#salatalık zararı
Explore tagged Tumblr posts
fiyatinedir · 2 years ago
Text
Şok Enerji İçeceği Fiyatları
Tumblr media
Şok Enerji İçeceği Fiyatları arayışı içindeyseniz doğru yerdesiniz. Sizler için güncel Şok Enerji İçeceği fiyat bilgisine ulaştık ve mağazalardan aldığımız fiyat doğrultusunda bu yazımızı paylaştık. Ülkemizde çok kullanılan ürünler arasında yer alan Enerji İçeceği de güncel zamlardan etkilendi. Peki Güncel ve Zamlı Şok Enerji İçeceği Fiyatı 2023 yılında ne kadar olacak ? Bu yazımızda güncel Şok Enerji İçeceği fiyat bilgisi yer almaktadır. Şok Enerji İçeceği fiyatı 2023 yılı içerisinde güncel ve doğru olarak Şok mağazalarından öğrenilmiştir.
Tumblr media
Şok Redbull Fiyatları
Şok Enerji İçeceği Fiyatları
Şok Enerji İçeceğiFiyatlarıRed Bull Enerji İçeceği 250 Ml Fiyatı19,75 TLRed Bull Enerji İçeceği 473 Ml Fiyatı34,45 TLHotline Multi Vitamin 250 Ml Fiyatı7,50 TLHotline Enerji İçeceği 1 Lt Fiyatı19,95 TLHotline Enerji Içeceği 250 Ml Fiyatı13,95 TLRed Bull Enerji İçeceği 4X250 Ml Fiyatı75,95 TL
Tumblr media
Şok Black Bruin Fiyatları
Şok Enerji İçeceği Fiyat 2023 ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular:
Şok Enerji İçeceği Markası Nedir? Şok’da satılan enerji içeceği markası Black Bruin, Red Bulldur. Şok Enerji İçeceği Fiyat 2023 Ne Kadar? Red Bull Enerji İçeceği 473 Ml = 34,45 TL
Tumblr media
Şok Monster İçeceği Fiyatları
Şok Enerji İçeceği Zararları Nedir?
Öncelikle enerji içeceklerinin hepsinde çok fazla kafein ve şeker bulunur. Enerji içeceği nadir olarak içildiğinde normal olsa da. Devamlı kullanım vücudumuz için oldukça zararlıdır. Fazla kafein ve şekerin vücudumuza etkileri: - Depresyon ve anksiyete - Stres hormonu salınımı - Bağımlılık - Kalp çarpıntısı - Huzursuzluk - Baş ağrısı ve migren - Alerjik reaksiyonlar - Uykusuzluk Yan etkiler geçici olsa da uzun vadede zararı dokunuyor enerji içeceklerinin. En iyi sık sık enerji içeceği tüketmemek. Enerji içeceklerinin zararları bunlarla da bitmiyor. Danimarka’daki araştırmada yine şekerli içeceklerin obezite, tip 2 diyabet ve diş çürümesine neden olduğu görüldü. https://www.youtube.com/watch?v=YgNlz-wcSng&ab_channel=delisibellikahvenin
Şok Hakkında
Türkiye’nin 81 ilinde 7661’i aşan mağazamız, 24 dağıtım merkezimiz ve 25.000’e ulaşan çalışanımızla, müşterilerimizin temel ihtiyaç maddelerinin tamamına yakınını “tek yerden” ve evlerine en yakın noktadan karşılamalarını sağlıyoruz. Şok Reçel fiyatı - Şok Zeytin fiyatı - Şok Yumurta Fiyatı - Şok Kahve fiyatı - Şok Bal fiyatı - Şok Tablet fiyatı - Şok Salatalık fiyatı - . Şok Tava fiyatı  - Şok Market Hasta Bezi fiyatı - Şok Enerji İçeceği fiyatı Mağaza ağımızı, müşterilerimize daha etkili ulaşabilmek amacıyla sürekli ve hızlı bir biçimde genişletiyoruz. Read the full article
0 notes
yararlarizararlari · 8 years ago
Text
New Post has been published on Ne İyi Gelir?
New Post has been published on http://yararlarizararlari.com/salatalik-faydalari-zararlari-kalorisi/
Salatalığın Faydaları, Kalorisi, Zararları
Salatalık; yararları, lezzeti, düşük kalorisi ile vazgeçilmez olan meyvelerin başında gelmektedir. Gastriti olanlar çok tüketirse zararları görülebiliyor. Salatalardan turşulara kadar her çeşidi ile eşsiz olan salatalık, cilt bakımında ve kozmetik malzemelerinde de sıkça kullanılmaktadır. Salatalık içerisinde bulunan vitamin ve mineral değerleri, vücut ve cilt sağlığı için bulunan yararları ile günlük beslenme içerisinde bulunmasını gereken besinlerden biridir.
25 Maddede Salatalığın Yararları
1- İçerisinde yüksek oranda B vitamini içermektedir. B vitamini içeriği zihinsel ve duygusal sağlığın korunmasını sağlamaktadır.
2- Salatalık, yüzde 95-96 oranında su içermektedir. Su oranı, vücuttaki toksinlerin ve ödemin atılmasını sağlayarak detoks etkisi yaratmaktadır.
3- İçerisinde bulunan mineraller, kansere karşı koruyucu görev sağlamaktadır. Özellikle prostat kanseri, kolon kanseri, rahim kanseri, yumurtalık kanseri ve meme kanserine sebep olan hücreleri ortadan kaldırmakta ve oluşumunu engellemektedir.
4- Ağızda oluşan kötü kokuları yok eder. Ağız kokusuna neden olan sarımsak ve soğanlı gıdalar tükettikten sonra bir iki dilim salatalığı uzun süre çiğneyin veya ağzınızda bekletin. Böylelikle ağız kokusunun ortadan kalktığını fark edeceksiniz.
5- Vücudun ve cildin nem dengesini sağlamaktadır. Kuru cilde sahip olan kişiler, her gün düzenli olarak salatalık tükettiğinde, cildin nem dengesini sağlamış olacaktır.
6- B vitamini içermesi ile göz, ağız, deri, karaciğer ve saç sağlığı için büyük önem taşımaktadır.
7- Kemik ve kıkırdaklarda bulunan hücrelerin korunmasını sağlamaktadır.
8- Cilt renginde doğal bir parlaklık oluşturmaktadır.
9- Göz çevresinde oluşan şişkinlik ve halkaların geçmesini sağlamakta ve doğal renk vermektedir.
10- Yüksek-hipertansiyona karşı faydalı olmaktadır.
11- İdrar söktürücü etkisi ile vücutta biriken fazla suyu dışarı atmaktadır.
12- C vitamini açısından oldukça zengindir. Magnezyum ve potasyum içeriği de yüksektir.
13- Büyük çoğunluğunun su olması ile kabızlık sorununu çözmektedir.
14- Kan basıncını düzene sokmaktadır.
15- Lif oranı oldukça yüksektir. Bu da sindirimde oluşan kötü bakterilerin yok edilmesini sağlamaktadır.
16- Vücut ısısının dengede kalmasına yardımcı olmaktadır.
17- Sindirim sistemini düzenleyerek hazımsızlık ve kabızlık problemlerini ortadan kaldırmaktadır.
18- Doğal karbonhidrat kaynağı olması ile günlük karbonhidrat gereksiniminin karşılanmasına yardımcı olmaktadır.
19- Bahçenizde bulunan yeşillik ve besinler küçük böcekler tarafından mahvediliyorsa, küçük bir kase içerisine koyduğunuz salatalık dilimleri, bu durumu ortadan kaldıracaktır.
20- Aynaların temiz ve parlak görünmesi için salatalık ile ovmak mümkündür. İyi bir temizleme işlemi sağlamaktadır.
21- Selülit oluşumlarını durdurmak için salatalığı tüketmenin yanında ortadan ikiye keserek selülit olan bölgeye yer çekimine ters orantı ile masaj yapabilirsiniz.
22- Parlaklığını yitirmiş olan ayakkabıların yeni ve canlı görünmesi için salatalık ile yavaşça ovabilir ve cilalayabilirsiniz.
23- Musluk ve lavabolarda biriken kalıcı kir ve renk değişimlerini yok etmek için salatalık ile temizleyebilirsiniz. Temizlerken parlak görünmesini de sağlayacaktır.
24- Böbrekler, safra kesesi ve karaciğer için oldukça iyi bir tonik işlevi sağlamaktadır.
25- Salatalık, deri altında bulunan fazla yağ tabakasının ortadan kalkması üzerinde de etkilidir.
25 Maddede Elmanın Faydaları Makalemiz
Salatalık Kalorisi ve Besin Değerleri
Salatalık, gönül rahatlığı ile tüketilen, besin değerleri yüksek ve kalori değeri oldukça düşük bir sebzedir. Sağlığa olan faydaları ile eşsiz bir lezzet olan salatalık, diyet programlarının da vazgeçilmezi olmaktadır. Salatalık, vitamin değerleri ile vücudun günlük besin ihtiyacını desteklerken, büyük oranının su olması ile sindirim sisteminin ihtiyacı olan su miktarını da karşılamaktadır.
Salatalığın içerisinde bulunan tüm vitamin ve mineral değerlerinden faydalanmak için kabukları ile birlikte tüketilmesi gerekmektedir. Salatalığın iç kısmı, yüksek oranda sudan oluşurken, kabukları ve kabuklarının alt kısmı, yüksek oranda vitamin içermektedir.
Ayrıca, kabuklarda bulunan lifler, sindirim sisteminde oluşan kötü bakterilerin yok edilmesini ve sindirimin düzenlenmesini sağlamaktadır. Birçok insan, kabukların hijyenik olmadığını düşünerek tüketmez. Ancak bu doğru bir davranış olmamakla birlikte, vitamin değerlerinin de çöpe atılması anlamına gelmektedir. Salatalığın iyice yıkanması veya sirkeli suda bekletilmesi, dışarıdan gelen mikropları öldürecektir.
100 Gram Kabuklu Salatalık İçerisinde Bulunan Besin Değerleri;
1 0rta boy salatalık yaklaşık 12 kalori içermektedir.
2 gram doğal şeker oranına sahiptir.
1 gram protein miktarı bulunur.
105 IU A vitamini içerir. (günlük ihtiyacın %2’sini karşılar)
8 mg C vitamini içerir. (günlük ihtiyacın %5’ini karşılar)
B6 vitamini barındırır. (günlük ihtiyacın %2’sini karşılar)
4 mcg K vitamini oranı bulunur. (günlük ihtiyacın %21’ini karşılar)
7 mcg folat vardır. (günlük ihtiyacın %2’sini karşılar)
16 mg kalsiyum oranına sahiptir. (günlük ihtiyacın %2’sini karşılar)
13 mg magnezyum içerir. (günlük ihtiyacın %3’ünü karşılar)
3 mg demir bulunur. (günlük ihtiyacın %2’sini karşılar)
24 mg fosfor oranı vardır. (günlük ihtiyacın %2’sini karşılar)
147 mg potasyum içerir. (günlük ihtiyacın %4’ünü karşılar)
2 mg çinkoya sahiptir. (günlük ihtiyacın %1’ini karşılar)
1 mg manganez içerir. (günlük ihtiyacın %4’ünü karşılar)
6 mg kolin içerir.
5 mg omega-3 yağ asitlerine sahiptir.
28 mg omega-6 yağ asitlerini içerir.
Salatalık Suyunun Faydaları Nelerdir?
Salatalık suyu, içerisinde bol miktarda demir olması ile kemik, kan ve sinir sistemi üzerinde olumlu etkilere sahiptir. Kırmızı kan hücrelerinin sağlıklı biçimde görevlerini yapmalarını sağlayan salatalık suyu, vücuttaki oksijen alımını ve kan dolaşımını kolaylaştırmaktadır. Bu da kalp sağlığı için büyük önem taşıdığını göstermektedir.
Salatalık suyu, saç ve cilt bakımı için önem taşıyarak, nem dengesini korur ve temizlenmesine yardım eder.
Kemik sağlığını koruyan salatalık suyu, kemiklerin güçlenmesine katkıda bulunur ve ayrıca tırnaklar üzerinde de aynı etkiyi yaratarak kolay kırılmasını önler.
Demir eksikliğine bağlı olarak meydana gelen hastalıkların oluşumunu engelleyerek, riskli durumları ortadan kaldırır.
Kansızlık sorunları için iyi bir besin kayağıdır.
Salatalık suyu, kansere neden olan hücrelerin vücuttaki oluşumunu azaltmaktadır.
Sindirim sistemini düzenleyen salatalık suyu, kabızlık ve hazımsızlık gibi sorunları ortadan kaldırmak için gerekli olan lifleri sunar.
Fazla Tüketildiğinde Zararlı Mıdır?
Salatalık (cucumber), içerisinde bulunan besin değerleri ve su oranı ile sağlık açısından bir tehlike arz etmemektedir. Ayrıca kalori miktarının oldukça düşük olması da diyetleri tehlikeye atmamaktadır. Ancak, salatalık tıbbi amaçlar ile tüketildiği zaman belirli sorunlara yol açma ihtimali göz ardı edilmemelidir. Özellikle de ilaç tedavisi gören bazı bireylerde yan etkileri bulunabilmektedir.
Alerjik durumlara karşı hassas olan bireyler üzerinde çeşitli alerjilere sebep olabilmektedir.
Gastriti bulunan kişiler, fazla tükettiğinde hastalık tetiklenebilir ve ağrılar oluşabilmektedir.
Abartılı olarak fazla tüketildiğinde saç dökülmesine neden olabilmektedir.
Salatalığın Sağlık Üzerindeki Diğer Etkileri Nelerdir?
Salatalığın İnsan Sağlığına Faydaları
Salatalık, vitamin ve mineral değerlerine sahip olmasının yanında insan sağlığı üzerinde daha birçok etkisi de bulunmaktadır. Hıyar kelimesi genelde kötü anlamda kullanılsa da insan sağlığına faydası oldukça fazladır.
Salatalık Kilo Kontrolünü Sağlar Mı?
Salatalığın kalori miktarının az olması (Sadece 12 kalori) ve büyük bir oranının sudan oluşması, kilo kontrolü açısından oldukça avantajlıdır. Ayrıca metabolizmayı hızlandırarak sindirim sistemini düzenlemesi, kilo vermeye de yardımcı olmaktadır. Düşük kalorili meyveler arasında yer alan salatalık, diyet yapan bireylerin gönül rahatlığı ile tükettiği ve günlük beslenmesi içerisine eklediği bir besindir.
Salatalık Bağışıklık Sistemi Üzerinde Etkili midir?
Bağışıklık sistemi, vücut için önemli olan vitamin değerlerinin alınması ile güçlenmektedir. Bağışıklığı koruyan vitaminli besinler tüketildiğinde vücut, mikroplara ve virüslere karşı kalkan oluşturarak hasta olmayı engellemekte ve hastalığı kısa sürede atlatmaktadır. Salatalık, bol miktarda C vitamine ve diğer vitamin oranlarına sahiptir. Bu da bağışıklığı güçlendirerek vücudu hastalıklardan korumasını sağlamaktadır.
Toksinlerin Atılması İçin Yararlı Mıdır?
Toksinler, aşırı yemek tüketimi, seyahat ve adet dönemi gibi nedenlerden dolayı vücutta birikerek şişkinlik oluşturmaktadır. Toksinlerin birikmesi ile vücutta ödem oluşur ve ayakların şişmesi, karnın normalden sert olması, vücutta uyuşukluk hissi gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu da kişinin gün içerisinde kendini rahatsız hissetmesine neden olmaktadır. Böyle durumlarda doğru besinleri ve doğru porsiyonları tüketerek vücudun ve sindirimin rahatlaması sağlanmalıdır. Su oranına ve lif içeriğine sahip olan besinler, vücudun toksinlerden arınmasını sağlamaktadır. Salatalık da bu besinlerin başında gelerek en iyi toksin ve ödem atan bir meyvedir.
Salatalık Nefesin Tazelenmesine İyi Gelir Mi?
Salatalık, içerisinde bulunan minerallerin yanı sıra kokusu ile de oldukça sevilen bir besindir. Nefesin açılmasını sağlayarak, ağız kokularını da ortadan kaldırmaktadır. Özellikle de soğan ve sarımsak içeren soslar, baharatlı gıdalar tüketildiğinde ağızda hissedilen kötü koku ve tat, salatalık sayesinde geçmektedir.
Salatalığın Cilt Güzelliği Üzerindeki Etkileri Nelerdir?
Cilt sağlığı için en önemli unsur, nem dengesini koruyan besinlerin tüketilmesidir. Salatalık içerisinde bulunan B vitamini ve su oranı da cildin nem dengesini ve güzelliğini korumaktadır. Göz altı şişkinlik ve morlukları, cildin hastalıklı gibi görünmesine neden olmaktadır. Göz altı şişkinliğine iyi gelen meyve salatalık, cildin taze ve canlı görünmesine olanak sağlamaktadır.
Saç ve Tırnaklar İçin Faydalı Mıdır?
Saç ve tırnaklar, kalsiyum, manganez, demir ve B6 vitaminine ihtiyaç duyarak güçlenmektedir. Salatalık, bu dört besin değerine de sahip olarak sağlıklı ve parlak saçlara, güçlü tırnaklara sahip olmayı sağlamaktadır. Saç sağlığı için iyi gelen besinlerin başında gelen salatalık, saçların doğal görünümü için gerekli olan besin değerlerini karşılamaktadır.
Vücudun Nem Dengesini Korur mu?
Vücut, günlük olarak ihtiyaç duyduğu suyun belirli bir bölümünü besinlerden karşılamaktadır. Besinlerin içerisinde bulunan su oranı ve mineral değerleri, vücut için doğal bir nem dengesi sağlamaktadır. Salatalık, besin değerleri ve su oranı yüksek olan bir meyve olarak cildin kurumasını ve çatlamasını önlemektedir.
Salatalık Mide Yanmasına İyi Gelir Mi?
Mide yanması genel olarak acı, baharatlı, tuzlu ve çok şekerli gıdaların tüketiminden kaynaklanmaktadır. Salatalık, mide asidini koruyarak oluşan yanmaları önlemekte ve tüketilen besinlerin sindirilmesine sebep olmaktadır. Mide yanmasına iyi gelen yiyecekler arasında ilk sırada gelen salatalık, oluşan yanmalarda bir adet kabuklu tuzsuz olarak tüketilirse oldukça şifalı olmaktadır.
Salatalık Alkolün Etkisini Azaltacak Etkiye Sahip Midir?
Akşamdan alınan alkol gün boyu rahatsız edici bir mide yanması, halsizlik ve kötü kokuya sebep olmaktadır. Salatalığın mideyi rahatlatarak nefesi tazelemesi, alkolün etkisini azaltarak rahatlık sağlamaktadır. Alkolün etkisini azaltan besinler, genel olarak ferahlatıcı ve su içeriği yüksek olan gıdalardır. Salatalık da bu gıdaların başında gelerek, akşamdan alınan alkolün kötü etkilerini azaltmaktadır.
Cucumber Benefits
Exploring California Cucumbers
0 notes
mynbm · 4 years ago
Text
Kahvaltıda Neler Yemeliyiz ve Nelerden Uzak Durmalıyız?
Tumblr media
Sabah kahvaltıda bir çoğumuz uyanmak için kahve içiyor ya da sağlıklı beslenmek için portakal suyu içiyor. Ancak sabah açken tüketildiğinde bazı besinlerin zararı faydasından fazla olabilir.
Kahvaltıda yenmemesi gereken 10 besin
Hamur işleri
Börek, poğaça, simit, ekmek gibi maya içeren besinler mide zarını rahatsız eder ve gaz yapabilir. Yoğurt ve diğer fermente süt ürünleri Mideniz boşken yoğurt yerseniz midede oluşan hidroklorik asit yararlı laktik asit bakterilerini öldürür. Bu yüzden böyle ürünleri kahvaltıda tüketmenin çok az bir yararı olur. Armut Armutlarda bulunan saf lifler boş bir midenin hassas mukoza zarına hasar verebilir. Şekerler Şeker tüketmek ensülin seviyemizi artırır ve sonuç olarak "yeni uyanmış" olan pankreasımızı zorlar. Sabah aç karnına şeker tüketmek diyabet hastalığına neden olabilir. Özellikle çocuklarınıza sadece kahvaltıdan sonra şeker yemesine izin verin. Domates Domatesler yüksek seviyede tanen asidi içerir ve tüketildiğinde mide asidinin artmasına neden olur. Midedeki bu asit artışı mide ülserine yol açabilir. Salatalık ve diğer yeşil sebzeler Çiğ sebzeler zengin amino asit kaynağıdır. Ancak açken tüketildiğinde mide yanması, gaz ve mide ağrısına neden olabilirler. Muz Mideniz boşken muz yediğinizde kanınızdaki magnezyum miktarında ciddi bir artış olur. Bu artış kalbinize zarar verebilir. Baharatlar Baharatlı yemekler mide mukozaya zarar ve rahatsızlık verebilir, ayrıca midenizde asit üretimini de artırır. Sonuç olarak sindirim sisteminde birçok sorun ortaya çıkabilir. Soğuk gazlı içecekler Sabah gazlı içecekler içmek mukoza zarınıza zarar verebilir ve midedeki kan miktarını azaltır. Bu da, yediğiniz yemeklerin daha yavaş sindirileceği anlamına gelir. Turunçgiller Turunçgiller meyve asidi bakımından zengin meyvelerdir. Aç karnına tüketildiği zaman mide yanmasına neden olabilir. Ayrıca mide iltihabı riskini ve hatta mide ülseri oluşma riskini de artırır.
Kahvaltıda yiyebileceğiniz besinler
Yulaf ezmesi Yulaf, mide zarınızın etrafında koruyucu bir kaplama yaratır ve hidroklorik asidin mide duvarlarına zarar vermesini önler. Yulaf aynı zamanda kolesterol düşürmeye yardımcı olan çözünebilen lifler içerir. Kara buğday Kara buğday sindirim sisteminizi nazikçe uyarır. Mükemmel bir protein, demir ve vitamin kaynağıdır. Mısır unu yulafı Vücudunuzdan toksinleri ve ağır metalleri atar, bağırsak floranızı düzenler ve uzun bir süre tok tutar. Buğday tohumu 2 yemek kaşığı buğday tohumu günlük E Vitamini ihtiyacınızın %15'ini ve günlük folik asit ihtiyacınızın %10'unu karşılar. Aynı zamanda sindirim sisteminizin sorunsuzca çalışmasına yardımcı olur. Bal Sabah tüketildiğinde, bal vücudunuzu uyandırır ve sisteminizi güçlendirip enerji verir. Bal aynı zamanda beyin faaliyetlerinizi artırır ve iyi hissetmenizi sağlayan serotonin hormonu seviyesini yükseltir. Mayasız tam tahıllı ekmek Ekmekte bulunan karbonhidratlar ve diğer yararlı besinler vücudunuz için gereklidir. Bu ürünü yemenin en iyi zamanı kahvaltıdır. Karpuz Aç karnına karpuz yemek bol miktarda sıvı ihtiyacınızı karşılar. Buna ek olarak, göz ve kalp sağlığınız için yararlıdır. Yumurta Araştırmacılar kahvaltıda yumurta tüketmenin günlük kalori alımını yarıya düşürdüğünü kanıtlamışlardır Kabuklu yemişler Kahvaltıda tüketilen badem, ceviz ya da fıstık gibi kabuklu yemişler sindirim sağlığınızı iyileştirir ve midenizin pH dengesini korur. Yaban mersini Son dönemlerde yapılan araştırmalara göre kahvaltıda düzenli olarak yaban mersini tüketmek hafızanızı ve metabolizmanızı güçlendirir. Read the full article
0 notes
baknedio · 5 years ago
Text
10 maddede Ramazanda yapılmaması gerekenler
06 Mayıs 2020, Çarşamba 11:55
İstanbul
Tumblr media
İSTANBUL, (DHA)- Ramazan ayının henüz başlarında olduğumuz şu günlerde uzun açlık süresi nedeniyle iftar, sahur ve bu iki öğün arasında geçirilen süredeki yeme içme düzeni oldukça önem taşıyor. Yavaşlayan metabolizmadan etkilenmemek, enerji dengesini ve konsantrasyon dengesini sağlamak için yapılması gerekenler gibi yapılmaması gerekenler de var. Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri’nden Uzman Klinik Psikolog ve Uzman Diyetisyen Merve Öz, Ramazan ayında yapılmaması gereken 10 maddeye dikkat çekti.
1- SAHURA KALKMADAN ORUÇ TUTMAYIN
Ramazan Ayında sahura kalkılmadığında vücut çok uzun süre aç kalıyor. Bu durum kas yıkımına neden olduğu gibi metabolizmanın yavaşlamasına da neden oluyor. Kilo alınmasındaki en önemli etkenlerden birinin yavaşlayan metabolizma olduğunu söyleyen Dyt. Merve Öz, “Metabolizmanın hızlanması için olabildiğince fazla öğün yapmak gerekiyor. Ramazanda iftar, ara öğün ve sahur olmak üzere en az 3 öğün şeklinde beslenmelisiniz” dedi.
2- FAZLA KARBONHİDRATLI VE FAZLA YAĞLI BESLENMEYİN
İftarda ve sahurda kalorili kahvaltılıklar tüketmemek gerektiğini belirten Dyt. Öz, konuyla ilgili şunları söyledi: “Kahvaltılık olarak; reçel, çikolata, bal, pekmez, yağlı peynirler yerine beyaz peynir, domates, salatalık, yeşillik, miktarını abartmadan zeytin tüketilmelidir. Yumurta, hem çok kaliteli bir protein kaynağı olması hem de tok tutucu özelliğinden dolayı tercih edilmelidir. Sahurda ve iftarda kızartma ve hamur işi tüketilmemelidir. Özellikle sahurda tüketilen kızartma ve hamur işi; yatmadan önce yenilip yatıldığı için sindirim güçlüğüne ve mide rahatsızlığına neden olabilmektedir. Ayrıca, metabolizmanın gece yavaşladığı düşünüldüğünde gece yenilen ekstra kalorili yiyecekler kilo almaya neden olacaktır.”
3- PİLAV VE MAKARNA TÜKETMEYİN
En kaliteli karbonhidrat ekmek olduğundan pilav, makarna ve bulgur pilavı yerine ilk tam buğday ekmeğinin tercih edilmesi gerekiyor. Tam buğday ekmeği gibi kaliteli ekmeklerin hem doygunluğu artıracak hem de kan şekerinde ani artışlara neden olmayacağını belirten Dyt. Merve Öz “İlla pilav, makarna ve bulgur pilavından birini yiyecekseniz tercihinizi bulgur pilavı yönünde kullanmalısınız. 3 yemek kaşığı pilav, makarna ve bulgur pilavını, 1 dilim ekmek yerine sayabilirsiniz” dedi.
4- BEYAZ EKMEK YA DA PİDE TÜKETMEYİN
Ramazanda en çok tüketilen ürünlerin başında pide geliyor. Öz, pidenin beyaz ekmek olduğundan, kan şekerinde ani artışa neden olacağını ve lezzeti nedeni ile tüketim sınırlarının aşılabileceğini söyleyerek şöyle konuştu: “Bu nedenle pide yerine en kaliteli karbonhidrat olan ekmek tüketilmeli. Fakat tüketeceğiniz ekmek; tam buğday, siyez, tam tahıllı, çavdar ekmeği olmalıdır. Kansızlık problemi yaşanmıyorsa kepek ekmeği de tüketilebilir.”
5- İFTARDA HEMEN ANA YEMEĞE YÖNELMEYİN
Beynimize doyma sinyalinin 20 dakika sonra geldiğini hatırlatan Merve Öz, bu nedenle orucu açıp çorba içtikten sonra 15 dakika ara verilmesi gerektiğini belirtti ve “Ana yemeğe bu aradan sonra geçin. İftarda yemek öncesi ara vermek, yavaş yemeği sağladığı gibi porsiyon kontrolünü de kolaylaştırıyor. Ayrıca başlangıcı çorbayla yapmak doyma hissinin başlamasını ve kan şekerinin ani yükselmesine engel oluyor” dedi.
6- SALATASIZ İFTAR SOFRASINA OTURMAYIN
Salata mide hacmini doldurarak kalorili yiyeceklerden çok yemeyi engelleyebiliyor. Ayrıca salatadan alınacak lif bağırsak tembelliğinin de rahatlamasına yardımcı oluyor. Salatanıza mutlaka 1 tatlı kaşığı yağ ekleyin. Çünkü yağda çözünen vitaminleri alabilmek için de salataya 1 tatlı kaşığı yağ eklemek gerekiyor. Ancak daha fazla yağ ya da sos salatanın kalorisini yükseltir.
7- TATLIYI FAZLA KAÇIRMAYIN
İftarın açılmasıyla birlikte birçok kişi için tatlı vazgeçilmez oluyor. Diyetisyen Öz, tatlıdan alınacak kalori yerine, vitamin ve mineral deposu meyve tüketmek gerektiğini söyleyerek, “Tatlı tüketecekseniz eğer, şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlı veya dondurma tüketiniz. Ama tüketeceğiniz meyveyi ya da tatlıyı hemen yemek sonrasında tüketmek yerine 2 saat ara vererek tüketmelisiniz” dedi.
8- KAS ERİTMEYİN
Protein yetersiz tüketildiğinde kas erimeleri meydana gelebiliyor. Bu nedenle Ramazanda da protein ihtiyacının karşılanması önem taşıyor. İftarda, sahurda ya da ara öğünlerde protein kaynağı olan; süt ve süt ürünleri tüketilebilecek besinler arasında yer alıyor. Ara öğün olarak evde meyveli yoğurt hazırlamak da doğru bir tercih. Bu sayede tatlı ihtiyacını gidermek mümkün olabiliyor. Ayrıca, bağırsak tembelliğini azaltmak ve gerekli proteini almak için kefir tüketmek de yarar sağlıyor.
9- SUSUZ KALMAYIN
Uzun saatler oruç tutuluyor ve vücut susuz kalıyor. Bunu önlemek için iftar ile sahur arası 10-12 bardak su tüketmek gerektiğinin altını çizen Öz, şunları söyledi: “İftardan sonra kahve ve çay içildiğinde vücuttan su atımını hızlandırarak vücuda zarar veriyor. Ramazan ayı boyunca olabildiğince çay ve kahve tüketiminizi azaltınız. Çaysız ve kahvesiz olmaz diyorsanız, almanız gereken miktarda suya ek olarak içtiğiniz her bardak çay ve her fincan kahve için ekstra su tüketiniz. Eğer tansiyonunuz yoksa ve sodanın size herhangi bir zararı yoksa içecek olarak soda içebilirsiniz. Soda ile birlikte bütün gün kaybedilen mineral açığı kapanacaktır.”
10- HAREKETSİZ KALMAYIN
Karantina günleri ile birlikte hareketlerimizin iyice azaldığını ancak bunu önlemenin mümkün olabileceğini söyleyen Diyetisyen Merve Öz, “Fakat evde kendinizi çok zorlamadan fiziksel aktiviteyi artırmak için hazırlanmış videoları izleyebilirsiniz. Lütfen temiz havada bol bol yürüyüş yapacağımız günleri beklerken hareketsiz kalmayın” diyerek sözlerini noktaladı.
  Kaynak: DHA
Bu Yazı 10 maddede Ramazanda yapılmaması gerekenler adresinde ilk olarak yayınlanmıştır. BakNeDio.Com.
source https://baknedio.com/10-maddede-ramazanda-yapilmamasi-gerekenler/
0 notes
kodi10-blog · 8 years ago
Text
Bu diyet başka diyet
Tumblr media
Birbirini ardına türeyen diyetlerle, birçok kadın hamburgerin, tatlının tadını unuttu. Amerikalı uzmanlarca yapılan araştırmalar sonucu geliştirilen diyeti uygulayarak, her tür gıdayı bir arada tüketip, sağlıklı kilo verebilirsiniz. PAZARTESİ Kahvaltı: Bir bardak elma ya da portakal suyu, kaymaksız süt, kepek ekmeğinden yapılmış bir tost ya da tost yerine iki dilim siyah ekmek. Öğlen: Tavuklu ya da peynirli salata, siyah ekmek ya da çavdar ekmeği. Akşam: 2 büyük yeşil biber, 1 yemek kaşığı zeytinyağı, yarım yemek kaşığı köri sosu, bir adet orta boy soğan, az miktarda sarmısak, 2 küçük mantar, 1 çay kaşığı domates püresi. Biberleri yıkayın, uçlarını kesin ve içlerini çıkarın. Zeytinyağını bir kapta kızdırın, soğanı, sarmısağı, köri sosunu ve mantarı içine atın. 3 dakika kadar pişirin. Daha sonra domates püresini ekleyin. Ve tüm pişirdiklerinizi, içini oyduğunuz biberlerin içine doldurun ve 180 derecede bir saat pişirin. SALI Kahvaltı: Meyveli yoğurt. 150-200 gram yoğurdun içine yulaf koyun, karıştırın. Yanında inek ya da keçi sütü içebilirsiniz. Öğlen: Fırınlamış patates ve barbunya. Akşam: Karpuz, fasulyeli hindi. Zeytinyağı ile hindiyi, sarmısak ve fasulyeyle pişirin. İsteğe göre içine zencefil, havuç koyabilirsiniz. Ağız tadınız için yemeğe bir yemek kaşığı beyaz şarap eklemenizde hiçbir sakınca yok. ÇARŞAMBA Kahvaltı: Kaymaksız süt ve müsli. Soya sütü, yanında da ballı siyah ekmek Öğlen: Sardalya, çavdar ekmeği, elma. Akşam: Patates, zeytinyağı, 4 küçük mantar. Patatesleri haşlayın. Ayrı bir tencerede mantar ve soğanı kavurun, daha sonra, küçük küçük doğranmış patatesleri ekleyin. Beraber karıştırın. Not: Yanında yoğurtlu veya limonlu ıspanak yemeği yiyebilirsiniz. PERŞEMBE Kahvaltı: Haşlanmış yumurta ve bir dilim kızarmış ekmek Öğlen: Avokado, yeşil salata, bir miktar üzüm Akşam: Taze sebze (brokoli, taze fasulye veya havuç), ızgara ciğer. CUMA Kahvaltı: Muz, bal ve yoğurdun içine kepekli yulaf koyun ve karıştırın. Kulağa hoş gelmese de tadı güzel oluyor. 1 çay kaşığı balı dilimlenmiş muz ile karıştırarak da yiyebilirsiniz. Öğlen: Siyah ekmek, domates, ton balığı ya da sebze çorbası ile siyah ekmek. Akşam: Izgara et, yanında mevsim sebzeleriyle yapılmış salata. CUMARTESİ Kahvaltı: Meyveli yoğurt; istediğiniz meyveyi yoğurtla karıştırıp yiyebilirsiniz. Öğlen: 2 orta boy patatesi doğrayarak, zeytinyağı ile kızartın. Daha sonra, dilediğiniz miktarda yağsız bir salatayı, pişirdiğiniz patates ve siyah ekmek eşliğinde yiyebilirsiniz. Afiyet olsun! Akşam: Izgara veya haşlanmış et yanında, zeytinyağlı fasulye, barbunya ya da bezelye yiyebilirsiniz. Ama eğer istemiyorsanız, mevsim sebzeleriyle yapılmış, içine bolca domates ve salatalık olan büyük tabak bir salatayı tercih edebilirsiniz. PAZAR Kahvaltı: Üzüm ya da elma suyu, mantarlı domatesli yumurta veya sucuk ve kızarmış ekmek Öğlen: Kızarmış ya da haşlanmış tavuk ve kepek ekmeği (tabii az miktarda) Akşam: İki parça kepek ekmeğinin üzerine zeytin ezmesi sürün, onun üzerine de dilimlenmiş domatesleri ekleyin. Dilerseniz ağız tadınız için fesleğen de ekleyebilirsiniz. Daha sonra, tatlı niyetine, karpuz ve kavunun bir zararı olmaz!
0 notes
52erwerw53-blog · 15 years ago
Text
Cilt esnekliği ve çizgiler için
Yüzünüzde oluşan ince çizgilerle başa çıkmak için bir kaba salatalık suyu sıkarak bunu ince bir bez yardımıyla yüzünüze uygulayın. Salatalık doğal bir sıkılaştırıcı olmanın yanı sıra, yüzünüz için bir tonik görevi de görecektir.
Cildi susuz bırakmak kırışıklıklara davetiye çıkarmaktır. Nemlendirici kremlerin yanı sıra bol bol su içmelisiniz. Özellikle geceleri yatmadan önce bir bardak su içmeyi alışkanlık haline getirin. Cildinizin esnekliği için sabit bir kiloda kalmaya özen gösterin. Büyük kilo farklılıkları cildin esnekliğini kaybetmesine neden olur.
Cilt temizliği için
Yüzünüzü temizlerken alın çizgisi ve kaşlar dahil tüm yüzünüze temizleme malzemesi sürün. Yoksa bu bölgelerde yağlanma veya kepeklenme olabilir. Temizlik sırasında sürtünme kat sayısını azaltmak için yüzünüzü bir bez veya süngerden ziyade ellerinizle yıkamaya özen gösterin. Yüzünüzü yıkadığınız suyun ılık olmasına çalışın: ılık su sabunun yağ ve kirleri daha iyi eritmesine yardımcı olur. Cildinizi temizledikten sonra mutlaka tonik uygulayın. Toniğinizi uygulamak için sentetik değil doğal pamuk kullanın. Doğal pamuk cildi daha homojen şekilde silerek kiri daha iyi temizler. Sıcak banyo yaparken yüzünüzün aldığı buhar cildiniz için bir derinlemesine temizlik şölenidir. Buhar sayesinde gözenekleriniz açılır ve yüzünüz maske yapmanız için en elverişli duruma gelir. Yüzünüzü ölü hücrelerden temizlerken sert hareketlerden ve zorlamalardan kaçının. Ölü hücreler cilt yüzeyindedir ve hafif bir sürtme hareketiyle kolayca dökülür. Aksi taktirde henüz dökülmeye hazır olmayan hücreleri de zorlamanıza ve netice olarak kılcal damarların yüzeye çıkmasına, koruyucu yağların yok edilmesine ve cildinizin tahriş olmasına sebep olabilirsiniz. Tüm sabunlar alkali içerir ve alkali cildin üst tabakasına zarar verir. Normal cilt bu zararı yenileyerek bertaraf eder ancak fazla sabun kullanımı bu zararın oranını artırabilir. Bu da cildin kuruyup pul pul dökülmesine neden olabilir. O halde hangi sabunu kullanmalı? En güvenli sabun en basit olandır. Parfümsüz, katkısız ve basit sabunlar seçin ve durulama konusuna önem verin.
Kuru ve hassas ciltler için
Duş veya banyo yaptıktan sonra mutlaka cildinize nemlendirici uygulayın. Hatta bu işlemi hafif nemli olan cildinize yaparsanız nemin cildinizin üst katmanlarına hapsedilmesini de sağlayabilirsiniz. - Yatak odanızda buhar makinesi kullanarak ortamın nemlenmesini sağlayın.
Cildinizi temizledikten sonra havlu ile yüzünüze bastırmadan hafifçe kurulayın, hiç bir zaman kendi kendine kurumaya bırakmayın çünkü bu nemsizlik oranını artırır. Fazla sıcak su cildinizdeki doğal yağın yok olmasına neden olabilir. Ilık ya da serin suyla yıkarsanız cildiniz daha sağlıklı kalacağı gibi kendinizi daha iyi hissedersiniz. Cildiniz hassas ise, parfümlü ve alkol bazlı ürünleri mecbur kalmadıkça kullanmayın. Bakım ürünlerinizi sık değiştirmekten kaçının. Alerji veya kızarıklık riski büyüktür.
Gözler İçin
Göz çevresine krem kullanırken hafif bir batma hissederseniz normaldir. Bu bölge çok hassastır. Püf noktası kremi göz çevresinden içe doğru yedirerek kullanmak, böylece kremin bu bölgeye daha iyi nüfuz etmesini sağlamaktır. Gece kullanılan göz çevresi kremlerinde nemlendirici aktiflerin olması önemlidir. Ayrıca, sabah şişliklerini önlemek için kreminizin uygun olduğunu kontrol edin. Kremin uygulanırken göze temas etmemesine özen gösterin. Gözleriniz yorgunsa, soğuk salatalık dilimlerini 3 dakika göz kapaklarınızın üzerinde tuttuktan sonra soğuk suyla gözlerinizi yıkayın. Göz altı halkaları için bir bitkisel çözüm: gözünüze 15 dakika boyunca papatya poşet çay veya salatalık dilimleri uygulayın, sonra soğuk suyla iyice durulayın. Gözleriniz şişse, bunun nedeni o bölgede toksin ve sıvıların birikmesidir. Şişlikten kurtulmak için göz kapağının çevresine hafif bası uygulayabilir veya soğuk süte batırılmış pamukla 10 dakika kompres yapabilirsiniz.
Unutmayın
Yapı olarak yüzünüz ve özellikle göz bölgeniz su mu tutuyor? İşte size bir sır: sırt üstü uyuyun ve sertçe bir yastığı hafif dik olarak kullanın. Böylece sıvıların gece boyu yüz bölgenizde birikmesine mani olabilirsiniz. Yapılan araştırmalara göre ergin kişilerde kalsiyum eksikliği olanlar büyük oranda. Her gün 1 bardak süt içmeyi alışkanlık haline getirin. Faydasını ilerleyen yaşlarda göreceksiniz. A Vitamini kullanmadığınız geceler antioksidan içeren kremler kullanmaya çalışın. Güneş ışığı ve açık havada bulunan serbest radikaller cildinize zarar verir. Antioksidanlar ise cilde zarar veren serbest radikallerle savaşta yardımcıdır. İçine su eklenmiş toniği bir sprey şişesine koyarak buzdolabında muhafaza edin. Bunu yaz aylarında bir serinletici veya genel anlamda bir cilt yenileyici olarak uygulayın. Güzel bir cilt için en önemli ipucu sağlıklı bir hayat sürdürmektir. Cildinizin güzelliği her şeyden önce sağlıklı bir ortamda, sağlıklı besinler yemenize bağlıdır. Hayat boyu güzel bir cilt için bol bol su için, spor yapın, kısaca...sağlıklı yaşayın.
Ürün Uygularken
Nemlendirici uygularken boyun kısmını sakın unutmayın. Bu bölgede mani olabileceğiniz her kırışık genç görünmeniz için bir artı olacaktır. Güneş cildinizin nem dengesini bozar. Bu durumda haftada 1 veya 2 kez nemlendirici bir maske uygulayın. Maske cildinizin kana kana su içmesini sağlayacak, doğal rezervlerinin yenilenmesine yardımcı olacaktır. Sabahları gündüz kreminizi sürdükten sonra 15 dakika bekleyip makyajınızı öyle yapın. Böylece hem kreminiz cildinize daha iyi nüfuz edecek, hem de makyajınız daha sabit olacaktır. Biten kremlerinizi son damlasına kadar kullanma çabaları sırasındaki sıkıntılarınızı hatırlayın. Bir küçük ipucuyla bu sıkıntıları unutabileceksiniz: tüplerin ağzı kapalı durumdayken 3-5 saniye kadar akan sıcak suyun altında tutun. Son damlaların rahatça aktığını göreceksiniz. Güzellik salonuna gitmeye vakit yok mu? Haftada bir kez, 1 kaşık süt tozu, ½ kaşık süt, 1 damla balı macun haline gelinceye kadar karıştırın. Bu macunu yüzünüze ve boynunuza uygulayın. 10 dakika kadar kurumasını bekleyin. Soğuk suyla durulayın. Sonuç: yumuşacık, pürüzsüz ve canlı bir cilt.
Yüz Masajları
Göz masajı: Gözlerinizi kapatın. İşaret parmağınızı göz pınarınızdan alt kirpik diplerinizi takip ederek şakaklarınıza doğru bastırarak hareket ettirin. Bu masaj göz altı torbalarının ve kaz ayağı çizgilerinin oluşumunu engelleyecektir. Dudak masajı: Her iki elinizin işaret parmaklarını üst dudak ortasından başlayıp alt dudak ortasına kadar dairesel hareketler yaparak dudak çizgisi boyunca hareket ettirin. Bu masaj dudak çevresinde ince çizgilerin oluşumunu azaltır. Boyun masajı: Başınızı hafifçe yukarı kaldırın. Ellerinizi birbiri ardına değiştirerek, parmak uçlarınızı boynunuzun altından çenenize doğru hareket ettirin. Masajın etkisini artırmak için birkaç damla öz yağı kullanabilirsiniz.
0 notes
kocaalihaber · 4 years ago
Text
Yazın kilo aldırmayan serinletici içecekler
Yaz aylarında günlük sıvı ihtiyacının karşılanmasına daha çok dikkat edilmesi gerekiyor. Bu süreçte yeteri kadar sıvı tüketmeyen bireyler çeşitli sağlık sorunlarıyla karşılaşabiliyor. Sağlıklı ve kilo aldırmayan içeceklerin tüketilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Herbalife Nutrition Danışman Diyetisyeni Berrin Yiğit hem serinleten içecek tarifleri verdi hem de sıvı tüketimini artırmak isteyenlere önemli tavsiyelerde bulundu.
Yazın gelmesiyle artan sıcaklar, terleme, yorgunluk ve halsizlik beraberinde hissedilir. Vücudumuz aşırı terleme ile birlikte su kaybetme eğilimdedir. Su, susuzluğu gidermek için en önemli içecek olsa da birçoğumuz bu dönemde ferahlatan, serinleten ve tatmin eden diğer içecekleri ararız. Ancak bu içeceklerin birçoğu asitli, gazlı, şeker ilaveli ve kremalı olarak yüksek kalorilerle karşımıza çıkar. Peki yazın içecek seçerken nelere dikkat etmeliyiz ve sağlıklı, kilo aldırmayan içecekler neler? Herbalife Nutrition Danışman Diyetisyeni Berrin Yiğit bizler için sıraladı.
Temel içeceğiniz su olsun
Su milyonlarca yıldır güvendiğimiz ve insan vücuduna zararı olmadığını bildiğimiz tek içecektir. Susuzluğu gidermek, vücudu yeniden nemlendirmek için oldukça kıymetlidir. Taze meyve suları, smoothieler, soğuk çay ve kahveleri tüketmeden önce vücudunuzu su ile doldurduğunuza emin olun. Sıcak havalarda ve fiziksel olarak daha aktif olduğumuz aylarda ihtiyacımızın artması ile birlikte günde en az 2 litre su tükettiğinize emin olun. Sabah uyandığınızda güne muhakkak 1 bardak elma sirkeli su ile başlayın.
Bitki çaylarından vazgeçmeyin
Toplum olarak bitki çaylarını daha çok soğuk havalarda içimizi ısıtsın diye, sıcak sıcak tüketiriz. Dolayısıyla yaz aylarında içmek çok da aklımıza gelmez. Ancak birçok bitki çayı soğuk çay olarak tüketilebilir, içerisine buzlar eklenebilir veya taze nane, reyhan ile ferahlatılabilir. Güçlü antioksidan içeriğiyle vücut ağırlığını ve yağını azaltmada da oldukça etkilidir.
Taze sıkım meyve sularına dikkat edin
Diğer meşrubatlara göre daha sağlıklı olduğu düşünülen meyve suları da kilo aldırıcı ve yağlandırıcı olabilir. Meyveler sıkıldığında içerisindeki lif çöpe gider, yüksek meyve şekeri içeriği ile kan şekeri aniden yükselir, insülin pik yapar ve özellikle karaciğerde yağlanma başlayabilir. Dolayısıyla serinlemek ve ferahlamak için neredeyse 3-4 porsiyon meyvenin şekerinden oluşan 1 bardak taze sıkım meyve suyu yanlış bir seçenektir. Onun yerine meyvenin kendisini posasıyla tüketmek en doğrusudur. Ya da meyve suyunu 1 çay bardağından fazla tüketmemeli, mümkünse sebzelerle karışık meyve suları içilmelidir.
Soğuk çay ve kahvelerin içeriğini okuyun
Kafelerde, marketlerde ve restoranlarda satılan soğuk çay ve kahvelerin içeriği oldukça kalorili olabilir. Birçoğunda bolca miktarda şeker, şurup, katkı maddeleri, krema ve renklendirici mevcuttur. Bundan dolayı dışarıda içtiklerimiz damak tadımıza daha lezzetli gelir. 2018 yılında yapılan bir araştırmaya göre günde 1-2 bardak kadar şeker içeren içecek tüketen insanların %14 daha fazla ölüm oranına sahip oldukları bulunmuştur. Dolayısıyla soğuk çay ve kahve tüketirken şekersiz, katkı maddesiz, tatlandırıcısız ve renklendiricisiz olduğuna emin olun.
Herbalife Nutrition Danışman Diyetisyeni Berrin Yiğit
FERAHLATAN 4 SAĞLIKLI İÇECEK ÖNERİSİ
Serinleten yeşil dev
2 adet kereviz sapı 1 adet salatalık 1 adet havuç 1 orta boy yeşil elma 1 avuç maydanoz 3-4 yaprak nane 1/4 limon suyu 1 parmak taze zencefil
Yapılışı; Tüm malzemeler katı meyve sıkacağından geçirilir, büyük bir bardağa alınır ve içine buz küpleri atılır.
Ferahlatan soğuk çay
1 parmak rendelenmiş zencefil 1 adet dilimlenmiş limon 1 adet çubuk tarçın ½ dilimlenmiş şeftali 1 poşet papatya çayı 1 poşet yeşil çay 1 litre su
Hazırlanışı; Papatya ve yeşil çay dışındaki tüm malzemeler ocakta 10 dakika kadar kaynatılır. Daha sonra karışıma papatya ve yeşil çay eklenir, 5 dakika demlenir ve süzdürülür. Soğumaya bırakılır, içerisi buz küpleri eklenerek tüketilir.
Detoks suyu
Yarım limon (halka şeklinde dilimleyin) 1 küçük salatalık (boyuna kabuklu dilimleyin) 10-15 yaprak taze nane 1 yemek kaşığı elma sirkesi 1 parmak taze zencefil (rendeleyin) Yapılışı; Tüm malzemeleri 1 litre suya karıştırıp ve içerisine buz küpleri ekleyerek tüketin. Avokadolu kefir 1 litre ev yapımı kefir 1 avuç taze nane yaprağı 2 çorba kaşığı soğuk sıkım zeytinyağı (dilerseniz zeytinyağını sonradan da ekleyebilirsiniz) 1 avokado ½ çay kaşığı kaya tuzu
Yapılışı: Tüm malzemeleri geniş bir kapta el blender’ı yardımı ile pürüzsüz kıvama getirin. Soğuk tüketin. Buz veya taze fesleğen yaprağı da ekleyebilirsiniz. Afiyet olsun.
source https://saglik.kocaali.com/yazin-kilo-aldirmayan-serinletici-icecekler/
0 notes
kamu365 · 5 years ago
Text
10 maddede Ramazanda yapılmaması gerekenler
06 Mayıs 2020, Çarşamba 11:55
İstanbul
İSTANBUL, (DHA)- Ramazan ayının henüz başlarında olduğumuz şu günlerde uzun açlık süresi nedeniyle iftar, sahur ve bu iki öğün arasında geçirilen süredeki yeme içme düzeni oldukça önem taşıyor. Yavaşlayan metabolizmadan etkilenmemek, enerji dengesini ve konsantrasyon dengesini sağlamak için yapılması gerekenler gibi yapılmaması gerekenler de var. Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri’nden Uzman Klinik Psikolog ve Uzman Diyetisyen Merve Öz, Ramazan ayında yapılmaması gereken 10 maddeye dikkat çekti.
1- SAHURA KALKMADAN ORUÇ TUTMAYIN
Ramazan Ayında sahura kalkılmadığında vücut çok uzun süre aç kalıyor. Bu durum kas yıkımına neden olduğu gibi metabolizmanın yavaşlamasına da neden oluyor. Kilo alınmasındaki en önemli etkenlerden birinin yavaşlayan metabolizma olduğunu söyleyen Dyt. Merve Öz, “Metabolizmanın hızlanması için olabildiğince fazla öğün yapmak gerekiyor. Ramazanda iftar, ara öğün ve sahur olmak üzere en az 3 öğün şeklinde beslenmelisiniz” dedi.
2- FAZLA KARBONHİDRATLI VE FAZLA YAĞLI BESLENMEYİN
İftarda ve sahurda kalorili kahvaltılıklar tüketmemek gerektiğini belirten Dyt. Öz, konuyla ilgili şunları söyledi: “Kahvaltılık olarak; reçel, çikolata, bal, pekmez, yağlı peynirler yerine beyaz peynir, domates, salatalık, yeşillik, miktarını abartmadan zeytin tüketilmelidir. Yumurta, hem çok kaliteli bir protein kaynağı olması hem de tok tutucu özelliğinden dolayı tercih edilmelidir. Sahurda ve iftarda kızartma ve hamur işi tüketilmemelidir. Özellikle sahurda tüketilen kızartma ve hamur işi; yatmadan önce yenilip yatıldığı için sindirim güçlüğüne ve mide rahatsızlığına neden olabilmektedir. Ayrıca, metabolizmanın gece yavaşladığı düşünüldüğünde gece yenilen ekstra kalorili yiyecekler kilo almaya neden olacaktır.”
3- PİLAV VE MAKARNA TÜKETMEYİN
En kaliteli karbonhidrat ekmek olduğundan pilav, makarna ve bulgur pilavı yerine ilk tam buğday ekmeğinin tercih edilmesi gerekiyor. Tam buğday ekmeği gibi kaliteli ekmeklerin hem doygunluğu artıracak hem de kan şekerinde ani artışlara neden olmayacağını belirten Dyt. Merve Öz “İlla pilav, makarna ve bulgur pilavından birini yiyecekseniz tercihinizi bulgur pilavı yönünde kullanmalısınız. 3 yemek kaşığı pilav, makarna ve bulgur pilavını, 1 dilim ekmek yerine sayabilirsiniz” dedi.
4- BEYAZ EKMEK YA DA PİDE TÜKETMEYİN
Ramazanda en çok tüketilen ürünlerin başında pide geliyor. Öz, pidenin beyaz ekmek olduğundan, kan şekerinde ani artışa neden olacağını ve lezzeti nedeni ile tüketim sınırlarının aşılabileceğini söyleyerek şöyle konuştu: “Bu nedenle pide yerine en kaliteli karbonhidrat olan ekmek tüketilmeli. Fakat tüketeceğiniz ekmek; tam buğday, siyez, tam tahıllı, çavdar ekmeği olmalıdır. Kansızlık problemi yaşanmıyorsa kepek ekmeği de tüketilebilir.”
5- İFTARDA HEMEN ANA YEMEĞE YÖNELMEYİN
Beynimize doyma sinyalinin 20 dakika sonra geldiğini hatırlatan Merve Öz, bu nedenle orucu açıp çorba içtikten sonra 15 dakika ara verilmesi gerektiğini belirtti ve “Ana yemeğe bu aradan sonra geçin. İftarda yemek öncesi ara vermek, yavaş yemeği sağladığı gibi porsiyon kontrolünü de kolaylaştırıyor. Ayrıca başlangıcı çorbayla yapmak doyma hissinin başlamasını ve kan şekerinin ani yükselmesine engel oluyor” dedi.
6- SALATASIZ İFTAR SOFRASINA OTURMAYIN
Salata mide hacmini doldurarak kalorili yiyeceklerden çok yemeyi engelleyebiliyor. Ayrıca salatadan alınacak lif bağırsak tembelliğinin de rahatlamasına yardımcı oluyor. Salatanıza mutlaka 1 tatlı kaşığı yağ ekleyin. Çünkü yağda çözünen vitaminleri alabilmek için de salataya 1 tatlı kaşığı yağ eklemek gerekiyor. Ancak daha fazla yağ ya da sos salatanın kalorisini yükseltir.
7- TATLIYI FAZLA KAÇIRMAYIN
İftarın açılmasıyla birlikte birçok kişi için tatlı vazgeçilmez oluyor. Diyetisyen Öz, tatlıdan alınacak kalori yerine, vitamin ve mineral deposu meyve tüketmek gerektiğini söyleyerek, “Tatlı tüketecekseniz eğer, şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlı veya dondurma tüketiniz. Ama tüketeceğiniz meyveyi ya da tatlıyı hemen yemek sonrasında tüketmek yerine 2 saat ara vererek tüketmelisiniz” dedi.
8- KAS ERİTMEYİN
Protein yetersiz tüketildiğinde kas erimeleri meydana gelebiliyor. Bu nedenle Ramazanda da protein ihtiyacının karşılanması önem taşıyor. İftarda, sahurda ya da ara öğünlerde protein kaynağı olan; süt ve süt ürünleri tüketilebilecek besinler arasında yer alıyor. Ara öğün olarak evde meyveli yoğurt hazırlamak da doğru bir tercih. Bu sayede tatlı ihtiyacını gidermek mümkün olabiliyor. Ayrıca, bağırsak tembelliğini azaltmak ve gerekli proteini almak için kefir tüketmek de yarar sağlıyor.
9- SUSUZ KALMAYIN
Uzun saatler oruç tutuluyor ve vücut susuz kalıyor. Bunu önlemek için iftar ile sahur arası 10-12 bardak su tüketmek gerektiğinin altını çizen Öz, şunları söyledi: “İftardan sonra kahve ve çay içildiğinde vücuttan su atımını hızlandırarak vücuda zarar veriyor. Ramazan ayı boyunca olabildiğince çay ve kahve tüketiminizi azaltınız. Çaysız ve kahvesiz olmaz diyorsanız, almanız gereken miktarda suya ek olarak içtiğiniz her bardak çay ve her fincan kahve için ekstra su tüketiniz. Eğer tansiyonunuz yoksa ve sodanın size herhangi bir zararı yoksa içecek olarak soda içebilirsiniz. Soda ile birlikte bütün gün kaybedilen mineral açığı kapanacaktır.”
10- HAREKETSİZ KALMAYIN
Karantina günleri ile birlikte hareketlerimizin iyice azaldığını ancak bunu önlemenin mümkün olabileceğini söyleyen Diyetisyen Merve Öz, “Fakat evde kendinizi çok zorlamadan fiziksel aktiviteyi artırmak için hazırlanmış videoları izleyebilirsiniz. Lütfen temiz havada bol bol yürüyüş yapacağımız günleri beklerken hareketsiz kalmayın” diyerek sözlerini noktaladı.
  DHA
The post 10 maddede Ramazanda yapılmaması gerekenler appeared first on Kamu365 | Dünya Gündemi.
from WordPress https://ift.tt/3fmHWMl via IFTTT
0 notes
kadincasagliklove · 5 years ago
Text
Gül Suyunun Cilde Faydaları Nedir ? Gül Suyu Maskeleri Nasıl Yapılır ?
New Post has been published on https://www.kadinaozelsirlar.com/gul-suyu-maskesi-nasil-yapilir/
Gül Suyunun Cilde Faydaları Nedir ? Gül Suyu Maskeleri Nasıl Yapılır ?
Kadınların yüzyıllardır kullandığı gül suyu, kozmetik sektöründe son derecede tercih ediliyor. Mutfaktan kozmetik dünyasına kadar kullanılıyor. Özellikle doğal olması, güzel kokması ve birden fazla faydası sayesinde günümüzde de fazlasıyla ön plana çıkıyor Aynı zamanda gül suyu zengin içeriğe sahiptir.
MAKALE BAŞLIKLARI
Gül Suyu Nasıl Yapılır?
Gül Suyu Faydaları
Gül Suyu Yüze Faydaları Nelerdir?
Gül Suyu Nasıl Kullanılır?
Gül Suyu Maskeleri
Gül Suyu ve Limon Maskesi
Gül Suyu ve Sivilce Maskesi
Maya ve Gül Suyu Maskesi
Yağlı Ciltler İçin Gül Suyu Maskesi
Gül Suyu Nasıl Yapılır?
Gül suyu ürünleri sürekli olarak piyasada bulunuyor. Ancak burada kimyasal maddeler bulunabiliyor. Öyle ki insanlar gül suyunu kullanırken doğal olmasından yanadır. O yüzden sizlere tavsiyemiz gül suyunu alırken veya hazırlarken çok dikkatli olmanızdır. Eğer doğal karışım ile gül suyu hazırlamak istiyorsanız, birçok malzeme ile elde edebilirsiniz.
Böylelikle içiniz rahat edecek ve direkt faydalarından yararlanabileceksiniz. Gül suyunu elde etmek oldukça kolaydır. Pratik malzemelerle yapılıyor. Bu sayede kendi doğal gül suyunuzu hazırlayabilirsiniz. İlk öncelikle taze gül yapraklarını hazırlamanız gerekiyor.
Ardından saf su ile içerisinde bir süre bekleterek karışımı elde edebilirsiniz. Ayrıca cilt için kullanacaksanız maden suyuyla gülleri karıştırarak mucizevi bir karışım yapabilirsiniz.
Gül Suyu Faydaları
Gül suyunun faydalarını saymakla bitiremeyiz. Özellikle de cildimiz için son derecede faydalıdır. Gül suyu hafızayı güçlendirir, saçları yumuşatır, kepeği giderir, yüze ferahlık sağlar, cilt kusurlarını giderir ve kokusu sayesinde vücudumuza pozitif bir enerji verir. Yani genel olarak gül suyunu her yerde ve her alanda tercih edebilirsiniz.
Bu faydalarının yanı sıra tırnak ve ayak bakımında da kullanılır. Batıkları giderir, mantarı iyileştirir, nasırları yumuşatır ve bakımlı görünmenize yardımcı olur. Kuruyan ellere gül suyunu sürebilir ve yumuşacık cilde sahip olabilirsiniz. Tıraş sonrası kullanabilir ve cilt bakımı yaparken gül suyunu yüzüne direkt sürebilirsiniz. Cildimiz ve vücudumuz için hiçbir zararı yoktur. Ancak güllere alerjiniz varsa kullanmamalısınız.
Gül Suyu Yüze Faydaları Nelerdir?
Doğal kokusu ve zengin içerikleri sayesinde yüzü besleyen gül suyu, cildimiz için büyük bir mucizedir. Saf ve doğal gül suyunu yüze sürdüğünüz zaman cilde ferahlık verir. Cilt kırışıklıklarını giderir, cildi parlatır, siyah noktaları azaltır ve sivilcelerle mücadele eder. Bunların yanı sıra gül suyunun cilt iyileştirici özelliği vardır.
Yara, çizik ve sivilce lekeleri gibi cilt kusurlarını azaltmaya yardımcı olur. Kuru ciltleri nemlendirir, egzamaya iyi gelir ve yüzde biriken kirleri yok eder. Düzenli kullanımda yüzünüzdeki değişimi görebilir ve sık sık kullanabilirsiniz. Aynı zamanda makyaj temizleyici olarak tercih edebilir ve gece yatmadan önce sürerek cildinizi nemli tutabilirsiniz.
Gül Suyu Nasıl Kullanılır?
Gül suyunun kullanımı oldukça basittir. Eğer yüzünüz için kullanacaksanız, birçok detaya dikkat etmelisiniz. Gül suyu mutlaka temiz cilde uygulanmalıdır. Yüzünüze uyguladıktan hemen sonra pamuk yardımıyla gül suyunu sürebilirsiniz. Ancak çok fazla sürmemeye özen göstermelisiniz. Eğer cildiniz yağlıysa sivilcelere neden olabilirsiniz. Bu sebeple az miktarda tüm cilde uygulamanız yeterlidir. Gül suyunu günde 2 kez sürebilirsiniz. Sabah ve akşam yatmadan önce uygulamanızı öneririz. Böylelikle tüm gün cildiniz güzel duracak ve sivilce oluşumunu önleyecektir.
Gül Suyu Maskeleri
Cilt kusurlarını yok eden gül suyu, özellikle de maskeyle beraber kullanıldığında harika bir yüze kavuşmanızı sağlar. Gül suyu maskelerini hazırlamadan önce cilt yapınızı bilmeniz gerekiyor. Eğer yağlı bir cilde sahipseniz gül suyu ve kurutucu etkisi olan ürünler kullanabilirsiniz. Örneğin; limon, elma sirkesi, aloe vera ve portakal suyunu gül suyuyla karıştırarak mucize gül suyu maskeleri hazırlayabilirsiniz. Ayrıca cildiniz kuruysa nemlendirici etkisi olan karışımlar yapabilirsiniz. Zeytinyağı, badem yağı ve argan yağını gül suyuyla karıştırabilirsiniz.
Gül Suyu ve Limon Maskesi
Cilt kusurlarından kısa sürede kurtulmak istiyorsanız, gül suyunu kullanabilirsiniz. Gül suyu ve limon maskesi ciltteki ölü derileri soyuyor, aknelerle mücadele ediyor ve yüzdeki sivilceleri azaltmaya yardımcı oluyor. Aynı zamanda siyah nokta ve beyaz komedon gibi cilt sorunlarıyla savaşıyor. Antioksidan özelliği sayesinde cilt sorunlarını bu şekilde giderebilirsiniz. Gül suyu ve limon maskesi haftada 1 kez yapılmalıdır. Çok sık yapmak cildi kurutabilir ve kızarıklara neden olabilir.
Yapılışı ve uygulanışı; 1 yemek kaşığı limon ile 1 yemek kaşığı gül suyunu bir kapta karıştırın ve temiz cildinize pamuk ile sürün 10 dk bekledikten sonra yüzünüzü doğal bir sabun ile yıkayın.
Gül Suyu ve Sivilce Maskesi
Sivilceler en fazla görülen cilt problemlerinden biridir. Kısa zamanda tedavi etmek için gül suyunu kullanmanızı öneririz. Gül suyunun nemlendirici özelliği vardır. Ayrıca ciltteki ölü derileri uzaklaştırarak güzel bir cilde ulaşmanızı sağlar. Gül suyu ve sivilce maskesi kullanabilirsiniz. Herhangi bir cilt bakım ürünün içerisinde doğal gül suyunu ilave ederek, cildinize sürebilirsiniz. Dilerseniz evde yaptığınız doğal sivilce maskelerinin içerisine gül suyunu ekleyerek, yüzünüze maskeler yapabilirsiniz. Sivilcelerin geçtiğini fark edebileceksiniz.
Maya ve Gül Suyu Maskesi
Maya cilt bakımında çok fazla tercih ediliyor. Maya cilt gözeneklerini azaltır, cildi beyazlatır ve yumuşacık bir etki sağlar. Hatta etkisini arttırmak için gül suyuyla kullanabilirsiniz. Maya ve gül suyu maskesi beraberinde kullanıldığında göz altı torbaları azalacak ve cilt kırışıklarına iyi gelecektir. Bu maskeyi haftada 1-2 kez yapabilirsiniz.
Yağlı Ciltler İçin Gül Suyu Maskesi
Yağlı ciltlerin bakımı diğer cilt yapılarına göre daha zordur. Gül suyu nemlendirici bir etkisi vardır. Ancak cildiniz yağlıysa gül suyuyla beraber maskeler hazırlayabilirsiniz. Yağlı ciltler için gül suyuyla salatalık, limon, yeşil kil, kahve telvesi ve maden suyu gibi malzemelerle hazırlayabilirsiniz. Cildin doğal yağ dengesini düzenleyecek ve siyah nokta oluşumunu durduracaktır.
0 notes
kadindasaglikblog · 5 years ago
Text
Gül Suyunun Cilde Faydaları Nedir ? Gül Suyu Maskeleri Nasıl Yapılır ?
New Post has been published on https://www.kadinaozelsirlar.com/gul-suyu-maskesi-nasil-yapilir/
Gül Suyunun Cilde Faydaları Nedir ? Gül Suyu Maskeleri Nasıl Yapılır ?
Kadınların yüzyıllardır kullandığı gül suyu, kozmetik sektöründe son derecede tercih ediliyor. Mutfaktan kozmetik dünyasına kadar kullanılıyor. Özellikle doğal olması, güzel kokması ve birden fazla faydası sayesinde günümüzde de fazlasıyla ön plana çıkıyor Aynı zamanda gül suyu zengin içeriğe sahiptir.
MAKALE BAŞLIKLARI
Gül Suyu Nasıl Yapılır?
Gül Suyu Faydaları
Gül Suyu Yüze Faydaları Nelerdir?
Gül Suyu Nasıl Kullanılır?
Gül Suyu Maskeleri
Gül Suyu ve Limon Maskesi
Gül Suyu ve Sivilce Maskesi
Maya ve Gül Suyu Maskesi
Yağlı Ciltler İçin Gül Suyu Maskesi
Gül Suyu Nasıl Yapılır?
Gül suyu ürünleri sürekli olarak piyasada bulunuyor. Ancak burada kimyasal maddeler bulunabiliyor. Öyle ki insanlar gül suyunu kullanırken doğal olmasından yanadır. O yüzden sizlere tavsiyemiz gül suyunu alırken veya hazırlarken çok dikkatli olmanızdır. Eğer doğal karışım ile gül suyu hazırlamak istiyorsanız, birçok malzeme ile elde edebilirsiniz.
Böylelikle içiniz rahat edecek ve direkt faydalarından yararlanabileceksiniz. Gül suyunu elde etmek oldukça kolaydır. Pratik malzemelerle yapılıyor. Bu sayede kendi doğal gül suyunuzu hazırlayabilirsiniz. İlk öncelikle taze gül yapraklarını hazırlamanız gerekiyor.
Ardından saf su ile içerisinde bir süre bekleterek karışımı elde edebilirsiniz. Ayrıca cilt için kullanacaksanız maden suyuyla gülleri karıştırarak mucizevi bir karışım yapabilirsiniz.
Gül Suyu Faydaları
Gül suyunun faydalarını saymakla bitiremeyiz. Özellikle de cildimiz için son derecede faydalıdır. Gül suyu hafızayı güçlendirir, saçları yumuşatır, kepeği giderir, yüze ferahlık sağlar, cilt kusurlarını giderir ve kokusu sayesinde vücudumuza pozitif bir enerji verir. Yani genel olarak gül suyunu her yerde ve her alanda tercih edebilirsiniz.
Bu faydalarının yanı sıra tırnak ve ayak bakımında da kullanılır. Batıkları giderir, mantarı iyileştirir, nasırları yumuşatır ve bakımlı görünmenize yardımcı olur. Kuruyan ellere gül suyunu sürebilir ve yumuşacık cilde sahip olabilirsiniz. Tıraş sonrası kullanabilir ve cilt bakımı yaparken gül suyunu yüzüne direkt sürebilirsiniz. Cildimiz ve vücudumuz için hiçbir zararı yoktur. Ancak güllere alerjiniz varsa kullanmamalısınız.
Gül Suyu Yüze Faydaları Nelerdir?
Doğal kokusu ve zengin içerikleri sayesinde yüzü besleyen gül suyu, cildimiz için büyük bir mucizedir. Saf ve doğal gül suyunu yüze sürdüğünüz zaman cilde ferahlık verir. Cilt kırışıklıklarını giderir, cildi parlatır, siyah noktaları azaltır ve sivilcelerle mücadele eder. Bunların yanı sıra gül suyunun cilt iyileştirici özelliği vardır.
Yara, çizik ve sivilce lekeleri gibi cilt kusurlarını azaltmaya yardımcı olur. Kuru ciltleri nemlendirir, egzamaya iyi gelir ve yüzde biriken kirleri yok eder. Düzenli kullanımda yüzünüzdeki değişimi görebilir ve sık sık kullanabilirsiniz. Aynı zamanda makyaj temizleyici olarak tercih edebilir ve gece yatmadan önce sürerek cildinizi nemli tutabilirsiniz.
Gül Suyu Nasıl Kullanılır?
Gül suyunun kullanımı oldukça basittir. Eğer yüzünüz için kullanacaksanız, birçok detaya dikkat etmelisiniz. Gül suyu mutlaka temiz cilde uygulanmalıdır. Yüzünüze uyguladıktan hemen sonra pamuk yardımıyla gül suyunu sürebilirsiniz. Ancak çok fazla sürmemeye özen göstermelisiniz. Eğer cildiniz yağlıysa sivilcelere neden olabilirsiniz. Bu sebeple az miktarda tüm cilde uygulamanız yeterlidir. Gül suyunu günde 2 kez sürebilirsiniz. Sabah ve akşam yatmadan önce uygulamanızı öneririz. Böylelikle tüm gün cildiniz güzel duracak ve sivilce oluşumunu önleyecektir.
Gül Suyu Maskeleri
Cilt kusurlarını yok eden gül suyu, özellikle de maskeyle beraber kullanıldığında harika bir yüze kavuşmanızı sağlar. Gül suyu maskelerini hazırlamadan önce cilt yapınızı bilmeniz gerekiyor. Eğer yağlı bir cilde sahipseniz gül suyu ve kurutucu etkisi olan ürünler kullanabilirsiniz. Örneğin; limon, elma sirkesi, aloe vera ve portakal suyunu gül suyuyla karıştırarak mucize gül suyu maskeleri hazırlayabilirsiniz. Ayrıca cildiniz kuruysa nemlendirici etkisi olan karışımlar yapabilirsiniz. Zeytinyağı, badem yağı ve argan yağını gül suyuyla karıştırabilirsiniz.
Gül Suyu ve Limon Maskesi
Cilt kusurlarından kısa sürede kurtulmak istiyorsanız, gül suyunu kullanabilirsiniz. Gül suyu ve limon maskesi ciltteki ölü derileri soyuyor, aknelerle mücadele ediyor ve yüzdeki sivilceleri azaltmaya yardımcı oluyor. Aynı zamanda siyah nokta ve beyaz komedon gibi cilt sorunlarıyla savaşıyor. Antioksidan özelliği sayesinde cilt sorunlarını bu şekilde giderebilirsiniz. Gül suyu ve limon maskesi haftada 1 kez yapılmalıdır. Çok sık yapmak cildi kurutabilir ve kızarıklara neden olabilir.
Yapılışı ve uygulanışı; 1 yemek kaşığı limon ile 1 yemek kaşığı gül suyunu bir kapta karıştırın ve temiz cildinize pamuk ile sürün 10 dk bekledikten sonra yüzünüzü doğal bir sabun ile yıkayın.
Gül Suyu ve Sivilce Maskesi
Sivilceler en fazla görülen cilt problemlerinden biridir. Kısa zamanda tedavi etmek için gül suyunu kullanmanızı öneririz. Gül suyunun nemlendirici özelliği vardır. Ayrıca ciltteki ölü derileri uzaklaştırarak güzel bir cilde ulaşmanızı sağlar. Gül suyu ve sivilce maskesi kullanabilirsiniz. Herhangi bir cilt bakım ürünün içerisinde doğal gül suyunu ilave ederek, cildinize sürebilirsiniz. Dilerseniz evde yaptığınız doğal sivilce maskelerinin içerisine gül suyunu ekleyerek, yüzünüze maskeler yapabilirsiniz. Sivilcelerin geçtiğini fark edebileceksiniz.
Maya ve Gül Suyu Maskesi
Maya cilt bakımında çok fazla tercih ediliyor. Maya cilt gözeneklerini azaltır, cildi beyazlatır ve yumuşacık bir etki sağlar. Hatta etkisini arttırmak için gül suyuyla kullanabilirsiniz. Maya ve gül suyu maskesi beraberinde kullanıldığında göz altı torbaları azalacak ve cilt kırışıklarına iyi gelecektir. Bu maskeyi haftada 1-2 kez yapabilirsiniz.
Yağlı Ciltler İçin Gül Suyu Maskesi
Yağlı ciltlerin bakımı diğer cilt yapılarına göre daha zordur. Gül suyu nemlendirici bir etkisi vardır. Ancak cildiniz yağlıysa gül suyuyla beraber maskeler hazırlayabilirsiniz. Yağlı ciltler için gül suyuyla salatalık, limon, yeşil kil, kahve telvesi ve maden suyu gibi malzemelerle hazırlayabilirsiniz. Cildin doğal yağ dengesini düzenleyecek ve siyah nokta oluşumunu durduracaktır.
0 notes
kadinaozelsrlar · 5 years ago
Text
Gül Suyunun Cilde Faydaları Nedir ? Gül Suyu Maskeleri Nasıl Yapılır ?
https://www.kadinaozelsirlar.com/gul-suyu-maskesi-nasil-yapilir/
Gül Suyunun Cilde Faydaları Nedir ? Gül Suyu Maskeleri Nasıl Yapılır ?
Kadınların yüzyıllardır kullandığı gül suyu, kozmetik sektöründe son derecede tercih ediliyor. Mutfaktan kozmetik dünyasına kadar kullanılıyor. Özellikle doğal olması, güzel kokması ve birden fazla faydası sayesinde günümüzde de fazlasıyla ön plana çıkıyor Aynı zamanda gül suyu zengin içeriğe sahiptir.
MAKALE BAŞLIKLARI
Gül Suyu Nasıl Yapılır?
Gül Suyu Faydaları
Gül Suyu Yüze Faydaları Nelerdir?
Gül Suyu Nasıl Kullanılır?
Gül Suyu Maskeleri
Gül Suyu ve Limon Maskesi
Gül Suyu ve Sivilce Maskesi
Maya ve Gül Suyu Maskesi
Yağlı Ciltler İçin Gül Suyu Maskesi
Gül Suyu Nasıl Yapılır?
Gül suyu ürünleri sürekli olarak piyasada bulunuyor. Ancak burada kimyasal maddeler bulunabiliyor. Öyle ki insanlar gül suyunu kullanırken doğal olmasından yanadır. O yüzden sizlere tavsiyemiz gül suyunu alırken veya hazırlarken çok dikkatli olmanızdır. Eğer doğal karışım ile gül suyu hazırlamak istiyorsanız, birçok malzeme ile elde edebilirsiniz.
Böylelikle içiniz rahat edecek ve direkt faydalarından yararlanabileceksiniz. Gül suyunu elde etmek oldukça kolaydır. Pratik malzemelerle yapılıyor. Bu sayede kendi doğal gül suyunuzu hazırlayabilirsiniz. İlk öncelikle taze gül yapraklarını hazırlamanız gerekiyor.
Ardından saf su ile içerisinde bir süre bekleterek karışımı elde edebilirsiniz. Ayrıca cilt için kullanacaksanız maden suyuyla gülleri karıştırarak mucizevi bir karışım yapabilirsiniz.
Gül Suyu Faydaları
Gül suyunun faydalarını saymakla bitiremeyiz. Özellikle de cildimiz için son derecede faydalıdır. Gül suyu hafızayı güçlendirir, saçları yumuşatır, kepeği giderir, yüze ferahlık sağlar, cilt kusurlarını giderir ve kokusu sayesinde vücudumuza pozitif bir enerji verir. Yani genel olarak gül suyunu her yerde ve her alanda tercih edebilirsiniz.
Bu faydalarının yanı sıra tırnak ve ayak bakımında da kullanılır. Batıkları giderir, mantarı iyileştirir, nasırları yumuşatır ve bakımlı görünmenize yardımcı olur. Kuruyan ellere gül suyunu sürebilir ve yumuşacık cilde sahip olabilirsiniz. Tıraş sonrası kullanabilir ve cilt bakımı yaparken gül suyunu yüzüne direkt sürebilirsiniz. Cildimiz ve vücudumuz için hiçbir zararı yoktur. Ancak güllere alerjiniz varsa kullanmamalısınız.
Gül Suyu Yüze Faydaları Nelerdir?
Doğal kokusu ve zengin içerikleri sayesinde yüzü besleyen gül suyu, cildimiz için büyük bir mucizedir. Saf ve doğal gül suyunu yüze sürdüğünüz zaman cilde ferahlık verir. Cilt kırışıklıklarını giderir, cildi parlatır, siyah noktaları azaltır ve sivilcelerle mücadele eder. Bunların yanı sıra gül suyunun cilt iyileştirici özelliği vardır.
Yara, çizik ve sivilce lekeleri gibi cilt kusurlarını azaltmaya yardımcı olur. Kuru ciltleri nemlendirir, egzamaya iyi gelir ve yüzde biriken kirleri yok eder. Düzenli kullanımda yüzünüzdeki değişimi görebilir ve sık sık kullanabilirsiniz. Aynı zamanda makyaj temizleyici olarak tercih edebilir ve gece yatmadan önce sürerek cildinizi nemli tutabilirsiniz.
Gül Suyu Nasıl Kullanılır?
Gül suyunun kullanımı oldukça basittir. Eğer yüzünüz için kullanacaksanız, birçok detaya dikkat etmelisiniz. Gül suyu mutlaka temiz cilde uygulanmalıdır. Yüzünüze uyguladıktan hemen sonra pamuk yardımıyla gül suyunu sürebilirsiniz. Ancak çok fazla sürmemeye özen göstermelisiniz. Eğer cildiniz yağlıysa sivilcelere neden olabilirsiniz. Bu sebeple az miktarda tüm cilde uygulamanız yeterlidir. Gül suyunu günde 2 kez sürebilirsiniz. Sabah ve akşam yatmadan önce uygulamanızı öneririz. Böylelikle tüm gün cildiniz güzel duracak ve sivilce oluşumunu önleyecektir.
Gül Suyu Maskeleri
Cilt kusurlarını yok eden gül suyu, özellikle de maskeyle beraber kullanıldığında harika bir yüze kavuşmanızı sağlar. Gül suyu maskelerini hazırlamadan önce cilt yapınızı bilmeniz gerekiyor. Eğer yağlı bir cilde sahipseniz gül suyu ve kurutucu etkisi olan ürünler kullanabilirsiniz. Örneğin; limon, elma sirkesi, aloe vera ve portakal suyunu gül suyuyla karıştırarak mucize gül suyu maskeleri hazırlayabilirsiniz. Ayrıca cildiniz kuruysa nemlendirici etkisi olan karışımlar yapabilirsiniz. Zeytinyağı, badem yağı ve argan yağını gül suyuyla karıştırabilirsiniz.
Gül Suyu ve Limon Maskesi
Cilt kusurlarından kısa sürede kurtulmak istiyorsanız, gül suyunu kullanabilirsiniz. Gül suyu ve limon maskesi ciltteki ölü derileri soyuyor, aknelerle mücadele ediyor ve yüzdeki sivilceleri azaltmaya yardımcı oluyor. Aynı zamanda siyah nokta ve beyaz komedon gibi cilt sorunlarıyla savaşıyor. Antioksidan özelliği sayesinde cilt sorunlarını bu şekilde giderebilirsiniz. Gül suyu ve limon maskesi haftada 1 kez yapılmalıdır. Çok sık yapmak cildi kurutabilir ve kızarıklara neden olabilir.
Yapılışı ve uygulanışı; 1 yemek kaşığı limon ile 1 yemek kaşığı gül suyunu bir kapta karıştırın ve temiz cildinize pamuk ile sürün 10 dk bekledikten sonra yüzünüzü doğal bir sabun ile yıkayın.
Gül Suyu ve Sivilce Maskesi
Sivilceler en fazla görülen cilt problemlerinden biridir. Kısa zamanda tedavi etmek için gül suyunu kullanmanızı öneririz. Gül suyunun nemlendirici özelliği vardır. Ayrıca ciltteki ölü derileri uzaklaştırarak güzel bir cilde ulaşmanızı sağlar. Gül suyu ve sivilce maskesi kullanabilirsiniz. Herhangi bir cilt bakım ürünün içerisinde doğal gül suyunu ilave ederek, cildinize sürebilirsiniz. Dilerseniz evde yaptığınız doğal sivilce maskelerinin içerisine gül suyunu ekleyerek, yüzünüze maskeler yapabilirsiniz. Sivilcelerin geçtiğini fark edebileceksiniz.
Maya ve Gül Suyu Maskesi
Maya cilt bakımında çok fazla tercih ediliyor. Maya cilt gözeneklerini azaltır, cildi beyazlatır ve yumuşacık bir etki sağlar. Hatta etkisini arttırmak için gül suyuyla kullanabilirsiniz. Maya ve gül suyu maskesi beraberinde kullanıldığında göz altı torbaları azalacak ve cilt kırışıklarına iyi gelecektir. Bu maskeyi haftada 1-2 kez yapabilirsiniz.
Yağlı Ciltler İçin Gül Suyu Maskesi
Yağlı ciltlerin bakımı diğer cilt yapılarına göre daha zordur. Gül suyu nemlendirici bir etkisi vardır. Ancak cildiniz yağlıysa gül suyuyla beraber maskeler hazırlayabilirsiniz. Yağlı ciltler için gül suyuyla salatalık, limon, yeşil kil, kahve telvesi ve maden suyu gibi malzemelerle hazırlayabilirsiniz. Cildin doğal yağ dengesini düzenleyecek ve siyah nokta oluşumunu durduracaktır.
0 notes
neiyigelirportali-blog · 5 years ago
Text
Kahvaltıda simit ve poğaça kilo aldırır mı? Simit mi poğaça mı daha kalorili? Poğaça çeşitleri kalorileri
Umumide pratik olması bakımından kahvaltılarda sıklıkla tercih edilen simit, poğaça ya da açma üzere fırın eserlerinin kilo aldırıp aldırmadığı merak edilen bahislerden biridir. Ofis ortamında çalışan kimselerin başkalarına nazaran daha sık tükettikleri pastane işi alternatiflerin sıhhat ve kilo açısından tesirini araştırdık! Kahvaltıda poğaça yemek kilo aldırır mı? Poğaça yemeninin zararı neler? Konut prodüksiyonu diyet poğaça tanımı nasıl yapılır? Simit kaç kalori? Simit kilo yapar mı? Kahvaltıda kilo aldıran besinler neler? İşte tüm detaylar…
Çalışan şahısların diyette farkında olmadan yaptıkları en büyük günah poğaça, simit ya da açma üzere hamur işleri ile kahvaltı yapmalarıdır. Bir gün öncesinden hanede hazırlamaya üşendikleri sağlıklı atıştırmalıklar konumuna açlığı giderdiği düşünülen fakat içerisindeki çok az proteinle doyuruculuğu olmayan fırın eserleri birebir vakitte kilo almaya neden oluyor. Tek bir adet poğaçanın bile 450 kalorisinin bulunduğu bu yiyeceği tek seferde yiyip acıkmak alanına konuttan 5 adet zeytin, 1 yumurta, küçük bir dilim peynir, domates, salatalık, bir dilim esmer ekmek yiyerek birebir kaloriyi yakalamak daha mantıklı olacak ve daha sağlıklı beslenilmiş olacaktır. Sabahları kahvaltıda aç karna 1 adet poğaça yemek vücut için hayli sıhhatsiz alacağı üzere kilo açısından baktığımızda anca 7 bin 500 adım atarak yenen 1 poğaçanın kalorisini yakmış olursunuz. Gündelik yaşantı içerisinde sık sık tercih edilen poğaça, simit ve açma üzere hamur işi kahvaltılık alternatifler, fazlalık kilolarından kurtulmak için uygulanan diyetleri de verimsiz kılar. Her şeyden evvel tesirli bir diyette sağlıklı beslenme ile tertipli egzersiz hareketlerinin gerçekleştirilmesi gerektiği göz önünde bulundurulduğunda en değerli öğünlerden olan kahvaltıyı diyete makul sağlıklı bir halde gerçekleştirmek kıymetlidir. Evet sabah kahvaltıda poğaça ya da simit tarafsak ne olur? Diyete mütenasip olmayan kahvaltı biçimleri neler? Poğaça mı yoksa simit mi daha kalorili? Kahvaltı tüketiminde simit ve poğaçanın tesirleri…
SABAHLARI POĞAÇA YEMENİNİN ZARARLARI
Poğaça imalatında bol ölçüde kullanılan margarin, en yüksek aşamalı yağ öbeklerinin başıdır. Sabahın erken saatlerinde tüketilen poğaça üzere sıhhatsiz yiyecekler insan vücudunda kalp ve damar sıhhatine hasarlar vererek kalbin daha kısa bir vadede yorulmasına neden olur. İçerisinde ağır ölçüde bulunan yağlar, vücuda kısa hengamda yağ ve kilo olarak geri döner iken yapılmaya çalışılan diyetlerde işe yaramaz.  Vücuda giren yağları yakmak çok kolay olmadığı için kilo vermek zorlaşır. Hasebiyle da diyet yapılsa dahi verim alınmaz.
Midesinden rahatsız olan şahısların kahvaltıda tükettikleri poğaçalar midede yanma hissinin oluşmasına ve ağrıya sebep olmaktadır.
HANGİ POĞAÇADA KAÇ KALORİ VAR?
60 gramlık bir adet sade poğaça: 225 kcal 50 gramlık orta uzunluk bir sade mesken prodüksiyonu poğaça: 117 kcal Susamlı 90 gramlık bir kaşarlı poğaça: Ortalama 600 kcal 1 tane orta uzunluk 60 gramlık peynirli poğaça: 235 kcal 100 gramlık bir büyük uzunluk zeytinli poğaça: 384 kcal
HANEDE DİYET POĞAÇA NASIL YAPILIR?
MATERYALLER:
2 adet yumurta (Bir adedinin sarısını üstü için ayırın) 1 çay bardağı yoğurt 3 yemek kaşığı zeytinyağı 2,5 su bardağı tam buğday unu 1 yemek kaşığı kabartma tozu 2 çay kaşığı tuz
YAPILIŞI:
Yoğurdu, yumurtayı ve zeytinyağını şıkça yoğurup yavaşça unu ekleyin. Tuz ile kabartma tozunu da ekleyip hamuru elinizde yuvarlayın. Arasına peyniri yerleştirip ayrılan yumurta sarısını üzerine sürün ve çok az susam serperek 180 aşamalık fırında pişirin. (20 dakika)
Afiyet olsun…
KAHVALTIDA SİMİT YEMEK KİLO ALDIRIR MI?
Çayın yanında en hoş giden simit peynir ikilisinden simidin kilo yapıp yapmadığı merak hususudur. Sıradanda kilo aldırmasıyla bilinen susamla kaplı bu simitlerden bir adedinde (40 gramlık) yekun 250-300 civarı kcal bedeli bulunur. Kalorisi 4 dilim ekmeğe neredeyse eşit olan simitte günümüzde kahvaltıda sıklıkla tüketilen yiyeceklerdendir.
Yalnızca ve yalnızca simitle karnınızı doyurmaya çalışmıyorsanız denetimli tüketirim derseniz simidin kilo alımının önüne geçebilirsiniz.
Simidi tek başına değil yanında ayran ile tüketmek doyuruculuğunuzu arttıracağından içecek tüketebilirsiniz. Tam tahıllı ya da kepekli simitler diyete daha makuldür.
Kandil simidi kalorisi: 1 tanesi 70-80 kcal bedeli vardır.
SİMİTSİZ YAPAMAYANLARA ŞAHSI BESLENME MENÜSÜ!
1.Gün
Sabah; 1 bardak su içine nane ve limon ek ederek tüketilir. Yarım simidin yanına 2 yumurta ile yapılan sebzeli omlet. Öğlen; 1 tabak zerzevat yemeği Ara öğün; Yarım simit, 1 bardak Light ayran. Akşam yemeği; 200 gram derisiz tavukgöğsü. Ara öğün; Rezene çayı (içine tarçın ve karanfil ek edilebilir)
2.Gün
Sabah; Nane ve limonlu 1 bardak su, 2 tane üçgen peynir, yarım simit, domates ve salatalıkla yapılmış salata. Öğlen; 1 tabak ıspanak yemeği. Ara öğün; Yarım simit, 1 bardak Light ayran. Akşam yemeği; 200 gram ızgara balık, bir kase salata. Ara öğün; Tarçınlı karanfilli ıhlamur çayı.
3.Gün
Sabah;  Gecesinden bekletilmiş  ve içinde 2 kuru erik olan sulu karışımda birinci olarak eriğin kendisini yiyin,sonra suyunu için. Yarım simit, 1 kibrit kutusu peynir, maydanoz, domates, salatalıktan oluşan salata. Öğlen yemeği; Doyana kadar salata. Ara öğün; Yarım simit, 1 bardak light ayran. Akşam Yemeği; 150 gram ızgara et, ızgara biber, patlıcan, kabak. Ara öğün; Limon dilimli rezene çayı
HAFTADA 5 KİLO ZAYIFLATAN SİMİT DİYETİ NASIL YAPILIR?
1.Gün:
Sabah: Yarım simit ile bir arada çay ya da kahve. Şekersiz diyet içecekler de olabilir.
Öğlen: 1 tane simit ile yağsız salata (1 kase)
Akşam: Yarım porsiyon tavuk, 1 kase salata (yağsız)
2.Gün:
Sabah: Yarım simit, çay, kahve ya da diyet içecekler.
Öğlen: 1 tane simit ve yağsız salata (1 kase)
Akşam: Yarım porsiyon tavuk ile 1 kase salata (yağsız)
3.Gün:
Sabah: Yarım simit, çay, kahve ya da diyet içecekler.
Öğlen: 1 tane simit ile yağsız salata (1 kase)
Akşam: 10 adet köfte (ekmeksiz ve yağsız kıymadan yapılacak.)
4.Gün:
Sabah: Yarım simit, çay, kahve ya da diyet içecekler.
Öğlen: 1 tane simit ile 1 kase salata
Akşam: 10 adet mesken prodüksiyonu köfte.
5.Gün:
Sabah: Yarım simit, çay, kahve ya da diyet içecekler.
Öğlen: 1 simit ile 1 bardak ayran
Akşam: 8 küçük modül kuzu pirzola 1 kase salata
6.Gün:
Sabah: Yarım simit, çay, kahve ya da diyet içecekler.
Öğlen: 1 tabak yağsız makarna (domatesli olabilir) 1 kase salata
Akşam: 8 modül kuzu pirzola, 1 kase salata
7.Gün:
Sabah: Yarım simit, çay, kahve ya da diyet içecekler.
Öğlen: Tavuklu domatesli makarna (1 tabak olacak, içine 1 tatlı kaşığı yağ koyulabilir) 
Akşam: 3 modül bonfile ya da balık ızgara, 1 kase salata
Kahvaltıda simit ve poğaça kilo aldırır mı? Simit mi poğaça mı daha kalorili? Poğaça çeşitleri kalorileri
0 notes
kredikaynaklari · 6 years ago
Text
Kalbe Çok Zararı Olan Aşırı Sıcak Havalarda Yapılması Gerekenler
Aşırı sıcaklar ve yüksek nem kalp krizi riskini tetikler.Sadece kalp hastalıkları olanlar değil, şeker, diyabet ve solunum yolu rahatsızlıkları olanlar da güneşte en yüksek risk grubunda yer alanlardandır. risk gurubunda olanlar, yüksek nem olan sıcak yerlerden kaçınmalıdır. (adsbygoogle=window.adsbygoogle||[]).push({});  Yaz mevsiminde oldukça artış gösteren aşırı sıcaklar nedeniyle, sağlık açısından birçok problem meydana gelir. Çoğu insan için bu zararlar yaşı yüksek olanlar için geçerli gibi kabul edilse de bu büyük bir yanılgıdır. Özellikle kalp krizi konusunda yüksek risk grubunda yer alanlar 40 yaş altındaki bireylerden oluşmaktadır.Çok sıcak havalarda uzmanlar, hamilelerin, yaşlıların ve 4 yaşın altındaki çocukların zorunlu olmadıkça dışarıda olmaması gerektiğini söylemektedir. Sıcak havalarda meydana gelmekte olan yüksek nem kalp krizini arttırır. Peki sıcak havalar kalp krizine nasıl neden olur? Bununla alakalı uzman araştırmaları, sıcak havanın olumsuz etkisini kanıtlamıştır.– Vücut ısısını sabitleyen en önemli vücut eylemlerinden birisi cildin kan dolaşımını gerçekleştirmesidir. Cildi dinç tutan damarlar aşırı sıcak havalarda genişler ve vücuttaki ısı artışını dengelemeye çalışır. Elbette böyle bir durumda kalbin daha çok aktif olması gerekir. Zaman zaman göğüste ağrı ya da nefes darlığı gibi problemleri yaşayan kişiler beklemeden hemen en yakın sağlık kurumuna gitmeli ve kontrol altına alınmalıdır.– Sadece kalp hastalıkları olanlar değil, şeker, diyabet ve solunum yolu rahatsızlıkları olanlar da güneşte en yüksek risk grubunda yer alanlardandır. Birçok hastalığı, sıcak havalar tetikler.– Çok sıcak havalar vücudun sıvı ihtiyacını da arttırmaktadır. Sıcaklar nedeniyle metabolizması duran, organları yavaşlayan bir beden, hemen su tüketimini sağlamalıdır. Vücudun besinden önce ihtiyacı olan en önemli şey sudur. Su tüketilmemesi de, kalp krizi ve farklı damar yolu rahatsızlıklarını beraberinde getirebilir. Havadan gelen yüksek nem kalp krizini arttırır ancak suyun kazandıracağı nem, vücudu besler ve korur.– Sıcaklarda meydana gelen sorunlardan birisi de güneş çarpmasıdır. Başıma güneş geçti kavramının altında ciddi sorunlar yatabilir. Beyin kanamalarına kadar gidebilen bu durumlarda güneş çarpması en çok öğlen dışarıda olunması ve uzun süre boyunca güneş altında kalınması sonrasında meydana gelir. Güneş çarpması belirtileri ise çok fazla terleme ve vücudun ağrıması şeklinde oluşur.Zamanla nabız hızlanır ve susuzluk hissi artar. Bilinç kaybına kadar gidebilen bu durum bitkinlik ve baş ağrısını da getirecektir. Kas kramplarının da meydana gelmesi ile birlikte kalp krizinden beyin kanamasına kadar her şeyin olabileceği bir olaydır. Aşırı sıcaklar nedeniyle güneş çarpması sonrasında da sıvı tüketimi arttırılmalıdır.– Ani ısı değişimleri de kalp krizine davetiye çıkarır. Klimalı ortamlarda çok fazla kaldıktan sonra bir anda sıcak havaya çıkmak çok tehlikelidir. Aynı şekilde sıcaktan bunalıp klima altında kalmak, felç ve kalp hastalıklarına neden olabilmektedir.- Sıcak havalar ve güneş ışınları, ciltte kalıcı güneş lekelerine neden olabilir. Cilt lekeleri önemsiz gibi görülmemelidir çünkü ileride cilt kanserine neden olabilecek bir etkiye sahiptir. Alınması Gereken Tedbirler Nelerdir? Kalp krizine ve daha birçok hastalığa neden olan, ölüm ile bile sonuçlanabilen aşırı sıcakların etkisinden kurtulmak için alınması gereken tedbirler elbette vardır. Bu tedbirler ile, en zararla sıcaklardan korunmak mümkün olacaktır. İşte o tedbirler;– Mutlaka su tüketimi her gün sağlanmalı ve en az 2 litre su gün içerisinde bitirilmelidir. Alkol, kahve ve asitli içeceklerden uzak durulmalıdır. Vücudun sürekli kaybettiği nemi kazanması, organları korur.– Doğal havalandırma yöntemleri tercih edilmelidir. Klima gibi cihazlar solunum yolu hastalıklarını ve kalp rahatsızlıklarını beraberinde getirir. Felce kadar gidebilen sonuçlardan korunmak için, doğal havalandırma yolu seçilmelidir.– Dışarıda olmamız gereken her saat boyunca şapka, şemsiye ve güneş kremi kullanımı ihmal edilmemelidir. Vücudun hassasiyet derecesine uygun faktörde bir güneş kremi dışarı çıkmadan önce sürülmeli, şapkasız çıkılmamalıdır. Başı korumak güneşe alınabilecek en önemli tedbirlerden birisidir. Güneş çarpması bu şekilde engellenebilir.– Açık renk kıyafetler giyilerek, güneş ışınlarının yansıyarak gitmesi sağlanmalıdır. Koyu renk kıyafetler ısıyı emerek vücudun çok fazla ısınmasına neden olur. Damar genişlemesinin engellemek için de bol, ince ve açık renkli giysiler doğru bir tercih olacaktır. Dar ve koyu renkli kıyafetlerden uzak durulmalıdır.– Meyve ve sebze tüketimi, yaz aylarında arttırılmalıdır. Hem bu besinlerin sıvısı ile vücut nemi artacak hem de güneşte meydana gelen cilt lekelerine karşı da önlem alınmış olunacaktır. Özellikle salatalık, karpuz, elma ve çilek cildi koruyan besinlerin başında gelir.– Yağlı ve baharatlı yiyeceklerden uzak durulması gerekiyor. Baharatlı bir yiyecek organları tamamen kurutabilir ve vücudun nemini gereksiz yere kullanmasına neden olabilir.– Dışarıda olmamızın gerektiği her zaman diliminde, gölgeli yerlerden yürünmesi tercih edilmelidir. Gölge ve serinlik, güneşten biraz daha korunmamızı sağlar.– Saat sabah 11 ile 4 arasındaki güneş, en zararlı ışınlarını yaydığı saat dilimleridir. Bu saatler aralığında güneşlenmekten mutlaka kaçınılmalıdır.– Cilt lekeleri için dermatoloji birimine gidilmeli ve neler yapılabileceği konusunda bilgi alınmalıdır. Cilt kanserini engellemenin bir yolu da budur.– Tansiyon ilacı kullanan tüm hastalar, yaz aylarında ve aşırı sıcak zamanlarda doktorlarından yeni bir doz ayarlaması talep etmelidir. Fazla ilaç kullanımı sıcak havalarda önerilmez.– Kalbi zorlayacak aktiviteler, sıcak havalarda tercih edilmemelidir. Alınması gereken tedbirler arasında elbette kalp sağlığını koruyacak sporlar önerilir ancak sporun yapılacağı saatler güneş battıktan sonra tercih edilmelidir. Özellikle koşu, bisiklet ve yüzme gibi aktivitelerde geçerlidir.– Gün içerisinde nefes egzersizleri ile vücudun rahatlaması sağlanmalıdır. Dışarıdan eve gelindiği zaman bir süre oturarak dinlenilmeli ve esneme hareketleri ile vücudun fazla enerjisi dışarı atılmalıdır. Güneş insan bedeninde, yorgunluk verecek kadar ağır bir enerji yüklemesine de neden olur.– En küçük kalp sıkışması ve diğer rahatsızlıklarda, doktora gidilmelidir. Tıbbi müdahale bu durumlar için en uygun tedbirlerden birisidir.– Sıcak havalarda meydana gelen su toplamaları ve vücut şişkinlikleri için, soğuk su ile ıslatılmış havlu ile kompres uygulaması öneriliyor. Vücudun fazla ısısını havlu emecek ve vücudun kaybettiği denge yeniden bu şekilde kazandırılacaktır.– Ayak ve el parmak uçlarına, bileklere ve ense kısmına, yavaşça uygulanacak masajlar da, sıcağın verdiği olumsuz etkilere iyi gelecektir.Elbette güneş, kemiklere ve cilde iyi gelebilecek bir etkiye de sahiptir. Özellikle D vitamini eksikliğinde güneş banyosu önerilir ancak dozunun çok iyi ayarlanması ve zararlı olan saatler dışında güneşin görülmesi gereklidir. Her şeyde olduğu gibi aşırı sıcaklar ve güneş ışınları da fazla alınması sonucunda, ciddi zararları beraberinde getirebilir. Mutlaka uzman önerileri dikkate alınmalı ve aşırı sıcaklarda eksiksiz uygulanmalıdır.  sağlık 15 August 2016 - 21:08:17Yorum Yok0 beğeni
0 notes
yenicagkibris · 6 years ago
Text
GDO’lar, tohum ve bilgi savaşları - Vandana Shiva
https://wp.me/pXsHy-37B Genetik mühendislik ürünü tohumlar ve ürünler (GDO’lar) tohum ve bilgi savaşlarına yol açıyor. Ürünlerin genetik olarak değiştirilmesinin tek nedeni, tohumların patentini almak ve telif ücreti elde etmektir. Nasıl ki, kolonyalizasyon esnasında, Terra Nullius yani boş arazi kavramı, sömürgecilerin topraklara ve ülkelere el koymasına mahal vermişse, yeni bir kavram olan Bio Nullius, yani boş hayat, tohumlar, biyo-çeşitlilik ve yaşam formları üzerinde “fikri mülkiyet hakları” iddia etmek için kullanılıyor. Ancak, yaşam boş değildir. Tohumlar icat değildir. Tohumlar binlerce yıllık biyolojik evrimi, binlerce yıllık kültürel evrimi ve çiftçilerin emeğini bünyelerinde barındırır. Şirketler patent talep ettiklerinde, esas itibariyle yaptıkları şey doğa ve çiftçiler tarafından evrilen özelliklere “korsan” olarak el koymaktır. Basmati pirincinin aromasını, yerli buğdayımıza mahsus düşük glüten oranını, bizzat çiftçilerimiz tarafından geliştirilen iklimsel dirence mahsus tuz toleransını, kuraklık toleransını, sele dayanıklılığını korsan olarak satmakta ve bunların patentini almaktalar. Buna ne icat, ne yenilik denir; bunun adı bio-korsanlıktır. Şirketlerin genetik mühendislik vasıtasıyla bitkilere kattıkları tek şey B1 zehrinin toksik özellikleri ve herbisit direncidir. Toksik olmalarının yanısıra, bu özellikler iddia edilegeldiği üzere kimyasal kullanımını hiç de azaltmazlar. Vidharba’da gerçekleştirdiğimiz çalışmalar, Bt pamuğunun ortaya çıkışının ardından haşere ilacı kullanımının 13 kat arttığını göstermektedir. Environmental Sciences Europe (Avrupa Çevre Bilimleri) dergisinde yayınlanan bir rapora göre, genetiği değiştirilmiş ürünler, ilk kullanılmaya başlandıkları 1996 yılından 2011 yılına kadar toplam haşere ilacı kullanımında 404 milyon poundluk bir artışa neden olmuşlardır. Bu da son 16 yıl içerisinde aşağı yukarı yüzde yedilik bir artışa tekabül etmektedir. Kimyasal kullanımındaki artışa işaret eden bu veriler, Bt toksin ürünlerinin kimyasal kulanımını azaltacağı ve haşereye dayanıklı ürünlerin haşere ilacı kullanımını düşüreceği iddialarının yanlış olduğunu göstermektedir. Navdanya’nın “GDO İmparatoru Çıplak” isimli raporu, genetiği değiştirilmiş ürünlerin yabani otlara ve kimyasallara karşı direnç geliştirilmesine neden olduğunu, bunun da kimyasal ve haşere ilacı kullanımını artırdığını göstermektedir. Şu anda, yirmiden fazla yabani ot türü, Monsanto’nun geniş spektrumlu haşere ilacı Roundup’ın temel bileşeni olan glifosfata karşı direnç geliştirmiştir; çiftçilerden bu durum karşısında Vietnam savaşında kullanılan turuncu etmeni (Agent Orange) kullanmaları istenmektedir. Şirketlerin çiftçileri GDO tohumlarına mecbur etmelerinin tek yolu alternatifleri ortadan kaldırmaktır. Bunu da kamusal tohum yetiştiriciliğini ortadan kaldırarak yapıyorlar. Nagbur merkezli Hindistan’ın önde giden pamuk araştırmaları enstitüsü, Monsanto’nun pamuk tohumu piyasasına girişinin ardından Vidharba’da tek bir çeşit tohum bile sunmadı. İkinci stratejiyse lisans anlaşmalarıyla yerel şirketlerin elini kolunu bağlamaktır. 60 Hindistan merkezli tohum şirketi yalnızca Monsanto’nun Bt pamuğunu satıyor. Üçüncü strateji, zorunlu lisanslandırma ve kayıt altına alma yasaları vasıtasıyla yerel tohumları yasadışı hale getirmektir. 2004 Tohum Yasası’yla yapılmaya çalışılan şey tam da buydu. Bunun Hindistan’da yürürlüğe sokulmasına mani olmak için Satyagraha’nın ülke çapında örgütlü mücadele yürütüldü ve meclis komisyonu oluşturuldu. Ancak Avrupa’da tohum yasaları çoktan biyo-çeşitliliği ve çiftçilerin kamusal tohum yetiştiriciliğini yasadışı hale getirmeye başladı. İşte bu yüzden, Tohumda Patente Hayır, endüstriyel tohumları teşvik eden ve yerel, açık tozlaşma ürünü çeşitleri yasadışı hale getiren Tohum Yasalarına Hayır demek üzere, Tohum Özgürlüğü Küresel İttifakı çerçevesinde bir araya geldik. 120’den fazla kişi ve grup tarafından kaleme alınan Tohum Özgürlüğü Küresel Yurttaşlar Raporu (www.seedfreedom.in)   1 Ocak’ta, Delhi’de dolaşıma sokuldu. 2 Ekim’de Gandhi’nin yaşgününde ve 16 Ocak’ta Dünya Gıda Günü’nde bir dizi Tohum Özgürlüğü eylemi gerçekleştirildi. Tohum gıda zincirinin ilk adımıdır. Tohum Savaşları yerini Gıda Savaşlarına bırakmaktadır. GDO’lü ürünlerin etiketlenmesi üzerine gerçekleştirilen Kaliforniya halk oylaması, yurttaşların bilme ve seçme hakkıyla şirketlerin GDO’ları zorla dolaşıma sokma hakları arasındaki en güncel mücadeledir. Organik Ürün Tüketicileri Derneği’nin siyasi direktörü Alexis Baden-Mayer’in, Wall Street’i İşgal Et eylemleri çerçevesinde Nisan başında Washington’da verilen açık derslerden birinde söylediği gibi, “Kaliforniya hangi ürünlerin GDO’lu olduğunu Bilme Hakkı halk oylaması inisiyatifi, tabandaki nüfusun %99’unun Amerikan demokrasisini nüfusun ancak %1’ini teşkil eden kabadayılardan geri almak üzere nasıl harekete geçebileceğinin mükemmel bir örneğidir.” Tohum Savaşları ve Gıda Savaşları bilgi savaşları halini alıyor. Kaliforniya inisiyatifinden hemen önce, organik gıdaların sağlığa zararı olmadığına dair bir makale dünya çapında dolaşıma sokuldu. Stanford’un sözde bilim insanları sigaranın sağlığa zararları üzerine tartışmaların yoğunlaştığı zamanlarda Big Tobacco şirketi için de benzer bir çalışma gerçekleştirmişlerdi. Sahte bilim GDO’yu teşvik etmek üzere seferber ediledursun, Biyo-çeşitlilik, GDO’ların sağlığa ve çevreye zararları üzerine kaliteli araştırmalar gerçekleştiren -ki bu Biyo-çeşitlilik üzerine Cartagena Prokolü’nün bağlayıcı ilkelerinden biridir- bağımsız, kamu yararına çalışan bilim insanları, endüstri için çalışan ve kendilerine bilim insanı diyen organize mafya teşkilatının saldırılarına maruz kalıyor. İngiltere’de bizzat İngiltere hükümeti tarafından yetkilendirilen araştırmasının sonuçları, bu ürünlerle beslenen kobay farelerin beyinlerinin küçüldüğünü, pankreaslarının genişlediğini ve bağışıklıklarının çöktüğünü gösterdiğinde, Dr. Arpad Putzai görevden uzaklaştırıldı. Yakın bir zamanda, Dr. Seralini tarafından Gıda ve Kimyasal Toksikoloji dergisinde yayınlanan bir çalışmaya göre, -Roundup-Ready GM mısırıyla beslenen farelerde ölüm oranı kontrol grubuna kıyasla 2-5 daha fazladır. -Dişi farelerde meme tümörü vakaları korkunç derecede artmıştır (öldüklerinde %80 oranında). -Erkek fareler, ciddi oranda karaciğer ve böbrek hasarından musdariptir. -Tümörler muazzam rakamlara ulaşmıştır. Hayvanların çoğunun, öldükleri anda gerçekleştirilen çalışmada, üç ayrı tümör geliştirdiği görülmüştür. Hindistan Yargıtay’ı, GDO’ların bilimsel Biyo-çeşitlilik değerlendirmesindeki boşluklar hususunda bilgilendirilmek üzere Teknik Uzmanlar Komitesi tahsis etmiştir. Komite, bütün GDO Bt ürünlerinin saha araştırmalarının geçici bir süre yasaklanmasını, haşereye dirençli ürünlere mahsus sorunların ayrıca değerlendirilmesini, Hindistan’ın biyoçeşitlilik merkezi olarak bilindiği ürünlerde, GDO denemelerinin yasaklanmasını salık vermiştir. Bu ürünler arasında şunlar bulunmaktadır: Tahıllar ve sebzeler: pirinç, bezelye, dahl, urd fasülyesi, mung fasülyesi, pirinç fasülyesi, börülce, Nebat ve yumrulu sebzeler: patlıcan, salatalık, kırmızı turp, gölevez, hint yer elması Meyveler: mango, portakal, mandalina, limon, demirhindi Şeker, yağ, ve lifli bitkiler: şeker kamışı, hindistan cevizi, susam, aspir, ağaç pamuğu, hint pamuğu, hintkeneviri, krotalarya, kenaf Baharatlar, uyarıcılar, boyalar ve diğerleri: haşhaş, karabiber, akasya zamkı, sandal ağacı, indigo, tarçın ağacı, kroton, bambu. Yargıtay idarenin ve hükümetin anayasaya uygun işlediğini temin etmekle yükümlüdür. GDO lobisi, Başbakana dilekçe yazarak Yargıtay’ın ve Teknik Komite’nin çalışmasını geri çekmesini rica etmiştir. Bu anayasaya aykırıdır. Ağustos ayında Lok Sabha’da, “GDO’lu ürünlerin yetiştirilmesi- Beklentiler ve Muhtemel Etkiler” isimli bir rapor, Meclis Tarımdan Sorumlu Daimi Komisyonu tarafından sunuldu. Basın açıklamasında raporu sunan, komisyon başkanı Mr Basudeb Acharia, “Komisyonumuz, GDO’lu ürünlerin gıdalarımıza, tarımımıza, sağlığımıza ve çevreye muhtemel ve mevcut etkilerine dönük endişeleri yerinde bulduğundan, GDO’lu ürünlerin ülkemiz için doğru bir çözüm olmadığına kani olmuştur,” dedi. GD lobisi tekrar başbakana dilekçe yazarak, meclis komisyonunun tavsiyesini hiçe saymasını talep etti. GDO’ların yalnızca tohum tekelleri, demokrasimizin yıkımı ve bilim ve bilgi arasındaki bütünlüğün ortadan kalkması vasıtasıyla yayılabileceği düşünüldüğünde, biz onlarsız halimizden memnunuz.
0 notes
diyetuzmanblog-blog · 7 years ago
Text
Kilo Vermeye Yardımcı 7 Basit Kural – Zayıflama Yöntemleri
Kilo Vermeye Yardımcı 7 Basit Kural – Zayıflama Yöntemleri
Kilo vermek zorlu, sabır ve emek isteyen bir süreçtir. Bu nedenle başvurulan zayıflama yöntemleri her zaman istenilen sonucu vermeyebilir. Zayıflamak; kişinin kilosu, yaşı, cinsiyeti, metabolizma hızı ve beslenme alışkanlıklarıyla yakından ilgilidir. Bilimsel olarak kanıtlanmış ve herkesin zorlanmadan uygulayabileceği kilo verme yöntemleri ile zayıflamak daha kolay olabilir. Kilo vermeye yardımcı kurallar sağlıklı beslenmeyi hayatınızın bir parçası haline getirebilir.
Genel olarak diyetisyenler tarafından önerilen, beslenme listeleriyle birlikte uygulanabilen, herhangi bir zararı bulunmayan ve alışkanlık haline getirilmesi gerekilen kilo vermeye yardımcı 7 basit kural şunlardır:
Kendinizi motive edin.
Kilo vermeye yardımcı kurallar arasında en önemlisi kendinizi motive etmenizdir. Zayıflamak için motivasyon her şeyden daha etkilidir. “Kilo vermek istiyorum.” diyerek başladığınız zayıflama planınıza her gün; “Bugün daha güzelim.” , “Kilo veriyorum.” gibi cümlelerle devam etmelisiniz. Ayrıca zayıflama sürecinde ailenizden ve arkadaşlarınızdan destek almalısınız. Bu şekilde işiniz daha da kolaylaşır ve motivasyonunuz artar.
Ayrıca verdiğiniz kiloların sevincini yaşamanız kararlılığınızı artıracaktır. Kendinizi ödüllendirerek de zayıflama sürecinin eziyetten çok eğlenceye dönüşmesini sağlarsınız. Hafif bir tatlı ya da almak istediğiniz bir kitap sizi mutlu edecektir. Kilo vermeye yardımcı önerilerarasında en etkili olan motivasyon yaratmaktır.
Porsiyonlarınızı azaltın.
Kilo vermeye yardımcı yöntemler arasında küçük porsiyonlarla beslenmek de yer alıyor. Zayıflamaya odaklandıktan sonra yapmanız gereken artık daha az yemek. Porsiyonlarınızı azaltırken sevdiğiniz besinleri hayatınızdan tamamen çıkarmayın elbette. İlk olarak kilo vermek için sevdiğiniz ve sık tükettiğinizin besinlerin porsiyonlarını yarıya indirmeye çalışın. Tabağınızın sadece 1/4 üne karbonhidrat, 1/4 üne protein ve yarısına da sebze ekleyin. Küçük tabaklarda yemek yiyin ve tıka basa doymaya çalışmayın.
Facebook
Whatsapp
Twitter
Google+
Linkedin
Pinterest
Alışverişe aç karnına çıkmayın.
Kilo vermeye yardımcı tavsiyeler arasında aç karnına markete gitmemek de yer alıyor. Zayıflamak için sağlıklı besinler almaya gittiğiniz marketlerden poşetler dolusu sağlıksız besinle ayrılmak mantıklı olmayacak elbette. Markete aç karnına gittiğinizde daha çok karbonhidrat ve tatlı ağırlıklı besinlere yönelecek ve abur cubur alacaksınız. Bu nedenle alışverişe tok karnına gitmeye çalışın ve satın alacaklarınızın olduğu listenizi önceden hazırlayın. Diyet listenizdeki besinleri alın ve aşırıya kaçmayın. Atıştırmalık olarak sağlıklı kuruyemişler alabilirsiniz. Böylece kilo vermek için büyük bir adım atmış olursunuz.
Bol bol su için.
Kilo vermek için su içmek çok önemli. Bol su tüketmek metabolizmanızı hızlandıracağı için kilo vermenizi kolaylaştırır. Günde 2 litre su tüketmeye dikkat edin. Gün içerisinde de yanınızda su bulundurun. İçerisine salatalık ve limon gibi içimi kolaylaştıracak besinler ekleyin.
Spor yapın.
Zayıflamak için sağlıklı beslenme kadar egzersiz yapmak ve alınan enerjiyi harcamak da gereklidir. Bu nedenle günde en az 30 – 40 dakika yürüyüş yapmanız kilo vermenize yardım edecektir. Yüzme, tenis ve koşu gibi sporlar da kaslarınızı çalıştırarak vücudunuzu forma sokacaktır. Zayıflatan hareketler ile yaktığınız kalori miktarı artacaktır.
Alternatiflerle beslenin.
Kilo vermeye yardımcı kurallar arasında alternatif besin kaynaklarının tüketimi de yer alıyor. Sürekli aynı yiyecekleri tüketmek metabolizmanızı yavaşlatacağı için kilo vermeniz zorlaşacaktır. Örneğin; her kahvaltıda farklı besinler tüketin. Bir sabah yumurta yediyseniz ertesi sabah peynir ve yeşillik yiyin. Ana öğünlerinizi de çeşit çeşit salatalardan ve ızgara yemeklerinden oluşturun. Ara öğünlerde ise badem, fındık, kuru kayısı ve incir gibi kan şekerinizi olması gereken düzeyde tutacak atıştırmalıklar yiyin.
İyi uyuyun.
Kilo vermek için iyi uyumanız da şart. Günde 7 – 8 saat uyursanız ihtiyacınız olan uykuyu almış olursunuz. Eğer düzensiz ve yetersiz uyursanız ertesi gün kendinizi daha aç ve iştahlı hissedersiniz. Ayrıca yatmadan önce tüm elektronik cihazlarınızı fişten çekin ve cep telefonunuzu da kapatın. Daha kaliteli bir uyku düzeniniz olacak ve daha az acıkacaksınız.
Kilo vermeye yardımcı 7 basit kural sayesinde zayıflama süreciniz hem eğlenceli olacak hem de hızlı. Sağlıklı beslenme düzenine kavuşmuş olacak ve her zaman bu düzeni koruyabileceksiniz.
Kilo vermeye yardımcı öneriler almak isterseniz uzman diyetisyen desteğinden yararlanabilirsiniz. Bireysel Beslenme Danışmanlığı sayesinde size özel kilo vermeye yardımcı yöntemler belirleyebilirsiniz.
https://www.diyetuzmani.com.tr/diyetisyenler/istanbul-diyetisyen/bakirkoy-diyetisyen/
Tumblr media
0 notes
ajfert01-blog · 7 years ago
Text
Su içemeyenlere öneriler
Tumblr media
Vücudumuzun yaklaşık yüzde 75'i sudur. Suyun sağlıklı beslenmede çok önemli bir payı vardır. Suyun metabolik reaksiyonlar sonucu oluşan atık ürünler ve toksinlerin vücuttan atılarak sağlığımızın korunmasına katkıda bulunuyor. Anadolu Sağlık Merkezi Tamamlayıcı Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek "Dolayısıyla su bağışıklık sisteminin de önemli bir parçasıdır. Bunun için su günde ortalama 8-10 bardak olacak şekilde sade veya isteğe bağlı olarak sevilen sebze-meyvelerle karıştırıp aromalı bir şekilde de tüketilebilir" önerisinde bulundu. Suya limon, elma, salatalık dilimi, nane veya çubuk tarçın eklemek gibi yöntemler suya aroma katar. Sade suyu az içenlerin tüketimlerini bu şekilde arttırabiliyorlarsa fayda sağlamış olacaklarını vurgulayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek "Bitkiler taze olduğundan hücreler parçalanmadığı için hücre içi bileşenlerin suya geçmesi mümkün değildir. Bu bakımdan kesilme yüzeylerinde parçalanmış hücrelerin içerikleri suya geçerek aroma ve biraz etki sağlayabilir" açıklamasında bulundu. Sadece aromalı su içmenin bir zararı yok Sadece aromalı su içiyor olmanın herhangi bir zararı olmadığını söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Tamamlayıcı Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek "Kişi suyu nasıl içmekten keyif alıyorsa o şekilde içebilir. Şekerli, asidik veya hazır renklendirilmiş tozlar eklenmediği sürece istenen miktarda aromalı su tüketilebilir. Fakat suyun içine konulan sebze meyvenin çok iyi yıkanmış olması ve şeker/ şekerli gıda eklenmemesi gerekiyor. Günde toplam su ihtiyacı kişiden kişiye değişmekle birlikte ortalama 8- 10 bardak" şeklinde konuştu. Limonlu su tek başına zayıflatmaz Kilo vermek için beslenme ve sporun önemli olduğunu belirten Tuba Örnek "Limonlu su tek başına zayıflatmaz. C vitamini içeriği yüksek olan limonun ancak egzersiz ve sağlıklı diyet yapan kişilerde zayıflamaya yardımcı olduğu bazı çalışmalarda görülmüştür" dedi.
0 notes