#türk savaş tarihi
Explore tagged Tumblr posts
Text
Osmanlının ortadoğudaki son savaşı megitto - Kendime Yazılarım
Mustafa Kemal'in ilk ve son olarak kaybettiği muharebe, Megitto savaşı
19-21 Eylül 1918 tarihleri arasında Filistin topraklarında bulunan Megiddo bölgesinde gerçekleşen bir savaştır.
Dünyanın belki de en önemli savaşlarından biridir.
Megiddo savaşını, her kez bilir.
Türk halkı hariç.
0 notes
Text
LÜTFEN OKUYUP PAYLAŞALIM
1932 BELÇİKA GÜZELLİK YARIŞMASI VE KERİMAN HALİS
Fransa'daki Dansa Müdahale Eden Kanuni Sultan Süleyman'ın Torunu Diye Böyle Taktim Etti Bat��lı Devletler.
İslâmi değerlere savaş ilan eden CHP Türkiyesi'ni, Sabetayist Yahudi dönmesi Keriman Halis (Ece) temsil edecektir
Yarışmayı Gören Halit Turhan Bey’in Anlatımları
Hâlid Turhan Bey Hatıraları’nda Keriman Hâlis Ece’nin dünyâ güzeli seçilmesini şu şekilde anlatıyor:
1932 senesinde yine Cumhûriyet Gazetesinin tertiplediği güzellik yarışmasını Keriman Hâlis kazanmıştı.
Aynı yıl Belçika’nın Spa şehrinde 28 ülkenin katılmasıyla dünyâ güzellik yarışması düzenlenmişti.
Keriman Hâlis bu yarışmaya Türkiye’yi temsilen katıldı.
Günlerce Spa şehrinde kalan güzeller, çeşitli kimselerle görüştü ve konuştular.
Yarışma gününde jürinin önünden kızlar birer birer geçip giyimleriyle, bakışlarıyla, tebessümleriyle puan toplamaya çalıştılar.
Jüri salona geçip puan değerlendirmesi yapmak istedi.
Jüri Heyeti Başkanı M. Maurice Valeffe kürsüye geçerek şöyle konuştu:
“Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa’nın, Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz.
1400 senedir dünyâ üzerinde hâkimiyetini sürdüren İslâmiyet artık bitmiştir.
Onu, Avrupa Hıristiyanları bitirmiştir. Elbette Amerika’nın ve Rusya’nın hakkını inkar edemeyiz.
Neticede bu, Hıristiyanlığın zaferidir.
Müslüman kadınların temsilcisi, Türk güzeli Keriman, mayo ile aramızdadır.
Bu kızı zaferimizin tacı kabul edeceğiz, onu kraliçe seçeceğiz.
Ondan daha güzeli varmış, yokmuş bu önemli değil.
Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz.
Bu sene Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz.
Avrupa’nın zaferini kutluyoruz.
Bir zamanlar Fransa’da oynanan dansa müdâhale eden Kanûnî Sultan Süleyman’ın torunu, işte mayo ve sütyen ile önümüzdedir.
Kendini bizlere beğendirmek istemektedir.
Biz de bize uyan bu kızı beğendik, Müslümanların geleceği böyle olması temennisiyle,
Türk güzelini dünyâ güzeli olarak seçiyoruz.
Fakat kadehlerimizi Avrupa’nın zaferi için kaldıracağız.”
M. Kemal İnebolu gezisinde şöyle diyor:
"Çağdaş insanlar olduğunuzu dış görüşünüzle ispatlayın.
Ey memleketini seven ve memleketi, milleti için hayatını feda etmekten çekinmemiş bulunan kıymetli vatandaşlar.
Üstüne basa basa telaffuz ediyorum. Korkmayınız, bu gidiş zaruridir.
İsterseniz belirteyim ki, bu kadar yüksek ve mühim bir neticeye varmak için lazım gelirse, bazı kurbanlar da verelim. Bunun ehemmiyeti yoktur.
Mühim olarak şunu ihtar etmek isterim ki, bu hâlin muhafazasına inat etmek ve fanatik olmak, hepimizi her an kurbanlık koyun olmak eğiliminden kurtaramaz.
Kadınların peçelerini açması veya şapka giyme alışkanlığının kazanılması için gerekirse bazı kurbanlar feda edilebileceğini söyler."
Bunun göstergesi de kafalarına takacakları bir şapka olacakmış.
NOT: Türkiye'de ilk yarışma 1929 yılında M. Kemal'in emri ile Cumhuriyet gazetesi tarafından düzenlenir.
8 aday katılır ve seçim Cumhuriyet gazetesi idarehanesinde yapılır.
Abdülhak Hâmit, eşi Lüsyen, Halit Ziya, Cenab Şehabettin, Hüseyin Cahit, Ahmet Haşim, Peyami Sefa, İzzet Melih, Çallı İbrahim, Arif Dino, Vâlâ Nurettin, Naşide Saffet gibi isimlerden oluşan 26 kişilik jüri heyeti 8 güzel arasından Türkiye "güzeli" ni seçer.
#NOT: MÜSLÜMAN ANADOLU KADININA ROL-MODEL OLSUN DİYE HAÇLILARIN ÖNÜNE BİKİNİ İLE ÇIKARDIKLARI KERİMAN HALİS, SABETAYİST YAHUDİ DÖNMESİ BİR AİLENİN ÇOCUĞUDUR.
Kaynak: Gülen Şeytanlar Tarihi (Pavlus'tan Sabetay Sevi'ye, Sion'dan Fetö'ye Kripto Fitnecilerin Tam Listesi) Kemal Özer, sayfa: 98-99
#osmanlı imparatorluğu#osmanlı#ottomans#ottoman#ottoman empire#türkiye#doğa#travel photography#travel destinations#travel#manzara#view#natural#europe#africa
59 notes
·
View notes
Text
🗣️ Bozgunculuk
Bozgunculuk yapanların dünya üzerinde ki planlarını dine yamamak isteme amaçları nedir?
Bunun yanıtı çok basittir. Bilmediğimiz farklı hiçbir konudan bahsetmeyeceğim. Sadece yaşanan gerçekleri tarihi akışı içinde sizlere sunuyorum. Biraz uzun bir derleme olmakla birlikte farkındalık düzeyimizi değiştirecek bir yazı hazırladım.
Herkesin bildiği bir konuda alışık olmadığımız bir tarzda yazı kaleme almak zorunda hissettim kendimi.
İnsanları din dışında dini kullanmadan kandırmak mümkün olmadığı için yaşıyoruz bu zulmü.
Bunu neden en çok Yahudi ve Hristiyanlar yapmaktadır?
Bunun yanıtını da Kur'an veriyor aslında.
Maide suresi 51. ayette diyor ki;
✓ Ey iman edenler. Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdır. İçinizden kim onlarla dost olursa bilin ki onlardandır. Muhakkak ki Allah o zalimleri hidayete doğru yola iletmez.
Bunu siyasi planlara ve o planlara uygun hareket edenlere göre değerlendirme yapalım. Kim kimin neden dostu olduğu ortaya çıksın.
Birileri ne derece doğru olduğu bilinmeyen Tevrat ile planlar yapıyor, birileri İncil ile planlar yapıyor.
Kur'an en son kitap ise bütün bunların hükmünün bittiği anlamına geldiği halde hem müslüman olduğunu iddia eden hemde Yahudi ve Hristiyan dinlerine atfedilerek anlatılan siyasi planların bir parçası olan hikayelere neden inanırlar?
Asıl sorun şu;
Bugün gerçek müslümanın kalmamış olması ve İslam dininin gerçeklerinin yaşanmıyor olmasından kaynaklanıyor.
Peygamber ve soyunun yok edilmesi Emevi zulmü ile dinin değiştirilmesi İbrahim ve onun hikâyelerinin dinin başlangıcı gibi anlatılması vb sebepler buna alan açmıştır.
Neden Yahudi ve Hristiyanlar planlarını Anadolu üzerinde yapmaktadır?
Bunun yanıtı da çok basittir.
İlk insan Adem'in ve eşi Havva'nın el ruha (Urfa) da yere ayak basmaları ve adam oğullarının Anadolu'da insanlığı, uygarlığı kurmuş olmalarıdır.
İlk kut verilmiş insanın Zulkarneyn olarak geçen Türk Oğuz Kağan'ın olmasından kaynaklanır.
Urfa, Balıklıgöl, İbrahim, İsmail ve kurban hikayeleri ve Nemrut ile İbrahim hikayelerinin amacı bu gerçeği gizlemektir.
Türklerin farkı şudur.
Kut verilmiş kişiler verilen görevi yapmaları gereken bir şekilde insanlığın huzuru ve yararına yapmış olmalarıdır.
Yahudiler ve Hıristiyanlar ise bütün bunları eğip bükerek kendi işlerine geldiği gibi yorumlamak ve uygulamak peşinde koşmalarından kaynaklanır.
Adam oğulları zamanında insanlığın ulaştığı seviyeye insanlık hiçbir zaman ulaşamamıştır.
Bugün ki bütün gelişmeler sömürgeye hizmet ettirmeye yönelik olup sonlarını getiren de bu olacaktır.
Dine dayanarak vaadedilmiş toprak yalanları, Mehdi, Mesih ve Deccal gelecek yalanları ile insanları kendi yanlarına çekme amacı Mehdi ve Mesih'in Anadolu'da ortaya çıkacağı yalanını tarikat ve cemaatler aracılığıyla yayma amacı budur.
Bütün bunların yalan olduğunu ve deşifre edileceğinin de Anadolu'nun gerçek sahibi Türkler tarafından gerçekleşecek olacağını planlarının içinde olmamış olması onları şaşkına çeviren tek sebeptir.
Türk'ü satın almak ve kullanmak mümkün olmayacağına göre karşısına hangi yalan ve hile konsa bile sonsuza kadar hiçbir işe yaramayacaktır.
Aldatanlar ve aldananlar yüzünden savaş, kan, gözyaşı dinmiyor.
1948 yılında bölgede israil adında bir şer yapının devlet olarak ilk kabul eden ülkenin Türkiye Cumhuriyeti olmasını sağlayan hileyi bugün herkes öğrenmek zorunda kalacak.
O gün ki o ihanet bugün başımıza başka belaların açılmasına yol açmıştır.
Yahudiler ve Hıristiyanlar kendilerine hizmet edenleri ülkemizde kritik görevlere getirterek bugüne kadar kullanmışlardır.
Bunun sonu geldi artık.
Son kozlarını Mehdi, Mesih ve Deccal ortaya çıkararak oynayacak ve o savaşı kaybederek bitecekler.
Atatürk son kut verilmiş adam (Adem) oğludur.
Ona ve eseri Cumhuriyet ve o eserin Anadolu ile birlikte sahibi ve bekçisi Türklere düşmanlığın sebebi budur.
Birinci dünya savaşı ve ikinci dünya savaşı birer ateşkesti. O savaş devam ediyor.
Ülkemizi yönetenleri 1938'den bu yana kullandıkları halde bizi bugüne kadar yenebilmiş değiller.
Yenemezler! Atatürk'ün askerleri ve orduları görevlerinin başındadır.
Dinin siyasete alet edilmesinin sebebi de Yahudilerin ve Hıristiyanların planlarının bir parçasıdır. Ilımlı İslam bu anlamda emperyalist bir proje olarak uygulanmak istendi. Sonucu buna umut bağlayanlar için hüsran olacak.
Fitne, fesat ve bozgunculuk ile ilgili Kur'an da geçen ayetler ile bu yanıtı destekleyelim.
► Onlara: “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın.” denildiğinde: “Biz sadece ıslah edicileriz.” derler. (2/Bakara 11)
► Dikkat edin! Onlar bozguncuların ta kendileridirler. Lakin farkında değillerdir. (2/Bakara 12)
► O (fasıklar) ki sağlamlaştırıldıktan sonra Allah’ın sözünü bozar, Allah’ın birleştirilmesini istediği (bağları) koparır, yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte bunlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir. (2/Bakara 27)
► Hani Rabbin meleklere: “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım.” demişti. Dediler ki: “Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birini mi (halife) kılacaksın? Oysa bizler seni tüm eksiklerden tenzih ederek sana hamd etmekte ve seni takdis etmekteyiz.” (Allah) dedi ki: “Şüphesiz ki ben, sizin bilmediklerinizi biliyorum.” (2/Bakara 30)
► (Hatırlayın!) Hani Musa kavmi için su talep etmişti. Dedik ki: “Asanı taşa vur.” (Asanın taşa değmesiyle) sular fışkırmış ve on iki pınar/çeşme oluşmuştu. Onlardan her bir topluluk kendilerine ait olan kaynağı bilmişti. Allah’ın rızkından yiyin, için ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık/düzensizlik/taşkınlık çıkarmayın. (2/Bakara 60)
► (Bir işin başına yönetici olduğunda ya da) yanınızdan ayrıldığında yeryüzünde bozgunculuk yapmak, ekini ve nesli yok etmek için çalışır. (Oysa) Allah, bozgunculuğu sevmez. (2/Bakara 205)
► Ey iman edenler! Kendi dışınızda (sırlarınızı paylaşıp iç işlerinizden haberdar edeceğiniz kâfir) bir çevre edinmeyin. (Çünkü kâfirler) size zarar vermekten geri durmaz, sizin zora düşmenizi isterler. Kinleri ağızlarında belirmiştir. Sinelerinin sakladığı (kin) ise çok daha büyüktür. Şayet aklediyorsanız gerçekten size ayetlerimizi açıkladık. (3/Âl-i İmran 118)
► (Bir diğer gayesi ise) münafık olan kimseleri açığa çıkarmaktır. Onlara: “Gelin! Allah yolunda savaşın yahut müdafa yapın.” denildiğinde dediler ki: “Şayet savaşmayı biliyor olsaydık size tabi olur (sizinle beraber savaşa çıkardık).” (Bu sözü söyledikleri) o gün, imandan daha çok küfre yakındılar. Ağızlarıyla kalplerinde olmayanı (inanmadıkları şeyi) söylüyorlar. Allah, onların gizlediklerini en iyi bilendir. (3/Âl-i İmran 167)
► Bundan dolayı, İsrailoğullarına (şöyle) yazdık: Kim bir nefsi başka bir nefse ya da yeryüzünde bozgunculuğa karşılık olmaksızın öldürürse, bütün insanlığı öldürmüş gibi olur. Kim de (meşru bir sebep olmadığı için öldürmeyi terk ederek) onu ihya ederse, bütün insanlığı ihya etmiş gibi olur. Andolsun ki, resûllerimiz apaçık delillerle onlara geldi. Bundan sonra onların birçoğu, bunun ardından yeryüzünde taşkınlık etmektelerdir. (5/Mâide 32)
► Yahudiler: “Allah’ın eli bağlanmıştır/eli sıkı bir cimridir.” dediler. Söyledikleri (bu çirkin söz) nedeniyle elleri bağlandı ve lanetlendiler. (Hayır, öyle değil!) Bilakis, Allah’ın iki eli de açıktır ve dilediği gibi harcar. Andolsun ki Rabbinden sana indirilen (bu Kur’ân), onların birçoğunun azgınlık ve küfrünü arttıracaktır. Biz, onların arasına kıyamete dek sürüp gidecek bir düşmanlık ve kin atmışızdır. Her ne zaman savaş ateşi yakmışlarsa Allah onu söndürmüştür. Yeryüzünde bozgunculuk için çabalarlar. Allah, bozguncuları sevmez. (5/Mâide 64)
Kâfirlerin Allah tasavvuru: Kâfirler iki gruba ayrılır. İlki; hiç bir kitaba ve nebiye müntesip olmayan Kureyş müşrikleri gibi toplumlardır. Bunlar Allah’a (cc) dair kitabi bir bilgiye sahip olmadıkları için, krala/meliğe benzettikleri bir Allah’a inanırlar. (bk. 2/Bakara, 186; 10/Yûnus, 18; 39/Zümer, 3; 71/Nûh, 23)
İkincisi; bir Kitab’a ve nebiye müntesip olmakla beraber, Kitap’tan ve nebiden yüz çevirmiş Yahudi, Hristiyan ve onları adım adım izleyen ümmeti Muhammed’in (sav) sapkınlarıdır. (bk. Buhari, 7320; Müslim, 2669) Vahiyden yüz çeviren bu toplumlar, zamanla kendilerine benzeyen bir Allah tasavvuru oluştururlar. Kendileri gibi cimri (5/Mâide, 64), dostlarını yardımsız bırakan (48/Fetih, 6, 12), fakir düşebilen (3/Âl-i İmran, 181), torpil yapıp adam kayıran (3/Âl-i İmran, 24; 5/Mâide, 18), ölünün ardından ıskat yapılarak kandırılabilen, telkin verilerek sorgusundan kopya çekilebilen bir Allah...
► Yeryüzü (Allah tarafından düzenlenip) ıslah edildikten sonra orada bozgunculuk yapmayın. O’na korkarak ve umarak dua edin. Elbette ki Allah’ın rahmeti, muhsinlere/kulluğunu en güzel şekilde yapmaya çalışanlara pek yakındır. (7/A'râf 56)
► “Hatırlayın! Hani (Allah) Âd Kavmi'nden sonra sizleri halifeler kılmış ve sizi yeryüzüne yerleştirmişti. Ovalarında saraylar inşa ediyor, dağlarından evler yontuyordunuz. Allah’ın nimetlerini hatırlayın ve bozgunculuk yaparak karışıklık/düzensizlik/taşkınlık çıkarmayın.” (7/A'râf 74)
► Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı (yollamıştık). Demişti ki: “Ey kavmim! Allah’a ibadet/kulluk edin. Sizin O’ndan başka (ibadeti hak eden) bir ilahınız yoktur. Şüphesiz ki size Rabbinizden apaçık bir mucize geldi. Ölçü ve tartıyı tam tutun. İnsanların eşyalarını (değerini düşürerek) eksiltmeyin. (Allah) yeryüzünü düzenledikten sonra orada bozgunculuk yapmayın. Şayet inanmışsanız bu sizin için en hayırlı olandır.” (7/A'râf 85)
► “(Allah’ın yolunun) çarpık/eğri olmasını isteyerek ve O’na iman edenleri Allah’ın yolundan alıkoymak için tehditler savurarak her yolun başına oturmayın. Hatırlayın! Siz az iken sizi çoğalttı. Bozguncuların akıbetinin nasıl olduğuna bir bakın.” (7/A'râf 86)
► Onların ardından Musa’yı, Firavun ve önde gelen avanesine ayetlerimizle yolladık. Onlar (ayetlerimizi inkâr edip, alaya alarak) zulmettiler. Bozguncuların akıbetinin nasıl olduğuna bir bak. (7/A'râf 103)
► Firavun’un kavminden önde ► Firavun’un kavminden önde gelenler demişlerdi ki: “Sen, Musa’yı ve kavmini yeryüzünde bozgunculuk yapsınlar, seni ve ilahlarını terk etsinler diye mi bırakacaksın?” (Firavun terk etsinler diye mi bırakacaksın?” (Firavun onları yatıştırmak için) demişti ki: “Erkek çocuklarını öldüreceğiz, kadınlarını sağ bırakacağız. Şüphesiz ki biz, onların üzerinde kahredici bir güce sahibiz.” (7/A'râf 127)
► Kâfirler de birbirlerinin dostudur. Şayet yapmazsanız (kendi aranızda dostluk edip, onları düşman edinmezseniz) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk olur. (8/Enfâl 73)
► (Allah’ın onları savaşa çıkmaktan alıkoyması şu hikmete mebnidir:) Şayet sizinle savaşa çıkmış olsalardı, size zarar vermekten başka bir artıları olmayacak ve aranızda fitne çıkarmak için uğraşacaklardı. Sizin içinizde de onlara kulak verenler vardır. Allah, zalimleri bilmektedir. (9/Tevbe 47)
► İçlerinden kimisi ona inanır, kimisi de inanmaz. Rabbin bozguncuları en iyi bilendir. (10/Yûnus 40)
► Onlar (ellerindekileri) atınca, Musa demişti ki: “Bu yaptığınız büyüdür. Şüphesiz ki Allah, onu iptal edecektir. (Çünkü) Allah, bozguncuların yaptığını ıslah etmez.” (10/Yûnus 81)
► (Demek) şimdi ha! (Oysa) daha önce isyan etmiş ve bozgunculardan olmuştun. (10/Yûnus 91)
► “Ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı adaletle kullanın. İnsanlara eşyalarını eksik vermeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık/düzensizlik/taşkınlık çıkarmayın.” (11/Hûd 85)
► Sizden önceki nesiller arasında -kurtardığımız azınlık dışında- yeryüzünde fesadı engelleyecek birileri olmalı değil miydi? Zalimler ise (yeryüzündeki fesadı ortadan kaldırmak yerine) şımartıldıkları rahat hayatın peşine düştüler. Ve onlar suçlu günahkârlardı. (11/Hûd 116)
► “Allah’a yemin olsun ki sizin de bildiğiniz gibi bizler bu yere bozgunculuk için gelmedik. Ve biz hırsız da değiliz.” demişlerdi. (12/Yûsuf 73)
► Pekiştirdikten sonra Allah’ın ahdini (tevhid sözleşmesini) bozan, Allah’ın birleştirilmesini istediği bağları koparan ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlar (var ya); böylelerine lanet ve (ahiret) yurdunun en kötü (akıbeti) vardır. (13/Ra'd 25)
► Kâfir olup da (insanları) Allah’ın yolundan alıkoyanlara (gelince); onların bozgunculuklarına karşılık, azaplarının üstüne bir azap daha katarız. (16/Nahl 88)
► Kitap’ta İsrailoğullarına şu hükmü de verdik: Hiç şüphesiz, yeryüzünde iki defa bozgunculuk yapacak ve büyük bir kibirle azgınlaşacaksınız. (17/İsrâ 4)
► Dediler ki: “Ey Zulkarneyn! Şüphesiz ki Ye’cuc ve Me’cuc (topluluğu), yeryüzünde bozgunculuk yapmaktadır. Sana bir vergi versek, sen de bizimle onlar arasına bir set yapsan (olmaz mı)?” (18/Kehf 94)
► “İnsanların eşyalarını eksiltmeyin! Yeryüzünde bozgunculuk yaparak, karışıklık/düzensizlik/taşkınlık çıkarmayın.” (26/Şuarâ 183)
► İşte (bu) ahiret yurdudur. Biz, onu yeryüzünde üstünlük taslamayan ve bozgunculuk istemeyenlere veririz. (Güzel) akıbet muttakilerindir. (28/Kasas 83)
► Dedi ki: “Rabbim (şu) bozguncu topluluğa karşı bana yardım et.” (29/Ankebût 30)
► Medyen’e kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik). Demişti ki: “Ey kavmim! Allah’a ibadet edin! Ahiret Günü (Allah’tan sevap almayı) umun. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık/düzensizlik/taşkınlık çıkarmayın.” (29/Ankebût 36)
► İnsanların elleriyle kazandıkları (günahlar) sebebiyle, karada ve denizde bozgunculuk baş gösterdi. Belki (İslam’a) dönerler diye (Allah), yaptıklarının (cezasının) bir kısmını onlara tattırmaktadır. (30/Rûm 41)
Yıllarca camiye giden biriydim. Son yıllarda camide siyaset yapılmaya başlandı ve camiye gitmeyi bıraktım. Yukarıda anlattığım ayetler ile ilgili camide neden konuşma yapılmadığını bir gün imama sordum aynen şunu söyledi bizim ne konuşacağımızı her hafta diyanet belirliyor. Niyeti o gün net olarak anladım.
Son sözleri yaşadığımız bazı bozgunculuk örneklerini vererek ve bir kez daha uyarılarımızı yaparak tamamlayalım.
Dinlerin insanlık yararına kullanılma tarihi aleyhine kullanılma tarihinden daha kısadır.
İsrail denen son bozgunculuk devlet olduğu günden bugüne insanlık adeta zulüm yaşamaktadır. Irak'ta, Suriye'de, Libya'da ve dolayısıyla 1938 sonrası ülkemizde yaşanan terör, askeri darbeler, özelleştirme talanı Cumhuriyet devrimlerinin özellikle laikliğin hedef alınmış olması bu bozgunculuğun bir ürünüdür.
Çünkü laiklik dinin insanlık aleyhine kullanılmasını önleyen en büyük devrimdir.
Bu son bozgunu bertaraf ettiğimiz de insanlık sonsuza kadar huzur içinde yaşayacak ve dinlerin farklı siyasi amaçlarla kullanılması tarih olacak.
Metafizik alanda ki gelişmeleri herkesin bilmesi ve anlaması mümkün olmadığı için şeytani planlar oradan yürümekte ısrar ediyor. Bunu bertaraf etmekte haliyle metafizik gelişmeler ile aşılacaktır.
Anayasa'dan Türklüğü çıkarmak isteyenler bir bozguncudur. Cumhuriyet devrimlerine düşmanlık yapanlar bozguncudur, Türk ulusunun sahip olduğu üretim ve hizmet araçlarını satanlar ve satın alanlar bozguncudur. Onların peşinden gitmeyin. Onlar sizi bugüne kadar yukarıda inandıkları dinin gerçeklerine aykırı davrananlar olduklarını ve dini sizi aldatmak için kullandıklarını artık görün.
Türklüğü unutturmak ve Türklerin araplaşmasını sağlamaya yönelik tüm çabalar Anadolu'yu Ortadoğu coğrafyasına benzeterek bu topraklarda israil benzeri bir şer devlet kurmaktır.
Arap coğrafyasında Atatürk sonrası kurulmuş hileye ve bozguna hizmet etmeyin.
Göç ile ülkenin demografik yapısının bozulmasına yönelik çabalar bozgunculuktur.
İnsanları borçlanmaya mahkum etmek adına düşük gelirli olmalarını dayatmak ve para toplayarak para satıp yasayla korunan satın alma gücünü ele geçiren tefeciliğin müşterisi olmaya zorlanmak bir bozgunculuktur.
Toplumu ırk ve mezhep üzerinden ayrımcılık yaparak bölmek bozgunculuktur.
Devlet yok şirketler var demek bozgunculuktur.
Ganimet olmak istemiyorsan önce direneceksin sonra gerekir ise savaşacaksın. Savaşmak son çaredir. Yurtta barış dünyada barış sözünün anlamını da yeniden idrak etmek gerekiyor. Ne demektir yurtta barış dünyada barış? Anadolu da barış ve huzur yoksa dünyada da olmayacak demektir. Bu kadim bir mesajdır. Kurt ulus olmak için kurtuluş savaşı vermiş bir ulusun dünyaya ve insanlığa mesajıdır. Batı çetesinin kan akıttığı her yere demokrasi ve barış getireceğiz yalanlarına benzemez. Önü arkası altı üstü doludur. Dobra bir duruştur. Osmanlıyı yıkan Atatürk değildi. Batının liberal işbirlikçi yazar, siyaset, gazeteci vb kullanılan kişiler tarafından uydurulmuş bir iftiradır. Osmanlıyı yıkan petrolü paylaşan ve Osmanlıyı borca sokarak esir alan yahudi tefecileridir. Onlar bugün yine aynı kılıkta başka yöntemler ile yine aynı oyunu oynuyorlar. Atatürk fitne ve fesadın planlarını bozduğu için bozgunculuk yapanları bir asırdır çılgına döndürmüştür. Bu sebeple çok yivli ve çok tetikli bir şekilde karşımıza dikilmeye yelteniyorlar. Yine aynı akıbeti yaşayarak son derslerini alarak yok olacaklar.
Atatürk sınır tanımayan arsızlığa sınır tanımayı öğretmiştir. Bugün bunun yeniden hatırlatılmasına ihtiyaç vardır.
Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızda ki asil kanda mevcuttur.
Topluma karşı gizli düşmanlık yapmak hainliktir.
] Önder KARAÇAY [
#önderkaraçay#mobbingbank#önder karaçay#mobbing bank#insan#atatürk#devrim#mahşer tufanı#zulüm#türk fırtınası#bozgunculuk#fitne#fesat#dede korkut#dini niyete alet etmek
15 notes
·
View notes
Text
Elbistan Tarihi
Elbistan Şehri Nerededir?
Elbistan etrafı yüksek dağlar ile çevrilidir. Ceyhan nehri ise elbistan şehrine ayrı bir güzellik katmaktadır. Deniz seviyesin yüksek ve kırsal iklim şartlarına sahib olan bir yerleşim alanıdır. Elbistan türkiyenin 4.cü büyük ovasıdır; Geniş arazi ve bereketli toprağa sahiptir. Tarih boyuncada medeniyet ve kavimlerin yerleşim için sahip olacakları en ideal merkez olmuştur. Elbistan'a hükmetmek doğu, batı, kuzey ve güneye hükmek gibidir. Bundon dolayı tarihte elbistan ovası savaş alanı olarak ve farklı medeniyetlerin sahip olmak için yağmalayıp, yakıp yıktığı bir şehirdir. Elbistan'da günümüze kadar gelen tarihi eser çok azdır ve tarih önceside şehir yerle bir olup battığı için yaşayan medeniyetlerin eserleri bulunmamaktadır. Höyükler ve tümülüsler vardır. Elbistan şehrini en yakın tarih olarak anlatan ve en büyük savaşı yaşayan sultan baybars ve moğollar ile yapılan savaştır.
Elbistan'da Yaşayan Medeniyetler ve Elbistan Tarihi
Türk Tarih Kurumu tarafından bölgede 1948 yılında yapılan kazılarda çıkan tarihi değerler göstermiştir ki, Elbistan'ın tarihi M.Ö.4000'lere kadar uzanmaktadır. Bölge sırasıyla Hititler, Akadlar, Sümerler, Asuriler, Persler, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Araplar, Selçuklular, Memlüklüler, Moğollar, Dulkadirliler(Dulkadiroğulları), Osmanlılar hakimiyetlerini sürdürmüşlerdir. Ayrıca Elbistan ovasının Orta ve Batı Anadolu'nun geçiş alanı olması sebebiyle birçok orduların güzergâhı haline gelmiştir. Bu durum bölgenin yıkımının fazlalaşmasına sebep olmuştur.
Hititler, Elbistan Ovasında kurduğu muhteşem şehirlerin harabelerine Hüyükler (Höyük), Timilüsler ve Menhirler(mezarlar) olarak şahit olmaktayız. Bu yerlerde yapılan kazı çalışmaları Elbistan ve çevresinin Hitit tarihinde önemli bir yeri olduğu anlaşılmaktadır. M.Ö. dönemlere ait en büyük eser bırakanların başında Makedonyalılar ve Romalılar gelmektedir. Daha sonra Doğu Roma (Bizans) dediğimiz devletin hegemonyası sürmüştür. Yine bu dönemlerde bugünkü Elbistan'ın kuzeyinde eski Karaelbistan ile Hasankendi köyleri arasındaki düzlükte kurulu olan Elbistan, M.S. 587 ve 27 Kasım 1114 yıllarında birbirinden şiddetli depremlerle tamamen yıkılmıştır. Bunun sonucu halk yeni yerleşme alanı olarak bugünkü Şardağı eteklerini seçmiştir.
İslam Uygarlıkları döneminde de, Elbistan Arapların çok sayıda istilalarına maruz kalmıştır. Elbistan'ın etrafı 3000 metreye varan yüksek dağlarla çevrili olması ve her taraftan geçilmezi gayet zor olan derin, uzun geçitler ve boğazlarla kapalı bulunması, burayı doğal bir kale özelliği oluşmasına sebep verdiğinden, aynı zamanda da birçok isyanların merkezi haline gelmiştir.
Daha sonra Orta Asya'dan ve Orta Doğudan gelen Türkmenlerin akınlarına maruz kalmıştır. (1018-1029) Elbistan, Bizanslılar ile Türkler arasında birçok büyük savaşlara sahne olmuştur. 1085 Yılında bu yöreye gelen Emir Buldacı komutasında ki Türk ve Müslüman birlikler, bölgeyi ele geçirmişlerdir. Birinci Haçlı seferi sırasında 1097 yılında Elbistan'a gelen Pierre D'aulps (Piyer Dalpus) isimli şövalyenin komutasındaki Haçlı ordusunun eline geçmiştir. Bu nedenledir ki Haçlı kuvvetleri karşısında Anadolu Selçuklu, ve Danişmendlilerin ittifakı coğrafyada kendini gösterir. Elbistan bu üç kuvvet arasında sık sık el değiştirir. Haçlıların bölgeden gitmesinden sonra Danişmendli Yağıbasan ve Selçuklu II. Kılıç Arslan arasında defalarca el değiştirmiştir.
1201 'de Anadolu Selçuklu Devletinin Hükümdarı Süleyman Şah, kardeşi Mugiseddin Tuğrul Şah'ın elinden alarak doğrudan doğruya merkeze bağlı vilayet yapmıştır. Elbistan uzun süre Konya'dan gönderilen valiler tarafından yönetilmiştir. Bölgede cereyan eden en önemli olaylardan bir tanesi de Memluk Sultanı Malik al Zahir Baybars ile Moğullar arasında 15 Nisan 1277 yılında Kalfa çayırında yapılan savaştır. Moğullar Anadolu'da ilk kez ciddi bir yenilgi almışlardır. Bunun üzerine Moğollar başta Elbistan olmak üzere çok sayıda Müslüman Türkmeni kılıçtan geçirmişlerdir.
1337 yılında Haşan Dulkadır Bey'in oğlu Zeyneddin Ahmet Karaca Bey tarafından Dulkadır Beyliği kuruldu. Bu devlet 185 yıl hüküm sürdü. Elbistan bu devlete 130 yıl başkentlik yaptı. Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim döneminde Turnadağ Muharebesi (1515) ile Osmanlı İmparatorluğuna katıldı. 1522 yılında Maraş bölgesi, özel yönetiminden ayrılır, sancak haline gelir ve Elbistan da Maraş'ın kazası haline gelir. Evliya Çelebi'nin Seyahatnâme'sinde bölge hakkında bilgiler verir: "Bu dağlar ve beldelerde hep Türkmenler otururlar. Lisanları (kendileri gibi) Buhara illerinden gelmedir. Bütün Türkler on iki çeşit lisan üzere konuşurlar."
1864 tarihinde, (Abdülaziz döneminde) Halep Vilayeti kurulunca, Maraş kazaya dönüşürken, Elbistan ve köy çevresi eski önemini kaybetmiştir. 1871 yılında da Elbistan'da ilk kez belediye teşkilatı kurulmuştu. I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı'nın Halep'i kaybetmesiyle, Halep Vilayeti'ne bağlılık sona ermişti.
2 notes
·
View notes
Text
MHP Bursa Milletvekili Büyükataman'dan Dervişoğlu'na cevap
https://pazaryerigundem.com/haber/189373/mhp-bursa-milletvekili-buyukatamandan-dervisogluna-cevap/
MHP Bursa Milletvekili Büyükataman'dan Dervişoğlu'na cevap
MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, “Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli tarihi öneme sahip açıklamalarıyla terörün, terörden beslenen odakların ve terörü besleyen küresel çetelerin tüm hesaplarını bozmuş, Türkiye’nin ve Türk milletinin varlığını hedef alan odakları darmadağın etmiştir.” dedi
İlker TÜRKER / HERKES DUYSUN
BURSA (İGFA) – MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, İP Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’na yaptığı yazılı açıklama ile cevap verdi.
Büyükataman açıklamada şu ifadelere yer verdi;
“Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli tarihi öneme sahip açıklamalarıyla terörün, terörden beslenen odakların ve terörü besleyen küresel çetelerin tüm hesaplarını bozmuş, Türkiye’nin ve Türk milletinin varlığını hedef alan odakları darmadağın etmiştir.
BAHÇELİ TAKDİR TOPLAMIŞ BİR LİDERDİR
Devlet Bahçeli, siyasi hayatı boyuncu “önce ülkem ve milletim sonra partim ve ben” anlayışından bir adım bile sapmayan, Türkiye’nin menfaatlerini her şeyin üzerinde tutan, her zaman aziz milletimizin ve devletimizin menfaatlerini önceleyen duruşu ile milletimizin takdirini toplamış bir liderdir.
Bölgesel ve küresel krizlerin kapımıza dayandığı, Türk milletinin birliğini hedef alan planların hızlı bir şekilde devreye sokulduğu bu dönemde Sayın Genel Başkanımız ve Milliyetçi Hareket Partisi önemli bir görev üstlenmiş, Türk milletinin istikbali uğruna her türlü zorluğa göğüs gereceğini ilan etmiştir.
Savaş sınırlarımıza kadar dayanmışken, bölgemiz ateş çemberi haline gelmişken milli varlığımız üzerinde yoğunlaşan tehditleri idrak edemeyen, idrak etse de işlerine gelmeyip siyasi menfaatlerinin peşine düşenlerin hamaset dolu açıklamalarının iyi niyetli ve ülke menfaatine olmadığı açıktır.
Dün CHP Genel Başkanı’nın “el yükseltiyorum” diyerek konuyu bağlamından koparması, bugün ise İP Genel Başkanı’nın hiçbir inandırıcılığı olmayan hamaset dolu açıklamalarının milletimiz nezdinde karşılık bulmadığı açıktır.
KOPMAK ÜZERE OLAN İP’İNİ KURTARMA ÇABASI
İP Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin konuşmalarını bağlamından kopararak, çarpıtarak, kopmak üzere olan İP’ini kurtarma çabası maskesini bir defa daha düşürmüştür.
Devletimizin kurumlarına ve milletimizin iradesine “gayrimeşru” diyerek adeta bir kaos çağrısı yapan Dervişoğlu’nun açıklamaları Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığına ve milletimizin birliğine çok açık bir saldırıdır.
Şüphe yoktur ki; Müsavat Dervişoğlu’nun, Türkiye’de bir kargaşanın fitilini ateşlemeyi amaçlayan açıklamaları İP’in kuruluşunda yol göstericilik yapan, terör örgütünün tavsiyesinden rahatsız olan “yabancı başkentlerin” takdirini toplamıştır.
Partisi dağılmanın eşiğinde olan Müsavat Efendi, çürük ipini kürsüden fırlatarak, bir defa daha ayağa düşürerek, ikiyüzlü bir tavır ile Genel Başkanımızı hedef alarak siyasi ikbalini kurtarmaya çalışması acınası bir haldir.
BAHÇELİ’NİN İFADELERİ AÇIK VE NETTİR
Büyük Türk milleti her şeyin farkındadır!
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin ifadeleri gayet açık ve nettir. Türkiye’nin terörle mücadelesinden taviz yoktur. Bundan sonrada olmayacaktır. Terör belası tamamen temizlenene kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin mücadelesi sürecektir.
Devlet aklından bir haber ve siyasi rant peşinde ömürlerini tüketen zavallıların Sayın Genel Başkanımızın ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin duruşunu idrak edememiş olmalarına şaşırmıyoruz.
DEVLET TERÖR BELASINI TARİHE GÖMECEKTİR
Genel Başkanımızın Sayın Devlet Bahçeli bu tarihi duruşu ile ABD ve İsrail’in Türkiye’yi hedef alan büyük komplosunu çürütmüş, Kandil’in ve ABD’nin sinsi ve kanlı tezgâhını dağıtmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası ve Türk milletinin sonsuza kadar sürecek olan milli varlığı Milliyetçi Hareket Partisi için her şeyin önündedir.
Yüce Allah’ın izni ve milletimizin desteği, devletimizin kararlı duruşu ile terör örgütünün tasfiyesi gerçekleşecek, terör örgütü tek taraflı teslim olacak ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti terör belasını tarihe gömecektir.
Bu tarihi sorumluluğu üstlenen Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin kararlı duruşu ile “Türk Asrı”nda terör sorunu ülkemizin gündeminden tamamen çıkmış olacaktır.
Bundan rahatsız olanlar mutlaka büyük Türk milletinin gönlünde mahkûm olacak ve fırlattıkları İP’e dolanıp siyasi çöplüğe gideceklerdir.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Kahramanlık Şiiri
Kahramanlık Şiiri Kahramanlık şiiri, edebiyatımızda kahramanlık, cesaret ve fedakarlık temalarını işleyen önemli bir türdür. Bu şiirler, genellikle savaş, vatanseverlik ve kahramanlık hikayeleri etrafında şekillenir. Türk edebiyatında zengin bir geleneği olan bu tür, hem tarihsel olayları hem de bireysel kahramanlık hikayelerini anlatır. Bu yazıda, kahramanlık şiirinin tarihi, özellikleri ve…
0 notes
Text
BEN TÜRK'ÜM DİYORSANIZ BUNLARI DA BİLMEK ZORUNDASINIZ...
🇹🇷1. Tarihte Kurulan İlk Türk Devleti, Asya Hun Devleti
🇹🇷2. Türk Adı İle Kurulan İlk Milli Türk Devleti, I.Göktürk Devleti
🇹🇷3. Yerleşik Yaşama Geçen İlk Türk Devleti, Uygurlar
🇹🇷4. Yazıyı İlk Kullanan Türkler, II. Göktürk ( Kutluklar )
🇹🇷5. Avrupa’da Kurulan İlk Türk Devleti, Avrupa Hun Devleti
🇹🇷6. İstanbul’u İlk Kuşatan Türkler, Avarlar
🇹🇷7. Alfabeyi İlk Kullanan Türkler, Türgişler
🇹🇷8. Parayı ilk kullanan Türkler, Sibirler
🇹🇷9. İlk Türk Parasını Basan Türkler, Türgişler
🇹🇷10. Bizans’la Siyasal İlişki Kuran İlk Türkler, Göktürkler
🇹🇷11. Türk Tarihinin İlk Yazılı Antlaşması, Asya Hun-Çin Ant.
🇹🇷12. İlk Türk Alfabesi, Göktürk –Orhon Alfabesi
🇹🇷13. Töreyi yazı hale getiren ilk Türkler, Uygurlar
🇹🇷14. Türk Tarihi ile ilk yazılı belgeler, Orhun Kitabeleri
🇹🇷15. Tarihte ilk onlu sisteme dayalı ordu, Asya Hunları-Metehan
🇹🇷16. İlk Türk Hükümdarı, Teoman, Asya Hun Devleti
🇹🇷17. Türk adı ilk defa, ÇİN KAYNAKLARINDA Geçer.
🇹🇷18. Türklerin ilk başkenti, Ötüken
🇹🇷19. İlk hayvan sanat üslubu, İSKİTLER
🇹🇷20. İlk ceket, pantolon, kemer ve kemer tokası, İskitler
🇹🇷21. Yabancı dinleri benimseyen ilk Türkler, Uygurlar
🇹🇷22. Anadolu’ya ilk gelen Türkler, Hunlar
🇹🇷23. İlk atlı göçebe Türk uygarlığı, İskitler
🇹🇷24. Kâğıt ve matbaayı ilk kullanan Türkler, Uygurlar
🇹🇷25. Tarihte atı ilk evcilleştirilen millet, Türkler
🇹🇷26. İlk yazılı Türk Milli Tarih kaynağı, Orhun Kitabeleri
🇹🇷27. İlk yoğurt, pastırma ve konserve et, Türkler
🇹🇷28. En uzun destanı, Manas-Kırgızlar
🇹🇷29. Musevi olan tek Türkler, Hazarlar
🇹🇷30. İslamiyet’i kabul eden ilk Türk boyu,Karluklar
🇹🇷31. İlk Müslüman Türk devleti,Karahanlılar
🇹🇷32. İlk Müslüman Türk İmparatorluğu,Gazneliler
🇹🇷33. Mısır’da kurulan ilk Türk İslam Devleti, Tolunoğulları
🇹🇷34. Hicaz bölgesine hâkim olan ilk Türk devleti, İhşitler
🇹🇷35. Hindistan’a İslamiyet’i ilk götüren Türkler, Gazneliler
🇹🇷36. Türkçeyi resmi dil ilan eden ilk Türk Devleti, Karahanlılar
🇹🇷37. Türkçeyi resmi dil ilan eden ilk Türk Beyliği, Karamanoğulları
🇹🇷38. Türklerin Anadolu’daki ilk başkenti, İznik
🇹🇷39. İlk Türk denizcisi ve Amirali, Çaka Bey
🇹🇷40. Selçukluların Bizans’la yaptığı ilk savaş, Pasinler
🇹🇷41. Türk âleminin ilk sözlüğü, Divan-I Lügati’t Türk
0 notes
Video
youtube
TEST 7 7.Hafta TÜRK AFİŞ TASARIMINA BAKIŞ (TEMEL TASARIM 2.Dönem Test S... Türk Grafik Tasarım Tarihi 7. TÜRK AFİŞ TASARIMINA BAKIŞ Soru 1: İ. Hulusi Görey’i dönemin diğer sanatçılarından (çağdaşlarından) ayıran en önemli özellik, aşağıdakilerden hangisidir? (Çoktan Seçmeli) ✔ Sanat ve tasarım eğitimini, içinde bulunduğu toplumun yapısına uygun olarak eserlerine yansıtmış olmasıdır. Afiş tasarımları üretmiş olmasıdır. Akademik bir eğitim almamış olmasıdır. Afişlerinde illüstrasyona yer vermesidir. Kitap kapakları tasarlamış olmasıdır. Cevap : Sanat ve tasarım eğitimini, içinde bulunduğu toplumun yapısına uygun olarak eserlerine yansıtmış olmasıdır. Soru 2: Denizyolları afiş tasarımlarıyla bilinen tasarımcımız aşağıdakilerden hangisidir? (Çoktan Seçmeli) İ. Hulusi Görey Mengü Ertel ✔ Gülümser Aral Üretmen Aydın Erkmen Münif Fehim Özerman Cevap : Gülümser Aral Üretmen Soru 3: Milli piyango Afiş Tasarımcısı denilince akıllara aşağıdaki hangi isim gelmelidir? (Çoktan Seçmeli) ✔ İ. Hulusi Görey Bülent Erkmen Gülümser Aral Üretmen Sadık Karamustafa Münif Fehim Özerman Cevap : İ. Hulusi Görey Soru 4: Eğer bir sergi afişi tasarlamak istersek aşağıdaki hangi afiş türünü yapmış oluruz? (Çoktan Seçmeli) Sosyal içerikli Ticari ✔ Kültürel Propaganda Reklam Cevap : Kültürel Soru 5: Holywood film afişleriyle ünlü Türk Afiş tasarımcısı aşağıdakilerden hangisidir? (Çoktan Seçmeli) Savaş Çekiç İ. Hulusi Görey Bülent Erkmen ✔ Emrah Yücel Sadık Karamustafa Cevap : Emrah Yücel Soru 6: Aşağıdakilerden hangisi Türkiye adına uluslararası düzeyde gerçekleştirilen bir yarışma platformudur? (Çoktan Seçmeli) Ankara Film Festivali Afiş yarışması İzmir Avrupa Caz Festivali Afiş yarışması Genç Sanat; Afiş yarışması ✔ Grafreedesign Grafist Cevap : Grafreedesign Soru 7: 2021 yılına kadar Uluslararası 4. kez afiş yarışması düzenleyen posterland.org, aşağıdaki hangi üniversite tarafından koordine edilmiştir?. (Çoktan Seçmeli) Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Hacettepe Üniversitesi Marmara Üniversitesi ✔ Kütahya Dumlupınar Üniversitesi 9. Eylül Üniversitesi Cevap : Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Soru 8: Tekel idaresi için hazırladığı Rize Çayı afişinde, siyah beyaz tekniğiyle yazıyı 1960’lı yıllara göre çok daha iyi çözümleyen tasarımcı aşağıdakilerden hangisidir? (Çoktan Seçmeli) İ. Hulusi Görey Minif Fehim Mengü Ertel Bülent Erkmen ✔ Atıf Tuna Cevap : Atıf Tuna Soru 9: Turgay Betil’in özellikleri aşağıdaki hangi seçenekte toplanmıştır? (Çoktan Seçmeli) ✔ İlüstrasyona özel önem veren afiş sanatçısı, afişleri Polonya'dan İtalya'ya, değişik ülke müzelerinde sergilendi, harika kitap kapakları yaptı; tasarımlarında mizaha yer verdi. Tekel, Sümerbank, milli piyango afişleri tasarladı, Almanya’da eğitim aldı. Tiyayro afişleri tasarladı, tasarımlarında metaforlar kullandı, tasarımları dünya müzelerinde sergilendi. Yerel kültürden çok etkilendi, mizahı, hicvi ele aldı ve konularıyla bütünleştirdi. Logo ve kitap kapakları da tasarladı. Web tasarımları yaptı, Holywood film afişlerini tasarladı, Vintage tarzı Türkiye serisi tasarımlarıyla ünlendi. Cevap : İlüstrasyona özel önem veren afiş sanatçısı, afişleri Polonya'dan İtalya'ya, değişik ülke müzelerinde sergilendi, harika kitap kapakları yaptı; tasarımlarında mizaha yer verdi. Soru 10: THY’nın logo tasarımı, aşağıdaki hangi hayvan figürünün stilize edilmiş halidir? (Çoktan Seçmeli) Yalı Çapkını Kuşu Kartal ✔ Yaban Kazı Hindi Doğan Cevap : Yaban Kazı Afiş Tasarımı Nedir? Afişler, matbaanın icat edilmesinden önce az sayıda üretilebilen ama matbaanın icat edilmesinden bu yana pazarlama, duyuru ve farkındalık amacıyla yoğun olarak kullanılan ve üretilen bir iletişim aracıdır. Başlangıçta genellikle metinlerden oluşan afişler, önceleri gazete sayfalarını süslerken, zaman ile resimlemelerin (Görsel 1) ve daha sonra da fotoğraf ve tipografinin de kullanıldığı, halkın yoğun olduğu yerlerde sergilenmeye başlanan grafik ürünler oldu. Şimdilerde ise birçok matbaa şirketi sadece afiş basımına odaklanmıştır. Elbette dijital çağın getirdiği olanaklar sayesinde etkileşimli afiş tasarımları da kullanılır olmuştur. “Afiş, bir bilginin ya da mesajın hedef kitleye basılı ve çoğaltılmış bir şekilde aktarımını sağlayan bir iletişim aracıdır. Afiş, sergilendiği her alanda toplumsal değerleri, özellikleri, düşünceleri yansıtır. Belli bir amacı gerçekleştirme boyutunda afişin toplumsal rolü oldukça fazladır. Afişler, gündelik yaşamda hem iç hem de dış mekânlara asılabildikleri için toplumla iç içe olma ve toplumun her kesimine taşıdıkları mesajları iletebilme gücüne sahiptirler” Afişler, çoğunlukla müzeler yerine sokaklarda kültürel, sosyal ve politik görüşleri gösteren benzersiz bir sanatsal ifade biçimi ve ürünlerdir. Afişler kısa sürede okunabilir, göze çekici gelebilir, yaratıcı fikirleri içerebilir, algılanabilir, vurgulanması gereken konuya odaklanılabilir, asılacağı yere göre boyutlandırılabilir
0 notes
Text
KAAN, ikinci uçuşunu başarı ile tamamladı
Türk Savunma Sanayii Ajansı'nın bildirdiğine göre, Milli Muharip Uçağı olarak da bilinen, ilk milli jet savaş uçağı olan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Kaan beşinci nesil savaş uçağı, 6 Mayıs 2024'te ikinci uçuş testini tamamladı. Uçak, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii'nin Ankara yakınlarındaki üretim tesislerinden 14 dakika süren uçuş sırasında 230 knot (426 km/saat) hıza ve 10.000 ft (3.048 m) yüksekliğe ulaştı. Bu, Kaan'ın ilk uçuşunda elde edilen hıza benzer bir hızdı; bir dakika daha uzun süren uçuşta, ancak ilk uçuşa kıyasla 2.000 ft daha yüksek bir irtifaya ulaşıldı. Etkinliği "Türk havacılık tarihi ve Türk savunma tarihi açısından önemli bir gün daha" olarak selamlayan SSB Başkanı Haluk Görgün, "Tıpkı ilk uçuş gibi çok başarılı bir uçuştu. Bu uçuşta alınan veriler tüm ekip tarafından değerlendirilecek ve sonraki uçuşlar için hazırlıklar devam edecek." Kaan, Mart 2022'de üretim faaliyetlerine başlandıktan sonra 21 Şubat 2024 tarihinde ilk uçuşunu gerçekleştirdi. Uçağın ilk motor çalıştırma faaliyeti 12 Şubat 2023'te, ilk yavaş taksi testleri ise 17 Mart 2023'te gerçekleşti. Nihai performansı açısından Kaan'ın maksimum 1,8 Mach seyir hızına, 55.000 ft tavana ve +9/-3,5 g g limitine sahip olması bekleniyor. Gizlilik özelliklere sahip olacak şekilde inşa edilen Kaan, düşük radar kesit alanına (RCS), süper seyir kabiliyetine sahip olacak ve RCS'yi en aza indirmek için dahili olarak silah taşıyabilecek. Yerli olarak tasarlanıp üretilmiş olmasına rağmen, Kaan prototipi şu anda her biri tam art yakıcıda 131,2 kN itme gücü sağlayan ABD yapımı iki adet General Electric F110-GE-129 turbofan tarafından çalıştırılıyor. Sonraki prototipler de F110 motorlarıyla güçlendirilecek. 2 Temmuz 2022'de SSB, Kaan'ın yerli elektrik santralinin geliştirilmesine yönelik ihale davetini yayınladı. Bu sorunun, Türkiye'nin Kale Grubu ile İngiliz Rolls-Royce'un ortak girişimi olan Türk Hava Motoru Şirketi'nin (TAEC) ele alması bekleniyordu. Ancak Kaan'ın santralinin Türkiye'de üretilmesine ilişkin ortak girişimdeki fikri mülkiyet sorunlarının çözülüp çözülmediği henüz belirsizliğini koruyor. https://www.youtube.com/watch?v=lW_mvHwXDnQ Read the full article
0 notes
Text
Çanakkale Turları: Tarihin ve Doğanın İzinde
Türkiye’nin batısında, Marmara Denizi’nin kıyısında yer alan Çanakkale, tarihî ve doğal güzellikleriyle dolu eşsiz bir şehirdir. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin akınına uğrayan bu bölge, geçmişten günümüze uzanan zengin bir kültürel mirasa ev sahipliği yapar. Çanakkale turları, bu zenginliği keşfetmek isteyen herkes için unutulmaz bir deneyim sunar.
Çanakkale, adını tarihte eşsiz bir öneme sahip olan Çanakkale Savaşı’ndan alır. Gelibolu Yarımadası’nda yer alan bu savaş, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde dönüm noktalarından biridir. Çanakkale turları sayesinde, Gelibolu Yarımadası’ndaki şehitlikleri ziyaret ederek, bu destansı mücadeleye tanıklık edebilirsiniz. Şehitlikler, savaşın acı hatıralarını canlı tutarken, aynı zamanda barış ve huzur mesajı verir.
Ancak Çanakkale’nin güzellikleri sadece tarihte değil, doğasında da saklıdır. Troya Antik Kenti, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biridir ve mitolojik hikayelerle doludur. Çanakkale turları sırasında Troya’yı ziyaret ederek, Antik Yunan ve Roma dönemlerine yolculuk yapabilir ve efsanevi Truva atını yakından görebilirsiniz.
Doğa tutkunları için de Çanakkale cazip bir destinasyondur. Kaz Dağları’nın yeşil doğası, Assos’un tarihi atmosferi ve Bozcaada’nın eşsiz plajları, gezginlere huzur dolu anlar yaşatır. Ege’nin berrak denizlerinde yüzmenin keyfi, Çanakkale turları ile birleşince unutulmaz bir tatil deneyimine dönüşür.
Çanakkale’nin leziz mutfağı da unutulmamalıdır. Deniz ürünlerinden oluşan zengin menüleri, yöresel lezzetler ve taze zeytinyağlılar, damakları şenlendirir. Çanakkale turları sırasında, şehrin yerel lezzetlerini tatmak için birçok fırsatınız olacaktır.
Sonuç olarak, Çanakkale turları, tarih, doğa, kültür ve gastronomi tutkunlarını aynı çatı altında buluşturan benzersiz bir deneyim sunar. Her yaş grubundan gezginin ilgisini çeken bu muhteşem şehir, unutulmaz anılarla dolu bir seyahat vadediyor.
0 notes
Text
https://sesliyorum.blogspot.com/2023/09/inebaht-savas-nedenleri-sonuclar-ve.html
İnebahtı Savaşı, Osmanlı Devleti ile İspanya, Venedik, Malta ve Papalık arasında 1571 yılında Akdeniz'de yapılan bir deniz savaşıdır. Bu savaş, Osmanlı'nın Akdeniz'deki egemenliğine son veren ve Avrupa'nın Hristiyan devletlerinin birliğini sağlayan önemli bir dönüm noktasıdır. Bu yazıda, İnebahtı Savaşı'nın nedenleri, sonuçları ve kaynakları ile ilgili derinlemesine bir araştırma yapacağız.
İnebahtı Savaşı: Akdeniz'de Hristiyan Devletlerin Birliği Karşısında Osmanlı'nın Yenilgisi
0 notes
Text
Muhtemelen bu gün sosyal medyada 18 mart Çanakkale Zaferi adına gönderiler göreceksiniz. Çanakkale zaferi kutlu olsun diyecekler. Tarih: 18 mart 1915.
Tarihi iyi bilmeyen pek çok kimsenin dikkatini çekmeyecek olansa bu tarihte savaş bildiğimiz anlamıyla başlamamıştı bile. Aynı yılın şubatında saldırgan devletlerin savaş gemileri zaten boğazı bombalamış, bazı topçu bataryalarımızı savaş dışı bırakmışlardı. Ama henüz hiç bir kara savaşı yaşanmamıştı.
İşgal devletlerinin donanmaları savaş gemilerinin top ateşiyle Türk kara birliklerini temizleyip, geçip gideceklerini sanıyorlardı. Zayiat vereceklerini biliyorlardı ama tahammül edilebilir bir zayiatları olacak, bir kaç gemileri batsa da donanmanın büyük kısmı boğazı aşacaktı. 10:30 da işlemekte olan bu plan 13:30'da savaş planı değil hayal olmuştu.
Bir kaç saat içinde en önemli gemilerinden bazıları ya batarak ya ağır yara alarak savaş dışı kaldı. Bir kara savaşı yapmadan geçemeyeceklerini anladılar.
İşte bu gün kutlanan bu deniz savaşı başarısı.
Çanakkale Savaşı 18 martta Türklerin zaferleriyle bitmiş olmadı ama savaş gemileri geçip gidemediklerine göre yine de tabii bir zaferdi.
İşgal devletleri, martta yaşadıkları bu yenilgiden bir ay sonra, 25 nisan sabahı gün doğarken Gelibolu yarımadasına beş ayrı bölgeden asker çıkaracaklar ve kara savaşları başlayacak.
---
Savaş alanını gezerken orda komutan olsam nasıl bir plan yapardım diye düşündüm ama o günkü silahların gücünü bilmeden bir plan yapılamayacağı açık. Savaşın kaderini asıl etkileyen toplar olmuştur diye düşünüyorum. Bizim kara toplarımız ve savaş gemilerinin topları. Belki de sadece askerde topçu olduğum için de böyle bir önem atfetmişimdir.
Bilgi Tübitak'dan "Türklerin elinde toplam 137 top vardı. Bunlardan sadece 78 tanesinin çapı 15-35,5 ve yalnızca 18'inin menzili 14.800-16.900 metre arasındaydı".
Menzil hayati derecede önemli.
Çünkü o günkü savaş gemilerinin top menzili 25+ kilometre.
Şöyle bir sonuca yol açıyor. Karşındaki düşman sana etkili top ateşi açabiliyor ama sen açarsan menzil dışındaki gemiler için havai fişek gösterisinden ibaret kalıyorsun.
Bu durumun zorunlu sonucu: Türk tarafı kara savaşını daha kolay kabullenmiştir çünkü çıkarmayı en başta püskürtmeye çalışsa daha çok asker kaybı yaşanırdı.
Toplar 30-40 kişilik bir ekip tarafından ancak kullanılabiliyormuş.
Seyit Onbaşı'nın taşıdığı topun ağırlığı 276 kilo.
0 notes
Text
🗣️ Taş Olsa Çatlar İkiye Bölünürdü
Hiçbir insan, hiçbir toplum uzun süre bilinçli bir şekilde negatif bir baskıya dayanamaz.
Türk ulusu dayanıyor.
Seksen yıl oldu. Birlik, beraberlik ve dirliğimizi dağıtarak bizi yok etme çabalarının tarihi.
Taş olsa bu negatif baskıya dayanamazdı.
Biz dayanıyoruz, dayanacağız, direneceğiz ve bu negatif baskıya bir son vereceğiz.
Bizi hedefe koyanlar vazgeçmiyor, yorulmuyor, utanmıyorlar.
İşte bizi diri tutan budur.
Haklı olmamız.
Hak kuvvetten üstündür.
Eninde sonunda galip gelecek olan da haktır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin banisi Mustafa Kemal Atatürk iç cepheyi güçlü tutmak lazım demişti. İç cephesi güçlü olan bir toplumu yeryüzünde dağıtabilecek bir güç yoktur.
Kalelerin içten yıkıldığını, tarih bilinci Mustafa Kemal'e birlik ve beraberliğin ne olduğunu öğretmişti.
Atamız Dede Korkut kapı kilit tutmuyor ise işbirlikçi içeriden biridir diye bize geçmişten uyaran öğütler bırakmıştı.
Bunun bilincinde bir toplum olduğumuzun için bizi aşamıyorlar.
En olumsuz bir gelişme bizi bir yumruk gibi bir araya getirebiliyor.
Deprem sonrası dayanışma buna en güzel örnektir.
Bu dayanışmayı bile o iç bölücülük afad ve ahbap diye ikiye bölmeye kalktı.
Acımızı bile yaşamamıza fırsat vermediler.
Yuvasını kaybetmiş, sevdiklerini kaybetmiş insanlar üzerinden siyaset yaparak deprem bölgenin boşaltılması, demografik yapısının değişmesine yönelik çabaları hemen devreye sokmaya kalktılar.
Bununda üstesinden geleceğiz.
Arzu halimizi ne kadar yazarsak yazalım hiçbir deftere kitaba sığacak gibi değil.
Nesini söyleyeyim adlı türkümüz der ki bu gidişle ölümüz kefensiz kalacak diye boşuna mı ağıt yakmıştı.
Sanki depremde yaşanacakları önceden biliyormuş gibi.
Hisleri çok güçlü bir toplum olduğumuz için duygu yoğunluğu ile sözümüze vurur bizim dertlerimiz.
Yaşama, toprağa, birlik ve beraberliğe tutunmanın yakarışı başka nasıl dile gelir ki!
Kötülerin türküsü yoktur çünkü.
Gücün, tehdidin, paranın, silahın, doyumsuzluğun; kinden, nefretten, şiddetten, hiddetten, yalandan, hileden, çalmaktan, hırsızlıktan, talandan, savaş ve kandan beslenmekten başka ne özelliği var. Eğer bunlar bir meziyet ve özellik ise.
Kanımızın son damlasına kadar akıtarak kazandığımız yurdumuzu 'Yutta Barış, Dünyada Barış' üzerine bina ederek kurduk biz Türkiye Cumhuriyeti'ni.
Vatanımızı ve bu ilkemizi korumak için yine kanımızın son damlasını akıtana kadar gerekir ise savaşırız.
Bu bedeli bizim gibi ödeyebilecek bir toplum varsa çıkar karşımıza bizimle mertçe savaşır eğer kazanabilirse o zaman alabilirler bu toprakları bizden.
Herkes haddini bilecek.
] Önder KARAÇAY [
3 notes
·
View notes
Text
Türkiye’nin Milli Muharip Uçağı KAAN Göklerde!
Mavi Vatan Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Derneği Elazığ Başkanı Gazeteci Yazar Erol Kara, Savunma Sanayi Başkanlığı, ASELSAN ve TÜSAŞ ortaklığında Türk mühendisleri tarafından yapılan Milli Muharip Uçağımız KAAN'ın ilk uçuşunu gerçekleştirerek üssüne dönmesinin sevincini ülke olarak yaşadığımızı dile getirdi. Ülkemize tarihi günler yaşatan Savunma Sanayi Başkanı Haluk Görgün, TÜSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, TÜSAŞ yönetim kurulu üyeleri, Milli Savunma Bakanı Yardımcısı Elazığlı hemşehrimiz Şuay Alpay, Prof. Dr. Rafet Bozdoğan, Ömer Cihad Vardan, Namık Kemal Altıparmak, Mehmet Fatih Güçlü, Gökhan Uçak ve Prof. Dr. İbrahim Uslan'a bu gururu yaşattıkları için minnet duygularını belirten Erol Kara, Savunma Sanayi Başkanlığının en büyük projelerinden biri olan yerli ve milli uçağımız KAAN'ın Radar dalgalı, sönümleme özellikli, elektronik harp sistemli, Hava muharebe menzilli, 360 Derece gözetleme sistemli, süpersonik hızla hareket eden 5. Nesil savaş uçağı olduğunu söyledi. Kara, "Terörle mücadelede ve PKK ve diğer terör örgütlerine karşı ülkenin hacmini daha kuvvetli hale getirecek ilk yerli ve Milli uçağımız KAAN'ın uçuşu ile gurur duyduk. Tarihi günlerden birini yaşadık." dedi. KAAN'ın ilk uçuşu, Türkiye'nin savunma sanayiinde geldiği noktayı gösteren önemli bir kilometre taşıdır. Bu başarı, Türk mühendislerinin ve teknisyenlerinin yeteneğini ve azmini bir kez daha kanıtlamıştır. KAAN'ın seri üretime geçmesi ile birlikte Türk Hava Kuvvetleri'nin gücü ve caydırıcılığı önemli ölçüde artacaktır. KAAN'ın ilk uçuşu vesilesiyle emeği geçen herkesi tebrik ediyor, bu önemli projenin ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz. Read the full article
0 notes
Video
youtube
Test 2 Yazının Evrimi Tipografi Aykut ilter Tipografi Aykut ilter 0532 322 2351 2. YAZININ EVRİMİ YazdırTüm Cevapları GizleMateryal Listesine Dön ________________________________________ Soru 1: Yazı tarım toplumu yapısı içinde ihtiyaç duyulan bilgilerin kaydedilmesi amacıyla ortaya çıkmıştır. Başlangıçta ilk yazılar resimsel bir özellik sunmaktaydı. Yazıların bu türüne ne denir? (Çoktan Seçmeli) Fonogram Hologram Monogram ✔ Piktogram Telegram Cevap : Piktogram ________________________________________ Soru 2: Sümer uygarlığında geliştirilen çivi (ya da, kama) yazısını ıslak çamur tabletlere çizmek, aktarmak veya baskılamak amacıyla kullanılan yazma aleti hangisidir? (Çoktan Seçmeli) Calamus ✔ Stilus Papirüs Vellum Parşömen Cevap : Stilus ________________________________________ Soru 3: Mısır uygarlığında saray, anıt mezar, tapınak vb. anıtsal yapılarda ve değerli eşyalarda kazıma veya oyma tekniğiyle uygulanmak üzere geliştirilen ve M.Ö. 4. Binyıl ortasından itibaren yaygın kullanılan yazı türü hangisidir? (Çoktan Seçmeli) Hiyeratik Demotik Runic Petroglif ✔ Hiyeroglif Cevap : Hiyeroglif ________________________________________ Soru 4: M.Ö. 1274’de Mısır ve Hitit orduları arasında yapılan, sonunda Mısır Firavunu II. Ramesses ile Hitit Kralı III. Hattuşili’nin barış antlaşması imzaladığı savaş hangisidir? (Çoktan Seçmeli) Maraton Savaşı Truva Savaşı ✔ Kadeş Savaşı Kartaca Savaşı Makedon Savaşı Cevap : Kadeş Savaşı ________________________________________ Soru 5: M.Ö. 2. Binyıl ortasından sonuna kadar süren Hitit uygarlığı çağında başkent olan Hattuşa’nın bugünkü adı nedir? (Çoktan Seçmeli) ✔ Boğazköy Yalıköy Kadıköy Karaköy Köyceğiz Cevap : Boğazköy ________________________________________ Soru 6: Yunanca bir terim olarak eski yazı çeşitlerini inceleyen, Türkçe “eski yazıt bilimi” anlamına gelen bir bilim dalı hangisidir? (Çoktan Seçmeli) İdeografi Logografi Kardiyografi Radyografi ✔ Paleografi Cevap : Paleografi ________________________________________ Soru 7: M.S. 552-744 yılları arasında kurdukları siyasi birliklere ilk kez Türk adını vermeleri ve Türkçenin bilinen en eski yazılı kaynaklarını diktirdikleri yazıtlarda oluşturmaları bakımından, Türk kültür ve edebiyat tarihi açısından çok önemli bir yere sahip olan Türk kağanlığı hangisidir? (Çoktan Seçmeli) Hun ✔ Göktürk Avar Selçuklu Osmanlı Cevap : Göktürk ________________________________________ Soru 8: Yazının evriminde piktografik yazının bulunuşundan sonraki en önemli aşama sesçil (fonetik) abecelerin geliştirilmesidir. Kendilerine Kenanlılar diyen (günümüzde Lübnan’da bulunan) eski Biblos halkının geliştirdiği Fenike abecesi kaç ünsüz işaretten oluşmaktadır? (Çoktan Seçmeli) 12 ✔ 22 24 28 32 Cevap : 22 ________________________________________ Soru 9: Klasik Roma Çağı boyunca, komutanların zaferlerini kutlamaya yönelik yapılacak olan anıtsal eserlerin alınlık ve yüzeylerinde kullanılmak üzere hangi yazı biçimi geliştirilmiştir? (Çoktan Seçmeli) Anziyal Etrüks Kalkidyan Kurzif ✔ Roma Kapital Cevap : Roma Kapital ________________________________________ Soru 10: Abbasiler devrinde vezir ve hattat olan İbn Mukle tarafından geliştirilen ve İslam hat sanatında yazı tür ve çeşitlerinin temellerini oluşturan altı kalem/kamış yazısına ne denir? (Çoktan Seçmeli) Aramic Enbârî ✔ Aklâm-ı sitte El-müsned El-cezm Cevap : Aklâm-ı sitte
0 notes
Text
Beylikdüzü’nde 30 Ağustos coşkusu Zeynep Bastık’la yaşandı
https://pazaryerigundem.com/haber/187004/beylikduzunde-30-agustos-coskusu-zeynep-bastikla-yasandi/
Beylikdüzü’nde 30 Ağustos coşkusu Zeynep Bastık’la yaşandı
Beylikdüzü Belediyesi, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı coşku içinde kutladı. Beylik Pazar Alanı’nda başlayan ve Cumhuriyet Etkinlik Alanı’nda son bulan kortej, genç yaşlı binlerce vatandaşın katılımıyla gerçekleşti.
İSTANBUL (İGFA) – Beylikdüzü Belediyesi, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı her yıl olduğu gibi bu yıl da büyük bir coşkuyla kutladı. Sabah saatlerinde Çanakkale Zafer Meydanı ve Rölyef Alanı’nda çelenk sunma töreniyle başlayan kutlamalar; Beylik Pazar Alanı’ndan hareket eden ve Cumhuriyet Etkinlik Alanı’nda son bulan kortej yürüyüşü ile devam etti. Genç yaşlı binlerce vatandaşın katılımıyla gerçekleşen korteje; Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ve eşi Zehra Çalık’ın yanı sıra ilçe protokolü, siyasi parti temsilcileri, STK’lar ve binlerce vatandaş katıldı. Renkli görüntülere sahne olan yürüyüşte, vatandaşlar hep bir ağızdan marşlar söyledi.
“102 YIL SONRA BUGÜN, YİNE AYNI KARARLILIK VE İNANÇLA MÜCADELEYE DEVAM EDİYORUZ”
Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarında yaptığı konuşmayla büyük bir coşku ve gurur yaşattı. Zaferin önemine dikkat çeken Başkan Çalık, Türk milletinin azmi ve kararlılığına vurgu yaptı. Çalık, “Yeni Türk devletinin, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri burada atıldı. Ebedi hayatı burada taçlandırıldı. Bu sahada akan Türk kanları, bu semada uçuşan şehit ruhları, devlet ve cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır. İşte tam 102 yıl sonra bugün, yine aynı kararlılık ve inançla mücadeleye devam ediyoruz” dedi.
“ZAFERİ ANMAKTAN DAHA ÖNEMLİ BİR ŞEY VARSA, O DA ZAFERİ YAŞATMAKTIR”
Başkan Çalık, konuşmasında Türk milletinin vazgeçmeyen, yılmayan ve yorulmayan bir neslin evlatları olduğunu da belirterek, “Tarihi biz yazdık, geleceğe de Gazi’nin yolundan bir milim sapmadan biz yön vereceğiz. Zaferi anmaktan daha önemli bir şey varsa, o da zaferi yaşatmaktır. Çünkü bir zaferin gerçek değeri, onu nasıl daha ileriye taşıdığımızla ölçülür. O günün yılmaz ruhu, bize bugün dünyayla rekabet edeceğimiz güçlü bir gelecek kurma sorumluluğunu yüklüyor. İşte bizler bu vizyonun öncüsü olacağız” ifadelerini kullandı.
“ARTIK SÖZ SIRASI GENÇLERİN”
Beylikdüzü’nde dayanışma ruhuyla yeni zaferlere koşacaklarını dile getiren Çalık, gençlere seslenerek, “Sevgili gençler, zaferler sadece savaş meydanlarında kazanılmaz sizler; daha adil, daha eşitlikçi, daha sürdürülebilir bir Türkiye’nin öncülerisiniz. Bilgiye ulaşmak, dünyayı şekillendirmek sizin ellerinizde. Artık söz sırası sizde; geleceği inşa ederek 102 yıl önce kazanılmış o büyük zaferi taçlandıracak olan da sizlersiniz” dedi. Konuşmasını “Öyle bir gençlik geliyor ki dostlar. Mustafalar, Kemaller Atatürk’ün iktidarını sonsuza kadar yaşatacaklar. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun. Bağımsızlık bizim karakterimizdir. Ne Mutlu Türküm Diyene” sözleriyle sonlandıran Çalık, izleyicilerden büyük alkış aldı.
ZEYNEP BASTIK PERFORMANSIYLA BÜYÜLEDİ
Konuşmaların ardından Cumhuriyet Etkinlik Alanı’nda özel olarak hazırlanan sahnede sevenleriyle buluşan Türk popunun sevilen ismi Zeynep Bastık, performansıyla Beylikdüzü halkını adeta büyüledi. Bastık, muhteşem performansıyla alanı dolduran binlerce kişiye unutulmaz bir gece yaşattı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes