#manevra
Explore tagged Tumblr posts
Text
Türkiye'de Forklift Kiralama Hizmetinde 1 Numarayız! Forklift Kiralama Hizmeti
Forklift Kiralama
Forklift kiralama ; Günümüz teknolojisi birçok farklı alanda bize kolaylıklar sağlıyor. Özellikle insan gücü kullanımını en aza indiren son teknoloji ürünü aletler birçok farklı sektörde çalışma hızını ve iş kalitesini artırıyor. İş makineleri de son teknoloji ürünü olarak buna en iyi örnektir. Onlarca insanın bir araya gelerek uzun uğraşlar sonucu taşıyacağı malzemeleri kısa süre içerisinde taşıyan bu aletler günümüzde sıklıkla kullanılıyor. Hayatımızı kolaylaştıran aletlerden biri olan forkliftler de birçok farklı sektörde kullanılan bir iş makinesi türüdür.
Forklift kiralama firmalarının ülkemizde bu kadar yaygınlaşmasının nedeni ise bu iş makinelerine duyulan ihtiyaç oranında artmış olmasıdır. Alacağınız forklift kiralama hizmeti ile taşıma işleri pratik ve avantajlı bir hale gelir. Forklift kiralama hizmeti bireysel ve kurumsal pek çok farklı sektörde tercih ediliyor. Ayrıca kiralayacağınız forkliftin sigorta bakım işleri bitmiş alacağınız firma tarafından üstlenilir.
Firmamız olarak bireysel ve kurumsal firmalara kiralama hizmeti veriyoruz. Firmamızın sunmuş olduğu forklift kiralama hizmeti ile iş yükünüzü bütün sarsılmadan hafifletmeniz mümkün. Günümüzde forklift satın alma fiyatları oldukça yüksektir. Bu nedenle de forklift kiralama hizmeti firmalar için oldukça avantajlı durumdadır. Firmamızın olduğu forklift kiralama hizmetinin ayrıntıları ile ilgili bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Forklift Kiralama Firmaları
Forklift kiralama firmaları olarak müşterilerimizin ihtiyaçları dahilinde forklift kiralama hizmeti sunuyoruz. Forklifte ne kadar süreyle kiralayacağınız da siz belirlersiniz. Yapılacak olan işe göre daha önceden belirlenen forklift modeli ve özellikleri size söz verilen tarihte hizmetinize sunulur. Saatlik günlük haftalık aylık olarak forklift kiralama hizmeti alabilirsiniz.
Kiralanacak olan forkliftlerin kiralama süresi sizlerin iş türüne göre farklılık gösterir. Kaliteli ve güvenilir forklift kiralama firmamız olarak profesyonel operatörlerle forklift hizmeti sunuyoruz. Firmamız olarak maksimum düzeyde güvenlik önlemleri alıyoruz ve size forklift kiralama hizmetini kısa sürede problemsiz bir şekilde tamamlıyoruz.
Forklift Kiralama Fiyatları
Forklift kiralama fiyatları birçok faktöre bağlı olarak farklılık gösterir. But faktörlerden en önemlisi ise forklift kiralama süresidir. Forkliftler günlük haftalık aylık ya da yıllık olarakrak kiralanabilir. En ekonomik forklift kiralama türü ise yıllık forklift kiralama hizmetidir.
Yapılacak işi kolaylaştırmak ve uygun fiyatlı forklift kiralama hizmeti almak istiyorsanız bu konuda profesyonel hizmet sunan firmamız ile iletişime geçebilir ve detaylı bilgi alabilirsiniz. Kaliteli güvenilir ve ekonomik forklift kiralama hizmeti 7/24 ulaşabilir ve kiralama hizmeti talep edebilirsiniz.
Günlük Kiralık Forklift Fiyatları
İş hayatında pek çok kolaylık sağlayan forkliftler ağır yükleri ön kısmında yer alan çatallar ile kaldırır. Forkliftler manevra yapma özelliği ve fonksiyonelliği ile tüm alanlarda kullanım imkanı sunar. Forkliftler pek çok firmanın tercih etmiş olduğu iş makineleridir. Forkliftlerin kullanımı son derece pratiktir. Forklift satın alma işlemi firmaların bütçelerini zorladığı için pek çok firma günlük kiralık forklift fiyatları ile ilgili araştırma yapıyor.
Forkliftler özellikle sanayi alanında kullanılır. Bu sektörde yer alan pek çok firma forklift kiralama hizmeti alarak ciddi bir maddi tasarruf yapar. Ayrıca forklift kiralama hizmeti zaman ve kazanç yönünden son derece avantajlıdır. Bu nedenle pek çok firma tarafından forklift kiralama hizmeti tercih ediliyor. Forklift kiralama hizmeti alacak olduğunuz firma konusunda seçici davranmanız çok önemlidir. Forkliftler farklı kullanım amaçlarına farklı modelerde üretilmiş olan iş makineleridir. Firmamızdan ihtiyacınıza uygun olan forklift modelini bir süre boyunca kiralayabilirsiniz.
Kiralık Forklift Fiyatları
Kiralık forklift fiyatları hem bireysel hem de kurumsal firmaların çok araştırmış olduğu bir konudur. Forklift kiralama hizmeti sunan firmalar farklı özellikteki forkliftleri hizmete sunar. Forklift kiralama hizmeti alacağınız firma hem güvenilir hizmet sunmalı hem de ekonomik hizmet vermelidir. Firmalar hizmete sunmuş oldukları forkliftlerin tüm periyodik bakımlarını yapmalıdır. Tüm bunlara ek olarak işinde uzman eğitimli operatörler ile forklift kiralama hizmeti sunulmalıdır.
Aksi takdirde iş hızı ve hizmet kalitesi olumsuz yönde etkilenir. Firmamız olarak sürekli olarak yeniliklere ayak uyduruyor ve kendimizi daima geliştiriyoruz. Sizlere en kaliteli forklift kiralama hizmetini sunmak için profesyonel ekip ile hizmet veriyoruz. Firmamızın sunmuş olduğu kaliteli ve güvenilir forklift kiralama hizmeti tüm müşterilerimizin beklentilerine cevap verebilecek niteliğe sahiptir. Sizler de kurumsal bir forklif kiralama hizmeti almak istiyorsanız firmamız ile iletişime geçebilirsiniz.
Ankara Forklift Kiralama Fiyatı
Ankara forklift kiralama fiyatı forklift makinesinin sahip olduğu özelliklere ve kiralama süresine bağlı olarak değişir. Ağır yükleri taşımak için kullanılan forkliftler farklı modellere sahip olan iş makineleri bu makineler genellikle gümrük ambar depo gibi ürün kaldırma ve indirmenin yoğun olduğu yerlerde kullanılır. Forkliftler sahip oldukları özelliğe göre farklı yük kaldırma kapasitesine sahiptir. Pek çok farklı model ve özellikte üretilmiş olan forkliftler 1 ila 40 ton arası yük kaldırma özelliğine sahiptir.
Forkliftöerin asansör sistemi özelliği vardır. Bu özellikleri sayesinde forkliftler 9 metre yüksekliğe kadar yük kaldırabilirler. Farklı yük kaldırma kapasitesine sahip olan forklift modelleri firmamız bünyesinde yer alır. Taşınacak olan yük miktarına göre sınıflara ayrılan forklift modellerini uygun fiyatlar ile firmamızdan kiralayabilirsiniz. Forklift çeşitleri arasında yer alan akülü forkliftler şarj edilebilen aküler ile çalışan aletlerdir. Genel olarak sessiz çalışmaları ve egzoz gazı çıkarmamaları açısından oldukça avantaj sağlayan araçlardır. Akülü forkliftler bu açıdan çevre dostudur ve kapalı mekanlarda çok sık tercih edilir.
Akülü forkliftlerin gıda sektöründe ve insanların yoğun olduğu depo gibi alanlarda kullanımı oldukça yaygındır. Akülü forklift modelleri kaldırma kapasitesi bakımından düşük performansa sahiptirler. Bu model forkliftler ağır yük taşınması için uygun değildir. Genellikle hafif ağırlıklı işler için tercih edilir. Kapalı mekanlar için daha uygun olan bu forklift modelleri şarj edilebilir batarya ile 8 ila 10 saat arasında çalışma performansı gösterebiliyor.
Firmamız olarak kaliteli hızlı ve güvenilir forklift kiralama hizmeti ile sizlerin yanındayız. Firmamız daha forklift kiralama hizmeti alan müşterilerimiz bize daima olumlu geri dönüş sağlamıştır. Firmamız bünyesinde akülü ve dizel Forklift modellerimiz sizlerin hizmetine sunulmuştur. Forklift kiralama sektöründe en çok tercih edilen firmalar arasında yer alan firmamız forklift kiralamanın yanısıra operatör konusunda da müşterilerine yardımcı oluyor. Bizimle iletişime geçerek forklift kiralama hizmeti alabilirsiniz.
Sahibinden Kiralık Forklift
Sahibinden kiralık forklift gelişen taşımacılık sektörü ile birlikte vazgeçilmez bir hizmet haline gelmiş durumdadır. İnsan gücü ile yapılması mümkün olmayan birçok iş faaliyeti forklift makineleri ile kolay bir şekilde gerçekleştirilebilir. Bununla birlikte forkliftler lojistik sektörüne büyük ölçüde zaman ve hız kazandırır.
Ayrıca firmalar ekonomik olması açısından kiralık forklift seçeneklerini daha fazla tercih ediyor. Bu ihtiyacın artması ile beraber forklift kiralama firmaları da sayıca artmıştır. Kurumsal firmaları ve Limited şirketlerine forklift kiralama hizmeti veren firmalar ekonomik bakımdan son derece avantajlıdır. Forklift kiralama hizmetine sunmuş olduğu avantajlar şöyle sıralanabilir;
İş sağlığı ve güvenliği açısında tehlike arz edecek yüklerin taşınması
Fabrikalarda ağır yüklerin güvenli ve hızlı bir şekilde taşınması
Büyük hacimli eşyaların paletler yardımı ile taşınması
Kasa içerisindeki sebze ve meyvelerin taşınması
İnsan gücü ile taşınması imkansız olan yüklerin taşınması
Tüm bu işler ve daha fazlası forkliftler ile kolay ve hızlı bir şekilde yapılabilir. Piyasada forklift kiralama hizmeti veren pek çok firma vardır. Bu firmalar farklı özelliklere sahip olan forkliftleri farklı fiyatlandırma ile hizmete sunuyor. Detaylı bir araştırma yaparak bu firmalar arasından ihtiyacınıza ve bütçenize en uygun olan firmayı seçebilirsiniz.
Ancak forklift kiralama veren firma seçimi yaparken birkaç önemli noktaya dikkat etmenizde fayda var. Firmanın hizmete sunmuş olduğu forkliftlerin bakımlarının yaptırılmış olması çok önemlidir. Ayrıca bu forkliftler tecrübeli operatörler tarafından kullanılmalıdır. Forklift kiralama hizmetini en güvenilir şekilde sunan firmamız ile iletişime geçebilir ihtiyaçlarınıza bize bildirebilir ve buna uygun forklift kiralama hizmeti alabilirsiniz.
Kiralık Forklift Ankara
Forklift makineleri genellikle lojistik sektöründe yük taşımak için kullanılır. Kullanım alanı oldukça geniş olan forkliftler farklı iş sahalarında tercih edilir. Bu araçlar açık ya da kapalı alan fark etmeden yüklerin istenilen bölgeye nakledilmesini sağlar. Kiralık forklift Ankara firmamızı tercih ederek ekonomik ve güvenilir kiralama hizmeti alabilirsiniz. İş alanında taşınacak olan malzemelerin miktarına göre farklı forklift çeşitlerimiz mevcuttur.
Firmamızın iş sahasına uygun olan forklift çeşitlerini kiralarken farklı seçenekleri de gözden geçirmeniz konusunda sizlere yardımcı oluyoruz. Güvenilir forklift kiralayabileceğiniz firmamız olarak uygun fiyatlı forklift kiralama seçenekleri ile size hizmet sunuyoruz. Forklift kiralama fiyatları iş standardına ve seçilecek olan forklift modelinin özelliklerine bağlı olarak farklılık gösterir.
Firmamızdan ihtiyacınıza uygun model forklift istediğiniz süre için avantajlı fiyatlar ile kiralamanız mümkün. Forklift kiralama fiyatları müşterilerimizin talep ve isteklerine bağlı olarak değişir. Kiralayacak olduğunuz forklift modeli ve forkliftin kullanılacağı süreye bağlı olarak sizlere uygun fiyat seçenekleri sunuyoruz. Forklift kiralama firmamız sizlere tüm bakımları yapılmış ve son teknoloji ürünü forklift seçeneklerini sunar. Forklift kiralama hizmetimiz ile tanışmak için firmamız ile iletişime geçebilirsiniz.
Saatlik Forklift Kiralama Fiyatları
Saatlik forklift kiralama fiyatları yapılacak işin zorluğu için süresi ve mesafesi gibi pek çok farklı unsura bağlı olarak değişkenlik gösterir. Uzun ve kısa dönemli olarak forklift kiralama hizmetlerinde sunulacak olan kira fiyatını belirleyen en önemli faktör forklift makinesinin kullanılacak olduğu işletmenin koşullarıdır. Bununla birlikte işletmenin ortam zemini ve forkliftin kullanılacağı için zorluk derecesi gibi etkenlerde kiralama fiyatlarını yansır.
Firmamız olarak herkesin ihtiyacına ve bütçesine göre farklı aralıklarda değişkenlik gösteren forklift kiralama fiyatlarımız ile sizlere tam destek sağlıyoruz. Forklift nakliyesi sırasında operatör de dahil olmak üzere her türlü desteği sınav firmamızın vermiş olduğu kapsamlı hizmete göre forklift kiralama fiyatları son derece ekonomiktir.
Firmamızdan hizmet talep eden müşterilerimizin istekleri uzman ekiplerimiz tarafından değerlendirmeye alınır. Müşterilerimizin talepleri doğrultusunda yardımcı olmak üzere en kısa süre içerisinde geri dönüş yapılır. Hızlı kaliteli güvenilir ve uygun fiyatlı forklift kiralama hizmeti sunan firmamız olarak firmalara yardımcı oluyor ve iyi bir kazanç elde etmelerine katkıda bulunuyoruz. Firmamız ile iletişime geçerek ihtiyacınız olan süre için istediğiniz model forklift makinesine avantajlı fiyatlar ile kiralayabilirsiniz.
Aylık Forklift Kiralama Fiyatları
Firma nasıl Ankara’dan tüm bölgelerine forklift kiralama hizmeti sunuyor. Forkliftler insan gücünün yetmediği yerlerde malzemelerin taşınması için üretilmiş olan iş makineleridir. Aylık forklift kiralama fiyatları forklift modeline ve forkliftin kullanılacağı süreye bağlı olarak değişir. Forklift modelleri forkliftin kullanılacağı sektör ve taşınacak yükün kilosuna bağlı olarak farklılık gösterir. Mesela; yapı marketlerde kullanılan küçük boyutlu forkliftler bu yapıların içerisinde dolaşabilir ve belli bir ağırlık taşıma kapasiteleri vardır.
Manuel çalışan forklift modelleri ve akülü forklift modelleri gibi farklı çeşitlerle sizlere forklift kiralama hizmeti veriyoruz. Ayrıca firmamız bünyesinde paletli forklift lastik tekerlekli forklift ve motorlu forklift çeşitleri de yer alıyor. Firmamız olarak istenilen sayıda forklift temini yapıyoruz. Uzun yıllardan beri forklift kiralama sektöründe hizmet sunan firmamız kazanmış olduğu tecrübe ile sizlerin yanında. Yapılacak olan işin türüne göre seçilen forklift modeline bağlı olarak fiyatlar belirlenir. Ayrıca forkliftin kiralama süresi kiralanan makinenin modeli operatörlü forklift kiralama gibi birçok farklı unsur da forklift kiralama fiyatlarına yansır.
Forklift kiralama firmamız olarak ekonomik fiyatlarımız ve güvenilir hizmetimiz ile siz değerli müşterilerimizin yanındayız. Özellikle ilk kez forklift kiralama hizmeti alacak olan yeni firmalarda forklift modelinin belirlenmesi için uzman kadromuz tarafından keşif hizmeti sunulur. Forklift modelinin kullanılacak olduğu sektöre bağlı olarak forklift tercihi yapılır. Forklift makinesini kullanan operatörün iş makinesi kullanma yetki belgesi bulunmalıdır. Forklift makineleri karayollarında trafiğe çıkamadığı için bu araçlar başka araçlar vasıtası ile nakliye edilir. Firmamız olarak fabrikanıza ya da işletmenize forklift sevkiyatı konusunda nakliye hizmeti sunuyoruz.
Jungheinrich Forklift Kiralama
Jungheinrich forklift kiralama hizmeti almadan önce güvenilir bir firma tercih etmek iş sağlığı ve güvenliği bakımından son derece önemlidir. İş modeline uygun makine seçimi ve doğru kullanılan yük taşıma işlerinizi son derece kolaylaştıran forklift modelleri konusunda geniş seçenek sunan firmamız olarak müşterilerimize en iyi hizmeti sunuyoruz. Doğru forklift modelini uygun fiyatlarla kiralamak için firmamızın forklift kiralama seçeneklerine göz atabilirsiniz. İş verimliliğinin artması için size destek sağlayan firmamız forklift kiralama şirketleri arasında güvenilir hizmet veren bir firma olarak ilk sırada yerini almıştır. Firmamızın sunmuş olduğu seçenekler arasından iş sahanıza göre farklı modellerini seçebilirsiniz.
İhtiyacınıza uygun olarak kiralamış olduğunuz forklift modelini belirtmiş olduğunuz adrese istediğiniz gün ve saatte gönderiyoruz. Firmamızdaki tüm forklift makinelerinin periyodik muayene ve bakımları yapılmıştır. Ankara’nın profesyonel ve ekonomik hizmet sunan forklift kiralama firması olarak sizlere avantaj sağlıyoruz. Firmamızdan ihtiyacınıza uygun sayıda forklift kiralama hizmeti alabilirsiniz. Firmamızda motorlu akülü ve manuel forklift seçenekleri mevcuttur.
Kısa veya uzun dönem forklift kiralama seçenekleri ile müşterilerimize pek çok avantaj sağlıyoruz. Firmamız olarak uzman kadromuz ve iş makinesi kullanımı konusunda yetki belgesine sahip personellerimiz ile kaliteli ve güvenilir hizmet sunuyoruz. Forklift kiralama firmamız ile iletişime geçerek ihtiyacınıza ve bütçenize uygun olan forklift modellerini avantajlı fiyatlar ile kiralayabilirsiniz.
#Forklift Kiralama#Forklift kiralama ; Günümüz teknolojisi birçok farklı alanda bize kolaylıklar sağlıyor. Özellikle insan gücü kullanımını en aza indiren son#Forklift kiralama firmalarının ülkemizde bu kadar yaygınlaşmasının nedeni ise bu iş makinelerine duyulan ihtiyaç oranında artmış olmasıdır.#Firmamız olarak bireysel ve kurumsal firmalara kiralama hizmeti veriyoruz. Firmamızın sunmuş olduğu forklift kiralama hizmeti ile iş yükünü#Forklift Kiralama Firmaları#Forklift kiralama firmaları olarak müşterilerimizin ihtiyaçları dahilinde forklift kiralama hizmeti sunuyoruz. Forklifte ne kadar süreyle k#Kiralanacak olan forkliftlerin kiralama süresi sizlerin iş türüne göre farklılık gösterir. Kaliteli ve güvenilir forklift kiralama firmamız#Forklift Kiralama Fiyatları#Forklift kiralama fiyatları birçok faktöre bağlı olarak farklılık gösterir. But faktörlerden en önemlisi ise forklift kiralama süresidir. F#Yapılacak işi kolaylaştırmak ve uygun fiyatlı forklift kiralama hizmeti almak istiyorsanız bu konuda profesyonel hizmet sunan firmamız ile#Günlük Kiralık Forklift Fiyatları#İş hayatında pek çok kolaylık sağlayan forkliftler ağır yükleri ön kısmında yer alan çatallar ile kaldırır. Forkliftler manevra yapma özell#Forkliftler özellikle sanayi alanında kullanılır. Bu sektörde yer alan pek çok firma forklift kiralama hizmeti alarak ciddi bir maddi tasar#Kiralık Forklift Fiyatları#Kiralık forklift fiyatları hem bireysel hem de kurumsal firmaların çok araştırmış olduğu bir konudur. Forklift kiralama hizmeti sunan firma#Aksi takdirde iş hızı ve hizmet kalitesi olumsuz yönde etkilenir. Firmamız olarak sürekli olarak yeniliklere ayak uyduruyor ve kendimizi da#Ankara Forklift Kiralama Fiyatı#Ankara forklift kiralama fiyatı forklift makinesinin sahip olduğu özelliklere ve kiralama süresine bağlı olarak değişir. Ağır yükleri taşım#Forkliftöerin asansör sistemi özelliği vardır. Bu özellikleri sayesinde forkliftler 9 metre yüksekliğe kadar yük kaldırabilirler. Farklı yü#Akülü forkliftlerin gıda sektöründe ve insanların yoğun olduğu depo gibi alanlarda kullanımı oldukça yaygındır. Akülü forklift modelleri ka#Firmamız olarak kaliteli hızlı ve güvenilir forklift kiralama hizmeti ile sizlerin yanındayız. Firmamız daha forklift kiralama hizmeti alan#Sahibinden Kiralık Forklift#Sahibinden kiralık forklift gelişen taşımacılık sektörü ile birlikte vazgeçilmez bir hizmet haline gelmiş durumdadır. İnsan gücü ile yapılm#Ayrıca firmalar ekonomik olması açısından kiralık forklift seçeneklerini daha fazla tercih ediyor. Bu ihtiyacın artması ile beraber forklif#İş sağlığı ve güvenliği açısında tehlike arz edecek yüklerin taşınması#Fabrikalarda ağır yüklerin güvenli ve hızlı bir şekilde taşınması#Büyük hacimli eşyaların paletler yardımı ile taşınması#Kasa içerisindeki sebze ve meyvelerin taşınması#İnsan gücü ile taşınması imkansız olan yüklerin taşınması#Tüm bu işler ve daha fazlası forkliftler ile kolay ve hızlı bir şekilde yapılabilir. Piyasada forklift kiralama hizmeti veren pek çok firma
1 note
·
View note
Text
Kar Esareti
Benzin istasyonundan benzin alırken pompacı uyardı, 'ana yolda kardan dolayı kapanma varmış, istersen bekle açılınca devam edersin' diye. Ben bir an önce eve döneyim diye, tali yollardan geçerim diye düşündüm. Ana yol tepeyi aşıyordu, dağın eteklerinden geçen tali yollarda o kadar kar yoktur diye düşündüm. İk 7-8 kilometre kar yağışı devam etmesine rağmen yavaş da olsa sorunsuz gittim. Karşıdan gelen yoktu, nedense garibime gitmedi. Sonra kar yağışı artınca kar lastiğine rağmen artık aracı kontrol etme yeteneğim azaldığı gibi, karın içine gömülür gibi gidiyordum. Sanırım birkaç kilometre güç bela gittikten sonra, ne ileriye gidebiliyordum, geri manevra yapacak alan da yoktu. Bir noktaya geldi ki, araba yerinde sürekli patinaj yapıyordu. Etraftaki karın seviyesi de lastikleri kapatacak kadardı. Ben buraya kadar nasıl gelebilmiştim ki. Yoksa ben yerimde sayarken mi bu kadar kar birikti. Biraz zorlanarak kapıyı açtım. Kar tipi şeklinde yağıyordu. Benzini yeni almış olmama rağmen, arabada kalmam donmam demekti. Hemen beremi kafama geçirdim, montum üzerimdeydi. Bakındım etrafa, yamaçtan aşağıda yoğun tipiden güçlükle seçilen bir köy ışıkları vardı. Arabayı olduğu yere bırakıp, yamaçtan aşağıya yürümeye başladım. 300-500 metre yürümemiştim ki, eldivenlerimi almayı unuttuğumu farkettim. Yaşamadan bilinmez, o tipide 300 metre bile geriye gitme enerjim yoktu. Mecbur ellerimi cebime sokarak yürümeye ve yamaçtan inmeye çalıştım. Düzlüğe indiğimde neredeyse bel boyunca kara düştüm. Güç bela, kimi yerlerde daha az yükseklikte karlar içinde ve yüzüme tipili kar atan ortamda yürümeye çalıştım. Önümü göremiyordum, yürüdüğüm mesafe belki bir kilometredir, bana yüz kilometre gibi geliyordu. Artık köyün ilk evine yüz metre kadar kalmıştı. İşte o son yüz metre ise, bana yüz kilometre gibi geldi. Ellerimi, ayaklarımı hissetmiyordum. Yüzümü ne kadar kapatmaya çalışsam da yüzüm kar kesiği olmuştu. Kaşkolum olmadığı için de montumun yakasından kar içime kadar işliyordu. Gözümle göremesem de ilk evin kapısına yaklaştım. Evin kapısının önündeki karlar gündüz temizlenmiş görünüyordu ama yeni yağan karlar yine kapatmak üzereydi. Buz camlı demiş dış kapıyı elimle vurarak çaldım. Elimi hissetmediğim için, sert mi yumuşak mı vurduğumu bilemiyordum. Acaba beni duyabiliyorlar mıydı? Kapının açılma süresi, bana yüzyıl gibi gelmişti. Açmazsalar oracıkta soğuktan donup ölecektim.
Yaşı kırka yakın bir kadın açtı kapıyı, elleriyle hırkasını göğsüne doğru kapatarak. "Bu havada ne işiniz var dışarıda" dedi, şiveli bir şekilde. Bu hikayemde, hem o kadının anısına saygı, hem de bu hikayenin her yerde yaşanabileceği için, isim, yer ve şive vurgulamayacağım. Demir kapıdan girdikten sonra botumu çıkarmak için eğildim. Parmaklarımı hissetmediğim için botumun bağcıklarını çözemedim. Kadın benimle birlikte eğildi ve botumu çıkarmama yardım etti. Sonra sobasının kurulu olduğu odaya geçtik. Bir köşede çek-yat, diğer köşede minderli oturma yeri ve kapının hemen yanında da kuzineli soba vardı. Montumu, beremi ve en önemlisi ıslanmış çoraplarımı çıkarıp sobanın üstüne astık. Ellerimi sobanın üstünde ısıtmaya başladım. O kadar donmuştum ki ellerimi sobanın üstüne yapıştırsam ancak öyle ısınırdım. Montumun yakasından giren karlar içimi de ıslatmıştı. Kadın, üstünüzdekileri de çıkarsanız iyi olacak dedi. Evde başka biri olup olmadığını da bilmiyordum. Yavaşça ellerim kendine geldikçe üstümdekileri çıkarmaya başladım. Altımdaki baksır don bile ıslanmıştı. Kadın, odadan çıktı ve bir süre sonra, o meşhur mavi çizgili pijama ve iç donla geldi. "Rahmetlinindi, size de uyar. Bunları giyin" dedi. Demek duldu kadın. Giyinmem için, odadan çıktı. Onu bekletmemek için baksır donumu da çıkararak, kadının getirdiği iç don ve çizgili pijamayı giydim. Sonra kapıyı açarak onu çağırdım. Çıkardığım elbiseleri, sobanın üstüne itina ile astık. Kadın bu arada, arada bir gözünü alamadan köşedeki televizyondan bir dizi izliyordu. Ben de ayakta sobanın yanında çizgili pijamamla ısınmaya çalışıyordum. Yeni işimde, patronun özel işlerinden dolayı düzenli televizyon seyredemiyordum. Zaten bu iş gezisine de zalım patronun özel işlerinden dolayı gelmiştim. Kar bastırmadan eve döneyim dedim, ama nerelere düştüm. Ben de odadaki o sessizlikte kafamı çevirip, televizyondaki diziye göz attım. Oradaki oyuncuların daha önceki bir dizisini izlemiştim. Şu dizideki oyuncu değil mi diye sordum. "Ooo, o senin dediğin kaç yıllık dizi" diye gülümsedi. Sonra, bildiğim ve sevdiğim dizilerden konuştuk. O da şimdi hangi dizileri izlediğini anlattı. Bir şekilde sohbetle kaynaşmaya başladık. Pijamayı verirken "rahmetli" diye bahsettiği için, geçmişini sorma gereği duymadım. Ben kısaca nereden geldiğimi, nereye döndüğümü anlattım. O da şaşırdı, "Buraya nerden saptınız ki. Buradan çok uzatırsınız yolu" dedi. Ben de "Salaklığıma yanayım" diye güldüm. Sonra kadın sobanın üstündeki sıcak suyla çay demledi. Çay demleninceye kadar, sobanın yanında dikelmeye devam ettim. Çaylarımızı televizyon izleyerek ve fazla konuşmadan içtik.
Artık yatma vakti gelince, kadın diğer odadan bir yer yatağı getirdi. Çarşafı ve yorganı serdikten sonra yatacağım yeri hazırladı. Kendisi için de çek-yat'ı hazırladı. Ben yorgunluktan ölüyor durumda olduğum için, yorganın içine girdikten sonra, yorganın içi daha ısınmadan uykuya daldım.
Sabah dinç ve iyice dinlenmiş olarak uyandım. Uyandığımda soba yakılmıştı. Kadın erkenden kalkmış, sobayı yakmıştı. Yorganı kaldırdığımda, sabah ereksiyonu oradaydı. Üstelik sikim iç donumdan da sıyrılmış ve o şekliyle çizgili pijamadan daha çok belli oluyordu. Kadını da kontrol ederek çaktırmadan sikimi iç donun içine koymaya çalışsam da, kadının dikkatinden kaçmadı. Ben elimle sikimi düzeltirken, gülümsedi. Ben de utangaç bir gülümseme ile baktım ona. Sonra nispeten sade bir kahvaltı hazırladı, beraber yer sofrasında kahvaltımızı yaptık. Aç olduğumdan mı, yoksa gerçek organik zeytin, peynir olduğundan mı bilmiyorum, şimdiye kadar yediğim en lezzetli kahvaltıydı. Kahvaltıyı kaldırmaya yardım etmeyi önersem de kabul etmedi, kendi hemen bir çırpıda götürdü ve temizledi geldi.
Kahvaltıdan sonra, yolların iki güne ancak açılabileceğini; onların köyünün genelde pek ihmal edildiğini anlattı. Zaten pencereden gördüğümüz kadarıyla kar neredeyse pencere seviyesindeydi. Kapının önünü açmak gerekecekti, yeni kömürü kömürlükten almak için. Bari o işi ben yapayım deyip, kuruyan giysilerimi giyip, bir kürekle neredeyse belimi geçen boydaki karladı temizledim, kapının önünden evin sağ girişindeki kömürlüğe kadar. Sonra da iki kova kömür, birkaç kucak odun taşıdım içeriye.
İçeri girdiğimde kadın, televizyonda gündüz programlarından kimin kiminle kaçtığını anlatan olayları izliyordu. Hemen televizyonda anlatılan konuyu anladıktan sonra, "Aman ne olacak, insanın doğasında olan bir şey. Kadın da erkek de elbet beraber olacak. Yeter ki, iki tarafın gönlü olsun. İki tarafın gönlü olduktan sonra, neden burada konuşuyorlar ki" dedim. Kadın da, "İyi ama adam kızdan neredeyse on yaş büyük" dedi. "Amma büyüttün, şimdi seninle benim aramda da on yaş vardır. Ama sen, benim yaşımdakilerden çok daha güzelsin. Onu ne yapacağız" dedim. Hoşuna gitti. Utanarak, "Sen de hoşşun" dedi. "İki kişi anlaştıktan sonra, hele kimsenin haberi yoksa. Kime ne" dedim. O anda sanki kadının kafasında bir şimşek çaktı. Ben çek-yatın kenarında otururken üstüme doğru geldi. Ben tabii bu hareketin sinyalini aldım. Ben de ona doğru eğilip sarılmaya başladım. Boynundan başlayarak öpmeye başladım. O da bacaklarımın üstüne oturmuştu. Ellerim vücudunda geziniyor, ama henüz onu soymaya başlamamıştım. O sırada o, önümde diz çöküp pantolonumu çıkarttı. Kendi çiçekli basmalı altlığını çıkardı ve dizlerimin üstüne tekrar oturdu. Sikim kalkmıştı tabii ki. Kadın sürtünmeye başladı üstümde. Ben de boynunu öperek ellerimle vücudunu okşuyordum. Sonra kadın, sikimi eline alarak amının üstüne doğru getirdi ve yavaşca oturdu. Yumuşacık sıcak amına girişini hissettim sikimin. Kadın gözlerime bakarak ve yüzü kıpkırmızı yukarı aşağı gidip gelmeye başladı. Artık o esnada ellerimi bıraktım, kadına bıraktım her şeyi. Kadın kendince beni içine alıp gidip geliyordu. Islaklığı taşaklarıma kadar taşmıştı. Artık dayanamayacak noktaya gelinceye kadar kendimi tutsam da, sonun da boşaldım. Ben boşaldıktan kısa bir süre sonra o tekrar boşaldı. Ayağa kalktığında görebildim kıllı amını. Bu soğuk havada herhalde amını düzenli tıraşlayacak değildi. Çok acele etmeden giyindi. Onunla birlikte ben de giyindim. Sikişmemiz ile ilgili tek kelime konuşmadık ama yüzlerimizden ikimizin de memnun olduğu belli oluyordu. Odadaki hava bunu hissettiriyordu.
Ben gün içinde dışarıya bakıp, çıkıp çıkamayacağımı kontrol ediyordum. Ama dediği gibi iki gün daha burada görünüyordum. Köyden başkalarının beni görmemesi için de çaba sarfediyordum. Sonuçta 'Dul bir kadın, evine yabancı birini almış' derlerdi.
Öğlene doğru yaptığımız sikişmemiz, aramızdaki havayı çok değiştirmişti. Öğleden sonra yine yakınlaştık ama sikişmeye kadar gitmedi. Onu zorlamak istemiyordum. Sanırım yine ne de olsa bir gerginlik vardı onda.
Akşam yemeğinden sonra, kuzine sobada bir kek yaptı, sade idi ama yediğimiz portakal kabuklarını da kullanmıştı. Sobada olduğu için mi, yoksa kadın bu işi iyi mi beceriyordu bilmiyorum, çayla çok iyi geldi. O akşam çayla televizyon izlememize rağmen, ikimizin de gözü birbirimizdeydi. Cinsel gerilim ya da çekim hissediliyordu. Ben onun ufak bir hareket göstermesini bekliyordum. Bunu hissettiğim anda, yine yumuldum ona. Bu sefer çek-yat üzerinde onu soydum. Kendim de soyundum. Artık memelerini, göbeğini, boynunu, her yerini öpüyordum. Gayet güzel bir vücudu vardı, çıplak görünce. Sonra yavaştan kıllı amına doğru indim. Bacaklarını iyice ayırarak dakikalarca yaladım amını, arkadan gelen televizyon sesi eşliğinde. Sonra üstüne çıkıp içine girmeye niyetlendiğimde beni durdurdu ve sikimi emmek istedi. Ben de çek-yatın kenarında ona doğru eğilerek sikimi emmesini sağladım. Pornolardaki gibi sert ve derin emmiyordu, zaten hangi şey pornolardakine benziyordu ki. O sikimi emmekten yorulunca, bacaklarının arasına geçtim ve sikimi yavaşça ıslak amına soktum. Bir bacağını omzuma atarak çek-yatta yan bir şekilde onu sikmeye başladım. Gözlerimiz birbirimize bakıyordu ve onun bu arzulu bakışları beni çıldırtıyordu. Gidip gelirken kanırtıyordum ki, sikimi iyice hissetsin. Nitekim bu hareketim, onu da çıldırtıyordu. Dışarıdan duyan olur diye, sessiz sikişiyorduk. Eminim, o da benim gibi çığlık atmamak için kendini zor tutuyordu. Gidip gelirken taşaklarımın çarpma sesi ise dışarıdan duyulacak gibi değildi. Bu sefer biraz uzun gidip geldikten sonra boşaldım içine. Kadın sorun etmiyordu içine boşalmama. Ben boşaldıktan sonra kadın doğruldu, giyinmeden bir süre birbirimize terli terli gülümseyerek baktık. Sonra benim pijamamı getirdi ve yer yatağımı hazırladı.
Bu sefer o da bana hazırladığı yer yatağına girdi. Birbirimize sarılarak uyuduk. Soba söndükten sonra da, yorganın altında birbirimizi ısıtarak uyuduk. Sabaha karşı sikim kalkmış uyanınca ona arkadan sarılarak sürtündüm. O da kalçasını bana doğru çıkartarak sürtündü. Sikimi çıkarttım ve onun da kalçasından donunu sıyırarak arkadan girdim. Birbirimize yakın durarak kısa mesafede gidip gelerek içine boşaldım. Ben çekildikten sonra donunu yukarı çekti ve kalktı. Sanırım erken kalkmaya alışkındı, sobayı yaktı. Ben yatakta bir süre daha tembellik yapmaya devam ettim. Soba odayı ısıtmaya başladıktan sonra, ben de kalktım.
Ondan sonraki iki gün de, gün içinde ikişer kez sikiştik, kimi zaman sadece birbirimizi tahrik ettik. Sanki kar esareti değil, kar cennetine düşmüştüm. İkimiz de, sanki dünyada sadece biz varız diye düşünüyorduk. Sadece o anın mutluluğunu yaşayarak, birbirimizden utanmadan sikiştik.
Üçüncü gün, sabah kahvaltıdan sonra arabamı kontrol edip gelmek üzere, ilk defa evden çıktım. Kadına da, eğer yol açıldıysa kimsenin görmemesi için tekrar gelmeyeceğimi, ama havalar ısındıktan sonra mutlaka geleceğimi söyledim. Elimdeki cep telefon numarasını zaten vermiştim.
Arabanın yanına vardığımda, kar araçlarının yolu açmaya çalıştıklarını ve benim arabamın onları engellediğini gördüm. Bana sitem ettiler, 'arabayı nasıl bırakmışım burada' diye. Ben ise nereden geldiğimi söylemedim tabii. Onlar yolu açtıktan sonra, geldiğim yoldan geriye tekrar ana yola çıktım.
Tekrar İstanbul'a döndükten sonra, bir süre kadınla telefonda konuştuk ve hatta mesajlaştık. Ama patron beni iki ay sonra işten çıkardı ve telefon şirket hattı olduğu için kadınla bağımız koptu. Ben yine de ona söz verdiğim gibi havalar ısınınca yazın, ilk fırsatta o köye gittim. Yolları tahmin ederek gitmeye çalışıyordum, çünkü akşam karanlığında kar altında gittiğim yolu o kadar zaman sonra bulmam zordu. En sonunda buldum köy yolunu. Köy sapağına geldiğimde bir traktör karşıdan geliyordu. Ellili yaşlarında bir adam traktörü kullanıyordu ve yanında da ayakta bir kadın vardı. Yaklaşınca traktör, kadının benim o kadın olduğunu anladım. Traktör sapaktan dönünce ben de arabadan indim. Kadın beni görmüştü. Eliyle yavaşça kimse görmeden uzaklaşan traktörden bana geriye doğru, 'Hoşçakal' der gibi mahzun el salladı. Ben de bakakaldım. Evlenmişti belli ki.
Yine de, ona ihtiyacı olacağını düşündüğüm iki koli erzak ve bir koli elbise ve eşyayı evlerinin kapısının önüne not yazmadan bıraktım.
Kar esarettir, ama iyi bir insanla esaret ise cennettir.
128 notes
·
View notes
Text

Mahkemede gerçek kimliği anlaşılınca askerler şaşıp kaldı..
HAİM OĞLU JOZEF
Yaşasın şeriat, şeriat isterim’ diye meydanı inletti.Tekbirlerle halkı galeyana getiriyordu. Genç Subay kubilayın başı kesilirken alkışlıyor, slogan atıyordu.
MAHKEMEDE HEPSİNİ İNKAR ETTİ.
Yahudi Kimliğini gösterdi.
Şahid askerler ve Savcı iddasinda israrliydi.
Hakim Muğlali sordu: ,
Seriat isterim diye en çok bagiran senmissin anlat bakalim :
- Neme lazım benim şeriat? Şeriat nerede ben nerede? Ben Museviyim havraya bile gitmem. Benim işim tekkede, kahvede altı kol iskambil oynamaktır. Amma serbestçilerin (Serbest Fırkayı kastediliyor) birincisiyim.
’23 Aralık 1930’da sabah namazını takiben camiden aldıkları Yeşil Sancağı yola dikerek silah zoruyla etraflarına adam toplamaya başladılar.
Elebaşılar arasında, Giritli Derviş Mehmet, Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet Emin, Nalıncı Hasan, Küçük Hasan vardı. Derviş Mehmet camide namaz kılanlara kendini “Mehdi” olarak tanıttı ve dini korumaya geldiklerini söyledi.
Arkalarında 70 bin kişilik Halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini söyleyerek tehdit ettiler.
Diktikleri bayrağın çevresinde dönmeye, tekbir getirmeye, zikretmeye ve “Şapka giyen kafirdir! Yakında yine şeriata dönülecektir.” diyerek bir isyan hareketi başlatmak istediler.
Jozef en önlerdeydi.
Yusuf efendi deniliyordu.
Kasabaya halife ordusunun geleceği iddiası halkı sindirdi.
Olayların ilçedeki askeri birlikte duyulmasıyla, bir bilgiye göre; alay komutanı, yedeksubay Kubilay’ı olay yerine gönderdi. Kubilay bu hareketi bastırmak için bir manga askerle olay yerine geldi. Askerlerin yanından ayrılarak tek başına onların arasına girip teslim olmalarını istedi. Gruptan biri ateş ederek Asteğmen Kubilay'ı yaraladı.
Karşıdan bunu gören askerler ateş açtılar. Fakat tüfeklerinde öldürücü etkisi olmayan manevra fişekleri vardır. Derviş Mehmet “bana kurşun işlemiyor” diyerek halkı kandırmaya çalıştı.
Jozef bagırdı, şeyhe kurşun işlemez ..
Kubilay yaralı halde cami avlusuna sığındıysa da, Derviş Mehmet ve arkadaşları peşi sıra geldiler. Derviş Mehmet, çantasını açıp testere ağızlı bağ bıçağını çıkardı ve yaralı Asteğmen Kubilay’ın başını kesti. Kesik başı yeşil bayrağın sopasına dikmeye çalıştılar ancak başaramadılar.
Jozef tekbirlerle halki costurup alkisliyordu.
Birisi ip getirdi ve Kubilay’ın başı yeşil bayrağın dikili olduğu sopaya iple bağlandı. Olay yerine yetişen Bekçi Hasan ateş edip gruptan birini yaraladı. Ancak açılan ateş sonucu o da öldü. Arkadaşının yardımına koşan Bekçi Şevki de açılan ateş sonucu öldü.
Bu aşamada askeri birlik olay yerine geldi ve komutan “Teslim olun!” çağrısı yaptı Ancak olay çatışmaya dönüşür ve askeri birlik ateş etti. Göstericilerden bazıları ölürken, bazıları kaçtı. Kaçanların hepsi daha sonra yakalandı.
Dünya yahudi lobisi ve basini ayağa kalkti epey ugrastilar ama jozefi kurtaramadilar.
Derviş Mehmet ve elebaşları ile birlikte idam edildi.
Ailesi Turkiyeyi terketti.
49 notes
·
View notes
Text
Bugün 4 Nisan... Bugün #DumlupınarDenizaltısı sonsuza kadar sürecek olan "Son Dalışına" başladı...Şehit olan 81 Denizcimizin ruhu şad olsun...
+ Alo Dumlu.
— Evet, Dumlu.
+ Ben Üsteğmen Suat.
— Evet efendim, ben Selami
+ Selami nasılsınız, biz geldik, şimdi bana durumu anlat.
— Efendim dizeller'den yara aldık, manevra dairesinde yangın çıktı, bataryayı sıfıra alarak kıç torpido dairesine geçtik, şimdi manevra dairesi su ile dolu.
+ Kaç kişisiniz orada?
— 22 kişiyiz.
+ Diğer dairelerle irtibatınız var mı?
— Yarım saat evvel kıç batarya dairesi ile konuştum, şimdi cevap vermiyorlar.
+ Merak etmeyin 'Kurtaran' geldi biz buradayız.
— Efendim manometre 267 kadem gösteriyor doğru mu?
+ Selami Kurtaran geldi şimdi kurtarma işine başlanıyor, ben biraz sonra yine gelirim.
— Peki efendim...
Denizaltındaki subay ve astsubay ve erlerin tümüne korkunç gerçek söylendi; kendilerini su yüzüne çıkaramayacaklarını buna imkân olmadığı bildirildi. Artık kendilerine başta söylenen “gerekmedikçe konuşmayın ve sigara içmeyin'' telkininin yerine “konuşabilirler, türkü söyleyebilirler ve isterlerse sigara da içebilirler'' denildi. Bunu duyan kahraman denizcilerimizin son sözleri “Sizler sağ olun! Vatan sağ olsun! '' oldu. O andan itibaren oksijen bitinceye kadar 72 saat hayatta kaldılar ve “Ah, bir ataş ver cigaramı yakayım, sen sallan gel ben boyuna bakayım…'' türküsünü söyleyerek büyük bir tevekkülle son nefeslerini verdiler.
Son sözleri “Vatan Sağ Olsun! '' diyerek şehit olan 81 denizcimiz bugün Çanakkale Boğazı'nın derinliklerinde ebedi uykularındalar.
Huzurla uyusunlar!
4Nisan1953 Dumlupınar

17 notes
·
View notes
Text
sevgilim bana samatya’da ilk rakı şarkısını söylemişti ve hem buruk hem de gözlerimi dolduran bi mutlulukla dinliyorum her seferinde. daha gidicek çok yol var da bu yolda aşırı manevra yaptık. iyi oldu, müthişti. ezberledim, dişini dudağını
20 notes
·
View notes
Text
🐺 Körükle ateş yakalı,
Bakırdan dağı yıkalı,
Ergenekon’dan çıkalı,
Nevruz, TÜRK’ün bayramıdır!
Türk’ün Ergenekon’dan çıkış günü, baharın “Yeni Günü” Nevruz Bayramımız kutlu olsun! 🤘
“Lafı bol, karnı geniş soyları taklid etme;
Sözü sağlam, özü sağlam, adam ol, ırkına çek.” 🇹🇷💞🇹🇲

Türk atları, Türk kültüründe her zaman büyük bir öneme sahip olmuştur. Tarih boyunca Türkler, at ırklarını bulup yetiştirerek en iyi ata sahip olmayı bir onur meselesi olarak görmüşlerdir.
Arap atı Selçukluların, Memlüklerin ve belki de genel olarak Türklerin tarih boyunca en beğendiği at olmuştur; zarif yapısı, dayanıklılığı ve hızı ile öne çıkar.
Hınıs atı, en iyi cirit atı olarak kabul edilir, ancak bu ırkın henüz yaklaşık 100 yıllık olması, atalarımızın bundan faydalanmasını engellemiştir.
Fergana atı ise, Çin İmparatorluğu döneminde Türkistan’dan ithal edilen en favori at olarak öne çıkmış; çizgi film kahramanı Mulan’ın da bindiği bu at, hem Türk hem de Çin elitleri arasında büyük rağbet görmüştür.
Moğol atının görünüşüne aldanmamak gerekir; bu ırk, yüksek manevra kabiliyeti, uzun mesafe dayanıklılığı ve soğuğa karşı gösterdiği dirençle öne çıkar – Yakut atı da benzer özellikler taşır. Mulan çizgi filminde Hun liderinin Moğol atına binmesi, bu atların savaşçı ruhunu simgeler.
Karaçay atı dağlık alanların kralı olarak bilinirken, Türkmen atı Türk atları arasında en efsanevi olanıdır.
Dünyanın en iyi yarış atı olan Thoroughbred ırkı, Türkmen atının karışımından ortaya çıkmış; Ahal Teke, Fergana atı ve Yomud atı da bu ırkın izlerini taşır.
Rahvan, Canik, Malakan ve tabi ki Arap atı ise Selçuklu ve Osmanlı Türklerinin haçlılara karşı savaş meydanlarında kullandığı önemli ırklardandır.
Türkler, İslamiyet öncesinden Cumhuriyet dönemine kadar atlara büyük değer vermiş, atları sadece savaş aracı olarak değil, kültürel ve sosyal bir simge olarak da görmüşlerdir. Türk atları genellikle diğer ırklara göre daha küçük olsalar da, bu durum onların manevra kabiliyetini artırır; özellikle süvari müsabakalarında, at üzerinde mızrak, kılıç veya topuz kullanan askerlerin ani ve çevik hareketleri, rakiplerini alt etmede büyük avantaj sağlar.
Ayrıca, Türk atları soğuk iklimlere dayanıklılık açısından da üstün özellikler taşır. Yoğun ve kabarık tüyleri, sert hava koşullarında hastalanma riskini azaltır. Kısa bacakları, onlara ritmik ve dayanıklı bir koşu rejimi kazandırır; bu sayede uzun mesafelerde yüksek performans gösterirler. Türkler, atı evcilleştirip savaş meydanına sokan ilk millet olmuş ve bu geleneklerini Çinliler gibi pek çok diğer halklara da aktarmışlardır.
Hayırlı bereketli sahurlar.
7 notes
·
View notes
Text
AKŞENER İLE ERDOĞAN DA 'YUMUŞADI'!
Akşener’in Erdoğan ile bu ortamda buluşması, Erdoğan’ın daha fazla desteğe ihtiyaç duymasından kaynaklanıyor. “Normalleşme” ya da “yumuşama”, Erdoğan’ı zor durumdan kurtarmanın aracıdır.
Türkiye, izledikleri politikalarla halka kötülük yapan siyasetçilerin başarısız oldukları seçim sonuçları ile defalarca ortaya konsa da asla köşelerine çekilmedikleri bir ülke. Gelişmemişliğin bir göstergesi de bu kuşkusuz.
Akşener’e sormak isterim: Ne oldu istibdadın çürük zincirlerine?
Aslında Akşener özelinde bu kadar kafa yormaya da gerek yok. Sonuçta 22 yıldır halkın anasını ağlatan AKP’nin en başında kurucuları arasında yer alan, “Biz geçmişimizde siyasi cinayetlere tanık olduk ama mertçeydi” diyebilen, cinayetin mert olabileceğini düşünen biri!
İlkesiz olanın yapacağı hiçbir manevra şaşırtmaz.
8 notes
·
View notes
Text
___<< 4 Nisan 1953>>___
— Alo Dumlu?
— Evet, Dumlu.
— Ben Üsteğmen Suat.
— Evet, efendim ben Selami
— Selami nasılsınız, biz geldik, şimdi bana durumu anlat.
— Efendim dizellerden yara aldık, manevra dairesinde yangın çıktı, bataryayı sıfıra alarak kıç torpido dairesine geçtik, şimdi manevra dairesi su ile dolu.
— Kaç kişisiniz orada?
— 22 kişiyiz.
— Diğer dairelerle irtibatınız var mı?
— Yarım saat evvel kıç batarya dairesi ile konuştum, şimdi cevap vermiyorlar.
— Merak etmeyin 'Kurtaran' geldi biz buradayız.
— Efendim manometre 267 kadem gösteriyor doğru mu?
— Selami, Kurtaran geldi şimdi kurtarma işine başlanıyor, ben biraz sonra yine gelirim.
— Peki efendim.
Denizaltındaki subay, astsubay ve erlerin tümüne korkunç gerçek söylendi; kendilerini su yüzüne çıkamayacakları, buna imkân olmadığı bildirildi. Artık kendilerine başta söylenen “gerekmedikçe konuşmayın ve sigara içmeyin '' telkininin yerine, "Galiba buraya kadar, birer cigara yakalım mı kumandan?" diye umutsuzca soran askere “konuşabilirsiniz, türkü söyleyebilirsiniz ve isterseniz sigara da içebilirsiniz'' denildi.
Bunu duyan kahraman denizcilerimizin son sözleri “Sizler sağ olun! Vatan sağ olsun! '' oldu...
O andan itibaren oksijen bitinceye kadar 72 saat hayatta kaldılar ve “Ah, bir ataş ver cigaramı yakayım… '' türküsünü söyleyerek büyük bir tevekkülle son nefeslerini verdiler.
Son sözleri “Vatan Sağ olsun!'' oldu...

4 Nisan 1953 tarihinde Çanakkale'de batan Dumlupınar denizaltısında şehit olan 81 denizcimizi rahmetle ve saygıyla anıyoruz. .. Ruhları şad Mekanları cennet olsun...
15 notes
·
View notes
Text
Yine çok sayıda drone operatörü biriminin bir bölgede ortaya çıkmasının orada bir şeyler planlandığına dair istihbarat sinyali olduğunu söylersem büyük bir sırrı açığa vurmayacağım. Bugün veritabanı haritasına baktığınızda bu gerçek açıkça ortaya çıkıyor. Havanın sıcak olduğu yerlerde FPV drone operatörleri için birçok hesaplama var.
Cevabı, bu dronlara karşı koyma fırsatlarını bulmanın yolunu belirleyecek ana soruyla başlayalım.
FPV dronlarını yok etmek neden bu kadar zor?
En az üç ana faktör görüyorum.
Birincisi, insansız hava aracının hızı, bu da keşif insansız hava araçlarının küçük silahlarla düşürülmesiyle aynı şekilde bu insansız hava aracını düşürmeyi neredeyse imkansız hale getiriyor. silah. Üstelik drone avcılarıyla etkili bir şekilde savaşmanızı sağlayan şey hızdır. Böyle bir tetikçinin FPV drone ile yaptığı düellodan sonra zarar görmeden kalacağından çok uzağım.
İkincisi manevra kabiliyeti. Drone'u bu kadar tehlikeli kılan da hız ile birleşen bu manevra kabiliyetidir. Operatör, drone'u hedefe nispeten kısa bir mesafede düzeltebilir, hatta son anda hedefi değiştirebilir.
Üçüncüsü, gökyüzünde çok sayıda drone var ve bu da personelin drone dedektörlerini kullanarak kamikaze drone'ları tespit etmesini neredeyse imkansız hale getiriyor.
Ön cephedeki adamlar sıklıkla, havada farklı türde drone'ların bulunması nedeniyle dedektörün deli gibi bip sesi çıkardığını ve kamikaze doronları tanımlamanın neredeyse imkansız olduğunu söylüyor. Bu nedenle savunmaya hazırlanmak imkansızdır.
Ancak ideal olarak bir kamikazeyle savaşmanın bir yolu vardır. Bu bir anti-drone silahı.
Teorik olarak, bu silah aslında drone'un operatörle iletişimini kesebilecek ve dolayısıyla hedefi kaybedebilecek. Ama bu bir teori. Gerçek şu ki, bu ancak iki bileşenin çakışması durumunda mümkündürdolayısıyla hedefi kaybedebilecek. Ama bu bir teori. Gerçek şu ki, bu ancak iki bileşenin çakışması durumunda mümkündür.
Öncelikle silahı FPV drone operatörlerinin çalıştığı frekanslara ayarlamanız gerekiyor. Kamikazelerle savaşmak için fabrika yapımı silahları değiştirme girişimleri zaten var. Ve oldukça başarılı. Ancak henüz bu tür silahların kitlesel kullanımı yok. Bu durumun nedeni komutan ve amirlerin herhangi bir gecikmesinden değil, İHA'nın hızından kaynaklanmaktadır.
İkincisi, önceki paragrafta yazdığım hızın aynısı. Bir FPV drone'u düşürmek için avcının onunla yüzleşmeye hazırlıklı olması gerekir. Skeet atış egzersizi gibi. Hazırım, hedefi görüyorum!
Yani, avcının yanında her zaman bir silah bulundurması gerekir, ancak aynı zamanda savaş pozisyonunda, ateş açmaya hazır olması gerekir. Avcının normal bir tüfek kullandığı yukarıda yazdığım düellonun neredeyse aynısı.
LBS'deki adamların kendilerini kamikaze dronlarından korumak için nasıl adapte oldukları hakkında.
Ne yazık ki, aynı ünlü... çar-mangal burada hâlâ hakim, ancak farklı varyasyonlarda. Hem ekipman hem de sığınaklar çelik ağlarla, takviye parçalarıyla, hurda malzemeden yapılmış ızgaralarla, yani kamikaze darbesine dayanabilecek her şeyle korunuyor.
Etkili mi? Cevabım şu: nispeten etkili. Şansımız yaver giderse. Ve eğer FPV drone tek başına çalışıyorsa. Seri neredeyse her zaman dronların zaferiyle bitiyor...
2 notes
·
View notes
Text

🎯 U Dönüşü 🎯
Kendine dönmek istiyordu, kendine zarar bir yöne döndükten sonra kendine dönmek kolay mı?
Nereden dönse, kendine dönemiyordu o da ters döndü!
Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın, kaşık kırıldı.
İlk kez açıldı bu kuyunun ağzı, kuyu derindi.
Belli ki çift şeritli bir yönde sürüş eğitimi almıştı
Manevra yapmasını bilmeyenlere, kurallar yasaktı.
U dönüş dahil her dönüşü yapabiliyor bir türlü kendine dönemiyordu
Kumanda başkalarının elinde olunca kendine dönmek mümkün olmuyordu.
Bazı yollar vardır o yola girmeden önce dönüş yolları var mı diye bilmek ve ona göre riske girmek gerekiyordu.
Yaşam her dönüşe yol açmıyordu.
Her gidişin bir de dönüşü olacaktı,
Arkasına bakmadan çekip gidenin peşinden kederinde bir gülüşü vardı
Nereye gittiğini bilse, kendine dönme isteğini unutabilirdi.
Dönerken tersi dönmüştü.
Tersine giderim kuralsızlığı, insanı çileden çıkaran dönüş (ememe), verdiğin sözden dönme çark etmeyi iyi bilenlerin işiydi.
U dönebilmek için, geldiğin şeritten geliş tarafına geçip, ilerlemek gerekir ki U DÖNÜŞÜ olabilsin.
Dönüşüm yaşama bir yol tarifi çizme fiili gibiydi,
Şu lambadan U döndün mü tamamdı
Oysa nereye dönersen dön, kendine döndükten sonra U dönmüş olurdu.
Bu ‘n’ bilinmeyenli problemi,
Tersine çevirdiğinde U dönüşü diye çözebilir,
Gerçekten sözünden, tavrından, ilkelerinden ve gizli saklı niyetinden çark ettiği halde U dönenleri de gör(e)meyenler gibi görebilirsin.
Önder Karaçay
#önderkaraçay#mobbingbank#önder karaçay#mobbing bank#insan#atatürk#devrim#mahşer tufanı#zulüm#türk fırtınası#u dönüşü#kendine dönmek
3 notes
·
View notes
Text
🇾🇪Yemen, Siyonist rejime yönelik son saldırıda kullandıkları "Filistin 2" roketinin teknik özelliklerini açıkladı:
➡️Hipersonik roket
➡️Apartman: 2150 kilometre
➡️Katı yakıtla iki kademeli ("2 kademeli") çalışır
Stealth teknolojisiyle donatılmıştır
➡️Hız 16 Mach'a ulaşıyor
➡️Demir Kubbe dahil dünyanın en yeni ve en güçlü hava savunma sistemlerini geride bırakacak kadar yüksek manevra kabiliyetine sahiptir.
2 notes
·
View notes
Text
hayat bu işte viraj ve manevra
ben de harbiye konserine gidemezsem yazıklar olsun bana
2 notes
·
View notes
Text
Sepetli Vinç Kiralama: Avcılar'da Yüksekten Güvenli Çalışmanın Anahtarı
Avcılar, modern mimariye, hızla gelişen altyapısına ve yükselen inşaat projelerine ev sahipliği yaparak İstanbul'un dinamik bölgelerinden biri olarak öne çıkıyor. Bu hızlı değişimle birlikte, inşaat sektöründe çalışanlar için güvenli ve etkili ekipman kullanımı daha da önem kazanıyor. Bu bağlamda, Avcılar'da sepetli vinç kiralama hizmetleri, yüksekten güvenli çalışmanın anahtarı olmaya aday.
Güvenli Yükseklik Çalışmalarında İdeal Çözüm: Sepetli Vinçler
Yüksek binaların inşası, bakımı, onarımı veya ağaç budama gibi işlerde güvenli bir çalışma ortamı sağlamak, sepetli vinçlerin devreye girmesini gerektirir. Sepetli vinçler, operatörleri yüksek noktalara güvenli bir şekilde ulaştırarak, hassas ve kontrol edilebilir bir çalışma ortamı sağlar.
1. Manevra Kabiliyeti ve Esneklik: Avcılar vinç kiralama hizmetleri, dar alanlarda çalışma ihtiyacı olan projeler için ideal bir çözümdür. Sepetli vinçler, genellikle kompakt tasarımlarıyla bilinir ve bu da onları dar veya karmaşık çalışma alanlarına kolayca adapte edilebilir kılar. Bu esneklik, çeşitli inşaat projelerinde kullanılmalarını sağlar.
2. Güvenlik Standartları ve Operatör Eğitimi: Avcılar'da sepetli vinç kiralama hizmetleri sunan firmalar, güvenlik standartlarına tam uyumlu ekipmanları sağlar. Ayrıca, deneyimli ve sertifikalı operatörlere sahip olmaları, iş güvenliği açısından kritiktir. Operatörler, yükseklikle ilgili çalışmalarda güvenliği sağlamak adına düzenli eğitimlere tabi tutulmalıdır.
3. Hızlı Erişim ve Yüksek Taşıma Kapasitesi: Sepetli vinçler, yüksek yerlere hızlı erişim sağlamakla kalmaz, aynı zamanda büyük ve ağır malzemelerin kaldırılması için yeterli taşıma kapasitesine sahiptir. Bu özellik, inşaat projelerinde verimliliği artırır ve zaman tasarrufu sağlar.
4. Çevre Dostu Seçenekler: Çevre dostu inşaat uygulamaları giderek daha fazla önem kazanıyor. Avcılar'da sepetli vinç kiralama firmaları, enerji verimli ve çevre dostu modeller sunarak çevresel etkiyi minimize etmeye katkıda bulunuyor.
Sonuç: Avcılar'da Sepetli Vinç Kiralama ile Yüksekten Güvenli Çalışma
Avcılar sepetli vinç kiralama hizmetleri, yüksekten güvenli çalışmanın anahtarı olarak öne çıkıyor. Dar alanlarda manevra kabiliyeti, güvenlik standartlarına uyum, hızlı erişim ve çevre dostu seçenekler sunan sepetli vinçler, inşaat projelerinizin sorunsuz ilerlemesi için ideal bir çözümdür. Güvenilir bir sepetli vinç kiralama firması seçerek, projelerinizi yüksekten güvenli bir şekilde yönetebilir ve başarıya ulaşabilirsiniz.
4 notes
·
View notes
Text
Adaletsiz, Eşitliksiz, Ahparigsiz!

Doğrunun esamesinin okunmadığı bir zeminde her şey eğri, yanlış ve karanlığın kılınıyor bir kere daha. Bir asrı aşkın demokrasi deneyiminden feyiz alındığı, rehber edildiği ifade olunan bir sahadan mutlak ve kesin bir doğrunun imali söz konusu edilmiyor. Tümden ve doğrudan yıkıma işlevsellik kazandırılıyor. Tek adam rejiminin güncelliği içerisinde tüm o doğru yerle bir edilirken yerine ikame olunan her şeyle bir yalan tiradı güncelleniyor. O yıkım daimi bir biçimde hep sıradana reva görülüyor. Hayatın ehemmiyeti, biricikliği bir biçimde talan edilirken, cerahat ve cürümle el yükseltilen bir iktidar şablonu eliyle açıkta doğrunun yıkımı gerçek kılınır. Bugünün yeni yepyeni ülkesi denilen sahnesinin yönetim katıyla iktidar ve tüm bileşenleriyle birlikte kurumsallaştırdığı yerin yönelimi ve sonuçları böyle bariz bir eksiltme halidir. Biyopolitik bir cerahat sarmalı, bütünüyle yaşamı kuşatan bir denklemler toplamında mutlak, kesintisiz bir cerahat imal olunur. Her yanlış her türlü riya, her güne sığdırılan tahakküm / tehdit ve ötesiyle bu cerahat hali ülke diye sunulur. Gündelik yaşam zora koşulurken cerahat, cürüm, cinnet üçlemesine rehin olagelen bir yer var ediliyor, ne eksik, ne fazla.
Düpedüz yalın bir riya ikliminin aralıksız muktedir eliyle çoğaltıldığı zeminde olmasına devam olunan hamlelerle hayat ehveninden alıkonuluyor. Artık itiraz edebilecek bir cüret, bunu ortaklaştırabilecek bir irade, öteki değil bizatihi bu ülkenin ortak yaşam pratiklerine dair bir şeyler söylemek imkansız kılınıyor. Tahakkümü, denetim ve gözetimi var eden ol siyasi manevra kümesinin, onadığı, izin verdiği kesimlerin patırtısı içerisinde doğruluğun izleri yerle bir olunur. Yoksunlaştırma, eksiltme ve tekdüze ezber olunmuş bir ahkam hali eylem bütünlüğünde demokrasinin izleri de tahrif edilir. Bugünün ülkesinin bunca alenen bir sorunlar toplamından mülhem yere dönüşümü ol izahatı, şu anlama gayretin ve bütün o sorgulayabilme çabasının önünün alınmasıyla birlikte söz konusu edilir. Hakikatimiz en kestirmeden yalın bir buhrandır. Birbiriyle bütünleşik, varsılların iktidar kümesindeki erk ile birlikte yazıp, çizip, oynadıkları bir tahayyüller birlikteliğinde o mutlak yazgıymış gibi var edilen yalanlarla hayat dönüştürülür. Milenyumun bir çeyrek asrı devrilirken olmakta olan bütünüyle devamlılığa kavuşturulan bir kere daha devletlinin izninden azade tek bir günün var edilemeyeceğidir. Bütünüyle dibine kadar bodoslama dibine doğru seyreden bir yerde bundan daha açık bir yıkım istikameti söz konusu edilebilir mi? Bu hallerle yol nereye çıkar ki!
Artı Gerçek’ten aktaralım: “Maraş merkezli 6 Şubat depremlerinin üzerinden 11 ay geçmesine rağmen depremzedelerin mağduriyetleri sürüyor. Depremlerin vurduğu 11 kentten biri olan Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Birlik Mahallesi ile Şüktmeyik mezrası da yaşanan felaketten etkilendi.
Herhangi bir can kaybı yaşanmayan her iki yerleşim yerinde evler ağır hasar gördü. Birlik Mahallesi’nde bulunan 19 hanenin 15’i, Şüktmeyik mezrasındaki 15 hanenin ise 13’ü hakkında yıkım kararı verildi.
Uzun süre çadırlarda kalan depremzedeler sonrasında konteynerlere yerleştirildi. Ancak konteynerde yaşamanın özellikle çocuklar, yaşlılar ve engelliler için getirdiği zorluklar var.
Depremzedeler konteynerlerin yetersiz olmasından kaynaklı kendi imkânlarıyla barınak, lavabo ve duş yerleri inşa ettiklerini kaydetti. Yaşamlarını koşullarını kolaylaştırmaya çalışsalar da bir an önce kendileri için ev yapılması talebinde bulunan depremzedeler, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) yapılacak evler için kendilerinden 1,5 ile 4 milyon TL arasında ödeme yapılmasını istediğini söyledi. Depremzedeler, bu parayı verecek imkanlarının olmadığını da ekledi.
'Aylar Geçti, Evler Yok'
Birlik Mahallesi’ndeki evi ağır hasar gören depremzede Hayriye Benice, yetkililerin ‘bugün, yarın, bu ay yapacağız’ dedikleri evler için bugüne kadar adım atılmadığını belirtti. Benice, “Küçücük bir konteyner vermişler, o da su kaçırıyor, soğuk alıyor. Konteynerlerin içinde soğuktan ölüyoruz. Hastalığım var, dizimden ve kalbimden ameliyat oldum. Zaten bu hastalıklarımın hepsi bu soğuktan kaynaklı oluştu. Ne tuvaleti ne mutfağı ne de banyosu, hiçbir şeyi yok. İnsan gıdalarıyla beraber orada nasıl yaşasın?” diye sordu.
'Ev İçin 1.6 Milyon TL İstendi'
AFAD’ın ev için kendilerinden 1 milyon 600 bin TL istediğini söyleyen Hayri Benice, tepkisini “O parayı verebiliyor olsaydık, bir senedir kendi evimizi kendimiz yapardık” diyerek gösterdi. Yaşlı ve hasta olduğunu, bu nedenle daha fazla konteynerde idare edemediklerini dile getiren Benice, evlerinin bir an önce yapılarak, kendilerine verilmesini istedi.
9 Kişi Konteynerde Yaşıyor
9 kişi bir konteynerde kaldıklarını belirten Cemile Yakacı da konteyner yaşamının zorluklarını şöyle dile getirdi: “Bebeğim ve yaşlılarım var. Yaşlı teyze yatalak, kalkamıyor. İhtiyaçlarını 2-3 kişi kaldırıp indirerek karşılıyoruz. Banyo yaptırıyoruz, tuvaletini yaptırıyoruz çok zorluk yaşıyoruz. Bu bir senedir perişan olduk. Şimdiye kadar çadırda kalıyorduk. Bayramdan sonra konteyner geldi. Tuvaleti, banyosu yok.”
Yakacı, Mart ayına kadar temelleri atılacağı söylenen evlerinin bir an önce yapılmasını istedi.
‘Biz Evimizi, Hayatımızı İstiyoruz’
Ailesiyle konteynerde kalan depremzede Remziye Yakacı ise, geçen 11 aylık zamanda yaşadıklarını “Deprem sonrası hayatımız rezillik içinde geçti. Her türlü sorunu yaşadık Kimse sorunlarımızı dinlemek için gelmiyor. Biz evimizi, hayatımızı istiyoruz” diyerek söze döktü.
5 Bin TL Elektrik Faturası
Konteyneri ısıtmak için elektrikli ısıtıcı kullanmak zorunda kaldıklarını fakat bu kez de 5 bin TL fatura geldiğini söyleyen Benice, TEDAŞ’a gidip ödeyemeyeceklerini söylediklerinde faturanın 2 bin 300’e düşürüldüğünü, onu da borç yaparak ödeyebildiklerini kaydetti. Ev için kendilerinden 4 milyon TL talep edildiğini paylaşan Behice, “İmkanımız yok, bunları düşünmeleri gerekirken milleti daha çok mağdur ediyorlar” diyerek, yapılacak evler için para alınmaması istedi.
AFAD'a Ulaşılamadı
Depremzedelerin dile getirdiği para talebini sormak için aranan AFAD yetkililerine ise ulaşılamadı.”
Doğrunun esamesinin her nasıl okunmadığına başlı başına bu örnek kafi gelecektir. Bir biçimde on bir aydır kendi hallerine terk edilmiş insanların deprem felaketi sonrasında bir kere daha bu defa da devlet eliyle izole edilmelerinin utancı ne yana düşmektedir. Sorgu, sual edeni kalmadığı için artık bir yıkımdan kurtulan insanlara reva görülenler insanlığa sığıyor mudur, sığar mı? Duraksamadan güncellenen her hamleyle bir kere daha yaşama eyleminin önüne setler çekilmeye devam ederken, onca badireden sonra halen ellerindeki o umudu törpüleyebilmek, yok etmek adına olmadık işlerin altına imza atmak neyin nesi, neresi doğrudur? Bitimsiz bir girdabın ortasına terk edilip, kendileri hayatta kalabildikleri için suçluymuş gibi davranılan, bir temel insanlık hakkı olagelen barınma hakkını parasını verirseniz neden olmasına indirgeyen bir yapının hangi eylemi o müşterekleri sağlayacak, sahiden insanların geleceğini düşünmesine müsaade edecektir.
Doğrunun esamesinin okunmadığı bir zeminde her şey eğri, yanlış ve karanlığın kılınıyor bir kere daha. 2007 yılının 19 Ocak tarihinde bünyemizde açılmış olan koca bir yaranın ta kendisini de bu bağlamda görmek mümkündür. “Agos Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, 19 Ocak 2007'de gazete binası önünde o dönem 17 yaşında olan Ogün Samast tarafından düzenlenen suikast sonucu yaşamını yitirir.” Koca bir boşluk. Bir biçimde hayatlarımızı topyekun etkileyen, bir daha düzeltilemeyecek bir yaranın özneleri arasında yerini alan bir cinayetin ardından çıkagelen her şey bu eğrelti, şu yanlış ve daimi bir biçimde karanlık olageleni de bildirir. Bir düzlemdeki Ermeni kimliğinin hakikatinden bahisler açabilmenin yollarını onca engellemeye rağmen açabilen bir temsilciydi Hrant Dink. 1915’te yaşatılan Medz Yeghern’in hemen ardından sessizliğe gömülmüş, ancak 1965 yılından, birkaç jenerasyonun devinimi sonrasında kendi belleğinde yer edileni arar, sorar, sorgular hale gelmiş bir kimliğin elinde kalanları birleştirerek bir hikayenin tam ve eksiksiz anılmasını / anlaşılmasına çaba sarf eden bir temsildi Hrant Dink. 19 Ocak 2007 günü onu, tüm doğrularından, belleğimizin dibinde kalakalmış olagelen korkuların hiç de uzakta ötede olmadığını bilerek, göstermek isteyen bir çete / yapı / küme bir tetikçi eliyle, onu yönlendirenler sayesinde katletti. 1915 sonrasında var edilmeye çalışılan bir avuçtan az kalan Ermeni’nin meramını bildirebilme çabasının elbet bir karşılığı olacaktı. O melun günün ardından kalakalan yegane şey susun çağrısının artık aleni kılınmasıydı. Eğrelti, yalan, yanlış ve kötücül bir aksin eline rehin kılınmış olagelen yerde, baş efendinin tabiri ile kendisini de aşan bir cinayet sistematiği ile bir can katledilir. O günden bu yana adaletin her nerede olduğu muallaktır.
Hrant Dink’in katledilmesine giden sürecin başlangıcını oluşturan Sabiha Gökçen’in yetim bir Ermeni kızı olmasının hikayesinden sonra devamlılığı sağlama alınan sürek avı o eğrelti yolun nasıl da biçimlendirildiğini örnekler. 2019’dan bir haberi aktaralım: “2002-2008 yılları arasında İstanbul Valiliği’nde azınlıklarla ilgili iş ve işlemlerden sorumlu olan Ergun Güngör, 24 Şubat 2004'te Hrant Dink'le valilikte görüştüklerini, bunu MİT'in istediğini beyan etti.
Güngör, Dink'in Agos Gazetesi'nde Sabiha Gökçen'in Ermeni olduğunu iddia ettiği yazının o dönemde infiale yol açtığını söyledi. İstihbarattan gelen kişilerin Dink'le bir görüşme ayarlanmasını istediklerini aktaran Güngör, "Böyle bir görüşmenin vali izni olmadan yapamayacağımı söyledim. Dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler’in olur vermesiyle bu görüşme gerçekleşti. İstihbarat görevlileri yanımdayken Dink’i aradım. Kendisiyle toplumda oluşan bu hassasiyeti konuşmak istediğimizi ve habere konu olan belgeleri görmek istediğimizi söyledim. Kendisi davetimiz üzerine geldi" ifadeleri kullandı.
Güngör, MİT mensuplarına "Sizi Dink'e ne olarak tanıtayım?" diye sorduğu, MİT çalışanlarının "Yakınlarım dersiniz" dediklerini iddia etti. Dink'in verdiği evrakları MİT mensuplarının aldığını söyleyen Güngör, “Bu görüşmenin ardından vatandaşlar tarafından suç duyuruları, protestolar oldu. Emniyet bununla ilgili önlemler aldı. Dink’in hayatının tehdit altında olduğuna dair bize aktarılan herhangi bir bilgi yok. Resmi nezaket kuralları içerisinde yapılmış bir görüşmedir” dedi.
Güngör'e mahkemede MİT mensuplarının konuyla ilgili ifadeleri hatırlatıldı. MİT çalışanları söz konusu görüşmeyle ilgili "Valilik'e gittiğimizde tesadüfen Dink de oradaydı" yanıtını vermişti. Güngör bunu reddederek “Hayır bu mümkün değil. MİT’in talebi üzerine bu görüşme yapıldı” sözlerini kullandı.”
Doğrunun varlığının hiç edildiği bir zeminde sadece Ergun Güngör’ün açık ettikleri dahi her nasıl bir karanlık kozanın imal olunduğunu örnekler. İçine çekilen ötekisi için alenen kurulmuş olagelen yok etme şablonunun istikametini bildirir, zamanında. On yedi koca yıl sonra varılan menzilde, adaletin küflü bir tahayyüle indirgenişi söz konusu olur. Ol samast denen meczubun arkasının toplandığı, çetenin diğer üyelerinin de kahraman edasıyla karşılandığı bir zeminde her yanlış, her kötülük bir kere daha devletli eliyle ya da yönlendirmesiyle taltif olunur. Ki kamu personelinin Cerrah’tan, Güler’e, Öz’den, Uzun, Akyürek, Güngör ve nicesinin davada yargılanmaları bir yana, o cinayetteki payları göz ardı olunur, olundu. Bu kadar zaman sonrasında elde kalakalan sadece bir avuç hayalden ötesi kılınmaz. Düzenin var ettiği öteki nefretinin bugünün çok daha açık bir biçimde hedef kılmaları beraberinde taşıdığı bir zeminde Devletin tüm kliklerinin bir düzlemde pay ve eylemde fail olduğu cinayetlerden birisi olarak kalmaya devam edendir Hrant Dink cinayeti. Onca zaman sonrasında ortaya çıkan garabetlik adalet seremonisinin hiçbir biçimde / anlamda hakikate yer bıraktırmayan bir eğrelti, eksik, gedik haller toplamında o adalet çalınmıştır. Hrant Dink Vakfı’nın sitesinden davanın geniş bir özetine, alınan karar ve ardından çıkagelen karanlığın nasıl biçimlendirilmeye devam olunduğunun yansısına göz atılabilir. Bir memleketin alnına çalınmış koca bir leke haline dönüşen, Ermeni’nin yarasının da ötesini simgeleştiren, onca zaman sonrasında halen yerinde sayan ülkenin korkunç hayal kırıklığından bir kesit yaşamdaki yerini muhafaza etmeye devam ediyor. Öyle ya da böyle doğrunun esamesinin geçmediği / bilinmediği bir zeminde takvimler bir kere daha acıya çıkıyor. Adaletsiz, hürriyetsiz, eşitliksiz, Ahparigsiz... Eksik. Umursuyor musunuz?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: Berge ARABIAN – Agos Gazetesi
#söz hakkı#meram#mesele#hrant dink#adalet 101#sınırsız#gerçeklik#biyopolitika#ermeni#medz yeghern#acı#yoksunluk#adaletsiz#hukuksuz#geleceksiz#izler#ahparig#amed#deprem#fecaat#sarmal#fasit döngü#hayat nereye#mesel#insanlık101#gören#anlam#arzihal#yara#türkiye gerçeği
6 notes
·
View notes
Text
Türkiye'nin Batı'daki Stratejik Hamlesi: Bağış Değil, Hesaplı Jeopolitik Manevra
TCG Volkan’ın Maldivler’e Hibe Süreci ve Jeopolitik Etkileri Son günlerde Türkiye’nin Maldivler ile olan savunma iş birliği, Batı basınında geniş yankı buldu. Türkiye’nin, Doğan sınıfı TCG Volkan hücumbotunu Maldivler’e hibe etme kararı, stratejik bir hamle olarak değerlendiriliyor. Bu makalede, TCG Volkan’ın hibe süreci, Maldivler üzerindeki etkileri ve bu durumun uluslararası ilişkilerdeki…
0 notes