#sayha

[dianaa70]

Sesimi çıkarmadım ama çok canım acıdı Allah'ım

[drawerdraws]

Twitter | Ko-fi | Instagram | Ask for commisions

Comic about my Sayha, her birthday was the 13th, drew something as celebration

[sayhamira0]

sayha mira

[moth-tea-merchant]

Upload of just the close up of Zafira and baby Finn from this post

[yakazakalb]

Ezan okunurken duyunca; yaslanarak oturuyorken doğruluyorsan,

Uzanmışsan kalkıyorsan,

Bacak bacak üstüne atmışken düzeltiyorsan

Ne mutlu sana ey Müslüman?

Eğer ezana saygısı olan evlatlar yetiştirdi isen de gönlünü ferah tut. Ezana hürmet edene Allah hürmet ettirmez mi?

Bir ara bir özel okulda etüt derslerine giriyorduk, evlatların dini eğitimi için. Hocamız da okulun başdanışmanı idi. Bir ara bize bir konuda ders verirken okulun bahçesine döndü, o esnada ezan okunuyordu...

"Bakın öğretmenler ezan okunurken bacak bacak üstüne koymuş oturuyorlar. Bu öğretmenler öğrencilere ne verebilirler diye çok düşünüyorum çook" demişti. Tabii bize de mesajı vermişti.

Ezana saygısı olanın, mukaddesi kıymetli bilenin sırtı yere gelmez.

Bugün bir lisede ağzı bozuk olmayan gençlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyorsa, büyüklere saygı, küçüklere merhamet kalmadı ise, kalpler artık hassas değilse dönüp bakalım ailelerimize, ezana saygımız, namaza hürmetimiz ne kadar?

Ezana ne kadar saygılıyız, ezan okunurken kalbimiz rikkatle titriyor mu, gönül bir yandan çağlayıp coşup, bir yandan da bir yaprak gibi tir tir titriyor mu?

Ezanın edebiyatımızdaki yeri çok başkadır mesela... Hisseden şairler ne kadar da hisli şiirler dile getirmişler. Bu şiirleri okumakla da ezana muhabbet hislerimiz artabilir. Yazımı Mehmet Akif'in Ezanlar şiirinden Bi kuple ile hitama erdireyim o halde :

"İhtilaf ı metâli´sebebiyle küre üzerinde ezansız zaman yoktur”

Zaman geçmez ki yüz binlerce kalbin vecd-i sekrânı,

Zeminden yükselip, göklerde vahdetzâr-ı Yezdân-ı

Ararken, dehşet-âkîn etmesin bir sayha vicdânı.

Ne lâhûtî sadâ Allâhu ekber! sarsıyor cânı…

Bu birgülbank-i Hak´tır, çok mudur inletse ekvânı"

[querenciahy]

Pencerem açık ve birden sağanak yaömur başladı. Topraktan yükselen koku odamı kısa sürede sararken dışarıda damlalar hız kesmeden bahçemize dökülüyordu. Hava soğuktu ama sıcak hissediyordum. Hafif rüzgarın ve damlaların sesi kulaklarıma doldukça ruhum oraya koşuyordu.

Sayha. Bir gün elbet Sayha'da ıslanacaksın sağanak yağmurda.

[hojaira]

يعُزُّ علينا غدًا أن تعود رفوفُ الطيورِ ونحنُ هُنا '":(

[gokhanerturkey]

•ÇileEKtüel MizAH / Gökhan Furkan ER•

BİR

Kardeşlik dostluk sevgi şiirleri yazarken biraz halsiz düştük bu muhallebinin yüzünden; ne işimiz vardı bu sahillerde derken kabak tatlısıyla beslenerek dengemizi sağlamaya çalışıyoruz o kadar.!

Bütün samimiyetimle söylüyorum;

Öncesinde bir kahvaltı beklentimiz olmadı!ki sonrasında olsun.

Entellektüel Espiri yapmadık ki ŞAHan GökbAKar misali.

ProFESyonel değil(iz) yani para kazanmıyoruz kopya çekme ihtiyacı neden duyalım ki : Kayıtsız bir sınıfın öğrencisinde diploma alma telaşı olabilir mi??

İKİ

Sadece Misket Havasıyla mı oynanır. Yediğimiz yiyeceklere kadar önceki şimdikiyi geçtik önümüzde!ki tarihle bile oynanmaya başlandığı bir dünyanın entellektüel espirisini yapmıyoruz bizimkisi ÇileEKtüel Mizah.

İbrahim Sadri şiirlerindeki Maltepe sigarası yerini sallama çaya bıraktı yanında ambalaja girmiş Tavşanlı leblebisi hemde çifte kavrulmuş. Maltepe sigarasına benzer mi ne öksürüğü Sayha ve Nida karışımı nefes açıcı özelliği var.!

Eskimeyen dostlarla 25 sene önce Ahmet Hakan Coştururdu sonuna kadar açılan Kanal yedinin sesi kimseyi rahatsız etmezdi fakat zaman zaman kanalları kurcalarken Sevgili Ferdi Tayfur’un video klibini izlerken sesi kısılırdı eeee ne yapsın yaHU çay bardağına kadar düşürdü eee yani Çay bardağının içine çay koyaMAYAnlar utansın.! Yeni nesil soğuk çayı çok seviyor Biz çayı hep sıcak içmeye alıştık.

ÜÇ

Farsça olmasaydı Fransızca nah olurdu. Birleri Farsçayı yok saydı tek başına Fransız kaldı dünyada ki her şeye. Her zaman uyardım başlarım sizin Farsçanıza Fransızcanıza Anadilimizi iyi öğrenelim de şu iletişim kopukluğu sona ersin.

Şarkılarımız ya oyun havalarıyla ya gözyaşlarıyla şekillendi.

Ne fark eder piyano yerinde dursun o bir giderse perde kapanır. üflemelileri NEY yaparız eee yani o zaman Kemanın yanına da Tef koyduk mu seksenin yarısı kırk yani bir bu kadar daha bu şarkı dinlenir. Bu versiyonu Herkesten yana olmalı onlardan yana olma devrini kapatmak adına.

1993 yılında yazdığım YIKILAN KUL

şiirimizin ismini pardon adını YEŞEREN KUL değişimiyle

“ Yetişti kefensiz mezara girmem diyen gençler “ mısrasını da

“ Yetişti kefensiz mezara girerim diyen gençler “ yaptık mı ... tamam

Oynuyorlar ne yapalım.!

Ne fark eder ha Ahmet Hakan ha Suat Suna ikisini de dinlediğim zaman sanat okulu( EML) mezunu arkadaşlarım aklıma gelmiyor. Bende Dikkatinizi çekerim Açık Öğretim Lisesi İlk mezunlarından sayılırım .

Bizim hedefimizde öyle bir şey hiç olmadı ki Kanal yediye sipiker olalım fakat Hedefimizde ve gündemimizde her zaman sevgi kardeşlik dostluk vardı yani atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti Hakan çok geç kaldın senin hedefinde gündemin de olmayan bir duygu bu.

•ÇileEKtüel MizAH / Gökhan Furkan ER•

[exileaprilgivelle]

1*33

1.Ezber kaanat kandırılmak aldatılmak ne içinse bir eylul akşamı2.Uzun bir soluk,ağaçlar; korkusuyla her köşe başında bir köpek var.başarmayı zamanım'ın yüzünden yoksun bu şehrine adamayı, dilediğim.yazıdan çok şeyden gülenecek az işten çok sessiz fısıltının üstüne bulantıyla eğilmeden,geleceğe terkediyorum.öğle güneşleri teknisyen çöpü bitmiş evrimi şaka ya bırakmış iyice kısalmış günler,tanrı sevgisinden yoksun değil,askerliğim.idris şami şems baki karanlıklar ve aydınlığa düşündükçe tarihin şişmanlıkdan bitip birkaç mide birden buhar toprağı uzak olduğum çoğu tarzı düşüncelerden aylar,yıllar.3.eğer yürüyorsak karanlığa,aydınlık için.ben ve sen üşüyorsak yürürken aydınlık için,bir gün seni bulamak için aydınlığa yürürken.4.Hani o şişhanede sabahın kör karanlığında çıkıyor çorba içiyoruz seninle.5.Bu büyük hitap sessizlikden önce krom metalik harflerle Zaman başlığında toplanıyor.tanrılar ve tanrıların ayakkabıları ve tanrıcaların parlak çarıklarından parlak çarıkların çokca tanrıya üleştiği çakal çarıksız kör sağır Şeker, geldiğim yerde insanların boynuzları vardı;en igrenç şeyi paralı kuralları tekrar söylüyorum geldiğim yerde boynuzları olan insanlar özgürlüğü, mezuniyet kılıçlarına takmış, at binerler gökyüzüyle dövüşürlerdi.6.Sanma tevci-i hulum fiil-i nay,çeşmi kurumuş musluk gibidir.Merhaba ; Çadırı nizamı hayy zira ıslık değil.Kurt gül güle,çile bit-i ab ı şemi; bela küdüsde bir kuru nara,taksimde hülya değil. Şair burda diyorki hani mehtaplı bir akşam kurt postu giyip ulumuştun, bende postun içinde seni gördüm, güldüm çünki postta kurt değil sen olduğunu biliyordum,bu kurtların işi gülünesi değil.şimdi düzeltiyorum;kafesdeki aslan gülün bite tiryak olmasından bülbüle dem çalmaktadır.biliyoruz ki bu çile kafesinde gül şeb demde ar tiryakda ar.sende yaz ben sana yaznayı seviyorum ümit muvaffazlık ve sevk dönemi askeri ücret toparlansaydım iyi olurdu.üstüne ekliyorum;şubeyi ayanı,mey ile sarhoş gezeni..uzuyor:) amcam nasıl demiş amı keraneden ,damı meyhaneden,biti..bu telefonda beni dinleyenin.penetration pacifique /gaufolten 7.Saadet bahçesi ve aşk değilmi bir arkadaşım söylüyor;taife kıyametten çıkarken, cehennemden çalınan bir çift gümüş pabuç hatrına bir refi gayb ümmedi perişan etti. kemirmekten şeker gibi kastediyordu ki hal ve kavrulmakla yanması kurtardı.gel gör sen ki cehennemden alınan bir avuç şeker güleç yakar bitirirdi imanı.dante ve şadi nin kasteddiği cehennemde her an doğrulup dirilen yeni dünyanın sayhalarında süreden geri kalmak,bir çekirge ,hübübet işgali insanı talak eder nerde o kamil,pak.böylelikle cehennemden aldığı yanına yanlışlıkla hatırlıyamadı büyükçe bir sayha ya tutuldular ipleri kısa geldi. nefs insanın dişinde kendi halk'ını sipire,o dededen kalma sokağını küfür olmasa kitap olmazdı, halak etti cemil kainat tarık muştusu rengine hakkın kibri tesellisi ihtiyar'ın.anlayacağın; aşkda yiten çağın gelip geçici bir oyuncağı herkes fetva vaaz versin diye değil rengarenk oyuncak kırar insan, onu doğrusu üzülür.8.Yaz ,evet yaz bitmesin bu yeni ruhlara yağmur a günlere gecelere gebe güneş e ay'a güzel zamanlar bitmesin gündüzlerin özgürlüğü ve hatırlayıp tembihlediği,güzel.9.Siyah. İşleri büyütmüş gene bi seferlik mağruz görün, kıral çıplak.günün yatırımları dedikodu grupları öyle çok yamalı vark. büyük okullar yıllığı asteoloji, bilgisayar oyunları, sanal oyunlar.beyaz yakalı nesil aradığı gruplar ve uslupun platformu daha harika bir çağ için..binlere aşkın sıkıştırılmış sürgün karakter aynı ışığa yürüyorlar.

[sayha00]

Çok zorladım yaşamak için bir şeyler aradım hep. Her günüm bir önceki günden daha kötü oluyor. Keşke dokunup durdurabilseydim her şeyi. Gördüğüm yüzlerin, duyduğum seslerin esiri olmaktan kurtulamadım. Her zaman anlaşılmak istemiştim bir kez bile anlaşılamadığımı bugün anladım. İçtiğim bir bardak suyun bana zehir olmasını diliyorum. Yarın uyandığımda ölmuş olmak bana alınacak en güzel hediye olurdu. Sonsuza kadar uyumak istemiyorum ki ben. Annemin beni öldürmesini de beni reddetmesini de.

Hiçbir şey yok gibi yaşamak. Yarınsız bir piç gibi maymun iştahlı olmak. Senin duygularını sikine takmayan insanlara merhamet göstermek.

Korkmuyorum artık ben hiç uykudan. Üzerine gidiyorum. Korkmuyorum. İçimdeki yanan şeyin ne olduğunu bilsem. Bilseydim onu durdururdum. Gözlerim kapanmış açamıyorum. Sesimi kısmışlar konuşamıyorum. Duymadınız da diyemem ki.

Hani benim gözümden anlardınız. Herkes neredeydi. Geç kalınmış bi vedaya ihtiyacım kalmadı artık.  Hiçbir şey istemiyorum. Küçükken hep saçlarımın uzun olmasını isterdim. Hep dua ederdim. Uyandığımda upuzun saçlarım olsun.

Neden allahım. Bunu yaşatacağın ne yaptım sana. Ben neyin acısını çekiyorum. Bu yalanların arasında yaşamaktan iğreniyorum. Neden susturmadın onları. Neden ben. Sana iyi bir şey söyliyim artık hiçbir şey istemiyorum senden. Kimseden de  bugüne kadar hiçbir şey istemedim zaten. Her şeye yetiştim. Herkese koştum kendim hariç. Bugünden sonra ki eğer yarın varsa hiç kimseyi istemiyorum. Bana iyi gelen hiçbir şey kalmadı. Hiç. Koca hiçliğin içinde dönüp durmak. Dönmek ama kendine çarpmak. Tuttuğun elin kendininki olması.

Gidip gelememek. Kalıp ölememek. Bazen bi nefesin ilaç olacağını sanmak. Salaklıktır evet. Aynı hatalar dönüp dururken farklı insanlardan farklı merhametler beklemişsin. Kim merhamet edecek ki sana. Kendine acımayan kimseye acımazmış diye boşuna dememişler. Çoğu karanlık şeyin içinden tek başına çıkmış olman bu sefer çıkarsın demek değildir.

Koskoca dünya sayha. Sen mi sığamadın derler adama. Evet derim ben de artık. Eskiden diyemezdim. Göğüs kafesimi gevşetebildiğim nadir anlar vardır. Ellerimin titremediği ama sadece ağladığım. Bugün bundan oldu yine bana. Başka insanlar hiç dokunmadan oldurdular mutluluğu çok acı ama bu gerçek hala beni ağlatıyor.

Bir dünya insan geçti dünyadan. Bi kelebeğin bir günlük ömrü gibiydi. Ben de istedim silmeyi, kaçmayı, hiç olmamayı. Ama olmadı. Bunlar ders oldu sanırım artık sadece yaşamak istiyorum. Bir gün öleceğim kanaatindeyim. Benim istediğim bir gün değil. Beni yaratanın istediği bir gün. Kaybedeceğim hiçbir şeyim yok. Ne param ne mutluluğum ne merhametim artık hiçbir şeyim kalmadı. Elimde ne kadarı varsa hep borç verdim onlara. Yarın ben olacağım. O bir günlük kelebeğin yeniden doğuşu. Yarın benim istediğim şeyler olacak sadece. Belki saçlarımı allah bir gecede uzun yapamazdı. Allah uzun yapamazsa ben de param olunca kaynak yaptırırım. Uzun olur. Bazı şeyleri artık ne allahtan ne kullarından beklememeyi öğrendim. Çok komik bir örnek oldu kaynak. Öyle işte temsili. Anlamaz kimse zaten xd.

Üzüldüğüm küçük bir nokta oldu. Sayha artık öldü. Gerçekten öldu. O masum melek bambaşka bi evrende hayat bulmuştur. Farklı bir ihtimal düşünülemez. Kaybettiğim bir şey yok 2 den 1 çıkınca 0 kalmıyor. Evet 0 kalmaz. O 1 in varlığını da sonunda öğrendim. Kendimle artık gurur duyuyorum. Yeni bir hayat diliyorum. Eski deneyimlerim eski hayatım unutulmaya mahkum olmuş bir günlüğün içinde kaldı çoktan. Çok yazık oldu sayhaya. O da bu kadar masum olmasaydı. Hak etti. Yazık. O masumiyeti hak edecek tek insan yoktu. Değmedi. Ürkekti, çocuktu daha. Başka bir bedende büyümek belki de en çok ona yakışır. Kendini öldürmen ikimiz için de iyi oldu. Elveda meleğim. Umarım başka bir ihtimalde musmutlu olursun. Bu sefer kimseye yetişmeye çalışma. Hep kendine geç kalıyorsun çünkü. Vazgeçebilmenin dayanılmaz hafifliğini yaşayacaksın. Melekler gibi doğayla bütünleştin artık. Yemyeşil ormanlar, sular, nehirler, kar, yağmurlar hepsi sensin artık. Saflığınla her şeye umut olacaksın. Sen gülümseyince akşam serinleyecek.

[dianaa70]

Bir sayha kocaman boşluk

[sayhamira0]

BORATAV

[drawerdraws]

I finally re do the link image that goes at the end of post, mostly on instagram formats.

Also sorry not sorry I havent post tumblr the site is kinda dead, waiting to be bought be another company before sinking more time on it.

linktr.ee/Drawersama

[yakazakalb]

Ben panik olmuşken bana sakin ol demeyin lütfen. O zaman benim daha çok panikleyesim geliyor, Gökyüzüne esaslı bir sayha fırlatasım... Soğukkanlı ol da demeyin. Olsam zaten bu yaşıma kadar olmuştum. Benim sakinlik lugatımda, mizacımda yok. Ben bir anda tek bir iş dahi yapamam ki. Tek bişey düşünemem. Zihnim bile hareketli. Ceylan ne ben o. İçim de sekiyor. Dışım da. Hüznümü de paniğimi de coşku mu da en uçta yaşayan bir insanım .

Evet sıklıkla sakinlik dilerim Rabbimden ve itidâl. Ama ben de beni böyle seviyorum.

[querenciahy]

Sık ağaçların olduğu ormanın ağaçlarının üzerine çisleyen yağmur ara sıra bedenime çarptığında bedenimdeki titreme artıyordu. Kollarımı etrafıma sarıp burada benden başkasının olmadığını bilsem de koruma içgüdüsüyle ayaklarımı birbirinin yanına koymuştum. Etrafıma bakınmak artık kaçınılmaz olduğunda içimdeki ürpertiyi durduramamıştım. Ağaçlar sık dokunulmuş topraklar ıslanmıştı. Yürüyecek hiçbir yol, üstünde durduğum bu yoldan başkası yoktu. Sadece bir tane patika yol vardı önümde uzanan ve başka yoktu. Akama baktığımda tuhaf şekilde yolun ben durduğum yerden başladığını gördüğümde bedenim ürpermişti. Kaçacak başka bir çıkış arıyormuş gibi başımı gökyüzüne çevirdim. Kara bulutlar güçlükle görünüyordu ağaçların arasından. Düşüncelerimde yanılmadığımı hissettim yeniden. Aklımdan geçenlerin her geçen gün beni yanıltmaması neredeyse korkunçtu ama burada, bu ormanda olmak daha çok korkutucuydu. Kulağıma tek tek harfleri fısıldandı. Ürperdim.

Sayha Ormanı.