#Güncel
Explore tagged Tumblr posts
Text
30 Kasım 2024 Altın Ne Kadar Oldu? Güncel Altın Fiyatları https://www.sondakikam.com.tr/ekonomi-haberleri/30-kasim-2024-altin-ne-kadar-oldu-guncel-altin-fiyatlari/3797
0 notes
Text
Haber Yazılımı Nedir ve Dijital Yayıncılıkta Neden Bu Kadar Popüler?
Merhaba! Günümüzde dijital yayıncılığın hızla büyüdüğünü fark etmişsinizdir. Peki, bu dönüşümde haber yazılımının rolü ne? Aslında haber yazılımı, haber içeriklerini hızlı ve verimli bir şekilde yönetmek isteyen yayıncıların vazgeçilmez aracı haline geldi. Bu yazıda, haber yazılımının ne olduğunu, nasıl çalıştığını ve neden her medya kuruluşunun bir haber yazılımına sahip olması gerektiğini keşfedeceğiz. Hazırsanız, başlayalım!
1. Haber Yazılımı Nedir?
Haber yazılımı, haber içeriklerinin kolayca oluşturulmasını, düzenlenmesini ve yayınlanmasını sağlayan özel bir yazılımdır. Dijital medya yayıncıları, gazeteler ve haber siteleri için geliştirilmiş bu sistem, özellikle haber sitelerinde içerik yönetimini son derece kolaylaştırır. İşlevleri arasında, haberlerin sıralanması, kategorize edilmesi ve SEO uyumlu hale getirilmesi gibi önemli özellikler bulunur.
Haber Yazılımı ile Gelen Kolaylıklar: Haber yazılımı kullanmak, özellikle içerik yönetimi sürecinde büyük bir hız kazandırır. İçerik üreticileri, yazılarını hızlıca girebilir, düzenleyebilir ve ihtiyaç duyulan anlarda güncelleyebilirler.
2. Neden Bir Haber Yazılımı Kullanmalısınız?
Aklınızda Şu Soru Var: "Neden bir haber yazılımına ihtiyaç duyayım ki?" İşte birkaç neden:
Zaman Tasarrufu Sağlar Haber yazılımları, içeriklerinizi hızlıca güncelleyebilmenizi sağlar. Böylece zamandan tasarruf ederken gündemde kalırsınız.
SEO Uyumlu Yayıncılığı Destekler SEO optimizasyonu, haber yazılımının belki de en güçlü yönlerinden biridir. Çoğu haber yazılımı, başlıkların, açıklamaların ve URL yapılandırmalarının SEO’ya uygun olmasını sağlar.
3. Haber Yazılımı Özellikleri
Peki, bir haber yazılımında bulunması gereken temel özellikler neler? İşte en çok aranan bazı özellikler:
SEO Araçları Haber yazılımlarında yerleşik SEO özellikleri, içeriklerin arama motorlarında daha iyi sıralama almasını sağlar. Başlıklar, etiketler ve anahtar kelimeler gibi birçok unsur, arama motoru dostu olacak şekilde optimize edilir.
Görsel Düzenleme ve Çoklu Medya Desteği Görseller, videolar ve diğer medya ögeleri içeriklerinizin gücünü artırır. Haber yazılımı, bu medya unsurlarını kolayca eklemenizi sağlar.
4. Haber Yazılımı Kullanmanın Avantajları
Kolay ve Hızlı Güncelleme Haber yazılımı ile yeni bir içerik eklemek, içerik güncellemek ya da eski bir içeriği silmek oldukça hızlıdır.
Maliyet Avantajı Özellikle sınırlı bütçeye sahip medya kuruluşları için haber yazılımı, uygun maliyetli bir çözüm sunar. İyi bir haber yazılımı, ihtiyaç duyduğunuz tüm özellikleri içerir.
5. Haber Yazılımı Seçerken Nelere Dikkat Etmeli?
Piyasada birçok haber yazılımı var, ancak hepsi sizin ihtiyaçlarınıza uygun olmayabilir. İşte dikkat edilmesi gereken noktalar:
SEO Uyumluluğu Yazılımın SEO uyumlu olup olmadığını inceleyin.
Mobil Uyumlu Tasarım Mobil uyumluluk günümüzde oldukça önemli. Haber yazılımının mobil cihazlarda iyi çalıştığından emin olun.
Özelleştirme Seçenekleri Her yayıncı kendine özgüdür. Haber yazılımının özelleştirme özellikleri sunması, markanıza uygun bir platform oluşturmanızı sağlar.
6. Haber Yazılımının Geleceği
Haber yazılımı, teknolojik gelişmelerle birlikte sürekli yenileniyor. Örneğin, yapay zeka destekli içerik önerileri ve otomatik haber güncellemeleri gibi özellikler bu alanda popüler hale gelmeye başladı.
Gelecekte Bizleri Neler Bekliyor? Özellikle AI ve veri analitiği entegrasyonları, haber yazılımını daha da işlevsel hale getirecek gibi görünüyor. Bu yazılımlar, izleyicilerin ilgisini daha fazla çekmek için içerikleri analiz edebilecek ve içerik önerilerinde bulunabilecek.
7. Sonuç: Haber Yazılımı ile Dijital Yayıncılıkta Başarıyı Yakalayın!
Sonuç olarak, haber yazılımı dijital yayıncılığın olmazsa olmazı. Hem zamandan tasarruf ettirir hem de içeriklerin SEO uyumlu ve profesyonel bir şekilde yönetilmesine olanak tanır.
0 notes
Text
26 Kasım 2024 Altın Ne Kadar Oldu? Güncel Altın Fiyatları https://www.sondakikam.com.tr/ekonomi-haberleri/26-kasim-2024-altin-ne-kadar-oldu-guncel-altin-fiyatlari/3523
0 notes
Text
Isınma maaliyetleri artıyor: Yurttaş evini ısıtamıyor! Elektrik ve doğalgazın ardından soba fiyatları da zamlandı!
Kış aylarında ısınma maliyetleri artarken, elektrik ve doğalgazın ardından kömür, odun ve soba fiyatlarına da zam yapıldı. Kömür Satıcıları Derneği Başkanı Mustafa Düzyol, dar gelirli vatandaşların doğalgazdan kömüre, kömürden ise battaniyeye geçtiğini belirtti. TÜİK verilerine göre, yoksul kesimde ısınamayanların oranı yüzde 43,2'ye yükseldi.
Elektrik ve doğalgazın ardından, kömür, odun ve sobaya da zam yapıldı. Kömür Satıcıları Derneği Başkanı Mustafa Düzyol, "İnsanlar doğalgazdan kömüre, kömürden battaniyeye geçiyor" ifadesinde bulundu.
Yaz aylarında doğalgaz ve elektriğe yapılan yüzde 38'lik zammın ardından, odun, kömür ve soba fiyatlarında yüzde 30-40 arasında artış gözlemlendi. İPA'nın yaptığı araştırma, İstanbul'da halkın büyük çoğunluğunun evini yeterince ısıtamadığını ortaya koydu. TÜİK'in 2023 verilerine göre, yoksul kesim arasında ısınamayanların oranı yüzde 43,2'ye yükseldi.
YURTTAŞ EVİNİ ISITAMIYOR
Birçok yurttaş, sızdıran çatılar, nemli duvarlar ve çürümüş pencere çerçeveleri nedeniyle evlerini ısıtmakta güçlük çekiyor. "İnsanlar kömürden battaniyeye geçti" diyen İzmir Kömür Satıcıları Derneği Başkanı Mustafa Düzyol, pahalılık sebebiyle kömür sobası tercih eden vatandaşların geçen yıl tonu 5 bin lira olan kömüre 6 bin 500 lira, 6 bin lira olan sobalara ise 8 bin 500 lira ödediğini belirtti. Dar gelirli birçok kişinin kömür alacak parası bulamadığını ifade eden Düzyol, "İnsanlar doğalgazdan kömüre, kömürden de battaniyeye geçiyor çünkü bir ton kömür parası veremiyor, torbayla alıyor" dedi.
0 notes
Text
TRT ekranında dikkat çeken kıyafet: Oya Eren Özkan ve Tijen Karaş benzerliği
0 notes
Text
Ne düşünürdü insan,
Birinin ölümüne sebep olurken?..
Bir insanın canlı bakan gözlerinde ki son ifadeyi, onu öldüren görürdü..
Elinin altında ki sıcak ten, soğuk ve cansız bir bedene dönüştüğünde ne düşünür?
Kendi ölümünü düşünür müydü?
Ya ölen kişi?
Görür müydü hayatını bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçtiğini..
Sahi Kabil ne hissetmişti acaba,
Habil’i öldürdüğünde..
Kabil öldürmemiş olsaydı,
İnsanlar birbirini keşke hiç öldürmeseydi..
3 notes
·
View notes
Text
Eskiden saçlarım birazcık bile fazla kesilse dert ederdim şimdi aman kökü bende uzar gider rahatlığındayım teşekkürler 34 :)
0 notes
Text
Blogger erişim engeli geldi
Google'ın blog sitesi Blogger engellendi. TFF tarafından Blogspot'a erişim engeli geldi. TFF'nin aldığı kararın kaçak maç yayınları nedeniyle aldığı öğrenildi. Blogger'ın alan adına gelen erişim engeli gündem oldu. Kullanıcılar Blogspot açılmıyor, Blogspot kapatıldı mı bildiriminde bulunuyor.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) blogspot .com sitesine erişim engeli getirdi. Bu nedenle tüm alan adlarına erişim durduruldu.
BLOGSPOT ERİŞİM ENGELİ Mİ GELDİ?
Google’ın blog hizmeti sunan platformu Blogger’ın alan adı blogspot .com’a erişim engeli getirildi. Türkiye Futbol Federasyonu’nun kararıyla gelen erişim engelinin “korsan yayınlarla mücadele” kapsamında geldiği öğrenildi.
Siteye girişte “Türkiye Futbol Federasyonu; 22.10.2024 tarihli 047-05 D. iş sayılı kararı” uyarısı ile karşılaşılıyor.
BLOGSPOT KAPATILDI MI?
Kişisel blog oluşturma sitesi Blogspot korsan maç yayıncılarının kullanması nedeniyle TFF tarafından engellendi. Kaçak maç yayınları ile mücadele edeceğini geçtiğimiz günlerde duyuran TFF blogspot.com erişim engeli getirdi. Kişisel blog sitesi Blogspot kapandı.
BLOGSPOT NEDEN AÇILMIYOR?
Türkiye’de oldukça popüler olan Blogspot açılmıyor uyarısı veriyor. TFF’nin aldığı karar sonucu 22 Ekim 2024 itibarıyla blogspot erişime engellendi. “047-05 D. iş sayılı kararı” ile engellenen Blogspot’un ne zaman açılacağı bilinmiyor.
0 notes
Text
Gündemce
Gündemi takip etmek hiç bu kadar önemli olmamıştı! Her gün yaşanan olaylar, dünya çapında dengeleri değiştirebiliyor. Bu yüzden gündemce , sadece bilgi edinmenin ötesinde, olayları anlamamızda da kritik bir rol oynuyor. Peki, sen haberleri ne kadar sıkı takip ediyorsun? İşte tam bu noktada Gündemce devreye giriyor. Her an güncel kalmak istiyorsan, doğru adres burası!
#news#haber#haberler#güncel#güncel haberler#en güncel haberler#son dakika#son dakika haberler#gündem#gündemce
1 note
·
View note
Text
Gün batımı çok güzeldi ama camımız muhteşem yağmur nedeniyle kirlendiği için sonuç bu..
1 note
·
View note
Text
Yıkım - Hayat
Başlı başına bir yıkım tezahürü hayat istemini kökten dönüştürüyor. Yaşama eylemselliği içinde kalabilmek, oyundan düşmemek için nice badireler birbiri peşi sıra var edilmekte. Düzen düzünden tersine, dününden de beter bir günü, şimdiden çalınan bir yarını aleni bir biçimde imal etmenin telaşında. Gündelik yaşam idesi zor kılınıyor. Erkanı muktedirin ol iktidar pratiği, iktidarcı, yandaş tayfa, küme ve nüfusun tam kapasite arkasında durulanlar gibi nicesi bir cerahat halini var ederken, onların var ettiği yıkıcılığın hesabı yurttaşlardan soruluyor. Baş amir ve şürekasının suna geldiği, bir yönetim şablonu olarak var ettiği her hamle / eylem yekununda tahakküm ve yıkım hayatın başat demirbaşları kılınıyor. Belirli bir biçimde bir kere daha ama son kez değil asırlık demokrasi deneyiminin çürütülmesine eksiksiz bir halde devam olunuyor. Didaktik ve doğrudan halka karşıt bir pratiklerin aleni silsilesi içinde o bahsin çürütülmesi kesiksiz bir halde hakikat kılınıyor. Başlı başına bir yıkım pratiği tezgahta biçimlendiriliyor. Bir yıkım tezahürü üstünde hayatın kökten, kasti ve kesintisiz çürümesine devam olunuyor. Umutlar her zamanki gibi berhava.
Düzen katran karanlığını bir icraat kabilinden yaygınlaştırırken oluşturulan umut kırımını örtbas etmek için her şeyi kullana geliyor. Asgari ücretin mahvedilmesi bahsinden basitçe yaşamda kalma ihtimallerinin sıfırlanmasından bahis açtırılmıyor. Hamaset dolu nutukları dört bir yanı kuşatırken ele geçen paranın alım gücünün bir yirmi yıl öncesinin dibinde bir seviyeye gelmiş olmasından gram / zerre-i miskal tedirgin olunmuyor. Tümüyle, belirgin bir biçimde sınırlandırılmış olan geniş kesimlere şükür telakki edilmesinden gayri hiçbir ama hiçbir olumlanabilir düzenleme yapılmıyor. Lafı dahi geçmiyor. Emeklilerin durumu olarak ortaya çıkan acı tablonun da detaylıca bu sayfada yer ettiğini belirtmeden, bildirme gereği duymadığımız tek bir hafta söz konusu olmuyor. On iki bin beş yüz liraya mahkum edilmiş, gerekiyorsa daha fazlası çalışsınlar hem de daha körlemesine, sonuna kadar açık aleni bir sömürü düzeni içerisinde denilerek o yıkım tezgahta biçimlendiriliyor. Sadece ol son birkaç hafta içerisinde en az beş insanın hayatını yitirdiği haberleri görürüz. Emeğinin karşılığını, yıllardır var edilmiş kesintilerine karşılık kendisine reva görülenle geçinemez hale gelmiş olanların son çarelerinin de ölüme çıkartıldığı bir acayip zemin gerçekliğinde o yıkım / yitimi fark edebiliyor musunuz!
Vergi düzenlemeleri, yok edilmiş bir düzlemde var edilmiş iç edilen milyonların lafzının dahi geçirilmediği bir zeminde hakkaniyet yerle bir edilirken, kalantor takımından tüm bu iktidarın dümen suyunda ilerleyen, kendisini güçlendirip, iktidardan ele geçirdikleriyle de semiren kesimlerin sıfır vergi şampiyonları olduğu bir zeminde hayatın ehveni her nasıl bir halde muhafaza edilebilecektir ki. Sırtı kalınların, ceplerini de kalınlaştırmaya her dem devam edebildikleri, kara düzen denilenin bir ülkede yegane gerçek kılındığı bir zeminde o yıkımın, hayatın gündelik hallerinin mahvını ne yana koyabiliriz. Tümüyle dişlilerinin arasına sıkıştırdıkları insanların hayattaki varlıklarına göz diken, ceplerini devletle birlikte yağmalamaya devam diyen sermayenin eylediklerine ne diyebiliriz. Hepsi bir hep birden var edilen pastadan koca bir dilim kapma telaşesinde ortaya çıkan imgede, gün aşırı her şeye zam yağdırılırken, enflasyon geçip gidiyor teranesinin bir karşılığı olabilir mi? Devletli ve yancılarının aralıksız bir halde sürgit itibardan tasarruf edilmez diyerekten kullana geldikleri argümanlar, var ettikleri yağma sofraları, bitimsiz bir tirada dönüşen ol sermaye değişimleri, kendilerine yakın olanları kollama vesair durumlarının paralelinde bir ülkedeki hakkaniyet / eşitlik mefhumu ne olacaktır. Mesel biraz da bu bahislerin tam da kendisine bildirilebilecek olan yanıtlarla şekillendirilebilecektir.
Berkay Avcı ve Ezgi Cansel’in Evrensel Gazetesindeki haberidir: “Bursa Görükle’de kurulan pazarda yurttaşlarla konuştuk. Yurttaşlar, iktidarın sıktığı ‘kemer’ ile eziliyor. Düşen ücretleri bir yandan enflasyon, diğer yandan vergiler eritiyor. Yurttaşlar şirketlerden vergi almayan iktidara tepki gösterirken, kendilerinin vergi yükü altında ezildiğini söylüyor.
Yolumuz bir gıda işçisi ile kesişiyor. Pazara gelmiş ama neredeyse eli boş dönüyor. “Geçinebiliyor muşunuz?” diye sorduğumuzda, “Kendi eksenimizde dönüyoruz, daha işleri yörüngeye oturtamadık” diyor.
“Bazı harcamaların hükümet tarafından kısılması yönünde adımlar atıldı ve vergilerde düzenlemelere gidildi, ne düşünüyorsunuz?” diye soruyoruz. Yanıt veriyor: “Sıkılan kemer bizim kemerimizdir. Mehmet Şimşek’in sorunlu politikalar uyguladığını düşünüyorum. Tutturdu ‘kemer sıkma’ diye. Saçma sapan vergilerin altında eziliyoruz. Büyük şirketler vergi ödemezken emekçiler, küçük esnaf, emekliler, devlet memurları kıskaç altında. Zengin daha da zenginleşiyor. Orta direk zaten kalmadı, yoksullarsa daha da yoksullaşıyor.”
“Nisan ayında yaptığınız pazar alışverişi ile bugünkünü kıyasladığınızda ortaya ne çıkıyor?” sorumuzu ise şöyle yanıtlıyor: “Daha da kötüye gitti. 1 kilo değil, yarım kilo alıyoruz. Bazı ürünleri ise hiç almıyoruz. Her hafta sonu ailem ile muhakkak dışarıda yemek yerdik. Şimdi ondan da feragat ediyoruz. Evin balkonuna çıkınca dışarı çıkmış sayıyoruz kendimizi.”
Emekli metal işçisi ve eşi geliyor bir süre sonra. Onlar da şikayetçi. Hatay’dan gelmişler Bursa’ya. Hatay’ın deprem bölgesi olmasına rağmen Bursa’daki fiyatların Hatay’a nazaran daha ucuz olduğunu söylüyorlar. Deprem bölgesindeki fiyatlandırmanın insanların acıları üzerinden gerçekleştirilen ‘fırsatçılık’ olduğunu düşünüyorlar.
“Denetimlerin yetersizliğinin sonucu yine biz emekçileri, emeklileri vuruyor” diyor emekli metal işçisi. Kemer sıkma politikasının ve yıllardır süregelen krizin faturasının yine emekçilere kesildiğini söylüyorlar: “40 yıl demir-çelik sektöründe çalıştım ve emekli oldum. Aldığım emekli maaşı 35 bin lira. Biz ailece önceden çok rahat geçinebilirken artık geçinemez olduk. Kirada oturuyoruz. Genele bakarak iyi durumdayız diyebiliriz belki ama durumumuz kötünün iyisi. Kemeri de hep biz sıkıyoruz. Otuz yıl önce de biz sıkardık hâlâ biz sıkıyoruz. Daha önce biz çocuklarımızla beraber tatile giderdik, istediğimiz zaman şehir dışındaki çocuklarımızı ziyarete giderdik. Şimdi gitmeden önce on kere düşünüyoruz. Artık ufacık şeyler için bile hep hesap yapmak zorundayız.” Eşi de ekliyor: “Tatil denen kavramı unutalı çok oldu. Evimizde misafir bile ağırlamak
istemiyoruz çünkü evimize misafirin gelmesi dahi o kadar külfetli ki artık dışarıda çay bahçesinde buluşuyoruz arkadaşlarımızla.”
Emekli işçi, Mehmet Şimşek’in politikasına dair, “Şimşekler, patronlar, saraylılar kendi sefasını sürüyor. Önce dönüp kendilerine baksınlar. Altlarındaki arabalardan, şatafattan vazgeçsinler. İş gereği yurt dışında da çalıştım. İşçinin-emekçinin, asgari ücretlinin sırtından bu kadar gelir elde edildiğini, ülke ekonomisinin yolda tuzak kurup radara yakalayarak düzeltilmeye çalışıldığını bir tek burada gördüm” diyor.
Nisan ayından bugüne alım güçlerinin eridiğini kaydediyorlar: “Arada çok büyük bir fark var. Kapanması zor bir makas. Eskiden de alamıyorduk ama şimdiki durumumuz sepetimizi daraltmak oldu. Yine alamıyoruz ama sepetimiz küçüldüğü için dolması kolay oluyor. İşin aslı önce gözümüz doysun diyoruz.”
“Temmuz ayında asgari ücrete zam yapılmaması ve yapılsaydı da bir etkisi olur muydu?” sorumuza emekli işçinin cevabı, “DİSK, KESK ve diğer büyük işçi sendikaları konfederasyonları, emekten aldıkları güçlerini eyleme dönüştürmeden, işçi sınıfı örgütlenmeden ve tek bir amaç için mücadele etmeden bu ülkede hiçbir şeyin değişeceğine inanmıyorum” yanıtını verdi.
68 Yaşında Emekli Çalışmaya Devam Ediyor
68 yaşında bir işçi emeklisi 12 bin lira emekli maaşı alıyor. Bir de arıcılık yapıyor. “Ben bu yaşımda hâlâ çalışmaya devam etmesem bu maaşla zaten geçinemem, ölürüm” diyor. Geçinmenin zor zanaat, kıt kanaat olduğunu söylüyor.
“Şimşek’in politikasını büyük şirketler vergilerini ödemezken tüm yük benim gibi bir emeklinin sırtında. Sıkılan kemer garibanın boğazına geçirilmiş” diyor.
Nisan ayından bugüne gitgide her şeyin daha da pahalı hale geldiğini söylüyor, sinirleniyor ve şunları söylüyor: “Ekonomi, ekonomi yahu bu kimin ekonomisi? Ne anlatıyorlar insanlara? Yine hangi masalı! Biz eskiden de sıkardık, bu kemeri hâlâ sıkıyoruz. Ama eskiden yine iyi kötü bir geçim vardı, şimdi o da yok. Bizim tasarruf edecek neyimiz kaldı? Yanlış anlamayın, bizim tasarruf edecek bir itibarımız bile yok! ‘Yol yaptık’ deniyor. Yol eskiden de yapılırdı, iyi kötü aracımızla giderdik o yollarda. Şimdi biz o yolları cebimizden kesilenle yaptırıyoruz. Üstüne bir de yüzlerce lira verip geçmeye çalışıyoruz. Bunun adına soygunculuk denir. Önce vergilendirmeleri düzeltsinler, önce insanlara yaşam alanı bıraksınlar, yollar gene yapılır.”
12 bin lira aylık alan bir emekli olarak, “Saray’daki tüketimin durumunu sorgulamak gerekir” diyen yurttaş, “Maşallah, manda yoğurdundan kuş sütüne her şey var o sofralarda. Bir dünya masraf, israf cabası. Saray’dan 16 tane uçakla Kıbrıs’a gidiyorlar. Ne zaman ki tarifeli uçakla giderler, ben de o zaman bu politikada ne kadar samimi olduklarını düşünürüm” dedi.
Fiyatlar Artarken Maaşlar Aynı Kalıyor
Ev hanımı olan bir teyzeyle karşılaşıyoruz. “Ben geçiniyorum çok şükür ama çevremdekiler, kardeşlerim zor geçiniyor. Her hafta pazara çıkıyorum. Her hafta fiyatlar zamlanıyor gözle görülür bir biçimde ama benim çocukların aldığı maaş hâlâ aynı. Ya tek maaşla ev geçindirenler, çocuk büyütenler ne haldedir, görüyorum çevremde” diyor.”
Başlı başına bir yıkım tezahürü hayat istemini kökten dönüştürüyor. Düzen mahvın belirli bir aksini her an yeniden var edenlerin elinde bu yıkım halini normalleştiriyor. Bir normal türküsüdür bağır çağır zikredilip durulurken hayatın ehveni olan şeylerin yıkımı güncelliğe kavuşturuluyor. Ekonomide küresel Kara Pazartesi sonrasında şu yaşadığımız yer / sahnenin nasıl da daha dibine doğru göçmeye devam ettiğini anlatmak için sayfaların kafi gelmeyeceği bir aralıktan bildiriyoruz. Gündelik yaşam tahayyülüne karşıt, mütemadiyen çürüten, aralıksız umudu çalan bir yerin hakikati olarak yarı aç, tam zamanlı gasp edilmiş hakların yağmalandığı, sermaye ve ensesi kalınların daima kollandığı bir biçimde vergi diye diyetlerin sıradana bindirilip durduğu bir cehennem saha gerçekliği var ediliyor. Başlı başına yıkımın hayat istemini altüst ettiği bir zemin gerçekten gerçek kılınıyor. Bu mudur, bu haller midir, yeni yüzyıl. Sahiden yitirilenin, eksik kılma hallerinin, çürümenin yamacında nasıl bir ülkeye varılıyor görüyor musunuz!
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: Illustration by Haitham Haddad After Ahmet Öğüt’s “Bakunin’s Barricade,” 2015. - Stedelijk Museum
Meramda Paylaşılan Haber;
Yurttaşın İktidara Tepkisi: Biz Vergiyle Eziliyoruz, Saray Şatafatlı Yaşıyor - Evrensel Gazetesi https://www.evrensel.net/haber/524566/yurttasin-iktidara-tepkisi-biz-vergiyle-eziliyoruz-saray-satafatli-yasiyor
#meram#arzihal#yıkım#güncel#ekonomik#cendere#boyunduruk#yeni ülke#başka türkiye vardır!#tirat#kör karanlık#yıkıcılık#tahakküm etme#sospol#siyasal#anlam#devlet101#cürüm#yol nereye!#hakikat#konuşmak
1 note
·
View note
Text
Gündemce
Haberleri sadece okumak yetmez. Olayları daha derinlemesine incelemek ve anlamak için farklı perspektiflerden bakmak gerekir. Gündemce bir olayın tek bir boyutunu göstermez, her yönünü ele alır. Bu yüzden haberlerin detaylarını kaçırmadan, anlamaya çalışmak önemlidir. Gündemce ise bu konuda sana yardımcı olabilir. Her haberi en tarafsız ve anlaşılır şekilde sunarak, seni bilgilendirir.
#news#haber#haberler#güncel#güncel haberler#en güncel haberler#son dakika#son dakika haberler#gündem#gündemce
41 notes
·
View notes