#son demler
Explore tagged Tumblr posts
ayziwe · 1 month ago
Text
Tumblr media Tumblr media
cold winter tones
80 notes · View notes
leyli1iptila · 1 month ago
Text
2024'e bir not...
Sonbaharda ağaçtan dökülen yaprakların; sessiz vedası bu,son demler...
Koskoca bir sene , sayılar,sanılanlar ve sanrılar. Selam verilmeyecek insanlara verilen gönüller.Umutsuz umutlar. Belkiler...
Aralık'ta kalsın, aralık kalanlar. Arada derede yaşayan, yaşanan herşey gibi geride kalsın...
2025; umutluyum ,mutlu olmaktan ziyade...
Kiminin ayak basmaya korktuğu sokaklara, yüreğimiz ile gittik. Biz cesaretinden vurulan tarafttık. Ev olduklarımız ,sokakta bırakır bizi...
Son demler...
İnancımı ,dirilttim bir kadavradan... Çiçekler açtıracağım;beli bükülmüş,kalbi harabe bu kadından...
Yeni hevesler ekeceğim,zihnimin duvarlarından düşecek sarmaşıklar...
Gör;bakmasalarda gör, gönülden.
Dinle; duymasalarda duy, sessizliği.
Sev,sevilmesende...SEV.
Öyle;korkakca değil. Gönlün,titremesin...
Son demler...
LEYL-İ İPTİLA
2 notes · View notes
mesut-sems · 1 year ago
Text
Tumblr media
Hava soğudu..
Kasım'ın son qünleri..
Kar yağacak, bembeyaz olacak unutulmuşluğum...
▪£dip Cansever▪
53 notes · View notes
birkahveicimikadar · 1 year ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Onca ödemem,borcum vs. varken ben cilt bakımımdan da geri kalmıyorum maşallah.🙈
3 notes · View notes
mcanylm34 · 1 year ago
Text
Bence en kötüsü, bir şeylerin artık elinden değil de içinden gelmemesidir.
Heves yok,
inancın kalmamış,
zorlamıyorsun.
🖤🖤 🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤
❣️
Tumblr media
Tumblr media
168 notes · View notes
muratmesutfan · 5 months ago
Text
Tumblr media
Bitmesin, Rüya gibi sürsün son nefese kadar, Nefesinin nefesime karıştığı demler.. Ah yar! Bilsen, bu gönül hep adını heceler, Uzasın geceler, Tükenmesin kelimeler. Sabahlar uğramasın bize. Ne başı, ne sonu, Bilinmesin…
Murat Mesut
19 notes · View notes
soolipsistt · 8 months ago
Text
Bugün günlerden, yine kalıbıma sığamama günü sanırım... 
Pazar günü insanlar ne yapar? Aile büyükleri varsa ziyaret eder, imkanı varsa pikniğe gider, yalnızsa kafede takılır, hobi edinir, kitap okur, çay demler, müziği de çayına karıştırıp içer, hiç biri yoksa dinlenir...  Sanırım... 
Genetik lanetim sabah 05:00da gözümü açmak maalesef. Sabah 4te mi yattım? 1 saat sonra ayaktayım, bunu düzeltemiyorum, o yüzden tek çarem gece 1den önce yatabilmek... 
Ev ahali de 10:00dan önce kalkmıyor, o da benim zorlamamla. Bazen yaşayıp yaşamadıklarını nefes alıp veren göğüs hareketlerinden anlıyorum... Bu da ayrı bir takıntı... Takıntılar başka hikaye konusu... 
Neyse... 
Tabiri caizse hayvanlar gibi çalıştığım bir haftanın sonunda uyumam gerekir, ya da kafayı boşaltabileceğim bir aktivite... Son zamanlarda kitap okuyorum, olmuyor, sanki sayfalarda dolanan gözlerim ile beynim arasında bir iletişim eksikliği var. Okuduğumun farkındayım fakat kelimeler gözümden zihnime çıkamıyor, ulaşamıyor...
Müzik dinlediğimde de müzik eşliğinde bir şey yapmak, bir şeyle meşgul olmak, kısacası düşünmemek için ne gerekiyorsa onunla uğraşmak istiyorum, telefonumda bilmem kaçıncı kere silip indirdiğim rastgele bir oyunu açıyorum, fakat dinlediğim müzik ne olursa olsun, onun bana dayattığı ritimler yüzünden oyuna bile konsantre olamıyorum... 
Güzel bir şarkıysa mesela, önceki yazımda az çok çıtlattığım yol arkadaşımla dinleseydik diyorum, ne güzel olurdu, eşlik ederdik, sanki daha önce birlikte şarkı dinlemişiz de eşlik etmişiz gibi... En azından zevklerimizin aynı olduğunu biliyorum...
Neyse... 
Hüzünlü bir şarkıysa zaten düşünmekten kaçtığım ne varsa, sesi duyup çıkıyorlar zihnimin dışına... Kimi zaman gözlerimden, kimi zaman kaslarımdan... Kaslarımdan evet... Nasıl ya deme öyle, stressli bir anını hatırla şimdi, ayakların sürekli tepinir ya oturduğun yerde, huzursuz bacak sendromu... Hah işte o. Benim de parmaklarım durmaz, sürekli ya elimde kalem çevirim ya ritim tutmam gerekir bir şeyler üzerinde ya da ceplerimde ne varsa onu karıştırmam, sıkmam gerekir, o yüzden sürekli klavyeyle cebelleşirim, bir şeyler yazarım çok şeyler silerim, bir insanın yazdığından daha çok nasıl sildiği şey olabilir ki... 
Bugün de böyle başladı... Kalk, yürüyüş filan yapmak için kendinle savaş, her şeyden vazgeçtiğin gibi bundan da vazgeç, oyun oyna, sıkıl, kitap okuyormuş gibi yap, haberlere bakıp küfür et, anca 10 dakika geçmiş olsun... Hapishane gibi... 
Fakat dün yazdığım yazıdan sonra bugün biraz daha huzursuz geçiyor, sebebinin o olduğunu biliyorum, çünkü yazdığım hâlen ona ulaşmadı, bir an önce okusun da yanıt versin istiyorum, bunu yazarken bile ayaklarım huzursuzca hareket halinde... Yaptığım hiç bir şey anlam ifade etmiyor... 
Yıllarca şunu yaşadım; film mi izliyorum, tabi yine tek başıma, acaba burada olsaydı ne söylerdi filmle ilgili, izler miydi benimle, şu ayrıntıyı fark eder miydi, izlerken nasıl görünürdü, o film izlerken ben onu izlesem anlar mıydı, dizime mi yatardı yoksa dizine mi yatardım.... 
Ya da, dışarıda kulağımda kulaklıkla yürüyüş mü yapıyorum; benimle yürümek onu yorar mıydı, hangi şarkıyı tercih ederdi... Şu müzik listemi göstersem, "bu şarkı hiç olmuş mu ya, yürüyüş yapıyorsun sen, düğünde değilsin" der miydi, konuşur muydu, susar mıydı, dinler miydi yoksa uzaklara dalar mıydı... 
Hep bir şeylerin bilinmezliğini yaşadım, hep eksikliğini gördüm... Hangi faaliyette olursam olayım acaba burada olsa diye düşünüp anlamsız sorular sordum, oradaymış gibi hissettim, bazen küfür ettiğini duyar gibi oldum, bazen sevgi dolu gözlerle baktığını görür gibi... Ama hiç orada olmadı. Olsaydı nasıl olurdu hiç bir zaman bilemeyeceğim... 
Sanırım bu gizem hiç bir zaman çözüme ulaşmayacağı için de bu kadar çok takıyorum kafama... Acabalar ile dolu anlar... 
Neyse... 
Yazıyı yazdığımdan beri, okusa da ne derse dese diye bekliyorum, neden bekliyorum, malûm, olmaması gerektiği için hayatımda, normal mesaj filan ile olmuyor, güvercinlerle anlaşıyoruz desem yeri aslında.. ve aylardır doğru dürüst haberleşmiyoruz... Sabırsızlığım da ondan zaten... 
Yani sığmıyorum kalıbıma... Gelse de bana kap olsa, ya da dolsa içime, öyle ya da böyle, güzel ya da öfkeyle...
Gelse de sığsam artık şu kaba...
Buralara yazıyorum da, senin gibi okuyanlar kesin "git işine bak, bize ne" filan diyordur, ben çok yazdım, not tutma aplikasyonlarına, maillere, kimsenin görmeyeceği şekilde saklı sosyal medya platformlarına, 9 sene önceydi sanırım, 100 sayfa ortalamasında bir günlük tutmuşum, online tabi, sonra durdum, okudum, ne zaman okusam salya sümük ağladım, ona gönderdim, göndermez olaydım, salya sümük ağladı... Bir şey yapamama çaresizliğini bilirsin... Ne onun elinden, ne benim dilimden bir şey gelmedi... Sonra ben sildim o defteri, sonra çok şey yazdım yine, paylaşmadım bir daha onunla yine ağlamasın diye, sonra sildim... Nokta koyduysam sildim, virgül koyduysam sildim... İlk defa halka açık yazıyorum, ama sanırım ruh halimin savaş içinde kalacağı bir gelecekte, ölmemiş olursam bunları da sileceğim... 
Neyse... Birlikte müzik dinleyelim mi? 
Batuhan Kordel'den "Dönme" 
Ne kadar ironik oldu bu şarkı, bu yazıdan sonra (: sözleri güzel... 
Sağlıcakla...
Bir de varsa bir derdiniz, yazın dertleşelim... Buralara takılan insanları seviyorum, Instagram tripleri yok, Twitter havaları yok, daha rahatlar... İyi ki varlar.
Bu etiketleri de sırf daha çok insanla dertleşeyim diye ekliyorum, yoksa reklam gibi bir maksadım yok.
9 notes · View notes
birkuplesiir1 · 7 months ago
Text
Tumblr media
Sonunu düşünen kahraman olamaz
Son demler💪
2 notes · View notes
devilsoul0 · 8 months ago
Text
Sanırım artık son demler ya hayallerime sarılacağım ya da tamamen vazgeçeceğim ama yinede 5 te kalkıp yapacağım en sevdiğim şey her zaman ders çalışmak olur. Çok denedim çok yanıldım...
5 notes · View notes
nisan-kokusu · 10 months ago
Text
Tumblr media
Adana'da son demler...
Yenilenmiş ben ile Nisan'da Adana...
İyi ki diyorum. İyi ki böyleyim :)
3 notes · View notes
ayziwe · 5 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
incinene şifa olsun 💚
79 notes · View notes
yakazakalb · 2 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Teheccüd... İtikaf... Kadir gecesi ...
Ramazan'ın girişini ta Recep ve Şaban ile karşılamaya başlarken Ramazan'ı uğurlamak da çok başka...
Ramazan hayatımızdan geçerken adeta "dönüş' diyor bize. "Değiş" hayatındaki boşlukları doldur. Aslında ne kadar çok zamanın var ibadete kulluğa hayra ama sen bunun farkında değilsin. Sen Ramazan'la sen oluyorsun. Sen Ramazan'la kul oluyorsun. Sen Ramazan'la ibnu'l vakt/vaktin oğlu oluyorsun. Sen Ramazan'la bedenine esir değil maddeye esir değil özgür oluyorsun. Sen Ramazan'la hakikatle kucaklaşıyorsun mesafe kalmıyor aranda, ayetlerle dost oluyorsun. Dostluğunu pek/iştiriyorsun Rabbinle... En sağlam kulpa daha fazla tutunuyorsun. Kardeş oluyorsun yeniden arana mesafe girmiş kardeşlerle... Omuz omuza safları sıkılaştırıyorsun...
Bir olmanın beraber olmanın hep beraber fatiha'lara 'amin' demenin ne kadar muteber olduğunu yeniden farkediyorsun.
Sahi biz bu ahirzamanın ayartılarından nasıl sağ ve selametle kurtulacağız?
Dün bir paylaşım göndermiş arkadaş nasıl da çocukların sosyal medya tuzaklarına düştükleri ile alakalı. Biz çocuklarımızı nasıl koruyacağız? Diye de sormuş. Nasıl mı koruyacağız. Böyle safları sıkı tutarak. Böyle kullukta daim omuz omuza durarak. Namaz duruşu bizim hayatımıza taşımamız gereken bir duruş. Biz hayatta tek başımıza kalırsak, evlatlarımız hayırlı arkadaşlarsız kalırsa mağlup olabiliriz. Ama beraber olursak bunu aşabiliriz.
Bu safta kimler var biliyor musunuz? Hintlisi var Pakistanlısı, Mısırlısı, suriyelisi, afganı... Herbir müslüman "rabbena'ğ firli veli valideyye ve li'l mü'minine" diye dua ediyor. Her namazda... Bu ne demek? Biz dünyadaki ve ahiretteki cehennemden kurtulabilmek için beraber mücadele etmeliyiz demek. Biz bereber olursak Cennet yolu daha kolay olur demek. Ama hırssız, ama samimi, ama ihlâslı, ama hasedsiz ama hesapsız beraberlikler...
Ramazan bizi dönüştürdü mü? Dönüştürüyor mu? Haydi yeniden bakalım bize? Ramazan geçerken bizim kulluğumuzu yeniledi mi? Yepyeni ve hayr üzere güzel kulluk/kardeşlik elbiseleri... Tüm sene üstümüzde kalmalı. Bizi dönüştüren, yenileyen Ramazan Ramazandır. Kadir gecesi benim hayatımda dönüm noktası oldu ise onu hakkı ile ihya etmişim demektir...
Son ganimet zamanları bizi hayatımızın ganimetine götürecek. Bizi ebedi kazanca götürecek. Say'imiz meşkûr olsun... Bereketli demler...
17 notes · View notes
mesut-sems · 4 months ago
Text
Tumblr media
“Nasıl sevdiyse öyle kalmalı insan, değişmek mevsimlere yakışır.”
|| Eylül ||
Son Demler 🍂
111 notes · View notes
xbyrhymanx · 2 years ago
Text
Düşmüş son demler bi galaksiye parlayan parlayan yalanıyla
...
sanki hiç sönmeyecekler gibi konuşurlar bir pişmanlık batanesiyesine
2 notes · View notes
biruhefza · 9 months ago
Text
geçecek değil mi Allah'ım. bir sürü mesele geçti. hepsini benden aldın. beni o sıkıntılardan çıkardın. en olmaz dediğim şeyler oluverdi bir anda. şimdi bunlar son demler. geçecek.
0 notes
muratmesutfan · 1 year ago
Text
Tumblr media
Bitmesin, Rüya gibi sürsün son nefese kadar, Nefesinin nefesime karıştığı demler.. Ah yar..! Bilsen, bu dil hep adını heceler, Uzasın geceler, sabahlar uğramasın bize. Ne başı, ne sonu, Bilinmesin…
Murat Mesut
13 notes · View notes