#hayatımın baharı
Explore tagged Tumblr posts
kur-an-ve-risalei-nur · 2 months ago
Text
Tumblr media
⭐⭐⭐⭐⭐
İnsan gün olur içinin çölleştiğini, kuraklaştığını hisseder, taşıyamayacağı kadar bir uyku sarar benliğini; ne tercihi ne isteği ne de kaçacak bir şeyi vardır artık.
Gece olur gecenin sesini işitir ve kendi gecesiyle yüzleşir.
Bunu hiçbir şeyin geçiremeyeceğine inanır. Deniz kenarına gider içini açmaz, kitap okur geçmez, birine derdini anlatır, anlattığı kişinin derdi kendisinden çoktur sarmaz, eline telefonunu alır bakınır ama gördüğü her şey sahte ve yapmacıktır rûhu sıkılır.
Düşünceleri kucağına yorgun düşeceği esnada keşke başını kaldırsa insan, ah bi kaldırsa!
Göğe uzun uzun baksa elini uzatsa, dokunsa! Bizi var edip anlamlı kılacak şeyleri Rabbimizin gönderdiğini görecektir.
Kur'an ve Efendimiz...
Böylesi hallerde ben Efendimiz Muhammed aleyhisselâtü vesselâmı düşünürüm. Etrafındakilerini birer birer kaybetmiş, Ana yok baba yok, Hatice’si ahirette, Amca yitirilmiş. Bütün bütün destek çekilmiş, ilgiye muhtaç.
Sadece Kehf sûresi iniyor kendisine: ‘Yürü’ deniliyor. Yaralarını sarıp yola revân oluyor. Vakit can sıkılacak kadar geniş değildir zira. Gönlünü Kur'ana verince Rabbi de ona sekinet verdi ve göğsüne tahammül ve dayanma gücü yerleşti.
Avucunuzda biriken her olumsuzluğu Kur’an ile eritin o zaman manevî bir çatıdan olanları izleyecek ve Allah’a hamd edeceksiniz.
Onu okurken, onda kendinizi arayın mutlaka bulacaksınız...
“Bunun üzerine yürüdüler/ فانطلقا"
📚Kehf sûresi, 71
Hayırlı günler Türkiyem.
Her sıkıntıya rağmen yürüyelim inşaallah.
____________°🌺💞🌸°______________
🎀
28 notes · View notes
klavyemkavalyemolsa · 7 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
19.04.2024 / Cuma akşamı, bir beyefendi lacivert takımlarını çekmiş bir halde, bir elinde baklavası diğer elinde içinde orçik ve tulum peyniri olan poşetle evimize geldi. Elazığ’lı bir beyefendi demem gerekirdi. Girişte bizimkilerle selamlaştı. Her iki taraf da biraz gergin. Bana baş selamı ve güzel bir gülümseme düştü. Poşetleer elime bırakıldı. Misafir odasına aldık kendisini. Gece yarısına kadar oturdu, gerginlik zamanla yerini gülüşmelere kahkahalara ve hoş sohbete bıraktı. Beyefendi orada bir hayalin gerçekleştiğinden habersiz saatlerce oturdu. Babamla, abimle, annem ve yengemle sohbet etti. Ceketini çıkartabilirsin dedim. Alnı terlemiş. İyiymiş öyle, çıkartmadı. Beyefendi orada öylece otururken orada öyle oturmasının neye karşılık geldiğini bilmiyordu. Ben onu oraya öylece neyin oturttuğunu biliyordum. Heyecanlı mıydım, hayır. Emindim. İlginç bir şekilde. Orada öylece oturmaya en yakışacak kişinin o olduğuna emindim. Onu tanıdığımdan beri gönlüm baharı karşılıyor gibi. Bir kış atlattık birlikte, hiç hissetmedim. Bir beyefendi; evimize geldi, oturdu, gitti. Ben hayatımın en güzel misafirini uğurluyordum. Bana baş selamı ve gamzeli bir gülümseme düştü :)
47 notes · View notes
ehilal · 8 months ago
Text
Ve sonunda bayram için yollardayız. Evden çıkış yine aynı heyecan, aynı keyifli stres. Çiçekler sulandı mı, valizler hazır mı, çöpler atıldı mı? Derken yollar. Ankara'dan adım adım uzaklaşmanın en keyifli yanı gelen baharı canlı canlı yollarda izleyebilmek. Bolu'ya doğru ilerledikçe yeşilin binbir tonu kucaklıyor beni.
Bir yandan da içim kıpır kıpır aileme kavuşmaya sayılı gün kaldı. Bu bayram biraz farklı. İlk kez bir bayramın birinci günü kahvaltısında kendi ailemle olmayacağım. Oldum olası bu ritüeli çok sever asla taviz vermemek için elimden geleni yaparım. Arife günlerini küçük memleketimde keyifli bir koşturma telaşa ile geçirmek, bayram sabahına birlikte uyanacağımızı bilerek tertemiz nevresimlerde uykuya yatmak hayatımın en mutlu anlarını hatırlatır bana. Ve sabah annemin kahvaltı seslerine, bugün bayram erken kalkın çocuklar diyen Barış Manço'nun sesi karışırken neşeyle uyanmak.. Bir gün evlensem dahi bu ritüellerimden taviz vermem derdim. Sağolsun kocam bey de memleketimi memleketi, ailemi ailesi sayıp bu sürece uyum gösterecek biri oldu. Ama gel gelelim bu defa işler başka gelişti. Tarihler bizi İstanbul'a yönlendirdi. Kendi annemin yoğun uyarılarıyla bayramım birinci günü sabahını istanbul'da Gökhan'ın ailesiyle geçirmek düştü payıma. Mantıklı ve doğru olsa da içim yarım. Bu durumdan şımarıkça iki şikayetçi var biri ben ve diğeri bu konuyu konuşmamamıza rağmen eminim ki babam. Ama neyse sağlık olsun bu defa da bayram yemeğinde kavuşmak kısmetmiş. Neyse ki gökhan bu konuda benim gibi düşünen biri değil. Aksi olsa çatışma yaşardık sanıyorum.
Bayrama sayılı gün kaldı. Eksilmeyip çoğaldığımız nice bayramlarımız olsun.
7 notes · View notes
gecenaz · 10 months ago
Text
Baharı da seveceğim sonbaharı da, kışı da seveceğim yazı da, çünkü hepsi dünyanın bir parçası. Hüznümü de seveceğim mutluluğumu da, korkularımı da seveceğim dinginliğimi de, çünkü hepsi hayatımın bir parçası…
17 notes · View notes
hakan6171 · 1 year ago
Text
Tumblr media
Hayatımın baharı ve kışı senin kollarında Bütün yollarım sadece sana çıkıyor💕
25 notes · View notes
dusunmekaybolursn · 8 months ago
Text
kuzenimle yaklaşık 6 7 aydır görüşmüyorduk, bugün bize iftara geldiler. mutfakta konuşurken bir anda hayattan bıkmış gibi duruyorsun dedi. hayat yoruyor dedim. güldü, kız bu yaşta ne yaşıyorsun da yoruyor hayat, daha gençsin, üniversiteye gideceksin, hayatının baharı dedi. doğru, ne yaşıyorum da yoruyor hayat değil mi? evet gencim ama bedenen, belki üniversiteye gideceğim ama muamma. evet hayatımın baharı ama sanki bana sonbaharı ve bir kez daha anladım ki herkesin hayatı dışarıdakine mükemmel. içini bilen,soran yok.
6 notes · View notes
kadirtclk16 · 2 days ago
Text
Nurullah Genç - Söylenmemesi Gerekenin Şiiri
Söylenmemesi Gerekenin Şiiri
Nurullah Genç
reddini doldurursa avucuma kan gibi
kırmızı bir çığlıkla yırtılır dudaklarım:
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
kırılsa da baharı bekleyen pencereler
akrebin gözlerinden geçse de dehlizlerim
eski bir mezarlığa gömülmeden izlerim
‘söylememeliydim biliyorum! ...’
simsiyah bulutların arasından ansızın
çatlayan yüreğime koydu susuzluğunu
ver Allah’ım bana ver O’nun sonsuzluğunu
hüzünlü bakışları şafağımda tebessüm
gündüzümde ışığı, gecemde hilali var
evimin tenhasında büyüyen melali var
kum fırtınasında mı, selde mi yürüyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
gemilerde aradım yüzünün görkemini
martılarla yoruldum, tayfalarla vuruldum
kalbimi morga koydum bir liman köşesindenefesini aradım dalgaların sesinde
tutundum hayatımın çürüyen yıllarına
bakıp bakıp ağladım boş kalan yollarına
beni anlamaz diye kabuslar görüyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
ciğerimde bir köz gibi taşıdım yokluğunu
ver Allah’ım, bana ver suya küskün kuğunu
mor lekeler bıraktı solgun yanaklarıma
kartal kanı bulaştı rüyalarıma bile
fırtınalar diner mi ulaşmadan sahile
hayalin bozkırında kurtkapanıydı ömrüm
nasıl da bir başıma kopardım dikenleri
nasıl da acımasız köprülerde yürüdüm
uzaktan gülümseyip deniz fenerlerine
sonunda mahkum gibi kapandım ellerine
kirpiklerimden sızan hicranı siliyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
ısrarlı denizlerin dibinde volkandır aşk
kesif bir muammayı öğretir balıklara
balıklar derde düşen aşığı avuturlar
aşık ölünce kuşlar uçmayı unuturlar
güneşle buluşmayı göze alan, derinde
yağmur yüklü bir ömür paylaşır göklerinde
eleğimsağma renkler düşürünce şehrayin
başlamalı yeniden içimizde bir ayin
belki de döndü talih, çözüldü bilmeceler
tükenecek siyaha baş koyduğum geceler
umarım, kaybettiğim devranı buluyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
ah, Allah’ım gösterme bana soğukluğunu
nicedir bekliyorum dağlar ardında O’nu
nefesimde rüzgarın gölgesidir dağılan
kanımda gözlerinin hasretidir boğulan
bir zamanlar benzerdik muhabbet kuşlarına
dalardım o gizemli, mahmur bakışlarına
gittiği gün sokaklar içinde kaldım, sefil
öldü kafeste bülbül; soldu nergis karanfil
bedevi kahramanlar yurdundan geliyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
melekler en çaresiz anımda buldu beni
gaflet şarabı içtim, aşikar kıldı beni
baykuşlar dahi mutlu bu habersiz dönüşten
hangi yokuş daha yar olabilir inişten doruktaki saraydan koyar mı beni mahrum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
bu son yürüyüşümdür yarına kalmaz umut
Allah’ım, bir gül gibi O’nu baharımda tut
esrarlı bir evimiz olsaydı fildişinden
beyaz bir gölge gibi yürüseydim peşinden
desturun var mı diye dururken eşiğinde
bizim olan bir kalbi bulsaydım beşiğinde
bu nehir yine sarhoş akar mıydı ülkemden
bir deprem ortasında sarsılır mıydı beden
korkarım ki, dergahtan yine kovuluyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
biliyorum, yalnızlık ekecekler bahçeme
biliyorum,yağmurda yürüyecek kötürüm
biliyorum, mülteci türküler duyacağım
biliyorum, gülerse, O’nunla ben de hürüm
acı hatırasından bile kam alıyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
unutulan kalplerin tahtında rüyadır aşk
gözlerime bakarsa, görür ki, deryadır aşk
ah, ölüm habercisi beyaz parıltılarım
ah, Azrail çağıran çizgileri yüzümün
ah, paslanan kılıcın dudağında sönen mum
ah, yolcuyu hüsranla buluşturan uçurum
kim bilir kelebeğin kanadından bakanı
kim bilir baldıranda misk ü amber kokanı
sanki aynı hüzzamla yüz yüze kalıyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
haddim değil güneşi götürmek kainata
gökle buluşmamızı çok görür haramiler
anlamazlar ki, bin kez gelsem bile hayata
bu can gökte yaşayıp, gökte ölmeyi diler
ah, gönül toprağıma yaprak döken serviler
efkarıyla bir garip derbeder oluyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
ben Raymalı Ağa’yım, sözümle kırılır yay
o, bir anda ruhumu altüst eden Begimay
lacivert bir macera değildir aradığım
şahmaranın kolları sarınca çiçekleri
kiralık duygulardan kefen biçer cüceler
baharda yağmur olur yüreğim, güzün sarı
yakamozlar içinde, kışın kar tanesidir
derinden baktığında eritir aynaları
sanmayın perdelerin ardından gülüyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
bana misket oynamak yakışır hüzünlerle
bana binlerce yılın ıstırabıdır gelen
bana dönmez yüzünü efsaneler güzeli
hayal kırıklığıdır avucuma dökülen
sabahın sitemiyle büyürken kaygılarım
akşamın dayanılmaz yükünü çekiyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
reddiyle, çaresizlik yıkılırsa başıma
nasıl mihman olurum o gün mezar taşıma
sırlıdır her kapının arkasında inkisar
boynu bükük kükremez, mahkum olsa da arslan
her iklimde farklıdır yılanın tutkuları
uçan bir ecza gibi olmamalı intizar
kızıla boyanırsa yaprakları kaktüsün
yanılgıya dönüşür parlaklığı her süsün
duy sesimi ey yitik hazinem, ağlıyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
ah, bir tutunabilsem burçlarına güneşin
sessiz yürüyebilsem zifiri gecelerde
ah, küçük bir vatanım olsa kalbinde senin
kundağında vuslatı yudumlasak evrenin
bitmeyen bir şarkıya kenetlense gönlümüz
birbirine karışsa ölümümüz, ömrümüz
ipek avuçlarında uyanmak diliyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
kırabilsek sevdayı çalan oyuncakları
sırtımda hamal gibi taşırım çocukları
neden mahrum edelim karanlığı ışıktan
neden solsun bir çölün kumlarında şakayık
al bu zalim kuşkuyu efsanevi aşıktan
sana tahtım da layık, bil ki, bahtım da layık
titrek bir suskunluğun nidasıydı tarihim
senin olsun otağım, varım yoğum, talihim
giderken götürdüğün kalbimi arıyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
susmalı ayrılığın uğursuz puhuları yıkılmalı hayatı küçümseyen köprüler
dönmeli, sahralara sürdüğümüz tebessüm
ah, idam fermanıyla yargılanan tanyeri
ah, bir gülün içimde kımıldayan elleri
yarama merhem diye hüznünü sarıyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
kader umudumuzu taşımadan ırağa
yürümeliyiz artık bizim olan durağa
Günlük Bir Şiir tarafından paylaşıldı.
Hemen edinmek için: https://play.google.com/store/apps/details?id=com.bitlink.poetry
0 notes
mutsuzveumutlu · 2 years ago
Text
Hayatımın amacını bulamıyorum her çıktığım basamakta kendime yeni bir zorluk buluyorum . Ben neden varım ? Neden geldim ? Ne yapıyorum ? Ne yapacağım ? Ve daha sonsuz sayıda kendime sorduğum ama cevabını alamadığım sorular .
Ne yapmak lazım ne düşünmek lazım her anımız bir sonraki an için basamak olmaktan ne zaman kurtulur ? Ne zaman anı yaşamaya başlarız ? Bunu siz yaptınız ben nasıl başaracağım ?
Yine girdim soru trafiğine böyle devem edecek durdurmam lazım yoksa baharı hiçbir zaman getiremeyeceğim içim hep kışta tıpkı bir ayı gibi kış uykusunda kalacak şunu da söylemek isterim ki bir çok hayvan kış uykusunda öldü sanılıp gömülür , siz bu kadar uzun süre kış uykusunda kalmayın dikkat edin sizede toprak atmasınlar .
0 notes
muzehher1hanim · 2 years ago
Text
. Kalbime girmiş olanı, hayatımın baharı et Allâh'ım..
49 notes · View notes
kadir-tr2569 · 3 years ago
Text
Sen gönlümün baharı sın
Sen kardelen çiçeğim sin
Sen en değerli varlığımsın
Sen hayatımın anlamısın..
Tumblr media
34 notes · View notes
fiemanillah · 4 years ago
Text
"Kalbime girmiş olanı, hayatımın baharı et Allah'ım.."
Şöyle birşey okudum henüz gelmemiş bir bahara sesleniş gibi
156 notes · View notes
gelecegielindenalinanadam · 3 years ago
Text
“Hayatımın baharı denilen yaşta en sert kışını yaşıyorum, belki de bu son kışım..”
39 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 3 years ago
Text
Tumblr media
Baharın gelmesini bekliyordum.
Hergün farkında olmadan geçiyordu zaten. Duraksadığım anda hangi mevsimde olduğumu merak etmiştim. Zira içimdeki soğukluk yaz-kış ayrımı yapmama izin vermiyordu. Bir çırpıda kış mevsiminin sonuna yaklaştığımı farkettiğimde, hayatımın mevsimini gözardı ederek, bu kışı bitirerek baharın gelmesi gibi bir hedef belirlemiştim kendime.
Baharın gelmesi birşey değiştirmeyecekti biliyordum. İnsanlar yeni maskelerini takacaktı o kadar. Ancak doğa, yeniden canlanacak, yeni renkler, bazılarının dalga geçtiği gibi çiçekler, böceklerle donanacak, şairlere malzeme çıkacaktı.
Herşeyi bir kenara bırakıp, içimdeki hisleri tasnif etmenin rahatlığı ile baharı beklemeye koyulmuştum.
İlk gelincikler çıktığı zaman bayram edecektim.
İlk gelincikler çıktığı zaman hüznüme kavuşacak, yapabilirsem ağlayacaktım.
19 notes · View notes
layezalll · 4 years ago
Text
Tumblr media
8 mart cuma
Kadınım
sadece bir gün değil seni anmak istediğim
ömrümün her günü senin olsun
sadece bir gül değil sana vermek istediğim
Hayatımın baharı senin olsun
sadece ellerini tutmak, bedenini sarmak
Kara gözlerine bakmak değil istediğim
ruhunun en derinine bıraktığım kalbim senin olsun
ben seni önce insan sonra kadın diye sevdim
ben sende tüm kadınlardaki kadını gördüm
ben sende bir ana, bir sevgili bir dostu buldum
sadece acı günler değil vermek istediğim
papatya yapraklarında dans eden tüm mutluluklar senin olsun
senin olsun yağmur damlasındaki serinlik
senin olsun ana kucağındaki sıcaklık
senin olsun kapıların açıldığı, zincirlerin kırıldığı gün
senin olsun ağıtların, göz yaşlarının bittiği gün
senin olsun
senin olsun
bir yıl on iki ay üç yüz altmış beş gün
benden sana armağan olsun.
150 notes · View notes
caysadigimdemlerdesen · 3 years ago
Text
Küçücük bir umut kırıntısı arıyor insan zaman zaman, geleceğe dair hayaller kurabilmek için. Her şey daha güzel olacak demek her zaman yeterli gelmiyor. Bir ışık arıyor, bazen bir bakış bir gülüş, “canım annem” ile başlayan kocaman sarılmalar, bezense sadece sessizlik sürüklüyor güzel düşlere. Ben hayatımın ışık arama devrini geçtim zannediyordum ama yine de bir tökezleme halinde elimden ne tutsa iyi gelir bilmiyorum. Sarılmalar gülüşmeler şu dünyadaki en güzel şifa kaynağı şüphesiz ama yine de uzun vadede bir yarayı iyileştirmeye yetecek güçte değiller henüz, ya da gerçekten derin izleri var yaralarımın ve sarmak yetmiyor iyileşmesi için.
Eskiden bahar gelince her şey geçecek ve kırılan tüm dallarım yeniden çiçekler açacak sanırdım. Şimdilerde bahar yorgunluklarla geliyor, daha büy��k sorumluluklarla, arada kalmışlıklarla ve büyük yalnızlıklarla… Bunca yorgunluğumun sebebi tüm kalabalıklığıma rağmen yalnız hissetmem olabilir. Çünkü artık kimseye kendimi anlatmak istemiyorum, ya da anlasınlar da istemiyorum. Kapıyı açıp dışarıya çıktığımda, bir çift göz görmek istiyorum incitmekten korktuğum kadar incinmekten korkmadığımı bilen, bir derdi olsa kapılarımın sonuna kadar açık olacağını, kolay kolay kırılmayıp hiç düşünmeden affettiğimi, karşımdakine kendimi anlatmaktan çok onu anlamaya çabaladığımı bilen bir çift göz olsa ve bana da hatırlatsa bunları ve tüm bunların eskide kalmadığını belki bu kadar yalnız hissetmezdim. O kadar dönemiyorum ki kendime, hangi şehirde hangi semtte nefes aldığımı unutuyorum, yokuş aşağı bıraksam kendimi bir boğaz havası alacağımı unutuyorum, yolların benim en büyük limanım olduğunu unutuyorum.
Sarılınca geçecek derdim hep, artık geçmiyor biliyor musunuz? İki çift minik el okşuyor yanaklarımı, yaslanıyor göğsüme masumlukları. Yine de içimde bir uğultu var aylardır susturamadığım, ve yokmuş gibi yapamadığım bir huzursuzluk, kocaman bir boşluk doldurmaya gücümün yetmediği. Rabbim, ancak sen varsın içimi bilen, sen doldur sen tamamla ruhumun boş kalmış kenarlarını ve dahi kolaylaştır baharı beklerkenki nefes alışlarımı.
2 notes · View notes
alimdsblog · 3 years ago
Text
Kalbine düşse aşk cemresi..
Başlasa hayatımın baharı..
1 note · View note