#ekonomi ve sosyal yapı
Explore tagged Tumblr posts
kuturkoglu · 4 days ago
Text
Toplumsal Kurumlar: Aile, Eğitim, Din, Ekonomi ve Siyaset
Toplumlar, bireylerin bir araya gelerek oluşturduğu büyük yapılar olarak düşünülebilir. Ancak bu yapıyı ayakta tutan ve düzen sağlayan bazı temel taşlar vardır. İşte burada devreye toplumsal kurumlar giriyor. Peki, nedir bu toplumsal kurumlar? Hangi alanlarda karşımıza çıkarlar? Ve en önemlisi, hayatımızı nasıl şekillendirirler? Bu yazıda, toplumu düzenleyen en önemli beş toplumsal kurumdan…
0 notes
aynodndr · 1 year ago
Text
Türkiye son 10 senede dünyada en çok sığınmacı alan ülke durumuna geldi.!
Sığınmacıların ve kaçakların sayısı (kayıtlı olan 7 milyon, kayıtlı olmayan 3.5 milyon) 10 milyonun üzerinde. Yani nüfusumuzun yaklaşık %12'si kadar sığınmacı ve kaçak var.
Bunların 6 milyonu Suriye, 2 milyonu Afganistan,1.5 milyonu Afrika, kalan 1milyonu Pakistan, Irak, İran, Libya, Mısır, Ukrayna ve Rusya'dan.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının doğum hızı 2001'de %2.8 iken bu bu oran 2022'de %1.62'ye düşmüştür. Sığınmacıların ve kaçakların doğum oranı ise %3.7'dir. Yani bizden 2 kat daha fazladır. Bu durum 10 yıl sonra nüfusumuzun demografik yapısında önemli ölçüde değişiklikler olacağını göstermektedir.
Türkiye'de doğum hızının en yüksek olduğu iller Şanlıurfa, Hatay, Şırnak, Mardin, Gaziantep, Ağrı ve Van dır. Doğum hızının en düşük olduğu iller ise Kütahya, Zonguldak, Bartın, Kırklareli, Edirne ve Çanakkale'dir.
Öyle ki Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş Hatay'da büyük bir hastanede gerçekleşen 28 doğumdan 26'sının Suriyeli olduğunu belirtti.
Demografik yapımızın bu şekilde radikal değişiminin ekonomi, sağlık, eğitim, hukuk sistemleri, kültürel yapı, sosyal-psikolojik iklim, güvenlik ve suç oranlarında ortaya çıkaracağı etkiler ayrıntı ve doğru olarak analiz edilmelidir.
HASAN CAN OKTAYLA
2 notes · View notes
mejesus · 2 months ago
Text
Fatih Almanca Kursu ile Kariyer ve Kültüre Yolculuk
Almanca, dünyada en çok konuşulan dillerden biri olup, özellikle Avrupa'da yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu dili öğrenmek sadece kültüre olan bağlantıyı artırmakla kalmaz, aynı zamanda akademik ve profesyonel fırsatları da çoğaltır. İstanbul'un merkezi semtlerinden biri olan Fatih'te sunulan Fatih Almanca Kursu programları, bu öğrenme yolculuğunuzu başlatmanız için ideal bir tercih olabilir. Bu kursların birçok avantajı, dil öğrenmeyi hem keyifli hem de etkili bir deneyime dönüştürüyor.
Neden Almanca Öğrenmelisiniz
Almanca, şu anda dünyada 100 milyondan fazla kişi tarafından ana dil olarak konuşuluyor. Almanya, İsviçre ve Avusturya gibi ülkelerde resmi dil olmasının yanı sıra, Avrupa Birliği’nin önemli dillerinden biri olarak kabul ediliyor. Aynı zamanda bu ülkeler, teknoloji, bilim, sanat ve ekonomi alanlarında dünyaya öncülük eden ülkeler arasındadır. Almanca öğrenmek, uluslararası kariyer yapmak isteyen bireyler için önemli bir avantaj sağlayabilir. Fatih Almanca Kursu sayesinde, bu dili öğrenerek hem akademik hem de profesyonel alanda yeni kapılar aralayabilirsiniz. Daha fazla bilgi için Fatih Almanca Kursu programının detaylarını inceleyebilirsiniz.
Kapsamlı ve Yenilikçi Bir Dil Eğitimi
Fatih'te bulunan Almanca kursları, genelde öğrencilere seviyelerine uygun eğitim sunar. Amerikan Kültür Dil Kursları, bu alanda sunduğu modern ve yenilikçi yaklaşımla dikkat çekiyor. Bu kursların içeriği, öğrencilerin hem teorik hem de pratik dil becerilerini geliştirmeye odaklanıyor. Gramer, kelime bilgisi, dinleme ve konuşma çalışmalarını kapsayan bu kurslarda, aynı zamanda Almanca'nın kültürel boyutlarına da yer veriliyor. İşte bu özel yapı, öğrencilere dili sadece öğrenmekle kalmayıp, onu yaşama ve kullanma fırsatı da sunuyor.
Kariyer Fırsatları ve Almanca
Almanca bilmek, kariyer anlamında da çok önemli avantajlar sunar. özellikle Almanya, dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olup, birçok uluslararası şirketin merkezine ev sahipliği yapar. Almanca bilen bireyler, uluslararası firmalarda daha önemli pozisyonlara getirilme şansına sahip olabilir. Ek olarak, öğrenilen Almanca sayesinde, bu ülkelerde eğitim fırsatlarından yararlanmak da mümkün hale gelir. Almanca'yı akıcı bir şekilde konuşabilmek, özgeçmişinizde önemli bir fark yaratır.
Fatih Almanca Kursları ile Etkili Dil Öğrenimi
Fatih'te hizmet veren Amerikan Kültür Dil Kursları, her yaş grubu ve seviyeye uygun ders programlarıyla, öğrencilere etkili bir öğrenme deneyimi sunar. Dersler, alanında uzman eğitmenler tarafından verilmekte olup, modern öğretim metotlarıyla desteklenir. Böylece öğrenciler, Almanca'yı sürekli pratik yaparak kolayca öğrenebilirler. Bunun yanı sıra, kurs merkezinin sunduğu sosyal etkinlikler, dili daha aktif bir şekilde kullanma şansı yaratır.
Almanca Kursu Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli
Bir dil kursu seçerken öncelikle kursun eğitim metotlarını, eğitmen kadrosunu ve sunduğu materyalleri incelemek önemlidir. Amerikan Kültür Dil Kursları, çok çeşitli materyal ve yenilikçi metotlar sunarak öğrencilerin bireysel öğrenme hızına uyum sağlar. Bununla birlikte, kurs merkezinin fiziksel koşulları ve derslerin sürekliliği de dikkate alınması gereken faktörler arasındadır. Fatih gibi merkezi bir bölgede bulunan kurslar, ulaşım kolaylığı sağladığı için özellikle tercih edilmektedir.
0 notes
helinistik · 3 months ago
Text
İnsanların Sektörel Durumlara Bakışı
Tumblr media
Günümüzde bütün insanların sosyal yaşantısına etki eden ve sosyal yapıyı baştan aşağı etkileyen bir yapı olan sektörlerin birçok çeşidi bulunmaktadır. Ekonomi, politika, sanayi, internet, sağlık ve bunun gibi birçok sektör insanları doğrudan etkileyen sektörlerdir. Sektörlerin içinde bulunan gelişmeler, güncellemeler, analizler insanlığın varoluşundan bu yana olması kaçınılmaz alanlardır. Read the full article
1 note · View note
pahali · 3 months ago
Text
Türkiye’nin Yeni ve Dinamik Haber Platformu: Haber Müzik
Güncel olaylardan magazin dünyasına, çeşitli bilgi içeriklerinden keyifli yaşam tüyolarına kadar her konuda güncel içerik sunan Haber Müzik, Türk okurlarına özel olarak hazırlanan bir haber ve bilgi platformu. Günümüzün hızla gelişen dijital dünyasında güvenilir ve tarafsız bilgiye ulaşmak önemli bir ihtiyaç haline gelmiş durumda. Haber Müzik, okurlarına güvenilir, tarafsız ve hızlı haberler sunmayı amaçlıyor. Bu kapsamda, doğru ve güncel haber içeriğini erişilebilir bir formatta sunan sitemiz, Türkiye’nin dört bir yanından ve dünyadan gelişmeleri anında takip etme imkanı sağlıyor. Haber Müzik, zengin kategori seçenekleriyle her yaş ve ilgi alanına sahip okurların bilgi ihtiyaçlarını karşılıyor.
İnternet dünyasında bilgi kirliliği ve doğru haber kaynağı bulma konusundaki zorluklar göz önüne alındığında, Haber Müzik güvenilir bir alternatif sunuyor. Güncel olaylar, anlık haberler, eğlenceli ve ilgi çekici magazin başlıkları ile çok yönlü bir haber platformu oluşturuyor.
Haber Müzik’in en çok tercih edilen içerik kategorilerinden biri olan Güncel bölümü, hem ülkemizde hem de dünyada meydana gelen en son gelişmeleri okurlarına sunuyor. Bu kategoride yer alan içerikler, gündemi yakından takip eden, olayları analiz eden ve güncel gelişmeleri doğrudan okuyucuya aktaran özgün bir formatla hazırlanıyor. Türkiye’nin dört bir yanından gelen yerel haberlere ve dünya çapındaki önemli olaylara yer verilen Güncel kategorisi, tüm güncel haberleri güvenilir bir kaynaktan öğrenmek isteyen okurlar için vazgeçilmez bir kaynak oluşturuyor. Özellikle ekonomi, siyaset, sağlık ve teknoloji alanında öne çıkan gelişmeler bu kategoride geniş bir yelpazede ele alınıyor.
Haber Müzik’in zengin içeriği bununla da sınırlı değil. Magazin dünyasına meraklı olan okurlar için ayrı bir Magazin kategorisi mevcut. Bu kategoride ünlü isimlerin en yeni projeleri, televizyon dünyasındaki gelişmeler, sanat ve eğlence sektöründen güncel haberler yer alıyor. Magazin sayfasında yalnızca ünlülerin yaşamlarına dair bilgiler değil, aynı zamanda televizyon dünyasının önde gelen programları, sosyal medya fenomenlerinin son trendleri gibi popüler konular da okuyuculara sunuluyor. Magazin dünyasında olup bitenleri merak eden okurlar, Haber Müzik’in Magazin kategorisinde ihtiyaç duydukları tüm bilgiye kolayca ulaşabilir.
Haber Müzik, güncel haber ve magazin içeriklerinin yanı sıra, çeşitli alanlarda bilgi verici içerikleriyle de okurlarına rehberlik ediyor. Sitede sadece haber ve magazin dünyasına dair gelişmeler değil, aynı zamanda gündelik yaşamda ihtiyaç duyulabilecek bilgilere de yer veriliyor. Sağlık, yaşam, teknoloji ve eğitim gibi pek çok farklı konuyu ele alan bu içerikler, okuyucuların her alanda bilgi edinmelerine olanak sağlıyor. Ayrıca, kullanıcı dostu yapısıyla https://habermuzik.com/ adresinden anında erişim sağlanabilen Haber Müzik, pratik ve kolay bir kullanım deneyimi sunuyor. Bilgiye hızlı erişimin önem kazandığı çağımızda, bu kullanıcı dostu yapı, Haber Müzik’i benzersiz kılan özellikler arasında yer alıyor.
Dijital medya platformları arasında sağlam bir yer edinen Haber Müzik, hızlı ve doğru bilgiye ulaşma konusunda kullanıcılarına güven veriyor. Sosyal medya ve internet dünyasının geniş bilgi ağı içinde kaybolmadan, doğru kaynağa ulaşmak isteyenler için Haber Müzik büyük bir değer.
0 notes
guncelizbiz · 4 months ago
Text
Diriliş Haber: Güncel Ekonomi, Eğitim ve Yaşam Haberleriyle Yanınızda
Dijital dünyada haberin gücünü hissetmek ve doğru bilgiye en hızlı şekilde ulaşmak artık bir gereklilik haline geldi. Bilginin hızla yayıldığı ve toplumun her kesiminin haber alma ihtiyacının her geçen gün arttığı bir çağda, Diriliş Haber, güncel haberleri tarafsız ve doğru bir şekilde okuyucularına ulaştırıyor. Diriliş Haber, özellikle ekonomi, eğitim ve yaşam alanlarında sunduğu haberlerle geniş bir okuyucu kitlesine hitap ediyor. Hem yerel hem de küresel olayları yakından takip eden platform, çeşitli bilgileri ve analizleri ile okurlarına rehberlik ediyor.
Diriliş Haber'in güçlü içerik yapısı ve kullanıcı dostu tasarımı, okuyucuların habere hızlı ve güvenilir bir şekilde ulaşmasını sağlıyor. Bu haber sitesini incelediğinizde, güncel gelişmelerden anında haberdar olabileceğiniz gibi, farklı kategorilerde de çeşitli bilgiler edinme fırsatına sahip olacaksınız. Sitenin ana sayfasına buradan ulaşabilirsiniz: https://www.dirilishaber.com
Ekonomi Haberleriyle Global Gelişmeleri Takip Edin
Ekonomi dünyasındaki son gelişmeleri takip etmek, sadece iş insanları için değil, herkes için büyük bir öneme sahip. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, borsadaki hareketler ve küresel ekonomik trendler, günlük hayatımızı doğrudan etkileyebiliyor. İşte bu noktada Diriliş Haber, en güncel ekonomi haberlerini sizlere sunarak hem ulusal hem de uluslararası düzeyde neler olup bittiğini takip edebilmenizi sağlıyor. Ekonomi ile ilgili haberleri anlık olarak öğrenmek için sitenin Ekonomi kategorisini ziyaret edebilirsiniz. Burada piyasalardan makroekonomik gelişmelere kadar geniş bir yelpazede bilgi bulacaksınız.
Ekonomi dünyasındaki son trendleri analiz eden haberlerle, yatırım yapmayı düşünenlere rehberlik ederken, küçük işletmelerin büyüme fırsatlarına da dikkat çekiyor. Ayrıca enflasyon, faiz oranları ve vergiler gibi herkesin hayatını etkileyen konularda detaylı analizler ve haberler sunuyor. Böylece, ekonomi ile ilgilenenler için güçlü bir bilgi kaynağı haline geliyor.
Eğitim Dünyasına Dair Her Şey
Eğitim, bireylerin ve toplumların geleceğini inşa eden en önemli yapı taşlarından biridir. Türkiye’nin eğitim politikaları, sınav sistemleri, okulların durumu ve öğrencilere sunulan fırsatlar gibi konular her zaman büyük bir merak konusu olmuştur. Diriliş Haber, eğitimle ilgili haberlerde de derinlemesine analizler ve güncel gelişmeleri sunarak velilere, öğrencilere ve eğitimcilere önemli bilgiler sağlıyor. Eğitim kategorisine tıklayarak sınav sonuçları, üniversite tercihleri ve eğitim sistemine dair son haberlere ulaşabilirsiniz.
Eğitimdeki yenilikler, okul yönetimindeki reformlar ve öğretmenler için yapılan düzenlemeler gibi konular hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için Diriliş Haber, eşsiz bir kaynak sunuyor. Ayrıca eğitim dünyasında meydana gelen gelişmeleri yakından takip ederek, okuyucuların doğru kararlar almasına yardımcı oluyor. Eğitim sistemiyle ilgili son dakika haberleri ve uzman görüşlerine bu kategori altında ulaşabilirsiniz.
Yaşam Kategorisi ile Günlük Hayatınızı Zenginleştirin
Günlük yaşam, bireylerin psikolojik, fiziksel ve sosyal ihtiyaçlarını karşıladığı alanlardan biridir. Bu nedenle, yaşamın her yönüyle ilgili haberleri takip etmek oldukça önemlidir. Diriliş Haber, yaşam kategorisinde de okurlarına faydalı bilgiler sunarak, sağlıktan teknolojiye, modadan seyahate kadar geniş bir içerik yelpazesi sunuyor. Hayatın farklı alanlarında rehberlik eden bu haberler, günlük yaşamınızı daha verimli ve anlamlı hale getirmeyi amaçlıyor. Yaşam kategorisinde yer alan makaleler, sağlıklı yaşam tüyoları, gezi rehberleri ve teknoloji haberleri ile okuyuculara yeni bir perspektif kazandırıyor.
Ayrıca yaşamın içinde yer alan küçük ama önemli detaylara dair ipuçlarıyla bireylerin daha bilinçli kararlar almasına yardımcı olan Diriliş Haber, okuyucularını hayatın her alanında destekliyor. Sağlıklı yaşamın sırlarından kültürel etkinliklere kadar geniş bir içerik yelpazesi sunan bu kategori, her yaştan bireyin ilgisini çekecek şekilde hazırlanmıştır.
0 notes
pazaryerigundem · 9 months ago
Text
Kocaeli su sporları çalıştayı düzenlendi
https://pazaryerigundem.com/haber/173742/kocaeli-su-sporlari-calistayi-duzenlendi/
Kocaeli su sporları çalıştayı düzenlendi
Tumblr media
Kentteki paydaşların bir araya gelerek çeşitli konuları değerlendirdiği ŞURA toplantılarında bu kez su sporları ele alındı
KOCAELİ (İGFA) – Kocaeli Sürdürülebilir Spor Eylem Planı çalışmaları kapsamında Kocaeli Su Sporları Çalıştayı gerçekleştirildi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ŞÛRA Gençlik, Spor ve Eğitim Politika Kurulu tarafından yürütülen Eylem Planı kapsamında düzenlenen çalıştaya Gençlik ve Spor İl Müdürü Gökhan Yavaşer, Deniz Ticaret Odası Başkanı Vedat Doğusel, Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kürşat Sertbaş, Kocaeli Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu (KASKF) Başkanı Murat Aydın ile su sporları kulüpleri temsilcileri ve paydaşlar katıldı.
BÜYÜKŞEHİR, BÜTÜN PAYDAŞLARI BİR ARAYA GETİRİYOR
Çalıştay öncesi bir sunum gerçekleştiren Prof. Dr. Levent Atalı, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin kurumsal katkısının yanında Başkan Tahir Büyükakın’ın da spora ve sporcuya büyük destek verdiğini söyledi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin sadece Büyükşehir olarak görev yapmadığını belirten Atalı, “Büyükşehir, aynı zamanda kentteki bütün paydaşları bir araya getiren bir yapı olarak da hareket ediyor” dedi. Atalı, su sporlarına yönelik gerçekleştirdikleri kamuoyu anketinin verilerini de katılımcılarla paylaştı.
Tumblr media
ODAK ÇALIŞMA GRUPLARI FARKLI KONULARI ELE ALDI
Öte yandan çalıştayda, spor alanında ilgili tüm paydaşlar ile ortak akılda buluşularak; geçmiş deneyimler, mevcut durum, gelecek planlamaları ile iyi uygulama örnekleri konuşuldu. Çalıştay kapsamında sorunlara karşı geliştirilecek çözüm önerileri tüm boyutlarıyla masaya yatırıldı. Yelken, Yüzme, Kürek, Su Altı Sporları, Su Topu, Kocaeli’nde Su Sporları, Rekreatif Su Sporları, Su Sporları ve Sağlık ile Su Sporları Turizmi ve Ekonomisi başlıklarıyla oluşturulan odak çalışma gruplarında sorunlar detaylı bir şekilde ele alındı.
7 BAŞLIKTA FAALİYETLERİNE DEVAM EDİYOR
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan ve 2020 yılı itibariyle faaliyetlerine başlayan ŞURA Kent Politikaları ve Araştırmaları Merkezi; Kocaeli Valiliği, Kocaeli Üniversitesi, Gebze Teknik Üniversitesi, Kocaeli Ticaret Odası, Kocaeli Sanayi Odası, Doğu Marmara Kalkınma Ajansı ve Kocaeli Kent Konseyi’nin de paydaş olduğu bir yapılanma. ŞURA; Kültür-Sanat-Turizm, Sosyal Politikalar, Gençlik Spor Eğitim, Bilim-Teknoloji- İnovasyon, Çevre-Şehircilik, Sivil Toplum- Katılımcı Yönetim – Medya ve Sanayi – Ekonomi – İstihdam başlıklarından oluşturulan politika kurulları ile çalışmalarını aktif bir şekilde sürdürüyor.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
antalyamemurlarcom · 2 years ago
Text
Bakan Işıkhan, ILO’nun 111. Konferansına Video Mesaj Gönderdi
Tumblr media
Bakan Işıkhan, küresel işgücünü etkileyen sorunların çözülmesi, çalışanların haklarının geliştirilmesi ile sosyal adalet ve herkes için düzgün çalışma koşullarının temin edilmesinde ILO’nun rolünün daha da önem kazandığı bir dönemin içinde bulunduklarına dikkati çekerek, “Sayın Genel Direktöre, “Sosyal Adaleti Güçlendirmek” başlıklı raporu için teşekkür ediyorum. Türkiye, “Sosyal Adalet için Küresel Koalisyon” girişimine büyük önem vermektedir” dedi. “Küresel İnsani Yardım Raporlarına Göre Türkiye, 2015 Yılından Bu Yana ‘Dünyanın En Cömert Ülkesi’ dir” Çalışma hayatında süregelen sorunların yanı sıra, Kovid-19 salgını ve iklim krizi gibi yeni sınamaların yol açtığı zorlukların, bu eşsiz üçlü yapı içerisinde çözüme kavuşturulabileceğine inandıklarına vurgu yapan Işıkhan, “Küresel İnsani Yardım Raporlarına göre Türkiye, 2015 yılından bu yana “dünyanın en cömert ülkesi” dir. Rusya-Ukrayna Savaşı konusunda da, savaşın ortaya çıkardığı insani sonuçların hafifletilmesi, bölgede kalıcı ve adil bir barışın tesisi için ilk günden bu yana yoğun çaba sarf ediyoruz. Türkiye’nin öncülüğünde geçtiğimiz Temmuz ayında imzalanan “Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması” sayesinde, küresel gıda tedarik zincirlerinde kesinti yaşanmasının önüne geçilmiştir. Ülkemiz ayrıca, 3,5 milyonu Suriyeli olmak üzere 4 milyonu aşkın sığınmacıya ev sahipliği yaparak dünyada en fazla sayıda sığınmacı bulunduran ülke vasfını sürdürmektedir. On iki yıldan fazla süredir devam eden Suriye krizi konusunda, Türkiye’nin taşıdığı yük ve sorumluluğun paylaşılmasında “Sosyal Adalet için Küresel Koalisyon” girişimine ayrıca değer atfetmekte olduğumuzu da ifade etmek istiyorum” değerlendirmelerinde bulundu. “Tüm Uygulamalarımız, Emeğin Korunması ve Geliştirilmesi İçin Sürdürdüğümüz Çalışmaların Somut Göstergesidir” Bakan Işıkhan, sosyal devlet olma hüviyetiyle, ekonomi büyüdükçe ortaya çıkan katma değeri, çalışanlara adil bir şekilde paylaştırmaya özen gösterdiklerinin altını çizerek, şöyle devam etti: “Bu anlayış çerçevesinde, tüm ücretlilerin gelirlerinin asgari ücret kadar olan kısmındaki gelir vergisini kaldırdık. 2023 yılı Ocak ayında asgari ücrete ülke tarihinin en yüksek zammını yaptık. Türkiye’nin büyümesine kattıkları emeklerine karşılık işçilerimize, toplu sözleşme ile tarihimizin en yüksek sosyal refah payını verdik. Sosyal güvenlik kapsamını da son yirmi yılda yüzde 70’lerden yüzde 99,3’e çıkardık. Tüm bu uygulamalarımız, emeğin korunması ve geliştirilmesi için sürdürdüğümüz çalışmaların somut göstergesidir” “Türkiye, Son Yıllarda Çocuk İşçiliğiyle Mücadelede Önemli İlerlemeler Kaydetmiştir” 12 Haziran’ın Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü olduğuna da değinen Işıkhan, “182 sayılı ILO Sözleşmesi’nin tüm üye ülkeler tarafından onaylanmasını, bu doğrultuda atılmış önemli bir adım olarak görüyoruz. Türkiye de, çocuk işçiliğiyle mücadelede son yıllarda önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Bu bağlamda, çocuk işçiliğiyle mücadele tecrübelerini paylaşmak üzere Türkiye’nin, İttifak 8.7’ye ‘Rehber Ülke’ olarak katılım sürecinde olduğunu bildirmekten mutluluk duyuyorum” ifadelerini kullandı. Bakan Işıkhan, “İşgal Altındaki Arap Topraklarındaki İşçilerin Durumu” başlıklı Genel Direktör raporunu memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, şunları kaydetti: “Uluslararası hukuka aykırı olarak Filistin topraklarında devam eden işgalin, süregelen çatışma ve gerginliğin barışa hizmet etmeyeceğine inanıyoruz. Türkiye’nin, haklı ve meşru davasında Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğini bu vesileyle tekrar vurgulamak isterim. Geçtiğimiz Şubat ayında Türkiye’de meydana gelen deprem felaketinin ardından sağlanan uluslararası destek için teşekkür etmek istiyorum. Konferans’ın herkes için başarılı geçmesini diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.” Read the full article
0 notes
ordupress · 2 years ago
Photo
Tumblr media
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler Kadınlar Günü Mesajı; “Kadın haklarına dünya çapında verilen önemin artmasının sonuçlarından birisi olarak 1977 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 8 Mart'ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kabul etmiştir. O tarihten bu yanan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaktadır. Toplumun yapı taşı, aile kurumunun mimarı olan kadınlarımız, Türk Milletinin tarihinde ailenin ve toplumun her daim merkezinde olmuştur. Bir anne, bir eş, bir evlat olarak kadın, toplumu dönüştüren ve istikamet verendir. Bu nedenle, kadınlar sosyal yaşamın her alanında olmalı, toplumsal cinsiyet ayırımcılığına maruz kalmadan siyasal, sosyal ve ekonomik alanda yerlerini almalıdır. Kadına saygı, değerlerimizin, gelenek göreneklerimizin, tarihimizin, sosyal hayatımızın tabii bir sonucudur. Türk tarihinde kadın daima etkin ve önemli rol üstlenmiştir. Kurtuluş Savaşı’nda vatanın bağımsızlığı için cesurca cepheden cepheye koşan Türk kadını, Cumhuriyetimizin kuruluşundan sonra toplumsal hayatın her alanında yerini almıştır. Türk kadınına verilen haklar Cumhuriyetimizin önemli kazanımlarından biri olmuştur. Eğitim, bilim, kültür, sanat, siyaset, ekonomi ve spor gibi her alanda büyük başarılar ortaya koyan kadınlarımız, annelik gibi manevi rollerin yanında, bu gün toplum içerisinde söz sahibi olmanın da haklı onurunu yaşamaktadır. Aile kurumunun temeli, değerlerimizin temsilcisi, taşıyıcısı ve koruyucusu olan kadınlarımızın, hayatın bütün alanlarına etkin bir şekilde katılmalarına imkân sağlayacak şartları hazırlamak, toplumumuzun temel ve ortak sorumluluğudur. Bu anlayışla Ordu Büyükşehir Belediyesi olarak kadınlarımızın kendilerini geliştirmeleri, ekonomiye katkı vermeleri ve her alanda aktif temsilini yükseltmek için birçok projeyi hayata geçirdik, geçirmeye de devam ediyoruz. Bu vesileyle canlarından çok sevdikleri evlatlarını, eşlerini, babalarını, kardeşlerini vatan uğruna toprağa veren şehit annelerine ve deprem felaketinde evlatlarını kaybeden annelerimize sabır temenni ediyor, şehrimiz başta olmak üzere ülkemizdeki ve dünyadaki tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü gönülden tebrik ediyorum.” https://www.instagram.com/p/CphJFj0M4jV/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
sarhosumastroloji · 4 years ago
Text
🌈GEZEGENLER VE ANAHTAR KELİMELER🌈
⚡️GÜNEŞ
TEMEL - Bireysellik,canlılık, irade, başlıca hırslar, otoritede olanlar, erkekler.
POZİTİF - Cömertlik, haysiyet.
NEGATİF - Despotluk, kibir, gösteriş, hırs eksikliği, hayvani nitelikler.
⚡️AY
TEMEL - Kişilik, hayal gücü, içgüdüsel zihin, duygular, değişim, doğurganlık, insanlar, kadınlar.
POZİTİF - Pozitif psişik nitelikler, kişisel manyetizma.
OLUMSUZ - Olumsuzluk, vizyonerlik, rüya görme, kararsızlık, anlamsızlık, huysuzluk, erteleme, kararsızlık, yanlış izlenimler.
⚡️MERKÜR
TEMEL -her türlü kendini ifade etme; konuşma, yazma, jestler; akıl yoluyla bilgi.
POZİTİF - Hızlı zekâ, güzel söz, edebi yetenek, el becerisi.
NEGATİF - Huzursuzluk, dedikodu, küfür, demagoji, sahtekarlık, aldatma, sinirlilik, endişe, kararsızlık, unutkanlık, sakarlık.
💖VENÜS
TEMEL - Cazibe, uyum, koalisyon, kişisel aşk, sosyal içgüdüler ve etkinlikler, sanat, süsleme, güzellik.
POZİTİF - Uyum, sanatsal yetenek, neşe, nezaket.
NEGATİF - Duygusallık, ahlaksızlık, bayağılık, tembellik, tembellik, duygusallık, kibir, tutarsızlık.
🔥 MARS
TEMEL - Dinamik enerji.
POZİTİF - Yapıcılık, cesaret, girişim, coşku, yiğitlik.
NEGATİF - Mücadele, sürtünme, öfke, yıkıcılık, tutku, şehvet, dürtüsellik, cüretkarlık, kabalık, egoizm.
⚡️JÜPİTER
TEMEL - Genişleme, vizyon, iyimserlik, fikir, ortodoks dini eğilimler.
POZİTİF - Yardımseverlik, açık fikirlilik, yasal yetenek, hukuka saygı, onur, hayırseverlik, saygı, muhafazakarlık, zenginlik, popülerlik, başarı.
NEGATİF - Aşırı güven, savurganlık, tembellik, savurganlık, gösteriş, gösteriş, dağılma, sportiflik, kanunsuzluk, erteleme.
🪐SATÜRN
TEMEL - Kasılma, sebat, dikkat.
POZİTİF - Sadakat, istikrar, konsantrasyon, analiz sistemi, yapı nitelikleri, incelik, diplomasi, adalet, tasarruf, ekonomi, müzakere, muhafazakarlık, dayanıklılık, disiplin.
NEGATİF - Kristalleşme, engelleme, bencillik, yavaşlık, korku, sınırlama, materyalizm, melankoli, karamsarlık, açgözlülük, gizlilik, şüphe, ciddiyet, alaycılık.
⚡️URANÜS
TEMEL ; fedakarlık, yaratıcılık, özgünlük, ani eylem, alışılmadıklık.
POZİTİF - İlerleme, evrensellik, evrensel insanlık sevgisi, kişiliksizlik, bağımsızlık, özgürlük sevgisi, romantizm, sezgi.
NEGATİF - Eksantriklik, spazmodik eylem, bohemlik, fanatizm, sorumsuzluk, ahlaksızlık, anarşi.
⚡️NEPTÜN
TEMEL - Tüm derecelerdeki süperfiziksel varlıklar ve bunlardan gelen izlenimler. İlahiyat, okültizm, aklın üzerindeki kaynaklardan bilgi, yani süperfiziksel varlıklar.
POZİTİF - Maneviyat, sezgi, ilham, basiret, kehanet, bağlılık, müzik,ruhsal yetenekler,Sezgisel yetenekler doğuştan gelen
OLUMSUZ - Sanrılar, kaotik zihinsel koşullar, hastalık, dolandırıcılık, tutarsızlık, aldatma, sahtekârlık, medyumluk.
⚡️PLÜTON
TEMEL - Yenileme, canlandırma, kırılma, filizlenme, püskürme, yeniden düzenleme, kışkırtma, geçiş.
POZİTİF - Yenilenme, dönüşüm, pozitif basiret, yeniden canlanma, evrensel refah, manevi güç için çaba gösterme motivasyonu.
NEGATİF - Kuvvet, meydan okuma, ölüm, yıkım, fanatizm, mücadele, duygusallık, alay, yeraltı, kara büyü, ayrışma.
8 notes · View notes
tp-tarih · 4 years ago
Link
İslam öncesi Türk toplumu, yarı göçebe yani diğer adıyla konar-göçer bir yaşam tarzı ile yaşamaktaydı. Bu yaşam tarzı başta ekonomi olmak üzere siyasi, sosyal, kültürel ve dini alanlarını da etkilemiştir. İlk zamanlar topluluklar haline yaşayan Türkler, devletlerin ortaya çıkması ile milletleşmeye başlamıştır. Dünya insanlığına pek çok katkısı olan Türkler, atı evcilleştirip demiri ilk kullanan toplum olması hasebiyle uygarlık tarihinde önemli bir yere sahiptir. Günümüz askeri yapı sisteminin temelleri olan atlı asker dediğimiz süvari birliklerini kurup zor bir coğrafyada yaşamalarına rağmen diğer toplumlara karşı siyasi üstünlük sağlamışlardır. Çinlilerden Avrupalı toplulukları, günümüzde dahi Türk Ordu sistemini örnek alarak kendilerine göre inşa etmişlerdir. Devlet kurabilmenin en önemli şartlarından birisi insanları bir arada yaşatacak kanunlara ve güçlü bir toplumsal yapıya sahip olmaktır. Türkler, kurdukları güçlü devletler sayesinde Orta Asya'dan başlayıp dünyanın farklı yerlerine göç ve savaş yoluyla Hindistan'dan Karadeniz'in kuzeyine, Macaristan'dan Kafkasların güneyine gelerek devlet kurma başarısını göstermişlerdir. Yeliz Yıldırım ___ Makalenin tümünü okumak için lütfen bağlantıyı tıklayın.
3 notes · View notes
epifizz · 4 years ago
Note
Kapitalizm mi komünüzim mi komünizm çoğulcu olmasına rağmen nerede yanlış yaptı da sürekliliğini sağlayamadı neden kapitalizim? İnsan sosyal bir bencildir çünkü bu yüzden tüm bunlar vuku buluyor değil mi epi (hala seni merak ediyorum kısa süreli bir takıntı edinmiş olsam gerek)
Predrag Vranicki sosyalizmin temel sorunun yabancılaşma olduğunu her fırsatta tekrar tekrar vurgular ve bunun her zaman, kendisinin yaptığı gibi, birincil gündem olması gerektiğini söyler. 
Ancak ortada atlanan bir nokta olarak bir görme sorunu bulunmakta, sanılanın aksine devrim yabancılaşmayı çözmez. Sosyalist devrim insanın merkeze alındığı yabancılaşma problemine odaklanarak toplumsal ilerlemenin sağlandığı ilk adımdır ve bu sorunun kademeli olarak yeni yabancılaşma biçimleri yaratıp yavaş yavaş çözünmesini sağlamakla sürecin ilerisi getirmek üzere yepyeni bir yola giriştir. 
Vranicki bu hususta günümüzde dahi birçok sosyalist kuramcının devrimle yabancılaşma problemi ortadan kalkmış/kalkacakmış gibi ilgili sorunun hiç ele alınmadığını ve aslında Stalinizmin de bu sebeple insan odaklı değil ekonomi odaklı bir politika geliştirerek esas noktayı -kısmen- kaçırarak ilerlediğini söylüyor. 
Bu hususta kendisi tamamlanmış sosyalizm örneğinin henüz bir örneğe sahip olmadığını da vurguluyor çünkü diyalektiğin sonunda totaliter bir merkezilik değil herkese yayılmış bir erk gücü olması gerekiyor. Bu noktada Vranicki sergilenen ekonomik tavrı da tamamen hatalı bulmuyor elbette. Çünkü devrimin vuku bulduğu ülkelerin temel sorunlarından ekonominin çok daha yoğun hissedilmesinden önceliğin ona verilmesinin makul olduğunu belirtiyor çünkü pazarda yer edinemeden sağlıklı ve herkesi kalkındıracak güçlü bir toplumsal düzen kuramazsın. 
Ancak yine de kendisi ekonomiyi odağına alanın kapitalizm olduğunu, komünizmde insanın esas nokta olduğunu söylüyor. Bu noktadan baktığımızda çok daha ontolojik bir yapı olarak karşımıza çıkan sosyalizm, bir üretim modeli olarak kapitalizmden çok daha başka bir kulvarda olarak görülmekte. Çünkü filozofun belirttiği gibi, “Sosyalizm burjuva toplumu için asal olan problemler üzerine oturtulamaz.“
4 notes · View notes
unknownnarratives · 4 years ago
Text
Tumblr media
Modern Eğitimin Tarihçesi
1700’lerin sonundan 1800’lerin ortalarına kadar, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’ya muazzam bir sosyal dalgalanma damga vurdu. Amerika’da çifçiler ayaklanarak dünyanın en güçlü imparatorluğunu devirdiler. Fransız köylüleri de ayaklandı; kral ve kraliçenin başlarını kestiler. Bugünkü Almanya’nın bir parçası olarak düşünebileceğimiz Prusya, o güne dek kendisini dünyanın en güçlü askeri kuvveti kabul etmesine rağmen, Napolyon’un liderliğinde gönüllü bi çiftçi ordusu kuran ayaktalımı karşısında bozguna uğradı. Küçük bir tüccar sınıfı bulunsa da, o dönemde insanlar ya çok sengin ya da çok fakirdi. Zenginler, fakirlerin ayaklanarak başlarını kesme ihtimali karşısında giderek artan bir endişeye kapıldılar.
Ayaktakımı’nın otoriteye boyun eğmesini sağlamak için uygulanan geleneksel yöntemler, kırbaç, darağacı vehapis tehdidiydi. Fakat on sekizinci yüzyılda Amerikadabaşlayarak on dokuzuncu yüzyıl boyunca, hatta yirminciyüzyılın ilk döneminde de Avrupa’ya yayılan ayaklanmalar, iktidar sınıflarını ve kraliyet ailelerini alarma geçirdi. Geleneksel yöntemler işe yaramıyordu; “ayaktakımı", haklarını ve özgürlüğünü talep ediyordu. Kendilerini düşünüyorlar, politikada söz sahibi olmayı, güç edinmeyi istiyorlardı.
1760'larda, Prusya Kralı II. Frederick ile Avusturya İmparatoriçesi Maria Theresa, Ernst Wilhelm vonSchlabrendorff'un tavsiyesini dinleyerek, Avusturya ve Prusya da zorunlu eğitim sistemleri geliştirdiler. Alman filozof Fichte'nin 1819'da Büyük Almanya’nın doğumu sırasında yapı taşlarını oluşturduğu sistem gibi, bu sisteminde işçi sınıfının itaat etmesini sağlamak için özel olarak tasarlanmış bazı özellikleri vardı:
1. Çocuğunu okula göndermemek hapis cezasına tabiydi, gerekirse silah kullanılıyordu. Plato’nun binlerce yıl önceki küçük başarısız girişimi dışında, Batı dünyasında daha önce zorunlu eğitim hiç denenmemişti. Böyle bir şey, düşünce olarak bile insanın sezgilerine tersti: “Ayaktakımını’’daha eğitimli olsunlar diye zorlamak niyeydi ki? İşin aslı ise şuydu ki, bu sistemin asıl amacı, etki altında kalmaya açık olan çocukların itaat edeceği, saygı duyacağı en önemli merciin aile yerine hükümet olmasını sağlamaktı. Hükümetin gücünün, anne babanın gücünden daha büyük olduğunu içinde duymalıydı çocuk. Ve bu güçten korkmalıydı.
2. Bu eğitim sistemi bütüncül değil, lineerdi. Medeniyetin ilk temellerinden itibaren, Aristoteles'in eğitim sistemlerinden Ortaçağ'ın Michelangelo gibi dahileri yetiştiren çıraklık sistemlerine kadar her yerde, eğitim herkesin eşit olduğu bir süreçti. Öğretmen, kılavuzluk ediyordu, çocuklarsa öğretme ve öğrenme işine aktif olarak katkı sağlıyorlardı. Hayatta olduğu gibi burada da, birbirlerinden kopuk değil, bütün halindelerdi. Fakat Alman filozoflar, iyi asker ve iyi fabrika işçisi yetiştirmek için -çünkü amaç buydu!- öğrencilerin büyük resme bakmadan, onlara ne söylenirse onu yapan, bütüncül değil lineer düşünen kimseler haline getirilmesinin elzem olduğu hükmüne varmışlardı. Eleştirel düşünme yeteneği unutturulmalı, öğrenciler lineer düşünmek üzere eğitilmelilerdi. Bunu başarabilmek için Fichte'nin ortaya attığı bir yöntem, her konunun diğerinden ayrılması ve ayrı bir öğretmen tarafından öğretilmesiydi.
3. Zamana tabiydi. Bugün modern eğitim dediğimiz şeyi kuran düşünürler, Endüstri Devrimi’nin hızla yayıldığı bu çağda çocukları fabrikadaki iş hayatına daha iyi hazırlayabilmek için, çocukların bir zil sesi duyunca durmaya ve bir zil sesi duyunca yeniden hareket etmeye başlamayı, kendilerini fabrikadaki zil sesine göre ayarlamayı öğrenmeleri gerektiğine karar verdiler. L. Mumford’ın 1955'de dediği gibi, “Modern endüstriyel çağın anahtar makinesi, lokomotif değil, saattir." Çocuklar, onlara yapmaları söylenen şeyi, sadece bu şey onlara söylendiği zaman yapmasını öğrenmelilerdi.
4. Notlandırmaya tabiydi. Endüstri Devrimi, seri üretim hattı üstündeki bir ürünün "geçer ya da kalır oy aldığı" fikrini de beraberinde getirmişti. Sözgelimi bir ayakkabı fabrikasında, ayakkabılara geçer ya da kalır notu veriliyordu. Geçer notu alamayanlar, fakir kimselere "ikinci eľ" olarak mı verileceğine, yeniden parçalarına ayrılıp geri dönüşümden mi geçirileceğine, yoksa tamamen çöpe mi atılacağına karar vermek üzere yeniden puanlamadan geçiriliyorlardı. Bu dönemdeki düşünürler, eğitim sürecinde öğrencileri eşit gören Sokratik bakışı devreden çıkardıklarında öğrenciler, okul ve okulun sistemin dar kriterleri tarafından denetlenip notlandırılmak üzere eğitim ve sosyalleşmenin seri üretim hattına dizilmiş ürünler olarak görülmeye başlandı. Bu sistem, 1800’lerin sonunda William Farish tarafından İngiltere’de tamamen kurumsallaşmış olacaktı.
5. Ingilizcede "give-and-take" dediğimiz karşılıkı fikir alışverişi bu sistemde ortadan kaldırıldı. 1740'ta Prusyalı felsefeci Johann Hecker, otoriteyi sorgulamayan bir halk yaratmak için, çocukların okulda “Bir soru sorabilir miyim?" diye sormaya mecbur bırakılması fikrini ortaya attı. “Bir soru sorabilir miyim?" derken, çocuklar aslında gerçekten de soru soruyor olmayacaklar, bu cümleyle birlikte el kaldıracaklardı. Böylece, Sokratik öğrenme metodunun merkezindeki fikir teatisi de ortadan kalkmış oldu. Sokratik yöntem, İngilizcede “independent thinkers" dediğimiz bağımsız düşünürler yetiştiriyordu; yeni eğitim modelinin amacı ise bu değildi. Hecker’ın bakışına göre eğitim, otoriteyi temsil eden öğretmenden boş bir kabı temsil eden öğrenciye doğru tek yönlü akan bir şeydi. Hecker'ın sistemi, 1800'lerin başında Alman okullarında kurumsallaştı.
6. Eğitimin içeriği kontrol altındaydı. Bu yeni eğitim modelinin belki en cazip yönlerinden biri, seri üretim hattında üretilen ürünler gibi bunun da standardize edilebilmesiydi. Eğer hükümet öğrencilerin ne öğrendiğini kontrol edebilirse, onlara hükümeti sorgulamamanın öneminin kendisini de öğretebilirdi. Halihazırdaki güç ve ekonomi sistemlerini destekleyen değerleri ve inançları aşılayabilirdi. Özetle, artık devrim yapmayı düşünmeyecek iyi vatandaşlar yetiştirebilirdi.
Thom Hartmann’ın burada anlattığı gibi, 1760’larda, Prusya Kralı II. Frederick ile Avusturya İmparatoriçesi Maria Theresa'nın bir araya gelerek otoriteyi sorgulamadan ona itaat eden bir halk yaratmak amacıyla planladığı eğitim sistemi, Prusya'dan başlayarak zamanla tüm dünyaya yayılmış ve bugün hâlâ burada sıralanan detaylarla uygulanıyor.
1 note · View note
korayaker · 5 years ago
Note
Tek tipleşme hakkında sorduğum soru için duvarında makale olduğunu söylemişsin, hangisi olduğunu kestiremedim. Tekilleşme olanı mı acaba ?
https://korayaker.blogspot.com/2018/03/erkek-utopyasina-bir-bakis-koray-aker.html
Hayır bu makaleyi kast ettim geleneksel yeniden üretim sistemlerinin çözülmesi mahremiyetin kamulaşması  cinsiyetlerin atomlara ayrılması postmodern toplumun özgül nitel sonuçlarıdır tek tipleşme çok geniş bir konudur.
ama kısaca değinelim
Merkezileşen ve yoğunlaşan sermaye, tüm ulusal pazarların ilhakına, tüm sınırların ilgasına dayanan dünyanın küresel bir köye dönüştüğü, sınırsız bir ticaret ağı ve özgürlüğü içeriyordu. Post kapitalizm tüm pazarları fethetme arzusu uğruna, tüm kutsalları parçaladı, eskinin rutin ve monoton kapitalizmi temsil eden geleneksel yeniden üretim sistemleri olan, din ve nükleer aile gibi konservatif üstyapılar çözülürken, yeni tüketim toplumuna uygun tüketici idealleri ve sosyal akışkan roller yaratıldı.Post kapitalist toplumda birey hakim üretim biçimin kültürel kodlarına ve metaların pazarda sorunsuz dolaşımına uygun biçimde, formüle edilmiş ve tüm iktisadi sosyal psikolojik faaliyetleri ile egemen üstyapı yansıtan bir tür sosyal insan tipidir. Esnek bir üretim modeline dayalı sistemler, aynı zamanda esnek bir tüketim toplumu ile ikame edilmek zorundadırlar. Son tahlilde yaşamın maddi üretimi biçimi üstyapıyı tayin eder, öyleyse tüm sosyal yaşamı metalaştıran geç kapitalizm,yeni üst yapıya uygun hedonistik-radikal bireyci yaşam modellerini ve kopyalarını yaratmak için geleneksel yeniden üretim sistemlerine sürekli bir savaş vermek zorundadır.“ Nasıl ki düzen ve sınıflandırma tutkunu modern devletler efendisiz insan”a hoşgörü göstermiyorsa, nasıl ki yayılmakta olan, toprak düşkünü modern imparatorluklar “efendisiz topraklara” hoşgörü göstermiyorsa, modern pazarlar da “pazarı olmayan ekonomi”ye -paranın el değiştirmesine bağlı olmaksızın kendini üreten bir yaşam tarzına- hoşgörü göstermiyorlarAkışkan Aşk, Zygmunt BaumanPostmodernizmin özgürlük nosyonu, Sabit hiç bir toplumsal norma dayanmayan bir özgürlüğü, eskinin sürekliliği temsil eden, monoton ve hapsedici sürekliliğinden kaçışı temsil ediyordu. Yeni siyasal üstyapılar metaların pazarda sorunsuz dolaşımına uygun bir sosyal işleyişi, bu sosyal işleyişi tıkayan eski normatif değerlere ve akışkan  olmayan katı toplumsal kurallara karşı, savaşı yansıtan temsillerdi.“Medya kitleleri özgürlüğe çağırıyordu, mütevazi sosyal yaşamların yerini, kuralları belirsiz roller ve yeni idealler icat edilmişti. Metanın pazardaki kusursuz dolaşımına engel olan, her türlü bağdan kurtulmaydı birey. Artık Felsefi kültürel politik cinsel alanda sabit hiç bir toplumsal norma bağlı kalınamazdı. Oynak ve akışkan yeni özne, geç kapitalizmin yeni tüketim dünyasına, uyum sağlamalı onun tüketim ideallerinin bir parçası olmalıydı.Modern birey bu yüzden sürekli bir ereksiyon halindedir.Guy Debortun, değimi ile görünen artık yalnızca metanın dünyasıydı." Ar tık, şunu söyleyen de kalmadı: "Senin bir ruhun var ve onu kurtarmak lazım." Bunun yerine şu cümle tercih ediliyor Senin bir cinsiyetin var ve onu en iyi nasıl kullanabileceğinibulman lazım. Senin bir bilinçdışın var ve 'o'nun konuşması lazım.Senin bir bedenin var ve onun haz duyması lazım.Senin bir libidon var ve onu harcaman lazım." vb.Ruhsalın, cinselin ve bedenlerin akışkanlığını, akısını, hızlandırılmış dolaşımını gerektiren bu baskı, ticari değeri yöneten baskıya verilmiş eksiksiz bir karşılıktır: Sermayenin dolaşıma girmesi lazım, hiçbir sabit nokta olmaması lazım, yatırım ve yeniden yatırım zincirinin hiç durmaması lazım, değerin fasılasız yayılmasılazım -bütün bunlar, günümüzde değerin gerçekleşmesinin bir biçimidir ve cinsellik, cinsel model bunun bedenler düzeyinde belirmesinin bir yoludur.Jean BaudrillardPost modernistler, tüm toplumsal sınıfların, homojenleştiğini ve mevcut üretim biçimi içinde, kaynaştığını idda ederek, özne yapı çatışmasını ve uzlaşmaz karşıtlıklar biçimde, ifade bulun, burjuvazi-proleter ya sürtüşmesinin, ortadan kalktığını ileri sürerler. Adre Gorz, elveda proleter ya eserinde, proletaryanın, buharlaştığını öne sürerken, neo liberal burjuva ideolog Francis Fukumaya, neo liberalizmin mutlak ve edebi zaferini ilan ettiği, tarihin sonu ve son insan adlı eserinde, Sosyalizm vb, ABC fikirlerin ve her türden alternatif modellerin iflas ettiğini ve geçerliğini yitirdiği yönünde bir tez ortaya sürmüştür. Fukuyumanın, tarihin sonunu, ilan ettiği, o meşhur tezine göre, Neo liberal sistem, sorunsuz, çatışmasız ve özgürlükçü bir model olarak, tüm dünyada, alternatifsiz ve ebedi bir sistem olarak, kendisini kanıtlamıştır. Bundan sonra, insanın ideolojik evrimin, temsil eden, hiç bir toplumsal sistemin, kalmadığını belirten Fukuyama, bir anlamda, insanlığın ideolojik evriminin, tamamladığını öne sürerek, tarihi, donuk, değişmez ve durağan bir nicelik olarak, ele almıştırBöylece neo liberal dünya düzeni, tek dünya pazarı ve tek dünya ahlakına, yani tüketim ahlakına uygun, bir sahte cennet yaramıştı. Sınıf mücadeleleri artık modası geçmiş, tarihte kalmış otantik yapılardı. Üniversiteleri ve kürsüleri bilim sıfatı ile istila eden, büyücüler ve falcılar doldurmuştu. Her biri yüksek maaşlı ve popüler imajı sahip entelektüel seçkinler, her alanda öznenin öldüğünü ilan ediyordu. Bu çağdaş tövbekarlara göre, tahakkümsüz bir dünya hayaldi.
Neo liberal sistem geleneksel yeniden üretim sistemlerini tasfiye ederek üstyapı ilişkilerinde nitel bir dönüşüme gitmiştir.Eski konvansiyonel yaşam modelleri ve toplumsal ilişkiler çözülürken yerine neo liberal piyasa ekonomisine uygun post-materyalist değerler, akışkan roller ve tüketici ideallere dayanan yeni türden bir sosyal insan tipi üretmiştir.
özetle  tek tipleşme ahlak sonrası toplumda yani geç kapitalizmin üst yapısı olan postmodern toplumlarda pazarın yeniden konsolidasyonu içerir 
kısaca 
Post kapitalizm geleneksel yeniden üretim ilişkilerini çözerken, grup ilişkilerine dayan tüm sendikalizmi ortadan kaldırdı ve atomik bir cinsiyet kuşağı yarattı. Aşırı üretim ve onun gereksinimlerine uygun olarak radikal bireyci ve hedonist,bir sosyal insanı tipi son elli yıldır neo liberal piyasaya egemendir bu nükler aile sonrası pazar tarafından ikame edilen ve kutsanan sosyal insan tipidir. özgürlük mitinin solo yaşam ile özdeşleşmesinin nedeni budur. Evliik ve birlikte yaşam modeline dayanan  akışkan olmayan tüm sendikalizmler piyasanın mantığına aykırıdır,Post kapitalist toplumda birey hakim üretim biçimin kültürel kodlarına ve metaların pazarda sorunsuz dolaşımına uygun biçimde, formüle edilmiş ve tüm iktisadi sosyal psikolojik faaliyetleri ile egemen üstyapı yansıtan bir tür sosyal insan tipidir. Çünkü post endüstriyel toplumlarda aşırı üretimin gereksinimlerini karşılayacak toplum post materyalist değerlere akışkan bir yaşam tarzına ve aşırı tüketime uygun bir moral değere sahip olmalıdır. Her birey kütleşerek aşırı üretimin gereksinimlerine cevap vermelidir ayrı bir evde oturmalı  vergi sistemine dahil olmalı ayrı fatura ödemeli ayrı mutfak gereksinimleri olmalı ayrı beyaz eşya kullanmalı sürekli telefon ve araba değiştirmeli değiştirmeli  vesaire vesarei ama kesinlikle birey eskiden olduğu gibi maddi ilişkiler ile değil tüm yaşamı nesneler ile kuşatılmış olmalı ve sürekli tüketim dünyasına cevap vermelidir tek tipleşme dediğimiz şey tamda budur guy deburtun değimi ile görünen yalnızca metanın dünyasıdır   her birey metaların kusursuz bir yansımasıdır gösteri toplumunda  bireyin tüm duygusal sosyal kültürel cinsel faaliyeti ile tüketimin aynasıdır. Tüketim topulumunda birey bir imajdır ona insanı faaliyetleri ile değil tükettiği mallar ile değer biçilir 
"Tüketimin çağdaş toplum için geçerli bir terim olmasının nedeni, daha güzel ve daha çok yemek yememiz, daha çok imge görüp mesaj okumamız, daha çok ev eşyası ve ıvır zıvır sahibi olmamız değildir. Tüketim toplumunda tüketimin kendisi bizatihi bir gereksinim haline gelmiştir. İnsanlar artık ihtiyaç duyduğu için tüketmiyor, tüketmeye ihtiyaç duyuyor."Jean Baudrillard
8 notes · View notes
yitikyasam · 6 years ago
Text
bozulmanın pedagojisi..5.. kapitalizmden kaçış.. islam..sosyalizm ikilemi.
 Hepimiz acı bir şekilde modern toplumun toplumsal karşıtlıklarla dolu olduğunun farkındayız. Aşırı zenginlik ortasında yoksulluk, muazzam işsizliğin yanında fazla çalışma, evleri ele geçiren bankalar, soylulaştırma, ırksal gerilimler, kadına karşı şiddet, emek mücadeleleri, çevresel ayrımcılık, polis vahşeti, çete şiddeti, nefret grupları, nüfusun muazzam göçü ve kıyamet gibi savaş.
Neden insanlar kendi emeklerini pazarda bir mübadele değeri için, para için satmak zorundadır? Kendi geçim araçlarını kendileri üretemedikleri için. Bu kapitalizmin ayırt edici özelliğidir. 
Bir kişinin kaybı bir başkasının kazancıyla dengelenmiştir, Kâr asimetriktir. Az olandan çok gelir.
Bu, toplumdaki her sorunun doğrudan değer yasası ile açıklanabileceği anlamına gelmez. Ancak, toplumsal zenginliğin ve gücün nasıl yaratıldığını ve paylaşıldığını anlamadan, eşitsizlik üzerine bir tartışmayı nasıl anlayabiliriz?
"(...) aç olan mide yüce kavramların ne olduğunu anlamaz."’’  Sosyal adalet 3 temel esas üzerine kuruludur der yazar ‘’Vicdani özgürlük, insani eşitlik ve sosyal dayanışma. ‘‘ (İslam'da Sosyal Adalet Seyyid Kutub )
..
Kapitalist düzende adalet ilkesinden söz edilemez. Çünkü kapitalizmin özü sömürü (birinin kazanması, diğerinin kaybetmesi) ve özel mülkiyet (ilksel birikim ve mülksüzleşme) üzerine kuruludur der marx..
Kapitalizmin ve özel mülkiyet ilişkilerinin insani özgürleştirmeyi kısıtladığı ve bireylerin davranışlarını bastırdığı bir toplumsal yapı, dayanma ve direnme kapasitelerini daraltmaktadır.
George Brenkert’in belirttiği üzere, 
bu, bilgi, teknoloji, üretimin coğrafi ve çevresel koşulları, toplumun tarihsel evreleriyle de belirlenir. Kapitalist, metaları insanları mutlu etmek, işçilere ekmek vermek, yığınların arzularını tatmin etmek amacıyla üretmez ve üretilmesini sağlamaz. Kapitalist, kâr elde etmek için üretir.
...
Yararlanılan kaynaklar: Karl Marx, Kapital: Ekonomi Politiğin Eleştirisi,  George G. Brenkert, Marx’ın Özgürlük Etiği,
38 notes · View notes
tarihkenti-blog · 5 years ago
Text
Atatürk İlkeleri Nelerdir? Kaça Ayrılır?
Tumblr media
Atatürk ilkeleri, yapılan inkılapların içinden ortaya çıkmıştır. Atatürkçü düşünce sistemi olan altı ilke 1937 yılında anayasada yer almıştır.Bu ilkeler; Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve İnkılapçılıktır. Şimdi bu ilkelerin tek tek hangi konuları kapsadığını inceleyelim.
Atatürk İlkeleri
1- Cumhuriyetçilik: Atatürk cumhuriyeti, demokrasi sistemiyle devleti yönetmektir şeklinde tanımlamıştır. Atatürk'e göre cumhuriyet, "Türk milletinin karakter ve âdetlerine en uygun olan idare cumhuriyet idaresidir." Cumhuriyet ilkesi, diğer ilkelerin en başında gelmekle birlikte diğer ilkelerle sıkı sıkı bağlıdır. Zira bu ilkeler Cumhuriyetçiliğin doğal bir sonucu ve aynı zamanda parçasıdır. Cumhuriyet, devletin idaresini bir kişi, kurum veya bir zümrenin elinden alarak doğrudan halka vermiştir. Cumhuriyet, halkın kendi kendisini yönetmesi anlamı taşır. Cumhuriyetçilik ilkesinin en önemli özelliği, milli egemenlik ve tam bağımsızlığa bağlı olmasıdır. Bu iki temel öge sadece cumhuriyet rejiminin içinde var olabilirler. 2- Milliyetçilik: Atatürkçü Düşünce Sistemi'nin ayrılmaz bir ilkesi olan Milliyetçilik, çağdaşlaşmayı ve kendi benliğimize, kişiliğimize sahip çıkmamızı gerektirmektedir. Atatürk, Türk milletine yeniden özgüven kazandırmış "Türk, Övün, Çalış, Güven" sözü ile Türk olmanın gurur ve mutluluğunu tattırmıştır. Milliyetçilik ilkesi, ırkçılığa varan aşırı milliyetçilikle asla bağdaştırılamaz. Atatürk'ün ".....Biz öyle milliyetçileriz ki, bizimle işbirliği yapan bütün milletlere saygı duyar ve riayet ederiz." Sözünden anlaşılacağı üzere barışçı ve insancıl bir ilke olan Milliyetçilik, aynı zamanda da akılcı ve gerçekçidir. Atatürkçü Milliyetçilik anlayışının önde gelen amacı çağdaşlaşmaktır. 3- Halkçılık: Halk; aynı ülkede yaşayan ve o yaşadığı ülkeyi vatan bilen, kaderini o yaşadığı ülkenin kaderine bağlamış insan topluluğuna denir. Halkçılık ilkesi, halkın kendi kendini yönetebilmesini ve kanun önünde eşitliğini, sınıfısız ve ayrıcalıksız bir toplumu öngörür. Atatürkçü Halkçılık anlayışında vatanı bölücülükten ve sınıf ayrımından koruyan bir sistemdir. Halkçılık ilkesinin üç önemli niteliği bulunmaktadır bunlar; Demokratlık, sınıf mücadelesini asla kabul etmemek ve kimseye ayrıcalık tanımamak. Atatürk'ün Halkçılık ile ilgili bazı sözleri: “Yeni Türkiye Devleti bir halk devletidir, halkın devletidir.” “Bugünkü varlığımızın temel niteliği milletin genel eğilimini ispat etmiştir, o da halkçılıktır ve halk hükûmetidir”. 4- Devletçilik: Atatürk'ün diğer bir ilkesi olan Devletçilik, bir ekonomi politikası olarak tanımlanabilir. Geniş manada bakılacak olursa Devletçilik, ülkenin ekonomik, kültürel ve sosyal anlamda kalkınabilmesi için devletin ihtiyaçları karşılaması sonucu ortaya çıkmış bir ilkedir. Devletçilikte özel sektörün yanı sıra devlet ekonomik alanda girişimlerde bulunur. Özel sektör ile devlet sektörünün bir arada olması karma ekonomiyi ortaya çıkarmakla beraber planlı ekonomiyi zorunlu kılar. Planlı ekonomi ise devletçiliğin temel özelliğidir. 5- Laiklik: Atatürk İlkeleri'nin ve Türk İnkılabı'nın temel yapı taşı olan Laiklik, kelime olarak dilimize Fransızca'dan geçtiği bilinmektedir. Anlamı ise, rahipler sınıfına mensup olmayanlardır. Laiklik din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması olarak tanımlanır. Laiklik geniş anlamda ise, devletin ve o devlette yaşayan insanların dini ibadet ve inançlarına hiçbir şekilde karışmaması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. 6- İnkılapçılık: İnkılapçılık, yenileşme ve ilericilik ilkesidir. İnkılapçılık, artık çağ dışı kalmış hantal kurumları kaldırarak yerine çağın gereksinimlerine uygun modern kurumlar ortaya çıkarmaktadır. İnkılapçılık belli bir kalıba bağlı kalmayı değil, sürekli yenileşmeyi ve çağı yakalamayı hedefleyen dinamik bir yapıdır. Aklın ve bilimin ışığında sürekli ilerlemeyi temsil eder. Ülkemizde inkılap tarihi üzerine araştırmalar devam etmektedir. Read the full article
1 note · View note