#tumblr yazi

[bulutkarasi]

incinene şifa olsun 💚

[melankoliningunlugu]

Kurak Denizler Hatırına

yağmayan yağmuru anlatmak istedim bu gece, fazlasını değil. doğmayan güneşi, parlamayan yıldızları anlatmak istedim. bir bahane lazımdı karşına geçip konuşmak için, sudan sebepleri derledim topladım. kuruyan nehirleri, suyu kalmayan denizleri öğrendim sana anlatabilmek için. kararlı bir atom neden hiçbir zaman yörüngesine bir elektron daha almaz, merak edersin de sorarsın diye bekledim. sormadın.

ertelenen mutluluklar gibi, eksik bir sevinç ve temsili bir huzurla yaşadım seni. gamzende boynunu bükmüş bir ıhlamur gölgesi vardı ve sesin bu gölgenin altına sığınmış serseri bir kar tanesi kadar ürkekti.

çalmadığın zilime inat kapılarımı açtım. çalmanı da beklemedim zaten. kendi zihnimin buruk kıyametinde, gelmeyecek bir kadına, geleceği günün hayaliyle anlatacaklarımı anlattım. azaldım.

geçmediğin caddeler, uğramadığın yollar vardı. tabuta sığan bir lokma çocuğun cenazesi gibi ağırdı bunlardan bahsetmek ve ben kaçtığım ne varsa sende yakalandım. ağrımı yutkundum, sızımı unuttum, gelmediğin yolların kenarına sardunyalar ektim, sulamadığın saksılarda karanfiller eskittim.

en büyük günahı anlatmak istedim sana bu gece. cehennemi, ihaneti, en çok da unutabilmeyi.

Emre

[maviningunesi]

Gece baktığı yıldızları olmak istiyorum..

[ichbinralph]

normalda basqa platformalarda sexsi düsünce ve mövqeyimi izah eden bir yazi paylasmagi üstün tutmuram. amma burda aglimdan kecen her seyi yaza bilirem deye cox rahatam.

twitterde de hemfikir oldugumu düsündüyüm postlari paylasiram, amma burda ferqlidir, men özüm nese istehsal edirem.

yeqin ki, erken yeniyetmelik dövrümden beri istifade etdiyim ücün burani özüme yaxin bilirem.

canim tumblr, cox sag ol. sen olmasaydin, yeqin ki, kitab yazardim ve men ölenden sonra cap ederdiler, amma senin sayende ele bir sey olmayacaq!:)

[purplecloudx]

Spotify linkini nasıl koydun bende çok uzun link oluyor

bilgisayardan ya da internetten tumblr a gir

sonra açıklama kısmına

<a href="BURAYA LİNK GELECEK">BURAYA YAZI</a>

şeklinde spotify linkini ekle buraya yazı kısmına da spotify yazarsan olurr

[saliland]

oylesine actim ve oha yazi yazabiliyorum. olmuyordu bayadir. cok mutluyum su an tumblr pici beni sensiz biraktigin icin.

[cbmchannel]

Yazy - Utani Landza https://www.curteboamusica.info/2024/02/yazy-utani-landza.html?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr

[hikmeticre]

Film analizleri yapmayı, düzene bildirmek istediğim bir kitap okuma aliskanligimin olmasını, günlük yazi yazmayi, dikis dikmeyi, güzel kahveler demleyebilmeyi ve dahi lezzetli yemekler yapıp ev intizaminda hünerli olmayi birkac dil öğrenmeyi birlikte yurutebilmeyi, mesleki gelisimimi bunlarla paralel saglayabilmeyi, tezhipte adim adim ilerlemeyi, Osmanlıca metin çözümlemesi yapabilmeyi, yürüyüşlere güzel yerleri keşfetmeyi ve buralari fotograflamayi, bir fikri arastirma dosyası yürütmeyi, islami açıdan eksiklerimi gün gün kapatmaya gayret etmeyi her işimin odagina merkezde Kur'an-i Kerim ve sünnetleri hadisleri koyabilecek sekilde işlerimi sürdürmeyi öyle isterim ki.. Dağınık bir tumblr olacağını anladiginiza emin olduğuma göre başlayalım..

[m-oo-n--light]

2.0

Tamam, gece yani daha dogrusu bu sabah yazdigim ve yazmaya devam edecegim dedigim seyi devam ettirmedim cünkü tiktokdan RC editlerine bakarak aynanin karsisinda hoplayip zipladim. Sonra uykum geldi ve uyudum :)

Iki yil sonrasinin anisina ilk önce tarih ve saat atarak baslayacagim. 27.03.2023_____22:44

Normalde su anda yarinki Gk dersi icin hazirlik yapiyor olmam gerekiyor ama ben burada oturup su anda tumblr icin bir yazi disesi hazirliyorum. "Mükemmel"

BU gün cok fazla kötü sey oldu :,( ve bircogu benim sucum ilk kötü olayim iki yil önceki kafa yapimin geri dönmesinden cok korkuyorum, kendime yine negel olamiyorum. duygularimi en üst seviyede yasiyorum ve bu nedenle gercekten cok fazla duygu karmasam var. Herseyden cekinen ve kendi kendine konusan bir ucubeye tekrar dönüsmekten cok korkuyorum.

bunu &Cloudy'ye anlatmistim eger bu yazimi okura hatirlayacaktir. aynanin karsina gectigmde aklimdaki "ben" figürü cok farkli oldugu aynadaki yansimamdan korktugumdan bahsetmistim. yanliz kalmaktan kafayi yemistim. ama anliyorum ki bunun böyle olmasi gerekiyor, kimse ne zaman neyden bahsettigimi tam olarak anlayamayacak ama her zaman birseyler anladiklarini idda edecekler. kimisi yalan söylemek ile suclayacak, kimisi sadece kendisi gergin oldugu icin azarlayacak.

sonra bugünün ikinci "harikulade muazzam" olayi bir arkadasim ile ilgili. ona onun hakettiginden(ki haketmiyor) cok fazla kötü davraniyorum. benim ona davrandigim davranis seklini haketmiyor. dediklerim cok agir olabilirýor yada bende tam olarak e istedigimi anlayamadigim icin alatamiyorum ve bu onda kafa karisikligi yaratiyor. anlamiyor onunla konusmak mi istiyorum yoksa istemiyor muyum. bunun icin Senden cok özür dilerim ama yapabilecegim gercekten bir sey yok, sana ne hissettigimi cok acik bir sekilde anlatiyorum sürekli bu konu acilinca ama cogu zaman ayni konu üzerinde takilip kaliyoruz. bu konu hakkinda düsünmek istemiyorum. Ona bu sekilde davrandigim icin benden artik eskisi kadar hoslanmadigina eminim. etrafinda sürekli ona benim gibi davranan biri varken ben o ortamda daha fazla bulunmak istemezdim.

günün ucuncu olayi ise neredeyse iki gece hic uyumadan yaptigim projeyi hoca begenmedi, cok uzun oldugunu söyledi ve tekrar yapmam gerekti malesef hahahahah:) ve odevin son teslim tarihi bugün olmus olsada sinifta ben dahil 4 kisi yapmisti ödevi :)))

hadi benim gözümden uyku akiyor daha sonra tekrar yazacagim sadece su anda da yazmak istedim.

iyi geceler ve iyi uykular kendim :)

27.03.23 _____23:03

[love-your-darlings]

ben hep bir tumblr kızı olmuştum ve patriyarkadan neden nefret ediyorum

ben hep bir tumblr kızı olmuştum. bugüne gelene kadar çok fazla hem inanılmaz güzel hem de ziyadesiyle kötü, hem kendim hem başkaları için yıkıcılığını görüp görmek dışında bir şey yapamadığım şeyler yaşadım, duydum ya da gördüm. kendimi de tanıdıkça ve yıllar içinde darmaduman olan (ve aslında hiç doğru düzgün inşa olamamış) özgüvenim de kendini buldukça ifade gücüm arttı. o yüzden artık twitter için uzun olan ama yine de anlatmak istediğim şeyleri anlatacağım bu bloğu açma kararı aldım, bayağıdır da aklımdaydı. yeni hesap açarken how old are you sorusunda otomatik olarak karşıma çıkan 13’ü silip 27’ye çevirmek ayrı süperdi. bu, özüme nazik bir yerden yeniden bağlanma + yıllar boyunca etrafımda gördüğüm halde hem sindirilip dışlanma korkusu yaşadığımdan hem de nasıl başkaldıracağımı, ses çıkaracağımı bilemediğim için benim de sessiz kaldığım sikik tavırlara, yıllar boyu hep duyduğum öfkeyi daha iyi artiküle edebilme adımı. (umarım uzun cümlelerle aranız iyidir yoksa iyi artikülasyon gg :d)

bayağıdır aklımda olmasına rağmen blog açma ve uzun uzun oraya yazmayı içimde indükleyen olay şuydu:

biraz çalışmak ve yürüyüş yapmak için beltura gitmiştim (bir süredir aile yanında, istanbuldayım ve beltur rocks!!). beltur maceramdan, sahilin ve kedilerin huzurlu koynundan eve dönüş yolculuğumda, kaldırımda karşımdan dört erkeğin geçtiği bir an yaşadım. dördü de rezervuar köpekleri kapak fotoğrafındaki gibi yan yana geniş geniş yürüyordu. hava karanlık, cadde geniş ve işlek ama işleklik sadece yolda. kaldırımda görünen başka kimse yok. çığlık atarsam, hengame çıkarsa da duyulmayabilir, umursanmayabilirim. hızlıca geçen arabaların içinden biri, eğer park etmiş başka bir arabanın arkasında değilsek belki görür. ama hızını kesip arabadan çıkmak, müdahalede bulunmak ister mi? asla kesin değil. dolayısıyla bu ekip alenen tehlike.

karşımdan bir ya da birden fazla erkeğin böyle şartlarda geçtiği durumlarda yaşadığım iç tepkiler, kafamdan geçenler genelde şöyle: geliyor… bak, tehlike assessment’ı, bilemezsin, yüzüne bak, yanlış anlayabilir, bakmayı sana salça olmak için bir sinyal gibi görebilir, bakma, gözlerini kaçır, HAYIR, HADDİNİ BİLECEK, BANA BİR ŞEY YAPAMAZ, SİKERLER, kaçırmıyorum gözleri, güvenli değil, hızlan, yürü yürü yürü, ok, geçti, yürümeye devam, sıkıntı yok, var ama yok, it’s gonna be ok.

dörtlü rezervuar ekibiyle de yine tam olarak bu akışı yaşadıktan sonra kafam yolun devamında başka dünyalara aktı. hayatımda, yolda erkek görünce içime sinen korkuyu yarattıran, oturmuş düzenin beslediği ve koruduğu bütün sıkıntılı karakterleri, dışladıklarını, kırdıklarını, üzdüklerini, yıprattıklarını, yaralarını kendi kendine sarmaya bir köşede bıraktıklarını düşündüm.

yürürken GAZA GELDİM. ZATEN BLOG AÇMAK AKLIMDAYDI. MART AYI DA GELİRKEN, (11 AYIN SULTANI KUTLU MART AYI, BALIKLAR VE KOÇLAR ÜZERİNE NÜKTEDAN BİR AÇILIŞLA) BİR BLOG SERİSİ OLUŞTURMAYA BAŞLAYACAĞIM: PATRİYARKADAN NEDEN NEFRET EDİYORUM! İLK TACİZİMDEN BAŞLAYIP ÜNİVERSİTE HAYATIM BOYUNCA GÖRDÜĞÜM BÜTÜN SIKINTILI HAREKETLERİ HER ŞEYİ AÇIK AÇIK YAZMA FİKRİ. SERİNİN İLKİ: İLK TACİZİM. İKİNCİ YAZI: ORTAOKUL VE LİSE. ÜÇ VE EN DERİNİ EN FENALARININ İÇİNDE OLDUĞU: ÜNİVERSİTE. gerçekten bu son alanda kadınların duygusal dünyada başına gelenler bence bir hayli sert. sadece taciz ve tecavüz (ikisini de pek çok kez duydum, ilkinden bana da oldu) üzerinden kurgulamıyorum da. erkek alanlarda, oraların göz boyayıcılığında, şişmiş ama kendiyle bağlanmayı unutmuş egoların yanında varolmak, özdeğerimizi sıkı, teknik, duygusuz, havalı olana bağlamak, bunların peşinden giderken kendimizi, compassion’ı, durmayı, dinlemeyi, görmeyi, kendimize ve gördüğümüze güvenmeyi, kendimizi belirtmeyi, ifade yetisini unutmak.

hem kendi yaşadığım şeyler hem de yaşamasam da duyduğum ya da duyguları yaşanırken tanıklık ettiğim ve bende iz bırakmış bir sürü hikaye, hızlandırılmış bir seansla kafamdan aktı gitti. anlatacak ve konuşulacak çok şey var aslında ama konuların hep etrafında dolanmayı tercih ediyoruz. burası da bundan sonra bir akışın parçası olur belki, why not? ve bu gidişatta doğrudan da değinilir belki.

kafamdaki bu akış, eve dönüş yolculuğumda kısa bir sekteye uğradı. a101’e girdim. bu a101 iki katlıydı. ev ürünleri, bebek bezleri, deterjanlar vb. üst kattaydı. bu setting beni hem şaşırttı hem de kendimce eğlendim. çağdaş üst kata çıkar gibi yukarı çıktım, bir french press aldım. (çünkü ailem granül kahve tüketmeye ok:(() sonra aşağı inip bir yakubun kahvesi (hehe) patlattım. ürünlerimi alıp eve devam ettim. kafa akışımın a101’le sekteye uğraması durup bittiği anlamına gelmiyordu. bilgisayarı çıkarıp yazmaya başladım. yazmayı özlemişim, lisedeyken de yazardım. bu akşamın yemeği pırasalı börek. biz ailecek pırasalı böreği açıp içine yoğurt yayıp yoğurdun üzerine acı toz biber serperiz. bunun için heyecanlıyım.

[mavikalemimsblog]

Sen bakma bana bugun gulerek anlattığım acıya, kırk gun aglamisligim var benim...🍂

[yildizsever]

Hiç yıldızları izlediğin oluyor mu ? Ben hemen hemen her gece izliyorum. Hepsi uzaktan aynı görünüyor ama aslında o kadar farklılar ki ... Her gece gözüm coşkuyla parlayanların arasında ufak , sönük bir tanesine takılıyor. Kendimi onun yerine koyuyorum. O da etrafında o kadar yıldız varken kendini yalnız hissediyor mudur?

[slypiasth]

[gunduzgecee-blog]

[isikperisii]

Anladım ki buraya uzun zamandır bir şey yazmadığımı farkettim. Arkada çalan son arzum ile yazayım bir şeyler... Kalp sesimi yavaş yavaş kaybetmeye başladım. Onu fazla düşünmemeye, aklıma getirmemeye başladım. Tamam her şarkı onun için çalıyor olabilir ama artık bir şey olmayacağının farkındayım. Ne bizden olabileceğini, ne de güzel bir şey yaşabileceğimizden hiç ümidim kalmadı. Bir melodi vardır ya hiç bir sözü olmayan ama çok şey anlatan işte benim duygularım da bir melodiye dönüştü. Tamam sözleri anlamaya başladığımda melodi bitiyor. Küçük bir hareketiyle dahi o moledi tekrar çalıyor ve her şey yine aynı başa dönüyor. Bu bı kısır döngü gibi devam ediyor. Ama ben bu kısır döngünden çıkacağım, buraya da yazıyorum...

[kalbinuzaklarda]