#hayalci
Explore tagged Tumblr posts
Text
Hissettiklerim bitti, başka birini aldım hayatıma o da beni terk etti. Evet bir erkeği unutmanın en iyi yolu başka bir erkek.
Dokuz ayı geçti biteli, hissettiklerim normal mi?
#anlamlı+sözler#siyahbeyaz#gecenin şarkısı#kısa+sözler#geceye bir söz bırak#layfmacun#hayatın kıyısında#hayatagülümse#hayatın içinden#ayrılık#doğumgünü#doğuma#doğumgunu#doğum#gulumseaska#bir ayrılış hikayesi#neden neden neden#sevseydi gitmezdi#neden#gitmeler#hayalci#kayip giden yildizlar#neyse hayal kurmayalım şimdi#umut bitti sigara ver#teselliyi birak sigara ver#sigaradumanı#korku ve yakarış#gitmek#yarım kalmak#bir sigara
8 notes
·
View notes
Text
Emma Goldman – Antoloji, 1. Cilt: Anarşi Düşüncesi Etrafında (2024)
Emma Goldman, anarşizm ve kadın mücadelesinin tarihsel peyzajında yıldızı hiç sönmeden parlamaya halen devam ediyor. Bu kitap, “Kızıl Emma”nın “Anarşi Düşüncesi Etrafında” başlığı altında toplanan seçilmiş yazılarından oluşuyor. Kitap, Goldman’ın kaleminin üzerine yoğunlaştığı beş ana teorik-politik tema etrafında düzenlenmiş: “Anarşi Düşüncesi Etrafında”, “Etiko-Politik Çerçevede Madunlar”,…
View On WordPress
#2024#Anarşi Düşüncesi Etrafında#Antoloji 1. Cilt#Emma Goldman#Güney Çeğin#Hayalci Hücre Yayınları#Soner Torlak
0 notes
Text
“Düş kurmakla geçti ömrüm. Hayatımın anlamı buydu, evet, yalnızca buydu. İç hayatımın dışındaki hiçbir şeye dönüp bakmadım. Hayatımdaki en büyük üzüntüler, gönlüme bakan pencereyi açıp oradaki bitip tükenmez kaynaşmayı seyrederek kendimi unutmamla eriyip gitti.
Baştan beri sadece hayalci olmayı istedim. Yaşamaktan bahsedenleri yarım kulak dinledim. Olduğum yerde olmayana, asla olamadığım şeye ait oldum hep. Ne kadar değersiz olursa olsun, ben olmamak kaydıyla her şeyi şiirsel buldum. Ben, bir tek hiçlik'i sevdim. Düşünü bile kuramayacaklarımı arzuladım sadece. Hayat akıp gittiğini hissettirmeksizin, bana şöyle bir değip geçsin istedim.
Aşktan tek dileğim, uzak bir düş olarak kalmasıydı.
...
Kendime bir düş dünyası kurma saplantısı hiç terk etmedi beni, öldüğüm güne kadar da sürecek...”
Fernando Pessoa
21 notes
·
View notes
Text
Rapçiler hayalci, hedefinde Kylie Jenner Benim ise hedefimde Tokel'lerden Tara var
4 notes
·
View notes
Text
Zamanın Hızla Geçen Yolu
2024'ün sonuna yaklaşıyoruz. “2024’e günler kala” derken, bir anda 2025’e doğru ilerliyoruz. Bir yıl daha nasıl geçti, anlamadım. Bu hızlı geçişin farkına vardığımda ise bir şey daha fark ettim: Çocukken zamanı hiç bu kadar hızlı geçiyormuş gibi hissetmiyordum. Yaşlandıkça, zamanın hızlandığını düşündükçe, bir tür gerçeklik duygusu da kayboluyor.
Çocukken zaman sanki donmuş gibi hissedilirdi. Bir gün bir hafta, bir hafta bir ay kadar uzun gelirdi. Saatlerin, dakikaların bir yerlerde yavaşladığını, hatta bazen kaybolduğunu hissederdik. Ancak büyüdükçe zamanın farklı bir biçimde akmaya başladığını görmek de kaçınılmaz oldu. Artık günler değil, yıllar hızla geçiyor. Bir yıl, neredeyse göz açıp kapayıncaya kadar sona eriyor. Birkaç yıl önce 2024'e günler kaldığını düşünürken, bir anda 2025'e doğru hızla sürükleniyoruz.
Büyüklerimizin çocukken söylediği “Zaman akıp gidecek, gençliğinin kıymetini bil” sözleri şimdi anlam kazandı. O zamanlar bu sözlere pek anlam veremezdim. “Zaman neden bu kadar hızlı geçsin ki?” derdim. Ama işte şimdi, o sözlerin gerçeğe dönüşmesini izliyorum. Yaşadıkça, zamanın gerçekten ne kadar hızlı geçtiğini anlıyorum. Bir şeyler yapmak, bir yere gitmek, bir hedefe ulaşmak istiyorsunuz ama bir bakıyorsunuz ki zaman o kadar hızlı akıyor ki, ne zaman bir şeyler yaptığınızı bile anlamıyorsunuz.
Bir dönem var, çocukluk dediğimiz, her şeyin mümkün olduğu ve zamanı çokça önemsemediğimiz dönem. Bir dönem var, yetişkinlik dediğimiz, sorumlulukların ağırlaştığı, günlerin birer damla gibi geçtiği dönem. Ve bu geçişin farkına varmak, bizi bir şekilde olgunlaştırıyor. Bir gün, çocukluk yıllarımızda hayal ettiğimiz o hızla geçecek zamanı yakaladığımızda, artık o anları daha dikkatli yaşama isteğiyle baş başa kalıyoruz. O eski hayalci ruhu kaybetmeden, zamanı nasıl değerlendirebiliriz diye soruyoruz kendimize.
Büyüklerimizin sözlerini düşündükçe, bu hayatın çok da uzun olmadığını fark ediyorum. Zaman hızla geçiyor ve biz sadece onu anlamaya, içindeki her anı dolu dolu yaşamaya çalışıyoruz. Yetişkinlik, bazen bu çabayı anlamaktan başka bir şey değil aslında. Ve belki de en önemlisi, bir zamanlar gençliğin kıymetini bil diyenlerin söylediklerinin, geriye dönüp bakıldığında ne kadar doğru olduğunu görmekte.
Zamanın hızla geçtiğini hissetmek, aslında onu daha değerli kılma çabasıdır. Çocukken ne kadar geçmediğini düşündüğümüz zaman, işte yetişkinlikte onu tutamadığımızı fark ettiğimizde daha anlamlı hale gelir. O yüzden belki de önemli olan, zamanın hızına karşı durmak değil; her anını daha çok değerli kılmak.
#istanbul#iyiniyet#istanbuldayasam#türkiye#iş#insan#artists on tumblr#hayat#writers on tumblr#kıbrıs#kahvekeyfi#kahve#instagram#içerik stratejisi#sosyalmesaj#sosyalmedya#sosyal medya#medya#güncel#insanlar#yeniyil#happynewyear#tumblr yazarları#blog yazarı#blog yazısı#yazar#blog help#blog#tumblog#Halimecan
3 notes
·
View notes
Text
Hayalci, boşu boşuna külleri karıştırarak köz arar gibi, soğuyan yüreğini ısıtacak ateşi yakmak için eski hayalleri arasında bir kıvılcım arar
2 notes
·
View notes
Text
Baştan beri sadece hayalci olmayı istedim. Yaşamaktan bahsedenleri yarım kulak dinledim. Olduğum yerde olmayana, asla olamadığım şeye ait oldum hep. Ne kadar değersiz olursa olsun, ben olmamak kaydıyla her şeyi şiirsel buldum. Ben, bir tek hiçlik’i sevdim. Düşünü bile kuramayacaklarımı arzuladım sadece. Hayat akıp gittiğini hissettirmeksizin, bana şöyle bir değip geçsin istedim. Aşktan tek dileğim, uzak bir düş olarak kalmasıydı. Tamamen gerçekdışı olan gönlümdeki manzaralarda bile hep uzaklar cazip geldi, gittikçe silinerek neredeyse ufka dek uzanan su kemerlerinde, manzaranın geri kalanında olmayan bir düş dinginliği vardı; işte bu dinginliğin hatırına sevdim onları.
19 notes
·
View notes
Text
Olduğum şeyle olmadığım şey arasında,hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum.
Fernando Pessoa
Hayalci,ay ışığında yolunu bulan insandır.Cezasıda şafağı başka herkesten önce görmesidir.
Oscar Wilde
17 notes
·
View notes
Text
"Ve böylece, hayatları hakkında fikir sahibi olmaya başladık; onlarla olmadığımız zamanların hatırasına sahip olduk. Bir kız olmanın tutsaklığını hissettik, zihni nasıl aktif ve hayalci yaptığını. Ve okudukça hangi renklerin birbirine iyi gittiğini de öğrendik. Anladık ki o kızlar aslında ruhen kadındılar; onlar sevgiyi anlıyordu ve hatta ölümü de ve bizim rolümüz sadece onları cezbediyor gibi görünen havayı yaratmaktı. Anladık ki hakkımızda her şeyi biliyorlardı. Ve aslında onları hiç anlayamadığımızı da." #movies
8 notes
·
View notes
Text
HAYAL KURMAKTAN VAZGEÇME hayal kurmak çocuklar için rutin gençler için ikame, yetişkinler için zoraki düşünme biçimidir. bu düşünme biçimi günü gelene kadar çocukları bir masal dünyasına, gençleri zor olana tutkunluğa, yetişkinleri ise kolay olanı yapmanın rehavetine demirler. gerçekliği sınırlandırılmış dil ve düşüncenin devingen sınırsızlığının yarattığı uygun eylemde bulunabilme olanaksızlığından zihni kurtarmak bu bakımından insanın kendini bilmesinin ön koşuludur. hayal kurmakla hayalci olmak birbirinden dağlar kadar farklı şeylerdir. haliyle bunların sadece vazgeçme eşikleri değil mayalandıkları beşiklerinden gerçekliğe tosladıklarında oluşan morartı şişliklerine değin her bir şeyleri farklıdır. vazgeçmek kendini ya pes etmeye ya da sktir etmeye yaslayan çabalamayış ve/veya çabalayamayış halinin hissedişteki döşeğidir. vazgeçen bunu ya önemsemediğinden ya da vazgeçildiğinden kaynaklı yapar. nasıl ki gözlerine baktığınız biri sizi görmedikçe görüşmüş olmuyorsunuz aynı şekilde vazgeçtiğiniz şeyi kendinize ait kılamamışsanız ondan da vazgeçmiş sayılamazsınız. hayal kurmaktan top yekun bir vazgeçme teknik olarak mümkün değil iken hayalci biri olmaktan vazgeçme mümkündür. bunun eşiği hayalin gerçeğe çarpıp ufalanmasıdır. eşyaların uçtuğunu ejderhaların olduğunu anne babasının en güçlü insanlar olduğunu sanan bir çocuğun hayal dünyası dünyaya uyum adına gerçeğe sürte sürte törpülenerek bir havuç gibi ömür salatasının içine rendeleniyorsa orada önemli olan salatanın tadıdır. tek başına havuç maydanoz ya da domatesin değil. hayal ve tasavvur etmek de birbirinden farklıdır. çünkü bu iki kavramın gerçeklikle aralarında olan mesafe hem nitelik hem nicelik olarak farklıdır. biri tasvirdir kök olarak diğeri ise hülya. hayal kurmaktan vazgeçme eşiği şayet tasviri dahi mümkün olmayacak olan hayallerden vazgeçme eşiği ise orada bu ne derece yüksekse kişinin kendi gerçekliği karşısında duyduğu ızdırap ve kaçma isteği hiç şüphe yok ki o derece yüksektir. Hayal kurmaktan vazgeçme eşiği: kişi ile yaşama sevinci arasındaki köprülerin yavaştan atılmaya başlandığını gösteren eşiktir.. karşıt düşünce: hayal kurmaktan vazgeçmeyeceksin. hayaller ve o hayallerin gerçekleşme umududur insanları ayakta tutan. tutunmaktan vazgeçmeyeceksin. o hayaller kimi zaman gerçekleşmesi imkansız idealler, kimi zamanda içi boş hülyalar olacak ancak akıl sağlığın yerinde olduğu müddetçe onların peşinden koşmaktan caymayacaksın. çünkü o hayallerdir seni ayakta tutacak olan, bir cesetle arandaki farkı sağlayan... bende ki vazgeçme değil daha çok unutma, yok olma evresinde sanırım. elimden geleni yapıyorum... bir sözü hatırladım: ''Barışa açılan kapalı kapı yoktur sadece yanlış anahtar vardır'' kurulacak çok hayal var aslında seni bekledim, ajanda çok kabardı hatırlamak adına kestiğim kupürler ve notlardan. madem ki kaderimde uzaksın içimde kaybolmadan ve içinde kaybolmadan hayaller kelimelerle hayat bulsun bir kez de olsa ışığı görsünler
bir kavşaktayım. yol ayrılmakta. biliyorum ki seçeceğim yol , hayattaki pişmanlıklarımı bir nebze olsun azaltacak. gitmeli, buradan , bu şehirden , bu hayattan. başka çaresi yok..
Bukowski’nin ne dediğini hatırla: "aşırı hız yapan hayaller, gerçeklere çarparak durur."
Lev Nikolayeviç Tolstoy- İnsan ne ile yaşar (kitabın incelemesi arşivimde var )
’‘Kıvılcımı söndürmezsen, ateşi zapt edemezsin... ‘‘ "İnsanlar, kendilerine baktıkları için yaşadıklarını sansalar da aslında sadece sevgiyle yaşadıklarını anladım. Seven kişi, Tanrı'ya yaklaşır ve Tanrı da ona yaklaşır. Çünkü sevgi Tanrı'nın ta kendisidir." Kalbine bir sor, böyle yaşanır mı hiç? Anladım ki, insanlar kendilerini düşünerek yaşıyor gibi görünse de, hakikatte onları yaşatan tek şey sevgidir.
youtube
Birinden kötü bir söz işitirsen sessiz kal, kendi vicdanı rahat bırakmasın o kişiyi
2 notes
·
View notes
Text
Burcuna göre nasıl aşıksın. Sizce doğru mu?
Kaotik aşık= KOÇ
Serseri aşık= YAY
Düzenli aşık= BAŞAK
Deli aşık= ASLAN
Rahat aşık= BOĞA
Marjinal aşık= KOVA
Azgın aşık= AKREP
Hayalci aşık= BALIK
Romantik aşık= YENGEÇ
Eğlenceli aşık= İKİZLER
Dengesiz aşık= TERAZİ
Aşka vakti yok= OĞLAK
0 notes
Text
Gabriel García Márquez – Gabriel García Márquez ile Söyleşiler (2024)
Çağımızın en büyük ve en üretken yazarlarından Gabriel García Márquez’in söyleşilerinden bir seçkiyi bir araya getiren ‘Gabriel García Márquez ile Söyleşiler: Sıradanın Büyüsü, Mekânın Şiirselleştirilmesi, Yazarlık Zanaatı’, yazarın gündelik yaşamından politik görüşlerine, yazarlık serüveninden eserlerine uzanan keyifli bir okuma vaat ediyor. Marquez’in yaşamı süresince verdiği söyleşilerine,…
View On WordPress
0 notes
Text
Sanrı Eskizi (妄想スケッチ)
Orijinal Sanatçı: 40MP Vokal: Miku Hatsune View the official MV here
Eğer bu kontrol edilemez bir şeyse, yetersiz olmasını tercih ederim. Seni rahatsız ediyorum, sadık bir aşk için. Lanetlenmemiş bir tanrı olsa da ona dokunmamak güvenli olur. Sana yalvarıyorum, bütün benliğimle dua ediyorum.
Gökyüzünün akıp dökülen gözyaşları, yalancı yağmur, soğuk yanaklarından akıyor. Solup ölmüş kalbimin denizinde tek bir çiçek açıyor.
Eğer aldatmak zor bir şey değilse İnanmak da değildir herhâlde? Arkana bakmak zorunda falan değilsin, o yüzden Sadece şimdilik, beni aldat lütfen.
Eğer en nihayetinde bu ahlaksızlaşacaksa, hiç bilmemeyi tercih ederim. Hayal kurmak istiyorum, hayalci bir aşk hakkında. Eğer birisi seni terk ediyorsa, onu kovalamaman daha güvenli olur. Bahaneler üretme, duygusal olma.
Sokak manzarası canlanmaya başlıyor gürültülü insanların sesleriyle, duyamıyormuş gibi davranıp koşarak uzaklaşıyorum "Bir ben farklıyım." gibi bir şeyi kimseye söyleyemeden.
Eğer düzeltmek zor bir şey değilse Yanlış yapmak da değildir herhâlde? Cevapları kontrol etmeden önce bana söyle: Senin o cevabın doğru mu?
Tek yaptığım aptalca yalanlar söylemek olduğundan Benden nefret ediyor olmanın imkânı yok, değil mi? Ama sırt sırta bir aşkla bir sorunum yok, o yüzden Tam şimdi, beni ısıt lütfen.
0 notes
Text
Neptün 3. Evde
Neptün 3. Evde
Neptün 3. evde hangi konuları ve alanları etkiler? Neptün 3. ev konumunda hangi burçla nasıl etkiler? Retro ve Transit Neptün 3. evde nasıl etkiler? 3. Evde Neptün Olumlu ve olumsuz açı etkileri nelerdir?
Neptün 3. Evde Ne Demek? Neyi Temsil Eder?
İletişiminde belirsizlik, esneklik ve bulanıklık olabilir.
Toplumsal rolleri belirlemede zorlanabilir.
Eğitim sürecinde odaklanma problemi yaşayabilir.
Yakın çevresini net tespit etmesi güç olabilir.
Kardeş/akraba ilişkilerinde bulanıklık oluşabilir.
Kısa yolculuklarda belirsizliklerle karşılaşabilir.
Yazı/konuşmasında bulanık ifadeler kullanabilir.
Sosyalleşmede içine kapanık davranabilir.
Hayalci fikirler geliştirebilir.
Neptün 3. Evde Anlamı, Açı Etkileri ve Burç ve Evlere Göre Yorumlar
Astrolojide sabit doğum haritasında 3. ev,
iletişim yetenekleri,
zihinsel süreçler ve
temel ve günlük öğrenim
ile ilişkilidir. Neptün’ün 3. evde yer alması, zihinsel faaliyetlere sezgisel bir nitelik kazandırırken, belirsizlik ve yanlış anlama olasılığını da artırabilir. Bu konum,
sanatsal ifade,
kısa seyahatler ve
kardeşlerle olan ilişkilerde
etkiler oluşturur. Neptün’ün burçlara ve yaptığı açılara göre değişen etkileri ile bireyin iletişim ve zihinsel süreçleri derinlik kazanır.
Astrolojide, sabit natal haritada 3. ev, kişinin iletişim yetenekleri, zihinsel faaliyetleri ve günlük öğrenim süreçleri ile ilişkilidir. Bu ev, bireyin merak duygusunu, bilgi edinme eğilimini ve aynı zamanda bu bilgileri nasıl ifade ettiğini belirler. Neptün 3. evde bulunduğunda, zihinsel faaliyetlere ve iletişim becerilerine mistik ve sezgisel bir nitelik kazandırabilir.
#neptün#astroloji#doğum haritası#akrepblog#akrep blog#neptün 3. evde#3. ev neptün#transit neptün#transit neptün 3. evde#neptün transitte 3. evde#retro neptün#3. evde retro neptün#neptün açıları#neptün 3. evde nedir#neptün 3. evde ne demek
0 notes
Text
Çirkin, kozanın içerisinde rengarenk bir kelebek olmayı hayalleyip saklanan tırtıl idim; sen ise güzel bir kelebek olacağıma inandıran ve bunu sağlayan hayalci hücre. Başardın kokusuyla on birinci saniyede hızlı nefeslerimi yatıştıran kahraman, güzel bir kelebeğe dönüştüm sayende. Ancak biz şunu unuttuk bayım, kelebeklerin ömrü kısa olur.
1 note
·
View note
Text
Avrupa Bilim ve Sanat Akademisi Üyesi beyin cerrahı Prof. Dr. Türker Kılıç’ın Herkese Bilim Teknoloji adlı derginin 6. sayısındaki yazısında ilginç bir bilgi var.
Şöyle:
“Kelebek olacak tırtılın önce kendi kabuğundan vazgeçmesi ve kendi varlığını gelecekteki varlığı için eritmesi gerekir. Her tırtıl kelebek olamaz, kelebek olacak tırtılın yeterince hayalci hücreler yetiştirmesi gerekir. Bu hayalci hücreler, diğer tırtıl hücreleri ile aynı yapıdadır ama bu hücreler tırtıl olmaktan sıkılan “rahatsız” hücrelerdir. Farklıdırlar, rahatsızdırlar.
Diğer tırtıl hücreleri büyürler, gelişirler, günü geldiğinde ölmeyi seçerler, doğal ölümü seçerler. Bu hayalci ve rahatsız hücreler ise yaşamayı ve yaşatmayı seçerler ve sayı eğer belirli bir eşiği aşarsa başlatır kelebeğin vücudunu oluşturmaya.
Ölümden, kaostan ve savaştan yeni bir dünya, bir kelebek yaratırlar.
Bir tırtılın kelebek olup olamayacağını belirleyen, hayalci hücrelerin sayısıdır.”
Ne kadar hoş!
Kelebek olmak özgür olmaktır bir kere.
Özgürlük, hayattır.
Renkli bir yaşamdır; binlerce çiçek ve koku demektir kelebek olmak.
Kelebek olmak güzellik demektir. Kendi muhteşem güzelliği ile dünyayı güzelleştirmektir aynı zamanda. Farklı olmaktır.
Tırtıl olmaksa, yaşamaktır sadece biyolojik olarak ve ölmek!
Yerde sürünmektir.
Aynı kalmaktır tırtıl olmak. Kolaydır da.
Ama kolay değil kelebek olmak, kabuğunu kırmak, kendini değiştirmek, farklı olmak …
Varolandan, bizi sınırlayan, küçülten hayatlardan “rahatsız olmak” gerek önce. Gelişmeye yol açan “rahatsızlık” iyi bir şey yani.
Rahat olan değişmez ve değiştirmez çünkü.
Değiştiren, rahatsız olandır.
Sonra kabuğumuzu kırmak gerek.
Rahatsız olmak, kabuğumuzu kırmak için ona vurduğumuz ilk darbedir aynı zamanda. Kabuğumuzu kırmadan değişemeyiz; kabuğumuzdan dışarı çıkmalıyız önce.
Sonra değişimden ne beklediğimizi, neyi hedeflediğimizi canlandırmamız gerek, hem de en iyisini, en güzelini düşünmek, biçimlendirmek kafamızda. Aklımızın, duygularımızın sınırlarını genişletmek, zorlamak gerek. Varolandan uzaklaşmak; “hayal kurmak” kısacası.
Hep küçümsenir, alay edilir hayal kurmak ile bizde. Ailelerimiz, eğitim sistemimiz ve kültür yapımız hiç hoş bakmaz hayal kurmaya. Gerçekçi olmak, o tel örgülerle kaplı küçücük bahçelerimizden çıkmamak, oyalanmak o bahçede tek doğruymuş gibi sunulur bize. Korkuturlar hayal kuranı; deli derler, çılgın derler. Hatta, hayal kurana küfür eden atasözü de bizdedir bilirsiniz.
Oysa, ne büyük güçtür insan için. Ne kadar değiştirici, geliştiricidir! Kabuğumuzu kırabilmemize ne kadar çok yardım eder! Yavanlığı, sıradanlığı alt etmenin yoludur hayal kurmak. Çotuksöken hocanın dediği gibi, bir farkındalık biçimidir hayal kurmak; alışkanlıklardan uzaklaşıp başka evrenlere yolculuğa çıkmaktır… Yeni yeni güzellikler keşfetmektir; bu keşiflerden özel tatlar devşirmektir.
Çocuklarımız ve gençlerimiz için ne büyük bir kötülüktür hayali ve hayal kuranı kötülemek!
Bilim, hayalsiz olmaz; sanat da öyle. Hayal etmeyen keşfedemez, icat edemez, değiştiremez, yaratamaz. Bahçenin tel örgülerini sökemez, üzerinden atlayıp gidemez uzaklara, yeni yerler bulamaz hayalsiz yaşayan.
Mücadele edemez rahatsız olmayan ve hayal kurmayan; tırtıl olur yani, tırtıl kalır.
Hayali olmayan yaşar sadece, sürünerek yaşar. Yaşadığını düşünür; bazen iyi, güvenli yaşadığını dahi düşünür ve sevinir.
Renksizdir hayatı, tekdüzedir.
Yalnız, kelebek olmak için rahatsız olmak ve hayal kurmak da kolay değil hani.
Rahatsız olmak için anlamak, algılamak, bilmek, görebilmek gerek.
Bilinç gerek yani. Akıl, düşünmek gerek rahatsız olmak, kabuğunu kırmak için.
Rahatsız hücrelerin olması gerek. Rahatsız hücreyi ise bilinç üretir.
Bilinçsiz insan sıradanlıktan, kendine dokunmadığını sandığı kötülükten, acıdan rahatsız olmaz.
Hayal kurmak kolay değil. Duygu gerek, duyarlılık, yürek gerek.
Sanat gerek örneğin hayal için; bilgi, bilim, felsefe gerek. Okumak gerek bolca.
Yani, hayal kuran hücrelerimiz sanatsız, bilimsiz, felsefesiz oluşamaz, gelişemez.
İradesiz de olmaz, bunu bir kenara atamayız.
Elimde olsa, özellikle ilk ve orta dereceli okul programlarına haftada en az iki saat zorunlu “Hayal bilgisi” dersi koyardım! Bu arada, anne ve babalara da aynı zorunluluğu oyun olarak getirsek mi?
Adaletli, haklara dayalı eşitlikçi bir toplumsa kelebek olmak eğer, kelebeği yaratacak bir hücre olmalıyız tırtılda. Hayalci hücrelerden olmalıyız. Belli sayıya ulaşmalıyız rahatsız, hayalci hücreler olarak; yoksa kelebek olamayız, kelebeğe dönüşemeyiz.
Kelebeklerle dolu bir hayat olmalı yaşadığımız; hayatın kelebeği olmalıyız.
Yoksa tırtıl kalır, öyle yaşarız.
Belki de birisi basıverir üzerimize yerde sürünürken.
Rahatsız, hayalci hücre olmalıyız; hayatı güzelleştirmek için kelebeğe dönüşmeliyiz. Hayatı kelebeğe dönüştürmeliyiz belki de.
Tırtıl kalmayı kader bellememeliyiz. Kelebek olmak elimizde çünkü.
Kendi varlığımızı gelecekteki varlığımızın içinde eritebilmeliyiz; bunu göze alabilmeliyiz elbette.
Kelebek olmalıyız kısacası.
Yoksa, başkalarının tırtılı, başkalarının berbat hayatlarının ve hayallerinin tırtılı, parçaları oluveririz.
(30.05.2016)
BUNU PAYLAŞ:
Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
Yayın tarihi30 Mayıs 2016YazarBülent Yılmaz
0 notes