#sınırlamalı yazı türleri
Explore tagged Tumblr posts
kelimeoyunu · 8 months ago
Text
Ünivokalizm: Alfabede tek ünlü olsaydı?
Lipogram, belirli bir harf ya da harf grubunu hiç kullanmadan yazılan metin. Georges Perec'in e harfini kullanmadan yazdığı La Disparition ("Kayboluş", 1969), lipogramın tanınmış örneklerinden. Yayımlandığı tarihten bu yana, dünyanın dört bir yanında, üç yüz sayfalık bu romanı, lipogram kısıtına sadık kalarak, yani e harfini kullanmadan ana diline çeviren birçok çevirmen çıktı. Bizde, üstelik romanın her biri alfabenin bir harfine karşılık gelen yirmi altı bölümüne Türkçe alfabeye uysun diye üç yeni bölüm daha ekleyerek, Cemal Yardımcı başardı bu işi. Yardımcı'ya başarısından ötürü herhangi bir ödül verildi mi bilmiyorum, fakat bu tür başarılar dünyada hep ödüllendirilmiştir. Pek çok okurun, kitabı, e harfinin hiç kullanılmadığını fark etmeden bitirdiği bilindiğinde Perec'in romanının niteliği daha iyi anlaşılır. Lipogram demişken Ersin Tezcan'ın E'siz Potkal (1997) adlı, altmış iki sayfalık eserini anmayı da es geçmemek gerekir.
Ünivokalizm ise, metnin, sesli harflerden yalnızca birinin kullanılarak yazılması. İlk bakışta, bu tanımla, ünivokalizm lipogramın tersi gibi görünebilir. Birinde bir harfi (genellikle sesli bir harfi) atıyorsun, diğerinde ise tersine, sadece o harfi kullanıyorsun. Oysa ünivokal (tek sesli harfli) bir metin ya da şiir, lipogramın kısıt kümesi genişletilmiş, ekstrem bir türünden başkaca bir şey değil. Roman uzunluğunda lipogramatik metinlerin yazılması mümkün; öte yandan, aynısını ünivokal metinler için söyleyebilmek güç. Neden? Çünkü, örneğin Türkçe için düşünürsek, tek sesli harf yerine yedi adet sesli harfi dışarıda bırakmamız gerekiyor. Roman değil de şiir yazsak? Türkçede bilinçli olarak ünivokalik yazılmış şiir örnekleri var mı bilmiyorum; ama çevrimiçi kaynaklarda şöyle bir aratınca o tür bir örnek pat diye önüme çıkmadı. Çıkmayınca bu işi bir deneyeyim, dedim. Acaba hangi sesli harfi seçseydim? Kendime tek deneme hakkı tanıyacaksam, bari en zor olanıyla uğraşayım, diye düşündüm. A, e, i, ı - Pek çok kaynakta bu dördü, verdiğim sırada, en sık kullanılan ilk on harf arasında geçiyor. O ve u, sıralamada az farkla, ı harfini takip ediyor. Geriye ü ve ö harfleri kalıyor ki en az kullanılanın ö olduğunu kestirmek her halde zor değil. Hem ö, Özcan'ın ö'sü değil mi? Körün istediği bir göz...
Ortaya çıkan metin, şiir mi, değil mi, giderek anlamlı mı değil mi, "bacağı kırık çekirge bir adım dahi atabilse zıplamış sayılır" diyerek değerlendirmeyi okura bırakıyorum. Metin, istenirse bir bütün olarak, istenirse bizzat aşağıda yaptığım gibi, üç bölüm halinde düşünülebilir. Türkçe söz varlığında yalnızca ö sesli harfini içeren sözcüklerin hemen hepsi, mümkün mertebe tekrara düşmeden ancak iyi kötü şiirsel bir atmosferin yaratılması sorunu da gözetilerek, metin içersinde kullanılmıştır.
(I) bön mösyö köy örf, döl döş örk, börk örs, lös, gön köy köy böğ, cönk gönç sör köşk sörf, blöf tör, görk föy, fötr, fön köşk köşk köz, flört kör jön çöl göç, gök öç, öd öz, töz, ön söz çöl çöl pöç, lök kök çöl, göl köşk, çöp köy... yön? (II) öf dört göz! kös kös kös döv! öf pöf ! höst nötr (!)  tröst! ört, gömgök göt! öhö! höt! (III) ör, ör, sök sök, sök, çöz çöz, çöz, böl böl, böl, dök dök, dök, sön sön, sön, çöğ çöğ, çöğ, öt öt, öt, çök çök, çök, çöm çöm, çöm, öp öp, öp, öv öv, öv, dön dön, dön, gör gör, gör, söv söv, söv, göm löp löp göm göm, göm, öl!
0 notes
kelimeoyunu · 9 months ago
Text
Kar topları
Sınırlamalı yazı türlerini tanıtırken "kar topu" denilen tarzdan da söz etmiştim. Kar topu (chaterism veya snowball), bir metin veya bir şiirde, sözcük uzunluğunun aritmetik bir düzenle artması veya azalması. Bildiğim kadarıyla bir Oulipo icadı.
Bu kış İstanbul'a kar yağmayınca ben de oturup kar topunu kendim yapayım dedim. Bugünün mahsulü olan, nur topu gibi iki "kar topu"mu aşağıda paylaşıyorum. İlki her satırda bir harf uzuyor, diğeri ise önce uzayıp sonra kısalıyor.
o an aşı dert etmek istese köleler esirliği hastalığı yoksulluğu çaresizliği satılmışlığı dayatmacılığı geleceksizliği aşağılanmışlığı özümseyebilseler hakkaniyetsizliği küreselleşmeciliği kullanılagelmişliği içselleştirebilseler yalnızlaştırılmışlığı sıradanlaştırılmışlığı sorunsallaştırabilseler kavramsallaştırabilseler bilinçlenebileceklerinden ödüllendirilebileceklerdir devrimcileşebilirlikleriyle ölümsüzleştirebileceklerimiz itibarsızlaştırılmamalıdırlar proleterleştirilmişliklerinden burjuvalaştırılamamışlıklarıyla gayriinsanileştirilmişlikleriyle soylulaştıramadıklarımızdanmışlar konformistleştirilivermişlercesine
o şu ruh ağıp varan yanıma sanrıda görüştük köşecikte gölgesiyle meraklandım haddizatında sormamalıydım kavuştuğumuzda yitiriverdiğimi uzaklaşıvereni ölüymüşçesine unutmalıydım gömmeliydim gelgelelim endişeyle sarsılıp umarsız sordum eyvah dedi ruh ah o
0 notes
kelimeoyunu · 3 years ago
Text
Sınırlamalı yazı türleri
Başlıca sınırlama altında yazma (İng. Constrained writing) tekniklerini tanıyalım.
Lipogram
Belirli bir harfi ya da harf grubunu hiç kullanmadan yazılan metin. M.Ö. 6. yüzyılda yaşamış olan Eski Yunan şairi Hermione'li Lasus'un sigma harfini kullanmaktan bilinçli olarak kaçındığı şiirleri, bilinen en eski lipogram örnekleri. Bu alandaki en büyük meydan okuma, doğal olarak, alfabenin en sık kullanılan harfini yasaklamak. Nitekim bu şekilde yazılmış romanlar var. Bizde, aşık atışmalarında lebdeğmez ya da dudak değmez adı verilen ve ancak dudakların birbirine değmesi sayesinde çıkarılabilen b, f, p, m, v seslerini/harflerini yasaklayan, doğaçlama aşık geleneği de kaynaklarda sözlü lipogram örneği olarak geçer.
Tıpkı lipogram gibi, lipogramın tersi, yani metni oluşturan kelimelerin her birinin belirli bir harfi içermesi zorunluluğu da sınırlama altında yazma tekniklerinden biridir. Bu tür yapıtlar, ters lipogram, antilipo veya transgram olarak adlandırılır.
Akrostiş
Şairin sevdiğinin adını dizelerin ilk harflerinde yukarıdan aşağıya okuyabildiğimiz o naif şiirleri düşünün. Kimimiz bunların benzerlerini yazmaya bizzat yeltenmedik mi? İşte o şiirler birer akrostiş örneği. Gelgelelim akrostiş, aslında şiirle sınırlı olmadığı gibi, harfle de sınırlı değil. Genelleyerek tanımlarsak, akrostiş, seçilen belirli bir kelime ya da cümlenin, metnin yatay birimlerindeki (dize, satır, paragraf vb.) her ilk harf, kelime ya da cümlenin yukarıdan aşağıya birbirine eklenmesi ile oluşturulması kuralı gözetilerek yazılmış metindir. Orta Çağ edebiyatındaki yaygın örneklerinde, şair, genellikle kendisinin veya meseninin adını şiire akrostiş yolu ile katar ya da akrostişi aziz vb. dinen saygı duyulan, kutsal kişilere şükran sunma, dua etme vesilesi sayar. Dizelerin başlangıç harflerinin, yukarıdan aşağıya, alfabe harflerini atlamadan ve alfabetik sırada yansıttığı özel türdeki akrostişlere abecedarius (abece akrostişi) denir.
Aliterasyon, Konsonans, Tautogram ve Kafiye
TDK Güncel Türkçe Sözlük aliterasyon terimini "Şiir ve nesirde uyum sağlamak için söz başlarında ve ortalarında aynı ünsüzün veya aynı hecelerin tekrarlanması" olarak tanımlıyor. Örneğin, "Otuz Beş Yaş Şiiri"nin son dizesine bakalım: "Taht misali o musalla taşında". T harfinin "taht" ve "taşında" kelimelerinin başında; ayrıca s harfinin (daha doğrusu, sal hecesinin) "misali" ve "musalla" kelimelerinin ortasında tekrarlanması aliterasyon. Hatta özel bir aliterasyon çeşidi olan simetrik aliterasyon söz konusu bu dizede. Çünkü T harfi, dizenin ilk ve son sözcüklerinde yinelenirken sal hecesi, dizenin orta yerindeki sözcüklerde yinelenerek aliterasyonlu sözcüklerin dizenin ortasına göre bakışımlı olması sağlanmış.
Kimi akademisyenler ünlü harflerin tekrarlanmasını da aliterasyon sayıyorlar. Fakat dar anlamda, aliterasyon, şiirde, kelimelerin şiirin ölçüsüne uygun olarak vurgulanan heceleri arasındaki ünsüz benzeşmesi olarak anlaşılıyor. Konsonans (sonünsüz benzerliği), hangi hecenin vurgulandığına bakmaksızın, "kelimelerin herhangi bir yerindeki ünsüz benzeşmesi" anlamına geldiğinden, aliterasyondan daha geniş bir terim.
Tüm kelimelerin aynı harfle başladığı metinler tautogram diye adlandırılıyor. İyi de, aliterasyon bu tanımı zaten içermiyor mu? Evet, ama tautogram ile aliterasyon arasında, ilkinin görsel, ikincinin ise işitsel olması gibi bir ince ayrım var. Bu ayrımı anlamak için Türkçenin dışına çıkmamız lazım. Örneğin, İngilizce "circle segment", bu iki kelimede c ile s harflerinin aynı sesle tınlamasından ötürü, aliterasyon içerdiği halde, bir tautogram değil. Tersine, "crazy child", tautogram olduğu halde, c harfinin her bir kelimede farklı okunması yüzünden, aliterasyon içermiyor. Sınırlamalı yazı diye başlık atıp da aliterasyondan bahsetmişken kafiye tutturmayı dışarıda bırakmaz olmaz. Şu farkla ki kafiye, bir dizenin kelimeleri arasında değil de dizeler arasında, dizelerin en sonundaki hece(ler) arasında tutturulur.
Şablona göre yazmak - Özleştirme, Anagram, Pi'ce, Aleatorizm, Silinti vb.
Yazılacak metne baştan sınırlama koymanın akla ilk gelen yollarından biri, belirli bir şablonu esas almaktır. Akrostiş şablona göre yazmanın en bilinen örneklerinden biri, mesela. Başka ne olabilir? Bir sözcüğü ya da tümceyi şablon olarak alıp, onun harflerini yeniden düzenleyerek, sonunda şablonla aynı harfleri, aynı sayıda içeren yepyeni sözcükler/tümceler üretebiliriz. Bu yolla üretilen metne anagram diyoruz. Örneğin, monkeys write (İng. "Maymunlar yazıyor") cümlesi, New York Times gazetesinin adının bir anagramı. Türkçede iyi bir örnek: Altınay yanıtla. "Yanıtla", "Altınay"ın tam simetriği alınarak bulunan bir anagram; yani kelimenin tersten okunuşu. Böylece şablonu anagramıyla yan yana koyduğumda bir palindrom oluşur: "Altınay yanıtla."
Şablon illaki bir kelime veya bir cümle olacak diye bir koşul yok tabii. Matematikteki Pi sayısını alalım: 3,1415926535897932384626433... Öyle bir metin oluşturalım ki metnin her bir kelimesindeki harflerin sayısı, pi sayısının rakamları ile sırasıyla, bire bir eşleşsin. Önce üç harfli bir kelime, sonra tek, sonra dört, sonra yine tek harfli vb. kelimelerle üretilmiş bir metin. Eh, pi sayısını temel aldığımız için böyle bir metne de Pi'ce (İng. "Pilish") diyebiliriz o vakit. Virgülden sonra tekrar etmeyen sonsuz basamağı olan Pi'yi nereye kadar takip edeceğiz peki? Sonsuza dek peşinde koşsak da yakalayamaz onu; buuna karşın, Pi'ce bir metin üretecekseniz, takip işinde ne kadar ileri gidebilirseniz o kadar iyi.
Belki garip bulacaksınız ama dildeki özleştirme (bir dili yabancı dillerin etkisinden arındırma) çabaları da (Örneğin, bizdeki Öz Türkçe ya da İngiltere'deki Anglish özleştirmeleri gibi) sınırlamalı yazı türlerine sokuluyor. Gerekçe ne? Gayet basit; özleştirerek yazarken, dilin tüm söz varlığından olduğu gibi yararlanmak yerine, kendinizi yalnızca belirli bir kökenden gelen sözcüklerle sınırlıyorsunuz da ondan. Şablon, dilin belirli bir kökene göre ayrıştırılmış söz dağarcığı bu durumda.
Yukarıdaki örnekler şablon seçiminin ne kadar geniş yelpazeli bir konu olduğunu göstermeye yeterli sanırım. Bir yazar, bir kelimeyi, bir cümleyi, bir paragrafı, bir metni, bir sayıyı, bir sözlüğü, başka bir romanı, başka bir şiiri, bugünkü gazeteyi vb. hemen her şeyi sınırlamalı yazmada şablon olarak kullanabilir. Hatta önceden belirlediği bir şablona uyacak yerde, tıpkı aşık atışmalarında olduğu gibi, uyması gereken kalıbı o an, başka birinden işittiği bir sözden, rastgele bir sayfasını açıverdiği bir kitaptan vs. rastlantı sonucu da esinlenebilir; yani zar atar, bir bakıma. Bu türden, tesadüfi unsurlar içeren sınırlamalı yazma tekniğine aleatorizm adı verilir.
Şablon, akrostişte olduğu gibi, bütünüyle ve pozitif olarak kullanılabileceği gibi, silinti (İng. erasure) örneğinde olduğu gibi, kısmen ve negatif etkili olarak da kullanılabilir. Bir buluntu şiir (İng. found poetry) tekniği olan silintide, şablon alınan bir düzyazı veya şiir metninden sözcük silme yoluyla, yeni ve tabii ki apayrı bir metin üretilir. Silinti, yeni yapıtı tümüyle eldeki şablondan türetmesi bakımından anagrama benzer; fakat bunu şablonu eksilterek yaptığı için anagramdan esaslı biçimde ayrılır.
Palindrom
Palindrom konusuna web günlüğümün ilk yazısında genişçe yer verdiğim için burada palindromun tanımını tekrarlamakla yetiniyorum. Tersinden okunduğunda değişmeyen sayı, tarih, kelime, cümle vb. karakter serilerini palindrom olarak adlandırıyoruz.
Pangram
Bir dilin alfabesindeki tüm harflerin en az birer kez kullanılmasıyla oluşturulan cümleye pangram veya holoalfabetik tümce diyoruz. Örneğin, "Pijamalı hasta, yağız şoföre çabucak güvendi" cümlesi, günümüzde 29 harften oluşan alfabemizin hiçbir harfini dışarıda bırakmadığından, bir Türkçe pangramdır. Pangram, bir bakıma, alfabedeki belirli bir harfi hiç kullanmama esasına göre üretilen lipogramın ters işlemi sayılır.
Pangramda amaç, alfabenin tüm harflerini içeren bir cümle kurmak olmakla birlikte, kuralın, her harfi yalnızca bir kez kullanma zorunluluğu getirmediğine dikkatinizi çekerim. Nitekim yukarıda örnek olarak verdiğim cümlede, a harfi yedi defa geçiyor. Pangram tanımındaki bu esneklik nedeniyledir ki hiç harf yinelemesi yapılmamış, özel pangramları mükemmel pangram diye, ayrı bir sıfatla niteliyoruz. Bir pangram, şayet "mükemmel"se, aynı zamanda alfabenin de anagramı halindedir.
Mükemmel pangram konusundaki çalışmalarımı sonraki bir veya birkaç yazımda paylaşacağım.
Diğer teknikler
Tek sesli metinler (İng. Univocalic): Sesli harflerden sadece birini kullanarak üretilen, bu anlamda ters lipogram özelliğindeki şiir, öykü, roman vb. metinler.
İki dilli, eşsesli şiir (İng. Bilingual homophonous poetry): İki ayrı dilde anlamlandırılabilen, böylece iki ayrı eşzamanlı, eşsesli şiir metni içeren şiirler.
Noktalama işareti sınırlamalı: Nokta, virgül, ünlem vb. noktalama işaretlerinden birini veya bazılarını kullanmama sınırlaması altında yazılan metin.
Kar topu (İng. Chaterism -veya- snowball): Ardışık kelime uzunlukları, matematik bir düzen içinde artan ya da azalan cümle veya dizeler.
Hece, sözcük veya karakter uzunluğu sınırlamalı: Hece, sözcük veya karakter sayısını sınırlamalı Haiku, Minisaga, Drabble, Twiction, Sijo vb. örnekler.
0 notes