#memduh tağmaç
Explore tagged Tumblr posts
Text
GENELKURMAY BAŞKANI ORGENERAL MEMDUH TAĞMAÇ , KARA KUVVETLERİ KOMUTANI ORGENERAL ÖMER FARUK GÜRLER, DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANI AMİRAL CELAL YİĞİCİOĞLU VE HAVA KUVVETLERİ KOMUTANI ORGENERAL MUHSİN BATUR, CUMHURBAŞKANI CEVDET SUNAY CUMHURİYET SENATOSU MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIKLARINA BİR MUHTIRA VERDİLER.
1- PARLAMENTO VE HÜKÜMET SÜRE GELEN TUTUM GÖRÜŞ VE İCRAATIYLA YURDUMUZU ANARŞİ, KARDEŞ KAVGASI , SOSYAL VE EKONOMİK HUZURSUZLUKLAR İÇERİSİNE SOKMUŞ ATATÜRK'ÜN BİZE HEDEF VERDİĞİ ÇAĞDAŞ UYGARLIK SEVİYESİNDE ULAŞMA ÜMİDİNİ KAMUOYUNA YİTİRMİŞ VE ANAYASANIN ÖN GÖRDÜĞÜ REFORMLARI TAHAKKUK ETTİREMEMİŞ OLUP TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN GELECEĞİ AĞIR BİR TEHLİKE İÇİNE DÜŞÜRÜLMÜŞTÜR.
2- TÜRK MİLLETİNİN VE SİNESİNDEN ÇIKAN SİLAHLI KUVVETLERİNİN VAHİM ORTAM HAKKINDA DUYDUĞU ÜZÜNTÜ VE ÜMİTSİZLİĞİ GİDERECEK ÇARELERİN PARTİLER ÜSTÜ ANLAYIŞLA MECLİSLERİMİZCE DEĞERLENDİRİLEREK MEVCUT ANARŞİ DURUMU GİDERECEK VE ANAYASANIN ÖN GÖRDÜĞÜ REFORMLARI ATATÜRKÇÜ GÖRÜŞLE ELE ALACAK VE İNKİLAP KANUNLARINI UYGULAYACAK KUVVETLİ VE İNANDIRICI HÜKÜMETİN DEMOKRATİK KURALLARI İÇİNDE TEŞKİLİ ZARURÎ GÖRÜLMEKTEDİR.
3- BU HUSUS SÜRATLE TAHAKKUK ETTİRİLMEDİĞİ TAKDİRDE TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ KANUNLARIN KENDİSİNE VERMİŞ OLDUĞU TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KORUMAK VE KOLLAMAK GÖREVİNİ YERİNE GETİREREK İDAREYİ DOĞRUDAN DOĞRUYA ÜZERİNE ALMAYA KARARLIDIR.
(GENELKURMAY BAŞKANI ORGENERAL MEMDUH TAĞMAÇ, KARA KUVVETLERİ KOMUTANI ORGENERAL ÖMER FARUK GÜRLER , DENİZ KUVVETLERİ OR. AMİRAL CELAL YİĞİCİOĞLU VE HAVA KUVVETLERİ KOMUTANI ORGENERAL MUHSİN BATUR)
1 note
·
View note
Text
KAPİTALİST SINIFA ENTEGRE EDİLEN SUBAYLARIN DARBESİ
Türkiye'de askeri komuta kademesinin tüm sol örgütlenmeleri ve Kürt direnişini ezmek üzere hükümete muhtıra vererek gerçekleşti: 12 Mart...
OYAK aracılığıyla kapitalist sınıfa entegre olan subaylar 1971 darbesinin ilk provasını bir yıl önce, İstanbul ve Kocaeli bölgesindeki efsanevi 15-16 Haziran 1970 işçi direnişinde silah kullanarak, ardından sendika liderlerini, direnişçi işçileri ve onlara destek olan devrimcileri tutuklayıp askeri mahkemelere sevkederek yapmışlardı.
Darbenin 50. yıldönümünde Demokratik Direniş Hareketi'nin başta Avrupa Konseyi parlamenterleri olmak üzere tüm insan hakları örgütlerine ve medyaya ilettiği File On Turkey (Türkiye Dosyası) adlı 336 sayfalık İngilizce kitaptan bazı görüntüleri okurlarımızla paylaşacağız.
Bugünkü paylaşımın ilk sayfasında yer alanlar:
1. Türkiye Dosyası'nın kapağı,
2. 1971 Cuntası'nı oluşturan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Gürler, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhsin Batur ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Celal Eyiceoğlu ile İstanbul, Ankara, Adana, Eskişehir, Diyarbakır ve İzmir sıkıyönetim komutanlarının resimleri,
3. 12 Mart darbesini gerçekleştiren komutanların çoktandır Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) aracılığıyla kapitalist sınıfa entegre edildiklerini ve OYAK'ın Fransız otomobil sanayii Renault ile ortaklığını gösterir kupürler,
4. 12 Mart Cuntası'nın Meclis'i de suça ortak ederek sıkıyönetim ilan etmesinden sonra 10 binden fazla vatandaşın askeri zindanlara atılmış olmasını gösterir fotoğraflar //Dogan Özgüden
Türkiye Dosyası'nın tam metnine aşağıdaki link'in üzerinde tıklayarak ulaşabilirsiniz:
https://www.info-turk.be/File%20on%20Turkey.pdf
70 notes
·
View notes
Photo
⚓ 3 rejim altında geçen 100 yıla yakın bir hayattan bahsediyoruz. Aslında Ruzi Nazar'ın hikâyesi, 20'nci yüzyıl savaşlar tarihinin özeti gibi. Sovyet topraklarında bir Özbek olarak, 1917 Ekim devrimi sırasında dünyaya gelir. İç savaşı, yoksulluğu, açlığı görür. Yakınları Stalin şiddetine kurban gider. Bağımsız ve özgür Türkistan hayali böyle başlar. II. Dünya Savaşı'nı önce Kızıl Ordu subayı olarak, ardından Alman ordusu saflarında tamamlar. Türkistan Lejyonları'nda vatandaşlarına eğitim verir. Savaş biter, Almanya'da yakalanıp Sovyetler'e teslim edilme korkusuyla geçen günlerde Alman Linda ile evlenir. İki çocuğu olur. Kızı, büyük sükse yapan Akıl Oyunları filminin romanını yazan Sylvia (Zülfiye) Nazar'dan başkası değildir. Franklin Roosevelt'in oğlu ondaki yeteneği keşfeder ve kendini önce Amerika'da, ardından CIA'de bulur... Soğuk Savaş'ın en sıcak yıllarında çok önemli görevlerde bulunur. İran'da sizin Argo filmiyle bildiğiniz rehine kurtarma operasyonunun asıl kahramanıdır. Sovyetler'i "milliyetler meselesi"nin çökertece��ini düşünerek hayatı boyunca bunu sağlamaya gayret eder. 1960'larda Türk yetkilileri, Alparslan Türkeş'i bile, bu sefer kaygıyla Kürt meselesi için uyarır. Ama Türkiye için asıl önemi, 1959'dan itibaren 12 yıl yaşadığı Ankara'da "CIA casusu" olarak görev yapmasıdır. Bazıları darbelerde onun parmağı olduğuna inanır. Artık buna kendiniz karar vereceksiniz. Zira bir dönem MİT'te görev yapan Enver Altaylı, şu an 96 yaşında olan ve Türkiye'de yaşayan Ruzi Nazar'la onlarca görüşme yaparak, onu anlatan film gibi bir kitap yazdı: "Ruzi Nazar: CIA'nın Türk Casusu" (Doğan Yayıncılık). Yayınlanması için CIA'dan izin alınan kitap, 30 sayfalık bibliyografyası ve 400 dipnotuyla aslında tarihi belge niteliğinde. Yakında İngilizce, Almanca, Rusça yayınlanacak ve kesinlikle ileride müthiş bir film olacak. Okuma zevkini size bırakalım ve Altaylı'yla söyleşimize geçelim. 12 EYLÜL ABD PLANI MI? Ruzi Nazar'ın CIA casusu olarak Türkiye'ye gönderildiği yıldan, yani Aralık 1959'dan başlayalım... Ona hep CIA'nın Türkiye İstasyon Şefi diyorlar ama değildi. Ruzi Amerikalılar'a "Beni Türkiye'ye gönderiyorsunuz, memnuniyetle gidiyorum ama benden Türkiye'ye ilişkin istihbarat beklemeyin" diyor. O zamanlar Suriye, Mısır, Irak'ta Sovyetler etkin. "SSCB'ye karşı Türkiye ile yapılan müşterek operasyonlarda çalışırım. O konularda onlardan bilgi alıp veririm. Yoksa beni başka yere tayin edin" diyor. 11 yıllık görevinde ABD'ye Türkiye hakkında tek istihbarat vermemesi mümkün mü? Ruzi meselelere yalnızca Amerika'nın çıkarları açısından bakmadı. Türkiye'ye zararı olur mu bu bilginin? Bunu da düşündü. Bildiği bazı şeyleri, dostlarına zarar vereceğini düşünüyorsa haber verirdi. ABD'nin 12 Eylül müdahalesinden haberdar olmaması mümkün değil. Ruzi o dönemde Almanya'daydı. Bir gün beni aradı ve "Türkiye'de iç savaş ortamı var. Askeri müdahale olacak" dedi... 12 Eylül'den ne kadar önce söyledi? Bir yıl. Bunu ben de söylerdim size... Ama şöyle devam etti: "Darbeden sonra 1. Ordu Komutanı Necdet Üruğ'un başkanlığında bir milli mutabakat hükümeti kurulacak. Proje bu." Öyleyse ABD projeden haberdardı. Başka ne söyledi? "Türkeş'e söyle, bunun altında kalacak. Tedbirini alsın" dedi. "Peki Amerikalılar ne düşünüyor" dedim. "Türkiye'de solun gelmesi halinde iç savaş çıkar. Amerika Türkiye'nin istikrarsızlaşmasını arzu etmez" dedi. Siz ne yaptınız peki? Yönettiğim ve başyazarı olduğum Hergün gazetesinde 20 gün boyunca "Sağ Terör" adlı bir yazı dizisi yayınlattım. Alparslan Türkeş'le konuştum, "Gerekiyorsa Ülkü Ocakları'nı kapatalım" dedim. Olmadı. Sonra birçok kişi tutuklandı, işkence gördü, idam edildi. Ben vatandaşlıktan atıldım. Ruzi Nazar Türkiye'ye geldikten 4-5 ay sonra 27 Mayıs darbesi oldu. Onun için de "Arkasında ABD vardı" denir. Ruzi bunu reddediyor. İsmet İnönü'nün TSK'ya darbe çağrısında bulunmasını vurguluyor. Doğru. İnönü'nün "Darbeler ve ihtilaller ülke için zaruri ve meşru hale gelir. Sizi ben bile kurtaramam" sözleri var. Fakat Ruzi, Demokrat Parti'nin (DP) yaptığı hataları da vurguluyor. Kayseri olayları, İnönü'nün konvoyuna saldırı, basına sansür... "DP'nin yaptığı korkunç hatalar var. Diğer tarafın korkunç tahrikleri var. Bunlar olmasaydı 27 Mayıs olmazdı" diyor. "ABD böyle bir şey yapmaz çünkü DP ile bir meselesi yok. Meselesi CHP içindeki solcu gruplar" diyor... Evet. O dönemde Başbakan Adnan Menderes'in bir Moskova seyahati planı var. ABD'nin bundan rahatsız olduğu, darbeye bunun yol açtığı söylenir. Aksine, bunlar ABD ile görüşülerek atılan adımlar. Büyükelçilerin raporlarında bunlar var. Hepsi var orada. Hatta U2 casus uçağı meselesi çıkınca ABD büyükelçisi, "Bundan daha iyi müttefik bulmamız mümkün değil. Adam problem çıkarmadı" diyor. Amerikalılar darbe yapsaydı temasta oldukları generallere birtakım şeyleri empoze ederlerdi. Dikkat ederseniz darbeciler mütecaviz bir grup değil. Bir Alparslan Türkeş grubu var, bir Cemal Madanoğlu grubu. Ruzi'nin kesin kanaati, 27 Mayıs'la Amerikalılar'ın uzaktan yakından ilgisi olmadığı. Ama 12 Eylül için Amerikalıların ne derece telkini oldu, o konuda şüphesi var. Alparslan Türkeş ABD'de eğitim görüp darbeye karıştığı için, "Amerika tarafından kullanıldığı" söylenir. Ama kitapta bambaşka bir Türkeş portresi çıkıyor... Ruzi bunları Türkeş'i korumak için anlatmadı. 27 Mayıs'ta Türkeş kendini başbakan konumunda buluyor. Bir bakıyor, İçişleri Bakanlığı dahil bazı bakanlıklarda Amerikalılar devletin her şeyini kontrol ediyor. Hemen bunlara el atıyor. O dönemde MİT Müsteşarı Fuat Doğu. Türkeş de Fuat Doğu da Amerika'da eğitim görmüş. 1952'de Türkiye NATO'ya girince en kaliteli subaylarını seçip Amerika'ya göndermiş. Yani orada eğitim görmek Amerikancı olmayı gerektirmiyor. Neyse, bir bakıyorlar ki Ankara'da, Türk istihbaratı ile CIA aynı binada. "Olmaz, hadi bakalım ayrılın" diyorlar. Darbeden sonra Türkeş'le birlikte 13 subayın öldürülmesini Ruzi Nazar mı engelliyor? Zaten Türkeş tutuklandığında, kızı Ruzi Nazar'ın evinde... Ruzi'nin o dönemde Amerikalılar nezdinde ciddi çabaları oluyor. Bunu Ruzi anlattı; Cemal Gürsel'le görüşmelerinden bahsetti. Çünkü seviyor Türkeş'i, saygı duyuyor. Ama ne derece etkili oldu bilmiyorum. Hatta Türkeş'in, askerin baktığı bir atı varmış, 13 Kasım günü hemen atı atıyorlar dışarıya. Hindistan'dan dönünceye kadar ata Ruzi bakıyor. MADANOĞLU KENDİNİ Mİ İHBAR ETTİ? Gelelim 9 Mart "sol darbe" girişimi ve 12 Mart darbesine... 9 Mart'çı Cemal Madanoğlu Mart 1971'in başında Ruzi Nazar'ın Bahçelievler'deki evine geliyor... Ruzi şöyle anlatıyor: "Buyurun paşam, dedim, viski verdim. 'Biz askeri müdahale yapacağız. Senin Amerikalı generallere söyle, bize yardımcı olsunlar' dedi. Ben de bunun üzerine ‘Paşam yanlış kapı çaldın' dedim. Çünkü bildiğim, ama onların bizim bildiğimizi bilmediği bir şey vardı. Sovyetler Birliği Türkiye'de sosyalist subaylara bir müdahale yaptırarak Türkiye'nin Doğu Avrupa halk cumhuriyetleri tipi bir cumhuriyet olmasını istiyordu. Sovyet yanlısı subayların Türkiye'de iktidar olması dünyadaki bütün dengeyi alt üst ederdi." Sonra Madanoğlu'nun neden geldiği sorusu kafasına takılıyor. "Amerikalılar'ın darbe teşebbüsümüzden zaten haberi vardır, ama Moskova bağlantımızdan haberleri olmayabilir. Onun için 'Bu tarafı da sağlama alalım' demiş olabilirler" diye düşünüyor. Bunu Amerika'ya bildiriyor mu? "Hemen ertesi gün Amerikan büyükelçisini haberdar ettim" diyor. İşin enteresan tarafı, Madanoğlu mahkemede "Ruzi Nazar arayıp 'Siz darbe yapın, biz arkanızdayız' dedi" diyor. Fuat Doğu'yu da haberdar ediyor. "Arkasında Sovyetler Birliği'nin olduğunu biliyorum. Haberdar etmeseydim çok zor durumda kalırdım. Onun için tedbirimi aldım" diyor. Yani 9 Mart darbe girişimini kendi kendine ihbar eden Cemal Madanoğlu muydu? Hep bu cuntayı Mahir Kaynak'ın ortaya çıkardığı söylenir. Hayır. Mahir Kaynak, MİT'in sol cuntanın içine yerleştirdiği, Fuat Doğu'nun sevdiği bir insandı. O dönemde MİT'in hem sağdan hem soldan hocalar içinde adamları vardı. Fuat Paşa her şeyi öğreniyor ama sadece Mahir Kaynak'tan değil. Kaynak'ın deşifre edilmesinin sebebi, adamı darbe yapacaksın diye tutukladın ama delil, belge nerede? Fuat Paşa orada Kaynak'ı feda etti, "Belgem budur" dedi. Peki Başbakan Süleyman Demirel'e haber veriliyor mu? Fuat Paşa "Süleyman Bey'e haber veriyorum darbe olacak diye, tedbir aldığı yok" diyor. Onun için gidip Cevdet Sunay ve Memduh Tağmaç Paşa'yla konuşuyor. İşte bu, o üç paşanın operasyonu. ABD Soğuk Savaş'ta Türk istihbaratını kullandı mı? İşbirliği tabii ki var. Resmen periyodik toplantılar yapılırdı. ARGO'NUN SENARYOSU BU KİTAPTAN MI? 'Mendez'in rolü gerçek dışı, operasyon Ruzi sayesinde yapıldı' Kitabınıza bakarsak, Oscar'ın favorisi Argo filminin hikâyesinin asıl kahramanı Ruzi Nazar. Rehine kurtarma operasyonunda rolü neydi? 1979'da İran'da ABD Büyükelçiliği mensuplarının rehin alınmaları üzerine bir kriz masası oluşturuldu. Ruzi CIA'yı temsilen bu kriz masasına üye atandı. Elçilikteki 6 ABD'li diplomatın Kanada Büyükelçiliği'ne sığındıklarını öğrenmişti. O günlerde Tahran'a giden tek CIA ajanı Ruzi. İran'da kaldığı 11 gün içinde bütün çalışmaları yaptı ve bilgileri topladı. Topladığı bilgilerle ABD'ye döndü. CIA Başkanı'nın uçağı ile Washington'dan Teksas'a uçtu. Orada ABD Dışişleri Bakanlığı ve Pentagon (savunma bakanlığı) temsilcilerinin de katıldığı toplantıya iştirak etti. Bu toplantıların hiçbirinde Mendez yoktu. Mendez bir istihbarat elemanı değil. Diplomatların Argo ismi verilen operasyonla kurtarılmasına o toplantıda karar verildi. Operasyon Ruzi'nin derlediği istihbari bilgiler ışığında yapıldı ve başarıyla sonuçlandı. Yani Argo gerçeği yansıtmıyor mu? Filmde Mendez'e gerçekle ilgisi olmayan bir rol verilmiş. Sanki Mendez başarılı bir CIA ajanı gibi. Gerçek tamamen farklı. Mendez yalnızca mükemmel bir makyaj ustası. 6 ABD'li diplomatı makyajla öyle değiştirmiş ki, sahte pasaportlardaki resimlerle bu insanlar aynı olmuş. İşin asıl heyecanlı yanı, Ruzi'nin Argo operasyonu öncesi Tahran'da yaptığı çok riskli ve tehlikeli istihbarat çalışması. Gerçeklerle film arasında büyük farklar var. Eğer filmde bu 11 güne yer verilseydi, Argo çok daha heyecanlı ve gerçekçi olurdu. Film aslında sizin Mendez'le ilgili anlattığınız bölüme çok benziyor. Evet, mesela ben "Mendes viskisini yolcular uçağa bindikten ve uçak İran hava sahasını terk ettikten sonra yudumlar" yazdım. Filmde aynen öyle. Ama şu yok: Mendez'in operasyon için çekileceğini ilan ettiği filmin adı (Argo) ile uçağın adı (Aargau) arasında büyük benzerlik var. Kitabı yazarken filmden haberdar mıydınız? Hayır. Kitaba da Ruzi'nin hayatında bir bölüm olduğu için koydum. Yazalı iki yıl oldu. Tabii bir yerlere göndermem gerekiyordu. Bir yerler dediğiniz, CIA herhalde... ABD'de Security Act var. "Ülkenin güvenliğini tehdit eden bilgileri ifşa etti, sen de vesile oldun" diye tazminat davası açarlar, ABD'ye giremezsin. Doğru olan onay almak. Net sorayım: Bu kitabı CIA okudu ve onay verdi mi? Ruzi 45 yıl CIA'da görev yapmış. Böyle bir insanın biyografisi yayınlandığında CIA'nın karşı çıkmaması lâzım. O tedbiri aldık. Argo'nun senaryosu kitabınızdan alınmış olabilir mi? Bilemem. Ama belgeler ve Ruzi'nin anlattıklarından yola çıkıp yazdıklarıma çok benziyor. NAZIM PİŞMAN MIYDI? "Nâzım çok büyük şair. Fakat Ruzi'nin 1959'da Viyana'da kendisiyle görüştüğünde edindiği intiba, hayatından memnun olmadığı. Ne pahasına olursa olsun, tekrar tutuklansa, cezaevine girse bile Türkiye'ye gelmek düşüncesinde. Hem vatan hasreti var hem Stalinizm'in uygulamalarından memnun değil. Rusya Nâzım gibi büyük bir şairi dahi kullanmak istedi. Ruzi'ye 'Siyasete bulaşmamaya gayret et' diyor ve ekliyor: 'B.k yiyip büyük devletlerin oyuncağı olmamak gerek.' Onu kendine söylüyor." ABD EL KAİDEYİ NASIL DOĞURDU? CIA ajanı Ruzi Nazar Vahabiliğe karşı. Oysa CIA Vahabiliği kullanmadı mı? ABD, Afganistan savaşı sırasında Rusya'ya karşı İslami bir Haçlı seferi organize etmek için Vahabiliği kullandı. Ruzi o zaman CIA merkezine "Bu yarın çok büyük problemlere sebep olacak" diyor. Abdullah Azam, El Kaide'nin ilk lideri, CIA parasıyla bütün İslam ülkelerini dolaşıyor, cihada destek istiyor. CIA nasıl destek oluyor onlara? Pakistan'ın kuzeyinde, Veziristan'da 2500 medrese var. Ortaçağ tipi dini eğitim veriyorlar. CIA subayları da bunlara askeri eğitim veriyor. İlkokullar için Amerika'da basılmış ders kitapları var. Bunlar da diyor ki, "Rus'u esir yaptığında dizinin altını kes." Bir soru şöyle: "2400 metre uzakta bir Rus kâfiri var, kalaşnikofun saniyedeki hızı 800 km, kaç saniye sonra kâfirin beyni parçalanır?" ABD Güvenlik Bakanı Zbigniew Brzezinski, "Laboratuvarda mikrobu biz ürettik ama laboratuvardan kaçtı" diyor. Gulbeddin Hikmetyar'ın ABD büyükelçisine söylediği bir söz var: "Afganistan'ın bir şeriat devleti olması için gerekirse 1 milyon insan öldürürüm." Taliban işte o Hikmetyar düşüncesinin devamı. Türkistan Lejyonları ve İnönü Hükümeti 'Bu fikri Hitler'e Türkiye verdi' II. Dünya Savaşı'nda Türkistan lejyonlarının rolü neydi? Türkistan Lejyonları tarihi, Orta Asya tarihinin çok önemli fakat üzerinde çalışılmamış bir dönemi. II. Dünya Savaşı'nda Naziler Sovyetler'e karşı Barbarossa harekâtını yaptıktan sonra, Doğu cephesindeki Alman asker sayısı 800 bindi. Savaş sırasında bunların 200 bine yakını Türkistanlı, Azerbaycanlı, Tatar ve diğer milli komite askerlerinden oluşuyordu. Türkistan Lejyonları'nda savaşan askerlerin sayısı 100 binden fazlaydı. Ruzi bu harekette çok önemli rol oynadı. Nasıl oluştu bu lejyonlar? Savaşın ilk yıllarında 100 binlerce Sovyet askeri Almanlar'a esir düştü. Bunlar arasında Türkistanlılar da vardı. Bir Alman esir kampındaysanız, artık ölüme mahkumsunuz demektir. Yaşama şansınız yüzde 5-6'dır. Hayatta kalmak için tek alternatif Almanlarla işbirliği yapmaktır. Yoksa 100 binlerce Türkistanlı ölecekti. Kim ön ayak oldu bu oluşuma? Çok enteresan, Türkistan Lejyonları fikrini Almanlar'a veren Türkiye, Berlin Büyükelçisi Hüsrev Gerede... Harp Akademileri Komutanı Korgeneral Ali Fuat Erden Almanya'ya gidiyor, Hitler'in karargâhında Hitler'le defalarca görüşmeler yapıyor. Bunun devletin bilgisi dışında yapılması mümkün olabilir mi? Ali Fuat Erden Berlin'den döndükten sonra Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün ve Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak'ın katılımıyla 6 saatlik toplantı yapılıyor. Türkiye, Almanlar'a "Biz I. Dünya Savaşı'nda bu tecrübeyi yaşadık. Rus Çarlığı sınırlarında yaşayan Türklerden Almanlara esir düşenleri Türkiye'ye getirdik, bir alay kurduk. Irak cephesinde savaştılar ve büyük kahramanlıklar gösterdiler. Siz de bunlardan bir ordu kurabilirsiniz" fikrini veriyor. Türkiye neden yapıyor bunu? Bir, bu insanlar kurtulsun, yoksa ölecekler. İki, Sovyetler dağılsın. Türkiye'nin şunu istiyor: Azerbaycan bağımsız devlet olsun, Orta Asya'da bir Türkistan devleti kurulsun. Almanların savaşı kazanacağına inandığı sürece, Türk devleti lejyonlara sahip çıkıyor. Ama kaybedeceğini anlayınca da teslim ediyor... Evet, çok acı. 1945'te Yalta'da Stalin, Roosewelt ve Churchill arasında yapılan üçlü görüşmede, 1939'dan sonra Almanya'ya geçen ve yakalanan Sovyet vatandaşlarının hemen Ruslara teslim edilmesi üzerinde anlaşıyorlar. Stalin'in bir kararnamesi var. "Bunlar mahkeme edilmeden kurşuna dizilecekler çünkü haindirler" diyor. Bizimkiler o Türk askerleri sınırda elleriyle teslim ediyorlar ve öldürüldüklerini de görüyorlar. O zaman Türkiye'nin derdi, Rusya'nın başına yeni sıkıntılar açmaması. Sovyetler'e gönderilirken, Boğaz'da Arnavutköy açıklarında denize atlayıp kurtulanlar var. Kürşad Oğuz
0 notes
Text
Tarih tekerrürden ibaret...
1968 öncesi ve sonrasını şu an ki kafamla yeniden bir gözden geçirmek istedim...Bugun yasdıklarımızla cok benzesiyor hersey..
Marjinalyussunuz daha dogmadan önce ülkemiz , Cumhuriyet tarihindeki ilk başarılı askeri darbe eylemini görmüş.Basarılı dediysem bunu övdüğümden filan değil, tarihe böyle geçtiği için, yani darbenin gerçekleşmiş olması açısından başarılı atfediliyor.......
12 Mart muhtırası denen 1971 darbesi Türkiye’nin 4. darbesiymiş.2. başarılı olmuş darbesiymiş.En mühimi de emir-komuta zinciri içerisinde başarılı olmuş ilk askeri darbesiymiş.Vay vay vay..Ne başarı sayın seyirciler...
Muhtıra o zamanın Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç ve diğer kuvvet komutanlarının imzası ile Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a gönderilmiş.Hukumet istifaya zorlanmış.
Muhtıra da özetle şöyle diyormuş ,
“siz beceremediniz bu ülkeyi yönetmeyi, sosyal ve ekonomik olarak huzursuz ettiniz, kardes kavgası yarattınız, anayasanın ön gördüğü reformları gerçekleştiremediniz ve TC geleceğini tehlikeye soktunuz.Çekin kardeşim arabanızı....” Bildiğimiz gerekçeler yani, yabancı bişi yok...
Darbeye götüren süreci hatırlayalım ; Uydurdugum bişi varsa idare edin..
60 yılların bası / ortaları sağ ve sol kavramlarının çıktığı yıllarmış memleketimde...5 yıl koalisyon hukumeti ile yönetilmiş (CHP VE AP) halk kendine yeni bir lider yeni bir otorite arayışındaymış...
1965 yılında adaylar ;
AP-Suleyman Demirel sağ, Alparslan Turkes sağ, Chp - İsmet İnönü ve İşçi Partisi (bilmiyorum şimdi kimdi lideri ama Çetin Altan varmış onu hatırlıyorum , şimdi google’a bakamıycam).
Chp secimlerde , secim argumanı olarak “ orta sol” diye bir sey icat etmiş.
Tabi bu ORTA SOL laflaması sağcı halkımıza cok cazip gelmemiş ve sol hakkındaki fikrini pek değiştirmemiş...
Benim fikrim ;ordunun solcu olarak sınıflandırılması zaten dünyanın en sacma taraf olma bicimii ve bu 2 kanat, ayrılmıslık bizi felakete sürüklemiş.E hala daha öyle değil mi?
Neyse seçimleri Suleyman Demirel’in AP kazanmış, muhalefet partisi de CHP ve TİP’..
TİP’cileri mecliste linc etmeleri ile sağcı / solcu / öğrenci hareketleri başlamış .(Nazım Hikmet ülkenin en iyi şairidir demiş diye Cetin Altan-vay anasını ne gecerli sebep linc icin!)
Sonra falanlar filanlar işte..
1968 yılı muhim yıldır...Tüm dünyada öğrencilerin haklarını aramaya başladığı hareket/ devrim yılı olarak kabul edilir...Ondan 68′lere girdim..
En önemlisi Fransa’ymış..Aslında Fransa güzel bir örnek...
Fransa’da öğrenci haraketleri Mayıs 1968′de başlamış.İşçiler de bu hareketlere destek vermişler. Hükümet bu hareketler ve çatışmalarla başa cıkamayacagını anlayınca olayın bizim ülkemizdeki gibi kanlı bir hale dönüşmemesi için seçime gitmeye ikna olmul....Sonra sular durulmus vs vs
Peki gelelim bize.ya biz de neler oldu ?
Bizde işte 12 mart diye bilinen darbe oldu..Asker muhtıra verdi ve hukumeti istifa ettirerek yönetime el koydu...
Zaten oncesinde askeriye içerisinde kurulmus gizli bir askeri cunta da bir darbe planlamış.Ama ordunun tamamı sol görüşe yatkın bir darbeyi desteklemediği için girişim başarısız olmuş, düğmeye basılamamış, sadece bir niyet olarak kalmış, kalmış kalmasına ama artık ok yaydan cıkmıs olmus. Alternatif darbe ile ortalık karışmasın diye, kuvvet komutanları bir araya gelip bu 12 Mart muhtırasını vermişler.
Darbe öncesi en talihsiz olay pek cogumuzun bildigi ODTU Baskın...
5 Mart 1971′de ODTU ogrenci yurduna asker ve polis baskın yapmıs,öğrencilere ateşe açılmıştır.Saldırıda 1 öğrenci, bir asker ve bir ünversite çalışanı vefat etmiştir. Gerekcesi ise Amerikan askerlerini kacıran Deniz Gezmiş ve THKO militanlarının burada saklandıgı ihbarıdır.
Dışın dışın...
Bana göre o tetigi cektirenlerin de yatacak yeri yoktur ya neyse! (Ha unutmadan bir yerde okumustum, ogrenciye ates eden askerlerden biri demiş ki ; ben sıktıgımız kişilerin masum öğrenciler oldugunu bilseydim sıkmazdım -- Fetö darbe kalkısmasındaki kime niye sıktıgını bilmeyen masum askerler geldi aklıma...Alın size tarih tekerrürü...) Ne uzucu...
İşte bir darbe zemini böyle hazırlanmıs ulkemde...
Öyle üzülüyorum ki...
İnsanlar bir taraf olma ugruna, ideoloji ugruna ölmüşler , öldürülmüşler, hapislere atılmıslar, katil olmuslar, mefta olmuslar...Ama düzeni yine de kimse istedigi gibi değiştirememiş...Ne solcusu memnun ne sağcısı..Sorsanız herkes cok seviyor ülkesini, herkes kahraman...Hala aynı bölünmüşlük hala aynı slogan...
0 notes
Text
📗12 MART 1971 MUHTIRASI📌
1971 - Türk Silahlı Kuvvetleri, 12 Mart Muhtırası'nı verdi. Başbakan Süleyman Demirel, bu gelişme üzerine istifa etti. Muhtıra; Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler, Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Celal Eyiceoğlu'nun imzasını taşıyordu.
12 MART 1971 MUHTIRASINDA YAPILAN KONUŞMA METNİ:
GENELKURMAY BAŞKANI ORGENERAL MEMDUH TAĞMAÇ , KARA KUVVETLERİ KOMUTANI ORGENERAL ÖMER FARUK GÜRLER, DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANI AMİRAL CELAL YİĞİCİOĞLU VE HAVA KUVVETLERİ KOMUTANI ORGENERAL MUHSİN BATUR, CUMHURBAŞKANI CEVDET SUNAY CUMHURİYET SENATOSU MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIKLARINA BİR MUHTIRA VERDİLER.
1- PARLAMENTO VE HÜKÜMET SÜRE GELEN TUTUM GÖRÜŞ VE İCRAATIYLA YURDUMUZU ANARŞİ, KARDEŞ KAVGASI , SOSYAL VE EKONOMİK HUZURSUZLUKLAR İÇERİSİNE SOKMUŞ ATATÜRK'ÜN BİZE HEDEF VERDİĞİ ÇAĞDAŞ UYGARLIK SEVİYESİNDE ULAŞMA ÜMİDİNİ KAMUOYUNA YİTİRMİŞ VE ANAYASANIN ÖN GÖRDÜĞÜ REFORMLARI TAHAKKUK ETTİREMEMİŞ OLUP TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN GELECEĞİ AĞIR BİR TEHLİKE İÇİNE DÜŞÜRÜLMÜŞTÜR.
2- TÜRK MİLLETİNİN VE SİNESİNDEN ÇIKAN SİLAHLI KUVVETLERİNİN VAHİM ORTAM HAKKINDA DUYDUĞU ÜZÜNTÜ VE ÜMİTSİZLİĞİ GİDERECEK ÇARELERİN PARTİLER ÜSTÜ ANLAYIŞLA MECLİSLERİMİZCE DEĞERLENDİRİLEREK MEVCUT ANARŞİ DURUMU GİDERECEK VE ANAYASANIN ÖN GÖRDÜĞÜ REFORMLARI ATATÜRKÇÜ GÖRÜŞLE ELE ALACAK VE İNKİLAP KANUNLARINI UYGULAYACAK KUVVETLİ VE İNANDIRICI HÜKÜMETİN DEMOKRATİK KURALLARI İÇİNDE TEŞKİLİ ZARURÎ GÖRÜLMEKTEDİR.
3- BU HUSUS SÜRATLE TAHAKKUK ETTİRİLMEDİĞİ TAKDİRDE TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ KANUNLARIN KENDİSİNE VERMİŞ OLDUĞU TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KORUMAK VE KOLLAMAK GÖREVİNİ YERİNE GETİREREK İDAREYİ DOĞRUDAN DOĞRUYA ÜZERİNE ALMAYA KARARLIDIR.
(GENELKURMAY BAŞKANI ORGENERAL MEMDUH TAĞMAÇ, KARA KUVVETLERİ KOMUTANI ORGENERAL ÖMER FARUK GÜRLER , DENİZ KUVVETLERİ OR. AMİRAL CELAL YİĞİCİOĞLU VE HAVA KUVVETLERİ KOMUTANI ORGENERAL MUHSİN BATUR)
#12 mart 1971#memduh tağmaç#ömer faruk gürler#muhsin batur#celal yiğicioğlu#muhtıra#darbeci kenan evren#devrimcilerin katli
1 note
·
View note
Text
GENELKURMAY BAŞKANI ORGENERAL MEMDUH TAĞMAÇ , KARA KUVVETLERİ KOMUTANI ORGENERAL ÖMER FARUK GÜRLER, DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANI AMİRAL CELAL YİĞİCİOĞLU VE HAVA KUVVETLERİ KOMUTANI ORGENERAL MUHSİN BATUR, CUMHURBAŞKANI CEVDET SUNAY CUMHURİYET SENATOSU MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIKLARINA BİR MUHTIRA VERDİLER.
1- PARLAMENTO VE HÜKÜMET SÜRE GELEN TUTUM GÖRÜŞ VE İCRAATIYLA YURDUMUZU ANARŞİ, KARDEŞ KAVGASI , SOSYAL VE EKONOMİK HUZURSUZLUKLAR İÇERİSİNE SOKMUŞ ATATÜRK'ÜN BİZE HEDEF VERDİĞİ ÇAĞDAŞ UYGARLIK SEVİYESİNDE ULAŞMA ÜMİDİNİ KAMUOYUNA YİTİRMİŞ VE ANAYASANIN ÖN GÖRDÜĞÜ REFORMLARI TAHAKKUK ETTİREMEMİŞ OLUP TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN GELECEĞİ AĞIR BİR TEHLİKE İÇİNE DÜŞÜRÜLMÜŞTÜR.
2- TÜRK MİLLETİNİN VE SİNESİNDEN ÇIKAN SİLAHLI KUVVETLERİNİN VAHİM ORTAM HAKKINDA DUYDUĞU ÜZÜNTÜ VE ÜMİTSİZLİĞİ GİDERECEK ÇARELERİN PARTİLER ÜSTÜ ANLAYIŞLA MECLİSLERİMİZCE DEĞERLENDİRİLEREK MEVCUT ANARŞİ DURUMU GİDERECEK VE ANAYASANIN ÖN GÖRDÜĞÜ REFORMLARI ATATÜRKÇÜ GÖRÜŞLE ELE ALACAK VE İNKİLAP KANUNLARINI UYGULAYACAK KUVVETLİ VE İNANDIRICI HÜKÜMETİN DEMOKRATİK KURALLARI İÇİNDE TEŞKİLİ ZARURÎ GÖRÜLMEKTEDİR.
3- BU HUSUS SÜRATLE TAHAKKUK ETTİRİLMEDİĞİ TAKDİRDE TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ KANUNLARIN KENDİSİNE VERMİŞ OLDUĞU TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KORUMAK VE KOLLAMAK GÖREVİNİ YERİNE GETİREREK İDAREYİ DOĞRUDAN DOĞRUYA ÜZERİNE ALMAYA KARARLIDIR.
(GENELKURMAY BAŞKANI ORGENERAL MEMDUH TAĞMAÇ, KARA KUVVETLERİ KOMUTANI ORGENERAL ÖMER FARUK GÜRLER , DENİZ KUVVETLERİ OR. AMİRAL CELAL YİĞİCİOĞLU VE HAVA KUVVETLERİ KOMUTANI ORGENERAL MUHSİN BATUR)
#12 eylül 1980 darbesi#12 Mart 1971 muhtırası#1971 muhtırası#MEMDUH TAĞMAÇ#anlamlı sözler#darbe#melih cevdet anday#cevdet sunay#ultimatom#Ömer faruk gürler#original photographers#CELAL YİĞİCİOĞLU#muhsin batur#hatırla sevgili#tkp#olah tkp#thko
1 note
·
View note
Text
📗 TARİHTE BUGÜN (30 MART)📌
1863 - Türkiye'de eğitim alanında açılan ilk sivil toplum kuruluşu olan Darüşşafaka kuruldu.
1945 - II. Dünya Savaşı: SSCB kuvvetleri, Avusturya'nın Viyana şehrine girdi.
1951 - ABD'de Ethel ve Julius Rosenberg çifti, Sovyetler Birliği hesabına çalıştıkları ve ABD'nin nükleer sırlarını bu ülkeye sattıkları iddiasıyla idama mahkûm edildi. İdamlar, 1953 Haziran'ında infaz edildi.
1971 - Ezanın yeniden Türkçe okunması için Senato'ya yasa önerisi verildi, teklif kabul edilmedi.
1972 - Kızıldere Olayı: Mahir Çayan ile dokuz arkadaşı, Tokat'ın Niksar ilçesine bağlı Kızıldere köyünde saklandıkları evde öldürüldü. Üç İngiliz de aynı evde ölü bulundu. Olaydan sadece Ertuğrul Kürkçü sağ olarak kurtuldu.
1983 - 12 Eylül Darbesi'nin 43. idamı: Kan güttüğü ailenin bir gece evine gidip, kapıları ve pencereleri içten açılmayacak şekilde kapatıp, damdaki bacadan içeri gaz döküp, gaz bidonunu da içeri atıp evi yakan ve bir kadınla dört çocuğunun yanarak ölümüne sebep olan Hüseyin Üye, idam edildi.
👇🏻ÖLÜMLER👇🏻
1972 - Ahmet Atasoy, Marksist-Leninist devrimci önder ve THKP-C militanı (d. 1946)
1972 - Cihan Alptekin, Türk devrimci ve THKO kurucularından (d. 1947)
1972 - Ertan Saruhan, Türk öğretmen ve THKP-C'li eylemci (d. 1942)
1972 - Mahir Çayan, Türk devrimci ve THKP-C önderlerinden (d. 1946)
1978 - Memduh Tağmaç, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 14. Genelkurmay Başkanı (d. 1904)
1 note
·
View note
Text
📗 TARİHTE BUGÜN (12 MART):
1918 - Moskova, Rusya'nın başkenti oldu. Sankt-Peterburg başkent statüsünü son 215 yıldır sürdürüyordu.
1921 - Londra Konferansı sona erdi. İtilaf Devletleri barış önerdi.
1921 - Türk Milleti'nin İstiklâl Marşı, TBMM'de kabul edildi.
1938 - Almanya askerî birlikleri Avusturya topraklarına girdi ve ertesi gün Avusturya'yı resmen ilhak etti.
1971 - Türk Silahlı Kuvvetleri, 12 Mart Muhtırası'nı verdi. Başbakan Süleyman Demirel, bu gelişme üzerine istifa etti. Muhtıra; Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler, Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Celal Eyiceoğlu'nun imzasını taşıyordu.
1979 - Aydın'da Hüseyin Üye adlı bir kişi, kan güttüğü ailenin evini yaktı. Bir kadın ve dört çocuğu yanarak öldü. Üye, 12 Eylül döneminde idam edildi.
1995 - Gazi Mahallesi'nde Alevilere ait üç kahvehane gece otomatik silahlarla tarandı; 1 kişi öldü, 20 kişi de yaralandı. Takip eden olaylarda, çok sayıda can ve mal kaybı oluştu.
1999 - Varşova Paktı'nın eski üyeleri; Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya, NATO'ya katıldı.
İstiklâl Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü
Hüsum Fırtınası
Erzurum'dan Rus ve Ermeni birliklerinin geri çekilişi (1918)
Artvin'in Arhavi ilçesinden Gürcü birliklerinin geri çekilişi (1921)
2013 - Dinçer Çekmez, Türk aktör (d. 1940)
1 note
·
View note
Text
📕TARİHTE BUGÜN (3 MART):
1878 - Osmanlı Devleti ile Rusya arasında, Ayastefanos Antlaşması imzalandı. Bulgaristan özerkliğini ilan etti.
1883 - Mektebi Sanayii Nefise (Güzel Sanatlar Akademisi) öğretime açıldı.
1915 - İleride NASA adını alacak olan, NACA (National Advisory Committee for Aeronautics) kuruldu.
1924 - Halifeliğin kaldırılması ve Osmanlı Hanedanı mensuplarının Türkiye dışına çıkarılmasına ilişkin yasa kabul edildi. Tevhîd-i Tedrîsât Kanunu çıkarıldı. Şer'iye ve Evkaf ve Harbiye Bakanlıkları kaldırıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü kuruldu. Genelkurmay Başkanlığı oluşturuldu ve Hükûmet'ten ayrıldı
1925 - Şeyh Said ayaklanmasının büyümesini önlemek için, Takrir-i Sükun Kanunu kabul edildi; İstiklal Mahkemeleri kuruldu.
1952 - İslam Demokrat Partisi, Mahkeme kararıyla kapatıldı. Genel Başkan Cevat Rıfat Atilhan ve 15 kurucu üye hakkında soruşturma açıldı.
1971 - Ankara'da 300 subaya hitaben bir konuşma yapan Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, "Gereken, gerektiği zaman yapılacaktır" dedi.
1973 - Millî Güven Partisi, Cumhuriyetçi Parti ve Bağımsızlar, Cumhuriyetçi Güven Partisi'ni kurdular. Turhan Feyzioğlu Genel Başkan seçildi
1984 - Başbakan Turgut Özal, yerel seçimlerle ilgili olarak muhalefet liderlerine sert yanıtlar vererek; "Bu seçimin ardından erken seçim gelir diye bekleyenler hayal ediyorlar, avuçlarını yalasınlar" dedi.
1989 - İstanbul'da Kadıköy Hal Binası dönüştürülerek, Haldun Taner Tiyatrosu açıldı
1993 - Cumhurbaşkanı Özal ile Başbakan Demirel arasında tırmanan gerginliğin devleti yorduğuna dikkati çeken TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, "Sıfatı olanlar, devlet hayatında üsluplarına dikkat etmelidir" dedi.
2013 - Müslüm Gürses, Türk şarkıcı ve oyuncu (d. 1953)
2009 - Yusuf Hayaloğlu, Türk şair (d. 1953)
Dünya Kulak ve İşitme Günü
Erzurum'un Aşkale ilçesinin Rus ve Ermeni işgalinden kurtuluşu (1918)
Erzurum'un Pazaryolu ilçesinin Rus ve Ermeni işgalinden kurtuluşu (1918)
1 note
·
View note