#Leyla Adly
Explore tagged Tumblr posts
Text
Printemps 1919 - Champs-les-Sims
2/4
J'ai également été étonnée que l'issue de votre affaire vous doit si favorable. C'est également ce que me faisais remarquer Madame Eugénie quand je lui ai dit que je m'attelais à vous répondre. Elle vous fait dire que bien que cela ne soit pas convenable à ses yeux de donner une telle place à Madame Adly, il est tout de même heureux que tout cela se finisse bien et que vous en ressortiez heureuse. Je n'entrerai pas dans les détails, mais Madame Eugénie passe une partie non négligeable de son temps à nous raconter ses déboires conjugaux avec feu son mari, mort il y a de cela plus de quarante ans. Elle est parfois si véhémente que l'on pourrait croire qu'elle prie chaque jour pour sa damnation éternelle, mais c'est une trop bonne chrétienne plus cela et le temps finit par apaiser toutes les rancœurs.
Je suis heureuse pour vous cependant. Quand Adelphe a lu votre lettre, il en a également été très choqué et je crains que cela n'ait définitivement entaché l'estime qu'il avait pour Jules. Il a cependant souri en lisant que vos enfants et la petite Leyla s'entendent si bien, et il a ajouté avec beaucoup d'émotions que cela lui rappelait sa propre enfance. Je ne sais pas si Jules vous en a déjà parlé, mais Adelphe est lui même un enfant illégitime qui a eu la chance de grandir entouré de beaucoup d'amour. C'est une grande chance pour cette petite fille.
J'ai bien tenté de rester discrète, me disant que peut-être vous ne souhaiteriez pas que toute la maisonnée soit au courant, mais malheureusement la discrétion n'est pas un art toujours très prisé par Madame Eugénie, qui en a fait une sorte de leçon de vie pour mes filles. Noé (qui elle est beaucoup plus discrète et réservée) s'est contentée de dire que cela la peinait pour vous, Cléo s'est comme à son habitude enflammée en déclarant que c'était une nouvelle bonne raison pour elle de ne jamais se marier (Madame Eugénie a été fort choquée, comme elle est choquée par tout ce que fait notre Cléo ces derniers temps) et Sélène a levé les yeux au ciel en commentant placidement que Cousin Jules peut s'estimer heureux si vous ne le faites pas dormir sous le porche à son retour. Je suis si fière de mes filles.
#lebris#lebrisgens4#legacy challenge#history challenge#decades challenge#nohomechallenge#sims 3#ts3#simblr#sims stories#Albertine Maigret#Eugénie Bernard#Arsinoé Le Bris#Cléopâtre Le Bris#Sélène Le Bris#eugénie le bris#Layan Adly#Leyla Adly#André Le Bris#Adelphe Barbois
9 notes
·
View notes
Text
Hatırlayalım herkes serbest kalmıştı.
Ağrı’da Leyla çocuğumuz kaybolduğundan 18 gün sonra köyün 3 km uzağında dere kenarına konuldu.
24 tanık ifadesini değiştirdi,sanık amcalar serbest kaldı,herkes beraat etti.
Leyla çocuğumuzun olayından sonra,Giresun’da iki çocuk ve Narin aynı şekilde katledildi ve günler sonra dere kenarına bırakıldı.
Adli tıp uzmanları “bir zaman sonra bazı bulgular kaybolabiliyor” diyor.
Ağrı Leyla davasında ceza çıksaydı bugün katiller bu kadar cüretkar olmazdı..
17 notes
·
View notes
Text
Yanlışım wattpadi diger sosyal medya hesaplarindan önce açmak oldu... 🔑
Duy Beni ve TozluYaka aynı dizidir. Aylar sonra, bazı gerçekleri daha net görebiliyorum. Peki bu iki dizide, kim kimdir?
Berk Ozan kesinlikle. Kötü, zorba, villain/anti-hero kategorisinden.
Cemre Melisa. İkisi de sadist, ikisi de zengin, onlar da villain/anti-hero kategorisine dâhiller.
Ferdi bence Aziz. İkisi de gözlüklü, tabi' Aziz'in DB'de daha merkezî bir karakter olduğunu unutmanız lazım. Gözlükten başka bi' ortak noktaları olmadığını itiraf etmeliyim.
Mavi, Ekim. İkisi de,kendilerine ait olmayan adli vakalara maydanoz olmaya çalışıyorlar. Mavi'yle Ekim'in aynı kişi olduğunu anlamak için , Adanmış'ı sonuna kadar okumalısınız (asla kendi fic'imin reklamını yapmıyorum canım) zaten bitmedi de fic'im, sezon finaline gidecek, bu sezon finalinden dönüşü olur mu olmaz mı, Allah kerim.
Ali Kanat. İkisi de başrol, ikisi de sadakatsiz, tabi' ikisinin de love-hate ilişkilerinin olduğu küçük kardeşleri mevcut... tam da şu anda bu "jurnal"i görsellerle desteklesem mi diye düşündüm ama boş ver, görsel yüklemek her zaman sıkıntı bu siteye...
Zeyno Ayşe. İkisi de kıvırcık, ikisi de zengin bir yakışıklının iddia malzemesi oluyorlar, ikisi de başrole destek veren char'ler...
Vefa ve Leyla aynı kişi. İkisinin de başına gelenler, hikâyenin asıl konusunu belirliyor.
Çağrı Dağhan. İkisi de zengin, sadece Çağrı favori bir tipken, Dağhan kurbangillerden... ikisinin de iddia malzemesi olan kız, daha sonradan sevgilileri oldu.
Hazal ve Naz aynı kişi... İkisinin de kraliçenin tahtında gözü var,ikisi de güç için okulun zorbasının fuck-buddy'liğini yapıyor. Berk'i Ozan'la bu bakımdan da benzeştiriyorum zaten.....
Ege Hazal. Ege, notları gönderen kişi olarak teorize edildi, Hazal da Ekim'i sırtından bıçaklayacak diye. İkisi de fossss çıktı. Senaristler, maalesef Ege ve Hazal'dan gri karakterler yaratmaya yanaşmadılar... bilmiyorum, belki de farklı sebepleri vardı ama bizler açısından, notları gönderenin Berk ve Ekim'in sırasını fırlatanın Leyla çıkması, hiç de seyirlik olmadı.
Duru'yla Ceyda aynı kişi... ikisi de dizinin şebeğinin love interest'i. Bu şebekler bir sonraki satırda zaten.
Arap'la Bekir aynı kişi... ikisi de yeni ortamlarına kolayca adapte olabilen, palyaço tipler. Tabi', Arap daha çok neşeli, bur'da palyaçoluğun dozunu kaçıran Bekir oluyor...
Rıza'yla Kenan aynı kişi... İkisi de toksik baba.
Neşe'yle Kado aynı kişi. İkisi de mahallenin ablası. İkisine de mahallenin krosu âşık... Neşe Ekim'in annesiyken, Kader Zeyno'nun annesi.
Selim'le de Önder aynı kişi... ikisi de yoksul çocukları seviyor,ve onlara yardım etmek istiyor.
Derya'yla Bahar aynı kişi... İkisi de sırasıyla Önder ve Selimin sevdiceği... Yoksul çocukların "team mom"ı görevindeler. Tabi', Derya zaten bir anne, ama Bahar da annelik rolünü, öğretmenlik üzerinden oynuyor...
Ve tahmin edeceğiniz üzere, Bilal'le Halil. Aynı kişiler. İki evrende de birbirine bu kadar benzeyen iki insan daha yok...Bilal'le Halil zirvedeler. Kalkıp "Ekim'le Zeyno'yu" ya da "Ekim'le Ali"yi benzeştirene itiraz etmem, ama kimse de Bilal'in, Halil'in kayıp ikizi olduğu tezime itiraz edemez sanırım...
0 notes
Text
Avukat Zehra Leyla Yıldırım İletişim Bilgileri
Av. Zehra Leyla Yıldırım İstanbul Barosu Avukatlar, İstanbul Medeni Hukuk,Antalya İş Hukuku, Tüketici Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Ceza Avukatı, Boşanma Avukatı, Miras Hukuku, İstanbul Ağır Ceza Avukatı, Boşanma Avukatı, Aile Avukatı, Milletler Arası Hukuk, Yabancılar Hukuku, Aile Hukuku, Tazminat Hukuku, İcra Mahkemesi Davaları Hizmeti Vermekteyiz. (Bu kısımda açıklama yer alacaktır.) Özgeçmiş Adres (İstanbul Barosu) İstiklal Caddesi, Orhan Adli Apaydın Sokak, No:2, 34430, Beyoğlu/İstanbul Telefon +90 (212) 393 07 00 E-Mail [email protected] Whatsapp Avukatın whatsapp özelliği aktif ise sol alta çıkan butona tıklayın. Örnek Hukuk Bürosu Bu kısımda hukuk bürosu adı yer alacaktır. Arabuluculuk Hizmeti Bu kısımda avukat arabuluculuk hizmeti bilgileri yer alır. Üniversite Mezun olduğunu üniversite yer alacaktır.) Online Görüşme Bu kısımda avukat premium paketine sahip üyeler online görüşme seçeneği yer alır. Avukatın Bürosuna Nasıl Giderim? (Bu kısımda avukatlık bürosu bilgileri yer alacaktır.) adresine gidebilmek için, aşağıdaki yer alan “Yol Tarifi Al” butonuna tıklayarak, açılan sayfadan yol tarifi alıp koordinat bilgisine göre ilgili adrese ulaşabilirsiniz. Avukat Zehra Leyla Yıldırım İstanbul Barosu‘na kayıtlıdır. Avukatın adresi (İstanbul Barosu) İstiklal Caddesi, Orhan Adli Apaydın Sokak, No:2, Beyoğlu-İstanbul’dadır. Premium Avukat Telefon, Adres, Çalışma Saatleri ve İletişim Bilgileri - Yukarıda yer alan bilgiler size aitse ve web sitemizde yayınlanmasını istemiyorsanız, [email protected] adresinden bizimle iletişime geçerek bilgilerinizin kaldırılması talebinde bulanabilirsiniz. - Talebiniz 3 iş günü içinde gerçekleştirilecektir. - Avukata soru sormak için aşağıda bulunan YORUM YAZ kısmından sorunuzu iletebilirsiniz. - Avukat bilgilerini düzenleme ve yeni kayıt ekleme için tıklayınız. AVUKAT SOSYAL MEDYA HESAPLARI Instagram Facebook Twitter Youtube Read the full article
0 notes
Text
Bugün sınavdan(adli tıp) çıktıktan sonra devasa bir kalabalıkta otobüse binmek için bekliyordum, o sırada arkadaşlarımı gördüm selam verdim. Onlar da otobüs bekliyoruz deyince biraz konuştuk. Laf arasında bu kızlardan birinin gözü takıldı bu elimdekine. Yeğenimin hediyesi. Çantanın ön göz fermuarında takılıydı iki senedir. Başının üstündeki ip biraz uzun olduğundan yürüdükçe sallanıyordu,aşırı zevk alıyordum o sallanıştan. Arkadaşımın da hoşuna gitti, ne kadar tatlı bir şey bu falan dedi, sonra da otobüs geldi. O hengamede bir daha da göremedim onları.
Birkaç saat sonra otobüsten yeni inmiş eve doğru gidiyorken birden bir çatırtı duydum. Ne olmuş dersiniz? Ben ceylan gibi seke seke giderken sen git sallanırken bir arabanın kaportasına sıkış. E tabi ben de leyla leyla yürüdüğümden hiç hissetmedim, asılınca kopmuş, arabaya çarpmış. O ses ne diye baktığımda gördüm. Hayır, bir de on dakika uğraşıp çıkardım takıldığı yerden. En son abinin biri bana doğru geliyordu, ne yapıyorum sandı Allah bilir.
Yani efendim uzun lafın kısası, kem göz mü dersiniz nazar mı, var sahiden. Ben şahsen ikna oldum.
Dipnot: İpi kaportaya sıkışacak kadar uzun değil ben kısayım arkadaşlar.
1 note
·
View note
Text
Solistlik yaptığı eğlence mekanında istenen istek şarkıyı söylemediği için öldürülen müzisyen Onur Şener'in acılı ailesi sessizliğini bozdu. Evlat acısı yaşayan acılı anne, gözyaşları için isyan ederek "Oğluma kıydı canavarlar" dedi.
Çankaya'daki bir eğlence mekanında meydana gelen olayda, 45 yaşındaki solist Onur Şener, kendisinden istek şarkıda bulunan İlker K.'ye şarkıyı bilmediği için söyleyemeyeceğini belirtti. Bunun üzerine eğlence mekanının önünde Onur Şener ile İlker K. ve beraberindekiler arasında kavga çıktı. Kesici bir aletle vücuduna aldığı darbeler sonucu ağır yaralanan Şener, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olayla ilgili başta İlker Y. ile Ali G. Semih S., Jale E., ve Gözde G. olmak üzere toplam 5 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerden İlker K., Ali G., Semih S., tutuklandı. J.E. ve G.G. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
"OĞLUMA KIYDI CANAVARLAR"Şener'in Çankaya'da bulunan taziye evinde genç müzisyenin hayatından bahseden acılı annesi, babası ve teyzesi gözyaşlarına hakim olamadı. Anne Leyla Pınar Şener, suçlarının en ağır cezayla yargılanmasını isteyerek, "Oğlumu benden koparıp aldılar. İnanamadım, hala da inanamıyorum. Ben şimdi oğlum olmadan ne yapacağım. Torunum onsuz ne yapacak şimdi. Kızı çok küçüktü. Kızını çok seviyordu. Doyamadı evladına. Benim oğluma kıydılar canavarlar. İnsan değil, canavarlar. İnsan olan bunu yapamaz. Onur çok saygılı, herkes tarafından sevilen birisiydi. Sosyal hayata düşkündü. Üniversiteye geçtiğinde gitar çalarak müziğe başladı. Kendi kendisine yetişti. Çok iyi birisiydi. Herkesin yardımına koşardı. Elinden geldiği kadarıyla, geliyorsa da mutlaka herkese yardım ederdi. En son tatilde görüşmüştük. Hep birlikte tatildeydik. Tatil boyunca kızıyla ilgilendi. Defalarca kızıyla denize girdi. Çok saygılı bir çocuktu. 10 gün gördüm, ondan sonra kaybettik. Bütün canavarlar cezalarını çeksin. Benim oğluma kıyanlar en büyük cezayı alsın. Hiç kimseyle husumeti yoktu oğlumun" ifadelerini kullandı.
ACILI BABA, OĞLUYLA SON KONUŞMASINI ANLATTIGözü yaşlı baba Erhan Şener ise davanın sonuna kadar takipçileri olacaklarını belirterek, "Çok acı bir olay. Tarifi mümkün olmayan bir acı. Nasıl söyleyebilirim ki, kelimeler aciz kalır. Allah böyle bir acıyı kimseye vermesin. Onur dünya tatlısı bir insandı. Kime sorsanız aynı şeyi söyler. Herkesin yardımına koşardı. Herkesin derdini dinler ve ortak olurdu. Derdi olan ona açılırdı. Herkes onun yanındaydı. Ayrılanlar Onur'dan fikir alırdı. Yol gösteren birisiydi. En son telefonda konuşmuştuk. 'Baba ne zaman geliyorsun, artık gelin' demişti. Kızı Ceyla'yla yalnız kalmıştı. Bizi de yanında istiyordu. Son konuşmamız bu olmuştu. Sonrasında da acı haberi geldi. Bize önce yaralandığını ve yoğun bakımda olduğunu söylediler. Allah'a dua ettim. Ne olur hafif bir şey olsun diye. Hastane yerine beni morga götürüler. Meğerse oğlum vefat etmiş. Müziğe ilgili kendi isteğiyle oldu. Lisede gitar çalmaya başladı. Kendi kendine yetişti. Çok güzel şarkılar söylerdi. Besteleri vardı. Müzik onun hayatıydı. Davanın takipçisi olacağım. En büyük cezayı almaları için elimden gelen her şeyi yapacağım. Bu son olsun. Bu tip olaylar artık son bulsun" dedi.
"ALLAH REDDEDİLMEYE TAHAMMÜLÜ OLMAYAN ZORBALARDAN KORUSUN"Şener'in teyzesi Figen Karaburçak da acı içerisinde olduklarını aktararak, "Aslan gibi, kocaman yüreği olan bir çocuktu. Kıydılar ona. Şehir zorbaları her yerde var. Reddedilmeye tahammülü olmayan bu zorbalardan Allah kurtarsın bizi. Bu ne demektir, senin istediğin şarkıyı söylemiyorsa, istemiyorsa neden istekte bulunuyorsunuz. Çekin gidin. Mekan kapanmış. Sizi istemiyorlar. Bu her yerde oluyor. Bu nasıl bir şeydir. Keyif almayı, yerinde eğlenmeyi bilmek lazım. Vazifeleri, sorumlukları ve eğlenmeyi bileceksiniz. Birbirinden apayrı şeyler bunlar. Onur, sevecen bir çocuktu. Mizah duygusu olan birisiydi. Herkes severdi. Çevresinde onu çok seven bir insan var. Kocaman bir yüreği olduğu için herkese dokunmuş. İnsanların bu kadar etkileneceğini düşünmezdim. Biz sadece kendi acımız olarak görmüştük. 18 Ağustos'ta doğum gün��ydü. En son o zaman konuşup doğum gününü kutlamıştım" diye konuştu.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / 3. Sayfa Onur Şener Çankaya kavga Oğlum 3. Sayfa Magazin Haberler Source link Read the full article
0 notes
Text
Hacettepe Dahiliye
10 sonuç bulundu. Dosya Boyutu Önizleme Bağlantıları İndirme Bağlantıları Hacettepe Üniversitesi Tıp Hastalıkları DalıDeniz Şimşek (dahiliye) Dr. Selvi Selin Tekin Yasin Ayar(dahiliye) Irmak Güneşli(dahiliye) Muhammet Soyyiğit (Adli Tıp) Buket Kılıç (Çocuk ve Ergen Ruh Sağ.) Leyla Elmas (Deri Ve Zühr.Hast) Halil İbrahim Altunbulak (Radyoloji) Ömer Serkan Kara (Spor Hek) Canberk Leblebici…
View On WordPress
0 notes
Text
Leyla Aydemir davasında sanıkların tümü beraat etti
Leyla Aydemir davasında sanıkların tümü beraat etti
AĞRI – Leyla Aydemir’in ölümüne ilişkin yeniden yargılanan 7 sanığın tamamının beraatına karar verildi. Ailesiyle birlikte Ağrı’nın Bezirhane (Bezirgane) köyüne akraba ziyaretine giden 4 yaşındaki Leyla Aydemir 15 Haziran 2018 tarihinde kaybolmuş, 18 gün sonra da cenazesine ulaşılmıştı. Hazırlanan Adli Tıp (ATK) raporunda “cinsel istismar” bulgularına rastlanan Aydemir’in ölümüne dair amcası…
View On WordPress
0 notes
Text
Automne 1923 - Champs-les-Sims
7/7
Il y a cependant un juste milieu à trouver. Comme je vous le disais, Madame Eugénie, après s'être remise des noces d'Emilien et Emma, s'est dit qu'il était sans doute plus prudent de ne pas perdre de temps avant de trouver des prétendants à ses arrière-petites-filles. Si il semble que Sélène se dirige tranquillement vers le mariage d'ici quelques années, elle trouve Cléopâtre aussi impulsive qu'insaisissable. Elle concentre donc ses efforts à la convaincre de considérer quelques prétendants. Je ne sais pas ce qui a motivé ce zèle de marieuse, mais elle se concentre essentiellement sur elle à présent.
Je salue en tous cas votre tentative de prendre la main dans votre mariage, je trouve cela courageux. Jules n'a pas un caractère facile, mais qui sais, j'espère que vous finirez par avoir gain de cause. Je me demandais cependant, étant donné qu'il était souvent parti, c'était bien vous qui aviez la main sur les finances n'est-ce pas ? Si Lucien souhaite devenir ingénieur, pourquoi ne pas "prendre" ce dont il a besoin ? Ou contraindre Jules à réduire le train de vie de la maisonnée ? Chez nous, ce sont Adelphe et Noé qui gèrent toutes les dépenses, et d'une certaine façon Madame Eugénie puisque non est une réponse qu'elle n'est pas capable d'entendre. Bientôt Noé sera seule maîtresse de nos finances, et j'en suis impatiente.
Quand vous évoquiez les petites Leyla et Lola, je n'ai pu m'empêcher de me demander si par hasard vous aviez des photographies. J'aimerai pouvoir poser un visage sur le nom de vos enfants plutôt que d'imaginer deux Petite Eugénie avec des cheveux roux. Noé est également curieuse de savoir à quoi ressemble Lucien et elle s'intéresse de plus en plus à notre correspondance puisqu'elle devra la reprendre un jour.
Avec toute mon affection,
Albertine
P.S. Je relie ma lettre et je me rend compte que cela donne l'impression que Constantin lit par dessus mon épaule. Ce n'est pas le cas, notre correspondance reste strictement entre vous et moi. Je ne fais qu'évoquer certaines nouvelles que vous nous donnez. Ne vous inquiétez pas, tout ce que vous pourriez confier à ma discrétion le restera.
Transcription :
Cléopâtre « Je n’ai pas encore vingt ans, Grand-Mère. J’ai bien le temps d’y penser. »
Eugénie « Oui bien sur, mais il faut le garder à l’esprit. Tu es une jolie jeune fille, il faut mettre en valeur ce beau visage, et surtout ces jolis yeux. Votre Maman vous a donné à toi et à Noé les plus beaux yeux que j’ai jamais vu. »
Cléopâtre « C’est certain. C’est bien pour cela que je les maquille ainsi. Vous savez que les jeunes d’aujourd’hui le font presque toutes afin de bien attirer l’attention sur leurs yeux. »
Eugénie « Oh ma petite, ce n’est pas du tout joli. »
Cléopâtre « C’est ce qu’aiment les hommes aujourd’hui. Antoine me l’a dit, à Paris les hommes regardent davantage les jeunes femmes qui le font car elles sont plus séduisantes. »
Eugénie « Allons bon… Qui essaies-tu de séduire ? Nous ne sommes pas à Paris ici. »
Cléopâtre « Mais c’est vous qui… hum… il y a bien quelques jeunes hommes par ici que je pourrai avoir envie de séduire. Mais en tout bien tout honneur bien entendu. Ce ne sont pas les bons partis qui manquent par ici. »
Eugénie « Ah ! Donc tu t’y intéresse bien. Tu devrais arrêter de me faire tourner en bourrique comme cela et me laisser t’aider. »
Cléopâtre « Oui, vu de cette façon, cela m’intéresse oui. L’amour, le mariage, tout ça... »
Eugénie « Tout ça, comme tu dis, ce sera central dans ta vie. Même si tu deviens un jour une femme écrivain, il te faudra bien un mari pour t’aider à vivre. »
Cléopâtre « Bien entendu, bien entendu... »
Eugénie « Par ici, il y a quelques bons candidats qui gagnent bien leur vie. Tiens, par exemple le jeune Raoul Musclet. Il fait des études à Paris comme ton frère. Il va devenir agronome, c’est très bien ça ! »
Cléopâtre « Oui, et il y a Robert Abret également. »
Eugénie « Qui ? »
Cléopâtre « Vous ne le connaissez pas ? C’est un des ouvriers embauchés par Oncle Adelphe pour les vendanges. C’est un bel homme. »
Eugénie « Oui… sans doute... »
Cléopâtre « Je l’ai rencontré quand nous sommes allés faire les vendanges en famille avec Noé et Sélène. Il est très avenant et doux. Oh bien sur, il n’a pas un grand patrimoine, mais quand je serai une écrivaine reconnue, mon argent suffira bien pour deux. »
Eugénie « Doux Jésus... »
Cléopâtre « Mais c’est un homme fort, avec un corps robuste et en bonne santé. Je pense que c’est le genre d’homme qu’il me fait oui : doux, mais robuste et en bonne santé. »
Sélène « C’est bon ? »
Cléopâtre « J’ai mis la barre le plus haut possible. Crois moi, après ça, Arsinoé sera tranquille un bon moment. Je pense même qu’elle pourrait vous oublier quelques temps toi et Berto. »
Sélène « Parfait. »
Cléopâtre « Oui, enfin ce n’est pas comme si il y avait beaucoup de choses palpitantes à oublier... »
Sélène « Oh Cléo, tu ne vas pas recommencer ! »
Constantin « Qu’y a t-il les filles ? »
Cléopâtre & Sélène « Rien Papa ! »
#lebris#lebrisgens4#history challenge#legacy challenge#decades challenge#nohomechallenge#sims 3#simblr#ts3#eugénie le bris#sims stories#Albertine Maigret#Eugénie Bernard#Constantin Le Bris#Arsinoé Le Bris#Sélène Le Bris#Marc-Antoine Le Bris#Cléopâtre Le Bris#Jean-François Le Bris#Eugénie Le Bris II#Gilberto Bragança#Emilien de Chastel#Emma Barbois#Jules Le Bris#Lucien Le Bris#Lola Le Bris#Leyla Adly
6 notes
·
View notes
Text
Avukat Leyla Doğan İletişim Bilgileri
Av. Leyla Doğan İstanbul Barosu Avukatlar, İstanbul Medeni Hukuk,Antalya İş Hukuku, Tüketici Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Ceza Avukatı, Boşanma Avukatı, Miras Hukuku, İstanbul Ağır Ceza Avukatı, Boşanma Avukatı, Aile Avukatı, Milletler Arası Hukuk, Yabancılar Hukuku, Aile Hukuku, Tazminat Hukuku, İcra Mahkemesi Davaları Hizmeti Vermekteyiz. (Bu kısımda açıklama yer alacaktır.) Özgeçmiş Adres (İstanbul Barosu) İstiklal Caddesi, Orhan Adli Apaydın Sokak, No:2, 34430, Beyoğlu/İstanbul Telefon +90 (212) 393 07 00 E-Mail [email protected] Whatsapp Avukatın whatsapp özelliği aktif ise sol alta çıkan butona tıklayın. Örnek Hukuk Bürosu Bu kısımda hukuk bürosu adı yer alacaktır. Arabuluculuk Hizmeti Bu kısımda avukat arabuluculuk hizmeti bilgileri yer alır. Üniversite Mezun olduğunu üniversite yer alacaktır.) Online Görüşme Bu kısımda avukat premium paketine sahip üyeler online görüşme seçeneği yer alır. Avukatın Bürosuna Nasıl Giderim? (Bu kısımda avukatlık bürosu bilgileri yer alacaktır.) adresine gidebilmek için, aşağıdaki yer alan “Yol Tarifi Al” butonuna tıklayarak, açılan sayfadan yol tarifi alıp koordinat bilgisine göre ilgili adrese ulaşabilirsiniz. Avukat Leyla Doğan İstanbul Barosu‘na kayıtlıdır. Avukatın adresi (İstanbul Barosu) İstiklal Caddesi, Orhan Adli Apaydın Sokak, No:2, Beyoğlu-İstanbul’dadır. Premium Avukat Telefon, Adres, Çalışma Saatleri ve İletişim Bilgileri - Yukarıda yer alan bilgiler size aitse ve web sitemizde yayınlanmasını istemiyorsanız, [email protected] adresinden bizimle iletişime geçerek bilgilerinizin kaldırılması talebinde bulanabilirsiniz. - Talebiniz 3 iş günü içinde gerçekleştirilecektir. - Avukata soru sormak için aşağıda bulunan YORUM YAZ kısmından sorunuzu iletebilirsiniz. - Avukat bilgilerini düzenleme ve yeni kayıt ekleme için tıklayınız. AVUKAT SOSYAL MEDYA HESAPLARI Instagram Facebook Twitter Youtube Read the full article
0 notes
Text
Av ve ardındaki psikoloji üzerine faydalı bir söyleşi!
Radyo Cazkolik’te 3 #vegan kadın buluştuk; uzman klinik adli psikolog & psikoterapist Saba Başoğlu, Leyla Diana Gücük ve ben.
Bu bağlantıdan dinleyebilirsiniz.
#AvCinayettir #JazzMüzikKadın
0 notes
Text
Milletvekilliği düşürülen HDP'li Güven ve Farisoğulları cezaevine gönderildi
Milletvekillikleri düşürülen ve haklarındaki kesinleşmiş hapis cezaları üzerine gözaltına alındıktan sonra adli makamlarca tutuklanan HDP'li Güven ve Farisoğulları cezaevine gönderildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca, milletvekilliği düşürülen ve hakkında yakalama kararı çıkartılan HDP'li Leyla Güven ve HDP'li Musa Farisoğulları gözaltına alındı. CHP'li Berberoğlu ile HDP'li Güven ve Farisoğulları'nın milletvekilliği düşürüldü Milletvekilliği düşürülen Enis Berberoğlu gözaltına alındı Başsavcılık tarafından, milletvekilliği düşürülen HDP'li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları hakkında kesinleşen hapis cezaları üzerine yakalama kararı çıkarıldı. Yakalama kararı doğrultusunda Farisoğulları, Diyarbakır-Şanlıurfa kara yolundaki uygulama noktasında gözaltına alındı. Kesinleşen hapis cezasını çekmek üzere çıkarılan yakalama kararı doğrultusunda Güven de Diyarbakır'daki evinde yakalandı. Milletvekilliği düşürülen HDP'li Güven ve Farisoğulları cezaevine gönderildi Milletvekillikleri düşürülen ve haklarındaki kesinleşmiş hapis cezaları üzerine gözaltına alındıktan sonra adli makamlarca tutuklanan HDP'li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları cezaevine gönderildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, milletvekillileri düşürülen ve haklarında kesinleşmiş hapis cezaları nedeniyle yakalama kararı çıkarıldıktan sonra gözaltına alınan Güven ve Farisoğulları, sağlık kontrolünün ardından adliyeye sevk edildi. Adliyedeki işlemlerinden sonra tutuklanan Leyla Güven Yüksek Güvenlikli Kadın Kapalı Cezaevi'ne, Musa Farisoğulları ise D Tipi Cezaevi'ne gönderildi. Farisoğulları ve Güven'e yargılandıkları davada verilen cezalar, Yargıtay 16'ncı Ceza Dairesince onanmıştı. TBMM Genel Kurulunda, HDP'li Güven ve Farisoğulları hakkında mahkeme tarafından verilen kesinleşmiş cezalara ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkereleri okunarak bilgiye sunulmuştu. Anayasa gereğince, Genel Kurulda okunan tezkerelerin ardından Güven ve Farisoğulları'nın milletvekilliği düşmüştü. HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları Diyarbakır 2'nci Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı davada "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 9 yıl, HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven ise yine aynı mahkemece aynı suçtan yargılandığı davada 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Read the full article
0 notes
Text
İddianamede korkunç detaylar ortaya çıktı! Soğuk ortamda tutmuşlar...
AĞRI'da, geçen yıl kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir'in ölümüyle ilgili hazırlanan iddianamede çarpıcı detaylara yer verildi.
İddianamede, şüphelilerin Leyla'yı öldürültükten sonra cesedini bir süre soğuk bir ortamda tuttukları, küçük kızın ailesinde ve yakın çevresinde öldürülmediği izlenimi yaratmak ve delilleri karartmak için üzerinden çıkardıkları kıyafetlerini ve cesedini Bezirhane köyüne yaklaşık 2,5 km mesafede bulunan dere yatağı ve civarına attıkları belirtildi. Ağrı kent merkezinde yaşayan Şükran- Nihat Aydemir çiftinin 7 çocuğundan 6'ncısı olan Leyla Aydemir, 15 Haziran 2018 tarihinde dedesinin yaşadığı Bezirhane köyünde kayboldu. Günlerce aranan, tüm Türkiye'nin bulunması için seferber olduğu Leyla'nın, 18 gün sonra köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkiinde su içerisinde yüzüstü cansız bedeni bulundu. Leyla Aydemir cinayetiyle ilgili baba Nihat Aydemir'in amcasının oğlu Mehmet Ali Aydemir (32), 18 Temmuz'da 'kasten öldürme' suçundan tutuklandı. 7 SANIĞA DAVA AÇILDI Türkiye'yi acıya boğan olaydan yaklaşık bir yıl sonra hazırlanan iddianame, Ağrı 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, tutuklu Mehmet Ali Aydemir ile Leyla'nın amcaları M.A. (28), Y.A. (42) ile B.D. (47) ve eşi H.D. (55), A.A. (37) ve eşi Y.A. (40), hakkında; 'çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'iştirak halinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan da 14'er yıla kadar hapis cezası verilmesi istendi. BÖCEK BİLİMİ RAPORU: 6-7 GÜN ÖNCE ÖLMÜŞ Çok yönlü yürütülen soruşturma sonucu hazırlanan 122 sayfalık iddianamede, şok edici detaylar ortaya çıktı. İstanbul Morg İhtisas Dairesi İstanbul Laboratuvarı Şubesi Adli Entomoloji (böcek bilimi) raporunda, ceset üzerinden alınan böcek örneklerinin toplam topluluğu temsil edip etmediğinin bilinmediği ancak alınan örneklerde yapılan incelenmede en büyük böceğin yaşının 24 saati aşmadığı aktarıldı. Bilirkişi olarak atanan Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Sert raporunda, "Bu davadaki mevcut sinek larvalarının 16,5 derece su sıcaklığı verisi üzerinden gelişim süreleri hesaplanarak yapılan zaman tahminine göre yaklaşık bu aşamaya 33 saate ulaşacağı hesaplandığı, 2 Temmuz 2018 günü 17.55-21.30 saatlerinde örneklerin bulunup toplandığı göz önüne alınırsa sineğin 1 Temmuz günü saat 12.00-12.30 arasında cesede, toplanmış olan yumurta ve larvaları bırakmış olacağı ortaya çıkmaktadır. Özellikle Necrobia rufipes türünün ceset üzerinde bulunuşu, bu ölüm olayının yukarıda hesaplanan 33 saatten daha fazla bir süre olduğu sonucuna ulaştırmaktadır. Bu ölüm olayında kişinin en az 6-7 gün önce ölmüş veya öldürülmüş olduğu, böceklerin cesede ilgisinin az olmasının nedeninin ise bir süre soğuk bir ortamda tutulması ve/veya sonrasında suya atılması sonucu olduğu kanaatinin oluştuğunun, bu verilere göre bu ölüm olayının 26-27 Haziran tarihlerinden önce gerçekleşmiş olduğu düşünülmektedir" denildi. 'YEMİN OLSUN BEN SANA CİĞER ACISINI YAŞATACAĞIM' Tutuksuz sanıklardan B.D.'nin birkaç yıl önce baba Nihat Aydemir'e, "Yemin olsun ben sana ciğer acısını yaşatacağım, ben seni ciğerinle terbiye edeceğim" diye sözler söylediğine değinilen iddianamede, B.D. ile amca Y.A. arasında da yakın bir arkadaşlık olduğu vurgulandı. Y.A., B.D. ve eşi H.D.'nin Leyla'yı alıkoydukları, daha sonra tutuklu Mehmet Ali Aydemir'i de olaya dahil ettikleri aktarılan iddianamede, "Şüpheli Mehmet Ali Aydemir'in maktul Leyla'yı, Y.A., B.D. ve H.D. tarafından ilk olarak alıkonulduğu yerden alınarak, kız kardeşi olan şüpheli A.A.'nın yanına götürdüğü, A.A. ve Y.A.'nın da Leyla Aydemir'i Hamur ilçesinde bulunan ikametlerinde bir süre alıkoyup sakladıkları, Leyla'nın kaçırıldığı andan itibaren şüpheliler M.A. ve Mehmet Ali Aydemir'in maktulun bulunması için çalışan görevlileri yanılttıkları ve yanlış yönlendirdikleri, şüphelilerin Leyla Aydemir'i cesedin bulunduğu 2 Temmuz tarihinden önceki 3 gün ile kaybolduğu tarih 15 Haziran tarihi arasında öldürdükleri ve cesedini bir süre soğuk bir ortamda tuttukları ve maktul Leyla Aydemir'in ailesinde ve yakın çevresinde Leyla'nın öldürülmediği izlenimi yaratmak ve delilleri karartmak için kaçırdıkları gün üzerinde bulunan maktule ait kıyafetleri üzerinden çıkarıp kıyafetlerini ve cesedini Bezirhane köyüne yaklaşık 2,5 km mesafede bulunan dere yatağına ve civarına attıkları, B.D. ve H.D.'nin maktule ait cesedin bulunduğu gün ve bir gün öncesinde ısrarla anne Şükran Aydemir'in köyden çıkarmaya çalıştıkları ve cesedin bulunduğu gün anneyi Doğubayazıt'a götürdükleri" belirtildi. Ayrıca, olayda şüphelilerin fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek üzerilerine atılı ve eylemlerine uyan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme suçlarını iştirak halinde işledikleri hususunda haklarında kamu davası açmaya yeterli nitelikte şüphe oluştuğu kaydedildi. 'ARAMA KONUSUNDA ZAAF VAR' İddianameyi değerlendiren baba Nihat Aydemir'in avukatı eski Baro Başkanı Ali Artuk, "Savcılık makamı sanık ya da sanıkların irtibatlı oldukları değerlendiriyor. Leyla Aydemir'in naaşı üzerinde yapılan bilimsel incelemede ölümün 26-27 Haziran'dan önce gerçekleşmiş olduğu ifade edilmektedir. Yani kaybolduğu tarihten yaklaşık 10 gün sonra. Köyde ikamet eden kişilere karşı dava açıldığı düşünüldüğünde bu tarih aralığında tüm evlerde etkili bir arama yapilsaydı, maktul Leyla rahatlıkla bulunabilirdi. Bu rapor bile adli mercilerin arama konusunda bir zaaf içinde olduğunu kanaatimce ortaya koymaktadır" dedi. Kaynak: Hürriyet Read the full article
0 notes
Text
Leyla Zana serbest bırakıldı
Leyla Zana serbest bırakıldı Diyarbakır'da gözaltına alınan HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. http://dlvr.it/NKM7cb
1 note
·
View note
Text
Gözaltına alınan Zana serbest bırakıldı
HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana gözaltına alındı. İfadesi alınan Zana, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. http://ift.tt/2km9LaR
1 note
·
View note
Text
Adaletsiz, Hürriyetsiz, Eşitsiz Yer Ülke Midir
Çürümüşlüğün envanteri genişliyor. Bir sathı mahalde yaşama gailesine karşıt her şeyin iç içe geçtiği bir cürümler sarmalı hakikatken çürümüşlük artık dört bir yanı kuşatıyor. Basit bir biçimde hayat yol yordam bırakmayan bir cerahat sirkülasyonuna rehin ediliyor. Bir yaşam istencinin çürütülmesi bir menzilde hayat isteminin yok edilmesi hiç kesintisiz işte bu sahada hakikat kılınıyor. Bir yaşam umudunun bırakılmadığı bir tek umudun varlığının muhafaza edilemediği bir düzlemde yol / yön her nereye çıkar? Bir güncellik halinin orta yerinde hemen her şey bet / feci olana çıkarken yön her nereyi göstermektedir. Bugünün o ülkesinin sunduğu, güncellediği her birimize paylaştırdığı cerahat bu kadar afakiyken yol da yön de ol sıradana karşıttır.
Bir menzil dönüştürülürken, bir menzil yeni normalleşme bahsinde güncellenirken, olanla biten, olmaya devam olunan / edinen şey biteviye kılınmış bir çürümedir. Hayat bu kadar vaveyla arasında her ne olur? Bir uzamın genel geçer değil doğrudan ve bariz bir biçimde hayata karşıtlığı savuna gelmesi düşündürücü değil midir, hala değil midir? Hayatiyet hal ve mefhumunu çürütülürken yerine her ne ikame ettirilecektir? Bir saha, biteviye yaraları ile bir başına konulan bir menzil bunca çürüme haliyle her nereye varır, vardırılır! Yaşam bahsinin sınırlarından başlanarak un ufak olunması barizken bugün, yol her nereyedir? Bir cerahat düzlemi bina olunurken, o yol bizi nereye götürecektir? Bütün kimliklere en başta da bu toprağın kökeninden olanlara dahi düşmanlaştırmanın, yıkımın vaaz olunduğu bir hakikat olarak pay edildiği sahnenin yolu nedir, sahiden neresidir?
Bir sathı mahalde yaşam kuşatılıyor biteviye, aralıksız, hiç duraksanmadan, dolambaçsız olarak. Bu kadar afaki olanın yarası her ne olacaktır? Çürümenin tam kapasitesi yeniden ve yeniden biçimlendirilirken envanteri de güncelleniyor. Bir ötekisini hedef kılmak, bir diğer addedileni hayatından bezdirmek, cürümlere yeni yepyenilerini eklemek hep daha fazla, hep daha çok kötülüğü güncellemek yolunda devam ediliyor. Bir sahada yaşamak, yaşatmak tastamam tarumar edilendir. Cürümler peyderpey kılınırken yaşatmama hali ve istenci artık kurallara bağlı / bağımlı değildir. Var edilen, yaratılmış ve soluksuz olarak da güncellenen satıh içerisinde bir yurt halinin imhasıdır. Yaşatan değil çürüten yerin bahsi, tahayyül değil taahhüt kılınır. Bugün hayat, dünden de zor kılınandır.
Umudun yerle bir edilmesi, hayatın dört bir yanda kuşatılması kesintisiz bir haldedir. İşte bugün içte ve dışta ve dört bir yanda, şu anda ve anın ortasında, ol olası yarınlarda da tüm bu cerahat sarmalı hayatlarımızı zehirlemeye devam edecek muktedir aklını bildirir. Asıl bildiğimiz, tüm insaniyet mesellerinin üstü çizilirken hayat berhava olunurken bütün bu yönelim bir doğruyu değil eğriye koşar adım giden bir ülkeyi var eder. Bunca bariz olanın kıyısında ileri / gelecek, öte yoktur, olmaz. Çürümenin kapasitesi güncelleniyor. Yurt, yer ve meşum bir ifade kılınan vatan iç içe girmiş olan madun siyaset eliyle zor / bet / fena bir sahne kılınıyor. Bir uzamda yaşamın dönüşümü kesintisiz kılınıyor. Biyopolitika tam da bu bahislerdir, bu bahislerin göstere geldiğidir.
BBC Türkçe’nin yorum / haberinden aktaralım: “CHP'li Enis Berberoğlu ile HDP'li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları'nın haklarındaki kesinleşmiş yargı kararına ilişkin cumhurbaşkanlığı fezlekesinin sürpriz bir kararla TBMM Genel Kurulu'nda okutularak, milletvekilliklerinin düşürülmesi, siyasetin tansiyonunu yükseltirken, kararın nasıl alındığına ve olası siyasi sonuçları da tartışılıyor.
Berberoğlu'nun 18 ay, Farisoğulları ve Güven'in ise yaklaşık 4.5 aydır TBMM Başkanlığı'nda bekletilen cumhurbaşkanlığı tezkerelerin okutulması kararını geçen hafta aldığı belirtilen AKP'de, kararla ilgili "yeni bir siyasi sürecin başlangıcı" yorumu yapılıyor.
CHP ve HDP'de ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin tahkim edecek reformlara ihtiyacımız var" açıklaması anımsatalarak, önümüzdeki süreçte, muhalefetin siyaset alanını daraltmak için iktidar kanadından hamleler gelebileceği ifade ediliyor.
Haklarındaki kesinleşmiş yargı kararına ilişkin cumhurbaşkanlığı tezkereleri uzun süredir TBMM Başkanlığı'nda bekletilen üç milletvekili ile ilgili karar, CHP ve HDP için sürpriz oldu.
Kulislere yansıyan bilgiye göre, CHP ve HDP, Berberoğlu, Farisoğulları ve Güven hakkındaki cumhurbaşkanlığı tezkeresinin okutularak milletvekilliklerinin düşürülmesi kararından, Genel Kurul açılmadan yaklaşık 15 dakika önce haberdar oldu.
Kulislere yansıyan bilgiye göre AKP yönetimi, tezkerelerin Genel Kurul'a indirilmesi kararını geçen hafta aldı, ancak bu karar, sadece bazı parti yöneticileri ile paylaşıldı, çok sayıda milletvekili ise kararı Genel Kurul'a geldiğinde öğrendi.
AKP kulislerinde kararla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan işaret edilerek, "Tezkere cumhurbaşkanlığından geliyor. Siyasi iradenin aldığı bir karar, karşısında da kimse duramaz" görüşü dile getiriliyor.
CHP ve HDP'de TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un, AKP yönetiminden gelen baskı ve direktif üzerine tezkereleri işleme koyduğu yorumu yapılıyor.
Şentop'un ise yakın çevresine "Yapılan usuli bir işlem. Neden şimdi okundu diye değil, belki neden şimdiye kadar okunmadı diye sormak gerek" değerlendirmesi yaptığı belirtiliyor.
AKP kulislerinde, üç milletvekiliyle ilgili alınan kararın, yeni bir siyasi sürecin başlangıcı olduğu ifade edilerek "4 Haziran bir milat. Siyasette yeni bir dönem, yeni bir süreç başlangıcı" değerlendirmesi yapılıyor.
CHP'de ayrıca Enis Berberoğlu'nun, hakkındaki mahkumiyet kararı nedeniyle Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunduğu anımsatılarak, "Mahkeme'nin hak ihlali kararı vermesi olasılığına karşı, milletvekilliğini düşürerek ön almak istemiş olabilirler. Çünkü AYM, hak ihlali kararı verse de, Berberoğlu'na sadece tazminat ödenir, milletvekilliğinin iadesi gibi bir durum söz konusu olmaz" değerlendirmesi yapılıyor.
HDP'de milletvekilleri hakkındaki yargı kararlarının Genel Kurul'a indirilmesi, AKP-MHP bloğunun bir sonraki seçimi "garantiye alma" çabası olarak görülüyor ve bunun için de HDP'nin "denklem dışında bırakılmak istendiği" yorumu yapılıyor.
AKP'nin, yerel seçimlerde HDP'nin "kazandırma ve kaybettirme" gücünü gördüğü ve onun için de seçimlerde devre dışı bırakmanın yollarını aradığına dikkat çekilerek, seçim yasalarında değişikliklerinin de bu çerçevede düzenlenebileceği ifade ediliyor.”
Milletvekillikleri düşürülen isimler daha sonra tutsak edilecektir. Euronews Türkçe’den aktaralım: “TBMM Genel Kurulunda milletvekilliği düşürülen ve akşam saatlerinde Bakırköy'deki evinde gözaltına alındıktan sonra İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edilen CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, infaz savcılığına çıkarıldı. Berberoğlu, cezasının kalan infazını tamamlaması için yeniden tutuklanarak Maltepe Ceza İnfaz Kurumuna gönderildi. (Daha sonra 31 Temmuz 2020 tarihine kadarki Covid19 tedbileri kapsamında kendisi ev hapsi ile içeriden çıkartılacaktır)
Milletvekillikleri düşürülen ve haklarındaki kesinleşmiş hapis cezaları üzerine gözaltına alındıktan sonra adli makamlarca tutuklanan HDP'li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları da cezaevine gönderildi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, milletvekillileri düşürülen ve haklarında kesinleşmiş hapis cezaları nedeniyle yakalama kararı çıkarıldıktan sonra gözaltına alınan Güven ve Farisoğulları, sağlık kontrolünün ardından adliyeye sevk edildi. Adliyedeki işlemlerinden sonra tutuklanan Leyla Güven Yüksek Güvenlikli Kadın Kapalı Cezaevi'ne, Musa Farisoğulları ise D Tipi Cezaevi'ne gönderildi.
HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları Diyarbakır 2'nci Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı davada "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 9 yıl, HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven ise yine aynı mahkemece aynı suçtan yargılandığı davada 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Farisoğulları ve Güven'e yargılandıkları davada verilen cezalar, Yargıtay 16'ncı Ceza Dairesince onanmıştı. TBMM Genel Kurulunda, HDP'li Güven ve Farisoğulları hakkında mahkeme tarafından verilen kesinleşmiş cezalara ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkereleri okunarak bilgiye sunulmuştu.”
Çürümüşlüğün her anlamda envanteri güncelleniyor. Bir sathı mahalde ol cüretle ilk defa bir ana muhalefet olduğu zikredilen (dünün devletinden) bir siyasi aktörün üyesi alaşağı olunuyor. Diğer yanda memlekette altı milyon civarında oy almış olan, bugünlerin ve tüm olası yarınlar için menzildeki ortak aklın / izanın var edilmesine umut vesilesi kılınmış ya da olmuş HDP’den Leyla Güven ve Musa Farisoğulları tutsak edilirler. Bir düzlemdeki ol siyasanın düz ovadan seslenmesi haline dahi karşıtlık türlü çeşit şark kurnazlığının varlığı ile bir menzilin nasıl bir istikamete koştuğu gösterilir. Bu kadar aleni bir biçimde ortalıkta var edilmiş olan ötekisinin meramının da kelamıyla var ettiği siyasetin de, terörist terörist diye bindirilmiş ezberlerle hedefe konulan insanların olduğu yerde çürümenin kaçınılmaz hali karşılar hepimizi. Demokrasi vardır denilen bir sahada hayatın cürümlerle, muktedir aklıyla yerle yeksan edilmesi artık gizli / örtük değil doğrudan ve açık darbelerle birlikte şekillendiriliyor. Bu muydu yeni ülke!
Muhalefetin, demokrasi tahayyülünün, söz hakkının ve Kürd halkı ile birlikte Türk’ten, Ezidi, Rum, Süryani, Ermeni, Mıhallemi, Arab’a kadar her kesimin inancın ve biçemin ortak çatısı olmak isteyen bir yapı tüketilmek istenir. Haziran 2015 seçimlerinin akıbeti ortadayken, yaşatılan buhranın ekonomik çöküşün, Covid19 ile bağlantılı olagelmiş hali içerisindeki belirsizlikler ülkesinin hiçbir sorunu çözmemeye devam edeceğinin ifşasıdır karşımıza çıkartılan. Bir ülkede sıradanın siyasetine yer bıraktırılmayandır. Umudunun var edilmesine karşılık gözaltı, darp ve işkence ile lebalep dolu bir mahpusluk halinin ta kendisidir. Farisoğulları ve Güven başta olmak üzere, Demirtaş, Yüksekdağ, Kışanak, Tuncel, Zeydan ve daha pek çok siyasetçinin, yüzün üstünde gazetecinin, her kesimden binlerce tutsağın varlığı bir kez daha önümüzdedir. Müştereklerimiz konusunda düş’ün, deneyimin sakatlanması meselidir var edilen. İzole edilebilir mi hayat böyle, mahpusluk ile kuşatılabilir mi bir ülkede “ötekisinin” iradesi meselemizdir.
Mezopotamya Ajansı’ndan aktaralım: “Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven, Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun milletvekilliklerinin düşürülmesine karşı tepkiler sürüyor. KESK Diyarbakır Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Sadrettin Kaya ile Diyarbakır Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Hasan Hayri Eroğlu, vekilliklerin düşürülmesi ve tutuklamalarla aynı zamanda ekonomik kriz gündeminin değiştirilmek istendiğine dikkati çekti.
Eroğlu, antidemokratik uygulamalarının zirve yaptığı bir dönemden geçtiklerine işaret ederek, siyasetçiler tarafından kullanılan kutuplaştırıcı dilin kaygı verici bir boyuta ulaştığını söyledi. Milletvekillerine dönük uygulamayı "tehlikeli bir hamle" olarak nitelendiren Eroğlu, “90’larda da bu durum mevcuttu. Halk o zaman da kabul etmemişti. Şimdi de bu durumu kabul etmiyor. Verdiği oyun peşinde halk, haklı olarak. Halkın seçtiği halkın iradesi sonucu gitmeli. Halk görevden almalı. Cumhurbaşkanı Sözcüsü daha dün Cumhurbaşkanın halkın oyu ile seçildiğini söylüyor. Ancak, halkın iradesi ile seçilen milletvekillerinin vekillikleri düşürülüp tutuklanıyor” diye konuştu.
Koronavirüs öncesi yaşanan ekonomik krizin şimdilerde daha da derinleştiğine dikkati çeken Eroğlu, söz konusu "antidemokratik" adımların bu krizi örtme çabası olduğunu söyledi. Seçilmişlerin tutuklanmasının amaçlarından birinin de seçim hesapları olduğunu kaydeden Eroğlu, “Demokratik siyasetteki ısrarımız devam edecek. Sahayı antidemokratik bir ortama çevirmek isteyen iktidara bırakmamak gerekir” dedi
KESK Diyarbakır Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Sadrettin Kaya ise, ekonomik kriz ile karşı karşıya olan iktidarın milliyetçileri yanına çekmek amacıyla böylesi "antidemokratik" bir uygulamaya başvurduğuna vurgu yaptı. Kaya, “Bu sorun öyle bir noktaya geldi ki bir partinin sorunu olmaktan çıktı. Her kesimden insanın bu irade saldırısına karşın ses çıkarması gerekiyor. İnsani ve vicdani bir görevdir bu. 12 Eylül döneminde var olan veto ile bugünkü uygulamalar arasında fark kalmamış durumda. Eğer seçmene saygınız yoksa herkesin sizin gibi düşünmesini istiyorsanız o zaman seçimlere gitmeyin. Seçim yapmanın bir anlamı kalmıyor” şeklinde konuştu.”
Biçimlendirilen, genel geçer değil doğrudan sabit kılınmaya çalışılan şeyin bir uzamdaki politik hamlelerin önünün alınması olduğu bir kez daha belgelenir. HDP’ye / DTK’ye ve tüm bileşenlerine yönelik saldırganlık ol meşum 12 Eylül zihniyetinin de, düne kadar bir ve beraber olunan Fetö kliğinin var ettiği ülke halinin paralelinde olunduğunu ifşa eder. Yaraların varlığı günbegün arttırılırken, tutturulup gidilen Kürd kardeşlerimiz bahsinin de nasıl kadük, ne kadar boşa düşürüldüğü bir daha kayda geçer. 1915’in hemen öncesindeki “Taşnaksütyun” partisinin var etmeye çalıştığı eşit, adil ve özgür ülke tahayyülünün nasıl bir kırıma yol verdiğini bildiğimiz bir menzilde bu hamleler dışarıdaki her ötekisi için de sınamaların devamlılığını kanıtlar.
Bir güncellik halinin orta yerinde hemen her şey bet / feci olana çıkarken yön her nereyi göstermektedir! Bildiğimiz ve gördüğümüz demokrasi bahsi var denilen bir sahanın artık laftan ötesi olmadığıdır. Tutsak edilmiş insanların doğruları, dışarıdakilerin ise tastamam ne eksik ne fazla eğrileri savundukları bir satıh dahilinde yaşamın yerle yeksan edilmesi o devlet için şu muktedir için bir devamlılık bahsini muhafaza eder. Bir kısır döngünün tam ortasına mıhlanıp kalıyor menzil. Bir yarayı iyileştirmek bir yana, asırdan uzunca süredir devam eden sorunu görmemeye devam ediyor muktedir. Bir sahanın yaşamla bağlarının o hazırda bulunan pandemi felaketinin ortasında dahi var etme istenci memleketin çürümüş, kokuşmuş ve dahi yozlaşmış halini simgeleştirir. Böyle böyle yolun da yönün de her neye her nereye olduğu ortaya çıkar. Adaletin, hakkaniyetin, hürriyetin, eşitliğin olmadığı hemen hiç var edilmediği yer bir ülke değildir artık, kesin bilgi...
P.S. HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, kalan bir aylık cezası tutuklu yargılandığı başka bir dosyadan mahsup edilerek Diyarbakır Kadın Cezaevi’nden tahliye edilir...
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2020
Görseller: Noam Chomsky Essay Illustration / Internazionale - Christian DELLAVEDOVA – Behance
#siyasa#türkiye#hdp#kürd sorunu#hayat hakkı#anlam#politika#rasyonel#mesel#hakikat#cürüm#çürüme#arzihal#tehdit#devlet şiddeti#devlet102#başka türkiye var#yıkım#yıldırı#cerahat#adaletsizlik#hakkaniyet#hürriyet#barış#özgürlük#tahakküm#biyopolitika#tutsak#mahpus#leyla güven
0 notes