#Lipogram
Explore tagged Tumblr posts
aureumaze · 3 months ago
Text
wars flash,
harsh clash,
a car crash.
harm hangs,
and chants
as an alarm,
an altar, and
a man's hands.
—a.m.
18 notes · View notes
noisesymbols · 2 months ago
Text
high concentrations of citric acid
A sour taste on your tongue and a surplus of saliva. It happens every time you think of her. Her memory brings with it an image of sweltering summers, fresh lemonades guzzled down in a hurry. She was just like that, sour. The kind of person one either hates or adores. You adored her. Till the very end. Till the moment she left. Let’s leave no room for misunderstandings here - she hasn’t died. Simply, she left. She always said she would. She’d drip onto your fingers, run down your skin and then let herself be washed away with freezing water from a rusted tap. You know the one. Your shared bathroom in the summer house, you rinsed strawberries under that tap while she brushed her teeth with strawberry toothpaste. The water was always freezing. She never liked devotion. Or rather, she never liked when people were devoted to her. Suddenly, it all turned into some kind of obligation - forest hikes weren’t just hikes anymore, they were appointments, dates, a proper rendezvous. Oh, how she hated that word, date! You never went on a date with her. Instead of dates, you foraged mushrooms, you hiked, walked, jogged and biked. And yet, those not-dates made the two of you inseparable. You got to know her thoughts, her desires, her interests, and even that taste, that sour taste, lingering on her tongue. All the time, she drank lemonades. She ruined them with her obsession, now even a single drop reminds you of her. There’s only espresso left and a bitter taste of betrayal.  From time to time, you try to write her letters. That’s right, you try. You find yourself unable to put her name on paper, you strike it out, erase it, as if trying to rid the page of any hint of her memory. You try again, this time you signify her with just one letter, but even that proves to be too painful. You remove the letter entirely. All that remains is the taste of lemonade and its ingredients, never to be spoken of again.
4 notes · View notes
incehareket · 1 month ago
Text
lipogram ve ben
2011 yılında yazdığım bir yazı. Yeniden karşılaşınca burada da dursun istedim. Yazıda 2. paragraftan sonrası lipogram. E'siz. Ah be... Ne deneysel ablamızdın sen fahriye abla...
Kitaplığımdan
Kitaplar –haberimiz olmadan- bizden evvel yola çıkmış parçalarımızdır. Okuduğumuzda bizim yerimize yola çıkanların rehberliğine teslim oluruz. Bu şekilde severiz, savaşırız, koşarız, yeniliriz ve yeneriz, hem de yerimizden bile kalkmadan. İşte ben de burada kendimi sizi uçuşa hazırlayan bir hostes tayin ediyorum.İlk rotamız Fransa. Pilotumuz Georges Perec. Kitap, yani uçak biletimiz: Kayboluş.
Alıcılarınızla oynamayınız. Yazının bundan sonraki kısmında “e” harfini kullanmayacağım, tıpkı yazarın yaptığı gibi. İyi uçuşlar:
Kayboluş, orijinal adıyla La Disparition, 1969 yılında Fransız yazar Sakallı Üstad tarafından yazılmıştır. Ki, üstadın malum harfi barındıran ismini anmamak için Sakallı Üstad takma adını da kitabın Türk lisanına dönüşümünü sağlayan Sayın Yardımcı’dan ödünç aldığımı itiraftan kaçınmıyorum. Fransız dilinin olmazsa olmazı “o malum harf”, dilin –arkadaşlarına nazaran- fazla kullanılan harfi olmasıyla övünür dururmuş, dururmuş da, Üstad bunu karşılıksız bırakır mıymış, bırakmazmış, bırakmamış da. Koskoca kitapta ondan söz açmamış hiç. İmkansız mı? İmkansız sözünü “o”nun sözlüğünün sayfalarında bulamazsınız ki!
Kitapta o harf yok,  310 sayfa boyunca da hiçbir satırda karşımıza çıkmıyor. Yok olanı anladık, şimdi var olanları sayalım:
İlkin bir J.Roubaud şiiri karşılıyor okuru. İsmi Kayboluş. Ki şair Sakallı Üstad’ın arkadaşı. Diyor ki:
“…Bulmadan bulanık akşam pususunda burada /Şudur anlatılan ( ana fikir, ana kayıp)/ Sanat akrabadır savaş narasına(nokta)…”
Arkadaşına saygı duruşunda bulunduktan sonra yazar kitaplarından birinin başlığına atıfta bulunarak ilk bölümü açıyor:
“…Burada, bir zamanlar yazdığımız bir romandaki gibi mışıl mışıl uyuyan bir adam anlatılır…” (Uyuyan Adam)
Anton, kitabın başkahramanı, kayboluştan rahatsız bir adam. Onu görüyor,  kaybolmaya doğru adım atan harfi:
“…Görüntü arada sırada, kısacık bir çizginin ortasından böldüğü, uçları tam kavuşamayan bir yuvarlak biçimini alıyordu: G harfinin aynadaki yansımasını hatırlatıyordu. Ya da ak kağıda boyayla çizilmiş, saydam bir sisin ardında üç başlı bir mızrak tutan kibirli bir kral kılığına bürünüyordu. Ya da bir an için, üç yatay çizgi, gözü doyurmayan bir taslak olarak görünüyordu: Çarpıcı çıkıntıları, hayal gücünün lüzumsuz bir taklasıyla sırıtkan bir adamın üç parmağına dönüşüyordu. Ya da zambak gibi apak sırtında üç kara halka bulunan bir yabanarısının ağır ağır uçuşunun havada bıraktığı izin görüntüsü bir anda baskın çıkıyordu…”
Anton, bu gidişin ardından Kayboluş başlığının altına yazdıklarıyla romanına bismillah diyor:
“…Kayboldu. Kim kayboldu? Niçin? Nasıl? Halımın dokusunda bir nakış var ( ya da vardı ya da var olacak ya da var olabilir). Aslında o, bir nakıştan daha da fazlası: Bir bilgi, bir güç…”
Anton da kaybolan bu imajın ardına takılıp ani bir kararla yok oluyor. Nasıl mı? Bilinmiyor! Arkadaşları da bunu araştırmak için buldukları ipuçlarını bir araya topluyorlar.  Bıraktığı not çok fazla kapalı olduğundan anlaşılması da hayli zor oluyor. Okurun  zorlandığı anda da yarı yazar Sayın Yardımcı çıkıyor karşısına, bölüm 10’da kitapla ilgili tüyolar, nasıl okunacağına dair püf noktaları sunuyor. Bir tomar kağıt diyor Yardımcı,  çizip yazmak için, çünkü bu kitap gizli kapaklı sırlarla dolu, yazmadan görünmüyor bunlar, bir bilgisayar, imla kılavuzu, Paris haritası, dürbün, altılı ganyan kuponunu da alın diyor ihtiyaçları uzatarak. Bunlara sahip olunca kitabın daha iyi anlaşılacağını söylüyor, bir Hababam sınıfı işbirliği kokusu alıyoruz, şükranlarımızı sunuyoruz yarı yazara.
Şair hususunda sıkıntıyla karşılaşmak zor olmuyor, çünkü şairin ismi malum harfi barındırıyorsa yazar sıkılmasın da kim sıkılsın? Misal, “Paris’in Sıkıntılı Şairi” sıfatını okuduğumuzda orada anılan adamın kimliğini az biraz şiir tatmış Fransızlar için ya da Fransız şiiri tutkunları için zor olmaz da, ya şiir düşmanlarının hali nic’olacak?  Victor Hugo, Mallarmus, Rimbaud,  sonunda da “o”, yani Parisli bunalım adamı  kitaba konuk oluyor, Sayın Yardımcı’nın Pisi adına dönüştürdüğü şık şiirini düşürüyor satırlara: “…Aşk ilminin, bilim aşkının yoldaşı pisi…”
Anton, arkadaşlarını da sürüklüyor bir bir, çözüm aramaları soruna bulanmalarıyla sonlanıyor:
 “…Tunçtan parmaklarıyla ölüm, Uyuşmuş parmaklarıyla ölüm, Yazının yok olup gittiği ölüm, Bir soytarının karalayıp dolduracağını sandığı kağıt tomarının sonsuza kadar apak, bomboş kalmasını sağlayan ölüm, fısıldadı kulağımıza: Roman  bitti…”
Bundan sonra  yazar bunu yazmasındaki ihtirasını, itici gücünü, amacını, kaygısını anlattığı bir kısa bölümü katarak öyküsünü bitiriyor, -ki bu açıklama kitap için lüzumlu bir imzaydı-. Çok fazla sayfa atlanmadan okunmuş olduğunu umduğum bu yorucu roman, yaftasıyla da okurun sabrını yaldızlayıp, öz öyküsünün zorluğunu da ispatlamış oluyor.
Bir kayboluştan daha fazlası bu, bir ananın yokluğu, bir Yahudi çocuğun yazdığı ağlak fakat duygu sömürüsü yapmadan anasının gidişi için yazılmış karmaşık, puslu, şık bir ağıt! Ana var mı kitapta, hayır, savaş var mı, hayır, kocaman bir kayboluş ağı: Ağa takılanların çırpınışlarını, bir can pazarını anlatmış Sakallı Üstad.  İlkin, kitabı bu harfin yoksunluğuyla yazan Kıvırcık Üstad – bu da tanıtımcı yazar olarak armağanım olsun okurlara-, sonra Sayın Yardımcı büyük bir iş başarmışlar. Hayranlığımı gizli kapaklı yaşayamadığımdan itirafımdır, kayıtlara düşsün.
4 notes · View notes
alliwanttodoiscollectpoetry · 11 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Lipogram by Stephanie Choi
3 notes · View notes
isjod · 1 year ago
Text
More lipograms because I am on a roll !
That last man has all a last man can want: a bad rap and a mask that brands, a sad band plans that trap. Paragraphs and paragraph and sand sat at that lap that mars and appalls all. A caravan can pass and brawn and brass, barracks and bars. That man can’t lack at all
2 notes · View notes
itsthesawofthetable · 1 year ago
Text
I . . .
Hmm.
Tumblr media
52K notes · View notes
wordsmusicandstories · 5 months ago
Text
Lipogramma in Ⓞ
Eletta Senso questa settimana ha proposto un Lipogramma in Ⓞ (qui), cioè un testo in cui non deve mai comparire una determinata lettera. Oggi si deve comporre qualcosa senza la vocale O di Ottobre. Ecco il mio esempio: Carissimi amici di terra e di mareè una reale gaiezza per tutti parteciparealle sfide linguistiche che Eletta seguita a presentare:una maniera divertente e intelligenteper…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
targaros · 8 months ago
Text
It is surprising that all lipograms I know of contain many uncommon words, and so I thought to try it, and I had difficulty making this short paragraph. I... approach? honour to Gadsby, that long nov... no I cannot say that... that long book without using the most common... Oh for bloody h... bloody crown of Scotland I can't go on.
(I wanted to make a second paragraph that mostly contained 'e''s, but that proved too hard as well.)
1 note · View note
mywritingacrchive · 10 months ago
Text
Everyone else blesses Belle Creek.
Cheers the pesky cheek,
Chest, crème, creep.
Defer the dense delve.
Dress. Deter.
Elect empty experts,
Expect ether mercy.
1 note · View note
doerrferr · 1 year ago
Text
i want to see someone adapt the lipogram book “roundabout” into a musical and see how it’d drive the creators to insanity, realising they can’t use the note or the key of E, or any instruments in that key.
it’d also be really cool as an adaptation because the book is cyclical and repetitive so you kinda get the explanation for why it’s being played over and over each night
1 note · View note
kelimeoyunu · 1 year ago
Text
Ünivokalizm: Alfabede tek ünlü olsaydı?
Lipogram, belirli bir harf ya da harf grubunu hiç kullanmadan yazılan metin. Georges Perec'in e harfini kullanmadan yazdığı La Disparition ("Kayboluş", 1969), lipogramın tanınmış örneklerinden. Yayımlandığı tarihten bu yana, dünyanın dört bir yanında, üç yüz sayfalık bu romanı, lipogram kısıtına sadık kalarak, yani e harfini kullanmadan ana diline çeviren birçok çevirmen çıktı. Bizde, üstelik romanın her biri alfabenin bir harfine karşılık gelen yirmi altı bölümüne Türkçe alfabeye uysun diye üç yeni bölüm daha ekleyerek, Cemal Yardımcı başardı bu işi. Yardımcı'ya başarısından ötürü herhangi bir ödül verildi mi bilmiyorum, fakat bu tür başarılar dünyada hep ödüllendirilmiştir. Pek çok okurun, kitabı, e harfinin hiç kullanılmadığını fark etmeden bitirdiği bilindiğinde Perec'in romanının niteliği daha iyi anlaşılır. Lipogram demişken Ersin Tezcan'ın E'siz Potkal (1997) adlı, altmış iki sayfalık eserini anmayı da es geçmemek gerekir.
Ünivokalizm ise, metnin, sesli harflerden yalnızca birinin kullanılarak yazılması. İlk bakışta, bu tanımla, ünivokalizm lipogramın tersi gibi görünebilir. Birinde bir harfi (genellikle sesli bir harfi) atıyorsun, diğerinde ise tersine, sadece o harfi kullanıyorsun. Oysa ünivokal (tek sesli harfli) bir metin ya da şiir, lipogramın kısıt kümesi genişletilmiş, ekstrem bir türünden başkaca bir şey değil. Roman uzunluğunda lipogramatik metinlerin yazılması mümkün; öte yandan, aynısını ünivokal metinler için söyleyebilmek güç. Neden? Çünkü, örneğin Türkçe için düşünürsek, tek sesli harf yerine yedi adet sesli harfi dışarıda bırakmamız gerekiyor. Roman değil de şiir yazsak? Türkçede bilinçli olarak ünivokalik yazılmış şiir örnekleri var mı bilmiyorum; ama çevrimiçi kaynaklarda şöyle bir aratınca o tür bir örnek pat diye önüme çıkmadı. Çıkmayınca bu işi bir deneyeyim, dedim. Acaba hangi sesli harfi seçseydim? Kendime tek deneme hakkı tanıyacaksam, bari en zor olanıyla uğraşayım, diye düşündüm. A, e, i, ı - Pek çok kaynakta bu dördü, verdiğim sırada, en sık kullanılan ilk on harf arasında geçiyor. O ve u, sıralamada az farkla, ı harfini takip ediyor. Geriye ü ve ö harfleri kalıyor ki en az kullanılanın ö olduğunu kestirmek her halde zor değil. Hem ö, Özcan'ın ö'sü değil mi? Körün istediği bir göz...
Ortaya çıkan metin, şiir mi, değil mi, giderek anlamlı mı değil mi, "bacağı kırık çekirge bir adım dahi atabilse zıplamış sayılır" diyerek değerlendirmeyi okura bırakıyorum. Metin, istenirse bir bütün olarak, istenirse bizzat aşağıda yaptığım gibi, üç bölüm halinde düşünülebilir. Türkçe söz varlığında yalnızca ö sesli harfini içeren sözcüklerin hemen hepsi, mümkün mertebe tekrara düşmeden ancak iyi kötü şiirsel bir atmosferin yaratılması sorunu da gözetilerek, metin içersinde kullanılmıştır.
(I) bön mösyö köy örf, döl döş örk, börk örs, lös, gön köy köy böğ, cönk gönç sör köşk sörf, blöf tör, görk föy, fötr, fön köşk köşk köz, flört kör jön çöl göç, gök öç, öd öz, töz, ön söz çöl çöl pöç, lök kök çöl, göl köşk, çöp köy... yön? (II) öf dört göz! kös kös kös döv! öf pöf ! höst nötr (!)  tröst! ört, gömgök göt! öhö! höt! (III) ör, ör, sök sök, sök, çöz çöz, çöz, böl böl, böl, dök dök, dök, sön sön, sön, çöğ çöğ, çöğ, öt öt, öt, çök çök, çök, çöm çöm, çöm, öp öp, öp, öv öv, öv, dön dön, dön, gör gör, gör, söv söv, söv, göm löp löp göm göm, göm, öl!
0 notes
graywyvern · 2 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media
( venezia via 360 visio on fb / via )
ɠooᶛ ӍØƝĐΛƴ.
"Scorn of Rays"
Soft viridian light, And a voracious call throbbing. Falling mists.
You will know an arrival by.
If inch. If furlong gilt with, So your gain. Rays from it glow on surf-curlings. But who has such?
I flow toward not.
(2001)
"...instead, it would sit in his file boxes for almost a decade, when Virginia Kidd asked him which of his older stories might be worth a look."
"Well, I never had too much faith…I believe for a while in the mornings if I wake feeling well. But my belief is almost always gone by noon." –PAST MASTER by R. A. Lafferty (via @noteheadmusic)
Dream World.
0 notes
alphabetcompletionist · 2 years ago
Note
ELEGIAC BALLAD
I had a middle-aged half-deaf beagle called Khaki Jack. He’d had a bleak life; caged, kicked, maimed, defiled. Jack had baggage. ‘A bad egg’; all malice, mad like hell. He had a dim, jaded face I’d call 'facile', 'glib'; a lifelike façade, like I’d had him embalmed. I decided I liked him. He 'abided' me.
Jack had lice. A hide like a llama fleece. I checked him, de-flead him, made him a bed. I had a half-baked idea; a belief if I calmed him, made him amiable, he’d heal. I aimed high.
Jack baffled me. If I called him, he hid. If I kicked a ball, he fled. If I made a face, he hackled. If I beamed back, he balked like I flicked him.
Jack liked cake. Jam, beef, lamb kebab, he deemed all edible; Each deli held a high acclaim; each mall café, a Mecca. If I had cake, he begged. I fed him cake.
Jack became fickle. He climbed a big elm, acacia, beech, climbed a jagged cliff face, a  high ledge, like ‘bald eagle’ high, like ‘Babel’ high.
He’d dig like a jackal; a mad childlike glee. He made life a bedlam, each game a debacle. If I chided him, he became meek, mild. He’d lick a face like a cliché, a gimmick.
If I hiked half a mile, he ambled ahead, glided, agile, like a high-heeled dame. He mimicked me like a kid. If I called him, he came back. If I led him, like magic, he heeled.
Jack fell ill. He damaged a leg; a lame dead limb. He became feeble; malleable, like a flaccid beachball kicked afield. He hacked, gagged black bile. A lilac? A dahlia? He bled. He flailed. He faded. I held him. He died. I’d had him a decade. I ached like he blamed me. I feel like I failed him, fallible Jack.
ABCDEFGHIJKLM
13/26
honestly i am impressed beyond words. and this seems to be original too. i wish i could praise this as high as i think of it
309 notes · View notes
d6b-onion · 1 year ago
Text
Chapter posted!
Check it out here! Somehow it wound up being 2.2k words long, but working on this was really fun! I hope all you wrigmisty enjoyers will like it!
And if you aren't aware, this is what's called a lipogram: everything in that work is written without using the letter E anywhere.
4 notes · View notes
synthsturntablescontactmics · 3 months ago
Text
And of course, my favourite, Georges Perec's 'A Void' (which does include a couple of references to an unseen character named Gadsby). It's an amazingly fun read as well as an impressive lipogram. He then went on to write a novella with 'e' as the only vowel ('Les Revenentes') but from what I can tell that was never translated into English - I feel like Gilbert Adair, who translated 'A Void', deserves almost as much credit as Perec himself!
Tumblr media
it's healthy for academics to have professional feuds. enrichment activity
51K notes · View notes
isjod · 1 year ago
Text
et Les Revenentes
Here be the sequence, where ever feeble steeds breeze the set steeple, the blessed meek men: yes, hell
Steer, keep the steer even, the fleshed feet set here the bell. Belle begets, begs, bleeps, lets ezekeel bed her
yes, hell
1 note · View note