#market poşeti
Explore tagged Tumblr posts
Text
Poşet İmalatı Üretiminde Firmanın Önemi
New Post has been published on https://www.yalcinpakambalaj.com/poset-imalati-uretiminde-firmanin-onemi/
Poşet İmalatı Üretiminde Firmanın Önemi
Hayatımızın birçok alanında poşet kullanımı yaygındır. Poşet, birçok sektörde ve evlerimizde yaygın olarak kullanılmaktadır. Poşet kullanımının yaygın olması elbette poşet imalatı yapan firmalar da ortaya çıkarmıştır. Sektörde birçok firma vardır.
Bunların kimileri ufak çaplı olurken kimileri de oldukça geniş hacimli imalatlar yapmaktadır. Poşet imalatı konusunda birçok seçenek vardır. Mağaza poşeti, market poşeti, OPP poşetler gibi geniş bir de ürün çeşidi vardır. Yalçın Pak Ambalaj da bu firmalardan biridir.
Poşet İmalat Sektörü
Poşet üretimi yapan firmalar sektörde oldukça fazladır. Bunların bazıları daha dar kapsamlı olurken, bazıları da poşet ve ambalaja dair üretim yapan geniş çaplı firmalardır. Poşet üretimi konusunda önemli olan konu, kaliteli ürünler kullanılarak ve art niyet göz etmeden üretim yapmaktır. Bu şekilde yapılan çalışmalar hem daha kazançlı olacaktır hem de sektörde kısa sürede büyüme elde edilir.
Poşet İmalatı Üretiminde Firmanın Önemi
Poşet imalatı siparişi için tercih edilecek firma oldukça önemlidir. Müşteriyi hiçbir anlamda mağdur etmeyecek, kaliteli ürünleri uygun fiyatlara sunan firmalar uzun vadede her zaman daha kazançlı olur. Yalçın Pak Ambalaj da sektörde yer alan firmalardan biri olarak 1985 senesinden beri başarı ile hizmet vermektedir.
Bunu müşteri memnuniyetini ön planda tutan prensibine borçludur. Üretimleri kaliteli olarak ve müşteri isteğine uygun şekilde gerçekleştirir. Siparişler de belirlenen tarihlerde müşterinin elinde olur. Baskı, yazı ve logo gibi konularda da müşterilerin istediği şekilde üretim gerçekleştirilir.
#çevre dostu poşet#dayanıklı poşet#kaliteli poşet#logo baskılı poşet#mağaza poşeti#market poşeti#müşteri memnuniyeti#opp poşet#poşet baskı hizmeti#poşet çeşitleri#poşet imalat firmaları#poşet imalat sektörü#poşet imalatı#poşet kullanımı#poşet siparişi#poşet üretimi#uygun fiyatlı poşet
0 notes
Text
Komşumun Fırlama Kızı! (2) (Emre 27 Y., İstanbul)
Kapıyı açtığımda Beyza elinde bir poşetle karşımda duruyordu. Şaşırmıştım, "Hayırdır?" dedim. Gülerek, "Beni içeri davet etmeyecek misin?" dedi. Hemen içeriye aldım ve salona geçtik. Beyza'nın yürüyüşü değişmişti, "Oklava yutmuş gibi yürüyorsun!" diyerek takıldım. O da, "Oklava yutmadım, ama oklava gibi yarrak yedim amına koyum!" diyerek koltuğa yavaşça oturdu ve oturmasıyla birlikte, "Ahhh! Götüm acayip sızlıyor amına koyum!" dedi. Ben halen Beyza'nın niye geldiğini merak ediyordum, "Anlatsana, ne işin var bu saatte?" dedim. "Babamlar telefon etti, düğünden geç geleceklermiş. Ben de bu gece kız arkadaşımda kalacağım diyerek izin aldım! Bu gece burdayım, senin için sorun olmaz dimi?" dedi. "Niye sorun olsun ki?" dedim. "Ne bileyim, sevgilin falan gelmez dimi?" dedi. "Yok, sevgilim falan yok!" dedim. Beyza bu cevabıma sevinmişti, "İyi iyi! Bak ne getirdim!" diyerek elindeki poşeti verdi.
Beyza bana gelmeden önce markete uğramış, en kalitelisinden bir şişe Viski almış. Ben de kalkıp mutfakta, meze, çerez falan hazırladım, buz ve kola getirdim. Masayı kurup içmeye başladık. Beyza'ya sordum, "Yarın Pazartesi, sen okula gitmeyecek misin?" diye. "Yok ya gitmeyecem amına koyum! Okulun kapanmasına 3 hafta falan kaldı, zaten herkes asıyor okulu!" dedi. İçkilerimizi yudumlarken, ben bir elimi Beyza'nın bacağına, amına yakın bir yere koyup okşamaya başladım. Yarağım sertleşmişti. Arada sırada öpüşüyorduk ve içmeye devam ediyorduk. İçkinin verdiği rahatlık ikimizde de hissediliyordu. Beyza da elini önüme atmış, yarağımla oyunuyordu. Bir ara gözlerimin içine sinsi sinsi bakıp sırıtarak, "Bir kız daha ister misin?" dedi.
Bu soru kaşısında afallamıştım. "Ne kızı?" diye sorduğumda, Beyza, "Sikmek için diyorum, bir kız daha ister misin diye soruyorum!" dedi. Cevap vermeden önce Beyza'nın ne yapmaya çalıştığını çözmeye çalışıyordum. Beyza bu birkaç saniyelik suskunluğumu başka birşeye yorumlamış olmalı ki, "Bana bak, sen de beni siken herkes gibi, bana aşık olduğunu, beni sevdiğini falan söyleyip herşeyi piç etme amına koyum! Çağırayım mı kızı, ne diyorsun?" dedi. Bende artık film kopmuştu, "Çağır gelsin amına koyum!" dedim. Beyza hemen telefonunu aldı ve birini aradı, "Bizim dairenin tam karşısındaki daireye gel!" dedi. Beyza telefonu kapatınca, "Kim bu gelecek kız?" diye sordum. "Gizem, okuldan bir arkadaşım, iki sokak ilerde oturuyor. Güzel kızdır, esmer güzeli. Taş gibi de götü var orospunun!" dedi.
Beyza bu dediğiyle beni iyice heyecanlandırmıştı. Ben gelecek kızı merakla beklerken, Beyza'yla ufaktan içkimizi yudumluyor ve öpüşmeye, elleşmeye devam ediyorduk. Aradan 15-20 dakika falan geçtikten sonra nihayet kapının zili çaldı. Heyecanla kalkıp kapıyı açtığımda, karşımda 1.80 boylarında, esmer, büyük göğüsleri ve çıkık kalçaları olan acayip çekici bir kız duruyordu. "Merhaba ben Gizem, Beyza burada mı?" dedi. Nerdeyse güzelliği kaşısında dilim tutulacaktı, zor bela, "Evet, içerde, geç!" diyebildim. Beyza da bu arada Gizem'i karşılamak için salonun kapısına kadar gelmişti, "Nerde kaldın orospu, sana taş gibi yarrak buldum!" dedi ve Gizem'in dudaklarına yumuldu. İkisinin de elleri birbirinin kalçalarını okşayarak, ayakta birkaç dakika dudak dudağa öpüştüler. Ben yanlarında dikilmiş, hayretle bu manzarayı seyrederken, o kadar tahrik olmuştum ki, benim yarrak anında çadırı kurmuştu. İzlerken nerdeyse boşalacaktım.
Beyza Gizem'le öpüşmeyi bırakıp, elini eşofmanıma attı, boxerimle birlikte indirdi ve yarrağımı ortaya çıkardı. Yarağımı tutup, Gizem'e, "Nasıl, dediğim kadar var mıymış?" diye gösterdi. Gizem de, "Harbiden kalınmış!" diyerek, elini yarrağıma attı ve sıvazlamaya başladı. Gizem yarağımla ilgilenirken, Beyza da şimdi benle öpüşüyordu. Salonun girişinde ayaktaydık, Beyza solumda, Gizem sağımda dikiliyordu. Bir elim Beyza'nın götünde, diğer elim de Gizem'in götündeydi. Sonra Gizem yere çömelip yarrağımı yalamaya başladı. Saçlarını tutup Gizem'in kafasını yarrağıma doğru bastırıyordum. Gizem de Beyza gibi 17'sinde anca vardı, ama 40 yıllık orospular gibi profesyonelce yalıyordu yarağımı. Beyza da benle öpüşmeyi bırakıp çömeldi, o da yalamaya başladı. İki tane fıstık gibi kız önümde çömelmiş, yarağımı yalamak için yarışıyordu sanki. Müthiş bir manzaraydı.
Müdahale etmesem beni boşaltana kadar yalayacaklardı. İkisini de saçlarından tutup ayağa kaldırdım ve yatak odama götürdüm. Üzerimde kalan tek parça giysi olan tişörtümü de çıkarıp, soyunmakta olan kızlara yardım ettim. Onlar da benim gibi çırılçıplak kalınca, ben ortalarında olmak üzere yatağa uzandık. Bir Gizem'in göğüslerini, bir Beyza'nınkileri yalıyordum. İkisinin de göğüsleri sert ve dimdiktiler. Sonra Gizem'i yüzüstü yatırdım ve kalçalarını okşamaya, yoğurmaya başladım. Gizemin pamuk gibi beyaz götü vardı, resmen hayran kalmıştım. Dayanamadım, poposuna birkaç şaplak attım, anında kızarmıştı. Kızaran yerlerini öpüyor, hafif hafif ısırıyordum. Gizemi tekrar sırtüstü çevirdim ve amını yalamaya başladım. O sırada Beyza yine Gizem'le öpüşmeye başladı. Gizem zevkten uçuyor olmalıydı.
Az sonra Gizem Beyza ile öpüşmeyi bırakıp, "Yarrağını sok amıma, hadi!" dedi bana. Ben Beyza'ya sorarcasına baktım, Beyza anlamıştı derdimi, "Merak etme bakire değil, istediğin gibi sikebilirsin orospuyu!" dedi. Duymak istediğim şey buydu, yarrağımı Gizem'in amına getirip, bir hamlede soktum. Gizem ufak bir çığlık atınca, Beyza Gizem'e, "Sus orospu, kalın yarak diye ölüyordun ya amına koyum!" deyip, eliyle ağzını kapadı. Ben Gizem'in amına girip çıkmaya başladığımda da, Beyza Gizem'in suratına otur gibi çömelip, amını ağzına dayadı. Beyza'ya 69 olmasını söyledim. Beyza yüzü bana doğru Gizem'in üzerine yattı. Ben de yarrağımı Gizem'in amından çıkarıp Beyza'nın ağzına veriyor, yalatıp sonra yine Gizem'in amına sokuyordum.
Gizem bir süre sonra inleyerek orgazm oldu. Şimdi yarrağım vıcık vıcık olmuş amına daha kolay girip çıkıyordu. Gizem'i biraz daha siktikten sonra amından çıktım. Beyza'yı, zevkten bayılmış gibi yatan Gizem'in yanına yatırdım ve amını yalamaya başladım. Beyza'nın amını yalarken göt deliğini de parmaklayarak açıyordum. Zaten sikim aşırı kaygan olmuştu, götünü biraz daha parmakladıktan sonra yarrağımı Beyza'nın göt deliğine dayadım ve ittirmeye başladım. Yarrağım götüne girerken Beyza çığlık atacak gibi olduysa da, parmaklarımı ağzına sokarak susturmaya çalıştım. Yarrağımın hepsini götüne soktup içinde biraz bekledim. Beyza'nın götü biraz alışınca sikmeye devam ettim. Her dibine kadar sokuşumda Beyza böğürür gibi ses çıkarıyordu. Bir süre sonra Beyza'nın götünden çıktım ve amına girmeye başladım. Arada bir amından çıkıp götüne, götünden çıkıp amına sokuyordum ve Beyza bundan acayip zevk alıyordu. Beyza orgazm olunca, ben de fazla dayanamadım ve göbeğine, göğüslerine doğru fışkırarak boşaldım.
Beyza yarağımı yalayıp temizledikten sonra, banyoya duş almaya gitti. Gizem'i kendime doğru çekip yüzüstü çevirdim ve kalçalarını öpmeye başladım. Yastıklardan birini karnının altına koydum. Götü dikilmişti şimdi, götünün yanaklarını ayırıp, göt deliğini yalamaya başladım. Yarağım yeniden sertleştiğinde Gizem'in muhteşem götünü de sikecektim. Dilimi götüne her soktuğumda, Gizem zevk aldığını belli eden inlemeler çıkarıyordu. Daha sonra dilimin yerini parmağım aldı. Daha önce götten siktirdiği hemen belli oluyordu, üç parmağımı sokuyordum ve gıkı çıkmıyordu. Gizem'in götünü parmaklarken, Beyza da duşunu almış yanımıza gelmişti. Beyza Gizem'in poposuna bir şaplak atıp, "Hadi iyisin orospu, götten de yiyeceksin!" dedi. Parmaklamayı bırakıp, Beyza'ya Gizem'in götünü yalattırmaya başladım ve bir süre öyle izledim. Acayip tahrik ediciydi, yarrağımın yeniden sertleşmeye başladığını hissediyordum.
Sonra Beyza'nın saçlarını elimle toplayıp, yarrağımı ağzına verdim ve sakso çektirmeye başladım. Yarrağım iyice kalktıktan sonra Beyza'ya Gizem'in götünün yanaklarını ayırmasını söyleyip, Gizemin götüne yanaştım. Yarrağımın başını göt deliğine dayayıp bir hamlede soktum. Yanılmamıştım, Gizem'in götü yarak yemeye alışıktı, ağzından sadece derin bir, "Ohhhh!" çıkmıştı. Kasıklarından tutarak Gizem'in götünü sikmeye başladım. Beyza arada sırada yarağıma ve Gizem'in göt deliğine tükürüyordu. Bir ara Beyza arkama elini atıp, taşaklarımı avuçladı ve yoğurmaya başladı. Müthiş bir duyguydu, acaip zevk alıyordum ve gittikçe hızlanıyordum. Gizemin götünü saatlerce sikmek isterdim, fakat fazla dayanamadım ve böğürerek götüne boşaldım. İçinde biraz daha kalıp götünden çıktım ve kendimi yatağa attım. Gizem halen ufak ufak inliyordu. Biraz dinlendikten sonra Gizem'le duşumuzu aldık. Sonra üçümüz birlikte yatarak uyuduk...
Sabah mutfaktan gelen çatal kaşık tabak sesleriyle uyandığımda yatakta tek başımaydım. Biraz sonra kızlar gelip beni kahvaltıya çağırdılar. Üzerlerinde sadece tişört ve altlarında tangaları vardı. Kalktım, boxerimi giydim, elimi yüzümü yıkayıp mutfağa geçtim, beraber kahvaltı yaptık. Kahvaltıdan sonra bunları birer kez daha siktim ve gönderdim...
Akşama doğru Beyza beni aradı ve damdan düşer gibi, "Sana iş buldum, hemde babamın burdaki şirketinde!" dedi. Ben de, "Teşekkür ederim, ama torpille gireceğim bir işi kabul edemem!" dedim. Beyza, "Yapma işte böyle amına koyum! Hem torpil değil ki bu! Bu sabah sen uyurken Gizem'le ortalığı biraz toprlayalım dedik, salonda senin şirketlere gönderdiğin bir müracaat formunu bulunca, yanıma aldım ve bu gün babama gösterdim. Babam da okuyup, vasıflarını uygun buldu ve seni işe almaları için personel şefine talimat verdi, **** TL maaşla başlayacaksın! Çarşamba günü personel şefiyle usulden bir mülakat yapacaksın! Tamam mı?" dedi. Bir süre düşündükten sonra kabul ettim.
Çarşamba günü Halit amcanın Ataşehir'deki şirketine giderek personel şefiyle görüşmeye girdim. Oradaki mülakatı da geçtikten sonra, Beyza'nın dediği gibi **** TL maaşla işe başladım. Artık her gün işe gidiyordum ve düzenli bir hayatım olmuştu. Dayımı da arayarak, artık işe girdiğimi haber verdim. Dayım çok sevindi.
Bir ay falan sonra, Halit amca beni evlerine akşam yemeğine çağırdı, konuşmak istediği bir konu varmış. Yemekte Halit amca, "Emreciğim, bizimkiler yaz tatiline gitmek için yanıp tutuşuyorlar, ama ben yarın yine Almanya'ya gitmek zorundayım. Sana şirketten izin çıkartacağım ve sen bizimkilerle iki haftalık bir tatile çıkacaksın, tamam mı? Merak etme tatil süresince maaşın devam edecek!" dedi. Ben hemen, "Tamam Halit bey!" dedim. O da, "Sadece işyerinde Halit bey dersin, burada Halit amca diyebilirsin!" dedi. Tatile bir hafta sonra çıkacaktık.
İşe başladığımdan beri Beyza'yı (veya Gizem'i) birdaha sikememiştim, azgınlıktan kuduruyordum resmen. Ama tatile çıkınca ilk fırsatta çok fena sikecektim Beyza'yı...
[Emre]
141 notes
·
View notes
Text
1 kg domates 2019 da 2 TL - 2024 de 70 TL
1 kg biber 2019 da 3 TL - 2024 de 73 TL
1 kg kıyma 2019 da 83 TL - 2024 de 419 TL
1 litre süt 3 TL - 2024 de 43 TL
neden 2019 dan başladık…
yerel seçim zamanı.. hedef 2023 idi, tanzim satış çadırları zamanı, çağ atlamaya hazırlanıp zıplama pozisyonunu aldığımız zamandı… sisi ye karşı 1. seçim mütarekelerinin olduğu zamanlardı..
2019 da kalsın…
tarihi daha da geriye alırsak
Akaryakıt, elektrik, doğalgaz, döviz, vergiler vb ….nereden nereye…. Şok eder adamı….
(Araba fiyatlarına bakalım, Bugün ilan bakıyorum A6 Audi 2013 model 2.220.000 TL …. 1 pound 43 TL - 51,52 bin pound aynı araba İngiltere’de 10,995 pound…. Kurban fiyatlarına da buradan gelelim Avrupa’da kurban ne kadar ülkede nekadar …. Peki sen vatandaş olarak buna layık değilmisin )
alım gücü nedir hemşerim..? alım gücü mü, hayatta kalma yeteneği mi?
bir marul 55 TL
Çeri domates 99 TL
Ama market poşeti hala 25 krş… artmadı…
23 nisan şarkısı gibi…Övünün küçükler övünün büyükler
Mesele poşetin fiyatının sabit olması DEĞİL yeğen…!
o poşeti doldurabilmekte
5 notes
·
View notes
Text
güzergah üstünde kanadı kopmuş kuşlar, karnından konuşur.
karmaşık olmak, bir şeyden vazgeçmenin en güzel yoludur.
sessizliğe bürünmenin günahı benim olsun,
beni duymadınız ya, o da size yolluk olsun.
elbet bir yerde soluklanırız, güneş asfalta değer.
kimi zamanında imparatorluk çökerten bir vadide,
kimi daha yeni çatırdamışım gariban bir dalda, yöresel kamikaze;
ama elbet bir yerde soluklanırız, güneş yaşamaya değer.
elimizde;
dökülmüş deriler, kendisini ikiye bölmüş uykular,
kahvaltıda kaygı, öğlene doğru da geriye çekilmiş bir ordu var.
sana neyin iyi geldiğini unuttuğun gün, şehirde siren var.
bu gürültü;
hani benim duyup, sizin duymadığınız,
beynimden kaç nöron aldı hesaplayamadım.
ruhumda kaç gün elektrik kesildi, şimdi hatırlayamadım.
o ruhumun içi market poşeti dolu, salamın yanında çamaşır suyu var.
kahvaltıda karanlık, öğlene doğru da geriye çekilmiş bir ordu var.
yaşlı bir işportacı, dede yadigarı kösteklisine bakar;
zaman geçmesin diye, akşam olmasın diye,
karanlık basmasın diye...
işportacının kaç gündür elektriği kesik, şimdi hatırlayamadım.
soluklandığım o dal gibi, ben ne zaman kırıldım?
kaç kere bölündüm ya da kaça bölündüm?
parçaları birleştirmek için kıymet gösterip, efor sarfedenleri,
kaç kere ya da kaç yere kovaladım?
hatırlayamadım...
babamın insanlarla kavga etmeye başladığı yaştayım,
boyası akmış bir kapının önünde, hiçbir sebep yokken bile çok pişmanım.
ama elbet bir yerde soluklanırım;
güneş asfalta değer.
14 notes
·
View notes
Text
Bugün ilkokul ogretmenim geldi markete. Müşterileri geçerken fark edemedim tam poşeti uzatırken konuşunca tanıdık geldi sesi bi baktım o. Demircan hocam diye bi sasirisim var... cok mutlu oldum, mutluluktan ağlayasım geldi öyle bir şeydi. Cok değişik hissettim uzun zaman sonra görmek güzel hissettirdi. Konuştuk, yanına gitmek istiyordum zaten. Tek bildiğim çok özlemişim. Hem nasıl ozlemeyeyim ki yaptığım resimleri sınıftaki çocuklar panodan aşağı indirmesin diye en tepeye ve ortaya asan birini nasıl ozlemeyeyim ki? Keşke babam olsa diye düşündüğüm kızı sınıfa gelince kiskancliktan üzüldüğüm birini nasıl ozlemeyeyim ki? Okuma yazma bilmeme rağmen beni bırakmayıp çabalayan ve sınıfı hiçbir şey yapmamama rağmen geçiren birini, ilk okumak istediğimi söylediğimde eve gideceği zaman bana 2 3 saat ders veren, kitaplar alan, yanaklarımı sıkarken gözlerim dolsa da sevgisini hissettiğim bir insanı nasıl ozlemeyeyim? Hala aynı, sadece biraz yaşlanmış canım hocam
2 notes
·
View notes
Text
7 kasım
Toplam 6850
Saat cam koruyucu 150
doğumgünü 480
Eczane 110
Aktar 200 hindistaceviziyağı
Kalın pil 4 lü 120
Patpat 60
Bant 60
Vidalama seti 230
2300 mazot
Alışveriş trendyol dokap 80 170
Ablama hediye 980
300 yemekhane kartıma aktardım
1700 bebekbezi 5 numara / alt açma / ıslak mendil
800 oyuncak
Bulaşık makinesi tableti 280
Bulaşık makinesi tuz ve parlatıcı mintax 50
Cips 150 (5 adet)
Çanaşır suyu abc 40
Çikolata şeker eve 160
Çikolata sütlü 300 (10 adet)
Çikolata beyaz 84 (2 adet)
Çöp torbası büyük 14
Çöp torbası büzgülü 35
Gofret 55
Jilet 200 (8li)
Ekmek 90
Kapya biber
Kaşar 1 kg dilimli 220
Kola 1 adet 35
Leke çıkarıcı venish 130
Market 450
Makarna 37 2 adet
Mantar
Mantı 40
Manav 400 60
Mavi güç
Mısır 3lü 2 adet 110
tereyağ torku 1 kg 350
Torku çikolata 115
Tuz sofre tuzu 16
Un 50
Pamuk 65 kare 2 adet
Pasta malzemeleri 360
Patates kızartmalık 55
Pudra şekeri 500 gr ganik 43
Salam aytaç 25
Sucuk torku kangal dana sucuk 110
Sosis maret yöre sosis 53
Süt 160
Süt paket 25 1 adet
Şeker 5 kg 170
Tavuk gğüs 140
Yağlı kağıt 70 (2 adet)
Buzdolabı poşeti 30
süt krema 270 (7 adet)
Krem şanti sade 50
Margarin 25
Yumurta 125
1 sarı çamlıca 50
2 kola 75
A için çikolata vs 65 5
Ayakkabı boyası 15
Garnitür 30
Fatura 1190 doğalgaz
0 notes
Text
Baskılı Poşet İmalatı ve Toptan Poşet Baskı Hizmetleti
#baskılıpoşet
#poşetbaskı
#poşetimalatı
#toptanpoşet
#mağazapoşeti
#poşetçi
Mağaza Poşeti Çeşitleri
Mağaza poşetleri, kullanım alanlarına ve taşıyacakları ürünlerin türüne göre çeşitlenir. Başlıca mağaza poşeti türleri şunlardır:
El Geçmeli Poşetler: Genellikle hafif ve orta ağırlıktaki ürünler için tercih edilir. Taşıması kolaydır ve müşterilere rahat bir kullanım sunar.
Kulplu Poşetler: Özellikle moda mağazaları ve butiklerde sıklıkla tercih edilen bu poşetler, estetik görünümleriyle dikkat çeker ve ağır ürünler için uygun bir taşıma sağlar.
Zemin Destekli Poşetler: Marketlerde ve gıda sektöründe sıkça kullanılan bu poşetler, ürünlerin dik durmasını sağlar ve taşıma esnasında dağılmalarını önler.
Toptan Poşet Satın Almanın Avantajları
Bir işletmenin toptan poşet alması, maliyet açısından büyük avantaj sağlar. Toplu alımlarda birim maliyetlerin düşmesi, işletmelerin poşet masraflarını daha verimli bir şekilde yönetmelerini sağlar. Bunun yanı sıra, toptan alım yaparak uzun süreli stok sağlayan işletmeler, ani taleplere hızlıca yanıt verebilir ve poşet sıkıntısı yaşamaz.
Poşet Baskısı: İşletmelere Özel Tasarım İmkanı
Günümüzde poşet baskısı, yüksek teknoloji makinelerle yapılmaktadır. Bu makineler, kısa sürede büyük miktarlarda baskı yapabilme kapasitesine sahiptir. Poşet baskısı, markaların logo ve renklerini en iyi şekilde yansıtarak dikkat çekici bir görünüm sunar. Özellikle tasarım açısından dikkat çekici poşetler, müşterilerin aklında kalıcı bir izlenim bırakır.
Çevre Dostu Poşet İmalatı
Günümüzde çevre dostu ürünlere olan talep giderek artmaktadır. Geri dönüştürülebilir veya biyobozunur materyallerden üretilen çevre dostu poşetler, doğal kaynakların korunmasına katkı sağlar. Çevreye duyarlı tüketiciler için bu tür poşetler, işletmelere olumlu bir imaj kazandırır ve müşterilerin çevreye duyarlı alışveriş tercihlerine uygun bir çözüm sunar.
Sonuç
Toptan poşet, poşet baskı ve poşet imalatı gibi süreçler, her mağaza için hem işlevsel hem de pazarlama açısından önemli bir yer tutmaktadır. Baskılı poşetlerin işletmelere sunduğu reklam ve markalaşma fırsatları göz önüne alındığında, doğru tasarım ve kaliteli imalatın önemi anlaşılmaktadır. Toptan poşet alımları, hem maliyet avantajı sağlar hem de işletmelerin müşteri memnuniyetini artırmalarına yardımcı olur.
0 notes
Text
Ayıp olur diye markete, başka marketin poşeti ile girmeye utanan saf bir tayfaydık biz be...
0 notes
Text
Gelin size galiz* bir zorbalık çeşidinden bahsedeyim. Pek çoğumuzun ekonomik durumu malum... Bu sebeple pazara, manava, kasaba, markete gittiğimiz de kesemiz kadarını alıp olduğu miktarınca geçinmeye calışyoruz. Şundan üç yüz gram, bundan yarım kilo, öbüründen iki adet, berikinden bir litre... Fakat bazı satıcılar sen tezgahın önüne gelir gelmez "Vereyim mi üç kilo abime? Sarayım mı on tane? Abla doldurayım mı poşeti? ... Bunun özelikle bugünlerde pazarlama taktiği olmadığı bir gerçek! Tezgaha gelen 30 kişiden o da belki üç beş kişinin anca böyle alışveriş yapabileceği günlerde bu tarz davranışlar en barizinden zorbalıktan başka bir şey değildir. Satıcının şaka yollu laf sokarak karşısındaki kişileri rencide edip dalga geçmesi o kişilerin Cehil ehli olduğu anlamına da gelir. Elbette tüm satıcılar böyle diyemem ama o kadar sık karşılaşmaya başladım ki bu tiplerle... Anlayacağınız zorbalık sadece okulda çocukların, işyerinde şefin, müdürün, patronun, aile içinde güçlü olduğunu düşünen tarafın yaptığı bir mobing ya da baskı yöntemi değildir. Şunuda söylemem gerekiyor; Zorbalık yapma hakkını kendinde gören kişi, normalden çok daha fazla korkak, kendine güveni ve saygısı olmayan, bilgisiz, kültürsüz, aidiyetsiz ve merhametsiz kişiler arasından çıkar. Cin fikirli, Şark kurnazı, sözde açık sözlü olduğunu iddia eden ama üç cümleden sonra gerisini getiremeyen, zaten kurduğu o üç cümlede başkalarından araklamış olmakla birlikte onunda mantığını kavrayamamış kişilerdir. İşlerini doğru yapan esnaflar, tezgahtarlar, pazarcılar bu yazının dışında olup baş tacıdır ✌içaforiz
Galiz* terbiye, edep dışı, kaba
0 notes
Text
Poşet İmalatı ve Üretimi
New Post has been published on https://www.yalcinpakambalaj.com/poset-imalati-ve-uretimi/
Poşet İmalatı ve Üretimi
Poşet İmalatı ve Üretimi
Giyimden gıdaya, oyuncaktan takıya, ev eşyasından teknolojiye her markanın logosu olması gerekir. O markadan hiç alışveriş yapmamış birinin bile logosunu görünce markayı tanıması gerekir. Bunu sağlamanın en güzel yolu reklamlardır. Gündelik hayatta farkında olmadan maruz kaldığımız reklamlardan biri de markaların poşetleri üzerindeki logo veya isimleridir.
Kişi bir markadan alışveriş yaptıktan sonra o markanın logosunu bulunduran poşetle gezdiğinde bu hayatın akışında gerçekleşen masrafsız ve zahmetsiz bir reklama dönüşür. Markaların seçeceği bu poşetlerin kalitesi oldukça önemlidir.
Doğayı koruma konusunda bilinçlenmiş vatandaş sayısının gün geçtikçe artmasıyla, plastik atıklara da gittikçe daha fazla dikkat edilmeye başlanmıştır. Poşet de bu atıklardan biridir. En sık kullanılan plastiklerden biri olduğu için, doğayı koruyan bir malzemeden üretilmiş olması ciddi önem taşımaktadır.
Poşet İmalatı
Poşet imalatı yapan markaların dikkat etmesi gereken en önemli husus kesinlikle doğa dostu malzemelerden yararlanılmasıdır. Ürün kalitesi, personel ekibin mümkün olduğunca donanımlı olması çalışılan müşterinin memnuniyeti açısından oldukça önemlidir.
Poşet İmalatı Yapan Firmalar
Bu alanda aktif görev yapan birçok firma olsa da kaliteye önem veren firma sayısı oldukça azdır. Kullanım alanı fazlasıyla geniş olan bu ürünlerin kaliteli olanını bulmak da bu nedenle zordur. Yalçın Pak Ambalaj, poşet imalatı yapan firmalar arasında en kaliteli ham maddeyi kullanarak doğayı korumayı başarmaktadır.
Poşet Üretimi
Mağaza poşeti, PVC poşet, market poşeti gibi çeşitli alanlarda poşet üretimi yapılmaktadır. Poşet üretimi yapan firmalar her alana göre farklı kalite, tür ve cinste seçenekler sunmaktadır. Yalçın Pak Ambalaj firması, poşet üretimi yapan firmalar arasında birinci sırada yerini almaktadır. Poşet üretimi konusunda asla kaliteden ödün vermeyerek maksimum müşteri memnuniyetine sahiptir.
Herkes plastik atıkların çevreye verdiği zararlar hakkında bilinçlenmek zorundadır. Bu konu yaşadığımız dünya ve yaşam alalarımız için, hatta sokak ve deniz hayvanları için hayati önem taşımaktadır. Hemen hemen her alışverişte kullanmak zorunda olduğumuz poşetlerin kalitesi de bu nedenle çok önemlidir.
Firma sahibi olan kişilerin bu konuda kesinlikle ödün vermemesi gerekmektedir. Madem kullanma zorunluluğumuz olan bir ürün, o zaman doğa dostu olan firmalardan temin etmeye öncelik verilmelidir.
#çevre dostu poşet#doğa dostu poşet#doğayı koruyan poşet#ham madde#kaliteli poşet#mağaza poşeti#market poşeti#plastik atık#plastik poşet#poşet çeşitleri#poşet imalatı#poşet imalatı yapan firmalar#poşet kalitesi#poşet reklamı#poşet üreticisi#poşet üretimi#poşet üretimi yapan firmalar#pvc poşet
0 notes
Text
Kalemin Hafizasindan Mektuplar (yirmi altı)
Bu sabah, bir önceki mektubunu postacıya vermiyorken yakaladım kendimi Eirene, ne garip değil mi ? Hatta dikkat ettim de, sanırım uzun zamandır yapıyorum bunu. Elimde mektup postacıyla ayak üstü sohbet ediyorduk. Babasının sağlığını soruyordum, kızının okuldaki durumunu. O da konuşmaya az cevap veriyordu her soruma, hatta hayat şartlarını, sendikanın vurdumduymazlığını filan ekliyordu açtığım konuların arkalarına. Sonra sözler bitti bi an, mektubu uzattım, diğer ucundan tuttu postacı. Bu kez verecekmişim gibi baktı bana. Bir iki saniye duraksadık, sonunda hızla geri çektim. Zarf postacını iki parmağının arasından kaydı. Ona hissettirmeden zarfı ceketime önlü arkalı silerek parmak izlerinden kurtuldum. Katlayıp pantolonumun arka cebine sıkıştırdım.. Postacı yüzüme bakarak gülümsedi ve hiçbir şey demeden ters yönüme doğru yürüyüp gitti. Bir süre başım önde öylece kaldım orada, ne düşünüyordum bilmiyorum. İki metre ötedeki ağacın yeni yetme budağına konan kelebek, bana bunu kendıme neden yaptığımı sordu. Senin uçabilmen gibi dedim. Senin ucuşarak renklerini bir yerden bir yere bilinçsiz ve farkındasızca taşımana benziyor buda dedim. Bu mektuplarda benim kanatlarım, benim renklerim.. Sen de bir tuhafsın sevgili Eirene. Neden mektuplarımın eline geçmediğine dair herhangi bir sitemine mazhar olamıyorum ? Neden hiç merak etmiyorsun beni ? Salonumda bahar yankılanıyor adın. Yatak odamda yaz. Diğer odamın birinde kış, bir diğerinde sonbahar. Birinde üşürken harflerinle, diger odamda harflerini avuçlarımın içinde biraz ovalamam yetiyor ısınmam için. Yatak odamda yakıyor, salonumda kokulu, ilk çiçekli.. Yokluğunu dört mevsim betimlemeye yetiyorken, sanırım yanında olmak beşinci bir mevsim ile ancak açıklanabilir sevgili Eirene..
"Enigma" çalarken evren susar benim evimde.. Gece, günü binaların çatılarından aşağıya iterken balkonumdan tüm şehri görebiliyorum. Kendini asanların bir gün daha geçmişleştiğini izliyorum. Işıklar bir bir yanıyor. Konuşulacak konuları, dinleyecek eşyaları, duyulacak tıkırtıları olan yalnız ve iyi adamlar market raflarından yaklaşan karanlığa tahammül edebilmelerine yardım edecek bir şeyler bakınıyorlar. Tanrı’dan muaf bir arazamanın pandomimine hazır tüm ev. Balkon kapısı, iki yakası bir araya gelmeyen perdeler ve kirli pencereler yine en önden izliyor gösteriyi. -Return to innocence- Dudaklarındaki minik kıpırtıların üzerinde an an parıldayan birkaç kelime, çalan şarkının introsunun etkisi altına giren bedeniyle birlikte gelişi güzel sallanıyor. Tırnağı sigara dumanından sararmış sağ işaret parmağıyla masa lambasının gövdesindeki açma kapama tuşuna dokunuyor. Lamba yandığında ortası beyaz tuşun kenarlara doğru sarıya ve dahada uçlarda tabaya dönen renginin ışığı gördüğüne sevindiğini söyleyemek zor.. Bir an duraksayarak mırıldanmaya başlıyor.. Be yourself don’t hide Just believe in destiny. Don’t care what people say.. Siyah poşetinden çıkardığı şarap şişesinin masanın üzerine koyarak, masanın üzerindeki içi tepeleme izmarit dolu kültablasını boşalttığı poşeti ayaklarının dibine bırakıyor. Yerde neden yan yattığını bilmediği sandalyesini düzelterek oturuyor. Bayide yarım açtırdığı şarabının mantarını dişleriyle çıkararak ağzıyla masanın üzerine doğru tükürüyor, duvarın kirli sığasına sonradan siyahlaşacak birkaç kırmızı leke daha dahil oluyor.. Masanın uzak ucunda duran kirli bardağa uzanıp, bardağın yarısına dek şarap doldurup önüne koyuyor, sigara paketinden çıkardığı 9-10 sigarayı filtrelerine kadar şaraba bandırırak kırılmamalarına özen göstere göstere diğer avucuna yerleştiriyor. Yerinden kalkarak pencerenin öüne gidiyor. Dün şaraba bandırdığı ve kurumaları için yine pencerenin önüne dizdiği sigaraları alarak yerlerine ıslaklarını koyuyor. Tekrar gelip sandalyesine oturuyor. Şarkının ritmiyle birkaç saniye daha sallandıktan sonra masanın üzerine dizdiği kurumuş sigaralardan birini dudaklarının arasına alarak yakıyor.. -Mea Culpa- Turn off the light, take a deep breath and relax.. Sol avucunun içiyle şarap şişesini kavrayarak ışığı kapatıyor. Sigarasının sert dumanı ciğerlerine dolarken şarabı kafasına dikiyor.. -İnsanların soyutlukları ve herhangi bir kalıbın bana dar gelişine adıyorum bu geceyi çocuk ! Bu gecede yirmi metre yukarısındayım yerin ve yüzündeki herşeyin. Benden yukarıda olan insanlarda vardır elbet ama kimsenin ne kadar korkup ne kadar yükseldiğiyle hiç ilgilenmiyorum. Ben onlar gibi korkularım yüzünden bu kadar yüksekte değilim. Onlardan tiksindiğim için bu kadar yüksekteyim. Korkuyorsam şayet yerin dibine girerim.. Je veux aller au bout de me fantasmes !! -Penceremden içeriye bak ey gece. Yanıbaşımda, İsa gülümsüyor urganın ucunda sallanan Yahuda’ya. Bak ve gör ki bu kir ta o zamanlardan kalma. Ey gece, pencerelerimin bu tarafında, dinler tarihinden eski ve aşktan yeni birşeyler besledim ben ona. Fikrimin şüphe girmemiş ormanlarını ateşe verdi dudakları, bu yangın ta o zamanlardan kalma.. Penceremden içeri gir ey gece, tüm anıtlar cam ve masum burada. Karanlığına dikkat et, onları kırma.. Je suis folle. Je m’abandonne.. -Gravity of love- -Şaşırdığım şeylerin başındadır; ne kadar kirli olursa olsun bir bedenin öylesine berrak gözyaşlarını nasıl üretebildiği.. -Bir adım öne çıksın kalbindeki en kıdemli hayalkırıklığı ve savunsun yaşadığı yerdeki gerekliliğini. Söyleyecek bir çift zarif sözü olmalı beklemek adına, düşmek adına, kaybolmak adına. -Bir adım öne çıksın kalbinin ön cephesinde pusuda yatan büyük kavga ve savunsun kendi nedenlerini. Ve bilsin; Artık tüm savaşlar yorgun, tüm kahramanlar ölü..
#aşk#bahar#edebiyat#şiir#kitap#şiir sokakta#gece#1duygusalhikayem#books#editorial design#flowers#hasret#papatya#vintage#playlist#spotify#türkiye#mutsuzluk#yalnızlık#postlarım#blog yazısı#anlamlı yazılar#edebi sözler#yazılarım#keşfedilmemiş#Spotify#aşka dair#kendi kalbine yazar#özlü sözler#siyah kadar yalniz
1 note
·
View note
Text
20
çok fazla şaşırmış gibi açıyorum gözlerimi... ama uyanmış gibi, yıllardır komadaymış gibi açıyorum bir anda... nerdeyim ben? etrafıma bakınıyorum, bir süper market... elimde bir votka, bir bira ve bir sardalya ile kasaya yaklaşıyorum. bir an içimi bir fenalık kaplıyor. buraya nasıl geldim?
en son nerede uyandım ve en önemlisi; bunlar elimdeyken cebimde param var mı? üşümüş gibi ellerimi ceplerime atıyorum; 120 kuna çıkıyor ceplerimden... o an halen zagreb'de olduğumu anlayabilecek kadar kafam basıyor. sağıma soluma göz gezdirmeye başlıyorum... insanlar alışveriş yapıyorlar ve sıradışı bir şey görmüyorum... önümde sıra bekleyen amcanın elinde bir fiş var... sanırsam sokaklarda boş şişe toplayıp makineden geçirmiş ve fişini almış. 3.5 kuna... demek ki 7 şişe toplayabildi. neyse... sıra bana ve ona gelmeden hemen elime aldıklarımın toplamını hesaplamaya çalışıyorum. 50 kuna votka, en fazla 10 kuna bira, yine en fazla 10'da sardalya... sigaram var mı diye cebimi yoklamadan "illa bir daha alacağım!" diyerek bir de sigara parası ekliyorum üstüne.. "toplam 90 etmeli" diye geçiriyorum içimden... hemen önümdeki amcanın boş torbasına ilişiyor gözüm... kaşla göz arasında cebimdeki 120 kuna'nın 20'liğini poşetinin içine sallayıveriyorum. amca 3.5 kunasını alıyor ve hesap ettiğim gibi benim aldıklarım da 100 kuna ile ödenebilir çıkıyor. çıkıyorum marketten...
yurda dönmek için sola dönmem lazım... gerçi en son orada mıydım bilmiyorum ama sol gömlek cebimde anahtarım olduğuna göre halen oraya dönebilirim. hemen biraz sağıma ilişiyor gözüm; demin poşetine 20 kuna salladığım amca ise sağa dönüp merdivenleri ağır ağır çıkıyor. içimden bir ses diyor ki: "oğlum, poşetinde votka var, bira var, sigara var... daha neye ihtiyacın olacak lan! git peşinden... yeni bir hikâye takip et.!"
kaşla göz arasında, saniyenin 10'da 1'inde dün geceyi düşünmek istiyorum. neredeydim en son? biriyle sevişiyor olduğum sanırsı gelip gidiyor... ya da birini mi seyrediyordum? kimi? güzel bir şeyler oluyordu ama hatırlamıyorum. zaten hatırladığın kadar yalandır her şey... o yüzden dün gece kocaman bir gerçekti her neydiyse... neyse, her neyse...
saniyenin 10'da 1'i, 10'da 1'ini biraz aşıyor ve biraz daha aşarsa poşetine para attığım o amcayı kaybedeceğim... kararımı verdim, peşinden gideceğim.
o önde, ben arkada yürüyoruz. önce ana caddeler, herkesin yürüdüğü, herkese ait sokaklarda yürüyoruz... sonra ara caddelere giriyoruz amca ile... ama sadece yürüyor. niye şişe filan toplamıyor, niye yürümek dışında başka bir şey yapmıyor anlamıyorum. ben de yürüyorum. o biz dışında kimsenin yürümediği ara sokaklardan birinde anlıyorum ki kafam açılıyor. demek ki o amına kodumun marketinde uyandığımda kafam az çok güzeldi ve daha çok içmeliydim; belki yine her ne cehennemin dibindeydiysem oraya o yüzden geldim. "sorun değil" diyor, önce votkayı açıp dikiyorum biraz kafaya... 15 yaşımdan beri sek votka içiyor olmamın bereketi; kafam da, takip mekanizmam da git gide kendine geliyor 5-6 yudum sonrası... artık hem daha sarhoş, hem daha ayık, hem daha yorgun, hem daha dinç takip edebiliyorum amcayı...
artık saatler mi sürüyor, dakikalar mı, saniyeler mi bilmiyorum ama bir yerlerde duruyor amca... ben de onun beni göremeyeceği, benim onu görebileceğim bir yerlerde bekliyorum. girdiği yer nedir tam anlayamıyorum; veteriner midir, pet shop mudur nedir burası? kapıda tabureler, boş bira bardakları var ama vitrinde de papağan, köpek ve kedi resimleri var... adam elinde ufak bir poşetle çıkıp içinde ne varsa benim 20'liği attığım torbaya boca ederek yürümeye başlıyor. ben de peşinden...
votka bitti bitecek, keza gün ışığı da bekaretini vermek üzere bize... "hay sikeyim!" diyorum, devam ediyorum. son votka yudumunun da gırtlağımı deşmesine sebep olduktan sonra iyice siyah bir sokak arasına giriyoruz. hani olur ya; biri usturayla karşına çıkar, ya canındır tercihin, ya malın öyle bir yer... amca poşetini kaldırımın kenarına fırlatıyor, elindeki poşeti açıp hiç anlamadığım dilde birilerini çağırıyor... 3 köpek geliyor uzaktan ama nasıl koşarak, nasıl gözleri yaşlı, nasıl mutlu geliyorlar... adam bir-iki saat önce o ne idüğü belirsiz dükkandan aldığı şeyleri benim de parayı attığım poşetle önlerine döküyor.
doyuyorlar. doydukça adamın gözleri doluyor. doldukça gözlerim kamaşıyor. beyaz, yaş, dolu, kar... gözlerim artık nesnel şeyler göremez oluyor. dalıyor muyum, ölüyor muyum, kararıyor mu.. siyah mı? gölge... ne?
çok fazla şaşırmış gibi açıyorum gözlerimi... ama uyanmış gibi, yıllardır komadaymış gibi açıyorum bir anda... nerdeyim ben? etrafıma bakınıyorum, bir süper market... elimde bir votka, bir bira ve bir sardalya ile kasaya yaklaşıyorum. bir an içimi bir fenalık kaplıyor; buraya nasıl geldim? en son nerede uyandım ve en önemlisi; bunlar elimdeyken cebimde param var mı? üşümüş gibi ellerimi ceplerime atıyorum; 100 kuna çıkıyor ceplerimden...
0 notes
Text
Bim Çöp Poşeti Fiyatı
Bim Çöp Poşeti Fiyatı, Bim Çöp Poşeti Fiyatları araştırmanız doğrultusunda sitemizi ziyaret ettiyseniz doğru yerdesiniz. Çöp Poşeti Fiyatı araştırmasını bizim sitemizden gerçekleştirebilirsiniz. Bim Çöp Poşeti Fiyatları sonuçlarını sizler için araştırdık. Ülkemizde ki son durumlar ve Pandemi sürecinin de ekonomiyi olumsuz etkilemesi sonucu birçok ürün ve hizmet zamlanmış durumda. Peki, bu zam durumu Bim Çöp Poşeti fiyatına nasıl yansıdı? Güncel Bim Çöp Poşeti fiyatları ne kadar? Zamlı Bim Çöp Poşeti fiyatları gibi sorularınızın hepsini bu yazımızda cevaplamaya çalıştık. Yazımızın devamında Bim Çöp Poşeti fiyat bilgisine ulaşabilir, bilgi alabilirsiniz. Güncel Bim Çöp Poşeti Fiyatları listemizi sizlerle paylaşıyoruz.
bim çöp poşeti fiyatı 2023 Ekonomideki olumsuz şartlar doğrultusunda Çöp Poşeti gibi zorunlu ihtiyaç fiyatları tüketicilerin fiyat karşılaştırması yapmasını gerektiriyor. Fiyat karşılaştırması ve araştırması neticesinde tüketiciler Çöp Poşeti gibi zorunlu ihtiyaçlarda uygun fiyatları tercih etmektedir. Uygun çöp poşeti fiyatları? Güncel çöp poşeti fiyatları ve ucuz çöp poşeti fiyatları gibi konularda araştırma yaparak uygun fiyatı sitemizden öğrenebilirsiniz.
BİM ÇÖP POŞETİ FİYATI
- Protex Çöp Torbası 40x50 CM Küçük Boy 40 Adet: 8,25 TL'dir - Protex 65x80 CM Büyük Boy Çöp Torbası 20 Adet: 12,25 TL'dir - 65x70 CM Büzgülü Büyük Boy Çöp Torbası 15 Adet: 14,90 TL'dir Fiyat listemizde hata fark ettiyseniz İletişim sayfamızdan bizimle iletişime geçerek Bim Çöp Poşeti Fiyatları listesinin güncellenmesini sağlayabilirsiniz. BİM ÇÖP POŞETİ FİYATI - Protex Çöp Torbası 40x50 CM Küçük Boy 40 Adet: 8,25 TL'dir - Protex 65x80 CM Büyük Boy Çöp Torbası 20 Adeti: 12,25 TL'dir - Yeni yılda 65x70 CM Büzgülü Büyük Boy Çöp Torbası 15 Adet: 14,90 TL'dir Fiyat listemizde hata fark ettiyseniz Mail adresimizden bizimle iletişime geçerek Bim Çöp Poşeti Fiyatları listesinin güncellenmesini sağlayabilirsiniz.
bim büzgülü çöp poşeti fiyatı GÜNCEL BİM ÇÖP POŞETİ FİYATI HAKKINDA Yazımızda güncel olarak belirttiğimiz Bim Çöp Poşeti fiyat bilgisi ilgili kurumlardan alınan bilgi doğrultusunda oluşturulmuştur. Siz ziyaretçilerimiz için sürekli ve güncel fiyat bilgisi araştırmaları sağlamaktayız. Web sitemizi takip ederek detaylı fiyat araştırmaları gerçekleştirebilirsiniz. Fiyat Listesi yazılarımız haftalık veya en geç aylık olarak güncellenmektedir. Bu doğrultuda sürekli güncel fiyatlara ve fiyat listelerine ulaşabilirsiniz. Hatalı veya eksik bilgi ile karşılaşırsanız bunlarla ilgili bizimle mail veya yorum kısmından iletişime geçebilirsiniz. Eklenmesini istediğiniz bir fiyat listesi mevcutsa bize iletebilirsiniz. https://www.youtube.com/watch?v=g8avI5Q0NTg Bim Çöp Poşeti Fiyatı Hakkında Sıkça Sorulan Sorular? - Bim Çöp Poşeti fiyatı listesi güncel mi? Evet, Hazırladığımız Bim Çöp Poşeti fiyat listesi günceldir. - Hazırladığınız Bim Çöp Poşeti fiyat bilgilerinde hangi kaynakları kullandınız? Bim Çöp Poşeti fiyatı listemizde resmi kurumlardan, resmi web sitelerinden ve ilgili kurumların çağrı merkezlerinden alınan Bim Çöp Poşeti fiyat bilgisi doğrultusunda paylaşım sağlıyoruz. - Bim Çöp Poşeti fiyatı listesi gibi fiyat listeleriniz ne sıklıkla güncellenmektedir? Oluşturduğumuz fiyat listeleri haftalık veya aylık düzen, program ile güncellenmektedir. Sizlere bu yazımızda sunduğumuz Bim Çöp Poşeti fiyatları diğer fiyat araştırmalarımız gibi maksimum aylık olarak güncellenmektedir. Daha erken güncellenmesini istediğiniz konularda bizimle yorum kısmından iletişime geçerek belirtebilirsiniz. Yazımızda paylaştığımız gibi güncel Bim Ürün Fiyatları listemize bu kategorimizden ulaşabilir ve bilgi alabilirsiniz. Market alışverişlerinden önce fiyat araştırması yapmayı seviyor ve gerekli görüyorsanız Fiyatı Nedir sitemiz tamda sizler için hizmet vermektedir. Güncel Market fiyatlarını ve detaylarını sizlerle paylaşmaktadır. Bim ürünlerinin güncel fiyatlarına ulaştığınız gibi diğer marketlerinde güncel ürün fiyatlarına ulaşabilirsiniz. Eklenmesini istediğiniz fiyat listesi olursa bizimle iletişime geçebilirsiniz. Bim İrmik Fiyatı - Bim Maya Fiyatı - Bim Helva Fiyatı - Bim Kuru Kayısı Fiyatı - Bim Çöp Poşeti Fiyatı - Bim İrmik Fiyatı Read the full article
0 notes
Text
Market Poşeti
Read the full article
0 notes
Text
Market poşeti taşıyınca kolum titresime giriyo
Mutfak tüpü ve damacanayı tek nefeste 6 kat çıkarabilirim
58 notes
·
View notes
Photo
IRMAĞININ AKIŞINA ÖLÜRÜM TÜRKİYEM ♥
14K notes
·
View notes