#korona virüs nasıl olur?
Explore tagged Tumblr posts
baybaykus · 7 months ago
Text
Zahide Engin Uçar yazdı. 👇
TC Zahide Engin Uçar yazdı. 👍🙏
YEREL HALK
İngiliz Şimşek T.C. Devletini işgal ettiklerini itiraf etti. Nasıl mı?
Türklere “yerel halk” tanımını koydu. Peki İngilizlerin yerel halk tanımı nedir?
Avrupa’nın beyaz adamı Afrika’ya gitti. Sömürdü. Afrika’nın gerçek sahipleri zenciydi. Kara derili oldukları için insan olarak bakmıyorlardı. Beyaz adam için sömürdükleri ülkelerin gerçek sahipleri kara derili insanlar yerel halktı.
Avustralya’ya gittiklerinde Avustralya’da Aborjinler vardı. Katlettiler. Katlettiklerini kabul ediyorlar ama özür dilemeyi reddediyorlar. Geride çok az nüfusu kalan Aborjinlere “yerel halk” diyorlar.
Amerika’ya gittiklerinde milyonlarca nüfusu olan Kızılderili vardı. Avrupa’nın aç beyazları Kızılderililere soykırım yaptı. Hem de en ahlaksız bir biçimde. Oysa Kızılderililer bu cani ruhlu beyaz adamı el üstünde tutmuştu. Kış ayında KITAYA ÇIKANLAR AÇ KALDI. Kızılderililer onlara yiyecek götürdü. Çok yüzlü Amerikalıların Şükran Günü nedir biliyor musunuz? Kış mevsiminde kıtaya çıktıklarında aç kalırlar, Kızılderililer bunlara hindi götürüp doyurur. Kızılderili soykırımı yapan beyaz adam, o yılların anısına Şükran Günü yapıyor. Kızılderililer tepki gösteriyor. Hem bizleri öldürdünüz, bir de bizimle alay edercesine Şükran Günü mü yapıyorsunuz diyorlar.
İşte o beyaz adam Amerika kıtasının soykırıma uğrayan gerçek sahibi Kızılderililere “yerel halk” diyor.
MR. Şimşek İngiliz ve ABD vatandaşı. Bunun anlamı nedir biliyor musunuz? Mr. Şimşek İngiliz devletinin çıkarına ters bir eylemde bulunursa İngiltere tarafından yargılanır. Amerikan vatandaşı olurken ettiği yemine uymazsa yargılanır. Kırmızı bültenle aranılan bir kişi olur. Bu konumda bir kişi Türkiye’de ekonomiden sorumlu bakan yapılmışsa, Duyun-u Umumiye imaj değiştirerek işleme konmuş demektir.
*** *** ***
ÖLDÜRÜLÜYORUZ FARKINDA MISINIZ?
2006 Yılında yerli tohum yasaklandı. Çiftçi kısır hibrit tohumlara mecbur bırakıldı. Her yıl tohum, fide aldı. Tohumlar gelirken o yılın hastalığının ilaçları da tohumla birlikte gümrüklere geldi. Hibrit tohum ekilen tarlada toprak öldü.
Dr. Ümit Aktaş bir açıklama yaptı. Hibrit tohum yasası 2006 yılında çıktıktan sonra bir yıl içinde ölüm sayısı %50 arttı. Böyle giderse ülkede Türk kalmayacak diyor.
Bu açıklama beni ürküttü, ya sizi?
Bir de pandemi kumpası var. Yeniçağ Gazetesinde çıkan bir habere göre Korona Virüs kumpası dünya nüfusunu azaltmak için üretildi.
Sağlık Bakanı ve hükümetin baskısıyla insanlara nerede ise zorla aşı yapıldı. Korkunç bir algı operasyonu yürütüldü. Sonuç?
İnsanların yaşamında aşılardan önce, aşılardan sonra diye bir dönem başladı. Yaşlılar yanlış tedavi yöntemleri ile büyük oranda öl(dürül)dü. Almanya’da aşı mağduru insanlar dava açıp tazminat alıyor. Türkiye’de sürekli bir yakınımızı kaybediyoruz ama tık yok. Neden? Nedeni açık değil mi?
“YEREL HALK” diyor Mr. Şimşek… Yani, katliamlardan geriye kalanlar…
Sahi kaç TÜRK kaldık biz?
Kimsenin zoruna gitmesin bu soru. Ya da gitsin! Gerçek acıdır.
Ülke nüfusunun nerede ise yarısı kendi diline düşman, her cümlesine Arapça bir kelime sıkıştırmayı maharet sayan, kimliğini, özünü kaybetmiş HİBRİT vatandaş… Diğer yarısının yarısı da, her cümlenin arasına İngilizce kelime sıkıştırmayı maharet sayan, özünü yitirmiş sömürge kafalı vatandaş.
Yunanistan adalarımızı işgal ederken, varlık nedenini Türk düşmanlığı üzerine kurmuş bir devlete kapı bir komşu gibi gidip ekonomisine katkı sunanlar zaten milliyetini kaybetmiş demektir.
Yunanistan Pontus Soykırım yalanını meclisten geçirmişti. Bir de soykırım anıtı diktiğini basından öğrendik. Bizim Devlet Tiyatrolarımız ne yaptı? Yunanistan’ın Atina şehrinde bulunan Pire Belediye Tiyatrosu Sanat Yönetmeninin ortak proje talebine olumlu cevap verdi.
Kimse ne işgali önemsiyor, ne de soykırım iftirasını… İşte bu yüzden “YEREL HALK” aşağılaması yapılabiliyor.
2022 Yılında İzmir Kitap Fuarına katılan kıymetli yazarımız Mustafa Yıldırım gördüğü aymazlık ve ihanet karşısında şöyle haykırıyordu;
“Atina devletinin erinin İzmir’i Smyrna yaparak İngiliz zırhlısı Agamemnon ile gözdağı verdiği İzmir Kitap Fuarındaki kahırlı iki günün sonunda yıkım… İzmir’de tepkisiz kitle… Belki eskiden ‘gavur Smyrna’ değildi ama şimdi olmuş… 9 Eylül savaşın utkusu yerine soytarılığa…
Atinalılar adaları işgal etti. Zeybetiko Soyun eri, İzmir’i SMYRNA yaptı. İngiliz zırhlısı Agamemnonu yanaştırdı çirkinlik anıtı fuarına… Artık atları Belkahveden aşağıya sürme vakti yakındır.”
Ordusu dağıtılan, neyi var, neyi yok satılan bir millet… Yağmalanmış bir ülke, yağmalayanları 22 yıl alkışlamış bir halk kitlesi…
Adı silinmiş, milli kahramanları, kurtarıcısı aşağılanmış, milli bayramlarına yasak gelmiş bir millet... Bütün bu örtülü işgal, aşağılanmaya susan bir halk…
Madenleri Afrika’nın belki 50 yıl öncesinde yağmalandığı gibi vahşi bir biçimde yağmalanan bir millet… Suskun… Sanki yaşamıyor gibi… Yaşasaydı bu işgali gerçekleştirenler bu ülkede bir yıl kalamazdı.
Sahi Türkler nerede? Kaç kişiyiz biz? 40 kişi ile Çin Sarayını basan Kürşat ihtilali ile övünüp, 80 milyon nüfusla işgale boyun eğmek… Onuruna, kimliğine, toprağına saldırılınca susacaksın, cebin delinince yaygarayı basacak, buna da BAŞARI(!) DİYECEKSİN… HADİ ORDAN BE!..
İşgalci işgalini güçlendirmek için 17 milyon sığınmacıyı getirmiş. Senin çocuğun sınavla üniversiteye girerken, işgalcinin çocuğu istediği üniversiteye giriyor. Sen parasızlıktan tedavi olamazken, işgalci bedava tedavi olup, bedava ilaç alıyor. Sen işyerine vergi öderken, işgalci vergi ödemeden işyeri açıp, sana rakip oluyor. Sen çoktan Kızılderili, Aborjin olmuşsun haberin yok. Haberin niye mi yok? Ölü taklidi yaptığın için.
Bugün Emperyalizmin başat devleti sömürgeci İngiltere’nin vatandaşı Mr. Şimşek ne diyor?
“Yerel Halk!”
Yani;
Ölenlerden, ölüden farkı kalmayan mankurtlardan geriye kalanlar…
YEREL HALK!
Utanmalıyız! Utanmayı unuttuysak, gerçekten ölelim.
Kızılderililer kadar azaldığımızda, Mr. Şimşek’in vatanında yapıldığı gibi, bir şükran gününü de Türklere çok görmezler herhalde!?
Zahide UÇAR(21. 04. 2024)
2 notes · View notes
sondakikadunyacomtr · 4 years ago
Photo
Tumblr media
Sitemize "Koronavirüs öksürüğü ile grip öksürüğü nasıl ayırt edilir?" konusu eklenmiştir. Detaylar için ziyaret ediniz. Koronavirüs öksürüğü ile grip öksürüğü nasıl ayırt edilir? Son Dakika Son Dakika Dünya
0 notes
epifizz · 4 years ago
Note
Korona ilaçlarıyla ilgili soruya verdiğin cevaba istinaden bende birkaç soru soracağım. Aşı hakkında ne düşünüyorsun? Aşı olur musun? Bir sürü laf var ortada dnamızı bozacakmış gibi. Sence gerçekliği var mıdır? Mesela bundan nasıl emin olabiliriz? Doğruyu nasıl ve nereden öğrenebiliriz?
mRNA aşısından bahsediyorsak eğer, mRNA molekülleri DNA’na giremezler. Senin DNA’nın hücre yönetimi de mRNA ile olur ve bu moleküller çekirdekten içeri girmez. mRNA aşısının olayına gelirsek, dışarıdan hücrene haberci bir kod gönderilir tabiri caizse ve hücreye kendi içinde patojen hücrelerce üretilen proteinleri üretmesini sağlar ve böylece hem virüs hem de savunma sistemi ilgili patojenleri iyice tanıyarak bir bağışıklık geliştirmiş olur.
Doğruyu öğrenmenin en iyi yolu tıp kurumunun kendi içinde gerçekleştirdiği denetimi izlemek. DSÖ onay verdiyse daha nereden doğrulama bekliyorsunuz? Virüsün genetik yapısı daha bir ay geçmeden tanımlanmıştı ve aşı çalışmaları da hemen başlamıştı ancak bunun kullanıma ulaşabilmesi için neredeyse bir yıldır testleri ve denetimleri sürüyordu. Aylardır Faz1′de Faz3′de denilen aşılar bunlar, bunların doğrulamasının ve denetiminin yapılmadığını hala neye dayanarak düşünüyorsunuz?
İnsan üzerindeki etkileri görüldükçe korku azalacaktır diye umut ediyorum ve olağanüstü durum sebebiyle kamu üzerinde kullanımı hemen açılan bu ilacın, bu çabuklukla da tedirginlik hissettirdiğini sanıyorum. Ancak aşı üretilmesi imkansız bir şey değil, dediğim gibi virüsün genomu elindeyse onu yönetecek her şey elindedir. mRNA aşıları DNA’nızın hücrenizde normalde yaptığından farklı bir şey yapmaz, kimse beynimizi yönetmekle ya da DNA yapımızla ilgilenmiyor. 
17 notes · View notes
olmakihtimali · 4 years ago
Text
Yaşadığımız, adı konulmamış bir dünya savaşıdır!
Birileri dünyayla dalga geçiyor olabilir mi? Yaşadığımız adı konulmamış, bambaşka yöntemlerle ve aktörlerle sürdürülen bir dünya savaşı mı acaba?
Dünya, dünya tarihi boyunca tanık olunmayan bir kaosun eşiğinden geçiyor! Bir virüs, dünyaya hükmediyor, yön veriyor, dünyayı dize getiriyor! Tarihte çok ender yaşanan bir felâketle boğuşuyor İnsanlık!
Dünya, adı konulmamış bir dünya savaşının tam ortasında şu ân: Bu savaşın ajanları, küresel ölçekte güdümlü medya organları, aşı savaşları üzerinden büyük vurgun yapan sözümona tıp profesörleri ve bütün bu olağanüstü, kaotik hâdiselerden yeni bir dünya düzeni çıkarmak için kolları sıvayan, ulus devletleri tarihe gömen işlere imza atan kapitalist-yahudi karteller ve ağababaları.
MEDYA, KORONAYA YAKALANDI! YOĞUN BAKIMDA!
İnsanı tedirgin eden şey şu: Bu yaşadığımız şey, normal mi? Değil. Neler oluyor, kim bu felâketi dünyanın başına bela etti, diye sorması ve araştırması gereken medya organları bir anda küresel kapitalist çıkar çevrelerinin borazanlığına soyunmaya başladılar ve ne olup bittiğini soran insanları aşağılamaktan, şeytanlaştırmaktan başka bir iş yapmıyorlar! Dahası, siyasî olarak dünyayı hallaç pamuğu savuracaklar, altını üstüne getirecekler, mahvedecekler!
Amerika’da Joe Biden, başkanlığını koronaya borçlu! Kitleleri korkutarak teslim alan korona medyasına!
Korona ortamında, medya iğrenç bir propaganda makinasına dönüştü Amerika’da ve inanılmaz bir şekilde şeytanlaştırılan Trump tahttan indirildi medyanın hastalıklı tezgahları, insanın zekasını hiçe sayan ürpertici sözümona “haberleri” marifetiyle!
Medya koronaya yakalandı! Yoğun bakımda! Bu hâli ile bizi bilgilendiremez elbette. Kendisi haber konusu olacak ve tedavi uygulanacak kadar hasta şu ânda!
AŞI SAVAŞLARI VE ÖRGÜT GİBİ ÇALIŞAN TIP ORGANLARI!
Adı konulmamış bu dünya savaşı şu an aşı savaşları üzerinden yaşanıyor zaten bütün hızıyla ve iğrençliğiyle...
Aşı meselesi bütün dünyada korkunç boyutlar kazanmaya başladı! Bir yandan, aşı kartelleri arasında bütün dünya ölçeğinde iğrenç bir savaş yaşanıyor! Öte yandan, kapitalist-yahudi küresel sistemin ağababaları, dünyaya keyiflerince çeki düzen vermek için ürpertici projeler geliştiriyor ve bunları bütün dünyaya dayatıyorlar! Bu savaşın ajanları anlı şanlı tıp profesörleri! Faşizmin dibini gördük bu noktada!
Tabip odaları, her konuda -çoğu zaman militanca denebilecek türden- açıklama yapıyor ama aşı endüstrisinde yaşanan iğrençlikle ilgili, bu iğrençliğe bulaşan, bütün televizyonlarda gece gündüz demeden dolaşan saygın tıp mesleğine gölge düşüren bu kişiler hakkında işlem yapmalıdır.
Örgüt gibi çalışan, küresel sistemin borazancısı gibi mesajlar yayınlayan tabip örgütlerine seslenmiyorum: Olur olmaz her konuda açıklama yapmak, hükümet kurmak veya hükümet yıkmak gibi sizi ilgilendirmeye işlere soyunmak yerine, önce bu korona denen şeyin nasıl bir tezgâh olduğunu deşifre etmeye bakın.
Küresel kapitalist sisteme su taşıyan yüzkarası sosyalist örgüt rolü oynamak nasıl bir duygu acaba? Dahası, aşı kartellerine çalışan, tv tv dolaşıp şirketlerinin kârlarını katlayacak yorumlar yapan, saygın tıp mesleğini ayaklar altına alan yüzkarası prof kılıklı doktorları meslekten men edin önce!
ULUS DEVLETLERİN SONU: BİR AVUÇ KARTELİN DÜNYA İMPARATORLUĞU!
Dünyayı üç beş çapulcu kapitalist-Yahudi şer gücün kölesine dönüştürdüler! Ulus devletler hadım edildi, çoktan tarih oldu, işlevsizleşti. Tam bir uygar barbarlık çağının ortasına fırlatılmış gibiyiz... Bütün insanlık çaresiz! Her kafadan bir ses geliyor... Dünya Sağlık Örgütü, sözkonusu kartellerin sözcüsü ve gözcüsü gibi çalışıyor.
Düşünsenize... Bill Gates isimli şahıs, 40 küsur devlet başkanının suratlarına baka baka, tabiatın dengesini altüst edecek ürpertici projelerini dayatıyor hepsine talimat verircesine! İçlerinden biri de kalkıp da “Ne oluyor yahu? Sen kimsin? Hangi yetkinle dünyanın alacağı şekli belirleyecek kararlar alabilirsin; bu yetmezmiş gibi burada bize dayatmaya kalkışabilirsin?” demiyor!
Dünyayı korona hapishanesine dönüştürdüler! İnsanlığı evlere tıktılar, koyun gibi güdüyorlar! Bu korona işinin biyolojik bir savaş olduğu, virüsün laboratuvarda üretilmiş olabileceği büyük bir ihtimal ama elimizde delil yok. Ya da bütün delilleri yok ediyorlar. Bilmiyoruz! O kadar yoğun medya bombardımanına maruzuz, her tarafımız o kadar medyalaştı ki, koronanın kimler tarafından patlatıldığı, ne yapılmak istendiği konusunda en ufak bir bilgiye sahip değiliz! Bütün bu yaşadıklarımız yeni bir dünya kurmak, dünyaya silbaştan çeki düzen vermek için üretilmiş bir savaş olabilir. Bu, adı konulmamış bir dünya savaşı olabilir. Yeni bir dünya savaşı olsa herhalde böyle olurdu ancak! 03 May 2021, Pazartesi YUSUF KAPLAN
4 notes · View notes
kalpherzamansoldanatar · 5 years ago
Text
Tumblr media
'Oo neler yaşadık, korona çok etkilemez bizi'
Aziz, Suriye’de okul birincisiydi, 12 yaşında geldiği Türkiye’de kendini ayakkabı atölyelerinde buldu. Azmetti, şimdi 20 yaşında bir usta. Salgın gibi hayatı birden alt üst eden bir krize göçmen bakışı çok başka… Yaşadıkları Aziz’i erken olgunlaştırmış, ama hikâyesini okuyacaksınız, her şeye güzel yanından bakma inadı ruhunu hep temiz, güçlü ve çocuk tutmuş. İzin günlerinde az geziyor, üzülmekten yorgun Suriyeliler için komik videolar çekiyor. Gülmek ve güldürmek istiyor.
Güngören’de bir ayakkabı atölyesinde çalışıyordum korona başladığında. Şimdi ücretsiz izin… Sekiz yıldır ayakkabı işindeyim. Ülkemde okuyordum zaten. 12 yaşındaydım Türkiye’ye geldiğimde. Şimdi 20’ye çeyrek kaldı, onu da bir tamamlasam… Neyse, kimse çok laf etmiyor bana.
Nasıl geldim buraya? Şimdi hatırlayınca kendimi efsane gibi görüyorum. Neden biliyor musun? Halep’teydik biz. Birinci kere abilerimle gelmiştik. Bana iş buldular, haftalığım 150 liraydı. Yol parası biriktirmek için Esenler’den Güngören’e yürüyordum bazen. Bir abimle anlaşamadık, o evliydi. Onun yanında kalamayınca, Suriye’ye annemin babamın yanına döndüm. Okula başladım. İngilizce çalıştım, sonra da Türkçe okumasını öğrendim. Yazma yok, sadece okuma. Bir gün okulun yan tarafına bomba düşünce, babam “Sen buralardan git artık” dedi.
Türkçem fazla yok, 12 yaşındayım, tek başıma çıktım yola. Sınırı kaçak geçtim. Kilis, sonra Antep, oradan İstanbul. Soruyorsun, bunları nasıl becerdim, ben de bilmiyorum şimdi. Bu kadarını bulmuşum ama otogardan sonra atölyeye nasıl gidilir bilmiyordum. Zor vardım Güngören’e. Kimse tek başıma geldiğime inanmadı. İkitelli’de diğer iki abim bekâr odasında yaşıyordu, orada kalmaya başladım. İş buldular bana ayakkabıcılar sitesinde. Patron adam her gün bir bağırıyor bana, hep küfür, hep azar… Yedi ay böyle gitti. Ama orada işi öğrendim, adam oldum. Çok sıkıcı mı anlattıklarım?
Sezonluk olur bizde işler, korona olmasaydı da ara gelecekti. Ama korona izni vermeselerdi harçlık alırdık en azından. Öyle olur çünkü, arada kaçmasın diye iyi çalışanlara harçlık gibi para verirler. On bir kişi var bizim atölyede, bu sefer tek Suriyeli benim. Ama genelde ayakkabıda Suriyeli çok. Sigorta yok tabii, nadir zaten sigorta.
Şimdi şunu da bilmiyorsun, hikâye çok ya bende, atladım. Arada annemler de İstanbul’a geldi. Artık onlarla yaşıyorum. Annem, babam, babaannem, bunların üçü Halep’te evdeyken bomba düştü, evin yarısı uçtu. Babaannem korkudan vefat etti. Annemle babam sağ çıktı, onlar da buraya geldiler sonra. Babam Suriye’de inşaat işi yapıyordu, burada tekstilde çalıştı.
Şimdi zamanım var, en çok videolarla uğraşıyorum. Videolarla uğraşmak şu demek… Korona mı geldi veya kimliksiz olan Suriyelileri mi gönderiyorlar, ben işte ufak komik videolar yapıyorum bunlarla ilgili. Güldürüyorum yani insanları. Benim bir canlı yayına gir, bak. Yorumlarda gülüşleri görürsün. Aynen, ben yaşadıklarıma hep komik tarafından bakıyorum. Arapça yapıyorum, arada Türkçe geçiyor bazen, ama Suriyeliler için videolar. Üzüntülü bir şey niye çıkarayım, zaten insanlar üzgün, gülsünler…
Korona virüsüyle ilgili videom bir Arap kanalında paylaşıldı. Gerçekten. Çok gururlandım. Terzi bir tanıdığım var, yaşlı, beni çok seviyor, onu oynattım. Instagram‘a az koyuyorum, daha çok TikTok. Arapçaları anlamazsın ama @azizhalil22 diye bulursun beni, bak mutlaka. Bir yıldır falan yapıyorum, telefonumla çekiyorum. Bazen arkadaşlar geliyor kamera tutmaya, bazen bir yere koyup çekiyorum. Ama çok iyi geliyor bana ya. Evde oturuyorum diyelim, bir yorum geliyor “Çok güldük, efsanesin”, can sıkıntım gidiyor hemen. Para kazanmayı düşünmüyorum, onun için yapmıyorum yani. Önemlisi kendini tanıtmak, çok şükür onu da yapıyorum. Bir kere işten dönerken bir çocuk sokakta sarılıp öptü beni. Sen kimsin, dedim, hayrola? YouTube‘dan beni izliyormuş. Bir an kendimi meşhur zannettim. Çok güzel bir andı.
Türkiye’de ilk zamanlar çok dışlama gördüm, evet. Bazı Suriyeliler çok Avrupa’ya gitti ya, bizim sayımız azalınca çalışırken sanki önemimiz biraz arttı. Biz de tabii öğrendik bazı şeyleri. Çok seviyorum ben Türkiye’yi. Nesini seviyorum? İşimi, mahallemi, hepsini… Tabii ki insan geçmişi özler. Ülkemde okuyordum, okulumda birinciydim. Ama yapacak bir şey yok. Olacak olan oluyor. Ben Avrupa’ya gitmeyi hiç istemedim, sevemedim orayı.
Bu sorunun cevabına annemle babam “Evet, dönmek isterim” der. Ama ben Suriye’ye dönmek ister miyim bilmiyorum. Her şey normal olsa bile… Gerçekten cevap yok. Sana anlattım, bir de anlatmadıklarım var, daha doğrusu unuttuklarım var. Çünkü bazı zor şeyleri hatırlamıyorum. Ben iyi tarafından bakmayı seviyorum. Kötü şeylere bile.
Oo neler yaşadık, korona çok etkilemez bizi. İlk geldiğim zamanlarda abim de işsizdi bir ara, o kadar parasızdık ki, bir gün açım, amca oğluyla yürüyoruz, yerde 50 kuruş bulduk. “Onu sakla ekmek alırız” demiştim. İşe gidiyorsun, kendi ayakkabın yok, terlikle gidiyorsun. Montun yok, dışarısı kış, düşün. Öyle zamanlar geçirdik, çok şükür bugünlere geldik. Başladığımda çıraktım, orta işi yaptım, mesleği öğrendim, artık ustayım. O da sabırla oluyor, kafanı çalıştıracaksın, çok çalışacaksın, bekleyeceksin.
Videolarımı geliştirmek istiyorum en çok. İzin günlerimde hemen gidip video çekiyorum zaten. Geziyorum ama fazla uzağa gezmiyorum. Korona bitince de aynı yerde başlarım herhalde. Aynen, kadın ayakkabısı üzerine bizim. Sana da yaparız istersen bir çift…
Konuştuğumuz gün 126.045 vaka, 3397 ölüm açıklanmıştı.
*Gezegeni saran bir virüsün birkaç ay içinde yarattığı bu öngörülemez olağanüstü halin, kapitalizmin hâlihazırdaki eşitsizliklerini görünür kıldığından, derinleştirdiğinden ve bundan sonra hiçbir şeyin aynı kalamayacağından konuşuyor çok insan. Kalamayacak mı gerçekten? Neden kalmasın ki? Varlığını, her veçhesiyle sömürgeciliğe, cinsiyetçi iş bölümüne ve tam da derin bir eşitsizliğe borçlu bu düzen kötücül bir virüs gibi ruhlarımızı ve bedenlerimizi sarmışken “iyileşmek” nasıl mümkün? Kadınlar, erkekler, işçiler, memurlar, işsizler, beyaz yakalılar, mavi yakalılar, “yaka” devri değişti diyenler, serbest çalışanlar, evde çalışanlar, hâlâ çalışanlar, zorla çalıştırılanlar, karantinadakiler, geleceği göremeyenler, gördüklerinden yorgun düşenler anlatıyor. Neden bu uzun yazı dizisine başladık? Çünkü birbirimizin sesini, derdini duymaya, diğerinin dermanında kendimizinkini aramaya ihtiyaç var.
Pınar Öğünç (Gazete Duvar)
10 notes · View notes
kur-an-ve-risalei-nur · 5 years ago
Text
Tumblr media
⭐⭐⭐⭐⭐
Nerede olursanız olun, ölüm sizi yakalayacaktır; isterse sağlam kaleler içinde olun.
🌺 Nisa Suresi/78
Rabbimizin bu güzel ayeti ile başlayarak acizane bir kaç kelam edeceğim.
Korona çığırtkanlıkları öyle bir boyuta geldi ki güzel ülkemde, acı bir tebessüm beliriyor artık yüzümde.
Durup insanların düştüğü bu vaziyeti izlerken, Ailemle sohbet anında annemin yillar önce abisinden (dayımdan) duyduğu bir anıyı anlattı...
Dünyanın bir çok ülkesinde infak faaliyetleri yaparak saçları ve sakallarına aklar düşüren bu abimiz, Suriye savaşının en sıcak vakitlerinde oraya yardım götürmek için gitmiş.
Çok sıcak bir yaz ayı olduğu için, o beldenin halkından 10-20 kişi ile birlikte bir evin damında yatıyorlarmış.
Derken öyle bir çatışma çıkmış ki, üzerlerinden mermilerin geçtiğini görüyormuş adeta.
Can tabi, çok tatlı... Gözümüze uyku girmesini bırak, korkudan titreyen bizler; yanımızda horul horul uyuyan insanlara hayretle bakar olduk diyor.
En son dayanamamış ve bir tanesini uyandırmış..
Bize bir sığınak söyle gidelim saklanalım, başımızın üzerinden mermiler geçiyor! Diye haykırmış.
Bir gözü hala uykuda olan adam, tek gözünü açıp gayet sakin bir şekilde şu cevabı vermiş..
-KORKMA! EĞER MERMİNİN ÜZERİNDE İSMİN YAZMIYORSA, O SANA İSABET ETMEZ DOSTUM!
SubhanAllah.. Teslimiyet, tevekkül..
Öyle ya, bizleri ölümden koruyan ecelimiz değil miydi?
Elbette tedbir almalıyız ancak neden "tedbirin takdire engel olmadığı" gerçeğini kabul edemiyoruz?
Bugün o virüsün üzerinde ismimiz yazmıyorsa, bize asla ulaşmayacak.
Ama Rabbim bizim bedenimize ulaşacak ve ne bir dakika ileri, nede bir dakika geri gideceği ayetle sabitlenmiş ölüm vaktimize vesile olacak bir virüs yaratmışsa dilediğimiz kadar kolonya banyosu yapalım neye çare?
Hem bize ne oldu ki böylesine korkar olduk?
Ölmekten değil de; nasıl öleceğinden, ahirette ahvalinin nasıl olacağından, son nefeste iman taşıyıp taşımayacağından korkan bir neslin torunları nasıl olurda şimdi sadece "ölmekten" korkar oldu?
Evvelce "Veba" salgını dünyada binlerce kişiyi öldürürken gayri müslim hekimler onu sadece bulaşıcı bir hastalık olarak tanımlamışlar. Ancak İslam hekimleri Rasulullah efendimizin hadisine hürmeten veba bulaşmış kişilere şöyle hitap etmişler;
Ancak İslam hekimleri Rasulullah efendimizin hadisine hürmeten veba bulaşmış kişilere şöyle hitap etmişler;
-Mübarek olsun, şehadetin gelmiş kardeşim.. SubhanAllah, bu nasıl güzel bir teslimiyettir.
Eğer tüm tedbirleri almasına rağmen, Rabbine teslim olan birine bulaşıyorsa bu salgın hediye değil de nedir?
Böyle bakarsak panik olur muyuz? Korkar mıyız?
Market raflarını boşaltan bu insanların itikadlarını gördükçe bedensel virüs için değil de, manevi halimizi kanser eden bu virüs için daha çok korkmalı ve halimize ağlamalıyız diye düşünüyorum.
Sabahtan akşama kadar dezenfektan, kolonya, makarna depoluyoruz da, neden bugüne kadar çürüyen maneviyatımıza karşı aynı korku ve aynı hassasiyet ile tedbirler almadık?
Sabah namazına uyanmayan yavrumuz için ne kadar endişe ettik?
Yada bir evde namaz kılınmıyor oluşu o eve bela olarak yeterken bunun tedbirini nasıl aldık?
Sizce bu hal Rabbimizi incitmiyor mu?
Oysa tıbbın 3 ay ömrü kaldı denileni 10 yıl yaşatan "Şâfi" olan kimdi?
Hangi mikrop, hangi virüs, hangi salgın Rabbimizin takdir ettiğinden daha hükmedici üzerimizde?
Hem korkmayın... Bu virüs insan öldürmekten ziyade, başka amaçlara hizmet ediyor.
Korona ile tamamen sosyal psikoloji algılarımız yönetiliyor.
-Toplum ve insan ilişkilerinden daha izole bir hayat, ve dijital dünyaya daha güvenle bağlılık aşılanıyor.
Bunun ilk örneği eğitim sisteminin internete taşınması. Buna kim evet derdi düne kadar? Ama bugün herkes nasıl da razı oldu.
Mikro çiplerle insanların çiplenmesi bunun bir diğer aşaması olacak bence... İnanın bana buna can atan milyonlarca insan bulabilirsiniz.
Transhümanizm inancını benimsetmek istiyorlar.
Bu dünyanın en tehlikeli fikridir.
Onlara göre hayatta belirleyici olan "Allah" değil, insandır! Ve bunun için Bio, nano ve sibernetik çalışmalarla adeta insanları sihirlerler.
Biliyoruz ki dünyada hem psikolojik, hem biyolojik, hem askeri savaşlar yürütülmekte olmasına rağmen, dünya hiçbirinde bu derece el birliği ile devasa tedbirler almamıştı.
Bekliyoruz, bakalım ileri ki günlerde koronayı bitirme bahanesiyle kimbilir ne sunacaklar ki, böylesine şişirdikçe şişirdiler...
Oysa zaten dünyada yıllık 1 milyondan fazla insan sadece kanserden ölüyor.
Ama hala market rafları ve tv reklamları kanser yaptığına emin olunan ürünlerle dolu..
Yılda 1 milyon kişinin ölümüne sebep olan bu durum için tedbir alan gördünüz mü?
Yada yine yılda çeyrek milyona yakın kişi aslında bir eşcinsel hastalığı olan "Aids" sebebiyle can verirken, en büyük finansörlerin lgbt pisliğine yatırım yapıyor olması neyle açıklanabilir ki?
Açlık bulaşıcı olmadığı için mi milyonlarca Afrika'lı ölüme terk edildi?
Uzar gider bu liste...
Korona dijital dünyaya geçiş aşaması için kullanılan bir virüs.
Tıpkı diğer kardeşleri kuş, domuz, sars, ebola gibi görevini yapıp gidecek.
Yine tedbirinizi alın ama çokta umursamayın.
Zira önümüzde ki günlerde dünyamıza çarpan meteor, uzaylı istilaları, daha büyük salgınlar ile bayağı cedel edecek gibiyiz.
Enerjinizi tüketmeyin yani koronayla 😂
Şaka bir tarafa her an yapacağınız tek birşey var.
Sığının o yüceler yücesine..
Farzlarınızı yerine getirin, sünnetlere dişleriniz ile tutunun. Bol bol cevşen okuyun ... Dua edin... Bunlardan daha iyi koruyucu Vallahi yoktur..
Unutmayın asla..
Ve mekeru ve mekarallahu, vallahu hayrul makirin... Onlar tuzak kurdular. Allah da tuzak kurdu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır..
SadakAllahulAzim.
Ailelerin en içten duygularla bir araya geldiği mutlu akşamlar diliyorum...🌺
________________°🌺💞🌸°_________________
🎀
16 notes · View notes
kendineyazar · 5 years ago
Text
Yeni korona virüs günlerce enfeksiyon belirtisi göstermeyebilir. Bu durumda enfekte olup olmadığını nasıl anlarsınız:
Ateş ve/veya öksürük şikayeti ile hastaneye gittiğiniz zaman, akciğerler genellikle % 50 fibrozdur ve artık maalesef çok geçtir!
TAYVANLI uzmanlar, her sabah yapabileceğimiz basit bir öz kontrol öneriyorlar:
Derin bir nefes alın ve nefesinizi 10 saniyeden fazla tutun. Öksürme, rahatsızlık, tıkanıklık veya gerginlik vb. olmadan durabilirseniz, akciğerlerinizde fibroz olmadığını ve temelde enfeksiyon olmadığını gösterir.
Şüphelendiğiniz veya kritik zamanlarda, her sabah temiz hava bulunan bir ortamda kendi kendine bunu kontrol edin!
COVID-19 vakalarını tedavi eden Japon doktorlar tarafından MÜKEMMEL TAVSİYE:
Herkes ağzının ve boğazının nemli olmasını sağlamalı, asla KURU olmamalıdır. En az 15 dakikada birkaç yudum su için. NEDEN? Virüs ağzınıza girse bile ... içme suyu veya diğer sıvılar onları yemek borunuzdan ve mideye yönlendirir. Karın içinde mide asidiniz tüm virüsü öldürecektir. Eğer düzenli olarak yeterince su içmezseniz, virüs nefes borunuza ve oradan da AKCİĞERinizin içine girebilir. Bu çok tehlikelidir.
Lütfen bu mesajı aileniz, arkadaşlarınız ve bu konudan yararlanabilecek herkes ile paylaşın! İnsanların dünyanın her yerinde korona virüsünden kurtulmasına yardım edin.
======================================================================================================
Bilgilenmeniz için bütün arkadaşlarıma gönderiyorum:
Sınıf arkadaşımın amcası ve yeğeni, yüksek lisans derecesi ile mezun oldu ve Shenzhen Hastanesi'nde çalışıyor. Wuhan’a pnömoni virüsünü incelemek için transfer ediliyor. Beni aradı ve arkadaşlarıma söylememi istedi: Soğuk algınlığınızda burun akıntısı ve balgamınız varsa, yeni bir tür koronavirüs pnömonisi olamazsınız, çünkü koronavirüs pnömonisi burun akıntısı olmayan kuru bir öksürüktür. Bu hastalığı tanımlamanın en basit yoludur. Lütfen arkadaşlarınıza daha fazla tıbbi bilgi sahibi olduğunuzda, tanımlama ve önleme konusunda daha fazla farkındalığa sahip olacaklarını söyleyin. Dekan Referansı
Bu Wuhan virüsü ısıya dayanıklı değildir ve 26-27 derece sıcaklıkta öldürürülür. Bu nedenle, daha fazla sıcak su için. Korunmak için arkadaşlarınıza ve akrabalarınıza daha fazla sıcak su içmelerini söyleyebilirsiniz. Güneş'e çıkın. Son zamanlarda hava soğuk ve sıcak su içmek de çok rahat. Bu bir tedavi değildir ve vücut için iyidir. Ilık su içmek tüm virüsler için etkilidir. Buzlu içmemeye çalışın, unutmayın!
Koronavirüs hakkında doktor tavsiyesi:
1. Oldukça büyük boyuttadır (hücre yaklaşık 400-500nm çapındadır), bu nedenle herhangi bir normal maske (sadece N95 özelliği değil) filtreleyebilmelidir. Bununla birlikte, enfekte olan biri önünüzde hapşırırsa, yere düşmeden ve artık havaya uçmadan önce 3 metre (yaklaşık 10 fit) büyük bir zaman alacaktır.
2. Virüs metal yüzeye düştüğünde en az 12 saat yaşayacaktır. Bu nedenle, herhangi bir metal yüzeyle temas ederseniz, ellerinizi sabunla iyice yıkayın.
3. Virüs 6-12 saat boyunca kumaşta aktif kalabilir. Normal çamaşır deterjanı virüsü öldürmelidir. Günlük yıkama gerektirmeyen kış kıyafetleri için, virüsü öldürmek için güneşin altına koyabilirsiniz.
Coronavirus'un neden olduğu pnömoni belirtileri hakkında:
1. Bu ilk boğaz enfekte olacak, böylece boğaz 3 ila 4 gün sürecek kuru boğaz hissi olacak
2. Daha sonra virüs burun sıvısına karışır ve trakeaya damlar ve akciğerlere girerek pnömoniye neden olur. Bu işlem 5 ila 6 gün sürecektir.
3. Zatürree ile yüksek ateş ve nefes alma güçlüğü gelir. Burun tıkanıklığı normal tür gibi değildir. Suda boğulduğunuzu hissedersiniz. Eğer böyle hissediyorsanız derhal tıbbi yardım almanız önemlidir.
Önleme hakkında:
1. Enfekte olmanın en yaygın yolu halka açık şeylere dokunmaktır, bu yüzden ellerinizi sık sık yıkamanız gerekir. Virüs sadece 5-10 dakika boyunca ellerinizde yaşayabilir, ancak bu 5-10 dakika içinde çok şey olabilir (gözlerinizi ovalayabilir veya burnunuza bilmeden dokunabilirsiniz).
2. Ellerinizi sık sık yıkamanın yanı sıra, hala boğazınızdayken (akciğerlerinize damlamadan önce) mikropları ortadan kaldırmak veya en aza indirmek için Betadine ile Boğaz Gargarası ile gargara yapabilirsiniz.
Çok dikkatli olun ve bol su için.
Alındığı gibi iletildi
8 notes · View notes
Text
İdlib'de bütün anlaşmalara rağmen hala sivillere saldırı oluyor, yeni göç dalgası geliyor, onca asker şehit oluyor, e haliyle Türkiye haklı olarak sınır kapılarını açıyor, millet güle oynaya koşa koşa gidiyor ama Yunanlar sınırı ateşe veriyor, ses bombaları atıyor, insanları almıyorlar ülkelerinden içeri, Bulgarlar gerekirse binlerce asker yığarız sınıra diyorlar, o zaman niye açılıyor bu sınır kapıları? Fransa başta olmak üzere Avrupa yeni bir mülteci akını istemiyormuş peki biz ne yapalım?! Hangi birini neremize nasıl sığdıralım?! Bu nasıl bi saçmalıktır?! Batı Avrupa, Rusya hiç kimsenin anlaşmaya uyduğu yok, saygısı yok! Hiç kimse istemiyor bu insanları, peki nereye gitsinler nasıl yaşasınlar?! Bir tek Türkiye mi var bu dünyada, bu insanlara gerektiği gibi sahip çıkacak? Biz kimseye güvenemeyecek miyiz? Bu kadar zor mu anlaşmak? Tamam korona var ama biz ne yapalım, gereken önlemleri alıyoruz zaten, daha ne yapalım, hangi biriyle nasıl başa çıkalım? Hiç mi kimsede akıl mantık vicdan kalmadı? Madem öyle Türkiye de aynısını yapsın o zaman sınırlarını ateşe versin, bombalar atsın, olur mu öyle? Türkiye insanlık yapıyor ama insanlar da insanlık da kimsenin umurunda değil. Hayvanları hiç söylemiyorum zaten...
Hiç zannetmezdim ama şu günlerde ülkemin büyüklüğünü ve önemini bir kez daha anlıyorum. Kritik coğrafyasına rağmen, onca hain, düzenbaz, hilekar, iki yüzlü komşuya rağmen; onca tehdide, onca göçmen akınına, onca zorluğa rağmen, diğer bütün ülkelerden daha güvenli, daha yaşanılabilir bir yermiş meğerse... Türkiye şu günlerde adeta bir sığınak görevi görüyor bilmem farkında mısınız? Gerek corona virüs için alınan önlemler olsun, gerekse tahliyeler sırasında insanlara olan yaklaşımları itibariyle beni her gün şaşırtıyor... Onca şeyle nasıl başa çıkıyoruz inanamıyorum...
5 notes · View notes
hijyenbilekligi-blog · 4 years ago
Text
Koronavirüsler, hayvanlarda ve insanlarda hastalığa neden olabilen büyük bir virüs grubudur. Genellikle öksürük veya burun akıntısı gibi üst solunum yolu semptomlarına neden olur, ancak bazıları daha ciddi hastalıklara neden olabilir.
Koronavirüsler ve COVID-19 nelerdir?
Koronavirusler (COVID-19) , 2019’un sonlarında tespit edilen ve 11 Mart’ta bir salgın olarak ilan edilen bir hastalıktır.
Ellerinizi bir seferde en az 20 saniye sabun ve suyla sık sık yıkayın.
Gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza yıkanmamış ellerle dokunmaktan kaçının.
Hasta olan insanlarla yakın temastan kaçının.
Öksürdüğünüzde veya hapşırdığınızda ağzınızı ve burnunuzu bir mendille örtün.
Öksürdükten, hapşırdıktan veya burnunuzu temizledikten sonra aynı mendili tekrar kullanmayın.
Sık sık dokunulan yüzeyleri temizleyin ve dezenfekte edin.
Koronavirüsler (COVID-19) nasıl yayılır?
COVID-19 gibi koronavirüsler çoğunlukla havada öksürme veya hapşırma, yakın kişisel temas (dokunma ve el sallama dahil) veya ellerinizi yıkamadan önce burnunuza, ağzınıza veya gözlerinize dokunarak yayılır.
Maruz kalma ve koronavirüsler bulaşınca çıkacak belirtiler;
Semptomlar COVID-19 ateş, öksürük, nefes veya zor nefes alma, titreme darlığı, titreme ile sallayarak tekrarlanan, kas ağrısı, baş ağrısı, boğaz ağrısı ve tat veya koku kaybıdır. Belirtiler maruziyetten 2-14 gün sonra ortaya çıkabilir.
Evde kalmanızı ve kendinizi evdeki diğer insanlardan mümkün olduğunca ayırmanızı öneririz:
COVID-19  hastasıysanız
COVID-19 şüpheniz varsa
COVID-19 olduğunuzu veya hafif belirtileri geçiriyorsanız
Bir sağlık uzmanına, kliniğe, hastaneye veya acil servise gitmeden önce belirtilerinizi ve virüse nasıl maruz kalabileceğinizi açıklamak için sağlık kuruluşunu arayın.
Koronavirüslerin (COVID-19)  belirtileri nelerdir?
Nasıl yayıldığını bilin
Şu anda 2019 koronavirüsler hastalığını önleyecek bir aşı yoktur (COVID-19).
Hastalığı önlemenin en iyi yolu bu virüse maruz kalmaktan kaçınmaktır.
Virüsün esas olarak kişiden kişiye yayıldığı düşünülmektedir .
Birbirleri ile yakın temasta olan insanlar arasında bulaşır.
Enfekte bir kişi öksürdüğünde, hapşırdığında veya konuştuğunda üretilen solunum damlacıkları ile bulaşır.
Bu damlacıklar, yakınlarda bulunan veya muhtemelen akciğerlere solunan insanların ağızlarına veya burunlarına inebilir.
Son zamanlarda yapılan bazı çalışmalar COVID-19’un semptom göstermeyen kişiler tarafından yayılabileceğini düşündürmektedir.
Ne Yaparak Covid-19 dan Korunursunuz?
Ellerinizi sık sık yıkayın
Özellikle halka açık bir yerdeyken veya burnunuz aktığında, öksürdüğünüz veya hapşırdıktan sonra ellerinizi en az 20 saniye sabun ve suyla yıkayın .
Sabun ve su hazır bulunmuyorsa, en az % 60 alkol içeren bir el dezenfektanı kullanın . Ellerinizin tüm yüzeylerini temizleyin ve kuruyana kadar birbirine sürün.
Gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza yıkanmamış ellerle dokunmaktan kaçının .
Yakın temastan kaçının
Evinizin içinde bile hasta olan insanlarla yakın temastan kaçının.
Kendinizle eviniz dışındaki kişiler arasında sosyal mesafe bırakın .
Hasta hissetmeseniz bile COVID-19’u başkalarına yayabilirsiniz.
Herkes , örneğin marketten alışveriş yaparken, ve halka açık alanlarda dışarı çıkmak zorunda kaldığında maske takmalıdır .
Maske, enfekte olmanız durumunda diğer insanları korumak içindir.
Bir sağlık çalışanı için tasarlanmış bir yüz maskesi kullanmayın.
Kendinizle başkaları arasında yaklaşık 1 metre tutmaya devam edin. Maske kullanımı sosyal mesafenin yerini tutmaz.
Özel bir ortamdaysanız ve maske yüzünüzde yoksa, öksürdüğünüzde veya hapşırdığınızda veya dirseğinizin iç kısmını kullanırken daima ağzınızı ve burnunuzu bir mendille kapatmayı unutmayın .
Kullanılmış maskeleri çöpe atın .
Ellerinizi hemen en az 20 saniye sabun ve suyla yıkayın .
Sabun ve su mevcut değilse, ellerinizi en az %60 alkol içeren bir el dezenfektanı ile temizleyin.
Belirtileri olmayan bazı kişilerin de taşıyıcı olarak virüsü yayabileceğini unutmayın.
Diğer insanlardan en az 1,5 m (yaklaşık 2 kol uzunluğunda) uzakta kalın .
Gruplar halinde dolaşmayın.
Kalabalık yerlerden uzak durun ve toplu toplantılardan kaçının.
Başkalarından uzak durmak, hastalığa yakalanma riski daha yüksek olan insanlar için özellikle önemlidir .
Diğerlerinin etrafındayken ağzınızı ve burnunuzu tıbbi maske ile kapatın
Maskeler, 2 yaşın altındaki küçük çocuklara, nefes almada zorluk çeken veya bilinçsiz, aciz veya başka bir şekilde maskeyi yardım almadan çıkaramayan kişilere yerleştirilmemelidir.
Temizleyin ve dezenfekte edin
Sık sık dokunulan yüzeyleri her gün temizleyin ve dezenfekte edin . Buna masalar, kapı kolları, ışık anahtarları, tezgahlar, kulplar, masalar, telefonlar, klavyeler, tuvaletler, musluklar ve lavabolar dahildir.
Yüzeyler kirliyse temizleyin. Dezenfeksiyondan önce deterjan veya sabun ve su kullanın.
Ardından, ev tipi bir dezenfektan kullanın.
Korona Nasıl temizlenir ve dezenfekte edilir?
Rutin temizlik ve dezenfeksiyon için yeniden kullanılabilir veya tek kullanımlık eldivenler kullanın.
Yüzeyleri sabun ve su ile temizleyin, ardından dezenfektan kullanın.
Sabun ve su ile temizlemek , yüzeydeki mikrop, kir ve lekeleri azaltır . Dezenfekte etmek yüzeylerdeki mikropları öldürür .
Sık dokunan yüzeylerin rutin temizliğini uygulayın. En çok temas edilen yerler:
Masalar, kapı kolları, ışık anahtarları, tezgahlar, kulplar, masalar, telefonlar, klavyeler, tuvaletler, musluklar, lavabolar vb.
Dezenfekte edilecek yüzey için uygunsa seyreltilmiş ev tipi ağartıcı çözeltileri de kullanılabilir .
Ağartıcının dezenfeksiyon için tasarlanıp tasarlanmadığını görmek için etiketi kontrol edin ve ürünün son kullanma tarihinin geçmediğinden emin olun.
Renkli giysiler üzerinde güvenli kullanılan veya beyazlatma için tasarlanan ağartıcılar  dezenfeksiyon için uygun olmayabilir.
Ev tipi ağartıcı, uygun şekilde seyreltildiğinde koronavirüslere karşı etkili olacaktır. Uygulama sonrasında uygun havalandırma teknikleri için üreticinin talimatlarını izleyin. Ev tipi çamaşır suyu asla amonyak veya başka bir temizleyici ile karıştırılmamalıdır. Solüsyonu en az 1 dakika y��zeyde bırakın. Bir ağartıcı çözeltisi yapmak için aşağıdaki malzemeleri karıştırın:
5 litre su içine 5 yemek kaşığı (1/3 bardak) çamaşır suyunu karıştırın
Çamaşır suyu çözeltileri 24 saate kadar dezenfeksiyon için etkili olacaktır.
En az% 70 alkol içeren alkol çözeltileri de kullanılabilir.
-Yumuşak yüzeylerde kullanım
Halı kaplı zeminler, halılar ve perdeler gibi yumuşak yüzeyler için.
Yüzeyi sabun ve su kullanarak veya bu yüzeylerde kullanıma uygun temizleyicilerle temizleyin.
Eşyaları (mümkünse) üreticinin talimatlarına göre yıkayın. En uygun su ayarını kullanın ve eşyaları tamamen kurulayın.
-Elektronik eşyaların Dezenfektesi
Tabletler, dokunmatik ekranlar, klavyeler ve uzaktan kumandalar gibi elektronik cihazlar için.
Elektronik ürünlerin üzerine silinebilir bir kapak takmayı düşünün .
Temizlik ve dezenfeksiyon için üreticinin talimatlarını izleyin .
Alkol bazlı mendiller veya en az% 70 alkol içeren spreyler kullanın. Yüzeyi iyice kurulayın.
-Çamaşırların Dezenfektesi
Giysi, havlu, çarşaf ve diğer eşyalar için.
Ürünleri üreticinin talimatlarına göre yıkayın. En sıcak su ayarını kullanın ve çamaşırları tamamen kurulayın.
Hasta bir kişinin kirli çamaşırlarını tutarken tek kullanımlık eldiven giyin .
Hasta olan bir kişinin kirli çamaşırları, diğer insanların çamaşırlarıyla yıkanabilir.
Kirli çamaşırları sallamayın .
Çamaşırlar için yukarıdaki talimatlara göre çamaşırları temizleyin ve dezenfekte edin .
Eldivenleri çıkarın ve elleri hemen yıkayın.
-Ellerinizi sık sık temizleyin
Ellerinizi 20 saniye boyunca sabun ve suyla sık sık yıkayın .
El dezenfektanı: Sabun ve su hali hazırda mevcut değilse ve eller görünür şekilde kirli değilse, en az% 60 alkol içeren bir el dezenfektanı kullanın. Bununla birlikte, eller görünür şekilde kirliyse, her zaman elleri sabun ve suyla yıkayın.
Ellerin temizlenmesi için diğer duurmlar:
Gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza yıkanmamış ellerle dokunmaktan kaçının .
Eldivenleri çıkardıktan hemen sonra ve hasta olan biriyle temas ettikten sonra her zaman ellerinizi iyice yıkayın.
Burnu temizledikten, öksürdükten veya hapşırdıktan sonra
Tuvaleti kullandıktan sonra
Yemek yemeden veya yemek hazırlamadan önce
Hayvanlarla veya evcil hayvanlarla temastan sonra
Yardıma ihtiyacı olan başka bir kişiye rutin bakım sağlamadan önce ve sonra (örneğin bir çocuk)
Birisi hasta olduğunda
-Yatak odası ve banyo
Hasta olan kişi evdeki diğer insanlardan ayrı kalmalıdır (mümkün olduğunca).
Ayrı bir yatak odanız ve banyonuz varsa : Tek kullanımlık eldivenler giyin ve alan kirlendiğinde olduğu gibi yalnızca hasta olan kişinin çevresini temizleyin. Bu, hasta olan kişiyle iletişiminizi sınırlamanıza yardımcı olacaktır.
Ortak banyo varsa : Hasta olan kişi her kullanımdan sonra banyoyu temizlemeli ve iyice dezenfekte etmelidir. Bu mümkün değilse, temizlik ve dezenfeksiyondan önce mümkün olduğunca bakıcıyı beklemelidir.
Bakıcılar , hasta olan kişiye (uygunsa) kişisel temizlik malzemeleri sağlayabilir . Malzemeler arasında maskeler, kağıt havlular, temizleyiciler ve CE kayıtlı dezenfektanlar vardır.
Eğer durumu hissederlerse, hasta olan kişi kendi alanını temizleyebilir.
-Gıda
Yemek yenilecek yerleri ayırın: Hasta olan kişi mümkünse odasında yemek yemeli (veya beslenmelidir).
Bulaşıkları ve eşyaları tek kullanımlık eldivenler ve sıcak su kullanarak yıkayın: Kullanılmış bulaşıkları, bardakları / bardakları veya gümüş eşyaları elle yıkamak gerekirse mutlaka eldiven ile yıkayın. Sabun ve sıcak su ile veya bulaşık makinesinde yıkayın.
Eldivenleri çıkardıktan veya kullanılmış eşyaları kullandıktan sonra ellerinizi yıkayın.
-Çöp
Özel, astarlı çöp kovası: Mümkünse, hasta olan kişiye özel çöp kovası ayırın. Çöp torbalarını çıkarırken ve çöpleri tutarken ve imha ederken tek kullanımlık eldivenler kullanın. Daha sonra ellerinizi yıkayın.
Sosyal mesafe nedir?
“Fiziksel mesafe” olarak da adlandırılan sosyal mesafe, kendinizle eviniz dışındaki diğer insanlar arasında mesafe bırakmak anlamına gelir. Sosyal veya fiziksel mesafeyi uygulamak için:
Diğer insanlardan en az 1,5 m (yaklaşık 2 kol uzunluğu) kalın
Gruplar halinde toplanmayın
Kalabalık yerlerden uzak durun ve toplu toplantılardan kaçının
COVID-19’u önlemek için günlük adımlara ek olarak , siz ve diğerleri arasında mesafe bırakmak, bu virüse maruz kalmaktan ve yerel olarak ve ülke ve dünyadaki yayılmasını yavaşlatmaktan kaçınmamız gereken en iyi araçlardan biridir.
İç ve dış mekanlarda eviniz dışındaki kişilerle yakın temasınızı sınırlandırın. İnsanlar virüsü hasta olduklarını bilmeden yayabileceğinden, siz ya da belirtileri olmasa bile, mümkünse diğerlerinden uzak durmak önemlidir. Sosyal mesafe özellikle COVID-19’da ağır hastalık riski taşıyan insanlar için önemlidir  .
Birçok insan COVID-19’un yayılmasını önlemek için sosyal mesafeyi uygulamakla ilgili zorluklar yaratan kişisel koşullara veya durumlara sahiptir.
Neden sosyal mesafeyi uygulamalısınız?
Koronavirüsler olarak uzun süre yakın temasta olan kişiler içinde yayılır. Hastalık bulaşmış bir kişi öksürdüğü, hapşırdığı veya konuştuğu ve ağzından veya burnundan damlacıklar havaya yayılır ve yakınlardaki insanların ağızlarına veya burunlarına atılmasıyla meydana gelir. Damlacıklar akciğerlere de solunabilir. Son çalışmalar, enfekte olan ancak semptomları olmayan kişilerin de COVID-19’un yayılmasında rol oynadığını göstermektedir.
Bir kişinin üzerinde virüs bulunan bir yüzeye veya nesneye ve sonra kendi ağzına, burnuna veya gözlerine dokunarak koronavirüsleri alabilmesi mümkündür. Bununla birlikte, virüsün yayılmasının ana yolu olduğu düşünülmektedir. COVID-19, güneş ışığı, nem ve yüzey tipi gibi faktörlere bağlı olarak bir yüzeyde saatlerce veya günlerce yaşayabilir. Sosyal mesafe, kirli yüzeylerle ve ev dışındaki enfekte kişilerle temas etme fırsatlarının sınırlanmasına yardımcı olur.
Şiddetli hastalık riski herkes için farklı olsa da, herkes COVID-19’u alıp yayabilir. Herkesin yayılmayı yavaşlatmak ve kendilerini, ailelerini ve toplumlarını korumak konusunda bir rolü vardır.
Sosyal mesafe için ipuçları
Yaşadığınız yerlerden yetkililerin rehberliğini izleyin.
Markette veya eczanede yiyecek veya ilaç satın almanız gerekiyorsa, diğerlerinden uzakta kalın,maske kullanın.
Ağzınızı ve burnunuzu maske ile kapatın , örneğin bakkal gibi, dışarı çıkmak zorunda olduğunuz zaman da dahil olmak üzere, başkalarının etrafındayken maske yoksa tıbbi maske veya koruyucu siperlik ile yüzü örtün .
Bir arkadaşınızın evi, parklar, restoranlar, mağazalar veya başka herhangi bir yer gibi evinizin dışındaki kalabalık yerlerden uzak durun.
Bu tavsiye, gençler ve genç yetişkinler de dahil olmak üzere her yaştan insan için geçerlidir. Çocuklar okul dışındayken yüz yüze oyun oynamamalıdır.
Mümkün olduğunda evden çalışın.
Mümkünse her türlü toplu taşıma, binicilik veya taksi kullanmaktan kaçının.
Öğrenci veya ebeveynseniz, dijital / uzaktan eğitim seçenekleri hakkında okulunuzla konuşun.
Uzak dururken bağlantıda kalın. Evinizde yaşamayan arkadaşlarınız ve ailenizle iletişim halinde kalmak çok önemlidir. Sosyal medyayı kullanarak arayın, görüntülü sohbet edin veya bağlantıda kalın. Herkes stresli durumlara farklı tepki verir ve kendinizi sevdiğiniz birinden sosyal olarak ayırmak zor olabilir.
Salgınlar stresli olabilir
2019 koronavirüs hastalığı (COVID-19) salgını insanlar için stresli olabilir. Bir hastalık hakkındaki korku ve endişe bunaltıcı olabilir ve yetişkinlerde ve çocuklarda güçlü duygulara neden olabilir. Stresle başa çıkmak sizi, önem verdiğiniz insanları ve topluluğunuzu güçlendirir.
Bulaşıcı hastalık salgını sırasındaki stres şunları içerebilir:
Kendi sağlığınız ve sevdiklerinizin sağlığı hakkında korku ve endişe
Uyku veya yeme düzenindeki değişiklikler
Uyku veya konsantre olma zorluğu
Kronik sağlık sorunlarının kötüleşmesi
Akıl sağlığı koşullarının kötüleşmesi
Alkol , tütün veya diğer ilaçların artan kullanımı
Herkes stresli durumlara farklı tepki verir
Salgına nasıl yanıt vereceğiniz, geçmişinize, sizi diğer insanlardan farklı kılan şeylere ve yaşadığınız topluluğa bağlı olabilir.
Bir krizin stresine daha güçlü tepki verebilecek insanlar şunları içerir:
COVID-19’dan ağır hastalığa yakalanma riski daha yüksek olan yaşlı insanlar ve kronik hastalıkları olan kişiler
Çocuklar ve gençler
Doktorlar, diğer sağlık hizmeti sağlayıcıları ve ilk yanıt verenler gibi COVID-19’la başa çıkmada yardımcı olan kişiler
Madde kullanımıyla ilgili sorunlar da dahil olmak üzere zihinsel sağlık sorunları olan kişiler
Kendinize ve topluluğunuza iyi bakın
Kendinize, arkadaşlarınıza ve ailenize bakmak stresle başa çıkmanıza yardımcı olabilir. Başkalarının stresleriyle başa çıkmasına yardımcı olmak topluluğunuzu daha da güçlendirebilir.
Stresle başa çıkmanın yolları
Sosyal medya da dahil olmak üzere haberleri izlemek, okumak veya dinlemek için mola verin . Pandemi hakkında tekrar tekrar işitme rahatsız edici olabilir.
Vücudunuza iyi bakın .
Gevşemek için zaman ayırın . Hoşunuza giden başka aktiviteler yapmaya çalışın.
Başka insanlarla bağlantı kurun . Endişeleriniz ve nasıl hissettiğiniz konusunda güvendiğiniz insanlarla konuşun.
Derin derin nefesler alın, egzersiz veya meditasyon yapın.
Sağlıklı, dengeli beslenin .
Düzenli egzersiz yapın , bol uyuyun .
Alkol ve uyuşturucu dan kaçının.
Stresi azaltmaya yardımcı olacak yöntemleri bilin
COVID-19 hakkındaki gerçekleri paylaşmak. Kendinize ve değer verdiğiniz kişilere yönelik riski anlamak bir salgını daha az stresli hale getirebilir.
COVID-19 hakkında doğru bilgileri paylaştığınızda, insanların daha az stresli hissetmelerine ve onlarla bağlantı kurmasına yardımcı olabilirsiniz.
Zihin sağlığınıza iyi bakın
Stres üst üste birkaç gün boyunca günlük aktivitelerinize engel oluyorsa sağlık uzmanınızı arayın .
Önceden var olan zihinsel sağlık sorunları olan insanlar tedavilerine devam etmeli ve yeni veya kötüleşen semptomların farkında olmalıdır.
Ebeveynler için
Çocuklar ve gençler, kısmen, etraflarındaki yetişkinlerden gördükleri şeylere tepki verirler. Ebeveynler ve bakıcılar COVID-19 ile sakin ve güvenli bir şekilde başa çıktıklarında, çocukları için en iyi desteği sağlayabilirler. Ebeveynler, daha iyi hazırlanmışlarsa, özellikle çocuklar olmak üzere çevrelerindeki diğer kişilere daha güven verici olabilirler.
Çocuğunuzdaki davranış değişikliklerini izleyin
Tüm çocuklar ve gençler strese aynı şekilde tepki vermez. İzlenmesi gereken bazı yaygın değişiklikler şunlardır:
Küçük çocuklarda aşırı ağlama veya üzüntü
Büyümüş çocukların davranışlarında bozukluk (örneğin tuvalet kazaları veya yatak ıslatma)
Aşırı endişe veya üzüntü
Sağlıksız yeme veya uyku alışkanlıkları
Gençlerde sinirlilik ve “davranma” davranışları
Kötü okul performansı veya okuldan kaçınma
Dikkat ve konsantrasyon zorluğu
Geçmişte gerçekleştirilen faaliyetlerden kaçınma
Açıklanamayan baş ağrısı veya vücut ağrısı
Alkol, tütün veya diğer ilaçların kullanımı
Çocuğunuzu destekleme yolları
COVID-19 salgını hakkında çocuğunuz veya çocuğunuzla konuşun .
COVID-19 hakkındaki soruları cevaplayın ve çocuğunuzun veya çocuğunuzun anlayabileceği şekilde paylaşın .
Çocuğunuza veya çocuğunuza güvende olduğundan emin olun. Kendilerini üzgün hissettiklerinde sorun olmadığını bildirin. Sizden nasıl başa çıkacaklarını öğrenebilmeleri için kendi stresinizle nasıl başa çıkacağınızı onlarla paylaşın.
Ailenizin sosyal medya da dahil olmak üzere etkinliğin haber kapsamına maruz kalmasını sınırlayın . Çocuklar duyduklarını yanlış yorumlayabilir ve anlamadıkları bir şeyden korkabilirler.
Düzenli rutinlere ayak uydurmaya çalışın . Okullar kapalıysa, öğrenme aktiviteleri ve rahatlatıcı veya eğlenceli aktiviteler için bir program oluşturun.
Rol model ol. Mola verin, bolca uyuyun, egzersiz yapın ve iyi besleyin. Arkadaşlarınız ve ailenizle bağlantı kurun.
Hastalık Riski yüksek kişiler için
İnsanlar ağır hastalığı için yüksek risk altındadır altta yatan sağlık koşullarına örneğin, yaşlı yetişkinler gibi, insanlar bu nedenle COVID-19 için risk altındadır. Özel hususlar şunları içerir:
Yaşlı yetişkinler ve engelli insanlar depresyon gibi zihinsel sağlık sorunları için yüksek risk altındadır.
Zihinsel sağlık problemleri fiziksel şikayetler (baş ağrısı veya karın ağrısı gibi) veya bilinçsel problemler (konsantrasyon sorunu gibi) olarak ortaya çıkabilir.
Doktorların zihinsel sağlık sorunlarını tedavi etmesi gerekebilir:
Engelli insanlar ile karşılaştırıldığında, altta yatan sağlık koşullarını tedavi etmeye odaklanan engelli insanlar.
Yaşlı yetişkinler, çünkü depresyon yaşlanmanın normal bir kısmı ile karıştırılabilir .
COVID-19’a ortak reaksiyonlar
Kendini koronavirüsler salgınından koruma konusunda endişe, çünkü hastalık riski yüksektir.
Tesisin kapatılması veya hizmetlerin azaltılması ve toplu taşıma kapanması nedeniyle düzenli tıbbi bakım veya toplum hizmetlerinin kesintiye uğratılabileceğinden endişe edilmesi .
Özellikle yalnız yaşıyorlarsa veya salgın nedeniyle ziyaretçilere izin vermeyen bir topluluk ortamındaysa, sosyal olarak yalıtılmış hissetmek .
Sevdikleriniz günlük yaşam aktivitelerinden mahrum kalırlarsa  bundan suçluluk duyarlar .
Aşağıdaki durumlarda artan sıkıntı seviyeleri :
Salgın öncesinde depresyon gibi zihinsel sağlıkla ilgili endişeleriniz varsa.
Düşük gelirli hanelerde yaşıyor veya konuşma engelliyse
Yaş, ırk veya etnik köken, sakatlık veya COVID-19’un yayılma olasılığı nedeniyle korku yaşayan .
Sevdiklerinizi destekleyin
Sevdiklerinizle sık sık iletişimde olun.  İletişim size ve sevdiklerinize daha az yalnız ve yalıtılmış hissetmenize yardımcı olabilir. Sevdiklerinizle şu şekilde bağlantı kurmayı düşünün:
Telefon
E-posta
Mektup veya kartpostal
Kıza Mesaj
Görüntülü sohbet
Sosyal medya
Sevdiklerinizi güvende tutmaya yardımcı olun.
Sevdiğiniz kişinin hangi ilaçları aldığını bilin. 4 haftalık reçeteli ve reçetesiz satılan ilaçlara sahip olmalarına yardımcı olmaya çalışın. Ve ellerinde ekstra var olmalarına yardımcı olup olamayacağınıza bakın.
İhtiyaç duyulan diğer tıbbi malzemeleri (oksijen, inkontinans, diyaliz, yara bakımı) izleyin ve bir destek planı oluşturun.
Mağazalara yapılan gezileri en aza indirmek için evinizde elinizin altında olması için bozulmaz gıdaları (konserve gıdalar, kuru fasulye, makarna) stoklayın.
Bir bakım tesisinde yaşayan sevdiklerinizle ilgileniyorsanız, durumu izleyin ve tesis yöneticileriyle birebir veya telefonda konuşun. Diğer kişilerin sağlığını sık sık sorun ve bir salgın varsa önlemeyi bilin.
Kendi duygusal sağlığınıza dikkat edin. Sevilen birini önemsemek, özellikle Koronavirüsler tarafından olan salgın sırasında duygusal bir hal olabilir. Kendinizi desteklemenin yolları var.
Hastaysanız evde kalın. Koronavirüsler nedeniyle ağır hastalık riski daha yüksek olan aileleri veya arkadaşları ziyaret etmeyin. Sevdiklerinizi desteklemek ve onları güvende tutmak için sanal iletişimi kullanın.
Sağlık hizmeti sağlayıcıları neler yapabilir
Sıkıntı ve sosyal izolasyon duygularını azaltmaya yardımcı olmak için insanları ailenizle ve sevdiklerinizle ilişkilendirmeye yardımcı olun.
Yaşlı yetişkinler ve engelli insanların bir kriz sırasında kendilerini sıkıntılı hissetmelerinin yaygın olduğunu bilmesini sağlayın. Onlara yardım istemenin ve kabul etmenin önemli olduğunu hatırlatın.
Şiddetli sıkıntı gösteren veya kendisine ya da kendisine ya da başka birine zarar verme arzusunu dile getiren herkes için bir prosedür ve sevk kağıdını hazırda bulundurun .
Koronavirüsler Konusunda Ne Yapılabilir?Topluluklar ne yapabilir?
Koronavirüsler için topluluğa hazırlık planlaması, yaşlıların ve engellilerin ve onların toplumlarında ihtiyaçlarını göz önünde bulunduracak şekilde destekleyen kuruluşları içermelidir.
Bu bireylerin çoğu toplumda yaşar ve birçoğu sağlıklarını ve bağımsızlıklarını korumak için evlerinde veya toplumda sağlanan hizmetlere ve desteklere bağımlıdır.
Koronavirüsler salgınının bulaşmasını ve yayılmasını önlemek için uzun süreli bakım tesisleri dikkatli olmalıdır .
Karantinadan çıkan insanlar için
Bir sağlık uzmanı hastalanmasanız bile koronavirüsler salgınına maruz kalabileceğinizi düşünüyorsa diğerlerinden ayrılmak stresli olabilir. Karantinadan çıktıktan sonra herkes farklı hisseder.
Karantinadan çıkmaya yönelik duygusal reaksiyonlar şunları içerebilir
Karantina sonrası rahatlama dahil karışık duygular
Kendi sağlığınız ve sevdiklerinizin sağlığı hakkında korku ve endişe
Kendinizi izleme veya COVID-19 belirti ve semptomları için başkaları tarafından izlenme deneyiminden kaynaklanan stres
Üzüntü, öfke veya hayal kırıklığı, çünkü bulaşıcı olmamaya kararlı olsanız bile, arkadaşlarınız veya sevdiklerinizle hastalığın sizinle temasa geçme korkusu var.
Karantina sırasında normal iş veya ebeveynlik görevlerini yerine getirememe suçu
Diğer duygusal veya zihinsel sağlık değişiklikleri
Çocuklar ya da tanıdıkları biri karantinadan serbest bırakılırsa da üzülebilir veya başka güçlü duygular yaşayabilir.
Koronavirüsler Hakkında SorularCovid-19 Sorularına Cevap
COVID-19’un sorularına yanıt vermek size duygusal bir zarar verebilir ve ikincil travmatik stres yaşayabilirsiniz. İkincil travmatik stres, doğrudan travmatik bir olaya maruz kalmaktan ziyade, başka bir kişinin travmatik deneyimlerine maruz kalmaktan kaynaklanan stres reaksiyonları ve semptomlardır.
stres reaksiyonlarını azaltmak için yapabileceğiniz şeyler:
İkincil travmatik stresin travmatik bir olaydan sonra ailelere yardım eden herkesi etkileyebileceğini kabul edin.
Fiziksel (yorgunluk, hastalık) ve zihinsel (korku, yoksunluk, suçluluk) gibi belirtileri öğrenin.
Siz ve ailenizin pandemiye cevap vermekten kurtulması için zaman tanıyın.
Arkadaşlarınızla ve ailenizle zaman geçirmek, egzersiz yapmak veya kitap okumak gibi hoşunuza giden kişisel bakım etkinliklerinin bir menüsünü oluşturun.
COVID-19 koronavirüsler ile ilgili basını ve medyayı takip edin.
COVID-19’un salgından önce yaptığınız gibi ailenize ve hastalarınıza bakma yeteneğinizi etkilediğini düşünüyorsanız veya bunalıyorsanız, yardım isteyin. Kaynak : https://www.hijyenbilekligi.com/koronavirusler-nelerdir/
1 note · View note
uzaklarihtimal-blog · 5 years ago
Text
Korona Günlerine Notlar
Dun aksam -hatta gece- Boris Johson yeni bir açıklama yaptı ve zorunlu durumlar dışında dışarı çıkılmasını yasakladı. Alışveriş, ilaç ihtiyacı ve günlük yürüyüş (günde bir kez olma koşulu ile) hala dışarı çıkma hakkimizin olduğu durumlar. Beraber yasayan iki insan yan yana yürüyebilir ama ev ahalisi dışında kimse ile görüşemez. Boşanmış çiftlerin çocuk bakimini nasıl paylaşacaklarini bile detaylıca yazdılar resmi açıklamada. Aslında zaten NHS’in (İngiltere’nin sağlık kurulusu) ve resmi diğer makamların yaptığı açıklamalara göre davranan bireylerin hayatında bir şey değişmedi. Biz tam olarak bunu uyguluyorduk. Uyarıları cok dikkate almayan insanlar içinse bu önemli bir adim oldu. Süreç burada virüsün yayılmasını kontrol altında tutmak için adim adim arttırılan önlemlerle devam ediyor ben karar merciinin uygulamalarını çelişkili değil aksine kendi içinde uyumlu bir hızlandırma sureci olarak görüyorum.
İngiltere’nin önceliği evde kalmamız, böylece sağlık kuruluşlarına yığılmanın olmaması ve asama asama insanları bu süreçten çıkarmak. İşin sağlık sektörü ayagi yani Boris johnson’in deyimiyle -Protect our NHS- en cok vurgulanan kismi. Italya ve Ispanyada yasananlari, Türkiye’de doktorların ne denli zor şartlarda calistigini düşününce bu elbette cok mantikli. Bir yandan da söyle bir sorun var, burada çok fazla yabancı ogrenci var ve üniversite bize her gün mail gönderiyor gelişmeleri. Dun gönderilen maille okul icinden birisinde de virüs saptandığını öğrendik. Sonra aksam tekrar mail geldi ve daha önce de tavsiye edildigi gibi eğer gidebiliyorsak ülkemize dönmemizi istediler. Diger yandan burslu öğrencilerin Türkiye’de kalma hakki 60 gün ile sinirli o ve MEB o durumun hala geçerli olduğunu o yüzden üniversitemiz gidin dese bile 60 günden fazla Türkiye’de kalamayacağımızı söyledi.
Biz zaten aile olarak gitmeyi düşünmedik, evimiz, düzenimiz burası ve Türkiye’de şu an sağlık sorunları olan büyüklerimizi sıkıntıya sokmak istemiyoruz. Burada kırsal bir yerdeyiz yürüyüş yapabiliyoruz, hayatimiz bir şekilde devam ediyor. O yolculuk hengamesi ve ardından bir yurtta karantinada kalmak çok daha yorucu ve zor. İşin hassas kısmi surasi, bu ülkede öğrenci olmak ve ailemizi yanımızda getirmek icin kisi basi 1000 poundan fazla sigorta parasi oduyoruz NHS’e. Fakat yabancı öğrencilere sürekli gidebiliyorsanız ülkenize donun gidemezseniz size destek olmaya hazırız mailleri atarak NHS’in yükünü hafifletmek istiyorlar. Elbette yalnız kalan öğrenciler için bu durum belki evde daha kolay olur ama bir yandan bütün bu ödemeler, oturma izni almamız aslında her koşulda bizi desteklemeleri için değil mi? Yabancı öğrencilerin vefati durumunda yaşanacak sıkıntıları düşünüyorlarsa bile burada belki ufak fakat rahatsız edici nüans var. Elbette bu benim kanaatim, başkası bambaşka düşünebilir.
Bu virüs meselesi ve insanların devletlerin, liderlerin açıklamalarına uyma/uymama biçimleri, terör örgütlerinin militanlarını virüs konusunda uyarması ya da virüsü yaymak ile ulkeleri tehdit etmesi, çok ilginç. Hizbullah ve ISIS militanlarını uyardı, Husilerse (Yemen’deki gerilla güçleri) tehdit sinyalleri verdiler. Bu süreç bittiğinde analizi yapılması gereken güzel sorular doğuyor. Hangi ülke vatandaşları hangi koşullarda hangi liderleri dinledi/dinlemedi? Neden bazıları hemen ülkelerine dönmek istedi ama kimileri kalmayi tercih etti? Devlet-toplum ilişkisi nasıl etkilendi?
Bir de film önerim var. The Two Popes izledim gecen haftalarda ve bu hafta da Netflix’den Kalifat’i izledim. Birisi Katolik kilisesinin reform anlayışını ve donusumunu cok guzel, yalin bir sekilde anlatiyor. İnanılmaz etkileyici, Papa’ya sempati uyandıran onun kişisel durumunu ve hikayesini anlatan cok sade ve kiliseyi eleştirirken yakınlaştıran bir film. Kalifat ise, İsveç’ten ISIS’a katilan bir grup genci anlatıyor. Kimlik olarak Müslüman olan ama isin ne pratiğini ve felsefesini bilmeyen gençlerin kaybolmusluklari içinde nasıl bu mekanizmaya dahil edildikleri beni çok etkiledi. Neye inanırsanız inanın bunu çocuğunuza sizin anlatmanız ve zihnini olgunlaştırmanız çok önemli. Bana göre dizi başlı başına, temel bir öğretiden uzak kalan kimlik kargaşası içinde büyümüş nesilleri eleştiriyor/gösteriyor.
Tumblr media
2 notes · View notes
macrofar · 5 years ago
Photo
Tumblr media
KRYON – KORONA
Lee Carroll kanalıyla
Bu canlı kanallık Reykjavik, İzlanda’da verildi
13 Mart 2020
Selamlar sevgililer, ben manyetik hizmetten Kryon’um. 
Bugün virüsten söz edeceğim, size düşünülecek şeyler vereceğim, size biraz tarih vermek istiyorum, size belki duymayı beklemediğiniz bazı şeyler anlatmak istiyorum. 
Hassas olanlarınız bunu bileceksiniz, hassas olmayanlarınız bundan kuşkulanırsınız, çünkü hafifletici bir fark hissedeceksiniz, bu muhteşem ve sıcak ve ateşli olsa bile, neden orada oldukları hakkında güzel bir mesaj ve onlara bakan insanlar için bir selamlama alacaksınız.
Şimdi bu zamanlar hakkında konuşmak istiyorum. Şu anda bu gezegenin insanların beklemediği bir şeyden geçmesi birçokları için şaşırtıcı. Sözlerimi takip ettiyseniz, 2012’nin bir döngü olduğunu, bir döngünün sonu, başka bir döngünün başlangıcı olduğunu hatırlarsınız. Bu Kryon bilgisi değil. Bu, gezegenin yerlilerinin çoğunluğundan geliyor. Bir çok yerli ırkın kozmolojisinde, 2012’de olan ekinoksların presesyonunun Dünya için yeni bir döngünün başlangıcı olduğunun fikir birliği vardı. Bu nedenle size mesajlar vermek için buradayım. Değişimlerde size rehberlik etmek için. Değişiklikler hakkında size ne söyledik? Dramatik olduğunu söyledik.
Jokerleri izlemenizi söyledik, herhangi birini gördünüz mü? Şeylerin aynı kalmayacağını söyledik ve aynı kalmadılar ve aynı kalmıyorlar. Birazdan bir çok insanı korkuya sürükleyen, tam şu anda gezegende gerçekleşmekte olan şeyden konuşacağız. Ama önce “Bir dakika Kryon, gezegeni daha iyi bir yer haline getiren, uyanan bilincin, evrimleşmeye başlayan bilincin etkisi hakkında konuşmuştun, tüm bunlar bugün olan biten şeylere nasıl uyuyor? Şu anda daha iyi bir yer olduğu pek görünmüyor” diyenler var.
Size daha önce anlattık, sevgililer. Bu geçiş ve değişim zamanında, daha önce hiç görmediğiniz İfşaatin enerjisi olacak. Her zaman orada olan şeyleri göreceksiniz, ama şu anda bunları ilk kez ve tüm çirkinlikleri ve tüm karanlıkları ile göreceksiniz ve göreceğiniz şeylerin çoğu düşük bilinçtir ve her zaman orada olan, şimdi uzaklaştırılması veya ışığa maruz bırakılması gereken şeylerdir.
Bazılarınız çok farkındasınız ve şimdi bu şekilde ışığa maruz kalması hiç düşünülmeyen şeyleri görmeye başlıyorsunuz, Me Too (ben de) Hareketi gibi, bir çokları uyandı ve karanlığın orada olduğunu biliyorduk, ama benim başıma geldi dediler, diğerleri benim de dedi ve başkaları benim de dedi, ilk kez başınıza gelebilecek şey üzerine korku olmadığını kavrıyorsunuz. Çünkü bir çok kişi aynı şeyi görüyor.
Bugün olmakta olan şey tamamıyla ve bütünüyle insanların eylemleridir. Gerçekleşmekte olan şeyi insanlar yarattı. Bu, Gaia’nın sorumlu olduğu bir şey değil. Görmekte olduğunuz şey ifşaattir, şimdi biraz bekleyin, size ilgili görünmeyen biraz tarih vereceğim, ama bunu yine de vermek istiyorum ve bitirdiğim zaman gözlerini devirecek olanlar, kafalarını sallayacak olanlar ve “böyle olduğunu sanmıyorum Kryon” diyecek olanlar olacak. Onlara bir süre bekleyin diyeceğim.
Biraz önce size, bu gezegenin İnsanlık için daha iyi bir hayat yaratacak olan icatlar ve fikirler ile uyanmaya başlayan yüksek bilinçli insanlık ile kendisini temizlemeye başlamak için ifşaatlara sahip olacağını söyledim.
Uzun zaman önce size bu gezegende elektrik ürettiğiniz yolun jeotermal olduğunu söyledim, bugünlerde bu turda oturduğunuz yerde, durduğunuz yerdeki tüm elektrik jeotermaldir. Bazıları, “evet bu kolay, çünkü bu bir yanardağ ulusu, elbette jeotermal kullanırlar” dedi. Size evet dedim, ama tüm gezegen, tek yapmaları gereken yeterince derin kazmak ve ısıyı elde edersiniz, buharı üretirsiniz ve buna rağmen gezegen bunun yerine nükleer adı verilen dünyadaki en pahalı ve en tehlikeli buhar makinesini kullanmayı seçti.
Bir çocuk ilk kez elini yaktığı zaman, bir daha asla yakmaz, çocuğun tekrar sıcak bir şeye dokunmasını engelleyen sinaps adı verilen şeye kazınmış engramlar vardır, bunlar çocuğun tekrar sıcak bir şeye dokunmasını engeller.
Bu uygarlıktan uygarlığa insanlıktan gelen içgüdü dediğiniz şeye de uygulanır ve onlar bir kez ellerini yaktıklarında, bunu bir daha yapmayacaklarını anlarlar ve buna rağmen bu olmadı. Çünkü savaş her zaman işlevsiz bir şey oldu ve hiç bir şeyi çözmedi ve yine de savaş tekrar tekrar ve tekrar sizinle oldu.
Size 2012’nin savaşın işlevsiz olduğunu anlamaya başlayan sıradan insanların ve sıradan liderliğin uyanışını başlattığını ve evrimleşmiş bilincin bunun tekrar gerçekleşmesine izin vermeyeceğini söyledik.
Size gerçekleşmiş olan bir el yanmasından söz edeceğim, bir metafor, 1986’de, Çernobil adı verildi. Sevgililer size bu geçmişi kısaca vereceğim, çünkü bu tam şu anda kendisini başka bir şekilde tekrarlıyor.
Çernobil’de nükleer tesis patladığı zaman, bir şok oldu, çünkü nükleer tesislerin patlaması beklenmiyordu. Aslında daha sonra tasarımda bir kusur olduğu keşfedildi ve bu kusur o ülkedeki diğer reaktörlerde tekrar tekrar yinelendi. Onların hiç biri patlamadı, ama kusur orada Çernobil’in performansını tekrarlamaya hazırdı.
Çernobil bir kabuk ile kaplanmadı, çünkü liderlik ve hükümet baskıcı idi. Şeyleri ucuza yapan bir yönetim. Her zaman inkar içinde ve korkuyla dolu olarak kendinden korkan bir yönetim. Patladığı zaman, orda olanlar bile patlamayı inkar ettiler. Bu, yarım yüzyıldır bu türde hükümette kökleşmişti. Gördüğünüzü söylemezsiniz, size söyleneni söylersiniz.
Ve olan şey, sonra herkese şok oldu, inkar, inkar. Kirliliği temizlemek neredeyse 200,000 insanı gerektirdi ve temizlenmiyor ve 4,000 yıldan uzun süre temizlenmeyecek. Dünyadaki en tehlikeli buhar makinesi. Hükümetin görünür olanı kabul etmesinden ve kusurlu olan nükleer reaktörleri düzeltmesinden önce yaşamlar kaybedildi, ama hala kaplanmadılar.
Bunlar konuşmak istediğimiz şeyler, değişmekte olduğunu söylediğimiz şeyler. Şimdi manyetiklerin zarafetinin, bin yıl önce kendisini göstermesi gerektiği şekilde, kendisini göstermeye başlayacağını size söyledik. Egzantrik milinin inip çıkmasını sağlamak üzere çarkları döndürmek için ve ebediyen elektrik üretmek için, birbirlerini iten ve çeken çok kuvvetli mıknatıslara sahip olabileceğinizi söyledik.
Herhangi bir kaynağı, dünyanın sıcaklığını bile kullanmadan, bunların mühürlenebileceğini ve yıllarca ve yıllarca çalışacağını söyledik, aşınacak olan tek şey sadece metalin kendisi. Bu elektriğin, motorların yeni manyetikleridir. İnsanlar “bu ne zaman gerçekleşiyor” diyecekler, geçenlerde bunun şimdi gerçekleşmekte olduğunu söyledik.
Bu ayrıca 2011’de Japonya’da tekrarlandı, onu ne kadar güvenli yaparlarsa yapsınlar Gaia’nın bir fark yaratabileceğini kavradılar, deprem, tsunami ve bu yine kontrolden çıkan bir reaktör idi, yapabileceğiniz en tehlikeli şey. Manyetikler bunların yerini alacak, bu yakında olacak, bu şimdi başlıyor ve bu sözünü ettiğim evrim.
Size Çernobil’e sahip olan ülkeden sorumlu olan başbakandan veya Başkandan veya siz ne demek isterseniz, bir alıntıyı söylemek istiyorum, bu Sovyetler Birliği idi. Gorbaçov bir açıklama yaptı, Çernobil’in Sovyetler Birliğinin çöküşünün katalizörü olduğunu söyledi, çünkü insanlar aldatmayı gördükleri zaman, yalanları ve korkuyu kollektif olarak gördükleri zaman, artık kendisini devam ettiremezdi, bu milyonlar tarafından görüldü.
Size, tam şu anda çok fazla sıkıntıya, çok fazla korkuya, çok fazla kaygıya neden olan virüs hakkında bir şeyler anlatmak istiyorum. Doğada, doğayla kalan virüsler var, bakteriler var, ağaçlarda bunlar var, hayvanlarda bunlar var ve bunlar insanlara uygulanmıyor. İnsanlar birlikte çalıştığınız kendi virüsler ve bakterilerin setine sahip. Ama ara sıra hayvanlardan insanlara, hatta bazen bitkilerden insanlara çapraz geçiş olur, ama bu sadece insan eyleminden dolayı gerçekleşir. Asla doğal olarak gerçekleşmez. Sahip olduğunuz virüs doğal olarak gerçekleşmedi.
1800’lerde Kara Ölüm vardı, veba. Bu farelerdeki pirelere kadar geri izlendi. Fareler insanların diğer insanlarla sırt sırta yaşadığı sağlıksız koşullarda insanlarla birlikte yaşıyorlardı, elleri yıkamayı ve mikropları bilmiyorlardı. Ne olduğunu biliyorsunuz. Bugün veba değil, bu grip. Ama insan eyleminin neden olduğu aynı özelliklere sahip.
Şimdi söyleyeceğim şey tartışmalı, bir cümleyi bir çok kez söyleyeceğim. Virüs politik değil, virüs yaptığı şeyi doğal olarak yapıyor ve anlatılan bir hikaye görmek istiyorsanız, dikkatli bir şekilde tek yapmanız gereken virüsün nereye gittiğini ve nereden geldiğini görmektir.
Size virüsün kendi kendine oluştuğu anlatıldı, öyle değil. Virüs Çin, Wuhan’da en son teknolojiye sahip, birinci sınıf viroloji laboratuarında araştırılan bir yarasadan geldi. Virüs oradaydı, bunu biliyorlardı. Oradaydı, araştırmanın parçasıydı, SARS’ın türevidir. Virüsün geldiği yer burası sevgililer, ve size buradan gelmediği söylendi, her nasılsa sihirli bir şekilde bölgede ortaya çıktı, laboratuardan değil, ama sonra olan şey Çernobil’de olanlara çok benziyor, bu görmeniz ve bilmeniz gereken bir el yanığı.
Bölgede etkilenmiş olanlar, bir odada beş kişi birlikte yaşayan bir uygarlık idi, onlar sizinle aynı sağlık sorunlarına sahip değil, aynı sağlık uygulamalarını yapmıyorlar, ve elbette anında enfekte oldular ve ölmeye başladılar, çünkü birçoğunuzun toplumlarınızda sahip olduğunuz korumaları yoktu. Hükümet onlara ölmediklerini söyledi, sokaklarda gördüğünüz bedenlere dikkat etmediler. Bu uzun sürmedi.
O bölge, ABD’nin 9/11’de kaybettiği kadar çok insanı trajik ve üzücü bir şekilde kaybetti ve hükümet bunu inkar etti ve bunu itiraf etmekten korktular ve buradan gelmediğini söylediler ve insanlar ölmeye devam etti. Sonunda haberler tarafından, bunu bildiren başkaları tarafından bilinen şeyi durduramadılar ve bu ortaya çıktı ve bugün bile bilim insanları ve hükümetler size bunun laboratuardan gelmediğini söyleyecektir.
Dev bacaları olan bir şehirde olduğunuzu varsayın. Bir gün uyanıyorsunuz ve her yerde duman var ve size ‘her yerde duman olabilir, ama elbette duman bacalardan gelmiyor’ deniyor. Onların söylediği şey tam olarak budur.
Virüs kazayla laboratuardan geldi, Çernobil’i yöneten hükümetin sahip olduğu aynı kusurlar nedeniyle salıverildi ve bu bilinecek ve bu görülecek. Tarih bunu gösterecek, tüm parmaklarla göstermelerle bugün gerçekleşmekte olan şeyin insan eylemi, dikkatsizlik, aldatma ve korku ile ilgisi vardır.
Bu sınırlanacak, bu çözülecek ve gezegenin bu el yakması hatırlanacak, ama dahası var. Virüsü takip edin. Bir sır var. Sırrı ifşa etmeyeceğim, çünkü sır muhbirler tarafından, olayları bilenler tarafından ifşa edilecek, er ya da geç. Bu bir ifşaata neden olacak ve bu olduğunda belki çökecek olan veya dramatik şekilde değişecek olan iki hükümet var, çünkü onların insanları sonunda baskıyı, bastırmayı, korkuyu, açıklık yokluğunu görecek ve virüs nedeniyle, asla değişmeyeceğini düşündüğünüz o şeyler değişmeye başlayacak.
Sizin için büyük bir sır, bir ipucu var. Bir virüs politik değildir, virüs yalan söylemez, eğer enfeksiyon tablosunu izlerseniz, en başında Çin’in yanısıra çok çok uzakta olan başka bir ülkede yüzlerce kişinin anında enfekte olduğunu görürsünüz, hatta üst kademeden, gidip onu bulun.
Bir bağlantı var mı? Noktaları birleştirin var mı? Virüs politik değildir. Burada mayalanan, düşündüğünüzden daha büyük bir şey var. Bu ortaya çıktığı zaman sırlar bilinecek. Sorumlu olan hükümetler hayatta kalamayabilir.
Bu gezegensel değişim için buzdağının ucudur ve sağlık ile ilgisi yoktur. Her şey gezegende bilinç değişimi ile ilgili. Siz bundan geçeceksiniz sevgililer ve bu sınırlanacak ve bunu hatırlayacaksınız ve bunun bir daha olmasını asla istemeyeceksiniz ve bunun gerçekten nasıl olduğunu gördüğünüz zaman, o zaman şeyler değişecek.
Buradan daha bilge, değişmiş ve bu gezegenin sizin iyiliğinize çalışmaya başladığının farkında olarak gidin, iki adım ileri ve bir adım geri. Tam şu anda geri adımdasınız, daha iyi olacak.
( tamamının İngilizce’si linktedir)
youtube
1 note · View note
etradewebsite · 5 years ago
Text
Coronavirus Nedir?
Coronavirüsler bir virüs türüdür. Birçok farklı çeşit vardır ve bazıları hastalığa neden olur. Yeni tanımlanmış bir tür, şu anda Çin’de başlayan ve COVID-19 adı verilen solunum yolu hastalıklarının baş göstermesine neden oldu.
Johns Hopkins Eleştirel Olay Hazırlık ve Müdahale Ofisi’nin operasyon müdürü ve Johns Hopkins Biyolojik Eğlence Ünitesi ile araştırma direktörü Lauren Sauer, COVID-19 ve bilmeniz gerekenler hakkında bilgi paylaşıyor.
COVID-19 nasıl yayılır?
Son bilgiler COVID-19’un kişiden kişiye aktarılabileceğini göstermektedir. Topluluk yayılımı da görülüyor. Topluma yayılma, insanların nasıl ve nerede enfekte olduklarından emin olmayan bazı insanlar da dahil olmak üzere belirli bir bölgede virüs bulaşmış olduğu anlamına gelir. COVID-19, Çin genelinde ve Amerika Birleşik Devletleri dahil 100’den fazla ülkede tespit edilmiştir.
Bu yeni koronavirüsün yayılması Hastalık Kontrol Merkezleri (CDC), Dünya Sağlık Örgütü ve dünyadaki Johns Hopkins gibi sağlık kuruluşları tarafından izlenmektedir. 30 Ocak’ta Dünya Sağlık Örgütü COVID-19’un bir halk sağlığı acil durumu salgını ilan etti.
Bu yeni koronavirüs insanlara nasıl yayıldı?
COVID-19, Aralık 2019’da Çin’de bir şehir olan Wuhan’da ortaya çıktı. Sağlık görevlileri hala bu yeni koronavirüsün tam kaynağını izliyor olsa da, erken hipotezler, bunun Wuhan, Çin’deki bir deniz ürünleri pazarına bağlı olabileceğini düşünüyordu. Pazarı ziyaret eden bazı insanlar yeni koronavirüsün neden olduğu viral pnömoni geliştirdi. 25 Ocak 2020’de yapılan bir çalışma, ilk bildirilen vakayı içeren bireyin 1 Aralık 2019’da hastalandığını ve deniz ürünleri pazarıyla bağlantısı olmadığını belirtiyor. Bu virüsün nasıl ortaya çıktığı ve yayıldığı konusunda araştırmalar devam etmektedir.
COVID-19’un inkübasyon süresi nedir?
Virüse maruz kaldıktan sonraki 14 gün içinde semptomların insanlarda ortaya çıktığı görülmektedir.
COVID-19’un belirtileri nelerdir?
COVID-19 semptomları şunları içerir:
Öksürük
Ateş
Nefes darlığı
Nadir durumlarda, COVID-19 ciddi solunum problemlerine, böbrek yetmezliğine veya ölüme neden olabilir.
Ateşiniz veya öksürme veya nefes darlığı gibi herhangi bir solunum zorluğunuz varsa, doktorunuzu veya bir sağlık uzmanını arayın ve doktor ofisine, acil bakım merkezine veya acil servise gitmeden önce belirtilerinizi telefonla açıklayın.
Telefonda, son 14 gün içinde, özellikle COVID-19’dan (şu anda Çin, İran, İtalya, Japonya ve Güney Kore) etkilenen ülkelere ülke dışına seyahat edip etmediğinizi söylediğinizden emin olun. Ayrıca, uzun bir süre COVID-19 olan birisinin yakınında olduğunuzu (6 fit içinde) şüphelendiğinizi söyleyin. Sağlık uzmanınız veya acil servis ekibi sonraki adımları önerecektir.
Tıbbi bir acil durumunuz varsa, 911’i arayın ve belirtileriniz ve son seyahat geçmişiniz hakkında bilgi verin.Güncellemeler için Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’ne (CDC) bakın .
COVID-19 nasıl teşhis edilir?
Hafif bir COVID-19 vakaları grip veya kötü soğuk algınlığına benzer görünebileceğinden tanı sadece fiziksel bir muayene ile zor olabilir. Bir laboratuvar testi teşhisi doğrulayabilir.
COVID-19 nasıl tedavi edilir?
Şu andan itibaren, virüs için spesifik bir tedavi yoktur. COVID-19’dan hasta olan insanlar destekleyici önlemler ile tedavi edilmelidir: semptomları hafifletenler. Şiddetli vakalar için, araştırma ilaçları ve terapötikler dahil olmak üzere tedavi için ek seçenekler olabilir.
COVID-19 ölüme neden olur mu?
10 Mart 2020 itibariyle 4.087 ölüm COVID-19’a atfedilmiştir. Bununla birlikte, 64.385 kişi hastalıktan kurtuldu.
Bu koronavirüs SARS’dan farklı mı?
SARS , ciddi akut solunum sendromu anlamına gelir. 2003 yılında Çin’de SARS salgını başladı ve 2004’te sona ermeden diğer ülkelere yayıldı. COVID-19’a neden olan virüs, 2003 SARS salgınına neden olan virüse benziyor: her ikisi de koronavirüs tipleridir. Çok şey hala bilinmiyor, ancak COVID-19 2003 SARS’dan daha hızlı yayılıyor gibi görünüyor ve aynı zamanda daha az ciddi hastalığa neden olabilir.
Kendinizi bu koronavirüsten nasıl koruyorsunuz?
Hastalık Kontrol ve Önleme (CDC) Merkezleri şu önerileri vardır:
Ellerinizi en az 20 saniye sık sık ve iyice yıkayın. Sabun ve su yoksa, alkol bazlı el dezenfektanı kullanın.
Öksürükleri ve hapşırmalarını bir mendille örtün, ardından dokuyu çöp kutusuna atın.
Gözlerinize, burnunuza veya ağzınıza yıkanmamış ellerle dokunmaktan kaçının.
Hasta olduğunuzda evde kalın.
İnsanların sık dokunduğu yüzeyleri ve nesneleri temizleyin ve dezenfekte edin.
Koronavirüs için önlemler nelerdir?
Amerika Birleşik Devletleri ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) dahil olmak üzere Çin ve diğer ülkelerdeki bazı sağlık kurumları, bu hastalığa dikkat ediyor ve yayılmasını önlemek için adımlar atıyor.
Güncellemeler için Hastalık Kontrol Merkezleri’ni (CDC) ziyaret edin .
Coronaviruses hakkında
Koronavirüsler farklı hayvanlarda yaygındır. Nadiren, bir hayvan koronavirüsü insanları enfekte edebilir.
Birçok farklı tipte koronavirüs vardır. Bazıları soğuk algınlığı veya diğer hafif solunum (burun, boğaz, akciğer) hastalıklarına neden olabilir.
Diğer koronavirüsler, ciddi akut solunum sendromu (SARS) ve Orta Doğu solunum sendromu (MERS) dahil olmak üzere daha ciddi hastalıklara neden olabilir.
Coronavirüsler görünümleri için adlandırılır: Mikroskop altında virüsler, kendilerini bir korona veya taç gibi çevreleyen sivri yapılarla kaplanmış gibi görünürler.
1 note · View note
campplay · 4 years ago
Text
Bağışıklık Sistemi Koronavirüsle Nasıl Savaşır?
Bağışıklık Sistemi Koronavirüsle Nasıl Savaşır?
Corona virüs Türkiye’ye girdiğinden beri herkes endişeli durumda. Peki nedir bu koronavirüs? Koronavirüs’ten korunmak için neler yapılabilir? Korona virüs vücutta nasıl sorunlara neden oluyor?
Corona virüs dünya çapında yayılmaya devam ederken herkes endişeli durumda. Peki korona virüs bizi nasıl hasta eder ve virüsten korunmak için bağışıklık sistemimizi nasıl güçlendirebiliriz?
Aslında virüs…
View On WordPress
0 notes
bakmisonline · 3 years ago
Video
Dünyada En Çok Korkulan YENi Salgın Hastalık MANTARLAR - Maymun Çiçeği Virüsü Monkeypox
https://www.youtube.com/watch?v=CkPpHvfymTA
CDC Monkeypox yani Maymun Çiçeği Virüsü nedeniyle ABD'de 27 eyalette 200'den fazla kişiyi maymun çiçeği virüsü şüphesiyle karantina altına aldı. Korona virüs sonrası Dünya tarihinde en çok korkulan yeni salgın hastalık mantar hastalığı. Çünkü bu maymun çiçeği hastalığı ilaçlara karşı dirençli ve  çiçek hastalığı ile aynı bulaşıcı hastalık türünde yer alıyor.
Maymun Çiçeği Virüsü öncelikle Orta ve Batı Afrika'nın tropikal yağmur ormanlarında ortaya çıkan ve zaman zaman diğer bölgelere ihraç edilen viral bir zoonotik hastalıktır. Zoonotik hastalık olan maymun çiçeği, çiçek hastalığı ile aynı bulaşıcı hastalık türünde yer alıyor. Hastalığa, Poxviridae ailesindeki Orthopoxvirus cinsinin bir üyesi olan maymun çiçeği virüsü (Monkeypox) neden olur.
🙈  Dünyada En Çok Korkulan YENi Salgın Hastalık Maymun Çiçeği Virüs Salgını Monkeypox virüsü yani maymun çiçeği virüsü tedavisi var mı? maymun çiçeği virüsü nasıl bulaşır? maymun çiçeği virüsü hastalığı belirtileri nelerdir? maymun çiçeği virüsü Türkiye de var mı?
🙊 Daha önce yayınladığımız videolara gözatmanı öneririm! - 3 Eyl 2018 tarihinde Bill Gates Uyardı Salgın Hastalık https://www.youtube.com/watch?v=nyQxaJ1pISs - 4 Şub 2019 tarihinde YENİ TEHLİKE SALGIN HASTALIKLAR https://www.youtube.com/watch?v=ewSpzi06a3c - 30 Eyl 2019 tarihinde RİSK ALTINDA BİR DÜNYA https://www.youtube.com/watch?v=Lu26rahFvWo - Kara Mantar Hastalığı https://www.youtube.com/watch?v=5JByiTODw_U
0 notes
kolej-postasi · 4 years ago
Text
BİR PANDEMİ ÖYKÜSÜ: YARASA ÇORBASI KISIK ATEŞTE
Tumblr media
İyi güzel diyorsun da bu hikâyenin hikâyesi ne? Sonu meçhul ama başı ne? Kapanmak zor, kapana kapanmak daha zor. Bu zamana kadar ne sakladın ki kendine zaten. Evham… Evham, endişe, kaygı iyi değil karantinada. Dinlersen kendini baş edemeyeceğin sesler duyarsın duvarlardan. Hıyarcıklı vebadan tehlikelisi kendini dinlemek. Karantina. Şimdiden çürüttü sol yanımı. Ne kelimeymiş. Düşündüm de hiç cümlede kullanmamışım. Kendinden bile kaçacak yer bırakmıyor insana.
“Hiç böylesini görmemişiz faslı baharın”
Kısa zaman önce liseden arkadaşlarla bir sosyal medya mecrasında toplaştık. Sonbaharda ilkbaharı yâd etmenin sevincini yaşadık. Tazelenen küçük hatıralarla herkes birbirine güzel sıcak şeyler söyledi. Küçük duygusallıkları, belli imgeleri yeğnimizde saklamışız ama hayat bazılarımızı çimen gibi ezmiş. Kırk yıl sonra sınıfça kırkımızın bir araya gelmesi müthiş bir ruhsal tecrübe oldu. Yerinde kalanların duyguları, hatıraları teru tazeydi. Zaman onları aşındırmamış, olmadık detayları hatırlıyorlar ve konuşmaya, buluşmaya şiddetle arzu duyuyorlardı. Benim gibi uzakta karmaşık bir hayat sürenlerse mesafeli ve yorgun. En heyecanlımız Sacit, sanal mecrayı sınıf gibi görüyor, herkesi kaynaştırmak istiyor, önden giden kırk yılın açığını kapamaya çalışıyor.
Derken tazelenecek hatıra kalmadı ve allı güllü cuma mesajları ile dua zincirlerine kaldık. Bir akşam bir iki arkadaş mevzu açıp muhabbeti koyultmaya çalışırken Sacit’ten tuhaf bir cümle düştü: “Arkadaşlar dün evim yandı.” Yekten böyle deyince Sacit, kanım dondu. Herkes resmi geçit gibi sırayla “Geçmiş olsun” dedi, o da “Sağolun arkadaşlar” diye yazdı. Başkanımızı aradım sordum. “Bilemedim, sufi meşreptir Sacit, acaba bir metafor mu diye düşündüm” dedi. Sacit’i aradım ulaşılamıyor. Her hatıraya iç geçiren arkadaşlar tekrar can ciğer olmaya çalışırken bu haberi her hafta birimizin evi yanıyormuş gibi karşılamışlardı. Kimse vay kardeşim adresini ver demedi. Neyse Harun gitti de öğrendik ki, otuz beş yıllık ev iğneden ipliğe kül olmuş. Üç kızı ile karısı perişanmış, neyse ki can kaybı yokmuş. Ev başıma dar geldi ve sınıftan çıktım. Derken Çin’den Pandemi geldi. O gün bugündür kendi kendime konuşuyorum ama kelimelerim yetmiyor.
Kapanmak zor, kapana kapanmak daha zor. Bu zamana kadar ne sakladın ki kendine zaten. Evham. Evham, endişe, kaygı iyi değil karantinada. Dinlersen kendini baş edemeyeceğin sesler duyarsın duvarlardan. Hıyarcıklı vebadan tehlikelisi kendini dinlemek. Evde kal, zaten kalmak istiyorum ama önce ekmeğin aşın, unun bulgurun var mı diye sorman gerek. Evet, evde kal ama bir şeyler yap, yaz, oku. Veba romanı hariç. Karanlık kitaplar okuma. Varoluşçuluğun lüzumu yok. Kaldıysa dostlarını ara. Kusur arama. Eski yeni deme. Kendinden çık. Dizinde top sektir, ters takla at, yirmi üç nisan sevincini tazele, balkona çık, kendini alkışla. Egzersizlerle kültürfizik yap.
Karantina. Şimdiden çürüttü sol yanımı. Ne kelimeymiş. Düşündüm de hiç cümlede kullanmamışım. Kendinden bile kaçacak yer bırakmıyor insana. Bilirsen seni salıvereceğiz deseler, zinhar bilemezdim. Bitecek mi, inşallah ama ne zaman bitecek? Kapandık, kısıldık kaldık. Bütün sesleri, insanlı insansız motorları, savaş uçaklarını nasıl da susturdu. Kozmetik sektörü bile çöktü. Kim evinde güzelleşmek ister? Kim kime? Covid 19 Parisli bir parfüm değil. Neyse, zor günler. Kendinle çatışma, çapın hududun belli, ülke sınırı değil ki tel örgü öresin boylu boyunca. Yahut duvar. İçine dön, ama düşme. Hayattan alacaklarını tam tahsil edecekken yakalanman üzücü tabii. Kıskıvrak. İyiler önden gitmişken kime tutunacaksın? Dünya dedikleri gölgeliğe nasıl?
Ellerimi yüzümü, kollarımı ayaklarımı yıkıyor, dönüp tekrar yıkıyorum. Gözümün önünde minnacık bir leke beliriyor, gözlerini gözlerime dikmiş, büyüyor. Korona sen misin? Ses vermiyor. Kimselere göstermeden eldiven giyiyor, toz beziyle onu alıyorum. Önce toz bezini sonra ellerimi yıkıyorum. Sonra bir daha yıkıyorum. Fena bir karıncalanma var, boğazım yanıyor mu ne? Aynada yüzüme bakıyorum, bir fark göremiyorum. İnşallah yakalanmamışımdır. Biri mi öksürdü? Aaa o ben miydim, hiç anlamadım?
Kapıdan ayrı, eşiğinden ayrı korkuyorum. Bina akıllı ama virüs değil. Ekmek poşetine eldivenle uzanıyor, bir metre uzağımda tutup balkona bırakıyor, dönüp ellerimi Siirt’in Bıttım sabunuyla yıkıyor el havlusuyla kuruluyorum. Afyon’dan almıştık bu havluları bir seyahatte. Çok alalım demiştim de karım yok demişti. Almak ne güzeldi, gitmek ne güzel. Şehir yaşamıyor. Dünyanın hiçbir şehri yaşamıyor. Kafka’nın şehri bile şen şakrak. Bu labirentten çıkılmaz galiba. Toplu yaşanan yerler tehlikeli. Sosyal medya gruplarından çıkıyorum ama çıkılmıyor. Af mesajları beyhude. Suç ve cezalar orantısız. Cezaevleri boşalsa mahkûmlar geri döner. Otobüs dolmuş çalışmıyor. İn, cin evde. Peki ya asiyab-ı devlet. Dönüyor. Ya çarkıfelek? O da dönüyor. O hâlde sorun ne? Bilemiyorum. Eve ekmek götürecek emekçiler zorda ama memur değil. Küçük esnaf çok zorda. Sen ne hâldesin? Böyle işte. Kabristana bile gidemiyorum.
İnsanlık ellerini yıkar diyorsun ama yıkamaz. Kulları sahi bir ar damarım vardı dese devletler müsaade buyurmaz. Bu bir döngü, kısır ama döngü işte. Su ve değirmen ve taş değişmez. Sana verseler sen de değiştirmez, haz alırsın. Tütün gibi, keyif veren bir şey. Böyle gelmiş böyle gider. Devletler bin pişmanlık duysa kulları müsaade etmez. “Haşa” derler. Biz emir kuluyuz, malum, bize acz sana güç kudret yaraşır derler. Öyledir, haşa derler. Roma’dan Kartaca’ya, Bizans’tan Sasani’ye bilirim. Ve bunu diyecek ve bunu böyle diyecek ne çok ama ne çok beslemesi, halayığı, horantası, leşkeri, yanaşması vardır. Öyle yani.
Koronanın, Pandeminin, karantinanın kırkı çıktı mı? Çıktı ama elimiz, evimiz şehrimiz daha yıkanmadı yunmadı. Yunmaz. Ölümlerin seyri de yükseliş eğrisini düşürmedi henüz. Kaç oldu ölüm diye istatistik soruyor, aldığımız cevaba hmmm diyoruz. “Hmmm”. Elimiz yüreğimizde, yüreğimiz boş. Eskisinden de mi boş? Korkarım diyor ya ecnebiler, korkarım öyle. Bizim sınıf acaba ne konuşuyor? Sacit’in evi ne oldu? Üniversite çağındaki kızları eve, giysilerine değil de oyuncaklarının kül oluşuna yanmış. Ya hayat böyle derdik. Onu bile diyemez olduk.
Eee. E işte. Hayat sedyede. Ölüm, yoğun bakımdan çıkarak doğru kabristana gidiyor. Şu aralıktan, bak gidiyor. Ambulans sessiz, sirensiz. Morg iptal. Musalla taşı bile yok. Düşünsene. Ecel şerbetinin nasıl içileceğinin bilgisi yok. Sahi ilk kim ‘Ecel’ ile ‘Şerbeti’ bütünledi? Kim bilir? Ne terkip ama? ‘Ölüm’ ile ‘Döşeği’ kim birleştirdiyse o olmalı. Mümkün. Gezegene hükmedemediğine hayıflanan bir dangalak “Hayat inisiyatifimizin dışına çıktı” dedi radyoda. Duydum. “Nasıl bir edep yoksunusun” demeye davrandım ama bağlamadı dijital kadın. Zaman durdu. Sahi durmayı hiç düşünmemişim. Ne hâlin varsa gör diye elini çeker mi ki insandan Allahımız? Çekmez, hayır.
Hayrolsun. Pandemiden iyileşerek çıkar insan, modalar fikirler değişir deniyor. Kötülükler azalır diyen de var, ırkçılık mesela biter diyen de. Şahsen, hiç sanmam. Benim bildiğim insan bir yol bulur kötülüğe, bulur cenabetliğe. İlla bulur. ‘Adalet’ ve ‘Anlam’ açığı kapanmaz insanın. Bunca güç aşısı yapılan varlık azmanlığından geri adım mı atar, saldırganlaşır mı? Şu Covid 19’a da bir aşı yakıştırsın, gör bak tababet tanrısını. Yunan’ın tıp tanrısı başka Mısır’ınki başka. Akupunktur, Çin işkencesi, istemez. Kalsın.
Bu illüzyon ne kadar sürer? Nasıl bileyim. Bu perde kapanır yeni bir perde mi aralanır? İnsan esaslı bir sorgulamadan geçerek vahdet yönünde dirilir mi? Zor. Bir metafizik dalga mı gelir çıkışta, yoksa alır başını gider mi nihilist yahut batıni yorumlar? Yine herkesin hakikati kendine kabilesine mi olur? Bilemem. “Yetti artık” diye insandan arınmaya mı gidiyor dünya? Bunu da bilemem. Sanal dünyamızın yakıtı tükenir, oyun oynaş tedavülden kalkarsa esas o zaman kime çalınır çanlar? Ya şu davetsiz ezanlarımıza ne demeli. İnsan hangi ufka, hangi ufuk noktasına baksın? Beni en ziyade müezzinler üzüyor. Ya seni? Gün gelecek, “ışık gölgeye, dişi erkeğe, iyi fenaya, dünya insana ihtiyaç duymayacak” diye senaryolar okuduyduk da absürt dediydik. Absürd. İnsan ölümü bile ortadan kaldırmak istiyor absürd ama istiyor.
Ölüm bir rakamla bir sayıyla öldürülmek isteniyor. Cesetler ceset torbaları sayıyoruz eldivenli ellerimizle, maskelerimizle. Biz alışkınız da ceset saymaya, torbaya, maskeye, eldivenli batılılar unutmuştu. Onların da ışıkları sönen şehirleri insanın içini ayrı yakıyor. Ya biz? İlk taşı biz mi atıyoruz yoksa? İnsanlık ölürken bile ayrımcılıktan vazgeçmiyor muyuz; haklı olmanın konforundan hissemize pay mı çıkarıyoruz? Başkasının felaketi bize haz mı veriyor? Biz vaftizle arındık siz hak ettiniz mi diyoruz Veba’daki Oran Şehri’nin papazı gibi? Hak ettiniz diyordu doktora papaz. Milano, Venedik, Floransa dahil Doğu ve Batı solunum cihazına bağlı.. Yurtsuzlar şimdilik nasyonalistlerden daha mutlu ama yarın onlara da meçhul Uzun namlular, keskin nişancılar sosyal mesafeye tabi. Kimseye saklanacak yer yok. Acz hepimize.
Ev, evet ev… Ev iyi de çitilenmeden oturulmuyor evde. Kolonya kokusu da sıktı artık. Şu gördüğün koltuktayım ya kırk gün kırk gecedir. Aynanın karşısında gizliden iki kültürfizik hareketi yapayım dedim utandım. Kapıya gelen komşumun hem kapımı çalması, hem böyle bir zamanda ekmek istemesi şu kuş kursağıma küçük bir umut ile az sevinç doldurdu ama verdiği habere de içim yandı. Komşu komşu. Hu huuu. “Yaşın yetmiş işin bitmiş, otur oturduğun yerde” diye taşlıyorlarmış akranlarımızı.. Ben çok üzüldüm. Üzerine gazap yağar da bu büyüklükte bir musibetten daha büyük bir musibet ancak böyle devşirilir. Taş mı yağacak üstümüze, taş devrine mi döneceğiz? Daha toprağa, betona, yutonga doymamışken.
Süper yapay zekâcılar medeniyet biterse kimlerin ayakta kalacağını hesap ediyor? Nükleer savaş, iklim krizi an meselesiymiş. Her an gezegenin işi bitebilirmiş. Daha ben komşuya gidemeden, ekmek borcunu ödeyemeden, Sacit’in Bursa Çekirgedeki yeni evine varamadan. Karantina ağırlaştı, yaprak kımıldamıyor. Ne hazin. Onca sokak, yol, kapı kapalı. Bir eczaneler açık. Rüyalarımda bazı mekânlar ve başlarken bitmesinden korktuğum sohbetimiz devam ediyor ama şehir kapalı. Hamuşan diyeceğim de şu ucubeye hamuşan dersem de o canım kelimenin gönlü incinir. Bu insansız heyulalar arasında bir sana yetiyordu sesim, şimdi sana da yetmiyor. Sen de zaten ısrarla evde kal diyorsun.
Şu ev bahsi de ayrıca can sıkıcı. Sanırsın herkes ehli beyt. Yirmi üç nisan ağzıyla neşe dolu sınıfımız. On bir ayın sultanı da geldi. Sefalar, şifalar getirmiştir inşallah. Hazır giyim, ahiret azığı, oh ne ala. Kendinle baş başa ol, içine dön, dünyayı evine al, daha neler. Şu bol baharatlı, tuzu kuru mistisizm de ayrı bir lezzet. İçine dönüyor, oradan cevher çıkarıyormuşsun. Cevher projesi yani… Bir cevher bir proje, bir proje bir cevher… Eve dön, tamam da evin, gönlün yerinde mi? Sonra bizi niye hep kendi odunumuzla dövüyorlar? Niye ama?
Plan projelerinizi kapalı devre ortaklarınızla yapsanız da bize de ekmek arası bir şeyler kalsa. Ramazan pidesinin kokusu mesela. O koku bana bize annedir. Sancak’ta aldım en son. Din, medeniyet, kültür, tasavvuf, tıp, tabiat, ruh. Karalahana, Çubuk turşusu, Etli ekmek, Çi börek değil ki hepsini yiyesin. Yemesene. Sonra fosilin ne ki cevherin ne olsun. Bir bak haline. İşini yap git. Şeyhi Ekber’den iki pasajla, Mevlana’dan iki mottoyla başımıza Buda kesilme. Eğ başını git. İçimizi kemiren, ruhumuzu boşaltan şu daraldığımız günlerde bari yaşam koçluğu etmesin bari? Call Center mi, maneviyat rehberi misin, nesin? Herkesin elinde avucundakini kapmak zorunda mısın? Yapma etme.
Yoğun bakım üniteleri yetersizmiş de sokaklarında insanların öldüğü Avrupa’yı en ziyade bu vurmuş. Uğruna denizlerde boğulan, sınırlarda vurulan yurtsuzların can attığı ama varamadığı güzelim sokaklarında. Hayat fışkıran Birinci Viyana’da, Champs Elyses’de bile öksürükle hapşırıkla yayılıyormuş. Hapşuuu. Elhamdulillah. Çok yaşa demeye varmadan dökülüyormuş insan. Boğazda bir yanmayla başlıyor, ateş, nefes darlığı, kuru öksür��kle devam ediyormuş. Çare maske, çare sosyal mesafe, çare evden çıkmamak. Naçara ne çare? Dışarı çıkma diyorlar bana. Çıkmıyorum. İmmun sistemin zayıf, diyabetin, tansiyonun, kalbin, zatürren var sakın diyorlar. İçimde deli sorular dönüp durduğu halde pencere aralığından bile bakmıyorum. Söz hekimlerin, korkuyorum onlardan, istemeseler de dua ediyorum kendilerine. Benim duamdan ne olursa.
İyi güzel diyorsun da bu hikâyenin hikâyesi ne? Sonu meçhul ama başı ne? Anlatayım. Çin’in Vuhan’ında bir kadın bir yarasa çorbası içmiş ve dişlerinin arasında virüs infilak etmiş. Saraybosna’da köprünün üzerinde Veliahd Franz Ferdinand’ın Sırp kökenli bir çakal tarafından öldürülmesinin Cihan harbine giden yolu döşemesi gibi. Ya da “Yetti artık” diye sebze sattığı ruhsatsız işporta tezgâhını devirerek kendini ateşe veren Tunus’lu Muhammed Buazizi gibi. Hangi laboratuvarda üretildiği meçhul bu biyolojik silahla her milletten her ülkeden binler on binler ölüyor. Gerçeği yalnız gerçeği kimse söylemeyecek. Ne Şi Jipling ne Tramp. Irak kavruldu, Saddam öldürüldü de nükleer silahlarının yerini hiç bilemedik..
Eski dünya akıldaneleri hiçten başka ne dedi? Başımızı eğelim, bize acz iyi demedi, demezler. Dünyanın kudretli kudretsiz tüm otoriteleri yek ağız virüse savaş ilan etti ya ben esas bundan korkuyorum. Savaşkan bir dil ile düşmanı virüs olan bir topyekun savaş nasıl kazanılsın? Daha dünya kısık ateşte, pişiyor. Manhattan’dan Roma’ya uygarlık kavruluyorken. Herkes biçare..Azmanlaşan Çin deyince artık akla Çin işi, Çin İşkencesi, Ucuz İşgücü, Konfüçyüs, Tao, Mao gelmeyecek. Çin gayrı yarasa çorbası, Amerika nasıl o çirkin şebekse. Öyle işte.
Ya biz? Allah’ın izniyle yine yol açılır bize. Rah vardır sevdiğim dilden dile. Yine tavafımıza döner, yine saflarımızı sıklaştırır, sosyal mesafelerin tamamını aşar, birbirimize kavuşur, sarıp sarmalar, beraber yürürüz yağan yağmurda, cem eder, cumamızı eda ederiz. Yine söyleriz ilahilerimizi: “Kâbe’nin yolları bölüktür. Benim yüreciğim delik deliktir. Dünya dedikleri bir gölgeliktir.” Öyledir. Bakmayın, gölgeliğe gökdelen diktik ama o başka. Nasip kısmet olursa evden çıkar, yine çalarız sazımı söyleriz umut türkümüzü. şiirimizi: “Taş bağırda sular dizde gideriz/ Bir gün akşam olur biz de gideriz/ Kalır dudaklarda şarkımız bizim.”
“Hiç böylesini görmemişiz faslı baharın” diyen Taşlıcalı Yahya’ya hürmetler bu kıvamını bulmamış öyküden. Evi yanan Sacit’e de yeni dijital dünyamızdan sevgiler. Evinde, oturma odasında oturan insanlığa da şifalar. Kısık ateşte, yarasa çorbası, yani yalan dünya. Kapitalizm krizde, petol savaşları dinlenmede, silahlanma biyolojiye kaydı. Corona sen misin? Seni alacak toz bezimiz yok. Ah bir toz bezimiz olaydı. Bir de aşımız. Sacit’e koşsaydık. Tabiat dersinde çocukları dövmeseydi öğretmen. Keşke. Yollar tutuk, mabetler insansız. Cami, mescit, iftar, sahur mahzun. Hüzün dere tepe, dağ taş. Maske zorunlu, sokak yasak, hayat karantinada. Şaftı kayan dünyayı endişe rehin aldı. Boşa kostaklanan haydutlar başlarını uzatamıyor. Acz göründü herkese, hepimize. “Solgun halk çocuklarına” devletler belki yanlış sorular sormaz bir daha. İnsan dizini kırdı ama kimsenin minderi altında değil. Şimdilik şeşi beş görüyor insan. Şarkı sustu, susacak. Sala okunuyor. Acz yalnız bilime yakıştırılamıyor. Tababet ateşlendiriyor. Virüs üreten bilim çırpınıyor. Adamları çırpınıyor. Dünya soğuyor, İnsanlar ölüyor. Devletler ve uygarlık öksürüyor kuru kuru.
NİSAN 26, 2020 | PERSPEKTİF ONLİNE*
MUSTAFA ŞAHİN |  BİR PANDEMİ ÖYKÜSÜ: YARASA ÇORBASI KISIK ATEŞTE
Tumblr media
0 notes
sagliklibilgilerportali · 4 years ago
Text
Korona Virüs Akciğere İnmeden Egzersiz ile Kurtulmak!
Tumblr media
Güncel bir hastalık olan ve belli bir süre daha devam edecek olan Korona virüs hastalığı çoğu kişinin canını yakıyır. Bazı evlerde ölüm ile sonuçlanıyor. İşin kötü tarafı ölü defin edilirken normal bir mezarlığa değil, hastanenin tahsis ettiği yere gömülüyor. Ölüm ile sonuçlanmayan vakalar, sosyal çevresinden, herkesten izole edilip karantina altına alınıyor. Hastalıkla mücadele çoğunlukla yoğun bakımda sürüyor,zor bir mücadele bulaşan kişiyi bekliyor.
Korona Virüs Bulaşmaması İçin Yapılacaklar
Virüsten korunmak için önce sağlıklı bir bünyeye sahip olmamız gerekiyor. Çoğunlukla maske, el temizliği ön planda fakat önce bünyemiz güçlü olmalı. Bunun için meyve, sebze ve protein ve mineral açısından  zengin baklagiller tüketmeliyiz. Bünyenize iyi baktıktan sonra sokağa çıkarken maske takmalı ki sosyal her ortamda takmaya özen gösterilmelidir. Konuşurken kesinlikle mesafeyi korumalı temastan kaçınmalıdır.
Egzersiz İle Korona Virüsten Nasıl Kurtuluruz?
Korona virüsün sinsi bir yapısı olduğu için nasıl geleceği bulaşacağı belli değil. Peki bulaştı ne yapmalısınız belirtileri başladı hastaneye gideceğiz elbet, fakat nefes egzersizleri yaparak hastalıktan çok kısa sürede kurtulacaksınız.
Birinci Egzersiz
İlk egzersizde bir elinizi göğsünüze koyun nefes verirken yavaşca bastırın. Ayrıca burundan alıp ağızdan nefes vereceksiniz. Bu egzersiz ile nefes yollarındaki tüm kötü havayı atmış olacaksınız 5 tekrar yapın.
İkinci egzersiz
Nefes alın 5 saniye tutun verin, 6 tekrar yapın. Bu egzersiz ile içerdeki temiz hava ciğerlerimizi açacak ve verirken bir basınçla çıkacak, önüne gelen hertürlü kötü maddeyi dışarı atacaktır.
Üçüncü Egzersiz
En etkili olan egzersizlerden bir tanesi. Nefes alırken 2 elinizi yanlara doğru açın, nefes verirken 2 elinizi karnınıza doğru yavaşca kapatın. Bu egzersiz ile korona virüs boğazınızdaysa anında dışarı atmış olacaksınız.
Dördüncü Egzersiz
İki elinizle boğazınızı tutun nefes alıp verirken soluk borunuza parmaklarınızla masaj yapın hafif bası uygulayabilirsiniz 30 saniye ve 5 tekrar ile egzersizi bitirmiş olacaksınız. Bu egzersiz ile solunum sisteminizde bulunan organların hepsi rahatlayacak kendinizi ruhende huzurlu hissedeceksiniz.
Söylenen tüm egzersizleri yaptınız şimdi önemli kısma geçeceksiniz. Elinizi, yüzünüzü yıkayın ve kıyafetlerinizi değiştirin. Çünkü virüs dışarı çıktıysa dezenfekte olmanız şart, tekrar korona virüsten zarar görmemeniz için son aşamayıda yapmanız şart, yoksa yaptığınız çalışmanın hepsi çöp olur. Sağlıklı olmanız kendi elinizde uyarılara ve kendi temizliğinize, beslenmenize çokca dikkat etmelisiniz
Korona Virüs Akciğere İnmeden Egzersiz ile Kurtulmak!
0 notes