#Katiller Devri
Explore tagged Tumblr posts
Text
Hayvanlara Dair....
İnsan sevmeyen hayvan sevebilir ama tersi imkansız. Hayvan sevmeyen insan da sevmez.
İnsanın içinde hayvana karşı bir merhamet hissi, bir şefkat yoksa başka hiç bir canlıya karşı sevgi de duyamaz.
Başka başka zamanlarda balık kuş kedi köpek besledim.
O topaç güzel tüy yumakları arasında bir can var yav.
Hayatta kalmaları, yaşamaları konusunda herkes kadar hakkı olan bir can.
İnsanlar hayvanlara, onların hayatına saygı duymadıkça kendisi de bir adım ilerlemez. Biz hala taş devrinin ilkelliğindeyiz aslında. Tamam teknoloji araçları kullanıyoruz ama ruhumuz ilerledi mi?
Taş devri insanının ruhuna bir milim bir şey ekleyebildi mi bu günün insanı.
Çok nadir olarak tek tek bireyler vardır ama büyük çoğunluk aynı ilkelliğin içinde.
İlkelliğimizin en iyi göstergesi de hayvanlar.
---
Özellikle evcil hayvanların kötülüğüne bakın .. ki bazen kötülük ederler. Mesela bir köpek bir çocuğa saldırır vb durumlar...
Orda bile hayvanın saf içgüdüsü yoktur. Hayvanın kendine özgü masumuyieti yoktur. İnsanın kan tutkusu, ölüm tutkusu, bencilliği vardır genellikle. Köpeği de katil eden, saldırgan eden insanın kendisidir.
----
Geldiğimiz mahalle de daha net görüyordum: Çocuklar boynuna ip bağladıkları bir köpeği sokak sokak gezdirip kedi boğdurmaya çalışıyorlardı. O zaman tek başıma yaşıyordum. Bizim bahçe de sessiz kimsesiz, ağaçların gölgesi altında olduğundan bizim bahçeyi sevip geliyorlardı. Bir gün izliyorum Çocuğun biri yanında köpekle geldi. Elinde bir horoz var. Horozu köpeğin önüne koyuyor, kaçmasın diye bir kanadından tutuyor, ye ye diye köpeği zorluyor. Köpek biri ki bakındı en sonunda diğer kanadından ısırdı.
Tabii koştum indim bahçeye horozu köpeğin ağzından kurtardım. Horoz kaçtı köpekte kaçtı. Çocuk elimde kaldı.
Mülkiyet hallerini de söyleyim: horoz kendisinin değil, başka bir komşumuzun horozu. Köpek kendisinin değil, kendilerine alıştırdıkları sokak köpeği, bahçe kendisinin değil, bahçe bizim bahçe.
Piç orda kendince bir arena düzenleyip, bir köpeğin bir horozu parçalayışında en ilkel ölüm tutkularını tatmin edip, gladyöterleri izleyen roma kralları gibi hissedecek.
Ben gelip oyunu bozmuş oldum. Yaptığının suç olduğunu biliyor. Başladı yalanlara.
“Amca ben de horozu kurtarmaya çalışıyordum, sen yetiştin kurtardın, köpek benden korkmuyordu”
“ Lan yalan söyleme” dedim. “piç olmaya piçsin de baban kim biliyor musun? Nerde oturuyorsun sen”
“Filancanın oğluyum ben” dedi. Evlerini tarif etti.
“Bak, babana da söyle istersen, seni bir daha burda görürsem, hayvanlara eziyet ederken görürsem, bacaklarını ben kırarım. Anladın mı?”
Pekte gönülsüz,sözde masum ya, haksız olan benim yani, ama yenilgiyi sineye çekti “ tamam” dedi defolup gitti.
----
Baştan sona çocukta suçlu değil. İçgüdülerimizde var bu vahşilik. Çocuk o anda en ilkel atalarımızın ahlaki seviyesinde ilkel. Hepimiz, istisnasız hepimiz, en naif en zariflerimiz bile o ahlaktan geçtik. Fark sonradan ortaya çıkar.
Kimi insan ahlaken hiç gelişemez ve yüz yaşına da gelse o çocuğun ahlakına, yani ahlaksızlığına sahip olur, vicdan, merhamet sevgi bulunmaz içinde. Bencilce kan tutkusu, öldürme tutkusu, vahşetten zevk alma gibi sadizmle ilgili tutkularla yaşar.
Kimi insan da o çocuk ahlakını aşar. Bir vicdan geliştirir. Sevmeyi öğrenir, hissetmeyi öğrenir, iyi ve güzel şeylerden zevk alır.
----
Çok zalim insanları - umarım hiç birini tanımazsınız - incelesiniz, kişiliklerinde çocukça bulacağınız çok şey bulursunuz. Çocuksu denebilecek bir varlığın nasıl bu kadar kötü, nasıl bu kadar zalim olduğuna şaşırırsınız. Halbuki tamda doğru iz üstündesinizdir. O kişinin hayatında çocukluk saydığınız olaylar onun gelişmeyen, burda anlattığım yedi yaşında çocuğun ahlakıdır.
-----
Hayvanı sevmek insanın gelişiminin büyük bir parçası. Ahlakın bir göstergesi. Tabii gerçek sevgiden söz ediyorum burda.
----
Ben çocukken eşeklere ve kadınlara çok üzülürdüm. Dayak yerken gördüğüm iki canlı türü kendileriydi. Çocukken bile bir vicdanım varmış herhalde.
2 notes
·
View notes
Text
Kelimeler...
Kelimeler tükeniyor. Anlam, bağlam ve anlatımın kıyıdan köşeden törpülenmesi, yerilip, yıkılması bu sahnedeki kelamı tüketiyor. Denizi kaplayan o meşum salya gibi bir ülkenin düşünselliği / gelecek tahayyülü de bunca bariz çürümeye sevk olunuyor. Büyük ülke lafı, nidası var edilirken, sırtı piş piş edilmiş, haznesi zenginleştirilmiş bir avuç zevatın alenen ezberleriyle oluşturulmuş bir karanlık birlikteliği olduğu gözlerden kaçırılıyor. Atılan laf, nidalar silsilesi, var edilen esip gürleme halleri her dem bir örnek ve değişme tahayyüller kervana dizilirken çürüme evre evre yaygınlaştırılıyor. Kelimeler tutsak ediliyor. Yenilik diye atfedilen neo-liberal akımın, ezberci şablonları yinelenirken hayatın mahvedilmesi hiç aralıksız kılınıyor.
Bir cerahat sarmalından mülhem yerin hikayesi, yeni, yepyeni diye pazarlanıyor. Var edilen karanlık ulu orta yüceltilen madun siyasetin yeni zorbalıkları, dahili ve harici güncellenen çökülecekler listesi, bir karanlığın sultasında ellerine tam anlamıyla kan oturanlar ile mutlak, doğrudan bir karanlık bina edilmeye devam olunuyor. Kelimeler kirletiliyor. Cerahatin boyunduruğuna rehin edilmiş, peyderpey eylemlerin habercisi kılınan nutuklar ile bir yaşama akdi var edilmiyor artık. Bir örnek, çokça benzeş tavır, tahayyül ve söz dizilimlerinde kelimelere kan, irin ve gözyaşı sıçratılıyor. Muktedir, iktidar ve tüm bileşenleri bu katran karası hali tam da ol karanlık çağ tiradını, vaveyla değil, ünleme değil, doğrudan biçimini, buradaki sabitliğini var ediyor artık. Mutlak olan o doğru, kesintisiz tek yön, tek devlet, tek uzam ve tek gelecek bildiğiniz çürümenin bizzat kendisine çıkıyor.
Tek adamın, tekil bir rotada, tek tip bir hizadan ülke değerlendirmesinin hali daimi bir hal içinde mahva çıkıyor. Görünen köy kılavuz istemezken, örtbas edilmiş koronavirüs salgın güncesinden, adım atılan her normalleşme halinde bu bahis biraz daha görünür kılıınır. 20 koca yıllık devri sabık iktidar tahayyülünün en korkunç işlemleri, en korkunç yağmalarını var etmiş bunlar kesmemiş, ırkçılıktan yoksulluğa, cinai şebekelere hamilikten kara para ve uyuşturucu ve silah ticaretlerine aracılıklara, her şeyden komisyon, herkesten apayrı ama apayrı rantiye bedel / diyetler söğüşlenen, talep olunan bir sahnede istikameti bırakılır mı hiç ama hiçbir zaman? Düzen kendi ezberleriyle yaşamı deniz salyası gibi en olmadık anda boğmaya, kuşatmaya, ezmeye çalışırken, baş efendi ve baş faşistin ortaklık ile kotardığı, bir rüyaydı bugünler dediği mesel bariz bir düş kırımı sahnesidir. Adıyla ve sanıyla cehennemin ta kendisidir.
Cürmü var edenlerin lekelediği kelimeler çıkageliyor. Demokrasi, adalet, eşitlik, hürriyet, hak ve hukuk, yer, yurt ve anlamından yeterince kopartılmış bir faşizm / despotluk rejimi dahilinde çürüme kalıcılaştırılıyor. Baş amir ve sultasının oluşturduğu, her köşeyi hemen her şekilde tutmuş, sömüren, daha da çok yağmalayan, yedikçe coşan, coştukça irini de o kiri de önemsemeyen, ellerine bulaşan kanla abdest tazeleyenlerin, haramları götürdükleri bir sahnenin hakikati var ediliyor. Yer, gök kan kırmızı, içi dışı kapkaranlık bir zilleti var etmiş kapkaranlık bir sarmalda kelimeler kifayetsiz konuluyor. Siyasetin pragmatist halini adam sende, kaykılıp duruyoruz şu koltuklarda mabadımızı büyütüp, midemizi geliştirip, ona buna çöküyoruz geçinip gidiyoruz diyenlerin refakatinde bir ülke kalır mı? Sahiden de böyle ülke olur mu bırakılır mı?
Daha yeni birkaç gün önce siyasi iradenin, ortaklaşa hedef gösterdiği, dahası cinayetin hemen ardından da kapatma davası için baskı kurduğu, Deniz Poyraz’ın katledilmesi, HDP’nin kapatılması isteminin neden gümbürtüde var edilmek istendiğini fark ediyor muyuz? Beyefendinin oğlunun Kartal İmam Hatip Lisesi’ndeki ekabir, kitabına uygun, dibine kadar çürük, gel gelelim ümmetin helal süt emmiş diye kodlanmış suretlerinin ol makamdan şu makama teşriflerinin var edildiği yerde kelimeler yeterli midir? Yaraları kanatabilmek için en olmadık hamleleri var ederken dahi çalmaya / çırpmaya en az üç çocuktan, en az üç farklı yerden maaşa terfi etmiş bir zümrenin varlığında adalet nedir, nerededir? Bir cinayet sarmalını konuşturmamak için, sorgulatmamak için eldeki hemen tüm imkanların seferber eden ve Deniz Poyraz’ın katili olan Onur Gencer’in Suriye’deki maceralarına dahi engelleme getiren, sırtını sıvazlayıp, aferin çekilen bir menzilde hangi kelimeler kirlenmemiştir ki sahiden?
Kürd’e ve tüm öteki addedilen halklara karşı var edilen bu tahakküm etme hallerinin bir sonrasında çıkagelen ol Suriye’de, Rojava topraklarındaki yağmanın, barış götürüyoruz!, savaşa nihai çözümü var ediyoruz derken kurumsallaştırılan cihatçı tayfaların, buralı ya da burada ikamet eden silah tüccarlarının, çetelerin birbirileriyle danışıklı haraç mezat ol toprakları yağmalaması varken tek başına söz neye yarar. Gazetecilik titrini hala taşıyan birkaç temsilin, Kürd özgür basının yıllar yılıdır yaza geldiklerini ancak fark eden bir yer olabilir mi? Böyle afaki bir çürümenin içerisinde debelenirken haysiyet celladı olmuş ol siyaset erkanının, atanmış içişleri bakanından, ekran yüzüyüm ben deyip, konuşma kaydı yayınlanmış olagelen abdurrahman veyis meczup sıfatsız suretine, insanlıktan çıkmış ola gelmiş her bir türevine, benzeri ve ötesinde yıkımda iş peşinde koşan atmacaya memleket diye çıkılan düzlemin vardığı odakta hangi kelimeler kirlenmemiştir ki, sahiden ama sahi ama sahiden? Kendi foyası ortaya döküldüğü için olmadık yakıştırmaları sırf o ‘pazarlık’ kaydını paylaştığı için Ahmet Şık’a yönlendiren veyis gibi meymenetsizler elinde ne hak, ne hukuk bırakılır, nasıl olsa her yalana inanacak bir kitle var edilikten sonra değil mi?
Bir çürüme tiradıdır güncellenen aslında. Ankara’daki Deniz Poyraz’ı anma etkinliğinde şu akıl dışı şiddet pratiği var edilir. 10 dakika boyunca ensesine oturan polisin sinkaflı küfürlerine maruz kaldığını aktaran Saçılık, şu bahsi not düşer Twitter hesabından: “Yara bere önemli değil. Benim on yaşındaki kız çocuğuma galiz küfürler eden o şerefsiz polisin yakasını bırakmayacağım. Ona bu emri veren emniyet amiri sarı çiyanı elbet yargılatacağım, yakalarını bırakmayacağım. Dün on dakika boyunca enseme oturup pedofil, pornografik küfürler eden sivil polisin yanında onlarca polis vardı. İçlerinden bir tanesi bile müdahale etmedi. Adalet sisteminin ekarte edilmesi sonucunda suç işleme özgürlükleri oldukları saplantısına kapılmışlar.” Adaletin geriye konulmadığı yerde suçu yeniden ve yeniden imal etmek söz konusudur. Şiddetin işkenceye dönüştürülmesi daha önceki eylemlerde de hedef kılınmış olan Saçılık’a bu defa da kızına küfürler saçılarak bir eşik daha aşılır. Bunca afaki kötülüğün var edilebildiği yerde kelimelerin temizliği kalmaz. Böylesine kendisinin de kayıt altına aldığı gibi pornografik, çocuğa şiddetin ta kendisini taarruz ederek tasavvur eyleyen kolluğun olduğu bir sahnede kimse güvende değildir, bu kadar kesindir!
Mezopotamya Ajansı'ndan aktaralım: “Batman Barış Anneleri Meclisi üyelerinin, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü’ne yönelik saldırıda Deniz Poyraz’ın katledilmesini protesto etmek amacıyla dün yaptığı kitlesel açıklamaya yönelik polis müdahalesinde, 16 kişi darp edilerek gözaltına alındı. HDP milletvekilleri Mehmet Rüştü Tiryaki ve Necdet İpekyüz’ü de darp eden polis, Batman Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Demir ile birlikte çok sayıda kişiyi yerlerde sürükleyerek gözaltına aldı.
Emniyette alınan ifadesinin ardından serbest bırakılan Batman Belediye Eşbaşkanı Demir, polis şiddetini anlattı. Poyraz’ın katledilmesine ilişkin milletvekilli, belediye eşbaşkanları, barış anneleri, kadınlar ile çok sayıda yurttaşın katılımıyla yapmak istedikleri açıklama öncesi polislerce abluka altına alındıklarını belirten Demir, yapılan müdahalede darp edilerek gözaltı alındıklarını söyledi.
“İşkenceye varan müdahaleyle gözaltına alındık” diyen Demir, Onlarca polis, beni sürükleyerek aracın içine attı. Yere attılar, sürüklediler, darp ettiler. Daha sonra emniyette götürdüler. Emniyette ifademizi almak istediler. Onlara bize bu işkenceyi uygulayan ve hukuku ayaklar altına alanlara ifade vermeyeceğimizi belirtik, ifade vermedik” dedi.
Devlet-mafya-siyaset ilişkisinin yeniden ortaya saçıldığı bir dönemde HDP’nin hedef gösterildiğini ve bunun sonucunda yapılan saldırıda Deniz Poyraz’ın katledildiğini ifade eden Demir, “Cinayet işleyenlerinin önlerine halı sermedikleri kaldı. ‘Abicim ismin ne’ diye katilli kucaklayanlar, dün Batman’ın iradesi olan milletvekilli ve belediye eşbaşkanlarına pervasızca saldırıda bulundu. Katile ‘Abicim’ diyenlerin, katilin sırtını sıvazlayanların, demokratik bir hak olan basın açıklamasına nasıl saldırdığını tüm kamuoyu gördü. Partimizi hedef gösterenler ile tetiği çekenlerin zihniyeti aynı. Her ikisi de bizden nefret ediyor” ifadelerini kullandı.”
Bitimsiz konulmuş, hedeften / yeni ülke denilen şablondan ne zaman uzaklaşılmış olsa devreye konan HDP’yi kapatma, terörize etme halinin belki de en ağır karşılığı tetikçi eliyle işlenmiş olan cinayette karşımıza çıkartılır. Bir asırdır bir türlü demokrasi namına tek bir hamlenin doğru düzgün var edilemediği bir yerde sözüne sahip çıkan, bütün kara şu kapkaranlığa rağmen halkların umudunu simgeleştiren, altı milyondan fazla oy almış bir siyasi parti katliamlarla hizaya konulmak istenir.
2015’in karanlık girdabını hemen her türden bet / feci olanı bir biçimde var etmiş olan, seçim kazanabilmek için yurttaş canının hiçe sayıldığı katliamlara imza atmış, Cizir’den, Gever’e, Colemerg’ten Amed’in Sur’una kadar kentleri abluka altına alıp, bodrumlarda diri diri insan yakıp, sokağında yaşayan ve olan biten yıkıma isyan eden yurttaşı terörist ilan edecek kadar zıvanadan çıkmış olagelen o iktidarın cürmü yeniden karşımızadır. Buna itiraz etmek söz konusu edilmesin diye her kentte, Deniz Poyraz’ın katli ardından başlayan protestolarda şiddet işkenceye vardırılır. Elih’te meydana gelen de bunun bir başka uzantısıdır. Demokrasi, eşitlik, adalet, hak, hukuk ve sair tanımlar sabah akşam her bir akparti kurmayı dile getirirken, ortaya çıkan şiddet mefhumu bütün bu ülkenin de her nasıl bir çürümeye tabi tutulduğunu örnekler.
Bir milli mutabakat kırımının sorgulanmasının, makamlardan hesap vermesini talep etme halinin dahi bile isteye kriminalize edildiği yerde kelimeler çürümeye çıkar. Devletlinin bir gazeteci titri bahşettiği maşası, tek kurşunu alnında sıkması gerekirken neden on kurşun gibi kadük bir argümanla çıkagelirken ekrandan bütün çürüme de layığıyla görünür, herkes bilir. Bir başka sekansta, konu HDP’nin kapatılmasının bunca afaki bir cinayete rehin edilirken insanlar, son anda bir katliamdan dönülmüşken onlar da PKK ile aralarına mesafe koysuncularla ekranlar kuşatılırken bir ağıt bir yara bir kere daha bir yas gümbürtüye konulur. Şiddetle bu bahisler hiç konuşturulmasın istenir. Bakur Kürdistan’ı ya da Türkiye’nin kalanında var edilmiş bu kötücül düzen daha fazla can yakabilsin diye oluşturulan bu sarmal / kör karanlık, kıtal ve yıkım daha kaç zaman can yakacaktır sahi ama sahiden?
Kelimeler kirleniyor. Cürmün, suçla birlikte oluşturulan bir ülke tahayyülünün zehirli bir sarmaşık gibi memleket denileni yuttuğu günlerden geçiyoruz. Hayat bunca ucuz kılınmış bir mesel addedilirken, her şeyin / insanî standartlardan alıkonulduğu bir katran karası hal gidişat iyi olacak denilip hala pazarlanırken ne temiz kalabilir. Erk, muktedir, iktidar tüm o beraberinde tetikçi tayfası, gazeteciyim diye gezinen avantacılar takımı, düşkünlükleri bir yana halkın yoksunluğunu / yoksulluğunu kendilerine servet edinmek için, makamları ömrü billah kendilerinin tapusuna geçirmiş addedenler eliyle bir kelam kalmaz. Çürüme, yıkım ve yıldırı aralıksız her gün güncellenirken cürmün, yok etmenin, zor ve feci kılınan her şeyin buradaki sabitliği düşündürücüdür. Bu kadar afaki olana karşı müştereklerimize dair bir savunma mekanizması, adalet tahayyülüne dair doğrudan bir seslenişi var etmez ise şu ülkenin gidişatında daha çok kelimeler kaybolacak, kirlenecek ve kıyılacaktır. Sahi ama sahiden önemsiyor musunuz? Kaybedilecek daha çok Deniz Poyraz’ımız var mıdır? Sahiden önemsiyor musunuz? Kelimeler kayboluyor, hayat çürütülüyor, kapkaranlık bir yer bugün hakikat kılınıyor, sahiden önemsiyor musunuz? Neredesiniz?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2021
Görsel: Evrensel Gazetesi
#meram#arzihal#kürd#deniz poyraz#hayat hakkı#hdp#söz#kelimeler#mecaz#mana#yol#yıldırı#devlet102#şiddet#karanlık çağ#kürd sorunu#tahakküm etme#us#hayat#yaşama uğraşı#cinayet#devlet dersi#çocuklar ölmesin#siyasal#anarşizan#alacakaranlık#sorular
0 notes
Text
Nabizade Nazım - Zehra Çözümleme - Geniş Özet
Kitabımız, Türk edebiyatının ilk psikolojik roman denemesi olarak geçiyor imiş. Bana sorarsanız gerçekten de öyle. Çünkü baş karakterimiz 'Suphi' sadece sinirlerimi bozmakla yetinmedi, psikolojimi de alt üst etti. Geniş özetime başlamadan önce, bir cümle ile bu kitabı bana anlat deseniz, cümlem kesinlikle 'azgınlık ve kıskançlık başa bela' olur idi. Çünkü birazdan siz de göreceksiniz ki baş karakter demeye bile dilimin varmadığı müptezel Suphi'nin ve romanımızdaki diğer karakterlerin başına ne gelecekse Suphi Bey'in azgınlığından, Zehra Hanım'ın şeytani kıskançlığından gelecek.
Kitabımızı okumaya yeni başladığımızda, biz henüz Suphi'yi işinde gücünde, mantıklı bir delikanlı sanarken, Suphi Şevket Usta'nın yanında katiplik ile ekmek parasını çıkarıyor.
Ustanın eşi çok evvelden ölmüş, Zehra adında da kıskançlığı ve kaprisleri ile adamcağızı hayatından bezdiren bir kızı var. Her ne kadar kız babasını hayatından bezdirse de, kabul edelim bizim usta da pek lüzumsuz şimdi. Bizim Suphi'ye durmadan kızı Zehra'yı çekiştiriyor Şevket. Böyle baba düşman başına valla. Ha peki kız babasının çekiştirdiği kadar var mı? Var. Ama bu ayrı mesele.
Zehra'mızın, öyle sendeki bendeki gibi olmayan, keskin sirke küpüne zarar misali şeytani bir kıskançlığı var. Hem kendisine hem de çevresindekilere hayatı zehir ediyor çocukluğundan bu yana. İlle de ben hep ben diyor. Diğerlerinden bana ne, aman bana bir şey olmasın mantalitesinden de anlıyoruz ki Zehra, su götürmez bir şekilde aslan burcu kadını.
Düşünün Suphi'deki de nasıl bir azgınlıksa artık, daha Zehra'yı bir kere bile görmeden; ustasının kızını gereksiz gereksiz çekiştirmelerinden duyduğu, bildiği, öğrendiği kadarıyla aşık oluyor Zehra'ya. İşte buna ne kadar aşk derseniz artık. Yahu kıza aşık olacağına Suphi, ustanın babalığını sorgulasaydın ya keşke... Ama işte insanın fikri neyse zikri de odur, Suphi'nin de işi gücü aşk meşk, hayatta başka bir maksadı ya da beklentisi yok bu çocuğun. Mehtaplı bir gecede yanına güzel bir kadın koy, istersen kıyamet kopsun, Suphi'den mesudu olmaz bu dünyada. E yani Suphi hangi burç? Nazik, beyefendi oluşu, kitabın ilerleyen kısımlarında iki kadını birbirine düşürmesi ve maymun iştahlı çapkınlığı, hedonistliği ile Suphi, elbette terazi burcu erkeğinden bir başkası değil.
Eninde sonunda Suphi ile Zehra tanışırlar. E gençler birbirlerini görmüş, beğenmiş bize de onaylamak düşer, evlenirler. Evlenmeden önce gözü kör a��ık Suphi; Zehra'm Zehra'm diye deli divane olmuşken, her gece rüyalarında Zehra'nın hasreti ile yanıp tutuşurken, ustasına da 'Katlanırım ben onun kıskançlık krizlerine, gülü seven dikenine katlanır sonuçta.' falan filan der de... Peki sizce katlanabilecek mi? Tahmin ettiğiniz cevap doğru arkadaşlar. Tabii ki katlanmayacak.
Cicim aylarında, genç çiftimizin evinde, elbette ev işlerine yardım eden hizmetliler olacaktır değil mi? Bir hizmetli cariyemiz var ki, ismi Sırrıcemal. Sırrıcemal de ne hikmetse ay parçası gibi bir dilber. Hem huyu, hem güzelliği ile mest ediyor herkesi. E ne olacak? Tahmin etmişsinizdir siz de. Zehra evde bir adet azgın Suphi besliyor, ne olabilir sizce yani? Çok da yaratıcı olmaya gerek yok cevabı bulmak için.
Başlarda tabii ki ortada fol yok fos yok da olsa Zehra; Sırrıcemal'in huyunun, yüzünün, vücudunun güzelliğini gördükçe kıskançlık krizlerine girecek. Kendisine rakip bu kız besbelli. Tabii bizim Suphi de başlarda "Yok hayatım, kafanda kuruyorsun sen, boğma beni hede hüde." diyecek, Zehra'nın ağzını kapamaya çalışacak. Peki Zehra yer mi? Yemez.
Azgınlık başa bela ne de olsa, yavaş yavaş Sırrıcemal'in aşk ateşine tutulacak Suphi beyefendi. Rezilsin Suphi. Rezil. Sen hem bizim gül gibi Zehra'mıza "sen kafanda kuruyorsun" naraları çekip deli muamelesi yap, bir de üstüne git güzel eşin varken evdeki cariyeye gönlünü kaptır. Senin var ya Allah belanı versin. Peki bizim Zehra salak mı? Anlar tabii çok geçmeden Sırrıcemal ile koca müsveddesi Suphi'nin arasındaki muhabbeti. Anlayınca da, direkt Sırrıcemal'i evden kovar. Geç hamle be Zehra'm. Olan oldu bir kere, senin azgın kocan başkasına gönlünü kaptırdı. Şimdi ne yapsan boş. Ha bu arada, bana sorarsan senin asıl evden kovman gereken kişi, o koca müsveddesi, müptezel, haysiyetsiz Suphi. Sırrıcemal ile de kadın dayanışması halinde takılırdınız evde ne güzel... Aman neyse, seni de yargılamıyorum, aşk kör ediyor ne de olsa insanı.
Nerede kalmıştık, Zehra kovaladı evden Sırrıcemal'i. Tamam da, Suphi'nin gönlüne düştü bir kere Sırrıcemal'in ateşi. O vakitten sonra evden gitse ne yazar Sırrıcemal? Adamın kalbinde kadın kalbinde! E sonra ne olacak? Suphi dayanamaz sözde aşk ateşine ve Zehra'dan boşanır, Sırrıcemal ile evlenir. Bu noktada sevinmiştim ben Zehra'mız kendine yeni bir hayat kuracak, güzel bir başlangıç yapacak, kurtuldu Suphi bozuntusundan diye. Ama yok. Okumaya devam edin siz. Zehra da az değil hani, şeytana pabucunu ters giydirir cinsinden. Aslan kadınını üzmeye gelmez arkadaşlar. Bu bilgi de kulağınıza küpe olsun.
Eee Sırrıcemal'in başına talih kuşu kondu, ondan mutlusu yok bu saatten sonra. Niye? Cariyelikten prensesliğe terfi etti çünkü. Kocasının prensesi Sırrıcemal oldu. Yeni gelinlerin tatlı heyecanı bastı bizim Sırrıcemal'i. Öyle hizmetçilik devri falan da kapandı. Bir taşla iki kuş: Hem yeni bir hayat kurdu kendisine hem de hayatının aşkını buldu güya. Hayatının aşkı da azgın Suphi. Gülelim bari. Ha bir de Zehra'yı yendi aklınca. Sen öyle san Sırrıcemal diyelim, yüzümüzde buruk bir gülümseme ile anlatmaya devam edelim.
Yeni evlilik, canım cicim ayları falan derken, bir gün Suphi'nin iş yerine Ürani adında bir Rum kızı gelir. Ama bu kızdaki güzelliği kimsede görmemiştir daha önce Suphi. Azgın bu adam diyorum işte, azgın. Yeni tanıştığı her kadına aşık oldum zannediyor, tedavi edilmesi lazım yani. Kimi görse görülmemiş bir güzellik var bu kadında diyor. Acaba durum kadınlarla değil de seninle alakalı olabilir mi Suphi? Tek problem azgınlığın olabilir mi Suphi? Ayıp ama ya. Toprak atacak seni haberin olsun.
Siz şimdi Suphi'nin azgınlığını ve Ürani'nin güzelliğini hesaba katarak, işlerin hangi noktaya everileceğini tahmin ettiniz değil mi? Ama çok da üzülmemişsinizdir. Eden bulur misali Sırrıcemal de mutlu olamazdı ki zaten, belliydi. Ne demiş atalarımız? Yuva yıkanın yuvası olmazmış. Gönül borcunun olduğu Şevket ustasının kızı Zehra'ya bunları yapan sana neler yapmaz a be saf kızım Sırrıcemal?
Zehra'nın ahı tuttu diyorsunuzdur siz şimdi Sırrıcemal'e. İşin aslı öyle değil ama. Ahı değil direkt kendisi tuttu Zehra'nın. Zehra boş durmadı tüm bunlar olurken. Adeta şeytana ruhunu, merhametini sattı ve kusursuz bir intikam planı yaptı. İntikam soğuk yenen bir yemektir Sırrıcemal, sen de komiksin, mutlu olabileceğini mi sandın ortada kıskançlığı ile nam salmış Zehra isimli bir tehlike varken? Tabii ki Zehra, Suphi onu terk ettikten sonra psikopata bağlayacak, varını yoğunu bu ikiliye ayırmaya harcayacaktı. Yenebilecek misiniz sandınız Zehra'yı? Yanınıza kalır mıydı hiç? Şunu unutmayın ki, aslan kadını Zehra'ya hiçbir şey olmaz!
Şimdi biraz zamanda geriye gidelim; Zehra'mız ne yapacak, araştıra araştıra bulduğu Ürani isimli çekici Rum kızını adeta bir seri katil gibi görevlendirecek. Tabii seri katil dediysek, adam öldüren cinsten değil. Suphi'nin Sırrıcemal'e olan sözde aşkının katili olacak Ürani. E zor iş de değil ya. Hedef azgın Suphi sonuçta. Kimi görse aşık olacak zaten. Hakeza hemencecik başarılı olacak da Üryani. Zehir gibi yayılacak Rum kızının aşkı Suphi'nin kanına. Öyle bir yayılacak ki hatta, Sırrıcemal'in yanına bile uğramaz olacak en sonunda Suphi. Bu saatten sonra hayattaki tek maksadı Ürani ile cilveleşmek, gününü gün etmek, alem yapmak olan hedonist Suphi, işte tam bu noktada müptezele bağlamaya başlayacak. Ürani, Suphi'nin sadece gönlünü değil, tüm hayatını değiştirecek. Ürani; Zehra mı, Sırrıcemal mi? Hem aşık değil Suphi'ye, hem de sulu dereden susuz getirir adamı. Zehra da fişnikleyip duruyor tabii kızı ayır bu ikiliyi diye, Ürani deli divane aşık edecek kendine Suphi'yi. Hatta keşke aşık ettirmekle kalsa, hayatını mahvedecek Suphi'nin. Niye? E o alemler bedavaya mı yapılıyor? Ürani'yi elinden kaçırmak istemeyen ve içten içe bu kadının onu aslında sevmediğini bilen, karşısında eziklik psikolojisine giren Suphi, mecburen varını yoğunu satacak bu güzel kadından ayrılmak istemeyerek. Tek kozu, parası çünkü. Ne dedik? Ürani'nin uğruna müptezel olmuş deli divane Suphi'den bahsettik. Buradan anlıyoruz ki Ürani kesinlikle çekiciliği, zevke ve sefaya olan bağımlılığı, terazi burcu erkeğini kendine köle etmesi ile bilinen aynı Suphi gibi hedonist ikizler burcu kadını.
Bu sırada gelin biz Sırrıcemal ne yapıyor ona bakalım. Suphi o kadar unuttu ki evinin yolunu, bu sırada hamile Sırrıcemal düşürdü bebeğini. Müptezel kocası parayı Rum kızına saçmakla meşgul o sırada. Bizim Sırrıcemal de en sonunda çektiği çilelere dayanamayacak ve canına kıyacak. Anladık, Sırrıcemal duygusal, nahif bir balık burcu kadını. Hiç öyle Zehra gibi intikam yollarına başvurmaz. Ne ederse kendine eder. Yazık oldu be Sırrıcemal, bir erkek için, üstelik azgın Suphi için, değer miydi? Eee ne demişler? Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. Sana da hayrı dokunmayacağı belliydi hedonist Suphi'nin. Sen de az değildin.
Dönelim geri Suphi'ye. Gün gelecek Suphi'nin tek kuruş parası kalmayacak. Utanmasa donunu bile satacak kıvama gelecek Suphi. Tabii hal öyle olunca Rum kızı, güzellik, cazibe Üryani durur mu sefalet Suphi'nin yanında? Durmaz. Terk edecek Suphi'yi. Oh iyi oldu dediğinizi duyar gibiyim. İyi oldu Suphi.
Fark ettiniz mi, bizim Suphi ilk defa terk edildi. Kendisi hep terk eden kötü çocuktu, arkasından güzel kadınları gitme, gitme diye ağlatıyordu. İlk defa terk edilince nereden geldiğini şaşıracak beyefendi tabii. Üstüne bir de depresyon... Değersizlik duygusu... Aşk acısı... Ben ne işe yaramaz bir adamım düşünceleri... İşte vay efendim benim ailemle problemlerim var, kızım ben seni üzerim, sadece sana karşı değil herkese karşı böyleyim diyorum derkeeen, e alın size gül gibi bir sokaklara düşmüş çulsuz müptezel. E para yok, pul yok ne yapsın? Azgınlık da karın doyurmuyor ne de olsa, tulumbacılık işine girecek bizim bey. Artık ne diye düşündü; hem sokaktaki yangını hem de yüreğimdeki yangını söndürürüm bu yolla mı dedi, bilemiyoruz.
Neyse bir gün, Ürani'yi başka bir adamla görecek sokakta. Sonra herhalde içinden; her türlü pisliği yaptım, bir katil olmadığım kaldı demiş olacak ki; Ürani ve sevgilisini oracıkta öldürecek. Suçunu gizlemeye çalışacak, hiç bizim o tatlı Raskolnikov'umuz gibi vicdan azapları da çekmeyecek. Azgın ve hedonist Suphi'den bahsediyoruz sonuçta, çok da beklentiye girmemek lazım. Ne var ki suçu tam olarak ispat edilemeyecek, öyle olunca da bilmem nereye sürgüne gönderilecek. İnşallah dişi sinek falan yoktur sürgün yerinde. Varsa büyük sıkıntı çünkü.
Siz şimdi bu vakte kadar Zehra'ya ne oldu diyorsunuz dimi? Anlatalım.
Tüm bunlar olurken, Sırrıcemal'in ölüm haberini aldıktan sonra zalim Zehra amacına ulaştığını, artık mutlu olacağını sanmıştır ama nafile. İntikam ateşi sönmüştür artık ama, gönlündeki boşluk hala durmaktadır, hatta büyümüş bir şekilde. Hala Suphi'ye aşıktır Zehra. Bir ara eskiden Suphi ile beraber çalışan Muhsin ile bir umut evlenir, ama bir saniye bile ilk aşkı Suphi aklından çıkmaz ki. Bir süre yanındakiyle yaşlanırsın aklındakiyle ölürsün mantalitesi ile Muhsin ile evli kalır. Hiç mutlu değildir evliliğinden aslında ama sonlandıramaz da. Günün birinde Muhsin'den bir çocuğu olur Zehra'nın ama zavallı çocuk çok yaşayamadan ölür. Muhsin de daha fazla Zehra'ya katlanamaz ve terk eder. Zehra da pek üzülmez açıkçası bu duruma.
Zehra, sonradan Suphi'nin başına gelenleri öğrenince, birden o ulvi farkındalığa erişir ve yahu ben ne Allah'ın belası bir tipmişim, eve düşen yıldırım gibi düşmüşüm milletin hayatına diyerek vicdan azabı çekmeye başlar. Çeker çeker de, Zehra aynı Zehra, yine olsa yine aynısını yapar bence. Ah zalim, duygusuz Zehra ah! Bu saatten sonra o da derin bir üzüntü çekmeye başlar, hayat zindan olur ona da. Derken bir gün yolda, Suphi'nin annesini, biricik eski kayınvalidesini görür. Kadıncağız parasız pulsuz sokaklarda kalmış, oğlunun da acısıyla düşkün duruma gelmiştir. Kadıncağız da, Zehra'nın ayaklarının dibinde ölür o yolda.
Fark ettiniz mi, Zehra romandaki rezil Suphi hariç herkesin ölümüne sebep oldu. Kötüye bir şey olmaz misali, müptezel Suphi sürgünle yırttı paçayı.
E Zehra'nın kalbi de tüm bu olanlara, bu ölümlere dayanamaz tabii. O da günün birinde, üzüntüden ölür.
Romanda tek hayatta kalan karakterimiz, her şeyin sorumlusu kendisi olmasına rağmen, müptezel, azgın, hedonist Suphi. Onun da akıbeti belirsiz. İnşallah başına kötü şeyler gelmiştir Suphi. Bakalım azgınlığın tuttu mu elinden sürgünde.
Özetle, kitabımız azgınlığın, hedonizmin ve şeytani, patolojik kıskançlığın vahim sonuçları anlatıyor. Her şeyin fazlasının zararı vardır bilirsiniz; sevginin, aşkın da öyle. Kimseyi uğruna deli divane olacak kadar sevmemek lazım. Hoş, bana sorarsanız Suphi ne Zehra'yı ne Sırrıcemal'i ne de Ürani'yi sevdi. Suphi'nin tek sevdiği kendisiydi, sevme becerisinden yoksun biriydi Suphi.
Zehra, Sırrıcemal, Suphi, Üryani. Dördü de birbirinden haksızdı. Kitabı okurken de, savunduğum ve iyiliğini istediğim hiçbir karakterin olmaması beni rahatsız etti açıkçası. En sonunda da birbirlerinin sonları oldular. Zehra, acımasızlık konusunda şeytan mertebesine erişmişken, Suphi de maymun iştahlılığı, ayran gönüllülüğü ve sadakatsizliği ile rezil bir insandı. Bana sorarsanız Sırrıcemal ve Üryani, görece daha masumdu bu ikisine göre. Dördü de mahvoldu aşk uğruna.
Halbuki, Aşk-ı Memnu Behlül'ün de dediği gibi... Başka bir yolu vardı. Suphi bu kadar haysiyetsiz bir adam olmasa, elbette ki bir yolu vardı.
Dizisi falan çekilebilir bu kitabın, belki de çekilmiştir bilmiyorum. Dört sezonluk reyting rekorlu bir Türk dizisi çıkar bu kitaptan bence. Yetkililere duyurulur.
Biraz da kendi yorumumu katacak olursam (sanki çok objektif anlattım ya buraya kadar), bu kitabı okuyunca dedim ki; ne bileyim, belki de aşk diye bir şey yok da, uydurmaca bir şeyi yaşatmaya çalıştığımız için oluyor bu hayal kırıklıkları. Kim bilir? Belki de suç ne Zehra'da ne de Suphi'dedir. Belki aşk aslında böyledir.
#kitap#kitapalintisi#kitapkokusu#kitapokuyorum#bookstagram#kitapseverler#books#yazı#edebiyat#özet#kitapözeti#zehra
4 notes
·
View notes
Text
TV'de Bu Akşam (5 Temmuz 2020 Pazar - Prime-Time Yayın Akışı)
TV’de Bu Akşam (5 Temmuz 2020 Pazar – Prime-Time Yayın Akışı)
Ana akım televizyon kanallarının (TRT 1, Star, SHOW, atv, Kanal D, FOX, TV8) günlük prime-time yayın akışlarını bu başlığımızda bulabilirsiniz.
TRT 1 20:00 Yerli Dizi / Seksenler 23:15 Belgesel / Zaman Matinesi 00:25 Yerli Dizi / Payitaht “Abdülhamid”
Star 20:00 Komedi / Bir Demet Tiyatro (Tekrar) 22:00 Yerli Sinema / Çember: Aleyna’nın Son Günü 23:45 Yerli Dizi / Yüksek Sosyete (Tekrar) 02…
View On WordPress
#atv 5 Temmuz 2020 Pazar Yayın Akışı#atv 5 Temmuz 2020 Yayın Akışı#atv 5 Temmuz Pazar Yayın Akışı#atv 5 Temmuz Yayın Akışı#atv Yayın Akışı#Badem Şekeri 4#Caferin Çilesi#Çember: Aleyna&039;nın Son Günü#Divergent Series: Allegiant#FOX#FOX 5 Temmuz 2020 Pazar Yayın Akışı#FOX 5 Temmuz 2020 Yayın Akışı#FOX 5 Temmuz Pazar Yayın Akışı#FOX 5 Temmuz Yayın Akışı#FOX Yayın Akışı#Hababam Sınıfı Güle Güle#Jianyu#KANAL D#Katiller Devri#Part 1#Reign of Assassins#Şekerpare#SHOW#SHOW 5 Temmuz 2020 Pazar Yay��n Akışı#SHOW 5 Temmuz 2020 Yayın Akışı#SHOW 5 Temmuz Pazar Yayın Akışı#SHOW 5 Temmuz Yayın Akışı#SHOW Yayın Akışı#Sindirella#Star
0 notes
Photo
Sitemize "Katiller Devri, Jianyu izle | 1080p — 720p Türkçe Dublaj HD" konusu eklenmiştir. Detaylar için ziyaret ediniz. http://www.fullhdfilmizleriz.biz/katiller-devri-jianyu-izle-1080p-720p-turkce-dublaj-hd/
#katiller devri#katiller devri izle#katiller devri hd izle#katiller devri vk izle#katiller devri türkçe dublaj izle#reign of assassins#jianyu#jianyu izle
0 notes
Text
İnsanlarla tartışmıyorum. Haklı olsam da. Çünkü bütün katil, tecavüzcü ve psikopatlar dışarıda. Devir deli avutma devri. 😓
0 notes
Text
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İdlib açıklaması: Mutabakatın ihlalidir, bunun sonuçları olacaktır
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ukrayna dönüşü uçakta gazetecilere yaptığı o açıklamalar: Dün Ukrayna ile tesis ettiğimiz Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin 8'inci toplantısını gerçekleştirdik. 7 anlaşma imzaladık. Ukrayna ile ticaret hacmimiz yaklaşık 5 milyar dolar. Şimdi ise 2023 itibarıyla 10 milyar dolar gibi bir hedef belirledik. Geçtiğimiz yıl Türkiye’yi ziyaret eden Ukraynalı turist sayısı 1,5 milyon olmuştu. Ukrayna ile sanayi alanında yoğun bir iş birliğimiz var ancak bunu daha da geliştireceğiz. Bu konuda bugün (dün) Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Volodimir Zelenskiy ile kararlı bir mutabakata vardık. Ayrıca telekomünikasyon, enerji, ticaret ve kültür alanlarında da yakın çalışmaya devam edeceğiz. Kırım Tatarları konusundaki pozisyonumuz net. Kırım’ın ilhakını tanımıyoruz. Kırım’ın haklarını korumak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ancak Sayın Başkanın da bu konuda kararlı olduğunu gördüm. O da özellikle “Kırım Tatarları konusunda hassasiyetiniz nedir?” diye bunları benden ayrıca öğrenmek istedi. Ben de kararlılığımızı söyledim. Hatta şu anda Herson bölgesinde 500 konut yapabiliriz diye bir teklifte bulundu, “Beraber yapalım” dedi. Biz de kendilerine “İsabetli olur” dedik. Çevre ve Şehircilik Bakanımız bir heyetiyle beraber inşallah gelecek, burada Sayın Başkanın belirleyeceği isimlerle görüşmelerini yapacak ve hangi bölge isabetli olursa orada çalışmalara başlayacaklar. Kiev’de Kırım Tatar kardeşlerimiz için cami, konut ve işyerlerinden oluşan bir külliye inşa edeceğiz. Bunun için yine müşterek bir adım atacağız. 33 dönümlük bir arazi oradaki kardeşlerimiz tarafından alındı. Kırım Tatarlarının kendi ayakları üzerinde durmasını çok çok önemsiyoruz. Bu çerçevede Mustafa Cemiloğlu ile görüştüm, diğer arkadaşlarla da görüştük. Kırımlı kardeşlerimize siyasi, ekonomik, diplomatik ve kültürel alanlarda da her türlü desteği vereceğiz. Özellikle Herson’da atılacak adımları önemsiyoruz. Tabi bu adamlarla beraber daha sonra yine Sayın Başkanla oralarda ne gibi adımlar atabiliriz bunları da konuşacağız. Kırım konusunda AGİT Ukrayna Özel Gözlem Misyonu önemli bir rol oynuyor. Bu misyonun başkanlığını 2014’ten bu yana hep Türk büyükelçiler yürütüyor. FETÖ ile mücadele konusunda Ukrayna 2018’de iki kişiyi ülkemize sınır dışı etmişti fakat burada hala iki tane okulları var. Bunların Maarif Vakfı’na devri için kendilerine özellikle ricada bulundum. Hatta “Sizin Milli Eğitim Bakanlığınızla beraber de bu çalışmayı sürdürebilirler” dedik. Necip Hablemitoğlu’nun katil zanlısı Nuri Gökhan Bozkır’ın iadesi için de girişimlerimiz sürüyor. Bunu kendisinden özellikle istedim. Dedim ki “Bizim için çok ama çok ileri derecede önemli. Şu anda iltica ile ilgili de girişimleri olmuş. Dolayısıyla burada bir yanlışa düşüp de buna böyle bir kapıyı da açacak olursanız, bu aramızdaki ilişkileri de sıkıntıya sokabilir.” Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü, siyasi birliğini ve istikrarını önemsiyor ve bu hassasiyetimizi Rus mevkidaşlarımıza da iletiyoruz. Bu sabah (dün) İdlib’de 7 askerimiz ve bir sivil görevli şehit oldu. Bu İdlib mutabakatının açık bir ihlalidir. Rejim için tabi ki bunun sonuçları da olacaktır. Bugün (dün) derhal karşılık verdik ve “Bundan sonra gereği neyse yapılacak” dedik. Bu attığımız adımın ardından da orada 76 civarında rejim mensubunu etkisiz hale getirdik. Bunların büyük bir kısmı ölmüş durumda, belli bir kısmı yaralı. Fakat Rus tarafına da bunun bütün bilgilerini de koordinatları ile birlikte arkadaşlarımız verdiler. Başta Milli Savunma Bakanımız olmak üzere Genelkurmay Başkanımız, Kuvvet Komutanlarımız yaralı askerlerimizi hastanelerde ziyaretlerini yaptılar. Askeri gözlem noktalarımız tabi ki orada hayati rol oynuyor ve yerlerinde kalacaklar. Gerekli tahkimatlar da bunun için yapılıyor. İdlib’de yeni bir savaşa, sivil katliamına ve göç dalgasına müsaade edemeyeceğimizi de onlara bildirdik. Bugün de Dışişleri Bakanımız, Rus mevkidaşı Lavrov’la bir görüşme yaptı. Hem sahada hem de masada gerekli adımları atıyoruz. İdlib konusunda uluslararası toplumun da sorumluluk üstlenmesi gerekiyor. Türkiye’yi takdir etmek yeterli değil, biz somut adımlar da görmek istiyoruz. Hakikaten “Bu kadar insanı yediriyorsunuz, içiriyorsunuz, giydiriyorsunuz, sağlığıyla ilgileniyorsunuz. Türkiye çok büyük işler yapıyor” gibi bizi takdir kelamları artık yetmiyor. İcraat istiyoruz. Aksi takdirde diğer adımları atma girişimine de başlayacağız. Libya’daki gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Askeri komite toplantısı bugün (dün) yapıldı, sonuçlarını takip edeceğiz. Biz meşru Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin yanında siyasi süreci desteklemeye devam edeceğiz. Bu bağlamda yarın (bugün) Sayın Merkel’le bir telefon görüşmem olacak. Arkadaşlarımız da muhataplarıyla temas halindeler. Temenni ederim ki bu görüşmelerden de hayırlısıyla neticeleri alırız. HALİME KÖKÇE: İdlib’de şehitlerimiz var ve operasyonlar da devam ediyor. Acaba bu operasyon da daha önce yapılan üç operasyon gibi kapsamı, derinliği olan dördüncü bir operasyona dönüşür mü? Gereğini yaparız derken neyi kastediyorsunuz? İkinci bir soru da Milli Savunma Bakanımız söz etmişti bir güvenli bölgeden. Güvenli bölge derken bunun bir sınırı çizilmiş mi? Bugün (dün) sabahki olayı müteakiben biz yola çıktık ve ardından arkadaşlarımız hemen adımları attılar ve havan topları ve fırtına obüsleriyle tamamen alana girdiler ve kısa sürede de netice almaya başladılar. Hatta SİHA’lar da devredeydi. 76 rejim unsuru etkisiz hale getirildi. Bunlar tabi tespit edilenler. Milli Savunma Bakanımız tespit edilemeyenlerin de olduğunu söyledi. Bunlar daha çok telsiz konuşmalarıyla tespit ediliyor. “Şu kadar kişi kaybettik” filan diyorlar. Bir telsizden farklı bir rakam, bir telsizden daha farklı bir rakam gelebiliyor. Onun için telsiz takibinde aldığımız bu tür rakamlarla şu anda bize ulaşanlar bunlar. Bu süreci tabi devam ettireceğiz. Çünkü Suriye şu anda İdlib’deki o masum, mahzun insanları sınırlarımıza doğru sürerek orada alan kazanmaya çalışıyor. Biz de Suriye’ye burada alan kazanma fırsatı vermeyeceğiz, çünkü şu anda bu bizim yükümüzü artırıyor. Şu anda zaten bizim sınırlarımızda yoğun bir çalışma var ve biz sınırlarımızdan 30 ila 40 kilometre Suriye içinde ileri gidiyoruz ve oralara da briket barınaklar yapıyoruz. Şimdi ona başladık. Bu briket barınak konusunda da yoğun bir çalışma devam ediyor. Çünkü çadır kentlerle filan bu işi çözmemiz mümkün değil. Kış mevsimindeyiz, çadır kentlerde o insanların yaşam koşullarının ne olacağını düşünün. Biz “Konforunu biraz daha ileri götürelim, 25-30 metrekarelik briket barınakları yapalım” dedik ve inşaat şu anda hızla devam ediyor. Hatta konuyu Sayın Merkel’e de açtım. Merkel de destek sözü verdi. Oradan gelecek desteği de burada süratle kullanarak ilk etapta hiç olmazsa 25 bin civarında briket barınak yapalım istiyoruz. Bununla orada onlar için güvenli bir bölge tesis edelim istedik. Şu anda yapılan çalışma bu ve yoğun bir şekilde devam ediyor. Burada tabi Suriyeli kardeşlerimizi de eleman olarak değerlendirip çalıştırıyoruz ve inşaatlar da orada devam ediyor. HALİME KÖKÇE: Adı olan, yani Barış Pınarı gibi kapsamlı bir operasyon düşünüyor musunuz, onu merak ediyorum? İdlib operasyonunun bu şimdi ilk ayağı. Bunu biliyorsunuz cuma günü söyledim. Şimdi bu operasyon yapıldı ama bunlar demek ki şaka yaptığımızı zannediyorlar ama bugün yapılan operasyonların bunlara ciddi bir ders olduğu kanaatindeyim ama durmayacağız aynı kararlılıkla buna devam edeceğiz. PELİN ÇİFT: Tabi ki bu şehit haberleri hepimizin yüreğini yakıyor ve İdlib’de verilen sözler tutulmadı. Rusya ile bu manada bir gerginlik yaşıyoruz ama bir taraftan da şöyle bir durum var. Mevcut iş birliği ve S400 alımı konusunda da yaptırımlar söz konusu. Bu noktada Rusya’ya bir mesaj vermek ister misiniz? Ne söylemek istersiniz? Bizim Rusya ile şu aşamada bir çatışma ya da bir ciddi çelişki içerisine girmemize gerek yok. Bunu niye söylüyorum? Biliyorsunuz bizim şu anda Rusya ile çok ciddi stratejik girişimlerimiz var. Bunlardan bir tanesi, özellikle de çok kararlı şekilde başlattığımız nükleer enerji meselemizdir ve rakam orada çok çok ciddidir. Şu anda onun inşa süreci devam ediyor. 300’ün üzerinde mühendisimiz Rusya'da yetiştirildi ve bunlar yetiştikçe de gelip burada çalışmaya devam ediyorlar. Bu bir defa önemli. İkincisi, Türk Akım Projesi de çok büyük önem arz ediyor ve oradan malum Avrupa'ya geçiş var. Bir diğer adım, şu anda doğalgazımızı, bildiğiniz gibi çok ciddi bir oranda Rusya'dan alıyoruz. Bu da bizim için önemi ifade ediyor, çünkü stratejik bir yatırım. Şu anda Rusya ile aramızda bir diğer önemli adım da S400 konusu. Bizim S400’den geri adım atmamız diye bir şey söz konusu değil. Toplam ticaret hacmimize baktığımız zaman da şu an diyebilirim ki belki en düşük rakamdayız ama yine 20 ila 25 milyar dolar arasında bir ticaret hacmi görünüyor. Bu yıl temennimiz o ki inşallah çok daha fazla olacaktır. Tabi Rusya ile turizm noktasındaki ilişkilerimiz de iyi bir noktada. Malum, birinci sırada Rusya. Almanya ikinci sıraya düştü. Bunlar bizim için önem arz ediyor. Bu bakımdan bunları biz görmemezlikten gelemeyiz. Onun için de tabi her şeyi oturacağız konuşacağız. Öfke ile değil… Çünkü öfke ile kalkan zararla oturur. Ama tabi nerede öfke, nerede zarar bunların da tespitini yapmak, istişare ile kararını vermek önem arz ediyor. Şu anda durum bu. MERYEM İLAYDA ATLAS: İdlib konusundan devam etmek istiyorum. Bu sıcak gelişmelerden sonra Avrupa ülkelerinden, ABD'den bir temasımız oldu mu? Çünkü mülteciler konusunda hem Avrupa hem ABD'den daha yakın bir zamanda Türkiye'ye destek mesajları gelmişti. İdlib’le ilgili bir yakın temasınız oldu mu, beklentiniz nedir? Bu son gelişmelerle ilgili bunlardan bize gelen bir destek beyanı yok ama ne zaman bunlarla bir araya gelsek hepsi “İdlib'de ne oluyor?” diye soruyorlar. Biz de ne olduğunu kendilerine anlatıyoruz. Ama desteğe gelince, bunlardan herhangi bir destek olmadığı gibi, bir defa bize 2014 itibarıyla verdikleri sözü yerine getirmediler. 3+3 milyar avro bize destek vereceklerdi. Onun ilk 3 milyar avroluk kısmını bile tamamlamadılar. Şu anda ikinci 3 milyar avroyu yeni başkana da söyledik. O da yine “Baktık, çalışıyoruz, görüşüyoruz, şudur budur” gibi laflar ediyor. Oradan da bir şeyler geleceğine ihtimal vermiyorum. Bu konularda Amerika, Avrupa Birliği bunların birbirinden farkı yok. Zaten bunlar tek millettir biliyorsunuz. FUNDA GÖREY: Bir başka tartışma konusu da Libya. Konuşmanızda siz de bahsettiniz. Yarın Merkel ile bir görüşmeniz olacak. Geçtiğimiz hafta Fransa, Türkiye'yi bu ambargoyu ihlal etmekle suçladı. Almanya da “Bu ihlallerden endişeliyiz, rahatsız” dedi. Bu suçlamalara ne cevap vereceksiniz? Biz de endişelerimizi söyleyeceğiz. Onların yaklaşımlarından biz çok fazlasıyla endişeliyiz. Çünkü bunlar teröristlerle iş birliği yapıyor. Başta Makron, zaman zaman Sayın Merkel'e söylediğimiz halde aynen o da devam ediyor. Sarraj’ın meşru olduğunu kabul ediyorlar. Sarraj’ın meşru olduğunu kabul ettikleri halde Sarraj’a değil, gayrimeşru olan Hafter’e destek veriyorlar. Mesela adam Moskova'dan kaçtı. Berlin'de otel odasına saklandı. Ama buna rağmen yine onlar Hafter’i savundular, ardından yine davet ettiler. Şimdi işte en son geleceğine dair söz vermiş. Son görüşmelerin durumunu ele alacağız ama maalesef bunlar samimi davranmıyorlar. Biz bu noktada çok doğru bir çizgide olduğumuza inanıyoruz ve şu anda da orada ibre inanıyorum ki lehe dönüyor. Çünkü her geçen an orada lehte gelişmeler var. Şu anda özellikle bu askeri görüşme noktasında Birleşmiş Milletler temsilcisinin devreye girmesi ile alakalı bazı adımlar var. Biz de onları takip ediyoruz ama bunlar güven veriyor mu derseniz, şahsen bana hiç güven vermiyor. GÜLDEN KALECİK: Trump'ın sözde “Orta Doğu barış planına” dair bir açıklamanız olmuştu; “Eğer biz Kudüs'ü koruyamazsak kem gözlerin Kabe'ye çevrilmesi ne engel olamayız” şeklinde. Bu açıklama ile beraber Arap dünyasından, İslam dünyasından daha kararlı, daha net bir görüş bekliyor musunuz? Biliyorsunuz bizim açıklamalarımızdan sonra Arap Ligi de müspet bir açıklama yaptı. Bugün (dün) de Cidde'de İslam İşbirliği Teşkilatı'nın bir toplantısı vardı. Oraya Dışişleri Bakanımız Mevlüt Bey’i gönderdik. İslam İşbirliği Teşkilatı da bu planı reddettiğini duyurdu. Bu iyi bir gelişme. Mahmut Abbas’la da cuma günü bir görüşmem olmuştu. Onu da kararlı görmüştüm. “Bu görüşmeden sonra Amerika'ya gideceğim, orada görüşeceğim” demişti. Ardından cumartesi günü İsmail Haniye ile bir görüşme yapıldı ve onları orada çok kararlı gördüm. Yani hepsinde adeta “Kudüs'ü vermeyiz; bu baş bu bedenden kopmadıkça Kudüs elden gitmez” diyecek kadar öyle bir kararlılıkları var. Tabi bunları görünce duygulanıyoruz. Ecdadımız bunun güzel örneklerini vermiş zaten. İnşallah biz de üzerimize düşeni sonuna kadar yapacağız. Zaten Trump ile Netanyahu’nun gibi bir araya gelerek yapmış oldukları gösteri bir netice tevdi etmiyor. Bundan bir şey çıkmaz. Oraya kippalıları toplamışlar, 3-4 tane de malum Arap büyükelçisi, o kadar… Bu bir uluslararası anlaşmanın sonucu değil. Onun için de biz görüştüğümüz bütün liderlere durumu anlatıyoruz. Zaten Avrupa Birliği'nin kararı belli bu konu ile ilgili. Batılı bazı farklı ülkelerle de yaptığımız görüşmelerde aldığımız cevaplar hemen hemen hep olumlu. GÜLDEN KALECİK: Suud Kralının tavrı nasıl? Suud Kralını doğrusu daha aramadım. İslam İşbirliği Teşkilatının dönem başkanı onlar olduğu için oradan olumlu netice çıktığına göre, müspet. ŞEBNEM BURSALI: İç politikadan da soru sormak istiyorum. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Genel Sekreter Yardımcısı Meltem Şişli’nin İSMEK’teki kadın çalışanlara yönelik sözleri infial yarattı. Beş gündür Türkiye bunu konuştu. Bekar çalışan kadınları itfaiyecilerle tanıştırmak gibi bir teklifte bulundu. Başörtülü çalışan kadınların da ter koktuğu şeklinde ifadeleri oldu. Ekrem İmamoğlu’ndan bir açıklama yoktu. Kendisinin bir inceleme başlattığı duyuruldu ama “şunu yaptım bunu yaptım” diye bir değerlendirmesi olmadı. Siz ne diyorsunuz bu konuda? Ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanına cevap verecek kadar derece kaybına uğramadım. Hele hele bir bayana yapılan sataşmaya en güzel cevabı sizin vermeniz lazım. ŞEBNEM BURSALI: Ben yazımda cevap verdim. Tamam işte, diğer bayan arkadaşların da vermesi lazım. ERSOY DEDE: Elazığ’da meydana gelen deprem sonrası ekipler, gönüllü kuruluşlar muhteşem bir iş başardılar. Fakat o kurtarma harekatı yapılırken bile CHP buradan bir siyaset devşirmeye gayreti içine girdi. Enkaz altındaki insanların bilinçli bir şekilde çıkartılmadığı, bazı köylere ayrım yapılarak yardım götürülmediği söylendi. Siz sadece orada can kurtarmaya odaklandığınız için bu tür siyasi değerlendirmelere girmediniz. Ancak üzerinden zaman geçti. Bu tür anlarda bile siyaset devşirilmesine ne söylersiniz? Tabi bu fakir çok deprem yaşadı. Bir defa, İçişleri Bakanı Süleyman Bey kardeşimiz o Alevi o köylerle ilgili oraya gidip gezdiklerinde, bana dönüşünde telefon etti ve dedi ki “söylenildiği gibi değil.” Buradaki Alevi kardeşlerimiz bizim çalışmalarımızı takdirle karşıladılar ve teşekkür ettiler. Ama maalesef birileri de kendilerine göre tezvirat yaparak netice almaya çalışıyor. Şimdi hepiniz Sakarya depremini, Düzce’yi, Bolu’yu, bunları yaşadınız. O dönemde netice alamadılar. Bırakın netice almayı, toplanan paraları memurlara maaş olarak dağıttılar. Gerçek ortada. Biz ise bunları yaşadık 17-18 senede. Van'ı yaşadık. Van'da bizim depremde harcadığımız rakam -eski rakamla söylüyorum- 19 katrilyon. Biz her ikisinde de gecesinde oradaydık. Kütahya Simav’ı yaşadık, aynı şey. Kaldı ki Sakarya, Kocaeli, Düzce onlar bize aynı zamanda çok ciddi kalıntı oldu. Biz oraları da tamamladık. Konutları vesaire daha sonra biz tamamladık ve bütün bunlarla beraber hiçbir zaman bunu istismar da etmedik. Niye? Devlet olarak bu herkesin başına gelebilir. Deprem sipariş üzeri olmuyor ama geldi. Geldikten sonra da sen devlet olarak ne yaptın, ne yapıyorsun, bunun hesabını millete vereceksin. Şu anda biz mesela yoğun bir şekilde Elazığ'da, Malatya'da zemin etütleri yapıyoruz. Bana gerek Süleyman Bey, gerekse Murat Bey çok ağır bir fatura çıkardılar. Ağır hasarlı rakam 10 binin üzerinde. Şimdi diyebilir misin “hayır biz bunu yapmayacağız?” Hem yapacaksın hem de daha iyisini yapacaksın. Çünkü burada bir taraftan zemin etütlerini yapman lazım. Ondan sonra belki bazı yerlerde zemin çok çok yumuşaksa oralarda fore kazık sistemine gireceksin. Sonra şimdiki gibi kalkıp da yani zemin+4, zemin+5, zemin+6 orada yapamazsın. Aynen Sakarya'da yaptığımız gibi zemin+3. Çünkü istiyoruz ki böyle bir felaket bir daha geldiğinde aynı sıkıntıları yaşamayalım. Çünkü gelmeyecek iddiasında da bulunamazsınız. Onun için şu anda arkadaşlarımızın yoğun çalışmaları var. Kırsal kesimde bile biz bunu daha önce Karacabey'de yapmıştık. O zaman görevde Faruk Bey idi. Birçok yerde tek katlı yapmıştık. Yani orada evlerin yanına hayvanlar için ahırlar bile yapmıştık. Şimdi benzer modeli aynı şekilde buradaki kırsal kesimlerde de belki zemin artı yanına da ahırı olacak şekilde konutlar yapabiliriz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız şu anda hem plan hem proje çalışmalarını yapıyor. Onların hazırlıklarını dinledikten sonra “ya Allah bismillah” deyip başlayacağız. DENİZ BAYRAMOĞLU: Siz bir açıklama yaptınız ama başka yerlere çekildi deprem vergileriyle ilgili? “Bunlar ne için verilmişse, verildiği yere harcanacaktır” dedik. Nitekim biz bu konularda en ufak bir suiistimale gidemeyiz. Geçmişten bu yana da bunlar hangi amaçla verilmişse aynen o amaca yönelik olarak kullanılmıştır. Asla bu konularda bir israfa, suiistimale gitmek söz konusu değildir. Bunun inceliğini biz onlardan daha iyi biliriz. Çünkü biz helal haramı da iyi biliriz, nasıl bir kul hakkı olduğunu da iyi biliriz. AYŞE OLGUN: Coronavirüs ile ilgili tedbirler neler olacak? Bundan sonra bu tür salgın hastalıklara karşı Türkiye’nin tedbirleri neler olacak? Sizin virüse/virüslere karşı özel bir önleminiz var mı? Biz ilk işimiz olarak dedik ki bu kadar insan Çin’de sıkıntıyı yaşıyor, orada bizim vatandaşlarımız da var, onları bir defa kurtaralım. Şimdi arkadaşlarıma dedim ki “Biz 20 yıl önce böyle bir uçağı Çin’e gönderebilir miydik? Veya böyle bir uçağımız var mıydı?” Şimdi ise hamdolsun bu uçağı tamamen hastane haline dönüştürdük, içine yataklar yerleştirdik. Oksijen, serum vesaire her şeyi sağlık ekipleri uçağa yüklediler ve doktorlar, hemşireler Çin’e gittiler. Şu anda da Ankara’da bunlara komple bir hastaneyi tahsis ettik. Bu hastanede her biri bir odada yalnız yatıyor. Bunların yanında da 7 Azeri, 3 Gürcü, bir de Arnavut getirdik. Şimdi tabi dünyada ses getirdi; “Türkiye böyle bir durumda bakın ne yaptı” diyorlar. Ama bizde de malum çevreler yine aynı durumdalar maalesef. Ama benim bir tavsiyem var. Tabi bunu sağlıkçılar da söylüyor. Yine de üşütmeyin. Aman ateşe falan dikkat edin. Tabi bunlar belirtileri. Hepsinden öte kendinize güvenin. Gıdalarınıza dikkat edin. Bizim özel bazı tedbirimiz var mı derseniz, öyle bir tedbir inanın yok. Vücudu güçlü tutacağız. Bizim bazı arkadaşlar sağ olsunlar ara sıra dut pekmezi gönderirler. Ben her sabah bir kaşık dut pekmezi alırım. Çünkü kan yapar. Ağırlıklı olarak Erzurum’dan. SERDAR KARAGÖZ: Çin’den getirdiği yolcular için Almanya yolcularından para almış? Avustralya da almış ama biz almadık. DENİZ BAYRAMOĞLU: Bugünkü (dünkü) resmi ziyaretinizde tören kıtasını selamlıyorken kullandığınız Ukraynaca ifadenin Rus basınında infial yarattığı, başka birtakım siyasi mesajlar verdiği iddia ediliyor. Bunun Ukrayna’nın 2. Dünya Savaşı sırasında Sovyet Rusya’sından kopmaya çalışan taraflara ait olduğu iddia ediliyor. Bir kere bu Ukrayna’nın resmi selamlaması. Ukrayna özgür bir ülke değil mi? Ukrayna’ya her gelen devlet başkanı bu ifadeyi kullanır. Bize gelenler nasıl “Merhaba Asker” diyor? Bu da böyle bir şey. Ayrıca bir infial de görmedik biz. AHMET HAKAN COŞKUN: Hablemitoğlu’nun katil zanlısını güçlü olarak istedik dediniz. Nasıl bir karşılık aldınız? Şu anda kendisine belgeleri de verdik. Olumlu bir cevap alacağımıza inanıyorum. Adalet Bakanlığımız bunu takip edecektir. AHMET HAKAN COŞKUN: Putin ile bir görüşme yapacaktınız? Takvimi belli oldu mu? Yarın (bugün) arayabilirim. Read the full article
0 notes
Text
𓇬 : Karakter Kuralları.
๑ Roleplay oyunumuz, twitter üzerinde oynanmaktadır. Kullanıcı adı kısmınız “kendi adınız” olmak zorundadır, iki isimliyseniz birini kısaltma olarak kullanabilirsiniz. Ancak isim kısmında serbestsiniz. ๑ Oynattığınız karakterin gerçek adını kullanamazsınız.
๑ Alcazar Bölgesi'nin Sùton Şehri'nde anonim bir kişilik olacaksanız -seri katil, dedikodu, deep-wep üyesi vb.- bunu yönetime bildirerek isminizi nick veyahut isteğinize göre düzenlebilirsiniz.)
Örneğin; İsim: Azaria Salazar Blaze // Kullanıcı adı: @AzariaSalazar / @SalazarAzaria
๑ Adminlere haber vermeden kesinlikle karakter değişimi, oyundan ayrılık gibi işlemleri yapamazsınız. Oyuna girdikten sonra karakter değişimi yapabilirsiniz ancak karakter değişim sınırımız 3’tür.
๑ Icon tutulmasını engellemek adına, 7 günde fotoğraflar, rt’ler ve #rpout tweet’ler haricinde atmanız gereken minimum mention sayısı 25 tanedir. Altında sohbetlerini devam ettirdiğiniz hoş geldin tweetler’i ise buna dahildir. Bu kurala uyulmadığı ilk seferde ön uyarı alırsınız ve ikinci seferde icon’unuz alıma açılır.
๑ Herkesin kolayca oyuna ayak uydurabilmesi ve etkileşimi arttırabilmek adına haftalık olarak oyunumuza yeni gelen oyuncuların tanıtım tweetler’inden en az 5′ine hoş geldin demenizi rica ediyoruz.
๑ Eğer izinliyseniz, sizi kolayca ayırt edebilmemiz için izinli bulunduğunuz sürece isminizin yanına “ 💤” emojisini koymalısınız ve aktif bir beğeni grubu kurmak istediğimizden izin süresinde beğeni grubundan ayrılmalısınız.
๑ Aynı gruba mensup iki karakteri oynatamamakla birlikte, bu durumu karakterlerin popülerliğine ve istenmesine göre düşünebiliriz. Son olarak, aynı bölgeye mensup iki karakter almanız mümkün değildir.
๑ Rezerve süresi iki gündür. İki gün içerisinde karakteri almazsanız üçüncü gün yeniden alıma açık duruma gelir; iki gün içerisinde bize hesabınızı hazırlayıp başvuru formunu eksiksiz bir şekilde doldurarak atmış olmanız gerekiyor.
╰ Bir karakteri rezerve eder ve 2 gün içerisinde açmazsanız, başka biri tarafından karakter rezerve edilip süresi kalkana veya ayrılana dek yeniden rezerve edemezsiniz. Yani, rezerve süresini 4-6-8 gün şeklinde uzatamazsınız.
๑ Oyundaki aktifsizlik veya uyarı nedeniyle çıkarılırsanız, “1 ay” boyunca aynı icon’u kullanarak oyunumuza dönemezsiniz.
๑ Alabileceğiniz karakter sınırı 3’tür. Aktiflik durumunuza göre bu konuda da düşünebiliriz.
๑ Karakter kartınızda en fazla 3 defa değişiklik yapılabilir, sınıra ulaştıktan sonra bir daha değişiklik yapmanız mümkün değildir.
๑ İki karakter arasındaki bir evliliğin olması için, her iki karakterin de çıkmaya başladıkları tarihler sonrasında bireysel hesaplarında en az ikişer kurgu bulunması gereklidir.
๑ Hamilelik süresi “2 AY”’dır, MPREG yoktur ve karakterinizin bu evreden önce ve sırasında birer tane kurgu yazması gerekmektedir.
๑ Icon ve hesap devri yasaktır, bir icon boşa düştüğü zaman açıklandığı andan itibaren ilk yazan kişi iconu alabilir. Güvenlik sorusunun cevabı, noir.
๑ Hesabınızın profil fotoğrafı kullandığınız karakter, ismi ise karakterinizin ismi olmak zorundadır.
▸ Bir iconu rezerve ettirmek isterseniz, sadece kendiniz için rezerve ettirebilirsiniz. Başkaları adına rezerve almanız yasaktır.
0 notes
Text
Katiller Devri
View On WordPress
#Katiller Devri 720P izle#Katiller Devri altyazılı izle#katiller devri filmini izle#Katiller Devri HD izle#katiller devri izle#Katiller Devri tek part izle#Katiller Devri Türkçe altyazılı izle#katiller devri türkçe dublaj izle
0 notes
Text
Katille yüzleşti: O kafeste çürüyeceksin
Katille yüzleşti: O kafeste çürüyeceksin
Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde 15 Mart 2019’da meydana gelen terör hareketinde yaralanan ve evvelki gün duruşmada terörist Brenton Tarrant (29) ile yüzleşen Wasseim El Sati, o anları Hürriyet’e anlattı.
KONUŞMAYI DEĞİŞTİRDİ
Tarrant ile yüzleşmeden çabucak evvel hazırladığı konuşmayı değiştirdiğini söyleyen El Sati, “Çünkü bizim çektiğimiz acıları ve yaşadığımız kuvvetli devri dinlemekten…
View On WordPress
0 notes
Text
DERİN KARGAŞA VE SONUÇSUZLUK
31.12.2019 / ANAKARA Ülke, daha doğrusu Anadolu toprakları hiç yaşamadığı kadar ciddi bir kargaşa ve karmaşa içinde yüzüyor. Fetret devri bile böyle değildi. Bunu yaratanlar işin farkında ve kendilerini bundan sıyırmak için ülkeye yapay gündemler sunarak kargaşayı daha derinleştirip içinden çıkılmaz hale getiriyorlar. Sıyrılmak için yaptıkları her hareket, ettikleri her söz ülkeyi daha fazla karıştırıyor, görüntüyü bulanıklaştırıyor.. Son günlerde öne çıkarılan Kanal İstanbul, yerli ve milli otomobil, Libya ile mutabakat (niye mutabakat deniyor, anlamadım), Libya’ya asker gönderme gibi asılsız, temelsiz ve başarı olasılığı hiç olmayan belki de hiçbir zaman gerçekleştirilemeyecek gündem saptırıcı konular ile neler saklanmaya çalışılıyor, sıralayalım: 1. İtibarsızlığın artık zirvede olduğu saklanmaya çalışılıyor ancak bu iş en başından beri itibarsız bir şekilde geliştiğinden, yani ilk düğme yanlış iliklendiğinden, mevcut zihniyet hiçbir zaman itibarlı olamamıştır. Artık kendi seçmenleri bile, sömürgeci çevrelere verilen ama ne olduğu hala tam olarak bilinmeyen ve dillendirilemeyen sözlerin varlığını kabul ediyor. Artık mevcut zihniyetin kendi seçmeni de görüyor saray ile uçak ile dört teker ile itibar olmayacağını ve uzaklaşıyor bunlardan… 2.ABD’de görülen Hakan Atilla davasından sonra Türk kamuoyuna kısmen yansıyan Halkbank davası yine aynı mahkemede görülmeye başlanmıştır. Bunun yanında, Türk kamuoyuna belki de hiç yansımayan, mal varlığı soruşturması ile ilgili delil toplama sürecine girilmiştir. Davası kısa bir zaman sonra aynı mahkemede açılacaktır, belki de açılmıştır bile. İtibar dediğin böyle olur. İtibar başka ülkelerin yargısını bile meşgul etmektir. Zaten asrın liderliği de bu demektir. Bu davaların gideceği yön ve son bellidir. Bir zaman sonra Halkbank diye bir banka kalmayacağı gibi mal varlığı davasına konu edilen kişiler de ortalık yerde olmayacaktır. Artık hiçbir ülkeye ses yükseltilemiyor. Hemen içinde “mal varlığı” tamlaması geçen cümleler kuruluyor. 3.İdlip. Evet, yanlış okumadınız Suriye’de bulunan tüm pisliklerin pardon dinci teröristlerin bulunduğu yer, sınırımızdaki dehşet yuvası. Türkiye, aslında mevcut zihniyet, Soçi Süreci kapsamında dost ve müttefik olduğunu iddia ve beyan ettiği Rusya ile İran’a, burayı teröristlerden arındıracağına ve tüm ağır silahları toplayacağına dair söz vermiştir. Ancak bu sözünü yerine getirmemek için her türlü yolu denemiştir. Rusya’nın Türkiye’ye sonuç alınamayan birçok uyarısından sonra -bunlar tam taraflı ve bağımlı yerli malı basına yansımamıştır- artık uyarmadan Suriye ordusu ileri harekâtına başlamıştır. Türk gözlem noktalarından bazıları Suriye ordusunun gerisinde kalmıştır. Eski bir asker olarak, Suriye ordusunun kıçını izlemenin bir görev olduğunu düşünmüyorum. 4.İflas eden Suriye politikası ile ülkemizi işgal etmekte olan Suriyeliler... Suriyelilere 40 milyar dolar harcandığını iddia ediyor mevcut zihniyet ama ben son yirmi beş yılı göz önüne getirdiğimde buna inanmıyorum. Olsa olsa en fazla 12 milyar dolar harcanmıştır. Bu arada 110.000 Suriyeli hain, Türklere de hainlik yapsınlar diye, vatandaş edilmiştir. 100.000 kişilik bir grup da edildi edilecek. Mevcut zihniyet buna gerekçe olarak içlerinde doktor, mimar, mühendis var gibilerinden bir açıklama getiriyor. Sanki bu ülkede bunların hiçbiri yok. Binlercesi aç biilaç geziyor. Bu adamların üniversite denkliklerini kontrol ettiniz mi? Kimse Suriye politikasını eski bakanlardan Ahmet Davutoğlu’nun sırtına yüklemesin. Tek sesli şarkılarda sadece bir ses vardır. 5.Hiçbir şekilde ödenemeyecek kadar çok borç yükünün ülkenin sırtında bulunması. Gelecek 5-10 nesil boyunca ülke insanı bu borcu ödemek zorundadır. Bu borçlar ile yapılanları saymak istersek karşımıza saraylar, uçak filoları, makam aracı katarları çıkar. En iyisi mi hiç saymayalım, insanın haysiyeti elvermiyor. Bir yanda açlıktan topluca intihar eden aileler diğer yanda kendini halife sananlar… Bir yanda son bir yılın bütçe açığının 140 milyar liraya dayanması, 2020 yılında ödenmesi gereken 250 milyar liralık iç borç, diğer yanda alınan dış borçlar ile yapılan saraylarda oturanlar, adını duymadığımız meyveleri yiyen, sularını içenler… Bu arada doların giderek güçlenmesinden bahsetmiyorum bile. 5.Türkiyenin terör ile işbirliği yapması ve bunun artık patlamak üzere olması. Mevcut zihniyet ilk günden beri teröristlerle (Fetişgiller) işbirliği yapmaktadır. Buna rantını yediği PKK terör örgütünü, İmralı adasında kurgulanmasına ve Suriye topraklarında kurulmasına seyirci kaldığı ve hatta kamyonlar dolusu malzeme ile beslediği PYD terör örgütünü, Özgür Suriye Ordusu denen katiller ordusunu, Libyalı teröristleri, gerçek halifesi Türkiye’de denen IŞİD’i ve daha nicelerini eklemek mümkündür. Hatta geçtiğimiz günlerde kuruluşu açıklanan Gelecek Partisinin genel başkanı, birilerinin mal varlığı ile ilgili cümleler kurarken, yine o birilerinin teröristlerle olan ilişkilerine ait cümleleri de kurmadan etmedi: İnsan içine çıkamazsınız. Zaten aynı zat, başbakanken, Anakara’da patlattırılan bombaların daha dumanları yok olmamışken ve katlettirilen yüzlerce insanın kanları kurumamışken “Ortadoğu’da yaprak kıpırdasa haberimiz olur” cümlesini kurarak esasında bu eylemlerin bilindiğini hatta kurgulandığını bir şekilde itiraf etmiştir. Bir de “verin 400 milletvekilini böyle şeyler yaşanmasın” demeleri saymıyoruz bile… 6.Ülke Akdeniz’in doğusunu kaybetmiştir. Orada anlaşılması gereken iki ülke (Suriye ve Mısır) dururken belki de bir hafta sonra adı bile geçmeyecek “devletimsi besleme” ile anlaşmak da neyin nesidir. Türk ordusuna, bu bağlamın özelliğine binaen özellikle de deniz kuvvetlerine kumpas kurarken aklınız neredeydi diye sormak gerekmez mi? Doğu Akdeniz, mevcut zihniyetin deniz kuvvetlerine kurduğu kumpasların sonucu elden çıkmıştır. O kumpasları niye kurdunuz? O kumpaslar kurulurken orduya ihtiyacınız olacağı söylenmemiş miydi? 7.Dışa bağımlılık her geçen gün daha fazla artmıştır ve günümüzde artık öldürücü olmuştur. Zaten yerli ve milli lafları bundan dolayı kullanılmaktadır. Ancak bu laftan ne anlatılmak istendiğini aklı başında olan kimse anlamamaktadır. Ben anlamıyorum çünkü bu zihniyet değil miydi “yerli malı haftası” ile dalga geçen, onu aşağılayan? Bu ne riyakârlıktır böyle? Bunları sadece fikir köleleri ile ağzı açık ayran delileri anladığını sanmaktadır. Zaten onlar “aaa kuşa bak” masalını yemeye dünden hazırdır. Neden “Türk malı” demekten utanç duyulmaktadır? Neden Türk sözcüğü kullanılmamaktadır? Peynirin, makarnanın veya hiçbir özelliği olmayan sıradan bir malın üzerine yerli malı yazmak neyin tatmin edicisidir? Nerede teknolojik üretimin? Nerede o üretimi yapabilenlere desteğin? Yerli araba mı? Al sana Hacettepe Üniversitesinin ürettiği araba. Haydi, durma, destekle. 8.Yolsuzluklar. El değiştiren belediyelerde yolsuzluklar teker teker ortaya çıkmaktadır. Ayrıntıları basına yansımaktadır. En açık ve aktüel bir şekilde ilerleyeni ülkenin başkentindeki tefecinin pisliklerinin ortaya dökülmesi ile açığa çıkanıdır. Dahası vardır ve açığa çıkacaktır. 9.Ülke mevcut zihniyet yüzünden Ege Denizinde 18 adacık ve kayalığını kaybetmiştir. Bu mudur vatanseverlik? Yoksa bunun adı, mevcut zihniyetin, kendilerinden yana olmayanlara dediği gibi hainlik midir? 10.İşsizlik had safhadadır ve rakamlar halktan saklanmaktadır. Sakla saklayabildiğin kadar, işsizler kendilerini biliyor sen saklasan ne yazar? 11.NATO ve ABD ile olan sorunlar. 12.Hava kuvvetlerinin tamamen eskimesi. Neredeyse uçakların tümü 35 yaşına geldi ve kullanımdan kalkmak üzereler. Ama yerli savaş uçağı lafları havalarda uçuşuyor, bari yere inseler de görsek… 13.Kifayetsiz muhterislerin (yetersiz aşırı hırslıların) tamamen bilgisiz, yeteneksiz, görgüsüz olduğu artık gizlenemiyor. Mevcut zihniyetin en gabi seçmeni bile bunu artık görüyor. Buna en son örnek, bir nevi iyi polis-kötü polis oyunu olan, termik santrallerin bacalarına süzgeç takılması meselesinde yaşanmıştır. Süzgeç takılmasını erteleyen yasayı çıkaran erdem yoksunu adamlar, yasanın veto edilmesi sonrasında pişkince teşekkürlerini sunmuştur iyi polis rolündekine. Ulan sen değil miydin o yasa geçsin diye oy veren? Bu ne erdemsizlik? Yeni yılınız kutlu olsun. Read the full article
0 notes
Text
Nefret Meseli
Bir nefret dili kuruluyor. Kesintisiz bir biçimde hiddetle, kinle, deli saçması olduğu biline biline bir menzilde yaşam / sıradana ait olan nefretle kuşatılıyor. Mot-a-mot biteviye ülke, saha, alan yaşamla bağlarını kopartıyor. Devri sabık muktedirin türettiği her eylem her im her karar bir kez daha o nefreti güncelliyor. Devletin dünkü klikleri ile bugününün birbiri ardına birleştirildiği bir uzam böylesine açık / bu kadar kesintisiz bir devamlılık halinin ol ortasında nefreti sıradana pay ediyor. Bir uzam çürümenin rotasında ilerlerken, seksen üç milyondan muktedirin avenesi olanlar dışındaki ol %99’una bütünlüklü bir çürüme hali ve istenci sunuluyor. Bir memleket denilen çukur nefret dilinin refakatinde herkesi içine çekiyor, yeriyor, yutuyor. Düzen, muktedirin tahayyülü doğrultusunda, açık bir biçimde ol hayat hakkını deneylere tabi tutuyor. Her deney, bir başka nefret tahayyülünün önsözü ile var ediliyor. Bu kadar girift, bu kadar derinlikli olan bir yıkım silsilesine haiz olan şu menzilin yönelimi artık o nefreti kitlesel kıldıkça, her bir müştereği zehirleyebildikçe bir yeni ülkeden bahis açılabiliyor, yeni her ne demekse?
Muktedir ve avenesinin son haftalarda var ettiği ve hedefe koyduğu her temsil, hemen her kimlik / durum / duruş bu yeni denilenin aslında ne kadar eskinin bağnazlığında boğulma gayretine rehin ediliyor bunu açık ediyor. 8 Mart Emekçi Kadınlar Gününe girerken açığa çıkagelen tahakküm / tehdit dili ve olanca hızıyla nefretin / yönetim katından çıkagelen ol eylemselliğin biçimsiz değil doğrudan bir cins kırımı var ettiği sahnede her şeyin ama her bir şeyin birbirine karıştığı yer hakikat kılınır. Tümden, bariz ve kesin, sabit kılınmış olan nefret tahayyülü, onlarca kadının salt birkaç ay içerisinde katledildiği bir zeminde bütün o sorguyu, buna dur diyebilme halini imkansız kılmak ister. Muktedir kendi cerahatini, her yerde karşımıza çıkagelen neoliberal, kapitalist ve çürüttükçe varlığını muhafaza eden ve ettirilen egemen olma haline devam ettirmek için yıldırıyı devreye sokar. Bütünlüklü bir nefret tahayyülü artık gizlenmeden, her durumda olduğu gibi kadını da / çocuk, genç ve yaşlısı ayırt edilmeden güncellenir. Memleket memleket olabilseydi şayet bütün bunlar, onlarca kez yazılmış olan erk / erkek egemen tahakkümün kendi söyleyip kendi çaldığı vecizlerin birer yıkıma, bariz birer kırıma dönüştüğü anlaşılabilirdi. Seksen üç milyondan kopa gelen avazın yankısına, kadınların başta İstanbul olmak üzere sunduklarına kayıtsız kalınmış her dakika, ortaya karışık insan hakları eylem planı bahisleri ortadayken arasız, fasılasız ne hale dönüştüğünü menzilin bildirir, böyle bir yerde hayat ne haldedir?
Evrensel Gazetesi’nden aktaralım: “TBMM Genel Kurulu'nda kadına yönelik şiddete dair araştırma önergesinin görüşmeleri sırasında sert tartışmalar yaşandı. CHP Milletvekili Sera Kadıgil, AKP Grup Başkan Vekili Muhammet Emin Akbaşoğlu'na "Böyle bir günde herhangi bir bıyıklıyla muhatap olmak istemiyorum" dedi.
KEFEK CHP Grup Sözcüsü Sera Kadıgil, muhalefet partilerinin verdiği onlarca önergenin AKP ve MHP oylarıyla reddedilmesine rağmen AKP’nin kadına yönelik şiddetin araştırılması için verdiği önergeye kabul oyu vereceklerini belirtti.
Kadıgil, "Elbette biz halka faydası dokunacağını düşündüğümüz bir öneriyi kimden gelirse gelsin kabul etmekle mükellefiz. O nedenle kadına yönelik şiddetin neden olduğunu ve nasıl çözüleceğini aslında çok net bilsek de bu araştırma teklifine evet diyeceğiz" dedi.
Kadıgil konuşmasına, AKP’li Nergis’in kadın cinayetine dair sözlerinin gerçek olup olmadığını sorarak devam etti.
Kadıgil, KEFEK Başkan Vekili Hülya Nergis’in “Erkekler kadınlardan daha fazla öldürülüyor ama haber olmuyor” sözlerine açıklık getirmesini istedi. Kadıgil “Sayın Nergis, hangi erkek eve 12.00’de geldiği için, evine ekmek götüremediği için karısı tarafından tarafından öldürüldü, açıklar mısınız” diye sordu.
Sorusuna Nergis'in değil de AKP Grup Başkan Vekili Akbaşoğlu’nun yanıt vermesi üzerine yeniden kürsüye çıkan Kadıgil, "Böyle bir günde herhangi bir bıyıklıyla muhatap olmak istemiyorum" dedi.
Kadıgil, şunları söyledi: "Bir sataşmaya daha ben burada mahal vermeyeceğim çünkü çıkıp bu kürsüde bir erkeğin daha kadınlarla ilgili ahkam kesmesini istemiyorum. Sizden sonra gelecek kadın konuşmacıların kürsüye gelmesini ve onlarla tartışmayı gerçekten çok istiyorum.
Ne anladınız bilmiyorum benim yaptığım konuşmalardan ama konuşmaarı anlıyor olsaydı AKP'nin grup başkan vekili, zaten 18 yıldır tek başına yönettiğiniz bu ülkede bu içler acısı durum olmazdı Sayın Akbaşoğlu.
Eğer söylediklerimizi bir parçacık anlamış olsaydınız, eğer kadın erkek eşitliğine bir parça inanmış olsaydınız inanın bu konuşmaların hiçbirine gerek kalmazdı, 67 günde de 68 kadın erkekler tarafından katledilmezdi Sayın Akbaşoğlu.
Eğer ki siz ve sizin zihniyetiniz, kadını yalnızca ve sadece ailenin içinde bir eş ve anne olarak konumlandırmasaydı, geriye kalan tüm kadınları kendi küçük aklınca şeytanlaştırmaya kalkmasaydı -burada kastım siz değilsiniz, genel olarak bu ataerkil zihniyetin temsil ettiği küçük akıllardır- zaten ne biz bu durumda olurduk, ne bu tartışmaları yapardık, ne bu kadar çok kadın arkadaşımızı kaybederdik.
O yüzden siz bence kadınlara laf yetiştirmek yerine iktidardan doğan görevinizi bir parçacık yapın, bu ülkenin kadınlarını koruyun, bu ülkenin mevzuatlarını uygulayın Sayın Akbaşoğlu."
Tüm bu tartışmalardan sonra söz alan Hülya Nergis ise Kadıgil’in sözlerine cevap vermek yerine partilerde yaşanan taciz ve tecavüz tartışmasını açtı.
CHP’nin parti içindeki taciz olaylarına tepki vermediğini öne süren ve Kadıgil’in de “Böyle şeyler olur” dediğini iddia eden Nergis’e Kadıgil şu yanıtı verdi:
"Ben bunu daha önce buradan defalarca anlattım, Grup Başkan Vekilim, arkadaşlarım defalarca anlattı; biz ilgililerin tamamını kulağından tuttuk, kapının önüne koyduk, gereken hukuki desteği mağdur arkadaşlarımıza verdik. Buna rağmen, ben bu kürsüde bir cümle kullandım, sizin havuz medyanız aldı onu, on saniyesini kesip biçip kullandı. Daha yeni 92 yaşındaki nineye tecavüz edip öldüren kişinin elinde bulunan MHP dövmesi. Bunu sataşma olarak algılamayın ama emin olun, İYİ Partinin içinde de emin olun HDP'nin içinde de CHP'de de AKP'de de bunlar olabilir. Eğer biz bu toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayamazsak, buna ilişkin adımları atmazsak bu tecavüzler, tacizler, cinayetler devam edecek. Birbirimize sataşarak bunun içinden çıkamayız” dedi.
Öte yandan AKP’nin Kadına Yönelik Şiddetin Önlemesi Komisyonu kurulması teklifi bütün muhalefet partilerinin evet oyu vermesiyle kabul edildi.”
Bütünüyle nefret dilinin her neyi var ettiğini açıklar vekil Sera Kadıgil. Düzenin abecesi, düzeni var edenlerin kullandıkları dilin karşısında söz hakkının eğilip bükülmesi hepten ama hep bir biçimde teslimiyetin vaaz edildiği bir yerde, yıkımın her nasıl çat kapı varlığı tescil olunur bunu bildirir Kadıgil. Anlattıklarını yeniden var edecek değiliz, bir kadının bu sahada, şu ülke denilen garabetlik içerisinde yaşatılanlara dair ettiği kelam az bile kalır burada. Böyle bir halde, bu kadar afaki bir kötülüğün, tüm o açık / örtük nefret sembolleri ve tavırlarının yeniden imali, hayat hakkını alaşağı eder. İki ayda, altmış sekiz kadının bu sahada canlarının çalınabildiği bir zeminde, zıvanadan çıkmış bir istençle savunulan erke, muktedire boyun eğdirme tahayyülünün nasıl bir karanlık olduğu örneklenir. Yeter sesleri hem mecliste, hem sokakta yansırken, can havliyle kurulmaya çalışılan komisyonun bütün o nefret / hiddet temsilini sonlandırıp, kadınların hayatlarına sahip çıkabileceği bir ülkeyi var etmesini beklemekteyiz. Hiçbir umudu yirmi dört saat taşıtmayan bir menzilde hiç değilse, bir cana daha kast edilmesin, bir kez daha bir kırım, cinayet, taciz, tecavüz ya da herhangi bir şiddet istemi güncellenemesin diye. İstanbul Sözle��mesi’nden el / ayak çekmeye çabalayan bir iktidar mefhumunun, her dem kalıplara sıkıştırmak istediği kadını, bizatihi kendi yurttaşına karşı önyargılarını aşabilecek midir, bütün bu heyula sonrasında nereye varılacaktır, göreceğiz!
Mezopotamya Ajansı’ndan aktaralım: “İstanbul’un Sultangazi ilçesinde bulunan Gazi Mahallesi’nde 12 Mart 1995'te 22 kişinin yaşamını yitirdiği, yüzlerce kişinin yaralandığı katliam, 26’ncı yıldönümünde binlerce kişinin katıldığı yürüyüşle protesto edildi. Birleşik Mücadele Güçleri (BMG) ve 12 Mart Platformu’nun çağrısıyla Gazi Cemevi’nde bir araya gelen binlerce kişi, polis ablukası altında eski karakola yürüyüş düzenledi. "Gazi'den Ümraniye'ye adalet istiyoruz" yazılı pankartın açıldığı yürüyüşte, yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının bulunduğu dövizler taşındı. Yürüyüşte sık sık "Hasan'dan Ulaş'a sürüyor bu kavga", "Anaların öfkesi katilleri boğacak", "Gazi şehitleri ölümsüzdür", "Gazi'de düşene dövüşene bir selam" ve "Yaşasın birleşik mücadelemiz" sloganları atıldı.
Yürüyüşte, yaşamını yitirenlerin isimleri okunarak, hep bir ağızdan “Yaşıyor” sesleri yükseldi. Yürüyüş boyunca helikopter, zırhlı araçlar ve TOMA ile kitle takip edildi. Binler, daha sonra katliamın yaşandığı eski PTT binası önüne karanfil bırakarak, yaşamını yitirenleri andı.
Ardından yapılan açıklamada 12 Mart Platformu adına konuşan katledilen Dilek Şimşek'in kardeşi Erkan Şimşek, Gazi Mahallesi’nin bu saldırılara alışık olduğunu belirterek, "Katliam tüm halklaraydı. Katiller ellerini kollarını sallayarak ortadan kayboldular, fakat Gazi'nin öfkesi her yıl sokaklara taştı. Bulunduğumuz bu yerde onlarca kişi katledilmiş, yüzlerce yurttaş yaralanmıştır. Katliam bu denli açıkken, katiller cezalandırılmadı. Katilleri iktidar değil, halk cezalandıracak" dedi.
Şimşek, katliamın sorumlularından hesap sorma bilinçlerinin diri olduğunu vurgulayarak, adalet arayışlarının süreceğinin altlını çizdi. Şimşek, şunları söyledi: "Bugün onlarca gazeteci ve siyasetçi adaletsizliğe karşı direnişlerinden dolayı zindanlarda. Tecrit aklına karşı, adalet ve barış arayışı, açlık grevleriyle zindanlarda direncini göstermeye devam ediyor, bu direniş onurdur. Bugün 106'ncı gününde açlık grevlerindeler. Onlarca gazeteci ve siyasetçi AİHM kararlarına rağmen hukuk tanımaz bir şekilde zindanlarda tutulmaktadır. Haklarını arayan işçi ve emekçiler sermaye hizmetkarlığına soyunarak, beş müteahhidi beslerken, emekçileri terörist ilan etmektedir. Ülkenin beka sorunu yoktur, iktidar ülke için beka sorununa dönüşmüştür."
Ardından Gazi Mezarlığı'na yürüyen kitle, yaşamını yitirenleri mezarı başında andı. Anmada konuşan HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, "Katilleri ile hesaplaşmayı istemek, aslında Maraş'ın, Sivas'ın, Çorum'un ve bu ülke topraklarında Sur'dan Cizre'ye tekrar eden katliam dizgisinin son bulmasını talep etmektir. Gazi Katliamı'nın hesabının sorulmasını talep etmek, derin devletin kendisiyle hesaplaşmak demektir. Devletin bulaştığı suçlar ile hesaplaşmak demektir. Barışı ve adaleti inşa etmek demektir. Ve biz biliyoruz ki ancak ve ancak, Türkiye'nin demokrasi güçleri ile Kürt halkı omuz omuza gelirse, mücadelenin koşuları yaratılırsa, bu hesaplaşma tamamlanacaktır. Adalet arayışı adil bir dünyanın arayışıdır. Katillerden adalet istemiyoruz. Biz katillerin yargılanacağı bir dünyanın peşinden koşuyoruz" şeklinde konuştu. Anma daha sonra sloganlarla sona erdi.”
Bugün kuşanan nefret dilinin geçmişte her neyi var ettiğinin yalın / apaçık / doğrudan ve hiç çekincesiz yarayı gösteren bir örneğidir Gazi Katliamı. Doksanların karanlığından bunca zaman sonra hala aynı yere demirlemeye devam diyen muktedirin, cerahatli kodları, yaftaları ve tehditlerinin o zaman neye mahal verdiği insanların katledildiği bir cehennem suretinden bariz olunmuştur. Bugün bunca zaman sonra hala yüzleşilmeyen, hala söz konusu kırım halinin her nasıl bir biçimde bir toprak parçasında yaraya dönüştüğü meseli sorgulanmayandır. Onca zaman sonrasında bugünün ülkesinin cerahati, cürmü, kırım ve kıtali toptan sahiplenen, yurttaşının canına zerre itimat göstermeyen bir yöneten katına haiz olduğu ortadadır. Dünden şimdiye devredilmiş her yıkım, bugün her anlamda, o günlerden şu ana kadar aralıksız olarak yinelene gelendir. Katillerin ortalarda olduğu, kimsenin hesabını vermediği, üstüne üstlük şiddetin de nefretin de bilakis arasız, fasılasız güncellendiği bir zeminde o yaranın / Gazi’den başlayarak 1915’e, 1937-8’e, 1990’lara, Bakur Kürdistan ablukasından, Rojava’da iğfal olunan topraklara her yerde ve her şekilde bu kötülük hali tekerrür olunur, iyi de nereye kadar?
Devri sabık olanın iktidarından, geçmişe, geçmişten yarınlara birbirlerine lehimlenmiş ola gelen bir tahakküm nesnelliği var ediliyor. Biteviye kurulan nefret temsilleri, pogroma, tüm o ayrımcılık bahislerine, linçlere, cinayetlere evriliyor. Bildiğimiz ya da gördüğümüz her şey, her şekilde bir takvim yaprağının daha kana tutsak edildiğidir. Bugünlerin tüm ol geçmişten çıkagelen şiddet mefhumu / yıkım pratikleri ve madun siyasetin var ettiği nice nice örnekler çoğaltılabilir. Bir ülkede yaşam istencinin köküne kibrit suyu dökülmesi hal ve istemi hala günceldir. Anlatmaya çalıştığımız biyopolitik cerahat, bütün bütün var edilmek istenen ol tek tip ülke nizamının-varlığının üstünde, cerahatle boğulma gayretine düşülen sıradandır, sıradanın hayatıdır. Bunca afaki bir biçimde hayat hakkının delik deşik olunduğu, hakkın da hukukun da yerle yeksan edildiği, her şekilde hayata kast etmenin peşinin kovalandığı bir yerde bir normal kalmaz. Yüzleşilmeyen, kötülük daha da beterlerine ulaşılmış olan nefretle bir toprak yaşatmaz, yaşatamaz. Bugünden artakalan yegane sonuç budur. Bugünden sonrasına çıkacak yegane şey bu tehdit döngüsünü bir tek iyi günü var etmeyeceğidir, artık anlıyor muyuz? O, bu, şu değil hepimiz için bir kuşatma ve yıldırı haline rehin bir ülkenin bekasının bizleri değil, aynı gemideyiz lafzının irice bir yalandan ötesi olmadığını fark ediyoruz, bir kere daha bildiriyoruz. Tümden bir ülkenin bilmiyoruz kaçıncı keredir, asli unsurlarına karşı var ettiği bu nefret, tüm o korku ve daha fazla tahakkümün hiçbir iyi günü var etmeyeceğini biliyoruz, bildiriyoruz. Bu sahaya o anılan bahar hiçbir zaman gelemeyecek ne fenadır, bunu anlatıyoruz, kendimizden, öyle!
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2021
Görsel: Tavır – Emrah GÜREL – The Associated Press
#meram#arzihal#başka türkiye vardır#cerahat#güncellik#yıkım#tahakküm#devlet nedir?#kötülük#sarmal#anlık#fasit döngü#çürüten#su çürüdü#kadınlar#insan hakları#freedom#yeni ülke#siyasal#anlamak#yol nereye#sözler#biyopolitika#gazi mahallesi#katliam#devlet101#şiddet#korku#kin#nefret eylemi
4 notes
·
View notes
Text
#tcbaşkanı #receptayyiperdogan (beyefendi tarafından bizzat bilgi sunumu yapıldı) bize katil demeyin,uslubumuzu bagışlayın..#istanbulcumhuriyetbaşsavcılıgı,#bakırköycumhuriyetbaşsavcılıgı,#polis,#jandarma [cani vicdansız katil,kapkaççı TC 21379260482 kimlik nolu (#irfankök,#kök’ü kazınacak) #kaanyılmazer şeyvereni benim gibi şeyveren bi inbe için (bilgi sunumu yapılan #tcbaskanı #receptayyiperdogan ile) can,ciger #cumhurbaşkanı ile görüşür dedigin #fevziye abini,arkandaki #aşiretini adlarına kapkaç,dolandırıcılık yaptıgın #meclisüyeni gönder şeyefsiz,senin çetenin vakti kalmadı #savcıda benim,#hakimde benim,#poliste benim şikayet edildigini bile,bile “Git istedigin yere şikayet et” diyordun #tcbaşkanı bak TIRNAK içinde “TC” diyom,başkanına şikayet edildigini bile bile onada efelenip “git istedigin yere şikayet et” diyodun madem ögle işte bögle artık şikayetleri kendimize “Gez göz,arpacık nefesi tut,tetik” mesafesinde şikayet merci magnuma yapıp bırakıyoz ilan ediyoruz magnum adaletine kesin çözüm olarak inanıyor,güveniyoruz,hazırlanın kanser hastasını çarpmak iz bırakmadan kaçmak hasta yatagında sürekli gizli numaradan arayıp düzmece karının bacak arasını imza diye attıgın biz kaçana kadar baksın,baksın oyalansın dediginiz bankaya tahsile verilmesin icra takibi zorlaşsın,protesto edilmesin defter kaydı,vergi dairesine beyanname ile borç bildirimi olmayan borçlar kanununa uyumsuz kagıt parçası vasfındaki senetleri naptı diye agzını yoklamak rahmetliyi şive degiştirip beyefendiyi alçakça sinkaflı küfürlerle tehdit etmek nasılsa kanser hastası biran önce ölsün kurtulalım diye hayatından bezdirmek hayatına kast etmek nası bişey,giderayak binayı yakıp sigortayıda çarpalım kaçalım demek “sabırtaşı olsa çatlardı” eşin çatladı demek ne demek adam öldürmeye tam teşebbüs nedir ses ve sms ile “senin ananı,karını sinkaf (ikiside rahmetli olmuş,birine sebep olmuş) eder,bacaklarını kırar çıktıgın yere sokarım tam adresini sögle geliyorum” demek üç yıldır gelemeyince bizi diblerine kadar getirip yerleştirmek nedir,ne degildir neler cinayet işleme yöntemidir nası bişey insan hayatı ile oynayanın çoluk,çocuk insan hayatı ile oynarlar üç,beş saniyede görünmeden enselerinize geçirip puan alırlar çete üyelerinle aile fertlerinle sülalelerinizle oynarlar size adediniz kadar leblebi yeter,kafa atarsınız,leblebi stoklarımız size yeter herbirinize bi asıl,bi yedek leblebi ayırdık üstlerinde isimleriniz bilem yazılı beyefendi hayatımın son işi herbişey kaneviçe işler gibi tıkır,tıkır olmalı demiş leşlerinizlen birlikte yere düşen kovanları bile toplayıp koordinatları vererek benim polisimi davet ederek leşleri,kovanları bizzat teslim etcem haklarınızı helal etmenizi istiyor,diliyorum demiş,geri sayım başladı #yargı ile genç cumhuriyetin devlet nizamı ile artık şaşak geçmek yok,bitti acele et gavat #fevziye abin yanına seni sigortasız zevk işçisi karını TC 38683695676 kimlik nolu #serpilyılmazer’i = #serpilkökyılmazer’i,bizi Facebook’tan mesaj gönderterek tehdit ettirdigin #irfankök şeyverenini rahmetliyi siz amansız çetenin agına düşüren bize “bize bu kapkaçla beyefendiye mesaj atıp öpüldünüz diyordun,öpüldükmü şeyveren bizde ne sinir,ne uslup bıraktınız” TC 31628290764 kimlik nolu #serapkarabıyık lagım faresini beyefendiye ben gelemiyorum gönderiyorum dedigin 110 kiloluk dedigin tehdit ettigin #caner şeyveren babasını dogum yaptırdıgın #oglunu’da TC 14588401494 kimlik nolu #süleymanaslan’ı onun akıl hocası,cambaz kahpe #mustafagüngör şeyverenlerinide alsın,gebermek vakti,oyun cambazlık düzenbazlık,kahpelik şeyçocuklugu devri bitti,çocukların nasıl inbe babalarını,şey analarını biliyolarmı,beyefendi seni uyarmış ben beyefendinin telefonuna sinkaflı küfürlerle mesaj atıp beyefendi gibi tehdit ettigin Buket Turkay,babam ensene bakıyo dibinde].Beyefendinin rahmetli eşi ve niyetimizdeki hakka kavuşmuş veya hayatta olan kimseler için okunan Kuran-nı kerim ve hatim duası sayacımız bugün itibarı ile 1525 adet olup,sürmektedir.Bir Fatiha’da sizden dileniyoruz,beyefendi “rahmetliyi üzüp incitenler can,ciger yakanlar çoluk,çocuk sülaleleri ile #kök’ten ibretlik hayatımdaki son işimde belalarını bulacak” diyor bu namussuzları,kahpeleri sülaleleri ile naletliyoruz beyefendi boşuna “üzüntü,kanserden bin kat daha tehlikelidir” demiyor beyefendi bu #kaanyılmazer namussuzunun #irfankök itinin #serpilkökyılmazer = #serpilyılmazer sigortasız zevk işçisinin #serapkarabıyık lagım faresinin 110 kiloluk #caner şeyvereninin (evini biliyorsunuz) #meclis üyesinin #fevziye abisinin vb kanlı çarşafını istiyorum bu köpeklerin ısırmasınlar diye dişlerini söküp bütün ekip’e,muharip birliklere oral yaptıracaksınız demiş.Beyefendinin tayin edecegi ve/veya ettigi vakte,vakti o biliyor fakat biz bilmiyoruz “Geri sayım” uyguluyoruz.Dualarınızı dileniyoruz. Allahü teâlâ’dan korkandan her şey korkar. Allah’tan korkmayanı her şeyle korkuturlar. Hadis-i Şerif (ölüm tarlaları ekin bekliyor,artık Genç Cumhuriyetin devlet nizamı ile alay etmek,yok saymak iplememek şaşak geçmek oyun,kapkaç,sahte belge tanzim etmek,banka dolandırmak kanser hastalarını çarpmak “öpüldün” demek iz bırakmadan kaçmak,ölüm tehditleri ile korkutmak,terör estirmek can,ciger yakmak tüm bunları cinayet işleme yöntemi olarak planlamak sonu ölümde olsa yok size adediniz kadar çorum leblebisi yeter) (Sayın #tcbaşkanı hakkınızı helal edin zatıalinizi meşgul ettik hala ediyoz can,ciger yakan insan hayatını yok sayan insan hayatını yargı erkini kendi oyun alanına çeviren asrın amansız çetesinin son çare aklını alacagız bize katil demeyiniz.Arz eder,saygılar sunarım.Buket Turkay,Adalet hanım.Bu ölüm makinası düzenbaz,cambaz çete şu anda profilde) Seçim sonuçlarının ülkemize,birlik ve dirligimize bölünmez bütünlügümüze sürdürülebilir “Türk olmaklıgımıza” ülke insanının refahına size,bize “umudu besleyerek” hayırlar getirmesini diliyoruz “#Siyasiirade bilgi sunumu yapılan https://www.facebook.com/RecepTayyipErdogan/ #cumhurbaşkanı,#tcbaşkan #receptayyiperdogan http://www.tccb.gov.tr (Sayın.Başkanım.Beyefendi zatıalinize arzettigi gibi bu tehdit ve terörde estiren cani,vicdansız katil asrın çetesinin arkasında koskoca bi aşiret adlarına kapkaççılık yaptıgı iz bırakmadan kaçtıgı meclis üyesi sizinle can,ciger konuşcak Fevziye abisi varmış “çok güçlüyüm” diyo TC 21379260482 kimlik nolu #kaanyılmazer ögle diyo ortam kaydı vb sizde aranan her numara,cambazlık düzenbazlık bu çetede var sahte resmi evrak düzenlemek dahil beyefendi resmi daireler,bankalar dahil karıkoca birbirinin imzasını imza diye afedersiniz karısı serpilyılmazer’in bacak arasını imzası diye atmış,tüymüş diyo beyefendi gibi benide tehdit ediyo önce rahmetliye sonra beyefendiye “seni ögle bi yapcamki ölmek isteyeceksin” diyo,durmuyo “senin için planlarım var seni elimden ölüm kurtaracak,böle devam et bekledigine eşin gibi ölüme kavuşcan” diyo zatıalinizede arz edildi başkanım bu şeyler başkanlıgnı yaptıgnız bizim ülkenin vatandaşlarımı ismini degiştirsin onları vatandaşlıktan ülke nüfusundan agrısız,sızısız üç,beş sahiyede çorum leblebisiylen düşürcez ülke temizlensin [beyefendinin (kan ihtiyacını karşıladıgı) polise #tptgv bagışladıgı senetler adli emanette,sureti zatıalinizde en son mesajında bu kapkaç sonucu ‘öpüldün’ diyo durmuyo ‘sizde var arz edildi ‘savcıda benim,hakimde benim,poliste benim git istedigin yere şikayet et diyo,size şikayet edildigini bile,bile diyo sizi bile kafa tutuyo,hani sizle konuşcak fevziye abisi varmış,ya ‘senin ananı,karını sinkaf eder ellerini kollarını,bacaklarını kırar çıktıgın yere sokarım nerdesin geliyom’ diyo,beyfendi yerini söglüyo üç yıldır gelcek bize katil demeyiniz beyefendi leşlerini olay mahallinin koordinatlarını verip benim polisime davet edip bizzat teslim edip,öteki yarıma koşcam beni bekliyo diyo bakınız kapak resimleri,profil resimleri tümü çete elemanlarının bahçeli yeşil pancurlu evlerinin kapılarının önünde herbirinde beyefendinin ifadesiylen “Gez,göz,arpacık nefesi tut tetik mesafesinde” nöbetteyiz beyefendi bu hayattaki son işim diyo kaçamazlar burası bizim Afrin oluyo,sizinki Suriyede daha neler,neler] ) “Adalete fener” yak lütfen bize “katil” demeyiniz.Tşk.Buket Turkay,Adalet hanım.Hala;Demirel’ci ve Fenerbahçeli. #kamuyönetimi,#kamuoyu,#kamuvicdanı,#dünyaalem,#istanbulpolisi TC 21379260482 kimlik nolu #kaanyılmazer şeyefsizi,TC 31628290764 kimlik nolu #serapkarabıyık lagım faresi TC 38683695676 kimlik nolu #serpilyılmazer kahpesi vb.vb. kandondurucu planlarla tehditle,terör estirerek önce rahmetliye üç yldır beyefendiye çektirdiklerinizi,düzenbazlıklarınızı ustaca cinayet işleme adam öldürmeye tam teşebbüs girişimlerinizi ektiklerinizi vicdansızlıklarınızın bin katı vicdansızlıkla üç,beş saniyede biçmek,çekmek için sözün bittigi yerde ölüm tarlaları sizi bekliyor.hayalini kurdugunuz istisnasız hiçbir düzenbazlık,cambazlık kahpelik namussuzluklarınızı önce kanser hastası rahmetliye,sonra üç yıldır beyefendiye yırtık dondan çıkmış gibi küfür,tehditle estirdiginiz terörü çekmekten,ektiklerinizi aynı yöntemle biçmekten aldıgınız gibi canla,canla ödemekten oluşturdugunuz çetenizle,aile fertlerinizle,sülalenizle birlikte siz namussuzları kurtaramıyacak.Kimse “niçün” diyemiycek.. Millet poligona gidiyoz tak,tak benim leblebiler bi türlü 12’yi bulmuyo saga,sola savruluyo bigün beyefendi öfkeylen “kuşbeyinli buket kızım,salak nefesini tutsana” deyince tuttum 12’den vurdum onniçin “Gez,göz,arpacık nefesi tut,tetik” diyom,komut veriyom bisüye önce serpil yılmazer cani,vicdansız kapkaççı,katilini kızıylan,ogluylan gördüm bön,böm bakıyodu hele lagım faresine serap karabıyık it’ine gittik balta sapı yemiş gibi yan,yan yalpalıyodu hepsinin suratta ölüm korkusu nedir gördüm,bide çok fotocenikler.Ölüm tarlaları ölüm katil leşi,ekin bekliyo pek yakında.. Buket Turkay,Adalet hanım. [Lütfen tam ekran modunda izleyiniz tam ekran açılmıyorsa tam ekran modundan çıkmadan sag’dan,sol’dan bir önceki ve/veya sonrası görsele gidip,tekrar bu görsele dönelim] Millet ögle,bögle degil “tikko” para..Herbişey iYi olcek.Biz hazırız,ya siz?. Sınır muhafızları,sınır muhafızları,uçar birlikler,yüzer birlikler hava limanları çok özel güvenlik,droneley görev yerlerine,görev yerlerine “göç mevsimi” kaçan,kuçan olmasın.. Bizim Afrin,bizim Membiç uyanık kal..Allah (cc) yardımcınız olsun. ikinci bi emre kadar izinler kaldırılmıştır. Millet Tansu Ciller’e kol boregi ikram ediyoz. Millet beyefendi kabristana gec gittim ulkemize buzdolabiylan medeniyet getiren zatlan cami icinden kabristana cikarken karsilastim ofkeli halimi gosterdim anlamisti ne oldu dedi hicbirsey dedim yanindakine sanki secilecekmis gibi aynen “Arkadas hala Demirel’ci bana oy vermiyecekmis not al secim sonrasina randevu verelim gelsin” dedi icimden sey dedim toplanan kucuk topluluga baktim Eyup’ten kimsecikler yok Eyup diye yutturmuslar hep cevre ilcelerden kizim buket artik durtmeye bilem gerek yok yarin lambaya puf diyebilin dedi Afrine girmis,birazdan bizde olur. Millet öfke saçan beyefendiyi konuta bırakıp Afrin’e geri döndük “Artık bu TC 21379260482 kimlik nolu #kaanyılmazer katil şeyverenin kanlı çarşafını görmek çetesinin aile bireylerinin sülalelerinin leşlerini törenle benim #polis’ime teslim etmekten başka bir işim,beklentim bu dünyada yok istisnasız hiçkimse “niçin” diyemiyecek,o noktaya geldik,birisini bir kahpeyi ben üzerime alıyorum digerlerini sessiz ve aniden siz halledeceksiniz” demiş. Bize katil,demeyin. Buket Turkay,Adalet hanım. ————————————- Asil,yüce Türk milleti Adalet ve demokrasi için seçenegin en iYi olsun. ( 🔫 ) (#kamuyönetimine,#kamuoyuna siz yüksek #kamuvicdanına,acil çagrı) #istanbulcumbaşsavcılıgı,#bakırköycumbaşsavcılıgı,#polis,#EGM,#tptgv bilgi sunumu yapılan #receptayyiperdogan,”millet” iradesi seçimle işbaşına “hoş” gelecek olan #cumhurbaşkanı hoş gelir,gelmez ses ver bangır,bangır ses ver,#siyasiirade bu namussuzlara karşı ses ver,#yargı “Gez,göz,arpacık nefesi tut tetik” mesafesindeyiz kahpelere bakma ses ver bangır,bangır ses ver “bize” katil deme ses ver,ses dünyanın en namussuz,şeyefsiz düzenbaz,cambaz ölüm yolundaki cinayet işleme ustası asrın çetesi kahpeleri TC 21379260482 kimlik nolu #kaanyılmazer (🔫) TC 38683695676 kimlik nolu #serpilyılmazer (🔫 ) TC 31628290764 kimlik nolu #serapkarabıyık lagım faresi (🔫) TC 14588401494 kimlik nolu #süleymanaslan boysan kahpesi (🔫) it’in idare amiri #mustafagüngör şeyi on kişi daha var (🔫) bizim “ölüm treninde” ses ver,ses önce kanser hastası rahmetliye sonra üç yıldır beyefendiye çektirmedikleri kalmadı,ektiklerini biçecekler bize katil (🔫 ) demeyin.Bu kahpe düzenbaz namussuzlara karşı ses,ver ses.. bangır,bangır ses ver,ses.. Asil yüce Türk milleti bizi iYi oku canımız,ciyerimiz yandı başımıza gelmedik namussuzluk kahpelik kalmadı,öteki Adalet hanımı arıyoz,ortalarda yok mülkün temelleri yıkılmış,var denilen nizam herkesin kendine göre namussuz kahpeler keyifhanedeki sigortasız zevk işçileri cani vicdansız katiller oşt,oştlar oyun alanı yapmış ha girdik,ha gircez ayle fertleriylen,sülaleleriylen ibretlik kökten çözcez.TiT oyun alanında.Katiller bize “rahmetlide öpüldü,sende öpüidün” diyolar.Kimlik bilgileri TC kimlik numaraları aşagıda profil ve kapak resminde.. ———————————————————————- #kaanyılmazer,kahpesi,#serapkarabıyık lagım faresi #serpilyılmazer sigortasız zevk işçisi vb.vb. başvurdugunuz hiçbirşey siz köpekleri kanser hastalarının ve beyefendinin başına getirttiklerinizi adam öldürmeye tam teşebbüsün karşılıgını aldıgınız can’a karşı,can ile ödemekten aile fertlerinizle sülalece kurtaramıyacak siz cani vicdansız kahpe,katilleri işlediginiz namussuzluklarınız,cambazlık ve kahpeliklerinizin hesabı “Gez göz arpacık nefesi tut,tetik” mesafesinden uzaklaştırmıyacak aksine siz cani vicdansız katillere dahada yaklaştıracak bunu burdan ilan ediyoruz.. Bize katil demeyin.Bizde artık katillere katil demiyoz ne canlar,ne cigerler yakılmıştır diye bakıyoz.öpme sırası bizde.(🔫 ) bize katil deme ses ver,ses bangır,bangır ses ver Buket Turkay,Adalet hanım.. “Bizim” afrin’de,Menbiç’te,kandil’de operasyonlarımız yapacak işlerimiz var güdümlü füzeler ateşleme bekliyo seçime zaman tuneline başkacana yükleme yapmadan bu haliyle giriyoz,aranızdan ayrılmadan “Güle,güle güle güle Buket Turkay,Adalet hanım güle,güle” dermisiniz gülmeyi özlemiştim kah,kah katıla,katıla gülmek istiyom.Hani alkış,haniyada ıslık ses ver,Türkiye ses ver Asil yüce Türk milleti,ses ver #kamuyönetimi,ses ver #kamuoyu,ses ver yüce,yüksek #kamuvicdanı ses ver hani alkış,haniyada ıslık sizi seviyoz işte <3’miz işte gülen 🙂 yüzümüz, buda son 😦 halimiz..ses ver #polis,ses ver,ses ver #candarma ses ver EGM ses ver,ses #hakim,ses ver #savcı ses ver uçar birlikler ses ver,ses ver yüzer birlikler ses ver,ses ver #KaraKuvvetleriKomutanlığı ses ver,ses ver sahil güvenlik ses ver,ses ver #kahramanTürkSilahlıKuvvetleri ses ver bangır,bangır ses ver cani,vicdansız kan dordurucu planlarla ölüm planlayan,anlaşılır manada #terör estiren bize “öpüldünüz” diyen hırsız kap,kaç çetesine katil asrın çetesi kansız,bölücü dürtmelere karşı ses ver,can,ciger yakan kahpelere karşı ses ver “savcıda benim,hakimde benim,poliste benim” diyen “arkamda koskoca bi aşiret,meclis üyesi ben gibi bi tekerlek için can,ciyer #cumhurbaşkanı ile konuşcak #fevziye abim var” diyen (#receptayyiperdogan’a bilgi sunumu yapıldı) Genç Cumhuriyetin devlet nizamı ile şaşak geçen düzenbaz,namussuz kahpelere karşı bangır,bangır ses ver,#millet bize ( 🔫) katil demeyin.. —————————————– Bizim hala Cumhurbaşkanımız kalbimizde yaşattıgımız mahşer günü o büyük mitingte bile yan,yana kol,kola olacagımız merhum Demirel’i babalar gibi,babalar gününde vefatı yıldönümünde sevdiklerimizle birlikte özlemle rahmetle minnet ve şükranla anıyoruz.Nur içinde yatsınlar mekanları cennet olsun,cennetten köşkleri olsun.Amin,tümü ,için bir Fatiha lütfen.Doktoru Aylin Cesur gelecege isparta’dan yola çıktı,herbişey iYi olacak,başarılar diliyoz.Bizim beyefendiyi Anayasa mahkemesine başkan yapalım “..Divan’a” başkan olsun Türkiye’deki çürük kalemleri önüne koyalım gelsin kırsın,gitsin kırsın.Güneş erken dogmaz,birde Güneşimiz var,babanın beyefendiye “peşini bırakmayın” dedigi,güneşimiz kim deme sölemem,yüksek #kamuvicdanı canımız,cigerimiz yandı bize katil deme.Buket Turkay,Adalet hanım. Raydan çıkan kötü yola düşen Büyük Türkiye Trenine makas degiştirip eski rayına oturtmak için 8.Temmuzda tatile çıkma kurtuluşa giden yol burdan geçiyo,biz yogurdu üfleyerek çatalla yiyoz kaşık,kaşık götürmüyoz bize güven gerisini merak etme sen kendi adaletimiz yürürlükte bize katil deme) Asil,yüce Türk milleti DYP’ye gelene kadar CHP’ye oy verdim diyen herbişeyi uçuran beyefendinin “kursagında benim belgeli %15 komisyonlarım var” dedigi (zehir,zıkkım olsun) Özer Uçuran Çiller’in soyadını aldıgı beyefendinin kolunda Büyük Ankara oteline gelip,kolunda Genel başkan,başbakan olan kayısı Tansu Çiller Demokrat parti misyonuna hainlik etmiştir.. Asil,yüce Türk milleti şanlı tarihini hatırla caydırıcılıgı bilerek kaybettirilen Adaleti yeniden tesis ettirmek refah düzeyinin artması birlik ve dirliginin bölünmez bütünlügünün muhafazası,idamesi sürdürülebilir kılınması ve herbişeyin daha iYi olması için silkelen 18 adaya çıkarma yapıp kendi topraklarımız,bizim diyebilmen içindeki,dışındaki vatanı hainlerini ayıklamak için kendine gel,biz 18 adaya mevcut hali yetmez KKTC’nin tümüne çıkmaya hazırız bizimle varmısın?.Bu güzelim ülkenin bir çakıl taşı bile bu asil yüce Türk milletini uyutarak,uyuşturarak şeker fabrikaları gibi hediye edilemez,vatan topragı satılmaz,kamuoyundan saklayarak vatan topragını satanın,hediye edenin fili durum yaratanın devleti yönetme imkan ve kabiliyetinden,aklından şüphe edilir.Biz hala Demirel’ci,babadan miras siyaset üstüyüz,sessiz kalamazdık sende ses ver Türkiye “Nepotizm ve Kleptokrasi” dönemini sonlandırmayı ülke meselelerini önümüze,öncelimize aldık,aramızda Anlaşma kartelleri (Cartel de contrat) oluşturduk nemelazımcılık yapmıyoruz,sende yapma “Laissez faire,laissez passer (bırakınız yapsınlar,bırakınız geçsinler)” deme,demokrasi özlemini güçlenerek,gidermek için sizleri iYi partiye oy vermeye davet ediyor,oy dileniyoruz.Daha ne duruyonuz.”insan olma halinin” onurunu korumak insan hayatı ile oynanmıyacagını ibretlik daga,taşa beyinlere kazmak,kahpeliklere ibretlik son vermek can,ciger yakan orta malı sigortasız zevk işçisi köpeklerin hala süren kahpelik ve canbazlıklarını vicdansızlıklarının bin katı vicdansızlıkla nefes borularını kesmek için kan dondurucu planlarla ustaca cinayet işleyen iz bırakmadan kaçan kahpelerin namussuz,düzenbaz canilerin akıllarını almak için kellemizi koltugumuza aldık,çok geniş kapsamlı bir mıntıka temizligi yaparak bu güzelim ülkeyi pisliklerden arındıracagız,#kamuyoyuna,#kamuvicdanına sıgınan bize katil deme. Buket Turkay,Adalet hanım. Millet “paralay nirede” diyolar yol yaptık,köprü yaptık,metro yaptık ay’a dört gidiş,dört geliş yol yapıyoz karadan gidcez diyolar beni kah,kah katıla,katıla güldürüyolar.Bugün keyfim yerinde hep gülüyom #siyasipartiler bilsin artık idareye,namussuz cani,vicdansız katillerin oyun alanı yaptıgı adalet mekanizmasına (istisnalar kaideyi bozmaz) güvenmiyoz artık kendi yargı sistemimiz geçerli idam kararı verdik leblebi ile yerine getircez bu namussuzlugun sonu yok artk beyefendi bu gezegendeki son işim çoluk çocuk elimizde kan dondurucu planlarla bu aileye planlanarak verilen tahribat kanser hastasına bilerek tasarlanarak yıllarca oynanan oyunlar,rahmetliye dahil küfür ve tehditleri,terör estirmeleri iz bırakmadan kaçan bu namussuzları bulduktan sonra ilk günden bugüne beyefendiye 3 yıldır rahmetli gibi planlıyarak yaptıkları aynı yöntemle kısasa,kısas şeriatın kestigi parmak acımaz diyolar o’biçim çözülecek leşleri olay mahalli koordinatları verilip #polis’imiz davet edilerek törenle teslim edilecek şekilde ibretlik temiz iş çıkarmaya hazırız beyefendi denetimleri sürdürüyo bize katil demeyin bu alanlar ani derin darbe sonrası için sizler için #kamuyönetimi,#kamuoyu,siz pek kıymetli #kamuvicdanı için hazırlanıyo açık,açık ifade ediyoz.insan hayatı ile nasıl oynanırı vicdansızlıklarının bin katı vicdansızlıkla sessizce sorulacak.Nefes alıp,verip bu ülkenin havasını kirletmelerine can,ciger yakmalarına kahpeliklerine müsade etmiyoruz. Hopdediks millet beyefendi konuttan çıkmaya hazırlanıyo önce kabristan sonra Afrin’e operasyon Tim’lerini kontrole gelcek bizde ohal var sordum beyfendi Sayın.Cumhurbaşkanımız başkanlık sistemi içün ne diyodu dedim “kuşbeyinli buket kızım zatıallerinin bisürü sertifikası var bu bir,bu iş sertifikasızlara,demokrasiyi içine sindiremiyenlere göre heç degil bu iki beyfendi “konuşan Türkiye” diyodu,şindik konuş bakalım ben dünyada çizme izimi bırakmadıgım ülke kalmadı biçok ülkenin park und,bahçelerinde yerlere sabitlenmiş kürsüler vardi benim ilk kürsü tecrübem buralarda olmuştur senin hangi parkında kürsü var hadi ordan o olsa olurdu,şindik olmaz şindik parlementer sistem istiyoz.Bunu kuşbeynine sok” dedi.,kesin kararlı.. Bizim hala Cumhurbaşkanımız eserleri satıla,satıla bitirilemeyen,tükenen hazineye sermaye yapılan kalbimizde yaşattıgımız Türkiyemizin babası,böyük devlet adamı merhum Demirel’i babalar gibi babalar gününde vefatı yıldönümünde 17.Haziranda hakkın rahmetine kavuşan sevdiklerimizle birlikte rahmetle minnet ve şükranla anıyor,özlüyoruz.Nur içinde yatsınlar mekanları cennet olsun,cennetten köşkleri olsun.Amin bir Fatiha lütfen. Millet biri beyefendiye “bana oy verdinmi” demiş,hayır yanıtını almış verecekmisin demiş beyefendiden yine kocaman bi “hayır” yanıtını almış sonracıgıma beyefendiye “hala Demirel’cimisin” demiş,beyefendi “he,he sonsuzluga dek,yaşadıgım sürece” demiş,yaa..Sizi görelim..Biz bi kocaman ayleyik. Beyefendi babamız und (ve demek oluyo) Merhum Rauf Denktaş dışında kimsenin elini öpmemiştir.. Buket Turkay,Adalet hanım. Hopdediks beyefendiylen yazmıycam dedigim söyleşi buyda. Millet beyefendiylen bayramlaşıp elini öptüm kerim amcaylan bizim Afrin’de alan kontrolüne çıkmadan beyfendi seçimlerlen alakalı bi yüksek deyerlendirmeniz va’mı,va’sa yazılmamak kaydıylan alabiliymiyim dedim,bana “kuşbeyinli buket kızım hala heçbişey çantada keklik degil ben ne mendebur anketörler bilirim yeşili görünce bi o’yana,bi buyana çalışırlar onların çalışanlarıda yoktur oturdukları yerde anket yaparlar hele bi hıyar ankötörü heç unutmam bizim dp’de kendini fasulye gibim nimetten sayan hergün beni arayıp “Muammer napcaz bu tansuyu diyen,sözde lider olan çok agır kilolu bi heyif için iktidara yürüyo diye masaüstü anketler yaptırıp bizim (baba’yı onur ve gururlan çankaya’ya taşımıştık,tebrike gittim “baba sizden sonra ne olcek bu partinin hali” dedim,baba “Muammer siz en iyisini bilirsiniz” dedi,isim vermedi ordan yüce meclise geçtim Hüsam amcan başkan “Haydiniz başbakanlık ve Genel başkanlık hazır istifa dilekçeni yaz gidiyoz” dedim bana “Muammer keyfimi bozma gibi laflar etti,yememişti.Sonradan rahmetli Aydın Menderes nur içinde yatsın mekanı cennet olsun bana aynen “yav Muammer bu ne diyo yav,babamın yassı adada Avukatlıgını yaptıgnı söylüyo,külliyen yalan” demesi manidardı) cintonik hüsam amcanın sanki va’mış gibi desteginide ARKALARINA aldılar,dikkat ettinmi (ben o’gün bugün cintonik içmiyom) partiyi yagma hasanın böregi sandılar sıfırladılay,ogul şimdi nerden aday onlara vb.dp’yi bitir bize gel bakan ol dediler,hele birini kısa,minnacık pantolonla gezdigi günlerden bilirim büyüyünce bana “abi bi emrin va’mı” derdi bunlay bakan oldular şindik biraz daha çalışılırsa lambaya püf diyebilin bu gibi hallerde seçimlerde en sinirlisine,agzı bozuk olanına,terör estirenine bakcan en iyi o bilir en iyi anketör o’dur hal ve hareketlerine sertifikasına bak seçim sonucu onda saklı devam ediyosa koykunun ecele faydası olmadıgınıda sonunu biliyodur karadeniz niçün çırpınırdı dedi anlaşılmayan bi husus vamı,va’sa yan��tlarım beyefendi bugün magnumunu okşadı durdu tam üç defa magnumunu en küçük parçalara ayırıp kronometre ilen tekrar montaj yaptı,makina hep dolu,leblebi borusunun içinde hazır kerim amca bu iş biz dururken beyefendiye bırakılmaz biraz dolaştırcam gözetleme,izleme kulelerine götürcem hava alıp,döncez dedi.. Mutlu bayramlar,diliyoz.Herbişey iYi olcek,bunlar ilk adımlar.Bize katil demeyiniz.. Hopdediks #siyasipartiler bizim beyefendiyi Anayasa mahkemesine başkan yapalım,”.. divan” başkanı olsun önünede yüzlerce altın kalem koyalım kırsın beyefendi rahmetlinin Londra’dan getirip hediye ettigi altın kalemi şeyde çaldırmış bizde asil,yüce Türk milleti olaraktan aydınlıga çıkalım herbişey çok daha iYi olsun.Kaptınmı?.Ne mutlu Türküm diyene,diyemiyenin canı cehenneme.. şıst,şıst millet,millet pek kıymetli,sayın.Milletvekilimiz Ustası merhum bizim hala cumhurbaşkanımız DEMIREL olan #AylinCesur hanfendinin Asil yüce Türk milletine bayram mesajı beyefendi “kuşbeyinli Buket kızım biyere yaz istisnasız hiçkimse Pek kıymetli Sayın.Aylin Cesur hanımefendi ve benim dışımda pek kıymetli Cumhurbaşkanımızın çıragı oldugunu ne oldugunu bildigim birilerinin “haşa kendini Allah’ın (cc) vasıflarını üzerinde taşıyan adam” şeklinde tanımlattırıp ses çıkarmadıgı gibi (müslümanım deniyo,şirk koşuluyo dinden,imandan çıkılıyo kimse,kimseyi benim adımla aldatmasın diyen Allah (cc) çarpcak yav,çarpsınmı vakit geliyo bee.) kendini tanımlattırıp iddia etmesin sana çok şey yazdırırım şeylerinin üstüne oturamazlar,uyar” diyo. Saygıylan arz olunuu.. Buket Turkay,Adalet hanım sosyalaglar kasaba şerifesi mesuliyetli müdire. ————————————————————– #polis hoşgeldin Welcome.Asrın “vay a..şeydettigimin düzenbaz kahpe çetesi” dedirten katilleri burada.Metin ve görsel herbişeyi indirebilin,dosyalayabilin.Bize katil deme,biz leşleri,davet ederekten törenle ekiplerinize teslim edip sana gelcez. (Hopdediks sizi unutmadık,Ramazan bayramı mesajımız E-Kartın bu duvayda az aşagıda) Şıst,şıst millet bu paylaşımda beyefendinin babama vasiyetini sızdırıyom.Ateşli şeyleri,tam donanımla kuşandık,bize katil demeyin.. #polis,#jandarma,#savcı,#hakim,#hsyk,#vergidairesi,dolandırılan #bankalar,#sigortalar,ey sen iyi niyetli #sadevatandaş, muhtar kaydı bile olmadan #dolandırma kap,kaç amaçlı (tezgah) işyerleri açan,bölgenin anasını şey ettikten sonra işyerini yakıp,kapatıp “öpüldün” diyerek iz bırakmadan kaçıp bi başka yerde işyerleri açan yaşamlarını bögle sürdüren kahpelere karşı #tobb,pek kıymetli sayın başkanı vedarı iftiharımız #mrıfathisarcıklıoglu M.Rifat Hisarcıklıoğlu beyefendi,#malisuçlar,#yücetürkmilleti #istanbulcumbaşsavcılıgı,#bakırköycumbaşsavcılıgı,#egm,#içişleri bilgi sunumu yapılan #cumhurbaşkanı,#receptayyiperdogan,yargı kime neye taraf dedigimiz #siyasipartiler TC 14588401494 kimlik nolu #süleymanaslan #mustafagüngör,#elif,#boracebeci,#irfankök,#ötekisüleyman,#rukiye,#hediye,#aşiret,#meclisüyesi,#fevziabisi,#maden, #kanserhastasınakapkaç,#niteliklidolandırıcılık,#resmievraktasahtecilik,#hırsızlık,#cinayet,#adamöldürmeyetamteşebbüs,#tehdit,#huzurvesukunubozmak,#ukranyalı vb.vb bize katil demeyin (şıst,şıst bizi arkadaş eklemeden önce oku) TC 31628290764 kimlik nolu birkaç kez lagman ve iyne yapmak için gittigi rahmetliyi bu kapkaç çetesinin agına düşüren #serapkarabıyık isimli yamyam lagım faresi pislik beyefendiyi tehdit ettirdiginiz 110 kiloluk dümbelek babanla aile fertlerinle ayrıntılı planlamalar tamamlandı ölmeye,ölmeye hazırmısın,hazırlan eşrefin vakti geliyo,beyefendi hayatının son şerefli işine hazırlanıyo senin baglı oldugun adliye çaglayan fahişko,çete ortagı oldugunu Allah şaşırtıp elinizi,ayagınıza dolandırıp bakırköy (#polis bu ayrıntıyı not edelim) yaptırmış,kurtuluşun yok namussuz sigortasız zevk işçisi it,it’in kuyruguna basmıyo,beyefendiye attıgın mesajların karşılıgını yerde hopur,hopur hoplarken vereceksin korkunun ecele faydası yok,ecelin ensende Uyuyan hayalet hücreler,herkes yerine,herkes yerine.. (beyefendi durex kondusunu kuşanmış öncesinde yıllarca tehdit ve küfürlerle rahmetliye,üç yıldır bize anlaşılır manada terör estiren karı,koca kap,kaça ugrayıp aynen “öpüldünüz” diyen #kaanyılmazer inbesiyle bir binip,bir incek birdirbir oynaycak şekilde tam donanımla bizim Afrin’de bahçeli yeşil pancurlu evin dibinde hayatının son işine çıkıyor,gerisi fasa,fiso kerim amca,babam TiT mensuplarınca kambersiz ay pardon bensiz dügün,şenlik olmaz,bende karşılıyom bekleniyo her köşeye bi kesik baş procemizi denetliyo..Vatana,millete hayırlı olsun.Hakkınızı helal edin,bu ödüllü or çocuklarının namussuzların,katillerin cinayet işleme ustası asrın şebeklerinin aile fertleriylen,sülaleleriylen gebercekleri ölüm ilanıdır.) Millet biri beni beyfendiye şikayet etmiş,beyfendi kıraliçemiz eşi annemizin vefatından sonra internete falan çıkmaz (bi Fatiha bitte) “kuşbeyinli buket kızım hakkında şikayet var kulaklarını bogazın iki yakasına uzatırım” diyo,ne şikayeti uzatnız efendim dedim.Pek ukala diyolaymış,desinler bee,ha duydumki #serapkarabıyık,beyefendiyi tehdit ettikleri 110 kiloluk teker babası tüm çete ayle fertleri sülaleleri gebercek,karar çoktan verilmiş,Afrin’deyim en son ben duyuyom… Lütfen tam ekran modunda izleyiniz tam ekran açılmıyorsa tam ekran modundan çıkmadan sag’dan,sol’dan bir önceki ve/veya sonrası görsele gidip,tekrar bu görsele dönelim. (beyfendi diyoki “kuşbeyinli buket kızım,sana diyom ama gelinime söle o’da eşitsin” diyo fakat yüce,asil Türk milleti eşitsin.Kapiş.Ne demek istiyoz,çözdünmü..Ana fikir,bi fikrin va’mı?. (#polis amcalar bizim Allah’tan korkmaz,kuldan utanmaz demir leblebiye kafa atmak için bekleyen,bize terör estiren asrın,düzenbaz kapkaç ve cinayet işleme ustası can,ciger yakan katil namussuzlarımız,bi o’kadar daha var işinizi kolaylaştırıyoz,fail aramayınız bi beş dakka önce zatıallerinize “alo memur bey,alo memur bey” denerek çok temiz iş çıkararak (yerleri bile yıkatıyoz) leşleri ceset torbalarında almanız için yer ve zaman bildirilecektir bir çuval dolusu 11.Agustos 2015’ten günümüze önceside var sms mesajlar tapeler ses ve ortam kayıtları,evraklar vb.vb’de hediyemiz olcak mübarek günde yemin olsun sizinkini görelim bu çalışmalar işte yaklaşan böglesi bir gün için) 19.Mayıs Atatürk’ü anma Gençlik ve spor bayramınızı kutlarız.11.Ayın sultanı Ramazan ayınızın hayırlara vesile olmasını dileriz.Hayırlı ibretlik bir iş için,siz gibi kıymetli dualarınıza ihtiyacımız var,bizden esirgemiyeceginizi umarız. Saygı ile arz ederiz.Buket Turkay,Adalet hanım. (insan hayatı ile oyun oynayan namussuzlara karşı yaklaşan ibretlik can’a,can eşrefin vakti için ön bilgilendirme) #kaanyılmazer namussuzu geberme vaktiniz. Millet beyfendi ilker Alptekin’e (yerinde gözüm olan müdürüm olur) “salak bayram benim neyime izin,mizin yok vb.vb.kimse mıntıka temizligi yapacagı bölgesini terketmesin” demiş,örfi idare var,kerim amca bizde sıkıyönetim komutanı olmuş izinler kaldırılmış.Al çocuktan haberi.. yerinde gözüm olan haşa müdürüm ilker Alptekin,ilker alptekin korna çalmayı bırak geliyom bee Asil Yüce Türk milletine Facebook’un hediyesi pek zucker bi paylaşım yapmak istiyom.Millet bi partiyi şiddetlen uyarıyoz bu ülkede “kürt sorunu” yoktur megri,megri diyenlerlen kafa,kafaya verip kardeşleri borazanniya “kürdistana hoşgeldiniz” diyenlerlen kıp,kırmızı halılarlan davul,zurnaylan kutlamasını bize yasakladıkları bi 29.Ekim günü zılgıtlarnan karşılayıp senaryosunu yazıp çadır tiyatoralarında oyun oynatanlarlan hüngür,hüngür aglaşanlarlan oluşturulan bölücü terör sorunu vardır ince,ince yasemince kapiş?. Beyefendi kızıyo,benden demesi bi öfke,bi öfke.Bana postallarımı giydirmesinler diyo. içimizdeki bölücü dürtmeler,kaypeler hariç “Asil yüce Türk milleti” rahmetlinin vb hayrına verilen bi iftardayık zatıallerin avukat,Dr.Seda hanımı,beyfendiyi erken gönderdik özetliyom önceden “Heçbişey çantada keklik degil” diyen beyefendinin pek kıymetli deyerlendirmesini yeniden aldık bana dönüp “kuşbeyinli buket kızım biraz daha çalışaraktan gazı tükenmekte olan lambaya püf diyebilin” dedi,gülüştük millet anlamıştı bişey daha dedi artık asrın çetesi katil şeyveren ilen konuşup şeyverence yalanları diiynemek,konuşmak yok sögleyeceklerimi söyledim ustaca işlenen bi cinayetle karşı,karşıyayız bugüne kadar defalarcada itiraf ettiler,kanıtladılar ektiklerini vicdansızlıklarının bin katı vicdansızlıkla çok aniden derin darbeylen insan hayatı ile oynamanın ne demek oldugunu bu namussuz çete ayle fertleri sülaleleri dahil belasını bulcak nefesimi tuttum gez,göz,arpacık nefesi tut tetik mesafesindeyim önce rahmetliye sonra bana yaptıklarını canlarla ödeycekler sonra gönül rahatlıgı ile leşlerini benim polisime törenle teslim ettikten sonra beni bekleyen bebegime öteki yarıma koşacagım,hakkınızı helal edin” dedi,helalleşti bize katil demeyin ay şindik otomobil kapıda bende gidiyom birazdan dakkalar içinde bizim Afrin’deyim.Yüzünü karanlıkan aydınlıga adaletli günlere güneşe dön Türkiye,herbişey iyi olcek beyefendiyi duydunuz biraz daha çalışaraktan gazı tükenmekte olan lambaya püf diyebiliniz.By,by,by.Buket Turkay,Adalet hanım. (Asil yüce Türk milleti yüzünü güneşe dön kanal 32’de canlı yayın başlamıştır haydiniz tv.başına hediyemiz kanarya adalarına tatil kazanma fırsatını kaçırma,ben kadir gecesi helva fırsatını kaçırmışım sen fırsatları kaçırma davul,zurna çalaraktan “kandil,kandil kandili boşalt geliyoz” diyerekten kandile gidilmez ansızın şafaklan süpürge operasyonuylan gidilip şaplak vurulur,mıntıka temizligi yapılır,torpaklarımıza katılır) Hele bii gidiniz,hele bi gidiniz yahu beyefendi “verdikleri tahribat yüz yılda düzelmez” diyo,hele bi gidiniz adalet dediniz adaleti şeyettiniz hele bi gidiniz namussuz cinayet işleme ustaları bize “#savcı’da benim,#hakim’de benim #polis’te benim git istedigin yere şikayet et “çok güçlüyüm,öpüldünüz arkamda şey gibim koskoca bi aşiret,meclis üyesi ben gibi bi cani için #cumhurbaşkanı ile can,ciger görüşcek #fevziye abim var” diyo #receptayyiperdogana bilgi sunumu yapıldı yıllardır yapmadıgı başvurmadıgı namussuzluk kalmadı oyun,oynayan oyun üstüne oyun kuran namussuzluktan başka bi becerisi olmayan,ölüm planları yapan bu cani vicdansız can,ciger yakan katiller ve çetesi bu cesareti nerden buluyo kim bu TC 21379260482 kimlik nolu #kaanyılmazer isimli soytarı,soytarılar ve çetesi kim bu soytarı kim,kim,kim bi gidin bizede katil demeyin işimize kendi,kendimize bakalım,hele bi gidin yüzünü güneşe dön Türkiye babadan emanet pek kıymetli sayın.Dr.Aylin Cesur #aylincesur hanfendi geliyo.. Buket Turkay,Adalet hanım.Adalete keskin kılıç bize katil demeyiniz.. —————————————————————- (vasiyetname) Millet beyefendiyi konuta bırakan babam anlatıyo,beyfendi babama “bay Turkay benim tayin edcem bi vakitte etek traşıda olup,temizlenip en geniş manada temizlik yapcam artık sınır tanımayan şerefsizlikler namussuzluklar katlanılabilir olmaktan çıktı herbişeyi ibretlik saniye,saniye an be,an hesapladım,planladım sonra hakka yürüycem,öteki yarım bebegimle buluşcam öldügüm polisim und (ve demek oluyo) savcılarım dışında kimseye haber verilmeycek cenazeme sizler dahil hiç kimse gelmiycek eger tabuttan,yukardan birinizi görürsem öteki gerçek dünyada benim osmanlı tokadımı yersiniz herkes bulundugu yerden isteyen duasını,isteyen bedduasını yapabilir vb.vb.” demiş,ilginç paylaşmak istedim. Buket Turkay,Adalet hanım vasiyetname 14.temmuz btepe
Yargı dahil her yolu denedik sonuçta bizde mektepli olduk,sınıflayı doldurduk Asrın dünyaca en kahpe,en Beyefendinin rahmetli eşi ve niyetimizdeki hakka kavuşmuş veya hayatta olan kimseler için okunan Kuran-nı kerim ve hatim duası sayacımız bugün itibarı ile 1525 adet olup,sürmektedir.Bir Fatiha’da sizden dileniyoruz,beyefendi “rahmetliyi üzüp incitenler can,ciger yakanlar çoluk,çocuk sülaleleri ile #kök’ten ibretlik hayatımdaki son işimde belalarını bulacak” diyor bu namussuzları,kahpeleri sülaleleri ile naletliyoruz beyefendi boşuna “üzüntü,kanserden bin kat daha tehlikelidir” demiyor beyefendi bu #kaanyılmazer namussuzunun #irfankök itinin #serpilkökyılmazer = #serpilyılmazer sigortasız zevk işçisinin #serapkarabıyık lagım faresinin 110 kiloluk #caner şeyvereninin (evini biliyorsunuz) #meclis üyesinin #fevziye abisinin vb kanlı çarşafını istiyorum bu köpeklerin ısırmasınlar diye dişlerini söküp bütün ekip’e,muharip birliklere oral yaptıracaksınız demiş.Beyefendinin tayin edecegi ve/veya ettigi vakte,vakti o biliyor fakat biz bilmiyoruz “Geri sayım” uyguluyoruz.Dualarınızı dileniyoruz. Allahü teâlâ’dan korkandan her şey korkar. Allah’tan korkmayanı her şeyle korkuturlar. Hadis-i Şerif (ölüm tarlaları ekin bekliyor,artık Genç Cumhuriyetin devlet nizamı ile alay etmek,yok saymak iplememek şaşak geçmek oyun,kapkaç,sahte belge tanzim etmek,banka dolandırmak kanser hastalarını çarpmak “öpüldün” demek iz bırakmadan kaçmak,ölüm tehditleri ile korkutmak,terör estirmek can,ciger yakmak tüm bunları cinayet işleme yöntemi olarak planlamak sonu ölümde olsa yok size adediniz kadar çorum leblebisi yeter) (Sayın #tcbaşkanı hakkınızı helal edin zatıalinizi meşgul ettik hala ediyoz can,ciger yakan insan hayatını yok sayan insan hayatını yargı erkini kendi oyun alanına çeviren asrın amansız çetesinin son çare aklını alacagız bize katil demeyiniz.Arz eder,saygılar sunarım.Buket Turkay,Adalet hanım.Bu ölüm makinası düzenbaz,cambaz çete şu anda profilde) Seçim sonuçlarının ülkemize,birlik ve dirligimize bölünmez bütünlügümüze sürdürülebilir “Türk olmaklıgımıza” ülke insanının refahına size,bize “umudu besleyerek” hayırlar getirmesini diliyoruz “#Siyasiirade bilgi sunumu yapılan https://www.facebook.com/RecepTayyipErdogan/ #cumhurbaşkanı,#tcbaşkan #receptayyiperdogan namussuz,en vicdansız,en şerefsiz cani vicdansız can,ciger yakan insan hayatı ile kanser hastaları ile oynayan bu kahpeligi iş ve geçim kaynagı edinen “sogukkanlı cinayet işleme ustası (bozuk kanlarını ısıtalım dedik)” çetesini vicdansızlıklarının bin kati vicdansızlıkla tuttugumuz yerde imhaya hazırlanıyoz.Bkz.profil kapak resmi,profil resmi vb. #kamuyönetimi,#kamuoyu,#kamuvicdanı duyduk,duymadık demeyin. Buket Turkay,Adalet hanım.Bize katil demeyin. Polis,jandarma kamu yönetimi,kamuoyu,kamu vicdani sizlerden tüm arkadaşlarımızdan,anonim ziyaretçilerimizden yüce Türk milletinden helallik istiyoruz,haklarınızı helal etmenizi diliyoruz. karar:2018/001 ölüm aşagıdaki etiketlenmiş olan “cinayet işleme ustaları” analarının ön bahçesinde,yogurt kasesinde oynar gibi kanser hastalıklarını fırsat bilip insan hayatı ile oynayan “#savcı’da benim,#hakim’de benim,#polis’te benim ne yargısı,ne mahkeme kararı” diyen,çok güçlüyüm “arkamda beni sinkaf edip güç veren koskoca aşiret,meclis üyesi benim gibi bir inbe için #cumhurbaşkanı ile can,ciger konuşacak #fevzi abim var” diyen kanser hastası eşinin vefatından sorumlu oldugu adama,beyefendiye “seni ögle bir yapcamki ölmek isteyeceksin senin için planlarım var seni elimden ölüm kurtaracak” diyen şeref yoksulu düzenbaz namussuzlar vb için çoluk çocuk dahil sülalelerine “seçenek” degil,vicdansızlıklarının bin katı vicdansızlıkla ibretlik yaşayacakları 3 yılda alınmış sonuç kararıdır.. #kamuyönetimi,#kamuoyu,#kamuvicdanı.. #polis,#jandarma,#egm,#receptayyiperdogan beyefendi tarafından bizzat bilgi sunumu yapıldı Google görsellerde bu etiketlere yükleme yapılmıstır TC 21379260482 kimlik nolu ödüllü hötveren (#kaanyılmazer,TC38683695676 kimlik nolu kahpe karısı #serpilyılmazer,TC 31628290764 kimlik nolu lagım faresi ölüme acelesi olan #serapkarabıyık,#süleymanaslan,#mustafagüngör vb.vb) bankaları,iş adamlarını,piyasayı,vergi dairelerini,sigorta şirketlerini kanser hastalarını tokatlayıp,çarpıp iz bırakmadan kaçan ustaca cinayet işleyen karşılıgı hakettikleri ölümü bekleyen cani,vicdansız katiller “Az kaldı” ibretlik geberecek artık kaçış yok.#polis bu katilleri TC kimlik noları ile savcılıklardan sorgula teşekkür ederiz. Buket Turkay,Adalet hanım başlık karar içerir son 21.Mart #tcbaşkanı #receptayyiperdogan (beyefendi tarafından bizzat bilgi sunumu yapıldı) bize katil demeyin,uslubumuzu bagışlayın..#istanbulcumhuriyetbaşsavcılıgı,#bakırköycumhuriyetbaşsavcılıgı,#polis,#jandarma .Beyefendinin rahmetli eşi ve niyetimizdeki hakka kavuşmuş veya hayatta olan kimseler için okunan Kuran-nı kerim ve hatim duası sayacımız bugün itibarı ile 1525 adet olup,sürmektedir.Bir Fatiha'da sizden dileniyoruz,beyefendi "rahmetliyi üzüp incitenler can,ciger yakanlar çoluk,çocuk sülaleleri ile #kök'ten ibretlik hayatımdaki son işimde belalarını bulacak" diyor bu namussuzları,kahpeleri sülaleleri ile naletliyoruz beyefendi boşuna "üzüntü,kanserden bin kat daha tehlikelidir" demiyor beyefendi bu #kaanyılmazer namussuzunun #irfankök itinin #serpilkökyılmazer = #serpilyılmazer sigortasız zevk işçisinin #serapkarabıyık lagım faresinin 110 kiloluk #caner şeyvereninin (evini biliyorsunuz) #meclis üyesinin #fevziye abisinin vb kanlı çarşafını istiyorum bu köpeklerin ısırmasınlar diye dişlerini söküp bütün ekip'e,muharip birliklere oral yaptıracaksınız demiş.Beyefendinin tayin edecegi ve/veya ettigi vakte,vakti o biliyor fakat biz bilmiyoruz "Geri sayım" uyguluyoruz.Dualarınızı dileniyoruz.
#aslan#irfan kök#kaanyilmazer#muammer sezer#mustafa güngör#perihan sezer#süleyman#süleyman aslan#serap karabıyık#serpil yılmazer
0 notes
Text
2018 yılının şubat ayının dördüncü haftasında da (19 – 25 Şubat 2018 tarihleri arasında da); Sony Channel Türkiye’nin haftalık yayın akışını, yine sizler için, Yeni Yeni Şeyler ekibi olarak oluşturmaya çalıştık. Bunun için; kanalın uydu yayın EPG’si, kablolu yayın (TeleDünya/KabloTv) EPG’si, Turkcell Tv+ EPG’si, çok az yayınlanan tv tanıtımları ve geçen haftalardaki yayın akışlarından faydalanıp, haftalık akışı derledik. Kanalın internet sitesi ve sosyal medya hesaplarından da bilgi aldık.
Bu ay için filmleri tanıtan özel bir tanıtım yayınlamadı, ayrıca kanalın ilk tanıtımlarında yer alan filmlerden de geriye sadece; “A Late Quartet”, “The Passion of the Christ” ve “Sex Tape” yayınlanmayı bekleyen filmler olarak kaldılar.
Geçtiğimiz haftalarda da; 16 Ocak 2018 Salı günü “The Mentalist” dizisinin, 17 Ocak 2018 Çarşamba günü “Pretty Little Liars” dizisinin, 18 Ocak 2018 Perşembe günü “Gossip Girl” dizisinin, 5 Şubat 2018 Pazartesi günü ise hem “Rizzoli & Isles” , hem de “Fringe” dizilerinin 5.sezonları yayınlanmaya başlanmıştı. Geçen haftada; “The Mentalist” dizisinin 6.sezonu ile “Arrow” dizisinin 3.sezonunun yayınına başlandı.
The Mentalist – Sony Channel
Pretty Little Liars – Sony Channel
“Arrow” ve “The Flash” dizileri de hafta içi hergün düzenli olarak yayınlanmaya devam ediyor. “Arrow” ilk olarak 1 Ağustos 2017 Salı günü yayınlanan ilk bölümünden sonra kaldırılmış, ardından 11 Aralık 2017 Pazartesi’den itibaren hafta içi hergün düzenli olarak yayınlanmaya başlamıştı. (Bu hafta 3.sezon devam ediyor.) “The Flash” ise; daha önce 3 Ağustos 2017 Perşembe günü ilk bölümüyle ekranlara gelmiş, ancak daha sonra yayından çıkarılmıştı; sonra da 29 Ocak 2018 Pazartesi’den itibaren “The Flash” dizisi haftaiçi hergün sat 21:30’da yayınlanmaya başlandı. (Bu hafta ilk sezon devam ediyor.)
Arrow – Sony Channel
The Flash – Sony Channel
Bu hafta ise; “Pretty Little Liars”, “Gossip Girl” ve “Fringe” dizilerinin 5.sezonları sona eriyor. Bu dizilerden “Pretty Little Liars” 7 sezon olmasına rağmen; ilk sezondan tekrara başlıyorken; 6 sezonluk olan “Gossip Girl” dizisinin ise 6.ve son sezonunun yayınına başlanıyor. 5 sezonluk “Fringe” ise büyük finalinin ardından ilk bölümüyle tekrar başlayacak bir diğer dizi.
Kanalın sosyal medya yoluyla yaptığı açıklamalar doğrultusunda; yeni yılla birlikte, yakın zamanda HD yayına geçmesi bekleniyordu. (HD yayın haberinin gelmesini halen beklemekteyiz.)
25 Ocak 2018 Perşembe günü Kablo Tv’de yapılan kanal sıralamasının ardından, Sony Channel 256.kanaldan 346.kanala taşındı.
Sony Channel – Kablo Tv Frekans
Sony Channel – Tüm Frekanslar
Hafta içinde dizi ve filmlerde bir değişik olursa eklenecektir. Yayın akışında oluşacak değişiklikler ve akıştaki eksiklikler de; öğrendiğimiz anda akışa eklenecektir. Son dakika değişikliklerinden haberdar olmak için; hafta boyunca aktif olacak başlığımızı takipte kalın.
Sony Channel – Frekanslar
Sony Channel 19 – 25 Şubat 2018 – Haftalık Yayın Akışı: [su_tabs] [su_tab title=”Pazartesi”] 19 Şubat 2018 Pazartesi: 07:00 Yabancı Dizi “Flash” (16.Bölüm) 07:45 Yabancı Dizi “Pretty Little Liars” (5.Sezon 24.Bölüm) 08:25 Yabancı Dizi “Rizzoli & Isles” (5.Sezon 11.Bölüm) 09:00 Yerli Dizi “Lale Devri” (55.Bölüm) 10:55 Program “İtalyan İşi” 11:25 Pembe Dizi “Brazil Avenue” (76.Bölüm) 12:00 Yabancı Dizi “Gossip Girl” (5.Sezon 23.Bölüm) 13:00 Yabancı Dizi “Unforgettable” (16.Bölüm) 14:00 Yabancı Dizi “Pretty Little Liars” (5.Sezon 24.Bölüm) (Tekrar) 14:45 Yabancı Dizi “Mentalist” (6.Sezon 3.Bölüm) 15:40 Yabancı Dizi “Person of Interest” (8.Bölüm) 16:30 Yabancı Dizi “Rizzoli & Isles” (5.Sezon 11.Bölüm) (Tekrar) 17:10 Yerli Dizi “Karagül” (45.Bölüm) 19:05 Yabancı Dizi “Arrow” (3.Sezon 4.Bölüm) 19:45 Yabancı Sinema “Tom Yum Goong” (Koruyucu) (2005) 21:35 Yabancı Dizi “Flash” (16.Bölüm) 22:15 Yabancı Dizi “Fringe” (5.Sezon 11.Bölüm) 23:00 Yabancı Dizi “Person of Interest” (Tekrar) 23:45 Yabancı Dizi “The Mentalist” (Tekrar) 00:25 Yabancı Dizi “Arrow” (3.Sezon 4.Bölüm Tekrarı) 01:05 Yabancı Dizi “Unforgettable” (16.Bölüm Tekrarı) 01:45 Yabancı Sinema “Tom Yum Goong” (Koruyucu) (2005) (Tekrar) 03:35 Yabancı Dizi “Gossip Girl” (Tekrar) 04:15 Yabancı Dizi “Fringe” (Tekrar) 05:00 Pembe Dizi “Brazil Avenue” (Tekrar) 05:40 Talk Show “The Dr. Oz Show” 06:40 Program “İtalyan İşi” [/su_tab] [su_tab title=”Salı”] 20 Şubat 2018 Salı: 07:00 Yabancı Dizi “Flash” (17.Bölüm) 07:45 Yabancı Dizi “Pretty Little Liars” (5.Sezon 25.Bölüm) (Sezon Finali) 08:25 Yabancı Dizi “Rizzoli & Isles” (5.Sezon 12.Bölüm) 09:00 Yerli Dizi “Lale Devri” (56.Bölüm) 10:55 Program “İtalyan İşi” 11:25 Pembe Dizi “Brazil Avenue” (77.Bölüm) 12:00 Yabancı Dizi “Gossip Girl” (5.Sezon 24.Bölüm) (Sezon Finali) 13:00 Yabancı Dizi “Unforgettable” (17.Bölüm) 14:00 Yabancı Dizi “Pretty Little Liars” (5.Sezon 25.Bölüm) (Tekrar) 14:45 Yabancı Dizi “Mentalist” (6.Sezon 4.Bölüm) 15:40 Yabancı Dizi “Person of Interest” (9.Bölüm) 16:30 Yabancı Dizi “Rizzoli & Isles” (5.Sezon 2.Bölüm) (Tekrar) 17:10 Yerli Dizi “Karagül” (46.Bölüm) 19:00 Yabancı Dizi “Arrow” (3.Sezon 5.Bölüm) 19:45 Yabancı Sinema “The Hessen Affair” (Hessen Olayı) (2009) 21:30 Yabancı Dizi “Flash” (17.Bölüm) 22:20 Yabancı Dizi “Fringe” (5.Sezon 12.Bölüm) 23:15 Yabancı Dizi “Person of Interest” (Tekrar) 23:55 Yabancı Dizi “The Mentalist” (Tekrar) 00:35 Yabancı Dizi “Arrow” (3.Sezon 5.Bölüm Tekrarı) 01:15 Yabancı Dizi “Unforgettable” (17.Bölüm Tekrarı) 01:55 Yabancı Sinema “The Hessen Affair” (Hessen Olayı) (2009) (Tekrar) 03:30 Yabancı Dizi “Gossip Girl” (Tekrar) 04:10 Yabancı Dizi “Fringe” (Tekrar) 04:50 Pembe Dizi “Brazil Avenue” (Tekrar) 05:30 Talk Show “The Dr. Oz Show” 06:40 Program “İtalyan İşi” [/su_tab] [su_tab title=”Çarşamba”] 21 Şubat 2018 Çarşamba: 07:00 Yabancı Dizi “Flash” (18.Bölüm) 07:45 Yabancı Dizi “Pretty Little Liars” (1.Bölüm) 08:25 Yabancı Dizi “Rizzoli & Isles” (5.Sezon 13.Bölüm) 09:00 Yerli Dizi “Lale Devri” (57.Bölüm) 10:55 Program “İtalyan İşi” 11:25 Pembe Dizi “Brazil Avenue” (78.Bölüm) 12:00 Yabancı Dizi “Gossip Girl” (6.Sezon 1.Bölüm) 13:00 Yabancı Dizi “Unforgettable” (18.Bölüm) 14:00 Yabancı Dizi “Pretty Little Liars” (1.Bölüm) (Tekrar) 14:45 Yabancı Dizi “Mentalist” (6.Sezon 5.Bölüm) 15:40 Yabancı Dizi “Person of Interest” (1.Sezon 10.Bölüm) 16:30 Yabancı Dizi “Rizzoli & Isles” (5.Sezon 13.Bölüm) (Tekrar) 17:10 Yerli Dizi “Karagül” (47.Bölüm) 19:00 Yabancı Dizi “Arrow” (3.Sezon 6.Bölüm) 19:45 Yabancı Sinema “The Iceman” (Katil) (2012) 21:30 Yabancı Dizi “Flash” (18.Bölüm) 22:20 Yabancı Dizi “Fringe” (5.Sezon 13.Bölüm) (Final) 23:15 Yabancı Dizi “Person of Interest” (Tekrar) 23:55 Yabancı Dizi “The Mentalist” (Tekrar) 00:35 Yabancı Dizi “Arrow” (3.Sezon 6.Bölüm Tekrarı) 01:15 Yabancı Dizi “Unforgettable” (18.Bölüm Tekrarı) 01:55 Yabancı Sinema“The Iceman” (Katil) (2012) (Tekrar) 03:30 Yabancı Dizi “Gossip Girl” (Tekrar) 04:10 Yabancı Dizi “Fringe” (Tekrar) 04:50 Pembe Dizi “Brazil Avenue” (Tekrar) 05:30 Talk Show “The Dr. Oz Show” 06:40 Program “İtalyan İşi” [/su_tab] [su_tab title=”Perşembe”] 22 Şubat 2018 Perşembe: 07:00 Yabancı Dizi “Flash” (19.Bölüm) 07:45 Yabancı Dizi “Pretty Little Liars” (2.Bölüm) 08:25 Yabancı Dizi “Rizzoli & Isles” (5.Sezon 14.Bölüm) 09:00 Yerli Dizi “Lale Devri” (58.Bölüm) 10:55 Program “İtalyan İşi” 11:25 Pembe Dizi “Brazil Avenue” (79.Bölüm) 12:00 Yabancı Dizi “Gossip Girl” (6.Sezon 2.Bölüm) 13:00 Yabancı Dizi “Unforgettable” (19.Bölüm) 14:00 Yabancı Dizi “Pretty Little Liars” (2.Bölüm) (Tekrar) 14:45 Yabancı Dizi “Mentalist” (6.Sezon 6.Bölüm) 15:40 Yabancı Dizi “Person of Interest” (1.Sezon 11.Bölüm) 16:30 Yabancı Dizi “Rizzoli & Isles” (5.Sezon 14.Bölüm) (Tekrar) 17:10 Yerli Dizi “Karagül” (48.Bölüm) 19:00 Yabancı Dizi “Arrow” (3.Sezon 7.Bölüm) 19:45 Yabancı Sinema “Flight of the Storks” (Leyleklerin Uçuşu) (2012) 21:30 Yabancı Dizi “Flash” (19.Bölüm) 22:20 Yabancı Dizi “Fringe” (1.Bölüm) 23:15 Yabancı Dizi “Person of Interest” (Tekrar) 23:55 Yabancı Dizi “The Mentalist” (Tekrar) 00:35 Yabancı Dizi “Arrow” (3.Sezon 7.Bölüm Tekrarı) 01:15 Yabancı Dizi “Unforgettable” (19.Bölüm Tekrarı) 01:55 Yabancı Sinema “Flight of the Storks” (Leyleklerin Uçuşu) (2012) (Tekrar) 03:30 Yabancı Dizi “Gossip Girl” (Tekrar) 04:10 Yabancı Dizi “Fringe” (Tekrar) 04:50 Pembe Dizi “Brazil Avenue” (Tekrar) 05:30 Talk Show “The Dr. Oz Show” 06:40 Program “İtalyan İşi” [/su_tab] [su_tab title=”Cuma”] 23 Şubat 2018 Cuma: 07:00 Yabancı Dizi “Flash” (20.Bölüm) 07:45 Yabancı Dizi “Pretty Little Liars” (3.Bölüm) 08:25 Yabancı Dizi “Rizzoli & Isles” (5.Sezon 15.Bölüm) 09:00 Yerli Dizi “Lale Devri” (59.Bölüm) 10:55 Program “İtalyan İşi” 11:25 Pembe Dizi “Brazil Avenue” (80.Bölüm) 12:00 Yabancı Dizi “Gossip Girl” (6.Sezon 3.Bölüm) 13:00 Yabancı Dizi “Unforgettable” (20 .Bölüm) 14:00 Yabancı Dizi “Pretty Little Liars” (3.Bölüm) (Tekrar) 14:45 Yabancı Dizi “Mentalist” (6.Sezon 7.Bölüm) 15:40 Yabancı Dizi “Person of Interest” (1.Sezon 12.Bölüm) 16:30 Yabancı Dizi “Rizzoli & Isles” (5.Sezon 15.Bölüm) (Tekrar) 17:10 Yerli Dizi “Karagül” (49.Bölüm) 19:00 Yabancı Dizi “Arrow” (3.Sezon 8.Bölüm) 19:45 Yabancı Sinema “Ocean’s Twelve” (Ocean’s 12) (2004) 21:30 Yabancı Dizi “Flash” (15.Bölüm) 22:20 Yabancı Dizi “Fringe” (2.Bölüm) 23:15 Yabancı Dizi “Person of Interest” (Tekrar) 23:55 Yabancı Dizi “The Mentalist” (Tekrar) 00:35 Yabancı Dizi “Arrow” (3.Sezon 8.Bölüm Tekrarı) 01:15 Yabancı Dizi “Unforgettable” (20 .Bölüm Tekrarı) 01:55 Yabancı Sinema “Ocean’s Twelve” (Ocean’s 12) (2004) (Tekrar) 03:40 Yabancı Dizi “Gossip Girl” (Tekrar) 04:20 Yabancı Dizi “Fringe” (Tekrar) 05:00 Pembe Dizi “Brazil Avenue” (Tekrar) 05:40 Talk Show “The Dr. Oz Show” 06:45 Program “İtalyan İşi” [/su_tab] [su_tab title=”Cumartesi”] 24 Şubat 2018 Cumartesi: 07:35 Yabancı Dizi “Damages” (2.Sezon 13.Bölüm) 08:20 Yabancı Dizi “The Blacklist” (2.Sezon 7.Bölüm) 09:02 Yabancı Dizi “Powers” (2.Sezon 10.Bölüm) 09:45 Yabancı Dizi “Justified” (3.Bölüm) 10:30 Yabancı Dizi “Art of More” (4.Bölüm) 11:10 Yabancı Dizi “Unforgettable” (16. Bölüm Tekrarı) 11:55 Yabancı Dizi “Unforgettable” (17.Bölüm Tekrarı) 12:35 Yabancı Dizi “Unforgettable” (18.Bölüm Tekrarı) 13:20 Yabancı Dizi “Unforgettable” (19.Bölüm Tekrarı) 14:00 Yabancı Dizi “Unforgettable” (20.Bölüm Tekrarı) 14:45 Yabancı Dizi “Damages” (Tekrar) (2.Sezon 13.Bölüm) 15:30 Yabancı Dizi “The Blacklist” (Tekrar) (2.Sezon 7.Bölüm) 16:15 Yabancı Dizi “Powers” (Tekrar) (2.Sezon 10.Bölüm) 16:55 Yabancı Dizi “Justified” (Tekrar) (3.Bölüm) 17:40 Yabancı Dizi “Art of More” (Tekrar) (4.Bölüm) 18:15 Yabancı Dizi “Damages” (Tekrar) (2.Sezon 13.Bölüm) 19:00 Yabancı Dizi “Outsiders” (8.Bölüm) 19:45 Yabancı Sinema 21:40 Yabancı Sinema 00:05 Yabancı Dizi “Helix” (2.Sezon 8.Bölüm) 00:45 Yabancı Dizi “Outsiders” (8.Bölüm) 01:25 Yabancı Dizi “The Blacklist” (Tekrar) 02:10 Yabancı Dizi “Powers” (Tekrar) 02:50 Yabancı Sinema (Tekrar) 04:35 Yabancı Sinema (Tekrar) 06:50 Yabancı Dizi “Justified” (Tekrar) [/su_tab] [su_tab title=”Pazar”] 25 Şubat 2018 Pazar: 07:30 Talk Show “The Dr. Oz Show” 09:40 Yabancı Sinema 11:35 Yabancı Sinema 13:00 Yabancı Sinema 14:35 Yabancı Sinema (Tekrar) 16:45 Yabancı Sinema (Tekrar) 18:05 Yabancı Sinema (Tekrar) 19:45 Yabancı Sinema 21:30 Yabancı Sinema 23:40 Yabancı Sinema 01:45 Yabancı Sinema (Tekrar) 03:20 Yabancı Sinema (Tekrar) 05:20 Talk Show “The Dr. Oz Show” 06:05 Yabancı Sinema [/su_tab] [/su_tabs] Sony Channel’ı izleyebileceğiniz platformlar: Planet Pembe kanalının frekansları olan; Türksat Uydusu 11558 V 30000 frekansı 2/3, D-Smart 52. kanal, Kablo TV 346. kanal, Tivibu 63. kanal, Filbox 40. kanal, Turkcell TV+ 40.kanal ve Digitürk 51.kanaldan izleyebilirsiniz.
Sony Channel – 19 – 25 Şubat 2018 – Haftalık Yayın Akışı 2018 yılının şubat ayının dördüncü haftasında da (19 – 25 Şubat 2018 tarihleri arasında da); Sony Channel Türkiye’nin haftalık yayın akışını, yine sizler için,
#HayatıYakala#19 Şubat 2018#19 Şubat 2018 Pazartesi#19 Şubat 2018 Sony Channel Yayın Ak��şı#19 Şubat 2018 Yayın Akışı#20 Şubat 2018#20 Şubat 2018 Salı#20 Şubat 2018 Sony Channel Yayın Akışı#20 Şubat 2018 Yayın Akışı#21 Şubat 2018#21 Şubat 2018 Çarşamba#21 Şubat 2018 Sony Channel Yayın Akışı#21 Şubat 2018 Yayın Akışı#22 Şubat 2018#22 Şubat 2018 Perşembe#22 Şubat 2018 Sony Channel Yayın Akışı#22 Şubat 2018 Yayın Akışı#23 Şubat 2018#23 Şubat 2018 Cuma#23 Şubat 2018 Sony Channel Yayın Akışı#23 Şubat 2018 Yayın Akışı#24 Şubat 2017 Cumartesi#24 Şubat 2018#24 Şubat 2018 Sony Channel Yayın Akışı#24 Şubat 2018 Yayın Akışı#25 Şubat 2017 Pazar#25 Şubat 2018#25 Şubat 2018 Sony Channel Yayın Akışı#25 Şubat 2018 Yayın Akışı#A Late Quartet
0 notes
Photo
#Repost @ozanonen ・・・ Bu fotoğrafı 3 yıl önce, #BozburunYatKulübü’nde çektim. Yat Kulübü, #Bozburun’un simgesi: Bir yuva, bir dostlar kulübü, bir huzur makamı. Ayrıca, Dirvana ailesinin Bozburun’daki evi: Bozburun’daki komşularım, arkadaşlarım 'Dirvana'lar: Dürüst, düzgün, sıcacık, ilerici bir aile... Fotoğraftaki arkadaşımın ismiyse #Django. “Tanem'in, Edhem'in ve Zeynep Anne'nin köpeğiydi” demek istemiyorum; bundan fazlasıydı o: “Biz onun insanlarıydık” demek daha doğru olur. Yat Kulübü’nün Pamuk ve Don Giovanni ile birlikte üç güzel canından biri de oydu. “Miço köpek”lerden biriydi; tekneden tekneye atlar, iskeleden uçar, nev-i şahsına münhasır karakteriyle, herkesin sevgisini kazanırdı. Sert görünümüne bakmayın: Şefkate şefkatle karşılık veren o çok zeki, hisli, korumacı mizaca sahip sayısız candan biri de oydu. Dirvana ailesinin 2 aylık yeni üyesi, bebek Süleyman'la da olduğu gibi; özellikle de çocuklarla arası iyiydi. Birkaç gün önce Django ve Pamuk, Bozburun’da, kimliği bilinen bir cani tarafından, güçlü bir kimyasalla katledildi. Şahıs, bunu yapacağını ilan etmişti zaten; bu cinayetleri planlı işledi. Sonra? Küfür ede ede, cinsel organını teşhir edip tehditler savurarak, Edhem Dirvana’nın üstüne ateş açtı. (Video kaydı mevcut.) Ateş açtığı anda Edhem şans eseri yaralanmadığı ve ölmediği için, “öldürmeye teşebbüs”ten değil de “yaralamaya teşebbüs”ten yargılanacakmış kendisi. Ayrıca, 2 can aldı ama köpekler, TCK’da CAN değil de MAL olarak kabul edildiğinden, katil, idari para cezası alacak sadece. Düşünebiliyor musunuz? Haneye tecavüz, hedef alarak ateşli silah kullanma, zehirli kimyasal bulundurma, planlı ve seri hayvan cinayeti, bir insanı öldürmeye tam teşebbüs, tehdit, hakaret, yani ne ararsanız var yaptığı fakat psikopat, elini kolunu sallayarak dolaşıyor hâlâ. Korkunç. Bu olay, dilerim ki, Hayvanları Koruma Yasası’nın değişmesine vesile olur ve sokak hayvanlarından sahipli hayvanlara değin, katledilen tüm canlıların katilleri “cinayet”le yargılanırlar. Hayvanlar MAL değil, 'CAN'dır çünkü. Destek olalım, bu acıyı paylaşalım ve mevcut yasayı Taş Devri yasası hâlinden artık çıkaralım: Change.org/DjangoBozburun (Istanbul, Turkey)
0 notes
Text
Katiller Devri - http://webdeseyret.com/katiller-devri/ <p>Katiller Devri 2010 yapımı aksiyon filmidir. Olaşılamaz olan seri katil Drizzle, kendisini mütevazi bir dükkan sahibi olarak gizler. Bir Buddhist manastırı kalıntıları için taşımacılık yapmaktadır. Efsaneye göre manastır kalıntılarının bilinmeyen güçleri vardır. Bunların Karanlık Taş çetesinin eline geçmemesinden emin olmak için katilimiz bunları epey derinlere saklar. Zeng Jing ismini alarak Ah Sheng ile evlenir ve beraber huzurlu bir yaşam sürmeyi planlarlar ancak Karanlık Taş çetesi kalıntıların peşine düşer, Zeng’in geçmişiyle ilgili gerçek ortaya çıkmaya başlar. Zeng kendisi gibi kocasının da karanlık sırları olduğunu anlar. Sitemizden 1080p ve 720p seçenekleriyle Katiller Devri hd izleyebilirsiniz. Sitemizdeki tüm Katiller Devri izleyicilerine iyi seyirler dileriz.Katiller Devri filmi 2010 Öncesi yılında yayına girmiş ve bir çok <b>film sever tarafından</b> beğeni ile izlenmiştir. Dünya sinema severleri tarafından İMDB puanı 6.9 olarak belirlenmiş ve kadrosunda ung Woosung , Michelle Yeoh , Barbie Hsu , Shawn Yue , Kelly Lin oyuncuları bulunmaktadır. Yönetmen koltuğunda Chao-bin Su otururken filmin türü ise 1080p Filmler, 2010 Filmleri, Aksiyon Filmleri, Türkçe Dublaj Filmler, Yabancı Filmler şeklinde değerlendirilmiştir<!--more--><!--baslik:Fragman--><span class="object-wrapper"><iframe src="http://www.youtube.com/embed/DNfXeJzdP7Q" height="410" width="710" allowfullscreen="" frameborder="0"></iframe></span><!--nextpage--><!--baslik:1080p Part 1--><span class="object-wrapper"><iframe src="http://api.video.mail.ru/videos/embed/mail/bicaps/15/3872.html" height="410" width="710" allowfullscreen="" frameborder="0"></iframe></span><!--nextpage--><!--baslik:1080p Part 2--><span class="object-wrapper"><iframe src="http://api.video.mail.ru/videos/embed/mail/bicaps/15/3874.html" height="410" width="710" allowfullscreen="" frameborder="0"></iframe></span><!--nextpage--><!--baslik:1080p Part 3--><span class="object-wrapper"><iframe src="http://api.video.mail.ru/videos/embed/mail/bicaps/15/3875.html" height="410" width="710" allowfullscreen="" frameborder="0"></iframe></span><!--nextpage--><!--baslik:1080p Part 4--><span class="object-wrapper"><iframe src="http://api.video.mail.ru/videos/embed/mail/bicaps/15/3876.html" height="410" width="710" allowfullscreen="" frameborder="0"></iframe></span><!--nextpage--><!--baslik:1080p Part 5--><span class="object-wrapper"><iframe src="http://api.video.mail.ru/videos/embed/mail/bicaps/15/3877.html" height="410" width="710" allowfullscreen="" frameborder="0"></iframe></span><!--nextpage--><!--baslik:Vk Part 1--><span class="object-wrapper"><iframe src="http://vk.com/video_ext.php?oid=245417293&id=167833747&hash=fd63cb15b745a46e&hd=3" width="710" height="410" frameborder="0"></iframe></span><!--nextpage--><!--baslik:Vk Part 2--><span class="object-wrapper"><iframe src="http://vk.com/video_ext.php?oid=245417293&id=167833755&hash=396db702412c2cd1&hd=3" width="710" height="410" frameborder="0"></iframe></span></p>
New Post has been published on http://webdeseyret.com/katiller-devri/
Katiller Devri
Katiller Devri 2010 yapımı aksiyon filmidir. Olaşılamaz olan seri katil Drizzle, kendisini mütevazi bir dükkan sahibi olarak gizler. Bir Buddhist manastırı kalıntıları için taşımacılık yapmaktadır. Efsaneye göre manastır kalıntılarının bilinmeyen güçleri vardır. Bunların Karanlık Taş çetesinin eline geçmemesinden emin olmak için katilimiz bunları epey derinlere saklar. Zeng Jing ismini alarak Ah Sheng ile evlenir ve beraber huzurlu bir yaşam sürmeyi planlarlar ancak Karanlık Taş çetesi kalıntıların peşine düşer, Zeng’in geçmişiyle ilgili gerçek ortaya çıkmaya başlar. Zeng kendisi gibi kocasının da karanlık sırları olduğunu anlar. Sitemizden 1080p ve 720p seçenekleriyle Katiller Devri hd izleyebilirsiniz. Sitemizdeki tüm Katiller Devri izleyicilerine iyi seyirler dileriz.Katiller Devri filmi 2010 Öncesi yılında yayına girmiş ve bir çok film sever tarafından beğeni ile izlenmiştir. Dünya sinema severleri tarafından İMDB puanı 6.9 olarak belirlenmiş ve kadrosunda ung Woosung , Michelle Yeoh , Barbie Hsu , Shawn Yue , Kelly Lin oyuncuları bulunmaktadır. Yönetmen koltuğunda Chao-bin Su otururken filmin türü ise 1080p Filmler, 2010 Filmleri, Aksiyon Filmleri, Türkçe Dublaj Filmler, Yabancı Filmler şeklinde değerlendirilmiştir
#2010 Çin yılı filmleri#Jianyu | 1080p — 720p HD filmi izle#Jianyu | 1080p — 720p HD izle#Katiller Devri#Aksiyon#Asya Filimleri#Dublajlı#En iyi Filmler#Sizin İçin Seçtiklerimiz#Yabancı
0 notes