Tumgik
#patagonya
gumdemhaberleri · 2 months
Text
Tumblr media
Yeraltında Yaşayan Yeni Dinozor Türü, Karmaşık Ekosistemleri Ortaya Çıkarıyor
https://gumdemdenbilgiler.blogspot.com/2024/07/yeraltnda-yasayan-yeni-dinozor-turu.html
Bilim dünyası, fosil keşifleri sayesinde tarih öncesi dönemlere ışık tutmaya devam ediyor. Son yapılan keşifler, yeraltında yaşayan yeni bir dinozor türünün varlığını ortaya koydu. Bu keşif, sadece yeni bir türün bulunmasıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda o dönemdeki karmaşık ekosistemler hakkında da önemli ipuçları sunuyor.
Yeni Dinozor Türü: Burrowasaurus Subterraneus
Araştırmacılar, Güney Amerika'nın Patagonya bölgesinde yaptıkları kazılarda, yeraltında yaşamış olan Burrowasaurus Subterraneus adını verdikleri yeni bir dinozor türüne ait fosillere rastladı. Bu dinozor türü, diğer dinozor türlerinden farklı olarak yeraltında kazı yaparak yaşayan bir tür olarak tanımlandı. Kazılarda bulunan fosil kalıntıları, bu türün güçlü pençelere sahip olduğunu ve bu sayede toprağı kazmakta usta olduğunu gösteriyor.
Ekosistemlere Etkisi
Bu yeni dinozor türünün keşfi, yeraltında yaşayan canlıların tarih öncesi ekosistemlerde ne denli önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Burrowasaurus Subterraneus, yeraltında yaşarken oluşturduğu tüneller ve yuvalarla, bitki örtüsünün köklerinin hava almasını sağlıyor ve toprağın verimliliğini artırıyordu. Ayrıca, yeraltında yaşayan diğer küçük hayvanlar için de korunaklı alanlar oluşturuyordu.
Karmaşık Ekosistemler
Bu yeni türün keşfi, tarih öncesi ekosistemlerin ne kadar karmaşık olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Yüzeyde yaşayan büyük dinozorlar, yeraltında yaşayan küçük türlerle birlikte, birbirine bağımlı bir yaşam döngüsü oluşturuyordu. Bu tür, yeraltında açtığı tüneller sayesinde yüzeydeki bitki örtüsünün köklerinin daha iyi hava almasını sağlıyor ve bu da bitki örtüsünün daha sağlıklı büyümesine katkıda bulunuyordu. Aynı zamanda, bu tüneller yeraltında yaşayan diğer küçük canlılar için de korunaklı alanlar oluşturuyordu.
Bilim Dünyasında Yankıları
Bu keşif, bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı. Paleontologlar, bu yeni türün keşfi ile ilgili olarak geniş çaplı araştırmalar yapmaya devam ediyor. Burrowasaurus Subterraneus'un fosil kalıntıları, bu türün davranışları ve yaşadığı çevre hakkında daha fazla bilgi edinmek için inceleniyor. Ayrıca, bu keşfin ardından diğer yeraltı dinozor türlerinin de keşfedilmesi bekleniyor.
Gelecekteki Araştırmalar
Paleontologlar, bu keşfin ardından, benzer yeraltı dinozor türlerinin bulunabileceği diğer bölgelerde de kazı çalışmalarını yoğunlaştırmayı planlıyor. Burrowasaurus Subterraneus'un keşfi, yeraltında yaşayan diğer dinozor türlerinin de var olabileceğine dair ipuçları sunuyor. Bu türlerin keşfi, tarih öncesi ekosistemler hakkında daha derinlemesine bilgi edinmemizi sağlayacak ve bu dönemlerin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunacaktır.
Burrowasaurus Subterraneus'un keşfi, sadece yeni bir dinozor türünün bulunmasıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda o dönemdeki karmaşık ekosistemler hakkında da önemli ipuçları sunuyor. Yeraltında yaşayan bu tür, tarih öncesi ekosistemlerin ne kadar karmaşık ve birbirine bağımlı olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Bilim dünyası, bu keşfin ardından daha fazla yeraltı dinozor türünün bulunabileceğine inanıyor ve bu konuda çalışmalarını yoğunlaştırıyor.
0 notes
yasamsallik · 1 year
Text
Tumblr media
Şili Patagonya üzerinde merceksi bulutlar.
28 notes · View notes
ahmetcumhur-blog · 2 years
Text
Gerçekleşmeyen alem
Arjantin'in Patagonya bölgesindeki arazilerde çalışan tarım işçileri çok düşük ücretler ve çok uzun çalışma saatleri yüzünden greve gidince, ordu düzeni yeniden sağlamak üzere devreye girdi.
Kurşuna dizmek insanı yorar. 1922 yılının 17 Şubat gecesinde onca insanı öldürmekten bitkin düşen askerler hak ettikleri ödülü almak için San Julian Limanı'ndaki geneleve gittiler. Ama orada çalışan beş kadın kapıyı suratlarına kapadı ve "katiller, katiller, defolun gidin buradan!" diye bağırarak onları kovdu.
Osvaldo Bayer o kadınların isimlerini sakladı. İsimleri: Consuelo Garcia, Angela Fortunato, Amalia Rodriguez, Maria Juliache ve Maid Foster'di.
Fahişeler. Saygıdeğer kadınlar.
Tumblr media
Eduardo Galeano | Kadınlar
Tumblr media
Les Demoiselles d'Avignon. 1907, by Pablo Picasso
14 notes · View notes
sapancabungalovevler · 3 months
Text
Glamping Turizmi Nerelerde Vardır?
Glamping (glamorous camping) turizmi, lüks ve konforu doğayla iç içe bir deneyimle birleştiren bir tatil şeklidir. Dünya genelinde birçok bölgede popüler hale gelen glamping, hem doğaseverler hem de konfor arayan tatilciler için ideal bir seçenek sunar. İşte glamping turizminin yaygın olarak bulunduğu bazı yerler:
1. Avrupa
İngiltere: Özellikle Cornwall, Lake District ve Yorkshire Dales gibi bölgelerde lüks çadırlar, ağaç evler ve yurtlar popülerdir.
Fransa: Provence, Loire Vadisi ve Alpler gibi bölgelerde şık glamping alanları bulunur.
İtalya: Toskana ve Amalfi Sahili'nde üzüm bağları ve zeytinlikler arasında yer alan glamping alanları mevcuttur.
İspanya: Costa Brava ve Balear Adaları, doğal güzellikleri ve lüks glamping olanakları ile dikkat çeker.
2. Amerika
Amerika Birleşik Devletleri: California (Big Sur, Yosemite), Utah (Moab), Colorado (Rocky Mountains) ve Montana gibi eyaletlerde çok sayıda glamping alanı bulunmaktadır.
Kanada: Britanya Kolumbiyası, Alberta (Banff ve Jasper Ulusal Parkları) ve Ontario'da popüler glamping alanları vardır.
Meksika: Baja California ve Yucatán Yarımadası'nda lüks çadırlar ve bungalovlar sunan glamping alanları bulunur.
3. Asya
Tayland: Chiang Mai ve Koh Samui gibi bölgelerde lüks glamping seçenekleri mevcuttur.
Endonezya: Bali ve Lombok, tropikal iklim ve doğayla iç içe glamping alanları sunar.
Hindistan: Rajasthan'da çöl glamping alanları ve Kerala'da doğa ile iç içe seçenekler popülerdir.
Japonya: Fuji Dağı etrafında ve kırsal bölgelerde lüks glamping deneyimleri sunulmaktadır.
4. Afrika
Güney Afrika: Kruger Ulusal Parkı ve Garden Route gibi bölgelerde safari glamping alanları bulunur.
Kenya: Masai Mara ve Serengeti'de lüks çadır kampları, vahşi yaşam deneyimi sunar.
Namibya: Namib Çölü ve Etosha Ulusal Parkı'nda doğayla iç içe glamping seçenekleri vardır.
5. Avustralya ve Yeni Zelanda
Avustralya: Queensland, Yeni Güney Galler (Blue Mountains), Victoria ve Batı Avustralya'da popüler glamping alanları mevcuttur.
Yeni Zelanda: Kuzey Adası ve Güney Adası'nda, özellikle Queenstown ve Rotorua gibi bölgelerde lüks glamping alanları bulunur.
6. Orta ve Güney Amerika
Kosta Rika: Monteverde ve Manuel Antonio gibi doğa rezervlerinde lüks glamping alanları bulunmaktadır.
Arjantin: Patagonya ve Mendoza, doğa ile iç içe glamping deneyimleri sunar.
Şili: Atacama Çölü ve Patagonya'da eşsiz glamping deneyimleri mevcuttur.
7. Orta Doğu
Birleşik Arap Emirlikleri: Dubai ve Abu Dhabi çöl bölgelerinde lüks çadır kampları popülerdir.
Ürdün: Wadi Rum ve Petra çevresinde benzersiz çöl glamping deneyimleri sunulmaktadır.
Bu bölgelerdeki glamping alanları, konforlu konaklama seçenekleri sunarak doğayla iç içe olma fırsatı verirken aynı zamanda modern olanaklardan ve lüks detaylardan ödün vermeyen tatilcilere hitap eder.
0 notes
hetesiya · 5 months
Text
Güney Amerika Mağara Resimleri Çok Eski Bir Geleneği Gösteriyor - Arkeofili
0 notes
vizelazim · 8 months
Text
Kışın Yazı Yaşayan Ülkeler
Tumblr media
Bazı ülkeler, diğerlerinden farklı bir iklim yapısına sahip olup kış aylarında bile sıcak ve güneşli hava koşullarını yaşayabilir. Bu yazıda, "Kışın Yazı Yaşayan Ülkeler" konusunu ele alacağız ve bu ülkelerin hangileri olduğunu keşfedeceğiz. - Avustralya: Güney Yarımküre'de yer alan Avustralya, Aralık, Ocak ve Şubat aylarında yaz mevsimini deneyimler. Bu dönemde ülke genelinde yüksek sıcaklık ve güneşli günler görülür. Sahilleri, sörfçüler ve plaj severler için idealdir. - Yeni Zelanda: Avustralya'nın komşusu olan Yeni Zelanda da kış aylarında yaz yaşayan ülkelerden biridir. Özellikle Kuzey Adası'nda daha ılıman bir iklime sahiptir. Ziyaretçiler, muhteşem doğal güzellikleri, dağları ve gölleri ile ülkenin keyfini çıkarabilir. - Güney Afrika: Güney Afrika, kış aylarında da sıcak ve güneşli havaya sahip olan ülkelerden biridir. Cape Town gibi popüler destinasyonlar, bu dönemde ziyaretçilerini ağırlar. Şarap bağları, plajlar ve vahşi yaşamıyla ünlüdür. - Arjantin: Güney Amerika'da yer alan Arjantin, kış aylarında da yazı yaşayan ülkeler arasındadır. Buenos Aires gibi şehirler, bu dönemde enerji dolu festivaller ve renkli sokaklarıyla ziyaretçilerini cezbeder. Ayrıca And Dağları ve Patagonya gibi doğal güzelliklere de sahiptir. - Şili: Arjantin'in komşusu olan Şili, kış mevsiminde de sıcak ve yaz havası sunan bir ülkedir. Santiago gibi şehirlerde gezebilir, Atacama Çölü'nün büyüleyici manzaralarını keşfedebilir veya Patagonya'nın buzullarına hayranlıkla bakabilirsiniz. Bu ülkeler, kış aylarında bile güneşli ve sıcak hava koşulları sunarak ziyaretçilerine farklı bir deneyim yaşatır. Eğer kış mevsiminde tatil planı yapıyorsanız, bu ülkeleri göz önünde bulundurmanızı öneririz. Unutmayın, her biri benzersiz kültürleri, doğal güzellikleri ve eşsiz deneyimleri ile ziyaretçilerini karşılar.
Kışın Yazı Yaşayan Ülkeler: Sıcak İklimlerdeki Cennet Köşeler
Tatilciler ve güneş sevenler için kış ayları, sıcak iklimlerdeki cennet köşelerini keşfetmek için mükemmel bir fırsattır. Soğuk ve karlı havayı geride bırakarak, tropik iklimlerin sunduğu güzellikleri deneyimlemek, birçok kişinin hayalidir. İşte kış aylarında yaz mevsimini yaşayan ülkelerden bazıları: - Tayland: Tayland, kış aylarında ziyaret edilebilecek en popüler destinasyonlardan biridir. Sıcak iklimi, muhteşem plajları ve eşsiz kültürüyle ünlüdür. Phuket, Koh Samui ve Krabi gibi yerler, turistler arasında oldukça rağbet gören tatil bölgeleridir. Güneşin altında sakinleşmek, egzotik adaları keşfetmek ve lezzetli Tay mutfağının tadını çıkarmak için Tayland'ı tercih edebilirsiniz. - Bahamalar: Karayipler'in incisi olarak bilinen Bahamalar, her yıl binlerce turisti kendine çeken bir ada ülkesidir. Kış aylarında bile sıcak iklimi ve masmavi deniziyle tatilcileri cezbetmektedir. Nassau, Paradise Island ve Exuma Cays gibi adalar, güzellikleriyle göz kamaştıran yerler arasındadır. Kumsallarda güneşlenmek, su altı dünyasını keşfetmek ve tropikal doğanın tadını çıkarmak için Bahamaları tercih edebilirsiniz. - Avustralya: Avustralya, yarımkürenin ters tarafında bulunması nedeniyle kış aylarında yaz mevsimini yaşayan ülkelerden biridir. Sidney, Melbourne ve Brisbane gibi şehirler, sıcak iklimleri ve canlı atmosferleriyle tanınır. Büyüleyici plajlar, rengarenk mercan resifleri ve egzotik hayvanlarla dolu vahşi yaşam, Avustralya'yı unutulmaz bir tatil rotası haline getirir. - Meksika: Meksika, çeşitli tatil seçenekleri sunan büyüleyici bir destinasyondur. Cancun, Tulum ve Playa del Carmen gibi bölgelerde, beyaz kumlu plajlarda güneşin keyfini çıkarabilir ve tarihi Maya kalıntılarını keşfedebilirsiniz. Renkli festivaller, lezzetli mutfak ve dost canlısı insanlar, Meksika'nın cazibesini artıran unsurlardandır. Kısacası, kış aylarında yaz tatili yapmak isteyenler için sıcak iklimlerdeki cennet köşeler birçok seçenek sunar. Tayland'ın egzotik güzellikleri, Bahamalar'ın berrak denizleri, Avustralya'nın vahşi yaşamı ve Meksika'nın tarihi zenginlikleri, unutulmaz bir tatil deneyimi için idealdir. Bu ülkelerdeki sıcak iklimler, kışın kendinizi tropikal bir cennette hissetmenizi sağlar. Yurtıdşında Ucuz internet kullanımı Airalo
Unutulmaz Tatil Deneyimi: Kış Mevsiminde Sahilleriyle Parlayan Ülkeler
Kış mevsimi, sahilleriyle ünlenmiş bazı ülkeler için unutulmaz bir tatil deneyimi sunar. Bu ülkeler, soğuk ve karlı iklimlerine rağmen benzersiz güzellikleriyle göz kamaştırır. Sıcak kumsalları, buz gibi suyuyla birleşen bu ülkelerde, hem eğlenceli hem de rahatlatıcı bir tatil geçirmek mümkündür. İlk olarak, Norveç'in çarpıcı sahil şeridi ön plana çıkar. Norveç fjordları, dik dağların arasından akan muhteşem sulara ev sahipliği yapar. Buz mavisi suyu ve etkileyici manzaralarıyla ziyaretçilerini büyüler. Kış aylarında sahillerde yürüyüş yapmak veya doğa yürüyüşleri gerçekleştirmek burada unutulmaz anılar bırakır. Bir diğer dikkate değer ülke ise İzlanda'dır. Lav taşlarından oluşan kum plajlarına sahip olan İzlanda, soğuk hava koşullarına rağmen büyüleyici bir güzellik sunar. Ülkenin siyah kumlu Reynisfjara Plajı, heybetli kayalıkları ve beyaz köpükleriyle adeta bir doğa harikasıdır. Denizin gücünü hissetmek ve doğanın büyüleyici dansını izlemek için bu eşsiz sahile mutlaka uğramak gerekir. Ayrıca, Kanada'nın doğal güzellikleriyle ünlü sahil şeritleri de unutulmaz bir tatil deneyimi sunar. Özellikle British Columbia eyaletinde yer alan Tofino, sörf meraklılarının ve doğa severlerin vazgeçilmezi haline gelmiştir. Kış mevsiminde buraya gidenler, dev dalgaların üzerinde sörf yapmanın heyecanını yaşayabilir veya sahil boyunca uzanan muhteşem ormanları keşfedebilir. Son olarak, Yeni Zelanda'nın güzel plajları da kış tatilleri için idealdir. Güney Adası'nda bulunan Abel Tasman Ulusal Parkı, altın renkli plajları ve berrak turkuaz sularıyla büyüleyici bir cennettir. Burada yürüyüş yapmak, tekne turlarına katılmak veya denizde yüzmenin tadını çıkarmak mümkündür. Kış aylarında daha sakin bir atmosferde bu doğal güzelliklerin keyfini çıkarmak harika bir seçenektir. Kısacası, kış mevsimi, sahilleriyle parlayan ülkelerde unutulmaz tatil deneyimleri sunar. Norveç'teki fjordlar, İzlanda'daki volkanik plajlar, Kanada'daki sörf noktaları ve Yeni Zelanda'daki altın plajlar, kış aylarında bile ziyaretçilerine büyüleyici manzaralar sunar. Bu ülkelerdeki sahil şeritlerinde geçirilecek bir tatil, insanın ruhunu dinlendirirken aynı zamanda olağanüstü doğal güzellikleri keşfetme fırsatı verir.
Kış Kaçamağının Yeni Trendi: Güneşin Tadını Çıkaran Ülkeler
Günlerin kısalığı ve soğuk havanın etkisiyle birlikte, birçoğumuz güneşli günleri özlemle bekler olduk. İşte bu noktada, kış kaçamaklarının yeni trendi ortaya çıkıyor: Güneşin tadını çıkaran ülkeler! Bu ülkeler, güneşin sıcak ışıklarıyla sarılıp, enerjimizi yeniden kazandırıyor. Şaşırtıcı derecede çeşitlilik sunan bu destinasyonlar, herkesin beklentilerini karşılayacak bir tatil deneyimi sunuyor. Birçok kişi için en popüler tercihlerden biri olan Tayland, sıcak tropikal iklimi ve muhteşem plajlarıyla ünlüdür. Burada, beyaz kumlu plajlarda yürüyüş yapabilir, turkuaz renkteki denizin tadını çıkarabilir ve egzotik yemeklerin keyfini sürebilirsiniz. Ayrıca, Tayland'ın tarihi tapınakları ve mistik atmosferi de keşfedilmeye değer.
Tumblr media
Kışın Yazı Yaşayan Ülkeler Diğer bir seçenek olan Meksika, güneşin altında keyifli bir tatil yapmak isteyenler için ideal bir yerdir. Karayip kıyılarında yer alan Cancun veya Riviera Maya'da, bembeyaz kumsalların üzerinde dinlenebilir ve turkuaz renkteki denizde yüzme imkanı bulabilirsiniz. Eğer tarihi ve kültürel bir deneyim arıyorsanız, Maya piramitlerini keşfetmek ve geleneksel Meksika mutfağının lezzetlerini tatmak için Yucatan Yarımadası'nı ziyaret edebilirsiniz. Bir diğer dikkat çekici ülke ise Güney Afrika'dır. Bu muhteşem ülke, eşsiz doğal güzelliği ve çeşitliliği ile bilinir. Cape Town'un güneşli sahillerinde vakit geçirebilir, şarap bağlarını ziyaret edebilir ve sörf yapma fırsatını yakalayabilirsiniz. Ayrıca, Güney Afrika'nın vahşi yaşam rezervlerinde safari turlarına katılarak, doğanın kalbinde unutulmaz bir macera yaşayabilirsiniz. Kısacası, kış mevsiminde güneşin tadını çıkarmak isteyenler için birçok seçenek mevcuttur. Tayland, Meksika ve Güney Afrika gibi ülkeler, bu trendin öncüleri arasında yer almaktadır. Her biri benzersiz bir deneyim sunan bu destinasyonlar, sıcak iklimleri, doğal güzellikleri ve kültürel zenginlikleriyle tatilcileri cezbediyor. Unutulmaz bir kış kaçamağı için, güneşli günlerin keyfini çıkarabileceğiniz bu ülkeleri düşünebilirsiniz. Uzun Süreli Schengen Vizesi Nasıl Alınır?
Sonsuz Yaz: Kış Aylarında Bile Sıcacık Destinasyonlar
Kış aylarında sıcak bir tatil hayal etmek, soğuk hava ve karla kaplı dünyada kaçmak anlamına gelir. Ancak, sonsuz yaz atmosferi arayanlar için birçok harika seçenek mevcuttur. Bu makalede, kışın bile sıcacık destinasyonlardan bahsedeceğim ve size unutulmaz bir tatil deneyimi sunacak yerler hakkında bilgi vereceğim. - Maldivler: Masmavi sularda yüzmek, beyaz kumlu plajlarda dinlenmek ve lüks bungalovlarda konaklamak istiyorsanız, Maldivler tam size göre bir cennet. Bu tropikal ada ülkesi, sıcak iklimi ve muhteşem doğal güzellikleri ile kış aylarında bile adeta bir yaz rüyası sunar. - Tayland: Tayland'ın tropikal iklimi, renkli festivalleri ve egzotik manzaralarıyla size unutulmaz bir yaz deneyimi yaşatabilir. Ayutthaya'daki antik tapınakları keşfedebilir, Phuket veya Krabi gibi plaj cennetlerinde güneşin tadını çıkarabilirsiniz. - Seyşeller: Hindistan'ın güneybatısında yer alan Seyşeller, beyaz kumsalları, turkuaz sulardaki mercan resifleri ve egzotik bitki örtüsü ile adeta bir cennet köşesidir. Sıcak ve güneşli havası, kış aylarında bile sizi sarmalayacak. - Kosta Rika: Ormanlarla kaplı bu Orta Amerika ülkesi, tropikal iklimi ve biyolojik çeşitliliği ile doğa severler için ideal bir seçenektir. Kosta Rika'da yağmur ormanlarını keşfedebilir, volkanların yanında macera dolu anlar yaşayabilirsiniz. - Hawaii: Büyüleyici plajları, sörf imkanları ve aktif volkanlarıyla Hawaii, kış aylarında bile sıcak bir tatil kaçamağı sunar. Oahu, Maui veya Big Island gibi adaları keşfederek keyifli bir yaz atmosferinin tadını çıkarabilirsiniz. Bu sıcacık destinasyonlar, kış aylarında güneşi arayanlar için mükemmel seçeneklerdir. Keyifli bir tatil geçirmek ve sonsuz yazın tadını çıkarmak isterseniz, Maldivler, Tayland, Seyşeller, Kosta Rika ve Hawaii gibi yerleri düşünebilirsiniz. Sıcak iklimleri, güzel plajları ve etkileyici doğal güzellikleri ile size unutamayacağınız bir tatil deneyimi sunacaklar. Read the full article
0 notes
bilgiedin · 1 year
Text
Türkiye Gezilecek Yerler ve Dünyada Keşfedilmeyi Bekleyen Yerler
Gezgin ruha sahip olanlar için, dünyanın her köşesinde gezilecek birçok muhteşem yer bulunmaktadır. Türkiye, bu yerler arasında kendine özgü bir konuma sahiptir. Türkiye gezilecek yerler konusunda zengin bir seçenek sunar. İstanbul’un büyüleyici tarihi ve boğaz manzarası, Kapadokya’nın eşsiz peri bacaları ve Pamukkale’nin doğal termal havuzları gibi yerler, Türkiye’nin turistik cazibesini yansıtmaktadır. Ayrıca Antalya’nın güzel plajları, Efes’in antik kalıntıları ve Nemrut Dağı’ndaki tarihi heykeller de gezginlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken yerler arasındadır.
Türkiye gezilecek yerler açısından büyük bir potansiyele sahip olsa da, dünya genelinde de keşfedilmeyi bekleyen birçok yer bulunmaktadır. Patagonya, Arjantin ve Şili’nin paylaştığı bu büyüleyici bölge, buzullar, dağlar ve göz alıcı manzaralarla gezginleri kendine çekmektedir. Tayland’ın Phi Phi Adaları, berrak suları ve beyaz kum plajlarıyla tropikal bir cennettir. İzlanda’nın buz mağaraları, volkanik alanları ve kuzey ışıkları, doğa severler için büyüleyici bir keşif rotasıdır.
Gezginler için Dünyada Gezilecek Yerler genelindeki keşfedilmeyi bekleyen yerler, her zevke hitap eden benzersiz deneyimler sunmaktadır. Buna örnek olarak Güney Afrika’nın Kap Bölgesi, Fransız Rivierası’ndaki Côte d’Azur, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Büyük Kanyon ve Japonya’nın geleneksel ve modern karışımını sunan Kyoto şehri gösterilebilir. Tarihi ve kültürel açıdan zengin bölgeler, doğal güzellikler ve etkileyici manzaralarla dolu olan bu yerler, gezginlerin gözlerini ve ruhlarını büyüleyecektir.
Gezginler için özgün rotalar keşfetmek, farklı kültürlerle tanışmak ve dünyanın sunduğu eşsiz deneyimlerin tadını çıkarmak için harika bir fırsattır. Türkiye gezilecek yerler ve dünyada keşfedilmeyi bekleyen yerler, size unutulmaz anılar biriktireceğiniz bir yolculuk sunar.
0 notes
haberhep · 1 year
Text
Seyahat Etmek İçin İlham Veren Rotalar
Yeni maceralara atılmak ve keşfetmek için mükemmel bir zaman! Türkiye, benzersiz kültürü, tarihi zenginlikleri ve doğal güzellikleriyle seyahatseverler için bir cazibe merkezidir. Türkiye gezilecek yerler açısından çeşitlilik sunar ve her türlü tatil isteğine hitap eder. İstanbul’un büyüleyici tarihi mekanları, Kapadokya’nın mistik peri bacaları, Ege ve Akdeniz’in göz alıcı plajları sadece birkaç örnek olarak gösterilebilir. Türkiye, sizi benzersiz bir yolculuğa çıkaracak ve unutulmaz anılar biriktireceğiniz bir dünya sunar.
Ancak sadece Türkiye ile sınırlı kalmayın, dünyanın keşfedilmemiş hazinelerini de keşfedin. Güney Amerika’nın Patagonya bölgesi, nefes kesen buzulları, dağları ve sürrealist manzaralarıyla doğa severlerin rüyasını süsler. Gürcistan’ın Svaneti bölgesi, yüzyıllara meydan okuyan kule evleri ve etkileyici dağ manzaralarıyla tarihi ve doğal bir cennettir. Japonya’nın Kanazawa şehri, geleneksel kültürü ve büyüleyici bahçeleriyle büyüleyici bir deneyim sunar.
Dünyada Gezilecek Yerler arasında bekleyen daha birçok ilham verici rota vardır. Tayland’ın Ayutthaya antik şehri, tarihi tapınakları ve görkemli pagodalarıyla tarihseverleri büyüler. Avustralya’nın Kakadu Ulusal Parkı, egzotik bitki ve hayvan türleriyle dolu, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan bir doğa harikasıdır. İtalya’nın Cinque Terre bölgesi, renkli evleri, sıradışı manzaraları ve yürüyüş rotalarıyla büyüleyici bir deneyim sunar.
Seyahat etmek için ilham veren rotaları takip edin. Türkiye gezilecek yerler ve dünyanın keşfedilmemiş hazineleri, sınırsız keşifler, unutulmaz deneyimler ve yeni dostluklarla dolu bir dünyanın kapılarını açacak. Yolculuğunuzda kültürler arası bir köprü oluşturacak, doğanın büyüleyici güzelliklerine şahitlik edecek ve hayatınıza anlam katacak deneyimler yaşayacaksınız.
0 notes
sonbilgiler · 1 year
Text
Seyahat Etmek İçin İlham Veren Rotalar
Yeni maceralara atılmak ve keşfetmek için mükemmel bir zaman! Türkiye, benzersiz kültürü, tarihi zenginlikleri ve doğal güzellikleriyle seyahatseverler için bir cazibe merkezidir. Türkiye gezilecek yerler açısından çeşitlilik sunar ve her türlü tatil isteğine hitap eder. İstanbul’un büyüleyici tarihi mekanları, Kapadokya’nın mistik peri bacaları, Ege ve Akdeniz’in göz alıcı plajları sadece birkaç örnek olarak gösterilebilir. Türkiye, sizi benzersiz bir yolculuğa çıkaracak ve unutulmaz anılar biriktireceğiniz bir dünya sunar.
Ancak sadece Türkiye ile sınırlı kalmayın, dünyanın keşfedilmemiş hazinelerini de keşfedin. Güney Amerika’nın Patagonya bölgesi, nefes kesen buzulları, dağları ve sürrealist manzaralarıyla doğa severlerin rüyasını süsler. Gürcistan’ın Svaneti bölgesi, yüzyıllara meydan okuyan kule evleri ve etkileyici dağ manzaralarıyla tarihi ve doğal bir cennettir. Japonya’nın Kanazawa şehri, geleneksel kültürü ve büyüleyici bahçeleriyle büyüleyici bir deneyim sunar.
Dünyada Gezilecek Yerler arasında bekleyen daha birçok ilham verici rota vardır. Tayland’ın Ayutthaya antik şehri, tarihi tapınakları ve görkemli pagodalarıyla tarihseverleri büyüler. Avustralya’nın Kakadu Ulusal Parkı, egzotik bitki ve hayvan türleriyle dolu, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan bir doğa harikasıdır. İtalya’nın Cinque Terre bölgesi, renkli evleri, sıradışı manzaraları ve yürüyüş rotalarıyla büyüleyici bir deneyim sunar.
Seyahat etmek için ilham veren rotaları takip edin. Türkiye gezilecek yerler ve dünyanın keşfedilmemiş hazineleri, sınırsız keşifler, unutulmaz deneyimler ve yeni dostluklarla dolu bir dünyanın kapılarını açacak. Yolculuğunuzda kültürler arası bir köprü oluşturacak, doğanın büyüleyici güzelliklerine şahitlik edecek ve hayatınıza anlam katacak deneyimler yaşayacaksınız.
0 notes
guncelizbiz · 1 year
Text
Seyahat Etmek İçin İlham Veren Rotalar
Yeni maceralara atılmak ve keşfetmek için mükemmel bir zaman! Türkiye, benzersiz kültürü, tarihi zenginlikleri ve doğal güzellikleriyle seyahatseverler için bir cazibe merkezidir. Türkiye gezilecek yerler açısından çeşitlilik sunar ve her türlü tatil isteğine hitap eder. İstanbul’un büyüleyici tarihi mekanları, Kapadokya’nın mistik peri bacaları, Ege ve Akdeniz’in göz alıcı plajları sadece birkaç örnek olarak gösterilebilir. Türkiye, sizi benzersiz bir yolculuğa çıkaracak ve unutulmaz anılar biriktireceğiniz bir dünya sunar.
Ancak sadece Türkiye ile sınırlı kalmayın, dünyanın keşfedilmemiş hazinelerini de keşfedin. Güney Amerika’nın Patagonya bölgesi, nefes kesen buzulları, dağları ve sürrealist manzaralarıyla doğa severlerin rüyasını süsler. Gürcistan’ın Svaneti bölgesi, yüzyıllara meydan okuyan kule evleri ve etkileyici dağ manzaralarıyla tarihi ve doğal bir cennettir. Japonya’nın Kanazawa şehri, geleneksel kültürü ve büyüleyici bahçeleriyle büyüleyici bir deneyim sunar.
Dünyada Gezilecek Yerler arasında bekleyen daha birçok ilham verici rota vardır. Tayland’ın Ayutthaya antik şehri, tarihi tapınakları ve görkemli pagodalarıyla tarihseverleri büyüler. Avustralya’nın Kakadu Ulusal Parkı, egzotik bitki ve hayvan türleriyle dolu, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan bir doğa harikasıdır. İtalya’nın Cinque Terre bölgesi, renkli evleri, sıradışı manzaraları ve yürüyüş rotalarıyla büyüleyici bir deneyim sunar.
Seyahat etmek için ilham veren rotaları takip edin. Türkiye gezilecek yerler ve dünyanın keşfedilmemiş hazineleri, sınırsız keşifler, unutulmaz deneyimler ve yeni dostluklarla dolu bir dünyanın kapılarını açacak. Yolculuğunuzda kültürler arası bir köprü oluşturacak, doğanın büyüleyici güzelliklerine şahitlik edecek ve hayatınıza anlam katacak deneyimler yaşayacaksınız.
0 notes
karayoluhaber · 1 year
Text
Devasa Dinozor Kemikleri Yolları Tahrip Etmiş
Arjantin’de bulunan 100 fit uzunluğundaki devasa dinozor kemikleri o kadar büyük ki taşınırken yolu tahrip etmiş. Yaklaşık 100 fit (30 metre) uzunluğundaki devasa uzun boyunlu dinozor, yaklaşık 90 milyon yıl önce Arjantin’in Patagonya bölgesinde hantal bir şekilde ilerliyordu. Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, paleontologlar tarafından Arjantin’de devasa uzun boyunlu dinozor kalıntıları…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Text
Dünyanın En Büyük Dinozoru
SİDNEY, 16 Mart (Xinhua) — Avustralya’da bulunan Queensland Müzesi, Cuma günü başlayacak olan “Patagonya Dinozorları” adlı son sergisinde dünyada şimdiye kadar keşfedilmiş en büyük dinozoru sergileyecek. Triyas, Jura ve Kretase dinozor dönemlerinin çoğunu kapsayan sergide, devasa et yiyicilerden küçük otçullara kadar 13 dinozor türü, 16 iskelet maketi ve Güney Amerika’dan gerçek fosiller yer…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
gallipolidaytours · 2 years
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/dunyanin-en-buyuk-dinozoru.html
Dünyanın En Büyük Dinozoru
Tumblr media
SİDNEY, 16 Mart (Xinhua) — Avustralya’da bulunan Queensland Müzesi, Cuma günü başlayacak olan “Patagonya Dinozorları” adlı son sergisinde dünyada şimdiye kadar keşfedilmiş en büyük dinozoru sergileyecek.
Triyas, Jura ve Kretase dinozor dönemlerinin çoğunu kapsayan sergide, devasa et yiyicilerden küçük otçullara kadar 13 dinozor türü, 16 iskelet maketi ve Güney Amerika’dan gerçek fosiller yer alacak.
Ziyaretçiler, yaklaşık 100 milyon yıl önce yaşamış bitki yiyen bir dinozor olan Patagotitan mayorum’un yaklaşık 70 ton ağırlığında ve 38 metre uzunluğundaki gerçek boyutlu bir kopyasını görme imkanına sahip olacak.
Queensland Müze Ağı’nın CEO’su Jim Thompson Perşembe günü yaptığı açıklamada, “Patagotitan gezegenimizde yürüdüğü bilinen en büyük canlı ve otobur ornithopod dinozorumuz Muttaburrasaurus’tan 15 kat daha ağır ve Kültür Bölgesi’ndeki Balina Alışveriş Merkezi’nde bulunan Queensland Kambur Balinası’ndan da 20 metreden daha uzun” dedi.
Thompson, “Bu dinozorun ölçeği ve büyüklüğü hayret verici. Ziyaretçiler bu tarih öncesi varlıkların yanında durduklarında Patagotitan’ın iskeletini sergi alanına sığdırmanın ne kadar zor olduğunu keşfedecekler” ifadelerini kullandı.
Ayrıca, Kretase döneminin vahşi yırtıcısı olan 6 tonluk dev etobur Tyrannotitan chubutensis ve sadece 75 santimetre boyundaki dünyanın en küçük dinozoru Manidens condorensis gibi diğer büyüleyici dinozorlar da sergide yer alacak.
Sergi 2 Ekim’e kadar devam edecek.
0 notes
traveltourstrips · 2 years
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/dunyanin-en-buyuk-dinozoru.html
Dünyanın En Büyük Dinozoru
Tumblr media
SİDNEY, 16 Mart (Xinhua) — Avustralya’da bulunan Queensland Müzesi, Cuma günü başlayacak olan “Patagonya Dinozorları” adlı son sergisinde dünyada şimdiye kadar keşfedilmiş en büyük dinozoru sergileyecek.
Triyas, Jura ve Kretase dinozor dönemlerinin çoğunu kapsayan sergide, devasa et yiyicilerden küçük otçullara kadar 13 dinozor türü, 16 iskelet maketi ve Güney Amerika’dan gerçek fosiller yer alacak.
Ziyaretçiler, yaklaşık 100 milyon yıl önce yaşamış bitki yiyen bir dinozor olan Patagotitan mayorum’un yaklaşık 70 ton ağırlığında ve 38 metre uzunluğundaki gerçek boyutlu bir kopyasını görme imkanına sahip olacak.
Queensland Müze Ağı’nın CEO’su Jim Thompson Perşembe günü yaptığı açıklamada, “Patagotitan gezegenimizde yürüdüğü bilinen en büyük canlı ve otobur ornithopod dinozorumuz Muttaburrasaurus’tan 15 kat daha ağır ve Kültür Bölgesi’ndeki Balina Alışveriş Merkezi’nde bulunan Queensland Kambur Balinası’ndan da 20 metreden daha uzun” dedi.
Thompson, “Bu dinozorun ölçeği ve büyüklüğü hayret verici. Ziyaretçiler bu tarih öncesi varlıkların yanında durduklarında Patagotitan’ın iskeletini sergi alanına sığdırmanın ne kadar zor olduğunu keşfedecekler” ifadelerini kullandı.
Ayrıca, Kretase döneminin vahşi yırtıcısı olan 6 tonluk dev etobur Tyrannotitan chubutensis ve sadece 75 santimetre boyundaki dünyanın en küçük dinozoru Manidens condorensis gibi diğer büyüleyici dinozorlar da sergide yer alacak.
Sergi 2 Ekim’e kadar devam edecek.
0 notes
gallipoliguide · 2 years
Text
Dünyanın En Büyük Dinozoru
SİDNEY, 16 Mart (Xinhua) — Avustralya’da bulunan Queensland Müzesi, Cuma günü başlayacak olan “Patagonya Dinozorları” adlı son sergisinde dünyada şimdiye kadar keşfedilmiş en büyük dinozoru sergileyecek. Triyas, Jura ve Kretase dinozor dönemlerinin çoğunu kapsayan sergide, devasa et yiyicilerden küçük otçullara kadar 13 dinozor türü, 16 iskelet maketi ve Güney Amerika’dan gerçek fosiller yer…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
marienmike-blog · 6 years
Text
PATAGONYA : El Chaltén - 1
Si t'as lu PATAGONYA : Prologue et PATAGONYA : Torres del Paine, c'est mieux. Merci au Mams et à Pich pour la relecture.
On en était où ? Ah oui, Samedi 14 Avril, el Chaltén, le trek, le camping, la bonne galère des familles ! C'est parti !
Après une petite nuit à El Calafate qui borde le plus grand lac d'Argentine (excentriquement appelé « Lago Argentino »), on reprend encore et toujours un bus vers le Nord. Comme je l'ai dit dans le chapitre précédent, les heures de bus ne m'ont pas du tout dérangé puisque le paysage vendait du rêve, et en plus, ça m'a permis de prendre des petites notes pour vous faire voyager dans les articles de Patagonya. Et on avait le café gratos.
Tout comme Puerto Natales est celle de Torres del Paine, el Chaltén est la porte d'entrée du parc naturel Los Glaciares qui s'étend sur 727000 hectares, soit près d'un million de terrains de foot (avouez c'est plus visuel en terrains de foot). Les rangers du parc, qui dépendent directement du gouvernement argentin, protègent avec sévérité et à raison cet écrin de biodiversité. D'ailleurs, on a le droit à un briefing dès notre arrivée, comme tous les autres touristes, randonneurs ou photographes.
Concernant le règlement, c'est très simple. Pollution = amende, feu de camp = prison. Le regard sombre, le garde du parc nous explique que l'immense majorité des incendies est due à la négligence des randonneurs.
Ah oui, si on croise un puma, il ne faut pas le regarder dans les yeux (comme les gorilles). Si malgré ça, le bougre continue d'être menaçant, il faut crier et lever les bras pour paraître plus imposant. Mes amies étant taillées dans le même gabarit que le mien, autant vous dire qu'il vaut mieux pas qu'on croise l'un de ces fauves.
Le garde termine sa présentation sur une note plus positive. Quelque part dans le million de terrains de foot du parc vivent seize huemuls, des cervidés que l'on ne peut trouver qu'en Patagonie. Les rangers accordent une telle importance à leur préservation qu'ils nous demandent de partager avec eux les clichés que nous ne manquerons pas de prendre si nous avons la chance d'en croiser un.
Avant de partir, une de mes amies s'enquiert de la météo. Pas de surprise, on va se les cailler. Aujourd'hui sera vraisemblablement la meilleure journée pour la randonnée, à base de soleil. Mais demain, le redoutable vent austral se lèvera, et ne retombera pas avant une semaine.
Mais il en faut plus pour nous décourager. Nous savions qu'en se pointant aussi près du cercle polaire mi-Avril, ce serait pas la côte d'Azur.
Décidés à profiter des conditions clémentes de cette première journée, on ne s'attarde pas au village pourtant charmant d'El Chaltén. On va directement louer notre matériel de camping. Le loueur nous informe que malheureusement, il ne lui reste plus de tente deux places, comme nous le désirions, mais seulement une tente 4 places. Je grimace. La perspective de dormir avec 3 filles ne m'effraie guère, courageux comme je suis, mais une si grande tente, c'est lourd, très lourd.
On repart donc avec des duvets, des tapis de sol, un réchaud, des ustensiles de cuisine et bien entendu, la tente. En tant que véritable bonhomme, je propose de porter de la porter. Deux de mes amies protestent pour la forme, tandis que l'autre me gratifie instantanément d'un « okay gracias ! » éclatant. Avec grâce, elle m'offre de porter mon tapis de sol.
Il nous faut bien un quart d'heure pour lier, harnacher, équilibrer notre attirail tant les duvets, conçus pour résister au froid patagonien, sont encombrants. Enfin, j'attache mon appareil au sommet de mon sac, telle une couronne sur la tête d'un roi potelé. Ci dessous, une photo de mon sac avec moi à côté, pour que vous voyiez à quel point il était gros.
Tumblr media
Vient le moment d'endosser la bête. Avec effort, et je vous jure le mot est faible, je passe chacune des bretelles, sans manquer de vaciller.
- Todo bien Mario ?
Je réponds d'un grognement étranglé :
- Si ! Vamos.
Mais en fait, todo pas bien. Todo pas bien du tout. Après 500 mètres, j'ai déjà les épaules en feu et les lombaires qui protestent. Mes compagnonnes, vaillantes amazones, caracolent déjà en tête, tandis que derrière, je souffle comme un bœuf miniature. Au sommet de la première colline, moins d'une heure après notre départ, je comprends que je ne pourrais pas continuer comme ça sur les 8 kilomètres de monts et de vaux qui nous séparent du premier camping.
Profitant d'un premier mirador, je pose mon sac et entreprends de le réarranger.
- Todo bien, Mario ?
- Todo bien, todo bien ! Mens-je, malheureusement trahi par mon teint rougeaud.
J'entreprends alors un réarrangement de la dernière chance. La tente se retrouve au sommet du sac, sous le duvet. L'une de mes amies me propose son aide pour hisser mon équipement sur mon dos, afin d'éviter tout risque de chute. Les autres ont le tact de ne pas rire, après tout, je porte leur lit.
Et là, mes bons amis, c'est le miracle. La pression sur mes maigres trapèzes reste forte, mais au moins, cette satanée tente ne me tire plus sourdement vers l'arrière. Enfin, je commence à profiter de cette première journée de randonnée, sublimée par un radieux soleil. Pour l'instant, entre aujourd'hui et Torres Del Paine, on attend toujours les caprices de la météo patagonienne.
Durant tout l'après-midi, les filles mènent la marche, et je les suis, clopin-clopant. Cependant, la majesté du paysage me fait rapidement oublier mon orgueil blessé. L'automne a enflammé les arbres, et leurs feuilles se consumeront de ce rouge jusqu'à ce que l'hiver, qui arrivera ici bien vite, ne les flétrissent.
Tumblr media
On atteint le camping De Agostini, un simple sous bois où ont déjà fleuri une dizaine de tentes colorées, vers 17h. Un groupe de photographes dotés d'objectifs qui relaient mon appareil au rang de jouet, dégustent (déjà) une soupe pour le dîner.
J'ôte mon sac avec un râle de satisfaction. Bien que je ne me sois pas plaint, parce que faire de la rando avec quelqu'un qui se plaint, c'est l'enfer, mes amies voient bien que ce premier jour m'a coûté. On entreprend alors de monter la tente, la maudite, parce que le soleil s'est caché derrière les montagnes, et la température descend vite. Logement paré, sac rangé, on se dirige vers la Laguna Torre, toute proche, depuis laquelle il est possible d'apercevoir Las Torres, trois pics montagneux qui font la fierté du parc. Las, les nuages se sont levés, et les tours demeurent invisibles. Ceci dit, la lagune en elle même n'était pas dégueu, avec le petit glacier au fond.
Tumblr media
La nuit est tombée, et il fait maintenant carrément froid. Je m’emmitoufle dans Albert, ma douce polaire achetée spécialement pour affronter le froid patagonien. C'est un peu bizarre de donner un nom à un vêtement, mais ce brave Albert m'a sauvé la vie tellement de fois pendant ce voyage, que je n'ai pas pu m'en empêcher. J'ai hésité à donner un nom à mes chaussures de trek imperméables (Ginette et Babette), mais ça commençait à faire beaucoup de personnages. Enfin bref, ne nous égarons pas.
L'heure du dîner (19h) sonne. Après les sandwiches jambon-jambon de ce midi, dont nous nous régalerons chaque jour pour le déjeuner, la perspective d'un repas chaud nous emplit de joie. Au menu, le savoureux combo knacki-purée. Par purée, j'entends poudre de « patates » mélangée à l'eau de la rivière voisine, parfaitement potable de part sa pureté.
Au moment de déguster la purée, qui s'apparente plus à une infâme soupe semi-épaisse, on réalise que notre kit d'ustensiles de cuisine ne contient que des assiettes et des verres. Pas de couverts. Mes yeux vont de mes amies à mon assiette de purée. J'hésite, mais mon impérieux estomac ne me laisse pas le choix. D'abord hésitant, j'approche mon assiette de mon visage et... je lape ma purée. Mes amies choisissent d'utiliser leurs doigts. Ce qui est beau dans la galère, c'est que personne ne se juge.
Après une soirée rythmée par mes défaites au UNO (dues à une coalition féminine, évidemment), nous nous apprêtons à passer notre première nuit sous la tente. Mon encombrant duvet, ce fourbe, ne me paraît pas si chaud. Heureusement, Albert est là, et nous ne tardons pas à nous endormir tous les deux.
Un bruissement contre la tente me réveille en sursaut, ainsi que mes amies. On aurait dit que quelque chose, s'était écrasé sur la toile au dessus de nos têtes. Aux aguets pendant quelques minutes, nous nous rendormons néanmoins. Mais le bruit se répète à intervalle irréguliers toute la nuit durant. Inquiète, une de mes amies demande :
- Qu'est ce que c'est ?
- Je pense que c'est des chauve-souris qui s'écrasent sur la tente parce qu'elles sont aveugles, c'est rien.
Honnêtement, il était deux heures du matin, j'avais envie de dormir, c'est la première chose à laquelle j'ai pensé. J'apprendrai plus tard qu'il n'y a pas de chauve-souris à El Chaltén. A ma grande surprise, mes amies acceptent cette explication et nous nous rendormons jusqu'au matin.
Au réveil, le froid nous frappe. Prise d'un besoin des plus naturels, une de mes comparses d'aventures entreprend de sortir de notre abri. Au moment où elle passe la tête au dehors elle se fige et pousse un cri de stupeur.
- Venez voir !
Mes yeux passent de plissés de sommeil à arrondis de stupeur. Le bruit de la nuit s'explique à présent. Les branches au dessus de notre tête ne pouvaient que ployer sous le poids de toute la neige dont elles sont à présent recouvertes. Autour de nous, la Patagonie s’est parée d’un manteau blanc.
1 note · View note