#ne güzel yağıyor
Explore tagged Tumblr posts
yasemen-nn · 3 months ago
Text
Yağmurlu bir günden
Yeni bir güne günaydın
Yeni umutlara günaydın
Yeni bir haftaya güzel kalplere günaydın....🌼☕️☕️🌼
Tumblr media Tumblr media
261 notes · View notes
sertkiz · 8 days ago
Text
İSTANBUL
Beyaza büründü
Ne güzel kar yağıyor
İsb tüm seven arkadaşlara
Kucak dolusu
GÜNAYDINLAR
🎶🙃🎼😁🎶🤣🎼
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Kadının 9 nefsi 1 aklı vardır
Erkeğin 9 aklı 1 nefsi vardır
Kadın 1 aklıyla
9 nefesine sahip çıkarken
Erkek 9 aklıyla
1 nefsine sahip çıkamıyor
Hiçbir kadın
Bir erkeğe boyun eğmez
Hiçbir erkekte
Kadının bir damla göz yaşına
Değmez
Ustaaa
🙃🫵🤭🫵😁🫵🤣
Tumblr media
PRENSES ♥️
DERİN 🙃 KARACA 🐞
Tumblr media
136 notes · View notes
rojs-world · 2 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
İnsan isek: Kar yağıyor;ne kadar güzel demek değil..! Kimbilir ne canlılar altında üşüyor demek gerek..!!
58 notes · View notes
biran33 · 2 months ago
Text
Ne güzel yağmur yağıyor 🌧🌧
33 notes · View notes
yusuf-krk · 1 year ago
Text
Gönül Hanem 🌹
Tumblr media
Yine Yağmur Yağıyor...!
Ve Ben Yine Senin Yokluğunla SırıLsıkLam Bir Haldeyim...!
Her Damlada Sana Olan Özlemim İçime İşliyor..!
Ne Çok Yağmur Yağıyor Bu Şehre ve Ben Seni Ne Çok Özlüyorum...!
Aşk Dolu Yüreğimle Senin için Burdayım....!!!!
🌹❤️🌹
En güzel yanım ❤️ Seni Seviyorum ❤️
Sağlıklı yaşam dileği ile 🖋️ 🇹🇷🇦🇿🇹🇷🇦🇿
194 notes · View notes
potikare · 2 years ago
Text
ben dün evlenme teklifi aldım dostlarım! o kadar samimi ve bize özel bir anda oldu ki ne olduğunu anlayamadım djdkdsjdk o yüzden hiç fotoğrafımız yok.
tam olarak şöyle gelişti, aylar önce alpere çok istediğimi söylediğim bir kulaklık vardı malatyadan onu almış. mağazada beni arayıp sesim şu an nasıl geliyor diye sormuştu ben de saf gibi güzel işte, baya net geliyor demiştim . o ara meğer kulaklığı test ediyormuş shkdjdj
neyyse günümüze dönüyoruz. dün hazırlandım aşağıya indim ama görseniz nasıl yağmur yağıyor. sarıldık, hoş geldinler bitti sonra hediyelerinin arasında kulaklığı da verdi. söyleyeli uzun zaman olduğu için hala hatırlayıp almasına önce çokk şaşırdım. sonra tak bakalım kuralım telefonuna dedi. uygulamasını indirdik vs. aradı, o an cebinden kutuyu çıkardı ve ilk söylediği şey benimle evlenir misin oldu! aaa asla beklemiyordum dostlarım asla! çok hazırlıksız yakalandıım. otuz sekiz gündür görmemişim karşımda yüzükle duruyor! tüm söylediklerini asla anlamadığım o şapşal birkaç dakikadan sonra olayı idrak edip kabul ettim! ✨️💛
207 notes · View notes
kullerindendogan · 22 days ago
Text
Çok güzel kar yağıyor 🥹🥹 İstanbul'a en son ne zaman böyle yağdı hatırlamıyorum
11 notes · View notes
599155131 · 17 days ago
Text
Bir iki saniye ‘Len, kar yağıyor len, ne güzel! :D’ dedim… Sonra İstanbul trafiğiyle yüzleştim
10 notes · View notes
bozandeniz · 1 month ago
Text
Güzel bir gece..
Dokunaklı da bir gece..
Sözcüklere bağlı us..
Çözülüyor sözcüklerle..
Şimdi belli belirsiz bir söz hayatla aramızda..
Ve..
Her şey var'la
yok arasında..
İlk duble :
İçimde durmadan akan nehirlere..
Kalbin kendine özgü
ve
aklın asla
kavrayamayacağı nedenleri vardır..
Var mıdır..?
Vardır..
"Neden" diye sormuştu
Kayıp zaman devrinde bir bilge
Her aşk..
Her yaşantı..
Her olay bizi yaralıyor..?
Hiç bir zaman eşitlenemiyoruz..
Hep..
Ya çok erken..
Ya da çok geç..
Bana kırılgan gelen hayatım kayıp gidiyor ellerimden..
Öyle işte..!
Hayat orada bir yerlerde..
Ve..
Çok kırılgan insanlarız biz.
........
Kar yağıyor..
Geceye yağıyor..
Sessizliğimize..
Geçmişe ve geleceğe yağıyor..
Susardın..
Ve durmadan kar yağardı..
İkinci duble :
mademki hayat biricik..
Ve sadece bir kez..
Yaşama..
Şiire..
Ve
aşk'a..
Sahi..
Geciktim mi..
Yoksa henüz erken mi..?
İki uç..
Bu iki uç arasında ne çok gidip geldim ben..
Geçmişle gelecek arasında..
Ve..
Geçmiş, hatırlanmıyor..
Her defasında yeniden kurgulanıyor..
Kendimden biliyorum
Çocukluğum..
O bahçe
ve
kırmızı güller..
Baba kokun halen koynumda
Annem..
Seni..
Özlüyorum..
Sulara fısıldıyorum adını..
An..
ne..
Koşardım..
Dizlerim kanardı..
Öpmez 'din amma ..
Kokunla can katar'dın canıma
dinerdi can sızım
Ben..
Biraz ağladım galiba..
İnsan çocukluğuna ağlıyormuş..
Gözyaşları pırıl pırılmış..
Öyleymiş...
Bu sözün altını iki kere çizdim :
Yıkmak,
bir şeyi ortadan kaldırmak değil..
Onun taşıdığı anlamı reddetmektir..
Ve
sevmek..
Çok uzun..
Çok eski bir şarkı..
Ruhun incinmesin..!
Ne güzel bir dilektir..
Ruhumuz incinmesin..!
Şimdi..
Kırmızı bir ay gibi..
Beklerim geceyi.
..
Biz çok üzülüyoruz şeyhim..
Ve çok tedirginiz..
Her şey bir kabus..
Neyse
Size net bir şey söyleyeyim mi..?
Yazdıklarımı anlayan herkesi seviyorum..
Nokta..
Kızıl-Deniz
9 notes · View notes
yasemen-nn · 5 months ago
Text
"-hadi sen git yağmur bastırmadan,ben sonra gelirim..
Hadi sen git..
Beni yalnız bırak,bu akşam iyi değilim...
247 notes · View notes
tozluhayaller · 3 months ago
Text
Gece uyku ile uyanıklık arasında sesler duydu. Ne olduğunu tam anlayamadığı için belki rüya görüyorum diye düşündü ama değildi. Gerçekten sesler geliyordu. Yeri geliyor ağlama yeri geliyor ağlayarak gülme. Tuhaf seslerdi. Açıkçasını isterse korkmuştu. Ama korkmak erkek adama yakışmazdı. O yüzden gecenin karanlığında kapattığı gözlerini açtı ama etraf tahmin ettiği kadar karanlık değildi. Aksine hafif bir pembelikle birlikte sanki gün doğar gibiydi. Önce gözlerini ovuşturdu sonra tekrar etrafa baktı gerçekten de karanlık değildi. Bu yaşadığı ufak şaşkınlığı bırakıp uykusundan uyandıran sese dikkat kesildi. Oturma odasından geliyordu ses. Yataktan kalktı, önce kendine gelmeyi bekledi. Sonra komodinin üzerinde duran saate baktı gece 2 buçuğu gösteriyordu. Besmele çekerek terliklerini giydi ve yavaşça ayağa kalktı. Gelen sesi takip ediyordu. Odadan hafif bir serinlik geliyordu ama odaya yaklaştıkça gelen ses serinliği bile unutturacak cinstendi. Artık sesler daha bir anlamlı gelmeye başladı. Çünkü 1 haftalık evlendiği eşi dışarıda gayet sesli bir şekilde hem şükürler ediyor hemde bir gülüp bir ağlıyordu. Merakı daha da artınca hızla odanın kapısını açtı. Ama eşi kapının sesini duymamıştı bile. Bir müddet odanın kapısında bekledi eşinin neye bu kadar sevindiğini anlamaya çalışıyordu. Daha sonra gözleri beyazlığa daldı. 2 gün önce günlük güneşlik olan şehirde şimdi lapa lapa kar yağıyordu. Üstelik her yeri doldurmuştu. Buna kendi bile şaşırdı. Aslında şaşkınlığı kendineydi. 28 yıldır bu şehirde yaşıyordu ama eşinin sevincine neden olan bu rahmeti hiç bu şekilde fark etmemişti. Ona göre kar yada yağmur hayatı durma noktasına getiren bir doğa olayıydı. İşleri aksıyor, işyerinde verimli olamıyor, kapalı havalar çoğu zaman onu boğuyordu. Ama şimdi bakınca aslında ne kadar muhteşem olduğunu daha iyi anlıyordu. Bir süre kapının önünde eşini ve ardında parlayan beyazlığı seyretti. Sonra içinden kendini bile şaşırtacak dualar ettiğini fark etti. Ve yine kendini şaşırmaktan alıkoyamadı. Bir insan bir kar için hem gözyaşı döküp hem de gülebilir miydi? Bir kadın bir kar için çocuklar gibi sevinebilir miydi? Oysa şimdilerde insanlar bırak karı yağmurdan bile nefret eder olmuştu. Bırak ufacık şeylerle mutlu olmayı, her anları kendilerine zehrediyorlardı. Her an bir depresif haller, her an bir can sıkıntısı.. Gözleri hep yükseklerdeydi insanın, bir saatlik mutlu edecek hazlar peşinde ömürlerini heba ediyorlardı. Kimsenin bir kar tanesine, bir kediye, bir insana bile tahammülü kalmamış, hılza geçip giden hayatlarında küçücük güzellikleri bile fark edemiyorlardı. Oysa balkonda izlediği eşi yağan kar için gözyaşı döküp, şükürler ediyordu. Bu devirde hala eşi kadar mutlu olan insanlar var mıydı? Yoksa o böyle bir eşe sahip olan nadir insanlardan mıydı? Bu onun için bir şükür sebebi olabilir miydi? Hayatı daha yaşanılır kılan bir nimet olabilir miydi? Bilmiyordu.. Geleceği düşünmeyi şimdilik bir kenara bıraktı. Dışarıda inanılmaz güzel olan kar yağışına ve eşine eşlik etmek için askıdan ceketleri aldı ve eşinin yanına ağır adımlarla ilerledi. Balkon kapısına vardığında eşi sanki bekliyormuşçasına arkasını döndü ve yaşlı gözlerle tebessüm ederek konuştu: Bak, ne kadar güzel yağıyor değil mi? Sabah olsa da kar topu oynasak. Benimle kar topu oynar mısın? :)
Ne diyebilirdi ki bu güzel teklif karşısında.. Tebessüm ederek başını olur anlamında salladı ve elindeki ceketi büyük bir nezaketle eşinin omuzlarına bıraktı...
11 notes · View notes
aya-meftun · 2 months ago
Text
Sesin nerede kaldı, her günkü sesin,
Unutulmuş güzel şarkılar için
Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan,
Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu'dan
Sesin nerede kaldı? kar içindesin!
Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam!
Uyandırmayın beni, uyanamam.
Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına,
Allah aşkına, gök, deniz aşkına
Kar yağıyor üstümüze, inceden.
Yağsın kar üstümüze buram buram.
13 notes · View notes
rojs-world · 2 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Yağmur yağıyor, ne güzelde yağıyor. Çiçekler nasılda seviniyor, oyunlar oynuyor sanki sevdiklerine kavuşmus gibi. İki aşık ansızın tam buluşurken yakalanıyor.. kaptırıp kendilerini dans ediyorlar ne güzel. Biri tam pencere kenarına koyarken kahveni rast geliyor manzaraya karşı ne güzel... Bir öksüz, barksız, hazırlıksız yakalanıyor elleri titrek sırılsıklam kalıyor uluorta.. Yağmur yağıyor nede güzel yağıyor kir tutmuş sokakları teimizlercesine. Yağsında yağmur, keşke herkese eşit yağsaydı; biri sevinirken biri üşümeseydi..!
46 notes · View notes
legatus11 · 1 year ago
Text
Bu dünyanın neresindesin, hiç düşündün mü? Ne olarak var oluyorsun bu dünyada? Amacın ne, ne kadar yer kaplıyorsun, hayallerin ne, ne için burdasın sen? Aynanın karşısına geç ve sor kendine: Ne için buradayım ben? Herkes ama herkes bu dünyaya bir sebeple yollandı. Herkesin burada olmasının bir sebebi var. Sende biliyorsun... İçinde büyük bir dünya var senin. Çiçeklerle kaplı, bulutlarla çevrili bir dünya. Biliyorum, bazen o bulutlar kararıyor bazen yağmur yağıyor içine. Ama sende biliyorsun ki her yağmur sonrası güneş açar. Ve yine bilmelisin ki, yağmur yağmadan çiçek açmaz... Bırak yağsın yağmurun. Bırak aksın gözyaşların. Yoruldun mu, bırak tutmasın bacakların. Çaresiz misin? Kal öyle. Bırak artık kendini, üzüntünü yaşa. Kendine engel olma, kendini tutma. Kendi felaketine kollarını aç. Ellerin mi titriyor, bırak titresinler. Titreye titreye durmayı öğrenecekler. Üzüntünü durdurmaya çalışma. Her şeyi yaşayacaksın bu hayatta, hüznü de mutluluğu da. Oysa sen şimdi hüznünü durdurmaya çalışıyorsun ya, sadece hüznün değil mutluluğun da duruverir böyle. Her şeyi dolu dolu yaşa ki evren de sana mutlu olma zamanın geldiğinde mutluluğunu da dolu dolu yaşatsın. Hayat bir nehir, akıp gidiyor. Suyun üstüne uzat bedenini, akıp git sen de. İnan bana, şelaleden aşağı düştüğünde güzel bir gölde uyanacaksın. Şimdi kapat gözlerini, aç kollarını arkana doğru yaslan ve kendine şöyle mırıldan, "Su akar, yolunu bulur."
22 notes · View notes
papatyademetii · 6 months ago
Text
İçimdeki papatyalara yağmurlar yağıyor. Boynum bükülüyor, belim kırılıyor. Bulutlar inadına karanlık. Ben maviliğe hasret... Bir tek gün yok ki ölümü düşünmediğim. Zaten hiç de anlamadım ölümsüzlüğü isteyenleri. Oysa papatyalar değil miydi; en güzel kokusunu koparılınca veren. Şairin de dediği gibi her şey ölüme beş kala güzelleşmiyor muydu. Bak bir damla daha düştü gözlerimden yüreğime. Biraz daha boynu büküldü umutlarımın. Rüyalarım bile bir acaip bu aralar... Anlamsız ve de kasvetli... Ne vardı rüyalarımda bari olsa yeşil çayırlarda, mavi denizlerde olsam. İçim dışım hep karanlık. Hep...  Oysa basitti hayallerim. Papatyadan taç yapacaktım sana. Bir de yüzük. Tebessümünden öpecektim. Evet! Her şey bu kadar basitti. Gitmek kadar basit! Ve sen gitmeyi tercih ettin. Beni ise içimdeki papatyalarla yağmur damlalarında boğulmaya terk ettin. Üstelik görmüyorsun bile. Ölüyorum... Görmüyorsun...
Alıntı
Tumblr media
13 notes · View notes
asimiymis · 2 years ago
Text
Bazen umutsuzluğa düşeriz ya işte benim hayatımda bir umutsuzluktan ibaretmiş. Benim en büyük hatalarımdan biride umut olmamasına rağmen umut etmekti… Bana hep dedem şey derdi -Ne olursa olsun her gün güneş doğuyor ve batıyor. O asla doğmaktan vazgeçmezken sen neden vazgeçmeye çalışıyorsun ki?   Ama maalesef hayatımda en örnek aldığım kişi de bana veda etti. Şuan öyle duyguların içindeyim ki sanki içimde bir fırtına kopuyor fakat ben hala bir evin içine girebilmiş değilim… Her gün güneş doğuyor ama benim kalbimde doğan ufacık bir umut yok. Güneş aynı küçük kalplerimiz gibi her gün doğuyor yeni umutlarla sonra birden önüne küçük bir engel çıkıyor, Bulutlar. Güneşin önünü kapatıyorlar sırf hedeflerine, umutlarına ulaşamasın diye fakat Rüzgar sayesinde Güneş onları atlatıyor. Ancak henüz bitmiş değil Bulutlar sinirleniyor ve BAM! Şimsek ve yağmur. Hava kararıyor aynen bizim kalplarimiz gibi yağmur yağıyor hayallerimize biz ise sadece hayallerimizin yok oluşunu izliyoruz pencereden.. Karanlık bir oda, karmaşık duylar, yağmur tanelerin sesleri ve her yere düşen her damlada kırılan bir kalp… Neden kalkmıyor ve çıkmıyoruz o odadan? Neden gidip yağmurun altında ruhlarımızı temizleyemiyoruz? Tamam, hadi onuda yapamadın, çıkar elini pencereden ve kalbinin daha fazla kırılmasına izin verme, engelle elinle yağmuru.Teninle hisset o damlaların senin hayallerini yıkmak için ne kadar azimli olduğunu.. Buna izin vericekmisin? Engel ol onlara onlar nasıl sana engel oluyorsa. İzin verme, bırakma yıksınlar hayallerini… Ve yağmur diner. Hayatında olacağı gibi büyük bir umut doğar, Gökkuşağı. Kalk ayağı çık dışarı izle Ay'ı ne kadarda darbe almış bir yüzeyi var görüyormusun? Aynı kalbin gibi… Ama ona bir daha bak o hâlâ güzel değilmi? Hala ışık saçıyor güzelliğiyle. Sen mutsuz bir gece ile ayın güzelliğini mahfedemezsin. Gül biraz, yeni hayaller kur ve kendine inan. Bir gün o içindeki minik güneş tekrar büyük bir umutla doğacak… ~♡~
54 notes · View notes