#çöp poşeti
Explore tagged Tumblr posts
Text
Poşet İmalatı ve Üretimini Yapan Firmalar
New Post has been published on https://www.yalcinpakambalaj.com/poset-imalati-ve-uretimini-yapan-firmalar/
Poşet İmalatı ve Üretimini Yapan Firmalar
Poşet İmalatı, markette, mağazada veya kargo iletme gibi alanlarda sıkça kullanılır. Kullanımı hafif olmasından dolayı günlük yaşamda kolaylık sağlar. Doğaya zarar veriyor düşüncesi ile kullanımı azalmıştır. Fakat bu düşüncenin yanlış olduğu ispatlanan bir gerçektir. Poşetin kullanılmasıyla doğaya zarar verilmez, poşetin yanlış kullanılmasıyla birlikte doğaya zarar verilir. Ayrıca Poşet, birçok farklı alanda kullanılarak kolaylık sağlamaktadır. Kolaylık sağlayan poşetin, poşet imalatı ve poşet üretimi nasıldır?
Poşet İmalatı
Polietilen malzemeden üretilerek saklama, taşıma, çöp atma, ambalaj gibi işlemlerde kullanılır. Poşetin birçok farklı çeşidi vardır. Çeşitleri ise kullanım yerine göre değişiklik gösterir. Marketlerde, mağazalarda, gıda saklamada ve çöp atmada gibi kullanımları vardır ve her kullanım yerinin poşeti ayrıdır. Mesela, çöp poşeti ile gıda saklamak mümkün değildir. Çünkü kullanım yerine göre farklı üretimi vardır.
Poşetler doğaya zarar verir düşüncesi ise sıkça kullanılmasından değil doğaya karışmasından ortaya çıkar. Çevreye poşetleri atmamaya özen gösterirsek bu sorun da ortadan kalkar.
Poşet Çeşitleri
Kargo poşeti, market ve mağaza poşeti gibi çeşitleri vardır. Farklı ambalajlarla ve farklı boyutlarda üretilirler. Ayrıca poşet alırken de dikkat etmek gerekir. Satan kişiyle veya kurumla iletişim halinde olmak gerekir. Toptan poşet alımı ile perakende alış farklıdır. Toptan satış ile daha uyguna alınır.
Market Poşeti
Market poşetleri, ince yapıda olur. Üzerinde market şirketinin adı baskılı olur ve büyük boyda üretilir. Poşet, paralı olmadan önce küçük boyu da üretimdeydi.
Kargo Poşeti
Üzerinde kargo şirketinin ismi ve adres yazan, içinde bulunan eşyaya zarar vermeyecek olan poşet çeşididir.
Mağaza Poşeti
Mağaza poşetleri, market poşetlerinden daha kalın yapıda olur. Bazıları plastik bazıları ise karton yapıda üretilir. Poşetler, genellikle üzerinde şirketinin isminin baskılı olmasıyla satışa sunulur. İsteğe göre baskı firmaları poşetleri tasarlar.
Pek çok poşet imalatı yapan firmalar ve poşet üretimi yapan firmalar vardır. Firmalar birbirinden farklı üretim yapsa da genel olarak mağaza poşeti, market poşeti, OPP poşeti ve PVC poşeti gibi ambalaj ve poşet üretimi yapmaktadırlar. Sürekli gelişim içince olarak çeşitli poşet üretimi yaptıkları görülür.
#ambalaj poşeti#baskılı poşet#çevre dostu poşet#çöp poşeti#gıda saklama poşeti#kargo poşeti#karton poşet#mağaza poşeti#market poşeti#OPP poşeti#perakende poşet#plastik poşet#poşet#poşet imalatı#poşet üretimi#PVC poşeti#toptan poşet alımı
0 notes
Text
Hiç baba tarafını övecegimi sanmazdım ama en azından bir utanmaları var utandığı arlandigi icin yuzumuze bakamiyolar evimize çıkmaya utaniyolar anne tarafında hicbir sey yok arkasından kufur ettikleri buyucuden tut demedik şey birakmadikları insanlarla yüz yüze gelip nasıl gülebiliyosunuz amk bir midem bulandı
21 notes
·
View notes
Text
Yaşadığım şeylerden mana çıkarmaya bayılırım. Hazırsanız anlatıyorum.
Bildiğiniz üzere bir ay önce 35. yaş günümdü. Ben de doğum günlerini pek seven bir insan olarak bu mühim yaşta kendime bir güzellik yapmak istedim (birçok güzelliğin içinde bir de hediye almak istedim daha doğrusu). Ekranla uzun bakışmalar sonucunda bir kolyede karar kıldım. Ouroboros yani kendi kuyruğunu ısıran yılan kolyesi. Mitolojik anlamına derinlemesine hakim olmasam da her sonda bir başlangıç olduğunu ve kendini yaratmayı sembolize ettiğini bilmek gönlümü çelmesine yetmişti. Üstüne bir de kitap okumaya beni döndüren, sürükleyip götüren fantastik seride de bu sembole yer verilince çifte anlam yükledim ve kendim için mükemmel hediye olduğuna karar verdim.
Siparişi verdim. Hatta verirken de hediye paketi yapılmasını isteyip kendime not da yazdım.
O aralar Kasım kampanyalarının da teşvikiyle tüketim çılgınlığım iyice depreşmişti. Her gün ya da gün aşırı eve kargo geliyor, çoğunlukla beni evde yakalayamayan kuryelere sürekli kapıya bırakmalarını rica ediyordum. Eve ve bana aşina olanlar artık zili çalıp cevap veren olmayınca otomatik olarak ��yle yapıyordu zaten. Ben de eve gelince her şeyi içeri alıyor antrede başlattığım kargo kulesini gün be gün büyütüyordum.
Doğum günümde bizimkilerin şehir dışından bana gelecek olması evi toplama zorunluluğu getirince dağınık insanın bir numaralı yöntemi olan tıkıştırmaya başvurdum. Buna antrede bıraktığım kargoları gelişigüzel odama götürmek de dahildi. Bizimkilerin gelmesi, doğum günü kutlamaları derken ben kolyeyi hep unuttum. Bunun üstüne bir de evin düzenini değiştirmek gelince her şeyi bir yere sokuşturdum.
Nihayetinde haftalar sonra gelen kargoları açtım ve açarken kolyeyi de sipariş ettiğim geldi aklıma. Geldi gelmesine de evde açılmayan kargo kalmamıştı. Gelmemiş olma ihtimali var mı diye bir umut maillerime baktım ama teslim edildi diyor. Kurye telefonları selinde hangi biriydi acaba hatırlamama imkan yok… bir yandan hiç mi gelmedi diyor diğer yandan evden poşet poşet çöp atarken açmadan atımıverdim acaba diyordum. En sonunda sebebi her ne olursa olsun kolyeyi bulamayacağımı kabullendim ve biraz da nükseden alışveriş bağımlılığım dolayısıyla bu sonun bana müstahak olduğunu düşündüm.
Dün akşam apartmana girmek için normalde kullandığım otopark kapısı kapalı olunca ana kapıdan girdim. Kapıdan girince sol tarafta kalan posta kutularına takıldı gözüm ve hepsinin üstünde bir kargo poşeti gördüm. Alakasız bir merakla hangi komşuya gelmiş acaba diye poşeti elime aldım ve bir de baktım ki adım yazıyor! Anlam verebilmek adına hemen gönderene baktım ve kolyeyi sipariş ettiğim yer!
Şimdi kuryenin daha önce hiç karşılaşmadığım biçimde kargoyu posta kutularının üstüne bırakması, benim o kapıyı haftalarca kullanmamam ve nihayetinde kullanıp da kolyeyi bulduğum günün ne zaman sonra kendim için adım atıp kendimi gururlandırdığım gün olması kaderin cilvesi değil de ne?
34 notes
·
View notes
Text
Yok niye çöp poşeti giydirmişler...
Yok niye köpek arabasına koymuşlar...
Yok niye tekmelemişler...
Başlatmayın lan sizin o yapmacık hümanisliğinize de, insan hakları duyarlılığınıza da...😡😡🤬🤬
"Bir köpek gelir, duvağı taze bir fidanı dağlar
lağım sarmaşığı bir gülü dağlar,
annesine de hiç kapanmayacak bir yara,
Şeyda diye seslenemeyeceği günlerin acısı kalır..
Annesi güle, poşetler çöpe ağlıyor!!."
Esra Elönü
38 notes
·
View notes
Text
Devlet şov yapmaz, işini yapar.
Son dönemde bir şey gelişti. Şahısları ters kelepçeyle gözaltına almak. Dövmek ve bunları servis etmek. İşte PKK marşıyla halay çekenlere "Ölürüm Türkiyem" şarkısı dinletmek. Son olarak gencecik bir polisimiz şehit oldu. Üzgünüz ama sonrasında yapılanlar... Katile çöp poşeti giydirmek, kafasını bastırarak hayvan izleme aracına fırlatmak... Özgüvensiz, ciddiyetsiz, küçük devletlerin yapacağı uygulamalar bunlar. Kendi hatalarını örtmek için gaz alıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'ne ve kahraman polisimize bunlar yakışmıyor. Devlet popülizm yapmaz. Devlet şov yapmaz. Devletsen vatandaşını, polisini, askerini kararlılıkla koruyacaksın. Devletsen önceliğin güvenlik olacak. Devletsen önce 26 sabıkası olanı gezdirmeyeceksin ortada. Devletsen, Meclis'teki terör partilerini kapatacaksın önce. PKK/HDP'yi, HÜDA-PAR'ı Meclis'e sokmayacaksın. Devletsen, düşmanlarının psikolojik savaşına malzeme verecek şeyler de yapmayacaksın. Devlet yönetmek, olgunluk, birikim ister. Türkiye kabile devleti gibi yönetilemez. Devlet zaafını her yerde görüyoruz.
27 notes
·
View notes
Text
İstanbul'da şehit edilen gencecik polis memuru şeyda yılmaz'ın katiline siyah çöp poşeti giydirip çöp atar gibi "hayvan büro amirliği" aracına bindirdiler. dileğim odur ki içerde çürüyerek gebersin, beter olsun, bunun kısası ve karşılığı idamdır ama maalesef ki bu mümkün değil. Allah yakınlarına sabır versin çok acı.
14 notes
·
View notes
Text
vakit gece yarısını geçmişti. hayır, saat geceyi epey geçmiş neredeyse sabaha yaklaşmıştı. saat dört sularıydı. oda sıcaktı, vantilatör sadece içerideki sıcak havayı tekrar üfürüyordu. bir sigara yaktı. elini kahve bardağına uzattı. kahve bitmişti. içindeki buzlar da sıcaktan çoktan erimişti. balkona çıktı. dışarısı içeriden serinmiş, diye düşündü. sokaktan hâlâ sesler geliyordu. çevresine bakındı. köşedeki çiğ köfteci açıktı. dükkânın önünde insanlar oturmuş bir yandan muhabbet ediyor, bir yandan da ellerindeki telefona bakıyorlardı. biri elini masaya götürdü, sigara paketini aldı ve bir sigara yaktı. o sırada karşı apartmanın altındaki bakkalın önünde bir adamı gördü. adamın üzerinde atlet ve kısa bir şort... adamın elinde bir poşet vardı. burnuna götürdü. aklından "tinerci mi acaba?" diye geçirdi. adam elindeki poşeti dükkânın önündeki çöp kutusuna attı. yalpalaya yalpalaya köşeyi döndü ve gitti. sokaktan kuryeler geçiyordu. evet, bu saatte bile uyumayıp acıkanlar vardı. başını sağ tarafa çevirdi. iki kişinin konuşarak yürüdüğünü gördü. ya çok yüksek konuşuyorlardı ya da sokağın ıssızlığından dolayı sesleri her yerde yankılanıyordu. ilerideki tekel ve karşısındaki fırın hâlâ açıktı. fırının önünde bekçiler oturuyor, kimi yüksek sesle konuşuyor, telsizlerinden sesler geliyor; kimi de hiçbir şey demeden elindeki telefona bakıp videolar izliyordu. önlerindeki çaylar ise bitmişti. fırının önünde bir köpek yatıyordu. köpek kalktı. çevresine bakındı. sokağın başından gelen moto-kuryeyi fark etti. o geçerken birkaç kez havladı. sonra kendi çevresinde dönerek tekrar yattı. adam göğe baktı, şehrin ışığından dolayı tek tük yıldızlar görünüyordu. sigaradan bir fırt çekti, dumanı üfledi. dumanlar yukarı doğru yükseldi ve kayboldu. başını indirirken tepedeki minareyi fark etti. minarenin ışıkları yanıyordu. bir an neden diye düşündü. sonra cuma olduğunu hatırladı. doğru ya bugün bayram günü, diye içinden geçirdi. bir müddet bir şey düşünmeden minareye bakakaldı. seher yeli hafif hafif esmeye devam ediyordu. içeriden balkona çıkmadan önce açtığı müziğin sesi geliyordu. judas priest. angel. şarkıya kulak verdi. en sevdiği kısımdaydı. "oh angel we can find our way somehow/escaping from the world we're in/to a place where we began/and i know we'll find/a better place and peace of mind/just tell me that it's all you want for you and me" yüzünde bir gülümseme oldu. müzik şimdiyle eski arasında bir bağ kurdu. birden eski anılarına gitti. kulağında kulaklıkla yürüdüğü yollar gözünde canlandı. sigarasından bir fırt daha çekti. sigara dibe kadar gelmişti. son bir fırt daha çekip içeri girdi. sigarayı ağzına kadar dolmuş kül tablasının içine attı. saate baktı. dördü geçmişti. vakit yaklaşmıştı. gün birazdan doğacaktı.
10 notes
·
View notes
Text
Evi kış için temizle salonun fonlarına kadar ütüle sonra babam ve annemi görünce Mehmet Abi bahçesinden bir büyük çöp poşeti gibi poşet nane versin. Bunu yıka ayıkla temizle derken salonu işgal etsin. Daha görünmeyen tarafta da var. Nane bizden daha çok salonun keyfini çıkarttı. Bunun hepsini şimdi bir sofrada birleştireceğiz. Sonra bir iki gün daha böyle durur. Güneşe çıkar artık. Direkt güneşe koymama nedenimiz nane siyahlaşıyor. Şu an ufalanacak şekilde de kuru değil daha nemi var.
32 notes
·
View notes
Text
Keşke bu kadar libidosu yüksek olacağıma çöp poşeti olsaydım 😖
8 notes
·
View notes
Text
Poşet İmalatı Konusunda Firmaların Önemi
New Post has been published on https://www.yalcinpakambalaj.com/poset-imalati-konusunda-firmalarin-onemi/
Poşet İmalatı Konusunda Firmaların Önemi
Poşet ve ambalaj, birçok sektörde, boyut ve tür fark etmeksizin kullanılır. Oldukça geniş bir sektöre ve kullanıma sahip olmasından dolayı poşet imalatı yapan firma sayısı da artmıştır. Bu firmalar sektöre hızlı giriş yapmış olsalar da bazı noktalara önem vermedikleri durumda piyasan da kısa sürede silinirler. Bu gibi talihsizlikler yaşamamak için poşet imalatı yapan firmalar müşteri isteklerine dikkat ederek hizmet vermelidir.
Poşet İmalatı Konusunda Firmaların Önemi
Poşet üretimi oldukça fazla kullanılan üretim kollarından biridir. Ciddi anlamda seri üretim alan ve çalışa firmalardan biri olan Yalçın Pak Ambalaj, 1985 yılından beri bu sektörde yer alır. Kaliteden asla vazgeçmeyen ve müşterilerinin ne istediklerini bilerek hizmet vermeye devam eden firma, bu anlayışı sayesinde sektördeki yerini sağlamlaştırmıştır. İşlerini yaparken çevre kirliliği konusunda da hassas davranan firma, faaliyet gösterdiği her alanda öncelikli olarak tercih edilen firmalardan biridir.
Poşet üretimi yapan firmalar birçok konuda maliyet açısından sınırlı üretim yaparlar. Örneğin renkli mağaza poşetleri ya da baskılı ve logolu market poşetleri üretimi yapmaz ya da belirli sipariş sayısı sınırlaması getirirler. Yalçın Pak Ambalajda bu tarz durumlar da söz konusu değildir. Dilediğiniz kadar siparişi, dilediğiniz şekilde ve ölçüde sizler için hazırlayıp teslim tarihinde ulaştırırlar.
Poşet Fiyatları
Poşetler, seri üretim olarak alınacağında adet üzerinden fiyatlanır. Bunun sebebi toplu sipariş alınması ve işlerin toplu olarak yapılmasıdır. Elbette fiyatlarda baskılı olması ya da daha geniş boy olması gibi durumlar belirleyicidir. Yalçın Pak Ambalaj, alınan siparişleri kalite kontrol yapıldıktan sonra müşterilerine sevk eder. Buna rağmen karşılaşılan olası sorunlarda da müşterilerin yanında olarak yardımcı olur.
Poşet Kullanımı
Poşetler, evlerde, okullarda, ofislerde, marketlerde, mağazalarda, manavlarda, otellerde ve diğer birçok alanda kullanılır. Fark etmeden neredeyse her gün poşetleri kullanırız. Bunların kimisi biraz daha kalın olurken, kimileri kulpsuz pvc poşetler olabilir.
Kullanılacak alana ve amaca göre tercih edilen poşetler, üretim malzemesine göre gıda gibi alanlarda da kullanılabilir. Çöp poşeti ya da kuruyemiş konması gibi amaçlarla da poşetler de siparişlere göre hazırlanarak müşterilere ulaştırılır.
#ambalaj#baskılı poşet#çöp poşeti#gıda poşeti#kalın poşet#kulpsuz poşet#kuruyemiş poşeti#logolu poşet#mağaza poşetleri#market poşetleri#poşet#poşet fiyatları#poşet imalatı#poşet üretimi#pvc poşet#renkli poşet#seri üretim#toplu sipariş#Yalçın Pak Ambalaj
0 notes
Text
Duygularınızı saklamayın...
Gülünecekse gülün'
Kızılacaksa kızın'
Sevilecekse sevin'
Sövülecekse sövün'
Dövülecekse !? Dövülecekse dövmeyin döverim bak deyin... 🤭... Şiddete karşıyım...
İçinize atmayın... Çöp poşeti değilsiniz dimi...😁
Haa...bide doktoruma söylemeyin gizli geldim🕊️🤫🤭😂
Gittimmm... 🦋☕
51 notes
·
View notes
Text
Yardım kolisi hazırlayan arkadaşların dikkatine! Görevliler uyarıyor. Bölgede hava şartları çok sert. Yağmur ve kar gönderdiğimiz kolileri ıslatıyor. Ayakkabı ve kıyafetler kullanılmaz hale geliyor.Kolilerimizi hazırlamadan önce kolinin içine çöp poşeti koyup yardımlarımızı içine koyalım! Poşetlerin ağzını sıkıca bağlayıp o şekilde koliyi bantlarsak yardımlarımız heba olmaz.❗
57 notes
·
View notes
Text
Yüz yıkama sabunumu koyduğum poşeti değiştirmiştim eski poşetide çöp poşeti yaparım diye mutfağa koymuştum annem içine çekirdek koymuş jdjxj ay tabikide hayırlı bı evlat olduğum için bunu ona söylemicem
3 notes
·
View notes
Text
Kendimden büyük çöp poşeti atmaya kalktım oynat bakalım nasıl yere yapışıyorum
11 notes
·
View notes
Text
sadeleşme yolunda Zeynep yörük dinlediğim isim harika anlatıyor.
geöenlerde köşeleri kırık tabakları attım .kitaplık ciftmsırdan tek sıraya düştü ve copu rafta el girmesini geç noş yerler var. evi temizlemek dah akılay evin enerjiside değişti. stok ürün almıyırum.
temizlik mağzemesi çok fazla almışım. dur şu naıslmış bu naıslmış diye dşye bir dolap dolusu olmuş. onları bitirince sadece 4 5 mağzeme ile temizlik yaoabilmeliyim. deterjan, yağ çökücü, Arap sabunu, çamaşır suyu gibi. o rafta baya baya boşalıyor. evd eolan şeyleri alıp stoklamıyırum. bişey ucuz diye almıyırum. almamaya niyet eidyorum, dua ediyorum.. açıyorum kullanıyorum bitince alıyorum. dolabım baklagil dolu onlar bitmeden yenisini almak yok. bu stokculugun değişik bir enerjisi var. insanı boğuyor..eve gelen şeyin kutusunuda hemen atıyorum. çöp poşeti dolmasada çöpüde atıyorum..
sırada yırtıkları dikmek var.evdeki ajandalarsan verdim geçen..bu kadar çom ajandaya da gerek yok.birde vazo çiçek falan var onların ya yeri değişicek yada ortadan kalkacak göz yoruyor. vizeler geçsin bazanın altına da bir el atacagımç.eski üstlerimle kırk yama bişey yapmak istiyorum bakalım. eski bir elbizem var onunla bir bez çanta yapabılırız. onun dışında saklama kaplarının bana fazlamolanalrını toplayıp anneme götürüyorum.
eziyeti kendime yapmışım bu kadar eşya, bunların hamallıgını et, evde bunların enerjisi ile yaşa. gerçekden rahatladım..
bu ay Osmanlıca çalışam lazım. vizeden sonra Osmanlıca kitaplarda satıcam.çok değiller zaten amaçına hizmet edip evden gidecekler. iplerle orgu orucem inşallah.
satılacak kitaplarında bş rafa dizeceğim birazda önümüzdeki aylarda satacagım. çok vaktini alıyor yoruldum PTT gitmgel yapmakdan.
şimdi galeride temizlendi dünyaya civi cakacakmış gibi herşeyi bırıktırelim, herşey dursun aman bişey gitmesin elimizden. asıl bide ayakkabıların elden geçmesi gerekiyor bakalım
3 notes
·
View notes
Text
TUNUS DEĞİŞTİRİR ARKADAŞLAR...
Sizin de hiç efkarlanmak isteyip efkarlanamadığınız oldu mu? Arada bir denizin kıyısına gideyim, efkarlanayım diyorum. Çöpler o kadar çok görüntü kirliliği yaratıyor ki... Tüm derdimi unutuyorum. Zaten projenin de temel amacı deniz kirliliği falan ama bu insanlara biz değil tüm Türkiye kalkıp gelse çözüm bulamaz. Geçen gün tekneyle açıldık, dağılıp denizdeki çöpleri temizlemeye çalıştık. (Açılmışken cerenle bir titanicte patlattık tabii jfndnfndn) Ama o kadar fazla ki Tunus yönetiminin ekstra bir çöp poşeti üretim fabrikası açması gerekiyor. Amacımız olabildiğince deniz kaplumbağalarını korumak ve insanları bu konuda bilinçlendirmek. Fakat kaplumbağaları yakalayıp kuskusla yemeye alışmış bir millete neyi ne kadar aşılayabiliriz bilemedim. Bir de şöyle bir inançları var: Bebekler doğduğunda onları koruyacaklarını inandıkları için kamplumbağaları öldürüp bebekleri onların kabuklarına yatırıyorlar. Canilik diz boyu...
Tunus'a gelmeden önce hayatımda sadece bir kez otostop çekmiştim. Geçen gün dokuz kişi falan yolda kaldık. Dedim otostop çekelim. Adamın bir tanesi durdu. Biz dört kız ve Arca bindik. Meğer bizdeki ovarlokçu tarzı bir arabaya binmişiz. Ovarlok makinesi ayağınıza geldinin Arapça anonsunu yapa yapa Kerkennah'ı dolaştık. Rezillik diz boyu... He bir de arkamızda dört erkek kalmıştı. Bir saat boyunca otostop çekmişler, gariplerime kimse durmamış.
Geçen başıma tuhaf karşıladığım bir olay geldi. Her zaman gittiğimiz remla adlı bir kafe var. Türkiye'de hiçbir garson çalışan, şikayet edilme ve ardından kovulma korkusuyla karşı taraftan bir işaret olmadığı müddetçe yürüyemez. Geçen akşam yemek yedik. Limonata isteyecektim, etrafta garsonu göremedim. Kendim gittim, rica etmek için. "How are u?" diye sordu bana. Good falan dedim onun nasıl olduğunu sordum. Bana "you are very very beautiful, give me your instagram" dedi. "No" dedim, arkamı döndüm. Şimdi her gördüğü yerde beni dik dik izliyor ama bizim masaya sipariş almaya hiçbir zaman gelmiyor jfjdjdkdkdkd. He bir de bu konuya gelmişken ilginç bir bilgi paylaşacağım. Burda Tinder kullanmak, Türkiye'de instagram kullanmak kadar normal bir şey. Arca geldiğimiz günden beri kaç kere Tinder üzerinden date çıktı. Bizdeki gibi gel şurda buluşalım sonra da seks yapalım mantığı yok yani.
Btw hayatımın en huzurlu ve emeklilik dönemlerini geçiriyorum son zamanlarda. Buradaki kadar güzel gün doğum ve batımlarını daha önce hiçbir yerde izlemedim sanırım. Genel olarak bakarsak sefalet içinde yaşıyor gibiyim. Hayatımda ilk defa kendi çamaşırlarımı ellerimde yıkıyorum, belki 16 metrekare bile olmayan bir odada dört kız yaşamaya çalışıyoruz. Kapalı mekanların hepsinde sigara içiliyor. Burada kapalı alanlarda sigara icilmesi yasaktır gibi bir kural yok. Kısaca yaşam standartlarım Türkiye'dekinin çok altında. Ama bunlara rağmen mutluyum. Kısaca Tunus çok fazla değiştirdi beni. Küçücük şeylerle inanılmaz derecede mutlu olmayı öğretti. Empati yeteneğimi fazlasıyla geliştirdi. En önemlisi hayatıma inanılmaz güzel insanlar girdi. Kendimi keşfediyorum en derininden. İçime sakladıklarımı, yokmuş gibi hissettiğim duygularımı ortaya çıkartıyorum bazen. Kendimin farklılıklarıyla yüzleşiyorum. İyice olgunlaştığımı fark ediyorum bu yüzden.
3 notes
·
View notes