Tumgik
#ki su dan dan
jade-curtiss · 1 year
Text
Le problème avec l'ether c'est que c'est vrai qui a un countdown, pas juste sur l'effet, mais sur les fois pis dans mon cas (ok la joke c comme j'expliquerai po comme on t'enleve les dents de sagesse mais on fait comme si c'était à coeur ouvert chakeso meme po en dose disociative so check (ok so cté nice lol, mais comme c juste passer le gap sensoriel de te faire driller dkdkkelssdlldl pis etre comme yé)
0 notes
sertsiken0606 · 2 months
Text
Merhaba ben Ayşegül. Çok güzel hikayeler paylaşıyorsunuz bende sizlere başımdan geçen ilk seks hikayemi anlatacağım. 12 yaşımda arkadaşım Kezban dan mastürbasyon yapmasını öğrendim. O zamanlar hemen hemen her gece yorgan altında amımı oynamadan uyuyamaz olmuştum. Liseye başladığım ilk zamanlar erkek arkadaşım yoktu hep orta okuldan tanıdığım kızlarla geziyordum . 1 dönem ilk yazılılar bitmiş biraz rahatlamıştım. Emre diye oldukça yakışıklı bir sınıf arkadaşım vardı ilk bakışmalarla başladı sonra kuzeni Eda ile beni beğendiğini arkadaşım olmak istediğini söyletti kabul ettim ilk zamanlar el ele tutuşmalar ilerleyen günlerde ufak ufak öpüşmeler başlamıştı. Bu arada ben ben şuan 30 yaşımda 3 çocuk annesi 173 boyunda esmer oldukça güzel bir kadınım. Kocam Hollanda da bunu da belirteyim. Konumuza dönelim Emre yarı yıl tatiline girmeden önce beni evlerine götürdü ilk defa orada çırılçıplak soyunduk birbirimizi elledik okşadık öpüşmek emişmek çok hoşuma gitmişti bana porno dergilerden hikayeler okuttu birlikte fazla ileriye gitmeden seviştik hikayelerin birinde halasının kocası kızları götünden sikiyordu anlattıklarına göre ilk olduğu için canı yanmış ama her zaman götten sikilmeyi çok sevdiğini anlatıyordu onların yaptığı gibi banyodan şampuan getirip Emre nin sikine sonra götüme sürdüm önünde domaldım sikini yavaş yavaş yüklenip sokmaya başladı canım yanıyordu ama dişlerini sıkıyordum sesim çıkmadığı için o da rahat ediyor yavaş yavaş sikini götüme soktu bekledi memelerimi tuttu okşamaya başladı meme uçlarım fındık tanesi gibi olmuş sertleşmişti içimde bekledi bekledi sonra yavaş yavaş çıkartmaya başladı canım yanıyordu ama zevkte alıyordum artık alışmaya başladı Emre işini biliyordu hep yavaş davranıyordu artık zevk sularım amımdan akıyordu bunu hissede biliyordum Emre ye hızlan zevk alıyorum hızlan dedim artık durmak yoktu soktukça sokuyor boşalmak bilmiyordu benim amımdan sularım dizime akıyordu saçlarımdan tutup çekerek daha sert girip çıkmaya başladı birden sikini çıkardı götümden ben boşalıyor sandım tekrar götüme sokmaya çalışıyordu nasıl oldu anlamadım sanırım akan sıvılardan olacak bir anda amıma soktu yere kan gibi ama daha açık pembemsi birşeyler damladı anlamıştım kızlığımın bozulduğunu ama umurumda değildi zevk çığlıkları atıyordum Emre durdu siki içimde kalp gibi atıyordu Emre nin boşaldığını içimdeki sıcaklığı hissettiğimde anladım çok kızdım hamile kalabilirdim ne götümün sikildiği umrumdaydı ne de kızlığımın bozulduğu hemen elbiselerimi toplayıp giyindim eve gittim anneme dolaylı olarak arkadaşımın böyle bir şey yaptığını ne yaparsa hamile kalmaz diye sordum annem ertesi gün hapı verdi aman kızım sakın sen böyle şeyler yapma al bu hapları arkadaşına götür 1 tanesini içsin endişe etmesin hamile kalmaz dedi . Hemen evden çıktım a101 e gidip su alıp içtim hapı biraz bekleyip eve döndüm . Artık her tarafım açıktı çok mutlu olmuştum lise bitene kadar Emre ile her fırsatta seks yapmaya devam ettik. Lise bitince Emre İstanbul a gitti ben aydın a gittim . Aydın da şuanda ki kocamla tanıştık 2 . sınıfta nişanlandık kendimi bakire gibi gösterip evlenene kadar hiç dokundurmadım 3 sınıf bitiminde ailemden istemeye geldiler 1 ay içinde nişan ve düğün yaptık gerdek gecesi doktor arkadaşımın verdiği suni kızlık zarını amıma yerleştirip beni bakire bozuyormuş sanarak birlikte oldu ben halen başka erkeklerle birlikte oluyorum daha büyük daha kalın yarak arıyorum. Kendine güvenen erkekler buraya not bıraksın . Hasan bey yayınlarsanız çok sevinirim teşekkür ederim.
94 notes · View notes
veteranpatron · 5 months
Text
Tumblr Esra (Bölüm-6)
Merve'yi biraz tanıtmam gerekirse sarışın balık etli bir kızdı. Memeleri baya büyüktü ve genelde giydiği kıyafetlerden taşarlardı. Aynı şekilde götü de çok büyüktü ve dudaklarını şişirtmişti. Görüntüsü her zaman beni azdırmış ve onu siktiğimi hayal ederek Esra'yı çok sikmişliğim vardı. Tipik ünili zengin kız modunda takılıyordu. Haftasonu yine Esra bizde kalacaktı cuma akşamı bir anda Esra arayıp "Merve çok kötü ya onu yalnız bırakamam bugün içmek istiyor sonrasında da onu bırakıp sana gelemem o da bizle gelse sorun olur mu aşkım?" demişti.
Ben mutluluktan havalara uçmuştum yok askim sorun yok demistim. Merve ile Esra bara çıkmışlar ve beni de çağırmışlardı Merve'nin sevgilisini onu aldatmış ve kafa dağıtmaya gitmişlerdi. Bende yanlarına gittiğimde hafif çakır şekilde dans ediyorlardı biraz daha takıldıktan sonra onları bardan çıkarıp eve götürmeye başladım. Merve bara bir mini elbise ile gitmişti göğüs dekoltesi de her zamanki gibi taşıyordu.
Biraz fazla içtikleri için alkolün etkisiyle Merve'nin sevgilisine sövmeye başladılar. Merve arkada yatar vaziyetteydi ve elbisesi sıyrılmıştı bacakları çok güzel gözüküyordu pembe külot giymiş olduğunu farkettim. Biraz bu sekilde gittikten ve küfürlerle Merve ağlayıp sakinleştikten sonra Esra bir anda sanki Merve'nin olduğunu unutmuş ve arabada bana dönerek "hep evde seks yapıyoruz ben seninle arabada seks yapmak istiyorum seni çok özledim" dedi. Bende geçiştirerek "tamam canım söz yaparız" dedim. Arkada Merve yatıyordu ve Esra bana bunları söylüyordu. Esra ellerini pantalonumun üstünden sikimim üzerine koydu. "Napıyosun aşkım" dedim Merve'yi işaret ederek.
E: Merve den mi çekindin aşkım nolcak o benden daha orospu deyip gülmeye başladı. Merve de gülüyordu. Esra bana iyice yaklaşarak "bu gece beni götümden sikmeni istiyorum arkadan hiç yapmadım senin ilk olmanı istiyorum" dedi.
Merve bir anda konuyu tekrar eski sevgilisine getirip sövmeye başladı. Söverken "zaten sikemiyordu beni amına koduğumun beceriksizi 2 dk da boşalıyordu" diyip gülmeye başladı.
Ben neler oldugunu anlamaya calışıyordum ama çok da kafa yoracak birşey yoktu galiba ikisi de baya sarhoştu ve o rahatlıkla böyle konuşuyorlardı. Fakat benim aklıma Merve düşmüştü. Acaba Merve'yi sikebilir miydim bu gece? Merve için gece bir planım olacaktı tutarsa Merve'yi de sikecektim. Tutmazsa ve Esra'ya anlatırsada alkole atacaktım suçu. Planım şuydu Esra'ya biraz daha alkol içirip iyice sarhoş edecektim Merve'ye de alkol diye enerji içeceği verecektim ki hemen uyuyamasın. Daha sonrasında Esra'yı odaya götürüp masaya yatırıp sert bir şekilde sikmeye başlayacaktım. Masaya yatıracaktım çünkü Merve'ye ayarlayacağım odaya en yakın yer masaydı ve Esra 'yı duymasını istiyordum.
Daha sonrasında boşalmadan Esra'yı yatağa yatırıp su almaya gidecektim ve Merve'yi kontrol edecektim. Aklımda bu düşünce ile yolu bitirip eve girdik. Planımı uygulamaya koydum Esra'ya vodka redbull yaptım ama vodka oranı %70-80 arasıydı Merve ye de sadece enerji içeceği götürdüm.
Bende redbull iciyordum. Merve sürekli konuşuyor ağlıyor sövüyordu. Bana bunu nasıl yapar triplerindeydi. Esra alkolü içememiş kafasi uçmuş vaziyetteydi bir yandan Merve'yi eylerken ellerini sikimin üstüne koymuş sıvazlamaya başlamıştı bu işime geliyordu Merve de azabilirdi veya sevgilisinden intikam duygusuyla onu sikmemi isteyebilirdi. Merve ayılmaya başlamıştı Esra'nın ellerine ve sikime bakıyordu.
Sonra Esra'ya "kızım odanıza geçsenize bende yatıcam hadi" dedi.Esra'yı alıp odaya geçtim ve planım doğrultusunda masaya yatırdım.
E: aşkım yatağa yatirsana beni burası çok rahatsız.
H: askim yatakta seksden şikayetçiydin al işte yenilik.
Hiç ön sevişme yapmadan kuru kuru yarrağımı amına geçirmeye başladım Esra amına giren her santimle beraber "ahhh" diye bağırıyordu. Benimde canım yanıyordu Esra'yı son sikmemin üzerinden 3 haftaya yakın geçmişti ve anlaşılan bu sürede amı daralmış ve sikimi almakta çok zorlanıyordu. Bağırta bağırta hepsini soktuktan sonra sert bir sekilde sikmeye başladım. Düşmanımı siksem herhalde bu kadar sert sikebilirdim.
Esra bağırıyor inliyor çığlıklar atıyordu tam istediğim gibiydi. Yaklaşık 10 dakika sonra Esra alışmış artık o kadar çok bağırmıyordu arada inliyordu. Alkolün etkisiyle bayılmış gibiydi. Yatağa yüz��stü yatırdım götü kabak gibi açıktı bu pozisyonda biraz amından siktikten sonra durdum ve su alma bahanesiyle altıma baksırımı ve şortumu giyip odadan çıktım. Mutfağa gittim su içip Merve'nin yattığı odanın önüne geldim. Kapı hafif aralıktı ve içerden ses gelmiyordu tam geç kaldım uyudu diye düşünürken kapıyı tıklatıp "Merve" diye seslendim. Merve efendim diyip kapıyı açtı.
H: seni kontrol etmek istedim bir şeye ihtiyacın var mı?
M: iyiyim teşekkür ederim.
H: sana da teşekkür ederim Esra ile konuşmuşsun galiba yoksa böyle salakça birşeyden trip atacaktı bana.
M: amaann saçmalamış gerçekten de seksde olur öyle şeyler fazla büyütmüş.
H: aynen öyle anlatamadım ki bir türlü. Bu arada dertleşmek istersen sevgilinle ilgili buradayım çok uykum yok benim Esra bayıldı resmen hahaha.
M: bayılması alkolden mi yoksa senden mi emin olamadım.
H: neden öyle dedin ki?
M: kızı baya hırpaladın ya gerçekten de anlattığı gibisin galiba.
H: ne anlattı ki siz böyle şeyleri konuşuyor musunuz?
O sırada salonda koltuğa oturdum. Merve de karşımdaki koltuğa oturdu.
M: tabiki konuşuyoruz siz nasil konuşuyorsanız.
H: ne dedi peki
M: seksde çok sert davrandığından bahsetti zaten boynunda resmen izin vardı.
H: evet bazen kendimi kaybediyorum bende sert sevenlerdenim.
M: farkettim onu zaten Esra da bundan yakınıyor aptal bunu bulamayanlar orgazm taklidi yaparak seks yapıp sonrasında aldatılanlar varken.
Bu son lafı kendisi için söylemişti ve aldatılmayı çok takmıştı Merveden bi yeşil ışık hissediyordum. Bende Esra'nın bana ayak uyduramamasından bahsetmeye başladım bir yandan da alkol koymuştum bize ve içmeye başlamıştık. Belki de Esra ile aramizda iyi bir ten uyumu olmadığından bahsediyordum ve bir yandan da Merve ile yol yapmaya calisiyordum.
H: mesela ikinize yan yana bakınca gerçekten bi insan düşünüyor. Esra bana hem ayak uyduramıyor hemde senin kadar çekici güzel ve seksi değil. eski sevgilin gerçekten gerizekalıymış seni nasıl aldatmış anlamadım gerçektende.
M: siz Esra ile kütüphanede tanışmıştınız dimi?
H: ne kütüphanesi tumblr da tanıştık.
M: oha bana kütüphane dedi
H: demek ki söylemek istememiş.
M: Esra sana farklı gözle bakıyor ama söyleyeyim ciddi gözüyle bakıyor
H: ben Esra ile öyle düşünemem ya. Hele seni gördükten sonra hiç düşünemem.
M: nasıl yani?
H: sen çok güzelsin beni çok etkiledin ve senden hoşlanıyorum.
M: daha demin kızı bağırta bağırta sikiyordun amına koduğumun yavşağı siz tüm erkekler aynısınız.
H: sikerim tabi amına koduğumun orospusunu iyi sikmeseydim benle sevgili olmayacağını söyleyen karıyı sikmeyip napayım böyle orospuyu.
Merve duyduklarıyla şok olmuştu. Esra'ya seslenerek odaya yürümeye başladı arkasından sarılıp tuttum ağzını kapattım.
48 notes · View notes
whenthegoldrays · 6 months
Text
ELLY’S PLAYLISTS
Tumblr media
k-dramas
Cinderella at 2am
yunseo x juwon 🍄
Queen of Tears
hae-in x hyun-woo 🧸
Lovely Runner
sol x sun jae 🧸
Marry My Husband
kang jiwon / jiwon x jihyuk 🧸🪩
jeong su-min / su-min x min-hwan 🧸🪩
Tell Me That You Love Me
moeun x jinwoo 💌
Twinkling Watermelon
eun gyeol x eun yoo 💌🧸
yichan x cheong-ah 💌🧸
on eun yoo 💌🧸
yichan and eun gyeol 🧸
twinklemelon as a whole 💌
my euneun au 🍄
Live Up To Your Name
im x yeon kyung 💌
Crash Landing On You
jeong hyeok x se-ri 💌🧸🪩
dan x seung-jun 🧸
The Matchmakers
jung woo x soon deok 🧸
Castaway Diva
seo mok-ha / mok-ha x ki-ho 🍄
Our Beloved Summer
yeon-su x ung 🧸
Familiar Wife
ju-hyeok x wu-jin 💌🧸
Hometown Cha Cha Cha
hye-jin x du-sik
The Wind Blows
do-hun x soo-jin 🧸🍄
Hidden Love (c-drama)
zhizhi x jiaxu 🧸
period dramas
Emma, Jane Austen
frank x jane 💌🧸
Sense and Sensibility, Jane Austen
marianne dashwood / marianne & willoughby / marianne x brandon 🧸🪩
The Blue Castle, Lucy Maud Montgomery
valancy x barney 💌
Mansfield Park, Jane Austen
fanny price / fanny x edmund 💌
maria bertram / maria & henry 🧸
North and South, Elizabeth Gaskell
margaret hale / margaret x john 🧸
john thornton / my reading playlist 🍄
Little Women, Louisa May Alcott
jo march / jo x friedrich 🧸
Poldark (TV)
morwenna x drake 💌🧸
Romeo and Juliet, Shakespeare
romeo x juliet 🧸🍄
my ocs
seon-hwa x henry (Hardwick House) 🍄
other
twilight x yor (Spy x Family) 🍄
rapunzel / rapunzel x eugene (Tangled) 🪩
anna x william (Notting Hill) 🧸🪩
diana & charles (The Crown) 🧸🪩
margaret & peter (The Crown) 🧸
milo x amanda (Milo Murphy’s Law)
phineas x isabella (Phineas and Ferb) 🧸
candace x jeremy (Phineas and Ferb)
barbie & ken (Barbie, 2023) 🧸
Tumblr media
💌 = favorite
🧸 = play in order
🍄 = needs work
🪩 = taylor swift centric
30 notes · View notes
kahrolasi · 2 months
Text
Tumblr media
Öl oğlum bu gece, en kıyağından dayak
yedin sen, ağzını burnunu, bütün
heveslerini kırıldı senin. Sen artık yolda
yürürken bile bir kişi eksiksin. Patlayan
dudağın değil lan, genişleyen damarlarını
tıka. Tıka ki akmasın damarlarındaki kadın. Düşün bir kere yapabilir misin, sen şimdi
aldığın hava ciğerlerine batıyorken, nefes
almak gırtlağını kanatıyorken
etrafındakiler gibi güle eğlene yaşayabilir
misin. Üzerinde bulunduğun yoldan değil,
senin üzerinden geçecek taksiler bundan sonra. Çiçeğe böceğe şiir yazma lan, kadın
sikti belanı. Ayakta duramıyorsun, yemek
yiyemiyorsun, su içemiyorsun,
Sevilmiyorsun oğlum sen, kamburun
kalbinde öleceksin. Ot iç, alkol al, kendini
dibe vur. Saf acı oğlum bu tadını çıkar, anneni arama, sesinden anlar. Kimseyle
konuşma, kötü şeyler yap aklını kır,
mantığını kır, kalbini. Kalbini, Denize at
alma da bir daha. Ne bok yediğinden
habersiz yaşa bir süre, bu bir süreyi kendi
tarihinde öldüğün anla bitir. Öyle "geçer, zaman ilaçtır" edebiyatına hiç girme,
kendini kandırmak o kadar ucuz değil. Bak
oğlum, insan, tercihleriyle yaşar da deme
artık, insan kendisini tercih edenle yaşar.
Sen bir tercih değilsin, sen Prens değilsin,
sen peder değilsin zaten bu da müzikal değil. Kendine gelme bir süre, şarap al iç
gizli gizli canını acıtan aklına gelirse
"pardon", yerine kalbime dön lütfen, de"
Bak oğlum senin mevzun devrime denk
geldi, senin olayın demokratik eylemlerin
ortasına isabet etti. Yani senden daha önemli şeyler var hayatta ve onun
hayatında senin önemsizliğinden bile
önemli şeyler var hayatta kendini bir sik
sanma. Şimdi düşün biraz, hatta
düşünme, yaşadığın güzel şeyleri unutma
onlar "siz"siniz zaten biliyorsun hayatta bir "yaşadıkların vardır bir de
yaşamadıkların" Sen şimdi yaşadıklarını
yanağından öp ve aklında sakla.
Yaşayacağın boktan şeyler onlara
değmesin, tamam mı?
Dinle lan beni, insan hayatında bir kere aşık olur.
Bu o'muydu. Tamam oydu.
Tamam, ellerini tutmak hayatında yaptığın
en romantik şeydi.
Tamam onu öpmek sadece öpmek değil,
bir yıldızı öpmekti. Tamam onunla dans etmek yer yüzündeki
en özgür eylemdi.
-o bir adamın kokusunda sonsuz olacağı
kadındı.
Tamam onun saçlarını bulutlar bir araya
gelerek ensesine dökmüştü. -dudağının kenarına yayılan o gülüşün
aynısı bir de yeni doğmuş bebeklerin
kokusunda vardı.
Tamam hiç bir şarkı onun sarhoş sesinden
daha güzel olamazdı.
Tamam hiç bir intihar onu özlemenden daha sükseli değildi.
Tamam onunla dans etmek ortaklaşa
İsrail'e savaş açıp kazanmak gibiydi.
Tamam lan tamam, boynu Prag
meydanlarındaki kuğulardan hediyeydi.
Tamam yeryüzünde sevilebilecek en muhteşem şeydi..
Tamam köprücük kemiği tarihin en
sanatsal eylemiydi..
- bütün sokaklara onun ismi verilmeliydi..
Tamam okyanus olmaya son derece
elverişliydi.. Tamam kalbin seni göğsünde onun avuç
içlerindeydi.
Tamam iki şişe şarap ile "belki" diye
beklemek bariz yenilgiydi..
Tamam, senin kaburgaların sevgiden kafes
onun kanatları özgürlük derdindeydi. Tamam, oğlum sen öl bu gece,
Bu sana en çok sevdiğin şeyden hediyeydi.
Unutma...
15 notes · View notes
twentysnoir · 7 months
Text
Especial KRP — Sobrenomes Coreanos
Cansado de Lee? Kim? Seo? Song? Choi? Hwang? Park? Abaixo do "Read More" você vai encontrar alguns sobrenomes mais incomuns que pode usar em seus personagens coreanos.
Tumblr media
Ah, A (아 - A)
Ae (애 - É)
Ban, Bahn, Van, Vahn, Pan, Pahn (반 - Ban)
Beon, Bun, Buhn, Veon, Vun, Vuhn (번 - Bón)
Beom, Bum, Buhm, Veom, Vum, Vuhm (범 - Bóm)
Bo, Vo (보 - Bô)
Bok, Vok (복 - Bôc)
Bong, Vong (봉 - Bông)
Boo, Bu, Voo, Vu (부 - Bú)
Bi, Vi, Bee, Vee (비 - Bi)
Bin, Been, Bean, Vin, Veen, Vean (빈 - Bin)
Bing, Beeng, Ving, Veeng (빙 - Bing)
Da (다 - Dá)
Dam (담 - Dam)
Dan (단 - Dan)
Dang (당 - Dang)
Dae, Dai (대 - Dé)
Dok, Dock (독 - Dôc)
Dokgo, Dokko (독고 - Docô)
Don (돈 - Dôn)
Dong (동 - Dông)
Dongbang (동방 - Dôngbâng)
Deung (등 - Dûng)
Deungjeong, Deungjung (등정 - Dûngdjóng)
Eogeum, Uhgeum, Ugeum (어금 - Ógûm)
Eun (은 - Ûn)
Eum (음 - Ûm)
Hak, Hahk (학 - Rác)
Hae (해 - Ré)
Hyeong, Hyung, Hyoung (형 - Rióng)
Ho, Hoh (호 - Rô)
Hwa, Hwah (화 - Ruá)
Hwangmok (황목 - Ruangmôk)
Hwangbo (황보 - Ruangbô)
Hoo, Hu (후 - Ru)
Ja, Jah (자 - Já)
Jeom, Jum (점 - Djóm)
Je, Jeh (제 - Djê)
Jegal, Jekal (제갈 - Djegál)
Jeo, Juh (저 - Djó)
Jong (종 - Djông)
Jwa, Joa, Jua (좌 - Djuá)
Jeung (증 - Jûng)
Kangjeon, Kangjun, Gangjeon, Gangjun (강전 - Gangdjón)
Ka, Ga (가 - Ga)
Kal, Gal (갈 - Gal)
Kam, Gam (감)
Kan, Gan (간 - Gan)
Kae, Gae (개 - Gué)
Kyun, Kyeon, Kyoun, Gyun, Gyeon, Gyoun (견 - Guión)
Kyung, Kyeong, Kyoung, Gyung, Gyeong, Gyoung (경 - Guióng)
Kye, Gye (계 - Guiê)
Kok, Gok (곡 - Gôc)
Kwan, Gwan (관 - Guân)
Kwok, Gwok (궉 - Guóc)
Kyo, Gyo (교 - Guiô)
Kuk, Guk, Kook, Gook, Kuck, Guck (국 - Guc)
Kung, Koong, Gung, Goong (궁 - Gung)
Kwok, Gwok, Kweok, Gweok (궉 - Guóc)
Keun, Geun (근 - Gûn)
Keum, Geum (금 - Gûm)
Ki, Gi, Kee, Gee (기 - Gui)
Kil, Gil (길 - Guil)
Lin, In, Rin, Leen, Een, Reen (인 - In)
Man, Mahn (만 - Man)
Mangjeol, Mangjul (망절 - Mangdjól)
Mae (매 - Mé)
Maeng (맹 - Méng)
Myung, Myeong, Myoung (명 - Mióng)
Mo, Moh (모 - Mô)
Mok, Mock (목 - Môc)
Myo (묘 - Miô)
Moo, Mu (무 - Mu)
Mubon, Moobon (무본 - Mubôn)
Muk, Muck, Mook, Moock (묵 - Muc)
Mi, Mee (미 - Mi)
Nan (난 - Nan)
Namgoong, Namgung, Namkoong, Namkung (남궁 - Namgung)
Nang (낭 - Nang)
Nae (내 - Né)
Noi, Nwe (뇌 - Nê)
Ok, Ock (옥 - Ôc)
On, Ohn (온 - Ôn)
Ong (옹 - Ông)
Pan, Pahn (판 - Pan)
Paeng (팽 - Péng)
Pyeon, Pyun, Pyuhn (편 - Pión)
Pyeong, Pyung, Pyuhng (평 - Pióng)
Po, Poh (포 - Pô)
Pyo (표 - Piô)
Pung, Poong (풍 - Pung)
Pi, Pee (피 - Pi)
Pil, Fil, Peel, Feel (필 - Pil)
Ra, La, Rah, Lah (라 - Lá)
Ran, Lan (란 - Lan)
Rang, Lang (랑 - Lang)
Ryeo, Ryuh, Lyeo, Lyuh (려 - Lió)
Roe, Loe, Roi, Loi, Rwe, Lwe (뢰 - Lê)
Sa, Sah (사 - Sá)
Sakong, Sagong (사공 - Sagông)
San, Sahn (산 - San)
Sam, Sahm (삼 - Sam)
Sang, Sahng (상 - Sang)
Seomun, Seomoon, Suhmun, Suhmoon, Sumun, Sumoon (서문 - Sómún)
Seonu, Seonwu, Seonwoo, Seonoo, Sunu, Sunwu, Sunwoo, Sunoo (선우 - Sónú)
Seob, Sub, Seop, Sup, Suhb, Suhp (섭 - Sób)
Sobong (소봉 - Sobông)
Soo, Su (수 - Su)
Sun, Soon (순 - Sun)
Seung (승 - Sûng)
Si, Shi, Xi, See, Shee, Xee (시 - Xi)
Tak, Tahk (탁 - Tác)
Tan, Tahn (탄 - Tan)
Tang, Tahng (탕 - Táng)
Tae (태 - Té)
Uh, Eo, Eoh (어 - Ó)
Wan, Wahn (완 - Uán)
Wang, Wahng (왕 - Uáng)
Wun, Un, Woon, Oon (운 - Un)
Wi (위 - Uí)
Ya, Yah (야 - Iá)
Yeop, Yeob, Yup, Yub, Yuhp, Yuhb (엽 - Iób)
Yeong, Young, Yung (영 - Ióng)
Ye, Yeh (예 - Iê)
Yo (요 - Iô)
Yong (용 - Iông)
Yook, Yuk (육 - Iúk)
29 notes · View notes
fikret-i · 5 months
Text
Tumblr media
2012 yılında kaba inşaatını tamamladığım seneye de tamamen bitiririm dediğim dairemi daha bitiremedim. 2019 da acil araba almam lazımdı bir yıl sonra değiştiririm diye aldığım arabaya daha biniyorum. 2020 de param kadar aldığım sonraki seneye daha iyisini alırım dediğim motorumu değiştirsem gerek. Tarlaya ikinci bir su kuyusu açtıracaktım güya, 2016 dan beri erteleyip duruyorum. Bir hevesle planladığım işler, oluşlar gerçekleşmedi pek. Yaş kırk olmuş gerçekleşmemelerine pek de üzülmüyorum artık. Kaç yıl zaman geçti olmayınca da hayatımdan bir şeyler eksilmiş değil. Bütün gerçekliği ile gördüm ki değmezmiş alakayı kalbe. Hayaller yaşamdan zevk almak için gerekli evet. Olmayınca da olmamayışına çok fazla üzülmek fâni alemde mantıklı olmasa gerek. Değiştirmeye asla ümidimin olmadığı köşe taşları muhkem şekilde yerlerinde dururken. Değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek hayatıma ne katacak ki? Ben inkılap istiyorum arkadaş! Küçük dokunuşlar teselli vermiyor pek.
42 notes · View notes
bilmece · 2 months
Text
Kıymetli kendim, söz konusu sana iyi gelen şeyler olunca azın hiçten daha çok olduğunu anlasak mı artık?
İki dakika dans et.
Bir parça meyve ye.
Bir bardak su iç.
Azıcık yürü.
İki sayfa kitap oku.
Yeter ki vazgeçme kendinden.
17 notes · View notes
seouldramaspot · 3 months
Text
The Penthouse: War in Life - A Riveting Korean Drama
"The Penthouse: War in Life" is a South Korean drama series that has taken the K-drama world by storm. Known for its intense plot twists, multi-layered characters, and high-stakes drama, this series has captivated audiences across the globe. Let's dive into a review of each season, the talented cast, and the unforgettable soundtrack that adds to the show's dramatic flair.
Tumblr media
youtube
Season 1 Review
Plot and Themes: The first season of "Penthouse" introduces viewers to the lives of the elite residents of Hera Palace. The show centers around the fierce competition, betrayals, and secrets that define their luxurious but tumultuous lives. At its core, the series explores themes of ambition, revenge, and the lengths people will go to protect their children.
Key Characters:
Shim Su-ryeon (Lee Ji-ah): The elegant and seemingly perfect queen of Hera Palace, whose life is turned upside down by tragedy and deceit.
Cheon Seo-jin (Kim So-yeon): A ruthless and ambitious woman who will stop at nothing to secure her and her daughter's position at the top.
Oh Yoon-hee (Eugene): A woman from a humble background who fights tooth and nail to ensure her daughter can rise to the elite status.
Reception: Season 1 was praised for its gripping storyline and cliffhangers that kept viewers on the edge of their seats. The strong performances of the cast, especially Kim So-yeon as the villainous Cheon Seo-jin, received high acclaim.
Tumblr media
youtube
Season 2 Review
Plot and Themes: Season 2 picks up the pieces from the explosive finale of the first season. The residents of Hera Palace continue their quest for power and vengeance. The season delves deeper into the backstories of the characters, revealing more secrets and unexpected alliances.
Key Developments:
Revenge and Retribution: Characters who faced injustices in the first season seek to settle scores.
New Entrants: New characters add more complexity to the plot, making alliances and betrayals even more intricate.
Reception: This season kept the momentum going with even more shocking plot twists and character developments. The performance of Uhm Ki-joon as Joo Dan-tae, the manipulative real estate mogul, was particularly noteworthy. Viewers appreciated the fast-paced narrative and the emotional depth of the characters.
Tumblr media
youtube
Season 3 Review
Plot and Themes: The final season brings the long-running conflicts to a head. The characters face their ultimate challenges, and the consequences of their past actions come to the forefront. The season is marked by intense showdowns and a resolution to the series' central mysteries.
Key Developments:
Resolution of Major Arcs: The show ties up loose ends, providing closure to many character arcs.
Intense Drama: The stakes are higher than ever, with life-or-death situations and emotional confrontations.
Reception: Season 3 received mixed reviews. While some praised the dramatic conclusion and the resolution of major plot points, others felt that certain storylines were rushed or left unanswered. Nevertheless, the strong performances and high production values remained consistent, making it a memorable conclusion to the series.
Tumblr media
Talented Cast
The cast of "Penthouse" is one of its strongest assets. Each actor brought depth and nuance to their roles, making even the most outlandish plot twists believable.
Lee Ji-ah: Her portrayal of Shim Su-ryeon showcased a range of emotions, from serene grace to devastating grief.
Kim So-yeon: As Cheon Seo-jin, Kim delivered a powerhouse performance that made her one of the most memorable antagonists in recent K-drama history.
Eugene: Her character, Oh Yoon-hee, was the heart of the series, and Eugene's portrayal earned her critical acclaim.
youtube
Unforgettable Soundtrack
The soundtrack of "Penthouse" played a crucial role in enhancing the show's dramatic atmosphere. Key tracks include:
"Crown" by Ha Hyun-woo: This song became synonymous with the series' intense and suspenseful moments.
"We All Lie" by Ha Jin: A haunting track that perfectly encapsulated the show's themes of deception and betrayal.
"Goodbye" by Ailee: A powerful ballad that added emotional weight to many of the series' climactic scenes.
Tumblr media Tumblr media
"The Penthouse: War in Life" is a rollercoaster of emotions, packed with drama, suspense, and stellar performances. Its exploration of human ambition and the dark side of luxury living makes it a must-watch for fans of intense, character-driven storytelling. Whether you're drawn in by the intricate plot or the phenomenal acting, "Penthouse" is a series that leaves a lasting impact.
Honest Comment:
It has mixed emotions because of the intense of the drama. All I can say is that its a masterpiece I will not spoil much but the acting was so good and how they portray their roles you can feel the vibe of each character THE BEST!!!
7 notes · View notes
sozlerinressami · 3 months
Text
Karanlığın Ahengi
Gitarının telleri her titreştiğinde adeta ruhu da ahenkle titriyordu. Her akoru hayatın zorlukları ve geçim sıkıntıları ile yüklüydü.
Gözlerindeki bakışlardan belli olan yorgunluğu notalarına da yansıyor, gitarından çıkan her ses onun yaşamındaki derin acıları anlatıyordu. Metroda ünlü bir müzisyen olmasına rağmen çok kazandığı söylenmezdi. Sahip olmak için birkaç yıllık birikimini feda ettiği gitarı, duygularını dışarı vurmanın tek yolu haline gelmişti.
Onun her zamanki yerinde olduğunu gören insanlar işini gücünü bırakıp tamamen ona odaklanıyordu, sevilen bir müzisyendi. Kafasına geçirdiği kapşonu ve taktığı maskesiyle kendisini gizlemek istediği anlaşılıyordu. Karanlığın Ahengi olarak bilinirdi; o, hayatın derin acıları arasında kendi içinde bulduğu ahenkle tanınıyordu. Onun her notasında geçmişin bir parçasını, geleceğin umudunu ve şu anın hüznünü hissedebiliyordunuz. Onunla tanışmamız tamamiyle tesadüftü. Tanışmam mı demeliydim? Doğru ya onun benim varlığımdan bile haberi yoktu.
Tumblr media
Yere düşen her su damlası gözümde felaketi çağrıştırıyordu. Sanki sol gözümdeki doğum lekesi giderek büyüyordu ve görüş açımı daraltıyordu. Yerde kıvranan köpeğin acı dolu çığlıklarıyla birlikte köprünün üstünde intihara teşebbüs eden bir kadın vardı. Köpeğin çaresiz çığlıkları yankılanırken kadının umutsuzluğu köprünün üzerinde gerilmişti. Ona yardım etmeye çalışan insanların uzaklaşmasını istediğini acı dolu çığlıklarıyla belli ediyordu. Başıma giren ağrıyla gözümdeki leke, şahit olduğu birden fazla felaketle haddinden fazla büyümeye başladığını hissettiriyordu. İki acı dolu manzara arasında kendi yaşamımın anlamını sorgulamaktan kaçamıyordum, tek çıkış yolu buydu sanki. Kadının acı dolu çığlıklarını işittikçe doğum lekem bana uyguladığı acıyı arttırıyordu. Bu dayanılmaz acıya daha fazla katlanamazdım. Vicdanımı susturmaya çalışarak, oradan koşarak uzaklaşmıştım. Bir yandan ellerimle gözüme baskı uygulayarak hissettiğim acıyı azaltmaya çalışırken, felaketin ortasında doğum lekeme yenik düşüp kaçıp gittiğim için aciz hissediyordum. Şimdiye kadar hiç bu kadar canımı acıtmamıştı, kadının ve köpeğin hissettiği tüm acıları gözümde yaşamış gibiydim. Cani lekemin uyguladığı acının yavaş yavaş yok olmaya başladığını hissederken üstümün sırılsıklam olduğunu fark etmiştim, sıkıntılı bir iç çekişin ardından metroya yönelmiştim. Metroya inen merdivenlere attığım her adımda daha da net işittiğim o güzel ses, doğum lekemin heyecan içinde hareket etmesine neden olmuştu. Ben ise doğum lekemi bu kadar çok heyecanlandıran o sesi merak etmiş kaynağını öğrenmek için adımlarımı hızlandırmıştım.
Tumblr media
Yorgunluktan titreyen bacaklarımı umursamadan kalabalığın arasından hızla geçmeye çalışıyor, attığım her adımla kulaklarımda keyifle dans eden notaları daha da yakından duymaya başlıyordum.
Kalabalığı tamamen arkamda bırakmış, melodileri kalbime dokunan o müzisyene gözlerimi sabitlemiştim. Yavaş yavaş etrafımdaki sesleri bastıran müziğin ritmine kapılıyordum. O melodiler sadece bana çalınıyormuş gibi hissediyordum. Hem bedenen hem de ruhen ona kilitlenmiştim sanki. Dakikalarca kıpırdamadan olduğum yerde ruhumu iyileştiren o müzisyeni dinledim.
Onun odağı melodilerdeyken, benim odağım ise melodilerin sahibindeydi, yani onda. Gözlerim yüzündeki her detayı keşfetmek istiyordu. Kızıl kahküllerinin altındaki karanlık gözleri, ruhumu aydınlatmaya yetmişti. Kızıl saçları, ruhumu ateşe verirken gözlerindeki karanlık ise söndürmeye yetiyordu.
Gözlerim yerdeki gitarının kılıfına kaymıştı. İçindeki birkaç bozuk parayı görmemle endişeyle etrafta dolanmaya başladım.
Bu para karnını doyurmaya yetmezdi ki. Ellerimi ceketimin ceplerine attım ve yokladım. İçinden çıkan tek kağıt parayı ellerim arasına aldım. Ya ben karnımı doyuracaktım ya da o.
25.10.2023 —Sözlerin Ressamı
Tumblr media
14 notes · View notes
yasamsallik · 4 months
Text
OYSA MUTLULUK İNSANIN BOYU HİZASINDADIR
Önce evlendigimizde hayatin daha iyi olacagina inandiririz kendimizi.
Evlendikten sonra, bir cocugumuz dogduktan hatta ardindan bir tane daha olduktan sonra hayatin
daha iyi olacagina inandiririz kendimizi.Sonra cocuklar yeterince büyük olmadiklari icin kizar,
onlar büyüyünce daha mutlu olacagimiza inaniriz. Bundan sonra, ergenlik donemlerinde cocuklarla
ugrasmamiz gerektigi icin ofkeleniriz. Kendimize, cocuklarimiz bu donemden cikinca
daha mutlu olacagimizi, yeni bir araba alinca, guzel bir tatile cikinca, emekli olunca,
yasantimizin dort dortluk olacagini soyleriz.Gercek ise su andan daha iyi bir zaman olmadigidir.
Eger simdi degil ise ne zaman?…Hayatiniz her zaman mucadelelerle dolu olacaktir.
En iyisi bunu kabul edip her ne olursa olsun mutlu olmaya karar vermektir.
En sevdigim sozlerden biri Alfred D. Souza’ ya aittir.
Der ki; “Uzun zamandan beridir hayatin -gercek hayatin-
baslamak uzere oldugu izlenimine kapilmistim.
Fakat her zaman yolumun uzerinde bir engel,
oncelikle erisilmesi gereken birsey, bitmemis bir is,
hizmet edilecek zaman, odenecek bir borc oldu.
Sonra hayat baslayacakti.
Sonunda anladim ki bu engeller benim hayatimdi.
“Bu gorus acisi, mutluluga giden bir yol olmadigini gosterdi.
Mutluluk yoldur, oyleyse sahip oldugunuz her anin kiymetini bilin ve mutlulugu, vaktinizi harcayacak kadar ozel biriyle paylastiginiz icin, ona daha fazla deger verin. Unutmayin, zaman hic kimse icin beklemez.
Oyleyse; Okulu bitirene kadar, 100 milyar kazanana kadar,
Cocuklariniz olana kadar, Cocuklariniz evden ayrilana kadar,
Ise baslayana kadar, Evlenene kadar, Cuma gecesine kadar,
Pazar sabahina kadar, Yeni bir araba, ya da ev alana kadar,
Borclari odeyene kadar, Ilkbahara kadar, Yaza kadar,
Sonbahara kadar, Kisa kadar,
Maas gunune kadar,
Sarkiniz soylenene kadar, Emekli olana kadar,
Olene kadar…..
MUTLU OLMAK ICIN ICINDE BULUNDUGUNUZ ‘AN’ DAN DAHA IYI BIR ZAMAN OLDUGUNA KARAR VERMEK ICIN
BEKLEMEKTEN VAZGECIN.MUTLULUK BIR VARIS DEGIL, BIR YOLCULUKTUR. “PEK COKLARI MUTLULUGU
INSANDAN DAHA YUKSEKTE ARARLAR, BAZILARI DA DAHA ALCAKTA.
OYSA MUTLULUK INSANIN BOYU HIZASINDADIR.
“Unutmayin “YARIN KIMSEYE VAAD EDILMEMISTIR”
Murathan MUNGAN…
14 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 4 months
Text
Tumblr media
YALNIZLIK GÜZELLEMELERİ (YG1)
Sonra….
Sonrası olmadı hiç.
Yalnızlığımın en sade biçimini yaşıyordum içimde. Sessizliğin en kesif hali, beyin çeperlerimi kazırcasına garip bir uğultu yayıyor, bunu ancak ben duyuyordum.
Dışarıdan ete ve kemiğe bürünmüş tüm hisler, korku dolu gözlerle kaçıyordu benden.
Korku dolu gözler…. Dehşet verici bir duygu oluşturuyordu içimde. Gerçekten onlar mı benden kaçıyordu, yoksa ben mi onlardan?… bilmiyordum. Ancak yazılı olmayan bir anlaşma kurulmuş gibi hiç temas etmiyordu gözlerimiz gözlerimize…
Harfler hiç bir araya gelmiyor, bir kelime bir güneş gibi ufukta doğmaya başladığı anda ufalanıp, yerde bulunan küçük bir su birikintisine yuvalanı veriyordu demir bir bilye misali… İçindeki tüm sıcaklığı orada bırakıyor, hafif bir su buharı çıkarken gözlerim buğulanı veriyordu…
Gökyüzündeki gri renkler, elinde bir fırça tutar gibi tüm hayal bulutlarını aynı renge boyuyor, üzerime düşen yağmur damlalarından olsa gerek, içim dışım sırılsıklam oluyordu.
Sokaktaki tüm bu kalabalığa yüklediğim anlamdan olsa gerek, adına sizler ya hisler koyun yada herkes, garip bir ahenkle ilerliyordu adım adım. Dekorların perde perde değiştiği bir baloda gibi, dans edercesine herkes bir birine dokunmadan performansını sergiliyor, sonra ellerinde tuttukları bıçakları kalplerine saplayarak bir diğerine geçiyorlardı.
Damağımdaki çelik tadı, göğsümün tam orasındaki ılık ıslaklık bana her ne kadar tanıdık gelse de, nedir? nedendir? gibi sorular sormadan hafifçe bir adım daha atıyordum sıranın bana gelmesi için.
Konuşmadan anlaşılan tek yer burası olsa gerek… diye düşündüm birden.
Öyle, aşk, sevgi veya sevgili… değil, sessiz imzalanan akitle, ellerdeki bıçaklarla, duyulmayan bir melodi eşliğinde yapılan ölüm dansı…
Aslında işin anlamsızlığına bakın ki, o kadar bıçak darbesine karşın, kimse ölmüyor, herkes daha büyük bir şehvetle sırasını bekleyip, bıçağın üstündeki önceki kurbanın kanlarını üstüne siliyordu….
Öyle ya, isteyerek çıkılan bu yolda alınan her darbe, kutsal sayılmalıydı… ancak işin aslı hiç de öyle olmuyordu. Yenen her bir darbede, insan bir parçasını bırakıyordu…
Damaklarda kalan ise ekşi bir çelik tadı….
Neyse….
14 notes · View notes
canevlce · 1 year
Text
Ben sana; "Gel beraber mükemmel bir çift olalım, hiç ayrılmayalım, herkes bizi kıskansin." demiyorum ki. Gel diyorum beraber insanlan boşvererek şarkı söyleyelim diyorum. Dört dörtlük söyleyelim de demiyorum ki Bilmediğimiz yerleri sallariz Allah ne verdiyse. Ben sana gel beraber yemek yapalım, mükemmel kekler pişirelim demiyorum ki, Mahvedelim edelim; yemeği de mutfağı da Ama yiyelim yine de biz yaptık diye. Sonra gel harika bir hayatımaz olsun demiyorum ki. Kavga edelim, ayrılalım, Aşkı kuvvetlendiren ayrlıklar değil midir zaten? İşte, olsun. Sıkıcı bir beraberlik olmasin. Kavga da olsun arada. Beraber kitap okuyalım, kültürlü iki çift olalım demiyorum ki ben sana. Gel diyorum, beğendiğimiz kitapları alalım kültürlü olmak mi? Boşver. Zevkimize uygun okuyalım. Sadece beraber okuyalım diyorum. Sonra ben sana numaradan korku filmi İzleyelim böylece sana sarılabileyim, romantik olur demiyorum ki, Gel diyorum, ya komik bir film izleyelim kahkahalarla eğlenelim. Ya da hüzünlü bir filmle göz yaşlarına boğulalım. İçimizden nasıl geliyorsa yani. Sonra ben sana romantik akşam yemekleri yiyelim, sana çiçekler alnıca, öp beni demiyorum ki, Gel diyorum, söyleyelim bir çiğ köfte, yiyelim beraber. Sonra ben sana aç romantik bir müzik dans edelim beraber demiyorum ki, Gel diyorum açalım bir hip-hop kopalim beraber. Sonra ben sana gel sinemaya gidelim, güzel filmler izleyelim, gezelim beraber demiyorum ki salak. Gel diyorum, al formaları maça gidelim, bağıralım avazımız çıktığı kadar. Sonra ben sana karda güzel fotoğraflar çektirelim, kıskandıralım insanları demiyorum ki Gel diyorum al su kar topunu firlatalım beraber milletin kafasına. Sonra diyorum gezelim kaykayla, basketbol maçı yapalım beraber. Ben demiyorum ki sana, Mükemmel bir çift olalim, kusursuz, harika anlaşalım. Ben sana mükemmel bir kadin ol demiyorum ki...Ben diyorum ki sana; gel benimle hayatını yaşa. Kimsen o ol değiştirme kendini, doğal olalım. Ne istiyorsak onu yapalım. Gel diyorum bak, söylüyorum Gel: bagverelim insanları, keyfimize bakalım, mutlu olalım.
Yani kısaca, Sen ol da; ister yâr' ol, ister yara , lütfun da başım üstüne, kahrın da...
51 notes · View notes
tozluveolagan · 6 months
Text
Bir ay sonra nişanım var ve nişan hazırlıkları checklisti yaptım. İzinli günüm çok az, bakalım kaçını yetiştirebileceğiz.
Salonu ortalama 500 kişilik. Sınırsız su ve çay ikramı var. İçecekler kola ve fanta şeklinde. İki çeşit kuru pasta ve yaş pasta servisi mevcut. Canlı müzik ekibi var üç kişilik. Onunda araç süsleme, gelin saçı ve makyajı, dijital fotoğraf ve full video çekimi yapılıyor. Jimmy Jip ekstra ücrete tabii, biz pakete eklemedik. Bu haliyle tüm özellikler dahil salon için 22.000 TL ödedik. Listede biraz daha açık bir şekilde belirttim.
Gelin için nişan elbisesi ✓ (Kaleiçi Yıldızlar Giyim, 4500 TL)
Gelin için ayakkabı ✓ (0 TL çünkü vardı)
Damat için takım elbise ✓ (Sarar, 6500 TL)
Damat için ayakkabı ✓ (Elle Shoes, 4500 TL)
El buketi ✓ (400 TL)
Yaka buketi ✓ (50 TL)
Organizasyon mekanı ✓ (22.000 TL)
Müzik ✓ (3 kişilik orkestra, mekan karşılıyor, 0 TL)
Fotoğrafçı ✓ (Mekan karşılıyor, 0 TL. Sürekli video çekimi mevcut)
Yaş pasta (kesilecek), kuru pasta ikramları, su ve içecek ikramları ✓ (Mekan karşılıyor, 0 TL)
Araba süslemesi ✓ (Mekan karşılıyor, 0 TL)
Kuaför, yüz ve dekolte makyajı ✓ (Mekan karşılıyor, 0 TL. Ama takma tırnak, takma kirpik vs ekstra ücrete dahil)
Giriş müziği seçimi ✓ (Kenan Doğulu, Aşk ile Yap)
Dans müziği seçimi ✓ (Zerrin Özer, Her Şey Seninle Güzel)
Pasta giriş müziği seçimi ✓ (We Found Love, 2cellos)
İlk dans provası ✓ (Dance with Devrim, iyi ki var)
Ankara oyun havaları provası ✓
Antalya oyun havaları provası ✓
Davetiye tasarımı ✓ (0 TL) (Evet, ben tasarladım. Evet, canva'dan. Ve çok tatlı oldu, olduğu gibi bastırmayı düşünüyoruz)
Davetiye baskı ✓ (300 baskı için 700 TL)
Her iki tür hediyelik için de hatıra baskısı ✓ (8 sayfa, 40 TL)
Çikolatalı hediyelikler için 3 renk badem şekeri, tül, mıknatıs ✓ (Badem şekeri 1000 TL her renkten 100 adet, mıknatıs 100 TL, tül kahveli hediyelerden kalan tül olduğu için ekstra para vermedim)
Kahveli hediyelikler için kahve, boş şişe, jüt ip, cipso çiçek, tül ✓ (Şişeler hastaneden 0 TL. Ip ve tül için 100 TL, cipso çiçek 250 TL, kahveler evde vardı 0 TL)
Takı töreni için toplu iğne ve takı kurdelesi alışverişi ✓ (20 TL)
Damat için takı ✓ (aldık bir şeyler)
Gelin için takı ✓ (ayy sanırım onlar da aldılar bir şeyler)
Yüzükler ✓ (Alyanslarımız, 5500 TL)
Yüzükler için dökülmeyen inci ve kırmızı kurdele ✓ (30 TL)
Yüzük tepsisi ✓ (0 TL, istemede getirdikleri çikolata tepsisini yüzük tepsisi olarak kullanacağız)
Makas ✓ (0 TL, kuş şeklinde minik hobi makasım vardı, ucuna kurdele taktım)
Yüzük yükselticiler ✓ (0 TL, bunları komşum vermişti)
TOPLAMDA: Geline ve damada takılacak takılar hariç listede yazdığım her şey 45.690 TL tutuyor. Tüm nişan masrafımız bu kadar tutuyor.
9 notes · View notes
hisboslugu · 5 months
Text
ömrüm, sana karşı boş bulunmakla geçiyor. seni her ziyaretimde, tabancamı emanete bırakıyorum. gözlerin uçaklarla bombalarken bağrımı, kendime affından gayrı sığınak bulamıyorum. beni affetmelisin! bunu yapacağına inanarak başlamalısın işe. biliyorum, yaptığım gaflar boyumu geçti. şimdi elimi her belime attığımda, bana doğrultulan tabancanın aslında benim tabancam olduğunu anlıyorum. elimi her beline attığımda, bir müzik kutusu infilak ediyor gibi başlayan bir şarkı.. yok hayır, seninle dans etmek için değil bütün bu arbede, tüm bu devranın efsunlu çarkı! seni dansa kaldırmam için bir çocuğu hıçkırık tutsa, kâfi! dünyanın bütün bahaneleri bir araya gelse, yaşadıklarımızı berkitemez. birimiz neden bahsettiğimizi unutmalı! neden bahsettiğimizin ne önemi var? hem neden bahsedebiliriz ki biz? bahsettiklerimizin ne kadar ötesine geçebiliriz? mesele şu; biz bir şeyden bahsederken, bir şeyden bahsettiğimizin her daim farkındayız! susup, sadece birbirimize baksak? ve bu sıra gözlerimiz dahi konuşmasa… sanki o vakit, gerçek bir suskunluk koyabiliriz aramıza. başımıza ne geldiyse, hep konuştuklarımızdan! tabi bir de anladıklarımız var. oysa ne varsa, konuşamadıklarımızda. ne varsa, işte o anlamadıklarımız var ya, hepsi onlar! oraya gitmenin bir yolunu bulmalıyız. konuşmadan ve anlamadan, insan neyin farkında olabilir ki? ey senin farkında olmamla başlayan maceram, bana borç ver biraz. ey sırrın bir işe yaramadığı açıklık. ey sen ve ey sen olmayan ve ey sen olmakla olmamak arasında salınan! bütün yazmadıklarım beni bulsun, böylece yazmayabilirim. sana dönünce lunaparkta bir çocuğun ölümünü seyreder gibiyim azizem. ben artık biraz uyumalıyım. biraz kiraz yemeliyim ve ey su içmek, beni boşver! ölmek gibi sevmek… asıl bu eksik aramızda.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
19 notes · View notes
etaali · 1 day
Text
Tumblr media
Hizbullah'ın ve Yemen'in yaptığını biz genelde Gazze'ye destek, yardımlaşma ya da dayanışma olarak isimlendiriyoruz ama gerçekte yaptıklarını "îsâr" kavramıyla ifade etmek gerekir.
Bu kavram “kendisi ihtiyaç içinde bulunsa bile sahip olduğu imkânları başkalarının ihtiyacını karşılamak üzere kullanması, başkasının yararı için fedakârlıkta bulunması” anlamına geliyor.
Bu kardeşliğin en ileri safhası, erdemlerin en yücesidir.
Filistin İslami Cihad Hareketi Siyasi Büro üyesi İhsan Ataya, Yemen'in yaptığı fedakarlığı açıklarken buna işaret etmişti. Demişti ki, Yemen kendisi savaştayken Babu'l Mendeb boğazını tutmadı, o zaman gemilere müdahale etmedi ama bunu Filistin için yaptı. Yemen, Filistin'e desteğinden dolayı 400'den fazla kez ABD ve İngiltere koalisyonu tarafından bombalandı.
Lübnan halkının gösterdiği dayanışma da bunun bir örneğidir. Lübnan belki de tarihinin en zor dönemini yaşıyor. 2019'dan beri adeta iflas etmiş bir ülke, ekonomik açıdan bitmiş bir ülke. Lübnan'a gidenler, marketlerde temel ihtiyaç maddelerini bulmakta bile zorlandıklarını ifade ediyor. Elektrik ve su bile kısıtlı veriliyor. Buna rağmen, Salı ve Çarşamba günkü saldırılarda "Hepimizi öldürseniz de Gazze'yi terk etmeyeceğiz!" dediler. Terk etmediler de...
Şimdi şunu sormalıyız: Niye bunlar dile getirilmiyor? Filistinli direniş liderleri Yemen'in ve Hizbullah'ın fedakarlıklarını takdirle anarken neden buralarda bunlar zikredilmiyor?
Sebebi çok açık: Çünkü İsrail'in varlığını devam ettirebilmesi için bizim birbirimize güvenmememiz gerekir. Birbirimize hep şüpheyle bakmamız gerekir. Nerede "şaibeli" ve "tartışmalı" konular var onların gündeme getirilmesi gerekir. Öyle olmalı ki, birlik olmayı aklımızdan bile geçirmeyelim. Geçirmeyelim ki, işgal sürsün, katliamlar sürsün, cinayetler ve sömürü sürsün.
Aşağıdaki fotoğrafa bakın ve lütfen tarihlere dikkat edin. İsrail zorda kaldığı ilk anda İsrail'in yanına nasıl da koştular. Ve hepsi şu mesajı verdi: Bütün kalbimizle İsrail'in yanındayız ve bütün gücümüzle İsrail'i destekleyeceğiz!
Peki, gerçekten birbirlerini çok mu seviyorlar? Daha geçtiğimiz sene Biden Netenyahu'yu yıkmaya çalışmakla suçlanıyordu. Birlikteler çünkü düşmanları konusunda netler.
Onlar bunu yaparken, bizim önümüze mezhep, kavmiyet konuları konuluyor. Eski meseleler tekrar tekrar pişirilip önümüze getiriliyor.
Halbuki inancımız da çıkarlarımız da birlik olmamızı gerektirirken soruyorum: Biz mi ümmet gibi davranıyoruz onlar mı ümmet gibi davranıyor?
3 notes · View notes