#nostalji film
Explore tagged Tumblr posts
yesilcam1replik · 1 year ago
Text
Tumblr media
Azgın Bakireler
8 notes · View notes
nazendekalp · 2 months ago
Text
Tumblr media
Bende. 🦢💌☔️
3 notes · View notes
winethorn · 3 months ago
Text
feelin’ nostalgic 💧
2 notes · View notes
silaaa9 · 1 year ago
Text
ŞİİR
Kanuni Sultan Süleymanın Hürrem Sultana Yazdığı 7 Cihanım Adlı Şiiri
Celis-i halvetim, varım, habibim mah-ı tabanım
Enisim, mahremim, varım, güzeller şahı sultanım
Hayatım hasılım,ömrüm, şarab-ı kevserim, adnim
Baharım, behçetim, rüzum, nigarım verd-i handanım
Neşatım, işretim, bezmim, çerağım, neyyirim, şemim
Turuncu u nar u narencim, benim şem-i şebistanım
Nebatım, sükkerim, genc,m, cihan içinde bi-rencim
Azizim, Yusufum varım, gönül Mısrındaki hanım
Stanbulum, Karamanım, diyar-ı milket-i
Rumum Bedahşanım ve Kıpçağım ve Bağdadım,
Horasanım Saçı marım, kaşı yayım, gözü pür fitne, bimarım
Ölürsem boynuna kanım, meded he na-müsülmanım
Kapında çünki meddahım, seni medh ederim daim
Yürek pür gam, gözüm pür nem, Muhibbiyim hoş halim!
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN  
TERCÜMESİ
Benim birlikte olduğum, sevgilim, parıldayan ayım,
Can dostum, en yakınım, güzellerin şahı sultanım.
Hayatımın, yaşamımın sebebi Cennetim, Kevser şarabım
Baharım, sevincim, günlerimin anlamı, gönlüme nakşolmuş resim gibi sevgilim, benim gülen gülüm
Sevinç kaynağım, içkimdeki lezzet, eğlenceli meclisim, nurlu parlak ışığım, meş’alem.
Turuncum, narım, narencim, benim gecelerimin, visal odamın aydınlığı,
Nebatım, şekerim, hazinem, cihanda hiç örselenmemiş, el değmemiş sevgilim.
Gönlümdeki Mısır’ın Sultanı, Hazret-i Yusuf’um, varlığımın anlamı,
İstanbul’um, Karaman’ım, Bütün Anadolu ve Rum ülkesindeki diyara bedel sevgilim.
Değerli lal madeninin çıktığı yer olan Bedahşan’ım ve Kıpçağım, Bağdad’ım, Horasan’ım.
Güzel saçlım, yay kaşlım, gözleri ışıl ışıl fitneler koparan sevgilim, hastayım!
Eğer ölürsem benim vebalim senin boynunadır, çünkü bana eza ederek kanıma sen girdin, bana imdad et, ey Müslüman olmayan güzel sevgilim.
Kapında, devamlı olarak seni medhederim, seni överim, sanki hep seni öğmek için görevlendirilmiş gibiyim.
Yüreğim gam ile, gözlerim yaşlarla dolu, ben Muhibbi’yim, sevgi adamıyım, bana bir şeyler oldu, sarhoş gibiyim. Bir hoş hale geldim.
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN
5 notes · View notes
5mevsimbu · 2 years ago
Text
Tumblr media
Pazar günü erken uyananlara ☕️🍵🍬🍭🙋‍♀️
Günaydın Mutlu Pazarlar 🙂
13 notes · View notes
meftunn-21 · 1 year ago
Photo
Tumblr media Tumblr media
2K notes · View notes
diskofasil · 6 months ago
Video
youtube
𝖄ı𝖑𝖉ı𝖗𝖆𝖞 𝕯𝖎𝖗𝖎𝖊𝖗 🎧 Damarımda Kanımsın
0 notes
yolhikayelerim · 9 months ago
Text
Muhteşem bir diziydi. Hatırlayanlara gelsin
1 note · View note
yesilcam1replik · 1 year ago
Text
Tumblr media
Çöpçüler Kralı
8 notes · View notes
meftunn-21 · 1 year ago
Photo
Tumblr media Tumblr media
“Sisli Hatıralar” (1972) Tarık Akan ve Türkan Soray #birzamanlar
1K notes · View notes
clarckcable · 1 year ago
Text
0 notes
yesilcam1replik · 1 year ago
Text
Tumblr media
Keloğlan
6 notes · View notes
meftunn-21 · 1 year ago
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Türkan Şoray & Cüneyt Arkın ~ Aşk Mabudesi, 1969
949 notes · View notes
yesilcam1replik · 1 year ago
Text
Tumblr media
Astronot Fehmi
4 notes · View notes
mavihayaller · 1 year ago
Text
karargahtan cepheye rutin bir tiyatro...
sigara sonrası seks adlı grubun kıyamet parçasını dinliyorum. umutsuz insanların ruhani lideriyim. ocaktan sigaramı yaktım, dolaptan soğuk bir bira aldım. yaktığım sigaranın da, içtiğim biranın da yarısı vergi. hiç hareket etmediğim halde terliyorum, hiç hareket etmediğim halde param bitiyor. hava sıcaklığı ile enflasyon arasındaki korelasyon beni korkutuyor.
temmuzun ortası, muhtemelen ömrümün de ortasındayım. sayısız gün batımı, sayısız yağmur, sayısız insan, sayısız film ve bir cenaze görmüşlüğüm var. gözlemlerimin ve yaşanmışlıkların bana kattığı her şeyi; bir kürek toprağı, kırk beş dereceyle dizilmiş tahtaların üstüne atınca kaybettim. koordinat olarak açıklamam gerekirse; hiç hareket etmediğim halde her şey arkamda kaldı. bu durum ne fiziğe yakıştı, ne de benim gençliğime. pek bir talebim kalmadı... belli periyotlarda ( üç saatte bir) sarhoş olabilme özgürlüğü, derin bir uyku, sağlık ve karşılığını alabildiğim cümleler benim için yeterli... nostalji hastalığım yok ama eski ramazanları, eski bayramları, eski beyoğlu’nu, eski insanları, eski sohbetleri, eski kaşarı ve koca evin içinde tek başıma yaşamadığım günleri özlüyorum. efkarımı derinlemesine analiz etmek gibi bir şımarıklığım var. konu benim hüzünlerim olduğu zaman rafine bir insanım. bir şeye dertlendiysem; tüm dünya borsalarının o gün işlem durdurmasını, seyir halindeki taşıtların ani fren yapmasını, kurumsal dünyanın bütün toplantılarını iptal etmesini, afrika kıtasındaki çocukların yarını düşünmeden su içmesini (!), mahallemde kurşun sessizliği isterim. ve bana odaklanmalarını beklerim... ki bu hiç olmadı. ve ben zamanla tek başıma efkar geceleri düzenlemeyi kendime huy edindim. kendime sorular sordum, kendimden cevaplar aldım. bu cevaplar, çok boktandı. dünya tarihi için bir karşılığı yoktu. kendi eksenimde cümlelerle döndüm durdum. teletabiler gibi... anlamsız ve salakça.
kendime haksızlık etmek, benim hobimdir. günlük şehir hayatının kaosundan bu şekilde sıyrılıyorum. bir saman kağıdına evren için bütün kusurları yazsam, zamanım yetmeyecek. o yüzden ben bütün ihaleyi kendime yüklüyorum. bu şekilde muazzam bir zaman kazanıyorum. ortadoğu’daki petrol meseleleri de, ilaç sektörünün pandemi fantezileri de, mülteci sorunu da, fenerbahçe’nin içinde bulunduğu durum da, tabii ki benden kaynaklı.
sigara sonrası seks adlı grubun kıyamet parçasını dinliyorum. umutsuz insanların ruhani lideriyim.
bir savaşın içindeyim ve artık kendime bile yabancı biriyim.
birader sen kimsin?
21 notes · View notes
memorymaker06 · 1 year ago
Text
twilight
erkek arkadaşıma işkence etmek ve kendimi de eğlendirmek için dün ilk filmini açıp izlediğim seri. her ne kadar senede 1 izlesem de her izlediğimde tekrar tekrar bazı şeylerin farkına varıyorum. mesela:
o zamanlar daha sarsıcı yapımlar, seri halinde çıkıyormuş. belki şu an sosyal medya yüzünden tek bir bölüm bile çok popüler bir film haline gelebiliyor ama etkisi o kadar uzun sürmüyor. belki o zaman internet olmasına rağmen ulaşabildiğimiz bilgiler sınırlıydı, insanlar şu anki gibi platformlara delice görsel, video ve text yüklemiyordu ve daha çok içerik için o ürüne daha fazla bağlanıyorduk (?). bilemiyorum.
serinin her filmi ve kitabının adı farklı olsa da seriye direkt twilight veya alacakaranlık olarak hitap ediliyor. neden bilmiyorum, yeni ay, tutulma ve şafak vakti gibi isimlerin başında alacakaranlık geçmese de...
ilk film ile diğer filmlerin yönetmenlerinin farklı olması ilk filmin tadının bir başka olmasını sağlıyor. diğer filmlerde o insta filtresinin kalkmış olması ve nedense doğada geçen bölümlerin bir emo-pop punk klibinden ziyade natgeo belgeseli tadında olması bir nebze filmlerden götürüyor.
2005-2010 modası o kadar az sırıtıyor ki filmin stilistini, karakterlerin disney channel'dan fırlamış gibi görünmemesini sağladığı için alnından öpesim geliyor. evet gerçekten absürt detaylar var, mesela edward'ın kot üstüne plaza erkeği gömleği giymesi ama kolunda metal fanıymışçasına deri kelepçe takması ya da bella'nın perişan haldeki jersey üstleriyle anne çantalarını kombinlemesi şu an bir iç gıcıklanması yaratsa da o kadar o dönemi yansıtıyor ki (ilk film nezdinde) insanın 2007lere delicesine bir özlem duymasına sebep oluyor.
kitapları okurken filmdeki sahneler kadar cringe olmamıştım, filmde bütün o sahneler realize edince insan büyümüş haliyle kahkahalar atarken buluyor kendini. (bknz. edward: arkadaş olmamalıyız. bella: tmm. -filmin sonu-)
TL;DR: guilty pleasure, comfort zone, nostalji filmi.
4 notes · View notes