#güncel fındık haber

[memurlarsoruyor]

FETÖ’nün ‘suikast timi’ yağma suçundan da yargılanıyor Örgütün 15 Temmuz'daki darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast girişimine katılan 37 hükümlü, Cumhurbaşkanlığı koruma polislerine yönelik "nitelikli yağma" suçuna karıştıkları gerekçesiyle hakim karşısına çıkartıldı.

[wolvesilaclamacom]

Hangi zararlıları tedavi ediyorsunuz?

Hangi zararlıları tedavi ediyorsunuz?

Hangi zararlıları tedavi ediyorsunuz? Kemirgenlerden böceklere ve kuşlara kadar çok çeşitli böcek ilaçlama wolves haşereleri tedavi ediyoruz, günlük olarak karşılaştığımız en yaygın haşereler Sıçanlar, Fareler, Güvercinler, Yatak böcekleri ve Hamamböceği.

İstanbul Böcek İlaçlama | 05346628540 | Wolves Haşere Böcek İlaçlama Servisi Wolves Size , 7/24 gece akşam haftasonu ailenize veya evcil hayvanlarınıza herhangi bir… wolvesilaclama.com

Mevsimsel zararlılar arasında Sincaplar, Glis glis (Yenilebilir fındık faresi) Sığırcıklar, Yaban Arıları, Küme Sinekleri, Güveler, Örümcekler, Halı böceği, Karıncalar ve Pireler bulunur, bu kapsamlı bir liste değildir, bu nedenle haşere endişelerinizi görüşmek için lütfen arayın.

Ayrıca güneş panellerinin altından haşereleri çıkarmak ve tekrar girişlerini engellemek için uzman bir haşere kontrol ekibimiz var.

Bu, güneş panellerinin altına yuva yapan Kuşlar, Güvercinler, Küçük Kargalar ve Sincapların kaldırılmasını içerir.

📷 📷

📷 📷

https://wolvesilaclama.com/

Tesisime yapılan ziyaret neleri içerir?

Haşere kontrol teknisyenimiz, haşere giriş noktalarını ve tedaviye başlamak için en iyi yeri tespit etmek amacıyla önce tesislerinizi inceler.

Tüm sorularınızı yanıtlayarak süreç boyunca sizinle konuşacaklar.

Ziyaretin tamamlanmasının ardından, teknisyen size önleyici tedbirler konusunda tavsiyede bulunacak ve mümkünse tekrarı önlemeye yardımcı olmak için prova çalışmaları önerecektir.

Acil haşere ilaçlama çağrıları geldiklerinde cevaplamak önceliğimizdir. Mesai saatlerimiz içerisinde sizinle aynı gün içinde görüşmeye ve e-postalarınıza cevap vermeye gayret gösteriyoruz.

Wolves Haber - Son Dakika Haberler, En Güncel Haberler COVİD-19 VERİLERİ 20.10.2021 BUGÜNKÜ TEST SAYISI 360.849 BUGÜNKÜ VAKA SAYISI 30.862 1. DOZ UYGULANAN 54.966.932 2. DOZ… wolveshaber.com

Tedaviye müdahale süreleri haşereye bağlı olarak değişebilir, bu genellikle aynı gün olabilir, haşere sorunu ne olursa olsun burada ve yardıma hazırız. Bizi şimdi ara.

[seslimeram]

Havanda Dövülecek Kaç Gün, Ay, Yıl, Asır Vardır!

Her gün bir çöküşe uyanıyoruz. Bir günümüz öyle, bir günümüz böyle değil, doğrudan ve kesintisiz bir halde yıkımın, eksiltmenin, taarruzun ve tükenişin yepyeni evreleri arasında dört dolanıyoruz. Baba diye kodlanmış olan devletin, sözüm ona biz çocuklarına revadır diye gördüğü darbelerin hasarının tanığıyız. Bir tükeniş sarmalının olabilecek en bet / en feci, en ayrıştırılamayacak yerici / yıkıcı hamlesinin birlikteliğinde icrasına düşenlerin bizi nasıl sevmediklerine aşina oluyoruz. Hiçbir babanın yapmayacağı kötülüğü istikrarla var edip dahasını da katara ekleyip yıkıma devam diyen zümrenin var ettiği cürümleri görüyoruz ve soruyoruz her neden? Eski devletin yenisi içerisinde güncellenmesi kesintisiz kılınırken bir de bu taarruz halinin ortaya serdiği yıkım varken yol her nereyedir?

Bariz bir kırım döngüsü güncellenirken, bir hal, bir umut tek satır bile olsa hayatın ötesine dair olumlu tek bir fikir kırıntısı var mıdır? Var edilen karanlık kesiklerle lebalep dopdolu ve iç kıyan, dimağ sarsan, her yerden her şekilde kuşatan devletli aklı varken, bu gerçeğin ta kendisiyken yol nereyedir, sahiden bir kez daha! Her gün başkalaşmış, her gün bir eksiltmenin ötesine geçmiş, her anı yeniden, yılmadan çürümeye çıkartılan bir yer / bir yurt hali var ediliyor. Her gün bir çökertme halinin akışında bir o yana bir bu yana savrulup duruyoruz. Düzenin bir vaat olmaktan çıkarttığı her yeni hamle bir kez daha yıldırıyı, terörü var ediyor artık.

Her gün bir cerahat haline rehin kılınırken, gelecek bir şimdi dahilinde bunca açıktan afaki infaz olunmaktadır. Hayat yıkımın kılınırken, söz de, ses de, var edilen karanlığa dair her im / bildirim / eylem de mahvın rehini kılınır. Düzenin hepimize pay ettiği tek şey daha ferin / kalıcı / sabit bir suskunluktur. Onca yıkım yinelenirken, her yandan bir ah daha yükselirken, yönelim salt yıkımın kılınırken bir günümüze değil her günümüz sınav kılınırken suskunluk vaaz olunur. Bu devletin şark kurnazlığında çıkagelen yıldırı / yıkım ve terörü tükenmez. Gelecek bu şimdide mahvedilir. Geçmiş iş bu şimdide güncellenen her hamlede canlandırılır. Bir koca menzilin çürümeye olan hem halliğinin üstüne ne yazarsanız yazın eksikli kalır.

Her hamle biraz daha ağır kaybediştir. Her hamle bir kez daha devletlinin zehirlemesine maruz kalmaktır azar azar. Her gün bariz bir çöküşe uyanıyoruz. Her gün terör ikliminin bambaşka bir yüzeyinde buluyoruz kendimizi / benliğimizi. Hayatın böyle bir tavırla hep harap, daima viran edilmesinin istikametinden hicap duyuyoruz artık. Yıkım bunca aleni, art arda yinelenirken, var edilmiş olanın yıkıcılığı lafta değil keskin bir hakikati biçimler, ortaya serer. Güncelliğimiz doğrudan ve yalın bir biçimde anlatılanların değil var edilmiş olanların hakikatine rehineliktir. Sıradanın başına getirilenlerin artık adının da sanının da pek anılmadığı bir kanlı kırım / canlı canlı yok etme hali süreğen kılınır. İçte ve dışta en bariz biyopolitik cerahat döngüsü her güne içkin bir tavırla savunulur. Vatan yaşatanken, bu topraklarda çürümeye terk edilendir.

Yıkım bunca aleniyken, bunun sineye çekilmesine dertleniyoruz. Cehennemi bir ülkenin hakikati dört bir yanda yankılanırken, var edilmiş olanın yıkıcılığı lafta değil keskin bir hakikati bildirmektedir. Yeni ülke denilen mefhum, dünün tasdikçisi olmakta kendisini alıkoymayandır. Bunca açık, bu kadar doğrudan ve hiç ötelemeden sürgit yinelenen fasit döngü hayatın mahvını beraberinde getirmektedir.

İyi niyetlerin, güzel dileklerin ömürleri, son kertede bu sahanın hakikati karanlıktır kesin ve net bir biçimde. Bir ülke kendi çöküşünün ekseninde yeni yıkımların yolunu ve yönünü arşınlıyor. Bir menzil alışılageldik hal ve tavırların ötesinde bir cüretle yeniden dönüştürülüyor. Bir koca asırdan uzunca bir süredir yerinde saymaya devam diyenlerin var ettiği kötülük hiçbir yerde saklanamıyor. Her gün başka bir açıdan çöküşe uyanıyoruz. Her gün bir yanımız, bir yöremiz eksiltilirken buna da alışacaksınız diye hizaya çekilip, rotamızı belirlemeye girişiyor muktedir. Her uyarıda bir kez daha yoklamaya alınıyoruz, sıramızı, makamımızı, meramımızı bilmek yerine teslimiyetçiliğe alışmalıymışız diye uyarılıyoruz, küfürler hariç!

Bir yıkım tahayyülünün fasit döngüsünde yaşamın her nasıl alt edildiğine kesintisiz bir halde tanıklık ediyoruz. Her gün bir kez daha hep ama hep bir biçimde bu sahada yaşamı izah etmeye çalışıyoruz, çabalanıyoruz. Baba figürü olarak tanımlanmış olanın bizim asıl babalarımıza benzemezliğinden dem vuruyoruz. Koruyucu, kapsayıcı değil, çürüten, tüketen ve zayi eden bir halin sürekliliğinde hayat her neye dönüştürülür buna dair meram eyliyoruz. Bir koca yüz yılda varılan istikametin utancına dair ses veriyoruz. Kuşatmanın ve çitlemenin ve hakir görmenin her türlüsünün, zorun ve yoksunluğun beraberinde güncel kılındığı bir sahanın imalinde o mefhum, figüratif kapsayıcılık da sona erer.

Bir kez daha ama son kez değil hayatın hiç kılınması, bir badire değil doğrudan her meselin üstünün örtülmeye çalışıldığı, gizlenenin çoktan can kırığı olduğu bir yer hakikat kılınır. Çığlık çığlığa, hep bir çığlığın üstünde yürümeye devam ettiğimiz günlerden geçiyoruz. Devlet hayatımızda var ettiği gölgesini her gün arttıran bir cerahat toplamı olarak kendisini yeniliyor! Bugünün yenisi dününün kural tanımazlığını, hak yiyiciliğini tekrarlıyor. Savaş ve yıkım politikalarının, ekonomik çöküşü örtbas etme gayretinin varlığı, birlikteliği bütün bu yazılanlardan daha hakikatli olan bir özeti sağlıyor. Bariz bir kırım döngüsü güncelenirken her şey normalmiş, bütün bunlar bir standart prosedürmüş gibi davranılması bekleniyor. Bir cehennemi hali ortasında hayat her nedir?

Her gün bir çöküşe uyanıyoruz. Her geçen gün bir kez daha yaşamın zehredilmesine tanık yazılıyoruz. Çöküş, yitim, eksiltmeler bir kırım halinin abecesi güncellene geliyor. Yol nereye! Gazete Fersude’den aktaralım: “Nusaybin’de dünkü (11 Ekim) patlama sonrası olay yerinde provokasyon girişiminde bulunan İHA Mardin Temsilcisi Beril Çuhadaroğlu, “YPG’nin yaptığını kabul etmiyorlar” diyerek, kendisine tepki gösteren yurttaşları polise şikayet etmekle tehdit etti. Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Yenituran Mahallesi’nde dün bir noktaya düşen bombadan kaynaklı 9 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda yurttaş da yaralandı. Olay sonrası açıklama yapan QSD Sözcüsü Kino Gabriyel, Nusaybin’i hedef aldıkları yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını kaydetti.

Olayın YPG tarafından yapıldığını halka söyletmeye çalışan iktidar yanlısı kimi medya muhabirleri, yurttaşların tepkisiyle karşılaştı. Söz konusu tepki, İhlas Haberi Ajansı (İHA) tarafından çekilen görüntüye de yansıdı. Görüntülerde, İHA Mardin Temsilcisi Beril Çuhadaroğlu’nun sivil yurttaşları kast ederek, “YPG’nin yaptığını kabul etmiyorlar” dediği duyuluyor. Çuhadaroğlu, tepkilerin artması üzerine “terör sevicileri” diye nitelendirdiği kimi yurttaşlara “Ulan kimse gazetecilere saldıramaz” diyerek hakaretler yağdırıyor.

Görüntülerde yer alan bir yurttaş ise, araç plakasının kimse tarafından çekilmesini istemediğini ve söz konusu görüntünün silinmesini istiyor. Yine, başka bir yurttaş, “Biz burada can derdine düşmüşüz” diye sesleniyor. Görüntülerin sonunda ise, Çuhadaroğlu yurttaşları polise şikayet etmekle tehdit ediyor.” Nefretin var edilen, görünürlüğü apaçık kılınan bir mesele dönüşümü salt şu haberde bile barizdir. Kentin içerisinden, daha önce ol meşum istihbaratçı zatın dediği gibi iki kurşun, bir bomba sallarız lafzının hakikatine yakın bir hadisenin karşısında sorgulamaktan kaçınmayan insanlar hedefe koyulur. Bir saha dahilinde her günün nasıl başa göçertildiği artık ama / fakatsız kesintisizdir.

İsminde barış olsa da, cismi işgal ve iğfal olan, hakikati yıkım, tehcir ve yok etme bulunan operasyon birinci haftasına doğru ilerler. Geçtiğimiz pazar günü Qamişlo’da bir saldırı gerçekleştirilir. “Qamişlo’dan Serêkaniyê’ye giden konvoya yönelik saldırıda 1 gazeteci yaşamını yitirdi, 4 gazeteci de yaralandı. Qamişlo’dan Serêkaniyê’ye giden sivil konvoya yönelik saldırıda haber için bölgede bulunan Hawar Haber Ajansı (ANHA) muhabiri Seed Ehmed yaşamını yitirdi.  Gazeteciler Mehmet Ekinci, Ersin Çaksu, Bircan Yıldız ve Rojbîn Ekin ise yaralandı. Konvoya yönelik saldırıda 11 kişi yaşamını yitirdi, 74 kişi de yaralandı.” Serêkaniyê saldirisinda yaralanan gazeteci Mihemed Hesen Reşid ise Pazartesi günü yaşamını yitirir.

Her gün bir çöküşe uyanıyoruz. Bir asırlık kindarlığın dün Ermeni, Rum, Süryani, Pontos Rumu, Keldani, Kıpti’ye denk getirilmiş olan tahakküm, yıkıcılık zamana yayılarak bu kez Kürd ve onunla hemhal hareket eden hangi kimlikten varsa ona karşı kullanıma açılır. Yenilenmiş olduğu söylenen devlet bir kez daha geçmişinin rotasında, Talat’ı, Enver ve Cemal efendilerin var ettiği kötülüğü sahiplenmekten kaçınmaz. İstisnai birkaç kesim hariç handiyse memleketin ortak olarak onay verdiği bir çürümenin, kalkışma halindeki ol işgal problematiğinin var ettiği şiddet konuşulmaz. Bir gazeteci ile birlikte on insanın canı çalınır. Aritmetik sayılarla ifade edilen, birer istatistik kılınan şey sıradanın sözüdür, onu da çizilebilirliğidir. Bunca utancın altında kalakalan yer midir yeni ülke!

Mezopotamya Ajansı’ndan aktaralım: “Öz Diyarbakır firmasında muavinlik yapan ve ailesiyle birlikte fındık toplamak için mevsimlik işçilik için Adapazarı'na fındık toplamaya giden Şirin Tosun, 50 gündür tedavi gördüğü Adapazarı Devlet Hastanesi Yoğun bakım ünitesinde verdiği yaşam mücadelesini kaybetti. Adapazarı'nda havanın yağmurlu hava nedeniyle fındık toplamaya ara verildiği için arkadaşıyla gittiği çarşı merkezinde Kürtçe konuştuğu için 6 kişinin linç girişime maruz kalan ve sonra da başından silahla vurularak öldürülen Tosun, kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. 50 gün yaşam mücadelesi veren Tosun, dün gece yaşama veda etti. Cenazesi Dicle'nin Kaygusuz (Hecika) köyüne getirilen Tosun burada aile mezarlığına defnedildi.”

Birkaç satırlık haberlerde geçip giden hayatlar hakikattir. Birkaç satırda söylenebilecekler çoktan tüketilmiştir. Kürd’ün yaşamına göz koymak, kendilerine benzetemedikleri her bir ötekisini linç etmek, katletmek, ipin ucuna yollamak, mahpus kılmak, tüketmek ve daimi bir biçimde tükenişe rehin etmek soluksuz güncellene gelendir. Kuzey Suriye’ye yönelik yapılandırılan lincin bir başka tezahürü sınırın bu tarafında var edilir. Adapazarı’nın orta yerinde bir cana kasıt gerçek kılınır. Onca zamanda zerre-i miskal yol almayan adaletin, adaletsizliğe dönüştürüldüğü yerde, kanı yerde kalan kaçıncı çocuktur. Hakkı çalınanların hayat hakları zayi olunanların, sözleri ve sesleri kesintisiz yağmalanmış insanların akıbeti bu sınırlarda hep bir eksilmek olacaktır, bu karanlık bu ülkeyi her nereye taşıyacaktır, sahi ama sahiden!

Gündemin satır aralarında bırakılanlara daha eklenecek ne çok şey / ne çok yara vardır bir kısa göz atmalık olanları şuraya iliştirelim. BBC Türkçe; “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu hakkında, "Hükümetin bilmesi gerekiyor; bu haksız bir savaştır ve Kürtlere karşı yapılan bir savaştır" açıklaması nedeniyle soruşturma başlatıldığını açıkladı. Tanrıkulu 12 Ekim Cumartesi attığı twette, Cumartesi Anneleri'ne, Barış Pınarı Harekatı ile ilgili açıklama yapmak istemeleri ardından polsin müdahale etmesi sonrasında Artı TV'ye yaptığı açıklamanın videosunu da paylaşmıştı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Tanrıkulu'na "bu röportajdaki bir kısım açıklamaları nedeniyle, 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini alenen aşağılama' suçundan resen soruşturma başlatııldığını" açıkladı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, "CHP Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun 12 Ekim 2019 tarihinde Barış Pınarı Harekatı ile ilgili olarak Twitter hesabından yaptığı bildirilen 'Hükümetin bilmesi gerekiyor; bu haksız bir savaştır ve Kürtlere karşı yapılan bir savaştır' şeklindeki paylaşımı ve aynı gün bazı medya kuruluşlarına verdiği röportajdaki bir kısım açıklamaları nedeniyle, 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini alenen aşağılama' suçundan resen soruşturma başlatılmıştır" denildi.”

Siyasi Haber; “HDP’nin 7. kuruluş yıldönümü vesilesiyle 13 Ekim Pazar günü Beşiktaş’ta yapılmak istenen etkinlik, kaymakamlık tarafından yasaklanmıştı. HDP Beşiktaş İlçede yapılan basın toplantısı sonrası yürüyüş yapmak isteyen kitleye polis saldırmış ve 9 kişi gözaltına alınmıştı.

Gözaltına alınanlar bugün (Pazartesi) Çağlayan’da hakim karşısına çıkarıldı. Savcı gözaltına alınan herkes için tutuklama talebinde bulundu, 9 HDP’li çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı. Tutuklananlar arasında HDP Şişli İlçe Başkanı Mutlu Öztürk de var.

Tutuklananların tamamının isimleri şöyle: Ali Edipali, Hüseyin Fidanbay, M. Emin elma, Mutlu Öztürk, Müslüm Kılıç, Necla Yıldız, Sefa Alçı, Songül Çelik, Rıza ... Mahkeme, ‘‘Savaşa Hayır, Barış Hemen Şimdi’’ sözünü, örgüt propagandası olarak değerlendirdi.”

“Ayn Isa'da DSG savaşçıları IŞİD tarafından pusuya düşürüldü. Ayn Isa'da sadece dün 859 IŞİD'linin kaçtığı açıklanmıştı. Bugün DSG ile IŞİD arasında başlayan çatışmalar ANHA'ya göre halen sürüyor.” “Heyva Sor a Kurdistanê'nin (Kürt Kızılayı) 9-13 Ekim tarihlerini kapsayan raporu: -39 sivil öldü - 132 sivil yaralandı.” CNN Türk adlı sarayın soytarısı olmuş bir yayın organında var edilen dehşetengiz militarist görüntüye binaen şu sözleri sarf eder Erk Acarer: “-Diyarbakır’da düğün yapılan otelin arkasına geçip, havai fişeklere çatışma süsü veren mi ararsın, IBKY referandumu sırasında kafede otururken çelik yelek takan mı? Türbe operasyonunda toz bulutunu “Füze düştü” diye haber geçen gördü şu gözler. Bu ne ki!” “A Haber muhabiri "Kurşunlar üzerimizden geçiyor" dediği anlarda TRT muhabirinin kafasında kask olmadan yayın yaptığı ortaya çıktı. Aynı konum TRT'de Suriye sınırı olarak verilirken, A Haber'de Tel Abyad olarak aktarıldı.”

Etkin Haber Ajansı’ndan aktaralım: “Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik başlattığı savaşın ardından çatışmaların sınır hattına yayıldı. Mardin'in Nusaybin ilçesinde, 11 Ekim'de nereden geldiği belli olmayan bir havan mermisi patlaması sonucu 9 kişi hayatını kaybetmişti. Olayın hemen ardından bölgeye giden yandaş İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabiri Beril Çuhadaroğlu Solmuşgül, halkın tepkisiyle karşılaşmış ve bunun üzerine "YPG'nin yaptığına inanmıyorlar. Neyse çıkalım buradan" sözlerini görüntülere yansımıştı. Solmuşgül, "terör seviciler" diye nitelendirdiği halkı, polise şikayet etti.

Solmuşgül'ün, Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı şikayet üzerine Nusaybin'de sabah saatlerinde 4 kişi gözaltına alındı. Ev baskınlarında gözaltına alınan öğretmenler S.İ. ve H.B. ile esnaflar M.A. ve F.A. İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.

Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre; gözaltına alınanlar, avukatları ile yaptıkları görüşmede kendilerinin Solmuşgül'ün telefonunun gasp edilmesi ile ilgileri olmadığını belirterek, olayı yatıştırmaya çalıştıklarını aktardı. Olay sırasında yerde cenazeler olduğunu ve herkesin can derdinde olduğunu belirten gözaltındakiler, muhabirin soruları ile halka tepki gösterdiğini dile getirdi. Kendilerinin o an olayı yatıştırmaya çalıştıklarını ve görüntülerde göründükleri için gözaltına alındıklarını kaydeden gözaltındakiler, yapılanı "haksızlık" olarak niteledi. Avukatlar, gözaltındakilerin ifadelerinin bugün alınacağını aktararak, soruşturmayı başlatan Mardin Savcılığı'ndan haber beklenildiğini söyledi.”

Tunca Öğreten’in Deutsche Welle Türkçe Servisi’ndeki haberidir: “Yanımızdan geçen bir Nusaybin’linin meraklı bakışlarının hedefi oluyoruz. Birkaç metre ilerledikten sonra kendini tutamayıp yanımıza yaklaşıyor. "Hangi gazete" diye soruyor biraz acı, biraz da öfkeyle ve konuşmaya başlıyor: "İnsanlar öldü burada. Karşıdaki siviller de akrabalarımız. Onlar da ölüyor. Yandaşlar buraya gelip acılarımız üzerinden propaganda yapıyorlar. Yapmayın kardeşim bunu. Bizi, bize bırakın. Nedir sizden çektiğimiz?" Tek söz ettirmeden arkasını dönüp gidiyor, 40'lı yaşlarındaki adam.

Boş sokaklarda, önceki gün havan mermisinin isabet ettiği eve doğru yöneliyoruz. Yıkılmış balkon, etrafa saçılmış molozlar, sokaktaki diğer binalara saplanmış şarapnel parçaları ile karşılaşıyoruz. Kaldırımın üzerindeki kan hala yerinde duruyor. Yürümekte zorlanan yaşlı bir amca, bastonuyla işaret ediyor: "Bak, kan orada. Çok insan öldü, yaralandı." İzin isteyip havan mermisinin saplandığı apartman dairesine giriyoruz. Cam kırıkları, duvardan kopan parçalar sanki patlama az önce yaşanmış gibi yerli yerinde. Salonun bir köşesindeki çalışma masası gözümüze ilişiyor. Belki patlamadan birkaç saat önce küçük bir çocuk orada ders çalışıyordu diye geçiriyoruz içimizden. Ailenin acısı yüzlerinden okunuyor. Tek kelime soru soracak cesareti kendimizde bulamıyoruz. Bu sırada, A Haber muhabiri ve kameramanı da eve girmek istiyor. Çevredekiler, öfkeyle karşı çıkıyor. Muhabir, mikrofonundaki logolu süngeri çıkarıp cebine koyuyor, hızla uzaklaşıyor.”

Her günümüz bir yıkıma çıkıyor. Her an her yerden hemen her şekilde yaşatmama halini kutsayanların var ettiği cürümler hayatı gölgeliyor. Bir oradan, bir buradan, bir sınır içinde bir sınırın ötesinde, bilmedik, adını dahi duymadıkları topraklardaki yaşamları düşman addediyor bu devlet, şu ülke! Bilmedik, görmedik, duymadık değil tam da ezber edilmiş olan nefret kodlarına sahip çıkıp, bir asır önce Ermeninin, Süryaninin, Rumun başına getirilen bu defa da Kürdün, Alevinin, Arabın, Ezidinin başına getirilsin diye bir çabaya düşülen yerde yıkım her güne içkindir. Bu kadar insanlığın, insan olmanın temel mesellerinin alt üst edildiği yerde hayat her neye dönüşür? Böylesi bir karanlıktan ötesi, bir yarın her ne olacaktır? Görünenin fecaatini, var edilenin kötülüğünü, yarının şimdiden çalınmasını fark ediyor musunuz, havanda dövülecek kaç gün, ay, yıl, asır vardır!

Misak TUNÇBOYACI – İstan’2019

Görseller: Syria – Baderkhan AHMAD – AP Photo 

[haberististanbul]

Fındık Mantarı (Kirmiti) Tezgahlarda Yerini Aldı

Ordu’nun Altınordu İlçesi’nde yöresel adıyla ‘Fındık Mantarı-Kirmiti’ olarak da bilinen doğal antibiyotik mantarın kilosu 25 liradan tezgahlardaki yerini aldı. Ordu’nun yüksek kesimlerinde yer alan ve fındık bahçelerinde doğal ortamda yetişen Fındık Kirmiti, bu sezon yüksek fiyatına rağmen alıcı buluyor. Vatandaşların büyük ilgi gösterdiği fındık mantarı satıcıların da yüzünü güldürüyor. Sütlü mantarın kilosu Ordu’nun merkez ilçesi Altınordu’da 25 liradan alıcı buluyor. Doğan antibiyotik olarak da bilinen Fındık Kirmiti’nin son yıllarda artan gübre ve ilaçlarla birlikte az yetişen bir tür olduğu için fiyatının yüksek olduğunu ifade eden pazarcılar; “vatandaşlarımız buna rağmen sevilen bir ürün olduğu için büyük ilgi gösteriyor ve tezgahlarımız kısa sürede boşalıyor” dedi. (BSHA – Güncel Haber) Read the full article

[yaziyorsonhavadis]

ESNAFLARIMIZA KİRA DESTEĞİ VEREREK TİCARİ YAŞAMI DEVAM ETTİRMELİ

ESNAFLARIMIZA KİRA DESTEĞİ VEREREK TİCARİ YAŞAMI DEVAM ETTİRMELİ

… …

…

[haberihbarhatti]

Bakan Pakdemirli’den fındık açıklaması

Bakan Pakdemirli’den fındık açıklaması - http://www.haberihbarhatti.com/2018/bakan-pakdemirliden-findik-aciklamasi/11052/ -

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, "Görevlendirildiği tarımsal ürünlerle ilgili piyasa düzenleme görevini başarıyla yürüten Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından; 2018 yılı ürünü fındık piyasasını düzenlemek için gerekli hazırlıklar yapılmış ve fındık üreticilerimizin mağduriyet...

Tüm haber ve son dakika gelişmelerini Haber ihbar Hattı - Son Dakika Haberleri, Yerel Haberler, canlı yayın, videolar ile anlık takip edin! Haber için önce haberihbarhatti.com - #Güncel

[alanyasondakika]

Sindirim sisteminizi önemseyin - Alanya Haber - Son Dakika Haberler

Son dakika haberleri Alanya'nın en hızlı internet haber sitesi Alanya Express'te http://www.alanyaexpress.com/sindirim-sisteminizi-onemseyin-alanya-haber-son-dakika-haberler/

Sindirim sisteminizi önemseyin - Alanya Haber - Son Dakika Haberler

Ramazan’ın yaz aylarına denk gelmesiyle uzayan oruç saatleri sindirim sistemi rahatsızlıklarını da beraberinde getiriyor.Sindirim sistemi sağlığında en sık karşılaşılan rahatsızlıkların başında gaz, şişkinlik, kabızlık ve ishal geliyor. Oruç tutarken sağlığımız için alacağımız en önemli tedbirin dengeli beslenmek olduğunu açıklayan Prof. Dr. Cem Kalaycı, “Her zaman dikkat etmemiz gerektiği gibi Ramazan ayında da oruç tutarken besinlerimizin üç ana öğesi olan karbohidrat, yağ ve proteini doğru oranlarda tüketmeliyiz. Doğru beslenmemek, bazı sağlık sorunlarına ve sindirim sistemi başta olmak üzere birçok yakınmalara yol açar. Aynı zamanda ramazanda istenmeyen kilo alımlarına da sebep olur. Genel olarak şekerli gıdalar, kızartma ve yağlı besin tüketiminden kaçınmalıyız. Kafeinli içeceklerde (kahve, çay ve birçok gazlı içecek) aşırıya kaçmamak gerekir. Son yıllarda birçok sağlık yararından söz edilen kafein, bazı çalışmalara göre idrar sıklığını ve miktarını arttırarak su kaybına da yol açabiliyor. Bu nedenle iftardan sonra çok su içmek gerekir. Oruç tutmak için sağlıklı olmak gerektiğini de unutmamak gerekir. Herhangi bir sağlık sorunu olan kişi oruç tutmak istiyorsa önce mutlaka bir doktora danışmalıdır. Hamileler, emziren kadınlar ve çocukların oruç tutmamaları gerektiğini de hatırlatmak isterim.” dedi. “Ramazan’da kabızlığa karşı sıvı ve posa alımı artırılmalı” Ramazan aylarında en sık karşılaşılan sindirim sistemi rahatsızlıklarından biri olan kabızlığın tedavisinde sıvı ve posa alımının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Cem Kalaycı, “Ramazan’da dışkılama düzeninin normal olmasını sağlamak için yapılacak öneriler diğer zamanlardan çok farklı değildir. Kabızlığın tedavisinde her gün tuvalete çıkmak hedeflenmemelidir. Bu sağlık için şart değildir. Sıvı ve posa alımını arttırmak gerekir. Diğer bir önlem yemeklerden sonra tuvalete gitmeye gayret etmektir. Yemek, bağırsak hareketlerini hızlandırır. Özellikle sabah kahvaltısından sonra bağırsak hareketleri en güçlüdür. Diyetteki posayı arttırmanın en etkili yollarından biri, kuru kayısı ve eriktir. Ayrıca narenciye ve baklagillerde bulunan posa, kalın bağırsaktaki faydalı bakterilerin çoğalmasına da yardımcı olur. Kepek çok yararlı olup, bazı kişilerde şişkinliğe yol açar. Bu nedenle yavaş yavaş arttırılmalıdır. Bazı gıdaların şeker içeriği de kabızlık için faydalıdır. Bu nedenle armut, incir, üzüm ve fındık kuvvetle önerilir. Posa, özellikle kepek tüketiminin arkasından su içmek çok yararlı olur.” açıklamasında bulundu. Gaz ve şişkinlik yakınmalarının tedavisi Ramazan’da gaz ve şişkinlik problemine karşı diyet, davranış tedavileri ve egzersiz dışında da oldukça etkili tedavi yöntemleri bulunduğunu açıklayan Prof. Dr. Kalaycı, “Çok uzun yıllardır kullanılan ve etkinliği kanıtlanmış ilaçlar arasında simetikon ve aktif kömür kombinasyonu olan ürünler sayılabilir.’’ dedi.

ALANYA HABERLERI

ALANYA’nın en kapsamlı haber sitesi.- Flaş gelişme ve en son haberler ilk önce Alanya Express’in haber sayfalarında. En hızlı son dakika, güncel gündem, magazin, spor, ekonomi, dünya, yerel ve tüm kategorilerde haberleri buradan okuyun. Alanya haber sitesi

Kaynak: http://www.alanyaexpress.com/sindirim-sisteminizi-onemseyin-alanya-haber-son-dakika-haberler/

[memurlarsoruyor]

Bakan Soylu’dan, binası hasarlı vatandaşlara uyarı İçişleri Bakanı Soylu"Hasarlı binalarla ilgili, hasarlı olduğunu söylüyoruz ve oradan çıkmıyorlar. Biz her şeyini karşılıyoruz, çıkın diyoruz.

[memurlarsoruyor]

Akdeniz için karar günü

Akdeniz için karar günü

Mehmetçik’in Libya’ya gönderilmesini öngören tezkere bugün görüşülecek. Meclis, “evet” diyerek Akdeniz’deki kuşatmayı durduracak ve Türkiye’ye stratejik üstünlük sağlayacak. Libya’da milletvekilleri, gazeteciler ve STK temsilcilerinin aralarında bulunduğu 180 kişi de bir mektupla Türkiye’ye destek verdi.

Mehmetçiğin Libya’ya gönderilmesini öngören Cumhurbaşkanlığı tezkeresi…

[memurlarsoruyor]

Hayırsever bu kez deprem bölgesinde: Depremzedelerin bakkal borçlarını kapattı

Hayırsever bu kez deprem bölgesinde: Depremzedelerin bakkal borçlarını kapattı

İstanbul’un dar gelirli semtlerinde içinde 1000 lira bulunan zarflar dağıtan hayırsever bu kez Elazığ’da ortaya çıktı. Hayırsever depremzedelere zarf içinde para yardımında bulunup, bakkal borçlarını kapattı.

İstanbul’un çeşitli semtlerinde dar gelirli ailelere para dağıtan hayırsever bu kez 6.8 büyüklüğündeki depremin vurduğu Elazığ’da ortaya çıktı.

Elazığ’da 41 kişinin yaşamını…

[memurlarsoruyor]

FETÖ şüphelisi kadın jandarmadan kaçamadı

FETÖ şüphelisi kadın jandarmadan kaçamadı

FETÖ şüphelisi kadın 3.5 yıl sonra jandarma operasyonu ile yakalandı.

FETÖ şüphelisi kadın 3.5 yıl sonra jandarma operasyonu ile yakalandı.

Burdur İl Jandarma Komutanlığına bağlı ekipler FETÖ/PDY soruşturması kapmasında Silahlı Terör Örgütüne üye olmak suçundan 3.5 yıldır aranan ve Bank Asya hesap hareketi, ByLock kullanıcısı ve ev ablalığı yaptığı tespit edilen (eski öğretmen) N.Ç.…

[memurlarsoruyor]

Küresel ısınma son 10 yılda en yüksek düzeye çıktı

Küresel ısınma son 10 yılda en yüksek düzeye çıktı

NASA’nın Goddard Uzay Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Gavin Schmidt:- “1960’lardan bu yana her 10 yıl, bir öncekinden daha sıcak geçti”

ABD’de bilim insanları, son 10 yılın, şimdiye kadar dünyada ölçülen en sıcak dönem olduğunu bildirdi.

Ulusal Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA) ile Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA), dünya yüzeyinde kara ve denizlerden alınan sıcaklık okumalarıyla…

[memurlarsoruyor]

Okulun rögarı taştı, derslere ara verildi

Okulun rögarı taştı, derslere ara verildi

SULTANBEYLİ’de şiddetli yağış sebebiyle bir ortaokulun rögarı taştı. İhbar üstüne okula belediye ekipleri sevk edildi. Öğrenciler tahliye edilerek derslere ara verildi googletag.cmd.push(function() { googletag.display(‘div-gpt-ad-1534323402885-0’); });

Şiddetli yağış sebebiyle Sultanbeyli Mimar Sinan Mahallesi’nde bulunan 4 kattan oluşan Şehit İhsan Yıldız İmam Hatip…

[memurlarsoruyor]

İstanbul'da yağışlı hava trafiği felç etti

İstanbul’da yağışlı hava trafiği felç etti

İstanbul’da yağışın da etkisiyle E-5’te akşam saatlerinde trafik durma noktasına geldi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi haritasında trafik yoğunluğu yüzde 80’lere ulaştı. googletag.cmd.push(function() { googletag.display(‘div-gpt-ad-1534323402885-0’); });

İstanbul’da yağışın da etkisiyle E-5’te akşam saatlerinde trafik durma noktasına geldi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi…

[memurlarsoruyor]

'El yaralanmalarında sakın buz kullanmayın'!

‘El yaralanmalarında sakın buz kullanmayın’!

Türkiye’de iş ve trafik kazaları sebebiyle el yaralanmaları ve uzuv kayıplarının çokça görüldüğünü ifade eden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Yiğit Erdağ, “Kopan ya da yaralanan organı tedavi için uygun bir merkeze götürürken kesinlikle buzla direkt temas ettirmeyin. Buz dokuya zarar verir yanmaya niçin olur” dedi. googletag.cmd.push(function() {…