#Yazarlık
Explore tagged Tumblr posts
halimecan · 1 month ago
Text
Tumblr media
Son günlerde büyük bir yankı uyandıran Gassal dizisiyle birlikte, Ferdi Tayfur'un "İçim Yanar Yanar" parçası yeniden gündeme geldi. Parça, ilk çıktığı yıllardaki etkisini tekrar gösterdi ve dinleyiciler arasında büyük bir ilgi uyandırdı. Ancak bu özel zamanlama, Ferdi Tayfur’un vefatına denk gelince, şarkı bir anlamda onun son veda hediyesi gibi hissettirdi. Sanki hayat, Ferdi Tayfur’a ölmeden önce "Bak, ne kadar büyüksün, gör" dedi. Birçok kişinin babası olmuş, "Ferdi Baba" unvanını almış bu büyük sanatçı, şarkılarıyla herkese dokundu. Şimdi, arabesk müziğin diğer babası Müslüm Baba ile kavuştu. Onun müziği, gönüllerde hep yaşayacak. Ferdi Baba, mekanın cennet olsun inşallah. 🙏
127 notes · View notes
galaksininsesii · 7 months ago
Text
Ne diyordu DKTT
"Ne zaman düşsem bu yalnızlığa,
kitaplar yetişti hep yardımıma..."
273 notes · View notes
muhammetseyfullah · 1 year ago
Text
Gülün kül olması için tek bir kıvılcım yetermiş.
Tumblr media Tumblr media
170 notes · View notes
kedisiolanpanda · 20 days ago
Text
Ben yeniden kitap yazmaya başladım. Bu sefer gerçekten yazıyorum ve devam edip bitireceğim. Bir süre de yazdığım bölümleri bir platformda paylaşacağım. İlk bölümü yayınladım bile. Okumak isteyen olursa haber etsin salayım linki. Öyle işte, bu kadar
23 notes · View notes
gecenaz · 22 days ago
Text
Hiçbir şey yapmak istemiyorum. Artık kendime bile yetişemiyorum zaten. Hayallerim hızla önümden geçip gidiyor. Tutunamıyorum. Yalnızca arkalarından ağlamak istiyorum. Elimden de bir tek bu geliyor zaten.
32 notes · View notes
uykucupandaa · 1 year ago
Text
Tumblr media
266 notes · View notes
okuryazar06 · 9 months ago
Text
ben en çok kendimi sevdim
kendimi de yazarken buldum
bulduğum gibi kalabiyseydim
belki de çok daha fazla sevebilirdim
hayat her yanımdan tuttu çekiştiriyor
sonun sanırım mezar taşımdaki yazıyı tamamlamak
ya da taşa yazarken mezarımı kazmakla olacak...
48 notes · View notes
ruhnefesim · 7 months ago
Text
“Ben söylediklerimden sorumluyum, anladıklarınızdan değil.”
Stefan Zweig
39 notes · View notes
ruhunyazari · 6 months ago
Text
"Güveni sarsılan her insan değişir."
30 notes · View notes
papatyademetii · 10 months ago
Text
Acil kitap önerileri istiyorumm sizlerden..:)
Tumblr media
44 notes · View notes
halimecan · 17 days ago
Text
Tumblr media
Hayırlı kandiller 🍀 Dualarda buluşmak dileğiyle 🙏
12 notes · View notes
bloodonerose · 9 months ago
Text
Hiçbir yere ait olmayanları iyi tanırım. Her yere aitmiş gibi davranırlar. Ama uyuyabilmek için yapmayacakları şey yoktur. Yalanlarını kendilerine unutturmak için...
21 notes · View notes
evrendensesgetir · 9 months ago
Text
bir elim seni çizecek bütün pencerelere
ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde
sonra seni kaybetmek hemen her yerde
ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak
yapayalnız kalmak iskelelerde
seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik
bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden
martılar konuyor omuzlarıma
gözlerin İstanbul oluyor birden...
21 notes · View notes
muhammetseyfullah · 1 year ago
Text
“İnsan hayatı,” dedi kafasını yukarı aşağı sallayarak, “Bu kadar ucuz olmamalı.”
Tüm sabahlardan bir sabahtı. Tanımadığım onlarca insanla burun buruna yaptığım otobüs yolculuğu nihayet bitmişti. Hava renksiz, griydi. Otobüsten inen yığınla birlikte koşarak minibüs durağına gitmiştim. Onlardan biri babamdı. Benden 40 yaş büyük babam, Hasan, hayatın tüm pisliklerine karşı tecrübeli olduğunu kanıtlarcasına yönlendiriyordu beni 28 yıldır. Tüm pislikleri iyi bilirdi. Çünkü bembeyaz kağıttaki en ufak nokta nasıl göze çarparsa, babam da bu dünyanın tüm kirlerini öyle gösteriyordu devasa cüssesinde. İyi biriydi. Bu dünya için fazla iyiydi. Bembeyazdı. Ve bembeyaz kağıda damlayan tüm kirler göze çarpardı.
O sabah yine koşuyorduk babamla mesai için. 9 vardiyasına yetişmemiz lazımdı. Otobüsten inip minibüs durağına gittik koşar adımlarla. Durakta yine insan yığını… İşe yetişmek için birbirini ezenler, boyu kısa ve vücudu sıska olsa da kurnazlığıyla insanların arasından minibüse binmeyi beceren tilkiler, ne olup bittiğini anlamaya çalışan genç kadınlar, sabahın köründe neden dışarıda olduklarını kendileri de anlayamayan yaşlılar… herkes minibüse binmek için uğraşıyordu. Bir de kalabalığın fotoğrafını çekip, “Bakın bu yüzden geç kaldım, lütfen kovmayın!” diye patronuna gösterecek olan şirket çocukları… Küçükçekmece’deki tekstil atölyesinde bedava denecek kadar az paraya çalışan zenciler de tuhaf ama sevimli aksanlarıyla hangi minibüse binlemeleri gerektiğini öğrenmeye çalışıyorlardı. Avazları çıktığı kadar bağırarak semt isimlerini peş peşe sıralayan ve söyledikleri asla anlaşılmayan minibüs kahyaları da minibüsçülerden aldıkları bahşişleri cebe indirip plastik bardaklarındaki çayı yudumluyor, hususi soru soran yolcuları rastgele bir araca bindiriyordu. Nasıl olsa yolda araç değiştirip doğru minibüse binerlerdi…
Bir an babamın durduğunu, acelesinin son bulduğunu ve o cendereden beni ve kendisini uzak tuttuğunu fark ettim. Girmemiştik kalabalığa. Evet, işe yetişmemiz gerekiyordu. Acelemiz vardı ama babamın yüzünde, çocukluğumdan beri bana ve abime aşıladığı, o entelektüel birikimi yüksek, okuyan ve yazan insanlara has eda vardı. Gözlerini kısmıştı, duyduğu rahatsızlığı tüm hüznüyle belli ederek. Dudaklarını büktü, kalabalığa doğru baktı. Ben de babama bakıyordum. “İnsan hayatı,” dedi kafasını yukarı aşağı sallayarak, “Bu kadar ucuz olmamalı.” Yüzü kalabalığa, kısık gözleri bana dönüktü.
Uzun, rengi solmuş siyah paltosunun cebine ellerini sokmuştu. Boynundaki atkıyı çapraz bağlamıştı yine. Kır saçları geriye doğru taranmıştı. Gözlükleri buğuluydu. Başı dik, kafası dumanlıydı. Babaydı. Tüm şehrin ceremesini çekip sefasını süremeyen babalar gibiydi. Tek farkı, zirveyi gördüğü halde bugün buralarda, Yenibosna’da minibüs kalabalığına girmek zorunda kalmasıydı. Bir gün bile yüzündeki hava değişmedi. Onu tanıdım tanıyalı aynı adamdı.
129 notes · View notes
jupiterliyazar · 1 year ago
Text
Gökyüzüne bakıp yalnız başıma ağlayacağım. Karanlık geceye saklayacağım ruhumu. İşte yıldızlar ve benim yüreğim kayboluyor ışıklar arasında. Issız sokaklar canlanıyor gibi buğulu gözlerimde hareket etmeye başlıyorlar. Her şeye karşı küskünlüğümü de affettim. Bağışladım kendime kızdığım vakitleri. Tek tek bıkmadan ayıklayarak taşlı yollardan geçiyorum. Bilmediğim, hiç tanımadığım yerler buralar. Tanıdıklığın yabancılığı gidiyor. Kimse ilişmesin bana. Kimse görmesin gücümü de güçsüzlüğümü de. Kimse duymasın sesimi. Çünkü gidenler hükümsüz artık.
M.
24.08.2023
00:50
78 notes · View notes
gecenaz · 1 year ago
Text
Gittiğim her yerde orada olmamalıymışım gibi hissediyorum. Fazlalık benmişim gibi. İstenmiyormuşum gibi. Bunun bi çaresi yok mu?
124 notes · View notes