#savaş tarihi
Explore tagged Tumblr posts
tarihtenyazilar1 · 2 years ago
Text
Blitzkrieg: Nazilerin Hızlı ve Yıkıcı Saldırı Stratejisi
Nazi Almanyası, İkinci Dünya Savaşı sırasında hızlı ve etkili savaş stratejilerini kullanarak “Yıldırım Savaşı” veya “Blitzkrieg” olarak bilinen bir taktiği uyguladı. Bu stratejide, hava kuvvetleri, tanklar ve piyade birlikleri bir arada kullanılarak düşman hatlarına hızlı ve kesintisiz saldırılar gerçekleştirildi. Önceden iyi planlanmış hava saldırıları ile düşmanın iletişim hatları, lojistik…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
rayhaber · 24 days ago
Text
Nova Gorica'da İkinci Dünya Savaşı'na Ait Bombaların Bulunması
Nova Gorica’daki Tarihi Patlayıcılar Sivil Koruma Dairesi’nden Srecko Sestan, basına yaptığı açıklamada, Nova Gorica’daki bir inşaat alanında daha önce İkinci Dünya Savaşı’na ait 7 adet bombanın bulunduğunu belirtti. Bu durum, bölgedeki savaşın bıraktığı izlerin hala gün yüzüne çıkmakta olduğunu gösteriyor. Sestan, “Umarım bu sonuncudur” diyerek, benzer bulguların yaşanmaması temennisinde…
0 notes
yfs-t-t-2623 · 2 months ago
Text
Tumblr media
Kurtuluş savaşı milli mücadele aynı zamanda bir iç savaş mı idi?
Türkler iç savaş yaşadı mı sorusuna kısaca cevap vermek gerekirse, evet, Kurtuluş Savaşı aynı zamanda Anadolu halkı için bir iç savaştı. Kurtuluş Savaşı, 1919-1922 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünün ardından Anadolu'da gerçekleşen bir bağımsızlık savaşıydı.
Bu mücadele, bir yandan İtilaf Devletleri'nin işgaline karşı devam ederken, diğer yandan Anadolu'daki farklı siyasi ve etnik gruplar arasında iç çatışmalara sebep oldu.
Savaşın iç savaş yönü, özellikle Güney Marmara, Batı ve Doğu Karadeniz ile İç Anadolu bölgelerinde görüldü. Bu alanlarda, Mustafa Kemal Atatürk liderliğindeki Milli Mücadele'ye karşı Ermeni, Rum ve Kürt milliyetçileri tarafından çeşitli direnişler meydana geldi. Bu direnişler, ara sıra silahlı çatışmalara dönüşerek Anadolu insanının büyük ızdıraplar çekmesine neden oldu.
Milli mücadele de Savaşın iç savaş boyutunu gösteren bazı ��rnekler :
Güney Marmara'da, Rum çeteleri Milli Mücadele hareketine silahlı saldırılar düzenleyerek bölgedeki Türk köylerini büyük yıkıma uğrattı. Batı Karadeniz'de, Pontus Rum milliyetçileri Milli Mücadele'ye karşı ayaklanarak Türk ve Rum halkları arasında şiddetli çatışmalara yol açtı. Doğu Karadeniz'de, Hemşinli ve Lazlar Milli Mücadele'ye direnerek Türk ve Laz halkları arasında çatışmalara sebep oldu. Doğu Anadolu'da ise Kürt milliyetçileri, Milli Mücadele'ye karşı ayaklanarak Türk ve Kürt halkları arasında çatışmalara neden oldu.
İç savaşın dinamikleri, Milli Mücadele'nin başarısını büyük ölçüde etkilemiştir. Bu çatışmalar, Milli Mücadele'nin kaynaklarını sarf etmiş ve uluslararası destek seviyesini düşürmüştür. Yine de, Milli Mücadele güçleri bu direnişleri bastırma konusunda başarılı olmuş ve sonunda bağımsızlık mücadelesini zaferle sonuçlandırmıştır.
Sonuç olarak, Kurtuluş Savaşı yalnızca dış düşmanlara karşı yapılan bir mücadele olmayıp, aynı zamanda Anadolu halkının da iç çatışmalarına sahne oldu. Bu iç çatışmalar, Milli Mücadele'nin başarısında kritik bir role sahipti. Kurtuluş Savaşı, Türk halkının işgalci güçlere karşı verdiği bağımsızlık savaşıdır. Ancak bu süreçte, Türk halkı içinde farklı görüş ve çıkarlar da mevcuttu. Bu durum, Kurtuluş Savaşı'nın aynı zamanda bir iç savaş boyutunu da barındırmasına yol açtı.
Milli Mücadele Dönemi İç İsyanlar:
Kurtuluş Savaşı esnasında, Osmanlı İmparatorluğu'nun son hükümdarı VI. Mehmet Vahdettin, İtilaf Devletleri ile iş birliği yaparak Ankara Hükümeti'ne muhalif Kuvayi İnzibatiye adında bir kuvvet oluşturmuştur. Bu kuvvet, Anadolu'da milli mücadele veren Kuvayi Milliye birliklerine karşı harekete geçmiştir. Bu olaylar, padişah yanlıları ile Anadolu'daki milliyetçiler arasında iç çatışmalara sebep olmuştur.
Kurtuluş Savaşı esnasında, Ankara Hükümeti'ne karşı çıkan bazı bölgesel ve etnik gruplar da olmuştur. Mesela, Yunan işgalini destekleyen Rum isyancılar, Ege Bölgesi'ndeki Türk köylerine zarar vermişlerdir. Aynı şekilde, Doğu Anadolu'da Ermeni İntikam Alayları, Kürt ve Süryani isyancılar da Türk ordusuna karşı gelmişlerdir.
Kurtuluş Savaşı esnasında, bazı eşkıya grupları Ankara Hükümeti'ne karşı çıkmıştır. Mesela, Çerkez Ethem ve Demirci Mehmet Efe gibi isimler önceleri milli mücadeleye destek vermişken, sonradan Ankara Hükümeti ile yaşadıkları anlaşmazlık sonucu İtilaf Devletleri'ne iltica etmişlerdir. Bu gruplar, Anadolu'da Türk ordusuna karşı saldırılar düzenlemişlerdir.
Bu vakalar, Kurtuluş Savaşı'nın yalnızca işgalcilere karşı yapılan bir mücadele olmadığını, aynı zamanda Türk halkı içinde bir iç savaşın da yaşandığını ortaya koymaktadır. Bu iç çatışma, Türk halkının birliğini sınamış, fakat nihayetinde Türk ordusunun galibiyetiyle sonuçlanmıştır.
0 notes
cilginfizikcilervbi · 7 months ago
Text
Üç Cisim Problemi
Üç Cisim Problemi Cixin Liu’nun yazdığı ve Hugo Ödülü’ne layık görülen bilim kurgu romanı dizisidir. Dizi, Güneş’e yakın bir üçlü yıldız sisteminde yer alan Trisolaris adlı gezegende yaşayan Trisolaranların hikayesini anlatır. Trisolaris, kaotik bir yörüngeye sahip olan ve her an Güneş’e çarpma tehlikesi ile karşı karşıya olan bir gezegendir. Bu durum, Trisolaranların sürekli bir kıyamet tehdidi…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
zamanatlasi · 1 year ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
1 note · View note
nevzatboyraz44 · 3 months ago
Text
LÜTFEN OKUYUP PAYLAŞALIM
1932 BELÇİKA GÜZELLİK YARIŞMASI VE KERİMAN HALİS
Fransa'daki Dansa Müdahale Eden Kanuni Sultan Süleyman'ın Torunu Diye Böyle Taktim Etti Batılı Devletler.
İslâmi değerlere savaş ilan eden CHP Türkiyesi'ni, Sabetayist Yahudi dönmesi Keriman Halis (Ece) temsil edecektir
Yarışmayı Gören Halit Turhan Bey’in Anlatımları
Hâlid Turhan Bey Hatıraları’nda Keriman Hâlis Ece’nin dünyâ güzeli seçilmesini şu şekilde anlatıyor:
1932 senesinde yine Cumhûriyet Gazetesinin tertiplediği güzellik yarışmasını Keriman Hâlis kazanmıştı.
Aynı yıl Belçika’nın Spa şehrinde 28 ülkenin katılmasıyla dünyâ güzellik yarışması düzenlenmişti.
Keriman Hâlis bu yarışmaya Türkiye’yi temsilen katıldı.
Günlerce Spa şehrinde kalan güzeller, çeşitli kimselerle görüştü ve konuştular.
Yarışma gününde jürinin önünden kızlar birer birer geçip giyimleriyle, bakışlarıyla, tebessümleriyle puan toplamaya çalıştılar.
Jüri salona geçip puan değerlendirmesi yapmak istedi.
Jüri Heyeti Başkanı M. Maurice Valeffe kürsüye geçerek şöyle konuştu:
“Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa’nın, Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz.
1400 senedir dünyâ üzerinde hâkimiyetini sürdüren İslâmiyet artık bitmiştir.
Onu, Avrupa Hıristiyanları bitirmiştir. Elbette Amerika’nın ve Rusya’nın hakkını inkar edemeyiz.
Neticede bu, Hıristiyanlığın zaferidir.
Müslüman kadınların temsilcisi, Türk güzeli Keriman, mayo ile aramızdadır.
Bu kızı zaferimizin tacı kabul edeceğiz, onu kraliçe seçeceğiz.
Ondan daha güzeli varmış, yokmuş bu önemli değil.
Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz.
Bu sene Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz.
Avrupa’nın zaferini kutluyoruz.
Bir zamanlar Fransa’da oynanan dansa müdâhale eden Kanûnî Sultan Süleyman’ın torunu, işte mayo ve sütyen ile önümüzdedir.
Kendini bizlere beğendirmek istemektedir.
Biz de bize uyan bu kızı beğendik, Müslümanların geleceği böyle olması temennisiyle,
Türk güzelini dünyâ güzeli olarak seçiyoruz.
Fakat kadehlerimizi Avrupa’nın zaferi için kaldıracağız.”
M. Kemal İnebolu gezisinde şöyle diyor:
"Çağdaş insanlar olduğunuzu dış görüşünüzle ispatlayın.
Ey memleketini seven ve memleketi, milleti için hayatını feda etmekten çekinmemiş bulunan kıymetli vatandaşlar.
Üstüne basa basa telaffuz ediyorum. Korkmayınız, bu gidiş zaruridir.
İsterseniz belirteyim ki, bu kadar yüksek ve mühim bir neticeye varmak için lazım gelirse, bazı kurbanlar da verelim. Bunun ehemmiyeti yoktur.
Mühim olarak şunu ihtar etmek isterim ki, bu hâlin muhafazasına inat etmek ve fanatik olmak, hepimizi her an kurbanlık koyun olmak eğiliminden kurtaramaz.
Kadınların peçelerini açması veya şapka giyme alışkanlığının kazanılması için gerekirse bazı kurbanlar feda edilebileceğini söyler."
Bunun göstergesi de kafalarına takacakları bir şapka olacakmış.
NOT: Türkiye'de ilk yarışma 1929 yılında M. Kemal'in emri ile Cumhuriyet gazetesi tarafından düzenlenir.
8 aday katılır ve seçim Cumhuriyet gazetesi idarehanesinde yapılır.
Abdülhak Hâmit, eşi Lüsyen, Halit Ziya, Cenab Şehabettin, Hüseyin Cahit, Ahmet Haşim, Peyami Sefa, İzzet Melih, Çallı İbrahim, Arif Dino, Vâlâ Nurettin, Naşide Saffet gibi isimlerden oluşan 26 kişilik jüri heyeti 8 güzel arasından Türkiye "güzeli" ni seçer.
#NOT: MÜSLÜMAN ANADOLU KADININA ROL-MODEL OLSUN DİYE HAÇLILARIN ÖNÜNE BİKİNİ İLE ÇIKARDIKLARI KERİMAN HALİS, SABETAYİST YAHUDİ DÖNMESİ BİR AİLENİN ÇOCUĞUDUR.
Kaynak: Gülen Şeytanlar Tarihi (Pavlus'tan Sabetay Sevi'ye, Sion'dan Fetö'ye Kripto Fitnecilerin Tam Listesi) Kemal Özer, sayfa: 98-99
59 notes · View notes
olafkardanadam · 4 months ago
Text
Gözleri… Bir kere dönüp baksa, sesim kısılacak gibi. Bir çırpıda gerçek kılacak tüm tarihi efsaneleri. Biliyorum; dönüp baksa bir kere, uçurumdan itecek beni.
Gözleri… Yuvasından atılan kuş kadar çaresiz bırakıyor beni. Eli yüzü düzgün bir cümle bile kuramıyorum. Bir yerlerde bir iyilik yapılıyor, her açıp kapattığında gözlerini. Uykuya teslim olunca, meltem vuruyor denizleri. Baktığı her yerde bir çiçek filizleniyor. Göçmen kuşlar yolunu şaşırıyor.
Gözleri… Öz yurdumda mülteci gibi hissettiriyor beni. Her an sılasına kavuşma ihtimali, herkes yabancı, bir o tanıdık sanki. Ondan başkaları, başka bir dil konuşuyor belli ki. Tüm bunlar buraya ait olmadığımın kanıtı gibi.
Gözleri… Şu sıralar fazlasıyla tedirgin ediyor beni. Nerede bir ayçiçeği (güne bakan) görsem, kabına sığmıyor kalbim. Yağmurun küstüğü yetim ülkelerden geliyorum. Sığınacak bir barınağım yok. Gönül koyacağım bir dostum da. Bir kere dönüp baksa, göz göze gelsek bir daha; öksüz savaş çocuklarının sevincini hissedeceğim galiba.
Gözleri… Sesimi kısacak gibi.
Gözleri… Yuvasından atılan kuş kadar çaresiz bırakıyor beni.
Gözleri… Öz yurdumda mülteci gibi hissettiriyor beni.
Gözleri… Şu sıralar fazlasıyla tedirgin ediyor beni.
Gözleri… İçime su serpiyor sanki.
40 notes · View notes
felsefebilim · 7 months ago
Text
Roma'nın Kökeni ve Kuruluş Mitolojisi
Tumblr media
Roma'nın ünlü şairi Vergilius tarafından yazılan Aeneas Destanı, Roman tarihi açısından oldukça önemlidir. Bu destan, Roma şehrinin kuruluşunu ve aslında Romalıların kökenine değinir.
Bilindiği üzere Roma tanrıların çoğu Antik Yunan tanrılarıyla aynıdır, sadece birçoğunun ismi farklıdır. (Venüs - Afrodit, Athena - Minevra, Zeus - Iupiter gibi) Bu durum esinlenmekten ya da çalmaktan değil tam tersi Roma'nın kökeninin de Troya'ya dayanmasından kaynaklanır.
Aeneas Destanı'nın baş kahramanı Aeneas, Troyalı bir prensti. Harabeye dönen şehirden kaçarak Batı İtalya'da bulunan Latium'a ulaşır ve orada bir krallık kurar. Latinium Krallığı, Roma İmparatoruluğunun kurulduğu topraklarıdır ve imparatorluğun temellerini oluşturur, bu şehir imparatorluğa uzun süre başkentlik de yapmıştır.
Vergilius, Aeneas'ı tanıtırken onun annesinin tanrıça Venüs olduğunu söyler ve tanrıçanın Roma İmparatoru Augustus ile bir kan bağına sahip olduğunu da ekler. Destandaki bu detay da, Antik Yunan tanrılarının soy olarak Roma tanrıları da olduğununun göstergesidir.
Roma'nın kuruluşu ile ilgili bir diğer mit-destan ise ünlü Romalı tarihçi Livius'a aittir. Livius, miti de aslında Aeneas'a dayanır.
Antik Roma'nın aile tanrıçası olan Vesta adına ailelerin küçük kız çocuklarından seçilen ve adlarına Vesta Bakireleri denen bakirelerden Aeneas'ın soyundan gelen Rhea Silvia, savaş tanrısı Mars'ın (Yunan mitolojisinde Ares) tecavüzüne uğrar. Bu olay sonrasında ise ikiz oğulları olur. Anne, bir tecavüzün sonucu olan ikizleri, nehire bırakıp boğulmaya terk etmek zorunda kalır. Dişi bir kurt tarafından bulunup emzirilen ikizler Romulus ve Remus sonrasında bir çoban tarafından evlat edinilir. Büyüdüklerinde bir şehir kuracaklarının hayaliyle büyüyen çocuklar, bu şehre de Roma adını vereceklerini daha henüz küçükken karar vermiştir. Büyüdüklerinde ise kardeşlerden Romulus kurulan şehrin, Roma'nın ilk kralı olmuştur.
20 notes · View notes
aynodndr · 16 days ago
Text
Tumblr media
‘’Elimizde onlarca tarihi miras varken, biz hala fotoğraflara, sözcüklere sığınarak anlatıyoruz tarihimizi’’
‘’Haklısın, dört duvar arasında anlatılmaz böylesine şanlı bir tarih. Ellerinden tutarak Sakarya’ya, Afyon���a, Çanakkale’ye kadar götüreceksin’’
‘’Ama eline kâğıt kalem vermeden önce. Tıpkı Japonlar gibi yapmalı dedi’’ genç kadın.
‘’Elbette okul öncesinde başlamalı değer ve tarih bilinci evladım. Bizim rahmetli Özal bir Japon gazeteciyle konuşurken demiş ki:’’ Siz Japonlar Nagazaki ve Hiroşima’ya atılan atom bombasının izlerini silmemekle, yeni nesile bunu göstermekle iyi ediyorsunuz. Bizim de böyle bir imkânımız olsaydı keşke dediğinde gazeteci çocuk ‘’Sizin de Çanakkale var’’ demişti. ‘’
‘’Gözümüzün önünde hayatımızın tam ortasında capcanlı duran bir mirasa sahip çıkamadık ne yazık ki? Çanakkale’de bulunan Şehitler Abidesi’ne bile seneler sonra sahip çıkabilmiştik.’’
‘’Hem de Zeki Müren sayesinde’’ dedi deneyimli öğretmen. Gözlerini gökyüzüne çevirerek minnet içinde konuştu:
‘’1958 yılına kadar o Abide bir türlü tamamlanıp da ziyarete açılamamıştı. Rahmet olsun o asil, vefalı insana. Abide inşaatı parasızlık nedeniyle yarım kalmıştı. O koca yürekli adam hemen el koydu soruna. Önceden planladığı bütün konserlerini hemen yarıda kesti. Önce gazinolardan para toplanmaya başladı. Sonra düştü yollara. Türkiye’de o yapıt için konserler vermeye başladı. Şehir şehir şarkı söyledi ve oradan gelen parayı, abidenin yapımının tamamlanması için Çanakkale’ye gönderdi. Nur içinde uyusun’’
İkisi de derin bir ah çekişinden sonra bir süre sustular. Sessizliği genç kadın bozdu:
‘’Ne diyordu Nihal Atsız: Sızlasa da gönüller düşenlerin yasından/Koşar adım gitmeli onların arkasından. Biz de gideceğiz onların bıraktıkları yerden. Yılmadan, yorulmadan. Bu da bir tür Kurtuluş Savaşı işte! Savaş her zaman topla tüfekle olmaz ki!’’
(Gülsen Dede/Kendine Gökyüzü Ismarla adlı eserden)
Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun Türkiye'm ❤️🇹🇷❤️
7 notes · View notes
ustaizmirlokma · 15 days ago
Text
Konak Lokma: İzmir'in Tatlı Geleneği
İzmir’in tarihi ve kültürel dokusunun kalbinde yer alan Konak, lokma tatlısıyla da öne çıkan bölgelerden biridir. Lokma tatlısı, özel günlerde, hayır etkinliklerinde veya sadece bir gelenek olarak Konak’ta sıkça yapılır ve halka ikram edilir. Konak lokma dağıtımı, İzmir’in bu eşsiz lezzetinin herkes tarafından paylaşıldığı, bereketin ve dayanışmanın simgesi olarak kabul edilir. Savaş Usta’nın Konak lokma hizmeti ise lezzet ve hijyenin birleştiği kaliteli bir tatlı deneyimi sunar.
Savaş Usta Buca Lokma Hizmeti
Savaş Usta, Buca bölgesinde olduğu kadar Konak’ta da sunduğu lokma dağıtım hizmetiyle tanınmaktadır. Yılların tecrübesiyle hazırladığı Konak lokması, çıtır dış dokusu ve hafif içiyle damaklarda kalıcı bir tat bırakır. Savaş Usta, lokma yapımında taze malzemeler kullanarak titiz bir hazırlık süreci uygular ve hijyene büyük önem verir. Organizasyonlarınıza, düğün, mevlit ya da özel etkinliklerinize en uygun lokma dağıtım seçenekleri ile çözüm sunar. Konak’ın her köşesine ulaştırdığı lokmalar, misafirlerinizin hafızasında tatlı bir iz bırakır.
İzmir Lokma İletişim Bilgileri
Tumblr media
Eğer Konak’ta bir organizasyon düzenliyorsanız ve Savaş Usta’nın Konak lokma hizmetinden faydalanmak istiyorsanız, ekibimiz bir telefon kadar uzağınızda. Kaliteli, lezzetli ve hızlı bir hizmet almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
WEB: İzmir lokma linkimizden sitemizi inceleyebilirsiniz.
Telefon: 0553 051 07 09
Adres: Şehitler Mah., 52/32 Sok. No:31 Karabağlar/İzmir
Konak lokma tatlısını kaliteli bir hizmet anlayışıyla dağıtmak isteyenler için Savaş Usta ve İzmir lokmacı ekibi, her türlü organizasyonunuza değer katmaya ve lezzet katmaya hazır.
5 notes · View notes
golge-gezgin · 4 months ago
Text
Tumblr media
Travel Konya 08 / Çumra - Çatalhöyük:
Tarihi Çatalhöyük, bugün "kent" dediğimiz yerleşim biriminin öncülerinden biri kabul edilmektedir. İnsanların yaklaşık MÖ. 7100 - 5500 yılları arasında ikamet ettikleri Çatalhöyük, aynı zamanda dönemin en büyük yerleşimlerindendi. Küçük, sıkışık kerpiç evlerinde, nüfusun en yoğun olduğu dönemde, üç ila sekiz bin kişi barınmaktaydı. Çatalhöyük' te yaşam, 1600 yıl boyunca herhangi bir savaş olmadan devam etmiştir. Burada herkes eşittir.
14 notes · View notes
yfs-t-t-2623 · 2 months ago
Text
Osmanlının ortadoğudaki son savaşı megitto - Kendime Yazılarım
Mustafa Kemal'in ilk ve son olarak kaybettiği muharebe, Megitto savaşı
19-21 Eylül 1918 tarihleri arasında Filistin topraklarında bulunan Megiddo bölgesinde gerçekleşen bir savaştır.
Dünyanın belki de en önemli savaşlarından biridir.
Megiddo savaşını, her kez bilir.
Türk halkı hariç.
0 notes
dolunay66 · 1 year ago
Text
Yıl 1934, Haziran Ayı...
Leylek yavruları yumurtadan çıkalı henüz bir ay olmuştu.
İrileşmişlerdi ama hala uçamıyorlardı. Yuvada anne ve babanın getirdiği yiyeceklerle beslenmek zorundaydılar.
Marmara’ da sıcak bir ikindi vaktiydi.
Uludağ zirvelerinden inen 6 kartal, Bursa Orhangazi' de bir leylek yuvasına saldırdı. Anne ve baba leylekleri öldürüp, 4 yavruyu kaçırdılar.
Aradan bir kaç gün geçti.
Yine bir grup kartal, yine Orhangazi' de başka bir leylek yuvasına saldırdı. Ancak bu kez yuva boştu. Nasıl haberleştiler ise, leylekler yavrularını güvenli bir yere gizlemişti.
Sonra her yerden haberler gelmeye başladı.
Kartallar gruplar halinde leylek yuvalarına saldırıyordu.
Bir kaç gün sonra ülkenin dört yanından Bursa, Aydın ve Trakya' ya yüzlerce leylek akın etti.
Aynı şekilde kartallar da toplanıyordu.
İnsanlar, çevrelerinde leylek ve kartal sayısının olağanüstü arttığının farkındaydı.
Gökyüzünde bir hareketlenme vardı.
Bir şeyler oluyordu.
Bu kuşlar neden toplanıyordu?
Bu neyin habercisiydi?
Leyleklerin ve kartalların toplanması iki ay sürdü.
Aylardan Ağustos.
Aydın' da Menderes deltasında inanılmaz bir savaş başladı.
Havada amansız bir mücadele vardı.
Bir tarafta leylekler, diğer tarafta kartallar.
Halk başı yukarıda, bu savaşı izliyordu.
Kartallar güçlü pençeleriyle, leylekler de uzun gagalarıyla savaşıyordu.
İnsanların gönlü leyleklerden yanaydı. Köylüler yaralanıp yere inen leylekleri tedavi etmeye çalışıyorlardı. Nineler yaralı leyleklerin başında dua ediyordu.
Hatta Kızılay' ı göreve çağıranlar bile oluyordu.
Kimileri ağaçlara tırmanıyor, yuvalardaki yavru leyleklere yiyecek ulaştırıyordu.
Ülkenin genelkurmay başkanı Mareşal Fevzi Çakmak' ın bu savaşa müdahale etmesini isteyenler bile vardı.
Ama günler geçiyor, savaş sürüyordu.
İki taraf da kayıplar veriyordu.
Daha da ilginci; hem leyleklere, hem de kartallara ülkenin değişik yerlerinden sürüler halinde takviye geliyordu.
Herkes birbirine soruyordu.
Bu savaşı kim kazanacak?
Kartallar güçlüydü, ama leylekler sayıca üstündü. Üstelik daha organize idiler.
Genç leylekler kartalları yoruyor, tecrübeli yaşlılar ise yorulan kartala öldürücü gagayı vuruyordu.
Ayrıca insanların yardımı nedeniyle leylekler yerleşim birimlerine yakın bölgelerde savaşıyordu.
Kartalların savaşı ormanlık, dağlık alanlara çekmesine izin vermiyorlardı.
Her yerden ölü ve yaralı haberleri geliyordu.
Sayıları yüzlerle ifade ediliyordu.
Neyse ki günler sonra savaş bitti.
Kazanan, sayıca üstün olan leyleklerdi.
Kartallar bölgeyi terketmek zorunda kalmıştı.
Bu bir kurgu değil.
Bir öykü de değil.
Zaytung haberi hiç değil.
Yaşanmış bir olay.
1934 yılında yüzlerce insanın izlediği ve Cumhuriyet dahil, pek çok gazeteye konu olmuş bir savaştı bu.
Hatta, o günlerde Türkiye' de bulunan New York Times gazetesinin muhabirinin Amerika' ya bu haberi geçtiği söylenir.
Derler ki; leyleklerin ve kartalların savaşı, bir kaç yıl sonra Kara Harp Okulu' nda havacılık dersinde işlendi.
İki tarafın savaş taktikleri öğrencilere anlatıldı.
Kıssadan hisse:
Yıllar önce yaşanan bu leylek ve kartal savaşı, tarihi bir gerçeği hatırlatıyor bize;
"Birleşenler kazanır..."
Tumblr media
51 notes · View notes
maho0326 · 6 months ago
Text
Tumblr media
“Günümüze kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf mücadeleleri tarihidir. Özgür insan ile köle, patrisyen ile pleb, bey ile serf, lonca ustası ile kalfa, tek sözcükle, ezen ile ezilen birbirleriyle sürekli karşı karşıya gelmişler, kesintisiz, kimi zaman örtük, kimi zaman açık bir savaş, her defasında ya toplumun tümüyle devrimci bir dönüşmesiyle ya da savaşan sınıfların birlikte mahvolmalarıyla sonuçlanan bir savaş sürdürmüşlerdir.”
Marx ve Engels, 2009: 116s.
14 notes · View notes
Text
しゅうまつがやってくる! / Hafta Sonu Geliyor! - Türkçe Çeviri
Shuumatsu ga Yatte Kuru!
Orijinal - Çevirili video
Sasakure.uk (ささくれUK) feat. Kagamine Rin 鏡音リン
Tumblr media
国のエラい人こぞって机とにらめっこ
Ülkenin büyük insanları masalarına bakıyor.
何も進展(かわら)ないよ
Hiçbir şeyi değiştirmiyorlar.
知ってる現実(こと)だけ知らんぷり
Sadece gerçek olduğunu biliyorlar.
偶然だね、とウソをついて
Bugün de sokağın köşesinde, bunun bir tesadüf olduğunu söylersem yalan olurdu.
きみのひだり キープ
Soluna doğru saklıyorum.
5分と笑顔が宝物
5 dakika süren mutlu gülümseyişin hazinemdir.
“世界が”どうなっちゃうとか
“Dünya”ya neler olacak diye düşünsem
全然実感わかないよ
Hiç nasıl hissederim bilemiyorum.
ただ君との距離が今、肌と両手に伝わる
Yine de senin yanındayken ellerim ve tenimdeki his
幸 福 感
beni mutlu ediyor.
終末がやってくる!
Son geliyor!
そんなこと別に 興味ないんだ
Bu tür şeyler beni ilgilendirmiyor.
週末がやってくる!
Hafta sonu geliyor!
今度こそ想い 伝えなくちゃ
Bu kez, duygularımı iletmeliyim.
世紀末の大予言も
Yüzyılın sonundaki büyük son kehanetleri
オオハズレ 人類ビックリです
yanlış çıktı ve insanlık bu duruma şok oldu.
シュウマツロンだ��て きっと
Bunlar SON hakkındaki tartışmalar tabi ki.
宇宙人?かなにかのイタズラでしょ?
Uzaylılar mı? Şaka yapıyor olmalısın?
国のエラい人こぞって机とにらめっこ
Ülkenin büyük insanları masalarına bakıyor.
何も進展(かわら)ないよ
Hiçbir şeyi değiştirmiyorlar.
知ってる現実(こと)だけ知らんぷり
Sadece gerçek olduğunu biliyorlar.
君は 突然さ
Sen, ani bir şekilde
『遠く』に行ってしまったんだ
『Uzaklara』 gittin.
大人たちのヒトコトで
Yetişkinlerin söyledikleri şeyler
幸福論なんてチリ紙で
kalan umudumu kağıt gibi parçaladı.
“世界が”なんて知らないよ
Daha "Dünya" nedir bilmiyorum.
「戦争?」「天災?」知らないよ
「Savaş?」mı「doğal nedenler?」mi bilmiyorum.
ただ君との距離が今、肌と両手に伝わる
Yine de senden uzakta olunca ellerim ve tenimdeki his
喪 失 感
Seni kaybetmiş gibiyim.
終末がやってくる!
Son geliyor!
そんなことホント 興味なかった
Bu tür şeyler beni ilgilendirmiyor.
週末がやってくる!
Hafta sonu geliyor!
どうしよう気持ち 伝えなかった
Ne yapmalıyım, nasıl hissettiğimi sana söyleyemedim.
抑えきれない想い
Bastıramadığım duygularımı
願い 夢 うたをつめこんだ
Dileklerimi, hayallerimi, şarkılara boğdum.
✉(てがみ) 一つじゃ足りないの
Bir tek MEKTUP yeterli olmayacak.
どれだけ書いても 伝わんないんだ もう
Ne kadar yazmış olsam da artık sana anlatamayacağım.
両手じゅう想いのピース
Ellerimde tuttuğum, hislerimin parçaları
『送る相手?』知らないよ
『Gönderilecek kişi kim?』Bilmiyorum.
それならば いっそのこと
Eğer öyleyse yapılacak en iyi şey
世界中にばらまいてしまおうか?
Onları Dünya'ya mı yaysam acaba?
しゅうまつがやってくる!
Hafta sonu geliyor!
愛のうた ひとつ いかがですか
Bir aşk şarkısı nasıl olmalıdır acaba
どこかのだれかがちょっとでも
Bir yerde, birisine küçük bir
笑顔になれるよな 世界なら
tebessüm getirebilmeyi sağlayabilirsem bu dünyada.
終末がやってくる!
Son geliyor!
君はもうやってこないのにな
Sen artık geri gelemeyeceksin.
週末がやってくる!
Hafta sonu geliyor!
君はもうやってこないのにな
Sen artık geri gelemeyeceksin.
終末がやってきても
Son geliyor olsa bile
もう二度とこないで 大嫌い
(Senin) Bir daha gelmiyor olmana nefret ediyorum.
週末がやってきても
Hafta sonu gelse bile
もう二度とこない だれかの笑顔
Bir daha kimsenin gülümsemesi gelmeyecek.
しゅうまつがやってくる...
Hafta Sonu geliyor…
しゅうまつがやってくる...
Hafta Sonu geliyor…
しゅうまつがやってくる...
Hafta Sonu geliyor…
しゅうまつがやってくる...
Hafta Sonu geliyor…
終末(Son) ile 週末(Hafta Sonu) kelimelerinin okunuşu shuumatsu olduğundan kelime oyunu yapılmıştır.
Şarkının sonundaki mektupta きみときみの あいするひとへ yazılıdır.
“Sen ve Değer verdiğin(Sevdiğin) kişiye...”
Vocaloid'ler Felaket Gününü Düşünürler mi? isimli seriden.
İlgili şarkılar(Türkçe çevirili videoları ile birlikte):
*Merhaba, Gezegen.
16bit SavaşlarımıZ (Bu videodaki çocuğun bakış açısından.) Orijinali
↑ Çeviri @translations-of-alexandra tarafından yapılmıştır.
Son düzenlenme tarihi 23 Mayıs 2024.
3 notes · View notes
birguzelllincirkini · 2 months ago
Text
youtube
Medya ve Babil arasında bir ittifakın sağlanması için Medyalılar, Medya Kralı Keyakser’in torunu Astiyages’in kızı Emedisa’yı Babil Kralı Neboxız Nasar’a gelin ederler. Bu ittifak Asur kuşatmaısnın da kırılmasını sağlar.
Aradan geçen kısa zaman sarfında Emedisa hüzünlenir, ülkesini özler. Babil Kralı onun yanına geldiğinde Emidisa’nın üzgün olduğunu görür ve sebebini sorar; Emidisa der ki ‘’Ben ülkemin yeşil doğasını özledim. Savaş ve kavga bitti ama umut edilen yaşam yaratılmadı.’’ der. Babil Kralı ona dünyada eşi benzeri olmayan bir bahçe yapma sözünü verir. Tarihi Babil Bahçeleri’nin yapılması emrini verir. Kendisine ülkesini andıran bahçeyi yaptırır.
4 notes · View notes