#Kars kar festivali
Explore tagged Tumblr posts
gezibiletim · 11 months ago
Text
2024'te Türkiye'de Kış Tatili Yapılacak En İyi 5 Şehir!
Keşfedilmeyi bekleyen 2024 kış tatili destinasyonlarını öğrenin! Erzurum’un karlı zirvelerinden Kayseri’nin tarihi sokaklarına, Bursa’nın Uludağ’ından Kars’ın kar festivaline ve Kapadokya’nın eşsiz atmosferine kadar Türkiye’deki en iyi kış şehirlerini keşfedin. Kış ayları geldiğinde, Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde buzlu güzellikleri ve tarihi zenginlikleri keşfetmek, unutulmaz bir tatil…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
cemrelinko · 18 days ago
Text
Mesele sadece Noel meselesi mi?
Yılın bu zamanını pek severim. Hep severdim. Hatta bir seferinde yine geleneksel Aralık alışverişi sırasında Emek “Sen geçmiş hayatında Vatikan’da Noel hazırlıklarını organize eden bir azize olmalısın” demişti. Benim de kendime “Acaba Katolik özentisi miyim?” diye sorduğum çok oldu. Sonra aklıma Nuri Bilge Ceylan’ın Kış Uykusu filmindeki o meşhur replik geldi. Hani Haluk Bilginer’in söylediği: “Yani bu insanın kendine bir dünya yaratabilme, kendini oyalayabilme yeteneği ile ilgili bir şey.”
Tumblr media
Kış tüm toplumlar için her zaman zordu. Gün ışığından fakir, ısınmak ve beslenmek için daha çok efor sarfedilen günler, karanlık ve uzun geceler. İnsanların kışın kutlanan özel günleri bu vakti geçirebilmek, anlamlı bir şekilde değerlendirebilmek ve böylece göz açıp kapayıncaya kadar bahara kavuşabilmek için ürettiğine inanıyorum. Bunu çok insani buluyorum.
Hatırlar mısınız? Geçtiğimiz yıl Nardugan Bayramı gündem olmuştu. Bu dönemde dünya noel havasına girince toplumun bir kısmı bunun Türk ve İslam adetlerine uygun olmadığını, bir kısım da aksine bu geleneklerin Türk topluluklarında doğduğunu iddia etmişti.
Tumblr media
Ayaz Ata ve Kar Kızı
Türkolog Murad Adji ve sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, İslamiyet öncesi Türkler'in her yıl 21 Aralık'ta bir kış gündönümü bayramı olarak Nardugan’ı kutladığını ve bu bayramın Hristiyanlıktaki Noel yortusunun atası olduğunu öne sürmüştü.
Aktarılana göre Ayaz Ata isimli figür, Türk ve Orta Asya mitolojilerinde soğuk tanrısı. Ayaz Ata göğün altı deliğinden soğuk hava üfler ve böylece kış gelir. Kimi kültürlerde kışın soğukta ortaya çıkan ve kimsesizlere yardım eden bir evliyadır. Bir tür Noel Baba gibi düşünülebilir. Kazaklarda ise ilk karın yağması ile kutlanan Soğumbası isimli bir eğlence var. Azericedeki Şahta Ata sözcüğü de yine Ayaz Ata anlamına geliyor.
Buna karşın kimi Türkologlar İslamiyet öncesi Türklerin böyle bir bayram kutladığını gösteren bir belge olmadığını, Nardugan’ın Hıristiyanlıktan etkilenmiş Türk kökenli topluluklar tarafından kutlandığını iddia etmiş. Hala bazı Türk toplulukları Nardugan kutlanmaya devam ediyor. Bodrum’un Gündoğan beldesinde de 2010’dan beri Nardugan kutlaması yapılıyor. 21 Aralık gecesi ateş yakılıyor, Ege türküleri eşliğinde yöresel oyunlar oynanıyor.
Tumblr media
Kolombiya'da Mum Günü
Sadece Türklerde ya da Avrupa’da değil, birçok başka yerde de kışın kutlanan bayramlar var. Örneğin Kolombiya’daki Mum Günü. Her yıl 7 Aralık’ta pencerelerde, balkonlarda, kaldırımlarda, insanların görebilecekleri her yerde mumlar yakılıyor. Yakılan her bir mum için dilek tutuluyor ya da şükrediliyor. "Natillas" adı verilen bir muhallebi ve yine bölgeye özgü bir sıcak çikolata tüketiliyor.
Tumblr media
Natillas
Porto Riko’da "Parranda" adı verilen kış partileri var. Parranda “çılgınlık” demek. Kalabalık bir grup olabildiğince sessiz bir şekilde bir evin önünde toplanıp, coşkulu bir müzikle ev halkını uyandırıyor. Ev sahibinin ikramda bulunması ve partiyi sonraki eve taşımak için gruba katılması bir gelenek. İkramlar arasında Arroz con Dulce adı verilen yöreye özgü bir tür sütlaç ve coquito var. Bu geleneğin aile ve arkadaşlık bağlarını güçlendirdiğine inanıyorlar.
Tumblr media
Arroz con Dulce
Ekvador'da yeni yıl arifesinde, eski yılın yakılması anlamına gelen "Quemar el Año Viejo" isimli bir gelenek var. Yakılan şey geçmiş yılın başarısızlığını temsil eden bir kukla veya sevilmeyen bir siyasi figür olabilir. Başarısızlıklarla ilgili yazılan bir not kuklaya iliştiriliyor ve sonra ateşe veriliyor. Bu gelenek ile önceki yılın pişmanlıklarını ve hayal kırıklıklarını yok ettiklerini düşünüyorlar.
Tumblr media
Ekvator'da Quemar el Año Viejo geleneği
Rusya'da yeni yılda iki farklı kutlama var. Biri Gregoryen takvimine göre 31 Aralık’ta büyük partiler ve havai fişek gösterileri ile kutlanan "Yeni Yıl". Diğeri de Gregoryen takvim benimsenmeden önce kullanılan Jülyen takvim 13 gün geride kaldığından, 14 Ocak'ta kutlanan “Eski Yeni Yıl”. Genellikle aileleriyle geçiriyorlar. Bugün aynı zamanda Ded Moroz'un (Ayaz Ata) hediyeleri dağıtmak için torunu Snegurochka (Kar Kızı) ile birlikte çocukları ziyaret ettiği gün. Süslenen ağaçlara Noel ağacı yerine Novogodnaya Yolka diyorlar.
Çin’de kışın birden fazla bayram kutlanıyor. İlki, Çin takviminde 12. ayının 8. günü kutlanan Laba Festivali. “La” 12. ayın adı ve “ba” sekiz anlamına geliyor. Laba Festivali sırasında insanlar -bizim aşuremize benzer- pirinç, fasulye, fıstık, kuru meyve, lotus çekirdeği gibi malzemelerden oluşan Laba lapası yiyor.
Tumblr media
Çin'de Laba lapası festivali
Yine Çin takvimine göre 12. ayın 23. günü Küçük Yeni Yıl’ın başlangıcı. İnsanlar evlerini temizlemeye ve yeni yıl alışverişi yapmaya başlıyor. Kış sonu ise Çin Yeni yılının başlangıcı, Bahar festivali olarak da geçiyor. Çünkü aynı zamanda baharın başlangıcı. Küçük Yeni Yıl ile Çin Yeni Yılı arasında farklı tanrılara tapılsa da ana temalar aynı: geçmişe veda, yeni yılı karşılama, tanrılara ve atalara tapınma, sağlık ve bereket dileme.
Japonya’da yılbaşı gecesi yılın en büyük kış kutlaması. Japonlar parti ve büyük geçit törenleri yerine, genellikle evde yemek pişiriyor, pirinç keki yapıyor, evi temizliyor ve aileleriyle oyunlar oynuyor.
Tumblr media
Toshikoshi Soba
Tumblr media
Osechi
Yapılan yemekler arasında yeni yıl için iyi şans getirdiğine inanılan “toshikoshi soba” isimli bir erişte, ayrıca deniz ürünleri, jambon, yumurta, sebzeler, siyah fasulye gibi ürünlerin azar azar bulunduğu bir yiyecek kutusu olan “osechi” yer alıyor. Tüm malzemelerin iyi şans, iyi sağlık ve uzun ömür getirme gibi özel anlamları var. Gece yarısı Budist tapınaklarında, yeni yılda daha huzurlu bir zihne kavuşabilmek adına, 108 dünyevi arzudan kurtulmak için 108 kez çan çalınıyor.
Tumblr media
Budist tapınağında 108 kez çan çalan rahip - Joya no Kane geleneği
Avrupa’dan pek bahsetmedim. Az çok o taraflara hakimiz. So sorry Jesus. Sonuç olarak insanlığın büyük kısmı geçmişte yaptığı hataları unutmak, kendilerini affetmek, yeni yılı yeni bir başlangıç olarak kabul etmek, elindeki nimetlere şükretmek, sağlık, bereket ve huzur dilemek, kolay bir kış geçirmek, verimli bir bahara erişmek, aileleriyle ve arkadaşlarıyla bağlarını güçlendirmek, yani anlamlı bir şeyler yapmak istemiş.
Ben de her yıl yaptığım gibi zencefilli kurabiye için gereken malzemeleri aldım. Akşamları sıcak çikolata yapıp içine marşmelov atıyorum. Nar likörü serin ve karanlık bir dolapta bekliyor. Ara ara çalkalıyorum. Evdeki kar kürelerine, yanıp sönen ışıklara, parlak kırmızı paketlerindeki çikolatalara gidip gelip bakıyorum, içim açılıyor. Sıcak şarap için portakal ve ayva buz dolabında. Bazı akşamlar orgun başına gidip Jingle Bells çalıyorum. Zaten bir tek onu çalmayı biliyorum.
Kış benim için yazdan önce çekilmesi gereken bir cefaydı. Artık anlıyorum ve tadını çıkarıyorum. Sonuçta ben zor bir dönemi atlatırken, yaşama karşı heyecanını taze tutmak isteyen sıradan insanlardan biriyim. Kendimi oyalayabilme yeteneğim ile gurur duyuyorum.  
Tumblr media
Yine Kış uykusundaki replikten devam etmek isterim:
“Sıkılmak ne demekmiş? Sıkılmak için hiç vaktim olmadı benim. Ayrıca sıkılmak denen duygunun son derece lüks olduğunu düşünüyorum. Sen sıkılıyorsun çünkü hiçbir şey yapmadan öyle süzülüp duruyorsun güzelim.”
Sıkılma güzelim güzel şarkılar var. Portakal, tarçın, zencefil, karanfil kokuları var. Yağmur yağarsa şemsiye var. Poyraz çıkarsa güneyde oturacak yer var. Gülecek epeyce malzeme var. İçecek sıcak bir şeyler de var. Üstelik belki de birinin sana küçük bir hediyesi var.
19.12.24 Kaynakça Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt, 2011 İslamiyet Öncesi Türk Gelenekleri, Nardugan Bayramı Örneği, Hakan Aryol, 2022 Prof. Dr. Abdulhaluk Mehmet Çay: Nardugan Bayramı ve Yılbaşı kutlamalarının tarihi kaynaklarda yeri yok, 2019 Colombia’s Day of the Little Candles Tradition, Adam McConnaughhay, 2024 Holiday Traditions in Puerto Rico Latin American New Year Tradition: Burning the Año Viejo Doll for Positive Energy, Alejandra Espinosa, 2022 New Year’s Traditions in Russia, 2014 Chinese New Year Celebrations and Activities Essential Guide to New Year Traditions in Japan, Julia LiMarzi, 2018
4 notes · View notes
pazaryerigundem · 10 days ago
Text
İstanbul Bakırköy'de yeni yıl doyasıya yaşanacak
https://pazaryerigundem.com/haber/197826/istanbul-bakirkoyde-yeni-yil-doyasiya-yasanacak/
İstanbul Bakırköy'de yeni yıl doyasıya yaşanacak
Tumblr media
İstanbul Bakırköy Belediyesi’nin düzenlediği ‘Kış Festivali’ ile 2025 heyecan ve mutluluk ile karşılanacak. 31 Aralık gecesine kadar sürecek olan etkinliklerde vatandaşlar kortej, yılbaşı bandosu ve stantların olduğu birçok etkinlikle yeni yıla doyasıya eğlenerek girecek.
İSTANBUL (İGFA) – Yeni yılın yeni umutlarla karşılanmasına az bir zaman kala Bakırköy Belediyesi ‘Kış Festivali’ düzenliyor. İlçenin en işlek yerlerinden biri olan General Şükrü Kanatlı Caddesi’nde gerçekleştirilecek bir dizi etkinlik ile vatandaşlar aynı coşkuyu paylaşacak. 28 Aralık Cumartesi günü minikler için hazırlanan balon modelleme etkinliğinin yanı sıra vatandaşları çeşitli etkinlikler karşılayacak. 29 Aralık Pazar günü PitPat Yılbaşı Korteji ile yaşanacak eğlence dolu anlar, 30 Aralık Pazartesi günü Niks Kar Korteji ile devam edecek. Rengarenk bir alanda yeni yılın heyecanla karşılayacağı 31 Aralık Salı günü ise vatandaşlara PitPat Yılbaşı Bandosu eşlik edecek.
2025 KONSEPTLİ STANTLARDA SATILANLAR HERKESE UĞUR GETİRECEK
Bakırköy Belediyesi’nin General Şükrü Kanatlı Caddesi’nde kurduğu ‘Yılbaşı Panayırı’ da yoğun ilgi görmeye devam ediyor. Yılbaşı konseptli el emeği ürünlerin satıldığı panayırda yüzlerce insan sevdiklerine hediyelik eşya alarak mutluluğu paylaşmaya devam ediyor. Bakırköy Belediyesi Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu’nun ziyaret ettiği stantlarda kadınların el emeği ürünleri de satılıyor.
Tumblr media
0 notes
rayhaber · 14 days ago
Text
Antalya Yılbaşı Festivali, Dolu Dolu Geçiyor
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Cam Piramit’te başlattığı Yılbaşı Festivali, dolu dolu geçiyor. Yılbaşı Festivali, yapay kar yağışı, workshoplar, DJ performansları, Büyükşehir Belediye Bandosu ve Kent Orkestrası’nın canlı performanslarıyla renkli görüntülere sahne oluyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından bu yıl Cam Piramit Fuar ve Kongre…
0 notes
cengish05 · 14 days ago
Text
Antalya’da festivale yoğun ilgi
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Cam Piramit’te başlattığı Yılbaşı Festivali, dolu dolu geçiyor. Festival, yapay kar yağışı, workshoplar, DJ performansları, Büyükşehir Belediye Bandosu ve Kent Orkestrası’nın canlı performanslarıyla renkli görüntülere sahne oluyor. Süslenen Cam Piramit, her gün farklı etkinlikler ve canlı performansalar ile ziyaretçilere yeni yıl heyecanı yaşatıyor. Antalya…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
tripuck · 9 months ago
Link
0 notes
kurtlukiraz · 1 year ago
Link
2018 yılında gösterime giren ve başrolde Hazar Ergüçlü'nün yerleşmiş olduğu Kar ile çıkış meydana gelir buyruga Erdoğdu'nun bu sefer kara ak çekmiş olduğu ikinci film Beni Sevenler Sıralaması'nin kadrosunda Halil Babür, Düş Köseoğlu, Ahmet Rıfat ŞungarSermet Yeşil, Sinan Arslan, Nazlı BulumAykut Akdere, Cem Uslu, Süreyya Güzel şekilli reklamların yanında ayrıca Şeref Meşhur ve Can Evrenol sinema şekilliciler da yer ediniyor. Hazar Ergüçlü'nün Tanay Abbasoğlu ile beraberliğini yapımcılığını üstlendiği, Antalya Film Forum Uzun Metraj Tasarı Work in Progress Platformu Ödülü'nü kazanan film, 40. İstanbul Film Festivali Ulusal Yarışma kapsamında seyirciyle buluşması planlanıyor.
0 notes
gundemburadadedim · 1 year ago
Link
2018 yılında gösterime giren ve başrolde Hazar Ergüçlü'nün yerleşmiş olduğu Kar ile çıkış meydana gelir buyruga Erdoğdu'nun bu sefer kara ak çekmiş olduğu ikinci film Beni Sevenler Sıralaması'nin kadrosunda Halil Babür, Düş Köseoğlu, Ahmet Rıfat ŞungarSermet Yeşil, Sinan Arslan, Nazlı BulumAykut Akdere, Cem Uslu, Süreyya Güzel şekilli reklamların yanında ayrıca Şeref Meşhur ve Can Evrenol sinema şekilliciler da yer ediniyor. Hazar Ergüçlü'nün Tanay Abbasoğlu ile beraberliğini yapımcılığını üstlendiği, Antalya Film Forum Uzun Metraj Tasarı Work in Progress Platformu Ödülü'nü kazanan film, 40. İstanbul Film Festivali Ulusal Yarışma kapsamında seyirciyle buluşması planlanıyor.
0 notes
ankara-rehberi · 1 year ago
Text
Anadolu'nun Renkleri Etimesgut'ta Buluşuyor!
Tumblr media
25. Uluslararası Anadolu Günleri Kültür ve Sanat Festivali: Anadolu'nun Renkleri Etimesgut'ta Buluşuyor! Kültürün, sanatın ve birbirinden zengin geleneklerin buluşma noktası olan 25. Uluslararası Anadolu Günleri Kültür ve Sanat Festivali, 1-10 Eylül tarihleri arasında Etimesgut'ta gerçekleşiyor. Anadolu'nun tarih kokan sokaklarından ilham alan festival, bu yıl da unutulmaz bir deneyim sunmaya hazırlanıyor. Bir Zaman Yolculuğu: Anadolu'nun Köklerine Doğru Festival kapsamında, Anadolu'nun zengin kültürel mirası ve tarihine odaklanan bir dizi etkinlik yer alacak. Geleneksel el sanatları sergileri, halk dansları gösterileri, el işi atölyeleri ve yöresel lezzetlerin tadılabileceği bir sokak lezzetleri pazarı gibi birbirinden renkli etkinliklerle festival ziyaretçilerini bir zaman yolculuğuna çıkaracak. Sanatın Büyüsü: Konserlerden Sergilere Festival, sanatseverlere unutulmaz anlar yaşatacak bir dizi sanat etkinliği de sunacak. Ünlü sanatçıların sahne alacağı konserler, tiyatro gösterimleri, sergiler ve edebiyat etkinlikleri, kültür ve sanatın gücünü en yüksek noktada hissettirecek. Çocuklar İçin Özel Etkinlikler - Uluslararası Anadolu Günleri Festivali, çocukları unutmadı! Minik ziyaretçiler için özel olarak tasarlanmış etkinlik alanları, yaratıcılıklarını keşfetmeleri için interaktif atölyeler ve eğlenceli oyunlarla dolu. Çocuklar, Anadolu'nun zengin masallarından ilham alan etkinliklerle hem eğlenecek hem de öğrenecekler. Birlikte Kutlamak: Kültürlerin Buluşması Festival sadece Anadolu'nun değil, aynı zamanda farklı kültürlerin buluşma noktası. Uluslararası katılımcılar, kendi kültürel miraslarını tanıtarak festivalin renkli atmosferine katkıda bulunacaklar. Farklı kültürlerin dansları, müzikleri ve tatları, etkinlikleri gezen herkesi büyüleyecek. Unutulmaz Bir Deneyim İçin Bekliyoruz! - Uluslararası Anadolu Günleri Kültür ve Sanat Festivali, Etimesgut'un tarihi ve kültürel zenginliğiyle buluşarak unutulmaz anılarla dolu bir deneyim sunmaya hazırlanıyor. 1-10 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek olan festival, her yaştan ziyaretçiye hitap eden etkinlikleriyle dolu dolu on gün sunacak. Anadolu'nun derinliklerinden gelen renkleri keşfetmek, sanatın ve kültürün büyülü dünyasına dalmak için sizi festivalimize bekliyoruz! Daha fazla bilgi için festival web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Unutulmaz bir festival deneyimi için hazırlıklar tamamlandı. Siz de 25. Uluslararası Anadolu Günleri Kültür ve Sanat Festivali'ne katılın, Anadolu'nun ruhunu birlikte yaşayalım! Anadolu'nun Renkleri Etimesgut'ta Buluşuyor!
Festival Programı
(Konser bilgileri için sanatçı ismine dokunun) 1.Gün (1 Eylül Cuma) Saat: 19.00 - Etimesgut Çankırılılar Derneği - Sivaslılar Derneği - Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) - Zara Konseri 2.Gün (2 Eylül Cumartesi) Saat: 19.00 - Niğde İli ve İlçeleri Sosyal Yardımlaşma Derneği - Erzurum İktisadi Sosyal Araştırma Vakfı - Kazakistan Büyükelçiliği - Mustafa Taş Konseri 3.Gün (3 Eylül Cumartesi) Saat: 19.00 - Başkent Tokatlılar Derneği - Yozgatlılar Sosyal Yardımlaşma Derneği - Kırgızistan Büyükelçiliği - Sefo Konseri 4.Gün (4 Eylül Cumartesi) Saat: 19.00 - Ağrı,Van,Bitlis Dernekleri - Kırıkkale İli ve İlçeleri Kültür Derneği - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Büyükelçiliği - Hüseyin Kağıt Konseri 5.Gün (5 Eylül Pazar) Saat: 19.00 - Ankara Etimesgutlular Derneği - Gaziantepliler Yardımlaşma Derneği - Türkmenistan Büyükelçiliği - Ziynet Sali Konseri 6.Gün (6 Eylül Pazartesi) Saat: 19.00 - Etimesgut Gümüşhaneliler Derneği - Ankara Konya Dernekler Federasyonu - Dünya Uygur Kurultayı vakfı - Mustafa Yıldızdoğan Konseri 7.Gün (7 Eylül Salı) Saat: 19.00 - Etimesgut'ta Oturan Çorumlular Derneği - Kırşehirli Dernekler Federasyonu - Balkan Göçmenleri İktisadi Araştırma ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı - Uğur Işılak Konseri 8.Gün (8 Eylül Çarşamba) Saat: 19.00 - Ankara Karadenizliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği - Kars,Ardahan,Iğdır Derneği - Kırım Tatarları Kültür ve Dayanışma Derneği - Öykü Gürman Konseri 9.Gün (9 Eylül Perşembe) Saat: 19.00 - Başkent Samsunlular Derneği - Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı - Özbekistan Büyükelçiliği - Özgür Can Çoban Konseri 10.Gün (10 Eylül Cuma) Saat: 19.00 - Etimesgut Belediyesi Final Gecesi - Azerbaycan Büyükelçiliği - Funda Arar Konseri Read the full article
0 notes
isvicreninsesi · 2 years ago
Text
54. Visions du Réel’in ardından…
Tumblr media
VAUD- Murat Türker, İsviçre'nin Nyon kentinde düzenlenen Visions du Réel festivalinden gözlemlerini Bianet’e yazdı. Superdoğan" başlığını taşıyan serginin posterleri Visions du Réel için geldiğim Nyon sokaklarında karşıma zırt pırt çıktığında propagandaya maruz kalmış kadar oluyordum… İsviçre'nin nezih kasabası Nyon'da düzenlenen uluslararası belgesel festivali Visions du Réel, filmlerin gösterildiği muhtelif salonlar arasında malum koşuşturmayla geçti. İlkbaharın iddialı habercilerinden mor salkımların daha yeni açmış olması iklimdeki çalkalanmayı teyit ederken Leman gölünün karşı yakasında Fransa Alplerindeki kar örtüsü manzaranın ihtişamını taçlandırıyordu.Köklü festivalde belgesellerin kurmacayla flörtünün dörtnala koştuğu verilen ödüllerle de kesinleşmiş oldu. Bu arada Nyon'un sokakları ve meydanlarının stratejik noktalarına yerleştirilmiş reklam panolarında hakikatin mühim temsilcilerinden biri olarak fotoğrafın da rötuşlanmak suretiyle kurmacaya epey yaklaşabildiği ayrıca teyit ediliyor gibiydi. Duyurulmakta olan Nicolas Righetti imzalı "Superdoğan" başlıklı fotoğraf sergisi, Türkiye Cumhurbaşkanı'nın bilhassa seçim propagandalarında kullanılmış fotoğraflarından oluşuyor, öznenin gerçek görüntüsünden çok daha genç sanılabileceği, kırışıklardan mümkün olduğunca arındırılmış, adeta cilalı portreler tercih edildiği hemen dikkat çekiyordu.
Tumblr media
Sanatçının siyasi liderin fotoğrafını çekmek gibi bir niyeti olmadığı, sadece ilgili kişiler tarafından şekillendirilmiş imajı ve kitleler üzerindeki tesiriyle alakadar olduğu kesindi. Bir fotoğrafta bazılarının yakışıklı bulduğu Hollywood yıldızı Kevin Spacey'nin havası yok muydu? Seçimler geçip gittiğinde, muhteşem propaganda malzemesi ortalığa saçılıp parçalanırken, rüzgârla savrulup yerlerde sürüklenirken ihtimamla görüntülenmiş ve bu sayede ölümsüzleştirilmiş kişiye (ve ayrıca çevreye) hürmette kusur edilmiyor muydu? Righetti'nin aynı başlıkla yayımlanmış iddialı kitabında da bu tezat zaten teferruatlı şekilde yansıtılıyordu... Festivalin ödüllerinden bazıları  Visions du Réel'in öne çıkan yarışmalarından Burning Light klasmanında ödül sanal dünyada geçen bir filme verildi. İnternet dünyasındaki oyuna dalan genç sinemacılar Ekiem Barbier, Guilhem Causse ve Quentin L'helgoualc'h avatarlara dönüşerek 963 saatlerini orada geçirmişler; bu sayede tüm oynayanlar gibi korkularını, hayallerini dışa vurmuş oldular. Bir hayatta kalma macerasının içinde şiddetle karşılaştılar, sanal olsa da seyircinin bu alandaki tahammül sınırlarını zorladılar, aynı zamanda siyasi manada duruşlarını dışa vurmayı da ihmal etmediler. Nispeten eski sayılabilecek oyunda tabiatın ve insanın canladırılma estetiği de esas hallerine göre rahatsız edici boyutlarda olsa bile "Knit's Island" adlı film FIPRESCI'nin de ödül vermeye layık gördüğü belgesel oldu. Belgesel ile kurmaca arasındaki çizginin belirsizleştiğine dair garip bir hisse kapıldığımız bir diğer film "This Woman" oldu. Festivalde muhtelif ödüllerle başarısı taçlandırılan Alan Zhang imzalı filmde allak bullak olmuş Çin coğrafyasında bir kadının yolunda emin adımlarla ilerleyişine şahit olurken oryantalist bir bakış açısıyla, cinselliğini kameradan çekinmeden yaşaması, bilhassa muhafazakâr bir toplumun temsilcisi olduğu düşünüldüğünde çarpıcıydı. Para ve emlakla rahatlıkla baş eden kahramanın erkeklerle münasebetlerinde sık sık hayal kırıklığına uğraması, duygularını samimiyetle dışa vurması ve bilhassa hayat enerjisi seyirciyi büyüledi; salonda alkışlar hararetliydi. Yönetmen Zhang'ın oyuncaklı senaryosu sayesinde "This Woman"ı izlemek gayet eğlenceli bir tecrübeye dönüştü, film kendine has numaralarla geleneksel belgesel çizgisinin ötesine geçti. Nyon'da seyirci ödülü klasmanında yarışanlar arasında "Pianoforte" festivalin kazananı oldu. Piyano çalma hususunda istikbalin yıldızları sayılan genç yetenekler Polonya'nın prestijli Uluslararası Chopin Piyano Yarışmasında yer alırken enerjileri perdeden taşıyor, onlara yön veren öğretmenlerinin bilgeliği bilhassa o yaşlarda ihtiyaç duyulabileceklere birebir karşılık veriyor. Batı medeniyetinin "cici" ve "nezih" dünyasından aslında çok bildik bir mevzuyu zarafetle işlemeyi başaran yönetmen Jakub Piątek muhteşem bir montajla filme gayet müzikal bir ritm kazandırıyor, kahramanlarının hayatında çok mühim manası olan anları yakalarken bir klasik müzik ziyafetine de seyirciyi cömertçe dahil etmiş oluyor. Coğrafya büyüler! Seyrettiklerimin arasında, festivalde geleneksel belgesel sinema sanatı açısından açık ara favorim "El Eco" adlı kırsal coğrafya güzellemesiydi. Berlinale'den ödüllü, Tatiana Huezo imzalı eser, yalnız fotoğraf direktörlüğüyle seyirciyi büyülemekle kalmadı, kırsal kesimde yaşamanın sihirli yanları kadar değişmekte olan bir toplumun acılarına da dahil etti. Meksika'nın ücra köşelerinin birinde hayvancılıkla uğraşan, geniş ailelerden müteşekkil El Eco köylüleri arasında en çok çocuklar ve ergenlikle beraber isyan duyguları tetiklenmiş gençler, gayet ��efkatli kameranın zarif hedefi haline geliyor. Huezo bizi sanki asla terk etmek istemediğimiz bir masal dünyasına götürüyor ve tüm zorluklarına rağmen doğayla uyumlu ve iç içe yaşamanın lüksünü layıkıyla hatırlatıyor. Büyüleyici bir diğer coğrafyada, çölde geçen "Borj el Mechkouk" adlı kısa ve mütevazı film bizi Fas'ın Errachidia bölgesine taşıyor. Çok yönlü sanatçı Driss Aroussi'nin yönetmenliğini kotardığı şirin belgeselin iki kahramanı var: Biri çölde su arama görevi edinmiş bir adam, diğeri onun küçük arabasını çeken tatlı bir merkep. Tarım için sonuna kadar sömürülmüş yer altı su kaynakları iklim değişikliğiyle iyice kuruduğundan kahramanlarımızın işi çok zor. Çöl manzaralarının muhteşem fonunda ritmimizi düşürerek fabl benzeri bir anlatıma dahil olurken "medeniyet"ten uzak olmanın konforuna kavuşuyoruz. Yönetmen genel manada pesimist bir neticeye ulaşsa da kültürel referanslardan mahrum bırakmadığı belgeseliyle seyirciyi mutlaka tatmin ediyor. Afrika coğrafyasında ise Uganda'ya gayet hızlı bir pike yapıp çekirgelerle empati kurmaya çalışıyoruz. Genelde tarım alanlarını talan etmeleriyle tanınan bu ilginç yaratıklar "Grasshoper Republic" adlı belgeselde insanın kurbanı olup geceleri çok güçlü ışık kaynaklarıyla hazırlanan tuzaklara kanıyor ve milyonlarcası ölüme kendilerini balıklama atmış oluyorlar. Boyut olarak bana okyanuslardaki sardalya avlarını hatırlatan vahşi dinamik, böceklerin insanları besleme kapasitesinin geniş çapta anlaşılmasıyla yakında onların da yok olma tehdidiyle karşı karşıya olduklarını hissettiriyor. Her ne kadar yüksek bütçeli ve ticari belgesel şablonuna takılı kalsa da Daniel McCabe'nin birbirinden enteresan detayı genel dokuya işleyerek ortaya çıkardığı cilalı sonuç, gezegendeki can pazarlarından birini afişe etme misyonunu layıkıyla yerine getirmiş oluyor. Kuir gençlik dağıtırken...
Tumblr media
Çin'in 20 milyonu aşan nüfusuyla en kalabalık dördüncü şehri Çengdu'da kuir gençliğin sevdiği bar Funky Town yakında kapanacaktır. Yeni bir metro istasyonunun inşası için yok edilecek barın etrafındaki inşaat gürültüsü tüm mıntıkayı çoktan cehenneme çevirmiş vaziyettedir. Fakat alkol ve muhtelif maddelerle çılgınlıklarını sürdürmeye endeksli gençler için ölümüne yaşadıkları dinamikler silsilesinin yanında gürültünün pek bir önemi kalmamış gibidir. "The Last Year of Darkness" adlı belgeselde yönetmen Ben Mullinkosson kahramanlarıyla mutlaka empati kurduğunu hissettirirken bizi eğlencelere, partilere, muhtelif drag gösterilerine dahil ediyor; kahramanlarının aynı zamanda hassas ve kırılgan evrenini hoyratça teşhir etmekten de geri durmuyor. Ne de olsa istikbalden pek ümitli olmayan, intihara meyilli bir jenerasyondan bahsediyoruz; Çin gibi tutucu bir toplumda Batı klişeleriyle bezeli hür bir hayat sürdürmek sevdası ortaya adeta kayıp bir jenerasyon çıkarmış, genç sinemacı Mullinkosson da bunu karabasan gibi belgeseliyle gün yüzüne çıkarmış, daha ne! Festivalin ödülleri hakkında teferruatlı malumata buradan ulaşabilirsiniz.   Kaynak: Bianet Read the full article
0 notes
ordupress · 2 years ago
Photo
Tumblr media
KEYFALAN YAYLASI EĞLENCELİ ANLARA ŞAHİTLİK ETTİ Ordu Büyükşehir Belediyesi ve Mesudiye Belediyesi iş birliğinde doğal güzellikleri ile kendine hayran bırakan Keyfalan Yaylası’nda 7’inci Kar Festivali düzenlendi. En güzel köpek, kızak ve traktör yarışmaları, konser ve ikramlarla dolu dolu geçen festival renkli görüntülere sahne oldu. Ordu’nun Mesudiye ilçesine bağlı Keyfalan Yaylasında Ordu Büyükşehir Belediyesi ve Mesudiye Belediyesi tarafından bu yıl 7’incisi düzenlenen kar festivaline yöre halkının yanı sıra çevre il ve ilçelerden çok sayıda vatandaş katıldı. Soğuğa aldırış etmeyen vatandaşlar beyaz örtüyü eğlenceye çevirdi. YARIŞMALAR İLGİ GÖRDÜ Festival ateşinin yakılması ile başlayan etkinliklerde en güzel köpek, traktör ve kızak yarışları yapılırken vatandaşlara ise yöresel ürünler ve hamsi ikram edildi. Yarışmalarda dereceye girenlere ise katılım belgesi ve çeşitli hediyeler verildi. Renkli görüntülerin yaşandığı festivalde vatandaşlar kent orkestrası ve yöresel sanatçıların şarkılarına eşlik ederken davul zurna eşliğinde horonlar oynadı ve el yapımı kızaklarla kayak yaptı. ŞEHİTLER UNUTULMADI Festivalde ayrıca askerler ve vatandaşlar Türk Bayrağı eşliğinde şehitlere saygı yürüyüşü de gerçekleştirdi. https://www.instagram.com/p/Cnw3zmxsTzb/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
bulancakajans-blog · 3 years ago
Text
Çambaşı Kış Festivali Başladı
Çambaşı Kış Festivali Başladı
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, “İki güne çıkardığımız festivale gösterilen ilgi bizleri mutlu etti. Tüm vatandaşlarımızı yarın Çambaşı Yaylası’na bekliyoruz” dedi. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’in “3 ay değil 12 ay Ordu” sloganıyla başlattığı çalışmalar sonrası Ordu’da dört mevsim dolu dolu geçiyor. Bu kapsamda Ordu Büyükşehir Belediyesi ile…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
pazaryerigundem · 16 days ago
Text
Yılbaşı Festivali Antalya Cam Piramit'te başladı
https://pazaryerigundem.com/haber/196396/yilbasi-festivali-antalya-cam-piramitte-basladi/
Yılbaşı Festivali Antalya Cam Piramit'te başladı
Tumblr media
Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen Yılbaşı Festivali, Cam Piramit’te başladı. 29 Aralık’a kadar sürecek festival, dolu dolu programıyla Antalyalılara yılbaşı coşkusu yaşatacak.
ANTALYA (İGFA )- Antalya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından Cam Piramit’te düzenlenen Yılbaşı Festivali Büyükşehir Belediyesi Bando ve Kent Orkestrası’nın konseriyle başladı. Yılbaşına özel süslenen Cam Piramit’te her gün 12.00-22.00 saatleri arasında çeşitli gösteriler ve konserler düzenlenecek. Her gün farklı canlı performansların sergileneceği festival sahnesi ziyaretçilere yeni yıl coşkusu yaşatacak.
YILBAŞI ÇARŞI DA KURULDU
Festival alanında vatandaşların yöresel lezzetleri keşfedebileceği bir yılbaşı çarşısı yer alıyor. Bunun yanı sıra çocuklar için tasarlanan oyun alanları ve fotoğraf çekim bölgeleri de bulunuyor. Antalya’da yerleşik olarak yaşayan yabancılar da festivalde kendi kültürlerini tanıtarak renkli etkinlikler gerçekleştirecek. Dev kar küresi ve yapay kar yağışı ziyaretçilere eğlenceli anlar yaşatırken, festivalde çeşitli atölye çalışmaları da yer alacak. Festival 29 Aralık’a kadar ziyarete açık olacak.
Tumblr media
0 notes
fazlabilgicom-blog · 6 years ago
Photo
Tumblr media
İşte dünyanın en tehlikesiz yeri https://www.fazlabilgi.com/gezi-ve-seyahat/iste-dunyanin-en-tehlikesiz-yeri/ #hashtag #Instagram #tag #internet #haber #teknoloji #Türkiye #SonDakika #Siyaset #Ekonomi #turist #İstanbul #otel #kongre #ekonomi #finans #iş
0 notes
tumitutscanlation · 5 years ago
Text
Heavenly Blessing -92. Bölüm
Mega // MangaTr
Bölüm 92: Bin Işığın Tapınağı Oyalanan Geceyi Sonsuza Dek Aydınlatıyor
Üç bin fener!
Bir an için her şey sessizliğe büründü, sessizliğin ardından gelen ise devasa bir kargaşa dalgası oldu.
Daha önce hiç, yeri dağlar kadar sarsılmaz, her zaman başı çeken Büyük Savaş Salonu bile, bu festivalde üç bin fener kazanmamıştı. Hatta daha önce kimse böyle bir sayıyı hayal bile etmemişti. Sadece bin bile geçilmesi yeterince zor bir sayıydı. Üç bin. Böyle bir şey daha önce ne görülmüş ne de duyulmuştu, tarihte bir kere bile rastlanmamıştı, hatta ilk ona giren diğer bütün tanrıların fenerlerinin toplamından bile daha fazlaydı!
O anda diğer bütün tanrıların nasıl bir kıskançlık içinde olduğunu hayal etmek zor değildi, ve hatta bazıları “Bu bir hata olmalı!” cümlesini ağızlarından kaçırdı.
“Yanlış sayılmış olmalı...”
Ne var ki, sayıları ilan eden cennet mensubunun senelerce bu işi yapmasına rağmen sadece bu defaya mahsus yanlış sayabileceğini düşünmek, hele ki süzülen ışıklardan oluşan devasa kuşağa baktıktan sonra, bir milyon adım geri gidip tekrar bakacak olsalar bile mümkün değildi. Eğer bir yanlışlık varsa bu yanlışlık sadece olduğundan daha az sayılmış olması olabilirdi, fazla değil. Dolayısıyla başka bir tanrı konuştu, “Bu fenerler gerçek Kutsanmış Fenerler olmayabilir mi acaba? Belki de sadece sıradan fenerlerdir.”
Bu kısaca, “Bu bir aldatmaca!” anlamına geliyordu, ve diğer tanrılardan birkaçı da aynı fikirdeydi. Ancak Shi Qing Xuan atıldı, “Nasıl sıradan fenerler olabilirler? Sıradan fenerler ve Kutsanmış Fenerler tamamen farklı biçimdeler, ve cennete kadar yükselemezler, öyleyse bunlar nasıl sahte olabilir?”
Eğer tartışan kişi Xie Lian olsaydı tanrılar durumdan şüphe duymaya devam ederlerdi. Fakat konuşan Shi Qing Xuan olduğundan, ve Shi Wu Du da sakinliğini koruduğundan dolayı kimse ağzını açmaya cüret edemedi. Çıkmaza giren tanrılar doğrultularını değiştirdi, “Millet, bu ‘QianDeng Tapınağı’ nerede? Ne zaman inşa edildi? Kim tarafından? Cennet mensubu arkadaşlarımdan kimse biliyor mu?”
İlan eden tanrı cevapladı, “Hayır... fakat ‘QianDeng Tapınağı’ süzülen fenerlerin üstünde açıkça yazılıydı.”
“Ama ben daha önce hiç ‘QianDeng Tapınağı’ ismini duymadım?”
“Evet, ben de!”
Xie Lian sonunda şaşkınlığın verdiği derin düşüncelerden sıyrıldı, ve şikayetleri duyduktan sonra samimilikle konuştu, “Dürüst olmak gerekirse, daha önce hiç duymayan sadece sizler değilsiniz, ben de hiç duymadım.”
Öyleyse bu olanlar bir tesadüf olamazdı?!
Bütün cennet mensupları sakinliklerini kaybetti, düşen bu beklenmedik yıldırımın ardından kuşku dolu ve inanamaz haldeydiler. Xie Lian onlara demek istedi: Bu sadece bir oyun, herkes neden bu kadar ciddiye alıyor?, demek istedi. Ne var ki, bir, aralarından bu oyunu bir ‘oyun’ olarak gören çok az kişi vardı ve iki, bu oyunda birinci olmuştu; eğer bir şey deseydi kendisi kaşınmış olacaktı. Diğer tanrılar birinci olamadıklarından ve eğer şimdi bir şey söylerlerse birinciliği elde edememiş olmalarını önemsiz göstereceğinden ve bu fazlasıyla tuhaf kaçacağından dolayı bir şey söyleyemediler.
O sırada Pei Ming kıkırdadı, “Çiçeğe Uzanan Kan Yağmurunun Ekselanslarını kötü bir niyetle kaçırmadığını söylemiştim ama kimse bana inanmadı. Şimdi inanacak mısınız?”
Bu hatırlatmanın ardından herkes bir anda aydınlandı.
Eğer bu olanlar arkasında gerçekten Hua Cheng varsa, öyleyse, üç bin tane feneri sanki işten bile değilmişçesine yakması imkânsız değildi!
Hua Cheng ve Xie Lian’ın arasında bir şeyler mi vardı? İlişkilerinin ne tür bir ilişki olduğu gerçekten de büyük bir gizemdi. O anda çoğunluğun düşüncesi, Hua Cheng’in bunu kötü bir niyetle yaptığının daha inanılır olduğu yönündeydi. Cennete ve tanrılara karşı bu zamana kadar hiç de arkadaş canlısı olmayan bir tavırla yaklaşmış olan Hua Cheng’in bu davranışını Xie Lian’a karşı bir anda değiştirmesi için bir sebep yoktu. Yine de, Hua Cheng’in anlaşılmaz kuralsızlığı göz önünde bulundurulduğunda ortada bir sebep yokken bile birilerine karşı iyi olmaya pekala başlayabilirdi. Bu Ay Festivali’nin ardından Hua Cheng’in kötü niyetli olduğunu söylemek epey zor olacaktı. Sonuçta söz konusu üç bin fenerdi! Zenginliği kontrol eden Su Ustası için bile, sadece istiyor diye yapabileceği bir şey değildi. Bütün bu kargaşanın ortasında, bir anda, ziyafetin başından bir alkış sesi duyuldu.
Tanrılar sesin geldiği yöne baktılar ve yavaşça alkışlarken Xie Lian’a gülümseyen Jun Wu’yu gördüler, “Tebrik ederim, Xian Le.”
Xie Lian, Jun Wu’nun tartışmanın alevini onun üstünden çekme niyetinde olduğunu biliyordu ve buna minnettardı, başını eğdi. Jun Wu saygı ile iç geçirdi, “Her zaman mucizeler yaratmayı başarıyorsun.”
Bu sözlerden sonra ziyafet yatıştı. Biraz tereddüttün ardından diğerleri da alkışlamaya ve tebrik etmeye başladı.
Ne kadar şaşkın olsalar da bütün tanrılar ekselanslarının sürekli ilklere imza attığı gerçeğini kabul etmek zorundaydılar. Geçmişte de, ve kesinlikle şimdi de durum buydu!
Ay Festivali sona erdi ve durmak bilmeden homurdanan Yıldırım Ustası da toplandı. Bütün bu olay boyunca en fazla tezahüratı yapan elbette Shi Qing Xuan’dı, kimin sonuçları açıklanırsa açıklansın alkışlayan ilk kişi oydu. Pei Ming hariç. Xie Lian başta bu öfkenin Su Ustasının ışığını çalmasından, onu ikincilikten üçüncülüğe itmesinden kaynaklandığını düşündü. Ancak Shi Wu Du memnuniyetsiz gözükmüyordu. Pei Ming ve Ling Wen onu tebrik ettiler ve ardından tuina masajı için hangi kaplıcaya gideceklerini planlamaya başladılar. Onları duyan Shi Qing Xuan sordu, “Ge, yine eğlenmeye mi gideceksiniz?”
Shi Wu Du yelpazesini kapadı ve cevapladı, “En.”
Ling Wen kollarını bağladı ve kıkırdadı, “Rüzgâr Ustası, gelip eğlenmek istemez misiniz?”
“Hayır, çoktan başkalarıyla plan yaptım.” diye cevapladı Shi Qing Xuan.
Shi Wu Du yüzünü astı, “Umarım nahoş birileriyle değildir.”
“General Pei’den daha nahoş birileri var mı?” Ling Wen iğneledi.
“Soylu Jie, kapa çeneni.” Pei Ming uyardı.
Xie Lian iki kardeşin konuşmasının bitmesini bekledi ve ardından Shi Qing Xuan ile birlikte ziyafetten ayrılmak için hazırlandı. Çıkış yolunda Mu Qing’e rastladılar, Xie Lian’ı izliyor muydu, kim bilir, ama artık memnun gözükmüyordu. Öteki taraftan Feng Xin ise tam tersiydi. Ziyafeti terk etmek için ayaklandığında Xie Lian’a seslendi, “Tebrikler.” Xie Lian başını salladı, “Teşekkürler.”
Lang Ying, Rüzgâr Ustasının sarayındaydı. Temiz ve düzenli gözüküyordu fakat hâlâ epey utangaçtı. Xie Lian onu alıp indiğinde de yolda fazla konuşmadı. Xie Lian önce ona yemesi için taze meyveler almak için şehre gitti, ardından ise hemen Puji Köyüne dönmedi. Önce yakınlardaki bir koruya girdi.
Beklenildiği üzere koru epey hareketliydi, beyaz bir parça ipek ile tepe taklak asılı üstsüz bir genç adam bağırıyor ve küfrediyordu. Ağzından küfürler ve edepsiz laflar dökülüyordu ve hemen altında küçük bir çocuk yere çömelmiş, sivri sinekleri kovalıyordu. Xie Lian, Lang Ying’e dışarıda beklemesini söylemiş ve kendisi sakince yürüyerek buraya gelmişti. Genç adam onu gördüğünde öfkeden gözleri döndü, “XIE LIAN SENİ BOK PARÇASI, BENİ ŞU AN YERE İNDİR! ÖLECEĞİM ÖLECEĞİM ÖLECEĞİM!”
Xie Lian yine de sıcak bir tonla konuştu, “Sivri sinekler tarafından en son ısırılışının üzerinden epey zaman geçmiş olmalı. Sana hayatta olma hissini bir kez daha tattırmak kötü bir şey mi?”
Bu genç adam elbette Qi Rong’du. Xie Lian onun sorun çıkarmasını bekliyordu, Gu Zi’yi RuoYe’yi kesmesi için ikna etmesini de. Bu yüzden çoktan RuoYe’ye eğer Qi Rong kaçmaya yeltenirse onu ormanın derinliklerine çekip icabına bakmasını tembihlemişti. Qi Rong bir başkasının vücudunu ona karşı kullanıyordu, bu yüzden Xie Lian onu canı çıkana kadar dövemiyordu, ama bu ona zorluk çektiremeyeceği anlamına da gelmiyordu. Xie Lian daha önce bu bölgede odun kesmiş ve sinekler tarafından defalarca ısırılmıştı. Görünüşe göre Qi Rong da baştan aşağı ısırılmış, bir ölüden daha acınası gözüküyordu, ve gürültüyle küfretti, “SENİN KAR BEYAZI LOTUS KALBİN NEREDE HA? NEDEN ŞİMDİ HASTA EDİCİ DERECEDE İYİ BİR İNSANMIŞ GİBİ DAVRANMIYORSUN!”
Gu Zi, Xie Lian’ın bacağına sarıldı ve feryat etti, “ABİ! LÜTFEN BABAMI AŞAĞI İNDİR! UZUN SÜREDİR ORADA ASILI!”
Xie Lian saçlarını karıştırdı ve ardından Qi Rong yere düşüp ciyakladı.
Puji Köyü’ne dönmek için akçaağaç korusundan geçmeleri gerekliydi. Xie Lian, küfreden üstsüz bir adamı sürüklerken birisi ağlayan, diğeri ise ölü gibi sessiz iki çocuk peşinden yürüyordu. Ne tuhaf bir grup, diye düşündü Xie Lian. Tepeler boyunca yürümeye devam ederken arkasındaki iki ufaklığı uyardı, “Adımlarınıza dikkat edin. Burada ayağınızın takılması işten bile değil.”
Bu doğruydu. Xie Lian’ın hurda topladıktan sonra kasabadan dönmek için geç kaldığı ve bu yüzden gece yürümek zorunda kaldığı zamanlarda, belki de şanssızlığından ötürü, sürekli takılıp düşerdi. Bunu duyan Qi Rong hemen bağırdı, “YÜCE TANRI! LÜTFEN BU ŞAHSİYETİ ŞU AN BURADA DÜŞÜR VE CANINI AL!”
Xie Lian bunu gülünç buldu, “Sen bir iblissin, cennete yalvararak ne yaptığını düşünüyorsun?”
O sırada, aniden uzaklardan gelen sıcak bir parıltının varlığını hissetti, ve altlarındaki karanlık, şekilsiz patika aydınlandı. Yukarı baktığında gördüğü şey bunun hayal gücünün bir oyunu olmadığını kanıtladı. Gerçekten de ufuktan gelen bir ışık vardı.
Bu o üç bin Ebedi Işıklı Kutsanmış Fenerden gelen ışıktı.
Süzülen fenerler gece göğünde dolaşırken görkemli ve capcanlı gözüküyorlardı, öyle ki ay ve yıldızların parıltısı arka planda kalmıştı. Xie Lian serseme dönmüşçesine izledi, ve bir süre sonra fısıldadı, “...teşekkür ederim.”
Qi Rong olanlardan bihaberdi ve kıs kıs güldü, “Siktiğimin teşekkürü ne için? Diğerleri sadece eğleniyor, bunlar senin için yakılmadı, kendini bir şey zannetmeyi bırak.”
Xie Lian gülümsedi ama bir şey söylemedi ve karşı çıkmadı. Sadece, “Bu dünyada güzel şeylerin var oluşu dahi tek başına minnettar olunacak bir şey.”
Yüreğinde sükûnet vardı ve oyunbozanlardan korkusu yoktu. Uzaktaki fenerlerin ışığını ödünç alarak yoluna devam etti.
 Çevirmen: Jason
152 notes · View notes
sigortahaber · 2 years ago
Link
39. Harbin Uluslararası Buz ve Kar Heykel Festivali, 5 Ocak’ta yerli ve farklı ülkelerden turistlerin katılımıyla başladı....
0 notes