#çöp poşeti
Explore tagged Tumblr posts
Text
Hiç baba tarafını övecegimi sanmazdım ama en azından bir utanmaları var utandığı arlandigi icin yuzumuze bakamiyolar evimize çıkmaya utaniyolar anne tarafında hicbir sey yok arkasından kufur ettikleri buyucuden tut demedik şey birakmadikları insanlarla yüz yüze gelip nasıl gülebiliyosunuz amk bir midem bulandı
21 notes
·
View notes
Text
Yok niye çöp poşeti giydirmişler...
Yok niye köpek arabasına koymuşlar...
Yok niye tekmelemişler...
Başlatmayın lan sizin o yapmacık hümanisliğinize de, insan hakları duyarlılığınıza da...😡😡🤬🤬
"Bir köpek gelir, duvağı taze bir fidanı dağlar
lağım sarmaşığı bir gülü dağlar,
annesine de hiç kapanmayacak bir yara,
Şeyda diye seslenemeyeceği günlerin acısı kalır..
Annesi güle, poşetler çöpe ağlıyor!!."
Esra Elönü
38 notes
·
View notes
Text
İstanbul'da şehit edilen gencecik polis memuru şeyda yılmaz'ın katiline siyah çöp poşeti giydirip çöp atar gibi "hayvan büro amirliği" aracına bindirdiler. dileğim odur ki içerde çürüyerek gebersin, beter olsun, bunun kısası ve karşılığı idamdır ama maalesef ki bu mümkün değil. Allah yakınlarına sabır versin çok acı.
14 notes
·
View notes
Text
vakit gece yarısını geçmişti. hayır, saat geceyi epey geçmiş neredeyse sabaha yaklaşmıştı. saat dört sularıydı. oda sıcaktı, vantilatör sadece içerideki sıcak havayı tekrar üfürüyordu. bir sigara yaktı. elini kahve bardağına uzattı. kahve bitmişti. içindeki buzlar da sıcaktan çoktan erimişti. balkona çıktı. dışarısı içeriden serinmiş, diye düşündü. sokaktan hâlâ sesler geliyordu. çevresine bakındı. köşedeki çiğ köfteci açıktı. dükkânın önünde insanlar oturmuş bir yandan muhabbet ediyor, bir yandan da ellerindeki telefona bakıyorlardı. biri elini masaya götürdü, sigara paketini aldı ve bir sigara yaktı. o sırada karşı apartmanın altındaki bakkalın önünde bir adamı gördü. adamın üzerinde atlet ve kısa bir şort... adamın elinde bir poşet vardı. burnuna götürdü. aklından "tinerci mi acaba?" diye geçirdi. adam elindeki poşeti dükkânın önündeki çöp kutusuna attı. yalpalaya yalpalaya köşeyi döndü ve gitti. sokaktan kuryeler geçiyordu. evet, bu saatte bile uyumayıp acıkanlar vardı. başını sağ tarafa çevirdi. iki kişinin konuşarak yürüdüğünü gördü. ya çok yüksek konuşuyorlardı ya da sokağın ıssızlığından dolayı sesleri her yerde yankılanıyordu. ilerideki tekel ve karşısındaki fırın hâlâ açıktı. fırının önünde bekçiler oturuyor, kimi yüksek sesle konuşuyor, telsizlerinden sesler geliyor; kimi de hiçbir şey demeden elindeki telefona bakıp videolar izliyordu. önlerindeki çaylar ise bitmişti. fırının önünde bir köpek yatıyordu. köpek kalktı. çevresine bakındı. sokağın başından gelen moto-kuryeyi fark etti. o geçerken birkaç kez havladı. sonra kendi çevresinde dönerek tekrar yattı. adam göğe baktı, şehrin ışığından dolayı tek tük yıldızlar görünüyordu. sigaradan bir fırt çekti, dumanı üfledi. dumanlar yukarı doğru yükseldi ve kayboldu. başını indirirken tepedeki minareyi fark etti. minarenin ışıkları yanıyordu. bir an neden diye düşündü. sonra cuma olduğunu hatırladı. doğru ya bugün bayram günü, diye içinden geçirdi. bir müddet bir şey düşünmeden minareye bakakaldı. seher yeli hafif hafif esmeye devam ediyordu. içeriden balkona çıkmadan önce açtığı müziğin sesi geliyordu. judas priest. angel. şarkıya kulak verdi. en sevdiği kısımdaydı. "oh angel we can find our way somehow/escaping from the world we're in/to a place where we began/and i know we'll find/a better place and peace of mind/just tell me that it's all you want for you and me" yüzünde bir gülümseme oldu. müzik şimdiyle eski arasında bir bağ kurdu. birden eski anılarına gitti. kulağında kulaklıkla yürüdüğü yollar gözünde canlandı. sigarasından bir fırt daha çekti. sigara dibe kadar gelmişti. son bir fırt daha çekip içeri girdi. sigarayı ağzına kadar dolmuş kül tablasının içine attı. saate baktı. dördü geçmişti. vakit yaklaşmıştı. gün birazdan doğacaktı.
10 notes
·
View notes
Text
Evi kış için temizle salonun fonlarına kadar ütüle sonra babam ve annemi görünce Mehmet Abi bahçesinden bir büyük çöp poşeti gibi poşet nane versin. Bunu yıka ayıkla temizle derken salonu işgal etsin. Daha görünmeyen tarafta da var. Nane bizden daha çok salonun keyfini çıkarttı. Bunun hepsini şimdi bir sofrada birleştireceğiz. Sonra bir iki gün daha böyle durur. Güneşe çıkar artık. Direkt güneşe koymama nedenimiz nane siyahlaşıyor. Şu an ufalanacak şekilde de kuru değil daha nemi var.
32 notes
·
View notes
Text
Keşke bu kadar libidosu yüksek olacağıma çöp poşeti olsaydım 😖
8 notes
·
View notes
Text
Duygularınızı saklamayın...
Gülünecekse gülün'
Kızılacaksa kızın'
Sevilecekse sevin'
Sövülecekse sövün'
Dövülecekse !? Dövülecekse dövmeyin döverim bak deyin... 🤭... Şiddete karşıyım...
İçinize atmayın... Çöp poşeti değilsiniz dimi...😁
Haa...bide doktoruma söylemeyin gizli geldim🕊️🤫🤭😂
Gittimmm... 🦋☕
51 notes
·
View notes
Text
Yardım kolisi hazırlayan arkadaşların dikkatine! Görevliler uyarıyor. Bölgede hava şartları çok sert. Yağmur ve kar gönderdiğimiz kolileri ıslatıyor. Ayakkabı ve kıyafetler kullanılmaz hale geliyor.Kolilerimizi hazırlamadan önce kolinin içine çöp poşeti koyup yardımlarımızı içine koyalım! Poşetlerin ağzını sıkıca bağlayıp o şekilde koliyi bantlarsak yardımlarımız heba olmaz.❗
57 notes
·
View notes
Text
Yüz yıkama sabunumu koyduğum poşeti değiştirmiştim eski poşetide çöp poşeti yaparım diye mutfağa koymuştum annem içine çekirdek koymuş jdjxj ay tabikide hayırlı bı evlat olduğum için bunu ona söylemicem
3 notes
·
View notes
Text
maskemi yaptım kafama çöp poşeti geçirdim iki saat böle takılıcam saçım uzasın diye girdiğim şu çaba bi işe yaramazsa kahrolucam artık yeto pazartesi de sağlıklı uzasın diye ucundan kırptırıcam daha napim
13 notes
·
View notes
Text
kimsenin kuklası olmayın size bok gibi hissettirene çöp poşeti muamelesi yapmaktan kaçınmayın.
Bir de böyle mutlu olmayı deneyin :')
8 notes
·
View notes
Text
Kendimden büyük çöp poşeti atmaya kalktım oynat bakalım nasıl yere yapışıyorum
11 notes
·
View notes
Text
sadeleşme yolunda Zeynep yörük dinlediğim isim harika anlatıyor.
geöenlerde köşeleri kırık tabakları attım .kitaplık ciftmsırdan tek sıraya düştü ve copu rafta el girmesini geç noş yerler var. evi temizlemek dah akılay evin enerjiside değişti. stok ürün almıyırum.
temizlik mağzemesi çok fazla almışım. dur şu naıslmış bu naıslmış diye dşye bir dolap dolusu olmu��. onları bitirince sadece 4 5 mağzeme ile temizlik yaoabilmeliyim. deterjan, yağ çökücü, Arap sabunu, çamaşır suyu gibi. o rafta baya baya boşalıyor. evd eolan şeyleri alıp stoklamıyırum. bişey ucuz diye almıyırum. almamaya niyet eidyorum, dua ediyorum.. açıyorum kullanıyorum bitince alıyorum. dolabım baklagil dolu onlar bitmeden yenisini almak yok. bu stokculugun değişik bir enerjisi var. insanı boğuyor..eve gelen şeyin kutusunuda hemen atıyorum. çöp poşeti dolmasada çöpüde atıyorum..
sırada yırtıkları dikmek var.evdeki ajandalarsan verdim geçen..bu kadar çom ajandaya da gerek yok.birde vazo çiçek falan var onların ya yeri değişicek yada ortadan kalkacak göz yoruyor. vizeler geçsin bazanın altına da bir el atacagımç.eski üstlerimle kırk yama bişey yapmak istiyorum bakalım. eski bir elbizem var onunla bir bez çanta yapabılırız. onun dışında saklama kaplarının bana fazlamolanalrını toplayıp anneme götürüyorum.
eziyeti kendime yapmışım bu kadar eşya, bunların hamallıgını et, evde bunların enerjisi ile yaşa. gerçekden rahatladım..
bu ay Osmanlıca çalışam lazım. vizeden sonra Osmanlıca kitaplarda satıcam.çok değiller zaten amaçına hizmet edip evden gidecekler. iplerle orgu orucem inşallah.
satılacak kitaplarında bş rafa dizeceğim birazda önümüzdeki aylarda satacagım. çok vaktini alıyor yoruldum PTT gitmgel yapmakdan.
şimdi galeride temizlendi dünyaya civi cakacakmış gibi herşeyi bırıktırelim, herşey dursun aman bişey gitmesin elimizden. asıl bide ayakkabıların elden geçmesi gerekiyor bakalım
3 notes
·
View notes
Text
TUNUS DEĞİŞTİRİR ARKADAŞLAR...
Sizin de hiç efkarlanmak isteyip efkarlanamadığınız oldu mu? Arada bir denizin kıyısına gideyim, efkarlanayım diyorum. Çöpler o kadar çok görüntü kirliliği yaratıyor ki... Tüm derdimi unutuyorum. Zaten projenin de temel amacı deniz kirliliği falan ama bu insanlara biz değil tüm Türkiye kalkıp gelse çözüm bulamaz. Geçen gün tekneyle açıldık, dağılıp denizdeki çöpleri temizlemeye çalıştık. (Açılmışken cerenle bir titanicte patlattık tabii jfndnfndn) Ama o kadar fazla ki Tunus yönetiminin ekstra bir çöp poşeti üretim fabrikası açması gerekiyor. Amacımız olabildiğince deniz kaplumbağalarını korumak ve insanları bu konuda bilinçlendirmek. Fakat kaplumbağaları yakalayıp kuskusla yemeye alışmış bir millete neyi ne kadar aşılayabiliriz bilemedim. Bir de şöyle bir inançları var: Bebekler doğduğunda onları koruyacaklarını inandıkları için kamplumbağaları öldürüp bebekleri onların kabuklarına yatırıyorlar. Canilik diz boyu...
Tunus'a gelmeden önce hayatımda sadece bir kez otostop çekmiştim. Geçen gün dokuz kişi falan yolda kaldık. Dedim otostop çekelim. Adamın bir tanesi durdu. Biz dört kız ve Arca bindik. Meğer bizdeki ovarlokçu tarzı bir arabaya binmişiz. Ovarlok makinesi ayağınıza geldinin Arapça anonsunu yapa yapa Kerkennah'ı dolaştık. Rezillik diz boyu... He bir de arkamızda dört erkek kalmıştı. Bir saat boyunca otostop çekmişler, gariplerime kimse durmamış.
Geçen başıma tuhaf karşıladığım bir olay geldi. Her zaman gittiğimiz remla adlı bir kafe var. Türkiye'de hiçbir garson çalışan, şikayet edilme ve ardından kovulma korkusuyla karşı taraftan bir işaret olmadığı müddetçe yürüyemez. Geçen akşam yemek yedik. Limonata isteyecektim, etrafta garsonu göremedim. Kendim gittim, rica etmek için. "How are u?" diye sordu bana. Good falan dedim onun nasıl olduğunu sordum. Bana "you are very very beautiful, give me your instagram" dedi. "No" dedim, arkamı döndüm. Şimdi her gördüğü yerde beni dik dik izliyor ama bizim masaya sipariş almaya hiçbir zaman gelmiyor jfjdjdkdkdkd. He bir de bu konuya gelmişken ilginç bir bilgi paylaşacağım. Burda Tinder kullanmak, Türkiye'de instagram kullanmak kadar normal bir şey. Arca geldiğimiz günden beri kaç kere Tinder üzerinden date çıktı. Bizdeki gibi gel şurda buluşalım sonra da seks yapalım mantığı yok yani.
Btw hayatımın en huzurlu ve emeklilik dönemlerini geçiriyorum son zamanlarda. Buradaki kadar güzel gün doğum ve batımlarını daha önce hiçbir yerde izlemedim sanırım. Genel olarak bakarsak sefalet içinde yaşıyor gibiyim. Hayatımda ilk defa kendi çamaşırlarımı ellerimde yıkıyorum, belki 16 metrekare bile olmayan bir odada dört kız yaşamaya çalışıyoruz. Kapalı mekanların hepsinde sigara içiliyor. Burada kapalı alanlarda sigara icilmesi yasaktır gibi bir kural yok. Kısaca yaşam standartlarım Türkiye'dekinin çok altında. Ama bunlara rağmen mutluyum. Kısaca Tunus çok fazla değiştirdi beni. Küçücük şeylerle inanılmaz derecede mutlu olmayı öğretti. Empati yeteneğimi fazlasıyla geliştirdi. En önemlisi hayatıma inanılmaz güzel insanlar girdi. Kendimi keşfediyorum en derininden. İçime sakladıklarımı, yokmuş gibi hissettiğim duygularımı ortaya çıkartıyorum bazen. Kendimin farklılıklarıyla yüzleşiyorum. İyice olgunlaştığımı fark ediyorum bu yüzden.
3 notes
·
View notes
Text
Allahimm şu midemi al bana çöp poşeti ver her gün yenisini takayim nolurrr
9 notes
·
View notes
Note
Ya ne çabuk sibeeeell daha seninle ben ikizlere sem terazilere sövüyodum dün gibi her şey :’) çok mutlu ol. Sen atlatmışsın ben hala arada arkama dönüp bakıyorum…
ay valla ikizlere ayrı terazilere ayrı sokayım benim kocam koç mesela ben de koçum dünyanın en süper burcu koçtur biz de ağladık iki sene az değil daha fazlasını da haketmiyorlar şimdi dönüp bakıyorum kocaman bir çöp poşeti gibi gözüküyor adam gözüme sen de önüne bak doğru kişiyi göreceksin
3 notes
·
View notes