#nörolojik vertigo
Explore tagged Tumblr posts
Text
Baş dönmesinin bilinmeyen sebepleri ve tedavi yolları!
Baş Dönmesi Sebepleri ve Tedavileri: Sağlığınızı Yeniden Kazanın
Baş dönmesi, kişinin denge hissini kaybetmesiyle birlikte çevresindeki her şeyin hareket ediyormuş gibi hissetmesine neden olan yaygın bir rahatsızlıktır. Bu durum, göz kararması, sersemlik ve hatta denge kaybı ile kendini gösterebilir. Peki, baş dönmesinin nedenleri nelerdir ve nasıl tedavi edilir?
Baş Dönmesi Nedenleri
İç Kulak Problemleri: Labirentit ve Meniere hastalığı gibi durumlar, iç kulakta iltihaplanma veya anormal sıvı birikimi nedeniyle baş dönmesine yol açar. Bu rahatsızlıklar özellikle yaşlı bireylerde daha sık görülmektedir.
Nörolojik Sorunlar: Vestibüler nörit gibi durumlar, baş dönmesine neden olan sinir iltihaplanmasına yol açar. Ayrıca beyin kanaması veya beyin enfarktüsü durumlarında acil müdahale gerekmektedir.
Denge Sistemi Bozuklukları: Benign paroksismal pozisyonel vertigo (BPPV), belirli baş pozisyonlarıyla tetiklenerek ani baş dönmesine neden olur.
Sağlık Sorunları: Migren ve anksiyete gibi sağlık sorunları da baş dönmesi yaşatabilir. Özellikle hormonal değişiklikler, baş dönmesi riskini artırabilir.
Diğer Nedenler: Fiziksel yorgunluk, açlık, ani hareketler ve duygusal faktörler de baş dönmesi yaşatabilir.
Baş Dönmesi Nasıl Tedavi Edilir?
Baş dönmesinin tedavisi altta yatan sebebe göre farklılık gösterir.
İlaçlar: Antivertigo ve antiemetik ilaçlar, baş dönmesi ve sıklıkla görülen bulantıyı tedavi etmek için kullanılabilir.
Manevralar: Özellikle BPPV için etkili olan denge kanalları manevraları uygulanabilir.
Rehabilitasyon: Denge problemleri yaşayan hastalar için uzun vadeli rehabilitasyon süreci gerekebilir. Bu süreçte baş ve göz egzersizleri önerilmektedir.
Doktora Danışmak önemlidir: Baş dönmesi şikayetiniz sıklıkla tekrarlıyorsa, bir sağlık uzmanına başvurmak en doğru adımdır. Hekim, durumu değerlendirerek en uygun tedavi yöntemini belirleyecektir.
Unutmayın, baş dönmesi yaşam kalitenizi etkileyebilir. Erken teşhis ve tedavi, bu konuda atılacak en önemli adımlardandır. Sağlığınızı kaybetmeden, gerekli önlemleri almak için harekete geçin.
Detaylı bilgiler için medihaber.net adresini ziyaret edebilirsiniz.
Baş dönmesi: Nedenleri, belirtileri ve etkili tedavi yöntemleri!
0 notes
Text
Vestibüler Migren Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?
Vestibüler Migren Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?
Vestibüler Migren
Vestibüler migren demek migrene bağlı baş dönmesi atakları demektir. Vestibüler migren en sık baş dönmesi yapan nörolojik vertigo nedenidir. Migren ve vertigo her ikisi de toplumda sık karşılaşılan durumlardır. Vestibüler migrende görülen baş dönmeleri genellikle birkaç dakika ile sınırlıdır. Ancak nadiren günlerce de sürebilir. Baş dönmeleri genellikle başın ani hareketleri…
View On WordPress
#ankarakbb#başağrısı#grentedavisi#kbbankara#kbbuzmanı#m#migren#migrenatakları#nörolojik vertigo#vertigo#vestibülermigren#vestübilermigrentedavisi
0 notes
Text
Baş Dönmesi Neden Olur
Baş Dönmesi Nedir
Her yaştan insanın yaşayabileceği bir sağlık sorunu da baş dönmesidir. Sersemlik ve denge kaybı olarak da bilinen baş dönmesi hareket ederken ortaya çıkan bir problemdir. Bazı durumlarda uyurken veya dinlenirken de görülebilir. Tıbbı olarak vertigo olarak adlandırılan baş dönmesinin farklı nedenleri olabilir. Baş dönmesinin nedenleri hakkında detaylı bilgi almak için www.deryauluduz.com sayfayı ziyaret edebilirsiniz. En basit anlatımla sersemlik hali olarak tanımlanabilecek olan baş dönmesi denge kaybına neden olan bir rahatsızlıktır. Her yaşta görülebilen bu rahatsızlığın altında pek çok farklı neden olabilir. Vücudun farklı sistemlerine bağlı bir rahatsızlığa bağlı olarak ortaya çıkabilir. Anlık yani birkaç saniye sürebileceği gibi birkaç saat hatta daha fazla da sürebilir. Tek başına bir hastalık olmayan baş dönmesi başka hastalıkların habercisi olarak gelişebilir.
Baş Dönmesinin Nedenleri Nelerdir
Baş dönmesi yukarıda da belirtildiği gibi tek başına bir rahatsızlık değildir. Aniden ortaya çıkan problemin altında bir başka hastalık olup olmadığı mutlaka araştırılmalıdır. Beyin, kulak, kalp hastalıkları ve nörolojik problemlerden dolayı gelişebilir. Bunun dışında yoğun stres, kullanılan bazı ilaçlar, alkol kullanmak da baş dönmesinin oluşmasına zemin hazırlayabilir. Özellikle kulakla ilgili rahatsızlıklarla birlikte baş dönmesi yaşanabilir. En sık görülen baş dönmesi nedenleri şunlardır: Periferik vertigo, santral vertigo, metabolik hastalıklar, enfeksiyonlar, beyin tümörleri, nörolojik hastalıklar, travmalar, psikolojik rahatsızlıklar. Baş dönmesini tedavi etmek için öncelikle altında yatan nedeni bulmak gerekir. Baş dönmesi bir hastalık değil hastalık belirtisidir. Hangi hastalığın belirtisi olarak ortaya çıktığı yapılacak klinik testlerle ortaya konur. Bunun için hastanın hastalık geçmişini dinleyen hekim isteyeceği ek testlerle tanı koyar ve bu tanı çerçevesinde tedavi sürecini başlatır. Baş dönmesi problemleriniz ile ilgili olarak www.deryauluduz.com ile iletişim kurabilir, merak ettiğiniz konularda soru sorabilirsiniz.
Deryauluduz.com
0 notes
Text
Baş dönmesini iyileştiren manevra
Baş dönmesini iyileştiren manevra
Baş dönmesi akla tansiyon veya başka nörolojik hastalıkları getirir. Vertigo denilen hakikat baş dönmesi, bireyin çevresindeki eşyaların dönmesi ya da bireyin kendisini eşyalar çevresinde dönüyormuş gibi sezmesidir. Bu bütün anlamıyla bir dönme sanrıyı başka bir deyişle yanılsamasıdır. Cemiyette baş dönmesi olarak yakınılan duygu her zaman vertigo olmayıp, denge bozukluğu da olabilir. Denge…
View On WordPress
0 notes
Text
Vertigo nedir, Belirtileri nelerdir?
Vertigo Nedir?
Vertigo yani baş dönmesi bir hastalık değildir. Toplumda vertigo hastalığı olarak bilinse de vertigo hatanın iç kulak ve sinir sisteminde bozukluklar olabileceğine işarettir. Uzmanlara göre dünya nüfusunun yüzde 5 i ile 10’u arasında bir nüfusun vertigo hastalığına yakalandığı tahmin ediliyor. ( Yazımızda Vertigo hastalığı olarak yer veriyoruz lakin vertigo hastalık değildir. Toplumda vertigo hastalığı olarak bilindiği için bu şekilde yazılmıştır )
Vertigo Neden Olur? ( Baş dönmesi neden olur? )
Vertigo baş dönmesi olduğu için bir çok nedeni olabilir. Genellikle vertigo hastanın iç kulak ve sinir sisteminde bozukluk olduğunda ortaya çıkar. Yüzde 90 vertigoya neden olan hastalıklar iç kulak ve sinir sistemi olsada diğer hastalıklarda vertigoya neden olabilir.
Vertigoya Neden Olan Hastalıklar Nelerdir? Migren Nezle Menenjit Epilepsi Kafa travmaları Beyin tümörleri Bu hastalıklar vertigoya neden olabilecek başlıca hastalıklardır. Vertigo Başlangıcı Nasıl Olur? Vertigo aniden ortaya çıkabilir. 1-2 dakikalık ataklarla baş gösterebilir. Ataklar kısa süreli oluşursa kendiliğinden normale döner.Uzun süreli ataklarda baş ağrısı, mide bulantısı, baş dönmesi ve bayılmalar olabilir. Vertigo Çeşitleri Nelerdir? 1) Santral Vertigo: Santral vertigo denge merkezinde oluşan bozukluklar sonucunda ortaya çıkar. Santral vertigo hastaları genellikle konuşma bozukluğundan veya yutma bozukluğundan şikayetçidir.
Santral vertigo nedenleri nelerdir? MS hastalığı ( Multiple skleroz ) Beyin damar yolunda sorunlar Migren İç kulakta hasar 2) Periferik Vertigo: Periferik vertigoya yol açan en büyük etmen pozisyonel vertigodur ( BPPV ) . Kanal zedelenmesi, meniere hastalığı da periferik vertigoya yol açan diğer etmenlerdir. İç kulakta oluşan hasar ( Soğukta kalma, travma ) gibi olaylar vertigo ataklarını tetikleyebilir. Periferik Vertigo nedenleri nelerdir? Meniere hastalığı Aaşıt tutması Alkol Tütün Travmalar
3) Serebellar Vertigo: Serebellar vertigo aslında serebellar infarktdır. Peki serebellar infarkt edir ? Serebellar infarkt bulantı, kusma, baş ağrısı gibi basit bulgularla ortaya çıkan bir inme çeşididir. Araştırmalarda erkeklerde, kadınlardan daha çok ortaya çıktığı gözlenmiştir. Erken teşhis ile tedavisi mümkündür. Serebellar Vertigo nedenleri nelerdir? Beyincikteki damarlarda ani tıkanmalar Damar sertliği Hipertansiyon Pozisyonel Vertigo ( Benign paroksismal / BPPV ): İç kulakta bulunan denge merkezindeki kristallerin arka yarım daire kanallarına düşmesi sonucu oluşur. Bu kristaller yer değiştirmesi kısa süreli şiddetli baş dönmesine yol açar. Maksimum 1-2 dakika sürer.
Vertigo Teşhisi
Hasta baş dönmesi, bulantı, kusma, kulakta basınç gibi vertigo belirtileri şikayetleriyle bir KBB doktoruna muayeneye gittiğinde hekim tarafından bu belirtiler saptanıp vertigo tanısı koyulmadan önce kulak muayenesi ve nörolojik testler yapılır. Vertigo bir hastalık olmadığından dolayı vertigoya yol açan sorun kulak bölgesinde mi, yoksa beyin bölgesinde mi ? Bu teşhisi koyabilmek adına muayene ve test sonucuna göre karar verilip tedaviye buna göre devam verilir.
Vertigo Tedavisi
Vertigo tedavisi vertigoya neden olan hastalığı teşhis edilerek yapılır. Genel vertigo tedavisi aşağıdaki gibidir. Vertigoyu tetikleyen nedenler saptanarak ortadan kaldırılır. Vertigoyu tetikleyen pozisyondan kaçınılır. İlaç tedavisi ve dengeleyici egzersizler yapılır. Kulakta ve beyinde saptanan soruna yönelik cerrahi müdahalede bulunulur.
Vertigo geçer mi
Vertigo tedavi edilebien bir hastalıktır. Vertigo altında yatan bir rahatsızlığın belirtisi olarak ortaya çıktığı için asıl hastalık saptanıp tedavi edilerek geçer. Genellikle ilaç tedavisi kullanılır.
Vertigoya Ne İyi Gelir?
Zencefil: Zencefil kan dolaşımını hızlandırır. Beyine giden kan dolaşımı hızlandıkça baş dönmesini azaltılır. Ayrıca zencefil çayı içerek de vertigo etkilerini azaltabilirsiniz. Fesleğen: Fesleğen vertigo ve baş dönmesine karşı doğal fayda sağlar. Bir kaç yaprak fesleğeni kaynatıp süt ile karıştırarak içebilirsiniz. Gece uykusu: Az uyumak vertigoya sebep olabilir. Bu yüzden iyi bir gece uykusu vertigoya iyi gelir ve bu problemi ortadan kaldırabilir. Isırgan otu: Isırgan otunu iyice ezerek su ile kaynatıp içebilirsiniz. Isırgan otunu çay halinde tüketmek vertigoya iyi gelir. Su: Meyve suları da dahil olmak üzere günde 3 litre su tüketimi vertigoya iyi gelir. Limon: Baş dönmesini hafifletmek için limon en etkili besinlerden biridir. Elma sirkesi: Biraz bal ve elma sirkesi karıştırılıp düzenli olarak tüketilir. Vertigo belirtilerini azaltan etkili bir yöntemdir. Yoğurt: Meyveli ve normal yoğurtların düzenli tüketimi baş dönmesi problemini önemli ölçüde azaltır. ÖNEMLİ NOT : Burada yazan besinleri kesinlikle hekime danışmadan tedavi amacıyla kullanmayınız.
Vertigodan Korunma Yolları
Sinirli ve Stresli bir hayattan uzak durun. Alkol sigara gibi zararlı maddelerden uzak durun. Bol su tüketmek vertigo etkilerini önemli ölçüde azaltır. Tuz tüketimini azaltın. Spor yapın. Read the full article
0 notes
Text
Baş Dönmesi ve Vertigo
Baş ağrısından sonra toplumda en sık görülen nörolojik şikâyetlerin başında gelen baş dönmesi bir hareket ilizyonudur ve kendi başına bir hastalık olmayıp genellikle bir hastalığın habercisi olarak ortaya çıkmaktadır. Kişi; olmayan bir hareketi varmış gibi hissetmekte, kendisinin ya da çevresinin hareket ettiğini zannetmektedir. Bu garip hissiyat kişinin hayat kalitesini ciddi olarak bozarak, günlük yaşamını zaman zaman durma noktasına getirebilmekte, iş ve sosyal yaşamını altüst edebilmektedir. Baş dönmesi denildiğinde genellikle akla ‘vertigo’ ifadesi gelmektedir. Aslında vertigo bir baş dönmesi nedenidir. Vertigo tek başına baş dönmesi anlamına gelmemekte denge problemlerini de ifade etmektedir. Baş dönmesi vücutta pek çok sistemden kaynaklanabilen bir durumdur ve nedenlerini iki ana grup altında toplayabiliriz. İlk grup santral baş dönmeleridir ve beyindeki problemlerden kaynaklanmaktadır. Özellikle beyin, beyin sapı ve beyincik kaynaklı baş dönmeleri bu grupta incelenmektedir. Bu organlarda ortaya çıkabilecek kanama, inme, migren, tümör, multiple skleroz (MS) gibi bir takım hastalıkların bir belirtisi olarak baş dönmesi görülebilmektedir. İkinci grup ise periferik (beyin dışı nedenlerden kaynaklanan) baş dönmeleridir ve iç kulağın denge sistemlerinde meydana gelen problemlerden kaynaklanmaktadır. Bu tür baş dönmelerinin en sık rastlananı, iç kulaktaki denge sinyalini alan kristalin yerinden oynaması ile oluşmaktadır ve halk arasında ‘kulakta kristallerin oynaması’ olarak ifade edilmektedir. Bu hastalığın adı BPPV’dir ve tüm baş dönmelerinin en sık sebebidir. Benign (iyi huylu) Paroksismal (aniden başlayan) Pozisyonel (baş hareketleri ile oluşan) Vertigo (baş dönmesi) kelimelerinin baş harflerinden oluşur. BPVV’de hastalar, vücut hareketlerinde ani ve kısa süreli ancak çok şiddetli baş dönmesinden yakınırlar. Baş dönmesi özellikle bir tarafa yatınca, hızlıca baş çevrildiğinde, öne eğilince ya da yukarı bakınca ortaya çıkar. Bazen tabloya şiddetli bulantı ve kusma eklenir. Hastalar hareket etmek istemez ve genellikle oturarak ya da baş yukarıda uyumak isterler. Denge kaybı nedeniyle ayakta durmakta ve yürümekte zorluk çekebilirler. Yukarıdaki iki ana grup dışında; bazı karaciğer, kalp ve tiroid hastalıklarında, sıvı elektrolit dengesizlikleri, kan şekeri ve kan basıncındaki anormallikler gibi metabolik nedenlerle ya da bazı ilaçların kullanılması durumunda baş dönmesi görülebilmektedir. Bu nedenle baş dönmelerinde sorunun kaynağının doğru tespit edilerek ciddi tedavi planlaması yapılması, kişinin hayat kalitesini yükseltecektir. Read the full article
0 notes
Photo
VERTİGO ( Baş Dönmesi ) Nedir Belirtileri ? Vertigo Baş Dönmesi Hastalığı Tedavisi ve Belirtisi Nelerdir Kişinin kendisini boşlukta ya da etrafındaki eşyalar dönüyormuş gibi hissettiği ve genellikle dengesizlikle birlikte görülen bir rahatsızlıktır.
#baş dönmesi#beyin damarı#epilepsi#nörolojik#Vertigo#vertigo baş dönmesi#vertigo belirtileri#vertigo nedir
0 notes
Text
Baş Dönmesi ve Vertigo
Baş ağrısından sonra toplumda en sık görülen nörolojik şikâyetlerin başında gelen baş dönmesi bir hareket ilizyonudur ve kendi başına bir hastalık olmayıp genellikle bir hastalığın habercisi olarak ortaya çıkmaktadır. Kişi; olmayan bir hareketi varmış gibi hissetmekte, kendisinin ya da çevresinin hareket ettiğini zannetmektedir. Bu garip hissiyat kişinin hayat kalitesini ciddi olarak bozarak, günlük yaşamını zaman zaman durma noktasına getirebilmekte, iş ve sosyal yaşamını altüst edebilmektedir.
Baş dönmesi denildiğinde genellikle akla ‘vertigo’ ifadesi gelmektedir. Aslında vertigo bir baş dönmesi nedenidir. Vertigo tek başına baş dönmesi anlamına gelmemekte denge problemlerini de ifade etmektedir.
Uzm. Dr. Refik Kunt
Baş dönmesi vücutta pek çok sistemden kaynaklanabilen bir durumdur ve nedenlerini iki ana grup altında toplayabiliriz. İlk grup santral baş dönmeleridir ve beyindeki problemlerden kaynaklanmaktadır. Özellikle beyin, beyin sapı ve beyincik kaynaklı baş dönmeleri bu grupta incelenmektedir. Bu organlarda ortaya çıkabilecek kanama, inme, migren, tümör, multiple skleroz (MS) gibi bir takım hastalıkların bir belirtisi olarak baş dönmesi görülebilmektedir. İkinci grup ise periferik (beyin dışı nedenlerden kaynaklanan) baş dönmeleridir ve iç kulağın denge sistemlerinde meydana gelen problemlerden kaynaklanmaktadır. Bu tür baş dönmelerinin en sık rastlananı, iç kulaktaki denge sinyalini alan kristalin yerinden oynaması ile oluşmaktadır ve halk arasında ‘kulakta kristallerin oynaması’ olarak ifade edilmektedir. Bu hastalığın adı BPPV’dir ve tüm baş dönmelerinin en sık sebebidir. Benign (iyi huylu) Paroksismal (aniden başlayan) Pozisyonel (baş hareketleri ile oluşan) Vertigo (baş dönmesi) kelimelerinin baş harflerinden oluşur. BPVV’de hastalar, vücut hareketlerinde ani ve kısa süreli ancak çok şiddetli baş dönmesinden yakınırlar. Baş dönmesi özellikle bir tarafa yatınca, hızlıca baş çevrildiğinde, öne eğilince ya da yukarı bakınca ortaya çıkar. Bazen tabloya şiddetli bulantı ve kusma eklenir. Hastalar hareket etmek istemez ve genellikle oturarak ya da baş yukarıda uyumak isterler. Denge kaybı nedeniyle ayakta durmakta ve yürümekte zorluk çekebilirler.
Yukarıdaki iki ana grup dışında; bazı karaciğer, kalp ve tiroid hastalıklarında, sıvı elektrolit dengesizlikleri, kan şekeri ve kan basıncındaki anormallikler gibi metabolik nedenlerle ya da bazı ilaçların kullanılması durumunda baş dönmesi görülebilmektedir. Bu nedenle baş dönmelerinde sorunun kaynağının doğru tespit edilerek ciddi tedavi planlaması yapılması, kişinin hayat kalitesini yükseltecektir.
source https://saglik.kocaali.com/bas-donmesi-ve-vertigo/
0 notes
Text
Baş Dönmesinin 10 Önemli Nedeni
Baş Dönmesinin 10 Önemli Nedeni
Baş dönmesi, bir başka deyişle vertigo toplumda çok yaygın görülüyor. Net bir rakam verilememekle birlikte “Kulak Burun Boğaz” polikliniklerine başvuran hastaların yüzde 30- 40’ının yakınması vertigo oluyor. Başımız döndüğünde ilk olarak beyin tümörü gibi nörolojik sorunları düşünsek de aslında yaklaşık yüzde 85‘inin nedeni kulak hastalıkları oluyor. Ayrıca alerjik yapıdaki kişilerde şiddetli…
View On WordPress
0 notes
Text
Her baş dönmesi VERTİGO değildir
Baş dönmesi akla tansiyon veya başka nörolojik hastalıkları getirir. Vertigo denilen gerçek baş dönmesi, kişinin etrafındaki eşyaların dönmesi ya da kişinin kendisini eşyalar etrafında dönüyormuş gibi hissetmesidir. Bu tam anlamıyla bir dönme halüsinasyonu yani yanılsamasıdır. DENGE BOZUKLUĞU Toplumda baş dönmesi olarak yakınılan duygu her zaman vertigo olmayıp, denge bozukluğu da olabilir. Denge…
View On WordPress
0 notes
Text
Başım dönüyor ama neden
Denge bozukluğu ile kendini gösteren vertigo, her yaşta görülebilen, tedavi edilmediğinde hastayı yataktan kalkamaz hale düşüren bir rahatsızlık. Günde birkaç kez baş dönmesi yaşıyor ve günlük ritminiz bozuluyorsa, siz de vertigo olabilirsiniz. Vertigo, ciddiye alınıp tedavi edilmediği takdirde, iş ve sosyal yaşamı durma noktasına getirebilir. Vertigoya neden olan hastalıkların cinsine göre vertigoya eşlik eden bazı belirtiler vardır. Bunlar kulak çınlaması, bulantı, kusma, terleme, görme bozukluğu, işitme kaybı, vertigo bir enfeksiyon hastalığa bağlı ise ateş, halsizlik gibi enfeksiyonlar olabilir. Vertigonun bir hastalık değil, altta yatan bir hastalığın belirtisi olduğunu vurgulayan Medical Park Bahçelievler Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Kenan Bıkıcı, toplumda çok sık görülen bu rahatsızlık hakkında bilgiler verdi: NASIL BİR TESTLE ANLAŞILIR? Vertigonun hafif baş dönmesi ve dengesizlik hissinden başlayıp, çok şiddetli ve hastayı yataktan kalkamaz hale getirecek hale varana kadar çok geniş bir yelpazede klinik görüntüsü olabilir. Kendinizde vertigo olup olmadığını basit bir test yaparak anlayabilirsiniz. Ayakta kendi etrafınızda 2-3 dakika dönün ya da öne doğru eğilerek kafanızla yuvarlak çizin. Kısa bir süre sonra etrafınızdaki her şey dönmeye başlıyorsa, kendinizi berbat hissediyorsanız, sizde vertigo var demektir. VERTİGO NEDENLERİ NELERDİR? Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV): Baş dönmesinin en sık sebeplerindendir. İç kulağın içinde yer alan yarım daire kanallarında yerleşik böbrek taşı benzeri kristallerle açıklanır. Sıklıkla aniden ortaya çıkar. Baş pozisyonundan olumsuz etkilenir ve özgün manevralarla kısa sürede düzeltilebilir. Meniere Hastalığı: İç kulakta yer alan yarım daire kanallarındaki sıvıda istenmeyen bir atışa bağlı olarak görülen baş dönmesi, kulak çınlaması ve giderek belirginleşen işitme azlığı ile seyreder. Bu durum Kulak Burun Boğaz uzmanları tarafından takip edilir. Vestibüler Nörit (Denge sinirinin mikrobik olmayan iltihabı): Genellikle mevsim geçişlerinde görülen, bazı virüslerle ilişkisi olduğu düşünülen, düşük şiddetli, ancak uzamış vertigo atağı ile seyreder. Nöroloji uzmanları tarafından takip edilir. Beyincik etkilenmesine bağlı baş dönmesi (Serebellar Vertigo): Beyinciği besleyen damarlarda aniden ortaya çıkan tıkanıklık veya beyincikte aniden ortaya çıkan kanamayla seyreden bir tablodur. Sıklıkla damar sertliği veya hipertansiyonu olan yaşlı hastalarda görülür. Hastalarda ani başlayan baş dönmesinin yanı sıra yürüme bozukluğu, mesafe algısında bozukluk, baş ağrısı, bulantı ve kusma görülür. Acilen nöroşirürji uzmanına başvurmayı gerektiren ve hayati tehlikesi olan bir durumdur. Vertiginöz migren: Orta yaş ve öncesinde baş ağrısı ve baş dönmesi olan olgularda öncelikle akla gelmelidir. Baş dönmesini takiben oluşan migren benzeri baş ağrısı atakları ile tanınır. Tedavi migrene yönelik planlandığında her iki sorun da giderilebilir. Vertebrobaziller yetmezlik: Orta yaş ve üzeri grupta sık rastlanan bir baş dönmesi nedenidir. Baş dönmesi sıklıkla herhangi bir tetikleyici etken olmadan aniden başlar, birkaç dakika sürer ve yine aniden sona erer. Görme kaybı, çift görme, konuşma bozukluğu, güçsüzlük veya hissizlik gibi eşlik eden başkaca bulgular da vardır. Nöroloji uzmanı tarafından takip edilmelidir. MS (Multipl Skleroz): Özellikle orta yaş ve öncesinde başlayan baş dönmesi ataklarında akla gelmelidir. Beyin hastalıkları uzmanları tarafından kolaylıkla teşhis ve tedavi edilebilir. Denge sinir tümörleri (Serebellopontin Köşe Tümörleri): Son yıllarda artan cep telefonu kullanım sıklığı ile birlikte sıklığı artan bir tümör çeşididir. Sıklıkla işitme ve denge sinirinin kılıfından kaynaklanan tümörlerdir. Teşhis edildiğinde uzman bir ekip tarafından ameliyat edilmelidir. Yaralanma: Kafatasında meydana gelen, iç kulağı da zedeleyen bir kırık sonrasında aşırı kısıtlayıcı bir vertigoyla birlikte bulantı ve işitme kaybı gelişir. Baş dönmesi birkaç hafta sürer Alerji: Bazı insanlar alerjik oldukları besinleri aldıklarında veya havadaki parçacıklarla karşılaştıklarında baş dönmesi veya vertigo oluşabilir. Yaşlılık Migren Boyun kireçlenmeleri ve boyun fıtığı Depresyon gibi psikiyatrik nedenler Diğer nedenler: Başta B12 vitamini olmak üzere çeşitli vitamin eksikliklerinde, uzun süreli alkol kullanımı sonrasında hasarlar sonucunda, beyin zarına ait iltihaplarda, başta kanser ilaçları ve tüberküloz ilaçları olmak üzere ilaç yan etkilerinde, bazı epilepsi nöbetlerinde ve bunun benzeri pek çok nedenle de baş dönmesi görülebilir. NE ZAMAN DOKTORA GİDİLMELİ? Günde bir kaç kez baş dönmesi oluşuyor ve günlük ritminizi bozuyor ise, bu durumda ihmal etmeden hemen doktora başvurmalısınız. TEŞHİS İÇİN NELER YAPILIYOR? Baş dönmesi şikayeti ile hekime başvuran hastaya kulak muayenesi ve nörolojik muayene yapılarak sorunun kulakta mı yoksa beyinde mi olduğu ile ilgili fikir edinmeye çalışılır. İşitme testi, iç kulakla ilgili denge testi, Beyin elektrosu (EEG), Tomografi veya MR incelemeleri yapılabilir. VERTİGO TEDAVİSİ NASIL YAPILIR? Tedavide asıl önemli olan nedenin bulunmasıdır. Vertigoya neden olan hastalık meniere hastalığı ise ilaç tedavisi, ilaç tedavisi yeterli olmadığı durumlarda özel ameliyatlar yapılabilir, vertigonun nedeni tümör ise ameliyat gereklidir. Herhangi bir enfeksiyon sonucu veya psikojenik nedenlerden dolayı ortaya çıkan vertigolar istirahat ve basit ilaç tedavileri ile tamamen düzelir. Vertigo tedavisi 4 aşamada yapılır: 1.Tetikleyici faktörlerin ortadan kaldırılması (stres, alkol, sigara, kafein, tuz v.b.) 2.Tetikleyici pozisyondan kaçınma 3.İlaç tedavisi ve denge egzersizleri 4.Orta kulağa ya da beyinde saptanan lezyona yönelik cerrahi tedavi. VERTİGO'DAN NASIL KORUNULUR? Stresten uzak durun Bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirin: Sağlıklı beslenin ve doğal ve organik ürünler tüketin. Güne yumurtayla başlayın ve sabah kahvaltısında her sabah 1 ya da 2 köy yumurtası yiyin. Günde toplam bir avuç ceviz, badem, fındık ve fıstık yiyin. Günlük süt tüketin. Protein içerikli gıdalar tüketin. D vitamini takviyesi: Mümkün olduğu kadar güneşlenin. Sağlıklı bir vücut için D vitamini çok önemlidir. Tuzu azaltın: Tuz iç kulaktaki sıvı artışına neden olup vertigoyu tetikleyebiliyor. Bu nedenle tuzu azaltın. Bol su için: Vücuttaki su tuz dengesini korumak içim bol bol su için. Ama çay ve kahve gibi içeceklerden uzak durun. Çünkü bu tarz içecekler de iç kulakta sıvı artışına neden olabiliyor. Spor yapın: Sporun her alanda olduğu gibi vertigoda da önemi büyüktür. Sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir parçası olan spora hayatınızda mutlaka yer verin. Ancak ani hareketler barındıran ağır sporlardan uzak durun. Başınızı hızlı sağa sola çevirmeyin Lunaparklardaki oyuncaklardan uzak durun Hızlı araba kullanmayın
0 notes
Text
Baş Dönmesi Neden Olur?
Baş dönmesi bir yanılsamadır. Bir hareket yanılsaması olarak kendini gösterir. Baş dönemsi olan kişi, olamayan bir hareketi varmış gibi algılar, kendisinin ya da çevresinin hareket ettiğini sanır. Baş dönmesi bir nevi dengesizlik, denge kuramamaktır. Denge kurmamak ise, kişinin bulunduğu çevreye göre dengesini düzene koyamaması haliyle denge sağlayamamasıdır. Baş dönmesi oldukça sık rastlanan bir rahatsızlıktır. Yapılan araştırmalar, hastanelerin acil bölümlerine giriş yaptıran hastaların yüzde yirmi beşinin baş dönmesi şikâyeti ile giriş yaptırdığını göstermekte. Baş dönemsi orta ve ileri yaş grubunda daha çok görülen bir rahatsızlık. Çocuklar, yetişkinler ve orta yaş grubundakiler kadar bu rahatsızlığa yakalanmıyor. Baş dönmesi neden olur? İnsanın hareket edebilmesi ve dengede kalabilmesi için, çok sayıda vücut sitemin birbiri ile dengeli bir şekilde çalışması gerekmektedir. İşte birbirleri ile dengeli çalışan bu sistemde bozulmalar olduğu zaman baş dönmesi problemi ortaya çıkabiliyor. Vücut organları, sistemleri; birtakım rahatsızlıklardan dolayı işlevini yerine getiremiyor. Nihayetinde düzenli ve sistemli çalışan vücut dengesi bozulmuş oluyor. Baş dönmesi şikâyeti ile gelen bir hastanın tanı ve tedavisi için vereceği bilgiler çok önemlidir.
Baş Dönmesinin Nedenler Neler Olabilir?
Baş dönmesinin sayısız nedeni olabilir. Tanı ve teşhisin doğru olarak konulması ve doğru tedavinin uygulanması için hastanın şikâyetleri iyi bir şekilde incelenir ve analiz edilir. Baş dönmesinin sebebi, nörolojik, kulak burun boğaz, dâhiliye ve kardiyolojik nedenler olabileceği gibi, hastanın beslenme eksikliğinden veya vücutta besin emilimi sağlayan bazı organlarının işlevini yerine getirmemesinden dolayı vitaminsiz kalmak da olabilir. Bir başka neden ise, psikolojik olarak zor bir dönemden geçmek, aşırı sıkıntı ve stres altında kalmak. Özellikle iç kulak problemi olarak bilinen vertigo rahatsızlığı ciddi şekilde baş dönmesine sebep olur ve döngüler halinde tekrarlar.
Baş Dönmesi Neden Olur?
0 notes
Link
Zehirleniyoruz? Aspartam, Çay, Kahve, Kola, Fanta Alkol ve Bira ile, Bira ayrıca Kısırlaştırır. Şimdi bunları ele alalım:1-) Diyet Meşrubat içindeki 'Aspartam' maddesiyle zehirleniyoruz: Türkce sakarin veya diyet (diet) şekeri olarak tanınmakta ve şeker hastaları genelikle şeker yerine kulanmaktadır.Fakat buna ilavetten 100'e yakın yiyecek ve içecekte tatlandırıcı olarak kulanılmaktadı ve bunların başında Kola ve Pepsi gelir.Kola kutularının üzerindeki "soğuk içiniz" yazısı lezzet için yazılmamığı. Aşağıda Diyet Kola hakkında bir yazı var. Olay ABD'de geçiyor. Ancak bildiğiniz gibi Türkiye'de de birçok kişi diyet Pepsi ve diyet Coca Cola içiyor. Siz de içiyorsanız okuduktan sonra fikrinizi değiştireceğinizden eminim. "2001 yılı Ekim ayında kız kardeşim (Dr. Roberts'in kızkardeşi geniş bilgi için: http://www.aspartame.com/ ) çok hastalandı. Mide spazmları vardı, dolaşmakta zorlanıyordu, yürümek ise başlı başına bir sorundu. Sadece yataktan kalkması bile onu tüketiyordu, o kadar çok ağrısı vardı. 2002 yılı Mart ayında biyopsiler alindi ve 24 değişik ilaç almaya başladı. Doktorlar kendisinde ne olduğunu bulamıyorlardı. O kadar çok ağrısı vardı ve o kadar Hastaydı ki, ölmekte olduğunu biliyordu. Hazırlığa başladı. Evini, banka hesaplarını, yaşam sigortasını ve diğer şeylerini en büyük kızının adına kaydettirdi ve küçük çocuklarının en büyük kızı ile birlikte olmalarını sağladı..Son bir keyif yasamak istiyordu, böylece 22 Mart günü (tekerlekli iskemlede olmak kaydıyla) Florida'ya gitmeyi planladı. 19 Mart günü testlerinin nasıl geçtiğini öğrenmek için kendisini aradım. Testlerde bir şey bulunamadığını, ama kendisinde MS (multiple skleroz) olduğunu düşündüklerini, söyledi. Çok şaşırdım, sonra bir arkadaşımın bana e-mail olarak gönderdiği bir yazıyı hatırladım ve ona sordum: "Diyet içecekler içiyor musun?" "Evet" dedi, o anda da bir tanesini açıp içmek üzere olduğunu söyledi, açmamasını ve diyet meşrubat içmemesini söyledim, bahsettiğim yazıyı e-mail ile kendisine gönderdim. Telefon konuşmamızdan 32 saat sonra beni aradı, diyet meşrubat içmeyi bıraktığını ve yürüyebildiğini, merdiven çıkabildiğini ve adale spazmlarının kaybolduğunu söyledi. İyileşmemişti ama kendisini kesinlikle çok daha iyi hissediyordu. Makaleyi doktorlarına göstereceğini ve eve dönünce beni arayacağını söyledi. Beni aradı, doktoru çok etkilenmişti ve diğer MS hastalarını arayarak suni tatlandırıcı (Aspartam) kullanıp kullanmadıklarını soracağını söylemişti. Bir kabuğun içinde diyet meşrubat içindeki 'aspartam' maddesiyle zehirleniyordu ve yavaş yavaş ölüyordu. 22 Mart Florida'ya giderken tek bir hap almıştı -bu da zehirlenmeye karşı olan haptı- iyileşme yolundaydı ve yürüyebiliyordu!!! Tekerlekli iskemle olmaksızın!!! Bu makale hayatini kurtarmıştı. Hayat kurtaran makale: Etikette "ŞEKERSİZ" yaziyorsa ASLA KULLANMAYI DÜSÜNMEYİN Bİ?LE!! NutraSweet', 'equal' ve 'Spoonful' markaları ile pazarlanan "ASPARTAM" hakkında DÜNYA ÇEVRE KONFERANSI'NDA birkaç gün konuşma yaptım. EPA'ya yönelik bir yazıda 2001 yılında Birle?ik Amerika'da multiple sclerosis ve sistemik lupus salgını olduğu, hangi zehrin bunun yaygın hale gelmesine neden olduğunun anlaşılamadığı belirtilmişti. Ben ayağa kalktım ve tam bu konuda bilgi vermek istediğimi söyledim. Aspartam'in neden bu kadar tehlikeli oldu?unu açıklayayım: Bu suni tatlandırıcının ısısı 86ºF (30ºC. 1 Fahrenheit 1.8 Santigrat derece. 32ºF = 0ºC).seviyesine ulaşınca, içindeki metil alkol, formaldehite, sonra da formik aside dönüşüyor, bu da metabolik asidosise yol açıyor. Metanol Metanol zehirlemesi diğer koşulları açısından multiple sklerosise benziyor. Doktorlar insanlara yanlışlıkla multiple sklerosis teşhisi koyuyor. MS ölüme yol açmazken metanol zehirlemesi öldürücü oluyor! (Şişelerde, kutularda "soğuk içiniz" yazılıdır. Devamı şöyle olmalı idi: "soğuk içmezseniz zehirlenirsiniz.") Sistemik lupus da neredeyse en az multiple sklerosis kadar yaygın hale geldi, özellikle Diet Coke (Coke, Coca Cola'nın tescil edilmiş ikinci adidir) ve Diet Pepsi içenler arasında! Kurban genellikle suçlunun aspartam olduğunu bilmiyor. Kullanmaya devam ediyor, lupus da artık yaşamı tehdit edecek düzeye ulaşıyor. Diyet içecekleri bıraktıktan sonra sistemik lupus hastalarının asistematik hale geldiklerini gördük. Aspartam hastası Multiple sklerosis teşhisi konan hastalarda (aslında bunlar metanol zehirlenmesi hastaları idi) semptomlari çoğu kayboldu. Görüş yeteneğinin geri kazanıldığı ve işitme duyusunun önemli ölçüde iyileştiğini gördük. Bu tinnitus vakalarında da geçerli idi. Bir konuşmamda "Aspartam kullanıyorsanız (NutraSweet, Equal, Spoonful vs.) ve fibromalji, spazmlar, ani ağrılar, bacaklarınızda uyuşma, kramp, vertigo, bulantı, bas ağrıları, tinnitus, eklem ağrısı, depresyon, endişe atakları, bozulan konuşma, bulanık görüş veya hafıza kaybı semptomlarından şikayetçiyseniz muhtemelen aspartam hastasısınızdır. konuşma arasında ayağa kalkan kişiler "Bu semptomlardan bazıları bende de var. Bundan kurtulmak mümkün mü?" diye sordular. Evet! Diet Coke ve Diet Pepsi: Diyet meşrubat içmezseniz ve gıda etiketlerinde yazılı aspartam kelimesine dikkat ederseniz, evet! Çok ciddi bir sorunla karşı karşıayız. Bir yabancı Bay Espisto'ya (konuşmacılarımdan biri) ve bana geldi ve "Neden bu kadar çok insanin MS derdi olduğunu bana söyleyebilir misiniz?" dedi. Bir hastaneye yaptığımız ziyaret esnasında bir hemşire ağır Diet Coke bağımlısı olan altı arkadaşının tümünde MS sorunu olduğunu söylemişti. Bu tesadüfün ötesinde bir durumdu! Diet Coke ve Diet Pepsi vs. DİYET KOLA BİR DİYET ÜRÜNÜ DEĞİLDİR! Kongre Raporuna göre karbonhidrat birikimine neden oluyor ve sizi şişmanlatıyor. Formaldehit yağ hücrelerinde depolanıyor, özellikle kalça ve basenlerde birikiyor. Dr.Roberts, bir kez bu ürünleri bırakınca ekstra spor vs yapmaksızın deneme süresi içinde 19 kilo kaybeden hastası olduğunu belirtiyor. Aspartam: Aspartam özellikle şeker hastaları için tehlikeli. Hastalarında retinopati olduğunu düşünen hekimlerle konuştuk, aslında hastalarındaki semptomlarin nedeni aspartamdı. Aspartam kan sekerinin kontrolden çıkmasına yol açıyor. Bu nedenle seker hastası proteinde bulunan diğer amino asitler olmadan aspartik asit ve fenilalanin maddelerinin nörotoksik hale gelmesi nedeniyle hafıza kaybından şikayet ediyor.Aspartik asit ve fenilalanin kan beyin bariyerini aşıyor ve beyin nötronlarını harap ediyor, şeker hastalarında (seker hastası olmayan hastalarda da) çeşitli tipte beyin hasarı, nöbet hali, depresyon, manik depresyon, panik ataklar, öfke ve şiddete neden oluyor. (Körfez Savaşı'nda savaşan kadın ve erkeklerin tükettikleri binlerce Diet Coke ve Diet Pepsi içinde bulunan aspartam iyi bilinen Körfez Savaşı Sendromu'nun nedeni olabilir) (Bu birinci Irak Savaşı.) Dr. Roberts: Dr. Roberts doğum arızalarına yani gebe kalma ve ilk gebelik döneminde tüketilmesi halinde zeka geriliğine neden olabildiği konusunda uyarıyor. Çocuklar özellikle nörolojik bozukluklar açısından büyük risk taşıyorlar ve NutraSweet (yapay tatlandırıcı) kullanmamaları gerekiyor. NutraSweet'e bağlı olarak çocuklarda görülen nöbet hali ve diğer bozukluklara ilişkin çeşitli vaka bildirebilirim. Maalesef anneleri çocuklarındaki bozukluğun aspartama bağlı olduğu konusunda ikna etmek her zaman kolay olmuyor. Ancak deneme-yanılma metodu ile diğer anneleri çocuklarının sağlığını ellerinde tuttukları konusunda uyarabiliyor. Şeker metabolizması: Şeker metabolizmasına (ki şeker hastaları için ideal) yardımcı olan ve SUNI TATLANDIRICI OLMAYAN tatlı bir bitki olan Stevia FDA tarafından onaylanan bir diyet ürünüdür. MONSANTO'ya bağlı olduklarından FDA yıllarca bu tatlı gıdayı göz ardı etti. Bu konuda mevcut literatür: EXCITOTOXINS: THE TASTE THAT KILLS (Öldüren Tat) ? Dr. Russell Blayblock (Health Press)1-800-643-2665 ve DEFENCE AGAINST ALZHEIMER'S DISEASE (Alzheimer Hastalığına karşı Savunma ? Dr.. H. J.Roberts. Dr. Roberts ayni zamanda bir diyabet uzmanıdır. American College of Physicians Konferansı: Bu iki hekim aspartamın öldürücü etkisini gösteren vakaların yer aldığı bir çalışmayı Internette yayınlayacaklar. American College of Physicians Konferansı'na göre "bu ölümcül zehrin neden olduğu nörolojik hastalıklar salgınından bahsediyoruz." Sorun bu: aspartamın 100 farklı üründe bulunduğuna dair Kongre tezleri mevcut. İlk tezden sonra peş peşe iki tez sunuldu, ana bir faydası olmadı. Hiçbir şey yapılmadı. İlaç ve kimyasal madde: İlaç ve kimyasal madde lobilerinin cepleri çok dolu. Bu madde halen be? binden fazla üründe bulunuyor ve HASTALAR TÜKENİYOR!! aspartamın yaratıcısı olan MONSANTO'nun bunun ne kadar öldürücü olduğunu bildiğinden eminim. Birçok kurulusun yani sıra Amerikan Diyabet Derneği, Amerikan Diyetetik Derneği, Amerikan Tip Fakültesi Konferansı'na fon sağlıyorlar. Bu New York Times gazetesinde yayınlandı, ama bir faydası olmadı. Bu dernekler herhangi bir katkı maddesini tenkit edemiyorlar veya MONSANTO ile bağlantılarını açıklayamıyorlar çünkü gıda sanayinden para alıyorlar ve ürünlerini desteklemek zorundalar. Aspartam'ın tehlikeleri: Senatör Howard Hetzenbaum tüm bebek, hamileler ve çocukları 'aspartam'ın tehlikeleri hakkında uyaran bir yazı yazdı. Bu yazıda toplumda mevcut sorunlar (nöbet hali, beyin kimyasında meydana gelen değişiklikler, nörolojik ve davranış bozuklukları; semptomlar) hakkında yapılan bağımsız çalışmalar da yer alıyordu. Bu yazı güçlü ilaç ve kimya lobileri tarafından yok edildi, böylece herhangi bir şüphe taşımayan insanlar hastalık ve ölüm karşısında çaresiz kaldılar. Bize bu güzel bilgileri ABD'den gönderen Lale Hanıma teşekkürler. 2-) ~~~~ Cola ~~~~: Bu deneyi evinizde yapabilirsiniz, ancak çocuklarınıza okuyun ki gerekli önlemleri birlikte alın. Sağlıcakla kalın... Coca Cola ve Faydaları!!! Büyük olasılıkla az sonra okuyacağınız bir çok şeyi siz zaten daha önceden biliyordunuz (!) ya da bilmeyenler "hadi canım, saçmalık " diyeceklerdir. Eğer öyle olduğunu düşünüyorsanız, burada anlatılanlara inanmadıysanız denemesi bir cola parasıdır. Yani bir kutu Coca Cola veya Pepsi yeterli Gelelim COCA COLA ve PEPSİ ile ne gibi pratik işler yapabileceğinize: TUVALETİ TEMİZLEMEK İÇİN: Bir kutu kolayı klozetin içine dökünüz. Bir saat kadar bekleyiniz ve sifonu çekiniz. Koladaki sitrik asit hela başındaki lekeleri yok edecektir. KROM TAMPONLARDAKI PAS LEKELERINI YOK ETMEK İÇİN : Arabanın tamponunu Coca Cola''ya batırılmış bir sigara paketinin içindeki alüminyum folyosuyla iyice ovunuz. Tertemiz olacaktır. AKÜ KUTUP BAŞLARINDA ÇAPAĞI TEMİZLEMEK İÇİN : Bir kutu kolayı kutup başlarına dokun ve bütün çapak yok olsun. PASLANMIŞ BİR CiVATAYI SÖKMEK İÇİN : Coca-Colaya batırılmış bir bezi bir kaç dakika paslı cıvatayı uygulayınız. Bir kaç dakika sonra rahatlıkla dönecek ve çıkacaktır. ELBİSENİZDEKİ YAĞ LEKESİNİ ÇIKARMAK İÇİN : Bir kutu kolayı lekeli giyeceklerin üstüne boşaltın, deterjanı ekleyin ve her zaman yıkadığınız gibi yıkayın. Coca-cola yağ lekelerinin yok olmasına yardım edecektir. Ayrıca araba ön camlarındaki her türlü kuş pisliği yapışan sinekler veya ağaçlardan dökülen toz , polen, yapışkan maddelerin çıkarılması en iyi madde COCA COLA + PEPSI ''dir. Haa... isterseniz bu çok kuvvetli temizleyicinin geriye kalanını içersiniz. Bakin bu da bir fayda. Fayda ise eğer??? Peki nedir bu Cola''nin bu kadar etkileyici temizliklerde bile kullanılabilmesinin sebebi? Coca-Cola ve Pepsi''nin ortalama pH değeri 3.4 dür. Bu asidi de dişleri ve kemikleri eritmek için yeterlidir. Temizliklerde bu kadar etkili olmasının sebebi budur. Aslına bakarsanız Cola ile dünyada kimsenin tavsiye edemeyeceği KARBONDİOKSİT içiyoruz. Hani şu dışarı atmak için devamlı nefes alıp verdiğimiz, atmak için uğraştığımız KARBONDİOKSİT...! 2001 yılında Delhi Üniversitesinde "kim daha fazla Coca-Cola içecek" diye bir yarışma yapıldığında, sekiz litre Coca-Cola içerek kazanan ve 10 dakika içerisinde herkesin gözü önünde ölen kişinin haberini duymuşsunuzdur . Neden öldü? Çünkü çok fazla karbondioksit almıştı ve kanında yeterli oksijen yoktu. Başka bir örnek: Kırılmış dişinizi bir şişe Coca Cola''nin içine koyun ve 10 gün sonra bakın... Diş 10 günde büyük oranda erir. Halbuki dişler ve kemikler ölümden sonra bile en fazla dayanabilen organlarımızdır ... Bir şişe kola içerek midenize ve dişlerinize ve bağırsaklarınıza ne yaptığınızı bir düşünün... Peki bunları niye yazdık ve niye herkes okusun istiyoruz? Bu Coca-Cola ve Pepsi ile ilgili gönderilen yazı; genç bir grubun ortak platformlarda aldıkları bir kararın ürünüdür. Bu yazı İnternet üzerinden gönderilerek yayılması amaçlanmıştır. Zaten onlar da büyük kartellerden boyalı medyadan ya da yaz eylemcisi kimi sivil toplum örgütlerinden destek beklemiyorlar. Yoksa bu tiplere yaptıkları parasal desteği ya da promosyon adı altında verilen "sus" paylarını vermezler. Bu kadar zararlı bir içecek nasıl olurda bu kadar bilinçsizce tüketilebilir ve biri Amerikan firması olmak üzere bu şirketler bu kadar kar elde edebilir? İşte bu bilinçsizliği önlemek için çevrenize, sevdiklerinize ve özellikle çocuklarınıza bunları anlatın. Belki bu kampanya fazla bir ses getirmeyecek olabilir. Ama ne kadar kişiye ulaşırsa o kadar büyük etki yapacaktır. Destek olmak için yapmanız gereken tek şey; bu yazıyı olabildiğince fazla kişiye ulaştırmak, anlatmak... vesselam Katki Maddeleri: mademki Cola'dan açıldı laf, iş katkı maddeleriyle devam eder aslında; PIYASADA SATILAN HAZIR GIDA MADDELERI ÜLKEMIZDE INSAN SAGLIGINI CIDDI BIÇIMDE ETKILEYECEK DERECEDE KATKI MADDELERI IÇERMEKTEDIR. ANCAK BU MADDELER, TÜM ÇABALARA RAGMEN MEDYA ARACILIGI ILE ILAN EDILMEMEKTEDIR. GÜNÜMÜZDE GIDA SEKTÖRÜ BÜYÜK BIR TRÖST HALINI ALMISTIR. ÖRNEGIN, HIÇBIR YAYIN ORGANINDA COCA COLA'NIN ZARARLI OLDUGUNU GÖREMEZSINIZ. ANCAK BIZ TÜKETICILER, AILE FERTLERIMIZI, ÇEVREDEKI ARKADASLARIMIZI HABERDAR EDEREK BILINÇLENDIREBILIRIZ. SON YILLARDA KANSER VAKALARININ NEDEN DEVAMLI ARTIS GÖSTERDIGINI HIÇ DÜSÜNDÜNÜZ MÜ? SIZ ÇOCUGUNUZUN KANSEROJEN MADDE IÇEREN GIDA ALMASINI ISTER MISINIZ? PEKI, NIYE EVINIZE KETÇAP ALIYORSUNUZ? SIZLERE ASAGIDA SUNDUGUMUZ TABLO, ALACAGINIZ HAZIR GIDA MADDELERINDEKI KATKILARLA ILGILI BILGI VERMEKTEDIR. SIZIN SAGLINIZ IÇIN: LÜTFEN HER HANGI BIR GIDA MADDESINI SATIN ALMADAN ÖNCE AMBALAJIN ÜZERINI DIKKATLE INCELEYIP KATKI MADDELERINI BELIRLEYINIZ. ZARARSIZ KATKILAR E100, 103, 104, 105, 111, 121, 122, 126, 130, 132, 140, 151,152,160,161, 162, 163, 170, 174,175, 180, 181, 200, 201, 202, 203, 203, 236, 237, 238, 260, 261, 262, 263, 270, 280, 281, 282, 290, 300, 301, 303, 304, 305, 306, 307, 308, 309, 322, 325, 326, 327, 331, 332, 333, 334, 336, 337, 382, 400, 401, 402, 403, 404, 405, 406, 408, 410, 411, 420, 421, 422, 440, 471, 472, 473, 474, 475, 480 SÜPHELI KATKILAR E125, 41, 150, 153, 171, 172, 173, 240, 241, 477, 605 E220, 221, 222, 223, 224, 338, 339, 340, 341, 460, 461, 466, 407 (MIDE VE BAGIRSAK HASTALIKLARI) E200 (VÜCUTTAKI VITAMIN B12'YI YOK EDIYOR) E250, 251, 320, 321 (KALP HASTALIKLARI, DAMAR SERTLIKLERI VE TIKANIKLIKLARI) TEHLIKELI KATKILAR E102, 120, E311, 312 (NÖROLOJIK HASTALIKLAR) KANSEROJEN KATKILAR E102, 110, 123, 124, 131, 142, 210, 211, 213, 214, 215, 216, 217 ÖRNEGIN E211-SODYUM BENZOAT KETÇAPLARDA BULUNMAKTADIR. E123,110 ABD, INGILTERE, FRANSA, ALMANYA, RUSYA, JAPONYA VE DAHA BIR ÇOK ÜLKEDE YASAKLANMISTIR. FAKAT ÜLKEMIZDE RENKLI DRAJE ÇIKOLATALARDA VE KAYMAKLI BISKÜVILERDE KULLANILMAKTADIR. EN TEHLIKELI KANSEROJEN KATKI: E330 ( NE YAZIK KI BIR ÇOK HAZIR GIDADA KULLANILMAKTADIR.) BAZI HAZIR GIDALARDA TESPIT EDILEN KATKI MADDELERI: E330 - ÜLKER LÜKS GOFRET, MEYSU (ÖZELLIKLE KAYISI), KNOR DOMATES ÇORBA,TÜM TENEKE KONSERVE VE TURSULAR, 7UP, SCHWEPPES (TÜM ÜRÜNLERI), JELIBON, TAMEK YAPRAK SARMA, PIYALE HAZIR ÇORBA, OLIPS) E250 - TÜM SOSIS VE SALAMLARDA E300 - FANTA PORTAKAL, CINOMEL E320 - ETI PUFY, KNORR ISKEMBE ÇORBA E223 - ÜLKER HAYLAYF, ALBENI E322 - ÜLKER ÇOKOKREMTÜM KOLALI IÇECEKLERDE KULLANILAN KATKI MADDELERININ TESPITI IÇIN ANALIZ YAPILMASINA IZIN VERILMEMISTIR Yorumlar size kalmış, bu bir üniversite araştırmasından alınmış ve kamuoyu fazla bilgilendirilmemektedir.. 3-) Çay: a-) Yeşil Çay Araştırmalar; Çayın birleşimindeki purinler ilk 2-3 dakikada çözülerek siçak suya geçer, buna purinli çayda denir. veya Japonusulü=Japontarzı çayı=Japon çay'da denir ve 6 dakikadan ihtibaren taninler deme (sıcak suya) geçer ve böylece etki şeklide değişir ve buna Türk usulü veya taninli çayda denir. Almanca tanin karşılığı Gerbstoffdur, yani bu madde ile eskiden tabakhanede deriler tabaklanmıştır. Bu taninin deriyi kurutuğu ve gözenekleriniadeta yağlıboya gibi tıkadığını gösterir. A-) Koffein faydalıdır, fakat aşırı olarak alınırsa kadınlarda kısırlığa sebep olduğu yapılan araştırmalarla teesbitedilmiştir. İspanyanın Alicante Üniversitesinden Prof. Dr.F. BOLUMAR'ın 3100 kadın üzerinde yaptığı araştırmada günde 500mg Koffeın alanlarda % 40 'a varan oranda kısırlığa sebep olduğu tesbitedilmiştir. Bir bardak kahvede 130mg koffein, bir bardak çayda 40mg ve bir kutu kolada 50mg koffein içerir. (NH 9.97.518) B-) Keşmirde M.A. SİDDİQİ, R. KUMAR, Z. FAZİLİ, B. SPİEGELHALDER ve R. PREUSSMANN'ın kemeler üzerinde çayekstresi ile tedavidenemesi yapmışlar kanserogen ( kanser yapıcı ) olduğunu tesbitetmişlerdir. Çayekstresi hazır lanırken 20g çay 250ml suda 4-5 saat kaynadıktan sonra ekstresi yapılmıştır.(ZP. 4.95.243) C-) Denemek için uzun süre (1,5ay) yeşilçay içtim ve Agustosayında dahi üşümeye başladım ve bunun üzerine yeşilçayı papatya veya ıhlamurla karıştırarak içmeye devamettim. Kulanılması;a-) Yeşilçay Japon, Çin, Hint veya İngiliz usulü ( purinli çay) demlenerek (2-3 dakika) icilirse; beyindeki dopamin ve serotonin gibi hormanların üretimini (salgılanması) azaltarak insanın aşırı uyuma, depresyon, konzentrasyonzafiyeti ve dalgınlığa karşı kulanılır. Gökçek İksiri daha etkildir. b-) Türkusulu (Taninli çay = T-çayı) demlenen çay hangi çay olursa olsun (siyah çay veya yeşil çay) 6 dakikadan fazla demlendiğinden başta; mide;- bağırsaklar;- karaciğer; pankreas ve dalağa zarar verir karında şişkinlik yapar. Mide ve bağırsakmukazasını boyuyarak kurutur ve salğı yapmasını azalır ve sındirim salğılarının kalitesini düşürür. Ayrıca türkler çayı çok şekerli içerken diğer ülkelerde şekersiz veya çok az şekerli çay içilir. Açıklama; H.D.Back 40 yıllık bir araştırma ve çalışma sonucu Çinliler tarafından inasanın yüz ve diline bakılarak (Antlitzdıagnostik) yapılan tedavi ve teşhiş üzerine birkaç tane kitap yazmıştır. Bende bu kitaba dayanarak yüzlerce insanın dilini kontrol ettim. Bu kontrolüm sırasında Türklerinin hemen hepsinin dillerinin ortasında geniş vez adar hafif veya derin yırtık şeklinde çizikler vardı. Oysa Pakistanlı, Hindistanlı ve Almanların dillerinin ortasında böyle bir yarık veya çizik yoktu. Dilin ortasında bu çizik veya yarıklar kişide Pankreas zafiyeti olduğunu gösteren işaretlerdir. Buda pankreasın yeterince enzimler ( Lipazlar, Amilazlar, Tripsinler vb. ) salglıyamaması veya kalitesiz oldugundan şişkinlik, nefesdarlıgı ve kalpçarpıntısı gibi rahatsızlıklara neden olabilir. Ayrıca dilin solkenarındaki dişizleri mide ve dalakrahatsızlığı, dilin sağkenarındaki dişizleri karaciğer rahatsızlıklarına işarettir. İkinci önemli hata ise çayı şekerli içmek. Bir gün iki gün çay şekerli içilebilir, fakat 30-40 yıl çay şekerli içilirse pankreas iflaseder. pankreas şeker nedeni ile sürekli çok insulin üreterek kişide şişmanlık, yağlanma, artroz, şeker, romatizma, siyatik, başağrısı ve migren gibi hastalıklar ortaya çıkar vede bağırsakmantarları ve bakterileri artar ve azar. Ücüncü önemli problem ise siyah çay ve kahve bağırsakların demir minerallerini absorbe edilmesini engelerler. Böylece zamanla kişide demir eksikliği vede neticede kansızlık ortaya çıkar. Kansızlığın önemli bir sebebide çinko ve c-vitamini yetersizliğidir. Bu nedenle gerektiğinde çinko ve c-vitamini alınmalıdır. ÇiNKO bilinen 300 enzimin oluşmasında anahtar rol oynar, şayet çinko yetersizliği söz konusu ise o zaman bir düzine hastalık ortaya çıkar. Dördücü olarak sindirim organları normal olarak günde 7-8 litre salğı (Hormonlar, Enzimler, Mideasidi...) üretir ve çay bu salğıların kalitesini düşürür. Türkusulü çay (Taninliçay = T-çay) bu salğıların kalitesini düşürmesi ile sindirim anormalikleri ortaya çıkar. Hücre santralleri olan mitochonrichenler besineri tam olarak yakıp enerjiye çeviremediklerinden aşırı miktarda artık madde (Cüruf) ortaya çıkar ve bu cüruf öncelikle aradokularda ve hürelerarasında yoğunlaşır. Buda hücrelerin şeklini bozulmasına yani sertlşmesine donuklaşmasına ve görevini yapamamalarına neden olur ve neticede astım, allerji, neurodermatoz; baharnezlesi, bağırsak mantarlarına, pişik, romatizma siyatık v.b. hastalıkların ortaza çıkmasına neden olur. Tabiki T-çayı bu hastalıkların oluşmasında tek fakör değildir. Bundan başka çok hızlı yemek yeme, çok yeme ve aşırı hayvansal besinler (et, peynır, yumurta ve bunların mamuleri) yemede ve kimyasal madde çok içeren içecekler ( Cola, Fanta) ve yeyeceklerde (Konserveler) bu zararlı faktörlerdir. T-çayı önce bağırsakları sonra diğer sindirim organlarına, sonra damarlara ve nihayet beyine zarar verirken J-çayı (Japonusulü veya purinliçay zihni açar, konsentraszonu artırır ve hafızayı kuvvetlendirir. Neticede Türkusulü çay zamanla kişide felaketlere sebep olurken Japonusulü çay başarıların anahtarı olur. Yantesirler;Yeşilçay 1-3 hafta içilirse serinletici 4-6 hafta içilirse üşütücü etki yapar. Bu yantesirinden kurtulmak için ıhlamur, papatya, ardıçkozalağı veya kekikle içilirse ve zevke göre çeşitli oranlarda karıştırılarak içilebilir. Özelikle yazaylarında adaçayı kışaylarında kekikçayı içilmesi daha uygundur. Günlük siyah ve yeşilçay yerine kuşburnuçayı içilmesi daha uygundur çünkü bu çay oldukca çok vitaminler, doymamışyağasitleri, pektin ve mineraller içerir. B-) Siyah çay: Araştırmalar; 1-) Siyahçay içmeyi bıraktıktan sonra allerjim ğeçti. Türkusulü hazırlanan çay bağırsakflorasını bozarak hastalıkyapan (patogen) bakterilerin ve mantarların (mikozların) çoğalmasına neden olur ve zamanla kişide allerji, astım, nörodermatoz, (besinallerjisi), baharnezlesi, karınşişkinliği ğibi hastalıklara neden olur. 2-) Siyahçay (Türkusulü çay) ve kahvenin demir, magnesiyum ve kalsiyum mineralleri ile B1-vitaminyetersizliğine (thiamin) sebep olduğu tesbitedilmiştir.(NH. 11.00.48) 3-) Çok siyahçay (Türkusulü) içildiğinde pankreas, mide, bağırsakler ve karaciğere zarar verdiği tesbitedilmiştir. (PP.144) 4-) J.F. MORTON 1978'de yaptığı araştımalara göre siyahçay içenlerde daha çok yemekborusukanserine yakalandıkları tesbitedilmiştir.(TP.576) 5-) Kalifornyanın Berkely Ünivesitesinde yapılan bir araştırmada siyahçayın vücuttaki kalsiyumun dışarı atılmasına sebep olduğu bunedenle günde 4 bardakçay içenlerin 1500 mg kalsiyum almaları gerktiği belirtilmiştir (NH. 3.00.8) Açklama; 1-)Dişdoktorum çokmu sigara içiyorsun dedi ve ben hayır sigara içmem deyince ozaman çok çay içiyorsun buda dişleri saratıyor dedi. 2-) 25.06.-08.07.97 ve 05.05.-15.05.98 tarihlerinde Antalyada yaptığım izinlerde boyun, esne, omuzbaşlar, koltukaltları, dizboynu ve dirsekboynunda pişikler oluştu ve kaşıntı yapıyordu. Bunlara karşı çeşitli ilaçlar kulandım fakat faydası geçici oluyodu.Sebebinin siyahçay olduğunu anlayınca çayı bıraktım ve 28.06.-18.08.98'de yaptığım izinde rahatsızlanmadım. 3-) Bir tanıdığım karnının şiştiğinden bahseti ve ben ona çay içmemesini söyledim ve O çay içmeyi bırakınca iyileşi. Yantesiri; Siyahçay Türkusulü demlenir ve içilirse yıllar sonra bütün organlara zarar verir ve başta astım, alleji, şekerhastalığı, romatizma, siyatik, damarsertliği, şişmanlık, nesefdarlıgı, kalpçarpıntısı, nörodermatoz, bağırsakmantarları, karınşişliği, karaciğer-, pankreas-, mide-, ve bağırsakzafiyetine sebep olur. Bu nedenle kuşburnuçayı içilmelidır, çünkü bu vitaminler ve mineraller içerir vede tadıda güzeldir. Kuşburnu başta C-Vitamini 100 gramda 1,250gr la turuncugilerden 30 kat daha fazla ayrıca E, B1, B2, B3 (Niacin), B6, K, P (Rutin)-Vitaminleri, beta-karotin (provitaminA), mineraller, doymamışyağasitleri (Kuşburnuçekirdekyağında %33 Linolenasit, %43 Linolasit) ve %15-25 Pektin içerir. Bu kuşburnunun en kaliteli bir çay olduğuna işarettir. Geniş bilgi için kuşbununa bak. 3-) Kahve Araştırmalar; 1-) Prof. Francisco Bolumer ve ekibi Alicante Ünüverstesi İspanya, beş Avrup ülkesinde 3100 Kadın üzerinde yaptıkları araştırma sonucu aşırı kahve içenlerin Hamile olma sanslarını % 40 oranında kaybetiklerini tesbitetmişlerdir. Bir bardak kahve 115-130 mg coffein içerir, günde bir bardak kahve içenlere oranla 5 bardak kahve içenlerde hamilelik tehlikeye düşmektedir yine eski Yogoslavyada yapılan bir araştırmaya göre günde bir bardak kahve içen hamilelerin bebekleri 116 gr daha noksan dogmaktadır. (NH.9.97.518) 2-) Çok kahve kemikerimesine neden olur, fakat özellikle Menopoz devresindeki Bayanlarin az kahve içmesi gerekir, şayet fazla kahve içerseler kemikerimesi olarak bildiğimiz osteoporose yakalanırlar. Coffein ve fenolu bileşikler vücudun kalsiyum almasını azaltır ve zamanla kemiklerin incelerek çabuk kırılabilir bir halle gelebilir. Bir bardak kahvede 115-130mg bir bardak cayda 40mg ve bir bardak cola 50 mg coffein içerir. (NH.12.98.754 ve 10.97.584) 3-) Amarikali Psiloglar kahve ve colanin düzenli şekilde alinmasi (içilmesi) halinde: kişide ellerin terlemesi, huzursuzluk, basağrısı, kalp çarpıtısı, yorgunluk, korku, konsentrasyonzafiyeti ve deprasyon gibi rahatsızlıklara sebeb olduğunu tesbitetmişlerdir. (NH.1.98.7) 4-) Hollandali ilim adamları Wageningen ziraat universitesinde yaptıkları araştırma sonucu cafestrol ve kahveolun kolestrolu yukseltiğini tespitetmişlerdir.(ZP.3.96.140) 5.) Almanyada yıllarca görülmeyen sıcak bir Temmuz (1992) günü Stuttgarta bir tanıdığın arabası ile giderken üste güneşin sıcaklığı altta arabanın soğuk havası nedeni ile hem başağrısı hemde ishale yakalandim. Stuttgartdaki ev sahibi kahvelerinizi nasıl içersiniz diye sorunca ben şayet varıse birde limon rica edeyim dedim ve kahveyi limonla içtim ve aradan 10-15 dakika geçdikten sonra herhangi bir sıkıntım kalmadi. Bu metodu çok kişide başarı ile denedim. 6-) Siyah çay ve kahvenin demir, magnesyum ve kalsiyum mineralleri ile B1-Vitamini (Thyamin) yetmezliğine sebep oldugu tesbitedilmiştir. Bilindiği gibi bu minerallerle B1-Vitamini yetersizliği çok farklı ve çesitli hastalıklara sebep olur ve bunlarin başında kemikerimesi, kaskrampları, derihastalıkları, dermansızlık, kansızlık ve immunzafiyeti en önemlileridir. (NH. 11.00.48) Kulanılması: a-) Üniversite kliniklerinde tedavi denemekleri ve araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmalara göre faydası yok, fakat zararı çoktur. b-) Kahve günde bir veya iki fincan içildiğinde yorğunluğu önler, insana sinirsel ve fiziksel güç kazandırır, fakat genellikle önceleri günde 1-2 fincan yeterli gelirken sonraları kişi sürekli fazla kahve içmeye başlar, buda başda düzensiz kalp atışları, kısa huzursuz uyuma, uyku kalitesinin düşmesine sebep olur. Açıklama: Kahve kalpatışlarını artırır ve hızlandırır , ayrıca aşırı idrar atılmasını sağlar. Kahvenin kavrulması ile elde edilen kahvekömürü mide ve bağır sakrahatsızlıkları, zehirlenmeler ve şişkinliğe karşı kulanılır. Şayet bir kişi zehirlenmişse ona kahve kömürü (coffeae carbo) tableti veya tozu içirilir. Kahvenin birleşimindeki coffein chrogenasitle birleşik vaziyettedir ve midede hemen ayrılır, bunedenle midesi hasas olanlar kahve özeliklede neskafe diye bilinen granürlü kahve (Avrupada işlenen kahveler) mideye zarar verir. Çünkü chlorogenasit mide mukozasını (midenin içderisi) tahrişeder ve aşırı mideasidi üretilmesine sebep olur. Vücudun başta deri hücrelerinin UV-Işınları ile zedelenmesi sonucu, buralari tamir için harekete gecen enzimleri coffein durdurur, yani vücudun kendi kendini yenilemesini engeller. Az içildiğinde başağrısı ve migrene (nane- ve okaliptusyağı daha etkilidir) karşı iyi gelen kahve, çok miktarda içilmesi halinde damarlarin genişlemesine vede buna bağlı olarak kalbin hızlı çalısmasına sebep olur. Neticede beyin yeterince oksijen alamadığından kişi daha çok başağrısı ve migren rahatsızlığı çekmeye başlar vede kalbin hızlı çalısması tansiyonunuda yükselmesine neden olur. Gençlerin kahve içmemeleri tavsiye edilmektedir, zira kahve cinsel oraganların gelişmesine vede aşırı içenlerde cinsel isteksizliğe neden olur. Ben kahve yerine kuşburnu, elma veya linonçayını (limonkabuğu ile içilirse daha etkilidir) tavsiye ederim, birçok faydasi vardir vede hiçbir yantesiri yoktur. Yantesiri: Yantesirleri oldukca çoktur, şayet günde 2 Bardakdan fazla ve uzun süre içilirseki bunların başında; titreme, kalpçarpıntısı, uyuyamama, başın ateş gibi yanması , basağrısı, migren, depresyon, korku gibi rahatsızlıklar gelir. Hamkahvede bulunan Küfmanatarı (ochra toxin A), Kahve kurutuluriken tamamen yok edilmediğinde bağırsaklara yerleşerek zehir (Aflotoksin) üretir buda başta böbrek kanserine gözbebeği bozukluklarına sebep olur. Ben şahsen limon, çörek, kuşburnu veya elmaçayını tavsiye ederim. 4-) Bira: Şerbetci otu içerir ve bu bitkide erkeklerdeki östrojen hormonunu yükselterek kadınlaştırır vede kısırlaştırır. Araştırmalar: Günümüze kadar şerbetciotu kozalakekstresi ile sade olarak veya kombine olarak deneyler yapılmıştır. Bu deneylerden sade olarak yapılanlarda bitkinin uykuverici değil ama hormon gibi etki ettiği görülmüştür. Buna rağmen neden ise şerbetciotu kozalakekstresinin uyku verici özeliğinden sürekli bahsedilmiştir. Birleşimindeki kediotkökü, oğulotu ve şerbetciotu kozalakekstresi olan drajelerle tedavidenemeleri yapılmıştır. Bu tedavi denemelerinde uyku rahatsızlıklarının iyileştiği tesbitedilmiştir, fakat burda asıl etkili olan kediotkökü ve oğulotudur. Şerbetciotu kozalağı ile sade olarak yapılan araştırmalarda böyle bir etkiye sahip olmadığı belgelenmiştir. 1-)Berlin Hürriyet Universitesi (Freie Universität) tarafindan 1982 de hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde Şerbetciot kozalağından eldeedilen ilaçlardan sedatif (uyku verici) özeliğinin olmadığı görülmüştür. 2-) Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda şerbetciot kozalağı preparatlarının sedatif etkiye sahip olmadığı, fakat kadınlık hormonu östrogen gibi etki ettiği tesbitedilmiştir. (H.H.B.5.454) 3-) Şerbetciot kozalağından eldeedilen kapsülün kadınların göğsünü (Memesini) büyütüğü tesbitedilmiştir. (Erdik Kapseln) 4-) Biranın özelikle siyah biranın Nitrosaminler içerdiği ve bununda Kansere neden olduğu tesbitedilmiştir. (LP.83) Tesirşekli: hafif uykuverici, iştah acıcı, teskin edici ve hazım ettirici özeliklere sahiptir. Kulanılması: a-) Araştıma sonuclarına göre uyku verici özeliğinin olmadiği fakat dişilik hormonu östrojen gibi etki ettiği tesbitedilmiştir. Uzun süre şerbetciotu kozolakstresinden eldeedillen kapsül alınırsa göğüsleri (Memeyi) büyütür. Kansere sebep olan Nitrasaminleri birada olduğu gibi uzun süre bira içenlerin Kanser olabileceğini Prof.Dr.R.F.Weiß tesbitedilmiştir. (Weiß. 83) b-) Komisyon E Uyku rahatsızlıkları, korku ve içhuzursuzluğuna karşı etkili olduğunu iddia etmiştir, fakat araştırma sonucları şerbetciotu kozalak prepararlarının (-ilaçlarının) böyle bir etkisinin olmadığını göstermiştir. c-) Halk arasında uykurahatsızlıklarına, iştahsızlık ve adet rahatsızlıklarına karşı kulanımıştır. Aciklama: 1-) Şerbetciotu kozalağının depolanması ile çok az oranda eteryağı ortaya çıkmaktadır ve buda genelikle oksitlenerek 2-Metil-3-buten-2-ol?a dönüşmektedir. Yapılan araştırmalarda uyku verici özeliğin olmadığı görülmüştür. 2-) Şerbetciot kozalağının 100 gramında 30.000-300.000 IE oranında östrogen içermekte, buda kadınlardaki hormonları baskı altına aldığından kadınlarda adet bozukluğuna neden olmaktadır. Erkeklerde ise erkeklik hormonu androgeninin azalmasına veya yok olmasına neden olduğu, böylece erkeklerin zamanla cinsel arzuları azalmakta ve nihayet ikdidarsızlığa neden olmaktadır (Prof.Dr.Weiß). İşte bu nedenle Almanyada erkeklerde büyük oranda cinsel yetersizlik ve ikdidarsızlığa, kadınları ise aşırı şehveti olmaktadır, çünkü biranın içinde yüksek oranda şerbetciotu mevcuttur. Almanlarda bilindiği gibi dünyada en çok bira içen milletlerden biridir ve her yıl evlenen çiftlerden %50?si bir yıl içinde boşanmaktadır. Yantesiri: Şerbetciotu uzun süre kulanıldığında erkeklerde erkeklik hormonu androgenin azalmasına neden olarak, erkeklerin cinselgüçünü düşürür. Şerbetciot kozalağı toplayan kadınlarda hormon bozuklukları ortaya çıkar ve adetlerinde düzensizlikler olur. Ayrıca kusma, ateş, terleme, nefesdarlığı (dyspnea), kalpatışlarında yavaşlama (bradycadia) ve allerjiye sebep olabilir. Bu nedenle Şerbetciot kozalağı yerine yantesiri olmaya ve daha tesirli olan kediotkökü, oğulotyaprağı, çarkıfelekotu ve lavanta çiçeği kulanılması daha uygundur. Bazılarının inandığı gibi biranın böbrek taşlarını düşürdüğü vb. gibi iddialar tamammen asılsız iddialardır, ayrıca Prof.Dr.Weiße göre biranın içerdiği Nitrosaminler uzun vadede Kansere dahi sebep olabilmektedir. Bu nedenle böbrektaşları, kumları veya mesanekum ve taşlarına karşı altınbaşakotu ve diğerleri kulanılmalıdır. Şerbetciotu kozalakekstresinden yapılan kapsülü gögüsü (Memeleri) büyütüğü tesbitedilmiştir ve yantesiri uzun süre bira içen erkeklerinde göğüsü büyüyebilir. Uykurahatsızlıklarına karşı oğulotu, kediotukökü, çarkıfelekotu ve lavanta çiçeği gibi bitkilerin kulanılması daha uygundur. 5-) Alkolizm: Alkolizm insanların bağımlı olduğu en tehlikeli hastalıklardan biridir. Almanyada 2,5 milyon insan alkolik olup, yılda ortalama 40 bin kişi alkolden ölmektedir. Alkolün sebep olduğu hastalıkların haricinde alkolik insanların sebep olduğu trafik kazaları ve kavgalar sebebiyle ortaya çıkan ölümleride sayarsak o zaman alkolün ne kadar tehlikeli olduğu daha iyi anlaşılır. Ayrıca alkolik olan bir bayanın hamile kalması ve doğum yapmasıda bebeğin bedeben ve ruhen özürlü olmasına neden olur. Sigara ve yanlış beslenmeden sonra en yaygın ve tehlikeli bağımlılıktır. Alkole genelikle günlük yaşamdaki problemelri aşmakta zorlanan insanlar başvurmakta ve alkolle problemlerini geçici bir süre içinde olsa unutmak için kulanılmaktadır. Oysa alkolle hiçbir problem çözülmediği gibi, bu zamanla alkol bağımlılığına sebep olur ve kişi günbe gün kötü duruma düşer. Alkol nedeniyle insanlar çalışamamakta ve işlerinden olmaktadırlar. Almanyada işten çıkan insanların % 20?si alkol nedeniyledir. Alkol ailelerin boşanarak parçalanma, geçimsizlik, kavga, tecavüz vb, sosyal problemlerin yanında milyarlarca dolarlık iş kayıbı ve zararlara neden olmaktadır. Alkolizmin belirtileri: Şayet kişide aşağıdaki faktörlerden en az üçü görülürse, o zaman kişinin alkolik olduğu anlaşılır. 1-) Mecbur hissetme: Kişinin kendini alkol içmeye mecbur hissetmesi 2-) Konturolu kaybetme: Alkol içerken ölçüyü kaçırıp kendini konturol edememe 3-) Alkolü bırakınca rahatsızlanma: Alkol almayı azaltınca veya bırakınca bir takım rahatsızlıklar görülüyorsa 4-) Zamansız alkol içme: Çalışırken veya vasıta sürerken veya sürmeden önce alkol alma 5-) Rizikolarını bilmesine ragmen içme: Alkol içince işyeri veya ailevi problemlerin olacağını bilmesine ragemen içmeye devam etme 6-) Sağlığını tehtit ettiğini bildiği halde içme: Doktorunun yasaklamasına ragmen içmeye devam etme 7-) İhmalkar olma: Önceden yaptığı işleri (hobi) umursamama 8-) Alışkanlık yapma: Kişinin kendini sürekli daha önce içtiğinden daha fazlasını içmek zorunda hissetmesi Alkolün dozajı kişiden kişiye göre değişir, arada bir içenlerde etkisi daha büyük olur,fakat sürekli içenlerde tahribat bütün organlarda yavaş yavaş olur. 1-) 0,5-1 promil a-) Arada bir içenlerde: Haz duygusu, konturolsüz davranma, yönünü tayinde zorlanma, b-) Alkoliklerde: Herhangi bir etki göstermez 2-) 1-2 promil a-) Arada bi içenlerde: Bulantı, uyuşukluk, uyuklama, vücut hareketlerini konturol edememe (ataksi) b-) Alkoliklerde: Haz verici, yön tayininde zorlanma 3-) 2-3 promil a-) Arada bir içenlerde: Kusma, uyuklama, konuşma zorlukları b-) Alkoliklerde: Duygusallaşma, hareket edemeyip uyuşma 4-) 3-4 promil a-) Arada bir içenlerde: Koma b-) Alkolikler: Uyuklama 5-) 4-5 promil a-) Arada bir içenlerde: Ölüm b-) Alkoliklerde: Koma, uyuşukluk Alkole bağımlılığın Jellineck?e göre derecelendirilmesi: Jellineck alkol kulanmayı 5 katagoriye ayırmıştır. 1-) Alfa-Alkolikler: Problem ve hafifleme alkolikleri: Bu gruptakiler alkol içerler, fakat konturolü kaybetmezler 2-) Beta-Alkolikler: Fırsat buldukca içen: Çevreye uyum sağlamak için içenler 3-) Gama-Alkolikler: Bu gruptaki alkolikler psikolijik ve bedenen alkole bağımlı olma ve alkol içerek konturolden çıkarlar. 4-) Delta-Alkolikler: Tam bağımlı alkolikler: Bu gruptakiler çok ağır psikolojik ve fiziki bağımlılıkları vardır. Bu gruptakiler hergün düzenli alkol içmek zorundadırlar ve bu gruptakilerin alkolü bırakmaları hemen hemen imkansızdır. 5-) Epsilon-Alkolikler: Dönem Alkolikleri: Bu gruptakiler, dönem dönem alkol içerler ve bu alkol içme haftalarca ve aylarca sürebilir ve kendini konturol edemez. Alkolün etkileri Alkol içerek alkol bağımlılığına yakalananlar, yani alkolikler bir çok psikolojik ve fiziki rahatsızlıklar ortaya çıkar ve bunların başında 1-) Hepatit, karaciğer yağlanması, sertleşmesi, siroz 2-) Polinöropati: Alkolün sebep olduğu sinirsel tahribat ve psikolojik rahqatsızlıklar 3-) Beyin ve sinir hücrelerini tahribatı nedeniyle, beyin zamanla küçülür, hipofiz gudesi görevini yapamıyarak kişide dolaylı olarak ikdidarsızlığa sebep olur. 4-) Damarların yağlanarak sertleşmesi (arteriskleroz) 5-) Mide-, pankreas-, yemek borusu-, karaciğer-, ve gırtlak kanserine sebep olur. 6-) Kalp kasları hastalıkları (kardiomiyopati), kalp ritim bozuklukları, (aritmi) ve yüksek tansiyon 7-) Psikolojik etkenleri nedeniyele alkolikler kendilerini konturol edemezler evde ve işyerinde huzursuzluklara sebep olur ve herşeyinide kaybedebilir. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
Text
Akupunktur
Akupunktur terim olarak ele alındığında “Acus” yani “İğne” ve “Puncture” yani “Batırma” kelimelerinin birleşiminden oluşmaktadır. Bu kelimeler batı dillerinden gelmektedir. Akupunktur için ülkemizde kullanılan terimler ise yine akupunktur kelimesine yakın fakat akupunktur kelimesinin söyleme zorluğundan dolayı Akapunktur, akupuntur ve akapuntur gibi sözcüklerdir.
Akupunktur kısaca vücudumuzda cilt üzerinde var olan çizgiler üzerindeki bazı noktalara iğne batırılarak sahip olduğumuz hastalıkları veya hastalık belirtilerini (semptomları) yok etmeye yarayan bir tedavi metodudur. Akupunktur tedavisi ile vücudun kendi ilaç ihtiyacını (kortizol, ağrı kesiciler, serotonin vs) kendisinin salgılaması sağlanarak dışarıdan alınması gereken ilaç veya benzeri maddeler alınmamış olur. Böylelikle olası bir yan etkinin de önüne geçilmiş olur.
Çok basit bir şekilde örnek vermek gerekirse kuvvetli bir ağrı kesiciyi dışarıdan alıp olası ciddi yan etkilerini göze almaktansa akupunktur uygulaması ile dışarıdan alınabilecek en kuvvetli ağrı kesiciden bile 80 kat daha etkili ağrı kesici maddeleri vücudumuzun kendi kendine salgılamasını sağlayabiliriz. Üstelikte bunu hiçbir yan etki oluşturmadan yapabiliriz. Batı tıbbı şifa amaçlı kullandığı yöntemlerle(ilaçlar, ameliyatlar, radyoaktif maddeler vs. ) hastalığa çözüm bulmaya çalışırken yararlı olamayacağı durumlarda bazen hastaya zarar verebilir. Bu tür durumlarla hepimiz her zaman karşılaşabiliyoruz (yanlış ilaç kullanımları, gereksiz ve kötü sonuçlanan cerrahi girişimler gibi).
Söz konusu tedavinin en güzel ve en önemli özelliği yarar sağlayamadığı durumlarda dahi asla hastaya zarar vermemesidir.
Bu iğneli tedavi şekli ayrıca batı tıbbının yetersiz kaldığı birçok hastalıklarda kullanımı ile de ön plana çıkmaktadır ama akupunktur asla alternatif tıp olarak yansıtılammalıdır. Akupunktur kesinlikle tamamlayıcı ve tedavi edici tıptır. Zaten dünya sağlık örgütünün (WHO) kabul ettiği ve akupunktur uygulamalarının tedavi ettiği ispatlanmış birçok hastalık mevcuttur. İşte bu tedaviler:
1 – Nörolojik Hastalıklar Grubu
Migren ve migren dışı çeşitli baş ağrıları
Baş dönmeleri(vertigo)
Sinir sıkışmaları ve hassasiyetleri
Sinir sıkışmaları ve hassasiyetleri
Sinir sıkışmaları ve hassasiyetleri
2 – Psikiyatrik Hastalıklar Grubu
Depresyon
Aşırı yorgunluk
Uykusuzluk
Tükenmişlik sendromu
Panik atak
Diş gıcırdatma
Utanma ve korku
Sınav stresi ve sınav heyecanı
3 – Metabolik Hastalıklar Grubu
Obezite(şişmanlık)
İştahsızlık
Kabızlık
İshal
Tiroid hastalıkları(Guatr, hipertiroidi, hipotiroidi)
4 – Bağımlılık Tedavileri
Sigara bırakma
Alkol bağımlılığı
İlaç bağımlılığı
5 – Solunum Sistemi Hastalıkları Grubu
Astım, alerjik astım
Öksürük
6 – Kulak / Burun / Boğaz Hastalıkları
İşitme kaybı (sağırlık)
Saman nezlesi
Alerjik rinit
Kulak çınlaması
7 – Kas ve İskelet Sistemi Hastalıkları
Bel ve boyun fıtığı ağrıları
Kas ağrıları ve spazmları
Sinir sıkışmaları
Romatizma ağrıları
Fibromiyalji
8- Kadın Hastalıkları ve Doğum Grubu
Ağrılı adet görme ve adet düzensizlikleri
Kısırlık ve tüp bebek destek tedavisi
Menapoz sorunları
Gebelikte süt azlığı
Gebelik bulantı ve kusmaları
9- Cinsel Sorunlar
Ereksiyon problemleri
Cinsel soğukluk
Vajinismus
Erken boşalma
10 – Çocuk Hastalıkları Grubu
Astım tedavileri
Gece işemeleri
Hiperaktivite
İştahsızlık
Dikkat eksikliği
11 – Deri Hastalıkları Grubu
Akne
Zona
Sedef hastalığı
Vitiligo
Egzama
12 – Diğer Hastalıklar
Tüm ağrılı hastalıklar
Bağışıklık sistemi güçlendirilmesi(Özellikle kanser ve şeker hastalarında)
Kozmetik uygulamalar
Akupunktur ana uygulama organı vücudumuzun en büyük organı olan deridir. Bilindiği gibi deri dediğimiz organ bizim tüm dış dünya ile olan bağlantımızı ve etkileşimimizi sağlayan dokudur. Bu sebepten dolayı hemen hemen tüm akupunktur noktaları derimiz üzerindeki kanal ve çizgiler üzerine yerleşmişlerdir. Bu akupunktur noktalarının hepsi birer duyu organıdır denilebilir.
Akupunkturda tedavi aynı batı tıbbında olduğu gibi önce hastalığı teşhis etmekle başlar. Sahip olunan hastalık mutlaka ilgili organ meridyeninde veya kanallarda bozukluğa sebebiyet verir.Akupunktur noktaları, 5 duyu organının durumunu meridyenlere aktarır ve tedavi için uygun noktalar belirlenir. Bu iğne batırma noktalarını belirlerken bize yardımcı olan birçok dedektörlerimiz mevcuttur. Sonrasında belirlenen bu akupunkturnoktaları kuru iğne akupunkturu ile (halen en etkilisidir), lazer akupunktur ile veya elektriksel akım (elektroakupunktur) ile uyarılarak meridyendeki bozukluklar giderilir. Ağrılı noktaya iğne batırma ise akupunkturun en eski yöntemidir. İğne batırma derinliği, hastalığın yerine ve türüne, hastanın vücut yapısına ve ruhsal durumuna bağlı olarak değişkenlik gösterir.
Söz konusu işlem uygulanacak bölgelere göre de sınıflandırılabilir. Bu bölgeler bazen tek başlarına bazen de kombine bir şekilde kullanılır. Bunları;
Vücut akupunkturu (Body)
Kulak akupunkturu (Ear)
Kafa derisi akupunkturu (Scalp)
source https://saglik.kocaali.com/akupunktur/
0 notes
Text
Akupunktur Vertigo (Baş Dönmesi) hastalığını tedavi eder mi?
Latince bir kelime olan vertigo, “dönmek” anlamına gelir. Tıp biliminde,”Baş dönmesi” anlamında kullanılmaktadır. Vücudumuzun doğasında yer alan denge sistemlerinden yanlış nörolojik uyaranların gelmesi ya da bu sistemlerden gelen doğru nörolojik uyaranların vücut tarafından yanlış algılanması sonucu; vücudun konumunda dengesizlikler ortaya çıkar,özellikle de baş dönmesi olarak algılanan klinik bir tablo oluşur.
Vertigo bir çeşit, başın dönme illüzyonudur. Her zaman başın hareketiyle kötüleşir. Bilinç kaybı oluşmaz. Tekrarlayan vertigonun en sık nedeni, “pozisyonel vertigo”dur. Uzun yıllar, tekrarlayıcı vertigosu olan kişilerin nörolojik muayenesi normal ise, pozisyonel vertigo tanısı konulur.
Akupunktur sabır isteyen bir tedavi olduğu için; belirli aralıklarla tekrarlanacak seanslarla tedavi sonuna kadar sürdürülmelidir. Vertigonun tedavisinde, haftada iki kez olacak şekilde, en az 10-15 seanslık bir tedavi planlanması gerekir. Akupunktur tedavisine başlandığı andan itibaren hastanın vertigo için kullandığı ilaçlar kesilmelidir.
Dünya kendi ekseninde dönse de, sizin başınız dönmesin! Sağlıkla kalın…
source https://saglik.kocaali.com/akupunktur-vertigo-bas-donmesi-hastaligini-tedavi-eder-mi/
0 notes