#Trabzon Ticaret Borsası
Explore tagged Tumblr posts
Text
Çay Toplamada İşçi Sorunu Devam Ediyor!
Mayıs ayında başlayacak çay yaprağı hasadında çalışacaklara eğitim verilmesi gerektiği bildirilerek, yabancı işçilerin bahçelere zarar verecek şekilde toplama yaptıkları ifade edildi. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcımız Yavuz Selim Çakıroğlu, TRT Trabzon Radyosu’nda yayınlanan Çay Bahçesi programında yaptığı açıklamalarda, çaylıklarda yaşanan sorunlar arasında bilinçsiz toplama sonucu bitkinin…
View On WordPress
0 notes
Link
Trabzon'da, "Fındıkta Verim ve Kaliteyi Arttırma Projesi" kapsamında fındık hastalık ve zararlıları ile mücadele toplantısı yapıldı. Trabzon Ticaret Borsası (TTB) tarafından "İmece-2024" adı altındaki toplantıların ilki, Akçaabat ilçesine bağlı Fındıklı Mahallesi'nde düzenlendi.Toplantıya; Tarım ve Orman İl Müdürü İsa Kaplan, Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Hasan Osman Sabır, TTB Başkanı Eyyüp Ergan, TTB Meclis Başkanı Nevzat Özer, Akçaabat Ziraat Odası Başkanı Mustafa Hikmet Eyüpoğlu ve vatandaşlar katıldı.Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kenevir Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kibar Ak, mahalle sakinlerine yeşil ve kahverengi kokarcanın yanı sıra külleme hastalığıyla ilgili bilgi aktardı.İl Tarım ve Orman Müdürü Kaplan, toplantının ardından gazetecilere, kahverengi kokarca ile mücadeleye sonbaharda başladıklarını söyledi.Personelin sahada olduğunu, köylerde ziyaret edilmeyen ev kalmadığını belirten Kaplan, "Mevsim normallerinin üzerinde sıcaklık yaşıyoruz. Bu nedenle kahverengi kokarcada erken çıkışlar mevcut. Tuzaklarımızı da bütün ilçelerde kritik yerlere koyduk. Titizlikle de takibini yapıyoruz. Bilgileri Bakanlığımızla paylaşıyoruz." dedi.Kaplan, vatandaşlardan kahverengi kokarca ile mücadeleye destek isteyerek şu değerlendirmede bulundu: "Zamanlamamız çok güzel olsun. Bütün sebze ve meyveyi yok ediyor, incirinden armuduna domatesinden fasulyesine kadar. Bütün sebzenin şeklini bozuyor, yüzünü emiyor, tadını bozuyor, kalitesini düşürüyor. Bizler burada sınır görevi yapıyor gibi tüm Anadolu'ya yayılmasını engellemek içinde mücadele ediyoruz. Milli bir mücadele, bununla mücadele etmek zorundayız. Trabzon halkına da teşekkür ediyorum, bizimle birlikte mücadele ediyorlar."KFMİB Başkanı Sabır ise kahverengi kokarcanın fındıkla gündeme geldiğine işaret ederek "Aslında 200'den fazla tarım ürününe zarar veren bir böcek. Türkiye bu böcekle mücadele etmek için çok hızlı bir adım attı." diye konuştu.Sabır, asıl mücadeleyi üreticinin yapması gerektiğini vurgulayarak "Çünkü özellikle kışlaklarda hem ilkbaharda hem de sonbaharda yapılacak mücadeleye, mekanik mücadele diyoruz ve bu çok önemli. Yurt dışında da bazı örnekleri var." ifadelerini kullandı.Akçaabat Ziraat Odası Başkanı Eyüpoğlu da tarım danışmanlarının 18 mahallede çiftçileri bilgilendirdiğini, arazide uygulamalı eğitim yaptığını anlattı.
0 notes
Text
Avrasya Üniversitesi İle Trabzon Ticaret Borsası İşbirliği Protokolü İmzaladı http://dlvr.it/RZKkdj
0 notes
Photo
İlimizi de İçine Alan Bölgemizde Yaklaşan Çay Hasadı İçin Özel Önlemler Alındı Coronavirus pandemisi ile mücadele çerçevesinde, ülke genelinde ve illerimiz özelinde tedbirlerimiz devam etmektedir. limizi de içine alan bölgemizde yaklaşan çay hasadı sezonunda özel önlemler alma gereği hâsıl olmuştur. Bu kapsamda alınması gereken tedbirler konusunda yerelde sektörün tüm taraflarıyla (Pandemi Kurulları, ÇAYKUR, Ticaret Borsası, Ziraat Odaları, ilgili Kamu Kurumları, Muhtar Dernekleri, STK’lar, Müstahsiller vb.) görüşülmüş, Bakanlıklarımızla gerekli bilgi paylaşımları yapılmıştır. İlgili Bakanlıklarımız ve kurullar nezdinde de bölgeden alınan bilgiler ve Bakanlıklarımızda mevcut diğer verilerle birlikte yapılan değerlendirmeler sonucunda, bölgemizde gerekli koruma tedbirlerini aksatmadan, ekonomimiz için çok önemli olan çay hasadının tamamlanması için ortak kararla; -Temel mücadele unsurunun izolasyon ve vatandaşların bulunduğu yerde kalması gerçeğinden hareketle, salgının illerden diğer illere bulaş riskinin olması, 31 il için giriş/çıkış seyahat yasağının devam etmesi nedenleriyle ve şimdilik çayın ilk hasat dönemi olan mayıs ayı hasadı ile sınırlı olmak kaydıyla çay hasadı yapılacak Rize, Trabzon, Artvin, Giresun illeri dışındaki müstahsillerin, bu illere gelişi için seyahat izni verilemeyeceğinden, -Çay hasadıyla ilgili tüm faaliyetlerin bu iller içerisinde mevcut ve illerin temin edeceği işgücü ile planlanmasına, -İllere gelemeyecek müstahsillerin çay hasadını illerde irtibatlı oldukları kişiler aracılığıyla yaptırmalarına, -Buna imkânı olmayan müstahsiller için sektörün paydaşlarıyla oluşturulacak vefa sosyal destek organizasyon kurullarıyla alternatif çözümler üretilip çay hasadının sorunsuz bir şekilde tamamlanmasına karar verilmiştir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. https://www.instagram.com/p/B_PtX4jAKn3/?igshid=1v9o6gfaquq6o
0 notes
Text
0 notes
Text
Bir Yer Meseli....
Bir menzil var ediliyor. Bir güncellik “sağlama” alınıyor. Cerahatin boyunduruğunda, her günü bir öncesinden de çürük, yıkık, viran bir sahanın güncelliği sağlama alınıp geleceğe taşınıyor. Bir yaşam sahası çürüten olma konusunda güncelliğini bu günlerde yapılanlarla sağlama alıyor. Bir menzil var ediliyor. Her yanı, her yönü, hemen hemen her günü irinle, cerahatle meshediliyor. Bir istikamet bina ediliyor. Bir yer tanımı yapılıyor. Yaşatmaktan ise zulmederek, çürüterek ve kesintisiz olan hiddetle yoğrulmuş bariz bir kırım iklimi bina ediliyor. Bir menzil güncelleniyor. Hayatın ivedi bir biçimde devletliye göre zapturapt altına alınması hakikat kılınıyor. Buralarda yaşam ihtimalleri sıfırlanıyor. Bir menzil var ediliyor her şey kapkaranlık. Kopkoyu, cürümlerin bağında, her günü bir hal ve biçimde zehirleyen bir akış / eylem bina ediliyor.
Kötülüğün şahlanışı, karanlığın güncellenmesi, düpedüz var edilen cürümlerin ikliminden bir ülke devşiriliyor. Bugün yaşadığımız yerin dibine kadar çamura batmış bir saha halini muhafaza etmesi sağlama alınıyor. Yıldırı, bariz günümüz Türkçesi ile terörün devletlinin kontrol ve iradesinde biçimlendirildiği bir yerde hayatın tükenişi sabitleniyor. Geleceğini muktedirin tahayyülüne rehin etmiş / bırakmış bir menzilde var edilen cürümlere her gün bir yenisi, her gün bir öncesinden de ağırı ekleniyor. Geleceksizlik bahsinin her neye tam olarak nasıl bir anlama kavuşturulduğu yaşatıldığımız güncellikte birbiri ardına örnekleri ile var ediliyor.
Gazete Duvar’da Anıl Mert Özsoy’un haberidir: “Sanatçı Alpay, müzik kariyerinin 50’nci yılını 22 Mart’ta Zorlu PSM’de verdiği konserle kutladı. Konser sırasında seslendirdiği bir şarkıyı, 68 Hareketi’nin öğrenci liderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve Gezi eylemleri sırasında polis kurşunuyla hayatını kaybeden Berkin Elvan’a ithaf eden sanatçıya ‘terör örgütü üyelerini övdüğü ve devleti aşağıladığı’ gerekçesiyle soruşturma başlatıldı.
Konuyla ilgili olarak Gazete Duvar’a konuşan Alpay, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri tarafından katledilen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarıyla, Gezi direnişinde hayatını kaybeden Berkin Elvan’a şarkı ithaf etmenin neyi terör? Ben şarkıyı ithaf ettiğimde salondakiler ayakta alkışladılar. Eğer Gezmiş ve arkadaşlarına, Berkin Elvan’a şarkı ithaf etmek, Gezi direnişini savunmak terörse ben teröristim. Bunu her yerde söylerim” dedi. Sanatçı Alpay, hukuki yollara başvuracağını belirtti. Alpay, Gezi eylemleri sırasında Ankara’da başından vurularak öldürülen Ethem Sarısülük için “Ethem’in Sessiz Çığlığı” adlı bir şarkı yapmıştı.”
Dersim demenin birkaç sene önce serbestiyeti varken, seçim güncesinde cilalanmaktan öte sanki hakları teslim ediliyormuş gibi komünist başkan’ın gündem kılındığı bir yerde, bir menzilde, dünün ezberlerinin nasıl bir biçimde var edildiğini göstere gelendir Alpay Nazikioğlu’nun başına getirilenler. Bay muhbir vatandaşın kendi kendine göre addedip, orta yerden bir insanın sözcüklerine karışma, fikri tahayyülüne mani olma halinin var ettiği cerahattir mesele. Alpay’ın bugüne kadar sergilediği tavrın bilinirliği bir yana ol aksamlar / akışlar arasında dimdik güncellenmeye devam olunan ayrımcılığın artık her ne boyuta vardığı düşündürücüdür. Daha güzel olacak diye apartılan / çalınan öykünmedeki gibi cilaları döküldüğünde bir cürüm ülkesi bugün sahicidir. Dersim yasaktır. Siyasetçinin sınırlarını hatırlatmak suçtur. Olmayan şeye çaldılar bahsini bildirip duranlara kazın ayağı YSK’ye göre bile öyle değil demek suçtur. Alpay gibi sözünü hayattan yana kurarken ol kötülüğü iki satır eleştirenleri koşa koşa yetiştirmek bir insanın hayatının sınırlarını alaşağı etmek serbestiyete kavuşturulandır. Bunlarla mıdır yeni ülke! Herkesi bir kalıba sokmak / o istence mengenelemek dışında herhangi bir ihtimali söz konusu etmeyen yerin demokrasi bahsi ne olur?
Ayrımcılığın daniskası kılınan söz öbekleri ile şu yukarıdaki eleme / ayrıştırmanın farklı bir tezahürü Türkiye denilenin yenisinde güncellenir. Birbiri ardına fişleyici / muhbir yurttaş akımının bir başkası devletlinin dümen suyunda gidenlerin cismanileştirdiği ol ırkçı etiketleme ve yaftalamalardan bariz kılınır. CHP İstanbul Belediye başkanı olarak seçilip, elinden hakkı çalınmış olan Ekrem İmamoğlu için ortaya atılan Pontos iddiasının, Yunan sevindi bahislerinin ardı bu anlattığımıza çıkartılır. İmamoğlu anılanlardan hiç ama hiçbirisi değildir, buralı bir Müslüman Türk’tür. Kimliğini ispata hacet yoktur. Ol Akp zihniyetinin var ettiği fişleyelim, fiştekleyelim nasıl olsa inanacak birileri muhakkak çıkar şablonu bu kez o’nun üstünde denenir. Süleyman Soylu gibi zamanımızın doksanlar karanlığını temsil eden bir insanın “her şey güzel olacak” denilip protesto edilmesini bir türlü hazmedemeyip kalkıp Pontos’lu olmaya hakaretler yağdırmak bir gelenek halini alır.
Birgün’den aktaralım: “İstanbul Ticaret Borsası Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı Ali Kopuz, Trabzon’da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu protesto eden yurttaşlara “Pontus” dedi.
Kopuz, Trabzon’da yurttaşların protesto ettiği Süleyman Soylu’yu savundu ve “Süleyman Soylu’yu protesto eden gruba bakın, tamamı Ekrem gibi müslüman gözüken Pontuslar” yazdı. Kopuz, daha sonra attığı tweet’te ise “yanlış anlaşıldığını” ileri sürerek, “Okuduğunu anlamak güzel bir haslettir Trabzonlulara laf söylemek kimsenin haddi değil makaryosun heykelini diken adama tepki göstermeyen ama Trabzonun has milliyetçi bir evladına tepki gösterenlere tepkimiz” dedi.”
AKP'li bir başka karanlık sima olan Nurettin Canikli'nin bahsidir, Sputnik Türkiye’den aktaralım “Giresunluların İstanbul’da nüfus yoğunluğuna dikkat çekerek, Giresun’un milli kahramanı Topal Osman Ağa'dan örnek verdi. Canikli, “Topal Osman Ağa’nın Kurtuluş Savaşı döneminde Pontuslulara karşı, bu bölgeyi Pontuslulaştırmak isteyenlere karşı verdiği mücadelenin bir benzeri şu anda yine biz torunları tarafından bu mücadelenin verilmesiyle karşı karşıyayız. Daha doğrusu böyle bir yükle, böyle bir sorumlulukla karşı karşıyayız. O zaman Topal Osman Ağa hangi amaçla kime karşı bu mücadeleyi vermişse şimdi de aynı hain projeyi hayata geçirmek isteyenlere karşı o projeyi inşallah biz akamete uğratmak için Giresunlular olarak bu çalışmayı sürdüreceğiz” dedi.”
“Canikli, İstanbul’da yaşayan Giresunlulara büyük bir görev düştüğünü kaydederek, “Bir kez daha bu millet için ne yapılması gerekiyorsa elbette hemşehrilerimiz onu yapmaya hazır. Topal Osman Ağamız ne yapmışsa, Pontuslulara karşı hangi mücadeleyi vermişse, onların bu topraklarda tekrar yeşermemesi için, hayat bulmaması için, işgal edilmemesi için hangi mücadeleyi vermişse, hangi yaklaşımla hareket etmişse, hangi kahramanlık duygularıyla hareket etmişse şimdi Giresunlular da, Topal Osman Ağa’nın torunları da yine aynı amacı, aynı hain projeyi ortadan kaldırmak için bu mücadeleyi verecek inşallah” ifadelerini kullandı.”
HDP Amed Milletvekili Garo Paylan’ın paylaşımıdır: “AKP‘li Canikli’nin övdüğü Topal Osman; Karadeniz’de Rum ve Ermenileri, Koçgiri’de Kürtleri katleden talancı bir çete lideridir. Trabzon milletvekili Ali Şükrü Bey’i öldürmesi üzerine, meclis idamına karar vermiştir. AKP’li Canikli; bir katili, bir çeteciyi dedesi sayıyor.”
Kirli oyunlar sergilenmeye hala devam olunuyor. Pontos soykırımının yüzüncü yılında şu bahisle çıkageliyor muktedir. İnsanlık bu topraklarda şu kadük argümanların esiri kılındı. Ne iktidarmış ki, bu ne biçim bir şeymiş ki o ırkçılıktan her zaman yangın yerine dönmüş bir yerde her şey tekrar olunuyor. 1915’ten 1923’e kadar yangın yerinin tam karşılığı olan bir coğrafyada, 1937’deki yıkımdan 1990ların karanlığına aralıksız kılınmış olan kırımlar silsilesinden sonra, bir kırk yılın üstünde var edilen düşük yoğunluklu savaş sırasındaki ol yıkımlara ve hala güncellenmeye devam edilen cerahate Türkiye’nin hali ortaya çıkartılır. Bir kirlenmişlik, iki çürümüşlük, üç yıkımın ve yıldırının peşi sıra şurada yaşamaya hala inatla çabalayan bir avuç gayrimüslimi de buralardan kopartıp, nihayetinde iktidar için her birinin birbirlerini boğması güncellenmek istenir. Böylesi bir yerde hayattan hiç ama hiçbir biçimde bahis açılabilir mi?
Gazete Fersude’ye bağlanalım: “Ekrem İmamoğlu’nun Trabzon’da büyük bir halk kitlesine yönelik yaptığı konuşmanın fotoğrafını paylaşan AKP Başakşehir Medya Birimi Başkanı Şevki Mert Akın, ” Ekrem İmamoğlu Trabzon’da Pontus Rum Cemiyeti Tarafından İşte Böyle Karşılandı. Zira Adam İstanbul’u Tekrar Konstantinopolis Yapan Kişi.. Biz Demiyoruz Atatürk’ün Denize Döktüğü Yunanlar Diyor.. ” dedi. Şevki Mert Akın, gelen tepkiler sonrası twiti silip, biosunda yazan bilgileri de değiştirdiği görüldü.”
T24’ten devam edelim: “Millet İttifakı’nın adayı İmamoğlu’nun da Giresun’da yaptığı konuşmada “Topal Osman’a bağlıyım” demesinin ardından tarihçi Ayşe Hür’ün ‘Çağımızın Bir (Başka) Kahramanı: Topal Osman’ başlığıyla 2016 yılı başında Birikim dergisinde kaleme aldığı yazıyı hatırlatan Garo Paylan, “İmamoğlu, Topal Osman’a, işlediği insanlık suçlarını bilerek bağlıysa işimiz zor. Bilmeden bağlıysa, ekteki yazıyı okuyup bağlılığını gözden geçirsin derim. Zor! İşimiz çok zor!” dedi.”
Devletlinin kullana geldiği dil, var ettiği ayrımcılık, biteviye körüklediği nefretin her neye mahal verdiği gizli değil açıktan güncellenendir. Bunca bariz kılınan bir menzildeki öteki, ötekisi sanılanın yaşamına gölge düşürülmesidir. Eski devletli ile yenisinin kapışmasında ortaya serilenler, salt bir geçmiş mücadelesi değil, yarına da müdahaleyi barındırır. Bir yandan Ekrem İmamoğlu gibi zamanın umudu kılınan, her şey güzel olacak diye anılan bahsin mimarını alaşağı etmek, öte yandan da o umudu var edenin bile bir nokta eski devlet geleneğinin en karanlık odaklarına arka çıkmasının hazin garabeti bırakılır. Kalan ve olmakta olanın yıkımıysa bu topraklarda yaşamaya çalışan bir avuç gayrimüslim’e diyet kılınır. Devletlinin ol sözleri, var ettikleri karaşın hal, süreğen hiddetinin sonuçları insanları evlerinden / bağlarından en önemlisi de umutlarından etmektedir. Farkında mısınız?
Saf kötül��k figürünün behemehal İmamoğlu’na da yakıştırılması / yaftalanması gayreti ortaya çıkartılır. Ezber olunanın var ettiği tüm cürüm hemhal hal ve bir biçem olarak nefret söyleminin bugünün siyasetinde belirleyici bir sabit kılınmasının yolu açılır. Kötülüğün ol ana akım medya eliyle cisimleştirilip, hır gürden cürümlerin hakikate bir biçimde evrilmesi bu ülkedeki demokrasi mefhumunun eksikliğini göstere gelmektedir. Bir sahadaki demokrasi istencinin her nasıl eksik koyulduğu bir kez daha ortaya saçılır. İrinle, nefretle ve aralıksız bu bahisleri var eden devletin kutsanması ile birlikte bir uzam dönüştürülür. Bu kadar kolay mıdır her şeyi alt üst etmek, sahiden böylesine rahatça bir mesel midir, yıkımı güncellemek!
İstanbul, Samatya’da birbiri ardına gerçekleşen şu ırkçı hamleler gerçekken sahiden de ol yol, gidilmek istenen menzilin bir ülke değil tastamam çürüten bir tahayyül olduğuna uyanmak onca zor mudur? Ermenistan yurttaşı olan bir mülteci insan bıçaklanır. Agos Gazetesi’nden aktaralım: “Olay 31 Mayıs Cuma günü sabah saatlerinde gerçekleşti. Edinilen bilgilere göre Ermenistanlı Arpine T., eşi Sarkis T.'nin evden çıkmasından kısa bir süre sonra zilin çalması üzerine kapıyı açtı. Kimliği belirsiz iki kişi Arpine T.'yi bıçakla yaraladı. Maskeli şahısların kaçarken “Bu başlangıç” dedikleri öğrenildi. Arpine T.'nin yardımına çığlıklarını duyan komşuları yetişti. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan kadının hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi.
Bu arada çiftin Samatya'daki evinin iki ay öncesinde işaretlendiği belirtildi. Gelişmelere dair Agos'a bilgi veren Türkiye Ermeni Patrikliği'nden Başrahip Zakeos Ohanyan evin duvarına nefret söylemi içeren yazıların bulunduğu kağıtlar yapıştırıldığını ve haç çizildiğini ifade etti. Ohanyan, polisin olay hakkında soruşturma başlattığını söyledi. Başepiskopos Ateşyan da İstanbul Emniyet Genel Müdürü ve Fatih İlçesi Başkomiseri ile görüştü. Ateşyan'a saldırganların yakalanacağı ve bölgede güvenlik önlemlerinin artırılacağı yönünde güvence verildiği öğrenildi.”
Birkaç gün sonrasının haberidir: “İstanbul Samatya’da bazı evlerin kapıları işaretlendi. Toplumsal haber merkezinin ulaştığı apartmanda yaşayan yurttaşlardan biri, ‘’dün akşam 21:00 sıralarında evden arkadaşlarımla buluşmak üzere dışarı çıktım. Apartman kapısında böyle bir işaret yoktu. Gece 01:00 sıralarında eve döndüğümde kapıda bu manzara ile karşılaştım. Yaklaşık olarak 7 yıldır aynı semtte oturuyorum. Daha önce böyle bir şey başıma gelmedi. Komşularımızla gayet iyi bir şekilde geçiniyoruz, herhangi bir sorun yaşamadık’’ dedi.
‘’Polise durumu bildirdiklerini ancak emniyetten hiç kimsenin gelmediğini söyleyen yurttaş, savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını ifade etti. Bu semtte farklı kültürlerden ve farklı etnik kökenli insanların yaşadığını ve geçtiğimiz haftalarda burada Ermeni bir kadının evinin işaretlendiğini ve kadının bıçaklı saldırı sonucunda yaralandığını ifade eden yurttaş, olaydan endişe duyduklarını’’ belirtti.”
Yurt denilen saha birisine hayat vaat ederken bir diğerinin elinden o’nu çalmaya çalışan bir menzil midir? Bunca bariz, düpedüz yalın bir şekilde nefretin peşinde koşa duran bu bahsi hiç gocunmadan güncelleyen bir menzilde, bir katil eskisi, Topal Osman’dan iş bu raddedeki ayrımcılığa nasıl böyle rahatça hikaye devşirilebilir? Teyakkuz halinde bir yer, bir sahada yaşatmama bahsi güncellenirken her şey nasıl güzel olacak, yarını bunca katran karası kılınırken ne nasıl daha güzel kılınacaktır. Biteviye bir fasit döngünün orta yerinde ilerlerken bir menzil, yaşamdan bağlarını kopartıp, hiçbir fecaat için hesap verme müessesesini geriye bırakmayan bir yer / saha / sahne söz konusu edilebilir mi? Bir biçimde diken üstünde yaşamlara mahkum kılınan insanlar olarak bu gündelik siyasetin, bunca pragmatist mefhumun orta yerinde şamar oğlanı kılınmaktan illalah ediyoruz. Yetmedi mi, dahası gelecek mi? Bir ömür boyunca birörnek yıkımlara karşı ses etmek, onların karşısında buradayız demekten gayrisini bilmezken, yapmazken daha kaç kez sınanacaktır bu ülkenin ötekisi, sorguluyor musunuz? Vahşetin bir sonu, hizaya çekme gayretinin bir ucu bucağı olacak mıdır? Neredesiniz duyuyor musunuz, soruyor musunuz!
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2019
Görseller: Melek Ezgi ÖZCAN v/ Behance
#ayrımcılık#nefret dili#eylem#devlet#şiddet#yıldırı#ırkçılık#faşizm#pontos#353000#yazgı#hakikat meseli#yüzleşme#konuşabilmek#akp#iktidar aygıtı#sorgulama#cerahat#kökensizleştirme#türkiye gerçeği#söz#sesleniş#anlamak#azınlıklar#ermeni#samatya#saldırılar#duvar yazıları#kötülük#biyopolitika 101
0 notes
Text
Ergan, Fındıkta, üretimle birlikte ihracatı da arttırarak kazanacağız
Ergan, Fındıkta, üretimle birlikte ihracatı da arttırarak kazanacağız
Ergan, 1 Eylül’de başlayan 2022-2023 sezonunun geride kalan kısmında yaklaşık 64 bin ton iç fındık ihraç edilerek karşılığında 356 milyon dolar döviz girdisi sağlandığını belirterek, geçen sezonun aynı döneminde ise 91 bin ton içi fındık ihraç edilerek 592 milyon dolar döviz elde edildiğini hatırlattı. Eyyüp Ergan, ihracatta miktar bazında yaklaşık yüzde 30’luk bir azalmanın yaşandığına dikkat…
View On WordPress
0 notes
Link
Özellikle Körfez ülkelerinden gelen turistler ile ivme kazanan turizme ilişkin konuşan Trabzon Ticaret Borsası (TTB) Başkanı Eyyüp Ergan, 7623"Trabzon'da 'Fındığı ne geçebilir' diye düşünmek zordu; ama o gün geldi ve şehrin turizmi milyar dolarların üzerine çıktı" dedi.Dünya fındık üretimi ile pazarının büyük kısmını elinde bulunduran, 'Türkiye'nin fındık ambarı' Doğu Karadeniz'de en fazla tarımı yapılan ürünlerden fındıkta; yaşlanan bahçelerin yanı sıra istilacı kokarca böceği nedeniyle rekolte ve buna bağlı gelir kaybı yaşanıyor. Trabzon'un en önemli gelir kaynağı olan fındıkta 64 bin hektar dikili alanda geçen yıl ürün rekoltesi 40 bin tonlara düşerken; ihracat geliri de 551 milyondan 120 milyon dolar seviyelerine geriledi.FINDIK YERİNE TURİZMİ KAZANCIFındıktaki ekonomik kayıplara karşılık, kente özellikle Körfez ülkelerinden 1 milyonu aşkın turistin akın etmesiyle 1 milyar dolarlık kazanç elde edildi. Trabzon'da 2023 yılının ilk 9 ayında yerli ve yabanc�� turist sayısı, 1 milyon 138 bin 743'e ulaştı; geçen yıla göre yüzde 43'lük artış yaşandı. Geçen yıl 796 bin 973 olan turist sayısına bağlı 1 milyar dolardan fazla kazanç sağlanırken; 2023'te bu gelirin artan turist sayısına bağlı katlanması bekleniyor.'YARIŞMAKTAN ZİYADE VERİMİ ARTIRMAK İSTİYORUZ''TURİZM İLE TARIMI BİRLEŞTİREBİLİRİZ'Trabzon'da turizm gelirlerinin fındığı geçtiğini kaydederek 'agro turizm' (tarım kaynaklı turizm) tavsiyesinde bulunan Ergan, "Trabzon'da 'Fındığı ne geçebilir' diye düşünmek zordu; ama o gün geldi ve şehrin turizmi milyar dolarların üzerine çıktı. Kurumlar olarak bunu önemseyip, turizm için ne gerekirse de yapmak lazım. Önceliğimiz tarımda fındık olabilir ama turizm de vazgeçilmezimiz olacak. Agro turizm dedikleri turizm ile tarımı birleştirebiliriz. Fındık buranın geleneksel ürünü; bunun turizme neden ortak yapmayalım. Fındığı, turizmle birleştirdiğimiz zaman, dünyaya hem fındığı tanıtırız hem de insanlar fındık tüketimine katkı sunar. Ticaretimiz de o yönde artmış olur" diye konuştu. '2024'TE DE ARTIŞ OLACAĞINI ÖNGÖRÜYORUZ'Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü Tamer Erdoğan da "Turizm, bacasız sanayi. Körfez ülkelerinin tamamından buraya hemen hemen her milletten insan geliyor. Bu da Trabzon'u zengin kılmakta. Tarım daha farklı bir kulvar ve kısıtlı imkanlarla devam ediyor. Turizm daha çok ön planda. Trabzon artık turizmde bir marka şehir olma yolunda hızla ve emin adımlar ile yoluna devam ediyor. Bunun göstergesi de Trabzon'da 9 ayda yerli ve yabancı turist sayısı, yaklaşık 1 milyonu geçti. Önümüzdeki süreçte bu devam edecek. İlk 9 ayda Trabzon yüzde 43 artışta ve 2024'te de artış olacağını öngörüyoruz. Trabzon'da turizm, büyük şekilde ivme kazandı ve marka kent olma yolunda hızla devam ediyor" dedi.'TRABZON TURİZM ŞEHRİ'Fındık ile turizmin rekabet etmediğini ancak tanıtım için iş birliği yapılabileceğini de aktaran Erdoğan, "Fındık tarımla uğraşan çiftçilerimiz için önemli bir geçim kaynağı ve Trabzon'un bir markası. Turizm daha farklı bir kulvar. İkisine rakip demeyelim. Birisinin hem şehir hem de ülke ekonomisine, diğerinin de ülke ekonomisine çok büyük katkısı var. İkisinin kulvarlarını ayırmamız lazım; ama artık Trabzon bir turizm şehri diyebiliriz. Fındık da tabii devam edecek ve fındığımız Avrupa ve dünya ülkelerine ihraç ederek, Trabzon fındığını tanıtacağız. Fuarlarımızda da fındığımızı tanıtıyoruz. İkisi farklı kulvarlar ve Trabzon'un markalarından biri" diye konuştu.
0 notes
Photo
“12X12 Karadeniz Toplantıları” Başladı Trabzon Ticaret Borsası (TTB) tarafından “3T Tarım-Ticaret-Turizm” sloganı ile her ay farklı bir konuda organize edilecek olan “12x12 Karadeniz Toplantıları” başladı.
0 notes
Photo
YENİ HABER "Kosgeb'den Ttso'ya Ziyaret" Devamı Sitemizde... http://www.acilhaber61.com/2017/04/01/kosgebden-ttsoya-ziyaret/
#trabzon ticaret sicil gazetesi#of ticaret odası#suat hacısalihoğlu kimdir#trabzon ticaret borsası fındık fiyatı sorgulama#ticaret fındık ve fındık mamulleri fiyatları
0 notes
Text
Hırsızlık olayları arttı, fındık nöbeti başladı
Hırsızlık olayları arttı, fındık nöbeti başladı
TRABZON – Türkiye’nin dünyada üretiminde lider olduğu fındıkta tamamlanan hasadın ardından kurutma ve satış dönemi sürerken fındık hırsızlığı başladı. Bölgeye gelen kimliği belirsiz kişi ya da kişiler üreticilerin fındıklarını çalarak kayıplara karışıyor. Bölgede son günlerde artan fındık hırsızlığı olaylarına karşı güvenlik güçleri alarma geçti. Fındık hırsızlığına karşı Trabzon Ticaret Borsası…
View On WordPress
0 notes
Text
İş birliğiyle oluşacak fırsatlar gelişime ivme katacak
Her iki şehrin birbirine benzer pek çok özelliği bulunuyor. Hem ticari hem sınai birlikteliğimizle iki ülke arasındaki iş birliğine yeni bir soluk kazandıracak ve oluşacak fırsatlarla şehrimizin gelişimine ivme katacağız” dedi.
Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, Tanzanya’da yoğun temaslarda bulunuyor. Tanzanya Türkiye Büyükelçisi Ali Davutoğlu’nun ziyaretiyle başlayan programlar, Tanzanya Özel Sektör Vakfı ziyaretiyle devam etti. Sakarya Ticaret Borsası Başkanı Adem Sarı, Tekirdağ, Trabzon Ticaret Borsası Başkanları ve iş adamlarının da yer aldığı heyet daha sonra Tanzanya Yatırım Ajansı’nı ziyaret etti. Her iki ülke arasında kurulması hedeflenen ticari köprünün ilk adımının atıldığı ziyaretlerde Başkan Ekrem Yüce, iş birliği vurgusunda bulunarak Sakarya’ya ilişkin bilgiler paylaştı. Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce’nin yanı sıra Genel Sekreter Yardımcısı Bedrullah Erçin ile Belpaş Genel Müdürü Osman Çelik de heyette yer aldı.
Sakarya ile Zanzibar kardeş şehir olacak Başkan Ekrem Yüce, Tanzanya’da şunları söyledi: “Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Prof. Elizabeth Kiango Kiondo’nun şehrimize yaptığı ziyarette bizleri Tanzanya davet etmesi üzerine heyetimizle birlikte geldik. Zanzibar ile de kardeş şehir olmak için adımlarımızı atacağız ve iş birliğimizi daha da geliştireceğiz. Her iki şehrin birbirine benzer pek çok özelliği bulunuyor. Hem ticari hem sınai birlikteliğimizin şehirlerin gelişimlerine katkı sunacağı kanaatindeyim. Ziyaretimiz vesilesiyle de bu iş birliğinin daha da kuvvetleneceğini düşünüyorum. Yakın ilginiz ve misafirperverlikleriniz dolayısıyla hepinize şükranlarımı sunuyorum” dedi.
İş birliği gelişime katkı sunacak Başkan Ekrem Yüce, Sakarya’ya ilişkin ise şu bilgileri paylaştı: “16 ilçesi olan 1 milyonu aşkın nüfusa sahip Sakarya’mız doğanın tüm güzelliklerini içerisinde barındırıyor. Gölü, nehri, denizi, su basar ormanı, dağları, ormanları, yaylaları ile büyüleyici bir güzelliğe sahiptir. Sanayi olanaklarının yanı sıra tarımda da mümbit topraklara sahip bir şehirdir. Kültürel zenginliğin merkezi, her geçen gün gelişen ve değişen yapısıyla ülkemizin örnek gösterilen şehirlerinden biridir. Bugün Sakarya’mız için yine çok özel ve anlamlı bir gün. İnşallah Tanzanya ziyaretimiz iki ülke arasındaki iş birliğine yeni bir soluk kazandıracak ve ortaya çıkaracağı imkanlarla gelişime katkı sunacaktır” diye konuştu.
source https://www.kocaali.com/gundem/is-birligiyle-olusacak-firsatlar-gelisime-ivme-katacak-h14545.html
0 notes
Text
TRABZON TİCARET BORSASI YK’DAN RİZE TİCARET BORSASINA ZİYARET
TRABZON TİCARET BORSASI YK’DAN RİZE TİCARET BORSASINA ZİYARET
TRABZON TİCARET BORSASI YK’DAN RİZE TİCARET BORSASINA ZİYARET
Çay sektöründe üretimden tüketim aşamasına kadar yaşanan sorunların tespiti ve bunların çözümü için birlikte hareket edilecek. Rize Ticaret Borsası ve Trabzon Ticaret Borsanı Başkan ve YK üyeleri, “Çayın Geleceği İçin Birlikte Hareket Etmeliyiz.” dediler.
Bu amaçla “3T Tarım-Ticaret-Turizm ”sloganı ile “12×12 Karadeniz…
View On WordPress
0 notes
Text
FINDIK KOKARCASI BERTARAF EDİLECEK
http://giresunhaberci.com/findik-kokarcasi-bertaraf-edilecek/
FINDIK KOKARCASI BERTARAF EDİLECEK
Fındıkta verim ve kalite kaybına neden olan hastalık ile zararlılarla mücadele devam ederken, gelecek adına büyük bir tehlike oluşturan kahverengi kokarcayı yok etmek için komite oluşturuldu. Ülkemize ağırlıklı olarak Gürcistan üzerinden giren ve ana üretim bölgesi olan Doğu Karadeniz’de de görülmeye başlayan kahverengi kokarca böceği ile ilaçlı ve biyolojik mücadele için gerekli olan finansmanın temini için sektördeki tüm tarafların temsilcilerinin katıldığı ikinci toplantı da Trabzon’da yapıldı. 26 Ocak 2019 tarihinde yapılan toplantıda yapılan sunumlar ve ortaya konan görüşler doğrultusunda zararlı ile gecikmeden mücadeleye başlanması için gereken finansman kaynağını temin etmek amacıyla Trabzon Ticaret Borsası’nın organizasyonunda gerçekleştirilen toplantıya Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu da katıldı. Vali Ustaoğlu toplantının açılışında yaptığı konuşmada, bölgemizin önemli bir geçim, ülkemizin de döviz kaynağı olan fındıkta verim ve kaliteyi arttırmak için çaba göstereceklerini belirterek, hastalık ve zararlılarla mücadelenin bu nedenle öncelikli olduğunu söyledi. TTB Meclis Başkanı Sebahattin Arslantürk’ün başkanlık ettiği toplantıya fındık üretilen illerdeki Ticaret Borsaları, Ticaret ve Sanayi Odaları, Fiskobirlik, Trabzon Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Karadeniz ve İstanbul Fındık Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin temsilcileri ile önemli fındık sanayicisi ve ihracatçıları katıldılar. Toplantıda kahverengi kokarca ile ilgili olarak araştırmaları bulunan Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Celal Tuncer sunum yaparak, mücadelenin şekli ve aşamaları ile ilgili bilgi verdi. Aynı zamanda Ulusal Fındık Konseyi (UFK) Başkanı da olan Sebahattin Arslantürk toplantıdan sonra yaptığı açıklama da, fındık bahçelerinde yeni görülmeye başlanan, aynı zamanda tüm meyve sebzelere de büyük zarar verebilen kahverengi kokarca ile topyekün ve bilinçli bir mücadelenin uygulanması için bir araya geldiklerini belirterek, “Zararlı ile her aşamada yapılacak mücadelenin planlaması ve gereken maddi kaynağın sağlanması için icra komitesi oluşturduk. Komite önümüzdeki hafta Ankara’da Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri ile görüşerek, etkili mücadele için devletin de desteğini alacak” dedi. Prof. Dr. Celal Tuncer, doğu komşumuz Gürcistan’dan giriş yapan zararlının ülkemizde en çok Rize ve Artvin yöresinde görüldüğünü, bunun için biyolojik mücadele için hazırlıklarımızı sürdürürken, bu yörede ilaçlı müdahalenin acilen yapılması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Tuncer, “ABD, Gürcistan başta olmak üzere birçok ülkede bu zararlı ile yapılan mücadele de zorluklar yaşanıyor. Özellikle bu zararlıyı ortadan kaldıran bir başka böcek ile yapacağımız mücadele için gereken alt yapıyı da acilen kurmamız gerekiyor” dedi. Toplantıda, Ulusal Fındık Konseyi’nin sekreteryasını, Prof. Dr. Celal Tuncel’in de başkanlığını yapacağı icra komitesinde şu isimlerin yer alması kararlaştırıldı: Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı Sebahattin Arslantürk, Sakarya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Adem Sarı, Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Sabır, Ferrero Fındık Zirai İşler Müdürü Gökhan Arıkoğlu.
0 notes
Text
Arslantürk, fındık bahçelerindeki tespitlerini sürdürüyor!
Arslantürk, fındık bahçelerindeki tespitlerini sürdürüyor!
Türkiye’de fındık üretilen illerin tamamını gezip dallarda tespitler yapan Trabzon Ticaret Borsası (TTB) Meclis Başkanı Sebahattin Arslantürk’ün Trabzon’dan başlatıp, Giresun, Ordu, Samsun, Düzce ve Sakarya illerini de gezerek her ay geleneksel olarak sürdürdüğü incelemelerin Şubat ayı bölümünde kendisine Giresun Ticaret Borsası Meclis Başkanı (GTB) Ertaç Öztürk ile Meclis Üyesi Niyazi Gürsoy’da…
View On WordPress
1 note
·
View note
Link
Trabzon Ticaret Borsası (TTB) tarafından Bulgaristan’a düzenlenen iş ve inceleme gezisinde ilginç bir gelişme yaşandı. Trabzon TSO ve Of TSO Başkanları ile TTB Meclis üyelerinin de yer aldığı görüşmenin ardından Varna Belediye Başkanı Ivan Portnih’e adına yazılı Trabzonspor forması hediye edilmek istendi.Formayı bulunduğu çantadan çıkarıldığı sırada bunu fark eden Varna Belediye Başkanı Portnih bir anda “Trabzonspor, Trabzonspor” diye seslenmeye başladı.Türk heyetinde yer alanların, “Dışarıda şehrimizin adı Trabzon’dan daha çok Trabzonspor olarak bilindiği gerçeğini bir kere daha yaşadık.” söylemleri arasında, Trabzonspor hayranı olduğunu belirten Belediye Başkanı Ivan Portnih’e adına yazılı bordo-mavili forma, Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı Nevzat Özer ve Yönetim Kurulu Başkanı Eyyüp Ergan tarafından takdim edildi.
0 notes