#kaldım öyle
Explore tagged Tumblr posts
uzgunumkomikolamiyorum · 8 months ago
Text
Tumblr media
Başlığı attım ve öyle kaldım o kadar mahvettiki bu beni
3 notes · View notes
tumemanquest · 3 months ago
Text
Sana sevgimi nasıl anlatabilirim bilmiyorum sevgilim. Yıllardır tanıyormuşum gibi hissediyorum seni, yıllardır seviyormuş gibi, yıllarım ve geleceğimmişsin gibi seviyorum. Yaptığım ve yapacağım her şeysin sen. Bir ateş üstünde dans ederim seninle yanmadan, yıldızlara ulaşmaya çalışırım senin için usanmadan, kör olsam yüzünü bir kez görmek için şeytana satarım kendimi. Ben olsam bir günahkâr ve sen meleklerin en güzeli, senin için seytanı da satarım. Gerekirse dünyayı, yetmezse kendimi yakarım güzelliğin için. Ben ki ölürüm kıskançlıktan, sana bir el değsin. Ama korkarım sana zarar versin, benim ahlaksız duygularım. Kendimden bile saklarım seni, sevgim sana zarar vermesin. Ah sevgilim, ben bilmiyorum nasıl anlatacağım aşkımı, ama sana söz: iliklerine kadar hisseceksin aşkımı.
9 notes · View notes
cayiseviyorum · 1 year ago
Text
tutsana bir yerden
mesela acıyan ellerimden başla
2 notes · View notes
mel-inoe · 7 months ago
Text
ya ben bu kadar dağılmış halimi nasıl toplayacağımı harbiden bilmiyorum
1 note · View note
yurekferahligi · 3 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Kasım 2024
kızımız oluyor. 🌸💖
ayın ortasında doktor kontrolümüz vardı geçen ay da kız diye tahmin etmişti bu ay netleştirdi doktorumuz. doktorun kapısının oraya gittiğimde tek yaptığım sağlıklı olması için dua etmekti. uzandım ve aniden renkli bir görselle bebişimizin yüzünü gördük o kadar beklemiyorduk ki eşimle şok olduk birazcık daha dursaydım öyle, ağlardım çok duygulandım. bu ay çok büyülü bir şey oldu, artık hareketlerini hissediyorum. bazen kahvaltıdan sonra hiçbir şey yapmayıp uzanıp izliyorum. pıtır pıtır bir şeyler :) gece Fatih de şahit oluyor gerçekten öyle büyülü öyle güzel bir şey ki. kayınvalidem geldi bebek için alışverişe çıktık birkaç eksiğini aldık bu sürede. insan istiyor ki her şeyin en iyisi en güzeli olsun. elimizden geldiğince ki beni bilen bilir her şeyi 500 kere araştırıp öyle alırım. evlenirken alıp da şu an kullanmadığım hiçbir şey yok mesela. yavaş yavaş eksiklerini de tamamlıyoruz. bununla ilgili bir video görmüştüm maddi şeylerde çok düşünüp araştırıyoruz manevi konularda da eksik bırakmak hiç istemem. ablamlarla hatime başladık, ben de evde ayrı kuranı kerim okuyorum, bol bol da dinliyoruz. hamilelikten önce de evde açıp çok dinlerdim eve çok iyi geldiğini düşünüyorum. elimden geldiğince yapıyorum şifa olsun kolaylık olsun inşallah. rabbim isteyen herkese kolaylıkla sağlıkla nasip etsin. kan değerlerim birkaç ay önce öyle güzeldi ki şimdi yerlerde takviye almama ve çok iyi beslenmeme rağmen bebiş tüm şeyi silip süpürüyor derlerdi de inanmazdım öyleymiş 2 gün sonra 20 haftalık oluyor :') kendimi iyi hissediyorum çok şükür Allah’a, sadece halledemediğim bir konu var uyku bayılıyorum uyumaya bu konuda da kendimi sıkmamaya karar verdim. veee kilo alıyorumm.
bu ay misafir konusunda bereketli bir aydı, eski iş arkadaşlarım geldi, kayınvalidem kaldı birkaç gün, görümcemler ablamlar annemler. misafiri seviyorum Allah eksikliğini göstermesin. semantin’le görüştük evime 7 dk olan avmde ani bir buluşmayla, ani buluşmalar beni çok iyi hissettiriyor ve her zamanki gibi çok iyi geldi. eşimle sakarya’da dolaştık bir gün özlemişiz, bir kahve içtim ve ondan sonra içtiğim tüm kahvelerde onu aradım o kadar güzeldi ki. en kısa zamanda tekrarlarız inşallah.
bu ay hoş olmayan şeyler de yaşayıp sınır koymak durumunda kaldım. bazen o kadar iyi niyetli olduğumu düşünüyorum ki ben mesela diyemem öyle şeyler ama bana dendi bu yüzden artık ufak da olsa bir sınırım var. eşimin bu konuda beni desteklemesi desteği de geçtim her şeyi onun da farkında olması beni çok mutlu ediyor sanırım ondan güç alıyorum. bu arada ben eşime insanlar konusunda şikayetlenmem 6 aydır falan hiç ağzımı açmadığım konular var ama bu ay bir şey tak dedi ve eşimle paylaşmak durumunda kaldım sağolsun desteğini de hissettim. öyle olunca mutlu oldum. daha da fazla bir şey demedim hayatıma devam ettim.
annemin kuzeni bizim teyze diyerek büyüdüğümüz şükran teyze, kızının düğününe 10 gün kala vefat etti. Allah rahmetiyle muamele etsin. uzun bir süredir kanser tedavisi oluyordu, onun kaybı kalbimde çok acı bir şey bıraktı. evlenmeden önce hediye ettiği battaniyeyi kullanıyoruz hep ruhuna okuyarak.
tüm bu anlar içinde şükretmediğim bir an yok. rabbim şükrümüzü arttırsın.
100 notes · View notes
hataysekshikayelerisblog · 11 months ago
Text
Otobüste Elime Verdi! (Meltem 24 Y., Adana)
Herkese selamlar, ben Meltem, 24 yaşındayım. Güzel olduğumu düşünüyorum. Adana'da yaşıyorum ve 3 yıldır evliyim. 2 yaşında kız çocuğum var. Kocamı çok seviyorum, ama azgınlığımı durduramadığım için onu aldatmak zorunda kaldım. Bankacıyım ve 2 ayda bir eğitim için İstanbul'a gitmem gerekiyor. Yine eğitim için İstanbul'a gidecektim, ama uygun uçak bileti bulamamıştım, o yüzden otobüsle gitmeye karar verdim. İnternetten bilet aldım ve kocam beni otogara bıraktı.
Otobüse koltuğuma oturmak için bindim, ama yan koltuğumda bir erkeğin oturduğunu gördüm. Hemen inip bilet ofisine, "Ben bayan yanı almıştım, ama yanımda bir erkek oturuyor!" diye şikayetçi oldum. Onlar da, "Kusura bakmayın çok yoğunluk var, bütün seferler dolu, beyfendinin de acelesi varmış!" deyince artık yapacak birşey yoktu, adamı otobüsten indirtmem yanlış olurdu. Hem zaten ben bu tarz şeylere de karşıyım. Ama aylardan Temmuz ve Adana yanıyordu, ben de altıma kısacık şort giymişim ve tanımadığım bir erkeğin yanında 12 saat öyle yolculuk yapacaktım.
Neyse, bindim otobüse. Selamlaştık. Bana, "Kusura bakmayın rahatsız ettim sizi. Üniversite öğrencisiyim, ailemi ziyarete geldim, sınavlara yetişmek için sağolsun yardımcı oldular." deyince, bana karşı bu nazik ve hoş tavırları çok hoşuma gitmiş, biraz da olsa rahatlamıştım. İlk bindiğimde fark etmemiştim, ama çok yakışıklıydı. Adana'dan çıkana kadar sohbet ettik. Adı Cem idi ve sohbeti, konuşması beni çok etkilemişti. Kocamla lisedeyken tanışmıştım ve benim ilk erkek arkadaşım olmuştu. Lise sonrası evlenmiştim onunla ve onun dışında daha önce hiç ilişkim olmamıştı. İş yerindeki müşterilerim hariç, ilk defa yabancı bir erkekle bu kadar uzun hoş sohbet ediyordum. Sebebini bilmiyorum ama Cem'e kanım kaynamıştı.
Sohbet esnasında parmağımdaki yüzüğü görünce, "Evli misin?" diye sordu. "Evet!" deyince şaşırdı. Ben, "Ne olduuu? Niye şaşırdınnn?" deyince, "Senin gibi biri nasıl hemen evlenmiş!" dedi. Ben de, "Benim gibi derken?" dedim. "Güzel ve kültürlü biri!" dedi. Ben de, "Niye, aşık olmuş olamaz mıyım?" diye sorunca, aşka inandığını, ama evlenmeye karşı olduğunu, bir imza ile birine bağlanmanın ve ömrünün sonuna kadar onunla olup ona sadık olmayı kabul etmediğini söyledi ve "Herkes istediği kişiyle birlikte olabilir!" dedi. Bu söz beni etkilemişti ve Cem'den anlaşılmaz bir şekilde hoşlanmaya başlamıştım.
Biraz daha sohbet edip, "Yorgunum!" dedim ve uyumak için gözlerimi kapattım. Birkaç saat sonra gözlerimi açtığımda, başımı Cem'in omzunda ve ellerimi de onun kucağında, hatta bir elimin şortunun (Yarağının!) tam üstünde olduğunu fark edip hemen toparlandım. Utancımdan kıpkırmızı olmuştum. Güldü ve "Sorun değil, ben rahatım, uzanabilirsin!" dedi. Ben, "Dalmışım kusura bakma!" deyince, bir elini bacağıma koyup, "Gerçekten sorun yok!" dedi. Gözlerimle eline baktım ve o da hemen çekti elini. Ama bu olay beni biraz azdırmış, Cem'in elinin bacağımda olması çok hoşuma gitmişti. Hatta elini çektiği için resmen üzülmüştüm. İçimden, beni okşadığını, öptüğünü, hatta siktiğini bile hayal ediyordum. Bir yandan da kendi kendime (Kendine gel kızım, evlisin sen, aklından çıkar böyle şeyleri!) diyordum.
Gözlerimi kapattım, uyumaya çalışıyordum, ama sürekli aklım ondaydı, hep beni sikerken canlandırıyordum kafamda. Bir süre sonra azgınlığım mantığımın önüne geçmiş ve isteyerek başımı tekrar onun omzuna koymuştum. O da omzunu iyice yaklaştırmıştı. İkimizden de çıt çıkmıyordu. Ben elimi tekrar onun şortunun üzerine koyunca, kulağıma eğilip, "Rahat ol!" dedi ve saçlarımı okşamaya başladı. Benden ses çıkmayınca da elini tekrar bacağıma atıp okşamaya başladı. Çok zevk alıyordum. Bir eliyle bacağımı yukarı çekti ve ayaklarıma kadar her yerimi okşamaya başladı ve ben de biraz daha sokuldum ona. Elim halen şortunun üzerindeyken yarağının kalktığını hissediyordum. Diğer eliyle elime bastırdı, yarağını şortunun üzerinden elimin içine verdi. Ben biraz elimle oynadıktan sonra kafamı kaldırdım ve sağa sola baktım, acaba gören falan var mı diye. Bana, "Merak etme, herkes uyuyor!" dedi. Ben de tekrar kafamı göğsüne yasladım. Cem bu sefer yarağını şortundan çıkarıp elime verdi. İtiraz etmeden yarağıyla oynamaya devam ettim. O da elini amıma götürmüş okşamaya başlamıştı.
Artık zevk sarhoşu olmuştum. Kafamı kaldırdım ve yüzyüze geldik. Gözlerine arzu dolu bakıyordum. Bana iyice yanaştı ve yanaklarıma, dudaklarıma öpücük kondurmaya başladı. Kulağıma, benim çok güzel olduğumu ve İstanbul'a gider gitmez beni eve atıp tüm gün sikmek istediğini söyledi. Ben ses çıkarmıyor ve öpücüklerin keyfini çıkarıyordum. Bir an önce İstanbul'a varmak ve dediği gibi tüm gün beni sikmesi için sabırsızlanıyordum. Herkes uyanana kadar biz elleşip öpüştük.
Sabah saatlerinde İstanbul'a vardık. Taksiyle hemen evine gittik. Kapıdan girer girmez öpüşmeye başladık. Beni kucağına alıp odasına götürdü. İkimiz de çabucak soyunduk. Yatağa uzanınca heryerimi yalayıp öpmeye başladı. Amımı çılgınca yalıyor, beni deli ediyordu. 69 olduk ve ben de onun sikini ağzıma alıp ona sakso çekmeye başladım. Sonra çekmeceden kondom alıp sikine taktı. Beni altına aldı ve sikini amıma yerleştirip pompalamaya başladı. Beni inlete inlete sikiyor, bana zincirleme orgazm yaşatıyordu. Ben de, "Durma, sik beni aşkım!" diyordum.
Bir süre sonra beni domaltıp amımı sikmeye devam etti. O pozisyonda amımı sikerken parmakları sürekli göt deliğimde geziniyordu. Parmağını götüme sokup, "Aşkım götünü de sikmek istiyorum!" deyince, "Kocam beni oradan hiç sikmedi! Kısmet seninmiş, sik aşkım!" deyip ona onay verdim. Hemen gitti banyodan şampuan getirdi ve iyice götüme yedirdi. Ben kıvranıyor, "Hadi sok artık!" diyordum. Götüm ilk defa sikileceği için hepsini sokana kadar epey bir uğraştı. Önce yavaş, sonra hızlı şekilde götümü sikmeye başlamıştı. İlkin acı çektim, ama sonradan aldığım zevk o acıya değmişti...
Sözde İstanbul'a Cem sınav için, ben de eğitim için gelmiştim, ama sınavdan ve eğitimden artan sürede iki gün boyunca evden çıkmayıp sürekli sikiştik. Artık her eğitim için İstanbul'a gittiğimde sevgilimin yanında kalıyor, ona karılık yapıp dönüyordum. Hatta bazen eğitim yokken bile, kocama, "Yine eğitim var!" diyerek yalan söyleyip İstanbul'a kaçıyor, kendimi Cem'in kollarına bırakıyorum!
196 notes · View notes
poemvolia · 2 months ago
Text
geç kaldım. her zaman olduğu gibi yine bir şeye geç kaldım. kabul edemedim, ellerimle ittim sevgiyi. duvarlarımı günler sonra yıktım. inanamadım, viran. kimseye güvenmeyen kalbim, inanmadı sana. bu da yalan sandım. yanıldım. yaralandım. sen yaraladın. değiştin, viran. o kadar mı geç kaldım sana? sevgin bitmiş, duyguların ölmüş bana. benim yıktığım duvarları bu kez de sen örmüşsün. yetişemedim. yazdım. kalbin ısınır belki diye uzun uzun anlattım. beni anlardın, hislerimi de anlarsın dedim. anlamadın mı? çok bekledim, çabaladım ama kalbin soğumuş. kış olmuşsun, viran. hani üşüyeni bilemez ya rüzgar, görmez bile. öyle görmedin sen de. belki de görmek istemedin. ben de seni değil, belki de beklemeyi sevdim. kendimi bununla avuttum.
89 notes · View notes
selcandy · 2 months ago
Text
Yine cahil kudurtucam ama fkjkf
Dil bilgisi kurallarının büyük bir çoğunluğu okuyarak öğrenilir. Aslında “öğrenmek” bile bana yanlış bir kelime tercihi gibi geliyor; öğrenmekten ziyade “otomatiğe alınır.” Sen okursun okursun, maruz kaldığın dilin bilgisi senin belleğine kendiliğinden, sen farkında olmadan yerleşir. Bunu bir edebiyatçı, bir çevirmen, daha da önemlisi 5 yaşındaki bebelere İngilizce gramer öğretmiş, öğretebilmiş bir insan olarak söylüyorum.
Kendi üzerimden çok net bir örnek vereyim; mesela Türkçede bağlaçlardan önce veya sonra virgül kullanmayız. Hususi olarak “ve” bağlacını ele alalım: İngilizcede “ve”den, hatta “ama”dan önce virgül çok sık kullanılıyor. Tamamen okuma üzerine kurulu bir bölümde öğrenim görünce, kaynak dilin kurallarına maruz kalma hali de aşırı yoğun oluyor. Ben de Türkçede olmayan bu kurala aşırı maruz kaldım. “Ve” bağlacından (hatta “ama” bağlacından da) önce virgül koyma eğilimi bana öyle bir yapıştı ki senelerce kurtulamadım. Burada da beni uyaranlarınız oldu, çalıştığım çeviri bürolarından da ikazlar aldım ama bu “maruz kalarak edinilen dil bilgisi” öyle içselleşiyor ki kolay kolay arınamıyorsun. Bisiklet sürmek gibi, içgüdüsel. Bir insan hangi “de”yi ayıracağını, hangi “-ki”yi bitişik yazacağını biliyorsa o kurala uymadan yazmayı başaramaz. Bu kuralı hayatına entegre edenler kendi üzerlerinden düşünsünler, bu kurala uymamayı artık başaramazsınız, haksız mıyım?
Ben tam da bu yüzden henüz “de” bağlacıyla “-de” eki arasıdaki farkı bilmeyen, önüne gelen bütün “ki”leri ayıran insanların ifade ettiklerini, verdiği kaynakları, fikirlerini yeterince ciddiye alamıyorum. “Dil bilgisini otomatiğe alacak kadar okumamış” kanısına vardığımdan, “bana yolladığı kaynağı da okumamıştır ki bu” fikri doğuyor otomatikman, örneğin. Buna ön yargı diyebilirsiniz. Buna istediğinizi diyebilirsiniz ama okumayı akranlarından önce söken bebek yaştaki çocuklar bile okula başlama tarihinden evvel otomatiğe alıyor bu tip kuralları, beni anlıyor musunuz? Hepi topu yirmi Cin Ali kitabı okumuş olsun bir birinci sınıf öğrencisi; o bile hangi -de bitişik yazılır biliyor. Yavruların Cin Ali’den edindiğini 30 yaşında hala edinememiş bireyleri dikkate almakta zorlanıyorum. “Dikkate almıyorum” demiyorum, almak için kendimi zorluyorum. Eminim aynı şeyi bir sürü insan da yaşıyor, ne ifade etmeye çalıştığımı da onlar anlıyor.
Beni çok güldüren bir savunma biçimi var; “ben aslında biliyorum ama bloguma yazarken veya mesajlaşırken dikkat etme gereği duymuyorum.” Bu öyle bir şey değil, tam da bilmediğiniz için bu kadar rahat sallıyorsunuz hatta. Biz bu kurallara “özellikle dikkat etmiyoruz”, otomatiğe alıyoruz. O bilgiyi hafızan emdikten sonra aslında bitiştirmen gereken bir “-ki”yi gidip ayrı yazabilmek özel çaba ister asıl. Otomatiğe alınca “dikkat etme gereği” diye bir şey kalmıyor ki duyasın veya duymayasın. Maval okumanıza hiç gerek yok.
Birkaç ay önce “ne okuduğunuzun bir önemi yokmuş, bir şeyler okumamız yetiyormuş” içerikli (alzheimer konulu) bir gönderi atmıştım ya, aynı şeyi buraya da uyarlayabiliriz. Kimimiz gazete okumayı severiz, bazımız bilimsel makale, bazımız roman, bazımız şiir. Ne okuduğu önem teşkil etmeksizin okuyanlarımızın bende bıraktığı o çok net intiba, okumayanlarınkinden çok daha olumlu. Eminim bunun sosyolojik / psikolojik bir açıklaması da vardır, arasam bulurum. Berbat bir gramerle benimle tartışmaya giren insan, kulaktan dolma, sağdan soldan işittiği şeylerle üzerime geliyormuş gibi hissediyorum. Eşitsizlik gibi geliyor, adaletsizlik gibi geliyor, işte onlarla iletişim kurmayı hiç ama hiç sevmiyorum.
Dost acı söyleeeer ama Selcan dostunuz değildir, o nedenle beni önemsemeyip yolunuza sıçmık intibanızla devam edebilirsiniz kjrhurdwk
55 notes · View notes
hisboslugu · 8 months ago
Text
kenara atılmış, ihtiyaç bulunduğunda ulaşılmak istenen bir çocuktum ben. hep de öyle kaldım, öyle de kalacağım.
126 notes · View notes
uzgunumkomikolamiyorum · 2 months ago
Text
As önce Martix haritamda üni yıllarımda aşk görünmediğini öğrendim... Her hayalim teker teker olmamaya devam ediyorıe. Sanki ben bir şey istersem o kesinlike olmayacak gibi . Resmen evren beni cezalandırıyor gibi.
12 notes · View notes
tumemanquest · 8 months ago
Text
Sen benim hiçbir zaman sahip olamayacağım her şeyimsin.
9 notes · View notes
ruhumbipolar · 7 months ago
Text
çocukken çok arkadaş canlısıydım annem elimden tutar parka götürürdü hemen arkadaş bulurdum kendime ama hep bir gözüm annemde olurdu ya yine giderse diye burda tek kalırsam diye öyle çok güvenirdim ki insanlara kötülük nedir bilmezdim ben saftım ufacık bedenimde taşıdığım yüklerden bu lanetten habersiz öyle cana yakın sevgi doluydum sonra karardı her bir yanım içim sağım solum yalnızlaştım iyice ezildim hissizleştim olabildiğince alıştım kahırla yaşamaya kanmaya her seferinde bir diğerinden daha ucuz bir yalana, buz gibi bir adama dönüştüm iyice hâyalden ibaret olduğunu öğrendim sevilmenin mutlu olmanın. bir sokak lambasının gölgesinde bile görünmez oldum, beni bilen tanıyan gören ve duyan kimsenin olmadığı bir dünya da sıkışıp kaldım, uzun zamandır kendimden habersizim nasılım iyi miyim neredeyim.
#b
87 notes · View notes
meteokcu · 5 months ago
Text
BURSA'DA ZAMAN - 2
Bu ilk seferin ardından sürekli Meltem Ablayı düşünüyordum. Bir daha ne zaman görüşecektik acaba? Çok uzatmadan mesaj attı "Yarın sabahtan gel. Çocuklar okul pikniğine, annem de güne gidecek".
Sabahtan okulu asıp soluğu onun evinde aldım. Çok arzuluyordum onu. Bu sefer vaktimiz vardı geniş geniş sevişebilirdik. Salonda kanepede dizlerine yattım. Saçlarımı okşarken ben de parmaklarına öpücükler konduruyordum. Elini göğsüme attı, kravatımı çözüp okul gömleğimin düğmelerini açtı. Yavaş yavaş göğsümü ve göğüs kıllarımı okşadı.
"İlk kez senin kadar genç bir sevgilim oluyor" dedi. "Çok garip, bazen erkek bazen çocuk gibi görünüyorsun" Kanepede yeniden oturur pozisyona geçip elini bacak arama, hafiften sertleşmeye başlayan sikimin üstüne koydum.
"Bak şimdi gayet erkek gibi görünüyorsun" deyince ikimiz de güldük. Tişörtünü sıyırıp göğüslerine yumuldum hemen. Aslında haklıydı. Toy hallerim bazen çocuksu görünmeme sebep oluyordu ama beni azdırınca tek düşüncesi onu altına alıp sikmek olan bir erkek çıkıyordu içimden. Meltem Abla da gözüme bazen annem, bazen sevgilim gibi görünüyordu. Dizlerine yatmak, göğüslerinde uyumak da istiyordum altımda saatlerce bağırta bağırta sikmek de.
Okul gömleğimi ve pantolonumu çıkarıp onu da soydum. Şimdi kanepede altıma almış, yüzünü boynunu göğüslerini öperken sikimi bacak arasına sürtüyordum. Meltem Abla azmaya başlayınca gözü dünyayı görmüyor sadece o anki zevkine odaklanıyordu; yine öyle oldu. Eliyle göğsünü ağzıma verip diğer eliyle de başımı bastırıyordu.
"Yala göğüslerimi, ısır!" dedi kendinden geçmiş bir şekilde. Daha da sert emmeye, yalamaya, ısırmaya başladım. Elimi aşağı götürüp sikimi amına denk getirmeye çalıştım ama doğru deliği bulamadığımı anlayınca o hemen elini attı ve sikimi amının dudaklarına dayadı. Tam olmasa da ıslanmaya başlamıştı. Sikimi yavaş yavaş sokmaya başladım. Yarrağım isminin hakkını veriyor daha tam ıslanıp açılmamış amını yara yara yolunu buluyordu. Biraz zorlayınca "Ihhhh" sesiyle kafası arkaya düştü. Daha da soktum, santim santim içine girip git gele başlayınca amının suyu deliğin her yerine yayıldı da biraz rahatladı. Çok büyük bir kadın değildi ama altımda sikilirken iyice küçücük kalıyordu. Her yerini öpüp hızlanmaya başladım. Sert sert vuruyordum şimdi amına. Yine o kadın kokusu kapladı odayı. Dünyanın en mahrem kokusu bir kadının sikilirken aldığı zevke eşlik eden am suyu kokusu gibi geldi o an bana.
Sikimi çıkarıp köküne kadar hızla sokarken çığlık atmaya başladı. Çığlıklar önce Ohhlamaya ardından da derin bir boşalmaya döndü. Son bir kez köküne kadar sokunca amı hafifçe bollaştı ve ıslandı. Ben de son darbelerimi vururken artık am suyu göletindeydim. Am sularına karışacak şekilde boşaldım içine. Sanki tek bir anda gün, saat, mevsim karışmış kendimi zamansız bir mekanda bulmuş gibiydim boşalırken. Üstüne yığılıp kaldım. Az sonra kendine gelince "Nefes alamıyorum koca oğlan" deyip yana itti beni. Sonra göğsüme başını koyup yattı bir süre. Erkekliğin ne demek olduğunu madde madde öğreniyordum sanki: Kadınını sekse doyuracaksın, onu güvenli bir şekilde göğsünde yatıracaksın. Bu arada gözüm salonun penceresine vuran su damlalarına takıldı. Yağmur başlamıştı.
Kendimize gelince konuşmaya başladık. Serhat Abi giderken aramızda ortaya çıkan çekim tesadüf değilmiş, Serhat Abi "Ben yokken Mete sana iyi bakar" demiş.
"Peki İsmail Abiyle aran nasıl?" dedim,
"Yok bi aramız, ilk evlendiğimde arada benimle yatardı ama çocuklardan sonra ayda yılda bire düştü" dedi. Yatakları da ayırmışlar uyuyamıyorum bahanesiyle.
"Sen nasılsın peki?" dedi "annenle babanın kaybından sonra?" Yaramı böyle birden kurcalamasını beklemiyordum.
"Bilmiyorum" dedim "sanırım seninle olmaya başladıktan sonra daha iyiyim. Daha doğrusu Serhat Abiyle seni kamelyada sevişirken gördüğümden beri." İrkildi, şok olma sırası ondaydı ama bir yandan da her konuyu böyle açık bir şekilde konuşabiliyor olmak rahatlatıyordu beni.
"Serhat yattığımızı bildiğini söyledi ama bizi gördüğünü bilmiyordum." Bir değil hem de iki kez onları gördüğümü hatta izlediğimi anlattım. Onları sevişirken görünce nasıl tahrik olduğumu, Serhat Abinin yerinde olmayı çok arzuladığımı... O da Serhat Abiyle nasıl başladıklarını anlattı, bir sene önce başlamışlar sevişmeye. Serhat Abinin başka kız arkadaşları da oluyormuş, teyzem ve eniştemin gözünde sevişmelerini gizlemek için dert etmiyormuş başka kadınları. Kendisinin Serhat Abiden önce bir kaç kaçamak ilişkisi olmuş ama sonrasında olmamış, ben ilkmişim. Şimdi yalan söylüyor gibi geliyor ama o zamanlar her dediğine inanıyordum.
Kalkıp duşa gitti. Onu beklerken düşünmeye başladım: Benimle zevk aldığı için mi sevişiyordu yoksa o da bana acıyor muydu? Yaşadığım felaket sonrası herkes bana o kadar iyi davranıyordu ki, bu etrafımı saran iyilik hâlesi normale dönmemi de engelliyordu.
Duştan çıkınca "hadi sen de duş al koca oğlan, ter içinde kaldın" deyip beni de duşa yolladı. Duş alıp çamaşır makinasının üstündeki havluya sarınıp salona döndüm. Gözü havludaydı.
"İsmail'in havlusu o, yenisini verseydim keşke" dedi. Bir erkeğin evinde karısını sikip havlusunu kullanmak o yaşta da tahrik edici geliyordu bana. Hele ki bu adamın hamamda bana ellemeye çalışan bir adam olduğunu düşününce "öyle değil böyle yapılır o iş" diye düşünüp yeniden tahrik olmaya başladım.
"Çıkarayım istersen" deyip havlunun önünü açtım, sikim yeniden sertleşmeye başlamıştı.
"Çıkar tabii aşkım" deyip önünde sallanan aletimi eline aldı, dudağına götürüp önce altını sonra taşaklarımı yalamaya başladı. Otuzbir çekmek gibi değildi, çok garip bir zevk alıyordum. Sikim kalkınca hemen başının gövdesine birleştiği yerin altını yalamaya başladı. En zevk veren kısmın burası olduğunu o an anladım. Dil darbeleri sonunda boşalacağımı hissedince hemen geri çekti kendini.
"Dur bakalım beni sikmeden boşalmak yok" dedi ve açık kanepenin üstüne domaldı "hadi sen de beni yala" dedi. Eğilip kalçalarını ayırdım ve yalamaya başladım. Çıkardığı seslerden neresini nasıl yalamam gerektiğini anlamaya çalışıyordum. Tükürüklerime karışan am suyunun kokusu yine başımı döndürmeye başladı. Amından klitorisine geçince Ohhlamaları arttı. En zevk aldığı yer klitorisiydi. Dudaklarım arasına sıkıştırıp dil darbeleri atmayı ilk orada öğrendim, çok tahrik olmuştu bundan.
"Yeter! Sik hadi!" dedi. Ayağa kalkıp ıslanmış amına dayadım sikimi. Önce başını sonra beklemeden köküne kadar soktum. Tutunmak için omuzlarına koydum ellerimi, öne kaçmaya çalışınca omuzlarından tutup kaçmasını engelledim. Derin bir "Ohh" sesi çıktı Meltem Abladan. Geri çekip git gele başladım. Her dayandığımda köküne kadar sokuyordum, Meltem Abla hem iyice ıslanmaya hem de daha yüksek sesle bağırmaya başladı. Ona zevk verdikçe ben de zevke geliyordum. Hızlanmaya başladım. Geri çekip sertçe sokunca çığlıkları artıyordu.
Nefes nefese kaldık. O da boşalmaya yaklaşıyordu ama aldığımız zevki arttırmaya çalışıyordu. "Dur" dedi. İçinden çıkarıp beni sırt üstü yatağa yatırdı. Üstüme çıkıp kolayca içine aldı sikimi ve hızla üzerimde yaylanırken az önceki noktaya geldi hemen. Elini bacak arasına atıp klitorisiyle oynamaya başladı. Hem sikimi en derinine kadar alıp hem de kendini okşuyordu. Artık benim de dayanacak halim kalmamıştı tam boşalmaya başlayınca o da hemen kendini ayarladı ve benimle beraber boşalmaya başladı. İçine tazyikli bir şekilde döllerimi fışkırttım.
Yorgun argın üstüme yığıldı. Yine sırılsıklam olmuştu her yerimiz. Dışarıda yağmur şiddetini arttırmış camları dövmeye başlamıştı. Yavaşça yana inip yine arkasını döndü, arkadan sarıldım Meltem Ablaya. Uyuklamaya başladık.
Ne kadar uyuduk bilmiyorum ama az sonra zilin sesini duyunca hemen fırladık yattığımız yerden. Camdan aşağı bakınca çocukların geldiğini anladı, "çabuk giyin çık" dedi. Apış aram yapış yapış donumu pantolonumu üniformamı giyip hemen dışarı attım kendimi. Merdivenlerden inerken çocuklarla karşılaştım.
"Okula mı gidiyon Mete Abi?" dedi Selin utangaç utangaç gülümseyerek. İlerleyen yıllarda yaşayacaklarımızdan henüz ne onun haberi vardı ne de benim.
"Evet, bugün ilk dersler boştu o yüzden geç gidiyorum" dedim o an ilk aklıma gelen sözler olduğu için.
"Biz de pikniğe gittik ama yağmur hızlanınca öğretmen erkenden eve yolladı, yoksa akşama kadar top oynayıp ip atlayacaktık" derken Berkay "hadi çabuk, çok ıslandık zaten" deyip sinirli sinirli çekiştirdi kardeşini. Ben de yavaşça apartman kapısından süzülüp kendimi sokağa attım.
Neyse, ucuz atlatmıştık yine. Kendimi sevişmenin hazzına öyle kaptırmıştım ki ne çocuklara ne kocasına yakalanabileceğimiz aklımın ucundan geçmiyordu. Biraz da şok olmuştum apar topar evden kaçmak zorunda kalınca.
Sokağa çıkınca yapış yapış halim rahatsız etti beni. Eve gitmeme daha 2 saat vardı. Hava da sokaklarda dolaşmaya uygun değildi. 'Kaplıcaya gideyim' dedim içimden. Yıkanmaya ve şu yapış yapış halimden kurtulmaya gidiyordum aklımca ama bilinçaltım belli ki İsmail Abiyle ilk karşılaşmamın rövanşını planlıyordu.
Kaplıcaya girip soyunup peştamali sarındım, bu saatte bir kaç kişi vardı sadece. İçerisi sıcaktı ama buhara gömmemişlerdi kaplıcayı. İsmail Abi beni görünce "Ooo Mete hoşgeldin, gel kese yapayım sana" dedi.
"Marka almadım abi, yıkanıp çıkacağım" deyince "siktir et markayı, benden olsun, geç" dedi. Geçen sefer Serhat Abinin yaptığı gibi peştamalı çözüp bacak aramı örtecek şekilde sikimin üstüne koyup oturdum mermer sekiye.
"Hayırdır bu saatte? Gece kamyonu devirdin de evde sular mı kesikti?" dedi gülerek. O sırada küçük kese mahallinde sikimden yükselen döl ve am suyu kokusu duyulmaya başladı.
"Bu koku ne lan? Biz alışmışız taşak kokusuna, am kokuyor burası sanki?" dedi. Bu sefer ben güldüm "okuldan kaçıp hatunla buluştum abi, ev ahalisi erkenden gelince de yıkanamadan kaçmak zorunda kaldım, ondan geldim hamama" dedim. Gözleri açıldı fal taşı gibi.
"Helal genç!" dedi. "Hakkını vermişsin hatunun belli ki!"
"Verdik abi, endişelenme sen!" dedim.
"Dur yıkayayım seni sonra da gusül abdesti alırsın" deyip su dökmeye başladı üstüme. Bu sefer beni yıkarken tavırları değişmişti, genç oğlan çocuğu değil olgun erkek yıkar gibi yıkadı. Geçen gün sikmeye kalkıştığı oğlan gitmiş bugün karısını saatlerce siken erkek gelmişti karşısına ama bilmiyordu tabii bu am kokusunun karısının amından geldiğini. Sikimi taşaklarımı iyice sabunladı "sen arkanı yıkarsın içeride" dedi elini götüme atmaya cesaret edemediğini belli edip. 'Hah şöyle!' dedim içimden "ben içerde yıkarım abi sıkıntı yok sen kalan kısımları hallet yeter" dedim. Güzelce yıkayıp keseledi, köpüklerle kaplayıp tertemiz yaptı beni.
"Sağol abi" deyip göbek taşına geçip uzandım biraz. Vaktim vardı daha. Gözlerimi kapatıp kaplıcanın içinde su seslerini dinlerken biraz önce altımda inlete inlete siktiğim Meltem Abla, bana bu seks ortamını sağlayan Serhat Abi, az önce karısını siktiğimden habersiz sikimi taşağımı yıkayan İsmail Abi, annelerini siktiğimden ve eve apar topar geldikleri için son anda evlerinden kaçtığımdan habersiz benimle sohbet eden çocuklar teker teker gözümün önünden geçti. Sonra annem, babam, ablam ve kız arkadaşım geldi aklıma. Ne ilk düşündüklerim sikimi kıpırdattı ne de sonrakiler kalbimi dağladı. Böyle bir şey miydi hayat? Acılarla zevklerin iç içe geçtiği, dün seni sikmeye kalkanın bugün taşaklarını yıkadığı, sana acıyan kadını altında acıta acıta zevkin doruklarına ulaştırdığın bir girdap mıydı hayat? Sonunda beni yutacak bir döngü müydü yaşadıklarım yoksa yeni gün, dünün küllerinden mi doğacaktı? Bunları düşünüp biraz uyuklayıp çıktım kaplıcadan. Her gün 'ben artık eski ben değilim' diyordum...
75 notes · View notes
renksizadam · 1 year ago
Text
dayı ben bi gün tek başıma öyle bi halletmek zorunda kaldım ki bir daha sırtımı kimseye yaslamadım
186 notes · View notes
yurekferahligi · 2 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Aralık 2024
keyifle kahvemizi içerken pencereye vuran yağmur damlalarını izlediğim hoş bir aydı. temizlik yaptım, misafir ağırladım bazen çok yoruldum ve hep güzel uyudum. kilo aldım ve çorabımı giyerken nefes nefese kaldım. zorluğu var ama çok güzel ve keyifli.
bebeğimizin ihtiyaçlarını bitirdik sayılır henüz adı belli değil ama olsun daha yolumuz var. sağlıkla gelsin de. bu ayın güzel haberlerinden biri arkadaşım hacer’in de hamile olması. aramızda 4 ay olacak nasip olursa. bu haber beni öyle mutlu etti ki hayalini kuruyorduk çok şükür rabbim sağlıkla kucağımıza almayı nasip etsin.
siyer dersine başladık, öyle güzel oldu ki günlerim daha da dolu geçecek diye çocuk sevincim var içimde.
bu ay canımı sıkan şeyler de olmadı değil ama takılı kalamam yoksa bu kanımı emer.
97 notes · View notes
hataysekshikayelerisblog · 11 months ago
Text
Çirkin Baldız! (Cezmi 33 Y., İstanbul)
Tatile karımın ablası da bizimle beraber gelmişti. Karımın ablası evlenmemiş, en son sevgilisinden ayrılalı 10 yıl kadar olmuştu. Benimle yaşıt, zayıf, küçük memeli, küçük popolu, çokta güzel olmayan biri idi. Biraz huysuzluğu olduğu için sevgili işini de beceremiyordu. Aramız fena değildi. Tatilin 3. günü karımı işyerinden çağırdılar. "Biz de gelelim!" dedik, ama karım, "Gerek yok, bari siz tatil yapın, o kadar para verdik!" dedi. Biz de çok ısrar etmedik, karım İstanbul'a döndü. Baldızımla ilk gün standart rutinde geçti. Sabah, deniz, güneşlenme, akşam yemek, sonra ayrı odalara gidip yattık.
Ertesi gün tekrar denize gittik. Öğlen yemeğe giderken resepsiyondan görevli seslendi, "Eşiniz gitti galiba? Sizi aynı odaya alsak, öbür odayı başka aileye versek, size de odanın ücretini iade etsek, olur mu?" dedi. Hem otel hem biz karlı çıkacağımız için kabul ettik. Karım zaten geri gelemeyecekti. Ben baldızın odaya taşındım. Orada iki yatak vardı. Akşam yemek sonrası oteldeki diskoya gittik. Bir yandan içiyor, arada dans ediyorduk. Danslar başta ayrık olsa da yavaş yavaş temaslarımız oluyordu. Ama abartmıyorduk. Etraftaki dans eden, öpüşen, sevişen Rus turistler ikimizin de dikkatini çekiyor, birbirimize gösteriyorduk. Bayağı sarhoş olmuştuk. Odaya geçtik.
Cila için mini bardan Tekila çıkardığımda baldız gülüyordu. Fakat ikinci Shot Tekiladan sonra ağlamaya başladı. "Ben çok çirkinim!" diye ağlıyordu. "Yok değilsin!" falan desem de, "Çok çirkinim, 10 yıldır sevgilim yok, herkes evlendi ben kaldım!" diye ağlıyordu. Ben, "Olur mu! Tamam, çok güzel olmasan da çirkin değilsin. En azından kuzenin gibi şişko değilsin mesela!" deyip elinden tutup ayağa kaldırdım. "Bak burada nasıl giyiniyorsun, mini etek, askılı dekolte. İlgi çekebilecek şekilde. Ama İstanbul'da Kezban gibi. Piyasanı daraltıyorsun. Birçok erkek bunu sever. Şişman değilsin. Bcakların da güzel. Göğüslerin küçük, ama dik gibi, sutyenden belli değil!" dedim.
Baldız, "Cidden öyle mi?" dedi. "Tabi öyle! Sen kendine güvenmiyorsun. Etrafa bak, koca burunlu, koca kaşlı kızların sevgilisi niye var?" dedim. Baldız, "Niye?" diye sordu. "Kezban değiller çünkü!" dedim. Baldız, "Ne yani, ben de yollu mu olayım?" dedi. "Yollu değil, sexy. Bara gidince sutyen takma mesela. Gördün Rusları, hangisinde sutyen vardı? Hadi çıkar sutyeni, nasıl görünecek bakalım!" dedim, attım oltayı.
Baldız Tekiladan bir shot aldı. Arkasını dönüp sutyeni çıkarttı. Üstünde ince triko bir askılı vardı, meme uçları hafif belli oluyordu. Meme çatalı üstünde düğmesi vardı. Onları da ben açtım, dekoltesi ortaya çıktı. "Hah şöyle! Arada frikik vereceksin ki, erkeklerden ilgi göresin. Bak memelerin de dik imiş, ne güzel!" dedim. Baldız güldü, shot için eğildi. Eğilirken eli ile memesini kapatınca, "Olmadı! Özellikle memelerin görünsün!" dedim. Bu sefer elini koymadan eğildi. Memelerin tamamı ortaya çıktı. "Hah şöyle!" dedim, ama memeleri görünce benim yarak da kalkmıştı.
Bunu baldız da fark etmişti, "Ne iş, kalkmış seninki!" dedi. "Kalkar tabi, güzel memeleri gördü, hoşuna gitti!" deyince güldü. Baldıza, "En son en zaman gördün?" dedim, "Ohoo, çok oldu!" dedi. "Görmek ister misin benim aleti?" dedim, evet anlamında kafa salladı. Şortumu indirip çıkardım yarağımı. Baldız, "Hmmm, kızkardeşimin söylediği kadar varmış!" dedi. Ben şaşırmıştım, "Sana sikimi mi anlattı?" diye sordum. Baldız, "Biz konşuruz böyle şeyleri, hem de taaa ilk günden beri! Senin isteklerinin hepsini biliyorum! Dokunabilir miyim?" dedi. "Tabii!" dedim. Uzandı, yarağımı okşamaya başladı. Elleri sıcaktı.
Biraz okşadıktan sonra, "Kızkardeşim emiyormuş?" dedi. "Evet! Sen?" dedim. Baldız, "Ben hiç emmedim. Denedim, ama iğrenç geldi. İkinci sevgilim istedi, ama hoşlanmadım!" dedi. Ben de, "Boşa Kezban demiyorum. Sen emmeyince sevgilin başkasına gitti değil mi?" dedim. "Evet, aynen öyle oldu!" dedi. "Em hadi, öğren!" deyip, elimi ensesine koyup yarağıma doğru bastırdım. Önce yarağımın başını yaladı, sonra ağzına aldı. Baldız yavaş yavaş emerken ben de ensesini bastırıyordum. Acemice başaldı, ama devam ettikçe daha çok zevk verdi. Ayağa kalktım ve "Şimdi kendini bana bırak, ne dersem yap!" dedim. Baldız, "Tamam!" dedi. "Ağzını kocaman aç ve dilini çıkar!" dedim. Dediğimi yapınca yarağımı ağzına soktum. İki elimle kafasını tutup, ağzını am siker gibi sikmeye başladım. Baldız arada böğürüyordu sadece. "Ağzım yoruldu!" deyince bıraktım.
Baldız yatağa uzandı ve "Amımı yalar mısın? Hiç amım yalanmadı. Kızkardeşim anlattı, hep yalıyormuşsun!" diyerek, mini eteğini ve külotunu çıkardı. Denize girerken bikini giydiği için amını temizlemişti. Çok sikilmememişti amı, am dudakları hiç sarkmamıştı. Eğildim amını yalamaya başladım. Yaladıkça baldız titriyor, "Çok güzel, çok güzel!" diye inliyordu. Amını yalarken elimi tişörtün içine sokup memelerini okşadım. Baldız kudurmuş halde idi. Amı sırılsıklam olup orgazm olunca yalamayı nırakıp, üstüne doğru kaydım, memelerine yumuldum. Küçük, fakat sert, dik memeleri vardı. Kızkardeşinin memeleri iri ama biraz sarkıktı.
Boşalmam gerekiyordu. Göğsüne oturup yarağımı ağzına dayadım. Ağzına boşalacağımın farkına vardı ve "Sen uzan, ben boşaltayım. İlk olacak!" dedi. "Tamam!" deyip uzandım. Karşıma geçti, yarağımı kavradı, önce boydan yaladı, sonra emmeye başladı, yavaş yavaş emiyordu. Boşalırken kafasını tuttum ve "Yut!" dedim. Ben boşaldıkça yutkundu. Beni boşalttı, ama suratı kötü idi, ağzında kalan döllerimi banyoya koşarak tükürdü. Ağzını yıkayıp geldi ve "Kötü imiş tadı, kızkardeşim niye seviyor ki?" dedi. Ben de, "Alışırsın. İlkin o da öyle idi!" dedim.
Bir bira açtık, beraber aynı şişeden içmeye başladık. Arda baldızın memelerini elliyordum. Bira bitince, "Hadi duşa girelim!" dedim. Güldü ve "Tamam!" dedi. Zaten çıplaktık, geçtik sarhoş sarhoş duşa. Bir güzel okşaya okşaya yıkadım baldızı. Amını parmakladım. Götünü de parmaklayıp, "Hiç götten siktirmedin değil mi?" dedim. "Hayır, denedik ama çok acıdı, vazgeçtik!" dedi. "Onu da yarın sikerim. O dar götün sikilecek, hiç kaçarın yok!" dedim. Güldü ve, "Ne istersen yap!" dedi. Çevirdim arkasını, domalttım. Yarağımı amına geçirdim. 10 yıldır yarak yemeyen am daracıktı. Baldız derin bir, "Oohhh!" çekti. Yavaş git-geller ile sikmeye başladım. Baldız zevkten kudurmuş halde idi, enik gibi inliyordu.
Duş dardı, zor oluyordu. Duştan çıktık. Kurulandık. Yatağa uzandım, üstüme çıktı. Yarağımı amına yerleştirdi ve kendini siktirmeye başladı. Küçük memeler hafif hafif sallanıyordu. Bir süre sonra üstümden devirdim alta aldım. Bacaklarını belime sardı. Kökledim yarağı. Küçük memelerine yumulup siktim. Arada çevirip köpek pozisyonunda amını uzunca süre siktim. Baldız iki kez orgazm olmuştu. Benim de boşalmam gerekiyordu. "Korunuyor musun?" diye sordum. "Hayır!" deyince çıktım amından. Memelerine doğru oturdum, yrağımı sıvazlayarak memelerine ve yüzüne attırdım. Sonra ağzına verip bir süre emdirdim. Yorgun ve sarhoş olarak uzandım. Baldız da temizlenip geldi. Çıplak yattık.
Sabah yüzü gülüyordu. Baldıza, "Sabah saksosu yok mu?" dedim. "O ne?" dedi. "Al ağzına boşalt beni!" dedim. Eğildi, emmeye başladı. Ben de amını götünü parmakladım. Sonunda ağzına bir güzel boşaldım. Duştan sonra hazırlanıp önce kahvaltıya, sonra denize gittik. İki sevgili gibi idik. Arada okşuyor, öpüyor, arkadan abanıp götüne yarağımı dayıyordum. Tabi baldız da boş durmuyordu. Bu sefer sadece sırtına değil her yerine güneş yağı sürmüştüm. Öğlen yemek yeyip odaya geçtik. Duşa girdik yine beraber. Götünü yıkarken parmaklamaya başladım. Bir parmak, sonra iki, sonra üç oldu. Baldızda zevk ve acı birarada idi. Ona, "Boşver denize gitmeyi, seni götten sikeyim!" dedim. "Olur!" dedi.
Oluru alınca çıkarttım duştan. Yatağın kenarına yüz üstü yatırdım. Bacaklarını yana ayırdım. Dar göt karşımda idi. Götünü yalayınca önce şok oldu, sonra hoşuna gitti. Çantasından krem aldım, götüne sürmeye başladım. Artık 4 parmak götüne giriyordu. Baldız, "O yarak girer mi oraya?" dedi. "Tabii girecek! İstersen den de seyret!" dedim. Baldız, "Nasıl?" deyince, telefonunu önüne koydum. Baldızı görüntülü aradım. Önce götüne giren parmakları gösterdim. Baldız, "Deliğim büyümüş!" dedi. Yarağımın başını deliğe dayadım ve yüklendim. Yarağım götüne ilerledikçe, "Acıyor!" dedi. Yavaş yavaş soktum. Zevk acı karışmıştı ve götüne giren yarağı canlı izliyordu. Bir süre sonra alıştığı için seri sikmeye başladım...
Daracık götüne fazla dayanamayıp içine boşaldım. Baldızın canı yansa da zevkten ölmüştü. Amı da sırılsıklamdı. Banyoda yarağımı yıkadım geldim, yatağa uzandım. Baldız da götünü yıkayıp geldi, yanıma yattı. Yarağımı okşamaya başladı. "Keşke hep siksen beni!" dedi. Ben de, "Bana bel bağlama baldız, biliyorsun ki kızkardeşinle evliyim. Ama böyle benimle olduğun gibi orospu ol, yarak bulursun!" dedim. Eğildi yarağımı yalamaya ve emmeye başladı. Demin boşaldığım halde emdikçe yarağım yeniden sertleşti. Baldız gülerek üste çıktı. Amına yerleştirdi, hafifçe götünü oynatıp siktirdi kendini bir süre. Orgazm olunca da indi. Sarılıp uyuduk yine.
Tatilimiz bitene kadar sürekli baldızın amını götünü siktim. Koruyucu hap aldığı için artık amına da boşalıyordum. Odaya ne zaman gelsek mutlaka bir yerini sikiyordum. Hatta birkez de denizde amını siktim. Artık İstanbul'da da fırsat bulunca sikiyorum!
[Cezmi]
169 notes · View notes