Tumgik
#kötü kan
yeniyeniseyler · 7 days
Text
NOW - Haftalık Yayın Akışı (16 - 22 Eylül) (Özel)
NOW TV‘nin haftalık yayın akışını (16 – 22 Eylül 2024) haberimizde bulabilirsiniz. Yeni sezona başlayan NOW‘da bu hafta bir yenilik yok. Yeni sezonu gelecek olan “Hudutsuz Sevda” 26 Eylül 2024 Perşembe başlayacak. * Yayın akışında değişiklikler olduğu an başlığımız güncellenecektir. NOW TV – Haftalık Yayın Akışı (16 – 22 Eylül 2024)
1 note · View note
trcoffeebyefe · 1 year
Text
Silikon Vadisinin En Büyük Dolandırıcısı
Silikon Vadisinin En Büyük Dolandırıcısı: Elizabeth Holmes #elizabethholmes #theranos #badblood #wsj #silikonvadisininkötükanı #başarısızgirişim #girişim #eğiticipodcast #türkçepodcast
Herkese merhabalar, yeni bir yayına daha hoş geldiniz. Silikon vadisinin bugüne kadar gördüğü en büyük dolandırıcılık olayını gerçekleştiren ve kendisi adına kitaplar yazılan Elizabeth Holmes’u ve kendisinin bunu nasıl yaptığını, bu yayında konuşalım istiyorum. İsterseniz buyrun daha fazla beklemeden hemen yayına geçelim. Bu arada yaptığım yayınları beğeniyor ve yeni yayınları kaçırmak…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
siradanbirturankiziii · 7 months
Text
''Bu gece kendi kalemime 3 kurşun sıktım. Birincide ruhumu, ikincide sevgiyi, üçüncüde de aşkı öldürdüm. Beyaz kağıda kan damladı. Kalemin mürekkebinden çıkan son iki kelime...'Aşkın öldü'. Kan damladı, kalem öldü, kan damladı prens öldü ve kan damladı masal bitti''
4 notes · View notes
yasimencom · 2 months
Text
Kötü Kan Oyuncuları, Konusu 2024
Kötü Kan Oyuncuları, Konusu 2024 Kötü Kan oyuncuları, Kötü Kan dizi, Kötü Kan dizisi, Kötü Kan fragman, Kötü Kan oyuncu, Kötü Kan kadrosu, Kötü Kan ne zaman başlıyor, Kötü Kan kimler oynuyor, Kötü Kan dizi oyuncuları, Kötü Kan hangi oyuncular var, Kötü Kan ne zaman başlıyor, Kötü Kan yayın tarihi, Kötü Kan hangi kanalda gibi soruların cevapları yazımızda.. Kötü Kan Dizisi 2024 NOW‘ın Merakla…
0 notes
dizioyunculari · 3 months
Text
Kötü Kan Dizisi Oyuncuları
0 notes
pembebirkrizantem · 4 months
Text
Tumblr media
GÜLEN ADAMIN ÖLÜMÜNE DAİR
Bir gün alırken canını bir faninin,
Ansızın geçmişti önünden, Azrail'in,
Yine gülüyordu kuşlara,
Yine bakıyordu insanlara,
Ve yine geziniyordu sokaklarda...
Azrail çıkarken ölüm getirdiği evden,
Gülen adamdı kapıda, onu bekleyen...
Geçti Azrail gitti adamın önünden,
Arkasından bir kahkaha duyuldu hemen,
"İnsanlar senden kaçar hep,
Sense benden kaçıyorsun demek,
İnsanlara göre deliyim ama,
Senin içinde pek iyi biri olmasam gerek"
Azrail döndü baktı ardındaki mezcuba,
"Sen kötü biri değilsin ey fani!
Ama vaktin gelmedi henüz,
Hak icazet vermediyse
Ne yapsın sana Azrail!
Öyleyse git yoluna,
Ölüm vadesi dolmadan,
Gelmez insanoğluna"
Adam güldü yeniden,
Ardından hiç bozuntuya vermeden dedi ki
"Müsade etmezsin seninle gelmeme,
Ama alırsın sevdiklerimi de bir bir,
Madem istemezsin beni,
Bana bu zulmün niyedir?"
Bu kez gülen azraildir adama,
"İmtihan benim olsa
Getireyim sana sevdiklerini...
Hak cenneti nasip edecekse kuluna,
Uğruna elbette bir şeyler kaybetmeli"
Yanağından bir damla döküldü yere gülen adamın,
Sonra acı bir inilti duyuldu.
Yürekten dile düştü ateş.
Gülen adam ağlıyordu,
Ağlıyordu hıçkıra hıçkıra ilk kez...
"İmtihanım başım gözüm üstüne,
Ama hasret, bu hasret yok mu?
Yanında hafif kalır getirdiğin ölüm bile
Yine de gelemezsin mi diyorsun benimle?
Ben gitmeye bu kadar gönüllüyken hem de,
Dem bu dem değilse,
Ne sen bana görünürsün
Ne de ben sana rastlarım bu evin önünde.
Bu kader değil de nedir öyleyse"
Azrail ağlayan adama baktı,
"Ey insanoğlu
Ömür sabır demektir.
Varsa nasibin bu dünyada,
Sabır ölümü vaktiyle beklemektir.
Bir sonraki karşılaşmamızda,
Söz veriyorum!
Seni almadan,
Dönmeyeceğim semaya."
Gülen adam başı önde,
Kurularken gözyaşlarını öylece,
Azraille dostlukları başlamıştı o gün
İşte tam da böyle...
Sonra gecelerden bir gece,
Yeniden karşılaştı,
Bu iki eski dost,
Azrail sözünün eriydi belli ki!
Aldı gülen adamın canını,
Karanlık bir harabede,
Nasır tutmuş ayaklarından,
Permeperişan saçlarına kadar...
Sinsi bir soğuklukla gezindi,
Tâkatsiz bedeninde...
Yalnızca yüzüne dokunmadı,
O kaygısızca gülmekte olan yüzüne,
Kan çekildi, ten bembeyaz kesildi,
Ama gülmeye devam etti gülen adam,
Kıyamete kadar da
Gülmeye devam edeceği gibi...
-PembeBirKrizantem
(Şiirin bu kısmını paylaşmak konusunda kararsız kaldım ama asıl kararı okuyucunun vermesi gerektiğini düşünüyorum. Yorumlarınızı bekliyorum.)
141 notes · View notes
noksanbiri · 2 months
Text
birkaç saat önce yaşadığım iki tane korkunç şeyi yazmak istiyorum. akim misafirler vardı. evlerine götürüp evime geri dönerken çevre yolunda bir kamyonu sollamaya çalışırken sollu sollu bariyerlere doğru gözümün önünde girdi. birkaç saniyelik olaydı. az hızlı olsam arada kalıp bende girecektim onunla beraber. onun etkisini atlatmadan sonrasında köy yoluna girdiğimde ise tam bizim köye yaklaşırken bir hayvan barınağı var. barınak ama bütün sokak köpekleri dışarıda orada. gariptir. yolda zaten aydınlatma yok. birkaç saniyelik olay bu da. bir yavru köpekle annesi birden bire önümde belirdi. gerçekten birden bire diyorum çünkü anlık oldu. zaten ışık falanda olmayınca görmem anlıktı. sağımda araba vardı solumda bariyer. bunlarda tam ortadaydı. yolun ortasında oturmuşlardı. gördüm görmesine ama çok geçti. orada fren yapsam kesin takla atardım. sağa geçsem diğer arabaya girerdim. sola kaçsam zaten bariyer. sola kurabildiğim kadar kırdım ama nafile. kafamın içinde bi patlama oldu. ileride durdum. geri geri geldim. indim arabadan. hiçbir şey yok. yolda kan. herhangi bir hayvan inleme sesi hiçbir şey yok. köpekler yoktu yani. bi anlık dedim ki rüya mı görüyorum. sonra gittim arabaya baktım. plakalık yok sağ taraf komple gitmiş. indim arabanın yönünü değiştirdim bana ışık olsun diye ileriye doğru gittim hiçbir şey yok. sanki buharlaşıp uçtu bu hayvanlar. bindim arabaya eve geldim. büyük aydınlatma aldım tekrar gittim oraya. dolaştım yarım saat hiçbir şey yok. bu nasıl oldu bilmiyorum. çarptım çarpmasına ama herhangi bir iz yok. derken yolun ortasından küçük yavru bi köpek yavaş yavaş gelmeye başladı. kucakladım baktım yara bere yok. sonra abaya koydum. tekrar aradım annesini yok. nasıl böyle bir şey oldu bilmiyorum. araba bi şekilde hal olur ama. yanlışlıkla dahi olsa bir canın ölümüne neden olmamış olurum inşallah. tek temellim bu. sadece hayatımız pamuk ipliklerine bağlı ve ölüm gibi koskocaman bir gerçek var tam önümüzde duran. inşallah iyidir o yavrucakta. sabah 6 da kalkıp tekrar gideceğim oraya. yazıyı görürsen eğer dua edin bulayım. yaralı bile olsa bir şekilde sağlığına kavuşmasını sağlamak nasip olur inşallah. bu kadar elim ayağımın titrediği bir gece olmamıştı. çok kötü bir duygu bu. çok. dua edin sadece. hoşça.
Tumblr media Tumblr media
107 notes · View notes
susamam · 2 years
Text
ve fısıldadım; ben kötü bir kadınım. elime çiçek versen solar. kalem versen mürekkebinden kan boşalır. ben kötü bir kadınım. yazdıklarımın bile bir anlamı yok.
1K notes · View notes
ysfogzdgrz51 · 2 months
Text
Hayirli akşamlar
Umut yaşatır insanı derler.. Umut etmek güzeldir insanı ayakta tutar.. Bunca zaman sadece umut ettim ve şimdiki yaşlarımda umut yerini aşka bırakır oldu.. İnsanı yaşatan tek şey umut değilmiş meğer.. Aşk bize verilmiş en kutsal duygu.. Küçücük kalbime dokunduğun gün başladı hayat.. Hala devam ediyor ve ben her seferinde iyi ki diyorum.. Bana olan desteğin bana olan sevgin bana duyduğun büyük aşk karşısında dizlerinin önüne eğilip sana olan bütün duygularımı haykırmak isterdim.. Fakat ağızdan çıkmıyor cümleler senin yanında.. Seni sadece yazarak anlatabiliyorum.. Yüzünü kirpiklerinin tel tel ayrılışını gülüşünü ellerinin ve kalbinin sıcaklığını sadece kağıtlara dökebiliyorum.. Sana bakarken daha bir güzelleşiyor sanki ruhum.. İçimde kötü olan ne varsa hepsi bir bir kopuyor karışıyor sonbahar rüzgârlarına.. Savruluyor içimdeki bütün olumsuzluklar.. Güzel olan ne varsa bana koşuyor sanki seninle birlikte.. Tarif edilemiyor bazen sevgilim.. Sen kutsanmış kitap gibi sen üstüme düşen yağmur damlası gibi sen cama vuran rüzgar gibisin.. Sen yatağımdaki derin uyku sen sabahıma güneş sen karanlığıma mum alevi.. Sen kalbimi ısıtabilen içimi okşayabilen tek varlıksın.. Bana bütün duyguların en güzelini yaşatan büyümemi sağlayan içime heyecan katanımsın ve sen iyi ki varsın.. Duysalar kıskanırlar kalbinin güzelliğini duysalar alırlar hemen seni benden.. Yok eşin benzerin.. Senden bir tane daha yok.. Senin gibi bakan senin gibi gülen senin gibi dinleyip susan senin gibi ağlayan senin gibi saran yok.. Sen varsın bir.. Şu koca dünyaya gönderilen ve beni bulan bir tek sen varsın.. Sen bütün sonlarımın başlangıçlarına dokunansın.. Sen denizin mavisi yaprakların yeşili siyahın aydınlığısın.. Sen beyazsın hemen kırılırsın leke tutar beyaz yanların ağlarsın kan damlar sokaklara.. Yüzüne ufacık hüzün düşse kuşlar ötmeyi bırakır kanatları kırılır.. Ne zaman dönsen sırtını bana yırtılır bedenim.. Yokluğun keser nefesimi dolar gözlerimde ağlayamam.. Üzülmenden korkarım.. Sen üzülme karicim varsın dolsun gözlerim yaşlarla varsın yansın bu gezegen alev alsın.. Yeterki üzülme.. Sen gülümsemek etrafa neşe katmak için yaratılmışsın.. Sen başyapıtsın.. Gözlerin hiç dolmamalı mesela yüzün hiç gülümsemek etrafa neşe katmak için yaratılmışsın.. Sen başyapıtsın.. Gözlerin hiç dolmamalı mesela yüzün hiç düşmemeli.. Ellerin hiç gözyaşlarına gitmemeli senin.. Sen hep sevmeli sevilmeli gülmeli mutlu olmalısın.. Sen sofranın tuzu rüyaların tatlı düşü.. Sakın gitme hep yanımda kal.. Kalki ruhum nefes alsın kalki canıma can katılsın.. Yüreğime değdiğin günden beri böyleyim işte.. Kerem Ferhat Mecnun misali divaneyim deliyim belki.. Nasıl böyle oldu dersen dön bir bak aynaya.. Bunun bütün cevabı sende.. Sen sorulara cevapsın.. Bazen olmadığın gecelerde oturuyorum camın önüne alıyorum elime bir kahve ... Sen yokken hava genelde öfkeli oluyor.. Esmer bulutlar kuşatıyor gökyüzünü bir türlü açık vermiyor.. Tek bir yıldız kalmıyor gökyüzünde sanki hepsi küsüyor.. Yıldızlara bakıp dalamıyorum diye dışarıya göz gezdiriyorum bende.. Ağaçlar yalpalanıyor.. Yapraklarını akıtıyor gözyaşı misali.. Yerler hep yaprak oluyor.. İnsan basmak istemiyor yapraklara acıyla ayrılıyorlar daldan diye.. Sonra rüzgar bakıyor etrafa sen yine yoksun.. Bir hışımla esmeye başlıyor.. Ne ağaç dalından düşen yaprak kalıyor ne yerden kalkmayan toz tomur.. Yokluğun böyle bir şey sevdiğimm.. Sensizlik bir tek bana değil bütün doğaya yansıyor.. Herşey herkes kırılıyor dallarından.. Oyüzden iyisi mi sen gitme kal.. Ciğerlerime dolan sigara dumanı bile yoksun diye dertli yanıyor kahve buz gibi oldu odada epey soğuk.. sen hep doğ karanlığıma aydınlansın ısınsın odam.. sen gitme kal..
Tumblr media
61 notes · View notes
ruhumbipolar · 5 months
Text
her gece bir mahkeme var kalbimde, kaç hüküm yedim bilmiyorum kendi içimde kaç kez asıldım kaç kez alındı özgürlüğüm elimden. taş oldum bütün renkler yasaklandı bana ama benim canımı yakan tek şey hepsinin bana olmasıydı, belki de bu yüzdendir benim nefretim bana kan kusturan kimsenin acı çekmiyor oluşudur beni sinirlendiren bütün yükü bütün vebali bütün bedeli benim ödüyor oluşumdandır belki bu kadar kötü biri oluşum.
80 notes · View notes
yeniyeniseyler · 14 days
Text
NOW - Haftalık Yayın Akışı (9 - 15 Eylül) (Özel)
NOW TV‘nin haftalık yayın akışını (9 – 15 Eylül 2024) haberimizde bulabilirsiniz. Eylül ayının 2. haftasında NOW yeni sezona artık tüm hızıyla giriyor. Öncelikle NOW Haber yeni sezona 9 Eylül Pazartesi günü başlıyor. Selçuk Tepeli ile NOW Ana Haber, Gülbin Tosun ile Ana Haber Hafta Sonu, İlker Karagöz ile Çalar Saat ve Ezgi Gözeger ile Çalar Saat Hafta Sonu bu hafta ekrana geri dönüyor. NOW‘da bu…
0 notes
kitapkontu · 2 months
Text
Tumblr media
Bir şeye açıklık getirmek istiyorum. Ben insanları dinine, diline, cinsel tercihine veya yaşam tarzına göre değerlendirmiyorum. Kimseye hüküm vermeye hakkım yok hüküm Allah'ındır. Bana göre sadece iki tür insan vardır, iyi insan ve kötü insan. Özellikle dindarlık arkasına saklanarak insanlara hakaret eden kendini ahlak bekçisi gibi sanan ( dine göre gıybet yapıyolar ve günah ama dinden bi haber oldukları için haberleri yok ) insanlardan hoşlanmıyorum. Ayrıca siyasi görüşü ne olursa olsun bu ülkeyi kuran, hayatını milleti için harcamış, krallığını ilan edebilecekken milletine seçme seçilme hakkı vermiş, Avrupa'dan bile önce kadınlara en büyük değeri vermiş, dünyada çocuklar için ilk kez bayram ilan etmiş, şuan ortadoğu gibi kan revan içinde bir ülke değilsek onun sayesinde olan yine de yediği kaba pisler gibi düşmanlık güttükleri ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'e saygısızlık yapan, iftira atan insanları sevmiyorum. Düşüncelerine de saygı duymuyorum. Kulaktan dolma kendi gibi tiplerden duydukları şeyleri sanki kendi oradaymış gibi iftira atarak paylaşan üstüne bi de dindar olduğunu sanan tiplerden nefret ediyorum. Dine sizler kadar zarar veren başka bir insan topluluğu daha yok. Keşke deli gibi savunup millete iftira atacağınız yerde açıp kitabı okusanızda yaptığınızın dine göre günah olduğunu görseniz. Ama ben biliyorum bu gibi insanlar düzelmez malesef ki varsınız. Size dini bir cevap vererek bitiriyim. Allah sizi ıslah etsin..
@kitapkontu
51 notes · View notes
selcandy · 27 days
Text
Dün gece boyunca yerlerden kan temizledim, evde luminol inceleme yapılsa başım derde girer. O kadar iğrenç bir geceydi ki anlatamam, daha az evvel evi baştan aşağı çamaşır sulayarak kan kokusunu yok edebildim…
Dün işten sonra biraz uzanayım demiştim, gece 2’ye kadar uyumuş kalmışım. Bir uyandım ki her yerde kan var, şoka girdim tabii. Sonra Tayyip kedimin arka patilerinden birinden geldiğini fark ettim ama ne olduğunu anlayamadım da. Kanaması sabah 5’e kadar devam etti; ortalığı temizlerken tırnağını buldum ve anladım ki hayvanın tırnağı kökünden kopmuş çıkmış!
Bir yandan Crystalin ve gazlı tamponla onun ayağına yetişmeye çalışıyorum, diğer yandan yerden devamlı kan siliyorum ve tüm bunlar bana, yani kan tutmasıyla meşhur bir insana oluyor. Bir ara Vileda’nın sapını tutamaz hale geldim, biraz kolonyayla kendime geleyim dedim bu sefer de elim kolonyanın fısfısına basmaya yetmedi. Bu kan tutması olayı korku ve endişeyle birleşince o kadar yordu ki sabaha karşı defalarca dayak yemiş gibi hissediyordum kendimi.
Tabii bugün kendime gelince ne yaşadığımı anlamak için kan tutması olayının neliğine bakayım dedim; fobi grubuna girdiğini hiç bilmiyordum. Hematofobi deniyormuş bu olaya hatta. Çoğunlukla “maruz bırakma terapisi” ile tedavi ediliyormuş, çok acımasızca geldi abi. Muhtemelen klinikte kontrollü bir maruz bırakmadan bahsediliyordur, detayına bakmadım ama kesinlikle benim maruz kaldığım şekilde değildir çünkü her şey daha kötü oldu sanki…
Tayyip kedim benden daha iyi durumda öyle söyleyeyim. Hatta o çok iyi, hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam etme moduna geçti ama benim geceden beri nereden baksan 5-10 kere elim ayağım boşaldı - geçsin artık.
45 notes · View notes
mcanylm34 · 5 months
Text
İyiyim ben, bir şeyim yok 😢
Kimsenin anlamayacağı o yaram dışında😟
Öyle toplanmayın başıma, sızı bu nasılsa diner. Bi' gidin aslınız kirden görünmüyor! Tabii ya doğru, hep beni düşünerek hareket etmişsiniz. Üzerime titremişsiniz senelerce.
Olur mu, aksine hiç incitmek istememişsiniz.
Lan bi' gidin, yalanlarınız boyunuzu aşmış sizin!
Hak etmiyorsunuz kötü kelamları bile; Ananız avrat da olur size, menfaatiniz işlerse.
Yeter ki cukka dolsun, neyinize alın teri Ulan bi gidin, s.ktirin gidin.
Öyle çok sevmişim ki yeminlerinize aldanmayı!
Ne deseniz kanıyorum! Olduğu gibi kan, önüm ardım😢
Tumblr media
Tumblr media
137 notes · View notes
kursakboslugu · 8 days
Text
yırtarak geçiyor kalbimizden hayatı da törpüleyen zaman
şuramızda bir şey var acıya benzer umuda benzer böyle günlerde hayat hem acıya, hem acıya benzer gün ölümle başlatıyor hayatı her şafak taze bir ölünün üstünde doğuyor her sabah ölümü anlatıyor gazeteler sol köşede ölümü kutsallaştıran bir fotoğraf yeni bir cinayetin röntgenini çıkartıyor gövdeme beynim sabırla keskin iğdişliyor haber bültenlerini, yorumları, sahte ölüm ilanlarını bizim ilanlarımız çoktan verilmiştir gelirse de bilinir nerden ve nasıl böyle ölümün yücedir adı ha kanağacı canım, ha gelincik tarlası çünki ölümün kanıdır besleyen bir başka baharın tohumlarını şuramızda bir şey var bizi onduran şey acıya saran umudu kuşatan
kalbim: kalbim mi desem var kalbim: yaşayan ben hayatla ölümle cinayetle gazetelerde, radyolarda, eski üniversitelilerde eski prof hocalarla. o yaşayan ben: geç mi kaldık/kabul edemem ah benim sevgili annem oğlun da elbet yurtseverden bir gün bırakırda sizi yüzüstü yüzüstü değil: elbette bizüstü bırakır da: kötü sarmaşıkları, yaban güllerini bırakır da: sekizyüzlük hırtları, şunları, bunları giriverir senin sıcacık kucağına yani hem sana karşı, hem senin için giriverir o yanılmaz tarihçinin yaprağına ölüm mü dedim annem ölüm senin gibi güzel annelerin senin gibi güzel çocuklar feda etmiş o tarih atlasında bir kırmızı gül olur ancak koksun diye çocukların bahçesi
şuramızda, tam şuramızda kanserli bir virüs gibi kanımıza karışsa da bizi yaşatan günler perişan
işte bir bir kırıyorlar dalıylan yeryüzünün olgunlaşan meyvelerini çünki biliyorlar vakit dar oysa dalları kırılmayan ölür mü sonsuz ağaç hayatı pekiştiren kökümüz var dünyayı emeğe kazandırmak için hayata ve ölüme sonsuz bir anlam veren kanağacına sözümüz mü var
biz şimdi gidiyoruz gibi ya dostlar bir gün döneriz elbet acısız, adsız
ölümsuyu sürünün sürünün ölüm suyu bir ölü bir dirinin kanıdır besler hayatsuyu
şuramızda, tam şuramızda tarihe nasıl anlatsam
ey anneleri korkutan bizi yaşatan kan
günler perişan
Tumblr media Tumblr media
20 notes · View notes
siktiringidinlutfen · 6 months
Text
içine atarsa ölürdü hani insan? benim içimin dibi yok, sonsuz. bazen kusasım geliyor yaşadığım her şeyi. dilimin ucundan damlıyor siyah mürekkep rengi. içim katran, içim susuz, içim deniz, içim kayıp, içim bomboş bir mezarlık; ölülerle dolu bir kadehe susamışlık. “ben yok oluyorum, görmüyor musun?” diye soruyorum aynadakine. sen zaten yok oldun dercesine bakıyor, ölü gibi bakıyor, kimse onu umursamıyormuş gibi. gözlerinde yetiştirdiği mor menekşeler ele veriyor onu. buz tutan kalbinin üstünde uyumuş gibi teni, soğuğu sevdiğini teni bile haykırıyor. dünyanın en kötü keşfi aynalar olmalı, diye düşündüm yansımamın takıldığı o kara harelerden gözlerimi kaçırdığımda. kendimi gördüğümde hislerimin ete kemiğe büründüğünü düşlüyorum. onlar kadar can yakıcı, onlar kadar gerçek biri. içimden kaçmak kolay oluyor yer yer, zihnimden demedim; içimden dedim. çünkü çoğu zaman kovuluyorum o savaştan. fakat aynalar beni o savaşın kaybedeni yapıyor. düşünsenize, içiniz ölüyor. ve aynalar o ölümü doğuruyor, eksiksiz bir biçimde. ölmüşüm. bakıyorum gözlerime, saçlarıma, dudaklarıma, boynuma, ellerime, göğüs kafesime. Kemiklerim morarmış. Kalbimin olduğu yer çukurlaşmış. saçlarım kokusunu yitirmiş. gözlerimin belini ölüm bükmüş. boynumda kan var. hayır, kırmızı değil. katran. içimin rengine boyanmış damarlarım. ölmüşüm ve doğumumu kutlamışım yıllarca. içine atarsa ölürdü hani insan? nedir bu hayatıma sıçramış katran yönümü göremiyorum, yolumu kaybediyorum. kimse tutmayacak ellerimi biliyorum. ama kimse kutlamasın doğumumu bugünden itibaren, söylüyorum. yaşadığım her gün ölüyorum.
51 notes · View notes