Tumgik
#tonsilit
saglikvehastalik · 1 year
Text
Bademcik İltihabı Nedir? Belirtileri ve Tedavisi Nelerdir?
Tumblr media
Bademcik iltihabı, boğazın her iki tarafında bulunan bademcik adı verilen lenf dokularının enfeksiyon kapması sonucu oluşan bir hastalıktır. Bademcikler, vücudun bağışıklık sisteminin bir parçası olarak ağız ve burun yoluyla giren mikropları yakalamaya ve yok etmeye çalışır. Ancak bazen bu mikroplarla savaşırken kendileri de iltihaplanabilir. Bu durumda bademcik iltihabı ortaya çıkar. Bademcik iltihabının en yaygın nedeni virüslerdir. Özellikle soğuk algınlığı, grip, mononükleoz gibi viral enfeksiyonlar bademcik iltihabına yol açabilir. Bademcik iltihabının yaklaşık ’inde ise bakteriler rol oynar. Bunların başında da A grubu beta hemolitik streptokok adı verilen bakteri gelir. Bu bakteri, bademcik iltihabının yanı sıra boğaz enfeksiyonu, ateşli romatizma, akut glomerülonefrit gibi ciddi hastalıklara da neden olabilir.
Bademcik iltihabının belirtileri nelerdir?
Bademcik iltihabının en belirgin belirtisi boğaz ağrısıdır. Boğazda yanma, batma, kuruluk, yutkunmada zorluk gibi şikayetler oluşur. Ayrıca bademciklerde kızarıklık, şişlik, irin veya beyaz lekeler görülebilir. Bademcik iltihabında genellikle ateş de yükselir. Ateşin derecesi enfeksiyonun şiddetine göre değişebilir. Bazı durumlarda 40 dereceye kadar çıkabilir. Bademcik iltihabında ayrıca baş ağrısı, halsizlik, iştahsızlık, kulak ağrısı, boyunda lenf bezlerinde şişme ve ağrı gibi belirtiler de görülebilir.
Bademcik iltihabının tedavisi nasıl yapılır?
Bademcik iltihabının tedavisi enfeksiyonun nedenine göre değişir. Viral enfeksiyonlarda genellikle antibiyotik kullanımına gerek yoktur. Virüsler antibiyotiklere duyarlı değildir ve vücut kendi kendine iyileşebilir. Bu durumda tedavi semptomatiktir. Yani belirtileri hafifletmeye yöneliktir. Boğaz ağrısını azaltmak için ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar kullanılabilir. Bol sıvı alımı, tuzlu su ile gargara yapmak, pastil emmek, bal veya limonlu çay içmek gibi evde uygulanabilecek yöntemler de faydalı olabilir. Bakteriyel enfeksiyonlarda ise antibiyotik tedavisi gereklidir. Doktorunuzun reçete ettiği antibiyotiği tam dozda ve sürede kullanmanız önemlidir. Antibiyotik tedavisinin erken bırakılması veya eksik yapılması enfeksiyonun tekrarlamasına veya komplikasyonlara yol açabilir. Bakteriyel enfeksiyonlarda da semptomatik tedavi uygulanabilir.
Tumblr media
Bademcik İltihabı
Bademcik iltihabında ne zaman doktora başvurmalısınız?
Bademcik iltihabında genellikle evde uygulanan tedavi ile iyileşme sağlanabilir. Ancak bazı durumlarda doktora başvurmak gerekir. Bunlar şunlardır: - Boğaz ağrısı çok şiddetli ise veya yutkunmak imkansız hale gelirse - Ateş 38,5 dereceden yüksek ise veya 3 günden uzun sürerse - Nefes almakta zorluk, hırıltı, ses kısıklığı veya solunum durması gibi belirtiler varsa - Bademciklerde çok büyük şişlik, irin veya kanama varsa - Boyunda çok büyük lenf bezleri veya sertlik varsa - Baş ağrısı, kusma, boyun tutulması, bilinç bulanıklığı gibi menenjit belirtileri varsa - Ateşli romatizma veya akut glomerülonefrit gibi komplikasyonlar gelişirse
Bademcik iltihabının önlenmesi için neler yapılabilir?
Bademcik iltihabının önlenmesi için bazı önlemler alınabilir. Bunlar şunlardır: - Bağışıklık sistemini güçlendirmek için sağlıklı ve dengeli beslenmek, yeterli uyumak, stresten uzak durmak, egzersiz yapmak - Soğuk algınlığı ve grip gibi viral enfeksiyonlardan korunmak için elleri sık sık yıkamak, ortak kullanılan eşyaları dezenfekte etmek, hasta kişilerle teması azaltmak - Ağız ve diş sağlığına dikkat etmek, düzenli diş fırçalamak, diş ipi kullanmak, diş hekimine kontrole gitmek - Sigara ve alkol kullanmamak veya azaltmak - Alerjiye neden olan maddelerden uzak durmak - Kuru ve kirli havadan kaçınmak, nemlendirici kullanmak Bademcik iltihabı bulaşıcı bir hastalıktır. Özellikle viral enfeksiyonlarda, hasta kişilerin hapşırma, öksürme, konuşma gibi yollarla salgıladıkları damlacıklar aracılığıyla başkalarına geçebilir. Bu nedenle bademcik iltihabı olan kişilerin diğer insanlarla yakın temasını azaltması, maske takması, ellerini sık sık yıkaması ve ortak kullanılan eşyaları dezenfekte etmesi gerekir. Bademcik iltihabı hamilelikte hem anne hem de bebek için bazı riskler taşıyabilir. Hamilelikte bağışıklık sistemi zayıfladığı için bademcik iltihabına yakalanma olasılığı artar. Ayrıca bademcik iltihabının neden olduğu ateş, ağrı, enfeksiyon gibi durumlar hamileliğin normal seyrini bozabilir. Bu nedenle hamilelerin bademcik iltihabını önlemek için hijyene dikkat etmesi, sağlıklı beslenmesi ve doktor kontrolünde olması önemlidir. - Tuzlu su ile gargara yapmak: Tuzlu su, bademciklerdeki mikropları öldürmeye ve şişliği azaltmaya yardımcı olur. Günde birkaç kez tuzlu su ile gargara yapmak boğaz ağrısını hafifletebilir. - Bal veya limonlu çay içmek: Bal veya limonlu çay, boğazda yumuşatıcı ve antiseptik etki gösterir. Ayrıca bal, C vitamini ve antioksidanlar açısından zengindir ve bağışıklık sistemini güçlendirir. - Zencefil veya zerdeçal kullanmak: Zencefil veya zerdeçal, iltihap önleyici ve ağrı kesici özelliklere sahiptir. Zencefil veya zerdeçal rendeleyerek suya veya çaya ekleyebilir veya toz halinde bal ile karıştırarak tüketebilirsiniz. - Adaçayı veya papatya çayı içmek: Adaçayı veya papatya çayı, boğazda rahatlatıcı ve yatıştırıcı etki yapar. Ayrıca adaçayı veya papatya çayının antienflamatuar ve antimikrobiyal özellikleri vardır. - Sarımsak yemek: Sarımsak, doğal bir antibiyotiktir ve bademcik iltihabına neden olan mikropları yok eder. Sarımsağı çiğ olarak yiyebilir veya yemeklere ekleyebilirsiniz. - Peritonsiller apse: Bademciklerin etrafında irin dolu bir kese oluşmasıdır. Bu durumda şiddetli boğaz ağrısı, yüksek ateş, ağız kokusu, nefes almada zorluk gibi belirtiler görülür. Peritonsiller apse acil tedavi gerektirir. - Ateşli romatizma: A grubu beta hemolitik streptokok enfeksiyonunun kalp, eklemler, deri ve sinir sistemi üzerinde oluşturduğu hasardır. Bu durumda eklem ağrısı, kalp yetmezliği, cilt döküntüsü, hareket bozuklukları gibi belirtiler görülür. Ateşli romatizma kalıcı hasarlara neden olabilir. - Akut glomerülonefrit: A grubu beta hemolitik streptokok enfeksiyonunun böbreklerde oluşturduğu iltihaptır. Bu durumda idrarda kan, yüzde ve bacaklarda şişlik, yüksek tansiyon, böbrek yetmezliği gibi belirtiler görülür. Akut glomerülonefrit ciddi komplikasyonlara yol açabilir. - Obstrüktif uyku apnesi: Bademciklerin çok büyük olması nedeniyle solunum yolunun tıkanması ve uyku sırasında nefes durmasıdır. Bu durumda horlama, uykuda boğulma hissi, gündüz aşırı uyku hali, baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu gibi belirtiler görülür. Obstrüktif uyku apnesi kalp ve beyin sağlığı için risk oluşturabilir. - Bademcik iltihabı ameliyatından sonra şunlara dikkat etmek gerekir: - Ameliyat sonrasında bol sıvı almak ve yumuşak gıdalar yemek. Sert, baharatlı, asitli veya sıcak gıdalardan kaçınmak. - Ağrı kesici ve antibiyotik ilaçları doktorun reçete ettiği şekilde kullanmak. Aspirin gibi kanamayı artırabilecek ilaçlardan uzak durmak. - Boğazda kuruluk ve yanma hissini azaltmak için buzlu su emmek veya soğuk kompres yapmak. - Kanama, ateş, enfeksiyon veya solunum güçlüğü gibi komplikasyonlar oluşursa acil olarak doktora başvurmak. - Ameliyattan sonra en az bir hafta dinlenmek ve okul veya işe gitmemek. Fiziksel aktivite, sigara içme, alkol kullanma gibi boğazı tahriş edebilecek veya kanamayı artırabilecek faktörlerden kaçınmak. - Bağışıklık sistemini güçlendirmek için sağlıklı ve dengeli beslenmek, yeterli uyumak, stresten uzak durmak, egzersiz yapmak - Soğuk algınlığı ve grip gibi viral enfeksiyonlardan korunmak için elleri sık sık yıkamak, ortak kullanılan eşyaları dezenfekte etmek, hasta kişilerle teması azaltmak - Ağız ve diş sağlığına dikkat etmek, düzenli diş fırçalamak, diş ipi kullanmak, diş hekimine kontrole gitmek - Sigara ve alkol kullanmamak veya azaltmak - Alerjiye neden olan maddelerden uzak durmak - Kuru ve kirli havadan kaçınmak, nemlendirici kullanmak - Doktorun önerdiği takdirde bademcik iltihabı ameliyatı olmak Bademcik iltihabı, bademciklerin enfeksiyon kapması sonucu oluşan yaygın bir hastalıktır. Virüs veya bakteri kaynaklı olabilir. Boğaz ağrısı, ateş, bademcik şişmesi gibi belirtiler verir. Tedavisi enfeksiyonun nedenine göre antibiyotik veya semptomatik tedavi şeklindedir. Komplikasyonlara yol açabileceği için doktora başvurmak gerekir. Önlemek için bağışıklık sistemini güçlendirmek ve hijyene dikkat etmek önemlidir. Read the full article
0 notes
rizasizbahcaningulu · 2 years
Text
“benim hiç burnum akmaz ki ben hep tonsilit olurum boğaz ağrısı ve ateş olur bi tek” işte böyle başladı her şey
7 notes · View notes
judgementdaysunshine · 7 months
Text
God I hope I don't have tonsilits
0 notes
pusancatholic · 2 years
Text
Galatasaray'da Kerem Aktürkoğlu idmanda yer almadı
Galatasaray’da Kerem Aktürkoğlu idmanda yer almadı
Galatasaray, Süper Lig’in 10. haftasında Yukatel Kayserispor ile oynayacağı maçın hazırlıklarını sürdürdü. Kerem Aktürkoğlu kriptik tonsilit (bademcik iltihabı) nedeniyle günü tedaviyle geçirdi.Devamı için tıklayınız
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
tarikbinziyad · 2 years
Note
Abi bademcik şişmesine ne iyi gelir?
Selâmlar. Yumuşatmak lazım boğazı. Zencefilli bal iyi gelir. Ilık su içmek iyi gelir. Tabii her şeyden önce şifayı veren Allah'a dua etmek gerekir bunları da yaparken.
Bir de tonsilit dediğimiz bademcik enfeksiyonu var, sizde de bu olabilir. Bu eğer bakteri etkenliyse antibiyotik kullanmak gerekir.
İçebiliyorsanız bol sarımsaklı bir kelle paça çorbası da iyi gelir. (ben öyle yapıyorum :)
Allah şifa versin. Selâmetle
3 notes · View notes
familiaberry · 3 years
Text
Surpresinhas
Tumblr media
Zahri era a autora mais prestigiada de todas! Passava grande parte de seus dias escrevendo livros que logo que eram lançados esgotavam das prateleiras em poucas horas. Estava ganhando muito dinheiro e tudo estava indo bem.
Certo dia seu computador pegou fogo quando estava usando e ela ficou em pânico, sem conseguir apagar. 
Tumblr media
Depois de muito esforço dos bombeiros, o fogo foi controlado e deu tudo certo. 
Tumblr media
  Mas Zahri continuou com muito medo e começou a passar mal.
Tumblr media
Ligou para Daiki para tentar se acalmar e contou o que tinha acontecido. O rapaz ficou apavorado também.
“Vou para aí o quanto antes. Chegarei aí amanhã de manhã, provavelmente.”
“Vem, sim, por favor.” ela pediu. “Estou tão nervosa com esse incêndio que não paro de vomitar. Péssimo.”
“Zahri, você não tá grávida não, né?” 
“Claro que não!” Zahri riu. “As pessoas vomitam por outros motivos também, não é só gravidez que faz vomitar. Fora que, você sabe, eu tomo anticoncepcional.”
“Amor, não tô querendo te ensinar isso não, mas eu vi na faculdade que tem muitos fatores que podem fazer o anticoncepcional falhar.” Daiki riu sem graça. “Mas não se preocupa, amanhã cedo estou aí.”
Tumblr media
Zahri ficou com aquilo na cabeça. Para ela, aquilo não fazia o menor sentido, afinal sempre tomava a pílula direitinho (ou pelo menos achava que tomava). Pelo celular mesmo, abriu o Google e procurou “o que faz a pílula anticoncepcional falhar”. Leu os resultados em voz alta:
“Uso irregular: não, tomo certinho. Vômitos: sem ser hoje, não vomitava há muito tempo. Diarreia: não consigo me lembrar da última vez que tive. Álcool: eu nem bebo??? Antibióticos: quando foi a última vez que fiquei doente?”
Forçou um pouco a memória e lembrou que, pouco antes de sua formatura, teve uma tonsilite e precisou tomar antibióticos. Ela não comentou com o médico que tomava anticoncepcional porque não fazia ideia que o antibiótico poderia interferir em algo. Nervosa, pediu via delivery um teste de gravidez.
Tumblr media
Não levou mais que trinta minutos para o motoboy entregar o teste, mas para Zahri pareceu ter sido uma eternidade. Correu para o banheiro e fez o teste como indicado na embalagem. 
Nem conseguiu acreditar quando viu o resultado.
Tumblr media
Estava grávida.
Tumblr media
4 notes · View notes
sifabul · 4 years
Photo
Tumblr media
SOĞUK HAVANIN ETKİLERİ: #şifabul OLUMLU ETKİLER: 1- Ödemi çözücü etkisinden dolayı gözenekler sıkılaşıyor ve cilt daha sağlıklı görünüyor. 2- Metabolizmayı hızlandırdığı için yağ yakımını da hızlandırıyor. 3- özellikle sağlıklı kişilerin oksijeni bol bir bölgelerde hafif egzersiz yapması sonrasında, vücuda giren fazla oksijen serotonini de artırıyor. Bu da, insanlara, kendilerini mutlu ve enerjik hissettiriyor.
OLUMSUZ ETKİLER: 1- Nefes darlığı, hırıltılı solunum gibi astım semptomları artıyor. 2- KOAH hastaları için riskler artıyor. 3- Özellikle zatürre, bronşit, sinüzit, tonsilit gibi enfeksiyon kaynaklı hastalıklar artıyor. 4- Yüz sinirlerini etkileyerek, yüz felci riskini de arttırıyor. 5- Damarlardaki spazm ve büzülmeye bağlı olarak, özellikle kışın kalp krizlerinde artış görülüyor.
Kaynakça: http://www.yeditepehastanesi.com.tr/soguk-hava-yuz-sinirlerini-etkileyerek-yuz-felci-riskini-artirabilir
4 notes · View notes
epifizz · 5 years
Note
Ben de tonsilit acısı çekmekteyim sevgili epifiz..hepimize geçmiş olsun öyleyse :(
Gelişmiş hücre yapısına bile sahip olmayan canlılar karşısında yenilecek değiliz, güçlü kal!
8 notes · View notes
theroseapothecary · 4 years
Text
i’ve been so tired these past few days i had to take a nap nearly every day except today... trying to keep myself from lying down again for another few hours because i really don’t need to be even MORE tired tomorrow because i slept too much
i really didn’t need this, i’ve got so much uni stuff to do AND with working again....and it seems i’m fighting off tonsilits (yet again ugh)
i have my first long shift (well only 7.5 hours) tomorrow and i am already exhausted when i just think about it and after finishing i’ll probably have to walk home for 40 minutes because my bike is gone and there’s no buses/trams at that time
on an entire different note i started listening to the magnus archives a few days ago because most of the blogs i follow started posting about it so after a few months i kinda gave in and no one told me they were so creepy!! i literally had nightmares and got scared while listening to them in the dark lmao
just listened to the season 1 finale tho, it was great
1 note · View note
Photo
Tumblr media
İnsan alışıyor, alışıyor, alışıyor; bugünlere bile, bugünlere bile. (Bir anksiyetelinin kriz yönetimi)
Soundtrack: Son Feci Bisiklet-Zaman yok
Evdeyiz. Bugün 16 gün oldu sanırım. Sanırım diyorum, bilmiyorum çünkü. Her sabah erkenden kalkıp ofise giden, günü gününe iş listesi, ajanda tutan ben artık "Bugün günlerden neydi ya?" bile diyecek durumdayım. Hala ajanda tutuyorum ama artık bütün günümü planlayamıyorum. Normalde öğleye kadar saat saat yazacaklarım, yapacaklarım hep belli olurdu; bazen kendime bu dilekçe bitmeden yemek yemeyeceğim, kahve içmeyeceğim gibi hesefler bile koyuyordum. Şimdi hukuki sürelerin de durmasıyla bir rehavet hali çöreklendi içime. 25 senelik hayatımda ilk defa, 100 metre ötedeki market dışında hiçbir yere gitmeden zaman geçiriyorum. Adliyeye gittiğim günlerde 20binleri gören, ofis günleri bile 10binleri her halükarda aşan adım sayım yerlerde artık. Vücudum neye uğradığını şaşırdı, önceleri yılların yorgunluğunu almak istercesine uyudum, şimdi alarm kuruyorum. Günü planlamaya çalışıyorum. Bir şeyler yapmak lazım, yoksa hepten delireceğiz.
Hiçbir zaman dizi insanı olmadım, sıkı sıkıya takip ediyorum dediğim dizileri bile 3 günde 1 bölüm şeklinde izleyebilmişimdir. Hala pek izleyemiyorum bu yüzden ama yavaş yavaş bir şeyler izlemeye başladım. Günde 2 film izleyebiliyorum artık. Kitap okumaya daha fazla zaman ayırmaya çalışıyorum. 2 kitap bitirdim, üçüncüsü yolda. Aslında daha hızlı okurum diye düşünüyordum ama izinli değiliz, home office çalışmaya devam ediyorum. Başından beri, süreler durduktan sonra bile işleri gevşetmemeye çalışıyorum ama gevşiyor bir şekilde. Ofisi, işte olmayı, sabah erken kalkıp gece yarılarına kadar mesaiye kalmayı bile o kadar çok özledim ki... Her zaman işimi seven biri oldum, hayalimdeki mesleği yapıyorum, her şeye rağmen ve bunun farkında olarak her zaman işimi, ofisimi çok sevdim. Ama şimdi o kadar zor bir dönemdeyiz ki hepimiz şaşkınız ama insan alışıyor işte.
Yıllardır savaştığım ama asla bitip tükenmeyen, böyle kriz dönemlerinde boyumu aşan bir anksiyetem var. Yıllarım psikiyatri servislerinde, ilaçlarla, terapilerle geçti ama yenemiyorum. Ve 2020 yılının ankisyetesi olanlar için iyi bir yıl değil, hiç değil hem de. 99 depreminden beri en büyük korkularımdan olan, bei bazen İstanbul'dan tası tarağı toplayıp taşınma düşüncesine ciddi ciddi iten deprem korkum sınandı önce. Önce eylülde İstanbul'da gayet net hissedilebilir bir deprem yaşadık. Adliyenin karşısında çay içiyordum Selinle bu deprem sırasında. Bildiğiniz asfaltın üstünde, kaldırıma atılmış masalar var Bakırköy Adlşyesinin karşısında. Ordaydık. Önümdeki soda şişesi sallanmaya başladı, o an ruhumun yükseldiğini hissettim,. Selinle el ele tutuştuk, hiçbir şey yapamıyoruz birbirimize bakıyoruz. Ama aklımda tek bir şey var, bu bina tepemize yıkılacak, üstümüzdeki tentenin altında kalıp öleceğiz, "Annem, babam ne yapıyor?" Deprem bitmeden aradım annemi, bağırarak dua ederek açtı telefonu, anneannemdeymiş. Sülalaecek deprem fobisi olan insanları, 99 depremin çok net yaşadığımız için. Bu yüzden annemin evde değil anneannemde olması iyi bir şeydi, aşağı inmişler. Çok şüküe hasar almadan atlattık depremi. Ama Silivri'de oturan teyzemler için işler daha zordu, zira aylarca deprem oldu Silivri'de, sokakta uyudukları geceler oldu.  99'dan beri içimde bir yerlerde saklı kalmış olan, her ufak sallantıda gözünü açan ama tam olarak uyandırmamaya çalıştığım deprem korkum eylül İstanbul depremleriyle tam anlamıyla uyanmış oldu. Bir korku yarası açıldığında, orayı zorlaya zorlaya daha fazla uyandırmaya çalışan bir insan olduğum için binlerce deprem videosu izledim, makalesi okudum ve en sonunda kafayı yedim. Her girdiğim ortamda, "Burada deprem olsa nereye çömerim?" diye bir planlama yapıyorum artık. Cihan'a dolabının kapakları sağlam değil, ayna diyerek dolap kapılarını söktürüp mutfağa koydurdum, evdekilere deprem olursa şuraya girin, buraya çömün diyerek direktifler vermeye ve kalp atışımı hissetsem avizeleri kontrol etmeye başladım. Zaten ailecek deprem fobisi olan insanlarız, babam uyurken yatağına otur adam sıçrayarak kalkıyor, kendim dahil herkesi delirttim bu konuda. Ama 99 depremini yaşamamış olan nişanlımı o kadar da korkutamadım iyi de oldu birinin sakin kalması gerekiyordu. Arada bir sürü değişik olay yaşadık ama şimdilerde, yılın en büyük ve uluslararası problemi olan corona virüsüyle savaşıyoruz. Koskoca dünya, koca ülkeler, devletler hepimiz elimiz kolumuz bağlı, akşamları "Bugün kaç vaka eklendi, kaç kişi öldü" diye sayım yapmaktan başka bir şey yapamaz haldeyiz. Dışarı çıkmıyoruz, çalışmak zorunda olanlar vala ve hala sokağa çıkma yasağı gelmedi. Hala işe gidenler var, dolaşanlar var, markete gittiğimde sokakların o kadar boş olmadığını görüyorum. Toplu taşımalar kullanılıyor ve hala sokağa çıkma yasağı gelmiyor. Hukuki süreler belki de ilk defa durduruldu. Hayatın durması gerekiyor ama durmuyor işte. Biz evden, ne olacağını bilmez bir şekilde çalışmaya devam ediyoruz. Zaman geçtikçe umutsuzluğum büyümeye başladı. İlk başlarda 10-15 güne biter sanıyordum, şimdi ağustostaki düğünümü yapabilecek miyim onu düşünüyorum. O zaman kadar gider mi, biter mi bimiyorum ve umudum da azalmaya başladı. Bu süreçte havalimanında bulunduğum için kafayı bir nebze fazla yedim. Konya'ya gitmiştik, dönüşte trene bindik ama ben orada biraz rahatsızlandım. Ateşim asla çıkmadı ama sürekli ateşime bakın, ben virüs mü kaptım, bir de çocukları öptüm ben coronalıyım uzak durun benden diye anksiyete krizleri geçirdim bütün yol boyunca. İner inmez 112'yi aradım, sağolsun çok yardımcı oldular. Önce bir hemşire konuşup ikna etmeye çalıştı beni başa çıkmaayınca corona ile ilgilenen hastanelerden birine bağladı, orada da bir hemşire bir de doktorla konuştum onlar da uzun uzun anlatıp şu semptomları yaşarsan seni evden alırız burayı ara, sen tonsilit olmuşsun gibi görünüyor dediler. 2 ayda bir falan tonsilit oluyorum zaten ama bu seferki gerçekten de corona gibi geldi... Ya da anskiyetem öyle sanmamı istedi.
Anskiyete, çok fazla görünen bir psikolojik rahatsızlık. İlaç kullandığım zamanlarda da anskiyete krizlerim oluyordu, aşırı stres durumlarında durup dururken yolun ortasında kusmalar, ellerimin ayaklarımın uyuşması, baş dönmesi gibi durumlar yaşadığım da oluyordu. Şimdilerde biraz frenlediğimi düşünüyordum ama bu sene gerçekten de herkesi panik atak yaptı. Hepimiz hastalık hastası olduk. Alerjik rinit ve alerjik astımım var, yılın bu zamanlarnda zaten nefessel sıkıntılar, burun akması, tıkanmasıve tonsilit yaşarım ama her burnum tıkandığında, öksürdüğümde "BEN CORONA OLDUM BENİ BU ODAYA KAPAYIP KAPI ARALIĞINDAN EKMEK SU VERİN" moduna giriyor olmak bana psikolojik olarak hiç yardımcı olmuyor AMA GERÇEKTEN ELİMDE DEĞİL. Cihan bazen sinirleniyor bu tavırlarıma, ama dediğim gibi yapacak bir şeyim yok. Bu şekilde çalışıyor kafam. Şimdilerde mesela sürekli "ya herkes evdeyken deprem olursa" diye düşünmekten uykularım kaçıyor.
Bunları bir kenara bırakırsak, sürekli "evde olsam ne kitaplar okur, ne filmler izlerü ne yazılar yazardım" diyordum ya heh işte hiçbirini yapamadım. Yapamıyorum da. İşler devam ediyor dediğim gibi ve ben üniversite zamanlarında bile evde çalışabilen biri olamadığımdan sabah 5te kalkıp kütüphaneye giden biri olmuşumdur, evde zaman ayarlaması falan yapmaya yeni yeni başladım. Mesela uzun zamandır aklımda olan bloga yazı koyma olayını bile daha yeni yapabiliyorum mesela.
Umarım bu günler biter, bu kabustan uyanırız. İşimi, sokakları, arkadaşlarımı çok özledim.
#karantina #quarantine #covid #corona #stayhome
1 note · View note
drhaldunoguz · 5 years
Text
Tonsillit
Tonsillit hakkında kısa bilgiler...
Bademcikler (palatin tonsiller), ağız boşluğunun en gerisinde, dilin arka kısmında, boğazın her iki yanında yer alan bağışıklık sisteminin bir parçası olan organlardır.
Vücuda giren bazı mikroorganizmalar, bademciklerin koruyucu etkisine rağmen yok edilemez ve bademciklerde çoğalırlar. Bu durum tonsillerde büyümeye, kızarmaya ve bazen tonsiller üzerinde iltihap birikmesine neden olur. Bu…
View On WordPress
0 notes
Text
Tonsilit(Bademcik iltihabı) Nedir?
Tonsilit bademcik iltihabı, Bademciklerin şişmesiyle iltihaplanmasına verilen isimdir. Bademcikler boğazın tarafında ve ağzın arkasında yer alan bir çeşit lenf düğümleridir. Bakteri ve diğer mikropları enfeksiyonlara neden olabilecek yerlerden uzak tutmaya yardımcı olurlar.
Bademcik iltihabı belirtileri, kışın çok yaygınlaşır. İnsanların kuru havada ve kalabalık olması, hava yollarına virüslerin ve bakterilerin girmesini kolaylaştırır.
Tonsilit(bademcik iltihabı) türleri nelerdir?
Tonsillit bakterisi
“Streptococcus pyogenes” bakterisinin neden olduğu streptokokal bademcik iltihabıdır. Bakteriyel bademcik iltihabı antibiyotiklerle daha spesifik bir tedavi gerektirir.
Viral Tonsillit
Viral bademcik iltihabı, bademciklerde virüs enfeksiyonunun neden olduğu en yaygın tiptir. Hastalığın bu tezahürü için tedavi ilaçlar ve basit bakım temelinde evde yapılabilir.
Kronik bademcik iltihabı
Kronik bademcik iltihabı tekrarlayan enfeksiyonlardır ve kronik boğaz ağrısına, kötü nefese ve kalıcı servikal düğümlere neden olur. Bu tipte bir yıl içinde yedi kadar bademcik iltihabı oluşabilir.
Akut Tonsillit
Tedaviye rağmen akut tonsillit iki hafta veya daha fazla sürer. Akut bademcik iltihabı, şişmiş bademciklere bağlı olarak hava yolu obstrüksiyonuna neden olur, bu da nefes alma, horlama ve uyku apnesine sebep olur.
Tonsilit(Bademcik iltihabı) Nedir?
0 notes
fhcam · 6 years
Text
Bademcik ve Geniz Eti Ameliyatı Ne Zaman Olmalı?
Bademcik ve Geniz Eti Ameliyatı Ne Zaman Olmalı?
Geniz eti ve bademcik problemleri özellikle 3-6 yaş grubunda çocukları olan ebeveynlerin en çok şikayet ettikleri sorunların başında geliyor. Bağışıklık sistemi tam olarak gelişmemiş olan bu çocuklarda; yoğun ateş, nefes almada güçlük, gece uykusuzlukları gibi problemler sık görülüyor. Bademcik ve geniz eti problemlerinin çocukların yaşam kalitesini etkilemesinin yanında farklı sağlık sorunlarına…
View On WordPress
0 notes
fatboyschl1mm · 2 years
Text
Turns out that a tonsilits just doesn't go away like that :')
0 notes
backlinkci · 2 years
Text
Ağız Kokusunu Önlemek Mümkün
Ağız Kokusunu Önlemek Mümkün
Ağız kokusu, biyolojik problemlerden çok sosyal ve psikolojik sorunlara yol açan bir rahatsızlık. Aklımıza gelen ilk neden diş çürükleri ya da diş eti hastalıkları olsa da, ağız kokusunun pek çok nedeni olabiliyor. Ağız kokusu yüzde 90’ı ağız içindeki problemlerden kaynaklanıyor. Ama solunum yolu hastalıklarından tutun da bilinçsizce yapılan diyetlere hatta antidepresan kullanımına kadar birçok etken ağız kokusuna yol açabiliyor. Genellikle tanı diş hekimi tarafından konuluyor ve KBB uzmanı, gastroenterolog, psikiyatrist gibi hekimlerin desteği ile yürütülüyor. Ağız kokusunun neden kaynaklandığını araştırma, çok yönlü ve multidisipliner bir çalışma. Ağız kokusu neden olur? Tıp dilinde halitosis olarak adlandırılan ağız kokusu, günün herhangi bir saatinde yakın temasa gerek kalmaksızın hissedilen ve yediğimiz içtiğimiz maddelere bağlı olmadan duyulan kötü koku olarak tanımlanıyor. Çoğu kişi sabah ağız kokusu ile uyanır. Fizyolojik saydığımız bu durum birkaç saat sürer. Uyku sırasında azalan tükürük akışı, sindirim kanalında biriken gazlar nedeniyle olur. Beslenme sonrası oluşan koku da fizyolojiktir. Sarımsak gibi aromatik gıdaların kana geçen uçucu gazlarının atılması ile oluşur. Ağız kokusuna neden olan diğer durumları ise: diş çürükleri, periodontal hastalıklar, eskimiş protezler, deforme kron ve köprüler, ağız içi yaralar, kötü ağız hijyeni, ağız kuruluğu, yarı gömülü 20 yaş dişleri ve sigara kullanımıdır:  Kötü koku nasıl oluşur? Ağız kokusuna oksijensiz ortamda yaşayan anaerob bakteriler yol açıyor. Anaerob bakterilerin yiyecek artıklarını çözerek ürettiği sülfür gazları ağız kokusunun asıl nedeni oluyor. Bu bakterilerin ağız içinde yerleştiği belli alanlar var. Diş araları, diş eti cepleri ve dil yüzeyi bakterilerin yerleşmesi için uygundur. Ağız ısısı ve asidik ortam, bakterilerin çoğalması için kolaylaştırıcı etki sağlıyor. Dil yüzeyi pürtüklü, çukurlu bir yapıya sahip. Bu yüzeyde gıda parçaları, mukus, kan, ölü dokular, karbonhidrat ve protein birikebiliyor. Dil gerisi ve boğaz, oksijenin az olduğu alanlar olduğu için bakteri üremesi de kolaylaşıyor. Ağız kokusunun oluşmasında tükürüğün de etkisi var. Tükürük, oksijenin taşınmasını sağlayarak, antibakteriyel etki gösteriyor. Bu nedenle tükürük akışının azalması halitosise yol açabiliyor. Ağız içi kaynaklı olmayabilir Ağız kokusunun oluşmasına yol açan ağız içi kaynaklı olmayan nedenler de var. Örneğin solunum kaynaklı nedenler de kokuya neden olabiliyor. Sinüzit, tonsilit gibi burun-boğaz enfeksiyonları, solunum yolu tümörleri, bademcik taşları ve geniz akıntısı ağız kokusuna yol açabiliyor. Ağız kokusu, sindirim kanalı kaynaklı da olabiliyor. Sindirim kanalının herhangi bir yerindeki aromatik gaz, ağız yoluyla atılıyor. Helicobakter pylori gastriti, ince bağırsakta bakteri üremesi, laktoz intoleransı, reflü, pankreas rahatsızlıkları etken olabiliyor. Pnömoni, adenit, bronşit gibi alt solunum yolu enfeksiyonları da kokuya yol açabiliyor. Kan biyokimyasının değişmesi; örneğin diyabet, gut hastalığı, böbrek yetmezliğinin de ağız kokusu oluşturduğuna rastlanabiliyor. Bunların dışında ağız kokusuna yol açan diğer etkenler: - Kullanılan bazı ilaçlar; örneğin bazı antidepresanlar ve neoplastik ilaçlar - Vitamin A, vitamin B12 yetersizliği - Yaşlılık - Demir ve çinko eksikliği - Sıvı eksikliği nedeniyle hatalı yapılan diyetler, açlık - Kafein, alkol, tütün Ağız kokusunu önlemek için ne yapmalı? - Ağızdan kaynaklı olabilecek sorunlar giderildikten sonra hastanın iyi bir ağız hijyeni kazanması gerekiyor. - Doğru ve etkin diş fırçalama, diş ipi ve dil fırçası kullanımı, varsa protezlerin temizliğinin sağlanması önem taşıyor. - Çinko içeren gargaralar ve sakız kullanımı işe yarıyor. - Bol ve sık su tüketilmesine dikkat etmek gerekiyor. - Aç kalmamak ağız kokusunu engellemede etkili oluyor. - Probiyotikten zengin gıdalar alınmasına önem vermek gerekiyor. - Ceviz, fıstık gibi çerezler, tarçın, bitkisel çaylar, nane, maydanoz, elma, salatalık gibi gıdalar ağız kokusunu önlemede yardımcı olabiliyor.
0 notes
heliobrotorrino · 2 years
Photo
Tumblr media
🤔 Você sabe o que é amigdalite de repetição? A amigdalite de repetição (tonsilite é o nome técnico atual) é uma doença infecciosa que atinge as amídalas, órgãos de defesa contra infecções. A amigdalite pode ser causada por vírus (mais frequente em crianças), por bactérias (que acometem mais adultos e jovens) e também, pela associação dos dois agentes. Em casos de amigdalite bacteriana é possível notar aparição de pontos de pus na garganta. ⚠️ Alguns dos principais sintomas da doença são: febre, dor de garganta, falta de apetite, hálito comprometido, dificuldade para engolir e, às vezes, inchaço dos gânglios do pescoço e da mandíbula. Importante observar quantas vezes você fica com a garganta inflamada, pois isso pode indicar um quadro de amigdalite bacteriana. É considerado o paciente com amigdalites de repetição quando ocorrem: ➡️ 3 episódios por ano, em três anos consecutivos, ou 7 episódios agudos em 1 ano. Evite cigarros e ar-condicionado, pois eles ressecam as mucosas e diminuem a resistência da garganta. Entretanto, tome bastante água e ingira alimentos como sopas, alimentos macios e bebidas mornas durante as crises. E o mais importante! Não se automedique. Procure um profissional para receber as orientações corretas e evitar que apareçam bactérias resistentes. #DrHélioBrasileiro #Otorrinolaringologista #Otorrino #Especialidade #Saúde #Sorocaba #Amídalas #AmigdalitedeRepetição #Amigdalite https://www.instagram.com/p/CeWQwwXjq2X/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes