#Konstantinopolis
Explore tagged Tumblr posts
Text
Philip Mansel – Konstantinopolis (2023)
Osmanlı başkenti İstanbul’u hakkında geniş ve birincil kaynaklarla zenginleşen kapsamlı bir inceleme. Philip Mansel bu kadim şehrin ihtişamını da görkemli çöküşünü de çok iyi yansıtıyor. İmparatorluklar başkenti, kutsal şehir, Çeşm-i Cihan, Dersaadet… Her yakıştırmanın hakkını verebilen bu şehrin en özel hikâyesini Mansel’den dinliyoruz. Kitap İstanbul’un Ceneviz, Venedik, Rum, Ermeni, Arap,…
View On WordPress
#2023#Alfa Yayınları#Dünyanın Arzuladığı Şehir 1453-1924#Konstantinopolis#Philip Mansel#Şerif Erol#İstanbul
0 notes
Text
KonstAntinOpolis Monsters of The Deep is now ready for sale. The second part of the KonstAntin universe. Enjoy an adventure like nothing you've ever read. For purchase, contact us here or on our official email address on the page.
Written by Mark M. Isaac.
#KonstAntinOpolis Monsters of The Deep#KonstAntin Universe#Novels from Nowhere#Mark M. Isaac#Mark Isaac
7 notes
·
View notes
Text
The Hagia Sophia, originally built as a cathedral, is an extraordinary structure located in Istanbul, Turkey.
Its a vast history that spans over 1,500 years.
Commissioned by the Byzantine Emperor Justinian I, the Hagia Sophia was completed in 537 AD.
For nearly a thousand years, it served as the world's largest cathedral and the center of Eastern Orthodox Christianity.
Its grand dome, intricate mosaics, and innovative architectural design were awe-inspiring achievements of their time.
In 1453, the city of Constantinople fell to the Ottoman Turks, led by Sultan Mehmed II.
The Hagia Sophia was converted into a mosque, and Islamic elements were added to its interior.
Minarets were erected, and Christian iconography was covered or removed.
It remained a mosque for almost 500 years, becoming a symbol of Ottoman architecture and culture.
In 1935, after the fall of the Ottoman Empire and the establishment of the Turkish Republic, Mustafa Kemal Atatürk, the founder of modern Turkey, transformed the Hagia Sophia into a museum as part of his efforts to secularize the nation.
This status persisted until 2020 when the Turkish government decided to convert the Hagia Sophia back into a mosque.
......
Aslen katedral olarak inşa edilen Ayasofya, İstanbul'da bulunan olağanüstü bir yapıdır.
1.500 yılı aşan geniş bir tarihi var.
Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından yaptırılan Ayasofya, MS 537 yılında tamamlandı.
Yaklaşık bin yıl boyunca dünyanın en büyük katedrali ve Doğu Ortodoks Hıristiyanlığının merkezi olarak hizmet vermiştir.
Büyük kubbesi, karmaşık mozaikleri ve yenilikçi mimari tasarımı, zamanlarının hayranlık uyandıran başarılarıydı.
1453'te Konstantinopolis şehri, Sultan II. Mehmed liderliğindeki Osmanlı Türklerinin eline geçti.
Ayasofya camiye dönüştürüldü ve iç kısmına İslami unsurlar eklendi.
Minareler dikildi ve Hıristiyan ikonografisi kapatıldı veya kaldırıldı.
Yaklaşık 500 yıl boyunca cami olarak kalmış, Osmanlı mimarisinin ve kültürünün simgesi haline gelmiştir.
1935 yılında, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılıp Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının ardından, modern Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, milleti laikleştirme çabalarının bir parçası olarak Ayasofya'yı müzeye dönüştürdü.
Bu durum, Türk hükümetinin Ayasofya'yı tekrar camiye dönüştürmeye karar verdiği 2020 yılına kadar devam etti.
#türkiye#doğa#travel photography#travel destinations#travel#manzara#view#natural#europe#africa#ayasofia#Spotify
45 notes
·
View notes
Note
Nektaria Anastasiadou's blog of Istanbul Greek words/sayings is so wonderful to me and some of them are so funny ('νάτο κεφάλι νάτο μερμέρι', for example)! Do you recognize any of them or are they v specific
This one, eh? As a Macedonian/Thracian living in Macedonia, from a general overview, it... depends! Sometimes I understand 99% of what's said, other times just 30%. It's the words with Turkish/Arabic/Persian roots that I often don't know.
In the example of 'νάτο κεφάλι νάτο μερμέρι' I understood all except what μερμέρι was supposed to mean. Then I saw the "translation" and I realized that μεμέρι is just another way to say μάμαρο, which is "marble" on standard Greek. Still, I don't know what the phrase means, and I've never heard it from anyone I've spoken with. In standard Greek this would be "να το κεφάλι, να το μάρμαρο".
So I'd say the idioms of Istanbul/Konstantinopoli can be quite specific but the idiom has words that also exist in standard Greek. I'd say 1/3 words and phrases also exist in standard Greek (and perhaps only in half of Greece which has more relation to Anatolia). But the words with Turkish/Arabic/Persian roots could be used similarly or in the same way by people on Eastern Macedonia and Thrace.
Some of these words we consider "old" (παλιακές), like the words τέντζερις, κιτάπια, κουμάσι, γιαβρί, σεκλέτι, but some still stand! The blog also takes care to note how these words are in standard Greek (the author calls it Central Greek) and it's accurate from what I've seen.
12 notes
·
View notes
Text
Ben ayamadım, günaydın
3 notes
·
View notes
Text
İstanbul, tarihi boyunca farklı uygarlıklar ve kültürler tarafından çeşitli isimlerle anılmıştır. İşte İstanbul’un bilinen bazı isimleri ve anlamları:
1. Byzantion (Bizantion)
• Köken: MÖ 7. yüzyılda Megaralılar tarafından kurulduğunda verilen isim.
• Anlam: Kurucusu Byzas’ın adından gelir.
2. Augusta Antonina
• Köken: Roma İmparatoru Septimius Severus tarafından oğlu Antoninus adına verilmiştir.
3. Konstantinopolis (Constantinople)
• Köken: Roma İmparatoru I. Konstantin’in 330 yılında şehri yeniden inşa etmesiyle verilmiştir.
• Anlam: “Konstantin’in Şehri.”
4. Nova Roma (Yeni Roma)
• Köken: I. Konstantin, İstanbul’u Roma İmparatorluğu’nun yeni başkenti ilan ettiğinde kullanılmıştır.
• Anlam: Roma’nın bir devamı olarak tasarlanmıştır.
5. Dersaadet
• Osmanlı Dönemi: “Mutluluk Kapısı” anlamına gelir. İstanbul’un güzelliklerine ve önemine atfen kullanılmıştır.
6. İslambol
• Osmanlı Dönemi: “İslam’ın bol olduğu yer” anlamına gelir. İstanbul’un Müslüman nüfusunun artışıyla kullanımı yaygınlaşmıştır.
7. Stanbul/İstanbul
• Köken: Yunanca “Eis tin Poli” (Şehre doğru) ifadesinden türediği düşünülmektedir.
• Anlam: Zamanla bu ifade, İstanbul’a dönüşmüştür.
8. Asitane
• Osmanlı Dönemi: Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti anlamında kullanılmıştır.
9. Pera
• Köken: Haliç’in öteki yakasındaki bölgeleri ifade eder (Beyoğlu ve çevresi).
• Anlam: Yunanca “karşı taraf” anlamına gelir.
10. Kostantiniyye
• Osmanlı Dönemi: İstanbul’un İslam dünyasındaki yaygın adıydı ve Konstantinopolis’in Arapçalaştırılmış halidir.
İstanbul, tarih boyunca bu isimler ve daha fazlasıyla anılmıştır. Her bir isim, şehrin farklı dönemlerdeki kültürel, dini ve politik önemini yansıtır.
1 note
·
View note
Link
#AyasofyaCamii#AyasofyaYapısalÖzellikleri#Ayasofya'nınRestorasyonu#BizansDönemi#FatihSultanMehmet#HaçlıSeferleri#İstanbul#İstanbulTarihi#Osmanlıİmparatorluğu#UnescoDünyaMirası
0 notes
Text
Osmanlı Türk Devleti ise Neden Türklerin Bundan Haberi Yoktur!?
✍🏻 Bahtiyar Aydın
https://www.gundemarsivi.com/osmanli-turk-devleti-ise-neden-turklerin-bundan-haberi-yoktur/
Osmanlı Devleti Türk Devleti ise:
1. Neden Osmanlı’da Müslüman Türkler fakir, gayrimüslimler zengindir? Yunan Ord. Prof. Dr. Dimitri Kitsikis: “Batılılar bizi kışkırtana kadar Osmanlı’yı, Ermeniler, biz (Yunanlılar) ve diğer devşirmeler yönetiyordu.” https://x.com/Saka_larr/status/1701339900782534894?t=ZgwE7VtdJmorCE6Azd_Qew&s=19
2. Neden Anadolu’daki Türkler İstanbul’a (o zamanki adıyla Konstantinopolis) gitmek için bulunduğu şehrin eşrafından, ağasından, beyinden, borcu olmadığına ve geri döneceğine dair iki kefilli muhtesip vizesi istenirken, bu vize Yunandan, Ermeniden, Yahudiden ve diğer gayrimüslimlerden istenmezdi?
3. Neden Boğaz’ın iki yakasındaki yalılarda, köşklerde, Marmara Denizi’nin çevresindeki yalılarda, köşklerde bir tane Müslüman Türk yaşamıyordu?
4. Neden Osmanlı Bankası dahil 12 bankanın sahipleri Yunan, Ermeni vb. iken Türkler bankada işçi olarak bile çalışamıyordu? Duruma istisnai bir tepki olarak Ziya Paşa Ziraat Bankası‘nı (Memleket Sandıkları) kurmuş, sonra da Ziya Paşa Taif’e (Arabistan’da) sürgün edilip zindanda boğdurulmuştu!
5. Neden Anadolu’da doktor, eczacı, hatta köy bakkalları bile Yunan veya Ermeniydi?
6. Neden Türkler 10 yıl, hatta 15 yıl askerlik yaparken, Osmanlı vatandaşı Yunan ve Ermeniler askerlikten muaf tutulmuştu? Bu durumun ticaret, sanat ve her türlü faaliyetten Türklerin dışlanmasına yol açtığı bilindiği halde sürdürülmüştür!?
7. Neden Osmanlı’da Tanzimat aydınları, “Bu alfabe bizi cahil bıraktı, Latin alfabesine geçelim,” diye İlbasan kongreleri düzenliyorlardı?
Zaten tapu daireleri, telgraf ve saraydaki bazı yazışmalar ve mektuplar Latin alfabesiyle yapılıyor, örneğin 1795 tarihinde Hatice Sultan’ın mimar sevgilisine yazdığı mektup Latin alfabesiyledir. Durum böyle iken, Anadolu’daki Türkmen-Oğuzlara, Müslüman Türklere neden Arap ve Fars harfli uyduruk Osmanlıca dayatılmıştır?
Osmanlı’da en az 80 yıl boyunca Osmanlı alfabesinden kurtulma çalışmaları yapılmış iken, neden alfabe bir gecede değişti yalanını yaydılar? Doğrusu, bu süreç 90 yıl + 1 gecedir.
https://www.altayli.net/osmanlida-alfabe-tartismalari.html
Bir Amerikalı gazeteci Atatürk’e der ki: “Neden milletin alfabesini değiştirip cahil bıraktınız?”
Bilge Atatürk de cevaben der ki: “Ben 10 bin kişinin alfabesini değiştirdim ama uygun alfabe ile halkıma okuma yazma öğrettim.” (Bkz. Murat Bardakçı, Alfabe Olayı https://x.com/Saka_larr/status/1716134067215663389?t=UmlKgHT91iwAsAsz_YRIHA&s=19 ).
8. Neden Cumhuriyet idaresi “Bulgarlara Osmanlı Arşivi’ni sattı” yalanını yayarlarken, AKP döneminde Milli Kütüphane’nin içinde çok kıymetli el yazması eserlerin de bulunduğu 147 ton tarihi eseri Hurdasan’a kilosu 50 kuruştan sattıklarını söylemiyorlar?
Kaldı ki, Bulgaristan’a Yunan, Arnavut, Karaman, Memlûk veya Makedon arşivini vermediler, kendi arşivini verdiler. Onlar da bunu çöpe atmadılar, bilakis güzelce tasnif edip Türkçe dahil 8 dile çevirdiler ve dünyaya açtılar. https://x.com/Saka_larr/status/1715357227156897937?t=0i8HxMn7cp5SdXtIZ122eg&s=19
9. Neden Cumhuriyet idaresinin camileri yıktığı ve Kur’an’ı yasakladığı yalanını yayarken, sözde Halife Padişah Sultan Vahdettin’in Beyoğlu’ndaki Ağa Camii’ni parayla gayrimüslimlere satıp, İstanbul’un göbeğine Papa heykeli diktiğini söylemiyor, yazmıyorlar?
Yine Bilge Atatürk’ün, Sultan Vahdettin’in sattığı bu camiyi Yunanlardan satın alıp tadilat yaptırarak cami olarak ibadete açtığını niye yazamıyorlar?
Hatta savaşta tahrip edilen diğer 138 camiyi de tamir edip ibadete açtığını neden yazmıyorlar? https://x.com/tsumut71/status/1696275095059148807?t=Wtlgt6iloCMyLJYhEbimEg&s=19
Yine Niğde, Aksaray gibi pek çok yerde kiliseleri de camiye çevirdiğini yazamıyorlar!?
10. Sonuç: Yemen’den Fizan’a bitmek bilmeyen savaşlarda ömür tüketen, kırılıp yok edilen Anadolu’daki Türk kimin umurundaydı? Hiç Yemen Ağıtı dinlediniz mi? Dinleyin lütfen… (1) Yemen Türküsü – Sümeyra Cakir ve Ruhi Su – YouTube
Sizce bu sorularıma dürüstçe, eğip bükmeden cevap verecek bir tarihçi çıkar mı?
Bahtiyar Aydın
Eski Çağ Tarihi Uzmanı
0 notes
Text
Io Evohe'nin Gerçek Anlamı
“Io Evohe” ifadesi Wicca'da batı gizem okullarından ödünç alınarak çok yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Uzun bir süre bunların sadece “barbarca kelimeler”* olduğunu düşündüm. Küçük bir araştırma öyle olmadığını gösterdi. Bu ifadenin bir çevirisi olup olmadığını merak ettim. (*Barbarca bir isim, büyü ritüellerinde kullanılan anlamsız (veya görünüşte anlamsız) bir kelimedir.)
Barbarca sözcükler, anlamsız sözcükler yaratmak için bir araya getirilmiş tohum seslerinden oluşur. Bazen saçma deriz çünkü sesler, seslerin yarattığı belirli titreşimlerin bir sonucu olarak konuşmacının zihni üzerinde dönüştürücü bir doğaya sahiptir. Ses zihni dönüştürebilir. Bu durum özellikle içsel benliğinizi değiştirmek için zikredilebilen bazı tanrıların isimleri için geçerli olabilir.
İfadenin ilk kelimesi çok basittir. Mısırlı bereket tanrıçası İsis'in Latince çevirisidir.
İkinci kelime biraz daha karmaşıktır. Collins İngilizce Sözlüğü bize “evohe'nin, Bacchic çılgınlık ünlemi” olan “evoe”nin bir varyantı olduğunu söyler.
Latince'den Cermen diline çeviri yaparken sıkça rastlandığı üzere, orijinal upsilon (u), ki bu genellikle şu anda “v” olarak bildiğimiz karakterle temsil edilir, olduğu gibi kalmış ancak muhtemelen yanlış anlaşılmıştır. Dolayısıyla yukarıda okuyabildiğimiz yazılışlara sıkı sıkıya bağlı kalmamız gerekmiyor.
Hellenicgods.org web sitesinde Dionysos'un pek çok ismini açıklayan bir makale bulunmaktadır. Özellikle bir giriş göze çarpıyor.
Évios - (Euius; Gr. Εὔιος, ΕΥΙΟΣ) Évios, Diónysos'un bir sıfatı olup, Tanrı ve ona tapanlar ve alemlerine katılanlar tarafından çıkarılan coşkulu sevinç ulumasına, εὐαἵ, εὐοἱ atıfta bulunur.
Sözlük girişi: Εὔιος (Εὔἱος EM391.15, krş. Lat. Euhius), ὁ, Baküs'ün adı, lirik pasajlarda εὐαἵ, εὐοἱ haykırışından; Εὔιος, = Βάκχος. II. εὔιος, ον, Adj. olarak, Bacchic. (L&S s. 717, sol sütun, sadelik için düzenlenmiştir.)- “Romalı şair Persius'un (M.Ö. 34-62) hocası Cornutus, bize şarap içenlerin Tanrı'ya ‘Bakchos’ ve ‘Euios’ gibi çeşitli isimlerle yakardıklarını söyler. [Cornutus, Theologiae graecae compendium XXIX.] M.S. 691 yılındaki İkinci Konstantinopolis Konsili Trullianum'da bu sahnelere atıfta bulunulmuştur. O tarihe kadar şarap taşıyıcılar hala 'Dionysos' diye bağırıyorlardı, ancak bu artık yasaklanmıştı. [μἡ τὸ τοῦ βδελυκτοῦ Διονύσου ὄνομα τοὑς τὴν σταϕυλὴν ἐκθλίβοντας ἐν τοῖς ληνοῖς ἐπιβοᾶν, aktaran P. Koukoules, Βυζαντινῶν βίος καὶ πολιτισμός , s. 293.]” (Dionysos: Yok Edilemez Yaşamın Arketipsel İmgesi, Carl Kerényi, 1976, Princeton Univ. Press. s. 67)
(ed. Évios, Dionysos'un bir adıdır ve “Aferin oğlum!” anlamına gelir. Zeus'a atfedilen bu sözler, Baküs'ün devlerle mücadelesinden zaferle döndüğünü gördüğünde söylenmiştir. Evoe ya da Evan, Baküslülerin orjilerinin kutlanması sırasında Tanrılarını çağırdıkları ünlemdi. (CM*p.181)
Yukarıda bahsedilen davetkâr haykırış öylece unutulup gitmedi. 1903 yılında Ginn & Company, Allen and Greenough's New Latin Grammar for Schools and Colleges adlı kitabı J. B. Greenough, G. L. Kittredge, A. A. Howard, Benj. L. D'Ooge, Ed. Yukarıdaki her iki tanrının adı da sevinç ünlemleri olarak belirtilmiştir.
Kesişmeler
[*] 225. Bazı ünlemler sadece doğal duygu ünlemleridir; diğerleri konuşmanın çekimli kısımlarından türetilmiştir, örneğin em, lo (muhtemelen eme, take için); age, come, vb. Tanrıların isimleri herclē, pol (Pollux'tan) vb. şeklinde ortaya çıkar. Birçok Latince ünlem Yunancadan ödünç alınmıştır, euge, euhoe, vs. gibi.
[*] 226. Aşağıdaki liste yaygın kullanımdaki ünlemlerin çoğunu içermektedir:- ō, ēn, ecce , ehem, papae , vāh (şaşkınlık). iō, ēvae, ēvoe, euhoe (sevinç). heu , ē˘heu, vae, alas (üzüntü). heus, eho, ehodum, ho (çağırma); st, hist.êia , euge (övgü). prō (tasdik): prō pudor, utanç gibi.1 Bunlardan bazıları zarfların sınıflandırılmasına dahil edilmiştir. Ayrıca Korelatifler listesine bakınız. § 152.
Altın Şafak Tarikatı'nın 1903 yılında İngiltere ve Amerika'da popülerlik kazanmakta olduğunu belirtmeliyim. Başka hiçbir okült örgüt çağdaş cadılık hareketi üzerinde Altın Şafak kadar etkili olmamıştır. Bugün kullanılan ritüel kavramlarının çoğu Altın Şafak tarafından kodlanmış ve aktarılmıştır.
“Io Evohe” diye bağıran bir cadı, bir sevinç ünlemi olarak dişi ve erkek bereket tanrısının isimlerini haykırmış olur: ”İsis! Bacchus!” Şimdi siz (ve ben) binlerce cadı sorusundan birini yatağa atabiliriz.
Güncelleme: Tüm bunların orijinal telaffuzla uğraşmak isteyenlere yardımcı olmayabileceği dikkatimi çekti. İstemeyenler için, bu ifadeyi geleneksel olarak “EE-oh ee-voh-HAY” şeklinde telaffuz etmek her zaman kabul edilebilir.
Hem Latince hem de Yunanca, hangi hecenin vurgulanacağını belirlemek için bir dizi kurala sahiptir. Genellikle, içinde kısa bir sesli harf olmadığı sürece “sondan bir önceki” (sondan ikinci) hece telaffuz edilirdi. Bu durumda vurgu “sondan bir önceki” heceye (sondan ikinci hecenin yanına, yani sondan üçüncü heceye) kayardı. Vurguyu son heceye veren istisnalar her zaman olmuştur.
“Io” örneğinde, sadece sesli harfler mevcuttur. Bazı ünlüler çift hece oluştursa da, i+o için çift hece yoktur, dolayısıyla bunlar ayrı hecelerdir. Yukarıdaki kuralı ve Latince telaffuzu kullandığımızda “EE-oh” elde ederiz. Bu, Latince O'nun Yunanca omikron yerine Yunanca omega'dan geldiğini varsaymaktadır. Eğer orijinali omikron ise, isim “EE-aw” olarak söylenebilir ve “Be off” ifadesiyle kafiyeli olabilir.
Diğer ismin çeşitli telaffuzları olabilir. Kilise Latincesi V'yi V olarak telaffuz ederken, klasik Latince W olarak telaffuz ediyordu. Yunancada H, “eh” gibi ses çıkaran Eta sesli harfidir. İlginç bir şekilde, bu kelimenin H'yi düşürerek “evoe” haline getiren başka bir yazılışı daha vardır. Bu, orijinal kelimenin Yunanca olduğuna ve H'nin İngilizce'de bildiğimiz nefesli harf yerine Eta olduğuna dair bir ipucu olabilir. Bu da eta sesli harfinin “oe” çift sesinden hemen önce geldiği anlamına gelir. Tüm bu sesli harfler “oy” gibi bir sese karışır, Bu da modern ya da klasik Latince telaffuz tercihinize bağlı olarak telaffuzu “EY-voy” ya da “EY-woy” gibi bir şey yapar.
1 note
·
View note
Text
05 Mayıs’ta Tarihte Neler Oldu?
5 Mayıs’ta Tarihte Önemli Olaylar: Dünya: 553: İkinci Konstantinopolis Konsili başladı. 1260: Kubilay Han, Moğol İmparatoru oldu. 1494: Kristof Kolomb, Jamaika adasına ayak bastı ve adaya “Santiago” adını verdi. 1762: Rusya ve Prusya, Yedi Yıl Savaşı’nı sona erdiren Sankt-Peterburg Antlaşması’nı imzaladılar. 1821: Napolyon Bonapart, Saint Helena Adası’nda sürgündeyken hayatını…
View On WordPress
0 notes
Text
05 Mayıs’ta Tarihte Neler Oldu?
5 Mayıs’ta Tarihte Önemli Olaylar: Dünya: 553: İkinci Konstantinopolis Konsili başladı. 1260: Kubilay Han, Moğol İmparatoru oldu. 1494: Kristof Kolomb, Jamaika adasına ayak bastı ve adaya “Santiago” adını verdi. 1762: Rusya ve Prusya, Yedi Yıl Savaşı’nı sona erdiren Sankt-Peterburg Antlaşması’nı imzaladılar. 1821: Napolyon Bonapart, Saint Helena Adası’nda sürgündeyken hayatını…
View On WordPress
0 notes
Text
KonstAntinOpolis: Monsters of The Deep. Unleash your imagination in the deepest and darkest secrets of the oceans. Written by Mark M. Isaac.
#novels from nowhere#mark isaac#mark m. isaac#KonstAntin Universe#KonstAntinOpolis Monsters of The Deep#KonstAntin 2
2 notes
·
View notes
Text
Oleg
*?, †912
879 nastoupil po Rurikovi, údajně regent, který měl vládnout za Rurikova syna Igora.
882 dobyl Kyjev a přenesl tam sídlo své vlády.
907, 911 útoky varjažskoslovanských vojsk na Konstantinopol, neúspěšné.
911 uzavřel s Byzancí výhodnou mírovou smlouvu, která upravovala vzájemné vztahy a především zaručovala ruským kupcům významná práva při obchodování v Konstantinopoli. Podmínkou však bylo, že do města přijdou beze zbraně a ne více jak padesát lidí současně.
0 notes
Text
Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur.
Hz. Muhammed (SAV)
İstanbul: Konstantinopolis ‘den Konstantiniyye ‘ye
Be Makam-ı Konstantiniyye el Mahmiyye
İstanbul #Konstantinopolis #Konstantiniyye
1 note
·
View note
Text
İstanbul: Konstantinopolis 'den Konstantiniyye 'ye
İstanbul yeryüzünün gelmiş geçmiş en köklü, en çok önem atfedilen en köklü şehirlerinden bir tanesi; bizim Konstantinopolis dediğimiz Constantinople, Fatih’in fethinden sonra Konstantiniyye olmuş ve ilelebet de İstanbul olarak anılmaya devam edecek.
İSTANBUL:CONSTANTİNOPLE, KONSTANTİNOPOLİSVEKONSTANTİNİYYE İstanbul yeryüzünün gelmiş geçmiş en köklü, en çok önem atfedilen en köklü şehirlerinden bir tanesi; bizim Konstantinopolis dediğimiz Constantinople, Fatih’in fethinden sonra Konstantiniyye olmuş ve ilelebet de İstanbul olarak anılmaya devam edecek. Konstantinopolis ya da Konstantiniyye isimleri haklı gerekçelerle günümüzde “lanetli”…
View On WordPress
0 notes