#ilişki psikolojisi
Explore tagged Tumblr posts
shahinelected · 9 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
🇦🇿 Həyat yoldaşım ilə düz 60 ildir evliyik və bir gün belə dalaşmadıq. Bunun ən böyük sirri nə idi bilirsən? Biz onun ilə çox yaxşı dost idik. Birlikdə tennis oynayar və balığa gedərdik və çox gözəl söhbət edərdik. Məncə ən əhəmiyyətli şey də söhbət etməkdir onsuzda. Danışarkən bezdirməyən biri varsa evlənin?!
Pyer Rişar
🇷🇺 Мы с женой женаты ровно 60 лет и у нас не было ни одной ссоры. Знаете, в чем был самый большой секрет? Мы с ним были очень хорошими друзьями. Мы вместе играли в теннис, ходили на рыбалку и прекрасно беседовали. Я думаю, что самое главное – это все равно поговорить. Женитесь на ком-то, или выходите замуж за того кто не бесить вас во время разговора?!
Пьер Ришар
#shahinelected #pierrerichard #пьерришар #психологияотношений #отношения #ilişkipsikolojisi #ilişkiler #evlilik #münasibətlər
0 notes
acz1kul · 3 months ago
Text
HEPİNİZ KATİLSİNİZ!
AMA DAHASI VAR!
NARİN CİNAYETİ UMURLARINDA BİLE DEĞİL.
TEK HEDEF; TÜRKİYE VE İSLAM'LA SAVAŞ!
O CEPHE BİRLEŞTİ, HEPİMİZ ZEHİRLENDİK!
1- Muhtar olan Amca Salim Güran, sekiz yaşındaki Narin’i vahşi biçimde öldürüyor.
2- Neden? Narin, amcası ile annesinin yaptıklarına tesadüfen tanık olduğu için.
3- Sonra çocuğu öldürüyorlar. Hep birlikte bir çuvala koyup dereye gömüyorlar.
4- Amca katil, anne katil, cesedi dereye atanlar hep birlikte katil.
5- Olayı akrabalar biliyor, bütün köy biliyor. Güvenlik birimleri günlerce çocuğun cesedini arıyor. Ama kimse bilgi vermiyor. Çünkü devleti, güvenlik birimlerini cesedin bulunmaması için oyalıyorlar.
Olayı gizleyenler cinayet ortağı, katillerle ortak.
İş burada bitmiyor:
6- PKK/HDP (DEM) üyeleri bu aşağılık cinayeti siyasi amaçla kullanıyor. Gösteriler yapıyor, buradan devlet düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı çıkarmaya çalışıyor. Bir ahlaksızlık, bir cinayet Türkiye ile savaşa dönüştürülüyor.
7- Sonra iş, bütün Türkiye’de, Kur’an kursu üzerinden İslam’la Savaş cephesine dönüştürülüyor. PKK/DEM mensupları da, bu iş üzerinden İslam’la savaş fırtınaları estirenler de katil!
8- Sonra bir bakıyorsunuz, Narin’in ağabeyi dahil, bütün aile PKK’lı! Cinayete ortak olanlar PKK'lı. İş burada da bitmiyor.
9- Bir ahlaksız ilişki üzerinden, bir vahşi cinayet üzerinden nasıl bir kurgu planlanmışsa, Türkiye rehin alınıyor. Günlerdir bütün ülke Narin konuşuyor, canlı yayınlar, kriz yayınları yapılıyor.
10- Sonuç itibariyle hepsi PKK için gündem oluşturmuş oluyor! Muhtar amcanın gizli ilişkisi, muhtar amca ve ortaklarının vahşi cinayeti ile PKK terörü birleşiyor.
11- Ve hepimizi bir psikolojik operasyona maruz bırakılıyoruz. Türkiye batmış, bitmiş, her şey kötü, devlet ve millet çökmüş psikolojisi inanılmaz bir incelikle işleniyor. Bütün ülkeye zehir saçılıyor!
12- Zavallı bir çocuk üzerinden bir PKK ahlaksızlığı, bir PKK cinayeti, bir PKK kurgusu ve bunu birilerinden intikam almak için alkışlayan aptallar sürüsü...
13- Evet, PKK bir çocuk daha öldürmüş oluyor! Hepimiz zehirlendiğimizle ortada kalıyoruz!
14- Bütün senaryolarda tek bir hedef vardır; Türkiye ile, İslam'la hesaplaşmak. Ahlaksızlık, çocuk cinayeti umurlarında bile değil. Bu olayda bile tek bir cephe oldular. Bu senaryoyu bozalım...
İbrahim Karagül
10 notes · View notes
isabellaorose · 7 days ago
Text
İnsanın aşk acısı psikolojisi sandığımızdan yok edilebilir mi? Bu acı bizi ne kadar değiştirir?
Tüm insanların sıkıntısı olan Aşk duygusu günümüzde ağırlaşmış durumda ne yazık ki.. Özellikle bu OBK gibi hastalığa benzer "Aşık olduğun kişiye olan takıntı" dediğim psikolojik sorunlarda oluşturabiliyor. Bende bu Aşk dediğimiz olmazsa olmazı günümüzde yer alan ama Antiromantik bireylerin bu duygudan kendilerini kurtarabildiği şeydir bu duygu. Kimisi bu aşk kelimesini kullanarak "Ben seni seviyorum" gibi cümlelerle kandırıp dolandırıcılık yaptığı bile vardır.
Sizce aşk dediğimiz şey güzel midir?
Bu sayfamda kendi kişisel öz düşüncelerimi baz alacağım için benim dediklerimi doğru veya yanlış demeniz size kalmış bir durumdur. Bana göre aşk dediğimiz şeyin hem avantaj hem de dezavantaj sağladığı doğrudur. Aşk insanın aslında gününe pozitiflik, rahatlama, kaygı azaltma, psikolojiye iyi geldiği görünse de bir de toksit hale gelmiş veya öyle başlamış bir ilişkinin bu olayları barınmadığını hepimiz iyi biliyoruzdur. Benim için pozitiflik kadar bir şey barındırsa da bir o kadar da negatiflik barındırıyor. Şu doğrudur ki her bir ilişki sonlandırmanız da fazlasıyla değişiyorsunuz ve bu istemeden gerçekleşiyor artık bazı duyguları istediğiniz gibi hissedemiyorsunuz, daha önce ki halinizle karşıda ki partnerinizi karşı karşıya getirtemiyorsunuz.
Bunu bilmek her ne kadar sizin için üzücü olsa da umursamazlık düşüncesi artık sizde geliştiğinden dolayı bu üzücü durumu bile bir anda unutabilirsiniz. Bu gittikçe sizi duygusuz hale getirecek belki de kötü bir insan haline bile ulaşabilirsiniz. Aşk size güzellikler sunabilir; Huzur, mutluluk, sevinç, pozitiflik, hareketlilik, canlılık, güzellik. Ama bir o kadar da canınızı şöyle acıtabilir; Stres, huzursuzluk, yorgunluk, bitmişlik, uykusuzluk veya uykulu, duygusuz hale gelme. İşte bu yüzden aşk dediğimiz şey her iki türlü yola sahip ve illa ki birine yolunuz düşecektir.
İnsanın aşk acısı psikolojisi sandığımızdan yok edilebilir mi?
Evet. Yok edilebilir bir şeydir. Tabii geçici veya kalıcı olaraktır. Eğer bir kişi ilişki içerisinde aşk acısı çekiyor ise bunu bir yerden sonra kaybedebilir "Hayır ben onu seviyorum asla ondan vazgeçemem!" demek hiç doğru değildir. Bunu ben bir arkadaşıma tarot açılımı yaparken söylemiştim vaz geçeceğine dair çünkü kartlarda bile çıkmıştı ama bana o cümleyi kurduktan en az bir kaç hafta sonra ondan yorulduğunu ve vaz geçmek istediğini açıkladı. Bu da doğru bir yaşanan olaydır. Ama buradan da şunu görmeniz gerekir. Bir insan cidden sevdiyse pat diye bırakamaz, kopamaz ve ayrılamaz bunun için bir süreç içerisinden geçmesi gerekir. Çünkü psikolojik olarak partnerine karşı bir bağlılık içerisinde oluyor mesela bir kalın halatı bıçakla kesmeniz sandığımızdan çok zordur. O da buna benzer olaydır işte acıyı çeken insan hemen halatı koparamaz. Veya bir arkadaşımın gecenin saat 20:00'de ağlayarak evime gelmesidir. O da bana "Onu çok seviyorum.." diyerek geldiğinde ayrılması ve ondan vaz geçmesi için sayısızca nasihat verdim dinlemedi. Ama 1 sene sonrasında tekrardan konuşmaya başladığımızda bana "Ondan vaz geçtim bana yaptıklarının aynısını ona yapıyorum!" örneği olayıdır. Dostlar ve düşmanlarım merak etmeyin eğer bir ilişkide acı çekiyorsanız illa ki onu bırakacaksınız. Aynı bu anlattığım olaylarda ki kızlar gibi bir yerden sonra vaz geçmeye başlayacaksınız. Peki aşk duygusundan sonradan vaz geçip başkasına gidebiliyorsak tamamen aşkı nasıl kendimizden silebiliriz? Şahsen bu soruya tam olarak yanıt veremezdim belki bir Antiromantik bireye sormak mantıklı olabilirdi? Ama bir kaç mantık kurabiliriz belki. Zaman geçtikçe sevgili işlerine tamamen girmeyi bırakıp hayatımıza odaklanmamız lazım. Evet yanlış okumadın. Tamamen bu işleri arkada bırakman gerekir ders çalışman, spor yapman, kariyer yapman, iş yapman, dostlarınla kutlamalara gitmek, arkadaşlarınla aktivite ve oyun oynamak gibi şeylerde bulunarak cidden iyi bir bira içmek gerekir. Ve içten içe bir şeyleri kabullenmeniz gerekir. Bu saydığım şeyleri yapıp hayatınıza yavaş yavaş katarsanız aşk duygusundan uzaklaştığınızı fark edeceksiniz doğru olan şu ki dostlarım ve düşmanlarım sizden önemli başka kimse yok. Kendinize bakmazsanız sağlığınızdan vücudunuzdan siz olacaksınız o değil. Aynaya bakıp onu görmüyorsun kendini görüyorsun. Kendini beğenmek mi istiyorsun? Çaba sarf et! Ve özellikle bir şeyleri silmek gibi olaylara girdiğinizde iradenizle savaşa girersiniz. Eğer iradenizin iplerini tutabilirseniz kim size karşı gelebilir ki zaten?
Bu acı bizi ne kadar değiştirir?
Sandığımızdan fazla değiştirir. Tahmin edemeyeceğiniz bir kişilik değişimine maruz kalabilirsiniz de. Eğer bu acı ne kadar devam ederse avantaj olarak tecrübe kazanırsınız dezavantaj olarak da kişilik değişimi yaşarsınız tabii iyi yönden mi kötü yönden mi orası kişiden kişiye değişir. Ama benim bunda fikir sahibi olduğum şey ise büyüdükçe sevgili yapmanın cidden bir yararı olabiliyor. Böylece ilerleyen yaşlarınızda bir partneriniz olduğunda ona nasıl karşılık verebileceğinizi bilebilirsiniz. Bu tecrübeler hayat üzerinde önemli ölçüde yararı olabiliyor cidden. Hem nasıl duygusal destek verebileceğinizi hem de nasıl duygusal acının üzerinden kalkabileceğinizi bilirsiniz. Böylece ilerleyen vakitlerde daha huzurlu bir ilişki hayatı tercih edebilirsiniz.
0 notes
edebiyatiturk · 12 days ago
Text
Edebiyat ve Yalnızlık: İnsanın İzol
Edebiyat ve Yalnızlık: İnsanın İzolasyonu Edebiyat ve yalnızlık arasındaki ilişki, insanın içsel dünyasını keşfetmesinin ve sosyal ilişkilerindeki yetersizlikleri anlamasının önemli bir yoludur. Bu yazıda, yalnızlık teması etrafında dönen edebi eserler üzerinden insanın yalnızlıkla yüzleşmesini ve bu sürecin insan psikolojisi üzerindeki etkilerini irdeleyeceğiz. Yalnızlık, insanın toplumdan ve…
0 notes
akilfikirgezegeni · 3 months ago
Text
Davranışlarınız ve sarf ettiğiniz cümleler yüzünden üzülen ve o üzüntü ile yanınızdan ayrılan biri aynı günün akşamında kalp krizi geçirse ve ölse... Şimdi bu ölüm normal bir ecel ölümü müdür yoksa cinayet mi? Kendini suçlu hissetme psikolojisi biraz böyle işler. Yani "Yapmasaydım, öyle davranmasaydım, keşke o sözleri kullanmasaydım" diyerek kişinin kendini suça ortak etme psikolojisi... Bu duygu yoğun olduğunda yaşayan kişi zorba olduğunu düşünerek kendini kurban konumuna getirir. Bu, bir şekilde günah çıkarma ritüellerine benzer. Acı çeken kişi günah işlediği durumun vicdan azabını böylece çektiğini düşünür. Bu duruma düşmemek için hem eylemlerimizden hem kelimelerimizden sorumlu olduğumuzu bilmemiz gerekir. Karşı karşıya kaldığımız olayda ilgili kişinin etkilenme durumu buna bağlı olabilir. Elbette kriz geçiren kişinin ölümünde bir kasti niyet yoktur ama dolaylı yoldan yaşayan kişiyi bu duygu esir alabilir. Suçluluk psikolojisi sürekli sebep olunan kötü olayın sonucuna odaklanır. Oysa bunun yerine kişi davranışlarını ve ilişki kurduğu kişilerle arasındaki iletişim dilini değiştirirse, asıl aklanma gerçekleşmiş olacaktır. Yoksa bu rumine edilen düşüncenin ne ölene ne de diri olana faydası vardır. İçaforiz
0 notes
dilperisanimmmm · 5 months ago
Text
Tumblr media
The Fallout
Yaşadığı travmaların etkilerini Vada'nın günlük hayatı içinde etkilerini izlerken keyi aldım. Sırf Jenna Ortega için bile izlenir ��  Bol konuşmalı durağan ilerleyen sade bir film. Okulda silahlı saldırı sonucu travma yaşayan 16 yaşındaki kızın psikolojisi ele alınmış. Saldırının kimin ve niçin yaptığına dair hiçbir bilgi olmadığı gibi akla da gelmiyor bu soru. Tamamen Vada üzerinden gidilmiş senaryo. Bence gayet güzel film olmuş. Net şekilde tanık oluyoruz karakterin başa çıkmasına, travmasına. Sadece onla da kalmamış, eğitim, politika, kayıtsızlığada yer vermeleri açısındanda izlenilir. Oyunculuklar baya iyiydi. Özellikle Vada'yı canlandıran Jenna Ortega oscar'lık sergilemiş. Amerikanın kayıtsızlığını vurguladılar, son karede çok vurucuydu.
Filmin mottosu “hissedebildiğini hissetmek”. Bir tür fichteci öznel idealizm örneği. Ve biz bu hissi ne yazık ki hissedememiz üzerinden hissebiliyoruz. On altı yaşındaki bir kızın travmatik bir olay sonrası hayatla kurduğu ilişki bizde olduğu gibi ne retorik, ne teorik ne de ütopik. Özgürlüğü bedeller ödeyerek elde etmiş toplumların geleceğe bıraktıkları en büyük miras bu olsa gerek, özgürlüğü hissettiğini hissetmek ve bunu deneyimlemek. Hayat, yaşanabildiği ölçüsünde öznel, bize ait bir hayattır, yaşadığımızı varsaydığımız haliyle değil.
Film aşırı dramatikleşmeden karakterlerin saldırıya nasıl farklı tepki verdiklerini ele almış. bana göre filmdeki en etkileyici sahne saldırı anından ziyade final sahnesiydi; yaşanan travmanın nasıl kendini hatırlattığını ve tam düzeldi derken insana tokadı patlatışını yalın bir şekilde anlatmışlar.Julie Bowen modern family'den sonra klasik heyecanlı amerikan annesi rolüne çok uymuş, durup dururken ekrana dönüp bir espri patlatmasını bekledim. Mia karakterinin yüzü izlerken çok tanıdıktı meğerse Maddie Zieglermış.Vada ve terapisti arasındaki diyaloglar daha uzun tutulsa belki daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum ; aşırı beklentiyle izlenmediği sürece empati uyandırabilecek ortalama bir filmdi bence.
Gerçekten filmlerde bir beklentide olmadığımda çok daha seviyorum 🫠🫠🫠
Vada'nın ailesiyle arkadaşlarıyla olan ilişkileri öyle çok hoştu ki. En çok kardeşiyle olan ilişkisi, ona olan sevgisi 💗🤌 kardeşiyle ilişkisi sımsıcak öyle ki insanın da içi sıcacık tatlı bi hoş oluyor izlerken. Sevdiklerine olan bağlılığını sevdim. Kafası karışık ama akıllı bir genç.
Çok beğendiğim bir film oldu. Dantel gibi işlenmiş.
Ayrıca müzikleri de aşırı harikaydı 🧚‍♀️🎶🧚✨️🧚‍♀️
"Dram sevmesem de bazen izlemek gerekiyor. Hayatın gerçekleri..." diye bu filme yorum yapan birini gördüm, sevdim :)
0 notes
tezhazirlamadoktora · 5 months ago
Text
Adli psikoloji tez konuları
Tumblr media
Adli Psikoloji Tez Konuları
Adli psikoloji, psikolojinin hukuk sistemiyle kesiştiği noktada çalışan bir alandır. Adli psikologlar, suçlular, kurbanlar, tanıklar ve jüri üyeleri de dahil olmak üzere adli sistemle etkileşime giren bireylerin değerlendirilmesi, tedavisi ve soruşturulmasıyla ilgilenirler. Adli psikoloji, suçun nedenleri, soruşturma ve kovuşturma teknikleri, ceza ve rehabilitasyon ve şiddetin önlenmesi gibi çeşitli konuları kapsar. Adli psikolojide araştırma yapmayı düşünüyorsanız, göz önünde bulundurmanız gereken birçok ilgi çekici konu vardır. İşte size ilham vermesi için birkaç fikir: Suçun nedenleri: Suçlular neden suç işler? Biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörler suç davranışında rol oynar mı? Soruşturma ve kovuşturma teknikleri: Polis ve savcılar suçları nasıl soruşturur? Tanık ifadeleri ve diğer kanıtlar nasıl toplanır ve değerlendirilir? Ceza ve rehabilitasyon: Cezanın amacı nedir? Suçlular tekrar suç işlememeleri için nasıl rehabilite edilebilir? Şiddetin önlenmesi: Şiddet nasıl önlenebilir? Erken müdahale programları etkili midir? Adli sistemdeki akıl hastalığı: Akıl hastalığı suçla nasıl ilişkilidir? Akıl hastalığı olan kişiler adli sistemde nasıl değerlendirilmeli ve tedavi edilmeli? Çocuk adli psikolojisi: Çocuklar nasıl suç işler? Çocuklar adli sistemde nasıl değerlendirilmeli ve tedavi edilmeli? Adli gerontoloji: Yaşlılar nasıl suç işler? Yaşlılar adli sistemde nasıl değerlendirilmeli ve tedavi edilmeli? Adli nöropsikoloji: Beyin ve davranış arasındaki ilişki nedir? Beyin hasarı suç davranışında rol oynar mı? Adli toksikoloji: Uyuşturucular ve diğer toksik maddeler suç davranışında nasıl rol oynar? Bunlar, adli psikolojide araştırılacak birçok ilgi çekici konudan sadece birkaçı. Alanla ilgileniyorsanız, araştırma yapmak için birçok fırsat olduğunu göreceksiniz. Adli psikolojide tez konusu seçerken dikkate alınması gereken bazı faktörler şunlardır: Kişisel ilgi alanlarınız: Ne hakkında meraklısınız? Hangi konular hakkında daha fazla bilgi edinmek istersiniz? Mevcut araştırma: Adli psikolojide hangi alanlarda halihazırda araştırma yapılmaktadır? Araştırmanızın mevcut literatüre nasıl katkıda bulunacağını düşünebilirsiniz. Veri erişimi: Araştırmanız için gerekli verileri nasıl toplayacaksınız? Verilere erişiminiz olacak mı? Yöntemsel becerileriniz: Hangi araştırma yöntemlerini kullanmak konusunda rahat hissediyorsunuz? Araştırmanız için gerekli becerilere sahip misiniz? Zaman ve kaynaklarınız: Araştırmanızı tamamlamak için ne kadar zamanınız ve kaynağınız var? Adli psikolojide tez konusu seçtiğinizde, bir sonraki adıma geçebilirsiniz: araştırma tasarımı. Araştırma tasarımı, araştırma sorularınızı nasıl cevaplayacağınızı ve verilerinizi nasıl toplayacağınızı ana hatlarıyla belirten bir plandır. Araştırma tasarımı geliştirdikten sonra, veri toplamaya başlayabilirsiniz. Verileri topladıktan sonra analiz etmeniz ve sonuçlarınızı yorumlamanız gerekir. Bulgularınız adli psikoloji alanındaki mevcut bilgiye nasıl katkıda bulunur? Bulgularınızın adli sistemdeki uygulamaları nelerdir? Son olarak, bulgularınızı bir tez veya makale halinde yazmanız gerekir. Teziniz veya makaleniz, araştırmanızın tüm yönlerini açıkça ve özlü bir şekilde anlatmalıdır Read the full article
0 notes
aykutiltertr · 6 months ago
Video
youtube
TEST 1 1.Hafta Zihinsel Süreçler ve Algı Mekanizmaları (GÖRSEL ALGI  Sorularla Öğrenelim GÖRSEL ALGI 1. Zihinsel Süreçler ve Algı Mekanizmaları Soru 1: “…………, insanın amaçlı yaşamsal etkinliğinin hem dış dünya ile ilişkisinde kullandığı deneysel bilginin üretilmesinde hem de iç dünyasında kendini kavramasında temel yetilerdendir.” Yukarıdaki boşluğu uygun seçenekle doldurunuz. (Çoktan Seçmeli) Kısa süreli bellek Duyularımız Uzun süreli bellek Çağrışım ✔ Bilinç Soru 2: Bilim felsefecisi Popper’ın birbirinden farklı gerçeklikleri ifade edebilmek için aşağıdakilerden hangisini kullanmıştır? Psikofiziksel Etkileşimcilik ✔ Üç Dünya Önermesi Gestalt Psikolojisi Çoklu Zekâ Teorisi Schemeta Kuramı Soru 3: Psikologlar algılama sürecini üçe bölerek incelemektedirler. Bunlar hangi şıkta doğru verilmiştir? ✔ Seçim-organizasyon-yorum Yorum-çizim-soyutlama Organizasyon-kısa süreli bellek-uzun süreli bellek İzlenim-duyum-algı Bilinç-bellek-algı Soru 4: Aşağıdakilerden hangisi psikofiziksel etkileşimcilik teorisine örnek olarak verilebilir? (Çoktan Seçmeli) Örümcekten korkmak İnsanın komik bir olaya gülerek tepki vermesi ✔ İnsanın utandığında yüzünün kızarması Çağrışım yoluyla bir şeyi hatırlayabilmek Duyu organlarının ilettiği verileri anlamlı bir bütün halinde algılamak Soru 5: Schneiders algılamanın tanımını nasıl açıklamaktadır? (Çoktan Seçmeli) İşaretleri yorumlama ve ilişkileri kavrama ve böylelikle gözlemlenen olayları ve eşyanın doğasını açıklama yetisidir Çıkarıma dayanmayan, çıkarsanmış olmayan, doğrudan ve aracısız olan kesin bir bilgi türü Doğuştan var olan yetkin ve bir ereğe yönelik örgütlenmiş, özdevimsel etkinlikler bütünü Olanaklar ve sınırlılıklar arasındaki diyalektik gerilimden doğup gelen bir farkındalık ✔ Algılama, duyular vasıtasıyla gelen parçasal verilerden bütüncül bir yapının kurulmasıyla gerçekleşmektedir Soru 6: ) Zekâ kavramı ile ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? (Çoktan Seçmeli) Zekâ üzerinde kalıtımın ve çevresel faktörlerin etkisi söz konusudur. ✔ Zekânın kalıtımsal özelliği sonucunda kardeş bireyler birbirine denk zekâ düzeylerine sahip olurlar. Zekâ, diğer şeyler arasında akıl yürütme (mantıklı düşünme yeteneği), plan yapma, problem çözme, soyut düşünme, yeteneklerini içeren zihinsel kapasitedir. Zekâyı ölçmede rakamları, biçimleri, sözcükleri kullanan farklı tip zekâ testleri bulunmaktadır. Zekâ, karmaşık fikirleri kavrama, çabuk ve deneyimlerden öğrenme yeteneklerini içeren zihinsel kapasitedir. Soru 7: Algısı olmasa da nesneleri zihinde canlandırma gücü olarak nitelenen zihinsel kapasite aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir? (Çoktan Seçmeli) Sezgi Akıl ✔ İmgelem Konsantrasyon İçgüdü Soru 8: Algılama süreci hangi aşamalardan geçerek gerçekleşir? (Çoktan Seçmeli) duyum - algı - izlenim ✔ izlenim - duyum - algı bilinç - duyu - algı algı - duyum - izlenim duyu - duyum - duygu Soru 9: Çıkarıma dayanmayan, çıkarsanmış olmayan, doğrudan ve aracısız olan kesin bir bilgi türü olarak tanımlanan yeti aşağıdakilerden hangisidir? (Çoktan Seçmeli) Hayal gücü ✔ Sezgi İçgüdü İmgelem Duygu Soru 10: Doğuştan var olan yetkin ve bir ereğe yönelik örgütlenmiş, özdevimsel etkinlikler bütünü olarak tanımlanan kavram aşağıdakilerden hangisidir? (Çoktan Seçmeli) ✔ İçgüdü Sezgi İmgelem Konsantrasyon Akıl Bilinç nedir ve insanın bilincinin gelişiminde çevre faktörünün rolü nedir? · Algı nedir? · Bilinç ve bellek arasında nasıl bir ilişki vardır? · Zekâ nedir? · İmgelemin insan için önemi nedir? · İnsanın doğuştan sahip olduğu biçimlendirme içgüdüsü hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? İnsan-Çevre İlişkisi İnsanın başlıca bilgi kaynağı, bilinç geliştirebilmesindeki en büyük etmen kendisinin de bir parçası olduğu kozmik bütünlüktür. Çevre olarak tanımlanan bu bütünlük tüm etkenleri kapsar. Bilincin en büyük belirleyicisi olan çevre, aynı zamanda bilinç kapasitesi ile sınırlı olmayan ve insan bilincinden bağımsız olarak var olan bir gerçekliktir. İnsanın gelişiminde kalıtımsal unsurların yanında, yetişme şartlarını belirleyen -organik gelişimini etkileyen faktörlerden, zihinsel oluşumunu etkileyen faktörlere kadar- çevresel etkiler söz konusudur. “Organizma ve çevre arasındaki alışveriş entelektüel gelişmeyi belirleyen bir bilgi yoludur. Çevreden yalıtılmış olarak idrak (bilinç) gelişemez; idrak farklı soyutlama düzeylerinin hiyerarşik bir dünya modelinin desteğini gerektirir” (Alexandrov-Gorksky, 1991, s. 117). Nesne ile diyalektiğinde tanımlanabilen bir varlık olarak insanla duyumsal bilgininin bir kaynağı ve bilincin bir belirleyicisi olarak çevre ilişkisi, insanın ilk izlenimlerinden başlayarak zihinsel süreçlerinin en ileri düzeyine kadar etkisini sürdürür. Felsefe, zihin yapısını belirleyen insan ve çevre etkileşimini öznenin nesne ile ilişkisi üzerine açıklamaya çalışır. Felsefi bağlamda, evreni fizik ve akıl olarak yalnızca iki tür tözden oluşmuş gibi düşünmeye yatkınız. MEKA...
0 notes
pazaryerigundem · 6 months ago
Text
LGS ve YKS’ye sayılı günler kala uzmanlardan 'performans artırıcı ilaç' uyarısı
https://pazaryerigundem.com/haber/172740/lgs-ve-yksye-sayili-gunler-kala-uzmanlardan-performans-artirici-ilac-uyarisi/
LGS ve YKS’ye sayılı günler kala uzmanlardan 'performans artırıcı ilaç' uyarısı
Tumblr media
4 milyonu aşkın öğrenci, aileleriyle beraber ise 12 milyonu aşkın kişiyi ilgilendiren bu önemli sınavlar öncesinde uzmanlar, öğrenciler ve ailelerine kaygılarını nasıl yönetmeleri gerektiğini anlattı.
İSTANBUL (İGFA) –  Uzmanlar, 4 milyonu aşan öğrenci ve aileleriyle 12 milyonu aşkın kişiyi ilgilendiren LGS ve YKS sınavlarına bir aydan az bir süre kala “Sınav dönemlerinde ebeveyn ve ergen arasındaki ilişki yönetimi ve iletişim” konusuna dikkat çekerek, aile içi ilişkilerin önemini, ergenlerde artan psikiyatrik rahatsızlıkları, sınav kaygısı ve ergen psikolojisi değişimlerini multidisipliner yaklaşımla değerlendirdiler. 
NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı, Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sınav kaygısını ve stresini yeni Dünya düzeninde aile içi ve gençlerle iletişim, aile kavramının önemi, aile içi ilişkilerin hayat başarısı ve akademik başarıya etkileri açısından ele aldı.   Prof. Dr. Tarhan, LGS ve YKS sınavları öncesi ebeveyn tutumlarının nasıl olması gerektiğine işaret ederek, beyin temelli öğrenme varsa kişinin stresini daha iyi yönettiğini söyledi.
Amacı olmayan kişilerin motivasyonlarının da olmadığına vurgu yapan Prof. Dr. Tarhan, gençlere bir amacı kovalamaları tavsiyesinde bulundu.
ANNE-BABA KILAVUZ KAPTAN OLMALI! 
Yüksek motivasyonlu olan çocukların daha çok hata yapma eğiliminde olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tarhan, motivasyonu olmayan çocukların ise ders çalışması için bir nedeni olması gerektiğini ifade ederek, “Z kuşağı varlık içinde başarılı olmak zorunda. Eski kuşaklar yokluk için başarılı olmak zorundaydı. Z kuşağının kendilerini aşan hedefleri olmalı. Gençler kendilerine hedef koyarlarsa o zaman başkaları ile kendilerini kıyaslayıp özgüvenlerini düşürmezler.” dedi. Çocukların kendilerine tarihten rol modeller alması tavsiyesinde de bulunan Prof. Dr. Tarhan, “Anne babanın rolü çocuğun hayatının kaptanı olmak değil, kılavuz kaptanı olmak.” diye konuştu.
Prof. Dr. Tarhan, ailelerin çocukları eğitmek ve buyurgan tarzda olmak yerine çocuklarına yol arkadaşı olmaları konusunda da önerilerde bulundu.
Prof. Dr. Tarhan, sınav öncesi çocuklara performans artırıcı ilaç ya da takviye verilmesi konusuna da değinerek, şu uyarılarda bulundu: 
“Eğer bir anne baba doktor tavsiyesi olmadan çocuğa performans artırıcı ilaç veriyorsa, o çocuk ileride hap kullanımına meyilli olur. O çocuklar üniversiteye girdikten sonra hap almadan ders çalışamıyorlar. Sonra bize getirilen çocuklar var, böyle yetiştirilmişler. O ilaçlar artık tesir etmediği için başarılı olmak için metamfetamin gibi ilaçlar alıyorlar. En güzel performans artırıcı ilaç çay, kahve… Bu çocuk ileride madde kullanmadan derse odaklanamayan, çalışamayan bir çocuk oluyor. Çocuğun beynini zehirliyorlar. Başarı sağlığın önüne geçmemeli.”
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
mentaliumist · 6 months ago
Text
Psikolog Merkezi Seçerken Nelere Dikkat Etmelisiniz?
Psikolojik danışmanlık merkezi seçerken dikkate almanız gereken birkaç önemli kriter bulunmaktadır:
Uzmanlık ve Deneyim: Danışmanlık merkezinde çalışan psikologların ve danışmanların eğitim düzeylerini ve deneyimlerini araştırın. Uzmanlık alanları, mezun oldukları okullar ve geçmiş çalışma tecrübeleri hakkında bilgi edinmek önemlidir.
Lisans ve Sertifikalar: Danışmanların ve terapistlerin gerekli lisans ve sertifikalara sahip olduğundan emin olun. Psikologların ve terapistlerin yasal olarak çalışabilmesi için gerekli olan belgeleri kontrol edin.
Yöntem ve Yaklaşımlar: Danışmanlık merkezinin kullandığı terapi yöntemleri ve yaklaşımlar hakkında bilgi sahibi olun. Kognitif davranışçı terapi, psikodinamik terapi, EMDR (Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) gibi farklı yöntemler mevcuttur ve sizin için en uygun olanını belirlemek önemlidir.
Referanslar ve Yorumlar: Danışmanlık merkezi hakkında çevrimiçi yorumları ve referansları inceleyin. Diğer danışanların deneyimleri, merkezin kalitesi hakkında size fikir verebilir.
İlk Görüşme: Danışmanlık merkezinde ilk görüşme genellikle tanışma amaçlıdır ve genellikle ücretsizdir. Bu görüşmede, danışmanınızla olan iletişiminize ve onunla ne kadar rahat hissettiğinize dikkat edin. İyi bir terapötik ilişki kurabilmek için danışmanınıza güvenmeniz ve rahat olmanız önemlidir.
Gizlilik ve Güvenlik: Danışmanlık merkezinin gizlilik politikalarını öğrenin. Kişisel bilgilerinizin nasıl korunduğu ve gizliliğin nasıl sağlandığı hakkında bilgi edinin.
Fiyatlandırma ve Sigorta: Seans ücretlerini ve ödeme seçeneklerini öğrenin. Ayrıca, sağlık sigortanızın danışmanlık hizmetlerini kapsayıp kapsamadığını kontrol edin.
Erişilebilirlik ve Konum: Merkezin konumu ve size olan uzaklığı da göz önünde bulundurmanız gereken bir faktördür. Düzenli olarak seanslara katılmak için ulaşımın kolay olması önemlidir.
Özel İhtiyaçlar: Belirli bir konuda uzmanlaşmış bir danışmana ihtiyaç duyuyorsanız (örneğin, çocuk psikolojisi, çift terapisi, travma terapisi), bu alanda uzmanlık sahibi bir merkezi tercih edin.
Bu kriterleri dikkate alarak, ihtiyaçlarınıza ve beklentilerinize en uygun psikolog merkezi seçimini yapabilirsiniz. Unutmayın, doğru danışmanı bulmak zaman alabilir ve bu süreçte kendi rahatlığınız ve güvenliğiniz en öncelikli olmalıdır.
0 notes
yankimesta-blog · 6 months ago
Text
yaptığım içerik çok özensiz
Ben normalde böle bi insan değildim bütün ödevlerine saatlerce uğraşır mükemmel olmazsa teslim etmeyen bir insandım
sınavlarını yarım saat önceden bitirir vermeden 4-5 kere kontrol ederdim
makyaj yapmaya orta okul lise de başlamıştım hiç olmadı dudaklara kırmızılık veren bişi bulundururdum yanımda
e şimdi bu özensizlik ne
özeniyorum yine aslında ama farklı şeylere aynı anda bi sürü şeye ve o mükemmeliyetçi tavrımdan çıkmaya çalışıyorum bana zarar verdi çok düşüncem o şekilde insanlar tarafından iyi görülmeye çalışmak kendini sevmek değil sevgissizlik gibi hissettirmeye başladı insanlar iyi görmesin sen iyi görrrr
hiç bi zaman video editörü olmak istemedim
yayıncı olmak istedim
yayını da mükemmel yapmaya uğraşmadım( kinda) yayın mükemmelik isteyen bir şey değil onu öğrendim zaman içinde gidip dünyanın en pahalıya biletleri satılan insanını getirirsin haftalarca duyurulursun konserindeki kadar izlenmez başlığa bişi olunca üstümü çıkarıcam yazarsın izlenme rekoru kırarsın insan psikolojisi çoğunluk, ben yapmadım bunu
her daha çok izlendiğimde de daha az kazandım:(
özellikle kalitesiz yayın yapmayı seçtim ki kazanmaya devam ediyim
belki gözlemim yanlıştır ama bunu yayıncılıkla ilgili araştırdığım şeylerde başka yayıncılardan da duydum küçük yayıncı seven onlara yardım etmek isteyen hiç fena olmayan bi kitle var 10 izlenioken geliyo büyük bağışı yapıştırıyo sana
100 izlenioken aldığın bağış güllerden ibaret oluyo büyük yayıncılar benim çok umursamadığım miktarlarda bağışlara çok içten teşekkür ediyolar bazen anlıyorum ki o büyük miktarlar onlara çok nadir geliyor ben o büyük miktarlar bana sık gelmese ölüydüm
izlenme edinip takipçi edinemiyorum yetmiyo ya da 5 videom milyon izlenme aldı çok daha fazla takipçim olması lazımdı
hesaplarım silindi kapandı, yine de
mükemmeliyetçi olmayacağım diyip kendime mükemmeliyetçilik yapıyorum..
ailemden gelen bişi bu aşmam gereken bir şey..
küçük kuzenime nasıl davrandıklarını görüyorum kendine olunca daha zor görürsün başkalarına yapıyolar gözümün onunde görüyorum neden 100 almadın neden en iyi seçilmedin e o zaman salaksın başarısızsın diyolar
inş kendileriyle daha sağlıklı bi ilişki sağlıycam bunu daha az iletişerek bana kötü davranıldığında yumuşak şekilde kendimi koruyup devam ederlerse beni yanlarında bulamayacaklarını belirtmeli bu ilişki
herkese öyle olmalı kendimi korumak için sert olmak istemiyorum sert olmak beni yoruyo ben sert değilim kendimi korumak için sert oluyorum
0 notes
mezardakicicekk · 1 year ago
Text
KALP KIRGINLIKLARI #3
Bu yazıda bahsedeceğim kişiden sonra bir daha hiç ilişkim olmadı. Hangi ismi versem diye düşünüyorum şuan. Yine mitolojideki tanrı isimlerine baktım. Bu sefer ne tanrısı olduğuna bakarak değil tipine bakarak karar verdim. Mısır mitolojisinden Babi isimli tanrıyı seçtim. Gördüğüm maymun suratı bana onu anımsattı.
Pan ile ilişkim bittikten 1-2 ay sonra Onsra ile tekrar konuşmaya başlamıştım. O sıralar çok sık konuşmuyorduk ve bir süre sonra Babiyle tanıştım. Onsra'ya olan hislerimi biliyordu. Başıma gelen kötü aşk olaylarımıda öyle. Hemen hemen her gün buluşuyorduk ve bir gün bana duygularını açtı.
Açıkçası bu süreçte kafamı bulandıracak şeyler yapıyordu. İtiraf etmeliyim ki beni çok iyi manipüle etti. Onunla ilişki içindeyken içten içe rahatsız oluyordum ama o öyle bir manipüle ediyordu ki rahatsız olduğumun farkında bile değildim. Her akşam beni arardı ve ben uyuyana kadar telefonu kapatmazdı. Bazen bana şiir okurdu, bu size sıkıcı gelebilir. Açıkçası bende şiir dinlemeyi seven biri değildim ama o çok güzel okurdu. Her buluşmamızda farklı şeyler yapardık.
Dudaklarımı öpme konusunda çok ısrarcıydı ama ben bunu istemiyordum. İzin vereceğim günü bekliyordu hep ama bilmiyordu tabi, o zaman hiç gelmeyecekti. Gerçekten beni sevdiğini düşünüyordum çünkü benimle gerçekten çok ilgileniyordu.
İlişkimiz yaklaşık 1 ay sürdü ve pandemi sürecindeydik. İzin saatlerimde Satürn'ün mezarına gitmek için dışarı çıkmıştım ve Babiyle karşılaştım. Ardından Mina yanıma geldi çünkü onunla birlikte gidecektik. O an Mina ve Babi'nin çok samimi olduğunu fark ettim. Dershanede tanışıp arkadaş olmuşlar, arkadaş? Eski sevgilim ve zorbam? Mina'nın o dönem suyuna gittiğimi kabul ediyorum çünkü okuldan konuşabildiğim tek kişi oydu. Çıkar ilişkim vardı anlayacağınız. İlk fırsatta Babi'ye mesaj attım ve Minayla görüşmesini istemediğimi söyledim. Yine beni manipüle etmeye çalıştı. Aslında hâlâ onu sevdiğimi ve kıskandığımı itiraf etmemi istedi ama öyle bir durum yoktu.
Uzun bir süre bunun hakkında tartıştıktan sonra bana söylediği şeyler kalbime bir ok gibi saplandı. "Ben seni kullandım. Psikolojisi bozuk birini etkilemek seninde söylediğin gibi ve okuduğun kitapta yazdığı gibi çok basittir. Aşık olduğun kişiyi birkaç ay önce kazada kaybettin. Üstüne yapayalnızdın ve Onsra sana yüz vermiyordu. Manipüle etmem oldukça kolaydı anlayacağın. Rol yapmakta oldukça iyiyimdir, itiraf et öyle iyi bir rol yaptım ki seni sevdiğimi sandın. Elinin şirin olduğunu söyleyip benimkiyle kıyaslardım ya hani. Elinin şirinliğinden falan değildi, anlarsın ya. Ayrıca Mina senin arkadaşın değil mi? Bana onu niye kötülüyorsun? Belki ben ondan hoşlanıyorum, belki ona aşığım. Bu seni ilgilendirmez." dedi.
Benim hayatımın ta içine sıçan kızdan mı hoşlanıyordu? Beni kullanmış mıydı? Şok üstüne şok geçirirken hangi cümlesi için acı çekeceğimi bilemedim. O an ikisinden öyle bir tiksindim ki size anlatamam. Berbat hissettim o an ve yine Onsra'yı aldatmış gibi hissettim. Güvenilmez ve sevgiye layık biri olmadığımı düşündüm. Beni sadece cinsel arzuları için kullanmıştı ama amacına ulaşamadan pandemi girmişti. Pandemi sürecine ilk kez o zaman şükrettiğimi hatırlıyorum.
Mina ve Babi hâlâ görüşüyor ve yakın arkadaşlar biliyor musunuz? Hayatımın içine sıçmak Mina için yeterli olmamış anlaşılan.
0 notes
astrologcigdemakkaya · 1 year ago
Text
Tumblr media
İlişkiye Doyamayan,İlişkide Doymayan Modern İnsanın Temel Sorunu: Sürdürülebilirlik-Kalıcılık Üzerine
Astrolojide ilişki kimyası, haritalarda hormon gezegenleri olarak da tabir ettiğimiz gece gezegenlerinden okunur. (Ay-Venüs-Mars) karşılaşmada ve yakınlaşmada hissedilecek temel duygular ve nedenleri iki haritada bu gezegenlerin karşılıklı yerleşimleri ve birbirlerine bakışlarından çözümlenmeye çalışılır dolayısıyla insanlar birbirlerine önce duyacakları haz ihtimaliyle yanaşır ancak gel gör ki haz ve mutluluk birbiriyle bağlantılı olsa da farklı durumlardır. Mutluluk içinde sürdürülebilirlik va kalıcılık barındırmalıdır. Yeniçağda, insanın elinde haz alabileceği bir sürü oyuncağı var ama mutsuz çünkü haz odaklı bir tüketim bilinci pompalanarak, kullanılıyor ve günün sonunda hazza giden yolda dökülmüş, psikolojisi ve bedeni alt-üst olmuş bir insan sürüsü kalıyor geriye.
Peki sürdürülebilir, doyumlu bir ilişkinin anahtarı nedir; astrolojiye göre Satürn(Satürn, ilişkiyi anlatan Terazi burcunda yücelir. ) Çarpışma anından sonrasına Satürnyen öğeler katılabilen her ilişki doyumlu hale gelir ancaak Satürn bu, kısa yoldan gitmeyi asla sevmez. Peki nedir bu temalar: ilişkilerde karşılıklı olarak : emek, saygı, doğru sınırlar, ilişkinin içersinde belirlenen kurallara riayet, anne baba ve aile büyüklerinin doğru konumlanması, birlikte bir değer üretebilme, haklı çıkma ya da savunma gayesiyle değil anlamak , öğrenmek için dinleme, hayatın getireceği zorluklara karşı (satürn temaları: parasızlık, yoksulluk, hastalık, kayıp vb.)beraber göğüs gerebilme cesareti, vb.. liste böyle uzayıp gidiyor demek ki gerçek doyuma giden yol zannedildiği gibi içinde sadece haz değil başka bir sürü öğe barındırıyor bu da bir insanda derinleşme cesaretini gösterebilene verilir ve evet mutluluk özünde cesaret ister…
1 note · View note
benimlealakali · 1 year ago
Text
tüm arkadaşlarım mutlu olsun istiyorum, onların sevdiği sevildiği güzel ilişkileri olsun istiyorum. ilişki, sevmek, sevilmek, hele ki helal daire ferahlığında bunları yaşamak insana öyle iyi geliyor ki. gelişim psikolojisi dersinde de bebişlerin buna ne kadar ihtiyaç duyduğunu öğreniyoruz. acaba büyüdükçe bu sevgi ve ilgi ihtiyacımız ne kadar düşüyor, çok mu az mı?
dünyada kim varsa sevmek ve sevilmek adına alacaklı olan öyle zengin olayım hepsinin hesabını kapatayım istiyorum. hele ki sevdiklerimin. böyle bir ilişki içinde olmak çok büyük bir ikram benim için.
Halil ile sarılmak, onun gözlerinin içine bakmak, onun beni bebek gibi sevdiği bir ilişki🥺 Rabbim bir an önce yan yana olmayı nasip et, hep onunla uyumayı nasip et, hastalandığında ona naz yapmayı, onun nazarında olmayı nasip et. ben çok yoruluyorum onsuz, biliyorum o da yoruluyor. biz artık dinlenmek istiyoruz Rabbim, senin iznin ve inayetinle.
0 notes
romanyazmak · 1 year ago
Text
Gaziantep En Iyi Psikolog Onerisi
Gaziantep, Türkiye'nin güneydoğusunda bulunan büyük bir şehir ve bu bölgede psikolojik destek arayanlar için birçok seçenek sunuyor. Gaziantep psikolog ve pedagog hizmetlerinden yararlanmak için tek yapmanız gereken Uzman Psikolog Kübra AKDENİZ ile iletişime geçmektir. Psikologlar, bireylerin zihinsel ve duygusal sağlığını desteklemek ve psikolojik sorunları çözmek için eğitim almış profesyonellerdir. Pedagoglar ise genellikle çocukların eğitim ve gelişim ihtiyaçlarına odaklanır ve öğrenme zorlukları, davranış sorunları gibi konularda yardımcı olurlar. Gaziantep pedagog olarak hizmet veren Uzman Psikolog Kübra AKDENİZ, farklı uzmanlık alanlarına sahiptir. Günümüzde bu uzmanlık alanları şunları içerebilir; Çocuk ve Ergen Psikolojisi, Aile Danışmanlığı, Depresyon ve Anksiyete Terapisi, Evlilik ve İlişki Terapisi, Bağımlılık Tedavisi ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Tedavisi gibi.
Gaziantep en iyi psikolog bulmak, kişisel ihtiyaçlarınıza ve terapi hedeflerinize bağlıdır. En iyi psikolog sizin için en uygun olanıdır. Psikolog seçiminde dikkate almanız gereken bazı faktörler vardır. Örneğin; uzmanlık alanı ve deneyimi, iletişim becerileri, hasta yorumları, referanslar ve hizmet ücretleri. Gaziantep'teki psikologlar ve pedagoglar arasındaki ücretler farklılık gösterebilir. Ücretler, profesyonelin deneyimi, uzmanlık alanı, oturum süresi ve sıklığı gibi faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Gaziantep psikolog ücretleri hakkında www.psikologkubraakdeniz.com adresinden detaylı bilgi alabilirsiniz.
0 notes
pleskpanelturkiye · 1 year ago
Text
Gaziantep En Iyi Psikolog Onerisi
Gaziantep, Türkiye'nin güneydoğusunda bulunan büyük bir şehir ve bu bölgede psikolojik destek arayanlar için birçok seçenek sunuyor. Gaziantep psikolog ve pedagog hizmetlerinden yararlanmak için tek yapmanız gereken Uzman Psikolog Kübra AKDENİZ ile iletişime geçmektir. Psikologlar, bireylerin zihinsel ve duygusal sağlığını desteklemek ve psikolojik sorunları çözmek için eğitim almış profesyonellerdir. Pedagoglar ise genellikle çocukların eğitim ve gelişim ihtiyaçlarına odaklanır ve öğrenme zorlukları, davranış sorunları gibi konularda yardımcı olurlar. Gaziantep pedagog olarak hizmet veren Uzman Psikolog Kübra AKDENİZ, farklı uzmanlık alanlarına sahiptir. Günümüzde bu uzmanlık alanları şunları içerebilir; Çocuk ve Ergen Psikolojisi, Aile Danışmanlığı, Depresyon ve Anksiyete Terapisi, Evlilik ve İlişki Terapisi, Bağımlılık Tedavisi ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Tedavisi gibi.
Gaziantep en iyi psikolog bulmak, kişisel ihtiyaçlarınıza ve terapi hedeflerinize bağlıdır. En iyi psikolog sizin için en uygun olanıdır. Psikolog seçiminde dikkate almanız gereken bazı faktörler vardır. Örneğin; uzmanlık alanı ve deneyimi, iletişim becerileri, hasta yorumları, referanslar ve hizmet ücretleri. Gaziantep'teki psikologlar ve pedagoglar arasındaki ücretler farklılık gösterebilir. Ücretler, profesyonelin deneyimi, uzmanlık alanı, oturum süresi ve sıklığı gibi faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Gaziantep psikolog ücretleri hakkında www.psikologkubraakdeniz.com adresinden detaylı bilgi alabilirsiniz.
0 notes