#18 Mayıs 2018
Explore tagged Tumblr posts
Text
BEYOĞLU BELEDİYESİ’NDEKİ CEMAATÇİLER
16 Nisan’da Alucra Kalkınma ve Eğitim Vakfı’nın resmi sosyal medya hesaplarında Mütevelli Heyet üyesi Recep Yamak’ın Beyoğlu Belediye Başkan Yardımcılığı’na atandığı duyuruldu. Ayrıca vakfın önceki dönem Gençlik Kolları Başkanı Bilal Gülep’in de Beyoğlu Belediyesi başkan danışmanı olduğu açıklandı.
Şaşırtıcı olan, paylaştığım görsellerde görüldüğü üzere bu kişilerin siyasi kimlikleri. Recep Yamak, 18 Mayıs 2023’te Beyoğlu’nda Erdoğan’a verilen oyların azlığından “Erdoğan Gönüllüsü” olarak yakınan, 2013’teki paylaşımlarında “Ancak ve ancak İslam birliği, ümmet birliği, ehli sünnet ve cemaat birliği, başka yerde hayır yok kardeşler” yazan, İstanbul Sözleşmesi karşıtlığı ile tanındığı söylenen bir cemaatçi ve Milli Görüşçü.
Saadet Partisi Alucra İlçe Başkanı Doğan Gülep’in oğlu olan Bilal Gülep ise sosyal medyada, “Tek Devletim, Tek Bayrağım, Tek Vatanım, Tek Cemaatim (İsmailağa) var, bir de Milli Görüş Elhamdülillah” yazacak kadar cemaatçi, 2018’de Erdoğan için “Adam kazandı, Rabbim güç kuvvet versin reis” yazacak kadar da reisçi.
Her ikisinin de sosyal medya hesapları bu paylaşımlar ortaya çıkınca kapatıldı.
Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney’le konuşup bu atamaları sordum. Verdiği yanıt yazımın devamında.
6 notes
·
View notes
Text
TÜRKİYE:
DÜNYANIN ÇÖP BOŞALTMA ALANI
Türkiye, çöp ve plastik atık ithalatında açık ara dünya lideri…
Bilimde, teknolojide ve yenilikçilikte değil, çöp ve atık ithalatında…
Aşağıdaki tabloda, 2022 yılı, ülkelerin atık ithalatı rakamları görülüyor:
Ülkemize bir yılda giren 12.4 milyon ton atık ve çöp miktarı, ikinci sıradaki 1.4 milyar nüfuslu Hindistan’a giren miktarın 3.5 katı…
Tam anlamıyla dünyanın, özellikle Avrupa’nın çöp boşaltma alanı olduk.
Konunun özü şu:
ABD, Kanada, Japonya ve Avrupa ülkeleri son derece katı çevre politikalarına sahipler. Her yıl ürettikleri ve çevreye yönelik ciddi zararlarından ötürü bir an önce kurtulmak istedikleri milyonlarca ton plastik ve diğer atık maddeleri azgelişmiş veya gelişmekte olan ülkelere gönderiyorlar.
“Gelişmiş ülkelerin çöplüğü” ünvanını hakeden ve hiç bir sağlık ve çevre endişesi taşımayan bu ülkeler arasında Türkiye, Hindistan, Bangladeş, Pakistan başı çekiyor.
Bunun adı, “Atık Sömürgeciliği…”
Her yıl gemiler ve tırlarla yola çıkan milyonlarca ton atık maddenin Avrupa’nın ve dünyanın sanayileşmiş ülkelerinden başlayıp Türkiye’de sona eren yolculuğu bu ifade ile tanımlanıyor.
Geçmişte, zengin ve emperyalist ülkeler, gelişmemiş ülkeleri, madenlerini ve doğal kaynaklarını yok pahasına ellerinden alarak sömürüyorlardı. Bugün, söz konusu pozisyonlarını, aynı zamanda bu ülkelerin topraklarını ürettikleri çöp ve atıkları boşaltma alanı olarak kullanma yoluyla sürdürüyorlar.
Bundan bir kaç yıl önce, Almanya’da çevreciler Türkiye’ye gitmek üzere yola çıkan çöp ve plastik atık dolu Tırların önüne geçerek Türkiye’ye gönderilmesini engellemek istediler.
Esas ironi, AB ülkelerinden Türkiye’ye gönderilen çöpler Avrupalı çevrecilerin başına dert olurken, çöplerin getirileceği Türkiye’nin bu durumu hiç umursamaması…
Bu konudaki tutumumuz açıkça, “Biz, her türlü atığınızı kabul eder ve sizi çöp belasından kurtarırız. Yeter ki bu işten bir miktar kârımız olsun” anlamına geliyor.
Çin’in 2018’de atık ithalatına yasak getirmesinin ardından, ortaya çıkan arz fazlasını karşılamak üzere ve Avrupa’ya olan coğrafi yakınlığı sebebiyle Türkiye’nin ithalat rakamları rekor seviyelere erişti.
Çin’in ardından Malezya, Tayland ve Vietnam gibi ülkelerin de atık ithalatına kısıtlamalar getirmesi üzerine, Türkiye de 18 Mayıs 2021'de Resmî Gazete’de yayımlanan tebliğle plastik atık ithalatını yasakladı.
Ancak, çok kısa bir süre sonra, büyük ölçüde geri dönüşüm girişimcileri lobisinin baskısı ve ülkenin buradan gelecek döviz gelirinden mahrum kalmamaması düşüncesiyle söz konusu yasak, 10 Temmuz’da yürürlükten kaldırıldı.
Türkiye’nin ithal ettiği atıkların akıbeti ne oluyor?
Plastik, plastik türevleri ve kağıt atıklar, geri dönüşüm süreciyle işlenerek yeni ürünlerin imalatında kullanılıyor.
Depolama, ayrıştırma, işleme ve genel olarak geri dönüşüm süreçlerinde, insan sağlığına olumsuz etkilerin giderilmesi, çevrenin ve doğal kaynakların korunması konusundaki gerekliliklere ve standartlara ne ölçüde uyulduğu ise oldukça tartışmalı…
Gerek depolama ve ayrıştırma, gerek geri dönüşüm süreçlerinde, atıklardan çıkan toksik ve çoğu defa kanserojen maddeler, soluduğumuz havaya, nehirlere, su kaynaklarına, tarım ürünlerine ve gıda maddelerine karışarak milyonlarca insanın sağlığını tehdit ediyor.
Greenpeace'in 2021 tarihinde yaptığı saha araştırmasında, çoğunluğu İngiltere ve Avrupa Birliği ülkelerinden ithal edilen plastik atıkların, Adana'da yasa dışı olarak çevreye döküldüğü ve açıkta yakıldığı tespit edilmiştir. Bu alanlardan toplanan toprak, kül, su ve tortu örnekleri ��zerinde yapılan analizlerde, insan sağlığı için tehlikeli olan dioksin ve furan gibi toksik kimyasalların yüksek seviyelerde bulunduğu belirlenmiştir.
…
(DEVAMI aşağıdaki linkte)
karar.com/yazarlar/ulvi-…
| Ulvi Saran
Karar
1 note
·
View note
Text
13 yılda suriye' de neler oldu?
— tarihler 15 mart 2011'i gösterdiğinde suriye'nin güneyindeki dera'da bir grup öğrencinin okul duvarına "ey doktor (beşşar esed) şimdi sıra sana geldi" yazmasıyla başlayan halk hareketi, 8 aralık 2024 sabahı muhaliflerin coşkun halk kitleleri eşliğinde şam'ın kontrolünü ele almasıyla baas partisi'nin 61 yıllık kanlı iktidarı sona erdi.
— 27 kasım sabahı suriye'de rejim karşıtı heyet tahrir şam'ın (htş) başını çektiği silahlı grupların ayak sesleri duyuldu, halep'in batı kırsalında rejim güçleriyle çatışmaya başladı.
— ilk olarak halep'te hakimiyet sağlayan gruplar, kısa bir süre zarfında idlib, hama ve humus'un, bu sabah da başkent şam'ın kontrolünü ele aldı.
kisaca suriye
— 20. yüzyılın en büyük ekonomik simgesi ve en etkili silahı olan petrol bu bölgede de çıkıyordu. batı emperyalist güçler de durumun farkındaydı. batının devamlı olarak petrole sahip olmak istemesi, orta doğu'nun kaderini ve kederini belirledi.
— kronolojik olarak suriye'deki 13 yıllık gelişme;
15 mart 2011: suriye iç savaşı, ülkenin güneyindeki dera ilinde bir grup gencin düzenlediği rejim karşıtı barışçıl gösterilerle başladı. gösteriler hızla ülke geneline yayıldı.
ocak-şubat 2012: rejim-muhalifler arasındaki çatışmalar şiddetlendi.
26 nisan 2011: rejim ordusu, ayaklanmanın fitilinin ateşlendiği dera'ya girdi.
30 haziran 2012: cenevre'de siyasi geçiş müzakereleri başladı.
temmuz-aralık 2012: terör örgütü ypg/pkk, aynularab (kobani) ve afrin ilçeleri ile haseke'nin amude ilçesini çatışmadan rejimden devraldı.
mayıs 2013: türkiye, abd'ye suriye'de uçuşa yasak bölge ilan edilmesi, siviller için güvenli bölge oluşturulması ve koalisyon güçleriyle ortak kara operasyonu yapılmasından oluşan 3 aşamalı plan sundu.
21 ağustos 2013: esed rejimi, doğu guta'da 1400'den fazla sivili kimyasal silah ile katletti. abd, askeri müdahaleye yanaşmayarak rusya ile rejimin kimyasal silahlarını imha için anlaşmaya vardı.
ocak 2014: rejimin çökmeye başlaması üzerine iran, şii milisleri suriye'ye sokmaya başladı. deaş, rakka'yı muhaliflerden aldı.
30 haziran 2014: deaş, sözde hilafet ilanetti.
22 eylül 2014: abd öncülüğündeki koalisyon, deaş'a hava saldırısı başlattı.
26 ocak 2015: ypg/pkk, abd'nin 4 ay süren yoğun hava desteğiyle aynularab'ı deaş'tan aldı. böylece abd-ypg/pkk ittifakı başladı.
mart 2015: idlib, askeri muhaliflerin ve rejim karşıtı silahlı grupların eline geçti.
21 mayıs 2015: deaş, tedmur (palmira) kentini ele geçirerek suriye'nin yaklaşık yarısında hakimiyet sağladı.
30 eylül 2015: rusya, iç savaşa doğrudan müdahil oldu. rejime sağladığı hava desteğiyle muhalifleri köşeye sıkıştırdı.
18 aralık 2015: bmgk, 2254 sayılı kararını kabul etti. siyasi geçişin yol haritası belirlendi.
24 ağustos 2016: türk silahlı kuvvetleri ve suriye milli ordusu, fırat kalkanı harekatı'nı başlattı. suriye'nin kuzeyinde 2 bin 55 kilometrekare alan, deaş'tan temizledi.
şam başkenti!
23-24 ocak 2017: türkiye ve rusya'nin girisimiyle ilk astana toplantisi yapildi.
4 nisan 2017: rejim, han seyhun beldesinde duzenledigi kimyasal silah saldirisinda en az 100 sivili öldürdü.
ekim 2017: terör örgütü deas çekilerek, rakka ve deyrizor'un büyük kismini terör örgütü ypg/pkk'ya teslim etti.
ocak 2018: türkiye, afrin'deki terör örgütleri ypg/pkk-deas'a kargi zeytin dali harekati'ni baglatti.
21 mayis 2018: baskent sam tümüyle rejimin kontrolüne girdi.
15-31 temmuz 2018: ülkenin güneyindeki iller, ürdün ve israil siniri, tümüyle rejimin eline geçti.
17 eylül 2018: cumhurbaskani recep tayyip erdoganve vladimir putin, idlib'deki ateskesi koruma altina alan soçi mutabakatini imzaladi ancak rejimin ihlalleri hiz kesmedi.
25 mart 2019: eski abd başkanı donald trump, golan tepeleri'ni israil toprağı olarak tanıyan kararı imzaladı.
6 mayıs 2019: esed rejimi güçlerinin idlib'in güneyine yönelik artan saldırı ve tacizleri kara harekatına dönüştü.
9 ekim 2019: türk silahlı kuvvetleri, suriye milli ordusu'yla suriye'nin kuzeyinde ypg/pkk ve deaş terör örgütlerine karşı barış pınarı harekatı'nı başlattı.
12-13 ekim 2019: harekat kapsamında tsk ve smo askerleri 12 ekim'de rasulayn ve 13 ekim'de tel abyad ilçe merkezini kurtardı.
27 ekim 2019: terör örgütü deaş'ın elebaşı ebu el-bağdadi abd'nin idlib'de düzenlediği operasyonla öldürüldü.
aralık 2019: esed rejimi ve destekçileri idlib gerginliği azaltma bölgesi'ne kara saldırıları başlattı.
27 şubat-5 mart 2020: türkiye, idlib'de ateşkes gözlem misyonu yürüten 34 askerini şehit eden rejim unsurlarına karşı bahar kalkanı harekatı'nı icra etti.
5 mart 2020: cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan ile rusya devlet başkanı vladimir putin arasında gerçekleştirilen toplantının ardından idlib'de ateşkes konusunda mutabık kalındı. mutabakat gereği ateşkes 6 mart 00.01'de yürürlüğe girdi.
15 nisan 2021: esed rejimi devalüasyonla suriye lirasının değerini yarı yarıya düşürdü.
26 mayıs 2021: esed rejimi, uluslararası toplumun karşı çıkmasına rağmen sözde devlet başkanlığı seçimini düzenledi. rejim, halkın yarısından fazlasının katılmadığı seçimden esed'in oyların yüzde 95,1'ni aldığını iddia etti.
18- 22 ekim 2021: bm cenevre ofisi'nde suriye anayasa komitesi toplantılarının altıncı turu, bm suriye özel temsilcisi geir o. pedersen başkanlığında gerçekleşti.
3 şubat 2022: abd başkanı joe biden, abd güçlerinin, deaş elebaşı ebu ibrahim el haşimi el-kureyşi'yi suriye'de düzenlenen bir operasyonda öldürdüğünü açıkladı.
hama küllerinden yeniden doğdu
baas partisi ve 13 yillik katliam
baas partisi, 1947 yilinda suriye'nin bagkenti sam'da kuruldu. 1950 yilinda suriye'deki arap sosyalist partisi ile birleserek "arap sosyalist baas partisi" olarak siyasi varligini sürdürdü.
— arap sosyalist baas partisi'nin 1963'te darbe sonucu ülkede yönetimi ele geçirdi.
ardindan, geng yaglardan itibaren partide faaliyet gösteren bessar esed'in babasi olan hafiz esed, 1970 yilinda parti içi darbeyle iktidara geldi ve 1971'de ülkenin devlet bagkani oldu. böylelikle hafiz esed, iktidara geldikten sonra ülkede baskici dönem baglamis oldu. öyle ki hama katliami, arap sosyalist baas partisi'nin kanli bir iktidar oldugunu tüm dünyanin gözler önüne serdi.
2 şubat 1982'de hafız esed'in kardeşi rıfat esed komutanlığındaki özel kuvvetler, ülkenin orta kesimindeki hama ilindeki müslüman kardeşler teşkilatı'nın rejime karşı başlattığı ayaklanmayı bastırmak için şehri kuşattı.
— kanlı esed rejimi birlikleriyle beraber önce havadan bombardıman yaptı, daha sonra hama'da topçu atışları ve toplu idamlarla 27 günde on binlerce kişiyi katletti.
cam karakterli adam
snhr yani suriye insan haklan agi'nin düzenledigi rapora göre, hama il merkezinde 2-28 subat 1982'de yapilan katliamda en az 30 bin sivil can verdi, alikonulan en az 17 bin sivilden haber alinamadi.
— humus'taki tedmur (palmira)
hapishanesi'ne götürüldükleri düsünülen ve haber alinmayan kigilerin alleleri, yakinlarinin katledildigini düsünüyor.
yine snhr'nin raporuna göre, bir taraftan rejim güçlerinin havadan ve karadan düzenlediği saldırılar ve bombalamalarda el-asida, es sehhane, el-kilayniyye, ez zenbak, el-hayriyya ve el başuriyye gibi semtler yoğun şekilde hedef alınırken, kent merkezinin yaklaşık üçte biri yerle bir oldu.
# katliamda 88 cami,3 kilise ve yükseksayida tarihi eser harap edildi.
— 12 mart'ta eski suriye cumhurbaşkanı yardımcısı olan rıfat esed hakkında isviçre federal savcılığı federal ceza mahkemesine savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlarla ilgili suç duyurusunda bulunulduğunu ve "savaş suçu ve insanlığa karşı suçlardan" yargılanacağını duyurmuştu.
— 6,7 milyondan fazla kişi ülke içinde yerinden edildi. yaklaşık 217 kez rejim tarafından halka kimyasal silah saldırısı düzenlendi ve tahminen 14 bin 449 kişi işkence edilerek öldürüldü.
israil halep'te kiminle?
zalim esed, 1965'te suriye'de dogdu. 1988'de sam üniversitesi tip fakültesi'nden mezun oldu ve akabinde suriye ordusunda doktor olarak görev aldi.
katil, 1992'de ingiltere'nin başkenti londra'da oftalmoloji alaninda uzmanlik egitimi alirken agabeyi basil esed'in 1994'te trafik kazasi sonucu hayatini kaybetmesiyle suriye'ye döndü. zalim beşşar esed, döner dönmez askeri akademide egitim almaya başladı ve babasinin ölümüne kadar ülkenin yönetimine hazirlandi.
10 haziran 2000'de ülkede devlet başkan olmak için 40 yaşını doldurma zorunluluğunu 34 yaşına indiren yasa tasarısı kabul edildi. bu şekilde beşşar esed, devlet başkanlığı referandumunda yüzde 97 oy alarak iktidara geldi.
— esed iktidara gelince, suriye'de başlayan, "şam baharı" olarak adlandırılan demokratikleşme, insan hakları ve ifade özgürlüğü alanlarında başlayan açılım dönemi şubat 2001'de sona erdi.
halep'te gelecek, tarihe hamile
"şam bahar" sona erdiginde suriye, dis politika sorunlarini da öne sürerek siyasi reformlardan uzaklasti. suriye'de demokrasi ve reform talep eden çok sayida muhalif, ekim 2005'te "şam deklarasyonu"nu imzaladi.
— daha sonra beşşar esad, "şam
deklarasyonu"nu imzalayan bu muhaliflerin bir kismini hapse atti. bir kismi ülkeyi terk etmek zorunda kaldi.
orta doğu'daki "arap baharı" dalgasının suriye'ye de sıçraması üzerine dera'da başlayan gösteriler 16 mart 2011'den itibaren ülke geneline yayıldı.
— suriye rejimi, daha özgür ve demokratik bir suriye talep eden halkı "ülkenin barış ve istikrarını bozmayı amaçlayan teröristler" olarak niteledi. bu talepleri aşırı şiddet kullanarak bastırmaya başladı. bunun sonucunda iç savaş patladı. patlak veren iç savaşta 2011'den bu yana yüz binlerce suriyeli hayatını kaybetti, milyonlarca kişi yerinden oldu veya komşu ülkelere sığındı.
1 note
·
View note
Video
youtube
Darmaduman - Tarkan ✩ Ritim Karaoke (Nihavend Minör Katip 4/4 C Sebare B... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ⭐ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/cfi8gBd-VaM ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Darmaduman - Tarkan ✩ Ritim Karaoke (Nihavend Minör Katip 4/4 C Sebare Beste Tarkan & Murat Erdem) ❤ @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ➤ SANATÇININ DİĞER ŞARKILARI İÇİN OYNATMA LİSTESİNE BAKABİLİRSİNİZ... ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://www.youtube.com/playlist?list=PL9SktAtLVupMwj_uYU8Sdo05vjzr16png https://www.youtube.com/playlist?list=PL9SktAtLVupOAx8sR8mr3YwJp_igeCHtX ➤ ESER ADI : DARMADUMAN ➤ SÖZ GÜFTE : TARKAN ➤ BESTE - MÜZİK : TARKAN - MURAT MATTHEW ERDEM ➤ USÜL : 4/4 C SEBARE ➤ MAKAM - BATI DİZİ : NİHAVEND - MİNÖR ➤ THM AYAK : KATİP AYAĞI ➤ ARANJÖR : MURAT MATTHEW ERDEM ➤ ENSTRÜMANLAR : GİTAR, ➤ KİMLER OKUDU : TARKAN ➤ FİRMA - ŞİRKETİ : HİTT MÜZİK ➤ KÜNYE : Mix-Mastering: Utku Ünsal Vokal Kayıt ve Edit: Elber Tutkus Enstrüman Kayıt: Ünal Aşkın Enstrümanlar Elektro ve Akustik Gitar: Murat Matthew Erdem Perküsyon: Mehmet Akatay Kamera/Yönetmen: Can Karabulut Video Editor: Çisem Baydar Çetinkaya Video Post Producer: Osman Çetinkaya Video Süpervizör: Erdi Sevinç Genel Koordinatör: Volkan Atay ŞARKI SÖZÜ Kasvetli, bulutlu Mavi gökyüzümüz Sağanak bir yağmur Topluyor gözlerimiz Benzi solgun aşkın Buz gibi ellerimiz Buradayız bedenen ama Kalben gitmiş gibiyiz Her şeyi anlatıyor İç çekişlerimiz Sevgilim yoksa Sözün bittiği yerde miyiz? Hayra alamet değil Var bir terslik Sanki fırtınadan önceki Sessizlik Ah saçımız darmaduman Bu esen ayrılık rüzgârı mı? Yaprak gibi savrulan Bizim o güzel anılarımız mı? Yoksa gözlerimizden Damla damla bu akan Elvedamız mı? Yüzümüzde nasıl da baharlar Rengârenk çiçekler Açardı bir zamanlar 2011 yılında Tarkan. Doğum Tarkan Tevetoğlu 17 Ekim 1972 (51 yaşında) Alzey, Renanya-Palatina, Batı Almanya İkamet Tarabya, Sarıyer, İstanbul Eğitim Baruch College Meslek Şarkıcı-şarkı yazarı · müzik yapımcısı Evlilik Pınar Dilek (e. 2016) Çocuk(lar) Liya Tevetoğlu (d. 2018) Resmî site tarkan.com Müzikal kariyeri Tarzlar Dans · pop · Türk sanat Etkin yıllar 1992-günümüz Müzik şirketi İstanbul · Universal · DMC · Hitt Tarkan Tevetoğlu ya da sahne adıyla Tarkan (d. 17 Ekim 1972), Türk şarkıcı-şarkı yazarıdır. 1990'ların başından itibaren Türk pop müziğinde yakaladığı devamlı liste ve satış başarılarıyla Türkiye'de ve dünya çapında tanınırlık elde etti. Diskografi Ana madde: Tarkan diskografisi 1992: Yine Sensiz 1994: Aacayipsin 1997: Ölürüm Sana 2001: Karma 2003: Dudu 2006: Come Closer 2007: Metamorfoz 2010: Adımı Kalbine Yaz 2016: Ahde Vefa 2017: 10 2024: Kuantum 51 Tarkan'ın kazandığı ve aday gösterildiği ödüller listesi Türk pop müziği Türk pop müziği kronolojisi Şarkıcıların takma isimleri listesi Dış bağlantılar Kariyeri 1992–2000: Yine Sensiz, Aacayipsin ve Ölürüm Sana Tarkan, Yine Sensiz adını verdiği ilk stüdyo albümünü İstanbul Plak etiketiyle 26 Aralık 1992'de Türkiye'de kaset halinde satışa sundu.[8] Albümdeki üç şarkının sözlerini tek başına yazdı, üç şarkının bestesini üstlendi ve "Kıl Oldum" şarkısıyla çıkış yaptı. 18 Haziran 1993'te albüme üç yeni versiyon ekleyerek CD halinde yeniden yayımladı. "Kıl Oldum" dışında, "Kimdi", "Gelip de Halimi Gördün mü?", "Vazgeçemem" ve "Çok Ararsın Beni (Yeni Versiyon)" şarkılarına klip çekti. Albümün toplam satışı 700.000 olarak açıklandı. Mayıs 1994'te, ikinci Tarkan stüdyo albümü Aacayipsin Türkiye'de; 1996'da Almanya'da ve 1998'de Rusya'da yayımlandı. Albümde Sezen Aksu, Ümit Sayın, Ozan Çolakoğlu ve Yıldız Tilbe gibi isimler yer aldı. Tarkan, dört şarkının söz yazımını üstlendi, bunlardan üç tanesinin bestesini de yaptı; "Hepsi Senin mi?", "Unutmamalı", "Gül Döktüm Yollarına", "Kış Güneşi", "Şeytan Azapta", "Dön Bebeğim" ve "Bekle" şarkılarına klip çekti. Aacayipsin albümü, iki buçuk milyon satış yaptı ve şarkıcıya 1995 yılında düzenlenen 1. Kral TV Video Müzik Ödülleri'nden En İyi Pop Müzik Erkek Sanatçı ödüllerini kazandırdı. Ayrıca yine aynı ödüllerden "Hepsi Senin mi?" şarkısı, En İyi Söz, En İyi Beste ve En İyi Şarkı kategorilerinde ödül aldı. Bu dönemlerde Amerika Birleşik Devletleri'ne yerleşti ve Atlantic Records'un kurucusu Ahmet Ertegün ile tanıştı. Tarkan, 1997'de Hitt Müzik adını verdiği kendi plak şirketini kurdu.
0 notes
Text
TOFAŞ Berk Demir ile anlaştı
https://pazaryerigundem.com/haber/180789/tofas-berk-demir-ile-anlasti/
TOFAŞ Berk Demir ile anlaştı
TOFAŞ, yeni sezon kadro yapılanma çalışmaları kapsamında uzun forvet pozisyonu için Berk Demir ile anlaşma sağladı.
BURSA (İGFA) – 2024-2025 Sezonu için kadro yapılanma çalışmalarına devam eden TOFAŞ, son olarak Darüşşafaka Lassa forması giyen Berk Demir ile anlaşma sağladı.
Basketbola Anadolu Efes altyapısında başlayan Berk Demir, Anadolu Efes’in pilot takım anlaşmasının olduğu Pertevniyal’de 5 sezon TB2L ve TBL deneyimi yaşadıktan sonra ilk Basketbol Süper Ligi deneyimini 2016-2017 sezonuyla Anadolu Efes’te yaşadı. Burada 2 sezon forma giydikten sonra Darüşafaka Basketbol’a transfer olan Berk Demir, 2018-2021 yılları arasında 3 sezon Darüşşafaka forması giymiş ve ardından 2 sezon Türk Telekom’da görev yapmıştı.
2023-2024 Sezonu öncesinde başkent ekibinden tekrardan eski kulübüne dönen Berk Demir, Darüşşafaka Lassa ile geride kalan sezonda ise Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi’ndeki 29 maçta 7.2 sayı-1.3 asist-4.8 ribaund; Basketbol Şampiyonlar Ligi’ndeki 9 maçta 6.4 sayı-1 asist-5.6 ribaund ortalamalarına imza atmıştı.
1995 doğumlu ve 2.04 cm boyundaki Berk Demir, uzun forvet (4) pozisyonunda görev yapmaktadır.
BERK DEMİR KİMDİR?
18 Mayıs 1995, İstanbul doğumlu olan 2.04 cm boyundaki Berk Demir, power forward (4) pozisyonunda görev yapmaktadır.
Basketbola Anadolu Efes altyapısında başlayan Berk Demir, 2011-2016 yılları arasında aynı zamanda Anadolu Efes’in pilot takım anlaşmasının olduğu Pertevniyal’de görev yaptı. Berk, burada Türkiye Basketbol 2. Ligi ve Türkiye Basketbol Ligi’nde önemli deneyimler yaşarken; 2013 yılında gençlerde, 2014 yılında ise ümitlerde Avrupa şampiyonlukları yaşayan ve “altın jenerasyon” olarak adlandırılan Genç ve Ümit Milli Takım kadrolarında yer aldı.
İlk Basketbol Süper Ligi deneyimini 2016-2017 sezonuyla birlikte Anadolu Efes’te yaşayan Berk Demir, 2018-2019 sezonu öncesinde ise Darüşşafaka Basketbol’a transfer oldu. Darüşşafaka’da 2 sezon forma giydikten sonra 2021-2022 ve 2022-2023 sezonlarını Türk Telekom’da geçiren Berk Demir, 2023-2024 sezonu öncesinde başkent ekibinden tekrardan eski kulübü Darüşşafaka’ya geri döndü.
Berk Demir, Darüşşafaka Lassa ile geride kalan sezonu Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi’nde 29 maçta 7.2 sayı (%32.1 üçlük)-1.3 asist-4.8 ribaund; Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde 9 maçta 6.4 sayı (%30.8 üçlük)-1 asist-5.6 ribaund ortalama istatistikleriyle tamamladı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Temassız Kredi kartı olanlar bu haber sizin için..
Temassız ödemeler, günlük hayatımızı kolaylaştıran bir özellik olsa da, bazı riskler de barındırıyor. Özellikle kartınızın kaybolması veya çalınması durumunda, kötü niyetli kişiler tarafından kullanılabilir. Dikkat edilmesi gereken bazı noktalar: Temassız limitinizi düşürün: Bankanızdan temassız limitinizi 750 TL yerine 250 TL gibi daha düşük bir seviyeye indirmenizi isteyebilirsiniz. Tüm alışverişlerde şifre kullanın: Mümkün olduğunca tüm alışverişlerinizde şifre girerek ekstra güvenlik sağlayın. Kartınızın kaybolduğunu veya çalındığını fark ettiğinizde hemen bankanıza bildirin: Kartınızın kaybolduğunu veya çalındığını fark ettiğiniz anda bankanızı arayarak kartınızı bloke ettirmeniz önemlidir. Kartınızın güvenliğini sağlayın: Kartınızı çantanızda veya cebinizde güvenli bir şekilde saklayın. Temassız ödeme limitlerinin geçmişi: 01 Mart 2018: 90,00 TL 01 Ağustos 2019: 120,00 TL 18 Mart 2020: 250,00 TL 7 Mayıs 2021: 350,00 TL 1 Şubat 2022: 500,00 TL 1 Temmuz 2022: 750 TL Temassız ödemeleri kullanırken dikkatli davranarak kartınızın güvenliğini sağlayabilirsiniz. Read the full article
0 notes
Text
İşyeri Hekimliği Çıkmış Sorular
İşyeri Hekimliği için çıkmış sorular ile hem dokümanlara hem de soru ve testler ile çalışma notlarına aşağıdan kolayca ulaşabilirsiniz. Burada hem İşyeri Hekimleri, hem de Diğer Sağlık Personelleri için hem dokümanlarla hem de soru ve testlerle yardımcı olmak ve İSG kültürünün gelişimine katkıda bulunmak en büyük temennimizdir. Umarız ki buradaki dokümanlar sizlere faydalı olur. İSG müfredatına uygun çalışmalara ve binlerce soru çözümlerine, rehber ve dokümanlara artık Online İSG'den ulaşabilirsiniz.
İŞYERİ HEKİMLİĞİ SINAV SORULARI;
2011 yılı İşyeri Hekimliği Çıkmış Sorular 2011 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2012 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2013 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2015 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2016 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2017 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2018 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2019 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2020 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2021 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2022 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2023 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları Diğer Sağlık Personeli Çıkmış Sorular A Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular B Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular C Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular 2012 yılı İşyeri Hekimliği Çıkmış Sorular 13 Mayıs 2012 tarihinde gerçekleşen İşyeri Hekimliği Sınavı Soruları 21 Ekim 2012 tarihinde gerçekleşen İşyeri Hekimliği Sınavı Soruları 2011 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2012 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2013 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2015 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2016 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2017 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2018 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2019 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2020 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2021 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2022 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2023 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları Diğer Sağlık Personeli Çıkmış Sorular A Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular B Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular C Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular 2013 yılı İşyeri Hekimliği Çıkmış Sorular 18 Mayıs 2013 tarihinde gerçekleşen İşyeri Hekimliği Sınavı Soruları 18 Ağustos 2013 tarihinde gerçekleşen İşyeri Hekimliği Sınavı Soruları 21 Aralık 2013 tarihinde gerçekleşen İşyeri Hekimliği Sınavı Soruları 2011 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2012 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2013 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2015 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2016 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2017 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2018 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2019 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2020 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2021 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2022 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2023 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları Diğer Sağlık Personeli Çıkmış Sorular A Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular B Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular C Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular 2015 yılı İşyeri Hekimliği Çıkmış Sorular 18 Haziran 2015 tarihinde gerçekleşen İşyeri Hekimliği Sınavı Soruları 2011 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2012 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2013 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2015 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2016 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2017 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2018 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2019 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2020 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2021 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2022 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2023 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları Diğer Sağlık Personeli Çıkmış Sorular A Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular B Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular C Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular 2016 yılı İşyeri Hekimliği Çıkmış Sorular 16 Haziran 2016 tarihinde gerçekleşen İşyeri Hekimliği Sınavı Soruları 2011 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2012 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2013 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2015 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2016 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2017 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2018 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2019 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2020 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2021 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2022 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2023 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları Diğer Sağlık Personeli Çıkmış Sorular A Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular B Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular C Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular 2017 yılı İşyeri Hekimliği Çıkmış Sorular 04 Mayıs 2017 tarihinde gerçekleşen İşyeri Hekimliği Sınavı Soruları 2011 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2012 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2013 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2015 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2016 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2017 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2018 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2019 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2020 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2021 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2022 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2023 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları Diğer Sağlık Personeli Çıkmış Sorular A Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular B Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular C Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular 2018 yılı İşyeri Hekimliği Çıkmış Sorular 20 Mayıs 2018 tarihinde gerçekleşen İşyeri Hekimliği Sınavı Soruları 2011 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2012 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2013 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2015 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2016 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2017 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2018 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2019 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2020 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2021 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2022 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2023 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları Diğer Sağlık Personeli Çıkmış Sorular A Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular B Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular C Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular 2019 yılı İşyeri Hekimi Çıkmış Sorular - 21 Mayıs 2019 tarihinde gerçekleşen İşyeri Hekimliği Sınavı Soruları - 14 Aralık 2019 tarihinde gerçekleşen İşyeri Hekimliği Sınavı Soruları 2011 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2012 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2013 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2015 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2016 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2017 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2018 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2019 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2020 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2021 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2022 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2023 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları Diğer Sağlık Personeli Çıkmış Sorular A Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular B Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular C Sınıfı İSG Uzmanı Çıkmış Sorular 2020 yılı İşyeri Hekimi Çıkmış Sorular - 07 Kasım 2020 tarihinde gerçekleşen İşyeri Hekimliği Sınavı Soruları
2011 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2012 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2013 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2015 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2016 Yılı İşyeri Hekimliği Sınav Soruları 2017 Read the full article
#DiğerSağlıkPersoneliSınavSoruları#işyerihekimisınavsorucevapları#işyerihekimliğiçıkmışsorular#işyerihekimliğisınavsoruları#hekim#isgsınav
0 notes
Text
14 Mayıs seçim gecesi için olay ifadeler: Her şey bir oyundu
14 Mayıs seçim gecesi için olay ifadeler: Her şey bir oyundu. Özellikle Güneydoğu'da çok sayıda sandıkta Yeşil Sol Parti'nin oylarının YSK sistemine girilirken MHP ve AKP'ye kaydedilmesinin ortaya çıkmasından sonra seçim güvenliği konusunda endişeler arttı. Korkusuz Gazetesi Yazarı Can Ataklı, seçim sonuçlarına kesinlikle inanmadığının altını çizerek, rakamlarla oynandığını öne sürdü ve "Her şey aslında hazırlanmış bir planın parçası gibi" dedi. Ataklı'nın ifadelerine göre, MHP'nin ve Yeniden Refah Partisi'nin (YRP) Cumhur İttifakı içinde yer almalarına rağmen ortak liste ile değil de tek başlarına seçime girme kararı almaları şaşkınlık yaratmıştı. Ancak, Ataklı bu durumu, bütün anketlerde MHP'nin oyunun yeni sistemin barajı olan yüzde 7'nin altında olduğu gerçeğine dayandırmıştı. Ayrıca, Bahçeli'nin bu tutumu, sanki Cumhur İttifakı'nı zora sokuyor gibi gelmişti. Yeniden Refah Partisi'nin de seçime kendi listesiyle gireceğinin açıklanması aynı şekilde şaşırtıcıydı, çünkü bütün anketlerde yüzde 1'i geçmeyen YRP'nin tek başına seçime girmesi genel başkanları Fatih Erbakan'ın bile seçilmesi mümkün görünmüyordu. Ataklı'nın iddialarına göre, seçim sonuçlarına yönelik belirsizlik, rakamlarla oynandığına dair endişeleri arttırdı. Örneğin, MHP'nin oyu, YSK tarafından açıklanan verilere göre yüzde 5'in bile altına düşmüştü. Ancak seçim sonuçlarına göre, MHP yüzde 10 oy alarak büyük bir sıçrama gerçekleştirdi. Ataklı, bu durumun hazırlanan bir senaryonun parçası olduğunu düşünüyor. Ayrıca, AKP'nin oy oranındaki düşüş de gözler önüne serildi, ancak MHP ve YRP'ye yükleme yapılarak Cumhur İttifakı'nın oy oranı yüzde 48'e çıkarıldı. Ataklı, seçim sonuçlarına güvenmediğini ve önceden hazırlanmış bir planın parçası gibi gördüğünü belirtti. Ayrıca, seçim sonuçlarından önce ve sonrasında dikkat çeken bir diğer konu, seçmen sayısındaki artış oldu. YSK, 2023 seçimleri için açıkladığı seçmen sayısını 64 milyon 113 bin 941 olarak belirledi. Ancak bu sayı, 2018'deki seçmen sayısından 2 milyon 519 bin kişi azalmıştı. Yine de, 18 yaşını geçerek seçmen hüviyetine kavuşanların sayısı, 4 milyon 904 bin 672 olarak açıklandı. Bu verilere göre, yeni seçmen sayısı, toplam seçmen sayısından 2 milyon 224 bin 250 fazla. Ataklı, bu durumu da eleştirerek, seçmen nereden çıktı ve bu seçmenler birden fazla oy kullanmış olabilir mi? sorularını sordu. Bu nedenle, seçim sonuçlarına yönelik belirsizlik ve endişeler arttı. Muhalefetin, bu durumu ortaya çıkaracak hamleler yapması gerektiği düşünülüyor. Read the full article
0 notes
Text
Ucube Seçimin Gölgesinde Temsiliyetizmin İflası ve Denetimistlerin Tutumu
14 Mayıs tarihi Anayasa’da yazan yazılı normlara göre usulüne uygun olarak alınmış bir karar mıdır?
Recep Tayyip Erdoğan’ın “üçüncü dönem yolsuzluğu” Anayasa normlarına uygun mudur?
Seçmenin teminatı seçilmen de midir?
Denetimist davacının seçilmen aday statüsü olur mu? Uygulanabilir mi?
Sandıksızların teminatı denetimistler de olabilir mi?
Tarihsel olarak seçimler karşısında denetimist devrimci tutum nasıl olmalıdır?
A). Anayasa’da cumhurbaşkanlığı ile meclis seçimlerinin birlikte düzenleneceği kuralı kayıt altına alınmıştı. Zira meclis seçimleri ve cumhurbaşkanlığı seçimleri dönemi aynı gün yapılmak koşuluyla 5 yıl ile sınırlandırılmıştı. Dolayısıyla; mevcut seçimde 5 yıl önceki seçim tarihinden bir önceki pazara gelmek üzere yazılı bir kural olarak benimsenmişti. Bilindiği üzere 24 Haziran 2018 tarihinde hem meclis seçimleri hem de cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılmış idi. Buna göre 24 Haziran 2018’den 5 yıl sonraki 2023 yılına denk gelmek üzere 18 Haziran pazara denk geliyordu. Haliyle; 18 Haziran 2023 tarihinde cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimleri yapılması gerekiyordu.
Anayasa’daki yazılı kurala göre her ne kadar 18 Haziran 2023 tarihinde hem meclis hem cumhurbaşkanlığı seçimleri bir kural olarak kayıt altında olsa da, 14 Mayıs 2023 tarihine seçimlerin çekilmesi kararı hukuk tekniği açısından “ERKEN SEÇİMDİR”. Her ne kadar 14 Mayıs seçiminin bir erken seçim olduğunu iktidar, muhalefet ve tüm ittifaklar, dahası “temsiliyetist siyasi terörist partiler” bilse de, erken seçim olduğunu tüm milletten saklamışlardır. Keza erken seçim için Anayasa’nın ilgili maddesi; “Anayasal olarak belirlenmiş seçim takvimin 6 ay öncesinden başlamak üzere geriye doğru erken seçim karar alınabilir.” der. Anayasa’nın en az 6 maddesini bozmak suretiyle seçime gidiliyor. Dolayısıyla; bu seçim anayasa hukuk tekniğine göre erken seçim bile sayılmaz. Tam tersine normal bir seçimde olmadığına göre, bu seçim “UCUBE SEÇİMDİR”.
B). Anayasa’nın 101’inci Maddesi’ne göre; “Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilir.” Ve Anayasa’nın 116’ıncı Maddesi’ne göre; “Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.” kuralları benimsendiği için, Recep Tayyip Erdoğan’ın seçime girebilmesinin tek koşulu 3/5 meclis salt çoğunluğu olan 360 oy ile (meclisin seçimleri yenileme kararı almasıyla) mümkündür.
Yazılı hukuk olarak kabul edilen hukuk sistemi her ne kadar böyle olsa da, ne 101 ne de 116 maddelerine göre Recep Tayyip Erdoğan’ın 3’üncü dönem seçimlere katılması mümkün olmasa da, kendi anayasasını dahi tanımayan bir yasama, yürütme ve temsiliyetist seçilmen terörist partilerin yapmaya hazırlandığı UCUBE BİR SEÇİMLE karşı karşıyayız. İç işleri Bakanı Süleyman Soylu gibi “DARBE SEÇİMİ” mi dersiniz, yoksa “GARİP BİR PLEBİSİTER SEÇİM” mi dersiniz; ne derseniz diyin yapılacak olan seçim hiçbir yazılı norma oturmamaktadır.
Yüksek Seçim Kurulu ne oldu da bu ucube seçimi kabul etti? Özellikle de YSK ne oldu da Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü dönem ucube adaylığını kabul etti?
2023/316 YSK kararında bahsi geçen “Bu bilinçli tercih sonrasında, 6771 sayılı Kanun kapsamında değişiklik yapılmış Anayasa’nın 101’inci maddesinin yürürlükte olan son haliyle birlikte yapılan ilk TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin takvimin başladığı tarih olan 30 Nisan 2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir.” denmekle; sistem değişikliği yapıldığı ön kabulüyle, eski cumhurbaşkanlığı statüsü ile yeni cumhurbaşkanlığı statüsü değiştiği için, 101’de yazılan bu iki dönem kuralının 2018’de yeni cumhurbaşkanlığı sistemi ile başlayacağı yasama başkanı Mustafa Şentop tarafından ilgili Divan ve komisyon raporları tarafından ileri sürülmüştür. Böylelikle 2014-2018 arası Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı hükümet dönemi, dönem olarak sayılmamış, yeni hükümet sistemine göre geçerli olmadığı şeklinde yorumlanmış ve bu yorumları YSK’ya talimat vererek karar altına almak koşuluyla Recep Tayyip Erdoğan için ucube bir üçüncü dönem yaratmışlardır.
Her ne kadar Mustafa Şentop’un bahsettiği gibi cumhurbaşkanlığının eski ve yeni anlamları değişmiş olsa da, aynı kişinin değişmemesi nedeniyle, Recep Tayyip Erdoğan için (şayet eski dönemde cumhurbaşkanlığı yapmış olan bir kişiden bahsediyorsak) 3’üncü bir dönem yasamanın 360 oyu ile Anayasa’nın 116’ıncı maddesi kapsamında ancak mümkün olabilir.
Anayasa'nın 101'inci maddesi “Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” der. Hadi Mustafa Şentop’un dediği gibi, 2 referandumda da aynı kural (gerçi ikinci referandumda bu kural açıkça bir referandum maddesi değildi ama hadi böyle varsayalım) oylandı diyelim. Ve bu kural her iki referandum içinde kabul gördü, diyelim. Hadi eski ve yeni cumhurbaşkanı olmak üzere iki ayrı cumhurbaşkanı modeli (bu durumun anayasa ve hukuk tekniği açısından usulsüz bir teknik olduğunu da ayrıca belirtelim) olduğunu da var sayalım.
“BİR KİMSE en fazla iki defa CUMHURBAŞAKANI seçilebilir” ibaresindeki cumhurbaşkanı kavramının, her iki farklı türünü var saysak bile, BİR KİMSE KAVRAMI DEĞİŞMEMEKTEDİR. Recep Tayyip Erdoğan bir kişidir. Recep Tayyip Erdoğan kendisine has bir varlık, bir kişi iken, bildiğimiz Recep Tayyip Erdoğan, Erdoğan olmaktan çıkıp Mustafa Şentop olmadığına göre, ister yeni ister eski, yani her iki referandum da aynı kural kabul edilmiş olsa da, cumhurbaşkanlığı kavramının yetki, görev ve kapsamı açısından aralarında türdeşlik açısından türdeşlik olsa bile, özdeşlik açısından asla özdeşlik bulunmamaktadır. Fakat bu durum da bile kişi kavramı hala değişmemiştir. Makamın yapısı değişse de, kişinin kendisi değişmemiştir. Yani Erdoğan Erdoğan değil, Ayşe mi olmuştur? Mesele bu açıdan incelendiğinde Şentop da Şentop olmaktan çıkıp Osman olmadığına göre, Şentop Osman olduğunu iddia ediyorsa, bu da saçma bir iddiadır.
Mustafa Şentop “2 farklı cumhurbaşkanlığı statüsü” kapsamında anayasa hukuk tekniğini kafasına göre değiştiriyor. Hadi “2 farklı cumhurbaşkanlığı statüsü konusunda kısmen haklılık payı olduğunu varsaysak” bile, Şentop Erdoğan’ın 2014-2018 dönemindeki, cumhurbaşkanı kavramının lafzı olarak, eski statülü cumhurbaşkanlığı her ne kadar yeni dönem cumhurbaşkanlığında değiştirilmiş olsa da, kişi olarak var olan Erdoğan 2014 de Erdoğan idi, 2018’de de Erdoğan idi. 2023 döneminde de Erdoğan’dır. Sonuçta; Erdoğan kişi olarak değişmiş olmuyor.
Mustafa Şentop ve YSK; eski hükümet ve eski cumhurbaşkanı sistemini yeni sisteme dahil etmediğine göre, 2012’de eski cumhurbaşkanlığı statüsü ile imzalanmış olan İstanbul Sözleşmesi’nden 2021 yılında kabul edilen yeni sisteme göre de çıkılması (bu mantığa göre) mümkün değildir. 2021’de İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan cumhurbaşkanı hangi yetkiye göre çıkmıştır? Recep Tayyip Erdoğan’ın eski cumhurbaşkanlığı sistemine göre imzalanmış uluslararası bir sözleşmeden yeni cumhurbaşkanlığı sistemine göre çıkma hakkı varsa; Recep Tayyip Erdoğan’ın 2014 ve 2018 cumhurbaşkanlığı dönemini yeni Cumhurbaşkanlığı yetkilerine göre yok etme yetkisi de yoktur!
SONUÇ İTİBARIYLA; “BİR KİMSE en fazla ‘iki defa’ CUMHURBAŞAKANI seçilebilir”
*Cumhurbaşkanı statüsünün görev ve yetkilerinin kapsamı değişmiştir.
**İki defa kuralı değişmemiştir.
***Kimse, kavramı değişmemiştir.
Dolayısıyla; Mustafa Şentop’un ‘’2017 referandumunda bu maddeyi tekrar oyladık, o yüzden yeni dönem için iki defa kuralı geçerlidir.” şeklindeki yorumu da gerçeği yansıtmamakta/dezenformasyondan başka da bir şey ifade etmemektedir. Tekrar vurgulamak gerekiyorsa “kimse” kavramı değişmemiştir. Recep Tayyip Erdoğan aynı Recep Tayyip Erdoğan’dır! Dolayısıyla; seçime girmesi Anayasa’ya ve seçim kanunlarına tümüyle aykırıdır.
C). Burjuva hukuku tarih sahnesinde ortaya çıktığından bu yana, yani kapitalizm kapitalizm olduğundan bu yana, parlamenter sistem seçme, seçilme, sandıkta oy verip vermeme üzerine kurulmuş bir sistemdir. İki saç ayaklı feodal yargı devletlerinin üzerine seçimlere dayanan üç saç ayaklı parlamenter sistem gelmiştir. Devlet yapısı da bu ölçekte üç saç ayaklı modern bir devlet modeline dönüşmüştür. Feodal sistemde selfin temsili teminatı aristokratlar iken ya da antik sistemde kölelerin temsili teminatı köle sahipleri iken, parlamenter sistemde ise seçmenin temsili teminatı seçilmen olarak ön görülmüştür.
Kısacası; tarihsel olarak parlamenter sistem ve cumhuriyet devleti modelleri seçmenin temsili teminatını seçilmende görmektedir. Her ne kadar böyle ön görülmüş olsa da, tüm bu toplumsal sistemler ve devlet modelleri temsiliyetizme dayanan biçimlerdir. Bilindiği gibi “halkın kendi kendini yönetmesi” diye tabir edilen yönetim modelleri “asli unsurun yönetime katılımı” değil, asli unsur adına temsili modellerin yönetimini temel alan sistemsel modellerdir. Başka bir deyişle, halkı halk adına yönettiği iddia edenler, devlet aygıtını halk yararına değil, kendi şahsi menfaatlerinin ve zümrelerinin yararına kullana gelmiştir.
Dolayısıyla; tarihsel olarak seçmenin teminatı seçilmende değildir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve evrensel seçim hukukuna göre her ne kadar seçmenin teminatı seçilen gibi gözükse de, T.C. Anayasa Mahkemesi 2019/20445 No’lu Anayasa Mahkemesi kararı ile AYM ulusal ve uluslararası hukukta seçmenin teminatının olmadığını karar altına alarak ortaya çıkartmıştır. Tarihte ilk defa seçmenle seçilmen AYM kararı ile ayrışmıştır. Seçmen ve seçilmen, seçenle seçilen ayrışmıştır. Asli unsur ile temsili unsur ayrışmıştır.
Her seçmen seçilmen olamayacağı gibi, aksine her seçilmen aynı zamanda yüzde yüz seçmendir. Bu kural asli unsur ile temsili unsur arasındaki seçim terazisinde seçilmenden yana taraflı ve seçilmene bağımlı bir seçim hukukunun da ön kabulüdür. Dolayısıyla; bu durum seçmen ile seçilmen arasında eşit bir seçim hukukunun olmadığının da kanıtıdır. Asli unsur ile temsiliyetist unsur tarihte ilk defa ayrışmıştır. Bununda gerçek nedeni ise; halkın yönetime katılımının kurumsal olmamasından kaynaklanmaktadır.
Özetle; yasama halk adına yasa çıkardığını iddia ederken, yargı bu yasaların denetimini halk adına yaptığını iddia ederken, yürütme de bu yasaları yürüttüğünü iddia etmektedir. Her ne kadar bu üç saç ayağı faaliyet ve görev alanlarına bağlı olarak çeşitli iddialarda bulunmuş olsalar da, halkın yasama, yargı ve yürütme de kendisini çıplak olarak bir kurum aracılığıyla var edemediğine tanık olmaktayız.
Örneğin, modern mahkeme kavramı savcı, hakim ve avukat üçlü saç ayağından oluşmaktadır. Savcı yasaları iddianameye geçirdiğinden dolayı ��yargı içerisindeki yürütmenin kolunu” temsil etmektedir. Hakim yasaları muhakeme ettiğinden dolayı “yargının içerisinde yasamanın kolunu” temsil etmektedir. Avukat ise savcı ve hakime karşı halkı koruma/savunma görevinden kaynaklı olarak “yargı içerisinde yargı kolunu” temsil etmektedir.
Dolayısıyla; modern mahkeme kavramı bile savcı, hakim ve avukat üzerinden ve bunların faaliyetleri/görevleri üzerinden ayrıştırılmaya kalkışılmış olsa bile, yargının içindeki yasama, yargı ve yürütme kol ve türevlerini ifşa ettiğinden dolayı, modern mahkemelerin tümü üç saç ayaklı temsiliyetist devlet modelinin mini bir maketidir. Modern devlet mahkeme kavramı ve olgusu içerisinde temsiliyetist bir işleyiş sistemine sahiptir. Halde böyle olunca; temsiliyetist yasama, yargı ve yürütme klikleri kendi şahsi menfaatlerine göre yasalar çıkardıkça diğer temsiliyetist kliklere de bunları uygulattıkça, halk adına yürütülen bir devlet modelinin aksine toplum aleyhine yönetilen bir devlet modeli ortaya çıkmaktadır.
Bütün bu nedenlerden dolay seçimlerde seçmenin teminatı sanıldığının aksine seçilmen değildir!
D). Seçmenin seçimlerde teminatının seçilmende olmadığı sonucu yaklaşık 20 yıla kadar uzanan bir mücadele pratiği ile kanıtlanmıştır. Her ne kadar bu pratik bireyselmiş gibi algılansa da, bilindiği gibi her buluş, her yeni icat, şahsi pratikler içerisinde var olup zaman içinde tüm topluma yayılıyor ise, bu kanıtlanmış tarihsel olgu da tüm topluma er ya da geç yayılacaktır.
2019/20445 No’lu AYM dosyasının davasının devamında yukarda saydığımız temsiliyetist sistem nedeniyle toplumsal denetimist taleplerin karşılanmaması üzerine seçmen olarak seçimlere müdahale etmiş bir pratiğin doğal uzantısının seçilmen statüsü ile de seçilmen sandığına el koyması meşru bir haktır!
Halde böyle olunca; seçimlerde seçmenin teminatının olmadığı kararını alan denetimist devrimci pratisyenler davalarının devamında toplumsal denetim kurumunun ve haklarının meşrulaşması için, temsiliyetist siyasal baskı rejimini hukuksal olarak alaşağı etmek için, seçilmen sandığına adaylıkta koyabilirler.
Keza denetimist toplumsal taleplerin temsiliyetist siyasal aktörler tarafından karşılanamayacağı da bir başka gerçekliktir.
Nitekim de denetimist devrimci aday seçilmen sandığına bağımsız davacı cumhurbaşkanı adayı olarak adaylığını da koymuştur!
Her ne kadar denetimist devrimci aday seçilmen sandığına adaylığını koymuş olsa da, Yüksel Seçim Kurulu şu ana kadar adaylıkla ilgili hiçbir karar almadığı gibi, aksi yönde de tutum belirleyememiştir.
Referandumdan beri sistem değişikliğine ve yapılan tüm seçimlere itiraz eden denetimist devrimci aday var olan cumhurbaşkanı şahsında yürütmeyi, milletvekilleri şahsında yasama ve seçilmen adaylarını, başta AYM olmak üzere atanman olan yargı personellerini tanımadığı gibi, hiçbir kuruma da yetki vermemiştir.
Tam da bu nedenle; denetimist devrimci aday yasamanın çıkardığı kanunların iptaline müracaat etmiştir. Tam da bu nedenle; İstanbul Sözleşmesi’nde çıkma kararına karşı Danıştay’da davalar açmıştır. Tam da bu nedenle; cumhurbaşkanının aldığı seçim kararının CK’sının kanun iptaline müracaat etmiştir. Tam da bu nedenle; Yüksek Seçim Kurulu’nun “YÜKSEK SANDIK KURULU” olarak ilan etmiştir!
Tam da bu nedenle; denetimistler gayri meşru olan bu seçime ve ona iştirak eden tüm temsiliyetist partileri karşısına almaktan da çekinmemişlerdir.
Davacı denetimist aday başvurusunun uygulanabilirliğinin olup olmadığı hususunda, YSK’nın ve AYM’nin sessiz kalmasından dolayıdır ki, bugüne kadar denetimistler seçim tutumlarını kapsamlı bir şekilde açıklayamaya zaman bulamamışlardır. Her ne kadar hala da AYM ve YSK sessiz kalmaya devam etse de, seçime çok az süre kalması nedeniyle böyle bir ön tutum yazısı yazmak dosta düşmana karşı mecburi olmuştur.
E). 2018’de yapılan cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimlerine denetimist devrimciler itiraz ederken, itirazlarını yasama ve YSK üzerinden AYM’ye taşırken, sandıksız seçmenin (sandığa gitmeyenlerin) milli iradesinin meclise yansımamasının ve verilmemiş oyların geçersiz sayılması uygulaması nedeniyle “genel oy eşitliğinin kurumlara tecellisi” adına, oy alıp seçilen milletvekillerinin yüzdelik puantajından düşürülmesi uygulamasının getirilmesi müracaatı ve itirazları yapılmıştır.
Örneğin, bir seçim bölgesinde seçmen sayısına göre üç vekil çıktığını varsayarsak, o seçim bölgesinde sandığa gitmemiş oy oranının yüzde 20 olduğunu düşünelim, geçersiz oyların dışında sandığa bilinçli olarak gitmeyen, yani seçmemeyi seçen seçmenlerin seçmediği oyların seçilen vekillerin aldığı oy oranında taksimi yapılarak, her milletvekilinin ayrı ayrı hesaplanarak yasama ya da yürütme faaliyetinde bulunurken yetkiyi de o oranda kullanması gerektiği ön görülmüştür.
Misal; birinci adayın yüzde 92’i, ikinci adayın yüzde 88’le, üçüncü adayın yüzde 84’le “oy-puan” puantajı ile vekil olması/seçilmen olması gerekiyor ki; genel ve eşit oy dağılımı, ister seçmenin seçtiği oyların kurumlara tecellisi olursa olsun, ister seçmenin seçmediği oyların kurumlara tecellisi olursa olsun, genel ve eşit oy dağılımı bu sayede meclise ve kurumlara yansıyabilsin!
Şeçmemekte bir seçimdir. Seçim hukuku seçmemeyi de seçim hukuku olarak görür. Oy verende vermeyen de asli unsur sayıldığına göre; salt oy verenin oylarının kurumlara tecellisinin kabul edilmesi eşit ve doğru bir tutum değildir. Bu tam tersine oy vermeyen seçmenin iradesini tanımamak milletin bir kesimini yok saymaktır.
İster ulusal seçim sisteminde, isterse uluslararası seçim sisteminde, sandıksızlık tercihi yapan seçmenin, seçim yapmadığından bahseden bir kural/kaide/yasa yoktur. Tam da bu nedenle; denetimist devrimciler sandıksızların da haklarını korumakla mükelleftir.
Hukuk tekniği açısından her ne kadar karmaşık gibi gözükse de, sandıksızlık oy oranlarının milli irade açısından kurumlara tecellisinin eşit oy hakkının yansıması olarak kabulü edilmesi denetimist devrimci faaliyetin temel bir talebidir.
F).
Bu seçim seçim tarihi olarak gayri meşru ve ucube bir seçimdir.
Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü dönem adaylığı hususu bu seçimi şaibeli bir seçim haline getirmektedir.
Dolayısıyla; bu seçim plebisiter bir seçimdir.
Her ne kadar YSK ve AYM şu ana kadar denetimistlere karşı tutum ve tavır belirlememiş olsa da, 14 Mayıs seçim gününde olası oy verme tutumu denetimistler açısından şöyle olabilir:
SANDIĞA GİTMEMEZLİK YAPMA!
SANDIĞA GİT!
SANDIĞINA SAHİP ÇIK!
İSTER CUMHURBAŞKANI PUSULASI, İSTER MECLİS PUSULASI OLURSA OLSUN, HER İKİ PUSULAYA DA “TEMSİLİYETİZME GEÇİT YOK!”, “OYLAR DENETİMİST ADAYA!”, “DENETLENMEYEN DEVLET MEŞRU DEĞİLDİR!” YAZILAMALARINI PUSULALARA YAZARAK, TOPLUMSAL DENETİMİST HAKLARINA SAHİP ÇIK!
SANDIĞA GİT Kİ, DENETİMİN GÜCÜNÜ GÖRELİM!
SANDIKSIZLIK TERCİHİNİ SANDIKTA YAP!
ÖNEMLİ OLAN SALT SANDIĞI BOYKOT ETMEK DEĞİL, ÖNEMLİ OLAN SANDIKTA DENETİMİST BÜROKRATİK EYLEM YAPMAK!
KEZA BU EYLEMLERİ FOTOGRAFLAYIN VE DENETİMİSTLERE ULAŞTIRIN Kİ, DENETİMİST HAKLAR İÇİN ULUSAL VE ULUSLARARASI MAHKEMELER İÇİN DELİL OLUŞTURULABİLSİN!
30.04.2023
TOPLUMSAL DENETİMİST DÜŞÜNCE HAREKETİ (TDDH)
#emek#emekoloji#seçim#seçmen#sandık#seçilmen#temsiliyetizm#memuriyetizm#parlamentarizm#devlet#bürokrasi#denetim#plebisiter#sandıksız#boykot#yasama#yargı#yürütme#hukuk#anayasa#kanun#yasa#atanman#devrimci#YSK#AYM#zümre#feodalizm#kapitalizm#cumhurbaşkanı
0 notes
Text
Sosyalistler Credit Suisse’nin satılmasına tepki gösterdi
BERN- Sosyalist Partinin (SP/PS) Eş Genel başkanı Céderic Wermuth, Credit Suisse’nin satılmasına tepki göstererek, 2018 yılından beri hiçbir şeyin değişmediğine vurgu yaptı. SP’nin eş genel başkanı Céderic Wermuth, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarda Credit Suisse’nin UBS’ye devredilmesine tepki göstererek, 2008 mali krizinden bu yana hiçbir şeyin değişmediğine vurgu yaptı. https://twitter.com/cedricwermuth/status/1637525454193082368?s=46&t=7LruKCNOyxTS3EFO0Tl7Vw Sorumluların hesap vermesi gerektigini belirten Wermuth, “Kimin neyi, ne zaman yapmadığı siyasi olarak konuşulmalı. Bunun için bir meclis soruşturma komisyonuna ihtiyaç var” diyerek parlementoyu işaret etti. SP’nin Federal Meclis Üyesi Fabian Molina da Twitter’dan sert bir eleştiri yaparak, yaşanan durumu “yüzyılın skandalı olarak” nitelendirdi. İsviçre bankacılığının Halkın omuzlarına milyar dolarlık riskler yüklediğine dikkat çekti. https://twitter.com/fabianmolinanr/status/1637528061523423232?s=46&t=7LruKCNOyxTS3EFO0Tl7Vw “SORUMLULAR HESAP VERSİN” SP Zürich Milletvekili Céline Widmer, sorumluların hesap vermesi çağrısında bulundu. Widmer, Federal hükümet büyük bir banka bir kez daha başarısız olduğu için milyarlarca dolarlık risk alıyor” Bu inanılmaz bu durum. Sorumlular hesap vermeli ve böyle bir şeyin bir daha asla yaşanmaması için acilen daha iyi, daha etkili kurallara (yasalara) ihtiyacımız var” dedi. https://twitter.com/celinewidmer1/status/1637561173292863491?s=46&t=7LruKCNOyxTS3EFO0Tl7Vw Sosyalist Parti ayın Mart’ın 18’inde yaptıkları açıklamada, Mayıs ayında parlamentodaki özel bir oturumda bankacılık kurallarını sıkılaştırmak istediklerini zaten duyurmuştu. Read the full article
0 notes
Text
Ermeni acılarını paylaşan paylaşana...
Söz konusu 1915 olayları ve Ermeni tehciri olunca Ermeni acılarını paylaşan paylaşana...
Bizde sorumlu siyasetçilerin Ermeni acılarını paylaşma ve taziye furyası 2014 yılında başlıyor ve günümüze kadar da devam ediyor... Örneğin, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Nisan 2015 tarihinde yayınladığı mesajında ‘’Ermeni toplumunun geçmişte yaşadığı üzüntü verici hadiseleri bildiğini ve acılarını samimiyetle paylaştığını’’ belirtiyor.
Yine Sayın Cumhurbaşkanı 24 Nisan 2016 tarihinde Ermeni Patrikhanesi’ne taziye mesajı göndererek ‘’Ermenilerin acılarını paylaşıyoruz’’ mesajını veriyor.
Yine Sayın Cumhurbaşkanımız, 24 Nisan 2018 tarihinde de Ermeni Patrikhanesi’ne taziye mesajı göndererek ‘"Ermeni vatandaşlarımızın tarihte yaşadığı acılara ortak olmak, bu acıları paylaşmak, Türk milletinin vicdani ve ahlaki duruşunun bir gereğidir" mesajını veriyor. Bu yıl da dâhil bu her yıl böyle mesajlar veriliyor...
Acaba sayın Cumhurbaşkanının danışmanları ne iş yapıyor. Tarihi konularda niçin Cumhurbaşkanımızı uyarmıyorlar.
Katledilen Türkler
Daha dün, 21 Mayıs tarihi, 21 Mayıs 1864 tarihinden itibaren, Rus İmparatorluğu tarafından Çerkeslere uygulanan toplu katliamın yıldönümü idi… Siz hiç Çerkezlerin acılarını paylaşan bir Rus siyasetçi duydunuz mu?
Balkan Savaşı'ndan sonra yüz binlercesi katledilen, yüz binlercesi de anayurdundan sürgün edilen Balkan Türklerinin acılarını paylaşan bir Yunan veya bir Bulgar veya bir Sırp siyasetçi duydunuz mu?
Josef Stalin'in emriyle Sovyet hükümeti tarafından 18 Mayıs 1944 tarihinden başlayarak Kırım Tatarları Sibirya’ya sürülmüştü (tehcir edilmişti) … Bu sürgünde binlerce Kırım Tatar Türkü katledilmişti... Sağ kalanlar da ya sürgündeki ve Sibirya’daki olumsuz koşullar nedeniyle yaşayamamışlardı... 18 Mayıs daha dört gün öncesiydi, sahi siz bu katliamın yıldönümünde Kırım Tatar Türklerinin acılarını paylaşan bir Rus siyasetçi duydunuz mu? Boşuna hafızanızı zorlamayınız. Duyamazsınız… Çünkü böyle bir üzüntü paylaşımı olmamıştır…
Bu yazımda Çerkeş katliamını, Balkan Türkü katliamını, Kırım Türkü katliamını anlatmayacağım… Bu yazımda Ermenilerin Van’da, Bitlis’te, Erzurum’da, Erzincan’da yaptıkları Türk katliamlarını da yazmayacağım… Eğer Ermeni terminolojisini kullanacak olursak bunların hepsi birer soykırımdır… Bu yazımda kimseciklerin pek bilmediği bir Ermeni –Fransız işbirliği ile yapılan bir Türk katliamını anlatacağım…
Çukurova’nın Fransızlar tarafından işgali
Birinci Dünya Savaşından sonra Mondros Ateşkes Sözleşmesi bahane edilerek Kasım 1918 tarihinden itibaren Çukurova bölgesi Fransa tarafından işgal ediliyor… Bu işgal sırasında Fransa, bölgede bir Ermeni devleti kurma vaadiyle Ermenileri kandırıyor. Önce gönüllü Ermeni taburları oluşturuluyor. Daha sonra, ABD, Mısır, Suriye ve Fransa’dan 200 bin Ermeni getirtiliyor. Bu şekilde Fransız Doğu Lejyonu’na bağlı Ermeni Lejyonu kuruluyor. Bu özel birliğe Fransız üniforması giydiriliyor, ellerine Fransız silahı veriliyor… Benzer uygulamayı da 1914-1915 yılarında Çarlık Rusyası Doğu Anadolu’da yapıyor… Adı geçen birlik 1921 yılına kadar bölgede akıl almaz katliamlar yapıyor… İşte bu Ermeni – Fransız ortaklığı Çukurova’da katliamlara başlıyor… Kimler katlediliyor? Tabii ki Türkler katlediliyor…
‘’Kaç Kaç’’ olayı
Fransız işgali altındaki Adana’da Fransız ve Ermeniler tarafından 10 Temmuz 1920 tarihinde Türklere karşı yapılan bu katliamın en büyüğüne girişiliyor. Bu harekât sonucu onbinlerce Türk Toroslara doğru kaçıyor. Dört gün süren bu hareket tarihte ‘’Kaç Kaç’’ olayı olarak adlandırılıyor. ‘’Kaç Kaç’’ olayı aslında Kurtuluş Savaşının Çukurova’da geçen bir safhası oluyor ve Fransız-Ermeni işbirliğinin Çukurova halkına hayat hakkı tanımamacasına giriştikleri imha hareketi karşısında Adana halkının Toros Dağlarının yamaçlarına çekilmesi hareketi olarak Millî Mücadele tarihimize geçiyor…
Ankara Anlaşması sonrası
20 Ekim 1921’de TBMM hükümeti ile Fransa arasında imzalanan Ankara Antlaşması’ndan sonra Fransız işgal kuvvetleri Suriye ve Lübnan’a çekilirken yanında bu katliamlara katılan 50 bin Ermeni’yi de götürüyor. Ardından, Fransızların Çukurova’da (Kilikya’da) yüzüstü bıraktığı Ermeniler önce Suriye ve Lübnan’a, daha sonra da Fransa’ya gidiyorlar... Fransa’da günümüzde yaşayan yaklaşık 600 bin Ermeni asıllı Fransız vatandaşının kökenini bu Ermeniler oluşturuyor…
Edebiyatta ‘’Kaç Kaç’’ olayı
Günümüzün popüler tarihçileri, edebiyatçıları pek bilmezler ama o günlerden kalan iki dörtlük ‘’Kaç Kaç’’ olayının o ürpertici manzarasını sanki bugünmüş gibi canlı canlı anlatıyor: (Yusuf Ayhan, Mustafa Kemal'in Pozantı Kongresi ve Adana'nın Kurtuluşu, Adana, İpek matbaası, 1963)
‘’On Temmuz bilseniz ne kara gündü
Obalar göç etti ocaklar söndü,
Adana bir yangın yerine döndü
O günden ruhlarda bir sızı vardı
O gün döküldü masumlar kanı
Bu kaç kaç ateşi sardı Seyhan'ı
Boğulmak istendi Türkün imanı
Şafakta Kaç Kaç'ın izleri vardı…’’
Ne yazık ki bu olay ne bilimsel kaynaklarda ne edebiyat alanında ne de sinema alanında işleniyor…
Sadece, kendisi de bir Çukurovalı, Adanalı olan Yaşar Kemal’in hemşerisi ve aynı zamanda Yaşar Kemal’in halefi olan (ki kendisi de bunu bilmez) yazar Serpil Ciritci’ ‘’Kavin’’ (Kerasus Yayınevi, 2017) adlı kitabında bu ‘’Kaç Kaç’’ olayından bahsediyor. ‘’Kavin’’, yazar Serpil Ciritci’nin üçüncü kitabıdır. (Serpil Ciritci’nin diğer kitapları: Gümüşlük Meleği, Bizim Mahalle Yayınevi, 2012 ve Kuantumun Gücü, Puslu Yayıncılık, 2014)
‘’Kavin’’, ‘’Kaç Kaç’’ olayı ile başlıyor. Kitapta Çukurova’nın o zamanki çiftlikleri, köyleri anlatılıyor, sonra günümüze İstanbul'a kadar uzanıyor... Geri planda Marşal yardımı, 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 olayları yer alıyor.
Kitabın adı olan ‘’Kavin’’, Farsça kökenli olup, ‘’güçlü ve cesur kız çocuğu’’ anlamına geliyor. Kitapta ismi geçen "Kayra" ise ‘’büyük bir kimseden gelen iyilik, ihsan’’ anlamına gelen Türkçe kökenli bir isim. Türk Mitolojisine bakıldığında ise ‘’Kayra’’ kelimesi “Tanrı” anlamına geliyor...
Biz unutkan bir milletiz!...
Adana’da yapılan Toroslarda yapılan Türk katliamlarını, ‘’Kaç Kaç Olayı’’nı kim hatırlıyor? Unuttuuuuuk gittik değil mi? Biz zaten unutkan bir milletiz... O kadar çok şeyi unuttuk ki ‘’Kaç Kaç Olayı’’nı unutmuşuz çok mu?
Einstein; ‘Toplumlar, hiç ölmeyen ancak sürekli öğrenen tek bir insan gibidir’ diyor… Hani; hayat ileriye doğru yaşanılır, ancak geriye doğru anlaşılırmış ya. Sanki günümüzdeki bizleri anlatırcasına Goethe de; ‘’Üç bin yıllık geçmişini anımsamayan, sorgulamayan toplumlar günübirlik yaşarlar’’ diyor…
Kimse üç bin yıl öncesini unutmuyor (ki bu sayfalarda anlattım onları) ama vazgeçtim üç bin yılı, üç yüz yılı, son yüzyılı, son yılı, biz dünü unuttuk dünü…
Biz unutkan bir milletiz; bize yapılan her şeyi unuttuk. Geçen yüz yılın başlarındaki karanlık yılları, kan, ateş, felaket ve ihanet yıllarını unuttuk.
Balkanlardaki Türk katliamlarını unuttuk, Van’da, Gevaş’ta, Bitlis’te, Muş’ta, Bayburt’ta, Trabzon’da, Sivas’ta, Kars’ta, Iğdır’da, Ardahan’da, Kağızman’da, Nahçıvan’da, Erzurum’da, Erzincan’da, Adana’da, Toroslarda Ermenilerin katlettiği Türkleri unuttuk.
Yunanın Anadolu’yu işgal ettiğini unuttuk… Yunanın Anadolu’da yaptığı katliamları unuttuk…
Vahşi kapitalizmin kollarına atıldık, sosyal devleti unuttuk. Metafiziğin dipsiz kuyularına daldık, bilimi unuttuk. Türkiye’de Türkçeyi unuttuk. Bu Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu unuttuk, kurucusunu, ilkelerini, devrimlerini unuttuk. Ulusal egemenliği, bağımsızlığı, onuru, gururu unuttuk. Tarım ülkesi ülkemizde insanlarımızı beslemeyi, tarımı, hayvancılığı, üretimi unuttuk. Yüreğimizi yakan, yavrularımızı kıran, evlerimizi yıkan depremleri unuttuk.
Unuttuk, unuttuk, unuttuk…
Terör örgütü liderine ‘’sayın’’, şerefli ordumuzun genelkurmay başkanına ‘’terörist’’, şehitlerimize ‘’kelle’’ dediler; unuttuk. Sahte ve uydurma belgelerle, terör örgütü yöneticiliğinden bozma gizli tanıklarla şerefli ordumuzun kahraman askerlerine Ergenekon, Balyoz diye pusular kurdular, o pusuları mahkemelerde, o masum kahramanları zindanlarda unuttuk…
Bizler unutkan milletiz… Dünü unuttuk dünü… ‘’Kaç Kaç Olayı’’nı unutmuşuz çok mu?
Goethe; ‘’Üç bin yıllık geçmişini anımsamayan, sorgulamayan toplumlar günübirlik yaşarlar’’ diye söylemişti ya; bizler günübirlik yaşıyoruz işte…
Tarih, ilerisini göremeyenler için acımasızdır...
Böylesine unutkan bir millet olunca şaşkın ördek misali kimin kimden özür dileyeceğini şaşırıyorlar. Kavin kadar olamayanlar, her yıl Ermenilerin üzüntülerini paylaşanlar, onlardan özür dileyenler, Biden’in ‘’soykırım’’ suçlaması karşısında sus pus olanlar, bunun ardından ‘’tazminat’’ ve ‘’toprak’’ taleplerinin geleceğini hiç mi hiç görmüyorlar...
Osmanlı tarihini anlatan on iki ciltlik ‘’Tarih-i Cevdet’’ ve ‘’Tezakir-i Cevdet’’ adlı eserlerin sahibi, Mecelle'yi kaleme alan, Osmanlı’nın on dokuzuncu asırda yetiştirdiği en büyük devlet ve bilim adamı, tarihçi, hukukçu ve şair Ahmet Cevdet Paşa, tarih bilmeyen siyasetçilere şöyle diyor:
‘’Tarih bilmeyen siyasetçi, pusuladan anlamayan kaptana benzer, her ikisinde de karaya oturma tehlikesi, kaçınılmaz sonuçtur…’’
Mustafa Kemal Atatürk’ün altını çizerek yanına çok mühim olduğunu belirtmek için iki defa çarpı işareti koyduğu Leone Caetani’nin dokuz ciltlik ‘’İslam Tarihi’’ isimli eserinde geçen bir sözü bu gök kubbede çın çın çınlıyor:
“Tarih, ilerisini göremeyenler için acımasızdır...”
Arz ederim…
Osman AYDOĞAN
7 notes
·
View notes
Text
İnsan ve İnsan Harici Kişilere “Hayvan Gibi” Davranmak
Gary L. Francione
Çoğu zaman, bir insan diğer insanlar tarafından kötü muamele gördüğünde, kurbana “hayvan gibi” davranıldığı iddia edilir.
Bu ifadeyle kast edilen, kendisine ahlâken bir değeri olduğu bilinciyle davranılmıyor olmasıdır. Bu kişiye, bir amacın aracından ibaretmiş gibi davranılıyordur. Çıkarları yok sayılıyordur. Eşya muamelesi görüyordur.
Sorun şu; çoğumuzun insan harici hayvanlara eşya gibi davranmakla bir sıkıntısı yok zaten. Çoğumuz, hayvanlara eşya gibi davranan düzenin doğrudan ya da dolaylı parçalarıyız—hayvanları yiyecek olarak ya da diğer amaçlar için kullanıyoruz; hiçbir ihtiyaç olmamasına ve hayvansal tarımın hem çevreye hem de sağlığımıza zararlı olmasına rağmen. Üstelik, birçok pandemi, insanların insan harici hayvanları sömürmesinin bir sonucu.
1942’de Almanların Rus ordusuna dağıttığı bir el ilânı. Yahudiler sıklıkla sıçan olarak tasvir edilirdi.
Yani insanlara hayvan gibi davranılmasına itiraz ediyoruz, ama hayvanlara hayvan gibi davranılmasına itirazımız yok. Böyle yaparak, son derece bariz bir sorunu görmezden geliyoruz: Hayvanlara eşya gibi muamele edişimiz, insanlara da eşya gibi muamele edebilmemiz için bir şablon görevi görüyor. Tek yapmamız gereken, muamelede hayvanların yerine insanları koyup aynı muameleyi aynı şekilde meşrulaştırmak.
Ayrımcılık ve adaletsizlik tarihine bakarsanız, neredeyse her bir vakada, insanları insan harici hayvanlara indirgeme, böylece birine eşya muamelesi yapmak için kullanılan bahaneleri diğeri için de kullanma peşinde bir kültürel çaba görürsünüz. Irk temelli köleliği ve ırkçılığı meşrulaştırma çabası, beyaz olmayan insanları insandan aşağı bir noktada tasvir etmeye dayanır. Tıpkı Yahudi karşıtlığını meşrulaştırma çabası gibi. Tıpkı kadın düşmanlığını ve kadına karşı şiddeti meşrulaştırma çabası gibi.
Haksızlık edip zarar vermek istediklerimizi, insan tanımından çıkarırız. Bunun sebebi basit ve nettir. Bir grup insana karşı yürütülen bir kampanyayı desteklemek istiyorsanız, yolu bellidir: İnsandan aşağı bir statü atarsınız. Böylece, her şey mümkün hâle gelir. Ahlâken taşıdıkları değeri görmezden gelebiliriz çünkü o değer artık yoktur—hayvan gibidirler.
Kadınları, öldürüp yediğimiz hayvanlarla aynı şekilde düşünmemiz gerektiği fikrinin promosyonu.
Hayvanların eşya olduğu fikrini reddetmek, insan ve insan harici hayvanların eşit olduğunu düşündüğümüz anlamına mı gelir? Hem evet, hem hayır. Hayır, çünkü insanlar ve insan harici hayvanlar arasında, insanlara tanınanlara benzer hakların hayvanlara da tanınmasını mantıksız kılacak farklar elbette var. Örneğin, oy verme hakkının hayvanlara da tanınmasından bahsetmek saçma olur (sonuçta ortaya daha iyi bir siyasi lider sınıfı çıkacak olsa bile). Ama şu açıdan da evet; tüm hissedebilir varlıklar—kendisinin farkında olan ve yaşamına değer veren varlıklar—ortak bir hakka sahiptir: Eşya muamelesi görmeme hakkı. Bu biricik hakkı insan harici hayvanlara tanımış olsaydık, insanlara karşı adaletsizlik ve ayrımcılığın temel kuramsal dayanaklarının da kökünü kazımış olurduk.
Memlekete giren ya da girmeye çalışan—çoğunu durduruyoruz—insanlar var, ama bu insanları ülkenin dışına çıkarıyoruz. Bu insanların ne kadar kötü olduğuna inanamazsınız. İnsan değil bunlar. Hayvan bunlar.
- Devlet Başkanı Donald Trump (18 Mayıs 2018)
Trump sonradan o ifadede çete üyelerini kast ettiğini iddia etti ama her halükârda birçok göçmenin insandan aşağı bir noktada olduğunu beyan etmiş oluyor; özellikle de Meksika’nın ABD’ye suçluları ve tecavüzcüleri yolladığına dair sözleri hesaba katıldığında.
Birilerinin insandan aşağı olarak nitelendirilip metalaştırılması, bu kişileri ahlâken değer taşıyanlar evreninin dışında konumlandırıyor. Bir insan suçluysa, hesap verebilir, cezalandırılabilir, ruh hâli düzeltilebilir, eğitilebilir ve anlaşılabilir. Ama bir kez insandan aşağı olarak damgalanırsak, artık kendi tavır ve davranışlarımızdan sorumlu değilizdir. Bu da toplumda ahlâkın çökmesine yol açar.
Hayvanların ahlâken değer taşımayan birer eşya olduğu fikrini reddettiğimiz bir dünyada insana karşı şiddet tamamen bitecektir demiyorum. Şunu söylüyorum; şiddeti meşrulaştırmamıza yol açan kuramsal temel ortadan kalkacaktır. Çünkü, şiddeti meşru görebileceğimiz fikrinin kendisini ortaya çıkaran düşünme biçimi değişecektir.
Irkçı literatür — 1950 yılından
Hayvanların eşya statüsünü reddedersek insanlara haksızlık etmiş olacağımızı iddia edenler var. Bu görüş, hayvanlara eşya gibi davranmanın insanlara eşya gibi davranmayı ne kadar kolaylaştırdığını göz ardı ediyor; dayanağı insan merkezcilikten başka bir şey değil.
Dolayısıyla, bir dahaki sefere birileri “hayvan gibi” davranılan insanları içeren bir duruma itiraz ettiğinde, kendinize, hayvanlara eşya muamelesi yapmasaydık böyle bir olayın ortaya çıkma ihtimâli düşük olur muydu diye sorun. Cevabı net olsa gerek.
Gary Francione’un son kitabı Why Veganism Matters: The Moral Value of Animals Aralık’ta Colombia University Press bünyesinde yayınlanacak.
Çev. Gülce Özen Gürkan
Kaynak: https://medium.com/@gary.francione/treating-humans-and-nonhumans-like-animals-531ae607c5
27 notes
·
View notes
Video
youtube
Toz Duman - Bülent Serttaş ✩ Ritim Karaoke (Kürdi Minör Disko & Oryantal... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ⭐ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/R4FEszpQ7n4 ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Toz Duman - Bülent Serttaş ✩ Ritim Karaoke (Kürdi Minör Disko & Oryantal Beste Tural Toğrul) ❤ @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ➤ SANATÇININ DİĞER ŞARKILARI İÇİN OYNATMA LİSTESİNE BAKABİLİRSİNİZ... ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://www.youtube.com/playlist?list=PL9SktAtLVupM4P5kNhKHd4hJZpIK_4kMF ➤ ESER ADI : TOZ DUMAN ➤ SÖZ GÜFTE : TURAL TOĞRUL ➤ BESTE - MÜZİK : TURAL TOĞRUL ➤ USÜL : 8/8 DÜYEK DİSKO - ORYANTAL ➤ MAKAM - DİZİ : KÜRDİ , MİNÖR ➤ ARANJÖR : OZAN DOĞULU ➤ ENSTRÜMANLAR : YAYLI GRUP KEMAN ➤ FİRMA - ŞİRKETİ : BYBİLO'S Bülent Serttaş TOZ DUMAN Aşk dedim burada bir aşk görmedim hüzün sokaklarında yürüdüm bu bedenin içinde nasıl çürüdüm sen hiç bir şey görmedin YAPIM: BYBİLO’S Prodüktör: Selvi SERTTAŞ Söz Müzik: Tural Toğrul Aranje: Ozan Doğulu ŞARKI SÖZÜ BİLMEDİM BUNUN ADI NE BİLMEDİM AŞK DEDİM BURADA BİR AŞK GÖRMEDİM HÜZÜN SOKAKLARINDA YÜRÜDÜM BU BEDENİN İÇİNDE NASIL ÇÜRÜDÜM SEN HİÇ BİR ŞEYİ GÖRMEDİN FERYADIM YAYILDI CÜMLE CİHANA DEDİKODUMUZU YAYAN YAYANA BİRKERE BİLE GELMEDİN YOLLAR KARANLIK GEÇİLMİYOR HAKLI HAKSIZ SEÇİLMİYOR DOĞRUYU KİMSELER BİLMİYOR TOZ DUMAN İSTERSEN TOPLA İSTER YAK SENLE BENİM SUÇUMUZ ORTAK YİNE HERŞEY KARIŞTI BAK TOZ DUMAN BURASI TOZ DUMAN Bülent Serttaş Doğum 18 Kasım 1965 (58 yaşında) Elazığ, Türkiye Tarzlar Türkü Meslekler Türkücü, oyuncu[1] Etkin yıllar 1983-günümüz (şarkıcı) Eş Selvi Serttaş Çocukları 3 Bülent Serttaş (d. 18 Kasım 1965, Elazığ), Türk halk müziği sanatçısı, söz yazarı ve oyuncu. 1983 yılından itibaren çeşitli mekanlarda sahneye almaya başlayarak müzik yapmaya başladı. Adana'da bir gazino da şarkı söylerken Hilmi Topaloğlu tarafından keşfedildi. İlk albümü Delikanlı yayınlandı. 1997 yılında piyasaya çıkan Aşığım Yanmışım albümüyle popülerliliğini arttırmıştır.[2] Türkücülüğün yanı sıra; 2010 yılında Çakallarla Dans, 2012 yılında Patlak Sokaklar: Gerzomatve 2014 yılında ise Çakallarla Dans 3: Sıfır Sıkıntı filmlerinde rol almıştır.[1] Bülent Serttaş, Selvi Serttaş[3] ile evli ve 3 çocuk babasıdır. Diskografisi Albümleri 1991: Utanıyorum (Avare Çocuk) 1993: Delikanlı 1995: Sen Varya Sen 1997: Aşığım Yanmışım 1997: Anlayacaksın - Mektup 1998: Sana Yaşıyorum 2000: Alın Yazımsın 2001: Her Şeyine Hastayım 2002: Ağlama Meleğim 2005: Tükendi Dost Sohbetleri 2008: Emir 2011: Bitmez sana sevdalarim 2013: Sen Diye Diye 2017: Ablalar Single'ları 2007: Ne Mutlu Türküm Diyene 2013: La Bize Her Yer Ankara 2015: Adamın Dibi (Çeşme) 2016: Haber Gelmiyor Yardan (ft. Serdar Ortaç) 2018: Bodrum Akşamları (Akustik) 2019: Sevda İçerde 2019: Elini Kolunu Sallayacak 2020: Seyyah 2021: Yıllar utansın 2021: Akdeniz 2021: Sen Bensiz Nefes Alamazsın 2022: Aklıma Sen Gelince 2022: Filhakika 2022: Dili Ballım (duet İpek Demir ile) 2023 Neler Umdum Neler Buldum Filmografisi Çakallarla Dans - 2010 Patlak Sokaklar: Gerzomat (General) - 2012 Çakallarla Dans 3: Sıfır Sıkıntı - 2014 Yildizlar da Kayar: Das Borak - 2016 Kaynakça ^ a b "İmdb Bülent Serttaş Sayfası". imdb.com. 16 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mayıs 2014. ^ "Bülent Serttaş". karnaval.com. 5 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mayıs 2014. ^ "Hayatımın anlamı huzur verenim". Hürriyet Gazetesi. 14 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mayıs 2014. ^ "Bülent Serttaş'ın Geniş Ailesi". 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mayıs 2014. Dış bağlantılar Discogs'ta Bülent Serttaş diskografisi Taslak simgesi Bir Türk şarkıcı ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. Kategori: Türk şarkıcı taslaklarıYaşayan insanlar1965 doğumlularKeban doğumlularElazığ ili doğumlu sanatçılarTürk arabesk şarkıcılarıTürk halk müziği ses sanatçılarıTürk erkek sinema oyuncularıEsen Müzik sanatçılarıSindoma Müzik sanatçılarıŞahin Özer Müzik sanatçıları20. yüzyılda Türk erkek şarkıcılar21. yüzyılda Türk erkek şarkıcılar1990'ların şarkıcıları2000'lerin şarkıcıları2010'ların şarkıcıları2020'lerin şarkıcıları
0 notes
Text
Sakarya'da 2024 Bike Fest başladı
https://pazaryerigundem.com/haber/171229/sakaryada-2024-bike-fest-basladi/
Sakarya'da 2024 Bike Fest başladı
Sakarya Bike Fest rüzgârı esmeye başladı. Lansman ile başlayan festival, 15-26 Mayıs tarihleri arasında Tour Of Sakarya, MTB Eliminatör Dünya Kupası ve MTB Night Cup yarışları ve konserlerle heyecan zirveye taşınacak. Tüm dünyada canlı yayınlanacak Tour Of yarışlarında şehrin cennet köşelerini milyonlar görecek. Takvimin detayları ise netleşti.
SAKARYA (İGFA) – Sakarya Büyükşehir Belediyesi, dünya yıldızlarını ve bisiklet tutkunlarını Sakarya’nın kalbinde buluşturan bisiklet festivaline ev sahipliği yapmaya devam ediyor.
Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın ve Türkiye Bisiklet Federasyonu’nun desteğiyle 2018 yılından bu yana şehirde bir gelenek haline gelen Sakarya Bike Fest’in rüzgârı bir kez daha esecek.
Bike Fest basın toplantısı Ayçiçeği Bisiklet Vadisi’nde gerçekleştirildi. Programa Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Fikret Bayhan, Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Engin Karaçelik, Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanı Orhan Bayraktar, Yarışlar Direktörü Berat Alphan, basın mensupları katıldı.
BÜYÜK HEYECAN BAŞLIYOR
MTB Dağ Bisikleti Eliminatör Dünya Kupası, 2024 MTB Cup (dağ bisikleti), Sakarya MTB Night Cup (gece yarışı) ve Tour of Sakarya yol bisikleti yarışları, büyük bir heyecana sahne olacak.
Dağ parkuru yarışlarında 12 ülkeden 100, yol bisikleti yarışlarında ise (Tour Of) 14 ülkeden 105 yıldız sporcu kupa için pedal çevirecek. Yarışlar 128 ülkede anlık olarak canlı yayınlanacak.
“ORGANİZASYON DAVETİ”
Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Fikret Bayhan, Ayçiçeği Bisiklet Vadisi’ndeki basın lansmanına katılarak organizasyon planını inceledi, yarışlara ilişkin bilgi aldı.
Bayhan, Sakarya’nın sporun her dalında iddiasını güçlendireceğini ifade ederek, “Başkanımızın tüm misafirlerimize selamı var. Türkiye’nin göğsünü kabartan, spor şehri Sakarya’dasınız. Bisikletin yanı sıra sporun her dalında olan iddiamızı güçlendireceğiz. Tüm sporseverleri bu heyecana ortak olmaya davet ediyoruz. Organizasyonda emeği geçen herkese teşekkürler” dedi.
“BİSİKLET KÜLTÜRÜNÜ YAŞATAN ŞEHİR…”
Türkiye Bisiklet Federasyon Başkanı Emin Müftüoğlu ise, “Spor Şehri Sakarya’dayız. Son yıllarda dünyadaki en ünlü yarışmacılar buraya geliyor ve Sakarya’yı dünyaya tanıtıyor. Bu şehir bisiklet kültürünü yaşatan şehirlerin önünde geliyor. Biz bisiklet ailesi olarak Sakarya’nın arkasındayız. Başta vermiş olduğu destekten ötürü Cumhurbaşkanımıza ve Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Yusuf Alemdar’a teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
HEYECAN TOUR OF İLE BAŞLIYOR
16 Mayıs’ta Prolog Yarışı ile Sakarya Ayçiçeği Bisiklet Vadisi’nden start alacak olan “Tour Of Sakarya” yol bisikleti yarışı şehrin kalbinden geçerek coşkuyu katlayacak.
513 KİLOMETRE DEVAM EDECEK
4 gün, 4 etapta 513,4 km boyunca devam edecek yarışlarda tüm Dünya Serdivan, Adapazarı, Kaynarca ve Karasu’nun eşsiz güzelliğini canlı yayından izleyecek.
Görsel bir şölen niteliğinde olacak Tour Of (yol bisikleti) yarışını dağ bisikleti yarışları takip edecek. Dağ bisikleti yarışları ise Sakarya MTB Cup ile 16 Mayıs’ta start alacak ve 18 Mayıs’taki night cup (gece yarışı) ile devam edecek.
ELİMİNATÖR DÜNYA KUPASI
Sakarya Fest’in en büyük organizasyonu MTB Dağ Bisikleti Eliminatör (XCE) Dünya Kupası ise 26 Mayıs’ta koşulacak. Dünyanın en iyi pedalları en zorlu arazi şartlarında, şampiyonluk için ter dökecek.
Dünyanın en modern tesislerinden olan Ayçiçeği Bisiklet Vadisi daha önce UCI Dağ Bisikleti Eliminator Dünya Kupası, Dağ Bisikleti Maraton Serisi, MTB Cup, BMX Supercross Dünya Kupası gibi en prestijli yarışlara ev sahipliği yapmıştı.
İŞTE DETAYLI YARIŞ/ETKİNLİK TAKVİMİ
15 Mayıs
20.00-21.00 Açılış Seremonisi
16 Mayıs
10.00-11.40 Tour of Sakarya Prolog Start
11.45-12.00 Tour of Sakarya Prolog Ödül Töreni
16.00-17.40 Sakarya MTB Cup
17.45-18.00 Sakarya MTB Cup Ödül Töreni
17 Mayıs
10.00-13.05 Tour of Sakarya Etap 1 Start
13.10-13.30 Tour of Sakarya Etap 1 Ödül Töreni
18 Mayıs
10.00-13.35 Tour of Sakarya Etap 2 Start
13.40-14.00 Tour of Sakarya Etap 2 Ödül Töreni
20.00-21.40 Sakarya MTB Night Cup
21.45-22.00 Sakarya MTB Night Cup Ödül Töreni
19 Mayıs
16.00-19.25 Tour of Sakarya Etap 3 Start
19.30-20.00 Tour of Sakarya Etap 3 Ödül Töreni
20.00-20.45 Birkan Polat Show
26 Mayıs
14.15-14.30 Time Trials Women
14.30-14.45 Time Trials Men
14.45-15.15 1/8 Finals Women
15.15-15.45 1/8 Finals Men
16.00-17.00 Finals Women and Men – UCI XCE World Cup
17.15-17.40 Seremoni
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Temassız Kredi kartı olan bu haber sizin için..
Temassız ödemeler, günlük hayatımızı kolaylaştıran bir özellik olsa da, bazı riskler de barındırıyor. Özellikle kartınızın kaybolması veya çalınması durumunda, kötü niyetli kişiler tarafından kullanılabilir. Dikkat edilmesi gereken bazı noktalar: Temassız limitinizi düşürün: Bankanızdan temassız limitinizi 750 TL yerine 250 TL gibi daha düşük bir seviyeye indirmenizi isteyebilirsiniz. Tüm alışverişlerde şifre kullanın: Mümkün olduğunca tüm alışverişlerinizde şifre girerek ekstra güvenlik sağlayın. Kartınızın kaybolduğunu veya çalındığını fark ettiğinizde hemen bankanıza bildirin: Kartınızın kaybolduğunu veya çalındığını fark ettiğiniz anda bankanızı arayarak kartınızı bloke ettirmeniz önemlidir. Kartınızın güvenliğini sağlayın: Kartınızı çantanızda veya cebinizde güvenli bir şekilde saklayın. Temassız ödeme limitlerinin geçmişi: 01 Mart 2018: 90,00 TL 01 Ağustos 2019: 120,00 TL 18 Mart 2020: 250,00 TL 7 Mayıs 2021: 350,00 TL 1 Şubat 2022: 500,00 TL 1 Temmuz 2022: 750 TL Temassız ödemeleri kullanırken dikkatli davranarak kartınızın güvenliğini sağlayabilirsiniz. Read the full article
0 notes
Text
İş Güvenliği Uzmanlığı Çıkmış Sorular B-Sınıfı
İş Güvenliği Uzmanlığı Çıkmış Sorular B-Sınıfı için, C sınıfı İş Güvenliği Uzmanı ya da, uzman olup sınıf yükseltmek isteyenler için hem dokümanlarla hem de soru ve testlerle yardımcı olmak ve İSG kültürünün gelişimine katkıda bulunmak en büyük temennimizdir. Umarız ki buradaki dokümanlar sizlere faydalı olur...
İSG SINAV SORULARI;
İSG müfredatına uygun çalışmalara ve binlerce soru çözümlerine, rehber ve dokümanlara artık Online İSG'den ulaşabilirsiniz. 2011 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları - 02 Temmuz 2011 tarihinde gerçekleşen B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavı Soruları - 24 Aralık 2011 tarihinde gerçekleşen B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavı Soruları 2011 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2012 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2013 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2015 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2016 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2017 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2018 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2019 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2020 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2021 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2022 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2023 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Çıkmış Sorular C Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Çıkmış Sorular 2012 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları - 13 Mayıs 2012 tarihinde gerçekleşen B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavı Soruları - 21 Ekim 2012 tarihinde gerçekleşen B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavı Soruları 2011 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2012 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2013 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2015 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2016 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2017 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2018 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2019 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2020 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2021 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2022 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2023 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Çıkmış Sorular C Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Çıkmış Sorular 2013 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları - 18 Mayıs 2013 tarihinde gerçekleşen B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavı Soruları - 18 Ağustos 2013 tarihinde gerçekleşen B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavı Soruları - 21 Aralık 2013 tarihinde gerçekleşen B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavı Soruları 2011 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2012 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2013 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2015 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2016 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2017 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2018 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2019 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2020 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2021 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2022 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2023 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Çıkmış Sorular C Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Çıkmış Sorular 2015 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları - 18 Haziran 2015 tarihinde gerçekleşen B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavı Soruları 2011 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2012 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2013 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2015 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2016 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2017 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2018 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2019 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2020 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2021 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2022 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2023 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Çıkmış Sorular C Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Çıkmış Sorular 2016 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları - 16 Mayıs 2016 tarihinde gerçekleşen B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavı Soruları 2011 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2012 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2013 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2015 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2016 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2017 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2018 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2019 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2020 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2021 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2022 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2023 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Çıkmış Sorular C Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Çıkmış Sorular 2017 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları - 04 Mayıs 2017 tarihinde gerçekleşen B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavı Soruları 2011 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2012 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2013 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2015 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2016 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2017 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2018 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2019 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2020 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2021 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2022 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2023 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Çıkmış Sorular C Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Çıkmış Sorular
2018 Yılı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları - 20 Mayıs 2018 tarihinde gerçekleşen B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavı Soruları 2011 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2012 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2013 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2015 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2016 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2017 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2018 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2019 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2020 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2021 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2022 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2023 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Çıkmış Sorular C Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Çıkmış Sorular 2019 Yılı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları - 21 Mayıs 2019 tarihinde gerçekleşen B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavı Soruları - 14 Aralık 2019 tarihinde gerçekleşen B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavı Soruları 2011 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2012 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2013 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2015 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2016 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2017 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2018 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2019 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2020 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2021 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2022 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları 2023 Yılı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Çıkmış Sorular C Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Çıkmış Sorular 2020Yılı İş Güvenliği Uzmanı Sınav Soruları - 07 Kasım 2020 tarihinde gerçekleşen B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavı Soruları 2011 Read the full article
0 notes