#aile albümü
Explore tagged Tumblr posts
Text
#6 şubat 2023#04:17#hatay#kahramanmaraş#malatya#deprem#unutmayacağız#45 saniye#25 saniye#yarınsız insanlar#aile albümü#enkazaltındakiler
1 note
·
View note
Text
İBRETLİK BİR EVLİLİK HİKAYESİ
Yaklaşık 2 yıl önce evlenmiş bir adamın evlilik sürecinde yaşadıkları ve bekarlara tavsiyeleri…
"Yaşım 30’a yaklaşınca ailem ve akrabalarım “Daha ne zaman evleneceksin” baskılarını arttırdılar. Sürekli olarak bir tanıdık kız tavsiyeleri vardı.Sonunda yakın bir arkadaşımın tavsiyesiyle, biriyle görüşmeye karar verdim. Bir akşam arkadaşım, benimle görüştürmek istediği hanımefendi hep birlikte dışarıda çıktık. Sakin efendi bir kızdı. Kafalarımız ilk dakikadan itibaren uyuştu.Sonrasında 6 ay kadar birbirimizi tanıma fırsatı bulduk
Evlenme fikri iyiden iyiye kafamda yerleşti. Ailelerimizde hemen hemen aynıydı. Ortalama geliri olan mütevazı yaşan insanlardı.
Evlilik konuları açıldığında kendisinden önce evlenen arkadaşlarının nasıl evlilik teklifleri aldıklarından bahsediyor, her detayını uzun uzun anlatıyordu.
Sürprizler, organizasyonlar, balonlar, lüks restoranlar, pahalı tektaş yüzükler vs. vs… aslında bir çoğu romantik filmlerdeki ya da dizilerdekinin aynısıydı. Muhtemelen kendisi de böyle şeyler bekliyordu.Sonuçta böyle şeyler ÖMÜRDE BİR KERE yapılan şeylerdi.
Kendimi hazırlamıştım o akşamki yemekte evlilik teklif edecektim. Lüks bir restorandan rezervasyon yaptım. Tektaş yüzük aldım. Kıyafet ayakkabı vs… hazırlandım gittim.Yemekten sonra onun beklediği şekilde dizimin üzerine çöküp evlilik teklif ettim. Filmlerdeki, dizilerdeki gibi… Kabul etti. İkimizde çok mutluyduk. Tabi bu gecenin bana maliyeti yaklaşık 3 Bin TL oldu.
Konu haliyle kız isteme, nişan, düğün bölümüne gelmişti.Kız isteme için günü kararlaştırdık. Ailemle birlikte gittik. Bu işlerden çok ta anlamadığım için kız arkadaşım bana yapılması gerekenleri söylüyor bende ne lazımsa alıyordum.
Kız istemeye giderken bir çiçek bir çikolata devri maalesef kapanmış.Özel gümüş gondol içerisinde en kaliteli ve en pahalı çikolatalardan almak, en büyük çiçeği yaptırmak gerekiyormuş…
E kız istenirken damat şık olması gerekiyor malum… takım elbiselerimiz çiçek çikolata derken 2 Bin lira da bu bölümde masraf ettik.Kahvelerimizi içtik aile büyükleri kızı istedi… Malum durumlar. Gecenin sonunda çok mutluyduk.
Nişan günü belirlendi hazırlıklar başladı. Salon, kuaför, hediyeler, bohçalar, yüzükler, elbiseler, fotoğrafçı vs. derken 6 Bin TL masraf ettik.Yakın akrabalar ve arkadaşlarımızın katılımıyla güzel bir gece oldu.
“Olsundu mutluluğumuz için her şeye değerdi. Ömürde bir kere oluyordu sonuçta.”
Şimdi sıra kına ve düğündeydi. Mütevazı bir semtten evimizi tuttuk.Fakat ne o evi doldurmak için ne de düğün masrafları için ikimizin ailesinde de para yoktu.
Kendi birikimimi de evlilik teklifi nişan vs derken bitirmiştim. Ailemin birikimi de ancak takılara yetecekti. Ailelerimizi yormamak adına kendimiz kredi çekmeye karar verdik.80 Bin TL kredi çektik. Evlendikten sonra takılan takılarla bir kısmını kapatıp gerisini de taksitle ödeyecektik.
Evimiz için alışverişe çıkmaya başladık. Mobilya, halı, perde, beyaz eşyalar, halılar vs derken 36 Bin TL harcadık. “Olsundu mutluluğumuz için her şeye değerdi.Ömürde bir kere oluyordu sonuçta.”
Bu arada düğün salonunu bulduk, alyans, davetiyeler, nikah şekerleri, gelinlik, damatlık, düğün albümü çekimleri, saçı makyajı, yakın akrabalar hediyeler, bahşişler, çiçekler vs derken elimizde kalan paranın 30 Binini de böyle harcadık.Düğünden sonra balayı tatili olmazsa olmazdı. İyi bir acenteden balayı için tatil satın aldık. 5 Binde orada gitmişti.
Düğünden bir gün önce kına gecemiz vardı. Yine aynı prosedürler burada da işledi. Salon, kıyafet vs. vs. 9 Bin TL maliyetle kına gecemizi de yaptık.Düğünümüz tamda eşimin istediği gibi oldu. Arkadaşları ne yaptıysa bizde yapmıştık. Kimseden eksik kalmadık çok şükür (!)
Düğün balayı tatili vs. bitti. Acı gerçeklerle yüzleşmeye başladık. Toplamda 90 Binin üzerinde masraf yapmıştık.Benim ailemin aldığı 20 Binlik takı ve eşimin ailesinin aldığı hediyeler hariç!
Çektiğimiz kredinin bir bölümünü takılarla kapattık. Geri kalanını da taksitle 2 yıldır ödüyoruz. İkimiz çalışmamıza rağmen birimizin maaşı krediye gidiyor.Diğerimizin maaşı da evin ihtiyaçları, kira vs derken ucu ucuna yetiyor. Bazı aylar onu da yapamıyoruz. Bu maddi sıkıntılar yüzünden eşimle kavga ediyor. Birbirimizin kalbini kırıyoruz.
“Mutluluğumuz için her şeye değer” derken, meğerse mutsuz olmak her şeyi yapmışız.Sonradan düşündükçe anlıyor insan, evlilik teklifi için lüks restorant ve en gösterişlisinden tektaş yüzük olmasa olmaz mıydı acaba?
Kız isteme bölümünde en lüks çikolata ve çiçek yerine orta halli olsa olmaz mıydı?Ev için aldığımız misafir odası, misafir yemek takımı, misafir masası, en lüksünden beyaz eşyalar, koltuk fiyatına küçücük sehpalar olmasa olmaz mıydı?
Kına gecemizi böyle şaşalı değil de daha mütevazi yapsak hatta balo gecemizin içinde olsa olmaz mıydı?Düğünümüzü daha uygun fiyatlı bir salonda yapsak, o gelinlik yerine diğerini alsak, o beyaz smokin yerine daha uygun fiyatlı başka takım elbise alsak, hatta o en bilinen markadan olmayıverse…
Olmazdı? O zaman sosyal medyada düğününün her detayını paylaşanlardan, arkadaşlarından Fatma Teyzenin kızının düğününden, İbrahim Amcagilin düğününden eksik kalırdık. Nasılda ayıplarlardı bizi, küçümserlerdi belkide…
Velhasıl 2 yıldır çektiğimizi bir biz biliyoruz…"Sözde” mutlu olmak için ömrümüzün ve evliliğimizin en güzel 2 yılını 3 saatlik bir düğün için harcadık.
Borcumuz ne zaman bitecek belli değil. En güzel düğün bizimki olsun diye daha kaç yılımızı kavgalarla heba edeceğimiz belli değil.Sen sen ol bekar kardeşim, yapma! “Mutlu olmak için evlen” borç ödemek için değil. Ömrünün en güzel yıllarını bankalara ipotek etme.Düğünde hediye ettiğin süslü ponponlu şekerlerin unutulur, ama maddi sıkıntı durumunda eşine söylediğin en küçük söz yıllarca yara olarak kalır!.."
Biz neden vazgeçmiyoruz ya da vazgeçemiyoruz ELALEM ne der diye yaşamaktan? :(............
Alıntı
1 note
·
View note
Link
0 notes
Text
0 notes
Video
youtube
Sakıncalı - Gülşen ✩ Ritim Karaoke (Kürdi Minör 8/8 Düyek Beste Gülşen) ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/stPPlrompd0 ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Sakıncalı - Gülşen ✩ Ritim Karaoke (Kürdi Minör 8/8 Düyek Beste Gülşen) @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ESER ADI : SAKINCALI SÖZ GÜFTE : GÜLŞEN BESTE - MÜZİK : GÜLŞEN USÜL : 8/8 DÜYEK MAKAM - DİZİ : KÜRDİ - MİNÖR SAKINCALI - GÜLŞEN Bm D C Yanıyor içim dışım bi garip halde Am D Bm Ne sözüm geçer ne gücüm yeter bu kalbe Bm D C Yolunu çizmiş çoktan düşünmeden sonunu Am D Bm Bilmiyor bu aşk yakacak onu pare pare Bm Em G Em Tutulduğum sakıncalı bir sevgiliye Em Am D C Bm Zarardasın ey kalbim dön geriye Bm Em Al tanrım aklımı ki zaten ben dedeğil D C Bm Altanrım kalbimi bu aşk hakkım değil Gülşen Gülşen, 2013'te İzmir Arena'da sahnede. Doğum Gülşen Bayraktar 29 Mayıs 1976 (48 yaşında) Fatih, İstanbul, Türkiye İkamet Rumelihisarı, Sarıyer, İstanbul[1] Eğitim Şehremini Anadolu Lisesi İstanbul Teknik Üniversitesi (bıraktı) Meslek Şarkıcı ve şarkı yazarı Memleket Ordu, Türkiye Evlilik Murat Varol (e. 1997; b. 2000) Ozan Çolakoğlu (e. 2016) Çocuk(lar) 1 Müzikal kariyeri Tarzlar Dans · pop Etkin yıllar 1996–günümüz Müzik şirketi Raks · Prestij · Erol Köse · Rec by Saatchi · Sony · DMC Gülşen Çolakoğlu (evlilik öncesi soyadı Bayraktar; d. 29 Mayıs 1976, İstanbul), Türk şarkıcı-şarkı yazarı ve bestecidir. Türkiye'de liste başı olan popüler şarkıları sayesinde günümüz Türk pop müziğinin en çok dinlenen ve satan isimlerinden biri hâline geldi. Çapa'da doğup büyüyen Gülşen, Şehremini Anadolu Lisesini bitirdi. Liseden sonra İstanbul Teknik Üniversitesinde konservatuvara girse de aynı sırada barlarda da çalıştığı için eğitimini yarıda bıraktı. 1995'te sahne aldığı bir barda keşfedilerek albüm teklifi aldı ve Raks Müzik ile albüm anlaşması imzaladı. 1996'da ilk albümü Be Adam ile çıkış yaparak adından söz ettirse de evliliğine odaklanması sonucunda birkaç yıl müzikal kariyerini geri plana attı. 2004'te dördüncü albümü Of... Of... ile daha büyük bir çıkış yaptı ve aynı adlı hit şarkıyla hem Altın Kelebek hem de Kral TV Video Müzik Ödülü kazandı. MÜ-YAP sertifikalı Yurtta Aşk Cihanda Aşk (2006) albümünden sonra satış başarılarını sürdürerek Beni Durdursan mı? (2013) albümüyle Türkiye'de yılın en çok satanı oldu, bunu yılın en çok satan ikinci albümü olan Bangır Bangır (2015) takip etti. "Yurtta Aşk Cihanda Aşk", "Bi' An Gel", "Yeni Biri", "Sözde Ayrılık", "Yatcaz Kalkcaz Ordayım", "Kardan Adam", "İltimas", "Bangır Bangır" ve "Bir İhtimal Biliyorum" şarkılarıyla Türkiye Resmî Listesi'nde haftalarca bir numarada kaldı. Diskografi Ana madde: Gülşen diskografisi 1996: Be Adam 1998: Erkeksen 2001: Şimdi 2004: Of... Of... 2006: Yurtta Aşk Cihanda Aşk 2007: Ama Bir Farkla 2009: Önsöz 2013: Beni Durdursan mı? 2015: Bangır Bangır Ayrıca bakınız Wikimedia Commons'ta Gülşen ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. Gülşen'in kazandığı ve aday gösterildiği ödüller listesi Gülşen tarafından yazılmış şarkılar listesi Türk pop müziği Kaynakça ^ "Aile büyüdü ev yetmedi". Milliyet. 14 Ocak 2017. 16 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ocak 2017. ^ a b c Süsoy, Yener (17 Ocak 2005). "Aşk kadınıyım aşkların değil". Hürriyet. 16 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Temmuz 2015. ^ Eyüboğlu, Ali (1 Eylül 1996). "Benim nerem seksi!". Milliyet. s. 25. ^ a b Durkal, İpek (28 Temmuz 1996). "Erkeksi "delikanlı"!...". Milliyet Pazar. s. 3. ^ a b Eyüboğlu, Ali (21 Şubat 1998). "Mahsun'a Gülşen şoku". Milliyet. 18 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak 2017. ^ "Gülşen iddialı". Milliyet. 11 Ağustos 1996. s. 7. ^ "Gülşen 20 yıl sonra yeniden pijamalı". Sözcü. 3 Şubat 2016. 13 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ocak 2017. ^ "Kral TV 1996 Video Müzik Ödülleri". Milliyet. 3 Mart 1997. s. 9. ^ "SABAH - Türkiye'nin en iyi gazetesi". arsiv.sabah.com.tr. 1 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mart 2024. ^ a b c Çakmak, Yaşar (5 Aralık 2001). "Murat'tan koca olmaz". Milliyet. s. 2. Erişim tarihi: 17 Eylül 2019.
0 notes
Link
[ad_1] Türkiye'yi dehşete düşüren Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu'nun dosyasından kan donduran detaylar çıkmaya devam ediyor. İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan ihraç edildikten sonra açtığı özel çocuk psikiyatri kliniğinde aile içi taciz teşhisi koyduğu 40 çocuğun ailesine tehdit ve şantaj yaptığı belirlenen çocuk psikiyatristinin mağdurları dehşeti anlatmaya devam ediyor. Giriş Tarihi: 23.09.2023 09:07 Güncelleme Tarihi: 23.09.2023 09:07 BU ALBÜMÜ PAYLAŞ Bakırköy'de açtığı özel klinikte psikolojik sıkıntı yaşayan çocukları uyuşturucu madde ile hipnoze edip anne ve babalarına tecavüz iftirası attırmakla suçlanan Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu'nun taciz-tecavüz ithamıyla mağdur ettiği ailelerden biri de N.G. genç kız ile babası T.G. oldu. GALERİ DEVAM EDİYOR FETÖ'cü profesörün ağına takılan onlarca çocuktan yalnızca biri olan 17 yaşındaki N.G., tuzaktan son anda kurtulduğunu anlattı. Geçen yıl 16 yaşındayken okul başlama dönemlerinde derslerindeki adaptasyon problemi ve zayıf ders notları nedeniyle ergen psikiyatristi olarak profesöre başvurduğunu ifade eden N.G., "Benim içimde başka bir kişilik olduğunu ve bu kişiliğin sözde gerçekleri ona söylememi engellediğini ima etti. Ben buna inanmadığımı söylemiştim. Bir iki seans sonra kliniğe tek gelmem gerektiğini söyledi. Tek gittim. Sonraki seanslarda Ketamin adı verilen ilacı burnumdan vermiş ve yutmamam gerektiğini söylemişti. Burnumdan damla olarak vermiş ve başımı eğmiştim. Bir seansta 3 kez verdi bu ilacı. Çok feci şekilde afallamıştım. Bunu neden verdiğini sorunca 'Daha rahat konuşmam için' yaptığını söylemişti. "RANDEVUYU BİLEREK İŞ SAATİMİZE VERİYORDU"Kızının son anda tuzaktan kurtulduğunu aktaran baba T.G. ise, "Hiç zayıf dersi olmayan kızımın bazı derslerinde zayıf notlar gelmesiyle tavsiye üzerine Süleyman Salih Zoroğlu'na gittik. 5-6 seans devam ettik. İlk zamanda birlikte gidiyorduk. Sonrasında 'kızınız tek gelsin, sizin gelmenize gerek yok' denildi bize. Zaten biz gelemeyelim diye sürekli iş saatlerimde randevu veriyordu. Biz de 'Tek gitsin daha rahat kendisini ifade etsin' diye düşünmüştük. O dönem konduramadık ama demek ki böyle adi insanlar varmış. Kızıma burnundan ketamin enjekte etmişti. Ailece uçurumdan dönmüşüz. Bu adam onlarca aileyi dağıtmış, yıkmış. Bu iş bununla kalmamalı. En ağır şekilde cezasını çekmeli. Şimdi bir dışarı çıkarsa diğer FETÖ'cüler gibi kaçar gider, yakalanmaz. Bir an önce cezasını alsın çeksin" dedi. Yanında doktor bir çalışan daha vardı. O ilacı verdikten sonra kendisi odadan çıkmıştı." Nehir Gürbüz, "Seanslarda babam hakkında sürekli ileri-geri konuşunca ben eve gelip bir daha gitmek istemediğimi ve verilen ilaçları da kullanmayacağımı söyledim." şeklinde konuştu. [ad_2]
0 notes
Text
Full Paket
Merhaba; Sivas Düğün Fotoğrafçısı olarak size özel hazırladığımız full paket hakkında bilgi vermek istiyoruz. Pakette neler var? Sivas Düğün Fotoğrafçısı olarak Full Paketimiz tüm detaylar düşünülerek hazırlanmıştır. Paketimizi seçmeniz halinde yararlanacağınız fırsatlar şunlardır. 30×70 Cm Albüm + 2 Adet Aile Albümü + 50×70 Cm Kanvas Tablo Ücretsiz plato Klip Çekimi Kuaför Hazırlık çekimleri…
View On WordPress
0 notes
Photo
dün albümleri karıştırdım.nostaliden nefret ederim normalde ama bakmak çok iyi geldi.her şeyin hala güzel olabileceğine inancım tazelendi.
bi’ gün kendi ailem olursa filmli makinemle çekeceğim her anlarını.2005′ten sonra doğan hangi çocuğun bu kadar güzel hisler yayan fotoğrafları olablir?tüm teknolojik gelişmelere rağmen.
çocukken de uçlarda yaşıyormuşum duygularımı anlaşılan.drama queen polyanna kırması gibiyim:)
3 notes
·
View notes
Text
Şarkılardır Bizim Arkadaşımız - Yaş 21
Yaşadığım bu yıla kadar kime güvendiysem ve kime güvenmek istediysem hep yanlış çıktı. Aile, arkadaş, çevre. Kendimi insanlardan hep uzak tuttum; sadece sevilmek ve sevmek istedim. Beni sevmeyene saygı ve sevgiyle yaklaştım; belki sevgisini kazanmam gerektiğini düşünerek. İnsanların gözlerinde kayboldum sürekli ve köreldim, hayatın bana sunduğu kadar yaşadım sahip olduklarımı kaybettim; belki zaman gelir yine kazanırım düşüncesiyle anı yaşadım. Sürekli benim yanımda olan şarkılarım vardı; o değerli sanatçıların yaşattığı ruhsal beslenmenin hep keyfini çıkardım. Her duyguyu tattım; ritmiyle, melodisiyle, o ruhumun içini okşayan sözleriyle biliyordum ki; şarkılardı benim arkadaşım. Ağladım, güldüm, şarkıcının sesini dinlerken acılarımın birazcık bile olsa azaldığını, o insanlardan beklediğim anlayışı şarkılarda buldum. Eğer sürekli kulaklığıyla gezen bir kişi görüyorsanız onu yalnız bırakın; bırakın en iyi arkadaşıyla birlikte olsun.
Nasıl da zalim bir dünya bu böyle,
Görüyorsun herkes kendine ve yalnız,
Kalbini açtığın her insan seni anlamadı,
Anladılar ise yanındalar mı şuan,
Nasıl da ağladığın günler var,
Bazen gece bazen de gündüz,
Belki bir yatağın köşesinde belki de duşta,
Sokaklarda ve yürüdüğün her adımında,
Güneş battığında ya da doğduğunda,
Kulaklığın kulaklarındayken açtın o şarkıyı,
Dinliyorsun ve her sözü duman oluyor kendine,
Geliyor düşünceler durduramıyorsun,
İnsan durdurabilir mi yangınını,
İnsan bazen sadece yanar,
Çaresizce bakar ve anlar ki,
Şarkılardır bizim arkadaşımız,
Yorgun yorgun bakma öyle gözlere,
Senden daha şanslıları var görüyorsun,
Hayat adil değil ve çoğunlukla şahit oluyorsun,
Düşüyorsun yükseliyorsun böylece geçiyor günler,
Büyüyorsun öğreniyorsun onlardan farkın var,
Senin sığındığın yarınlar,
Biriktirdiğin tecrübe ve umutlar,
Telefonundaki bulunan şarkılar,
Şarkılardır bizim arkadaşımız,
Bir melodi kalır aklında,
Dolanır dilinin ucuna kelimeler,
Kalbinin içinde acı varsa hüzün,
Neşeliysen güler hep yüzün,
Nasıl da inkar eder insan,
Farkına varamaz neleri hak ettiğini,
Mutluluk ve huzur için çabalarken,
Ararız sevgiyi ve saklarız kalplerimizde,
Ağırlaştırır bedeni her defasında sırlar,
Sevmek suç sayılır bu dünyada,
Yazılır isyanlar şiirler ve şarkılar da,
En büyük gerceğimizdir bu bizim,
Şarkılardır bizim arkadaşımız...
#şiir#şarkı#şiir albümü#müzik#arkadaş#dost#aile#yaşam#olaylar#gençlik#kulaklık#stereo#yazı#yazılar#şiir yazısı#şarkılardır bizim arkadaşımız#yaş 21#2019#Aralık#Aralık ayı#her şey#arkadaşlık#psikoloji#felsefi#dram#aileler#yaşantılar#sevmek#sayılmak#saygı
16 notes
·
View notes
Text
Harika görünen bir fotoğraf kitabı nasıl yapılır
Harika görünen bir fotoğraf kitabı nasıl yapılır
Artık mevcut olan çok sayıda fotoğraf kitabı yazıcıları ve fotoğraf rötuşlama hizmetleri sayesinde anılar oluşturmak çok kolay. Bir kamerayı tıklayarak ve birkaç düğmeye basarak fotoğrafın büyüsünü gerçekleştirebilirsiniz. Ancak, ilk fotoğraf kitabınızı bir araya getirmek, bir fotoğraf kitabının bilgisine sahip değilseniz biraz bunaltıcı olabilir. profesyonel fotoğrafçı. Bu yüzden, daha fazla…
View On WordPress
#Albüm nasıl yapılır#Anı Albümü Yapımı#El Yapımı Album nasıl yapılır#Evde aile Albümü Yapımı#Evde Fotoğraf Albümü Yapımı#Kendin Yap Fotoğraf Albümü#Okul Öncesi fotoğraf albümü Yapımı#Sevgiliye fotoğraf albümü hazırlama el yapımı
0 notes
Text
ananem 2 fotoğraf çıkart der ben 12 fotoğraflik aile albümü yaparim..
21 notes
·
View notes
Text
İBRETLİK BİR EVLİLİK HİKAYESİ
Yaklaşık 2 yıl önce evlenmiş bir adamın evlilik sürecinde yaşadıkları ve bekarlara tavsiyeleri…
"Yaşım 30’a yaklaşınca ailem ve akrabalarım “Daha ne zaman evleneceksin” baskılarını arttırdılar. Sürekli olarak bir tanıdık kız tavsiyeleri vardı.Sonunda yakın bir arkadaşımın tavsiyesiyle, biriyle görüşmeye karar verdim. Bir akşam arkadaşım, benimle görüştürmek istediği hanımefendi hep birlikte dışarıda çıktık. Sakin efendi bir kızdı. Kafalarımız ilk dakikadan itibaren uyuştu.Sonrasında 6 ay kadar birbirimizi tanıma fırsatı bulduk
Evlenme fikri iyiden iyiye kafamda yerleşti. Ailelerimizde hemen hemen aynıydı. Ortalama geliri olan mütevazı yaşan insanlardı.
Evlilik konuları açıldığında kendisinden önce evlenen arkadaşlarının nasıl evlilik teklifleri aldıklarından bahsediyor, her detayını uzun uzun anlatıyordu.
Sürprizler, organizasyonlar, balonlar, lüks restoranlar, pahalı tektaş yüzükler vs. vs… aslında bir çoğu romantik filmlerdeki ya da dizilerdekinin aynısıydı. Muhtemelen kendisi de böyle şeyler bekliyordu.Sonuçta böyle şeyler ÖMÜRDE BİR KERE yapılan şeylerdi.
Kendimi hazırlamıştım o akşamki yemekte evlilik teklif edecektim. Lüks bir restorandan rezervasyon yaptım. Tektaş yüzük aldım. Kıyafet ayakkabı vs… hazırlandım gittim.Yemekten sonra onun beklediği şekilde dizimin üzerine çöküp evlilik teklif ettim. Filmlerdeki, dizilerdeki gibi… Kabul etti. İkimizde çok mutluyduk. Tabi bu gecenin bana maliyeti yaklaşık 3 Bin TL oldu.
Konu haliyle kız isteme, nişan, düğün bölümüne gelmişti.Kız isteme için günü kararlaştırdık. Ailemle birlikte gittik. Bu işlerden çok ta anlamadığım için kız arkadaşım bana yapılması gerekenleri söylüyor bende ne lazımsa alıyordum.
Kız istemeye giderken bir çiçek bir çikolata devri maalesef kapanmış.Özel gümüş gondol içerisinde en kaliteli ve en pahalı çikolatalardan almak, en büyük çiçeği yaptırmak gerekiyormuş…
E kız istenirken damat şık olması gerekiyor malum… takım elbiselerimiz çiçek çikolata derken 2 Bin lira da bu bölümde masraf ettik.Kahvelerimizi içtik aile büyükleri kızı istedi… Malum durumlar. Gecenin sonunda çok mutluyduk.
Nişan günü belirlendi hazırlıklar başladı. Salon, kuaför, hediyeler, bohçalar, yüzükler, elbiseler, fotoğrafçı vs. derken 6 Bin TL masraf ettik.Yakın akrabalar ve arkadaşlarımızın katılımıyla güzel bir gece oldu.
“Olsundu mutluluğumuz için her şeye değerdi. Ömürde bir kere oluyordu sonuçta.”
Şimdi sıra kına ve düğündeydi. Mütevazı bir semtten evimizi tuttuk.Fakat ne o evi doldurmak için ne de düğün masrafları için ikimizin ailesinde de para yoktu.
Kendi birikimimi de evlilik teklifi nişan vs derken bitirmiştim. Ailemin birikimi de ancak takılara yetecekti. Ailelerimizi yormamak adına kendimiz kredi çekmeye karar verdik.80 Bin TL kredi çektik. Evlendikten sonra takılan takılarla bir kısmını kapatıp gerisini de taksitle ödeyecektik.
Evimiz için alışverişe çıkmaya başladık. Mobilya, halı, perde, beyaz eşyalar, halılar vs derken 36 Bin TL harcadık. “Olsundu mutluluğumuz için her şeye değerdi.Ömürde bir kere oluyordu sonuçta.”
Bu arada düğün salonunu bulduk, alyans, davetiyeler, nikah şekerleri, gelinlik, damatlık, düğün albümü çekimleri, saçı makyajı, yakın akrabalar hediyeler, bahşişler, çiçekler vs derken elimizde kalan paranın 30 Binini de böyle harcadık.Düğünden sonra balayı tatili olmazsa olmazdı. İyi bir acenteden balayı için tatil satın aldık. 5 Binde orada gitmişti.
Düğünden bir gün önce kına gecemiz vardı. Yine aynı prosedürler burada da işledi. Salon, kıyafet vs. vs. 9 Bin TL maliyetle kına gecemizi de yaptık.Düğünümüz tamda eşimin istediği gibi oldu. Arkadaşları ne yaptıysa bizde yapmıştık. Kimseden eksik kalmadık çok şükür (!)
Düğün balayı tatili vs. bitti. Acı gerçeklerle yüzleşmeye başladık. Toplamda 90 Binin üzerinde masraf yapmıştık.Benim ailemin aldığı 20 Binlik takı ve eşimin ailesinin aldığı hediyeler hariç!
Çektiğimiz kredinin bir bölümünü takılarla kapattık. Geri kalanını da taksitle 2 yıldır ödüyoruz. İkimiz çalışmamıza rağmen birimizin maaşı krediye gidiyor.Diğerimizin maaşı da evin ihtiyaçları, kira vs derken ucu ucuna yetiyor. Bazı aylar onu da yapamıyoruz. Bu maddi sıkıntılar yüzünden eşimle kavga ediyor. Birbirimizin kalbini kırıyoruz.
“Mutluluğumuz için her şeye değer” derken, meğerse mutsuz olmak her şeyi yapmışız.Sonradan düşündükçe anlıyor insan, evlilik teklifi için lüks restorant ve en gösterişlisinden tektaş yüzük olmasa olmaz mıydı acaba?
Kız isteme bölümünde en lüks çikolata ve çiçek yerine orta halli olsa olmaz mıydı?Ev için aldığımız misafir odası, misafir yemek takımı, misafir masası, en lüksünden beyaz eşyalar, koltuk fiyatına küçücük sehpalar olmasa olmaz mıydı?
Kına gecemizi böyle şaşalı değil de daha mütevazi yapsak hatta balo gecemizin içinde olsa olmaz mıydı?Düğünümüzü daha uygun fiyatlı bir salonda yapsak, o gelinlik yerine diğerini alsak, o beyaz smokin yerine daha uygun fiyatlı başka takım elbise alsak, hatta o en bilinen markadan olmayıverse…
Olmazdı? O zaman sosyal medyada düğününün her detayını paylaşanlardan, arkadaşlarından Fatma Teyzenin kızının düğününden, İbrahim Amcagilin düğününden eksik kalırdık. Nasılda ayıplarlardı bizi, küçümserlerdi belkide…
Velhasıl 2 yıldır çektiğimizi bir biz biliyoruz…"Sözde” mutlu olmak için ömrümüzün ve evliliğimizin en güzel 2 yılını 3 saatlik bir düğün için harcadık.
Borcumuz ne zaman bitecek belli değil. En güzel düğün bizimki olsun diye daha kaç yılımızı kavgalarla heba edeceğimiz belli değil.Sen sen ol bekar kardeşim, yapma! “Mutlu olmak için evlen” borç ödemek için değil. Ömrünün en güzel yıllarını bankalara ipotek etme.Düğünde hediye ettiğin süslü ponponlu şekerlerin unutulur, ama maddi sıkıntı durumunda eşine söylediğin en küçük söz yıllarca yara olarak kalır!.."
Biz neden vazgeçmiyoruz ya da vazgeçemiyoruz ELALEM ne der diye yaşamaktan? :(............
Alıntı
5 notes
·
View notes
Text
0 notes
Video
youtube
Sabahlar Uzak - Ebru Gündeş ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Hicaz Çift ... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/TPvM5sJ_dwk ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Sabahlar Uzak - Ebru Gündeş ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Hicaz Çift Düm Fantezi Pop) Söz Müzik: Kayahan Açar Em B Sabahlar uzak bu sevda tuzak bana Em B Çok zaman geçti sabrım yok yarınlara C Am G Em Kaçıncı hasret,kaçıncı yalnızlığım B Sigaramın ucunda Em B Şimdi yanımda yanımda olcaktın Em B Bıraktın beni sevda yokuşlarında C Am G Em Kuşlar uçurdum akşamdan sabahlara B Am Sigaramın ucunda yanar hasretin C Am Vurur can evimden B Ellerime kelepçeler vurur B Gel vefasız,gel vicdansız C Am Çağırmazdım acil olmasa Gel insafsız,ah kitapsız C B Yanıyorum arzularınla Em Aynalarda gözyaşım var B C B Ağladıkça yangın çıkar gözyaşlarımda Gerçekten inanıp sevseydin beni Böyle sabahları beklermiydim hiç Çoktan yanımda olurdun çoktan Gece üç beş nöbetlerine dikmezdin beni Sensiz kaldığım ilk günden beri İçimde bir umut vuslata dair Akşamları imzaladım gözyaşlarımla Seni aramıyor seni sormuyorsam Bu senden vazgeçtim demek değildir Bir daha böyle sevecek olsam Bir kalemde silerdim seni Ebru Gündeş Ebru Gündeş, 2011 yılında Doğum 12 Ekim 1974 (49 yaşında)[1] Fatih, İstanbul, Türkiye Meslek Şarkıcı, oyuncu, sunucu Evlilik Hamdi Vardar (e. 1990; b. 1993)Ömer Durak (e. 2002; b. 2003)Rıza Sarraf (e. 2010; b. 2021)Murat Osman Özdemir (e. 2024) Çocuk(lar) 1 Ödüller Tüm Liste Müzikal kariyeri Tarzlar Arabesk, Fantezi, TSM, Arabesk pop Etkin yıllar 1992-günümüz Müzik şirketi RaksUniversalErol KöseEmreBlue Resmî site ebrugundes.com.tr Ebru Gündeş (d. 12 Ekim 1974, İstanbul[1]), Türk şarkıcı, sunucu ve oyuncu. Erken dönemi 12 Ekim 1974 tarihinde, aslen Gaziantepli Remzi Gündeş ve Müjgan Bilgin'in kızı olarak İstanbul'un Fatih ilçesinde doğdu.[2] Annesi ve babası Ebru Gündeş küçük yaşlardayken boşanmıştır. Çocukluk yıllarının bir bölümünü Ankara'da ve İstanbul'un Şirinevler mahallesinde geçirmiştir.[3][4] Bir aile yakınının kendisine şarkıcı olma tavsiyesinde bulunmasının ardından konfeksiyon işçisi iken Neşe Demirkat ile tanışan Gündeş, Koral Sarıtaş ile Selçuk Tekay'ın bulunduğu Raks Müzik ile anlaştı. Ebru Gündeş, albüm hazırlıklarına başlamadan önce Emel Sayın'a bir süre vokalistlik yapmıştır. Kariyeri 1993-1997 1993 yılında Tanrı Misafiri adlı ilk albümü piyasaya çıkar. Selçuk Tekay'ın prodüktörlüğünü, Özkan Turgay'ın aranjörlüğünü yaptığı albümde Gündeş, ilk albümünde milyonluk satış rakamına ulaşır. Ebru Gündeş, ilk albümün ardından hemen ikinci albümün hazırlıklarına başlar ve ertesi yıl Tatlı Bela yayınlanır. Genç sanatçı, Tatlı Bela'da bu sefer ağırlıklı olarak slow ve romantik parçalar seslendirir. Bu albümle Gündeş, 1. Kral TV Video Müzik Ödülleri'nde 'En İyi Kadın TSM Sanatçısı' kategorisinde aday gösterilse de ödülü kazanamamıştır. Ben Daha Büyümedim adlı üçüncü albümü 1995 yılında çıkar. Albüm, "Fırtınalar" adlı ilk hitiyle ses getirirken Gündeş, "Ben Daha Büyümedim" ve "Çok mu Gördünüz" adlı parçalarla eleştirilere sitem eder. Bu albüm, Ebru Gündeş'in müzik hayatında Serdar Ortaç'la olan birlikteliğinin de başlangıcı olur. Ebru Gündeş, 1996'da 2. Kral TV Video Müzik Ödülleri'nde 'En İyi Kadın TSM Sanatçısı' ve Yılın En İyi Şarkısı ödüllerini alarak geceye damgasını vurur. Ebru Gündeş, 1996, 1997, 1999 yıllarında 3 kez En İyi Türk Sanat Müziği Kadın Sanatçı Ödülü'nü kazanarak bu ödülü en çok kazanan kişi olmuştur. Kurtlar Sofrası adlı dördüncü albümü 1996 tarihinde çıkar. Bu arada oyunculuk tekliflerini de değerlendiren Ebru Gündeş, albümlerinin ismini taşıyan televizyon dizilerinde başrol alır. 1998-2000 İki yıllık bir aranın ardından, 1998 yılında Sen Allah'ın Bir Lütfusun adlı albümü müzik marketlerdeki yerini alır. Albüm, Selçuk Tekay'ın yanında Kerem Ökten'in yönetmenliği ve aranjörlüğünde gerçekleşir. Albümle aynı adı taşıyan Kerem Ökten imzalı parça, "Sen Allah'ın Bir Lütfusun", başta 1998 yılının ödüllerinin verildiği 5. Kral TV Video Müzik Ödülleri'nde TSM En İyi Kadın Sanatçı Ödülü
0 notes
Text
Müflis tüccar eski defterleri karıştırır misali uzun süredir bir şey yazamayınca eski yazdıklarıma bakıyordum. 2008 yılında Farsça öğrendiğim yıllarda Persepolis filmi üzerine yazdığım yazıyı buldum. Eksiği-gediği var elbet ama onca zamandır bu kadarını da yazamayınca kıymetli oldu. Uzun süredir kullanmadığım tumblr'ı da bu vesileyle kullanmış olayım. Kim bilir belki tekrar yazmaya vesile olurlar!
PERSEPOLİS
İran asıllı çizgi roman yazarı Marjane Satrapi’nin otobiyografik hikâyesinden yola çıkarak yazdığı Persepolis çizgi romanı Fransa’da yayınlanmış ve geçtiğimiz yıl yine Fransa’da animasyon filmine çevrilmişti. 2007 Cannes Film Festivali’nde jüri özel ödülü alan bu film, bu sene de Oscar’da animasyon dalında aday. Şüphesiz bu filmin uluslar arası başarısı sadece iyi bir hikâyesi, müziği ya da çeşitli animasyon tekniklerine sahip olmasıyla sınırlı değil. Filmin siyah beyaz çekilmesi de yönetmenin sanatsal tercihini yansıtmıyor tabii.
Marjane Satrapi’nin filmi çocukluğundan, devrimin hemen öncesinden başlıyor. On yaşında bir kız çocuğunun gözünden masumca yapılan Şah Dönemi eleştirisi, devrimden sonra artık büyümüş ve etrafındaki olayların daha farkına varmış biri olarak İslam Cumhuriyeti eleştirisine dönüşüyor. Filmin ana teması küçük Marjane’ın hayatı gibi gözükse de arka plandaki ciddi Devrim eleştirisi küçük kızın hayat hikâyesinin önemini gölgede bırakıyor. Devrimden sonra zorla örtülen başlar, sokakta yürürken bile “Saçınız önden gözüküyor!” diyerek azarlayan devrim muhafızları filmin kareleri içine sıkıştırılmış en küçük detaylardan. Yine devrimden önce kapıcılık yapan adamların devrim sonrasında sadece sakal bıraktığı için hastane yöneticileri konumuna getirildiğine işaret edilmesi gibi örnekler çoğaltılabilir.
Bütün bunların arasında kalmış ergenlik çağlarındaki küçük Marjane, İran’ın ara sokaklarında paltolarının altına gizleyerek yabancı sanatçıların albümlerini satan kara borsacılardan Iron Maiden albümü almaya çalışıyor. Filmin geneline yayılan mizahi anlatım yüzünüzde tebessümler oluştursa da aralara serpiştirilen “İran halkının devrimden çektikleri” mevzuu adeta gözünüze sokuluyor.
Oğluna okuldan verilen bir anahtarın cennetin anahtarı diyerek verilmesi ve savaşa gitmesine ikna edilmeye çalışılması iki kadının kendi aralarında dertleşirken konuştukları konulardan. Filmin neredeyse her karesinde İran’daki bir baskıdan haber veriliyor.
Marjane Satrapi’nin (kendince) haklı eleştirisi ne kadar haklı?
Marjane Satrapi’nin ailesi başta dedesi, babası ve amcası da dahil olmak üzere Marksist bir ideolojiye sahip. Hatta amcası devrim mahkemelerince yargılanıp idam edilir. Şahın savurganlığını ve zamanındaki zengin ve fakir arasındaki uçurumu şiddetle eleştiren Satrapi ailesi, Şah’ın devrilmesi için mollalarla beraber eylemlere katılırlar. Sonunda devrim gerçekleştiğindeyse halkın yüzde doksan dokuzunun oyuyla başa geçen İslam Cumhuriyeti’nin “Cumhuriyet” kısmının onlara getireceği hürriyete ve demokrasiye güvenirler. En yakınlarındaki örnek Türkiye’dir ve oradaki cumhuriyet kavramı İran’dan bakıldığında göz kamaştırıcıdır.
Böyle bir aile ortamında yetişen bir kız çocuğu olarak bakıldığında Marjane Satrapi’nin eleştirilerini anlamaya çalışabiliriz belki fakat filmin birkaç sahnesinde özellikle vurgulanan taraflı tavırlar var ki bu gayretimizi bir kere daha gözden geçirmemiz gerektiğini hatırlatıyor.
Halkın yüzde doksan dokuzunun İslam cumhuriyeti lehinde oy kullanmasını “Ülke halkının cahilliğine ve cahil insanları da milliyetçiliğin ve dinciliğin harekete geçirdiğine!” bağlamak yazarın bakış açısını yansıtan en önemli iddialardan biri. (Size de bu iddia bir yerlerden tanıdık geliyor mu?) Film boyunca bir tane dürüst ve samimi bir Müslüman göremememiz ve ekrana aksedilen her devrim taraftarı kişinin de salt dikte ile diğerlerine yasakları hatırlatan ve azarlayan tipler olması yazarın objektifliğini sorgulama sebeplerinden bir diğeri.
Filmin önemli özelliklerinden birisi de yazarının İranlı olması ve her karede hissettirilen İran milliyetçiliği. Bildiğimiz Amerikan yapımı İran filmlerine benzemiyor. Son dönem Hollywood yapımı 300 gibi İranlıları sadece barbar olarak göstermiyor. Bu film aslında İran’ın kendini yüceltirken İslam Devrimini yerden yere vuruyor. Gençliğinde Avrupa’ya gönderilen Marjane’e babasının nasihati “Asla kim olduğunu ve nereden geldiğini unutma!” oluyor.
Son yirmi yıldır Fransa’da yaşayan Satrapi belki de babasına verdiği sözü tutmak için tüm dünyaya kim olduğunu ve nereden geldiğini anlatıyor. Bu kadar saf mıdır niyet? Tabii ki değil. Kim olduğunu ve nereden geldiğini anlatırken İran’daki insanların, geride bıraktıklarının neler çektiklerini anlatmak ve dünyaya göstermek, yazarın özel gayret gösterdiği bir konu. Yazının başında da belirttiğimiz gibi önce Fransa’da Cannes Film Festivalinde ödül alması ve şimdi de Oscar’a aday gösterilmesi dünyanın, Satrapi’nin verdiği bu mesajı aldığının göstergesidir.
1 note
·
View note