#ilahi rahmet
Explore tagged Tumblr posts
Text
Sıkıntı İçinde Saklanan Rahmet
Yüce Mevla, bazı kurallarını sevgi ile kendine çağırırken, bazılarını acı, sancı, fakirlik, sıkıntı ve zorluk kemendiyle kendisine çeker. Onları zikre, fikre, tövbeye, uyanmaya duaya davet eder.
Yüce Allah mahzun gönülleri sever. Hastalık, fakirlik ve musibetler insanı mahzun eder, kibrini kırar, insana acizliğini hatırlatır. İbret alanın kalbini inceltir, fikrini düzeltir, Allah’a yöneltir.
İman ve ibret gözüyle bakılırsa, başa gelen sıkıntı ve musibetler içinde saklanmış ilahi lütuflar görülür. Bu lütuf bazen işin sonunda, bazen daha sonra, bazen ahirette anlaşılır.
Hz. İbrahim a.s ateşe atılmasaydı, ondaki halil (dostluk) sıfatı ortaya çıkmaz, kalbindeki ilahi aşkı, vefası ve safası bilinmezdi.
Hz. Yusuf a.s. kuyuya atılmasaydı ve köle diye satılmasaydı Mısır’a sultan olup tahta çıkamazdı. Zindana hapsedilmeseydi temizliği ve mertliği anlaşılmazdı. Mısır’da ve civarında kıtlık olmasaydı, halk Hz. Yusuf’un dirayetini ve Allah katındaki kıymetini bilemez, putların acizliğini göremez, tevhid inancına ulaşamaz, belki de Hz. Yakup a.s., Hz Yusuf’la a.s. buluşamazdı.
Resulullah sallallahu aleyhi vesellem Hudeybiye’de müşrikler tarafından engellenip Mekke’ye giremeden geri dönmüştü. Müslümanları zora sokan bir antlaşma yapılmıştı. Bazı sahabiler ve özellikle Hz. Ömer (radıyallahu anh) “Dinimiz adına ne büyük bir zillet!” diye üzüntüden kahrolmuştu. Hz. Ömer r.a. o anda bu sıkıntının gerisinde saklı zaferleri göremediğinden, din gayretiyle feryat ediyor, antlaşmanın yırtılıp atılmasını istiyordu. Hz. Peygamber s.a.v. ise;
-Ben Allah’ın takdirine ve hükmüne tabiyim, deyip teslimiyet gösteriyordu.
Çok geçmedi, yüce Allah Fetih Suresini indirerek; “Biz sana apaçık bir fetih verdik. Yakında emin bir şekilde Mescid-i Haram’a gireceksiniz.” müjdesini verdi. Zahirde kayıp, yıkım ve zillet gibi görülen durum, büyük bir fetihle sonuçlandı.
İnsanların, “kaybettim, bittim, iflas ettim” deyip ümitsizliğe düştüğü noktada, dirayet ve feraset sahipleri hiç endişe etmeden, edebini bozmadan sabırla bir çıkış yolu arar, sıkıntının içinde veya arkasında saklı hayra ulaşıp “İşte aradığım buydu!” diye sevinirler.
Bizim için hayrın nerede olduğunu ancak Yüce Rabbimiz bilir. O şöyle buyumuştur; “Siz bazen bir şeyden hoşlanmazsınız, halbuki o şey sizin için daha hayırlı olabilir. Yine siz bir şeyi seversiniz, fakat o sizin için şerli, zararlı olabilir.” (Bakara, 216)
|Semerkand Dergisi - Dilaver Selvi
#sıkıntılar#sıkıntıların sırrı#ilahi rahmet#rıza#nasihatler#tasavvuf#islam#mümin#iman#ihlas#semerkand dergisi
26 notes
·
View notes
Text
"Allah, rüzgarları gönderendir. Onlar da bulutları harekete geçirir. Allah, onları dilediği gibi, (bazen) yayar ve (bazen) yoğunlaştırır. Nihayet yağmurun onların arasından çıktığını görürsün. Onu kullarından dilediklerine uğrattığı zaman bir de bakarsın sevinirler."
Rum, 48
#Allah#rüzgarlar#bulutlar#yağmur#sevinç#Rum Suresi#ayet 48#Kur'an#İslam#doğa#rahmet#ilahi güç#bulut hareketi#yağmurun gelişimi#rüzgarların görevi#Allah'ın takdiri#bulutların yayılması#bulutların yoğunlaşması#ilahi rahmet#Allah'ın dilemesi#Müslüman Rahlesi#ayet tefsiri#Allah'ın rahmeti#rüzgarların önemi#ilahi hikmet#bulutların işlevi#yağmurun önemi#Kur'an'da tabiat#ilahi emir#rüzgarların yönü
0 notes
Text
“Ve seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.”
Enbiya /107
Mevlid Kandilimiz mübarek olsun 🤲🏻 🤲🏻
Selam ve dua ile dostlar!!
#mevlid kandili#rabbim#hz. muhammed#dualar#alemlere rahmet#günün anlam ve önemi#ilahi adalet#hayırlı kandiller#islamic world#dua#müslüman#free gaza#palestine
41 notes
·
View notes
Text
Tasalanma yiğidim; zaman bizden yanadır...
Külümüzden yükselen duman bizden yanadır...
Son durak, son ilahi ferman bizden yanadır...
Dünya düşman olsa da, iman bizden yanadır...
Nurullah Genç.
Rabbim Rahmeti Merhametiyle muamele eylesin
İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi raciun Allah Rahmet eylesin
Mekânları
cennet olsun..
Rabbim Şühedâ makamıyla Resul-i Kıbriya Efendimize komşu eylesin İnşaAllah
Yaralılara Rabbim Es Şafi adıyla baki şifalar versin.
52 notes
·
View notes
Text
🤲Bismillahirrahmanirrahim.
Allahümme salli alâ seyyidina Muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim.
Resûlüm, biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik.
Enbiya 107.
Benden sonra bir takım insanlar gelecektir ki, onların her biri beni görmek için ehlini ve malını vermeye can atar.
Câmius Sâir.
Hiçbirinizin arzusu benim tebliğ ettiğim şeylere uymadıkça mü'min olmuş olamazsınız.
Buyuran, her hal ve ahvali ilahi iradeye uygun olan, mü'minlere karşı şefkatli ve onların güçlüye, sıkıntıya uğramaları kendisine ağır gelen en güzel numunemiz.
Peygamberimiz Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin teşrif-i dünya olan mübarek Mevlid kandilinizi tebrik eder, tüm İslam âlemine hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ederiz.🤲
7 notes
·
View notes
Text
"Allâh'ım! Ben sana Allâh (isminle) dua ediyorum. Sana Rahmân (isminle) dua ediyorum. Sana Berr ve Rahîm (isminle) dua ediyorum. Sana bildiğim ve bilmediğim tüm güzel isimlerinle dua ediyorum.
Allâh'ım, yapmış olduğu adaletsiz uygulamalarla çalışanların vazife yapma aşkını şevkini kıran, onları hizmetten küstüren idarecileri, çalışmayanlara, hizmeti aksatanlara göz yuman, hizmeti hakkıyla yapanlara da hakkını vermeyip onlara zulmeden, adaletsizlik yapan idarecileri sana havale ediyorum. Onlara fırsat verme ya Rabbi.
İlahi! Kusursuz olan Allâh, Ehad, Bedi' ve Kadir isimlerini şefaatçı kılıp niyazla Sen' den istiyorum!
Kadri muazzam olan ismin hürmetine Sen' den niyaz ediyorum
Ya Hayy, ya Kayyum! Allah, Ehad, Bedi' ve Basit isimlerini şefaatçı yaparak ve ümitle Sana yalvarıyorum.
Ey yaratma mertebelerinin en yükseğinde bulunan Allâh'ım! Sabit ve Cebbâr isimlerinin hakki, uyumaz sıfatın ve ateşleri söndüren Halîm ismin hürmeti için!
Ey çabuk imdada koşan Rabbim! Allâh, Ehâd isimlerinin ve dualara süratle cevap veren Bedi' isminin hürmetine Sana yalvarıyorum.
Kayyum ismin hürmetine dualarımı kabul et
Sen her türlü noksandan münezzehsin, ey yaratma ve her an yoktan çoklukla var etme mertebesinin en yükseğinde bulunan ve ölüleri en kerimane tarzda dirilten Allâh'ım!
Bir araya getirilmiş hece harflerinin hakkı için,
Yüce İsm-i A'zamın ve Kur'an'ın her tarafı kuşatan nuruyla irademe yerleştirilen harflerin sırrı hürmetine dualarımı kabul buyur
Ne olur ism-i Cebbar'ınla, bana bir heybet ve celal giydir ve düşmanlarımın ellerini benden çektir
Kadri Yüce, Selam, Aziz ve Celil ism-i şeriflerinin hürmetine beni her türlü düşman ve hasetçiden koru!
Bunu Celal, Rauf, Münezzeh, Kuddüs ve kendisiyle karanlıkların dağıldığı Rahim isimlerinin nuruyla lütfet!
Ey Rabbim! O nur ile ihtiyaçlarımı gider. Selâm ve Hayy ism-i şeriflerinle hacetimi suratle yerine getir.
Ma'bud, Hû, Samed ve Şehîd isimlerinin hürmetine ey Yüce! Kâfi isminle işlerimi kolaylaştır!
-Ey celal sahibi! Ve ey Halim! Sen' in yardımınla açılacak bir ilmin sırlarıyla bana bir ikram lutfeyle!
Sırları kesin ve inkişaf etmiş Kur'an-ı Hakim'in nurani ve açık ifadeleriyle beni her türlü korku ve sıkıntıdan kurtar.
Ey celâl sahibi ve ey kırık gönülleri üzüntüden kurtarıp saran! "Kün=ol" fiilinin "Kâfi hürmetine beni koru!
Tehlikeler deryasında beni güvende kıl ve o deryadan en hayırlı bir selâmet sahiline çıkmayı ihsan eyle. Sen' sin benim sığınağım. Sıkıntılar ancak Sen' inle ortadan kalkar.
-Rahmet olan yağmurun sağnak hâli gibi üzerime rızık yağdır. Her ne kadar günahta aşırı da gitseler âlemlerin ümidi yalnız Sen' sin!
Ey Celâl Sahibi! Basîr ism-i şerifin hürmetine düşmanlarımızı sağır, dilsiz, kör ve konuşamaz eyle!
Ey Gerçek Ma'bûd, yâ Hû ve yâ Hayre'l-Hâhkîn! Ve ey bizim için rızıklar cömertliğinden coşup gelen!
Her yönden gelen düşmanı Sen' in yardımınla defederiz. Sen de isminle onlara uzaktan atar ve onları dağıtırsın.
Ey Celâl Sahibi! Çöl kelerinin, yanına koşarak gelip şikâyetini arz ettiği Zât'ın (Hz. Muhammed'in) şanı hürmetine onları yüzüstü ve yardımsız bırak!
-Yâ İlâhî! Benim ümidim ve seyyidim yalnız Sen' sin. Beni tahkir etmek isteyen ordunun düzenini
Kesin yeminlerin (Yeminle başladığın Kur'ân sûre ve âyetleri) ve muhtevaları hürmetine, bütün zararlıların tuzaklarını benden defet!
-Hak ism-i şerifin hürmetine duamı kabul buyur, benim yanımda ol, düşmanlarıma karşı bana kâfi gel, çünkü artık onlar çok ileri gittiler.
Ey Rab ve Rahmân olan Allâh'ım! Hiç şüphesiz Sen hak ma'-bûdsun! Ey kuvvetli mededkârım! Şiddetli fırtınalar peş peşe kopmaktadır.
Kâfirlerden korunmak ve düşmana şiddetle hücum etmek ancak Sen' in yardımınladır. Sen' in yüce kapına gelip sığınan kimsenin karanlığı dağılır.
-Tâ Hâ, Yâ Sîn, Tâ Sîn ve Tâ Sîn Mîm (Kasas ve Şuara Sûreleri hürmetine bize yönelip gelen bir saadete ermek için bizim yardımcımız ol!
Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd (Meryem) Sûresi ile, bizi dört bir yandan kuşatan kem gözlere karşı korunuruz ve bu bize yeter.
Hâ Mîm Ayn Sîn Kaf (Şûra) Sûresi bizi koruyan sığınağımız olsun; onun karşısında dağlar bile sarsılır.
Kâf, Nûn ve Hâ Mîm Sûreleri hürmetine bu himayeyi gerçekleştir... Duhân Sûresinde de muhkem kılınmış bir sır vardır.
Elif Lâm ile başlayan sûreler, Nisa Sûresi, Mâide Sûresi, En'âm Sûresi ve nurlu kılınmış Nûr Sûresi hürmetine...
Amme, Abese, Nâziat, Tank, Ve's-Semâi Zâti'l-BUrûci ve Zilzâl sûreleri hürmetine...
Tebâreke, Nûn, Seele Sâilün, Tehmîz (Hümeze), İze'ş-Şemsü Küvvirat Sûreleri hakkı için...
Zâriyât, Necm ve Kamer Sûreleri hürmetine dualarımı kabul buyur
-Hizb hizb, âyet âyet, okuyucuların okudukları ve inmiş olanlar adedince Kur'ân Sûreleri hakkı için.
Ey Mevlâm! Kendilerine kitab indirdiğin her peygambere ihsanda bulunan fazlını diliyorum.
Âyetü'l-Kübrâ hürmetine dualarımı kabul buyur
O harfler Merih yıldızı gibi yüksek ve âlîdir. Asâ-yı Musa ismiyle karanlıklar dağılır.
Bunların sırrını kendime şefaatçi ederek Senden niyazda bulunuyorum.
Ey Mevlâm! Kendisiyle çağrıldığında bütün işlerin kolaylaştığı isminle (İsm-i A'zam) Sana yalvarıyorum.
İlâhî! Peygamberlerin Sana manen yaklaşmak için kendilerine şefaatçi kıldıkları kelimeler hürmetine güçsüzlüğüme merhamet et. Günahlarımı bağışla.
Ey Yaratıcım ve Seyyidim (Efendim)! İhtiyacımı yerine getir! İşlerimi Sana havale ediyorum.
-Ya Rabbi! Hz. Muhammed'i (a.s.m.) ve burada toplanan güzel isimlerini şefaatçi ederek Sen' den niyaz ediyorum!
-O seçilmiş Muhammed'e (a.s.m.) ve bütün Âline yeryüzünün bitkileri ve kıyamete kadar esen rüzgâr adedince salât eyle!
Parıldayan şimşeklerle birlikte bulutlardan dökülen yağmurlar adedince ve yeri göğü dolduracak kadar salât eyle!
Bizzat Hz. Allâh'ın ve meleklerinin ona salât ve selâm getirmesi (Onun büyüklüğünü göstermesi bakımından) sana yeter.
O halde sen de, yıllar ve günler sürdükçe ve güneş ışık saçmaya devam ettikçe, sürekli olarak ve şefaatini dileyerek ona salât getir.
Âl-i Hâşim'den (Haşim Oğullarından) o paklara, hacılar Kâbeyi ziyaret edip onu selâmlamaları adedince selâm eyle!
-Yâ İlâhî! Hz. Ebû Bekir ve Ömer, Hz. Osman ve sarsılmaz Haydar hürmetine (Allah'ın Arslanı Hz. Ali'den) razı ol!
Aynı şekilde bütün Âl ve Ashabın, evliya ve salihler ve bunlara tâbi herkesten hürmetine dualarımı kabul buyur.amin
8 notes
·
View notes
Text
#Cuma_Gecemiz_Aşk_Olsun
Ya Rabbi! 🤲
İlahi rahmetine sığındık,
merhametine güvendik, bize acırsın, bizi affedersin diye ellerimizi açıp huzuruna geldik.
Sen affedicisin, affetmeyi seversin,
bağışlamayı seversin. Bizleri huzurundan boş çevirme.
Ya Rabbi! 🤲
Bu Mübarek Miraç Kandili öncesinde, Vatanımızda yaşanan Depremde Hayatını kaybedenlere Rahmet, Yaralılara acil şifalar, sabır güç kuvvet bahşet. Zor durumda olan Deprem mağduru Canlarımızı Muhafaza eyle senin herşeye gücün yeter.
Ya Rabbi! 🤲
Milletimizi bölmek, devletimizi yıkmak, cennet vatanımızı parçalamak isteyen iç ve dış düşmanlarımıza fırsat verme, güzel yurdumuzu bölücü, yıkıcı, bizi birbirimizden soğutucu akımlardan Sen koru, huzur ve barış içinde yaşamayı nasib eyle Ya Rabbi!..
Ya Rabbi! 🤲
Ettiğimiz her dua, derdimize deva, hastalara şifa, gözlere nur, gönüllere huzur, geçmişlere rahmet, evimize bereket getirsin İnşallah..! Âmîn 🤲
Hayır'lı kandıllere inşallah
85 notes
·
View notes
Text
İlahi Tavsiye
Ey kulum! Sana emrettiğim bir şeyi yapmakta zorlandığında şöyle de: 'La-havle ve la-kuvvete illa billahi'l-aliyyi'l-azim (Yüce ve azamet sahibi Allah'tan başka güç ve kuvvet sahibi yoktur). Nitekim arşı taşıyan meleklere taşımak kendilerine ağır gelince, bu zikri söylerler. Bir musibet sana ulaştığında şöyle de: 'İnna-lillah ve inna-ileyhi raciun (Biz Allah içiniz ve Allah'a döneceğiz.)' Nitekim sevdiklerim ve dostlarım böyle söylerler. Ayağın günah çukuruna kaydığında, dostum Ådem ve eşinin söylediği şu cümleyi söyle: 'Rabbimiz kendimize zulmettih, sen bizi bağışlamaz ve merhamet etmezsen hüsrana uğrayanlardan oluruz.' Bir iş sana müşkül gelir, görüşünde vehme kapılır, doğruyu bulmak, doğru sözü söylemek istersen, dostum İbrahim gibi şu cümleleri söyle: 'Beni yaratan beni doğruya ulaştırır O beni yedirir ve bana içirir, hasta olunca bana şifa verir, beni öldürecek sonra diriltecek. Benim hatalarımı kıyamet gününde bağışlamasını dilerim. Rabbim! Bana hüküm ver ve beni salih kimselere kat. Benim adıma geride bir doğruluk dili bırak. Beni naim cennetinin varislerinden eyle. Babamı da bağışla, o dalalete düşenlerden idi. Kıyamet günü beni mahzun etme. O gün ne mal, ne çocuklar fayda vermez. Sadece selim bir kalp ile Allah'a gelmek fayda verir' Bir musibet isabet edince, indirmiş olduğum vahiyde bildirdiğim üzere, Yakub'un söylediklerini söyle. "Ben üzüntümü ve sıkıntımı Allah'a havale ediyorum. Allah'tan sizin bilmediklerinizi biliyorum." Senden bir hata meydana geldiğinde, Hz. Musa'nın söylediği gibi söyle: 'Bu şeytanın bir amelidir. Şeytan apaçık saptırıcı bir düşmandır.' Bir günahtan yüz çevirdiğinde Yusufun dediği gibi söyle: 'Ben kendimi tezkiye etmem, Rabbim merhamet etmedikçe nefis mutlaka kötülüğü emreder, Rabbim Gafur ve Rahim'dir.' Allah seni bir belayla imtihan ettiğinde Davud'a söylemiş olduğu şekilde hareket et: 'Rabbinden bağışlama dile, rūka ederek yere kapan, Allah'a yönel.' Allah'ın yaratıkları arasından günahkârları ve hatalı kulları görüp Allah'ın onlar hakkındaki hükmünü bilmediğinde, İsa gibi konuş: 'Onlara azap edersen onlar senin kulların, bağışlarsan sen aziz ve hakimsin.' Allah'tan bağışlanma dileyip O'nun affetmesini talep edince, Hz. Muhammed(s.a.v) ve onun sahabesinin söylediği gibı söyle: 'Rabbimiz! Unuttuğumuzda veya hata ettiğimizde bizi hesaba çekme, rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi bize ağır yük yükleme. Rabbimiz! Gücümüz yetmeyen işleri bize yükleme, bizi affet, bize merhamet et, bize mağfiret et. Sen bizim Mevla'mızsın, bize kafir güruha karşı yardım eyle' İşlerin sonuçları hakkında korkuya kapılıp senin adına nasıl sonlanacağını bilmediğinde yine Hz. Muhammed(s.a.v)ve sahabesi gibi söyle. 'Rabbimiz! Bizi hidayete ulaştırdıktan sonra kalplerimizi çevirme, bize kendi katından rahmet ver, sen el-Vehhab'sın. Rabbimiz! Sen insanları hakkıda kuşkunun bulunmadığı günde bir araya toplarsın. Allah verdiği sözü bozmaz.'
Muhyiddin İbn-i Arabi (k.s)
Futuhat ı Mekkiye C.18/Sf.395-396
......✍️
2 notes
·
View notes
Text
EL-ALİM VE'L-MÜTTEALLİM
İMAM-I GAZÂLÎ
Talebe: Evet, bu sizin dediğiniz gibidir.
Fakat hata edenle, isabet edeni bilmediğim takdirde, bu husus bana zarar verir mi?
Bunu açıklayınız.
Alim (r.a.): Bu sana sadece bir konuda zarar vermemesine karşı birçok konularda zarar verir.
Zarar vermeyecek olan cihet, senin hata eden kimsenin amelinden dolayı muahaze edilmemendir.
Buna karşı sana zarar verecek hususlardan birisi;
önce doğruyu hatalıdan ayıramadığın için cehaletle itham edilmendir.
İkincisi; senden başkaları için olduğu gibi senin için de çıkış yolunu bilmeyeceğin bir şüphe durumunun ortaya çıkmasıdır.
Zira sen hatalı mı yoksa isabetli mi olduğunu bilemediğin bu durumdan kurtulamazsın.
Üçüncüsü ise; hatalıyı isabetliden ayıramadığın için, kimi Allah için seveceksin, kime Allah için buğzedeceksin?
İşte bunu bilemezsin.
14IMÁM-I AZAMIN BEŞ ESERİ
Talebe: Benim gözümün perdesini açtınız.
Seninle konuşmamızdaki bereketi görmeğe başladım. Fakat hakkı tavsif eden fakat mulıalifinin zulüm ve haklılığını bilmeyen kimse için ne dersiniz?
Bu o kimse için caiz olur mu? O kimsenin hakkı bildiği yahut hak ehli olduğu söylenebilir mi?
Bu hususu açıklayın.
Alim (r.a.): O kimse hakkı tavsif edip muhalifinin haksızlığını bilmediği zaman adli de, zulmü de bilmiyor demektir.
Ey kardeşim, bil ki bana göre bütün zümrelerin en cahili ve en kötüsü, şüphesiz bu kimselerdir.
Onların durumu kendilerine beyaz bir elbise getiren ve rengi sorulan dört kişinin durumuna benzer:
Bu dört kişiden birisi bu bir kırmızı elbisedir, der.
Diğeri bu bir sarı elbisedir, der. Üçüncüsü ise bu bir siyah elbisedir, der.
Dördüncüsü de Bu elbise beyazdır, diye cevap verir.
Bu sonuncuya önceki üç kişinin hatalı mı, yahut isabetlimi olduğu sorulduğunda, şüphesiz ki, ben elbisenin beyaz olduğunu biliyorum.
Fakat onların da doğru söylemiş olmaları mümkündür, der.
Böylece bu sınıfa giren insanlar;
Biz biliyoruz ki zina eden kimse kafir değildir.
Fakat zina edenin zină fiili, kendisinden elbisenin çıkarılması gibi imån özelliğini de giderir, görüşündeki kimselerin kanaatlerinin de doğru olması mümkündür,
biz onları yalanlıyamayız, derler.
Keza; Haccetmeğe gücü yettiği halde hacca gitmeyen kimseyi mü'min olarak isimlendirir ve cenaze namazını kılarız, onun için Allah'tan af dileriz, haccını kaza ederiz.
Fakat o kimsenin yahudi yahut hıristiyan olarak öldüğünü ileri sürenleri de yalanlamayız. derler.
Bunlar Şia'nın görüşünü hem reddederler, hem de benimserler.
Haváric'in sözünü hem inkar ederler, hem de kabul ederler. Mürcie'nin düşüncesini hem reddederler, hem de benimserler.
Bu halleriyle de kendi düşüncelerinin doğrulanmasını, bu üç zümrenin görüşlerinin de tezyif edilmesinin gerektiğini ileri sürerler.
Ayrıca bu konuda bir takım rivayetler de naklederek Hz. Peygamber'in böyle söylediğini naklederler.
Şüphesiz biz biliyoruz ki, Allah'u Taâlâ Resûlünü tefrika ve müslümanları birbirleriyle vuruşturmak için değil, ayrılığı gidermek ve müslümanlar arasındaki sevgiyi çoğaltmak için bir rahmet olarak gönderdi.
Halbuki onlar ihtilafın rivayetlerde nasih ve mensuh olması dolayısıyle meydana geldiğini iddia ederek biz duyduğumuz şekilde rivayet ederiz, diyorlar.
15EL-ALİM VE'L-MÜTTEALLIM
Yazıklar olsun, kendi akıbetleri ile ilgili konuda ne kadar az ihtimam gösteriyorlar.
Öyle ki insanların karşısına çıkıp mensüh olduğunu bildikleri şeyleri naklediyorlar. Halbuki bu gün mensuh ile amel etmek dalalettir.
İnsanlar da onların sözlerini kabul ederek dalâlete düşüyorlar.
Biz şüphesiz biliyoruz ki Hz. Peygamber bir ayeti iki nevi tefsir etmemiştir.
Kur'ânı Kerim'in nasih olan aye- tini herkes için nasih, mensuh olanını da herkes için mensuh olarak tefsir etmiştir.
Kur'an'daki ilahi sıfatlar ve haberlere gelince;
bunların hiçbirinde mensuh yoktur.
Nasih ve mensuh ancak emir ve nehiyde cereyan eder.
Talebe: Bana yardım ettiğiniz için Allah sizi cennetiyle mükafatlandırsın.
Siz ne iyi öğreticisiniz, bana ulaşamadığım bir ilim kapısını açtınız.
Bu kavmin sözlerinden öyle şeyler naklettiniz ki, artık onların düşünce ve görüşlerinin zayıflığı ve acizliği konusunda daha fazla bilgi sahibi olmaya ihtiyaç duymuyorum.
Fakat siz ikinci zümrenin Allah'ın farz kıldığı herşeyi işlemek, haram kıldığı herşeyden de kaçınmak demek olan manada Allah'ın dini çoktur, şeklindeki iddialarının nasıl reddedileceğini açıklayın.
Ålim (r.a.): Bilmiyor musun ki, Allah'ın resulleri-Allah hepsine salat ve selam eylesin- muhtelif dinlere mensup değillerdi.
Hiçbiri kendi kavmine, kendisinden önce gelmiş olan resulün dinini terketmeyi emretmemiştir.
Çünki peygamberlerin dini birdir.
Buna mukabil her resul kendi şeriatına davet ediyor, kendinden önceki resulün şeriatına uymaktan nehyediyordu.
Zira resullerin şeriatleri çok ve muhteliftir.
Bundan dolayı Allah Kur'anı Kerim'de Sizin her biriniz için bir şeriat, bir yol tayin ettik.
Eğer Allah dileseydi sizi bir tek ümmet yapardı.(el-Maide, 48.)
buyurmuştur.
Allah, bütün peygamberlere tevhid demek olan dinin ikamesini, dinlerini tek bir din kıldığı için de ayrılmamalarını emretmiştir.
O size dinden Nuh'a emrettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya emrettiğimizi, dini doğru tutun ve ondan ayrılığa düşmeyin diye kanun yaptı.(eş-Şura, 13.)
Senden evvel hiç bir peygamber göndermedik ki ona, benden başka hiçbir ilah yoktur, ancak bana ibadet edin diye vahyetmiş olmayalım."(el-Enbiya, 25. )
, Allah'ın yarattığı değiştirilmez, en doğru din budur.(er-Rum, 30.)
16İMAM-I AZAMIN BEŞ ESER!
Yani Allah'ın dini değiştirilemez.
Nitekim din; tebdil, tahvil ve tağyir edilmemiştir.
Şeriatler se tebdil ve tağyir edilmiştir.
Zira bir takım şeyler bazı insanlar için helal iken, Allah onları diğer insanlara haram kılmıştır.
Birçok emirler vardır ki, Allah onların yapılmasını bir kısım insanlara emrettiği halde diğer insanları, onları işlemekten nehyetmiştir.
O halde şeriatler çok ve muhteliftir.
Şeriatler, farz kılınan şeylerdir.
Eğer Allah'ın bütün emrettiklerini yapmak ve bütün nehyettiklerinden kaçınmak din olsa idi; bu durumda Allah'ın emrettiklerinden her hangi birini terkeden yahut nehyettiklerinden her hangi bir şeyi işleyen kimse,
Allah'ın dinini terketmiş ve kafir olmuş olurdu.
Bu durumda kafir olan kimsenin de müslümanlarla kendi arasında cereyan eden nikahlanma, miras, cenazesinin peşinden gitmek, kestiklerini yemek ve benzeri hususlar ortadan kalkmış olurdu.
Oysaki Allah, mü'minlerin arasında can ve mallarının korunup haram kılınmasının sebebi olan iman dolayısiyle bu hususları farz kılmıştır.
Allah, mü'minlere farz olan şeyleri, onların dini kabul etmelerinden sonra emretmiştir:
«İmân eden kullarıma söyle namazı dosdoğru kılsınlar.»,(İbrahim suresi 31)
«Ey iman edenler, size kısas farz kılındı(Bakara 178)...
", Ey iman edenler, Allah'ı çok anın(Ahzap 41)...
ayetleri ve benzerleri bu hususu belirtmektedir.
Eğer farz kılınan şeyler bizatihi iman olsaydı,
Allah o amelleri işleyinceye kadar kullarını mü'min olarak isimlendirmezdi.
Oysaki Allah, iman ve ameli ayırmıştır.
İman eden ve salih ameller işleyenler(Büruc suresi11...",
«Hayır, kim muhsin olarak imanıyla bütün varlığını Allah'a teslim ederse(Bakara suresi 112)....
", Kim de mü'min olarak ahireti diler ve onun için çalışırsa (İsra suresi 19)....
" ayetlerinde imanın amel olmadığı tesbit edilmiştir.
O halde mü'minler, imanlarından dolayı namaz kılar, oruç tutar, zekat verir, hacceder ve Allah'ı zikrederler. Yoksa namaz, zekat, oruç ve haccetmekten dolayı iman etmiş olmazlar.
Bu onların iman ettikten sonra amel işleme durumlarını ortaya koyar.
Farz olan şeyleri işlemeleri de iman etmiş olmalarından dolayıdır.
Yoksa onların imanı, farz olan şeyleri yaptıklarından dolayı değildir.
17EL-ALİM VE'L-MÜTTEALLİM
Bu durum, üzerinde borç bulunan bir kimsenin haline benzer.
Borçlu önce borcunu kabul eder sonra da öder.
��nce ödeyip, sonra da borcunu kabul etmez. Borcunu kabul etmesi ödemesinden dolayı değil; bilakis ödemesi, borcunu kabul etmesinden dolayıdır. Köleler, efendilerinin kölesi olduklarını bildiklerinden dolayı onların namına hizmet ederler, yoksa onlara hizmet ettiklerinden dolayı onların kö- lesi olduklarını kabul etmezler.
Zira nice insanlar vardır ki başkalarının işinde çalışırlar, fakat onlar bu çalışmaları ile başkasının kölesi olduklarını kabul etmezler.
Onların çalışmaları da köleliği kabul manasına gelmez.
Bir başkası ise köleliğini kabul ettiği halde çalışmaz, fakat onun çalışmaması, köleliğini ortadan kaldırmaz.
Talebe: Çok güzel belirttiniz. Fakat imanın ne olduğunu açıklayın.
Alim (r.a.): Iman; tasdik, marifet, yakin, ikrar ve islamdır.
İnsanlar tasdik konusunda üç halde bulunurlar.
Bir kısmı Allah'ı ve Allah'tan gelen şeyleri kalb ve lisan ile tasdik ederler.
Bir başka kısmı lisan ile tasdik eder, kalb ile yalanlar.
Bir kısmı da kalb ile tasdik eder, lisan ile yalanlar.
Talebe: Benim cevabını bulamadığım bir meseleyi açtınız.
Bu üç kısımdan bahsedin.
Onların Allah katında mü'min olup olmadıklarını açıklayın.
Alim (r.a.): Allah'ı ve Allah katından gelen şeyleri kalb ve lisanı ile tasdik eden kimse Allah katında ve insanlar yanında mü'mindir.
Lisaniyle tasdik, kalbi ile tekzip eden kimse, Allah katında kafir, insanlara göre ise mü'min olur.
Çünkü insanlar onun kalbinde olanı bilmezler.
İkrar ve şehadetinden dolayı onu mü'min diye isimlendirmeleri gerekir.
Zira kalbdekini öğrenme külfetine girme durumu yoktur.
Bir kısım kimseler de, Allah katında mü'min, insanlara göre kafir olur.
Bu, imanını gizleme durumunda, lisanı ile küfur izhar etmiş kimsenin halidir.
İmanını gizlemek için böyle yaptığını bilmeyen kimse, onu kafir olarak isimlendirir.
Fakat o kimse Allah katında mü'mindir.
#İMAMI #AZAMIN #BEŞ #ESERİ
#EL-#ALİM #VEL-#MÜTTEALLİM
3 notes
·
View notes
Text
FÂRÂBÎ’NİN DUASI Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla başlıyorum! Ey Zorunlu Varlık! Ey sebeplerin sebebi, ezelî ve ebedî olan Allah’ım! Beni yanılgılardan korumanı, bana senin hoşnut olacağın eylemi emel yapmanı istiyorum! Ey bütün Âlemlerin Rabbi olan Allah’ım! Bana bütün iyi hasletleri bahşet, islerimde güzel neticeler ver, gayelerimde ve isteklerimde beni başarılı kıl! Evrende nehirlerin coşkun aktığı gibi akan yedi yıldızın sahibi, aydınlatıcısı Rab! O yıldızlar, O’nun iyilikleriyle, bütün cevheri kuşatan iradesiyle islerini yaparlar. Zuhal, Utarit ve Müşteri gibi yıldızların bizzat kendilerinden bir şey beklemem, ben hayrı, her şeyi senden beklerim! Allah’ım! Bana güzellik elbiseleri giydir, iyilik ve güzellikler ver! Peygamberlerin kerametlerini ve zenginlerin saadetini, bilgelerin ilimlerini, muttakilerin mutlulukların ver! Allah’ım! Beni mutsuzluk ve yokluk âleminden kurtar! Beni kötülüğe bulaşmamışlardan, sevgiyle bağlı olanlardan, dosdoğru kişiler ve şehitlerle birlikte gökte yasayanlardan eyle! Sen öyle yüce bir varlıksın ki, senden başka ilah yoktur! Varlıkların yegâne sebebi, yerin ve göğün nuru Sensin. Allah’ım! Bana Faal Akıldan bir feyiz bahşet! Ey ululuk ve iyilik sahibi Allah’ım! Ruhumu hikmet nuruyla süsle! Bağış olarak benim için takdir ettiğin nimeti (şükrünü) bana ilham et! Bana hakkı hak olarak göster ve ona uymanın yolunu ilham et! Bana batılı batıl olarak göster, beni batıla inanmaktan ve onu dinlemekten koru! Nefsimi ilk maddenin yapısından temizle! Şüphesiz ki sen, ilk nedensin! Ey bütün varlıkların sebebi olan Hak, bütün varlıkların feyzinden fışkırdığı kaynak! Kat kat göklerin Rabbi, onların ortasına kara ve denizleri yerleştiren Rab. Sana sığınarak, bir günahkâr olarak, sana yalvarıyorum! Bu günahkâr ve ihmalkârın suçunu bağışla!
Ey evrenin Rabbi! Yüce katından bir feyiz ile nefsimi, maddî ve manevî kirlerden temizle! Ey yüce kişilerin, yıldızlar âleminin gökyüzündeki ruhların sahibi Allah’ım! Kuluna, şehevî şeylerin, aşağılık dünyanın sevgisi baskın geldi. Sen himayeni, beni hatalara düşmekten koruyucu kıl! Benim için takvanı, her türlü aşırılığa karşı kalkan yap! Muhakkak sen her şeyin kuşatıcısısın.
Ey Allah’ım! Beni dört unsurun esaretinden kurtar ve beni geniş katına ve yüce huzuruna al!
Allah’ım! Bana vereceğin yeterliliği, gücü, topraksı cisimler ve varlıkla ilgili olan düşünceler arasındaki yerilmiş ilişkilerimi kesmem bir sebep kıl; hikmeti ve ruhumu ilahi âlemler ve yüce ruhlarla birlikte olmaya vesile kıl. Allah’ım! Benim ruhumu Cebrail vasıtasıyla aydınlat! Aklıma ve duyguma olgun hikmetle etki et! Fizik âleminin yerine, melekleri bana yoldaş eyle! Allah’ım! Bana doğruyu ilham et! İmanımı takva ile pekiştir! Nefsimde dünya sevgisine karsı nefret uyandır! Allah’ım! Benliğimi, geçici şehvetleri yıkmaya karsı güçlü kıl! Ruhumu kalıcı ruhlar yurduna ulaştır ve onu yüce cennetlerdeki değerli, şerefli varlıklar topluluğundan eyle!
Ey, hal ve söz diliyle konuşan varlıkların önünde olan Allah’ım seni tenzih ederim, şüphesiz ki Sen, o varlıklardan her birine hikmetinle lâyık olduğu şeyi verensin, o varlıklara, yokluğa nispetle varlığı bir nimet ve rahmet kılansın. Öz olsun, ilinti olsun tüm varlıklar senin nimetlerine müstahaktırlar ve nimetlerinin güzelliklerine şükrediyorlar. (Nitekim Sen;) “O’nu övgü ile tespih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ne var ki siz, onların tespihini anlamazsınız” (buyurmaktasın). Allah’ım seni tenzih ederim, sen yücesin, tek olan Allah’sın, yegânesin, Sen “Birsin, teksin, doğurmayan, doyurulmayan ve kendine hiçbir şey denk olmayan” essiz ve muhtaç olmayan Allah’sın!
Allah’ım kuşkusuz ki Sen, benim ruhumu dört unsurdan meydana gelen bir zindana hapsettin ve ruhumu parçalama işini, şehvetlerden oluşan birtakım yırtıcı hayvanlara havale ettin. Allah’ım! Nefsimi (beni) İsmetle yücelt! Sana yaraşan biçimde ona şefkat et! Senden gelen ve sana lâyık olan bir asaletle onu esirge! Gökteki yerine ulaştıracak bir tövbeyi ona lütfet! Kutsal makamına geri dönüşünü (ulaşmasını) çabuklaştır! Nefsimin karanlıkları üzerine Faal Akıl güneşini doğdur! Cehalet ve sapkınlıkların karanlıklarını ondan uzaklaştır. Ruhumda bil kuvve bulunanı güzellikleri aktif hale getir. Ruhumu bilgisizliğin karanlıklarından çıkarıp, hikmetin aydınlığına ve aklın ışığına ilet. (Nitekim sen;) “Allah inananların dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır” (diye buyurmaktasın).
Ey Allah’ım! Bilinmeyenlerin gerçek suretlerini ruhuma rüyada göster! Ruhumu karma karışık kâbuslardan, rüyalarında iyilikleri ve doğru müjdeyi görmeye dönüştür! Ruhumu etkileyen duyuların ve kuruntuların kirlerinden temizle! Ruhumdan fizikî âlemin bulanıklığını uzaklaştır. Ruhumu, ruhlar âlemindeki yüce makama konuk et! Nitekim Sen! Bana hidayeti nasip eden, bana her şeyde yeterli olan ve beni himaye eden en yüce varlıksın! Hamd yalnızca Allah’a mahsustur. Allah’ın rahmeti ve selamı sonsuza dek kendisinden sonra hiçbir peygamber gelmeyecek olana (Hz. Peygamber’e) olsun.
Âmin.
3 notes
·
View notes
Text
İnsanlar karanlık ve adaletsizlik dalgalarını gördüklerinde bazen ümitsizliğe kapılırlar ve Beklenen İmam Mehdi'nin (Allah onun şanlı çıkışını hızlandırsın) ortaya çıkışı güneşin doğacağına bir işarettir.
Evet dünyada karanlık var, zulümler var, zalimler var ama bu karanlık, kara gecenin sonu mutlaka güneşin doğuşudur.
Beklenen İmam Mehdi (Allah onun şanını tez zamanda zuhur etsin) inancının bize öğrettiği şey budur ve garantili ilahi vaaddir.
"Selam sana ey yerleşik ilim, akan ilim, geniş ferahlık ve rahmet, yalan olmayan vaad."
3 notes
·
View notes
Text
Kalk âşık! Kalk! Acele et biraz. Bak su sesi geliyor. Sen susuzsun ve uyuyorsun. [Hz. Pir Mevlanâ]
İlahi biliyoruz ki ilaç, iyileştirmek için, hasta ve yaralı kimseler arar. Nerede bir dert varsa, deva oraya gider. Nerede alçak ve çukur yer varsa, su oraya akar. Bizim de halimiz perişandır. Hiç ummadık yerden derdimize dermanı gönder, bizi bizden azad eyleyip kendine kul eyle… Yâ Rabbî! Aşk, vecd ve samîmî gözyaşlarıyla ilâhî rahmet ve mağfiretinden nasîb alabilmemizi lutfeyle!
Muhabbet-i Ehli beyt-i Mustafa üzerlerimize sâyebân, Vakt-i şerif, sebeb-i gufran, aleme bayram olan Cuma,
ömür ve şahsiyetlerimiz, ahir ve akibet, zahir ve batınlarımız hayrola, Aşk ola, aşk ile dola, Aşkullah, Muhabbettullah, Marifetullah, Şevkullah ve Zikrullah gönüllere nakşola .
9 notes
·
View notes
Text
Hadis, Kütüb-i Sitte
#Allah #İslam #Peygamber #HzFatıma #HzHasan #Ezan #Sünnet #Sevgi #Rahmet #İlahi #Müslüman #Dualar #Cemaat #Kuran #Mübarek #İman #Sahabe #Hayır #Salavat #Rahman #Hadis #Barış #Huzur #Tevhit #Dini #Sahur #Iftar #Hicret #Zekat #Sadaka
3 notes
·
View notes
Text
Cuma Akşamı Hürmetine Ya RAB! ALEMLERE Rahmet Olarak Gönderdiğin Hz MUHAMMED'İN ﷺ Katındaki Değeri İçin, Şanını Bilenlerin Kıymeti İçin, Gönül Ehlinin HİMMETİ İçin, Muhabbet Badesinden İçenlerin KERAMETİ İçin, Cebrailin (as) Emanetteki Sıdkı İçin, Azrailin (as) İtaatteki Hakkı İçin, Başımızın Tacı KURAN'I KERİM İçin, O KURANA Can-ı Dilden İman İçin, Ehl-i İrfanın Davası İçin, Ehl-i Aşkın Sevdası İçin, Ehl-i Gamın Biçareliği İçin Bizi Kendimizle Başbaşa Bırakma. SENSİZLİK Ateşiyle Sinelerimizi Yakma. Bizi Yanlış Pazarlarda Dolaştırma. Ulu Kapının Eşiğinden Başlarımızı Ayırma. İLAHİ YA RABBİ SEN Aziz Biz Âciz, Merhametine Muhtacız. Has Kullarının İhlâslarına Uzağız. Gerçek Aşıklarının Hallerine Açız. Hak Dostlarının Şevklerine Irağız. Bize Ahlakını, Bize Sevgini, Bize Hâyanı, Bize Veranı, Bize Takvanı ve Bize RIZANI Lütfeyle. Ey Kalpleri Evirip Çeviren ALLAH'IM! Çevir KALPLERİMİZİ, Düzelt HALELERİMİZİ, Sil Baştan Kur Temellerimizi. Kaldıramayacaklarımızla İmtihan Etme Bizi. SENSİZLİK Buhranıyla Helak Eyleme Hiçbirimizi. İki Cihan Serveri PEYGAMBERİMİZ Hz MUHAMMED'E ﷺ Cennette Komşu Et Bizi. Firdevsi Alâ'da CEMALİNLE Müşerref Olanlardan Eyle Cümlemizi. Âmin. RABBİM Yüce Katında Dualarınızı Kabul İbadetlerinizi Makbul Eylesin İNŞALLAH. Hayırlı Huzurlu Akşamlar, Nurlu Cumalar. Cuma Akşamınız Mübarek Olsun Arkadaşlar
19 notes
·
View notes
Text
Bu Ramazan Kur'an okuyuşumuza kalbimiz de eşlik etsin!
-Çünkü bizi ıslah edecek olan şey bir cüzü kaç dakikada okuduğumuz değil!
-Okurken:
-Kalbimizin kaç kez etkilendiği
-Derilerimizin kaç kez ürperdiği
-Gözümüzün kaç kez yaşardığı
-Zihnimizin kaç kez ibret alıp düşündüğüdür...
Allah'ım
bizi ve çocuklarımızı namaz kilanlardan eyle. Ey Rabbimiz Sen duaları kabul edensin, kabul eyle.
Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl. Bizi müttakilere önder eyle.
Ayaklarımızı kaydırma, üzerimize rahmet yağdır, rahmetinden mahrum eyleme.
En hayırlı insanlara çıksın
girdiğiniz bütün yollar! .
Rabbim kalp kırmaktan haya edenlerin yolunu yolunuza düşürsün.
Şerli insanların şerrinden korusun, hayırlı insanların hayrıyla berekete kavuştursun.
Sizi hayra anahtar şerre kilit eylesin.
Ey Rabbim;
Senden gayrına yüreğimizi ,
Yük etmekten imtina ederiz
Rabbimiz !
Çaresiz kalbimizi sana döker
Sana açarız ...
Bir Ramazan sevinci kıl bu günahkâr gönüllere
Sonu Cennet'le bahar olan ömür sal üzerimize
İlahi Ya Rabbi
Hânelere saadet
İŞLERE BEREKET
kalplere muhabbet
mevtâlarımıza rahmet
hastalarımıza sıhhat
İNSANLARA NEZAKET
gençlere edep büyüklere feraset
küçüklere hürmet, hepsine iffet
iki cihanda af ve âfiyetler nasip eyle
Amin
Esselamu Aleyküm
Hayırlı sabahlar
Bereketli sahurlar
HAYIRLI RAMAZANLAR
16 notes
·
View notes
Text
751. Vuslat Törenleri Şeb-i Arus ile sona erdi
https://pazaryerigundem.com/haber/195749/751-vuslat-torenleri-seb-i-arus-ile-sona-erdi/
751. Vuslat Törenleri Şeb-i Arus ile sona erdi
Bu yıl “Muhabbet Vakti” temasıyla düzenlenen Hazreti Mevlana’nın 751. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katıldığı “Şeb-i Arus��� programı ile sona erdi.
KONYA (İGFA) – Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, programda yaptığı konuşmada, “Bu anlamlı geceyi, içimizde yeşeren taptaze heyecanlarla; Hz. Pir’in vasiyetine, onun tavsiyesine uyarak, aşığın maşukuyla kucaklaştığı bir ‘Düğün Gecesi’ olarak idrak ediyoruz. Mevlana, öz ifadeyle din ikliminin sultanıdır. Hayatını Allah aşkıyla süslemiş, Kur’ân ve Peygamber sevgisiyle bezemiş bir muhabbet velisidir” dedi.
Bugün zulümle, adaletsizlikle, terörle, katliamlarla dünyayı cehenneme çevirenlerin İslam’ın özünü teşkil eden ve insanı insan kılan ilahi sevgiden zerre nasibi olmadığını belirten Başkan Altay, “Gazze başta olmak üzere, gönül coğrafyamızın diğer bölgelerinde ve dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan zulüm ve adaletsizlikler kalplerimizi sızlatmaktadır. Ne olursa olsun biz mücadelemize devam edeceğiz. Âlemlere rahmet olan Resûl-i Kibriyâ Efendimizin yolundan yürüyeceğiz. İnşallah insanlığın üzerine kabus gibi çöken karanlıkları İslam’ın nuruyla aşacağız. Hz. Pîr gibi gönül sultanlarının sesiyle, nefesiyle, âlemlerden geniş olan nice gönüller kazanacağız” ifadelerini kullandı.
“KONYA’MIZDAN YAYILAN BU IŞIĞIN DÜNYAMIZI AYDINLATACAĞINA İNANIYORUM”
Konya Valisi İbrahim Akın, “Şeb-i Arus’ta ‘muhabbet vakti’ temasının davetine icabet ederek manevi değerlerimizle bir kez daha mücehhez olduk. Hazreti Mevlana’nın ‘bir mum diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez’ sözünde ifadesini bulan ve Şeb-i Arus vesilesiyle Konya’mızdan yayılan bu ışığın, inşallah Müslüman kardeşlerimizin ve dünyamızın ihtiyaç duyduğu ‘barış içinde, sevgi ve muhabbetle yaşamak’ düsturunu kalplerimize perçinleyeceğine ve dünyamızı aydınlatacağına yürekten inanıyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın riyasetinde, bu ulvî merasimin tertibinde emek veren Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, Konya Büyükşehir Belediyemize ve tüm gönüllülerimize şükranlarımı sunuyorum” cümlelerine yer verdi.
“CELALEDDİN-İ RUMİ’Yİ MİNNET VE RAHMETLE YAD EDİYORUZ”
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, dünyanın dört bir yanında devam eden çatışmaların ve zulümlerin; insanların zorla yurtlarından edilmesini, kadınların, çocukların, yaşlıların kaderine terk edilmesini ve işgalleri beraberinde getirdiğini vurgulayarak, “Mevcut kaos, karmaşa ve çatışma ortamlarını göz önüne aldığımızda Mevlana, Yunus Emre ve Hacı Bektaş Veli gibi bu mukaddes toprakların çıkardığı abide şahsiyetlerin bizlere ulaştırdığı erdem ve değerlere tüm insanlığın ne kadar muhtaç olduğunu bir kez daha anlıyoruz” açıklamasında bulundu.
“BU SESİ DÜNYANIN FARKLI COĞRAFYALARINA ULAŞTIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
İnsanların Mevlana’dan yaşamı güzelleştirmeyi, hayrı konuşmayı, kendisine layık gördüğünü dostlarına da layık görmeyi öğrendiğini aktaran Bakan Ersoy, tüm dünya milletlerinin insanlığı hatırlamak için bu çağrıya kulak vermesi gerektiğini kaydederek şöyle devam etti: “İçine düşülen şiddet ve anlamsızlık girdabından ancak bu şekilde kurtulabiliriz. Mevlana’nın çağrısına, insanlığın kaybolan huzuru ve düştüğü ümitsizlik girdabından kurtulması için her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Bugün burada izleyeceğimiz tören; asırlar boyunca benzersiz bir ahenk içerisinde dilden dile, gönülden gönüle günümüze ulaşan köklü bir kültür mirasının benzersiz bir izdüşümüdür. Bizler bu mirası muhafaza etmeye, bu sesi dünyanın farklı coğrafyalarına ulaştırmaya devam edeceğiz.”
“CELALEDDİN RUMİ GİBİ BİR DEĞERE SAHİP OLDUĞUMUZ İÇİN RABBİMİZE SONSUZ ŞÜKREDİYORUZ”
Her yıl düzenlenen Hazreti Mevlana’nın Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri’nin gönül coğrafyasındaki büyük değerlerin maneviyatları önünde bir saygı duruşu niteliğinde olduğuna dikkati çeken Bakan Ersoy, “Bu hislerle, ülkemizin ve dünyanın dört bir yanından gelen siz Mevlana dostlarını saygıyla selamlıyor, asırlar boyunca üstadın izinden giden gönül ehli merhumları rahmetle anıyor, değerli sanatçılarımıza, Bakanlığımızdaki çalışma arkadaşlarıma, Konya Büyükşehir Belediye Başkanımıza ve tüm ekibine gönülden şükranlarımı sunuyorum” ifadelerine yer verdi.
“MEVLANA’NIN BİRLEŞTİRİCİ GÖRÜŞLERİ 751 YILDIR ANILIYOR”
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da yeryüzünde bazı büyük insanların ölümlerinden sonra bile yol gösterici sıfatlarını taşımayı sürdürdüğünü dile getirerek, Mevlana’nın fikirlerinin, birleştirici ve insanlığa faydalı olan görüşlerinin 751 yıldır anıldığını söyledi.
“MEVLEVİHANELER BİZİM BURÇLARIMIZIN NURDAN KALELERİDİR”
Mevlevihanelerin bütün Osmanlı diyarına, bütün gönül coğrafyasına yayılan bir ışık olduğunu belirten TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Saraybosna’dan Halep’e, Şam’a, Bağdat’a, Mekke’ye, Hicaz’a, Kudüs’e kadar geniş coğrafyada mevlevihaneler bizim burçlarımızın nurdan kaleleridir, nurdan kuleleridir. Bu çerçevede sadece bunu bir terbiye mektebinin, irfan mektebinin çok kuvvetli medreseleri olarak, dervişlerin eğitim aldıkları alan olarak değil, aynı zamanda geçmiş dönemde mücahitlerin birleştiği, bütünleştiği yerler olarak da ortaya koymuşlardır” dedi.
Geçen sene düzenlenen 750. Vuslat Yıl Dönümü programında, İsrail’in Gazze’de başlattığı insanlık dışı saldırılarının nefretle kınandığını ve Kudüs Mevlevihanesi’nin dile getirildiğini aktaran Kurtulmuş, bu sene de bir başka mevlevihaneye dikkati çekmek istediğini söyleyerek, “Suriye’de, Halep Mevlevihanesi ve Şam Mevlevihanesi de Mevlevi dergahlarının en önemli ayaklarından ikisidir. Ümit ederiz ki en kısa zamanda Halep ve Şam mevlevihanelerinde de burada olduğu gibi Mevlevi ayinlerinin yapılacağı güzel, esenlik dolu günler gelecektir. Ümit ederiz ki Şam’dan açılan kapı Kudüs’e doğru yürüyecek ve Kudüs Mevlevihanesi’nde de en kısa zamanda böylesine görkemli ayinler yapılacaktır. Sizin gibi dünyanın dört bir tarafından gelen Mevlana dostlarını ağırlayacak ve orada hem geçmişimize rahmet okuyacak hem de Mevlana Celaleddin-i Rumi daha iyi anmak ve anlamak için bir araya gelecek. Şam’ın kapıları, Kudüs’ün kapılarını açsın diyor, Şam Mevlevihanesi’ne nasip olan özgürlük, Kudüs Mevlevihanesi’ne de nasip olsun diyorum. Çünkü Anadolu’da yaşayan Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olan bizler için bu mevlevihanelerdeki ecdadın bize bıraktığı bir miras vardır” diye konuştu.
Kurtulmuş, daha sonra, “Sizin ecdadınız, Kudüs Mevlevihanesini asırlar boyunca imar ve inşa etti, orayı açık tuttu. İnşallah bu güzel gecede, 751. Vuslat Gecesi’nde niyazımız odur. Ya Rabbi, Şam ve Halep’i özgürleştirdiğin gibi Kudüs’ü ve Kudüs Mevlevihanesi’ni de özgürleştir, bugünleri görmeyi bizlere nasip eyle” ifadesini kullandı.
Törende, İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) Genel Direktörü Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç, Mesnevi sohbeti yaptı. Daha sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu eşliğinde sanatçı Ahmet Özhan tarafından Türk tasavvuf müziği konseri verildi.
Yerli ve yabancı çok sayıda misafirin de takip ettiği program, Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu’nun “Mevlevi Ayini Şerifi” ile son buldu.
0 notes