mesutbahtiyarolacak
Mesut Bahtiyar olac...
4K posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
mesutbahtiyarolacak · 11 days ago
Text
Tumblr media
"Kendini canavara dönüştüren herkes
insan olmanın acısından kurtulmuş olur..."
8 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 12 days ago
Text
Tumblr media
"Söyle bana," diye fısıldadı sonunda, "bana işkence etmek senin için eğlenceli mi?... Gerçekten senden nefret etmeliyim. Birbirimizi tanıdığımızdan beri bana acıdan başka bir şey vermedin..." Sesi titredi, bana doğru eğildi ve başını göğsüme koydu.
"Belki de," diye düşündüm, "beni tam da bu yüzden sevdin:
sevinçler unutulur,
ama üzüntüler asla..."
Mihail Lermontov, Zamanımızın Kahramanı
14 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 12 days ago
Text
"Ben bu kulaklara göre ağız değilim..."
9 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 14 days ago
Text
Tumblr media
3 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 24 days ago
Text
Tumblr media
"Sevdaya bir hayli zamandan beri alışmıs ve elemlerinde bile bir tür lezzet bulmaya bașlamıștı. Fakat rekabet hiç alşmadiğı üzüntülerdendi. Bunlarda lezzet alacak bir taraf dahi göremediğinden o iki üzüntü veren duyguya alışmayı bir türlü düşünemezdi.
Bu güçsüz bırakan belalar yalnız o geceyle sınırlı kalmadı. Odasına ne zaman çekilse vahşi düșünceleri ve yüreğini dağlayan üzüntüleri başka bir biçimde ve bununla birlikte daha şiddetti bir durumda yenilenirdi. Düșünce ve isteklerinde bu şekilde ortaya çıkan değişimler kendini aşırı derecede acıyla uyuşan hızlı bir değişimin tereddüdü içinde brakırdı.
Ruhundaki hastalığın izleri yüzüne yansıyarak gecelerce süren uykusuzlugun verdiği zayıflık ve hareketsizlikle birlikte, yüzündeki korkunç rengi bir kat daha soldururdu. Çoğu zaman gözkapaklarını bile oynatamayacak kadar bir şaşkınlık içinde geçtiğinden görünüşüne bakılsa ayağa kalkmış bir ölü sanlırdı..."
6 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 1 month ago
Text
Tumblr media
"...Doğduğunu herhalde annesinden başka kimse fark etmemiştir; yaşadığını da pek az kimse bilir; fakat ölümünü kimse fark etmeyecek, öldüğüne kimse sevinmeyecek, kimse acımayacaktır.
Onun düşmanı, dostu yoktu. Yalnızca birçok tanıdığı vardı.
Belki bu silik kişinin yalnız cenazesi bir ilgi uyandıracak, yolda adamın biri saygı ile durup selamlayacak, belki başka bir merakli da cenazenin önüne koşacak, ölenin adını soracak ve hemen unutacak."
10 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 1 month ago
Text
Tumblr media
"Gülümsedi...
ama yalnızca dudaklarıyla, kalbiyle değil.
Kalbinde, derinde bir acılık vardı..."
İvan Gonçarov / Oblomov
6 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 1 month ago
Text
Tumblr media
"Belki yarın öleceğim!…
Dünyada beni tamtamına anlamış hiçbir yaratık kalmayacak.
Bazıları beni olduğumdan kötü, bazıları olduğumdan iyi sanırlar. Bazıları iyi bir adamdı, öbürleri, rezilin tekiydi diyecekler.
İkisi de yanlış olacak.
Böyleyken, yaşamaya değer mi zaten? Yine de insan yaşıyor, merak yüzünden. Yeni bir şeyler bekleyip duruyor…
Saçma, sinir bozucu bir durum...!"
20 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 1 month ago
Text
Tumblr media
"Tarif edilemeyecek kadar yalnız hissediyorum. Ve kendimi tükenmiş hissediyorum.
Bu, size tarif edemeyeceğim kadar boş bir zihin ve ruh halini anlatıyor. Çünkü bunun bile hiçbir fark yaratmayacağını düşünüyorum. Ayrıca, sahip olduğum çok özel bir his halindeyim. Sürekli bir sinir krizine dönüşme hissi bu. Sık sık daha fazla ne yapmak istediğimi, daha fazla kim olmak istediğimi; tam olarak hangi kısımlarımın hala düzgün çalıştığını soruyorum.
Buna bile hiçbir cevap yok.
Hiçbir."
11 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 1 month ago
Text
Tumblr media
"Eğer bir gün
kimseyle konuşmak istemezsen
beni ara.
Söz veriyorum, sessiz kalacağım."
9 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 1 month ago
Text
Tumblr media
"Her şey
gece uyumadan önce düşündüğünüz
son kişiye bağlı..."
11 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 2 months ago
Text
Tumblr media
"Aradığım güç kazanacağım ya da kaybedeceğim türden değil.
Dışarıdan gelen gücü engelleyecek bir duvarın peşinde değilim.
İstediğim şey bu tür bir gücü özümseyebilecek, ona karşı durabilecek türden bir güç.
Adaletsizliklere, talihsizliklere, üzüntülere, hatalara, yanlış anlamalara sessizce katlanma gücü..."
14 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 2 months ago
Text
Tumblr media
2-
Kapattığım tozlu sayfalarda tek tek yeniden arıyordum eski sevda sözlerini.
Öyle yalnızdım ki, hangi dünyanın gerçek olduğunu ayırt edemez hale gelmiştim. Konuşmalarım, dertleşmelerim sesli mi oluyordu, yoksa beynimin içinde mi yankılanıyordu, bilmiyordum....
İçimde, ta derinlerden ince bir sızı bedenime doğru akıyor gibiydi.
Bu his sarmaşık misali bedenimin her yanını kaplıyor, kapladığı yeri adeta boğuyor, boğdukça da daha hızlı büyüyor gibiydi.
Derin bir nefes alarak, kaldırım taşlarından ayaklarımı kaldırmadan, yavaş yavaş ayaklarımı sürükleyek yürümeye başlamıştım.
Ayakkabımın tabanı incelmiş olsa gerek, kaldırımdaki çatlakları, o taşların soğukluğunu hissediyor gibiydim.
Hislerim, duygularım, acılarım.... somut olmayan hiçbir şey artık görünmez olmuş, sanki tüm uğultular kulaklarımdan bedenime yayılmış, sessiz bir gürültüde onca zamanı geçirir olmuştum.
Güneşin ufukta sönükleşmesi ile içimdeki huzursuzluk büsbütün artıyordu. Eski efsanelerden kalan canavarlar, dişlerinden kan damlayan kurtlar, ellerindeki bıçakla ensemde beliren o karanlık ruhlar tamamen etrafımı sarıyordu. Ancak gecenin o keskin ayazı tüm bu hayalleri dağıtıp bir sevgili öpücüğü gibi yanağıma konuveriyordu.
Her şeyin bu kadar iç içe olması, tüm zıtlıkların birbiri ile bu kadar sıkı bir biçimde olması çok garipti. Bazen bir bakış tüm dünyanın renklenmesini sağlarken, bazen tüm dünyanın yıkılmasına, bazen bir sarılma ânı durdururken, bazen onulmaz bir yara açabiliyordu...
Elime aldığım sigaradan bir nefes daha çekerken, sokak lambaların üzerine düşen sis şemsiyelerinin güzelliğini izliyordum, ensemdeki ayazın öpücükleri eşiliğinde.
10 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 2 months ago
Text
Tumblr media
1-
Bir filmin sonu, bir aforizmanın başlangıcı olabilirdi mesela...
Öyle güzeldi ki aslında...
İnsan, kendinden, kendi benliğinden, ruhundan, bedeninden nasıl da kaçabiliyordu aslında.
Sessizce yolları adımlamaya devam ederken, gece ayazının bedenimi okşamasını izliyordum, bir sevgili sıcaklığında....
Sahi, bir sevgili sıcaklığı böyle mi hissettirmişti bana, en son sarıldığında?
En son ne hissetmiştim gerçekten?
En son ne zaman düşünmüştüm?
Ben....
Yalnızlığımla , ben....
Ne zaman hasbihal etmiştim?
Soğuktan üşüyen ellerim, cebimde kalan kırıntıları toparlayıp, gecenin sabahında yem arayan serçelere bir şeyler serpiştiriyordu yerlere...
Hep öyle olmaz mıydı?
Hep en son kırıntılar, serçelere kalmaz mıydı?
Kargalardan, kuzgunlardan geriye ne kalırdı, bir kuru iskeletten başka?
Yüreğimden sızan son can kırıntıları...
Ruhumdan düşen son sevgi sözcükleri...
Biliyordum, artık çok geçti...
Benden kalan izleri arıyordum, bir önceki ayak izimde...
Sade ve saf kelimeler seçiyorum,
çamurlu kaldırım kenarlarından...
10 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 2 months ago
Text
Tumblr media
21 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 2 months ago
Text
Tumblr media
Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden,
kendimi bulamıyorum
dönüp gelip kendime yerleşemiyorum,
kendime bir yer edinemiyorum,
kendime bir yer...
Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına
aynalarla kaplattım,
ölü ben'im kendini izlesin her yandan,
o tuhaf sır içinden!
Paniğini kukla yapmış
hasta bir çocuğum ben.
Oyuncağı panik olan sayrı yalnızlık
kendi kendine nasıl da eğlenir...
15 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 2 months ago
Text
Cahit Külebi
15 notes · View notes