibi idik. Arada okşuyor, öpüyor, arkadan abanıp götüne yarağımı dayıyordum. Tabi baldız da boş durmuyordu. Bu sefer sadece sırtına değil her yerine güneş yağı sürmüştüm. Öğlen yemek yeyip odaya geçtik. Duşa girdik yine beraber. Götünü yıkarken parmaklamaya başladım. Bir parmak, sonra iki, sonra üç oldu. Baldızda zevk ve acı birarada idi. Ona, "Boşver denize gitmeyi, seni götten sikeyim!" dedim. "Olur!" dedi.
Oluru alınca çıkarttım duştan. Yatağın kenarına yüz üstü yatırdım. Bacaklarını yana ayırdım. Dar göt karşımda idi. Götünü yalayınca önce şok oldu, sonra hoşuna gitti. Çantasından krem aldım, götüne sürmeye başladım. Artık 4 parmak götüne giriyordu. Baldız, "O yarak girer mi oraya?" dedi. "Tabii girecek! İstersen den de seyret!" dedim. Baldız, "Nasıl?" deyince, telefonunu önüne koydum. Baldızı görüntülü aradım. Önce götüne giren parmakları gösterdim. Baldız, "Deliğim büyümüş!" dedi. Yarağımın başını deliğe dayadım ve yüklendim. Yarağım götüne ilerledikçe, "Acıyor!" dedi. Yavaş yavaş soktum. Zevk acı karışmıştı ve götüne giren yarağı canlı izliyordu. Bir süre sonra alıştığı için seri sikmeye başladım...
Daracık götüne fazla dayanamayıp içine boşaldım. Baldızın canı yansa da zevkten ölmüştü. Amı da sırılsıklamdı. Banyoda yarağımı yıkadım geldim, yatağa uzandım. Baldız da götünü yıkayıp geldi, yanıma yattı. Yarağımı okşamaya başladı. "Keşke hep siksen beni!" dedi. Ben de, "Bana bel bağlama baldız, biliyorsun ki kızkardeşinle evliyim. Ama böyle benimle olduğun gibi orospu ol, yarak bulursun!" dedim. Eğildi yarağımı yalamaya ve emmeye başladı. Demin boşaldığım halde emdikçe yarağım yeniden sertleşti. Baldız gülerek üste çıktı. Amına yerleştirdi, hafifçe götünü oynatıp siktirdi kendini bir süre. Orgazm olunca da indi. Sarılıp uyuduk yine.
Tatilimiz bitene kadar sürekli baldızın amını götünü siktim. Koruyucu hap aldığı için artık amına da boşalıyordum. Odaya ne zaman gelsek mutlaka bir yerini sikiyordum. Hatta birkez de denizde amını siktim. Artık İstanbul'da da fırsat bulunca sikiyorum!
[Cezmi]
166 notes
·
View notes
Text
Pasif Kocam
Ben 35 , kocam 35 , kocamin patronu 60 yaşında
Kocam özel şoför olarak çalışıyor, 60 yasinda bi patronu var , patronu hafta sonlari yazlığa kacardi kafa dinlemeye diye genelde karisi gitmezdi kocam getirirdi 2 gun kalir donerlerdi , meger yalniz gittiklerinde , kocam patronunun karisi rolune giriyormus , bi hafta benide goturmuslerdi patronun eşide vardi , patron işçi sinifi ister istemez olsada orda nispeten daha samimi tatil modundaydik , kocamla patronu havuz basinda gunesleniyordu , biz o ara patronun eşi ile icerdeydik ben bi ara disari havuz basina doğru çıktım, o ara beni farketmediler patron kocama , haftaya bas başa gelelim karinin bugün burda giydigi koyafetleri getir sana onlari giydirip sikim demişti, kocamda seve seve dedi , ben beni farketmesinler diye dondum içeri, şok icindeydim acikcasi ne yapsam ne etsem bilemedim , biraz zaman gectikten sonra ses ederek yanlarina dogru gittim , biraz sohbet falan ettikten sonra bende biraz gunesleneyim diyip uzandim , kocamada aşkım bira kalmamis evde gidip alirmisin dedim o ara kocam kalkti , patronla sohbete daldik , güneş kremini alip bacaklarima surmeye basladim , guneysten yanmayayim bari dedim , sirtima falanda sizin surmenizi istesem ayip olur mu dedim , patron yok tabi surerim dedi , omzuma sirtima bacaklarima falan iyice kremi yedirmeye basladi , o esnada eşi icerde sekerleme yapiyordu , mayomun kenarlarina kadar gelip hafiften mayomunkenara kaydirip kalcalarimi oksarcasina suruyordu kremi, sikinin kalktigini farkettim , gormemezlikten geldim , tesekkur edip uzandim sezlong da , sonra kocam geldi , kocamin telefonunu o ara aldim , telefonlari sessize alip ,kendimden kocami aradim, kendi telefonumu orada birakip kocamin telefonu ile iceri gittim , onlarin konusmalarini dinliyordum icerden , krem surme mevzusundan bahsediyordu kocama , aslinda bi güzel içip sarhoş olup grup mu yapsak vs sohbetleri , orda ufak kurlar vs disinda birsey olmadi sonra eve gectigimizde ben ufaktan konu aciyorum patronun nekadar iyi vs falan gibi sonra , krem mevzusu falan konusuldu ben onlari duydugumu dinledigimden falan bahsettim , sonraki hafta o gün ki kiyafetlerimi bir posede koydum icinede bir not yazdim , keyifli eglenceler hiç yikamadim diye , al bu posedi patronuna ver dedim kocama , kocami bi guzel sikip rahatladiktan sonra kocama beni aratti , bin bi taksiye gel dedi , gittim kapida patron karsiladi beni taksiye parayi odedi , beni tuttugu gibi yapisti dudaklarima , hediyen çok güzel di diye , dur sakin ol , bu gece patron benim dedim. , tamam dedi , iceri girdik ikinizin sevismesini izlemek istiyorum dedim , patron 60 yasindaydi ama kocami cok guzel becerdi , kocam da arada onu beceriyormus , patrona hadi simdi sen beni becer diyip yattim yatağa ama kocamda sana girsin istiyorum dedim , beni sikmeye basladi , kocam da hem beni hem patronu elleyip yaliyor opuyordu , patron biraz gel git yaptiktan sonra kocamla ortamizda kalmaya basladi kocam ona giriyor , patronda bana giriyordu...
97 notes
·
View notes
Text
galiba işte bu kadar çok tatlı yersem 8471739492 kilo olacağım. şaka şaka yediğimiz kadar koşturuyoruz. hatta bir şey anlatayım mı size? açık mutfak ayrı tatlı mutfağı ayrı bu çalıştığım yerde bir tane şef abla var geçenlerde incirli Kazandibi vermişti yemekte ama verirken de hiç incirli falan demedi dese bana almazdım. neyse yedim yemeğimi tatlıya sıra geldi incirlerin hepsini çıkartıp öyle yedim aşağıya inerkende gördü beni niye yemedin incirlerini dedi bende dedim ki hayatımda yediğim en kötü tatlı olabilir. tabii bunu deyince bi baktı yüzüme şaka şaka dememe rağmen biraz pot kırmış gibi oldum. bu şefte iki gün izinliydi göremedim. bugün gelir gelmez Emre ben çok düşündüm söylediğin sözü dedi ee dedim ondan mı gelmediniz yoksa işe? yaaani biraz etki etti bu kadar kötü tatlı yapıyorsam eğer burada işim ne diye iki gün kafa izni aldım dedi. sonra dedim ki kendi kendime belki de Emre’nin damak zevki yok diye düşünüp öylelikle geldim dedi. tabii işin şakasında. bugünde tatlı yok sana diye takıldı bana ama harbiden tatlı rafında tatlı yoktu he olsun canınız sağolsun dedim yemeğimi yerken yukarıya kadar favorim olan ama adını bilmediğim o ıslak keke benzeyen tatlıdan getirip koydu masaya. aşırı güzel he. yemeğe sırf tatlı için çıkıyor gibiyim. bir tane daha bir şey anlatayım uzun olacak yazı biraz ama. benim mutfağımda 9-5 çalışan bir tane daha şefim var. geçen hafta çok denk gelemedik onunla bu hafta sabahçı olduğum için hep beraberdik. bu şefimin adı Cahide. ve ben her defasında bu şefime cavide diyorum :) o kadar utanıyorum ki derken. istemsizce kalıyor aklımda cavide diye neden neden neden. yemin ederim bir yemek hazır olduğunda lan acaba cavide miydi cahide miydi diye geçirip içimden her defasında cavide şefim diyorum. arada bir tehdit ediyor beni döverim seni, sana farklı bir isimle seslenirim (emoş) falan diye görürsün o zaman diye. ama en sevdiğim şefim bu cavide şefim şaka şaka cahide şefim. çok tatlı birisi. günler böyle geçiyor yani. sevgiyle.
180 notes
·
View notes
Text
Bunun aile sevgisiyle falan da alakasi yok böyle salak salak sebeplerle kendilerini avutuyorlar kız oraya sevgilisiyle ilgili bi sey yazmis birisi cikmis hemen negatiflemis tamam sen hic bi iliskiye girme hic sevilme o kiz seviliyor sus otur izle
Hic sevmek ne bilmeyen insan negatifligi diye bir sey var allah sizin belanizi versin tamam mi sevilen insan görünce köpürüyorsunuz cunku ne sevmekten anliyorsunuz ne sevilmekten
#kızın yerine ben bile sinir oldum#bu konulara asiri takiyorum ya insanların mutlulugunu bozmayin artik amaciniz ne#niye bu kadar negatifsinşz#böyle iki tane arkadasim var benim#ne desem negatif tepki veriyorlar#ikisini de seviyorum ama cok negatifler ders konusu aciliyo konular yetismez iliski konusu aciliyo ayrilirsiniz#gelecek konusu aciliyo benim umudum yok fenerbahce konusu aciyo sampiyon olmaz ya da yeni transfer yasli#ne bu negatiflik gercekten#hayata az pozitif bakin az gülümseyin#bu kisiler bi de genelde cok böyle basarisiz oluyor özür dilerim ama#cünkü negatifliklerinden dolayi kalkıp hicbir sey denemiyorlar#bi dil ögrenmeye calisicaksin mesela diyor ki herkes bitakiyo sen de birakirsin#ya da bi enstrüman#ya da ucunda madalya su bu olan yarismaya giriveksin hemen ee sen nasıl kazanasın ji#bu kafa yapıları yüzünden hayatları minicik alanda kısıtlı kaliyor#dili tamamen ögrenme en azindan 3 kelime bil enstürmani ögrenme en azından denemis ol#o yarismayi kazanma madalya alma ama en azından tecrüben olsun#birisini sev sonunda üzül ama en azindan sevgiyi hisset anliyo musunhz?#?!?!2!#cok sinitlendim
1 note
·
View note
Text
Dünyada kötülükler olmasa bu güzellikler olsa sadece!!
Beautiful nature and animals!
"Başınızı dik tutun, yumruklarınızı da indirin. Kim size ne derse desin, sinirlerinize hakim olun. Değişiklik olsun diye, kafanızla mücadele edin... öğrenmeye dirense de kafa denen şey iyi bir şeydir."
Harper Lee - Bülbülü Öldürmek
74 notes
·
View notes
Text
Bu nasıl bir kafa biliyor musunuz, biz elma kesmek için elimize her bıçak aldığımızda tanıdıkları bıçakla öldürülmüş olan tüm insanlara düşüncesizlik ediyor, onları ayrıştırıyor, onları öldüren katillere selam çakıyoruz. Aynı safsata, hiçbir farkı yok, bıçak tarihte defalarca cinayet silahı olarak kullanıldı çünkü. Senin ne amaçladığının veya bıçağı nasıl algıladığının önemi yok, bıçaktan yana dertli olanın okuduğu niyet gerçek?
Bi’ de bu yazı düzenli olmasa da takip ettiğim bi’ dergide bugün yayınlanan bi’ yazı. Bu konuda okuduğum çoğu şey gibi, ayrıştırmayı yerer gibi görünüp ayrıştırmanın kralını yapan bu tür içeriklerle konunun uzatılmasını da pek masum karşılayamıyorum…
37 notes
·
View notes
Text
😁👊🤣👊😱👊😄
Helal olsun sana tam benim kafa.
Dengimsin 👋✌️👍
Değerli takipçilerim 😂
Sofra hazır buyurun ben çorba servis.
Yapıyorum 🤣✌️
Buyurun hep beraber afiyet olsun 😁
Bereketli iftarlar 🥰🙃
Elime saglik ben bana🤭😏
Kurban olduğum 😁🤪
Sert kız adıyla tadıyla bitane 🤭😏
Mutfak hamarati sert kız 😁🤪
😏🪻😏🪻😏🪻😏
Aklımda iken sizle paylaşım dediydim...Canlar benim yayınimi bir arkadaş rb yapmış kim diye sayfasına girdim
Bu Arkadaş engelledim bir bayın yayini de rb yapmış
Bu şahıs bende engelli
Merak ettim hele dediydim bunun takipçilerine bir bakım dediydim waoooov ne kadar abaza it bit pornocu varsa
Bu bayın sayfasında
İyi ki ben bunu engellemişim
Demekki bu da aynı bokmuş
Pisliğin önde gideni.
İki yıla yakin konuştum vardı.
Sana sen gibi lazım oğlum.
Vede sana gülüyorum 😁
İsminin bir harfi (A)🤭
Soy ad bir harf ( A) 🤪
8/9 senedir sanal alemde.
Kimin ne gevşek it karateksiz olduğunu çok iyi biliyorum.
Sert kız diyor 😁😏🤣
✌️👌🤘👍
189 notes
·
View notes
Text
Gâvurda adalet, işbirlikçide şahsiyet olmaz!
Avrupa futbol şampiyonasında, milli takımın maruz kaldığı haksızlıklar hepimize unuttuğumuz bir gerçeği bir kez daha hatırlattı.
Bahsini ettiğimiz gerçeği merhum Cemil Meriç şöyle ifadelendirmiş.
“Bütün Kur’an’ları yaksak, bütün camileri yıksak, Avrupalının gözünde Osmanlıyız; Osmanlı yani İslam!”
Bizim açımızdan bu, sadece şeref duyacağımız bir şeydir.
Yani, her hal ve şartta ‘İslâmî’ olmak, ‘İslâm’ gibi görünmekten daha büyük bir şeref olabilir mi?
Batılıların, bizim şeref duyduğumuz bu bakış açısı, bir tanımlama olsaydı eğer, elbette ki hiçbir sorun olmazdı lakin onların bakış açılarını motive eden yegâne unsur İslâm’a olan tarihi düşmanlıklardır. Yani bize baktıklarında öldüresiye nefret ettikleri bir düşman görüyorlar.
Bu gerçek, futbol gibi malayani bir meselede de kendini gösteriyor.
Daha doğru bir tabirle, düşmanlıklarını açık edecek hiçbir vesileyi ıskalamıyorlar.
Bunun için kendi elleriyle yaptıkları ‘demokrasi’ ve ‘evrensel insan hakları’ putunu da hiç tereddüt etmeden bir hamlede yutuveriyorlar.
Milli maç vesilesiyle bir kez daha gördük ki, söz konusu Türkiye olunca, ne nezaket kalıyor batılılarda ne ahlak ve ne de hak hukuk…
Koydukları kurallar ve belirledikleri norm bize gelince bir anda buharlaşıveriyor.
Azıcık da olsa vicdanı olan batılılar da gördüler bu gerçeği.
Kimi açık açık ifade etti, kimi mahcup bir edayla kem-kümlerin ardına sığındı.
“Futbol asla sadece futbol değildir” demiş İngiliz yazar Simon Kuper…
Hatta adam kitabını da yazmış bu olgunun.
Güçlü olanların, yönetim erkini ellerinde bulunduranları kendi çıkarları doğrultusunda kullandıkları bir enstrümandır futbol.
Bunu, ekonomik gerekçelerle kullandıkları gibi sömürü aracı olarak da kullanırlar ve bize karşı uyguladıkları şekliyle de tamamen siyasi bir mahiyete de büründürürler.
Eminim ki, herkesin ve hepimizin adalet duygusu incindi maruz kaldığımız haksızlıklar vesilesiyle. Bunu öylesine nobranca ve kör parmağım gözüne bir kabalıkla yaptılar ki, sadece haksızlıkla yetinmeyip stadı dolduran on binlerce taraftarı bir kez dahi ekrana getirmediler.
Maçı seyretmeye giden Sayın Cumhurbaşkanı bile göstermediler diyeyim de gerisini varın siz hesap edin.
Batılının, bahse konu Türkler/Müslümanlar olunca takındığı adalet anlayışı bu.
Tamam, bunu anlıyoruz diyelim, peki, bu memleketin ekmeğini yiyip de tıpkı batılı efendileri gibi yaşadığı ülkeye düşmanlık edip gavurların saflarında yer alanlara ne diyeceğiz?..
Bakınız bunun tarifi yoktur işte!..
Bu psikolojiyi anlamak mümkün değildir ve hiçbir zaman da mümkün olmayacaktır.
Anılan güruh, batılıların kendilerine de aynı tarifeyi uyguladığı gerçeğine gözlerini kapayarak uşaklıkta devam ederler ilginç bir biçimde…
Köle desen değil, esir desen değil… Zira netice itibariyle kölenin de esirin de bir şahsiyeti vardır. Bunlarda şahsiyetin zerresine tesadüf edemezsiniz…
Batılılar nezdinde, Müslüman bir topluluk içerisinden çıkan ‘ateistler’ de sorunludur.
Bu işbirlikçileri, düşmanlarını yani bizleri vurmak için bir silah olarak kullanırlar ama asla güvenmezler. Hatta zamanı geldiğinde buruşturup çöpe atmaktan da imtina etmezler.
İşin tuhaf tarafı, bizim şahsiyetsizlik ve dahası ihanetle suçladığımız bu kesim, öteden beri kendisini bu toplumun asli unsuru olarak görürler.
Kendilerini bir tür efendi, geri kalanları da parya gibi niteledikleri bir sır değil.
O yüzden gelişen her hadiseyi muhakkak surette siyasete indirgeyip bu bağlamda hakaretler savururlar/savurdular hep…
Kendi istedikleri partiye oy vermedikleri için bu millete ‘bidon kafa’ ve ‘göbeğini kaşıyan adam’ aşağılamasında bulunan bunlar değil miydi sahi?
Maç vesilesiyle batılıların adaletsiz davranışlarına maruz kalmadık sadece, mezkûr kesimin de aşağılık davranışlarına muhatap kaldık.
Voleyboldaki başarı üzerinden malum bir oyuncunun sapkınlığını kutsallaştırıp mütedeyyin insanlara hakaret eden güruh, kendi ideolojilerine uymayan bir sembolü yerden yere vurarak hem sporcuların muazzam başarılarını hiçe saydılar ve hem de bu halka ve halkın değerlerine saldırdılar.
Yaşadığımız tüm bu hadiseler bize gösterdi ki, dünyanın hiçbir yerinde bizdekine benzer halk düşmanı bir kitle yok.
Her ülkede ve coğrafyada kendi halkıyla kavgalı tıynetsizler mutlaka vardır ama bizdekine benzer, memleketin kaymağını yemekle kalmayıp milletin asli unsuru olduğunu iddia eden halk düşmanları bulunmaz.
Şu bir gerçek ki, hariçten gelen tehlikeyle savaşmak ve onu bertaraf etmek, dâhilîdeki düşmanlara nispetle çok daha kolaydır.
Gavuru canınız pahasına yenersiniz de bu gavurdan daha beter işbirlikçi gavurları ne yapacaksınız?..
Çok açık bir biçimde ifade etmeliyim ki, bu aşağılık güruhun tasallutundan kurtulamadığımız sürece gerçek bağımsızlığa kavuşmamız da asla mümkün olmayacaktır.
HABER7 YAZARI: NİHAT NASIR 11.07.2024 08:57
Kayısı 📍 Malatya 📍 Türkiye 🇹🇷
78 notes
·
View notes