Tumgik
#kişilik gelişimi
yakazakalb · 1 month
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Bir insanın sağlıklı bir kişilik gelişimine sahip olduğunu anlamanın sadece iki ölçütü var diye düşünüyorum:
1- yapılan iyilik karşısında minnet duyabilmek ve içtenlikle teşekkür etmek.
2- dünyanın yeni ev sahipleri olarak çocuk ve gençleri görmek onları sevmek ve yerini bırakmaya hazır olmak.
Ve elbette ona eşlik eden tabiat sevgisi, estetik duygusu. evet bu kadar basit; minnet duyabiliyor mu? Çocukları, tabiatı seviyor mu? belli bir estetik duygusu var mı? Bunlara bakarak insanlarla yakınlıklarınızı ayarlayın. Bu hususlarda geçer not alamayan insanlarla biraz mesafeli olursanız kendinize büyük iyilik etmiş olursunuz.
.
23 notes · View notes
by-hulusi · 7 months
Text
* * *
Kadının gelişimi, bağımsızlığı özgürlüğü kendisinden gelmelidir.
İlk olarak kendisini bir obje değil, bir kişilik olarak ortaya koymalıdır.
İkincisi, hayatını basit, fakat zengin ve derin kılarak;
kendi bedeni üzerinde başkalarının iddia ettiği tüm haklara karşı koymalı,
istemediği sürece çocuk yapmamalı, devletin, kocasının,
ailesinin bir kulu olmaya karşı çıkmalıdır.
Bu da hayatın tüm karmaşıklığını ve özünü anlamaya çalışarak,
yani kendini toplumun fikirlerinden ve yargılarından özgürleştirerek olur.
• Emma Goldman
13 notes · View notes
psikiyatristalikeyvan · 2 months
Link
0 notes
cagatayakgun · 3 months
Text
UTANMA DUYGUSU
     Utanma duygusu; Bireyin içinde yaşadığı toplumun temel bir değerini, kuralını çiğnediğini; dürüst davranmadığını veya aptalca davrandığını fark ettiğinde yaşadığı duygu durumu olarak tanımlanır. Bu tanım bir anlamda sağlıklı bireyin farkındalık düzeyi ve kişisel gelişimi konusunda utanma duygusunun önemini vurgular.
     Utanma duygusu çoğu zaman, her insanın doğuştan sahip olduğu sevme ve sevilme yanında beğenme ve beğenilme duygularına doyum arayışları sürecinde gerçekleşir. Bu duyguların doyumuna yönelik çözüm arayışları doğru zamanda ve uygun kişiye yönelik olduğunda karşılık bulur ve yaşamı zenginleştirerek  hayat anlam katar. Ne var ki bu girişimler her zaman beklenen şekilde sonuçlanmaz ve hayal kırıklığı yaratır. Bir insanın denetimden yoksun duygusal yaklaşımları masum bir girişimi içinden çıkılması güç sorun haline getirebilir. Bu nedenle özdenetimden yoksun bu tür çabalar utanmayla sonuçlanan davranış örüntülerine yol açar. Utanma duygusu, dürtülere doyum arayışları sürecinde otokontrol işlevi görerek bireyin sosyal kurallara uyumunu sağlar. İnsan böylece toplumsal değer yargılarına, yasalara ve ahlaki değerlere uygun davranmayı kural haline getirmiş olur. Bu yönüyle utanma duygusu insanda özdenetim görevi üstlenerek bireysel ve toplumsal yozlaşmayı önler, kültürel değerleri öne çıkarır.
     Öte yandan, utanma duygusunun aşırılığı bireyin yaşamını sınırlayarak sosyal ilişkilerinde sorunlar yaratır.
Temelinde aşağılık kompleksi yatan aşırı utangaçlık, temel ihtiyaçlara doyum arayışları konusunda aşılması güç engeller oluşturur. 0-3 yaş arası gelişim sürecindeki çaresizlik ve yetersizlik duygusunun başarıyla aşılamamış olması yetişkin dönemde ‘’Nevrotik kaygı’’ yaratır. Genetik yatkınlık, aile ortamı ve olumsuz çevre etkileri aşağılık duygusunu derinleştirir. Bu duygu özgüveni zayıflatıp özsaygıyı zedeleyerek organizmada karşı konulması güç Nevrotik çatışmalara neden olur. Birey bu tür çatışmaların oluşturduğu zihinsel gerilimden kurtulmak amacıyla Nevrotik çözümlere yönelir. Nevrotik çözümler, kişilik özellikleri yanında genetik yatkınlığına bağlı olarak iki farklı yönde şekillenir. Utangaçlığın aşırı noktalara varması sonucu birey sosyal yaşamdan tamamen uzaklaşma yolunu seçer. İçe dönük, çekingen bir kişiliğe bürünür. Ya da zayıf özgüveni yerine yapay bir ‘’Kendine aşırı güven’’ duygusu geliştirerek asla utanmayan biri olur çıkar. Bu süreçte utanma duygusu öfke duygusuyla yer değiştirir ve bireyin yaşamında itici bir güç halini alır. Bu durumdaki birey utanılacak bir şey yaptığında olası eleştiri veya suçlamaları önlemek amacıyla saldırgan bir tutum içine girer. Giderek toplumsal değerlere, yasalara ve kurallara uyum sağlamayı zayıflık olarak algılar. Kişilik değerlerinin bu ölçüde yozlaşması sonucu bencil, kurnaz ve çıkarcı bir insan olur çıkar. Utanılacak davranışları asla utanmadan sergiler ve ahlak değerlerini hiçe sayarak yalan söyler, dedikodu yapar, iftira atar. Kendisinden farklı gördüğü, utanma duygusuna sahip kimseleri küçük düşürerek utandırmaktan büyük haz duyar.
     Bireyin utanma duygusundaki zayıflama, uygun ortamlarda yaygınlaşma eğilimi gösterdiğinde kültürel  yozlaşmaya yol açabilir. Bunun sonucunda kabalığın, anlayışsızlığın ve bencilliğin geçerli olduğu ilkel şiddet kültürü kaçınılmaz hal alır. Bu da insana, hayvana veya doğal çevreye zarar vermekten asla suçluluk duyulmamasının temel nedenini oluşturur.
0 notes
dipnotski · 4 months
Text
Claudio Naranjo – Karakter ve Nevroz (2024)
Enneagram kişilik tiplerini modern psikiyatrinin ışığıyla inşa eden Claudio Naranjo, Enneagram hususunda verdiği en kapsamlı çalışma olarak kabul edilen bu eserinde karakter gelişimi ve psikolojik rahatsızlıkların kesişimine derinlemesine bir bakış vadediyor. Psikiyatri alanındaki uzmanlığından ve spiritüel geleneklerden aldığı güçle, karakter özelliklerimizin diğer psikolojik sınıflandırmalarla…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
pazaryerigundem · 4 months
Text
Bakan Göktaş: Çocukları her açıdan destekliyoruz
https://pazaryerigundem.com/haber/173451/bakan-goktas-cocuklari-her-acidan-destekliyoruz/
Bakan Göktaş: Çocukları her açıdan destekliyoruz
Tumblr media
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, 62 İhtisaslaştırılmış Çocuk Evleri Sitesi’ndeki çocukların psikososyal açıdan desteklenmesi amacıyla hayata geçirilen Anka Çocuk Destek Programı kapsamında bugüne kadar yaklaşık 10 bin çocuğa destek verdiklerini açıkladı.
ANKARA (İGFA) – Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, 2014 yılında başlatılan Anka Çocuk Destek Programı aracılığıyla 62 İhtisaslaştırılmış Çocuk Evleri Sitesi’nde hizmet alan çocukları psikososyal açıdan destekliyoruz, onlara yaşam becerileri kazandırdıklarını söyledi.
Bireysel danışmanlık hizmetinde travma mağduru çocuklara yönelik kriz yönetimi, krize müdahale, kendini koruma gibi bölümlerin yer aldığını belirten Bakan Göktaş,  grup çalışmalarında ise kişisel gelişim, sağlıklı yaşam, duygusal düzenleme, kişilik gelişimi ve bağımlılık olmak üzere çeşitli başlıkların olduğunu kaydetti. Tüm sosyal hizmetlerin ve politikaların çocukların üstün yararını gözeterek yürütüldüğünü belirten Bakan Göktaş, bu kapsamda ülke genelinde 62 İhtisaslaştırılmış Çocuk Evleri Sitesi’ndeki çocukların psikososyal açıdan desteklenmesi amacıyla hayata geçirdikleri Anka Çocuk Destek Programı kapsamında bugüne kadar yaklaşık 10 bin çocuğumuza destek verdiklerini anlattı.
Herhangi bir sebeple ailesinden uzak düşmüş çocuklarımıza, devletimizin tüm imkanlarını seferber ederek çeşitli modellerle hizmet sunduklarını kaydeden Bakan Göktaş, “Çocuklarımıza yönelik kuruluşlarımızda onların gelişimlerine katkı sağlayacak hizmetleri etkin ve hızlı bir şekilde hayata geçiriyoruz. Bu amaç doğrultusunda hayata geçirdiğimiz Anka Çocuk Destek Programımız ile çocuklarımızın geçmişte yaşamış oldukları olumsuz yaşam deneyimlerinden kaynaklanan örselenmeyi veya davranış bozukluklarını azaltmayı, aileleri ve sosyal çevreleriyle uyum sağlamalarını kolaylaştırıyoruz” dedi.
HER BİR ÇOCUĞA ÖZEL DANIŞMAN
Bakan Göktaş, rehabilitasyon sürecine tabi tutulan her çocuğa konuyla ilgili özel eğitimlerden geçmiş uzman bir meslek elemanının danışman olarak atandığının bilgisini vererek, “Böylece çocuğumuzun eğitim durumunu, arkadaş ilişkilerini, ruhsal durumunu analiz ediyoruz. Yapılan değerlendirme sonucunda ortaya çıkan ihtiyaç ve risklere göre çocuğumuza ve ailesine gerekli desteği sağlıyoruz” dedi.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
level999comtr · 9 months
Text
Life by You Sims'e ciddi bir rekabet yaşatmak üzere
Life by You Sims'e ciddi bir rekabet yaşatmak üzere ••• ••• Kaynakça: https://level999.com.tr/blog/2023/12/19/life-by-you-simse-ciddi-bir-rekabet-yasatmak-uzere/ ••• Hayat Sizin Tarafınızdan Paradox Tectonic'te geliştirilmekte olan yeni yaşam simülasyonudur ve kendisini açıkça hikayeye rakip olarak konumlandırmaktadır. Sim'ler imtiyaz. Köln'deki Gamescom'da TechRaptor'a mevcut yapının canlı oynanışına derinlemesine bir bakış sunuldu ve çok fazla potansiyele sahip gibi görünüyor. Dümende olduğu için bu şaşırtıcı olmayabilir. Rod Humble'ı buldukçalışmalarıyla tanınan Açık Simler imtiyaz ve üzerinde İkinci hayat. Her iki oyunun DNA'sı da mevcut Hayat Senden. "İnsan"ınızla Tanışın Hayat Sizin Tarafınızdan Demomuz sırasında Ronnie adında bir "insan"ın (geliştiriciler karakterlerine böyle diyor) hayatındaki bir günü takip ettik. Ronnie'yle tanıştırıldığımızda onu benzersiz kılan şeyin ne olduğu bize gösterildi. Troublemaker ve Athletic gibi kendine has kişilik özellikleri var, düzenli olarak etkileşime girdiği başkalarıyla ilişkileri var ve aynı zamanda bir işi var. Ronnie'nin kişilik özelliklerinin, doğrudan oyuncu tarafından kontrol edilmediğinde neler yapabileceğini ve zamanını nasıl geçireceğini etkilediği açıklandı. İnsanların hepsinin, bir karakteri kontrol ederken dikkat etmeniz gereken temel gıda ve temizlik ihtiyaçları vardır. Banyo molalarının sık olması konusunda endişelenmek istemeyenler için bu ihtiyaçların devre dışı bırakılabileceği anlatıldı. İşe gidiyorum... Hayat hiç değişmiyor.Ronnie'nin kişiliğinden etkilenecek hoşlandığı ve hoşlanmadığı şeyler de var. Mesela atletik olduğu için egzersizi seviyor. Oyunun haritasında bulunan birçok işletme ve kuruluştan biri olan yerel spor salonunda spin eğitmeni olarak çalıştığı için bu iyi bir şey. İşler, bir insanın profesyonel yaşamını etkileyen bir ilerleme sistemi kullanılarak ölçülür. Çalışmaya zaman ayırdıkça işlerinde daha yetkin hale gelebilir ve kariyerlerinde ilerleyebilirler. İşin ilerlemesi Hayat Sizin Tarafınızdan insanınıza atanacak bir dizi iş görevi olarak temsil edilir. Bir dizi görevi tamamladıktan sonra bir terfi görevi görünecektir. Kariyer gelişimi yalnızca daha fazla para kazanmaları anlamına gelmez, aynı zamanda insanınızın katılacağı daha fazla beceri ve aktivitenin kilidini açabilir. Ronnie ile bir iş arkadaşı arasında, işyerine uygun konu seçeneklerinin yer aldığı bir sohbete tanık olduk. Oyuncular çeşitli iletişim seçenekleri arasından seçim yaparak sohbeti kontrol ederler. Örneğin, kariyerlerinde karşılıklı ilerleme sağlamak için akran değerlendirmeleri sırasında birbirleri hakkında olumlu konuşmak için bir anlaşma yapabilir veya patronun önünde onlara kötü davranabilirsiniz. Konuşmalardaki yaklaşımlarınıza bağlı olarak bu, iş yerinde derinleşen bir arkadaşlığa veya rekabete yol açabilir. Diğer karakterlerle ilişkilerinizi iyileştirmenin veya kötüleştirmenin siz oynamaya devam ederken başka potansiyel sonuçları da olacaktır. Hayat Sizin TarafınızdanDiyalog Seçimleri Yapay Zekadan Arındırılmış Bir Bölgedir. İnsanların katıldığı konuşmaların tamamının geliştirme ekibi üyeleri tarafından yazıldığını belirtmekte fayda var. Herhangi bir yapay zeka neslini kullanmamanın amacı, ne zaman bunu sağlamanın bir yolu olarak açıklandı. Hayat Sizin Tarafınızdan tamamen çevrimdışı oynanabileceğini duyurdu. Harita açık bir dünyadır, böylece siz ve insanınız onu özgürce keşfedebilirsiniz. Dünyayı yürüyerek keşfetmediğiniz zamanlarda, insanınızın etrafta dolaşabileceği çeşitli araçlar da vardır. İnsanınız boş zamanlarında ayrıca bahçe işleriyle uğraşmanın keyfini çıkarabilir, evleriyle ilgilenebilir ve beklediğiniz diğer boş zaman etkinliklerine katılabilir. bir yaşam simülasyonu başlığında. Eğer insanınız boş zamanlarında tembellik yapmak yerine hobiler veya beceriler edinen biriyse, bunu yapabilecektir. Bize gösterilen zanaat becerilerinden biri yemek pişirmekti. Bir insan sadece yemek yapmayı öğrenmekle kalmaz, aynı zamanda yeni tariflerin kilidini de açabilir; bazı tariflerin kilidi sadece daha fazla pişirerek açılırken, başka tariflerin kilidi de görev ilerlemesi yoluyla açılabilir. Gösterilen diğer bir işçilik becerisi, insanınızın evi için yeni bir dekor parçası yaratabileceği çiçek aranjmanıydı. El yapımı ürünün görünümünün, üretim sürecinde kullanılan çiçeklere bağlı olarak farklı olmasından özellikle etkilendik. İyi olabilirsin ya da çok iyi olmayabilirsin...Satın alınabilecek ürünler, kalitelerini ve verimliliklerini artıran çeşitli düzeylerde gelir. Mesela 9 farklı televizyon var. Bir insanın sahip olduğu eşyanın türü aynı zamanda onun beğenileri ve özellikleriyle de etkileşime girebilir. Elektroniği seven veya materyalist bir insan daha pahalı bir televizyondan keyif alacaktır. Kıyafetler, evler, araçlar ve hatta haritanın kendisi bile tamamen özelleştirilebilir. Hayat Sizin Tarafınızdan. Yaratıcılık için bir ton yer var Hayat Senden, ki bu kesinlikle şunu vurguluyor İkinci hayat Modlamaya başlamadan önce bile miras. Özelleştirme araçları çok derin ancak çok sezgisel ve yeni başlayanlar için bile anlaşılması kolay görünüyor. Tabii ki, Ronnie'ye (ya da yarattığınız insana) bağlı değilsiniz, çünkü istediğiniz zaman başka birine geçebilirsiniz ve geride bıraktığınız insan, gününü kişiliğine göre, yeni bir şeye hazır olarak geçirecektir. ne zaman geri dönmek istersen. Yapmak Hayat Sizin Tarafınızdan Modlamayı Destekliyor musunuz? Daha önce de belirtildiği gibi modlama tamamen desteklenmektedir. Oyuncular, geliştiricilerin kendileri tarafından kullanılan tüm araçlara erişebilecek. Paradox Tectonic, piyasadaki "en modlanabilir açık dünya sim" oyununu piyasaya sürmeyi hedefliyor. Modlayıcılar yalnızca Life by You dünyanızı dolduracak yeni nesneler yapmakla kalmayacak, aynı zamanda dünyanızdaki insanları şekillendirmeye yardımcı olabilecek tamamen benzersiz kişilik özellikleri bile yaratabilecekler. Mutfağımızı süslemek için küçük, güzel bir çiçek vazosu yaptık. Erken erişimin yayınlanması oldukça gecikti12 Eylül 2023'ten 5 Mart 2024'e kadar. Bu kesinlikle Paradox Tectonics'in en başından itibaren ilgi çekici bir deneyim yaratma konusunda ciddi olduğunu gösteriyor. Bu geri bildirime dayalı bir karardı ve geliştiriciler bunun daha iyi bir oyunla sonuçlanacağından eminler. Abilir Hayat Sizin Tarafınızdan Layık Ol Simler Yarışmacı? Sonuçta türe hakim olan Simler iyi ya da kötü, uzun bir süre franchise. Hayat simülatörlerinin pek çok hayranı yeni ve taze bir şeye hazır. Hayat Sizin Tarafınızdan öyle bir şey olma potansiyeli var gibi görünüyor. En azından şimdilik biraz titrek görünen unsur görseller. Onlar olmasa da kötü başlı başına fırtına koparmak için bu cephede yapılması gereken çok iş olduğu aşikar Simler' tüm silahlar yanan kapılar. Bekleyip görmemiz gerekecek Ne Hayat Senden Erken erişim getirecek, ancak seçeneklerin bolluğu, modlamayı güçlendirmeye odaklanma ve oyuncu geri bildirimlerine açık yaklaşım kesinlikle umut verici. Hayat Sizin Tarafınızdan Gamescom 2023'te Paradox Tectonic ile bizzat ön izlemesi yapıldı Kaynak: techraptor
0 notes
lolonolo-com · 1 year
Text
Bilişsel Ve Dil Gelişimi 2023 Final Soruları
Bilişsel Ve Dil Gelişimi 2023 Final Soruları Bilişsel Ve Dil Gelişimi 2023 Final Soruları 1. Aşağıdakilerden hangisi bilinçli dikkatin amaçları arasında yer almaz? A) Bireyin çevre ile olan etkileşimini düzenlemektedir. B) Bireyin kontrol ve planlama yapmasını sağlamaktadır. C) Kişilik yapısını sürekli ve sabit tutmaktadır. D) Aynı anda birden çok uyarıcıya dikkat ederek…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
srdnm · 1 year
Text
Çocuğunuzun Kişilik Gelişimi İçin
Çocuğunuzun Kişilik Gelişimi İçin; 1- Çocuğunuzu aşağılamayın 2- Çocuğunuzu tekrar ederek düzeltin 3- Ona bağırmayın, ne yapmasını istiyorsanız nu söyleyin 4- Hataları kabul edin 5- Model olun 6- Çocuğunuzu insanların içinde uyarmayın 7- Tutarlı olun 8- Kibarlık kibarlıkla öğretilmeli
0 notes
sivriorg · 1 year
Text
PUBG: Battlegrounds, ya da daha bilinen adıyla PUBG, Krafton Games Union (eski adıyla Bluehole) tarafından geliştirilen ve yayımlanan çok oyunculu bir video oyunudur. Oyunda 100'e yakın oyuncu, kendilerine belirlenen bir rotadaki uçağın içinde başlayarak, öldürüp ölmeden en sona kalan oyuncu olma amacıyla adanın çeşitli konumlarında savaşırlar. Bu yazıda, PUBG oyununun temel özellikleri, oynanış mekanikleri ve tarihçesi hakkında detaylı bilgi bulacaksınız. PUBG Oyunun Gelişimi ve Çıkış Tarihi PUBG, 2000 Japon filmi Battle Royale'den esinlenerek, Brendan "PlayerUnknown" Greene tarafından tasarlanmıştır. İlk olarak 23 Mart 2017'de Microsoft Windows için Steam erken erişim ile yayınlanan oyun, kısa sürede büyük başarı elde etmiştir. 20 Aralık 2017'de Windows platformunda resmi sürümü çıkan oyun, daha sonra Xbox One ve mobil platformlara da taşınmıştır. PUBG Oynanış Mekanikleri ve Oyun Modları PUBG, oyuncuların büyük ölçekli bir haritada birbirlerini öldürerek hayatta kalmaya çalıştıkları bir ölüm maçı oyunudur. Oyuncular tek başına, 2 ya da 4 kişilik takımlar halinde veya 4 kişilik takımlara karşı tek başına oynayabilirler. Oyun sırasında, oyuncuların kask, zırh, çanta, silah, bomba, araç gibi çeşitli ekipmanlar bulmak için adayı keşfetmeleri gerekmektedir. Oyunun sonunda en son hayatta kalan oyuncu ya da takım galip gelir. PUBG Hakkında Genel Bilgiler PUBG, Bluehole adlı şirket tarafından yayımlanan ve geliştirilen bir Battle Royale oyunudur. Cross-platform ve Battle Royale oyunlarının öncülerinden olan PUBG'nin kurucusu kimdir? Bu soru, birçok oyuncunun merak ettiği bir konu. PUBG'nin Çıkış Tarihi ve Geliştiricileri PUBG'nin ilk piyasaya sürülme tarihi 30 Temmuz 2016'dır. Oyun, PUBG Corporation ve Krafton adlı şirketler tarafından geliştirilmiştir. PUBG'nin Tasarımcısı ve Kurucusu Oyunun tasarımcısı ve kurucusu Brendan Greene'dir. Brendan Greene, milyonlarca kişiyi kendisine bağımlı yapan bu oyunun yaratıcısı olarak bilinir. Kullanılan Oyun Motoru: Unreal Engine 4 PUBG, Epic tarafından geliştirilen Unreal Engine 4 adlı oyun motorunu kullanmaktadır. Bu motor, oyunun grafik ve performans açısından etkileyici olmasını sağlamaktadır. PUBG'nin Öne Çıkan Özellikleri ve Başarıları PUBG, dünya çapında büyük başarılar elde etmiş ve milyonlarca oyuncu tarafından oynanan bir oyun olmuştur. Ayrıca, oyunun cross-platform özelliği sayesinde farklı platformlardaki oyuncular da bir araya gelerek mücadele etme imkanı bulmuşlardır. PUBG İsmi Nereden Geliyor? PUBG'nin açılımı PlayerUnknown's Battlegrounds'tur. Bu isimdeki "PlayerUnknown" kısmı, oyunun yaratıcısı Brendan Greene'in internette kullandığı kullanıcı adından geliyor. Brendan Greene, PUBG'den önce askeri simülasyon oyunu Arma 2 için DayZ: Battle Royale adlı bir mod geliştirmişti. PUBG Hangi Ülkede Geliştirildi? PUBG'nin fikir babası Brendan Greene, İrlandalı bir oyun yapımcısıdır. PUBG'yi geliştirmek için Güney Koreli Bluehole Studio'ya katılan Greene, 2007 yılında Seul şehrinde kurulan bu şirkette çalışmıştır. PUBG Mobile'ın operasyonunu ise Çinli şirket Tencent Games yürütmektedir. Oyunun Esin Kaynağı Nedir? PUBG'nin ve hatta DayZ: Battle Royale'in esin kaynağı, 2000 yılında vizyona giren Japon filmi Battle Royale'dir. Bu film, Koushun Takami'nin 1999 yılında kaleme aldığı aynı isimli romandan uyarlanmıştır. Erangel İsmi Nereden Geliyor? PUBG'nin yaratıcısı Brendan Greene'in Eryn adında bir kızı bulunmaktadır. Greene, kızına "angel" (melek) olarak seslenirken, "eryn" ve "angel" kelimelerini birleştirerek "Erangel" ismini oluşturmuştur. Erangel, oyunun ana haritası olarak oyuncuların hafızalarına kazınmıştır. Oyundaki Yapılar Gerçek Dünyadan mı? PUBG'nin ana haritası Erangel'deki yapıların büyük kısmı, 1950'li yılların Sovyet mimarisinden esinlenilerek tasarlanmıştır. Okulun bahçesindeki havuz binası ise, Çernobil felaketinden etkilenen Pripyat kentinde yer alan Azure yüzme havuzunun birebir kopyasıdır.
0 notes
by-hulusi · 2 years
Text
* * *
Kadının gelişimi, bağımsızlığı özgürlüğü kendisinden gelmelidir.
İlk olarak kendisini bir obje değil, bir kişilik olarak ortaya koymalıdır.
İkincisi, hayatını basit, fakat zengin ve derin kılarak; kendi bedeni üzerinde başkalarının iddia ettiği tüm haklara karşı koymalı, istemediği sürece çocuk yapmamalı, devletin, kocasının, ailesinin bir kulu olmaya karşı çıkmalıdır.
Bu da hayatın tüm karmaşıklığını ve özünü anlamaya çalışarak,
yani kendini toplumun fikirlerinden ve yargılarından özgürleştirerek olur.
•E. Goldman
7 notes · View notes
darkyayincilik · 1 year
Text
Delidurdane Mizah Anlayışına Yeni Soluk Getirdi
Tumblr media
Anonim olarak sosyal medyada kendini uzun yıllardan beri var eden Delidurdane paylaşımlarıyla takipçilerinden beğeni topluyor. Gerçekleştirdiği marka iş birliklerini, influencer olmanın inceliklerini ve toplumun mizah anlayışını konuşmak için bir araya geldiğimiz delidurdane en büyük gelişimi takipçi kitlesinin gösterdiğini söyleyerek, “Tüketiciler artık neyin reklam olduğunu reklamcılar kadar net görebiliyor. Dolayısıyla onları ikna etmek de artık daha zor” diyor.
Delidurdane nasıl doğdu? Böyle bir he­sap oluşturma fikri nasıl çıktı ortaya?
Delidurdaney’i 2010’da Facebook’ta kurdum. Herkesin kendini öne çıkardığı bir dönemde ha­yali bir kişilik yaratmak istedim ve bu fikir çok sevildi. Facebook’ta “Delidurdane abla” olarak ün saldım. Instagram’da var olan ilk mizah hesaplarından birinin Delidurdane olma­sıyla beraber iyi içerikleri güncel olarak paylaşmam ve zamanla ünlü isimlerin beni takip etmesinin ardından hesabım çok hız­lı büyüdü. Çok derin bir felsefemin olduğunu söyleyemem fakat güldüğüm ve beğendiğim şeyleri insanlarla paylaşmaktan keyif alıyorum.
Delidurdane hesabı kaç kişilik bir ekiple yönetiliyor?
Delidurdaney’i ilk başta tek başıma kurdum ve yavaş yavaş iler­lettim. Zamanla sosyal medyanın da büyümesiyle işlere yetişeme­diğimden her zaman işine saygılı, emek veren birkaç güzel insanla çalışma kararı verdim. Şu an ekip ben dahil 2 kişiden oluşuyor. Son dönemde yazılım bazlı birkaç proje inşa ediyoruz ve bu nok­tada dış kaynaklardan yardım aldığımız da oluyor.
Türk halkının mizah anlayışını nasıl değerlendiriyorsu­nuz? Takipçilerinizden nasıl tepkiler alıyorsunuz?
30 yaşındaki hesabın sahibi Dürdane, zamanın ilk mizah hesaplarından birisi olması sayesinde hesabının hızla büyüdüğünü belirterek paylaşımlarında derin bir felsefe olmadığını ancak güldüğü ve beğendiği şeyleri insanlarla paylaşmaktan keyif aldığını ifade etti. Ayrıca türk mizah anlayışının değişken olduğunu söyleyen Delidurdane, bazı kesimlerin paylaşımlarından dolayı alınganlık sergilediği ve bu yüzden esprili içerikleri paylaşılırken onların endişelerini gördü ve bu nedenle bu işi yapmak için gamsız ve umursamaz bir insan olunması gerektiğini dile getirdi,
Bununla birlikte, Delidurdane hesabının genel olarak olumlu tepkiler aldıklarını ve samimi mesaj aldıklarını da sözlerine ekledi.
İyi içerikleriyle öne çıkan bir sosyal medya hesabı olarak markalara tav­siyeleriniz neler olur?
Halkımızın son zamanlarda duygusal tanı­tımları daha çok beğendiğini söyleyebili­rim. Bir işin içinde duygusallık varsa o kesi­min yüzde 10’undan “öfff prim bu, ne duyar kastılar” tepkisi alsa da geri kalan yüzde 90 alkışlıyor. Çoğu marka da bunun farkında. Dolayısıyla markalar bu tarz reklamları art­tırıyor ve halkın duyarlı olduğu noktalara dokunuyor. Mecra mecra gidecek olursak Facebook’ta kesinlikle duygusal içerikler Twitter’daysa zekice hazırlanmış miza­hi içerikler daha çok ilgi görüyor. Instag­ram’da da bir çekiliş furyasıdır aldı başını gidiyor. Binlerce lira harcayarak “Şu hesabı takip edene çekilişle bunları vereceğiz” di­yerek hesaplarına takipçi çekiyorlar. Çekiliş bitince bu takipçilerin büyük kısmı takipten çıkıyor. Eğer amaç takipçi kazanmaksa bu paraları çekilişlere harcamak yerine sağlam bir reklam planlaması yaparak kalıcı takip­çiler kazanacaklarına eminim. Fakat diğer taraftan eğer amaç bir ürünü tanıtmaksa çekiliş yapmayı markalara öneriyorum.
Markalarla ne tür iş birlikleri yapı­yorsunuz?
Markalar ve ajanslarla daha çok yayımcı olarak çalışıyorum. Para kazanmak hiçbir zaman birinci amacım olmadı. Tanıtımlar­da da içeriklerdeki gibi seçici davranıyo­rum. Hesabımda replika ürünlere ve bahis oyunları gibi yasal olmayan reklamlara yer vermiyorum. Toplum tarafından bilinen ve güvenilen markalarla çalışmaya özen göste­riyorum. En çok dikkat ettiğim husus ise ta­kipçilerin rahatsız olmayacağı, onları yanlış yönlendirmeyecek, cinsiyetçi veya ayrımcı olmayan tanıtımlar yayımlamak. Hesabım çok büyük bir kitleye hitap ettiği için bu kit­leyi doğruluk ve iyilikle buluşturmak en bü­yük sorumluluğum diye düşünüyorum. Bu sebeple dürüst olmak en büyük önceliğim.
0 notes
cagatayakgun · 3 months
Text
KISKANÇLIK DUYGUSU
     Kıskançlık duygusu genellikle imrenme duygusu ile karıştırılır. İmrenme aslında başkasına ait beğenilen, hoşlanılan bir şeyi emek vererek edinme isteği duymak veya beğenilen bir kişiye benzemeyi istemek, bu yönde çaba göstermek anlamına gelir. İmrenme duygusu bireyi, başarılı insanları beğenerek onlar gibi olmaya yönlendirir. Bu niteliği ile imrenme duygusu kişisel ve toplumsal gelişimin itici gücünü oluşturur. 
     Kıskançlık duygusu farklı gelişim evrelerinde değişik etkenlere bağlı olarak gelişir. Bu yıkıcı duyguyu başlatan etkenler içinde en yaygın görüleni çocukluk döneminde aileye yeni bir bebeğin katılmasıdır. Annenin yenidoğana zorunlu bakımı ve ilgisi daha büyük olan kardeşte artık sevilmediği yönünde bir duygu yaratır. İlerleyen süreçte çocuğun kendisini kardeşi veya akranlarıyla kıyaslaması sonucunda geliştirdiği yetersizlik duygusu aşağılık duygusuna yol açar. Alfred ADLER; Aşağılık duygusunu, bireyin çocukluk döneminde kendisini başkalarıyla kıyaslaması sonucu ortaya çıkan, diğer insanlardan özellikle de yetişkinlerden daha güçsüz ve yetersiz olma duygusundan kaynaklı olumsuz bir duygu olarak niteler. Bu duygu gerçek nedenlere dayanabileceği gibi gerçeğin aşırı abartılmasından veya gerçek dışı kuruntulardan da kaynaklanabilir. Adler’e göre evrensel ve normal olan bu duygunun, sağlıklı bir kişiliğin gelişimi için aşılması gerekir.
     Aşağılık duygusu aşılamadığı zaman daha derinlere kök salarak aşağılık kompleksine dönüşür. Adler; Aşağılık Kompleksini, insanın çocukluğundaki bağımlılığından ve çaresizliğinden kaynaklanan temel bir yetersizlik ve güvensizlik duygusu olarak tanımlar. Bu kompleks bireyin yaşamında itici bir güç haline gelerek kişilik bozukluğuna neden olur. Bu bozukluk türü insanı ya rekabetten kaçınmaya ya da aşırı rekabetçi ve saldırgan olmaya yönlendirir. Aşağılık kompleksinden kaynaklanan kıskançlık, bir ortamda bireyin konumunu koruyamama kaygısının yarattığı korku ile beslenir. Korku yaratan etken ise görece üstün olarak görülen rakibin, kişilik bütünlüğüne yönelik bir tehdit olarak algılanmasıdır. İmrenme duygusundan büyük ölçüde farklılık gösteren kıskançlık, öncelikle özgüven zayıflığına neden olur. Birey özgüvenini yeniden kazanabilmek amacıyla hırslı, bencil ve aşırı rekabetçi bir kişilik geliştirir. Çocuklukta kazanılan bu olumsuz nitelikler, yetişkin dönemde nevrotik kişilik bozukluğuna yol açarak sosyal ilişkilerde sorun yaratır. Çünkü kıskançlık giderek öfke, nefret ve saldırganlık duygularına zemin hazırlar. Bu niteliklerin kontrolden çıkması halinde bireyin kendisi, kıskandığı kişi hatta diğer masum insanlar için bile ciddi sorunlar yaratabilir.
     Gönül ilişkilerinde yaşanan kıskançlık ise çok daha olumsuz ve yıkıcı nitelikler içerir. Kıskançlığın bu türü, rakip olarak görülen bir kimsenin üstünlüğüne veya sevilen birinin bir başkasıyla ilgilendiği kanısına varıldığında doruk noktasına ulaşır. Bazı ortamlarda bu tür bir kıskançlığın ‘’sevginin ölçüsü’’ olarak görülmesi bu sorunun geniş kesimlerce benimsenip yaygınlaşmasına yol açar. Kıskanan kadar kıskanılanı da tüketen bu duygunun onaylanarak yüceltilmesi kıskançlığın gelişmesine uygun bir iklim yaratır. Çünkü karşı cins ilişkilerinde yaşanan kıskançlık sevgi duygusu ile maskelenir. Böylece kıskançlık, yüklendiği bu ‘’yapay sevgi’’ sonucu yüceltilerek onaylanır. Bu dramatik süreç, dürtülerin doyum ihtiyacının aracı olan kişi veya nesneye yönelik haz duygusuyla başlar. Ancak bu, eşzamanlı olarak doyum nesnesinin yitirilmesi halinde haz duygusundan yoksun kalma kaygısını da beraberinde getirir. Sevgi nesnesinin kaybedileceği yönündeki bir düşünce bile derin kaygılar yaratır. Aslında bu, çocukluk döneminde yaşanan ve anne-baba tarafından ‘terk edilme’ korkusundan kaynaklı Nevrotik bir kaygıdır.
     Kaygı Nevrozu, yetişkin bireyin zihinsel karmaşasını derinleştirerek duygularının doyumunu büyük ölçüde engeller. Kendi korkularının yarattığı bu engellenme onu çaresizliğe ve yetersizliğe sürükleyerek özgüveninin ve özsaygısının zayıflatır. Giderek dış dünyaya karşı anlamsız bir öfke duygusu geliştiren Nevrotik birey için yaşam artık belirsizliklerin ve güvensizliğin alacakaranlığıdır. Bu duygu durumundan kurtulabilmek için ihtiyaç duyduğu tek şey birilerini sevmek ve birileri tarafından sevilmektir. Ancak, Nevrozun yarattığı öfke sonucu gelişen düşmanca duygular sevme konusunda yetersizlik yaratır. Doyuma ulaşamadığı için bireyin zihnini sürekli meşgul eden sevme ve sevilme yönündeki arzular kaygıyı daha çok artırır. Kaygıyla gelişen güçsüzlük duygusunu dengelemek için karşı cinsi baskı altına alarak onu kendine bağımlı hale getirmeğe çalışır. Bu yaklaşımı bilinçdışı süreçlerle kendisinden nefret etmesine ve zayıf olan özsaygısını tamamen yitirmesine neden olur.
     Oysa sevgi duygusu ilgi, saygı, güven ve sorumluluk bilinciyle gelişerek varlığını sürdürebilen evrensel bir duygudur. Sevgi, kıskançlık duygusunun beslediği güvensizlik, kuşku, öfke, nefret ve şiddet karanlığında varlığını sürdüremez.
0 notes
Text
https://twitter.com/__KESAFET64__/status/1597852095667142656
Ben insan değilim , ben objeyim ve objelere değer veriyorum diyen birini görüyorsunuz.
Yazık , kişilik gelişimi oturmamış diyeceğim ama daha bir kişiliği bile yok , tıpkı obje olan her şeyin bir kişiliğinin olmadığı gibi.
Ancak masalara ve yataklara meze olursun bu şekilde çünkü fiyatını belirtmişsin.
0 notes
pazaryerigundem · 5 months
Text
Çocuk gelişiminde aile temel rol oynuyor
https://pazaryerigundem.com/haber/170074/cocuk-gelisiminde-aile-temel-rol-oynuyor/
Çocuk gelişiminde aile temel rol oynuyor
Tumblr media
Çocuğun doğuştan gelen bir mizaca sahip olduğunu ifade eden uzmanlar, ailenin çocuğun kişilik gelişiminde temel bir rol oynadığını söyledi.
İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, çocuğun kişilik gelişiminde ailenin rolünü değerlendirdi.
“Çocuğun doğuştan gelen bir mizaca sahip olduğu yadsınamaz bir gerçektir bunun yanı sıra aile çocuğun kişilik gelişiminde temel bir rol oynar.” diyen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, çocuğun sağlıklı bir benlik gelişimine sahip olabilmesi için gerekli olan temel değerleri ailede öğrendiğini söyledi ve şunları kaydetti:
“Aile tarafından sevgi, şefkat, güven ve değer gören çocuk sağlıklı bir birey olarak gelişim sergiler. Çocuk sosyal beceri, temel değerler ve yaşam becerileri gibi yaşam boyu ihtiyacı olan becerileri aile içerisinde deneyimler. Çocuğun yaşamı boyunca sergileyeceği davranışları aile içerisinde şekillenir. Aile, çocuğun kişilik gelişimi, psikolojik sağlamlık, ahlaki değerler, sosyal beceriler ve davranışsal örüntüler gibi birçok alanda önemli bir etkiye sahiptir. Özetle, aile çocuğun duygusal, sosyal ve bilişsel gelişimine büyük katkı sağlamaktadır.”
ÇOCUĞUN YETİŞMESİNDE ÇEVRENİN VE OKULUN ETKİSİ NEDİR? 
Çocuğun yetişmesinde ailenin etkisinin yanı sıra birçok etkileyici faktör bulunduğunu da kaydeden Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Bunların başında da çevre ve okuldan bahsedebiliriz. Çocuğun ilk sosyalliği ailede başlar, bu sebeple ilk ve en temel katkı ailede oluşur. Çocuğun gelişimi sırasında toplumsal, kültürel ve ekonomik faktörler de etkili olmaktadır; yani çevresel faktörler de çocuğun değerlerini, tutumlarını ve davranışlarını etkiler. Okul ise çocuğun akademik gelişimi, sosyal becerileri ve öğrenme alışkanlıkları üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Bu üç alan birbirleriyle etkileşim halindedir; bu sebeple birlikte çalışarak çocuğun bütünsel gelişimine katkıda bulunurlar.” diye konuştu.
Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, çocuğun aile içinde kimliğini ve sahipleneceği değerlerini edindiğini dile getirerek, “Aile, çocuğun genellikle temel yaşam becerilerinin, değerlerinin, sosyal normlarının, baş etme becerilerinin ve sosyal iletişim becerilerinin geliştiği ortamdır. Çevre, çocuğa toplumun normlarını, değerlerini ve sosyal becerilerini öğretir. Okulda ise, çocuk akademik bilgi ve becerileri öğrenirken aynı zamanda sosyal beceri, problem çözme yeteneği ve öğrenme alışkanlıkları gibi becerilerini de geliştirir.  Özetle; aile, duygusal ve sosyal gelişimi, çevre toplumsal ve kültürel gelişimi, okul ise akademik ve bilişsel gelişimi destekler.” dedi.
AİLE, ÇEVRE VE OKULDAKİ DENGE, ÇOCUĞUN ÖZGÜVENİNİ ARTIRIYOR
Aile, çevre ve okulun her birinin çocuğun gelişimine önemli katkıları olduğunu, bu katkılar arasındaki dengeyi sağlamak önemini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Bu dengeyi sağlamak, çocuğun bütünsel ve sağlıklı bir şekilde gelişmesini destekler; böylece çocuk toplumsal uyum kazanır, sağlıklı ve özgüvenli bir yetişkin olarak gelişim sergiler. Dengeli bir gelişim süreci, çocuğun kendi yeteneklerini tanımasını ve hedeflerine ulaşmasını destekler. Aile, çevre ve okuldaki denge, çocuğun özgüvenini artırır ve başarıya giden yolda motive olmasını sağlar.” diye sözlerine ekledi
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
demircizademehmet · 6 years
Text
Tumblr media Tumblr media
Ailesi ile de görüştüğümde kabiliyet noktasında noksanlıkları olan bir talebemin bir uğraşısını emeğini gördüm. Ve anladım ki bu kabiliyetsizlik değil İLGİSİZLİK...
hemen akabinde ;
- hocam babama sölemeseniz .
- bir tanede bana yaparmısın bundan ?
- yaparım hocam .
- son olmak şartı ile ama
- peki hocam ...
bizim onlara faideli ilgi alanları oluşturmamız elzem ...
13 notes · View notes