Tumgik
#sene bilmem kaç
hosgeldinhuzun · 5 months
Text
Her yanlıştan doğar bir doğru
Belki de böyle olmalıydı bu
90 notes · View notes
japonyamesken · 8 days
Text
zihinseli
Üçüncü ya da dördüncü sınıftayım. Yemekhanedeyiz, o zaman kahvaltı tarzı bir şey veriliyor sanki okulda? Masada bir sürahinin içinde süt var, bardaklara pay ediliyor. Bardağı elime alıyorum, soğuk. İçmek için dudaklarıma götürüyorum zorla; tuhaf, soğuk, ürpertici bir kokusu var.
İşte bilmem kaç sene sonra, az önce bir anda o bardağın, o sütün, o yemekhanenin kokusunu hissettim birkaç saniyeliğine. Geldi ve geçti, sanki bi portal açıldı, unuttuğumu bile unuttuğum kısacık bir an ve her zerresiyle hissettiğim o koku zihnimde parladı sanki.
Hani o anıyı ortaya çıkacak bir şey de yapmıyordum. Privacy & Data Protection kaydı dinleyip notları düzenliyordum sadece. Ama hava çok soğuk ve hala yazlık ev kıyafetleriyleyim ve bi an bir ürperti geçti içimden, o soğuk bardağı tutarkenki ürperti mi?
İnsan zihni ne kadar tuhaf bi şey, bazen o tuhaf muhteşemliği ve bilinmezliği düşünürken aklımı yitirecek gibi hissediyorum.
13 Eylül 2024
30 notes · View notes
duralp-99 · 3 months
Text
✳️ES-SELÂM✳️ Ey Benim Güzel Vatanım
Tumblr media
~Merak~
♦Engin denizlerden kağnı geçirdim ♦Hangi göz izini gördü bilmem ki?
🪭
🔹Gün erdi zevale, gam zeval oldu. 🔹Baktığım noktada başka bir hâl oldu. 🔹Aklım kilitlendi, dilim lâl oldu. 🔹Hangi aşk içime girdi bilmem ki?
🪭
🔸Ezdi, toprak etti bulutlar beni, 🔸Tuttu göğe çekti umutlar beni, 🔸İçine almadı hudutlar beni, 🔸Hangi ay kaç sene sürdü bilmem ki?
🪭
▫️Sonunda anladım son’u gerçekten, ▫️Cansızda farkettim can’ı gerçekten, ▫️Ben hâlâ bulmadım ben’i gerçekten, ▫️Hangi dost sırrıma erdi bilmem ki?
🪭
▪️Suların başında susuzluk çektim. ▪️Aynaları kırdım, toprağa baktım. ▪️Yağmur damlasında zamanı yaktım. ▪️Hangi el yaramı sardı bilmem ki?
🪭
♦Ne söylesem hava, ne yazsam yalan. ♦İlahi kaynaktır tek makbul olan. ♦Hazreti Kur’an’ın dışında kalan, ♦Hangi söz yerinde kaldı bilmem ki?
Abdurrahim Karakoç
Tumblr media
AŞKLA, GÜVENLE, DUAYLA 🌹💙🍀🌹💙🍀🌹💙🍀🌹
32 notes · View notes
mnsrykt · 2 months
Text
"Şeytanın projeleri de en az on bin seneliktir. Biz ona 'Yahudi, Siyonizm' diye isim koyma ya çalışıyoruz, aldanıyoruz. İki sene içinde bir sistem bütün gençlerin arasında takılıp kalıyor. Sigara yüz senede insanlığın ekmeğinden daha hızlı yayıldı. Bir futbol çıkıyor, bilmem ne çıkıyor, insanlar hayatlarından daha fazla değer veriyorlar ona. Bu kadar nasıl seviliyor? İnsanı kucağında büyüdüğü annesini unutuyor. Filanca şeyi öldürsen, hapse atsan da unutmuyor. Bir uyuşturucu hastalığı çıkıyor: devlet bir sene de değil seksen senede matematik öğretemedi kimseye, sekiz günde bütün şehri istila ediyor. 'Birden çıktı' diyoruz. yanılgı burada başlıyor. Şeytan filanca uyuşturucu için kim bilir kaç bin yıl önce plan proje yapmıştı. 'Laboratuvarları' hazır değildi, o laboratuvarlar için eleman yetiştirdi."
16 notes · View notes
fairycherrysworld · 8 months
Text
Artık dayanamıyorum sevgilim. Sana veda etmeden ayrılmak zorluyor beni. Keşke geçmişe dönüp sana son kez sarılsam,son kez içime çeksem o güzel ve eşi benzeri olmayan kokunu. Ne kadar yakın gibi görünsek de bana dünyanın diğer ucundaki bir insan kadar uzaklaştın, uzaklaştırıldın sen. Bilmem kaç sene oldu seninle kopalı. Her gün öyle ayrı cehennemdi ki benim için, katlanmak hala öyle zorluyor ki beni. Ne kadar insanlar beni ona buna aşık sansada senden kopamadım, gitmedim, gidemedim ben. Ne de olsa iyi oyuncularız biz, rol gereği hayatımızın başrolüyüz. Sen de saklıyorsun biliyorum acını. Görüyorum her bakıştığımızda gözlerindeki yangını. Ama pek çoğu içimizdeki yangını görmüyor bile. İnce giyindiğimizde derler ki hasta olursun, ama bilmezler ki içini yakan o ateş seni hasta ediyor. İnsan ne kadar seni anlıyorum diyorsa o kadar anlamazdır aslında. Bugün yanımdan geçtin bir kaç saniye olsa da. Gözlerimi sıkıca yumdum ve o bana çok uzun gelen saniyelerde güzel kokunu ciğerlerime çektim. Gözlerim doldu sonra, eskiler geldi aklıma. O güzel günler üstümüzden geçti . Ve bizleri dünyanın en uzaktaki iki insanı kadar özlemli bıraktı.
24 notes · View notes
kalemineiyibak · 7 days
Text
Güherçile
O, benim için artık bir güherçile gibiydi. Limandan kapıp aldığım kalbimde onu fazlaca büyütmüştüm. Abartılı bir savanın avam saatinde çöğür edip amansızca; beni aşkta katlediyordu. Varım yoğum serinletici bir ayazın, katranında serüven olurken, kendimi ömürlük zannetmenin mil adım kadar uzağında görüp aşkı; mutluluğu onun kollarında hissetmek sanrımaymış.
Bir huş altında garnitür sevmek ile karşılaşıp onun kalbinde yem olmanın mağlubiyetiyle tanışmışım, sene bilmem ki kaç bin yokluk katı? İskorpit balıkları bile benim kadar yem olmamışlar, olmadan hicap eden oltaya namuslarını satmamışlar.
Tarkib edip sözcükleri, başımın fazlaca kalabalıklığından usandırıp onu; göğsümde uyuduğu geceleri makasla kesmişim, farkında olmadan. Füsunlanmış, alıp başını bir sevdada; benden fazlaca aklımı almış bir harapmış. Mukavemeti gönlünün yalan atmosferine sevdalı bir sürüngenmiş o; makbuzu sevda zorbalığı mağazasında bana kesen… Suflesi yapıldı yeniden sevebilmenin, ben artık o kız değilim. Büyüdüm, dişil sevdaların köstebeklerinden kocaman harflerle eril bir savaş başlattım sevdalara. Lügatımda kırık merhabaların, epifiz bezime sultan olup vurulduğu hadiseleri kaldı. Tesbih yapıp onu özlemeyi; çile çekmeleri en son hangi günde bıraktığımı saymaktan vazgeçmiş, sahanda yumurtası bilmişim hasreti ve yemem, artık tokum. Buruclarda ikiz gibi bir selamı duyulur; hangisine bakacağımı şaşırırım. Ormanda yetişmişim ben. Onunla yollarımız tende ayrı, hicapta çok gayrı… Edebi saltanatımda periyodik cetvellerle dövüp mezuresiyle bedeninin ölçüsünü almışım onu unutmanın. Gıdısı çok, soysuzluğu dantelli olmuş ayıplara. Ayrılıktan da çok, farklıyız…
Dilara AKSOY (Dila VARLI)
9 notes · View notes
mrhekim · 2 months
Text
Tumblr media
Sene bilmem kaç buradan geçerken...
12 notes · View notes
leyliii · 6 months
Text
Hâlbuki ben bu halde bile caizim onların hançerlerine
Bu halde bile boğulmadım boğdurulmadım
Eski tüfeklerden adım geçer de dönüp bakmazlarmış
Ateş olsun almazlarmış kırmızısı uçuvermiş dudaklarına
İstemedim tek buse ne nazda ne hazda gözüm var
Medrese cesetlerine nazır masallarda yıllar önce
Sene 99 ben İstanbul acemisi yıllar önce
İnmişim trenlerden adım yakama ilikli
Mustafa Kutlu’dan çıkmışım vermişim şiirlerimi
Talebeyim ama talip değilim ne yeşile ne ala
Yalnız şiir kartalların soyundan ama toy bir ağrı
Seğirtmedim bir güzele
Divan yolu tarihten başını uzatmış bir kuğu yansıması
Hava sıcak terim taze
İstanbul işte önce güzel sonra güzel sonra manidar
Ulan beni buraya alırlar mı telaşıyla Çorlulu Ali’de
Ama herkes biliyor sanki şairim ya!
Ne demek efendim burası sizler için
Buyurun tabi burası beceriksiz İslamcıların hatıralarını dinlendirmesi için
Burası gökyüzünün altında no mahrem barış çubukları için
Burası postmoderne ayna tutmak için şairler kız ayarlasın için
Şööle iç geçirsinler afallatsınlar kendilerinden kaçarken şiirlere tutulanları
O zamanlar Kanuni yeni sakal bırakmıştı halk farkında
Kanım bir uykuyu köpürtüyor ya nadasa bırakmışım mısralarımı
Masalara mekik dokuyan gözlerim bir kıza bir oğlana takıldı
Masada “Üç İstanbul”  oğlak yayınları kızda nargile
Mesnevi okuyan bir kız mı bilmem
Ama benim taşrada okuyan hayallerim ezbere almış bu manzarayı
Ben sanki dokunmuşum bilmem kaç sene sonraki serencama
Özenti deme Erkan biraz daha fazlası
Nargilesiz de olur kabul ama daha da fazlası
Çorlulu olmasa da olur ama daha fazlası
Mesnevi okuyup sigara içen mütesettir kızlar kiminle evlenir Erkan?
Mavi Marmara’dan galip dönen İslamcılarla mı?
Sakalları yüzüne nur katmışlarla yakışıklı mı?
Risale-i nur talebeleri değil Erkan olur mu?
Bak ben severim onları da onların evliliğini de
Onların yumuşacık Müslümanlıklarında semirttikleri saadetlerini de
Ben severim onların nefes alırcasına girdikleri sevapları da
Ben elbette severim nisa taifesinin pıtır pıtır çiçek açmasını
Dindar kocalarının kollarında
Ben niye sevmeyeyim Erkan evveli çile ahiri konfor olan Müslümanlığı
Ben niye beğenmeyeyim Rumeysa Nur ve Bilal’i çocukları Taha’yı
Öyle şey mi olur Erkan niye yüzüm ekşisin İsrail’i lanet mitinglerinde
4X4’lerde Filistin bayrağı bana neden vermesin gaza sevinci
İftarda Cola Turca içen kardeşlerim yıkacak bir gün İsrail’i
Kalbim mühürlendiyse o benim iman eksikliğim
Yoksa Numan Kurtulmuş iyi adam
Sen de kızma artık Başakşehir ümmetine
Mesnevi okuyan mütesettir güzel sigara içen kızlar kime âşık olur Erkan?
Esmer yüzleri cool bakarken delikanlıların
Hayatın tam içinden fırlayan tam pratik tam yerinde
Yani şiiri kullanacağı yeri iyi bilen
Biraz monna biraz rosa yani aşkı nasıl servis edeceğini iyi bilen
Kitaplarda saklı yaralar gibiyken o kızların yüzleri
Sadra şifa şeylerden güneşin gördüğü şeylerden bahseden
Aşkı 12den vurup o yüzleri yere seren
Onlara mı onlar çok onlar adisyonlara incelikler indiren
Onlar beni daha da ben seni daha da sen yapan
Deli olmadığımızı ikna için bizlere tetik düşürten
Öğrenemedik Erkan kalbin bu işlerle alakası olmadığını
Kalbin de var yeri ve zamanı olduğunu
Kalbin zamanında 7/24’ün çok fazlalığını
Mesnevi okuyup sigara içen mütesettir kızlar beni neden sevmez Erkan
Mesnevi okuyup sigara içen mütesettir kızlar beni neden sevemez Erkan
Geceleri hepsi benim sevgilimken gündüzün bozgunu ne o zaman
Aşk ayrı hayat ayrıysa kaldık bu yakada o zaman
Şairlerin gerçekten varlığına kimleri ikna etsek Erkan
Bizi gömdükleri şiirlerden hortlasak da korkutsak mı o zaman
İlham denen o......a arayı açsak mı bir zaman
Çok yorgun bir estetiğe kurban aramak değil
İsmet Özel’i seven bir kız tanıdım Erkan
Manyak mısın oğlum bu kadarı yeter mi dersen
O kadarı çok bile gerisi bonus Erkan
7 notes · View notes
ayse-hatun35 · 2 years
Text
Sene bilmem kaç, bende bir huzur bir huzur...
Tabi daha o zaman doğmamıştım
🙄😏
63 notes · View notes
hosgeldinhuzun · 1 year
Text
youtube
Bu yıllara dönebiliyor muyuz ? :)
73 notes · View notes
zeynodaderlerr · 30 days
Text
Lütfen bana nasılsın gibi saçma sorular sormayın dün iyiydim, bugün de iyiyim, yarın da iyi olacağım. Hatta bak bir iyilik yapıp bundan bilmem kaç sene sonrasını da söyleyeyim İYİYİM olacak farklı bir cevabı önce kendime vermem lazım
6 notes · View notes
keemlenyekun · 2 months
Text
Bekleme seansımıza hoşgeldiniz.
Yine hastane yine beklemek. Bu sefer kulaklığımız bizi yalnızlaştıran unsur. Yoksa omü diş hekimliği fakültesi kalabalık. Allahım sen benim dişlerimi titanyum kaplamalı uzaylı dişlerinden eyle de yaşlanınca çok uzanmayayım şu diş musallasına.
Hanımı getirdik ufak bir operasyona teslim ettik. Kafa dağıtmaya oturduk. Karmaşık saçma bir liste açtık. Bacak bacak üstüne atıp düşünmeye koyulduk.
Ağustos geliyor. Galiba en nefret ettiğim ay. Sıcak. Acı. Pislik. Yapış yapış. Tuzlu. Lanet bir ay. Üstelik çocukken herkes fındığa köylerine gittiğinde ben mahallede tek kalırdım. Üstelik trafik kazası yapmıştık. Yetmedi tutuklandık. Ne lanet ay yahu.
Ağustosa lanet okuduktan sonra çalışmaya başlayabilirim. Kesin karar verdim bu sene üniversite sınavına gireceğim. Sınavın isminin öss olmadığını biliyorum sadece. Başka bir bilgim yok. :// umuyorum ki samsunda sosyoloji, felsefe, psikoloji (ya da edebiyat bölümü de olabilir) bölümünü kazanabilirim. Gönlüm sosyolojiden yana.
Sınavda hangi sorular çıkıyor, bu bölümler sözel mi eşit ağırlık mı? Ya da eşit ağırlık falan kaldı mı ki? Hiç bir şey bilmiyorum.
Çok acil öğrenmem lazım. Çalışalım ara sıra.
Avukatlık serbest meslek. İş olmayınca aşırı serbest oluyor. Serbestlikten canımız sıkılıyor. He bak tez yazmam lazım ama kendime güvenim sıfır. Ve bir yıl içerisinde olacak iş değil. Olur mu? Olur mu lan acaba? Ne diyorsun. 8.madde ve kamu görevlileri bıdı bıdı. Geçen galatasaray hukukta birisi yazmış bu konuyu. Yani tam istediğim konu. Ben de yazsam olur mu?
Gücüm var mı?
Ofise bir yerleşelim. Annemin kemo ve ameliyatı iyilikle bitsin. Çocuk da kreşe falan giderse, çalışmaya çok vakit kalıyor aslında. 2025 çok kötü geçecek diyollar. Hangi yıl iyi ki zaten?
Bu ay karar ayı olur. Hadi bakalım.
Yine beklerken ücretsiz terapimizi yaptık. Yolumuzu seçtik. Psikoloji bilimiyle ilgili konuşunca hanım tarafından lince uğruyorum. Ama sonuçsuz bilim mi olur? İşte işin cahili böyle konuşur, okuyalım da aydınlanalım. Psikoloji kaç puan yerleşir miyim?
Ofise yerleş serco çok konuşma. Annem beni kesecek yoksa tembellik yapıyorum diye.
Defterciğim hatırlar mısın bilmem seninle hakimlik sınavı için 6 aylık çalışma planı yapmıştık. Saat saat konu konu. Attık mı la onları, tarihi eserdi o. Bu kadar harika bir plan yapılamazdı çünkü. Günlük 11 saat 45 dklık çalışma maratonu. Yine ticaret hukukuna vakit ayırmamıştık. Yapar mıyız bir tane daha? Ofisin duvarına asarım. Heyecanlandım. Plan bizim işimiz. :))
Terapimiz sonlandı.
Vesselam.
4 notes · View notes
emreandersson · 2 months
Text
TEMMUZ’A AİT BİR KAR TANESİ
kuyruğu birbirine dolanmış bir yıldızın sarmalı imzasıdır bu cennete vuslatımızın yeryüzündeki şairane yansıması yaşam dolu o gözlerin dünyaya indirildiği  sene-i devriyesi, bilmem şerefinemi nedir bugün Temmuz’un en ferah günü ve en serincesi sorarsanız bana kaç yani bilmem! bu çürümüş gezegen güneşin etrafında dönüyor diye sormadan üzerindeki biz sefillere umuyorsunuz ya zamanı doğrusal bir çizgide  sayılmaz yaşı tutulmaz zaptı yaşam dolu o güzel bileklerin işte neticede; Venüs giydi parlaksı kürkünü yirmi yedinci günde karaçam ormanlarındaki o ürkek Tilkiler kırılgan uykularında anaç gül yüzünü düşlediler ve kargalar topluca kimselerin duymadığı şarkılar söylediler hemde hiç açmadan ağızlarını kavuşmaları dilediler -bense sayıklıyordum hala tanıdığım en güzel Temmuz’sun sen!
2 notes · View notes
benimsid · 1 year
Text
Sene bilmem kaç ne zaman olursa olsun şu sahneye bayılıyorum kxkxdfkkdkedk
22 notes · View notes
timurkaraca · 1 year
Text
timur diyor aç kapıyı. kulaklarımda bir müzik. kapıyı aralarsam diyorum ben kendi kendime , ne olacak? beni avlayacağını düşünüyor ve böylesi daha kötü. daha önce deneyimlenen maskelerle birlikte çakılıyor aynalar. bir sırrım var diyor sana söylemem gereken. parmaklar ile işaret ediyorlar beni. bu it ve bu piç ve bu bilmem neler. duyduklarıma göre çok kötü biriyim. empati yoksunusun diyorlar bana. ben o sırada katledilen çocukları sayıyorum. içimden. nasıl diyor nasıl yaptın bunu? kendine? kendime değil diyorum ben. ayaklarıma kapanıyor birileri. yalvaranlar ve kendini yok edenler. yok yere. bazen bir yılanım ve bazen zift. parmak beni işaret ediyor ve bu hayatta tanıdığım en lanetli insan sensin diyor. gözleri kapalı. yürüdükçe yürüyorum. buralarda bir yerlerde bir şey arıyor gibiyim. boğazımla oynuyorum sıkmak istercesine. binlerce yalan ve yakarış. önümde önünü ilikleyenler. ılık ılık konuşurlarken. ne saygı istiyorum ne sevgi. timur diyor aç kapıyı, sen kötü biri değilsin. biliyorum diyorum içimden. kendini kandırmak istiyor, kötülükleriyle. hayır diyorum ben besleyemem seni ve yok edemezsin beni. uyuşturdukça uyuşturuyor bana olan nefretini. senelerdir. delirmekten korkuyor. sözde benim yüzümden. benim kurallarım ve benim çizgilerim diyor dans ederken. hızlandıkça hızlanıyorsun diyor altımdaki. daha önce hiç böyle sevişmedim diyor. bu kaçıncı mide bulantısı? içinizdeki zehri emmekten bıktım! bütün duyguları tattığımı düşünüyor. çok karanlıksın fakat çekicisin diyor asyalı. seni çok iyi anlıyorum diyor bir başkası. iğrenç bir orospu çocuğunun tekisin diyor, deliler gibi dans ederken ben. bu kaçıncı karambol ve bu kaçıncı yalan? timur diyor aç kapıyı. sanki kilitliymiş gibi. hep bir beklenti ve kendinden emin olamama. başkalarının kötülüklerini yok etmek mi görevim? vicdan muhakemesi yapacakları anlarda ortaya fırlattıkları bir boomerang mıyım yoksa? kendi kendime soruyorum ve kendi kendime gülüyorum içimden. nefret ve kin duygumu yok edeli seneler oldu. timur diyor yalvarırım aç kapıyı. sanki beni anlayacakmış gibi. Timur Karaca diyor ciddiyetle biri, kapalı ve griftli bir kutudur. imkansızdır. hep vardır ve aslında hiç olmamıştır. ne kadar iyiyse o kadar kötüdür diyor.  onu anlamadan önce kendinizi anlamalısınız. kendinizi anlamazsanız diyor timur size anlatır. o size anlattıkça ondan nefret edersiniz diyor, kendinizden edemeyeceğiniz için. bir sikten haberi yok. gelişi güzel söylentiler ve uydurmaca masallar. timur diyor aç kapıyı senin hiçbir suçun yok. sakallarım uzamış. canım yanıyor ve canım yandığında gözlerim kızarır, kusarım. geçen sene diyorum bir konteyner tükürük kustum. pencereden beni işaret ediyor ve bu o çocuk mu? diyor. hakkımda hep bir şeyler söyleniyor birileri tarafından. birilerinin birileri. öfkeliyim ancak en çok kendime. dişlerimle dudaklarımı yiyorum. sağıma ve soluma bakıyorum hızlıca. suratımda iğrenç mi iğrenç bir ifade. timur! diyor aç kapıyı. sinirleniyorum diyor. film başlıyor. zamanı geldi. intikam duygumu yok ettiğimde asfaltta çene parçaladım. kimse bana yalan söyleyemez ve oyun oynayamaz diye dağın tepesine çıktım ve başıboş bir aptal gibi durdum. durdum. her yerde bir parmak. söylentiler. şöyle böyle. deliler gibi eğleniyorum fakat kimse bunu bilmiyor. çok ceset var içimde. mışıl mışıl uyuyor gibiler sanki. öldüklerinden emin olamamak yüreğimi söküyor. ağlarken kusuyorum, kusarken ağlıyorum. ışıklar kapalı. yine de köpeklerin beni anlayabileceğini düşünüyorum. en azından? timur! diye haykırıyor. aç kapıyı! ellerimle yüzümü ovalıyorum. bu insanları ve parmakları toplasak, bu parmaklardan yine o insanlardan yaratsak ve tüm bunları bilmem kaç ile çarpsak diyorum. yüzde kaçım edebilirler? egomu yontmayı deniyorum parmağım ile kalbimi işaret ederken. timur diyor gene birileri ve egoist bir orospu çocuğunun tekidir diyor. muazzam bir aurası vardır diyor beni arzularken. timur! diyor aç kapıyı. sen hayatımda tanıdığım en günahkar insansın. gene söylentiler ve uçlar. hakkımda birileri hep bir şeyler söyleyip duruyor. durmadıklarında kırmızı çizgiyi aşarsan diyorum. gerisini söylemeyeceğim. bu da benim sırrım. ansızın bir boşluğun içine düşüyorum ancak bu sallantı bana garip hissettiriyor. sıfır stres. dişlerimi sıktığımda çenem belirginleşir ve gözlerdeki ifadeler değişir. ancak ve ancak bu benim melek gibi bir çocuk olduğum gerçeğini değiştirebilir mi? timur diyor aç kapıyı! sen şeytandan bile daha tehlikelisin! yeter diyorum içimden. bu kadarı yeterli. geçmişi ile barışık olmayan insanların yakarışları olarak adlandırmak mıdır yapmak istenilen? hayır. sadece hiçbir insanın içimdeki iyiliği öldürmesine izin vermedim ve aslında hepsi buydu. timur diyor aç kapıyı! sen hayatımda tanıdığım en kötü insansın. odada biri yok.
7 notes · View notes
kalemineiyibak · 2 years
Text
Cayır Cayır
İçim, cayır prensibince yanıyor; köksüz dallarımla yolumu şarkılarda arıyorum. Yatıyor, o; şu an, seviştikten bilmem kaç salise sonra. Aklının kusursuz cinayetinde dedektif terörü oluyorum, kalbince. Hiç sevilmemek değil; sevilir gibi hissederken hiç olduğunu fark etmek koyuyormuş meğer insana.
Dışım, bunların geçip gideceği yönünde bir acılı tebessümde. Hangi acı, diri tutar ki zamanı? Geçer elbet, ama geçene dek; senden geçirir zamanı. Kendi acıma teröristim; onun yokluğunda. Eylem planları yapıyor aşk, gecelerin çaresiz duvarları bir bomba gibi patlıyor acılarıma. Aşk, ona mutluluk; bana ziyan oldukça. Sesimi duyuramıyorum, sesim, sesime bile duyulmuyor. Bir şey var, bir yer var, adı; sersefil konağın soylu hizmetlisi; kalp... Çok acıyor. Gözlerimden göz damlası gibi iniyor yağmurlar. Bu gece de şemsiyem yok. Ben, hiç bu kadar acımamıştım.
Sağ yanımın öteki olanıyım; konmaz kalplerin dolan boşluklarındayım.
Bir adam; adam... Ah! Adam... Bana ölüm, sana yaşam şimdi aşk. Hangi gözümden düştüysen önce oradan iniyor yaş...
Bedenim, emanet mutlulukların damarsal hizmetinde; nabzım gibi atıyor. Kalbim, yoksulken aşka; artık atmıyor. Biri vardı, ben onu bende öldüreyim derken, o beni kendimde öldürdü. Ahların cebini, kendi boşluklarımla incittim. Bir ahım bile birikmedi ona.
O, bir başkasına ait; ben, kendi varlığının hakir yolculuğunda yine kendi ayağına basan acılı bir prenses... Ayakkabımı kaybeder gibi kaybettim. Yalınayak; çıplak ve bir daha bu kadar kör sevemem. Ah be adam... Madem, başka yolculuklarda en konforlu yolcusuyduk aşk seferlerinin; neden kalbimi paramparça ettin?
Ben, uğurlar olsun acısıyla dişliyorum kör zamanı; gelemem, gidemem, çağıramam, isteyemem. Orta yerinden hayatın, bana ömürlük yasaklandın. Ölüyorum, adam...
Özlüyorum diyemedikçe; ölüyorum...
Tükenir gecelerde sen, bir başkasının kollarında can; ben, acılarımda yerle yeksan olmuş bir perişan...
Mutluluk, sende filizlenen bir yaşamak olsun sevdiğim.
Yine nefret edemedikçe senden, kendimden nefret ettim.
Yaramın kabuk yanında rastlarım seneler sonra sana.
Ölüm gibi bir şey olur yine bende aşk; yaşatanım sen olmazsın.
Ağlıyor aşk; be adam... Kalbim, ölü şehrin en hatırlı şinaslı kabristanı. Acılı yollarda 'gül beyaz gül' siyaha boyandı.
Her sene bir gün dahi olsa uğra kabrime; sula, aşk toprağımı. Bir fatiha bırak, sevilememek kaderime.
Anlarım. Bilirim, sen geldin diye kalbimin enkazını toplarım.
Şiirler bitti; adamım.
Kaldırımlar yosma kokuyor kaderde.
Sevemem ben artık.
Dilara AKSOY
21 notes · View notes