Tumgik
#kulak arkası
nefss-blog · 2 days
Text
Bazı şeyleri bir bardağı havada bırakıp yere düşmesini izler gibi bırakıyorum.
Bahaneler, sebepler, arkası boş açıklamalar ve içten bile olmayan o geçiştirmeli özürlere kulak asmadan; öyle bi anda pat diye.
Çünkü dinlersem inanıyorum, çünkü ben inandığım için böylesiniz.
21 notes · View notes
selcandy · 18 days
Text
Tumblr media Tumblr media
Şekil A1’deki uzun menzilli su tabancam Trendyol’da “eğlenceli ve coşkulu yaz günlerinin vazgeçilmezi” başlığıyla satılıyordu ama ben neredeyse ağlayarak aldım sayılır. Pazar gecesi önü arkası tam bir kedi yuvası olan bahçemize önlü arkalı sürü saldırdı; Badem, Şımarık, Çitlembik, hepsi öldü sanırken gün aydınlanınca sadece bir kedinin cansız yattığını gördüm sokakta, onunla da henüz hiç tanışmamışız :(
İki gecedir su şişesiyle bu gece de su tabancasıyla nöbetteyim. Dün gece gelen giden olmadı, ondan önceki gece de Şekil A2’deki arkadaş tek başına uğradı. Önceki gün kediyi öldürenlerden biri bu. Soğumamış öfkemle “şşşt yine mi sen, git olm hadi burdan” falan diye seslenmemle karşıma yatıp kuyruğunu sallaya sallaya bana bakmaya başladı. Baya da durdu öyle, o kadar kalbim tükendi ki ne olursa olsun hiçbirini diğerinden ayrı tutamadığımı anladım. Ona öfkelenmeye hakkım da yok ki - ekonun düzeni bu.
Yine de uzun menzilli tabancamla nöbetimi sürdürüyorum, kulağım üç gündür hep dışarıda. Artık civar semtlerdeki köpek seslerini duyacak kadar kulak yaptım, kedilerime bir kere daha ilişirlerse acımam, sıkarım. Kimseye zarar vermeyecek şekilde işe yarayacak tek yol suymuş.
Sabah 8’de de iş var…
30 notes · View notes
eldeseoinfinito · 3 months
Text
Hayatımın kontrolünü elime aldığımı düşündüğüm o ilk zamanlarda çabalarımın mutlaka sonuç getireceğine inanırdım. Özellikle meslek hayatımda azami çaba göstermeme rağmen yanlışlar yapmaktan kurtulamadım. Sürekli ileriye ve yeniye atılan adımlar umduğum o mükemmel tatmin duygusunu vermedi. Oysa biliyordum ki hayatlarında sürekli bir yaratıcı işten diğerine koşup çığır açan, can sıkıntısına vakit bulamayan o şanslı insanlar ne kadar da azdılar. Benim gibilerin payına düşen can sıkıntısıyla iyi anlaşabilmek, azgınlığında onu yatıştırabilmek, çabalamak, yine çabalamaktı. Yıllar önce, saygı duyduğum bir hocam, akıl danışmak için yanına vardığımda şöyle demişti: "Kafayı tek bir şeye takarak bunun üzerine mesai harcamak da hayatı geçirmenin iyi bir yoludur, küçümseme." Elbette dudak büküp kulak arkası ettim bu sözü. Ben bildim bileli ve muhtemelen daha öncesinde de yıllar boyunca aynı çalışma masasının başında oturmuş ve kafayı taktığı şeylerle uğraşıp durmuş bu insan beklendiği üzere haklı çıkmıştı. Uzun ve dolambaçlı yollardan geçmiş ve burnum sürtmüş hâlde bu sözün haklılığına inanmış oldum sonunda. Doğruluğu yıllarla sınanmış, ancak beyinde birkaç kıvılcımın milisaniyeler içerisinde yanıp sönmesiyle dile getirilmiş: Tecrübe. Teslim bayrağını çektim, başımı eğip, bu kez o uzun yolda yitmeye hazırım artık. İnsana çabasının karşılığı var mıdır bilmiyorum, ancak kasların yorgunluğuyla bedene yayılan şey, somut ve biricik yaşama hissidir.
11 notes · View notes
layezalll · 2 years
Text
Tumblr media
Dirhem dirhem düştü hercailer ömrümden
Gülüp geçerdim her türlü pisliğine hayatın
Ömrümde ki lekeleri Ayşe teyze temizleyecek diye beklerdim hep.
Umutla koşardım yalınayak sokaklarda Rugan ayakkabılarımı silerken temizlerdim hayallerimi Adımlarımı sert atardım sokakta
Dik durulurdu kavgada ve ben hep en önde
Kırık bir burun işte o günlerden hediye 
Kulak arkası nasihatler zihnimde.
Sonra birde kar yağdımı,kar topuna sarılırdı gülümseyişlerim
Boynumda cevşenim,ıslığımda cesur akşamüstü türküleri
Dilimde her şeye inat ''BİSMİLLAH'' Sonra kar altı zulasında ince bir cigara yakardım dumanına hayallerimi ortak ederek
Bide yağmur yakışırdı İstanbul'un göğsüne
Arap kızını beklerdim salkım saçak pencerelerde Entarisi rengini katybetmiş önce ip sonra umut atlayan kız çocukları vardı mahallede
Gözleri bir oyuncak bebek arefesinde
Birde kalp içinden ok geçirilir okul duvarına boyayla
Baş harfler kazınırdı  okun başına ve sonuna Ahmed arif okurdum ben,kendimce özenirdim de
Necip fazıl olurdum bazen düşerdim satırlara Olmayacak düşler kurardım hayalhanemde
Daha tanımadığım seni,kolumda kadıköyde görürdüm Kar altında,elin elimde
Soğuktan ağzımızdan çıkan dumana aşkı heceletirdik Yani yıllar önceden mühürlenmiş ömrüm ay tenine  Sonra kesilmez oldu suyumuz
Vuruldu gülüşlerimize asma kilit
Kaybettik tebessüm çilingirlerini Kömür sobalarına haciz indirdi doğal olmayan gazlar Kestane kebap yemesi sevap sayılmadı
Ne otlu bir beyaz kahvaltıda
Ne de rugan ayakkabılar olmadı delikanlılıklar da bir daha
Erken kaybettik Kemal Sunalı yani gülüşümüzün saflığını Yılmaz güneyle anlamlı bakışmaları
Yasaklandı sonra ağlamalar Gök kuşağı sonrası umutlu hissiyatlar
Bir muamma yaşanılası hayata
Birde sevda erken bindi omuzlarımıza
Sen deyip sustuğum kadar anlatabildim derdimi Hayırlısı deyip geçtiğim kadar yaşadım hayatı 
Maziye bıraktım parkamı,gümüş tabakamı,tespihimi Kayboldu insanlığın şefkati
Şimdi ela bir yaşamak üşüyen ellerime
Biraz hasret biraz vuslat ömrüme
Tut elimi yaslan göğsüme Mübarekliğini kaybetmiş dualar arasında Bir umut olsun sevdamız geleceğe Kavuşunca da aşk olduğunu görsün sevdalılar Utansın Leylalar ve Mecnunlar Sobamız olsun bütün doğallığına inat sahte ısınmaların
Hadi sobanın üzerine çayı koy
Bende biraz kestane kaparım köşe başından Avucumdan öp,bir hoş geldin sen diyen yüreğe 
Tut elimi tut da düşmeyeyim hayatın sahteliğine
Bide kapama gözlerini üşürüm,bakışını örteyim üstüme Hadi bütün kaybolan saflıklar adına
Tozlu sandıklardan çıkarılan eski bir resim gibi düşelim hayatın ortasına Kurban olduğum
hayatım prangalanmış hayatına Çok konuştum yine can deyip susmakta sıra
129 notes · View notes
kagittankayik · 3 months
Text
Tumblr media
Neyi başardın Allah için öpmedikleri bir kulak arkası kalmışken onu bile öpüp dur. Çok şey yazsanda anlatan aynı anlamayan aynı böyle bir düzeni
17 notes · View notes
birfrezya · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
"Bazı șeyleri bir bardağı havada bırakıp yere düşmesini izler gibi bırakıyorum. Bahaneler, sebepler, arkası boş açıklamalar ve içten bile olmayan o geçiștirmeli özürlere kulak asmadan bir anda öyle pat diye. Çünkü dinlersem inanıyorum çünkü inandığım için böylesiniz."
22 notes · View notes
lleonardzelig · 2 months
Text
kulak arkası sigaram olmadan temizlik yapamam
3 notes · View notes
yasamsallik · 2 years
Text
Tumblr media
Ne zaman yağmur yağsa
Önce dert ettiklerim gelir aklıma
Sonra derdimden büyük olan
Allah'ın kudreti...
Utanırım dertlenmekten ,
Sustururum dilimi
Zikretmesin diye derdimi...
Düşen her damla vururken cama ,
Unutma Allah çok büyük
Bu günün ardı arkası da var dercesine
İner her damla...
Bu gün böylesi kederli olabilirsin
Ama yarın bir şey olur
Kederlendiğin ne varsa dün de kalır unutulur...
Kulak ver yağmura ,
Ben burdayım diyor yaradan kullarına ...!!!
~AHRÂZ SNR ~
20 notes · View notes
aynur947 · 9 months
Text
Tumblr media
Ne zaman yağmur yağsa
Önce dert ettiklerim gelir aklıma
Sonra derdimden büyük olan
Allah'ın kudreti...
Utanırım dertlenmekten ,
Sustururum dilimi
Zikretmesin diye derdimi...
Düşen her damla vururken cama ,
Unutma Allah çok büyük
Bu günün ardı arkası da var dercesine
İner her damla...
Bu gün böylesi kederli olabilirsin
Ama yarın bir şey olur
Kederlendiğin ne varsa dün de kalır unutulur...
Kulak ver yağmura ,
Ben burdayım diyor yaradan kullarına ..!
3 notes · View notes
nefss-blog · 5 days
Text
Bazı şeyleri bir bardağı havada bırakıp yere düşmesini izler gibi bırakıyorum.
Bahaneler, sebepler, arkası boş açıklamalar ve içten bile olmayan o geçiştirmeli özürlere kulak asmadan; öyle bi anda pat diye.
Çünkü dinlersem inanıyorum, çünkü ben inandığım için böylesiniz.
17 notes · View notes
by-hulusi · 1 year
Text
● Hanefilik Mezhebinin Kurucusu Ebu Hanife'nin Kulak Arkası Edilen Fetvalarına göre siyaset yapılsa idi, dinin arkasından siyaset yapanların din ile alakalarının olmadığını millet anlardı.
● İktidara sahip olanların yanından bile geçmedikleri Ebu Hanife'nin Fetvaları:
● Arapça kutsal dil değildir, kutsal olan anlamıdır.
● Arap olmayan Müslümanlar anadilleri ile ibadet yapabilirler.
● Bir insanının mümin olduğunu ibadeti belirlemez.
● Kimin cennete veya cehenneme gideceğini Allah'tan başka hiç kimse bilemez.
● Beşeri ilişkilerde dindarlık ölçü değildir.
● Namaz kıldırıp para almak helal değildir.
● Din için toprak gasbetmek meşru değildir.
● Evlenme ve eş seçme hakkı kadının kendisine aittir.
● Allah'ın elçileri, Allah'ın kitabına aykırı konuşmazlar.
● Kuran'a ve akla aykırı rivayetler(hadisler) kaynağı ne olursa olsun reddedilir.
● İslamda evliya diye bir sınıf yoktur, her mümin Allah'ın dostudur.
● Haram para ile hayır olmaz.
● Zulüm yapan idareciye hediye verilmez, hediyesi de alınmaz.
● İSLAM akıl ve vahiy dinidir. Aklı olmayanın dini de yoktur...
Kaynak:
Prof.Dr. Muhammed Ebu Zehra (Mısır'lı İslâm âlimi)
9 notes · View notes
Text
İnsan en büyük acılarından ders çıkarabildiği ölçüde güçlü oluyor. Kendini iyi hissetmek adına herşeyi deniyorsun çünkü biliyorsun biyolojik durumun her ağlamanın sonunda sana gülmeyi hatırlatıyor. Yaşamının en kıyısında olduğunu geri adım atmak ve uçurumdan atlamak seçim yapmak arasında kalıyorsun. Beni düşündüren şey şu oluyor, geri adım attığımda yeni yaşamım nasıl olacak? Hayatımın geri kalanını kendim ve bulunduğum toplum için nasıl verimli kullanacağım? Belki düşünmeden yola koyulmak gerekiyor bilmiyorum. Düşünmeden, plan yapmadan yola çıkmanın güzelliği arasında kaybolma şansı vermek, hayatımı şansa bırakmak istemeyişimden kaynaklanıyor bu durum. Şu soruyu kendime sıklıklıkla soruyorum. Ne istiyorum bu hayattan? Yaşlandığımda şunu da yapsaydım pişmanlığını yaşamak istemediğimi ve ömrüm hayatımda boşa geçen zaman karşısında korkuyla buluyorum kendimi. Yalnız kalıp bir başına yaşamak gayreti içinde zor olsa da bunu denemek, Tolstoy insan ne ile yaşar kitabında öğrendiğim en temel şeyin sevgi olduğunu ve bunun kulak arkası edilmemesi öğrendiğim günden beri şunu hatırlatıyorum kendime yalnızlığı seven biri olarak. Yanındakilerden bu hayat yolculuğunda destek al, sevgiyi en doğru biçimde al. Hayatımda, yaşamıma takılı cümleler bunlar belki ama bu hepimizin hayatına önemli sayacağı kurallı cümleler olduğunu düşünüyorum. Karakterimizi oluşturmuş bunlar; gurur, ön yargı, yalnız kalma hazzı gibi duyguların her defasında doğru olmadığını. Doğruya gidecek yolda her yolu denememiz gerektiğini bilmemiz gerekiyor. En temel şey şu ki hayata farklı yollardan gidebilmek...Söylemek, yazmak kolay elbette eylemleri kolaylaştırmak adına kendi tabularınızı önce tanıyın sonra farklı yollardan gitmek üzerine içinizde merak uyandırın. Hayatınızı en temel basit öğelere indirin, hafife alın aynı zamanda giriştiğiniz yolda kolay şeylerde olmadığını da unutmayın. Bugün genç olduğunuzu ve yaşayacak çok şeyinizin olduğunu ve aynı zamanda bugün yaşlandığınızı ve az zamanda çok işler yapmak istediğinizi de unutmayın. Asıl olana odaklanın. Başarılı olmak, toplumun kazanç tablosuna bakmadan sizi mutlu veya mutsuz herşeyi hayatınıza sokmaya cesaret edin. Asıl mutluluğun ruhsal duygunuzda basit gündelik şeylerde de olduğunuzu unutmayın. Nefes alabilmenin büyüklüğünü unutmayın. Bolca şükretmeyi unutmayın.
2 notes · View notes
aynodndr · 2 years
Text
Tumblr media
Henüz 65 değilim ama, beğendiğim bir yazıyı sizlerle de paylaşmak istedim.
+65'den MASALLAR...
Develer tellal, pireler berber iken, Samsun cigarasının içinden odun çıktığı günlerde… İstanbul ile Ankara arasında alo diyebilmek için santrala adını yazdırıp altı saat beklediğimiz, cep telefonunun sadece Kaptan Kirk tarafından kullanıldığı, sokaklarda ayı oynatıldığı, kalantorların Murat 124’e bindiği, Anadol’un inekler tarafından yenildiğine inanılan, salça sürülmüş ekmek dilimi yenilen dönemlerinde…
Mutfak zeminlerinin muşamba kaplandığı, tencere kalaylattığımız, arap sabunu kokulu zamanlarda…
Avaremu’yu ezberleyen kızlarımız Raj Kapoor’a hastayken, Ömer henüz turist bile değilken, Vahi Öz’e güldüğümüz, zavallı Ayşecik’in zengin babasından habersiz, kötü kalpli üvey anne yanında çileler çektiği, n’ayır n’olamazlı yıllarda…
Mesut Bahtiyar’dan şarkılar dinlediğimiz, Cem Karaca’nın İzmir fuarını zangır zangır salladığı, Özay Gönlüm’ün yaren’ini tıngırdattığı, yerli Elvis Erol Büyükburç’la kalipso kralı Metin Ersoy’un gazinoları inim inim inlettiği, Cemal Kamacı’nın kroşe patlattığı, Metin Oktay’ın ağları deldiği, Neil Armstrong ay’a falan ayak basmadı, hepsi Hollywood tezgâhı diye iddiaya girilen, kasetleri acayip kapışılan Arif Susam’ın oo-ooo Recep bey de burdaymış diyerek sintizayzır çaldığı günlerde, Ümit Besen’in masasının ayağı kırıkken, pantolonların paçası bolken, Kastelli banker iken…
Muavinli dolmuşçuların Orhancı-Ferdici diye birbirini solladığı arabeskli sabahların, Barış Manço’nun lambaya püf dediği elektrik kesintili akşamlarında, mum ışığının gölgesinde parmaklarımızı eğip bükerek duvarda tavşan yaptığımız, yün fanilaları soba askısında kuruttuğumuz, Killing okuduğumuz, başka eğlencemiz olmadığı için radyoda arkası yarın’lara kulak kesildiğimiz, ki, uyarlayan Çetin Köroğlu, efekt Ertuğrul İmer’dir, ayıptır söylemesi Arzu Okay’ın rüyalarımıza girdiği, Martin Luther King yaşarken, Sadun Boro’nun kısmet’iyle dünya turuna çıkmasına heyecanlanıp, Avanak Avni’yle tanıştığımız, Zübük’ün kaleme alındığı, sütyen’in bile nerdeyse porno kabul edildiği, Halikarnas Balıkçısı’nın Bodrumlu süngerci zannedildiği, otomobillerin arkasına bugün bile hâlâ ne manaya geldiğini bilmediğim STP’lerin yapıştırıldığı, şehirlerarası otobüslerde sigara içildiği, damalı taksiler çağında…
Keban bile yokken, İbrahim Tatlıses demirciyken, nüfus 40 milyon, Hababam öğrencileri ilkokuldayken, tırışkadan tayyare MTA Sismik-1 Hora’nın uzay mekiği muamelesi gördüğü teknoloji fukaralığında…
Turnike atmayı Beyaz Gölge’den öğrendiğimiz, Doktor Richard Kimble babamızın oğluymuş gibi, şerefsiz Falconetti’ye küfürler ettiğimiz, polisimizi Komiser Colombo, hukukumuzu Avukat Petroçelli’den ibaret sandığımız, kapı gibi adam McMillan’ın aids’ten ölene kadar eşcinsel olduğunu bilmediğimiz hayal kırıklıklarında…
Kunta Kinte gibi zenci olmadığı halde, Isaura’nın neden köle olduğunu anlayamadığımız, yamuğunu gördüğümüz arkadaşlarımıza "n’aber lan Ceyar" diye seslendiğimiz, saat kurup, sabahın kör karanlığında kalkarak, uykulu gözlerle Muhammed Ali’nin maçını seyrettiğimiz, onunla birlikte kelebek gibi uçup arı gibi soktuğumuz masum tiryakiliklerde…
İstanbul’da basılan gazetelerin ülkeye ertesi gün ulaşabildiği, sadece TRT’nin var olduğu, haberleri Jülide Gülizar’ın, Zafer Cilasun’un okuduğu, bizim ahali akıl edemez diye düşündüklerinden olsa gerek, 'televizyonunuzu kapatmayı unutmayınız' diye uyarı yazısı koydukları, necefli maşrapa zavallılığında…
Çamaşır makineleri merdaneli, Haile Selasiye Habeşistan imparatoruyken…
Ve, dönüp bakıyoruz geriye…
Wi-fi’larımız, iPad’lerimiz, akıllı telefonlarımız, çanak antenlerimiz yoktu ama, daha mutluyduk galiba..
(Teşekkürler Hayriye.)
12 notes · View notes
pazaryerigundem · 3 months
Text
Havaların ısınmasıyla pikniklerde kene riskine dikkat!
https://pazaryerigundem.com/haber/177846/havalarin-isinmasiyla-pikniklerde-kene-riskine-dikkat/
Havaların ısınmasıyla pikniklerde kene riskine dikkat!
Tumblr media
Kenelerden bulaşan hastalıkların kenelerin doğada yaygın olarak bulundukları bahar ve yaz aylarında daha fazla görüldüğünü kaydeden Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Bağ, bahçe, tarla, orman, mesire yeri, açık alan gibi yerlerde bulunan keneler insan vücuduna tutunarak kan emme esnasında bu mikroorganizmaları insana bulaştırırlar.” dedi.
İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, kene vakalarına karşı alınması gereken önlemler ve yapılması gerekenler hakkında uyarılarda bulundu
KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ (KKKA) ÜLKEMİZ İÇİN ÖNEMLİ BİR RİSK OLUŞTURUYOR
Kenelerin vücutlarında çeşitli bakteri ve virüsler barındırarak Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), Lyme hastalığı, Q ateşi, kene kaynaklı ansefalit, Akdeniz benekli ateşi, granülositik erlihyoz ve babezyoz gibi hastalıkları insanlara bulaştırabileceğine dikkat çeken Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, özellikle KKKA’nın, ülkemiz için önemli bir risk oluşturduğunu hatırlattı.
Kenelerden bulaşan hastalıkların kenelerin doğada yaygın olarak bulundukları bahar ve yaz aylarında daha fazla görüldüğünü kaydeden Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Bağ, bahçe, tarla, orman, mesire yeri, açık alan gibi yerlerde bulunan keneler insan vücuduna tutunarak kan emme esnasında bu mikroorganizmaları insana bulaştırırlar.” dedi.
Tumblr media
KENELERDEN KORUNMAK İÇİN NELER YAPMALIYIZ?
Dr. Dilek Leyla Mamçu, kenelerden korunmak için alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı:
“Tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek amacıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmeli. Oturulacak yerlere de açık renkli örtü serilmeli.  Hayvanların üzerindeki keneye, hayvanların kan ve idrarına çıplak elle dokunulmamalı. Riskli alanlardan döndükten sonra kene olup olmadığını görmek için vücudun ve elbiselerin her yerine dikkatlice bakılmalı. Vücudun özellikle diz arkası, koltuk altları, kulak arkası, ense, saç dipleri ve kasıklar dâhil kontrol edilmeli ya da ettirilmeli.”
KİMLER RİSK ALTINDA?
Veterinerler, mezbaha işçileri, dış ortamlarda çalışanlar ve hayvancılıkla uğraşanların risk altında olduğunu belirten Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Hayvan kesimi yapan işçiler hastalığa yakalanabilirler. Hayvancılıkla uğraşanlar eldiven ve uzun önlükler kullanmalı, infekte doku ve kan ile temas etmemeliler. Ayrıca deri koruyucu kimyasallar da kullanılabilir.” dedi.
KENE TUTUNMUŞSA NE YAPILMALI?
Dr. Dilek Leyla Mamçu, kene tutunmuşsa yapılması gerekenleri de şöyle anlattı:
“Kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el  ile dokunmamak  şartıyla  vücuda   tutunduğu  en  yakın   yerden    tutarak uygun bir malzeme ile (kağıt mendil, bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarılmalıdır. Çıkarılamıyorsa en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Kene çıkarıldıktan sonra alkol ile bölge silinmelidir.” şeklinde bilgi verdi.
KKKA VİRÜSÜNÜN BULAŞMASI DURUMUNDA NE OLUR?
KKKA virüsünün bulaşması durumunda 3-7 günlük bir kuluçka süresini takiben aniden ateşin 39-41 derecelere yükseldiğini dile getiren Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Kas ağrıları, baş ağrısı bulantı, kusma, ishal gözlerde kızarıklık gibi belirtiler başlar. Bu dönem 3-5 gün sürer. Bu dönemde kişinin hastaneye başvurması ve derhal tedaviye başlanması son derece kritiktir. Bu dönemin sonunda pıhtılaşma mekanizmaları ve karaciğer fonksiyonlarının bozulması ile hastada kanamalar başlar.  Döküntü, cilt altı kanama, burun kanaması, iç organlara ve vücut boşluklarına kanama sonucunda şok ve çoklu organ yetmezliği gelişebilir. Hastanede uygun tedavi alan vakalarda bu tarz ciddi komplikasyonlar oluşmadan iyileşme dönemi başlar, ateş düşer, kanamalar durur ve hastalar 1-4 haftada tamamen iyileşirler.” diye anlattı.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
hesaplifiyat · 9 months
Text
Tumblr media
Bluetooth kulaklık, kablosuz olarak müzik dinlemek veya telefon görüşmeleri yapmak için kullanılan bir kulaklık türüdür. Bu sayede, telefonunuza veya diğer Bluetooth uyumlu cihazlara kolayca bağlanabilir ve müzik dinleyebilirsiniz.
Bluetooth kulaklıklar, kullanıcılara büyük bir özgürlük ve hareketlilik sağlar. Kablolara bağımlı olmadıkları için, istediğiniz yerde ve istediğiniz şekilde müzik dinleyebilirsiniz. Ayrıca, Bluetooth kulaklıklar telefon görüşmeleri için de kullanılabilir. Ellerini serbest kullanmak isteyenler için ideal bir seçenektir. Görüşmelerinizi yaparken ellerinizi kullanabilir ve aynı zamanda etrafta özgürce dolaşabilirsiniz.
Bluetooth kulaklıkların birçok farklı modeli mevcuttur. Bazı modeller kulak içi tasarıma sahipken, diğerleri kulak üstü veya kulak arkası tasarıma sahiptir. Ayrıca, bazı kulaklıklar gürültü engelleme özelliğiyle donatılmıştır, böylece dışarıdaki gürültüyü azaltarak daha iyi bir müzik deneyimi sunar. Bazı modellerde dokunmatik kontroller bulunurken, diğerlerinde fiziksel butonlar vardır.
Bluetooth kulaklıkların kullanımı kolaydır. İlk kullanımdan önce cihazlarınızı eşleştirmeniz gerekebilir, ancak bu genellikle basit bir işlemdir. Üstelik, birçok Bluetooth kulaklıkta ses yüksekliği ayarını, müziği duraklatma veya ileri geri sarma gibi işlevleri kontrol etmek için entegre tuşlar bulunur.
Bluetooth kulaklıklar, mobilite ve kullanım kolaylığı arayanlar için harika bir seçenektir. Kabloların karmaşasından kurtulmak ve daha özgür bir şekilde müzik dinlemek veya telefon görüşmeleri yapmak için Bluetooth kulaklığı tercih edebilirsiniz.
0 notes
celalyesilyurt · 12 years
Text
Vasatlığın hikayesi
Prof. Dr. Sabri Ülgener'in "İktisadi Çözülmenin Ahlaki ve Zihniyet Dünyası" adlı dev eserinde, vasatlığın izini sürüyor. Ülgener'e göre, Osmanlı'nın en parlak döneminde bile gelecek kaygısızlığı ve durgun-atıl hayat anlayışı ve ortalama bir hayat tarzı egemen değerler olarak kabul görüyordu.Evliya Çelebi, rekabeti, "yaran payına sarkmak" (arkadaşı çelmelemek) olarak niteliyordu.
Feridittin Attar, Pendname'sinde esnafa, "Pazara geç git ve erken dön" uyarısını yapıyordu. XVI: yüzyılın ahlak bilginlerinden Kınalızade ise "fazla emek harcamayı bir eksiklik" olarak görüyor ve "Erdem ılımlı ve vasat olmaktadır" diyordu.Euler ve Lagrange'ın matematikte çığır açtıkları dönemde (1750-1800), bu bilginlerle aynı çağda yaşamış Şair Sümbülzade Vehbi, oğluna şu öğüdü veriyordu: "İtibar eyleme hendeseye Düşme ol daire-i vesveseye" Bugünkü durumumuzdan atalarımızın, dedelerimizin öğütlerine büyük ölçüde kulak verdiğimiz anlaşılıyor. Geometri ile uğraşmayı bir kuruntu döngüsü sayan zihniyet, günümüzde de jeofizik, sismoloji, zemin mekaniği ve mukavemet gibi depremin hasarını hafifletecek bilim dallarının uyarılarını kulak arkası edebiliyor.21. yüzyıldaki, yeni bin yıldaki geleceğimizi, sıradanlığa, kalitesizliğe ve saygısızlığa teslim olmayanlar kurtaracak.İnsan haklarının derinlere kök salması, yeni bir sorumluluk kültürünü yeşertecek. Demokrasinin, yaygınlaşması ile beynimizdeki yaratıcılık potansiyeline tam yol verecek. Vasatlık standart olmaktan çıktığında, bizim de Nobel ödüllü bilim adamlarımız, sporun her dalında dünya şampiyonlarımız olacak Faruk Türkoğlu
0 notes